YDS. Basic Words / Verbs 1. 0 222 231 22 66 / Eskişehir - 1 - www.sistemdil.com. 31. carry: taşımak, bir yerden bir yere götürmek



Benzer belgeler
İNGİLİZCE FİİLLER KELİME Build OKUNUŞU. biıld ANLAMI YAPMAK, İNŞA ETMEK

VERBS FUNCTION WORDS ADJECTIVES ADVERBS. ahmet okal Page 1 10/7/08

DİL SINAVLARI İÇİN ÖNEMLİ PHRASAL VERB LİSTESİ

İngilizce Düzenli ve Düzensiz Fiiller - Regular and İrregular Verbs

can herhangi bir şeyi yapabilmeye yetenekli olduğumuzu belirtmek için

Put on make-up: Makyaj yapmak Brush: Taramak Long: Uzun. Then: Sonra Ask: Sormak Look: Görünmek All right: İyi

Zafer HOCA YDS Academy YDS YÖKDiL Hibrit Sistem

ÖNEMLİ PHRASAL VERBS

«Soru Sormak ve Bir Şey İstemek»

VOCABULARY LIST. late. leave. : ayrılmak, terk etmek call. listen. : dinlemek cartoon. live. : yaşamak chat. lunch. : öğle yemeği chess. marble.

KPDS-ÜDS MINI PHRASAL VERBS SÖZLÜĞÜ 1) bir şeyin miktarına ekleme yapmak hear about hear from. 110.

KPDS VE ÜDS İÇİN PHRASAL VERB LİSTESİ

UNIT 21. After. Live. sonra. yerleşmek, oturmak Always. Monday. her zaman. Pazartesi Arrive. Neighborhood. mahalle Before. varmak. Never.

En çok kullanılan ingilizce kelimeler

Example: 1 Shall I give the baby some tea? (Bebeğe biraz çay vereyim mi?)

UNIT 4 MY DAILY ROUTINE BOOKLETS

A LANGUAGE TEACHER'S PERSONAL OPINION

a) Present Continuous Tense (Future anlamda) I am visiting my aunt tomorrow. (Yarin halamı ziyaret ediyorum-edeceğim.)

ile -DE -DE -DE -DE -DE -DE -DE -DE E -E -DEn ile -İ -İ -İ -İ ile ile ile -E -E -DEn -DEn -DEn -DEn -DEn -E -E -E ile ile ile

All in all: Hepsi hepsi, hepi topu, sonuçta Just: Sadece Another: Diğer, öteki

Lesson 18 : Do..., Don t do... Ders 18: yap, yapma

İmran Ünal ER VOCABULARY. Haftaya başlamadan önce aşağıdaki kelimelerin ezberlenmesi çok önemli.

Lesson 39: Infinitive and Gerund After Verbs. Ders 39: Fiilden sonra gelen mastar ve isim-fiil

I WOULD come to the party but... You He,She,It We They

TOO ENOUGH. Aşırı, çok fazla yeterli, yeterince, yeteri kadar

1. Ne zaman yapılacağı kesin belli olan veya gelecekte yapmaya niyet ettiğimiz işleri anlatırken:

5. Sınıf İngilizce 4. Ünite My Daily Routines Kelime Listesi ve Konu Anlatımı

Lesson 55 : imperative + and, or, otherwise Ders 55: Emir + ve, veya, aksi halde

YABANCI DİL I Okutman Derya KOCAOĞLU

Kısaltılmış biçimi: Olumlu cümlelerde ('ll) Olumsuz cümlelerde: (Won't) A WILLINGNESS (İsteklilik) PROMISE (Vaad):

Lesson 31: Interrogative form of Will. Ders 31: Will kalıbının soru biçimi

Present continous tense

YABANCI DİL 1 Okutman Aydan ERMİŞ

İmran Ünal ER 1. AŞAMA. Vocabulary of the Second Week

Sayfa 1 3

Lesson 07: Verb + not, Verb +? Ders 07: Fiil + olumsuzluk eki, Fiil +?

