Fonksiyonel Gıda Bileşeni Olarak Antioksidanlar. Antioxidants as Functional Food Ingredients

Benzer belgeler
Dr. Hülya ÇAKMAK Gıda Mühendisliği Bölümü ANTİOKSİDANLAR

Serbest radikallerin etkileri ve oluşum mekanizmaları

5.111 Ders Özeti #12. Konular: I. Oktet kuralından sapmalar

OKSİDAN- ANTİOKSİDAN SİSTEM PROF.DR.GÜLER BUĞDAYCI

Sperm DNA Yapısı Değerlendirilmesi. Prof. Dr. Esat Orhon

FENOLİK MADDELER (Resveratrol)

ALFA LİPOİK ASİT (ALA)

Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur.

9- RADYASYONUN ETKİ MEKANİZMALARI 9.1- RADYASYONUN İNDİREKT (DOLAYLI) ETKİSİ

Optimal Beslenmede Meyve Suyu Tüketiminin Yeri ve Önemi: Yeni Yaklaşımlar ve Yeni Görüşler Paneli 30 Mayıs 2012

Biochemistry Chapter 4: Biomolecules. Hikmet Geçkil, Professor Department of Molecular Biology and Genetics Inonu University

ayxmaz/biyoloji Adı: 1.Aşağıda verilen atomların bağ yapma sayılarını (H) ekleyerek gösterin. C N O H

KİMYA-IV. Yrd. Doç. Dr. Yakup Güneş

Lourdes. Serbest Radikallerle Savaşan SAĞLIK ve GENÇLİK DOLU SU

00220 Gıda Biyokimyası

Dr. Hülya ÇAKMAK Gıda Mühendisliği Bölümü

BİYOLOJİK MOLEKÜLLERDEKİ

Organik Bileşikler. Karbonhidratlar. Organik Bileşikler YGS Biyoloji 1

Atomlar ve Moleküller

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ

TIBBİ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI

Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi

Serbest radikal. yörüngelerinde) eşleşmemiş tek. gösteren, nötr ya da iyonize tüm atom veya moleküllere denir.

FAQ-TIENS DICHO II.Nesil Meyve&Sebze Temizleyici

DİSTİLEX NANO TEKNOLOJİ ÜRÜNLERİ

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER

SERBEST RADİKALLER, OKSİDATİF STRES VE ANTİOKSİDAN SİSTEMLER

M. (arpa şekeri) +su S (çay şekeri) + su L.. (süt şekeri)+ su

KARBON ve CANLILARDAKİ MOLEKÜL ÇEŞİTLİLİĞİ

Sıcak ve Soğuk İşleme Yöntemleriyle Domates Salçası Üretiminin Fenolik Bileşikler, Antioksidan Kapasite ve Bazı Kalite Parametreleri Üzerine Etkileri

BİYOKİMYAYA GİRİŞ: ATOM, MOLEKÜL, ORGANİK BİLEŞİKLER

FENOLİK BİLEŞİKLER 4

Akıllı Defter. 9.Sınıf Biyoloji. vitaminler,hormonlar,nükleik asitler. sembole tıklayınca etkinlik açılır. sembole tıklayınca ppt sunumu açılır

Arı Ürünlerinin Antioksidan Özellikleri ve Biyoyararlılığı

BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI

ÖZEL EGE LİSESİ AĞIR METALLERİN SEBZELER ÜZERİNDE YARATTIĞI LİPİD PEROKSİDASYON DÜZEYİNİN BELİRLENMESİ

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 9. Sınıf

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof. Dr. Filiz Aydın

Yeni Tanı Hipertansiyon Hastalarında Tiyol Disülfid Dengesi

SEKONDER METABOLİTLER

Yrd.Doç.Dr. Sevinç AYDIN

Suyun Radyasyon Kimyası

Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi

BİY 315 BİYOKİMYA GİRİŞ. Yrd. Doç. Dr. Ebru SAATÇİ Güz Yarı Dönemi

TEST 1. Hücre Solunumu. 4. Aşağıda verilen moleküllerden hangisi oksijenli solunumda substrat olarak kullanılamaz? A) Glikoz B) Mineral C) Yağ asidi

Tarım ve Hayvancılık Il Mudurlugu, Kocaeli Üni., Arslanbey Meslek Yuksekokulu, 41285, Arslanbey/Kocaeli

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur..

