DÎVÂN EDEBİYATI FETHİYE MEHMET ERDOĞAN ANADOLU LİSESİ. Mücahid Serçek Türk Edebiyatı Öğretmeni



Benzer belgeler
Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR)

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ I (BEYİTLERLE KURULANLAR)

AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ

Ö n e m l i Ö z e l l i k l e r i

-Rubai nazım şekli denince akla gelen ilk sanatçı İranlı şair.. dır.

Sade Nesir: Halkın konuştuğu dilden fazla uzaklaşılmadan oluştumuştur.

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

TÜRK VE DÜNYA EDEBİYATINDA NAZIM BİÇİMLERİ. işledikleri konulara ve ilgili oldukları alanlara göre de nazım türlerine ayrılırlar.

divan edebiyatı Aruz ölçüsü

TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

Savaş, kahramanlık ve vatan sevgisi gibi konuları destansı ve abartılı bir anlatımla işleyen şiirlerdir.

İslam medeniyetinde Türk Edebiyatı

SINIF TÜRK EDEBİYATI DERS NOTLARI DEVELİ LİSESİ

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

DİVAN EDEBİYATI DİVAN EDEBİYATI

İnci. Hoca GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER)

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...9

DİVAN EDEBİYATI. Divan edebiyatı, Türklerin, on üç ve on dokuz yüzyıllar arasında Anadolu da

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 13.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Yunus Emre Hacı Bektaş-ı Velî Sultan Veled

Aruzla şiire başlayan sanatçılar, Ziya Gökalp in etkisiyle sonradan hece ölçüsüyle yazmaya başlamışlardır.

Prof. Dr. Osman HORATA TDE 472 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları

TANZİMAT I. DÖNEM: ŞAİR VE YAZARLAR. * Şinasi *Ziya Paşa *Namık Kemal. * Ahmet Mithat Efendi *Şemsettin Sami

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

ESKİ TÜRK EDEBİYATINDA ŞEKİL VE TÜR BİLGİSİ ESKİ TÜRK EDEBİYATINDA ŞEKİL BİLGİSİ

I. HECE ÖLÇÜSÜYLE YAZILAN HALK ŞİİRİ NAZIM BİÇİMLERİ ve TÜRLERİ. Sevgi, tabiat, övgü, yergi, evlât sevgisi, ayrılık, hasret ve aşk konularını işler.

TANZİMAT DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER. Ufuk KÜSDÜL Arhavi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - III

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - I

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ...9 GİRİŞ... Osman Horata 11

FECRİ-ATİ EDEBİYATI SANATÇILARI

SULTAN VELED DİVANI (ÇEV. PROF. DR. VEYİS DEĞİRMENÇAY) ŞEYDA ARISOY

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ KISALTMALAR

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER

Metin Edebi Metin nedir?

Müşterek Şiirler Divanı

OĞUZ TÜRKÇESİNİN ANADOLU DAKİ İLK ÜRÜNLERİ (XIII. - XIV.

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 10. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI. Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

BEP Plan Hazırla T.C Ceyhan Kaymakamlığı ALTI OCAK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ Müdürlüğü Edebiyat Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

OLAY ÇEVRESİNDE GELİŞEN METİNLER ANLATMAYA BAĞLI METİNLER

CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü

MARMARA ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ PDR ANA BİLİM DALI 2018 BAHAR YARIYILI TÜRK EĞİTİM TARİHİ DERSİ İZLENCESİ

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

Prof. Dr. Osman HORATA TDE 471 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları

SERVETİFÜNUN SANATÇILARI - I

Pir Sultan ABDAL. Sana kıyanlar tarihin kara sayfalarında, sen ise milyonların kalbindesin Ey Ali Aşığı Pir Sultan

Veysel BALCI YSSAL TD ve Ed. Öğrt.

EDEBİYAT 9. SINIF 10. SINIF

PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ

AHMEDÎ ve DÂSİTÂN-İ TEVÂRİH-İ MÜLÛK-İ ÂL-İ OSMAN

İSLÂMÎ DEVİR TÜRK EDEBİYATI ( yy.)

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya

İslâmî Türk Edebiyatı Sempozyumu

YAZI TÜRLERİ ŞENDA SOLMAZ KONUSUNU YAŞAMDAN ALAN YAZI TÜRLERİ OLAY YAZILARI

PROF. DR. HALUK ĠPEKTEN ĠN HAYATI VE BĠBLĠYOGRAFYASI Sevda ÖNAL

5.DEYİM Bir kavramı bir durumu ya çekici bir anlatımla ya da özel bir yapı içinde belirten ve çoğunun gerçek anlamlarından ayrı bir anlamı bulunan

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim-Öğretim Yılı 1.ve 2. Öğretim Eğitim Planları

TÜRK ŞİİRİNDE KULLANILAN NAZIM ŞEKİLLERİ VE TÜRLERİ (Divan Şiiri, Halk Şiiri, Yeni Türk Şiiri) FERİDE TURAN UZ. TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI ÖĞRETMENİ

2.SINIF (2013 Müfredatlar) 3. YARIYIL 4. YARIYIL

TÜRK İSLAM EDEBİYATI

ÖZGEÇMİŞ. Kenan Erdoğan Unvanı. Adı Soyadı. Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ÖABT Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Konu Anlatımlı Soru Bankası ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ...

AKADEMİK YILI

T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ İSLAMİ İLİMLER FAKÜLTESİ İSLAMİ İLİMLER BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM PROGRAMI

İnci Hoca TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖZEL ÇORUM ADA ÖZEL ÖĞRETİM KURSU TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI II BİLİM GRUBU ÇERÇEVE PROGRAMI

GÜZEL SANATLAR VE EDEBİYAT

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim Öğretim Yılı 1.ve 2.Öğretim (2010 ve Sonrası) Eğitim Planları HAZIRLIK SINIFI (YILLIK)

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu.

FUZÛLÎ'NİN İKİ MESNEVÎSİNDE NİZAMÎ ETKİSİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

DİVANDAN SESLENEN BİLGE ŞAİR 1

1-Anlatım 2-Soru ve Cevap 3-Sunum 4-Tartışma

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Şeb-i Arus İstanbul da: Mevlana nın vuslat gecesi bu yıl yine aşkın başkentinde!

TANZİMAT EDEBİYATI ( ) HAZIRLAYAN: Döndü DERELİ D GRUBU-105

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri

Edebi metin, dilin estetik amaçla kullanıldığı metindir. Bir Metnin Edebi Oluşunu Şu Şekilde özetleyebiliriz:

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ İSLÂMÎ İLİMLER FAKÜLTESİ LİSANS PROGRAMI 1. Yıl / I. Dönem Ders. Kur'an Okuma ve Tecvid I

GARİP AKIMI (I. YENİ)

GAZETE. *ilk resmi turkçe gazete: Takvim-i Vekayi *ilk yarı resmi gazete: Ceride Havadi *ilk özel gazete

Azrail in Bir Adama Bakması

1. DÖNEM 1. YAZILI SINAVI (SAYFA 24)

CEVAPLAR 1 C 2 D 3 D 4 C

TG 10 ÖABT TÜRKÇE KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ TESTİ TÜRKÇE ÖĞRETMENLİĞİ 29 HAZİRAN 2014 PAZAR

Yüksek Lisans Öğretim Programı Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı

TÜRK İSLAM EDEBİYATI

03 Temmuz 2013 tarih ve 51 sayılı Üniversite Senato toplantısının 1 nolu karar ekidir.

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERİSTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ HAZIRLIK SINIFLARI (NORMAL VE İKİNCİ ÖĞRETİM) GÜZ MAZERET SINAV PROGRAMI

Transkript:

DÎVÂN EDEBİYATI FETHİYE MEHMET ERDOĞAN ANADOLU LİSESİ Mücahid Serçek Türk Edebiyatı Öğretmeni

DÎVAN EDEBİYATI Türklerin İslam kültüründen etkilenmeleri sonucu oluşturdukları bir edebiyattır. Klasik Türk Edebiyatı, Yüksek Zümre Edebiyatı, Havas Edebiyatı adları ile de anılır. Belirli ilkeler çevresinde gelişen bu edebiyat; şairlerin, şiirlerini Divan denilen yazma kitaplarda toplamalarından dolayı daha çok Divan Edebiyatı adıyla ifade edilmektedir. Divan edebiyatının ilk ürünleri olan Kutadgu Bilig, Atabetü l- Hakâyık gibi eserler daha Orta Asya da iken(11.ve 12. yy.da) verilmiştir. Anadolu ya göçen Türkler, Divan edebiyatını burada da sürdürmüşler, yeni eserler vermişlerdir. Divan edebiyatı 11.yy.dan 1860 a kadar ürünler vermiştir. Bu edebiyatta hem şiir hem düzyazı alanında eserler vardır; ancak Divan edebiyatı, şiir ağırlıklı bir edebiyattır.

DÎVAN EDEBİYATININ KAYNAKLARI İslam inançları (ayetler ve hadisler), İslami bilimler(tefsir, kelam, fıkıh), İslam tarihi, Tasavvuf felsefesi ve terimleri, İran mitolojisi( kişiler ve olaylar ), Peygamberlerle ilgili öyküler, mucizeler, efsaneler, söylentiler Tarihî, efsanevî, mitolojik kişiler ve olaylar, Çağın bilimleri, Türk tarihi ve kültürü, Dönemin edebiyat anlayışı, Arapça, Farsça sözcük ve tamlamalar. Yunan mitolojisi

DİVAN ŞİİRİNİN ÖZELLİKLERİ Şiirde aruz ölçüsü kullanılmıştır. Nazım birimi beyittir. Dörtlük ve bentlerle yazılan şiirler de vardır. Konular oldukça sınırlıdır: İslam mitolojisi, klasik aşk öyküleri, kadın, şarap, din ve tasavvufla ilgili konular ile bazı felsefi düşünceler en çok işlenen konulardır. Tüm şairlerin kullandığı mazmunlar (klişeleşmiş, kalıplaşmış sözler) aynıdır. servi _ boy yerine; ok _ kirpik yerine kullanılır. Dil süslü ve sanatlıdır. Arapça ve Farsça kelime ve tamamlamalara sıkça yer verilir. Şiirde konu bütünlüğü aranmaz. Parça bütünlüğü esastır. Her beyit ayrı bir konuyu işler.

