Kâzım Nami Duru nun Tiran Ve Berat taki Eğitim Hizmetleri



Benzer belgeler
TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

NECİP FAZIL KISAKÜREK

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Sunum ve Sistematik 1. BÖLÜM: MUSTAFA KEMAL İN HAYATI

Mustafa Kemal Atatürk ün Hayatı

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

olduğunu fark etti. Takdir ettiği öğretmenleri gibi hatta onlardan bile iyi bir öğretmen olacaktı.

YAHYA KEMAL BEYATLI ( )

İBRAHİM ŞİNASİ

TÜRK NÖROŞİRÜRJİ DERNEĞİ NÖROŞİRÜRJİ UZMANLIĞINDA 40. YIL PLAKET ve TEŞEKKÜR BELGESİ ALAN ÜYEMİZ

8. SINIF T C İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

PROF. DR. CENGİZ ALYILMAZ

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5

OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Kulübü Başkanı Metin Baykal: Halkla ilişkilerci girişken olmazsa çok şeyi kaybeder..

KURUCULARIMIZDAN SAYIN CEMİL PARMAN ANISINA

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN

AHMETLER İLKOKULU. Okul Binası

EĞİTİM EMEKÇİLERİ ÖRGÜTLENME TARİHİNDEN

EĞİTİM VE KÜLTÜR ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR

Yeni Osmanlılar Cemiyeti Kurucularından Mehmed Âyetullah Bey Dönem-İnsan-Eser

SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ

SÜHEYL ÜNVER ARAŞTIRMA MERKEZİ RESSAM HOCA ALİ RIZA BEY KOLEKSİYONU KONSERVASYONU

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar nerelerde görev aldınız?

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI EĞİTİM KURUMLARINA YÖNETİCİ SEÇME SINAVI ÖRNEK SORULAR

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI KAHRAMANMARAŞ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ 10. SINIF OSMANLI TÜRKÇESİ DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

1.KİTAP ATATÜRK ANLATIYOR, ÇOCUKLUĞUM

YAZILI SINAV SORU ÖRNEKLERİ TARİH

Şebinkarahisar lı bir baba ve Rumeli göçmeni bir annenin oğlu, İlk, orta ve lise öğrenimini Özel Tarhan Koleji'nde tamamladı,

ÖMER ASIM AKSOY ARMAĞANI

Arş. Gör. Togay Seçkin BİRBUDAK

Sayıştay. Haber Bülteni. 2 Nevzat Altan 3. Daire. 3 Ali Osman Güçlü Sayıştay. 4 Bekir Aydınlı Sayıştay. Taykan Ataman 5. Daire Başkanlığına Seçildi

Yusuf Ziya Ortaç ve Tiyatro Eserleri

ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun oldu.

Elveda Rumeli Merhaba Rumeli. İsmail Arslan, Kitap Yayınevi, İstanbul, 2013, 134 Sayfa.

Kendi Kaleminden öğretmen özgeçmişleri. Muharrem NAZLI TD ve Edebiyatı/ Müdür Başyardımcısı

PROF. DR. MURAT ÖZBAY IN TÜRKÇE ÖĞRETİMİ ÜZERİNE ARAŞTIRMA VE İNCELEMELER ADLI ESERİ ÜZERİNE

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI NARLIDERE YATILI BÖLGE ORTAOKULU TC İNKILAP TARİHİ DERSİ AÇIK UÇLU DENEME SINAVI 1

VEFEYÂT. Doç. Dr. Musa Süreyya Şahin

Fotobiyografi AHMET MİTHAT EFENDİ. AHMET MİTHAT (İstanbul, Aralık 1912)

Ardahan'lıyum 30 yıldır İstanbul/Gaziosmanpaşa ilçesinde ikamet etmekteyim.

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

ÖZGEÇMİŞ Profesör Tarih/Yakınçağ Celal Bayar Üniversitesi Fen Edebiyat Fak. 2014

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ

Yaptığım şey çok acayip bir sır da değildi aslında. Çok basit ama çoğu kişinin ihmal ettiği bir şeyi yaptım: Kitap okudum.

YABANCI DİL ULUSLAR ARASI MIDIR? BAŞARILI BİR HAREKETLİLİK İÇİN ÖN ŞART MIDIR?

Erbaa lı Genç Şair Muhammed Dikal Lisede edebiyatı gerçekten seven öğretmenlerim bana da Edebiyatı sevdirdiler

İŞARET DİLİNİN GELİŞİMİ KURUMLARARASI İŞBİRLİĞİNE BAĞLIDIR - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek değildir; Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu yeterlidir.

EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI MUSTAFAKEMALPAŞA MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ I. DÖNEM 11

Doç. Dr. Ahmet Özcan Çerkeş-ÇANKIRI da doğdu. İlkokulu Elazığ, ortaokulu Kars, lise öğrenimini Antakya da tamamladı. Ankara Üniversitesi Dil ve

7. Yayınlar 7.1 Uluslar arası hakemli dergilerde yayınlanan makaleler (SCI & SSCI & Arts and Humanities)

Bir Kitabın Hikâyesi. Tunceli-Dersim Coğrafyası. Ömer Kemal Ağar. İstanbul, Türkiye Basımevi, 1940, 66 s. Ömer ÖZCAN

DEDENİN ADAYI, ERDOĞAN BAŞEĞMEZ, PROJELERİNİ ANLATTI

1. Adı Soyadı: Şentaç Arı. 2. Doğum Tarihi: Ünvanı: Yrd. Doç. Dr. 4. Öğrenim Durumu: Doktora

Yrd.Doç.Dr. AYTEN CAN

BAŞHUKUK MÜŞAVİRİ ve MUHAKEMAT GENEL MÜDÜRLERİ

LGS İnkilap Tarihi ve Atatürkçülük Deneme Sınavı

KİŞİSEL GELİŞİM VE EĞİTİM GÖRME ENGELLİLER İÇİN BRAİL ALFABESİ (KABARTMA YAZI)

ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI:

HALİDE EDİB ADIVAR VURUN KAHPEYE ROMAN

Arnavutça (DİL-2) Boşnakça (DİL-2)

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF T.C. İNKILAPTARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS

Bölge Uzmanı Nihai Form

MEHMET RAUF - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ( )

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

12. HAFTA PFS105 TÜRK EĞİTİM TARİHİ. Prof. Dr. Zeki TEKİN.

Eğitim Denetimi. Pervin Hayrullah 1973 yılında İstanbul'da TÜRKİYE-YUNANİSTAN-BULGARİSTAN ÖRNEĞİ

TED ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ. Sınıf Öğretmenliği Programı

Hazırlayan: «Benim ayrı odam olduğu gibi, yazı masam, kitap dolabım bile var idi.» Fatma ALİYE. Enes PALA

Zeki DOĞAN-Sosyal Bilgiler Öğretmeni

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

İŞTİP GOTSE DELÇEV ÜNİVERSİTESİ FİLOLOJİ FAKÜLTESİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜNÜN TARİHÇESİ. 1. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünün Kuruluşu

OSMANİYE KAHRAMANMARAŞLILAR YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİNE GÖRKEMLİ AÇILIŞ.

BİLİŞİM SEKTÖRÜ, HİÇ TARTIŞMASIZ, KENDİNİ EN HIZLI VE EN ÇOK YENİLEYEN SEKTÖRLER ARASINDA YER ALIYOR

13 Nisan 2012, Majesty Mirage Park Resort Hotel, Antalya

Değişen yeni müfredata göre hazırlamış olduğum 10. sınıf planları ile ilgili uygulama şu şekilde olacaktır :

TÜR Ü K R İ K Y İ E E DE D ERM R ENİ N L İ E L R R HA H KK K I K ND N A D Kİ K İ KA K YNA N KÇA Ç LA L R A Bülent Ağaoğlu İstanbul,

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI. Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü KİŞİSEL GELİŞİM VE EĞİTİM ALANI

K A L B İ M İ Z D E S İ N

Ekim Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu Koleksiyonu ve Haldun Özen

BÜTÇE ve MALİ KONTROL GENEL MÜDÜRLERİ

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

24 Kasım Öğretmenler Günü Beykoz'da Coşkuyla Kutlandı

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU, İLKOKULU VE ORTAOKULU EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 35.VELİ BÜLTENİ

TEOG Tutarlılık. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

OSMAN HAMDİ BEY ÜLKEMİZE MÜZECİLİK

İmparatorluk Döneminde: Okul öncesi eğitimi üstlenen bazı kurumlar vardı. Bunlar sıbyan okulları, ıslahhaneler, darüleytamlar.

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük SANAT VE SPOR - ÇAĞDAŞ TÜRK KADINI - SOYADI KANUNU

I. SINIF / I. YARIYIL

DEBİP DENİZLİ EĞİTİMİNDE BAŞARIYI İZLEME VE GELİŞTİRME PROJESİ

T.C. CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ YAZIM KURALLARI VE YAYIN İLKELERİ

Kütahya Gazeteciler Cemiyeti Ziyareti:


TALİM VE TERBİYE KURULU BAŞKANLIĞI. Sayı : 74 Tarihi : Konu : Öğretmenlik Alanları, Atama ve Ders Okutma Esasları ile Eki Çizelgede

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Arşivcilik İstanbul Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

PERSONEL DAİRE BAŞKANLIĞI HİZMET ENVANTERİ ve STANDARTLARI

Transkript:

