2002 GENEL SEÇİMLERİNDEN 6 AY SONRA AKP HÜKÜMETİ: FIRSAT VE ENGELLER

Benzer belgeler
3 Kasım 2002 Seçimlerine Doğru: Senaryolar ve Alternatifler...

28 Mart 2004 Yerel Seçimlerine Doğru: AKP yi Bekleyen Engel ve Fırsatlar

17 Aralık Öncesinde AKP ve Beklentiler...

TÜRKİYE DE SİYASET VE DEMOKRASİ

Hazırladığımız bu özel dosyada, 1954'ten 2002'ye kadar yapılmış tüm

Siyasal Partiler: Kurumsallaşma, Demokrasi ve Reform. Ersin Kalaycıoğlu Sabancı Üniversitesi

64 PİRE ZIPLADIĞI ZAMAN...

28 Mart ve 24 Nisan Sonrasında AKP: Kurumlaşmaya Doğru...

A Y L I K EKONOMİ BÜLTEN İ

İÇİNDEKİLER SUNUŞ...IX KISALTMALAR... XIII I. BÖLÜM SEÇİM DÖNEMİ

TESAV Yayınlarından alınmıştır

Öğr.Gör. İbrahim Ersin TURGUT, Öğr.Gör.Dr.Cumali ERDEMİL Pamukkale Üniversitesi Buldan Meslek Yüksekokulu

24 Haziran Seçimlerine İlişkin Kamuoyu Eğilimleri

Dış Ticaret Verileri Bülteni

Dış Ticaret Verileri Bülteni

Türkiye Ekonomisi 2000 li yıllar

Dış Ticaret Verileri Bülteni

TCMB NİN ENERJİ İTHALATÇISI KİT LERE SAĞLADIĞI DÖVİZ İMKANINA İLİŞKİN SPEKÜLATİF HABERLER

DP 14 MAYIS SEÇİMLERİNDE DP OY 55,2ORANLARI

Dış Ticaret Verileri Bülteni

Sonucu ekonomik kriz değil, politik kaygılar şekillendirdi

EK Temmuz 1946 Milletvekili Genel Seçim Sonuçları Seçim Sistemi: Çoğunluk Sistemi

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII. I. BÖLÜM HAZİRAN 2015 ten KASIM 2015 e DOĞRU

Devrim Öncesinde Yemen

TCMB NİN ENERJİ İTHALATÇISI KİT LERE SAĞLADIĞI DÖVİZ İMKANINA İLİŞKİN SPEKÜLATİF HABERLER

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII KISALTMALAR... XIII. I. BÖLÜM 2007 den 2011 e DOĞRU

AĞUSTOS 2015 TÜRKİYE GÜNDEMİ VESEÇMEN EĞİLİMİ ARAŞTIRMASI SONUÇ RAPORU 25 AĞUSTOS 2015

İÇİNDEKİLER I. ARAŞTIRMANIN METODOLOJİSİ 3 II. GENEL DEĞERLENDİRME 6 III. BULGULAR.12 IV. DEMOGRAFİK SONUÇLAR 37 V. REFERANSLARIMIZDAN BAZILARI..

Merakla Beklenen Anket Sonuçları Açıklandı

İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM GENEL BİLGİLER

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Haziran 2013, No: 63

TÜRKĠYE SĠYASĠ EĞĠLĠMLER VE BEKLENTĠLER ARAġTIRMASI. Ocak

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII. I. BÖLÜM 2011 den 2015 e DOĞRU

Bir önceki aya göre değişim oranı

KONYA TİCARET ODASI Etüt Araştırma Servisi. Tarih: Bilgi Raporu. Sayı : 2008/12/105 Konu : HÜLLE PARTİLERİ. Hazırlayan: Seyida ERKEK

EUR/USD ANALİZİ DESTEK : DİRENÇ :

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim AKP

İşgücü Piyasası Görünümü: Mart 2017

Yerel seçimlere, ekonomik

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim

Ayşegül DEDE / Etüd Araştırma Servisi / Uzman 2009 YILI TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİ GENEL DEĞERLENDİRME

ĠKĠ DĠL TARTIġMASI SEÇMEN ÜZERĠNDE SANDIĞA GĠDERKEN BÜYÜK BĠR ETKĠ YARATMIYOR...

