CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI INDA ROMAN VE ŞİİRLERİN ÖZELLİKLERİ, YAZAR VE ESERLERİ Sedat Vural Osman Dağ Metin Şan
ROMANLARıN ÖZELLIKLERI Yazarlar toplum gerçekleri yansıtmaya, sorunlarına çözüm getirmeye çalışırlar, fakat daha çok gördüklerini, gözlemlediklerini yansıtmak çizgisinde kalırlar. 1930-1940 yılları arasında yazarlar toplum gerçeklerini, II. Abdülhamit döneminden başlayıp, Birinci Dünya Savaşı yıllarını konu olarak işlerler.
Bu dönemde roman ve hikaye cumhuriyet düşüncesi etrafında biçimlenmiştir. O dönemdeki sosyal ve siyasi ortamı yansıtır. Tenkitçi bakış bu dönemde de devam eder. Değişimin ikilemi eserlerde işlenmiştir. Cumhuriyetin ilk yıllarında milli mücadele ve Cumhuriyet işlenen ilk temalardır.
İlk romanlarla birlikte İstanbul dışına çıkış başlamış Anadolu, Anadolu İnsanı, Anadolu ya giden aydınlar, köylüler ve savaş bölgeleri ile konuları oluşturur. İnkılaplar ve milli mücadele, İstanbul dan Anadolu nun nasıl görüldüğü anlatılır. Bu dönemde kazanılan savaşlarda birlikte yeni umutlar tabiat, yoksul insanlar, cehaletle savaş hedefler arasındadır.
Aşk romanları ahlaksal çöküntüler ve İstanbul yine işlenmiştir. İşçi ve işveren sorunları işlenmiştir. Psikolojik eserler, bireyin iç dünyası işlenmiştir. Milli edebiyat zevk ve anlayışına uygun olay hikâyeleri görülür. Aynı zamanda da durum hikâyeleri de vardır. Son zamanlarda modern hikâye de ortaya çıkmıştır
1980 den sonra yeni temalarda yazılmaya başlanmıştır. Eski İstanbul a özlem işlenmiştir. Postmordenizm ve modernizm son yıllarda ortaya çıkan yeni konulardır.
Cumhuriyet'in ilk yıllarındaki yazarlar, genellikle topluma eğilmişler, birtakım gerçekleri aktarmak istemişlerdir. Aralarında, sorunlara çözüm getirmeye çalışanlar ya da eleştirenler olmakla birlikte, gerçekçilik, daha çok gördüklerini, gözlemlediklerini yansıtmak, sergilemek çizgisinde kalmıştır.
Bu yılların üç önemli yazarı Halide Edip Adıvar, Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve Reşat Nuri Güntekin'dir. Bu üç yazar, Tanzimat döneminde başlayan köye ve Anadolu'ya yönelmeyi, açılmayı bilinçli olarak geliştirmişlerdir.
1940'lı yıllara gelindiğinde, ilk romanların İkinci Dünya Savaşı yıllarında yayımlamaya başlayan yazarlarda toplumsal kaygının ağırlık kazandığı, toplumsal konuların çeşitlendiği dikkati çekiyor.
İlk romanlarını bu yıllarda yayımlayan topluma yönelik gerçekçi yazarlar olarak; Cevdet Kudret Solok Kemal Bilbaşar Samim Kocagöz Faik Baysal Ahmet Hamdi Tanpınar Abdülhak Şinasi Hisar geçmişle olan ilişkileri yönünden değişiklik gösterirler.
1950'li yıllara gelindiğinde İkinci Dünya Savaşı yıllarında yetişen köy çıkışlı, Köy Enstitülü yazarların köy ve kasaba romanlarını yayımlamaya başladıkları görülüyor. Yaşar Kemal (1922), Orhan Kemal (1914-1970), Fakir Baykurt (1929), Talip Apaydın (1926), Kemal Tahir (1910-1973) bu konuların önde gelen yazarları olarak yer alırlar.
1950-1960 yılları olarak, İlhan Tanus Necati Cumalı Tarık Dursun K. Oktay Akbal Tarık Buğra Aziz Nesin Attila İlhan Cengiz Dağcı sayılabilirler.
1960'lı yıllara değin toplumcu genç, gerçekliğin gittikçe ağır bastığı romanımızda, bu yıllardan sonra ele alınan konulardaki çeşitlenmeyle birlikte, roman yazma yönteminde de bir değişme, gelişme göze çarpar. 1960'tan başlayarak geçirilen siyasal, toplumsal ve ekonomik değişmeler, bunların sonuçları, yazarların üzerinde durup ele aldığı konular olarak görülür.
1960-1970 yılları arasında dikkati çeken yazarlar olarak, Hasan İzzettin Dinamo Mehmet Seyda Rıfat Ilgaz Yusuf Atılgan Yaman Koray Nezihe Meriç Emine Işınsu Peride Celal sayabiliriz.