III-Hayatın Oluşturan Kimyasal Birimler

Paylaşılan elektron ya da elektronlar, her iki çekirdek etrafında dolanacaklar, iki çekirdek arasındaki bölgede daha uzun süre bulundukları için bu

Yağ Asitlerinin Metabolizması- I Yağ Asitlerinin Yıkılması (Oksidasyonu)

KORONER ARTER EKTAZİ

Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir.

ECZACILIK FAKÜLTESİ BİYOKİMYA

BİYOİNORGANİK KİMYA 5. HAFTA

HISTOLOJIDE BOYAMA YÖNTEMLERI. Dr. Yasemin Sezgin. yasemin sezgin

OKSİDATİF STRES VE ANTİOKSİDANLAR

NIRLINE. NIRLINE ile Ham Maddelerinizde Yağ Asidi Tayini, Sürdürülebilir Besleme ile Sizi Geleceğe Taşır!

13 HÜCRESEL SOLUNUM LAKTİK ASİT FERMANTASYONU

DÜŞÜK SICAKLIK STRESİ

Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI DÜZENLEMEK İÇİN PRONEL

Meyve sularının enerji ve besin ögeleri yönünden değerlendirilmesi. Pof. Dr. Filiz Açkurt Dünya Meyve Suyu Günü 30 Mayıs 2012 İstanbul

2)Subatomik parçacıklardan oluşan radyasyon. α, β ışınları

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ

GIDALAR KANSERİN NERESİNDE?

BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

HÜCRESEL EVRİM. Prof. Dr. Müjgan Cengiz Prof. Dr. Ayhan Deviren

Renk Maddeleri. Meyve ve sebzelerde bulunan başlıca renk maddeleri: klorofil, antosiyanin, karotenoidler, betalaindir.

Enkapsüle edilmiş biyoaktif bileşiklerin fırıncılık ürünlerinde kullanımı. Dr. Nadide SEYHUN

Canlının yapısında bulunan organik molekül grupları; o Karbonhidratlar o Yağlar o Proteinler o Enzimler o Vitaminler o Nükleik asitler ve o ATP

* Yapılarında C, H, O bulunur. Bazılarında C, H, O dan başka N, P, S bulunur.

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da

Günümüzde bilinen 117 element olmasına rağmen (92 tanesi doğada bulunur) bu elementler farklı sayıda ve şekilde birleşerek ve etkileşerek farklı

GENEL KİMYA. 4. Konu: Kimyasal türler, Kimyasal türler arasındaki etkileşimler, Kimyasal Bağlar

ANTİSEPTİKLERİN KULLANIM YERLERİ

ANADOLU ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ FARMASÖTİK KİMYA ANABİLİMDALI GENEL KİMYA II DERS NOTLARI (ORGANİK KİMYAYA GİRİŞ)

YAĞLAR (LİPİTLER) Yağların görevleri:

Öküzgözü Üzümlerinin ve Bu Üzümlerden Elde Edilen Şarapların Antosiyanin ve Genel Bileşimleri Üzerine Yöre Etkilerinin Saptanması

GENEL KİMYA. 4. Konu: Kimyasal türler, Kimyasal türler arasındaki etkileşimler, Kimyasal Bağlar

DNA ve Özellikleri. Şeker;

PEYNİR ALTI SUYU VE YOĞURT SUYUNDA Zn Ve TOPLAM ANTİOKSİDAN KAPASİTESİ TAYİNİ DANIŞMANLAR. 29 Haziran-08 Temmuz MALATYA

6. BÖLÜM MİKROBİYAL METABOLİZMA

ENDÜSTRIDE VE CANLILARDA ENERJI. Canlılarda Enerji

DOYMAMIŞ YAĞ ASİTLERİNİN OLUŞMASI TRİGLİSERİTLERİN SENTEZİ

Hemodiyaliz hastalarında resistin ile oksidatif stres arasındaki ilişkinin araştırılması

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)!