Kâzım Nami Duru nun Tiran Ve Berat taki Eğitim Hizmetleri Prof. Dr. Murat ÖZBAY Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Bölümü Özet 1876 yılında İstanbul da doğan Kâzım Nami Duru, hem Osmanlı hem de Cumhuriyet döneminin en önemli eğitimcilerinden birisidir. Kâzım Nami, asker olarak başladığı meslek hayatına, öğretmenlikten müfettişliğe kadar hemen her kademesinde çalıştığı eğitim camiasında devam etmiştir. Fransız eğitimcilerinden etkilenen Duru, eğitim ve öğretimin birbirinden ayrılması gerektiğini belirterek, okulların amacının çocukları hayata hazırlayacak nitelikte olması gerektiğini söylemiştir. Osmanlı Devletinde ilk ana sınıfını açan Kâzım Nami Duru, okul öncesi eğitimden üniversite eğitimine kadar çeşitli konularda fikirler ileri sürmüş, bu fikirleriyle Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi eğitimcilerini derinden etkilemiştir. Yazı hayatına 1895 yılında başlamış; Selanik, İstanbul ve Ankara daki gazete ve dergilerde eğitimle ilgili yazılar yayımlamıştır. Tercüme ve telif olarak pek çok yayımlanmış eseri bulunan Kazım Nami, 1967 yılında İstanbul da ölmüştür. Kâzım Nami nin bütün hayatı yoğun bir çalışma temposu içinde geçmiştir. Asıl mesleği askerlik olduğu hâlde 3-4 okulda birden öğretmenlik yapmış, birçok dernek ve cemiyetin kurucu üyeliği ya da başkanlığını yürütmüştür. Maarif şûralarına ve Dil Kurultaylarına katılmıştır. Ayrıca çocuk piyesleri kaleme almış, edebiyatla uğraşmış, şiirler yazmış, makaleler yayımlamıştır. Aylık Yeni Kültür dergisi ve Anadolu Terbiye Mecmuası nı çıkarmıştır. Bu bildiride, eğitimin sadece teorisyeni değil aynı zamanda uygulayıcısı olan Kâzım Nami nin Tiran ve Berat taki eğitim hizmetleri ve bunların Türk-Arnavut ilişkilerine katkısı ele alınıp değerlendirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Kazım Nami, eğitim, öğretim Page 147 Përmbajtje Shërbimet Arsimore Të Kazim Nami Duru Në Tiranë Dhe Berat I lindur në Stamboll në vitin 1876, Kazim Nami Duru është një nga arsimtarët më të rëndësishëm që i përkasin periudhës perandorake dhe përiudhës së republikës njëkohësisht. Kazim Nami, i cili e nisi karrierën e tij profesionale si ushtarak, në të gjithë jetën e tij ka kontribuar në arsimin e komunitetit. Duru, i ndikuar nga arsimtarët francezë, duke theksuar që ndarja ndërmjet mësimit dhe mësimdhënies duhet të jetë e qartë, mendonte se qëllimi i shkollave duhet të jetë përgatitja e fëmijëve për jetën. I pari i cili hapi klasën fillore në shtetin Osman, ka shfaqur ide të ndryshme për arsimin parashkollor dhe universitar, ide të cilat kanë ndikuar thellësisht tek arsimtarët e tjerë të përiudhës perandorake dhe republikane. Ka nisur të shkruajë në vitin 1895, ka publikuar shkrime të ndryshme me tema nga arsimi

në gazeta dhe revista të ndryshme ne Selanik, Stamboll dhe Ankara. Autori i shumë shkrimeve dhe përkthimeve, Kazim Nami Duru ndërroi jëtë në Stamboll në vitin 1967. Jeta e Kazim Namiut ka kaluar duke punuar në një ritëm intensiv pune. Pamvarësisht se profesioni i tij i vërtetë ishte ushtarak, ka qenë mësimdhënës njëkohësisht në 3 4 shkolla, ka qenë themelues ose ndër drejtuesit e shumë shoqatave dhe organizatave të ndryshme. Ka marrë pjesë gjithashtu në kongrese dhe këshille të ndryshme arsimore e gjuhësore. Ndër të tjera ka qenë autor i pjesëve teatrale për fëmijë, është marrë me letërsi, ka shkruar poezi dhe ka shkruar artikuj të cilat i ka botuar në revistën mujore Kultura e Re dhe Gazeta Anatolike e Arsimit. Në këtë ligjëratë, bëhet fjalë për shërbimet arsimore të Kazim Nami, jo vetëm teoricieni i pedagogjisë por edhe zbatuesi i saj, dhe kontributet e tij në marrëdhëniet Shqiptaro Turke. Page 148 KÂZIM NAMİ NİN HAYATI Kâzım Nami 1877 yılında Üsküdar da doğmuştur. Asıl adı Mehmet Kâzım dır. Babası askeriyede ecza işlerine bakan Mustafa Sıtkı Bey, annesi ise Fatma Zehra Hanım dır. Kâzım Nami, okuma ve yazmayı, okula başlamadan önce, annesinden öğrenmiştir. O dönemde okula başlamak törenle olurdu. Öğretmen, yanına birkaç kişiyi de alıp çocuğun evine gider, çeşitli törenlerden sonra onu alayla okula götürürdü. Fakat Kâzım Nami böyle bir törenle okula başlamaz. Annesi elinden tutup okula götürür ve öğretmene teslim eder. Kâzım Nami, önce Üsküdar da Valide Camii nin yanındaki mahalle mektebine devam eder. Ondan sonra da Askerî Rüştiyeye (ortaokula) girip birinci sınıfı burada okur. Babasının Trakya da değişik yerlere tayini sebebiyle o da öğrenimini çok değişik okullarda yapmak zorunda kalır. Çocukluğu Kırıkkilise ile Üsküdar da geçen Kâzım Nami nin, Kırıkkilise deki hayatı ile Üsküdar daki hayatı birbirinden çok farklı olur. Bütün hayatı boyunca şuurlu veya şuursuz, bu iki muhitte edindiği terbiyenin etkisinde yaşar. Babasının İbrahim adlı bir emir eri vardır. Bu asker küçük Kâzım ı kırlarda dolaştırır, çiçeklerin ve bitkilerin adlarını; hangilerinin faydalı, hangilerinin zararlı olduğunu, söğüt dallarından kağnı ve düdük yapmayı öğretir. Susadıkları zaman derenin kenarında elleriyle kumları kazır, su çıkarır, durulduktan sonra da diz çöküp biriken suyu içerler. Kâzım Nami o günleri şöyle anlatır: Kırda ve bağlarda çok daha faydalı şeyler öğreniyordum. Bu öğrendiklerimden çoğunu, hafızamda bugün de buluyorum ve onlardan istifade ediyorum. Tabiat, gerçekten en iyi ve en doğru bir terbiye mektebidir. İnsanlar, bütün bilgilerini, tabiatı ve tabii hâdiseleri tetkik ile edinmişlerdir. Gözlerimiz, görmek içindir, fakat gözler daima bakarlar da görmezler; yani gördüklerinin farkında değillerdir. Her baktığını iyi gören, gördüğü şeyin mahiyetini yavaş yavaş, fakat emniyetle kavrar. İşte ben, bu türlü