Anlamdan çok söyleyiş önemlidir. Ne söylendiği değil nasıl söylendiği önemlidir. Kafiye, göz içindir. Genellikle tam ve zengin kafiye kullanılmıştır. Şiire başlık konmaz. Her şiir, redif veya türünün adı ile anılır. İnsanın iç dünyasına yönelik, soyut ve kitabî bir edebiyattır. Özgün değil taklitçidir.(arap ve Fars edebiyatları etkisindedir. Nazım biçimi olarak gazel, kaside, rubai gibi Arap ve Fars edebiyatlarından alınan nazım şekilleri kullanıldığı gibi tuyuğ ve şarkı gibi; divan edebiyatına Türklerin kazandırdığı nazım şekilleri de kullanılmıştır.

Divan şiiri, kuralcı bir şiirdir. Divan şiirinde konudan çok konunun işlenişi ( üslup, anlatım ) önemlidir. Aynı konu, birçok şair tarafından değişik biçimlerde anlatılmıştır. Şiirde en küçük nazım biçimi tek dizeden oluşur.bir manzum parça içinde yer almayan böyle dizelere mısra-ı azâde denir. Şiirde, tasavvuf,türki-i Basit (Basit Türkçe), Sebk-i Hindî ve Mahallîleşme akımlarının etkileri görülür. Divan şiirinde Âşık Paşa, Nedim ve Şeyh Galip heceyle birer şiir denemesi yapmışlardır.

Aruz Ölçüsü Araplardan, İranlılara; İranlılardan bize geçti Hecelerin uzunluğu, kısalığı esasına dayanır. Uzun(kapalı)hece: Sonu sessiz ile biten veya uzun ünlü ile biten hecelere denir. ( _ ) ile gösterilir. Kısa(açık)hece:Sonu ünlü ile biten hecelere denir.(.) ile gösterilir. İmale:Kısa hecenin vezin gereği uzun okunmasıdır. Zihaf:Uzun hecenin vezin gereği kısa okunmasıdır. Med:Bir çubuk hece okumadır.( _. ) ile gösterilir. Vasl:Ulama

Takti:Aruz ölçüsü ile yazılan şiirde vezin bulmak için yapılan işleve denir. O benim mil letimin yıl dızıdır par layacak........ _ Fe i la tün fe i la tün Fe i la tün Fe i lün Tef ile tef ile tef ile tef ile Ey Nedim ey bülbül-i şey dâ niçin hâ mûş sun _. _... Fa i la tün fa i la tün fa i la tün fa lün İmale Senden evvel çok nevalar güft ü gûlar var idi. _ kapalı hece(son hece)... _. _ Her zaman Senden evvel: Ulama(vasl)

DİVAN ŞİİRİ NAZIM BİÇİMLERİ -Beyitlerle kurulan nazım biçimleri: Gazel, kaside, mesnevi, müstezad, kıt a -Dörtlüklerle kurulan nazım biçimleri: Rubai, tuyuğ, murabba, şarkı, terbi -Bentlerle kurulan nazım biçimleri: Muhammes, tahmis, tardiye, taştir, müseddes, tesdis, müsebba, müsemmen, mütessa, muaşşer, terkib-i bend, terci-i bend.

Divan Edebiyatı Nazım Türleri: Tevhid Münacat Naat Methiye Mersiye Hicviye Fahriye

NAZIM BİRİMİ BEYİT OLANLAR GAZEL KASİDE MESNEVİ MÜSTEZAT KIT A

GAZEL Aşk, ayrılık, hasret,felsefi ve didaktik düşünceler, ölüm gibi lirik konuların işlendiği şiir türüdür. Konu yönünden Halk şiirindeki koşma ya benzer. Türk edebiyatına Arap edebiyatından girmiştir. Aruzun her kalıbıyla yazılabilir. İlk beytine matla son beytine makta denir. En güzel beyite beytü l-gazel denir. Son beyitte şairin mahlası yer alır.makta beytine Tac-beyit de denir.

Gazelin bütün beyitlerinde aynı konu işleniyorsa buna yekahenk gazel denir. Genellikle gazelin beyitleri arasında konu birliği yoktur. Bütün beyitleri aynı güzelliğe sahipse yek- avaz gazel denir. Beyit sayısı 5-15 beyit arasındadır. İlk beyit kendi arasında kafiyelidir. Diğer beyitlerin ikinci beyitleri birinci beyit ile kafiyelidir. Yani aa,ba,ca,da,ea şeklindedir.

Aşkın verdiği mutluluğu, sıkıntıyı, sevgiliden yakınmayı, sevgiliye karşı yakarışları, içli ve duygulu olarak anlatan gazellere âşıkâne (garami, lirik) gazel adı verilir. Divan edebiyatında bu alanın tek temsilcisi Fuzûli dir. Genellikle içkiyi, içki zevkini, içki ile ilgili düşünceleri, hayata karşı kayıtsızlığı, yaşamaktan zevk almayı konu olarak işleyen gazellere rindâne gazel denir. Bu türde en başarılı sanatçı Bâki dir. Kadını ve aşkın güzelliklerini konu alan, zarif ve çapkın bir anlatımla söylenmiş gazellere şûhâne gazel denir. Nedim bu yoldaki gazelleriyle tanınmıştır. Bu tür gazellere Nedimâne gazel de denir. Ahlakla ilgili öğütler veren, türlü hayat görüşlerini yansıtan, özdeyiş niteliğindeki sözlerin ağır bastığı gazellere Hikemî gazel denir. Nâbi bu tarz gazelleriyle ün kazanmıştır.

İçerisinde iç kafiye bulunan, ortadan bölündüğünde dörtlük oluşturabilen gazellere musammat gazel denir. Değildim ben sana mail \ sen ettin aklımı zail Beni tan eyleyen gafil\ seni görgeç utanmaz mı

Tek mısradan oluşan,ikinci mısraya ihtiyaç duyulmayan dizelere mısra-ı azade denir. Örnek: Her ne ararsan bulunur derde devâdan gayri Bir beyitin bir dizesinin akılda kalıcı vecize niteliği taşıyan mısrasına mısra-ı berceste denir. Örnek: Avaze-yi bu aleme Davud gibi sal Bâki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş.

KASİDE Din ve devlet büyüklerini övmek amacıyla belirli kurallar içinde yazılan uzun şiirlere denir. Arap edebiyatından geçmiştir. Kafiye düzeni gazelin kafiye düzeniyle aynıdır. İlk beytine matla ; son beytine makta denir Şair matla beytini kasidenin her hangi bir yerinde yineleyebilir. Birden fazla matla beyti olan kasidelere zatü l- metali denir.

Kimi kasidelerde fahriye ve tegazzül bölümleri olmayabilir. Ama diğer bölümlerin bulunması zorunludur. Kimi zaman kasideyi oluşturan beyitlerin dize ortalarında uyaklı olduğu görülür. Bunlara musammat kaside denir. Şair mahlasının bulunduğu beyte taç beyit denir. En güzel beytine «beytü l kasid» denir. En az 31en fazla 99 beyit olur.

Kasidelerin Adlandırılışı: Kasidelerin özel bir adı yoktur. Adlandırma nesib bölümünde işlenen temaya, uyağın son harfine ya da rediflere göre yapılır: 1)Nesib kısmındaki tasvire göre: Kaside-i Bahariye Kaside-i Şitaiye (Kışı anlatır.) Kaside-İydiyye (Kurban Bayramını anlatır.) Kaside-i Ramazaniye (Ramazanı anlatır.) 2)Kasidenin redifine göre : Su kasidesi, Sümbül Kasidesi, Kerem Kasidesi 3)Kasidenin kafiyelerindeki bir harfe göre: Kaside-i tııyye, Kaside-i raiye, Kaside-i mimiyye

Kaside belli bölümler halinde yazılır. a) Nesib ya da Teşbib: Kasidenin ilk bölümüdür. Bahar mevsimi, kış manzaraları betimlenir ya da kurban ve ramazan bayramı anlatılır.genellikle kasidenin en uzun ve sanatlı bölümüdür. Kasidelere ismini veren bölümdür. b) Girizgah: Nesib bölümünden asıl konuya geçişi ifade eden bir veya birkaç beyittir. Nükteli, ince sözlerin söylendiği bölüm. c) Medhiye : Asıl anlatılmak, övülmek istenen kişi için ne denecekse açıklanır.asıl bölümdür. d)fahriye: Şairin kendini övdüğü ve diğer şairlerle karşılaştırdığı bölümdür. e)tegazzül : Kasideyle ayni ölçüde ve uyakta gazel yazılır. f)dua : Şair övdüğü kişinin başarılarının devamlı olması, ömrünün uzun olması için dualar eder iyi dileklerde bulunur.

Kasideler Konularına Göre de Değişik Adlar Alır. Bunlara Divan edebiyatı nazım türleri de denir. Tevhid: Allah ın birliğini anlatan kasideler. Münacaat: Allah a yalvarmak,dua etmek amacıyla yazılan kasideler. Naat: Peygamberimizi övmek için yazılan kasideler. Medhiye: Devrin ileri gelenlerini övmek için yazılan kasideler. Hicviye: Devrin yöneticilerini eleştirmek için yazılan kasideler. Mersiye: Devlet büyüklerinin ölümünden duyulan üzüntülerin anlatıldığı kasideler. Fahriye: Şairlerin kendilerini övmek amacıyla yazdıkları kasidelerdir.