1-GİRİ 1.1- BİYOKİMYANIN TANIMI VE KONUSU.-

2006 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI

BİYOLOJİ DERS NOTLARI YGS-LGS YÖNETİCİ MOLEKÜLLER

OKSİJENLİ SOLUNUM

GIDA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ANALİZ VE ENDÜSTRİYEL HİZMETLER DÖNER SERMAYE LİSTESİ

CANLILARIN KİMYASAL İÇERİĞİ

BİYOİNORGANİK KİMYA 9. HAFTA

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ KİMYA ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI DOKTORA PROGRAMI

Uzm.Dr. KÜBRANUR ÜNAL ANKARA POLATLI DEVLET HASTANESİ TBD BİYOKİMYA GÜNLERİ, SİVAS KASIM

Cotinus coggygria (Scop.) BİTKİSİNİN ANTİOKSİDAN VE ANTİMİKROBİYAL AKTİVİTESİNİN BELİRLENMESİ. Ezgi BEKTAŞ YÜKSEK LİSANS TEZİ BİYOLOJİ ANABİLİM DALI

REAKSİYON KİNETİĞİ, REAKSİYONLARLA İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR VE METABOLİZMA. Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2004

YAZILIYA HAZIRLIK TEST SORULARI. 11. Sınıf

Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir.

Karbohidratlar. Karbohidratların sınıflandırılması. Monosakkaritler

Transkript:

Derleme / Review Iğdır Üni. Fen Bilimleri Enst. Der. / Iğdır Univ. J. Inst. Sci. & Tech. 2(2): 45-50, 2012 Fonksiyonel Gıda Bileşeni Olarak Antioksidanlar Iğdır Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi Iğdır University Journal of the Institute of Science and Technology Raciye MERAL 1 İsmail Sait DOĞAN 1 Gülşah Saydan KANBEROĞLU 2 ÖZET: Fonksiyonel gıda kavramı temel beslenmenin yanı sıra sağlığa bir fayda sağlayan gıdaları tanımlar. Aldığımız gıdaların besleyici olması kaliteli ve uzun bir yaşam sürdürebilmemiz için şarttır. Fenolik maddeler, antioksidanlar, besinsel lifler, oligosakkaritler, probiyotikler, prebiyotikler, vitaminler, çoklu doymamış yağ asitleri, sülfür içeren bileşenler, fitoöstrojenler ve bitki sterolleri gıdalara eklenerek gıda fonksiyonel hale getirilebilmektedir. Bu derlemede fonksiyonel gıda bileşeni olarak kullanılan antioksidanların bazı özelliklerine değinilmiştir. Anahtar kelimeler: Antioksidanlar, fenolik bileşenler, serbest radikaller Antioxidants as Functional Food Ingredients Cilt: 2, Sayı: 2, Sayfa: 45-50, 2012 Volume: 2, Issue:2, pp: 45-50, 2012 ABSTRACT: The concept of functional food describes the foods which provide health benefits. The foods we eat should be nutritious for qualified and a longer life. Functional foods are obtained by adding some functioanl ingredients to food such as phenolics, antioxidants, dietary fiber, oligosaccharides, probiotics, prebiotics, vitamins, polyunsaturated fatty acids, sulfur-containing compounds, phytoestrogens and plant sterols. In this review, we discussed some properties of the antioxidants. Keywords: Antioxidants, phenolic compounds, free radicals 1 Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Gıda Mühendisliği Bölümü, Van, Türkiye 2 Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Van, Türkiye Sorumlu yazar/corresponding Author: Raciye MERAL, raciyemeral@yyu.edu.tr Geliş tarihi / Received: 06.04.2012 Kabul tarihi / Accepted: 07.05.2012