Ekonomik Takvim

TÜRKİYE DE AVRUPA-ŞÜPHECİLİĞİ Türk Halkının AB Konusundaki Şüpheleri, Kaygıları ve Korkuları

GÜNE BAŞLARKEN 31 Ağustos 2009

Ekonomi Bülteni. 11 Mayıs 2015, Sayı: 12. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM GENEL BİLGİLER

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII 24 HAZİRAN 2018 CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ

İşgücü Piyasası Görünümü: Ocak 2017

Haftalık Piyasa Beklentileri. 10 Kasım 2014

2. TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ

Vatandaşlar koalisyonun kurulmamasından MHP yi sorumlu tutuyor. Marpoll Kamuoyu Araştırma Şirketi, Ağustos ayı gündem araştırma sonuçlarını açıkladı.

TÜRKİYE DE ETNİK, DİNİ VE SİYASİ KUTUPLAŞMA. Dr. Salih Akyürek Fatma Serap Koydemir

T.C. KALKINMA BAKANLIĞI İŞGÜCÜ PİYASASINDAKİ GELİŞMELERİN MAKRO ANALİZİ

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

Günlük Bülten 29 Nisan 2013

Haftalık Piyasa Beklentileri. 16 Mart 2015

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Mayıs 2014, No: 92

Prof. Dr. Özer SENCAR Prof. Dr. Doğu ERGİL Prof. Dr. İhsan DAĞI Prof. Dr. Cengiz YILMAZ Dr. Sıtkı YILDIZ Dr. Vahap COŞKUN NİSAN

İşgücü Piyasası Görünümü: Aralık 2016

Türkiye Siyasi Gündem Araştırması

ŞUBAT 2019-BÜLTEN 13 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

KKTC SİYASİ ARAŞTIRMA RAPORU

Haftalık Piyasa Beklentileri. 18 Ağustos 2014


İşte Marpoll'ün Son Anketi

EKİM 2014 KAHRAMANMARAŞ SELİM IŞIK

GÜNLÜK BÜLTEN 04 Nisan 2014

3. Yasama Yılının Başlamasına Doğru AKP

EKONOMİK GELİŞMELER VE DÖVİZ KURLARINDA BEKLENTİLER EKONOMİ VE STRATEJİ DANIŞMANLIK HİZMETLERİ 2013 KASIM

MAHALLİ İDARELER SEÇİMİ

Yerel Seçimlerden 1 Yıl Sonra Türk Siyaseti nde Gelişmeler

Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler

Günlük Bülten 17 Mart 2014

Günlük Bülten 07 Mart 2013

İşgücü Piyasası Görünümü: Ağustos 2016

Dış Ticaret Verileri Bülteni

Sermaye Piyasası Kurulu. Sermaye Piyasası Beklenti Anketi. Ekim Araştırma Dairesi 2010/10

2015 YILI DEĞERLENDİRME VE BEKLENTİLER EKONOMİ VE STRATEJİ DANIŞMANLIK HİZMETLERİ HAZİRAN 2015

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII SUNUŞ... IX I. BÖLÜM GENEL BİLGİLER

ACR Group. NEDEN? neden?

TESAV Araştırmalarından alınmıştır Yılları Arasında Yapılan Yerel Yönetimler Seçim Sonuçları (Üye Sayıları Oy Oranları)

Burada öteki AKP yöneticelirenden değil, bizlerden söz ediyorum.

Gedik Portföy Yönetimi A.Ş. Fon Bülteni. Ekim 2018

İşgücü Piyasası Görünümü: Eylül 2016

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası

İMF siz Yapamayacak mıyız?...47 Yakın İzleme Programı Üzerine...48 Daha Dikkatli Olma Zamanı...49 Siyasette İstikrarsızlığa Yılında Ekonomi

MetroPOLL Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi A.Ş. Cinnah Caddesi No: 67/ Çankaya/ANKARA Tel: (312) Faks: (312)

GÜNE BAŞLARKEN 6 Nisan 2009

Günlük Bülten 05 Şubat 2013

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ -6-

Ödemeler Dengesi Bülteni

HİSSE Sabah Notu 24 Şubat 2017

FOREKS GÜNLÜK BÜLTEN İÇİNDEKİLER

Sermaye Piyasası Kurulu. Sermaye Piyasası Beklenti Anketi. Ocak Araştırma Dairesi 2013/01