KIT A Belli bir uyak düzeniyle yazılmış olan, dizeleri arasında ölçü birliği bulunan; herhangi bir düşünce ya da duyguyu en az ikiden başlamak üzere, en çok on iki beyitte anlatan nazım biçimine denir. Aruzun her kalıbıyla yazılır. İki beyitten fazla olan biçimine kıta-i kebire denir. Kıtada genellikle şairin mahlası yoktur. Genelde beyitler arasında anlam birliği vardır. Gazelden farklı olarak matla ve makta beyitleri yok. Kafiyelenişi xa,xa,xa... Daha çok felsefi ve toplumsal düşünceler, eleştiriler, hicivler kıta biçimiyle anlatır.

a Tahir Efendi bize kelp demiş. b İltifatı bu sözde zahirdir. c Mezhebim Malikidir zira b İtikadımca kelp tahirdir. Nef i

MESNEVİ Mesneviler öğüt verici bir olayı anlatan uzun şiirlerdir. (savaş, aşk, tarihi olaylar, evlenme ve sünnet törenleri, didaktik konular, din ve tasavvuf ) İran edebiyatından geçmiştir. Mesneviler, Divan edebiyatında, bir bakıma günümüzdeki roman ve hikâyenin yerini tutuyordu. Beyit sayısı sınırsızdır. Divan şiirinin en uzun nazım biçimidir. Beyitler arasında anlamca bağlılık vardır. Her beyit kendi arasında kafiyelidir. (aa,bb,cc,dd...)

Aruzun kısa kalıpları ile yazılır. Divan edebiyatındaki hamse sahibi ilk şairimiz Ali Şir Nevai dir. Türk edebiyatının ilk mesnevisi Yusuf Has Hacib(11.yy.) in yazdığı Kutadgu Bilig dir. Mevlana Celaleddin-i Rumi nin 27500 beyit olan ve 6 cilt tutan ünlü eseri de mesnevi adıyla bilinir.

Beş mesnevinin bir araya gelmesiyle hamse oluşur. Türk edb. Ali Şir Nevai ilk hamse sahibidir. Batı Türkçesinde(Anadolu sahasında)15.yy da Hamdullah Hamdi dir. Nevi-zade Atayi, Taşlıcalı Yahya, Lamii Çelebi, Genceli Nizami (Türk edebiyatında hamse sahibi şairlerdir), Nergisi (düz yazıda hamse sahibi)

Mesnevinin bölümleri şunlardır: Dibace (Mensur ya da manzum ) Tevhid, Münacaat, Naat, Miraciye (Kimi mesnevilerde bu bölüm yoktur). Medh-i Çehar-ı Yar-i Güzin (Dört halifeye övgü) Eserin sunulduğu kişiye medhiye, Sebeb-i telif ya da sebeb-i nazm-ı kitab, Ağaz-ı destan Hatime

TÜRK EDEBİYATINDAKİ EN ÖNEMLİ MESNEVİLER Türk edb. ilk mesnevisi Kutadgu Bilig(6645 beyit):yusuf Has Hacip (11.yy) Mesnevi: Mevlana(13.yy) Risaletün n Nushiye: Yunus Emre(13.yy) Mantıku ttayr: Gülşehri(14.yy) Yusuf-u Züleyha: Şeyyad Hamza(14.yy) Garipname: Âşık Paşa(14.yy) İskendername: Ahmedi(14.yy) Cemşid-u Hurşid: Ahmedi(14.yy)

Vesiletü n Necat (Mevlid): Süleyman Çelebi(15.yy) Harname: Şeyhi(15.yy) Hüsrev-ü Şirin: Şeyhi(15.yy) Leyla ve Mecnun: Fuzuli(16.yy) Beng ü Bade: Fuzuli(16.yy) Hayrabad: Nabi(17.yy) Hayriye: Nabi(17.yy)

Surname: Nabi(17.yy) Hüsn-ü Aşk: Şeyh Galib(18.yy) Mihnet-ü Keşan: Keçecizade İzzet Molla(18.-19.yy) Hüsn-ü Aşk, Nabi nin Hayrabâd ının üstüne bir daha güzel bir mesnevi yazılamayacağının söylenmesi üzerine yazılmıştır. Şeyh Galip Divan edb. son büyük temsilcisidir.

MÜSTEZAT Gazelin özel bir biçimine denir. Bir uzun bir kısa dizeden oluşan nazım şeklidir. Kısa dizelere ziyade denir. Aruzun bir tek kalıbıyla yazılır. Genellikle mef'ûlü mefâ'îlü mefâ'îlü fe'ûlün vezniyle yazılmış olan gazellerden türetilmiş ve beyitlerin mısra aralarına mef'ûlü fe'ûlün cüzleriyle yazılan kısa mısralar eklenmiştir. Sayıları az da olsa başka vezinlerle yazılmış müstezâdlar da vardır.

Kafiyelenişi gazel gibidir. Makta beyti yoktur. Genellikle divanların gazelleri ve kasideleri arasında yer alır. Müstezatta gazelde olduğu gibi aşk, şarap, güzellik ve aşkın ıstırabı gibi konular işlenir. Divan şiirinin sanatlı ve artistik şekillerindendir. Kısa dizeler okunsa da okunmasa da beytin anlamı bir bütünlük oluşturur.

Ey şûh-ı kerem-pîşe dil-i zâr senindir Yok minnetin aslâ V'ey kân-ı güher anda ne kim var senindir Pinhân ü hüveydâ Sen kim gelesin meclise bir yer mi bulunmaz Baş üzre yerin var Gül goncesisin gûşe-i destâr senindir Gel ey gül-i ra'nâ N'eylersen edip bir iki gün bâr-ı cefâya Sabreyle de sonra Peymâne senin hâne senin yâr senindir Ey dil tek ü tenhâ

Bir bûse-i can-bahşına ver nakd-i hayâtı Ger ka - 'il olursa Senden yanadır söz yine bâzâr senindir Ey âşık-ı şeydâ Çeşmânı siyeh-mest-i sitem kâkülü pür-ham Ebrûları pür-çîn Benzer ki bu dildâr-ı cefakâr senindir Bî-şübhe Nedîmâ

Günümüz Türkçesiyle: 1 Ey âlicenap şuh, zavallı gönlüm senindir; hiç minnet etme ve ey mücevher madeni, bu gönüldeki gizli açık ne varsa, hepsi senindir. 2 Sen meclise gelirsin de bir yer mi bulunmaz; yerin baş üzerindedir; çünkü, gül goncasısın, senin yerin sarığın köşesidir, gel ey ra'nâ gül! Açıklama: Gül-i ra'nâ yaprakları sarı ve kırmızı olan iki renkli güldür. 3 Ey gönül, ne yaparsan yap, bir iki gün cefa yüküne sabret; sonra kadeh de ev de sevgili de senindir; hem de yalnız senin! 4 Ey çılgın âşık, eğer o güzel razı olursa, ölülere can veren bir öpücüğü karşılığında bütün ömrünü ver; bu sözüm sana, ama yine de sen bilirsin. 5 Ey Nedîm, gözleri zilzurna zulüm sarhoşu, kâkülü kıvrım kıvrım, kaşları çatık bu güzelin senin zalim sevgilin olduğu anlaşılıyor; bunda hiç şüphe yok.

NAZIM BİRİMİ DÖRTLÜK OLANLAR RUBAİ TUYUĞ MURABBA TERBİ ( DÖRTLEME) ŞARKI

RUBAİ İran edebiyatından geçmiştir. Dört dizeden oluşur. Kafiye düzeni aaxa şeklindedir. Şarap, dünyanın türlü nimetlerinden yararlanma, hayatın anlamı ve hayat felsefesi ve ölüm gibi konular işlenir. Dizeler arasında anlam birliği vardır. Kendine özgü 24 kalıbı vardır.

Rubai biçiminin en büyük şairi, İranlı Ömer Hayyam (12.yy.) dır. Divan edebiyatında rubai yazmayı meslek edinmiş tek şair Azmizâde Haleti (17.yy.) dir. Mevlana Azmizâde Haleti Arif Nihat Asya Yahya Kemal Türk edebiyatında rubaiyi en çok kullanan şairlerdir.

Esrârını dil zaman zaman söyler imiş Hengâme-i gamda dâstan söyler imiş Aşk ehli olup da mihnet-i hicrâne Ben sabr iderin diyen yalan söyler imiş Azmizade Haleti Günümüz Türkçesiyle Gönül, sırlarını zaman zaman söylermiş. Gama düştüğü zaman destan söylermiş. Âşık olup da ayrılık acısına, Ben sabrederim diyen yalan söylermiş.

GÜLLER Gülller bilirim, dalında güller:deste; Kuşlar, yuvasında yavru kuşlar: beste! "Geçmiş denemez o devr için..madem ki, Gözler güllerdedir, kulaklar seste... Arif Nihat ASYA ARILAR Yollarda yemiş yemiş bütünler, yarılar.. Yerlerde çiçek çiçek beyazlar, sarılar Kuşlar gelerek Kıbrıs'a kursun sofra... Kıbrıs'ta petek yapmıya gelsin arılar! Arif Nihat ASYA

TUYUĞ Türklerin bulduğu bir nazım biçimidir. Dört dizeden oluşur. Kafiyelenişi rubai gibidir(aaxa).tüm dizeleri uyaklı tuyuğlar da vardır. Aruzun Failatün, Failatün, Failün kalıbıyla yazılır. Konu sınırlaması yoktur. Rubaide işlenen konular tuyuğda da işlenir. Halk şiirindeki maninin karşılığıdır. Azeri ve Çağatay edebiyatlarında gelişmiştir. Nesimi, Kadı Burhaneddin, Ali Şir Nevai tuyuğlarıyla tanınmıştır.

a Hakk a şükür koçların devrânıdur. a Cümle âlem bu demün hayrânıdur. x Gün batandan gün doğana değün a Aşk erinin bir nefes seyrânıdır. Kadı Burhanettin Dilberün işi itâb u nâz olur Çeşmi câdû gamzesi gammâz olur Ey gönül sabr it tahammül kıl ona Yâra irişmek işi az az olur Kadı Burhaneddin

MURABBA Nazım birimi dörtlüktür. En az 3, en çok 7 dörtlük halinde yazılır. İlk dörtlük kendi arasında kafiyelidir.diğer dörtlüklerin 4. dizeleri 1. dörtlük ile kafiyelidir.(aaaa,bbba,ccca,) Murabbalarda övgü, yergi, dini ve öğretici konular işlenir. Bizde bu türün önemli şairleri Aşkî, Fuzûlî ve Namık Kemal dir.