Raciye MERAL ve ark. GİRİŞ Yaşam standartlarının yükselmesi, tüketicilerin satın aldıkları gıdaların niteliklerini ve sağlık üzerindeki etkilerini sorgulamaya başlamaları, kronik kalp rahatsızlıkları ve kanser gibi hastalıklardan dolayı ölüm oranlarının artması, araştırmacıları sigara, alkol stres gibi risk faktörlerinin yanı sıra, tüketilen gıdaları mercek altına almaya zorunlu kılmıştır. Yaşamı sağlıklı bir şekilde sürdürebilme ve hastalıkları önleme yollarının araştırılması, tıp dünyasında üzerinde en çok çalışma yapılan konular arasındadır. Bu nedenle, doğal sebze, bitki ve meyvelerin insan vücudu üzerine etkileri her geçen gün daha da önem kazanmaktadır. Bitkilerle alınan antioksidan maddelerin hücrelerin deforme olmasına neden olan oksijen ve vücuda giren diğer zararlı maddelerin etkisine karşı koruyucu bir kalkan oluşturması, bu tip doğal ürünlere olan ilgiyi arttırmaktadır. (Etherton et al., 2002). Antioksidanlar, okside olabilen bileşiklerin oksidasyonunu önleyerek vücutta antibakteriyel, antikanserojen ve kalp-damar hastalıkları riskini azaltıcı rol oynar. Antioksidan maddeler kanser ve kardiyovasküler rahatsızlıklara neden olan serbest radikaller ve reaktif oksijen türlerine göre güçlü antioksidan özelliğe sahiptir. Fenolik bileşikler, fitik asit, askorbik asit, tokoferol; meyve ve sebzelerde, çayda, tüm tahıl tanelerinde doğal olarak bulunan ve sağlık üzerinde olumlu etkiye sahip olan antioksidan bileşiklerdir (Meral ve Doğan, 2006). Serbest Radikaller ve Serbest Radikallerin Hasar Oluşturma Mekanizmaları 46 Serbest radikaller, son yörüngelerinde eşleşmemiş elektron içeren atomlar veya bileşiklerdir. Diğer bir tanımlama ile serbest radikaller, yapılarında tek sayıda elektron içeren, açık elektron kabuğu konfigürasyonuna sahip atom veya moleküllerdir. Radikal ve serbest radikal terimleri sıklıkla birbirlerinin yerine kullanılmakla beraber, radikal terimi serbest radikalin su molekülleri tarafından bağlanmış formunu ifade etmektedir (Slater, 1984). Reaktif oksijen türleri ve oksijen içermeyen radikaller çoğunlukla stabil olmayıp çok reaktiftirler. Süperoksit anyon radikali (O 2- ), hidroksil radikali (OH ), peroksil radikali (ROO ), nitrik oksit (NO ), organik peroksit radikali (RCOO ) gibi radikaller, hidrojen peroksit (H 2 O 2 ), lipid hidroperoksit (LOOH), Singlet oksijen ( 1 O 2 ) 2, Ozon (O 3 ), Azot dioksit (NO 2 ), ve hipokloröz asit (HOCl) gibi radikal olmayanlar diye ayrılırlar. Yaklaşık % 1-3 oksijen, vücut tarafından reaktif oksijen türlerine dönüştürülür. Üç önemli reaktif oksijen türü, süperoksit