Dış Ticaret Verileri Bülteni

GÜNE BAŞLARKEN 23 Ekim 2009

Transkript:

2002 GENEL SEÇİMLERİNDEN 6 AY SONRA AKP HÜKÜMETİ: FIRSAT VE ENGELLER Türkiye de yaklaşık 10 yıl süren koalisyonlar dönemine son veren 3 Kasım 2002 seçimlerinin üzerinden 6 aya yakın bir süre geçti. Seçmenin yüzde 34 ünün teveccühünü elde eden AKP, bu kadar kısa süre içerisinde yoğun gelişmeler silsilesiyle karşılaştı. Bu gelişmelerin bazıları partinin iktidarını pekiştirirken, bazıları da uzmanlarca hükümete biçilen ömrün kısalmasına yol açtı. AKP hükümetinin geri kalan iktidar döneminde bekleyen fırsat ve engelleri değerlendirebilmek için bu gelişmelerin kısa bir sıralamasını ve değerlendirmesini yapmamızda yarar var. 1. 59. Hükümetin kurulması ve R. T. Erdoğan ın Başbakanlığı: AKP nin kurucu genel başkanı ve tartışmasız lideri Erdoğan ın Kasım 2002 seçimlerinde aday olamaması, Anayasa nın başbakanın milletvekili olması şartı nedeniyle başbakan olmasını engellemişti. AKP nin liderlik kadrosunun üç ikinci derece önemli isminden, partinin görece yumuşak kanadında yer alan Abdullah Gül 58. hükümetin başbakanlığı görevini ve Erdoğan ın önünü açacak, ancak ne zaman olacağı bilinmeyen herhangi bir siyasal gelişmenin gerçekleşmesine kadar da bu görevi yerine getirmeyi üstlenmişti. Bu dönem içerisinde, Türk demokrasi pratiğinde daha önce hiç rastlanmayan bir şekilde parti yönetimi politikaların belirlenmesinde etkin bir rol oynamış, AKP Genel Başkanı ndan başka sıfat taşımayan Erdoğan, özellikle Kopenhag zirvesi öncesinde ve aşağıda bahsedilecek tezkere krizi sırasında hükümet başkanı rolünü üstlenecek kadar ileri gitmişti. Bu duruma iktidara gelmenin sembolik nimetlerinden faydalanmaya yönelik parti tabanından gelen ve Meclis Başkanı Bülent Arınç ın talep ve davranışlarında dillenen istekler eklenince, AKP iktidarı henüz yüzüncü gününü bile doldurmadan parti-parti grubu-hükümet üçgeninden oluşan bir çok başlılık görüntüsü sergilemeye başlamıştı. Türkiye nin uzun süredir göremediği tek parti iktidarı bu çok başlılık nedeniyle yıpranmaya başlamış ve ilk başta elde ettiği toplumsal krediyi kaybetme gerçeği yüzyüze gelmekteyken; sürpriz bir gelişme yaşanmıştır. Yüksek Seçim Kurulu nun Siirt seçimlerini iptal etmesiyle, iki ya da üç yıl sonra gerçekleşecek ilk ara seçimleri bekleyen Erdoğan, milletvekilliği ve doğal olarak da başbakanlık hakkını kazanmıştır. Şaşırtıcı olmayarak seçimi AKP kazanmış, 58. hükümet yerini Erdoğan tarafından yönetilen 59. hükümete bırakmıştır. İki kabine arasında Dışişleri Bakanlığı na eski başbakan Abdullah Gül ün atanması ve bir önceki hükümetin ılımlı başbakan yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır ın kabinede yer bulamaması haricinde çok da büyük fark bulunmamaktadır. Ancak yukarıda bahsettiğimiz çok başlılığın sona ermesiyle AKP hükümetine yöneltilen