MURABBA Gül yüzünde göreli zülf-i semen-sây gönül Kara sevdaya yiler bî-ser ü bî-pây gönül Dimedüm mi sana dolaşma ana hay gönül Vay gönül vay gönül vay gönül ey vay gönül Bizi hâk itdi hevâ yolına sevdâ nidelüm Pây-mâl eyledi bu zülf-i semen-sâ nidelüm Kul idinmezdi güzeller bizi illâ nidelüm Vay gönül vay gönül vay gönül ey vay gönül Felekün nûş iderem nîşini sâğarlar ile Doğradı hâr-ı cefâ bağrumı hançerler ile Baş koşam dimez idüm ben dahi dil-berler ile Vay gönül vay gönül vay gönül ey vay gönül Ahmet Paşa

TERBÎ ( DÖRTLEME) Bir şairin bir gazelinin her beytinin üstüne başka bir şairin ikişer dize eklenmesiyle oluşan murabbadır. Eklemelerin ölçüye ve uyağa uyma zorunluluğu vardır. A A A A B B B A

ŞARKI Besteyle okunmak için yazılan, dörder dizelik bentlerden oluşan nazım biçimidir. Halk edebiyatındaki türkünün etkisiyle oluştuğu söylenebilir. Dörtlük sayısı 3-5 arasındadır. Birinci dörtlükte 2. ve 4.;diğer dörtlüklerde ise 4. dize tekrarlanır.bu dizelere nakarat denir. Miyan: Her dörtlüğün üçüncü dizesidir.şarkının daha çok en güzel, en dokunaklı dizesini oluşturur. Kafiye örgüsü abab, cccb, dddb veya aaaa, bbba, ccca Türklerin kazandırdığı bir nazım şeklidir.

Kalbim yine üzgün seni andım derinden Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden Üzgün ve kırılmış gibi en ince yerinden Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden Sendin boşalan bağrıma gözyaşları dolmuş Gördüm ki yazın bastığımız otlar solmuş Son demde bu mevsim gibi benzim Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden (Yahya Kemâl)

Lale Devri nde(18.yy.) gelişmiş ve yaygınlaşmıştır. Günlük hayat, aşk, sevgi gibi konular işlenir. Şarkı türünün en büyük şairi Nedim dir. Cumhuriyet döneminde Yahya Kemal de bu türde şiirler yazmıştır.

NAZIM BİRİMİ BENT OLANLAR MUHAMMES TAHMİS(BEŞLEME) TAŞTİR TARDİYE MÜSEDDES TESDİS MÜSEBBA MÜSEMMEN MÜTESSA MUAŞŞER TERKİB-İ BENT TERCİ-İ BENT

MUHAMMES: Beşer dizelik bentlerle kurulan bir nazım biçimidir. Her konuda yazılabilir: Felsefi konular, tasavvuf, övgü ve aşk en çok işlenen konulardır. 4-8bentten oluşur. Kafiye düzeni aaaaa,bbbba,cccca biçimindedir. BAŞLICA TÜRLERİ: TAHMİS(BEŞLEME): Bir gazelin her beytinin üstüne üçer dize eklenmesiyle oluşturulan muhammestir. TAŞTİR: Bir gazelin her beytinde iki dize arasına üçer dize eklenmesiyle oluşturulan muhammestir. TARDİYE: Divan edebiyatında beş dizelik bentlerden oluşan musammat türüdür. Aruzun "Mef'ûlü, Mefâilün, Feûlün" vezniyle yazılır. Muhammesten ayrılan yanı, ilk bend dâhil, beşinci dizelerin kendi arasında uyaklı olmasıdır. Şeyh Galip sıkça kullanmıştır.

MÜSEDDES Bentleri altı dize olan nazım biçimlerine denir. Genelde 5 7 bent arasında yazılmışlardır. Her konuda yazılabilen müseddesler, özellikle tasavvufi fikirlerin anlatımında tercih edilmiştir. Edebiyatımızda pek çok şair divanında en az bir müseddese yer vermiştir. TESDÎS (Altılama) Bir gazelin her beytinin önüne aynı ölçü ve uyakta dört dize eklenerek yapılır. Uyak düzeni aaaa (aa) bbbb(ba) cccc(ca) şeklindedir.

MÜSEBBA Bentlerinin dize sayısı 7 olan nazım biçimidir. Hemen hemen edebiyatımızda hiç kullanılmamıştır. MÜSEMMEN Bentlerinin dize sayısı 8 olan nazım biçimidir.

MÜTESSA Bentleri 9 dize olan nazım biçimidir MUAŞŞER Bentlerinin dize sayısı 10 olan nazım biçimidir.

TERKİB-İ BENT Bentlerde kurulan bir nazım şeklidir. Her bent 7 ile 10 beyit arasında değişir. Bent sayısı 5 ile 10 bent arasında değişir. Gazeldeki gibi kafiyelenir. Her bent arasında vasıta beyti bulunur. Terkib-i bentlerde her bentten sonra vasıta beyti değişir. Vasıta beytinin üstündeki beyitlerin tümüne terkibhane denir. Sosyal konular, talihten, hayattan şikayet; dini, tasavvufi ve felsefi düşünceler anlatılır. Bağdatlı Ruhi ve Ziya Paşa bu nazım biçiminin usta şairlerindendir.

TERCİ-İ BENT Biçim ve uyak yönüyle Terkib-i Bende benzer. Terkib-i Bentte değişen vasıta beyti Terci-i Bentte değişmez. Vasıta beytinin aynen tekrarlanması bütün bentlerde aynı konuyu işlemeyi zorunlu kılar. Her bent terci-hane ve vasıta olmak üzere iki bölümden oluşur. Felsefi konular, Allah ın kudreti, kâinatın sırları, tabiatın zıtlıkları gibi konular işlenir. Ziya Paşa terci-i bentleriyle ünlüdür.

NOT Ünlü bir şairin şiirine başka bir şair tarafından aynı ölçü ve kafiye ile yazılan benzerlerine nazire denir. Ünlü bir şiire, aynı ölçü ve kafiye ile şaka yollu ve alay edilerek yazılmış nazirelere tehzil denir. Bir mısra veya beytin, başka bir şair tarafından herhangi bir nazım biçimine tamamlanmasına ve bu şekilde oluşturulmuş şiirlere tanzim denir.

DİVAN EDEBİYATINDA AKIMLAR

Yerlileşme (Mahallileşme) Akımı Divan şiirimizde İstanbul un fethinden sonra (15.yy) başlayarak gittikçe koyulaşan bir akımdır.şiirde İstanbul şivesine ve İstanbul tabiatına daha fazla yaklaşmak amacı güden bu akım ilk önce Necati Bey ve Baki de görülmüş, 18. yüzyılda en güçlü örneklerini Nedim le verdikten sonra, 19. yüzyılda Enderunlu Vasıf bu akımı genişletmiştir. Yerlileşme;şuurlu ve düzenli bir akım değildir.yüzyıllar geçip şairlerimiz İstanbul a ısındıkça bu kendiliğinden olmuştur.divan edebiyatının soyut telakkisi içinde İstanbul un manzaralarına, insanlarına ve başka özelliklerine yer ayırmak oldukça zordur ve arzu edilen genişliği hiçbir zaman bulamamıştır. Yerlileşme, gittikçe daha güzel ve daha canlı bir İstanbul halk diline yaklaşan sadelik isteği ile birlikte görülür.18. yüzyılda, bilhassa Nedim den sonra İstanbul yaşayışından alınmış konu ve temalar çoğalır.istanbul un türlü semtleri,köşkleri, eğlenceleri aşk yaşayışları, insan çehreleri yalnız mesnevilerde değil, şarkı, gazel hatta kaside nesiblerinde en çok da şehrengiz lerde görülmeye başlar.

Türkî-i Basit (Sade Türkçe) Akımı 15. ve 16. yüzyıllarda, Türk divan şiiri içinde dilde Türkçecilik, biçim ve özde yenilik yapmak isteyen bir akımdır. Türki-i Basit çiler, aruz veznini ve Divan Edebiyatını nazım şekillerini kullanmakla birlikte hemen hemen öz Türkçe şiirler yazdılar.yabancı söz ve tamlamaları şiire sokmadılar.öz bakımından mazmunlar yerine halk dilindeki mecazları, deyimleri, atasözlerini kullanmaya çalıştılar.bu akım ne yazık ki, ömürsüz ve süreksiz olmuştur.çünkü asıl büyük şairler, bu mutlu teşebbüse katılmadığı gibi sonraki yüzyıllarda bunu izleyenlerde görülmemiştir. Türki-i Basit akımının öncüsü 15. yüzyıl sonlarında yaşamış bulunan Aydın lı Visali dir.daha kuvvetli temsilcileri ise 16. yüzyılda yetişen Edirneli Nazmi ile Tatavlalı Mahremi dir.adı geçen her üç şairin büyük bir sanat gücünde olmayışları bu akımı ömürsüz kılmıştır

Sebk i Hindi Akımı Hindistan da ortaya çıkmış İran üzerinden divan şairlerini etkilemiştir. Türk edebiyatında 17. yy da görülmüştür. Şiirde anlam derinliği önemsenmiş bunun için hayal gücünden yaralanılmıştır. İnsan ruhunun çektiği acılar dolayısıyla da tasavvuf bu tarz şiirlerin ana konusunu oluşturur. Arapça ve Farsça sözcük ve tamlamalarla yüklü, bağlaçlarla örülü ağır bir dil kullanılmıştır. Sanatlı ve süslü ifadeler hayal gücüyle birleşince soyut, güç anlaşılır bir dil ortaya çıkmıştır. Anlatımlar sanatlı, süslü, soyut ve semboliktir. Bu akım, 19 yüzyıl sonlarında Fransa da görülen ve bizde Ahmet Haşim in temsil ettiği Sembolizm akımını andırmaktadır. Naili, Neşati ve Şeyh Galip Sebk-i Hindi akımının en önemli temsilcileridir.