görmenin yolunu İbrahim den öğrendim. Bu, bende öyle bir itiyat oldu ki, bugün bile her baktığım şeyi, daha iyi görmeye muvaffak olurum. Bir gördüğümü kolay kolay unutmam? 1 Üsküdar daki hayatı kırlardan ve tabiattan uzak ev ile okul arasında geçer. Üsküdar da da kişiliğinde derin izler bırakan bir hayat yaşamışlardır. Mahallelerinde bir Rufaî tekkesi vardır. Bir Rufaî şeyhi olan büyükbabası ile tekkeye gider, dervişlerle birlikte zikreder, ilahiler söyler. Ömrümün Üsküdar daki geçen iki senesi, bir vecd ve heyecan içinde geçti. Bütün bu terbiyenin uzun zaman tesiri altında kaldım; bugün bile şuurlu veya şuursuz o tesire tabiimdir. Sonradan geçirdiğim hayat, okuduğum müsbet ilimler, benden bu tesiri büsbütün gideremedi. 2 Rüştiyeyi bitirdikten sonra Manastır Askerî Rüştiyesine kayıt oldu. Fakat okulda karşılaştığı aşırı disiplin ve olumsuz ortam onu hayal kırıklığına uğrattı. Bir ara okuldan ayrılmayı bile düşündü ama babası buna razı olmadı. Zor şartlar altında da olsa üç yıl sonra okulu bitirmeyi başardı ve İstanbul'a Harbiye ye gönderildi. Çalışkan bir öğrenci olan Kâzım Nami, öğrencilik hayatı boyunca devamlı ya sınıf birincisi, ya da sınıf ikincisi oldu. Askerî rüştiyede iken hat dersi alarak güzel yazı becerisini geliştirdi. Kâzım Nami, idadîdeki olumsuz şartlardan sonra, Harbiye de daha büyük hayal kırıklığı yaşar. Askerî disiplin burada oldukça serttir. Harbiye ye girişinin ilk günlerinde haksız yere dokuz gün hapse atılır. Hasta olduğu için talimlere katılmaz ve bu yüzden iki hafta izinsizlik cezasına çarptırılır. Topçu olmak istediği halde piyâde yapılır. Bu hayal kırıklıkları ve daha pek çok olumsuz şartlar yüzünden, Kâzım Nami bu yılları hatırlamak bile istememiştir. Bu dönemde kendini tamamen edebiyata verir; bol bol okur; hikâye ve şiirler yazar. 1897 yılında Harp Okulu ndan mezun olarak Tiran redif taburuna teğmen olarak tayin edilmiştir. Bu sırada Kâzım Nami ilk evliliğini yapmıştır. Daha Tiran da iken üstleri ve arkadaşları arasında iyi ir damat adayı olarak görülmekteydi. 1901 de tabur kâtibinin kızı ile evlenip Berat a gönderilmiştir. Daha sonra ayrılacağı eşinden Medet, Mansur ve Mübeccel adlarında üç çocuğu olmuştur. Eşi ve eşinin ailesi arasında önemli görüş ve anlayış farkları vardı. Özellikle çocuklarının eğitimi konusunda uyuşmuyorlardı. Kâzım Nami onların çocuklara karşı çok sert davrandıkları kanısındaydı. Ayrıldığı zaman da çok üzülmüştü ve günlerce uyuyamamıştı. Sonra çocuklarının ihtiyaçları ve tebessümleri onu yeniden hayata bağlamıştı. Daha sonra Sabiha Hanımla evlenmiş ve hayatının sonuna kadar onunla yaşamıştır. Bazı yerlerde birlikte çalışmışlardır. İkinci evliliğinden Kâzım Nami nin Ülker adında bir kızı ve Özdemir adında bir oğlu olmuştur. Kâzım Nami 1903 yılında Selânik te 3. Ordu Müşir Yardımcılığına getirilir. Burada da resmî olarak öğretmenliğe devam eder. Artık siyasî faaliyetlerde de bulunmaya başlar. Aslında daha Tiran da Page 149 1 Duru, Kâzım Nami, Bir Otodidakt, Ġlk Öğretim, S. 115, s. 1252 2 a.g. yazı, s.1316