radikali, hidrojen peroksit ve hidroksil radikali büyüyen hücrelerde mitokondri tarafından sürekli üretilen normal metabolik ürünlerdir (Seifried et al., 2007). Hücresel koşullarda da ciddi miktarlarda radikaller üretilmektedir. Radikaller başlıca 3 temel mekanizma ile oluşmaktadır (Kılınç ve Kılınç, 2002). Kovalent bağlı normal bir molekülün, her bir parçasında ortak elektronlardan birisinin kalarak homolitik bölünmesi Normal molekülden tek bir elekronun kaybı veya bir molekülün heterolitik bölünmesi. Heterolitik bölünmede kovalent bağı oluşturan her iki elektron, atomların birinde kalır Normal bir moleküle tek bir elektronun eklenmesi Biyolojik sistemlerde serbest radikaller, en fazla elektron transferi sonucu meydana gelirler (Akkuş, 1995). Vücutta üretilen radikaller her zaman tehlikeli kimyasal türler olarak değerlendirilmemelidir. Oksijenin biyokimyasal tepkimelerde kullanılması için reaktif formlarına çevrilmesi zorunludur. Serbest radikallerin kontrollü üretimiyle yaşam için gerekli bir takım döngülerin gerçekleşmesi sağlanır. Örneğin, ksenobiyotiklerin detoksifikasyonu, steroid yapıdaki çok sayıdaki bileşiklerin ve eikozanoidler gibi biyolojik aktif moleküllerin sentezi, çok sayıdaki oksidaz ve hidroksilaz enzimlerin etkileri için ve sitotoksik etkilere sahip hücrelerin fonksiyonları için radikal yapımı olmazsa olmaz bir koşuldur. Serbest radikaller, bir hücrenin bir cins sinyal veya uyarıyı başka bir sinyale dönüştürme sürecinde, gen kopyalanmasında ve guanileyt siklaz enziminin aktivitesinde önemli rol oynarlar. Oksijen radikalleri gibi, nitrik oksit radikalinin yapımı da vazgeçilmez bir biyolojik olaydır. Nitrik oksit en yaygın sinyal moleküllerinden biridir ve vücuttaki hücresel faaliyetlerle organ fonksiyonlarına katılmaktadır (Fang et al., 2002). Bu radikallerin ne kadar iyi ya da ne kadar kötü olduklarını belirleyen faktör, nerede ve ne kadar üretildiklerine bağlıdır. Diğer taraftan serbest radikallerin elektronları, hücredeki diğer moleküllerle etkileşime girerek oksidatif stres (hasar) meydana getirirler. Oksidatif stres organizmadaki pro-oksidan ve antioksidan dengenin bozulması olarak tanımlanmaktadır. Radikaller; lipitler, proteinler ve nükleik asitler gibi temel hücre bileşenlerinde hasara yol açabilmektedir. Radikallerin reaktivitesi oldukça değişkendir ancak radikaller radikal olmayan yapılara göre daha az kararlıdır. Radikaller bir kez oluştuktan sonra, hem başka radikallerle hem de başka moleküllerle reaksiyo- Iğdır Üni. Fen Bilimleri Enst. Der. / Iğdır Univ. J. Inst. Sci. & Tech.