1980-90 yılları arasında aileden hareket ederek, 1900'lerden başlayan geniş bir zaman dilimi içinde, Türkiye'nin toplumsal yaşamından kesitler verilir. Özyaşam öyküsü romanı özelliği taşıyan romanlar yazılır. 12 Eylül 1980 öncesi olaylarından kesitler verilir
1980-90 yılları arasında, en çok dikkati çeken adlar olarak Orhan Pamuk Ahmet Altan Mehmet Eroğlu Ahmet Yurdakul Latife Tekin ve Ayla Kutlu görünüyorlar.
ŞİİRLERİN ÖZELLİKLERİ Şiirlerde kullanılan dil son derece sadedir. Şiirde aruz ölçüsü yerine hece ölçüsü yaygınlaşmıştır. Ahmet Haşim, Yahya Kemal aruzla şiir yazmaya devam etmiştir. Halk şiiri geleneği, Cumhuriyet Dönemi şiiri için en önemli kaynak olmuştur. Şiirlerde hamasi (destansı) söyleyişler dikkati çeker.
Nutuk havası taşıyan didaktik şiirler yazılmıştır. Gurbet teması şiirlerde sıkça işlenmiştir. Ulus sevgisi, yurdu tanıtma ve yüceltme coşkusu şiirlerde önemli yer tutar. Anadolu insanı ve Anadolu yu anlatan şiirler yazılmıştır.
ÖZ ŞIIR ANLAYıŞı Milli Edebiyat Döneminin şiir hareketleri bu dönemin oluşmasında etkili olmuştur. Şiir dili her şeyin üzerindedir. Şiir bir biçim (form) sorunudur. Ahenk söyleyiş tarzı, ritim, kafiye ile sağlanır. Amaç iyi ve güzel şiir yazabilmektir. Dilde saflaşma, sadeleşme görülür. Şiir, soylu bir sanat olarak kabul edilir.
Şairlerin kendilerine özgü bir imge düzenleri vardır. İçsel bir yaklaşımla insan anlatılır. Şiirin toplum için değil sanat için olduğunu iddia ederler ve şiirlerini sanat için yazarlar. Şiirler ideolojinin esiri olmamalıdır. Güzel şiir ancak çalışarak elde edilir. Şiir emek işidir.
Temsilcileri; Ahmet Haşim, Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Hamdi Tanpınar, Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmet Muhip Dıranas, Behçet Necatigil, Asaf Halet Çelebi, Necip Fazıl Kısakürek, Özdemir Asaf, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Ziya Osman Saba gibi şairlerimizde görülen ortak zevk ve anlayışa verilen addır.
BEŞ HECECİLER Hecenin beş şairi adıyla da anılan bu sanatçılar milli edebiyat akımından etkilenmiş ve şiirlerinde hece veznini kullanmışlardır. Şiirde sade ve özentisiz olmayı ve süsten uzak olmayı tercih etmişlerdir. Beş hececiler şiire birinci dünya savaşı ve milli mücadele döneminde başlamışlardır. Beş hececiler ilk şiirlerinde aruz veznini kullanmışlar daha sonra heceye geçmişlerdir.
Şiirde memleket sevgisi, yurdun güzellikleri, kahramanlıklar ve yiğitlik gibi temaları işlemişlerdir. Hece vezni ile serbest müstezat yazmayı da denediler. Mısra kümelerinde dörtlük esasına bağlı kalmadılar yeni biçimler aradılar. Nesir cümlesini şiire aktardılar ve düzyazıdaki söz dizimini şiirlerde de görülmesi beş hececiler de çok rastlanan bir özelliktir.
Beş hececiler şu sanatçılardan oluşmuştur: Faruk Nafiz Çamlıbel Yusuf Ziya Ortaç Enis Behiç Koryürek Halit Fahri Ozansoy Orhan Seyfi Orhon
YEDİ MEŞALECİLER Yedi Meşaleciler 1928'de kurulmuştur. Heceyi geliştirmek amacıyla ortaya çıkmıştır. "Canlılık, samimiyet ve daima yenilik" sloganıyla hareket etmişlerdir. Verlaine, Mallerma gibi Fransız şairleri örnek almışlardır. Anadolu'yu yurtseverlik anlayışıyla anlatmayı düşünmüşlerdir; ancak pek başarılı olamamışlardır.
Sabri Esat Ziya Osman Saba Yaşar Nabi Nayır Muammer Lütfi Vasfi Mahir Kocatürk Cevdet Kudret Kenan Hulusi Koray ŞAİRLERİ
GARİPÇİLER ( I. YENİCİLER ) Garip Akımı, Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının belki de bütün Türk edebiyatının en farklı gurubu olarak edebiyat tarihinde yer almışlardır. 1940 yılına kadar gelen bütün şiir anlayışına karşı çıkan Orhan Veli, Oktay Rıfat Horozcu, Melih Cevdet Anday ortaklaşa "Garip" dergisini çıkarıp bu akımı başlatmışlardır.