iken İttihat ve Terakki Cemiyetine üye olmuştur. O dönemin aydınları gibi Kâzım Nami de vatanın selâmetini meşrutiyetin ilânında buluyordu. Müşirlik Dairesi nde çalışırken İstanbul dan gelen şifreleri çözüp Müşir (Mareşal) İbrahim Paşa ya ya da Posta ve Telgraf başkâtibi olan Talat Bey e (İttihatçıların son sadrazamı Talat Paşa) bildiren odur. Atatürk, büyük nutkunda Kâzım Nami Duru nun bu vazifeyi gördüğünden söz eder. 3 1910 yılında eğitim bakanının istediği üzerine zorunlu olarak askerlikten ayrılıp tamamen eğitime yönelir. Askerlikten ayrıldığına çok üzülür, fakat en az askerlik kadar sevdiği öğretmenlik mesleğini sürdüreceği için de memnundur. Yeni vazifesi gereği yabancı okulları dolaşıp sistemleri ve programlarını inceler. Kapitülasyonlar yüzünden ecnebi okullarını gezemediği için sadece azınlık cemaatlerinin okullarını dolaşabilir. Kâzım Nami, şehirlerdeki okulların yanı sıra, kazalardaki okulları da gezer. Türk okulları mahalle mektebi görünümündedir. Okulların çok azı bakanlığın programını uygulamakta ve devlet yardımı alabilmektedir. Meşrutiyetin ilânından sonra bir okullaşma gayreti başlar. Maarif encümenleri kurulur. Şehirlerde ve kasabalarda okullara gelir sağlanmaya başlanır. Köylerde bile yeni okullar açılır. Eğitim alanındaki atılımlara Kâzım Nami de katılır.1911 de Selânik te bir öğretmenler kongresinin yapılmasına öncülük eder. Bu kongrede elifbanın nasıl öğretilmesi gerektiği hususunda tartışmalar yapılır ve Kongre Elifbası adıyla yeni bir elifba kitabı hazırlanır. Kâzım Nami, Anadolu daki kurtuluş hareketine katılmak üzere 31 Mayıs 1920 de Ankara ya gider. Ankara da Millî Eğitim Bakanı Dr. Rıza Nur ile tanışır. Artık Kâzım Nami Duru eğitimin (8 yıllık milletvekilliği hariç) çok farklı kademelerinde görev alır. İzmir, İstanbul, Beykoz, Validebağı Darüleytam (Yetiştirme Yurdu) larında müdür olarak çalışır. Eşi de müdür yardımcısıdır. Bundan sonra iki yıl kadar özel bir okulun müdürlüğünü yapar; 1925 te Kıbrıs a gider ve orada Türk lisesi müdürü olur. 1927 de ülkeye döndüğü zaman Yüksek Öğretmen Okulu ve Nişantaşı Kız Orta Okuluna Fransızca öğretmeni olarak atanır. Bu sırada kendisi aynı zamanda Robert Kolej ve Arnavutköy Kız Koleji nde, Musevî Lisesinde de öğretmenlik yapar. 1933 te, Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu üyesi olur. 1935 te ise Manisa dan milletvekili seçilir ve bu görevi iki dönem yürütür.. Bu sırada, yani 1936 dan 1943 yılının ortalarına kadar Ankara da aylık Yeni Kültür dergisini çıkarır. 1943 te yaş haddinden emekliye ayrılır. 4 Emekliye ayrıldıktan sonra da eğitimle ilgili faaliyetlerine devam eder, bütün Millî Eğitim şûralarına katılır. 1967 yılında vefat eder. Page 150 KÂZIM NAMĠ NĠN ESERLERĠ 3 Baymur, Feriha, Kâzım Nami Duru, Cumhuriyet Dönemi Eğitimcileri, Ankara 1987, s. 161-173. 4 a.g.e., s. 176