Hikemi (Hakimane) Şiir Düşünceye ağırlık veren, okura yol gösteren şiirlerdir. İnsanı, dünyayı, olayları değerlendiren çeşitli konular işlenmiştir. Anlatım kısa ve özlüdür. Daha öncesinde böyle şiirler yazılmakla birlikte akım olarak ortaya çıkması 17. yy da olmuştur. En önemli temsilcisi Nabi dir. Nabi Ekolü olarak da bilinen hikemi şiirlerin önemli diğer temsilcisi 18. yy divan şairlerinden Koca Ragıp Paşa dır.

DİVAN EDEBİYATI NESİR DİVAN DÜZYAZISININ (NESRİNİN) ÖZELLİKLERİ Divan edebiyatında düzyazı ikinci plandadır. Divan düzyazısı inşâ ; düzyazıyla uğraşan kişiler münşî ; düzyazıdan oluşan eserler de münşeât olarak adlandırılmıştır. Uzun cümle kurmak hüner sayıldığından cümleler fiilimsilerle yapay bir şekilde uzatılmıştır. Arapça ve Farsçadan alınan ki, ve bağlaçları çok kullanılmış bu da cümlenin uzayarak yapısının ve anlam bütünlüğünün bozulmasına yol açmıştır. Cümle yapısına ve cümlede anlam bütünlüğüne önem verilmemiştir. Düşünceler kümelenmediği için paragraf düzeni yoktur.

Tamlamalar Arapça ve Farsça kurallara göre yapılmıştır. Eş anlamlı sözcüklerin birlikte kullanılması bir sanat sayılmıştır. Seci adı verilen sözcük öbekleri arasında ses uyumları bulunmasına dikkat edilmiş böylece söz sanatlarının kullanılmasıyla birlikte nesir Divan şiirine yaklaştırılmıştır. Genellikle ne yin değil nasıl anlatıldığının önemli sayılmasından içerik göz ardı edilmiş söyleyiş güzelliğine önem verilmiştir. Noktalama işaretleri hiç kullanılmamıştır. Noktalama işaretleri 19. yüzyılda (Tanzimat Döenmi nde) Şinasi ile ilk kez kullanılmıştır.

Divan edebiyatında düzyazı 3 bölümde incelenir: 1- Sade nesir, 2- Orta nesir, 3- Süslü nesir

1-SADE NESİR Halk için, sade bir dille yazılır, temelde konuşma dili özelliğini kaybetmemiştir. Sade nesir, kolay anlaşılır olma yı esas almıştır. Kur an tercümeleri ve tefsirleri, fıkıh ve hadis kitapları, menkıbeler, İslam tarihleri, fütüvetnameler, gazavatnameler, fetihnameler, tarih kitapları, ahlak ve siyaset kitapları, menakıbnameler, danişmentname ve hamzaname benzeri dini, destansı hikayelerde çoğunlukla sade nesir kullanılmıştır. Sade nesirde yabancı sözcükler az kullanılmıştır.

Kabusname: Mercümek Ahmet(15.yy) Kelile ve Dinme (Çeviri):Kul Mes ut Müzekkin Nüfus: Eşrefoğlu Rumi Muhakemetü l Lügateyn: Ali Şir Nevai Babürname: Babürşah Keşfü z Zünün: Katip Çelebi eserleri sade nesrin örnekleridir.

2-ORTA NESİR Bu nesir türünde asıl amaç öğretmek olmakla birlikte sanat yapmak amacı da güdülmüştür. Bu türde eser veren yazarlar sade nesre oranla biraz daha süslü bir anlatım yolunu tercih etmiş eserlerinde edebi havanın da bulunmasını önemsemişlerdir. Bu nesir türünde süs ve gösterişten çok, anlatılanların açık ve anlaşılır olmasına dikkat edilmiş anlatılmak istenenin okuyucuya kavratılması yani öğreticilik önemsenmiştir.

Özellikle tarih, coğrafya, din, seyahat, biyografi, ahlak, siyaset alanındaki eserlerle yabancı ülkelere elçi olarak gönderilen devlet görevlilerinin yazdığı sefaretnameler orta nesir özelliği taşır. Tarih Kitapları: Naima Tarihi, PeçeviTarihi, Aşık Paşazade Tarihi, Mütercim Asım Tarihi Risale: Koçi Bey Miratül Memalik: Seydi Ali Reis Seyahatname: Evliya Çelebi Paris Sefaretnamesi: 28 Çelebi Mehmet

Mizanü l Hak: Katip Çelebi Düsturu l Amal: Katip Çelebi Cihannüma: Katip Çelebi Tuhfetü l Kibar fi Esfaril Bihar : Katip Çelebi Heşt Behişt: Sehi Bey Tezkire-i Şuara: Latifi Şikayetname: Fuzuli

3-SÜSLÜ NESİR Sanat yapma kaygısının ön planda tutulduğu nesir türüdür. Yani verilen bilgiden ziyade o bilginin okuyucuda edebi zevk uyandıracak şekilde sanatkarane bir üslupla verilmesine özen gösterilmiş anlam ikinci planda tutulmuştur. Estetik bir duyarlılıkla oluşturulan bu tür metinlerde seci denen düzyazı kafiyesiyle ve cinasla cümlelerin ahenkli olmasına özen gösterilmiştir. Seciler noktalama işaretlerinin ve şiirdeki durakların yerini tutmuştur. Süslü nesir özelliği taşıyan metinlerde hüner göstermek esas alındığından dil daha çok şiirsel işlevde kullanılmıştır. Bu da metinlerde teşbih, istiare, tenasüp gibi anlam sanatlarının yanı sıra Arapça ve Farsça kelime ve tamlamalarla yüklü, sanatlı bir dil kullanılmasına yol açmıştır.

Sade nesirde olduğu gibi kısa ve net cümleler değil uzun ve girift(karışık) cümleler kullanılmıştır. Art arda sıralanan zincirleme tamlamalar zarf-fiil ve bağlaçlarla cümleler uzatılmış; bu durum metni anlaşılmazlığa sürüklemiştir. Bu tür metinleri genellikle medrese öğrenimi gören Arapça, Farsça ve Osmanlıcayı çok iyi bilen sanatçılar kaleme almıştır. Ahlaki ve edebi konularda yazılan metinlerde özellikle tezkirelerde sanatkarane nesir tercih edilmiştir. Münşeat : Süslü nesir örneklerinden oluşan kitaplara denir. Bu nesir türünün en önemli örneklerini 15. yy da Sinan Paşa, 17. yy da Veysi ve Nergisi vermiştir.

Tazarruname: Sinan Paşa(15.yy) Maarifname: Sinan Paşa Münşeat-ı Veysi: Veysi(17.yy) Hamse: Nergisi Tuhfetü l Harameyn: Nabi Sürname-i Vehbi: Vehbi Tezkiretü ş Şuara: Hasan Çelebi Gülşen-i Şuara: Ahdi Meşairü ş Şuara: Aşık Çelebi Tevarih-i Al-i Osman: Kemal Paşazade

Nesir Alanında İlkler Edebiyatımızda ilk tezkire: Mecalisü n-nefais Ali Şir Nevai İlk Osmanlı tezkiresi: Heşt Behişt Sehi Bey Edebiyatımızdaki ilk rapor örneği: Koçi Bey Risalesi 4.Murat a sunuldu. Divan nesrinin son önemli eseri: Sefaretname Yirmi Sekiz Mehmet Çelebi(18.yy.)

DİVAN EDEBİYATINDA NESİR TÜRLERİ

TEZKİRE: Divan şairlerinin edebi özelliklerinden söz eden, eserlerinden örnek veren bir biyografik kitaptır. İlk kez İran da ortaya çıkmıştır. Türk edebiyatının ilk tezkiresi, Ali Şir Nevai nin Mecalisü n-nefais tir. Şairlerin hayat hikayelerini anlatan tezkirelere Tezkiretü ş-şuara ; din adamlarının hayat hikayelerini anlatan tezkirelere Tezkiretü l-evliya denir.

TARİH Geçmiş olayları, geçmiş belli bir dönemi anlatan sanatlı düzyazıdır. PeçevîTarihi, Naimâ Tarihi

SEFARETNAME Siyasi bir görevle yurt dışına gönderilen elçilerin, devlet adamlarının gittikleri yerin durumuna ilişkin izlenimlerini, görüşlerini anlatan eserlerdir. Bu tür eserlerin en önemlisi, Yirmi Sekiz Çelebi Mehmet in Paris Sefaretnamesi adlı eseridir.