Şiirde ölçü ve kafiye gereksizdir. Şiir fikirleri aşılamak için kullanılmamalı. Şiirde anlam düz verilmeli. Her konu şiire girebilmeli Her insan şiirin konusu olabilmeli. Şiirde söz ustalığı, laf cambazlığına gerek yoktur. Şiirde önemli olan bütün güzelliğidir.
MAVİCİLER Maviciler, Atilla İlhan'ın 1952-1956 yıllarında çıkardığı derginin adı olan "MAVİ" nin etrafında toplanan Orhan Duru, Ferit Edgü gibi sanatçıları oluşturduğu guruptur. Bu sanatçılar, Garip Akımı'na ve Orhan Veli'ye karşı çıkmış, şairane bir sanat anlayışının temsilcisi olmuşlar.
Daha sonra mavi dergisi Özdemir Nutku'nun yönetimine geçti ve Atilla İlhan'ın savunduğu toplumsal geçekçiliğin (sosyal realizm) sözcüsü oldu.dergi Nisan 1956'da çıkan 36. sayıdan sonra (son mavi) kapatıldı. Garip akımına tepki olarak çıkmıştır. Şiirin basit olamayacağını zengin benzetmeli, içli, derin olması gerektiğini savunmuşlardır.
İKİNCİ YENİCİLER İkinci Yeniciler, 1950'lerde "Garip" akımına tepki olarak çıkmıştır. Şiirin düşürüldüğü basitliğe son vermek amacıyla ortaya çıkmıştır. Cemal Süreyya, İlhan Berk, Edip Cansever, Turgut Uyar, Ece Ayhan, Ülkü Tamer,Sezai Karakoç bu akımın öncüleridir.
Sözcüklerin anlamı değil söylenişi önemlidir. Her şey insanla başlar insanla biter. Şiirin kendine göre bir dili olmalı. Şiir diğer edebi türlerden kesin çizgilerle ayrılmalı. Önemli olan kelimelerin anlamları değil, şairin ona yüklediği anlamlardır.
ÖNEMLI YAZAR VE ESERLER AHMET HAMDİ TANPINAR Hece ölçüsünü şiirimize en iyi uygulayan şairimizdir. Şiir dilimize yeni bir ses getirmiştir. Kendine özgü bir söyleyiş geliştirmiştir. Hikâye ve romanlarında şiirsel bir dil kullanmıştır. Psikolojik derinlik, bilinçaltına inen bir duyarlılık göstermiştir. Vatan sevgisi, geçmişe hasret gibi temalar işlenmiştir. Eserleri: Huzur, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Abdullah Efendi'nin Rüyası,
ARİF NİHAT ASYA (1904-1975) Edebiyatımızda bayrak şairi olarak tanınmıştır. Eserlerinde Türklüğü, vatan ve bayrak aşkını işlemiştir. Edebiyat öğretmenliği ve milletvekilliği yapmıştır. Eserleri: Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor, Yastığımın Rüyası Ayetler Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor Rubaiyyat-ı Arif Kubbe-i ardâ
YAŞAR KEMAL (1923-2015) Türk romancılığının en usta kalemlerindendir. Eserleri içeride ve dışarıda çokça ödül almıştır. Çukurova'da çalışan işçilerin hayat şartlarını, yaşama biçimlerini, ağaların köylülere zulümlerini ustaca ve realist bir yaklaşımla ele almıştır. Romanları; Teneke İnce Memed Ağrı dağı efsanesi Yılanı Öldürseler
ATİLLA İLHAN (1925-2006) Toplumcu-mücadeleci görüşlerini bireysel romantizmle bütünleştirmiştir. Dili zengindir. Mavi Şiir Akımı'nın öncü ismidir. Başta şiir ve roman olmak üzere edebiyatın pek çok alanında eserler vermiştir. Romanları: Sokaktaki Adam, Kurtlar Sofrası, Yaraya Tuz Basmak... Şiirleri: Duvar, Ben Sana Mecburum, Elde Var Hüzün,Korkunun Krallığı Yasak Sevişmek Tutuklunun Günlüğü...
CAHİT SITKI TARANCI (1910-1956) Eserlerinde "ölüm korkusu" hâkimdir. Heceye yeni şekiller katmıştır. Türkçenin incelikleri ustalıkla kullanmıştır. Toplumsal konuları kendi penceresinden yansıtmıştır. Eserleri: Otuz Beş Yaş, Ömrümde Sükût, Düşten Güzel, Ziya'ya Mektup
NECİP FAZIL KISAKÜREK (1905-1983) Türk edebiyatının en büyük şairlerindendir. Sağlam bir dil yapısı, düzgün hece yapısı, sağlam bir teknik, felsefi derinlik, özgün bir anlatış gücüne sahip bir şairdir. Aynı zamanda önemli bir fikir adamıdır. Ona göre şiir: "Allah'ı arama işidir." Şiir Kitapları: Kaldırımlar, Örümcek Ağı, Ben ve Ötesi Oyun Kitapları: Tohum Künye, Bir Adam Yaratmak, Satırbaşı Diğer eserleri: Çöle İnen Nur