Kâzım Nami nin bütün hayatı yoğun bir çalışma temposu içinde geçmiştir. Asıl mesleği askerlik olduğu hâlde 3-4 okulda birden öğretmenlik yapmış, birçok dernek ve cemiyetin kurucu üyeliği ya da başkanlığını yürütmüştür. Maarif şûralarına ve Dil Kurultaylarına katılmıştır. Ayrıca çocuk piyesleri kaleme almış, edebiyatla uğraşmış, şiirler yazmış, Cumhuriyet, Son Posta ve Vakit gazetelerinde makaleler yayınlamıştır. Aylık Yeni Kültür dergisi ve Anadolu Terbiye Mecmuası nı çıkarmıştır. Eserlerinden bazıları şunlardır: Terbiye-i Vataniyyede Ġlk Adım, Selânik, 1911 (1327).,Mektepte Ahlâk, (Jules Payot dan çev.) Selânik, 1913 (1929).,ĠĢ Ordusu, Matbaa-i Hayriye ve Şürekâsı, İstanbul, 191(1332), Çocuk Bahçesi Rehberi, 1917.,Froebel Usulüyle Küçük Çocukların Terbiyesi, (Çev.) T.C. Maarif Vekaleti neşriyatından, Matbaa-i Amire, İstanbul, 1924, Türkçe Oku, Türkçe Yaz, Matbaa-i Amire, İstanbul, 1925 (1341),Türkçeyi Nasıl Öğretmeli?, Matbaa-i Amire, İstanbul, 1925.,Mekteplerde Ahlâk Nasıl Telkin Edilmeli?, Kanaat Kitabevi, İstanbul, 1925.,Pedagoji Önünde Gazi, Devlet Matbaası, İstanbul, 1928.,Tecrübî Pedagoji, (Richard Gaston dan çev.) Maarif Vekâleti, Devlet Mat., İstanbul, 1928.,Terbiyevî Yazılar, Kanaat, Kitabevi. İstanbul, 1924-1925- 1923-1931.,Muallimin Meslek Ahlâkı, Devlet Matbaası, İstanbul, 1934.,Türk Gramerine Yardımcı Kitap, Matbaacılık ve Neşriyat T.A.Ş., İstanbul, 1933.,En Büyüğümüz Ġçin, Ulus Matbaası, Ankara, 1935,Yavruma DeyiĢlerim, Türkiye Basımevi, İstanbul, 1935,Sosyolojinin Unsurları, Devlet Basımevi, İstanbul, 1936.,Ankara Radyosundan Söylediklerim, Ulus Basımevi, Ankara, 1937.,Gençlik Çağı Nasıl BaĢlar, Zarafet Basımevi, İstanbul, 1941.,Gençlik Tatillerini Nasıl Geçirmeli?, Zarafet Basımevi, 1941.,Orta Okul Ġçin Tarih, Sınıf III, Maarif Basımevi, Ankara, 1945., Ziya Gökalp ten Seçme Yazılar, Kenan Basımevi, İstanbul, 1940-1942,Ziya Gökalp, T.C. Millî Eğitim Bak., M.E. Basımevi, İstanbul, 1949-1965.,Hayat Bilgisi ġiirleri, Bir Yayınevi, İstanbul, 1952.,Ġttihat ve Terakki Hatıralarım, Sucuoğlu Matbaası, İstanbul, 1957.,Cumhuriyet Devri Hatıralarım, Sucuoğlu Mabaası, İstanbul, 1958.,Arnavutluk ve Makedonya Hatıralarım, Sucuoğlu Mabaası, İstanbul, 1959. Page 151 KÂZIM NAMĠ NĠN TĠRAN VE BERAT TAKĠ EĞĠTĠM HĠZMETLERĠ Kâzım Nami, 1897 yılında Tiran a tayin edilir. Buradaki görevi esnasında vaktinin çoğu boş geçmektedir. Tiran da Ramazan Efendi adlı bir müftü, Musa Efendi adlı da bir müderris vardır. Onlarla dost olur. Rüştiye mektebinin başöğretmeni de Serezli Abdurrahman Efendi dir. 5 Okulun sınavlarında müftü de müderris de bulunur. Eğitim ve sınavlar Türkçe yapılır. Kâzım Nami boş geçen zamanını değerlendirmek için rüştiyede gönüllü olarak ders vermeye başlar. Bu, onun ilk öğretmenlik deneyimidir. Bundan böyle tayin edildiği her yerde okullarda gönüllü olarak öğretmenlik yapar. Tarih, coğrafya ve Türkçe dersleri okutur. 5 Duru, Kâzım Nami, Arnavutluk ve Makedonya Hatıralarım, Sucuoğlu Matbaası, İstanbul,1959,s.14.