YABANCI DİL I Okutman Salih KILIÇ

6. Sınıf İngilizce 1. Ünite After School Konu Anlatımı. Kelime Bilgisi. after school activities : okul sonrası etkinlikler

WHAT WE HAVE LEARNED (ÖĞRENDİKLERİMİZ)

YDS PHRASAL VERB LIST

ÜNİTE 10 PRESENT CONTINUOUS TENSE YABANCI DİL I İÇİNDEKİLER HEDEFLER. Present Continuous Tense. Bu ünitede amaçlanan kazımlar;

Temel Bilgisayar Eğitimi, Word Temel Eğitimi Süresi

İçindekiler. etkilipratikingilizce

Etekleri tutuşmak. Kafası kızmak. Telaşlanmak. Öfkelenmek. Dikkatle dinlemek. Kulak kesilmek. Gözden düşmek. Değerini kaybetmek.

Parça İle İlgili Kelimeler

UNIT 5 AT THE FAIR BOOKLETS

a) Must: meli malı. Bir eylemin yapılmasının zorunluluğunu belirten must ile ifade edilen kişinin kendi isteğinden kaynaklanmaktadır.

The numbers lead a dance Number: Sayı Lead: Önderlik etmek, neden olmak, yol göstermek Sayılar bir dansa öncülük/rehberlik eder

10. SINIF 21. ETKİNLİK

MESLEKİ İNGİLİZCE - 8. DERS ÇEVİRİ METİNLERİ VE ÇEVİRİLERİ THE WORLDS OF WALT DISNEY

1 Sabah yataktan kalkmak Küvete girip çıkmak Saç yıkamak, taramak

The Present Perfect Tense. Ali is looking for his key. He can t find it. He has lost his key. Finished. Done Been

OKULUMUZDA NASIL DAVRANMALIYIZ?

9. DERS ÇEVİRİ METİNLERİ VE ÇEVİRİLERİ. Careless Whisper (Kayıtsız Fısıltı) George Michael. I feel so unsure. Unsure: Emin olmamak, belirsiz olmak

Ünite 01: Arapçada Kelime ve Cümle Çeşitleri

Lesson 17: can, cannot, can..? Ders 17: yapabilmek, yapamamak,?

5İ Ortak Dersler. İNGİLİZCE II Okutman Aydan ERMİŞ

ingilizce.com-müşterilerle En çok kullanılan Kelime ve Deyimler-Top words and phrases to use with customers

Learn how to get started with Dropbox: Take your stuff anywhere. Send large files. Keep your files safe. Work on files together. Welcome to Dropbox!

Toki Anadolu Lisesi Müdürlüğü Karaman, Türkiye

TEOG 1. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR İNGİLİZCE DERSİ BENZER SORULARI

fishing camping climbing drawing knitting puzzles checkers chess origami tic tac toe blind man s buff chinese whispers soccer dodgeball stamps

A) Please come in. B) Quiet, please. C) Clean the board, please. D) Turn off the light, please. Sargın Test 4. Sınıf

8. SINIF I. DÖNEM YABANCI DİL DERSİ (İNGİLİZCE) ORTAK SINAVI

Araştırma Yöntemleri ve Bilimsel Etik. Yrd. Doç. Dr. Z. Cihan TAYŞİ

The Future Tense (Gelecek Zaman) will, be going to yap lar Time Expressions (Zaman Sözcükleri) tomorrow : yar n, next week: gelecek hafta, next year

Sports. A Real Achievement

Lesson 64: Modal verbs Ders 64: Yardımcı fiiler

M.E.B. ENG-4 Ünite-2 STUDENTS-4 UNIT-2 My Classroom ( Sınıfım ) Classroom Language ( Sınıf Dili )

Lesson 30: will, will not Ders 30: will, will not

Ünite 11. Listmania. Ortak Dersler. İngilizce II. Okutman Aydan ERMİŞ

Meryem Yılmaz - Elvan Şentürk - Arzu Turkay

Blood: Kan Flow: Düşmek, akmak Flesh: Et, ten Steel: Çelik. Dry: Kurumak Colour: Renk Evening: Akşam Sun: Güneş

Helping you to live more independently. Insanlari ve bagimsiz yasami destekleme. Daha bagimsiz yasamak için size yardim ediyor