eleştiri oklarının bir kısmı manasını yitirmiştir. Hükümetin ilk günlerinde görülen bakanların söylemlerindeki uyumsuzluk ise, demeçlerin genel olarak hükümeti temsil eden sözcünün tekelinde toplanmasıyla azalmıştır. 2. Avrupa Birliği Başvuru ve Kopenhag Hayal Kırıklığı: AKP Hükümetinin kurulmasıyla karşılaştığı en önemli sorunun iki bacağı bulunmaktadır. Bunlardan birincisi Avrupa Birliği nin genişlemesi sürecinden Türkiye nin dışlanması olasılığı, ikincisi hala çözülmemiş Kıbrıs sorununun çözülmemesi ve AB üyeliğinin önünde engel teşkil etmesi. AKP hükümeti, gerek parti gerekse de hükümet programında bulunmamasına ve ülkenin seküler kesimlerinin kuşku dolu bakışlarına karşın bu konuya özel bir ilgi atfetmiş ve kayda değer çaba sarfetmiştir. Bizzat Gül ve Erdoğan bireysel temaslarda bulunmuş ve son güne kadar ülkenin AB sürecinden dışlanmaması için gerekli girişimlerde bulunmuşlardır. Benzer şekilde, AKP hükümeti ülkenin tartışılmaz dış politika unsurlarından Kıbrıs konusunda daha önce hiç bir hükümetin atamadığı adımları atacağı izlenimini vermiş, sırf bu yüzden kamuoyunun bazı kesimlerince suçlanmıştır. Kopenhag süreci, büyük ölçüde AB nin kendi iç politika dengeleri nedeniyle Türkiye için hayal kırıklığıyla sonuçlanmıştır. Yapılan kamuoyu araştırmalarına göre seçimin hemen öncesinde yüzde 30 civarında dalgalanan 10 yıl içerisinde AB ye üye olma olasılığı görenlerin oranı, Aralık ayında Kopenhag zirvesi öncesi- yüzde 41 e kadar yükselmiş, ancak zirveyi takip eden dönemlerde önce yüzde 31 e, daha sonra ise yüzde 27 ye düşmüştür. Bu durum kamuoyunun AB üyeliği konusunda uğradığı hayal kırıklığının bir göstergesidir. 45 40 35 30 25 20 15 10 5 0 Eylül'02 Ekim'02 Aralık'02 Şubat'03 Nisan'03 AB Üyeliği Olasılığı Ancak bu durumun AKP ye ne kadar fatura edildiği bilinmemektedir. Öncelikle, Kopenhag zirvesi öncesinde a) AKP hükümetinin henüz yeni göreve gelmiş olması; b) MSP-RP-FP-AKP çizgisinin AB karşıtı tutumlarının kamuoyunca iyi biliniyor olması nedeniyle; AB ye üye olunmamasının faturasının AKP ye kesilmesi olasılığı düşüktür.

Zaten kamuoyunda da genel olarak hükümetin elinden geleni yaptığı konusunda bir kanı da vardır. AKP nin Kıbrıs konusunda attığı adımların seçmen tabanında yarattığı etkilere gelince, öncelikle bu adımların pek de somuta dökülmediğinin altını çizmekte yarar bulunmaktadır. Aralık ve Ocak aylarında adada Denktaş a karşı da olsa bir çözüm gerektiğini savunan hükümet, zaman içerisinde ülkenin geleneksel Denktaş yanlısı politikalarına geri dönmüştür. Erdoğan ın başbakan olmadan önce ve sonra yaptığı ziyaretlerde Denktaş a verdiği desteği vurgulaması bu durumun iyi bir göstergesidir. Öte yandan, seçmenlerin Kıbrıs konusundaki tutumlarının ve bu tutumların iç politika açısından çıkarımlarının ne olduğu da açık değildir. Genel olarak, hemen her dış politika konusunda olduğu gibi bu konuda da kamuoyu yeterince bilgili değildir. Alternatif öneriler arasında hangisinin daha iyi olduğu ve partilerden hangisinin daha iyi politikalar savunduğu belirsizdir. Bu duruma genelde dış politika konularının sembolik önem taşıdığı ve seçmenlerin tercihlerini etkilemediği de eklenirse; AKP nin Kıbrıs konusundaki politikası nedeniyle seçmen desteğini kaybettiğini iddia etmek yersiz olacaktır. Türk kamuoyunun Kıbrıs konusunda açık bir politika tercihine sahip olmasının ön koşulu, Aralık 2002 de neredeyse şahit olacağımız gibi Kıbrıs ın ve Denktaş politikalarının ülke geleceğine bir zarar vereceği konusunda bir konsensus oluşmasıdır. Bu konsensusun oluşması da kısa ve orta vadede mümkün gözükmemektedir. 3. ABD yle Tezkere Krizi ve Irak Savaşı: AKP hükümetinin kurulur kurulmaz karşılaştığı üçüncü önemli sorun da ABD nin Irak a müdahalesinin somutlaşmasıyla oldu. ABD nin Irak a bir askeri müdahale yapmak amacında olduğu zaten bilinmekteydi. Ocak ayını takiben ABD nin Irak a karşı suçlamalarının yoğunlaşması ve Birleşmiş Milletlerin desteği olmadan da savaşabileceğini belirtmesi savaşa yönelik beklentilerin artmasına yol açmıştı. Bilinmeyen savaşın ne kadar uzun süreceği ve Türkiye nin nasıl bir rol oynayacağıydı. Geleneksel olarak bakıldığında MSP-RP-FP-AKP çizgisindeki partilerin ABD yle tam işbirliğini savunan partiler olmadıkları açıktır. Bu partiler ABD karşıtı söylemleri savunmuş ve iktidara geldiklerinde de zaman zaman bu tür politikaları uygulamaya yeltenmişlerdir. Türkiye de islamcı ideolojinin anti-amerikan ve emperyalist vurgular taşıyabildiği de görülmektedir. Bu çerçevede olası Irak krizinde AKP nin tamamen ABD yanlısı bir politika izlemesi beklenmemekteydi. Ancak gelişmeler tam tersini gösterdi. AKP, beklentileri boşa çıkaracak şekilde ABD nin önceliklerini kabul eden, bireysel barış girişimleri haricinde aksi bir politikayı tercih