Tiran dan sonra Berat a tayin edilir. Berat taki öğretmenlik görevine nasıl başladığını şöyle anlatır: Rüştiye okulunda Konyalı Hasan Fehmi adında sarıklı bir başöğretmen vardı. Onunla da tanıştık seviştik. Okulun son sınıfındaki derslerin bir kısmını ben okutmaya başladım. Redif süvari yüzbaşı vekili Nebi Bey in oğlu da bu okulda öğrencim idi. Meşrutiyet devrinde gazeteciliğe başladı. Büyük millet meclisinde Trabzon Mebusu oldu: Nebizade Hamdi. Asıl işim muhasebe ile idi. Muhasebeci de benim gibi Üsküdarlıydı. Hemşehrilik aramızda iyi bir dostluğu sağladı. Tahsilât oldukça beni unutmaz, taburum için para verirdi. Bir yandan okula gider derslerimi verirdim. Okul Berat ın biricik hamamı yanında dört duvar içinde bir dershaneden ibaretti. Ders yılı sonu geldi: burada bir mükâfat tevzii yaptım. İstanbul daki kitapçıdan yaldılı mükâfat kitapları, (Zikr-i Cemil) varakaları getirttim. Çocuklara şiirler, marşlar, öğrettim. Mükâfat tevziine mutasarrıf Viriyon beyleri, halk geldi. Beratta böyle bir şey görmemişlerdi. Hepsi o kadar memnun oldular ki bana: Dile bizden ne dilersen dediler. Ben de iyi bir okul binası yapmalarını istedim. Hemen işe başladılar; daha önce gelen bir mutasarrıfın başlatıp da bitiremediği yapıyı tamamladılar. Beş dershaneli, müdür, öğretmen odalı, yepyeni bir okul meydana çıktı. Abdülhamit in cülûsunun 25 inci dönüm yılıydı. Mutasarrıf saraya yazdı, burası liva idadisi, ben de resmî öğretmen oldum. 6 Kâzım Nami, Berat ta iken Fransızca öğrenmeye başlar. Bunun nedenini kendisi şöyle anlatır: Mutasarrıfın selamlığında oturuyorduk; karşımızdaki odada mutasarrıf,, misafirlerini kabul ediyordu. Bir aralık mutasarrıfın ağası gelip, Seni paşa çağırıyor. dedi. Mutasarrıf Bey de olsa paşa diye anılıyordu. Odasına gittim. O, köşedeki minderine oturmuş karşısındaki sandalyeye yerleşen başı açık bir adama bakıyordu. Yanına girer girmez bana: -Yunan konsolosu bey; Fransızca söylüyor, tercümanlık edeceksin, dedi. Birdenbire koca oda, döndü döndü başımdan aşağı geçti. Ben mektepli zabittim ama, Fransızca bilmiyordum; nasıl tercümanlık edecektim? Konsolos söylemeye başladı. Hemen hiçbir şey anlamıyordum. Zihnim cange kelimesine takıldı; bu ne demekti?.. Buram buram terliyordum; iğne üzerine oturuyormuş gibiydim. Derken içeriye tahrirat müdürü girdi; bu Yanyalı idi, Rumcayı pek iyi biliyordu; konsolosu da tanıyordu. Konuşma Rumcaya döküldü, ben de derin bir soluk aldım. 7 Bu olay onu çok etkiler. Kendi kendine Fransızca öğrenmeye karar verir. Lecture pour Tous adlı bir hikâye kitabı ile bir Fransızca sözlük edinir. Kitaptaki hikâyeleri kelime kelime lügâte bakarak çevirir. Bazen bir kelimeye yüz defa baktığı olur. Gece yarılarından sonraya kadar oturur, Fransızca çalışır. Bu sıkı çalışma 6 ay kadar devam eder. Altı ay sonunda herhangi bir Fransızca kitabı eline alıp okusa az çok anlayacak duruma gelir. 8 Page 152 6 a.g. eser, s. 16-17 7 a.g yazı, s.1524 8 a.g.yazı, s. 1525

Kâzım Nami, toplumda kitap okuma alışkanlığının olmayışından şikâyetçidir. Burada kusuru daha çok yazarlarda bulur. Kitapların, halkın anlayacağı bir dille yazılmadığı için okunmadığını iddia eder. Yüksek düşünce ve duyguları içeren bir kitabın edebî bile olsa az okunduğunu; buna karşılık, gençlere kötü örnek olan mecmuaların daha çok satıldığını söyler. Kâzım Nami, öğretmenlik mesleğine ve öğretmene çok önem verir. Bir öğretmende mutlaka bulunması gereken bazı hasletleri şöyle sıralar: Hasbîlik, nefsî ferâgat, sabır, neş e, hassasiyet ve vukuf. 9 Eğitim ve öğretim denilen ihtisas işi için ilgi ve sevgi şarttır. Öğretmen işini sevecektir, bilgi edinmeyi sevecektir, çocuğu sevecektir. Bunlar olmazsa, öğretmenlik çekilmez. 10 Öğretmen sadece öğretim fonksiyonunu yerine getiren değil, aynı zamanda eğiten kişidir. Onun asıl işi terbiyeciliktir. Öğretmen çocuğun ruhuna ve okuttuğu derslere son derece vâkıf olmalıdır. Nitekim kendisi de öğretmenlik uygulamalarını şöyle anlatıyor: Hocalar, takrir usulüyle ders veriyorlardı. Sualler buldurucu değil, ezberletici idi. En büyük hizmet tekrardan bekleniyordu. Disiplin çok aşırı, cezalar ağır idi. Ben talebeye huşunet göstermiyordum. Benden korkmalarını değil, beni sevmelerini istiyordum. Onları dersime alâkalandırmaya çalışıyordum. Bundan dolayı öteki arkadaşlarıma nisbetle daha muvaffak oluyordum. 11 Kâzım Nami, sürekli kendini yenileyen, devam edegelen uygulamalara çok sıkı bağlı kalmayan, hep kendi doğrularını tatbik eden bir kişiliğe sahiptir Onun bu özelliğini öğretmenlik mesleğinde de görüyoruz. 12 Kâzım Nami Arnavut toplumunun Osmanlı Türkçesinin yanında Arnavutçayı da öğrenmesi taraftarıydı. Fraşerli Şemsettin Sami Beyin iki kardeşi Arnavutlar için otuz altı harflik bir alfabe hazırlamışlardı. Bu alfabe Lâtin harflerinden oluşuyordu. Fakat bunu beylerden birkaçı ile kaza tahrirat kâtibi Recep Efendi ve birkaç kişi bilirdi. Halk arasına yayılmamıştı. Halkın büyük çoğunluğu okuma yazma ve bilgiden mahrumdu. Bununla beraber genç aydınlar vardı ki onlar da Arnavutça okur yazarlardı. Meşrutiyet ilan edildikten sonra Arnavut aydınları arasında Başkımi (Birlik) adı altında bir topluluk kuruldu.bu topluluğun isteği Arnavutluk ta resmi dil olan Türkçeden başka bütün dersleri Arnavutça okutacak okulların açılmasıydı. Kâzım Nami de bu görüşe katılıyordu: İttihat ve Terakki nin Selânik vilayeti şubesi Rumeli adında günlük bir gazete yayınlamaya başladı. Beni de gazetenin başyazarı yaptı. Bu gazetede çalışıyordum. Bir gün Arnavutluk ve Arnavutça başlıklı bir yazı yazdım. Ben Arnavutlukta beş yıl kalmış, Arnavutçayı da öğrenmiştim. Arnavut gençleri Başkımi (Beraberlik) adında bir cemiyet kurmuşlar, Arnavutlukta okullar açtırmak, orda resmi dil Türkçe olmak üzere Fraşerli iki kardeşin Yunan ile Latin harflerinden uydurdukları 36 harfli bir alfabe ile Page 153 9 Duru, Kâzım Nami, Terbiyevî Yazılar, Kanaat Kütüphanesi, 1931, s. 66 10 Duru, Kâzım Nami, Yeni Kültür, S. 28, Ankara 1938 11 Duru, Kâzım Nami, Bir Otodidakt, Ġlk Öğretim,S. 115, s. 1524 12 Duru, Kâzım Nami. Türkçeyi Nasıl Öğretmeli?(Haz. Doç. Dr. Murat Özbay) Kül Sanat Yayıncılık. Ankara: 2004,s.8.