SEYAHATNAME Yazarların gezip gördükleri yerlerden edindikleri izlenimleri anlatan eserlerdir. Türk edebiyatında ilk seyahatname örneği, Ahmet Fakih in Kitab-ı Evsaf-ı Mesacid-i Şerife (Mescid- Nebevî nin güzellikleri anlatılır.) adlı eseridir. Evliya Çelebi : Seyahatname Pirî Reis: Kitab-ı Bahriye Seydi Ali Reis : Miratü l Memalik

SİYASETNAME ve NASİHATNAMELER İnsanlara Devlet adamlarına sorumluluklarını hatırlatan, nasıl davranmaları gerektiğini bildiren, devlet yönetimi hakkında bilgi veren, öğüt niteliği taşıyan ahlak ve siyaset kitaplarıdır. Pendname olarak da bilinir (Kabusname, Risale, Hayriye) Siyasetnamelerde padişahların sahip olması gereken nitelikler, saltanatın koşulları ve kuralları, ideal devlet örgütünün nasıl olması gerektiği, kötü yönetimin zararları anlatılır. En ünlüsü; Selçuklu veziri Nizamülmülk ün Melikşah ın isteği üzerine kaleme aldığı Siyasetname dir. İlk siyasetname örneği; Yusuf Has Hacib in Kutadgu Bilig adlı eseridir.

MÜNŞEAT Divan edebiyatında değişik konularda yazılan düzyazı biçimindeki ürünlerin ya da mektupların toplandığı ürünlere ya da kitaplara verilen genel addır. Münşeatlarda konu birliği yoktur. Şairlerin mektuplarından oluşan münşeatlar da vardır: En önemlisi Fuzuli nin Şikâyetname adlı eseridir. Veysî ve Nergisî münşeatlarıyla ünlüdür.

KISAS-I ENBİYA Peygamberlere ait kıssaları içeren eserlerdir. Türk edebiyatında ilk kısas-ı enbiya Çağatay hükümdarı Termaşir in emiri NasuriddinTokboğa nın emri üzerine Rabguzi nin kaleme aldığı Kısas-ı Enbiya adlı eserdir. Tanzimat döneminde Ahmet Cevdet Paşa nın Kısasü l-enbiya ve Tevarih-i Hülefa adlı eserleri önemlidir.

SURNAME Şehzadelerin doğumlarını, sünnet düğünlerini, hanım sultanlarının evlenme merasimlerini konu eden manzum ve mensur eserlerdir.

Tefsir Kitapları: Kur-an ı yorumlayan kitaplardır. Hadis Kitapları: Hz.Muhammed in sözlerinin toplandığı kitaplardır. Fıkıh Kitapları: İslam hukukunun anlatıldığı kitaplardır. Hilye: Hz Muhammed in fiziki ve ruhi özelliklerini anlatan eserlerdir. Siyer: Hz. Muhammed in yaşamını menkıbevi bir dille anlatan kitaplardır. Akaid: İslam dinine imanın esaslarının, dinin temel kural ve hükümlerinin anlatıldığı eserdir.

Menakıbname ve Velayetnameler: Tarihe mal olmuş kişilerin şahsiyetleri etrafında oluşan hikayelere menakıbname denir. Evliya kişilerin şahsiyetleri etrafında oluşan hikayelere velayetname denir. Hacı Bektaş-ı Veli Gazavatname: Türk edebiyatında sefer hazırlıklarını, ordunun yolculuklarını, savaşları, fetihleri, zaferleri konu edinen eserlerin adıdır. Fütüvvetname: Dini ve ahlaki bir esnaf teşkilatı olan ahiliğin kurallarını, özelliklerini anlatan eserlerdir.

Mersiyeler: Bir kimsenin ölümünden duyulan üzüntü ile yazılan eserlerdir. Genellikle manzum olarak yazılan mersiyelerin mensur olanları da vardır. Hadikatü s Süeda: Hz.Hüseyin in Kerbela da Yezid tarafından şehit edilmesini anlatır. Şehrengiz: Bir şehrin güzelliklerini anlatan yazılardır. Manzum da olabilir.

Habname: Görülen bir rüya anlatılıyormuş gibi bir olay yada kişi hakkında görüşlerin söylenmesi biçiminde yazılır. Manzum da olabilir. Eleştiri ve yergi içerir. Kıyafetname: Kişilerin dış görünüşlerinden ahlak ve karakter yapıları hakkında çıkarılan yargıları konu alan eserlere denir. Manzum da yazılabilir.

DİVAN EDEBİYATI ŞAİRLERİ

MEVLANA CELALEDDİN-İ RUMİ (1201-1273) Tasavvuf edebiyatının en önemli sanatçısıdır. Mevlevi tarikatını kurmuş, Mesnevi adlı eseriyle İslam dünyasını etkilemiştir. Mesnevi Farsça yazılmıştır. Mesnevisinde tasavvufun açıklanması ile ilgili hikâyeler, semboller, öğütler vardır. Mevlana sanatı mabede sokar, sanatı ibadetten sayar. Onun için hayatın her anı, her davranış; şiir, müzik, sema ve bütün güzel sanatlarla uğraşmaktan ibarettir. Allah a ulaşmanın tek yolu,insandaki nefsi yenmek, üstün insan olmaktır. Ölümü şeb-i arus (düğün gecesi) olarak telakki eder. Eserlerini dönemin edebiyat dili olan Farsça ile yazmıştır.

ESERLERİ: Mesnevi : Divan-ı Kebir :En coşkun olduğu dönemlerde söylediği gazel ve rubailerinin toplandığı eser. Tasavvufi aşk konusunu işlemiştir. Fih-i Mafih :Mevlana nın bazı düşünce ve sözlerinin toplandığı eseri. Mektubat : Selçuklu büyüklerine yazılmış 147 mektubu içerir. Mecalis-i Seba : Yedi hutbe yer alır. Hutbelerden sonra açıklayıcı öykülere geçilir. Rubailer

SULTAN VELED (1226-1312) Mevlana nın oğludur. Ömrü boyunca Mevlevilik tarikatını yaymaya çalışmıştır. Mevlevilik tarikatını sistemleştirmiştir. Farsça şiirlerin yanında Türkçe şiirler de yazmıştır. Şair aynı zamanda mutasavvıftır. ESERLERİ: İbtida-name İntiha-name Rübab-name

HOCA DEHHANİ (13.YY.) Anadolu da Divan şiirinin ilk temsilcisi, din dışı divan şiirinin kurucusu sayılır. Horasan dan Anadolu ya gelerek Konya da Selçuklu sarayına girmiş, 3.Alaaddin in emriyle 20.000 beyitlik Selçuklu Şehnamesi ni yazmıştır. Vatan hasretini yansıtan şiirlerini Divan ında toplamıştır. Arapça, Farsça ve Türkçe ye aynı değeri verir.

AHMET FAKİH -13.yy tasavvuf edebiyatının hem aruz hem heceyi kullanan şairidir. -100 beyitlik didaktik kasidesi Çarhname ile tanınır.

ŞEYYAD HAMZA 13.yy da yaşamış dini-tasavvufi şiirler yazmıştır. Gezgin bir derviştir. Din dışı konularda da yazmıştır. Sade Türkçeyi kullanmıştır. Yusuf-u Züleyha mesnevisi Türk edebiyatında yazılan ilk Yusuf u Züleyha mesnevidir.

GÜLŞEHRİ (1250? 1335) Esas adının Şeyh Ahmet olduğu sanılmaktadır. Kırşehirlidir. İyi bir mutasavvıftır, Gülşeni tarikatının kurucusudur. Arapça ve Farsça öğrenmiş; ancak şiirlerini Türkçe yazmıştır. Türkçeyi sanat dili haline getirmeye çalışmıştır. Düşüncesi ve edebi kimliği bakımından bir tasavvuf şairi olmakla birlikte, Türkçeyi idealist bir görüş ve duyuşla kullanmıştır. ESERLERİ: Mantıku t-tayr Felekname (Farsça olarak kaleme almıştır.) Aruz Risalesi Kudûri Tercümesi

ÂŞIK PAŞA (1272-1333) Kırşehir doğumludur. Anadolu Türkleri arasında tasavvufu yaymak için uğraşmıştır. Türkçenin gelişmesi ve yayılmasında hizmetleri bulunan ilk Türkçeci şairlerimizdendir. Yunus Emre nin etkisinde kalan, hem hece hem de aruzla şiirler yazmıştır. En ünlü eseri Anadolu Türklerine tasavvufu öğretmek amacıyla yazdığı 12000 beyitlik dini, ahlaki, didaktik mesnevisi Garipname dir.

KADI BURHANEDDİN (1344-1398) Kayseri kadısının oğludur. Sivas ta yaşamış kadılık, vezirlik, sultanlık yapmıştır. Hem şair hem bilgin hem de devlet adamıdır. Aşk, yiğitlik, tasavvuf temalarını kendine özgü bir söyleyişle dile getirmiştir. Çoğu aruz, bir kısmı da hece ile yazdığı şiirlerinde Azeri Türkçesini kullanmıştır. Gazel ve özellikle tuyuğlarıyla tanınmıştır. Kadı Burhaneddin Divan ı vardır.