etmeyen bir profil sergiledi. ABD nin Türkiye deki üsleri kullanma, gerekirse kuzey cephesini açma gibi istekleri hükümetçe benimsendi ve meclise sevkedildi. Ancak, kamuoyu Irak a yapılacak bir müdahaleye büyük ölçüde karşıydı. Şubat ayında yapılan bir araştırmaya gören seçmenlerin yüzde 60 ından fazlası ABD nin askeri müdahalesini muhtemel görürken, yüzde 91 i Irak a karşı müdahaleyi desteklemediklerini belirtmiştir. Yine seçmenlerin yüzde 83 ü Irak a olası bir müdahale durumunda Türkiye nin ABD ile birlikte hareket etmesini istemediklerini söylemiştir. Ayrıca seçmenlerin yüzde 70 i, Irak ta başlayacak bir savaşın Türkiye için önemli bir tehdit olduğu kanısındadır da. Kamuoyunda savaş karşıtı atmosfer, medyanın da büyük bölümünce desteklenmekteydi. ABD nin vadettiği 26 milyar dolar gibi büyük bir rakam bile medyanın büyük bir kısmının savaş karşıtı olmasını engellemiyordu. Bu şartlar altında hükümetin gerekirse Kuzey Irak a asker sevketme yetkisini istediği tezkere, CHP nin tamamının ve AKP nin de üçte birinin red oylarıyla reddedildi. Bu durum Türkiye nin olası bir savaşta ABD yle işbirliğine gitmeyeceği kanısının oluşmasına yol açtı. Ancak, daha önce savaş karşıtı politikaların savunan medyanın bir kısmı, tezkerenin reddinin ABD ile ilişkileri bozacağı görüşünü savunarak bir ikinci tezkerenin hazırlanmasını istemekteyken, ABD Irak harekatının Türkiye siz olacağını belirtti. Kısa süren savaşta Türkiye nin katkısı sadece hava sahasının kullanılmasına izin vermesiyle sınırlı kaldı. Savaş sonrasında medyanın bir kısmı AKP yi Türkiye nin müzakerelerden dışlanmasına yol açacak politikalar izlemekle suçladı. Özetle AKP nin Irak krizi sırasında izlediği politika önce ülkeyi savaşa sürüklemek, daha sonra da ülkenin ortadoğu daki gelişmelerden dışlanmasına yol açmakla suçlandı. Seçmenin bu konudaki görüşüne gelince: Nisan ayı içerisinde yapılan bir araştırmaya göre seçmenlerin yüzde 80 i ülkenin çıkarlarıyla çelişiyorsa ABD karşıtı politikalar güdülmesi gerektiğini belirtmektedir. ABD yle tam bir uyum içerisinde hareket edilmesi gerektiğini savunanların oranı ise sadece yüzde 10 dur. Seçmenlerin siyasi partiler hakkındaki algılarına bakıldığında, ANAP ve DYP nin ABD taraftarı bir politika savundukları, en yüksek ABD karşıtı izlenime ise GENÇ Parti nin sahip olduğu görülmektedir. AKP nin bu konudaki imajının tam ortada olduğunu söylemek de yarar vardır. AKP, tezkereye tamamıyla red oyu vermiş olan CHP den daha fazla anti-amerikancı gözükmektedir. Dolayısıyla yukarıda bahsettiğimiz sürecin AKP üzerindeki negatif etkisinin fazla olmadığını söyleyebiliriz. Tezkereyi sevketmiş olmak partiyi Amerikancı kılmamıştır.