UNIT 4 COMMUNICATION = İLETİŞİM

Mark Ronson ft Bruno Mars - Uptown Funk

Ünite 12. Listmania. Ortak Dersler. İngilizce II. Okt. Derya KOCAOĞLU

Eskişehir Dilsem Dil Kursu

Lesson 22: Why. Ders 22: Neden

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

MESLEKİ EĞİLİM BELİRLEME TESTİ

Teknoloji Servisleri; (Technology Services)

ÖZEL BİLGE ATABEY KOLEJİ REHBERLİK SERVİSİ

Lesson 19: What. Ders 19: Ne

MUST ile karıştırılmasına yol açabilir. Bu tür yanlışlığa yol açmamak için ifade ettiği gerçek anlamı vermek yerinde olur.

Lesson 38: Infinitive 3. (how, what, where, when + infinitive) Ders 38: Mastar 3. (nasıl, ne, nerede, ne zaman + mastar)

Kişisel Mektup. Mektup - Adres. Mr. N. Summerbee 335 Main Street New York NY 92926

My Year Manager is Sınıf Müdürüm. P.E. is on Beden eğitimi dersimin günü

DERS HEDEFLERİ YAZMA KILAVUZU

Kişisel Mektup. Mektup - Adres. Sayın Ahmet Koril, Kalapak A.Ş. Kadife sokak no: , Bostancı, Kadıköy, İstanbul

Get started with Google Drive

STAR STAR DİLKO YAYINLARI KONU ANLATIMLI YARDIMCI KİTAP MODERN ENGLISH AKILLI İNGİLİZCE DEFTERİ

SHOULD - HAD BETTER - OUGHT TO - BE SUPPOSED TO - NEED NEEDN T

Present continous tense

Kelime işlemcilerin işlevlerini öğrenmek. Başlıca kelime işlemcileri tanımak. Microsoft Word 2010 programı hakkında temel bilgileri öğrenmek.

LET THE FAIRYTALE BEGIN!

BASIC IRREGULAR VERBS 1-5

Lesson 67: Tag Questions. Ders 67: Etiket Soruları

TEOG 1. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR İNGİLİZCE DERSİ BENZER SORULARI

Simple Past Tense (Geçmiş Zaman)

Transkript:

1. accept: kabul etmek, onaylamak 2. act: rol yapmak, davranış göstermek 3. add: eklemek, toplamak, ilave etmek 4. admire: hayran olmak, saygı duymak 5. agree: hemfikir olmak, kabul etmek 6. allow: izin vermek, olanak sağlamak 7. announce: duyurmak, ilan etmek, anons etmek 8. answer: cevap vermek, yanıtlamak 9. apologize: özür dilemek, pişmanlığını dinlemek 10. argue: tartışmak, münakaşa etmek 11. arrive: varmak, ulaşmak 12. ask: sormak, istemek 13. attack: saldırmak, hücum etmek 14. bake: fırında pişirmek, fırınlamak 15. beat: yenmek, mağlup etmek 16. become: olmak, meydana gelmek 17. begin: başlamak, başlatmak 18. believe: inanmak, güvenmek 19. bite: ısırmak 20. blow: (rüzgar vb) esmek 21. boil: kaynamak, kaynatmak 22. borrow: ödünç almak 23. break: kırmak, bozmak 24. bring: getirmek 25. brush: fırçalamak 26. build: inşa etmek, yapmak 27. buy: satın almak 28. call: aramak, çağırmak 29. cancel: iptal etmek 30. care: ilgilenmek, ihtimam göstermek 31. carry: taşımak, bir yerden bir yere götürmek 32. catch: tutmak, yakalamak 33. cause: sebep olmak 34. change: değişmek, değiştirmek 35. check: kontrol etmek, denetlemek 36. clean: temizlemek, süpürmek 37. climb: tırmanmak 38. close: kapatmak 39. collect: toplamak, bir araya getirmek 40. come: gelmek 41. complete: tamamlamak, bitirmek 42. connect: bağlamak, birleştirmek 43. consider: düşünmek 44. contact: temas kurmak 45. continue: devam et(tir)mek, sür(dür)mek 46. control: kontrol etmek, denetlemek 47. cook: yemek pişirmek, yemek hazırlamak 48. copy: kopyalamak, çoğaltmak 49. correct: düzeltmek 50. cost: (para) mal olmak, tutmak 51. count: saymak, hesap etmek 52. create: yapmak, oluşturmak, yaratmak 53. cross: geçmek, karşıdan karşıya geçmek 54. cry: ağlamak 55. cut: kesmek 56. dance: dans etmek 57. decide: karar vermek, kararlaştırmak 58. die: ölmek 59. disagree: uyuşmamak, anlaşamamak 60. discuss: tartışmak, görüşmek 0 222 231 22 66 / Eskişehir - 1 - www.sistemdil.com