Arnavut dili ile öğretim yapılmasını sağlamaya çalışmaya başlamışlardı. Ben de o yazıyı biliyordum. Başkımi gençlerinin bu isteklerini doğru bulmuştum. İşte Rumeli gazetesinde yazdığım yazı bu düşünceyi anlatıyordu. İstanbul dan Filibeli Şehbender-zade Hilmi de gazeteye yazı gönderiyordu. Benim o yazıma karşı Arnavutçanın Arap harfleri ile yazılması gerektiğini müdafaa ediyordu. Ben ikinci bir yazımla Arnavutçanın Arap harfleriyle yazılamayacağını çünkü Arnavutçanın yüz yıllar içinde Yunan ve Latinceden bir hayli kelime almış olduğunu anlattım. Neyleyeyim ki İttihat ve Terakki vilayet idaresi bana kızdı. Rumeli gazetesi başyazarlığına Yunus Nadi yi getirtti. 13 Sonuç olarak diyebiliriz ki beş yüz yıla yakın Osmanlı idaresinde kalan Arnavutluk a devlet idaresi önem vermiş; okullar açmış; bu okullara imparatorluğun en iyi eğitim kurumlarından mezun olmuş öğretmenler göndermiştir. Asırlar süren barış ortamı çerçevesinde iki toplum arasında çok köklü ve derin kültür alışverişleri olmuştur. Bu kültür etkileşiminin en önemlisi de Arnavutların İslamiyet i kabulüdür. Kaynağını İslam dan alan pek çok kültür unsuru Osmanlı coğrafyasında yoğrularak Arnavutluk a da yansımış; bu toplumu şekillendiren unsurların en önemlisi olmuştur. Gerek Osmanlı yönetim ve eğitim sistemi gerekse İslamiyet Türk ve Arnavut toplumları arasında barış ve istikrarın temelini teşkil etmiş, sağlam bir kültür alışverişine zemin hazırlamıştır. Page 154 KAYNAKLAR Baymur, Feriha, Kâzım Nami Duru, Cumhuriyet Dönemi Eğitimcileri, Ankara 1987. Duru, Kâzım Nami, Bir Otodidakt, Ġlk Öğretim, S. 115 Duru, Kâzım Nami, Arnavutluk ve Makedonya Hatıralarım, Sucuoğlu Matbaası, İstanbul,1959. Duru, Kâzım Nami, Terbiyevî Yazılar, Kanaat Kütüphanesi, 1931 Duru, Kâzım Nami, Yeni Kültür, S. 28, Ankara 1938 Duru, Kâzım Nami. Türkçeyi Nasıl Öğretmeli? (Haz. Doç. Dr. Murat Özbay) Kül Sanat Yayıncılık. Ankara, 2004 13 Duru, Kâzım Nami, Arnavutluk ve Makedonya Hatıralarım, Sucuoğlu Matbaası, İstanbul,1959,s.37-38.