Ülkemiz sonuçları ne olursa olsun ABD ile tam bir uyum içinde olmalıdır Orta Ülkemiz, çıkarları ABD ile uyuşmadığı durumlarda bağımsız hareket etmelidir Bilmiyor/ Fikri yok Genç Parti 22,2 11,8 40,2 25,9 Demokratik Sol Parti (DSP) 23,6 16,5 35,9 23,9 Saadet Partisi (SP) 31,1 17,1 33,2 18,7 Demokratik Halk Partisi (DEHAP) 27,0 14,8 31,4 26,7 Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) 24,9 17,1 28,4 29,6 Yeni Türkiye Partisi (YTP 33,0 15,4 23,9 27,8 Milliyetçi Hareket Partisi 31,1 (MHP) 29,8 15,7 23,3 Cumhuriyet Halk Partisi 30,0 (CHP) 16,8 21,5 31,7 Doğru Yol Partisi (DYP) 37,3 15,0 19,6 28,1 Anavatan Partisi (ANAP) 39,7 14,2 17,2 28,9 4. Ekonomik Gelişmeler ve AKP: Kasım 2002 seçimlerinin en önemli belirleyicisinin ekonomik koşullar olduğu bilinmektedir. Şubat 2001 krizini takip eden süreçte seçmenlerin ekonomik koşullar hakkındaki karamsarlığı dalgalanmış, seçim sürecine girilmesiyle iyimserlik yaygınlaşmıştır. Ancak Aralık 2002 de AKP hükümetinin kurulmasıyla yükselen iyimserlik, Şubat ve Nisan aylarında düşmüştür. Bu durumu seçmenin AKP ye vermiş olduğu kredinin düşmeye başlaması olarak yorumlayabiliriz. Eğer AKP, önümüzdeki dönemde ekonomik iyimserliği yükseltecek bir ekonomik büyüme hızı yakalayamazsa, Nisan 2004 te yapılacak seçimlerde başarısızlığa uğrayabilecektir. Soru: Önümüzdeki 12 ay içerisinde ülkedeki genel ekonomik koşulların aynı mı kalacağını, daha mı iyi olacağını, daha mı kötü olacağını düşünüyorsunuz? 80% 60% 40% 20% 0% -20% -40% -60% -80% Nis.94 Tem.94 Kas.94 Ara.94 Şub.95 Mar.95 Eyl.95 Eki.95 Kas.95 Ara.95 Mar.96 Nis.96 May.96 Haz.96 Tem.96 Ağu.96 Eki.96 Kas.96 Ara.96 Oca.97 Şub.97 Mar.97 Haz.97 Tem.97 Ağu.97 Kas.97 Ara.97 Şub.98 Mar.98 Haz.98 Ağu.98 Kas.98 Ara.98 Şub.99 Nis.99 May.99 Eyl.99 Kas.99 Ara.99 Şub.00 Mar.00 Haz.00 Eyl.00 Şub.01 Nis.01 May.01 Haz.01 Tem.01 Ağu.01 Eyl.01 Eki.01 Şub.02 May.02 Tem.02 Ağu.02 Eyl.02 Eki.02 Kas.02 Oca.03 Nis.03