AHMEDİ (1334-1413) 14.Yüzyıl ın en önemli şairidir. İran edebiyatının tüm güzellik ve zenginliklerini edebiyatımıza aktarmaya çalışmıştır. Zekâya dayanan ölçülü şiirleriyle divan edebiyatının gelişmesine katkıda bulunmuştur. Tamamen din dışı konularda şiirler yazmıştır. Dili, kendinden önce yetişen sanatçılardan ağırdır. ESERLERİ: İskendername : Makedonyalı Büyük İskender in hayatını çerçeve bir hikaye olarak kullanıp geometri, astronomi, tıp, felsefe, siyaset, etik, teoloji gibi bilimlere dair çeşitli bilgiler vermiştir. Cemşid ü Hurşid: İlk Cemşid-ü Hurşid mesnevisidir. Divan

SEYYİT NESİMİ (?-1404) Bağdat doğumlu olan Nesimi için üslubundan dolayı Divan şiirinin Yunus Emresi denir. Hurufilik tarikatını yaymaya çalışmıştır. Halep te derisi yüzülerek öldürülmüştür. Şiirlerini Azeri Türkçesi yle yazmıştır. Tuyuğlarıyla tanınmıştır. Şiirlerinde düzgün bir anlatım, coşkulu bir lirizm vardır. Ölümünden sonra özellikle Bektaşiler arasında kutsallaştırılmıştır. Tuyuğlarıyla tanınır. ESERLERİ: Farsça Divan, Türkçe Divan

ŞEYHİ (1371-1431) Germiyanoğulları ve Osmanlı saraylarında bulunmuş devlet büyüklerine kasideler sunmuştur. İran da tasavvuf ve tıp eğitimi almıştır. Padişahtan aldığı tımarın verilmemesi üzerine Harname yi yazmıştır. İkinci Murat a sunduğu söylenir. Harname 126 beyitlik küçük bir mesnevidir. Fabl türünün bir örneğidir. Didaktik ve alegorik bir eserdir. Divan şiirinin ortak malzemesini derli toplu kullanan ilk şairdir. Harname dışında Hüsrev ile Şirin adlı mesnevisi ve Divan ı vardır.

AHMET PAŞA (? 1497) Fatih Sultan Mehmet in hocası, sohbet arkadaşı, veziridir. Aruzu Türkçeye başarıyla uygulamıştır. Şeyhi den sonra yetişen en kuvvetli divan şairi, Baki ye gelinceye kadarki şairlerin şairler sultanıdır. (Sultanü ş Şuara) «Kerem» redifli kasidesi ile idamdan kurtulmuştur. Nazire yazma geleneğinin en önemli şairidir. Din dışı konuları, beşeri aşkı, gündelik hayat zevklerini üstün bir söyleyiş güzelliği ile yansıtır. 15.yy da kaside türünün en önemli şairidir.

ALİ ŞİR NEVAİ (1441-1501) Büyük bir devlet adamı ve büyük bir edebiyatçıdır. Türkçenin Farsçadan üstünlüğünü ortaya koymaya çalışmıştır. Muhakemet ül Lügateyn adlı eserinde Türkçeyle Farsçayı karşılaştırarak Türkçenin daha üstün bir dil olduğunu söyler. Sanatıyla birçok Divan şairini etkilemiş bilinçli bir Türk milliyetçisidir. Türk dil birliğini kurmaya çalışmış ve bu amaçla şiirleri yazmıştır. Çağatay lehçesini kullanmıştır. 5 Mesneviden meydana gelen hamse sahibidir. Düz yazıları da vardır.

ESERLERİ: Mahzenü l Esrar (Sırlar Hazinesi) Mantıku t-tayr (Kuşların dili) İlk şairler tezkiresi olan Mecalisü n-nefais, Mizanü l-evzan (Vezinlerin terazisi aruz ölçüsünü sistemleştirmeye çalışmıştır. ), Türkçe şiirlerini 4 divanda; Farsça şiirlerini bir divanda toplamıştır. Ferhat-ü Şirin, Leyla vü Mecnun, Hayretü l Ebrar, Sedd-i İskenderi, Seb a - i Seyyare (Ali Şîr Nevai nin hamsesindeki mesnevileri) Muhakemet ül Lügateyn (Türkçe ile Farsçayı karşılaştırmış Türkçenin Farsçadan üstün olduğunu belirtmiştir.

SÜLEYMAN ÇELEBİ Çağına göre sade bir dille yazmış olduğu Vesiletün Necat (Kurtuluş Vesilesi) olarak da bilinen Mevlid adlı eseriyle tanınmıştır.nazım şekli mesnevidir. Edebiyatımızda bu eser ile Mevlid yazma geleneğini başlatmıştır. Bursa da bir vaizin Bütün peygamberler eşittir, birbirlerine üstünlüğü yoktur. demesi üzerine Süleyman Çelebi Hz. Muhammed in diğer peygamberlerden üstün olduğunu kanıtlamak amacıyla bu eseri yazmıştır. Münaacat, Veladet (doğum), Risalet(peygamber oluşu), Miraç(göğe yükselişi), Rıhlet(ölümü), Dua gibi bölümlerden oluşur.

NECATİ(BEY) (?- 1509) Ahmet Paşa dan sonra 15.yy.ın en ünlü divan şairidir. Şiirlerinde atasözlerine ve halk söyleyişlerine yer vererek Divan edebiyatında Mahallileşme akımını başlatmıştır. Divan şiirine yerli ve milli bir özellik katmış, yön vermiştir. Derin anlamları çağındaki herkesin anlayabileceği bir şekilde dile getirmiştir. Türkçeyi, Arapça ve Farsçanın etkisine karşı korumaya çalışmıştır. Divan sahibidir.

FUZULİ(1495-1565) Asıl adı Mehmet tir. Tüm yaşamını Irak topraklarında geçmiştir. Türk edebiyatının en büyük şairlerinden biridir. Şiirlerini Azeri Türkçesiyle yazmıştır. Divan şiirinin en lirik şairidir. Aşkı kendine özgü bir üslupla ve bütün boyutlarıyla işlemiştir. Şiirlerinde özellikle tasavvufu işlemiştir. Şiirlerinde aşk acısıyla kıvranırken, bu acılardan duyduğu mutluluğu dile getirir. Bilimsiz şiir temelsiz duvar gibi olur düşüncesindedir. Gazel ve kasideleriyle tanınmıştır. Kendinden sonra gelen divan şairleri, şiirde onun seviyesine yaklaşabilmek için şiir yazmaya çalışmışlardır.

ESERLERİ: Beng ü Bade (Şarap ve Esrar) -Şarap ile esrar arasındaki tartışmayı anlatır. Şah İsmail ile II.Beyazıd'ı anlattığı sanılan alegorik eserdir. Şah İsmail e takdim edilmiştir. Leyla ile Mecnun İlahi aşk anlatılmış, en güzel şekilde yazılmıştır. Hadikatü s-süeda (Kutlu Kişiler Bahçesi) Kerbela olayı anlatılmıştır. Nesir şeklindedir. Rind ü Zahid, Sıhhat ü Maraz (Sağlık ve Hastalık),

Şah ü Geda (Şah ve Kulları), Enisü l-kalb (Gönül Dostu), 134 beyitlik bir kasidedir. Terceme i Hadis-i Erbain, Şikayetname, İlk edebi mektup özelliği taşır. Sosyal aksaklıkları dile getiren toplumsal hiciv örneğidir. Türkçe Divan, Arapça Divan, Farsça Divan Sohbetü'l Esmar: 200 beyitlik manzum bir eserdir.

HAYALİ BEY Asıl adı Mehmet'tir. Baki'ye kadarki dönemin en önemli ismidir. Kanuni'nin takdirini kazanmış, onunla Bağdat seferine katılmış, Fuzuli ile tanışma fırsatı bulmuştur. Zengin bir hayal gücü, ince ve duyarlı bir üslubu vardır. Sade yaşayışı, derviş meşrep hayatı, mala ve şöhrete önem vermeyişi önemini arttırmıştır. Divan'ı vardır

ZÂTİ 16.yy'ın büyük şairlerindendir. Ayakkabıcılık, remilcilik(kum falı) yaparak hayatını devam ettirmiştir. Devrin genç şairlerini yetiştiren usta bir şairdir, Baki'nin de hocasıdır. Eserleri: Şem ü Pervane Edirne Şehrengizi

BAKİ (1521-1600) İyi bir Medrese eğitimi görmüş ve çeşitli medreselerde müderrislik yapmıştır. 16.yy.da Sultanu ş-şuara adıyla anılmıştır. Şiirlerde tasavvufa yer vermemiştir. Genellikle din dışı konuları işlemiştir. Baki ye göre insan, Dünya nimetlerinden zevk almasını bilmelidir. Aşk, tabiat ve devrinin ihtişamı şiirlerinde yer alan başlıca konulardır. Gazel türünün tanınmış şairlerindendir. Dili kullanmada başarılıdır. Şiirlerinde İstanbul Türkçesini kullanmıştır. Divan şiirinin tüm kurallarını, edebi sanatları şiirde ustaca kullanmıştır. Ahenkli, akıcı, zevkli bir dili vardır. Söz sanatlarını başarıyla kullanır. Türkçe Divanı ile nesir türünde Fezailü l-mekke adlı eseri vardır. Divanındaki Kanuni Mersiyesi (terkib-i bend ) önemlidir.

BAĞDATLI RUHİ (? 1605) Daha çok sosyal konuları işlemiştir. Terkib-i bendinde ve gazellerinde yer yer tasavvufun etkileri görülür. Bilgili, çok gezen, rind açık sözlü bir şairdir. Ömrünün sonuna doğru yazdığı terkib-i bendiyle ün kazanmıştır. Bu şiirinde döneminin insanlarını, ikiyüzlülüklerini, ahlakça düşük taraflarını eleştirmiştir. Bu nedenle bir çok şair bu esere nazire yazmıştır. Bunlar arasında en ünlüsü Tanzimat I.Dönem sanatçısı Ziya Paşa'nın terkib-i bendidir. Eserindeki dil sade ve sanatlardan uzaktır. Şairin bir Divan ı vardır.

NEV'İ Gazel şairi olmasına rağmen kasideciliği ile ünlüdür. Hamse sahibi şair Nev'i zade Atai'nin babasıdır.