61. doubt: şüphelenmek, kuşku duymak 62. draw: çizmek, çekmek 63. dream: hayal kurmak, rüya görmek 64. dress: giyinmek, giydirmek 65. drink: içmek (çay, su vb) 66. drive: (araba, otobüs, tren) kullanmak, sürmek 67. drop: düşürmek 68. dry: kuru(t)mak 69. earn: para kazanmak 70. eat: yemek yemek 71. elect: oylamayla seçmek 72. email: e-posta ile göndermek 73. employ: işe almak, istihdam sağlamak 74. empty: boşaltmak 75. end: bit(ir)mek, dur(dur)mak 76. enjoy: hoşlanmak, sevmek, zevk almak 77. enter: (yer) girmek 78. entertain: eğlen(dir)mek 79. exercise: idman/spor/egzersiz yapmak 80. expect: ummak, beklemek 81. explain: izah etmek, açıklamak, anlatmak 82. fail: başarısız olmak 83. fall: aşağı düşmek, yere düşmek 84. fear: korkmak, endişelenmek 85. feed: beslemek, yedirmek 86. feel: hissetmek, inanmak 87. find: bulmak 88. finish: bitirmek, bitmek 89. fix: tamir etmek, onarmak 90. fly: uçmak, uçakla seyahat etmek 91. get: elde etmek, satın almak 92. give: vermek, sunmak 93. go: gitmek 94. grow: büyümek, büyütmek 95. happen: meydana gelmek, olmak 96. hate: nefret etmek, sevmemek 97. have: sahip olmak 98. hear: işitmek, duymak 99. help: yardım etmek 100. hide: saklamak, gizlemek 101. hire: kiralamak (ev vb) 102. hit: vurmak, dürtmek 103. hope: ummak, beklemek 104. hurry: acele etmek 105. imagine: hayal etmek 106. imply: ima etmek, anlamına gelmek 107. improve: düzel(t)mek, geliş(tir)mek 108. include: içermek, kapsamak, içine almak 109. increase: art(ır)mak, çoğal(t)mak 110. indicate: göstermek, işaret etmek 111. inform: haber vermek, bilgi vermek 112. inject: iğne yapmak 113. injure: yaralamak, incitmek 114. insist: ısrar etmek, direnmek 115. introduce: tanıtmak, tanıştırmak 116. invent: icat etmek, bulmak 117. invite: davet etmek, çağırmak 118. keep: tutmak, muhafaza etmek, korumak 119. kill: öldürmek 120. know: bilmek 0 222 231 22 66 / Eskişehir - 2 - www.sistemdil.com