Seçmenlerin bireysel endişelerini temsil eden işsizlik ya da işlerin durması korkusu konusundaki kanaatlerine baktığımızda, ekonomik iyimserliği takiben düşmüş olan işsizlik korkusunun Şubat ve Nisan aylarında arttığını, bugün seçmenlerin neredeyse Şubat 2001 krizi öncesindeki kadar karamsar olduklarını görmekteyiz. DSP-MHP-ANAP hükümetinin son bir buçuk yılındaki oranlardan farklı olsa da, AKP hükümeti ekonomik konularda başa çıkması gereken bir karamsarlık sorunuyla karşı karşıyadır. Bu skorun yaz aylarında düşmesi ve hükümeti gelecek yerel seçimlerde başarıya ulaştıracak oranlara ulaşması gerekmektedir. Soru: Önümüzdeki 12 ay içerisinde işsiz kalmak ya da işlerinizin durması olasılığı hakkında ne derece endişe duyuyorsunuz? 40% 20% 0% -20% -40% -60% -80% -100% Nis.94 Tem.94 Eyl.94 Kas.94 Ara.94 Şub.95 Mar.95 Eyl.95 Mar.96 Nis.96 May.96 Haz.96 Tem.96 Ağu.96 Eki.96 Kas.96 Ara.96 Oca.97 Şub.97 Mar.97 Haz.97 Tem.97 Ağu.97 Kas.97 Ara.97 Şub.98 Mar.98 Haz.98 Ağu.98 Kas.98 Ara.98 Şub.99 Nis.99 May.99 Eyl.99 Kas.99 Ara.99 Şub.00 Mar.00 Haz.00 Eyl.00 Şub.01 Nis.01 May.01 Haz.01 Tem.01 Ağu.01 Eyl.01 Eki.01 Şub.02 May.02 Tem.02 Ağu.02 Eyl.02 Kas.02 Oca.03 Nis.03 GENEL NET ÇALIŞAN NET Sonuç olarak bu gelişmeler ışığında, AKP nin ilk altı aylık icraatının dış politika odaklı gelişmelerce yönlendirildiğini, bu süreç içerisinde önemli bir dış politika başarısı kazanılmamış olmasına karşın seçmenlerin bu nedenle AKP yi cezalandırmadığını söyleyebiliriz. Öte yandan, geçen iktidarın seçim sandığından çıkamamasına neden olan ekonomik koşullarda, bireylerin gelecek karşısındaki beklentilerinde AKP nin ilk başta almış olduğu krediyi tüketmekte olduğu, kısa vadede bir iyileşme yaşanmazsa, Nisan 2004 yerel seçimlerinde bir seçim mağlubiyetini, partinin radikalleşmesi ve çözülmesinin takip etmesi olasılığı yüksektir. AKP nin geleceğini kısa ve orta vadeli ekonomik gelişmeler özellikle de ekonomik büyüme- belirleyecektir. Kısa vadeli ekonomik gelişmelere baktığımızda, doların düşüş göstermesinin ve Euro faizlerinin de yükselmesiyle kurlar dengesinin ülke lehine sonuçları olacağını söyleyebiliriz. Devalüasyon beklentisi de azalırsa, zaten düşük enflasyon dönemi olan yaz

aylarında dövizin enflasyonist baskısının da azalması da eklenirse; yaz aylarında çok düşük enflasyon hedeflerine ulaşılması ve iyimserliğin artması beklenmelidir. Öte yandan, ABD yardımının ve IMF kredisinin serbest bırakılması; zaten başlamış olan ekonomik büyümeyi daha da fazla tetikleyebilir, böylelikle de yukarıda bahsettiğimiz ekonomik şartlar AKP tabanının yerleşmesini sağlayabilir. AKP nin Nisan 2004 e kadar büyümeye dayalı bir ekonomik iyileştirme programı izlemesi, daha sonra radikal reformlara geçmesi beklenmelidir. Ekonomik alanda bir krizden doğacak parti tabanının çözülmesi olasılığı dışında AKP nin radikalleşmesi için herhangi bir sebep bulunmamaktadır. Medyanın bu konudaki spekülasyonlarının seçmen nezdinde onay görmesi olası değildir. Sonuç olarak AKP kısa vadeli kredisini ekonomik büyümeye hızlandırmaya, daha sonra da bölüşümsel politikalar uygulayarak kendi seçmen tabanını güçlendirmeye harcayacaktır. Bunun başarmasının önünde de pek fazla engel yoktur.