TAŞLICALI YAHYA Divan edebiyatının ünlü mesnevi şairlerindendir. 16.yy'da Fuzuli'den sonra gelen en üstün mesnevi şairi sayılır. Aslen askerdir, yeniçeridir. Kanuni'nin büyük oğlu şehzade Mustafa'nın boğdurulması üzerine yazdığı mersiye ile ünlüdür. Hamse sahibidir: Yusuf-u Züleyha(en güzeli), Şah u Geda Gencine-i Raz Gülşen-i Envar Usulname

NEF Î (1582-1636) Asıl adı Ömer'dir, Erzurumludur. İyi bir eğitim görmüştür. Padişahlara ve ileri gelenlere yazdığı kasideleri ve hicivleriyle tanınır. Divan şiirinin en büyük övgü ve yergi şairidir. Ölçüsüz birimidir. Övdüğünü göklere çıkarır; kötülediğini yerin dibine sokar. Kasideleriyle tanınır. Dili süslü ve sanatlıdır. Dilini çok iyi kullanır. Vezir Bayram Paşa yı hicvetmesi nedeniyle boğdurularak öldürülmüştür. Hicivlerini Sihâm-ı Kazâ isimli eserinde toplar. Bunun dışında Türkçe ve Farsça divanları vardır.

NÂBÎ (1642-1712) Urfalıdır. Asıl adı Yusuf tur. Divan edebiyatında didaktik şiirin en büyük ustasıdır. Şeyhü ş- Şuara ünvanına sahiptir. Edebiyatımızda Nabi ekolü olarak da bilinen hikemi tarz veya Nabi tarzı akımının kurucusu ve en büyük şairdir. Şiir ile düşünceyi birleştiren şair olarak görülür. Şiirlerde hikmetli sözlere, atasözlerine yer verilmiştir. Dili akıcı ve pürüzsüzdür. Şiirlerde toplanan düzensizlikleri hayatın kişiyi kötülüklere götüren yönlerini göstermeye çalışmıştır. Amacı iyiye ve doğruya ulaşmaktır.

ESERLERİ: Hayriyye Didaktik bir mesnevidir. Oğluna öğütler verir, deneyimlerini anlatır. Hayrabat adlı eseri de didaktik mesnevidir. (Şeyh Galib in ünlü mesnevisi Hüsn ü Aşk ın yazılma sebebidir.) Tühfetü l-harameyn de hac yolculuğunu anlatır. Münşeat adlı kitapları da vardır. Surname de ise 4.Mehmet in şehzadelerinin sünnet törenlerini anlatır. Fetihname-i Kamaniçe Hadis-i Erbain Tercümesi (Kırk Hadis Tercümesi) Veysi nin siyerine ek yapmıştır (Zeyl-i Siyer-i Veysi) Bunların dışında Türkçe ve Farsça Divanı vardır.

NAİLİ (NAİLİ-İ KADİM) 17. yy ın gazel ustalarındandır. Bu yy ın Sebk-i Hindi denilen akımının en başarılı şairi olarak bilinir. Bu şiir akımında görülen anlam genişliği dilde yabancı sözcük ve tamlama kullanımı şiirlerinin en belirgin özelliğidir. Şiirlerindeki karamsar ve kötü ruh halini tasavvuf içinde eriterek vermeye çalışır. Divan ı vardır. Şarkı türünün ilk örneklerini vermiştir.

NEŞÂTİ Sebk-i Hindi nin bu yüzyıldaki önemli temsilcilerindendir. Kaside yazmakla beraber asıl başarısını gazellerde göstermiştir. Tasavvufa fazla yönelmemiş, daha çok içli, duygulu gazeller yazmıştır. Divan ı vardır.

ŞEYHÜLİSLAM YAHYA İyi eğitim görmüş, medrese hocalığı, şeyhülislamlık yapmıştır. Gazel şairidir. Aşk, rindlik gazellerinin başlıca konularıdır. Gazelde rubai veznini ilk o kullanmıştır. Mahalileşme akımında Baki ile Nedim arasında köprü görevindedir. Divan ı vardır. Sakiname adlı mesnevisi vardır.

NEDİM (1681-1730) İstanbul da doğmuş, Damat İbrahim Paşa nın himayesinde yaşamıştır. Patrona Halil İsyanı ndan kaçarken ölmüştür. Şiirlerinde Lale Devri nin zevk ve eğlencesi yani dönemin zihniyeti belirgin bir şekilde görülür. Mahallileşme akımının 18.yy daki en önemli temsilcisidir. İstanbul Türkçesini şiirlerinde yeterince yansıtmıştır. Hep din dışı konularda yazmıştır. Divan ında tek bir naat bile yoktur.

Her türlü halk inanışını, halk yaşayışını yansıtmayı benimsemiş, halk şiiri nazım biçimlerini ve hece ölçüsünü kullanmıştır. Hece ölçüsüyle yazılmış bir türküsü vardır. Divan şiirinin katı kuralları ve dar sınırları içinde Nedimane denilen yeni bir çığır açma başarısını göstermiş, yaşadığı dönemde yeterince takdir edilmese de daha sonraları şöhreti artmıştır. Divan edebiyatındaki soyut, platonik, kalıplaşmış aşk anlayışından uzaklaşmış, Halk edebiyatındaki Karacaoğlan ın benzeri (beşeri ) aşkı işlemiştir. Divanında en güzel şiirleri şarkı ve gazelleridir. Şarkı nazım biçiminin ve şûhane gazel türünün edebiyatımızdaki en güzel örneklerini vermiştir.

ŞEYH GALİP (1757-1799) Divan edebiyatının son büyük şairidir. Mevlevi tarikatının üyesi olmuş, Galata Mevlevihanesi nde şeyhlik yapmıştır. Divan şiirinin daralan ufkunu yeni imajlarla genişletmiştir. Tasavvuf düşüncesini şiirleştirmiş, Allah aşkını dile getirmiştir. Süslü ve çeşitli söz sanatları ile yüklü, ağır bir dili vardır. Sebk-i Hindi adı verilen üslubun edebiyatımızdaki temsilcisidir. Düşünce ve tasvirlerdeki örülü yoğun bir hayal gücü vardır. Şiirlerinde musiki önemlidir. Tardiyye biçimini ustaca kullanmıştır. Şairin hece ile yazılmış bir türküsü de vardır.

ESERLERİ: Hüsn ü Aşk : Nabi nin Hayrabad adlı mesnevisinden daha güçlü bir eser yazabileceğini kanıtlamak için bu eseri yazar. Eserde ilahi aşk yolunda, kişilerin katlanması gereken zorlukları işler. Alegorik bir eserdir. 2101 beyittir. Sanatçının bir de Divan ı vardır.

DİVAN EDEBİYATI YAZARLARI SİNAN PAŞA(15.YY.): 15.yy. Divan edebiyatının süslü nesir yazarıdır. En önemli eseri Tazarruname dir. Bu eser secilerle ve söz oyunlarıyla sanat göstermek amacıyla yazılmıştır. Cümlelerin bağlaçlarla bağlanması; uzun cümlelere yer verilmesi eserin dikkati çeken önemli özelliklerindendir.

MERCİMEK AHMET(15.YY.) 15.yy. sade nesir örnekleri veren sanatçıdır. En önemli eseri Kabusname dir. Eser didaktik niteliklibir nasihatname olup hemen herkesin anlayacağı biçimde kaleme alınmıştır. Eser aslında bir çeviridir. 2.Murat tarafından açık bir anlatımla tercüme edilmesi istendiği için dilimize çevrilmiştir.

KÂTİP ÇELEBİ (1609-1657) İstanbul doğumludur. Asıl adı Mustafa dır. Hacı Halife diye anılır.(hacı Kalfa) Uzun yıllar divan katipliği yapmış,çeşitli seferlere çıkmıştır. Arapça, Farsça, Fransızca ve Latince bilir. Tarih, coğrafya, bibliyografya, toplumbilim alanlarında yazılmış güçlü eserleri vardır. Daha çok didaktik amaçlı eserler vermiştir. Eserlerinin bazılarında sade nesir; bazılarında ise orta nesir özellikleri görülür.

Cihannüma:Batılı anlayışı ile hazırlanmış dünyanın 6 kıtası hakkında bilgi veren dünyanın yuvarlak olduğunu da anlattığı coğrafya kitabıdır. Eserde Japonya dan Irak sınırına kadar olan ülkelerin coğrafyasını, kısa tarihini, bitkiler ve hayvanlar dünyasını anlatır. Fezleke adlı eserde 17.yy.ın tarihi olaylarını işler. Tuhfetü l-kibar fi Esfari l-bihar (Büyüklerin deniz seferlerinden yadigar) Deniz seferlerinden ve büyük Türk denizcilerinden söz eder.

Keşfü z-zünun: 15.000 eser ve 10.000 yazarın tanıtıldığı bibliyografya kitabıdır. Mizanü l-hak: Dönemin tartışma konularını aktarır. Dini, ahlaki, toplumsal konuları işleyen didaktik bir eserdir. Pozitif bilimlerin gerekliliği, batıl inançların açtığı yaralar, inanç özgürlüğü, hoşgörü gibi konuları işler. Düsturu l Amal: Devlet işlerinde gördüğü aksaklıkları ve çarelerini anlatan bir kitaptır.

EVLİYA ÇELEBİ Babür Şah ın Babürname ve Seydi Ali Reis in Mir atü l- Memalik adlı eserlerinden sonra edebiyatımızda gördüğümüz, adıyla anılan önemli bir seyahatname örneğini Evliya Çelebi yazmıştır. Osmanlı topraklarının hemen her yerini dolaşmıştır. Bunun yanında komşu ülkeleri, Kuzey Afrika yı, Avrupa nın bir bölümünü dolaşmıştır. Eserinde 17.yy. toplumlarının yaşayışlarını, gelenek, töre, kültür ve uygarlıklarını anlatması bakımından önemlidir. Söyleyeceklerini çoğunlukla açık, anlaşılır, ama abartılı bir anlatımla hikâye etmiştir. Yabancı sözcükler kullandığı uzun cümleleri de vardır.