121. laugh: gülmek 122. learn: öğrenmek 123. leave: ayrılmak, terk etmek 124. lie: yatmak, uzanmak 125. lift: kaldırmak, havaya kaldırmak 126. like: sevmek, hoşlanmak 127. listen: dinlemek 128. live: yaşamak 129. lock: kilitlemek 130. look: bakmak, görünmek 131. lose: kaybetmek, yitirmek 132. love: sevmek, aşık olmak 133. make: yapmak, üretmek 134. manage: yönetmek, çekip çevirmak 135. marry: evlenmek 136. meet: buluşmak 137. miss: özlemek (2) (otobüs, tren vb) kaçırmak 138. move: taşınmak 139. need: ihtiyaç duymak 140. note: söylemek, belirtmek, dikkat etmek 141. notice: fark etmek, farkına varmak 142. offend: kırmak, gücendirmek, küstürmek 143. offer: teklif etmek, sunmak 144. open: açmak, açılmak 145. operate: işlemek, işletmek, faaliyet göstermek 146. order: istemek, emretmek, sipariş vermek 147. organize: planlamak, düzenlemek, hazırlamak 148. own: sahip olmak 149. pack: eşyalarını toplamak, toplanmak 150. paint: boyamak, resim yapmak 151. park: aracı park etmek 152. pass: geçmek, geçip gitmek 153. pause: durmak, durdurmak, ara vermek 154. pay: ödemek, vermek 155. pick: seçmek, toplamak, koparmak 156. plan: planlamak, tasarlamak 157. play: oyun oynamak 158. point: işaret etmek, göstermek 159. post: postalamak, posta ile göndermek 160. practise: alıştırma/pratik yapmak 161. prefer: tercih etmek, yeğlemek 162. prepare: hazırlamak 163. press: basmak, bastırmak 164. publish: yayımlamak, yayınlamak, basmak 165. pull: (kapı, kapak vb) çekmek 166. punish: cezalandırmak, ceza vermek 167. push: (kapı vb) itmek, ittirmek 168. put: koymak, yerleştirmek 169. race: yarışmak 170. read: okumak 171. record: kaydetmek 172. recover: iyileşmek 173. reflect: yansıtmak, göstermek 174. remember: hatırlamak, anımsamak 175. repair: onarmak, tamir etmek 176. repeat: tekrar etmek, yinelemek 177. report: rapor vermek, açıklamada bulunmak 178. rest: dinlenmek, istirahat etmek 179. restore: onarmak, restore etmek 180. ride: (at, bisiklet vb) binmek, sürmek 0 222 231 22 66 / Eskişehir - 3 - www.sistemdil.com

181. ring: (zil) çalmak, çaldırmak 182. rob: soymak, zorla soymak 183. roll: yuvarlamak, yuvarlanmak 184. run: koşmak, yönetmek 185. sail: gemiyle/tekneyle yola çıkmak 186. save: kurtarmak, korumak 187. say: söylemek 188. see: görmek 189. sell: satmak 190. send: postalamak, göndermek 191. serve: hizmet etmek, servis yapmak 192. set: kurmak, ayarlamak 193. shine: parlamak, ışık saçmak 194. shoot: ateş etmek, silahla vurmak 195. shop: alışveriş yapmak 196. show: göstermek 197. sing: şarkı söylemek 198. sink: batmak 199. sit: oturmak 200. ski: kayak yapmak 201. sleep: uyumak 202. smell: koklamak, kokmak 203. smoke: sigara içmek 204. speak: konuşmak 205. spell: hecelemek, harf harf söylemek 206. spend: para/zaman/enerji harcamak 207. stand: ayakta durmak, dikilmek 208. start: başlamak, başlatmak 209. stay: bir yerde kalmak 210. steal: çalmak, aşırmak, yürütmek 211. stop: durmak, durdurmak, bitirmek 212. strike: vurmak 213. surprise: şaşırtmak, hayrete düşürmek 214. swim: yüzmek 215. take: almak, götürmek 216. talk: konuşmak 217. taste: tatmak, tadına bakmak 218. teach: öğretmek, ders vermek 219. telephone: telefon etmek, telefonla iletişmek 220. tell: söylemek, demek, anlatmak 221. test: denemek, test etmek 222. thank: teşekkür etmek 223. think: sanmak, farz etmek, düşünmek 224. travel: yolculuk etmek, seyahat etmek, gezmek 225. try: denemek, kalkışmak, girişmek 226. turn: dönmek, çevirmek 227. type: daktiloyla/bilgisayarla yazmak 228. understand: anlamak, kavramak 229. use: kullanmak 230. visit: ziyaret etmek, gezmek, görmek 231. wait: beklemek 232. wake: uyanmak 233. walk: yürümek 234. want: istemek, arzu etmek 235. wash: yıkamak 236. watch: seyretmek, izlemek, bakmak 237. wear: giymek, (gözlük vb) takmak 238. win: kazanmak, yenmek, galip gelmek 239. work: çalışmak, işlemek 240. write: yazmak, yazıya dökmek 0 222 231 22 66 / Eskişehir - 4 - www.sistemdil.com