Fonksiyonel Gıda Bileşeni Olarak Antioksidanlar na girebilir. Bu reaksiyonların hızı ve seçiciliği, radikal konsantrasyonuna, moleküldeki zayıf bağların varlığına bağlıdır (Gümüş, 2007). Serbest radikaller hücrelerde endojen veya eksojen kaynaklı faktörlere bağlı olarak meydana gelmektedir. Ekzojen kaynaklı etmenler arasında: parakuat (1,1 dimethyl 4,4 dipy-ridylium), alloksan, gibi kimyasalların etkisi altında kalma; karbon tetraklorür (CCl 4 ), paresetamol gibi ilaç toksikasyonları; iyonize ve ultraviyole radyasyon; hava kirliliği yapan fitokimyasal maddeler; sigara dumanı, solventler gibi çevresel faktörler, antineoplastik ajanlar, alkol ve uyuşturucu gibi alışkanlık yapıcı maddeler bulunur. Endojen kaynaklı etmenler arasında ise, mitokondri elektron taşıma zinciri komponentleri ve ksantin oksidaz enzim sistemi en önemli kaynaklar olarak kabul edilmektedir (Seifried et al., 2007). Radikaller bütün hücresel makro moleküllerle reaksiyona girebilir. Hücresel hasar oluşumunda özellikle 3 tip reaksiyon önemlidir: Lipid peroksidasyonu: Serbest oksijen radikalleri, plazma ve organel membranlarında lipit peroksidasyonuna neden olur. Hidroksil radikali membran lipitleriyle çift bağ yapar ve böylece lipit-radikal etkileşimiyle zincirleme reaksiyon sonucunda, malondialdehit (MDA), dien konjugatları gibi lipit peroksidasyon ürünleri oluşur (Şekil 1). Eritrosit membranlarının, lipozomal membranların okside olmasıyla, bu yapıların fiziksel ve kimyasal özellikleri değişir. Bu değişme sonucunda membranın iyon geçirgenliği bozulur ve eritrositlerde hemoliz olur. Böylece yaygın bir membran, organel ve hücre hasarı ortaya çıkar (Özel, 2006). Proteinlerin oksidatif modifikasyonu: Yapılan bir takım araştırmalar sonucunda, protein oksidasyonuna yol açan ana mekanizmanın, polipeptid omurgasında bulunan aminoasitlerin α-karbon atomlarından, hidroksil radikalinin etkisiyle hidrojen atomunun çıkması sonucu başladığı saptamıştır. Böylece, hücrede önemli fonksiyonlara sahip olan enzimlerde bozulmalar ortaya çıkar (Schuessler and Schilling, 1984). DNA hasarı: Serbest oksijen radikalleri, nükleer ve mitokondrial DNA daki timinle reaksiyona girerek, tek zincir kırılmalarına yol açar. Sonuçta, hücrelerin enerji kaybetmesiyle nekrotik tipte hücre ölümü gerçekleşmektedir. Bugüne kadar oksidatif olarak değişmiş yaklaşık 20 tür DNA saptanmıştır (Onat ve ark, 2006; Özel, 2006) (Şekil 2). Şekil 1. Lipit peroksidasyon şeması (Onat ve ark., 2006). Şekil 2. Serbest radikallerin hücresel hasarı (Onat ve ark., 2006). Antioksidanların insan sağlığı üzerindeki başlıca etkisi, serbest radikal süpürücüsü olmasıdır. Metabolik faaliyetler sırasında oksijen, reaktif oksijen türleri olarak adlandırılan süperoksit, hidrojen peroksit, tekli (singlet) oksijen ve hidroksil radikallerine çevrilebilir. Bu yüzden oksijen canlı sistemler için oldukça toksiktir. Vücutta antioksidanların varlığında, oksidatif strese bağlı hasarlar büyük oranda azalmaktadır. Antioksidanlar, hidrojen atomu vericisi olarak etki gösterir ve zin- Cilt / Volume: 2, Sayı / Issue: 2, 2012 47

Raciye MERAL ve ark. cir oluşturan radikalleri daha az reaktif türlere dönüştürürler. Antioksidanlar, lipit peroksidasyonunu, proteinlerin çapraz bağlanmasını ve DNA mutasyonunu engeller (Başer, 2002). Antioksidanlar, dört farklı mekanizma ile oksidanları etkisizleştirir (Memişoğulları, 2005): Temizleme (Scavenging) etkisi: Oksidanları zayıf bir moleküle çevirme şeklinde meydana gelmektedir. Baskılama (Quencher) etkisi: Bu etki, oksidan maddelere bir hidrojen aktararak etkisiz hale getirme şeklinde olmaktadır ve çoğunlukla flavonoidler tarafından yapılmaktadır. Onarma etkisi: Oksidanların oluşturduğu hasarı ortadan kaldırma şeklinde etki göstermektedirler. Zincir koparma etkisi: Oksidanları bağlayarak fonksiyonlarını engelleyen bu etki hemoglobin ve E vitamini tarafından yapılır. Fenolik Antioksidanlar Fenolik bileşikler, suda çözünen antioksidanların en önemli grubunu oluşturmaktadır. Yüksek oranda meyve ve sebzelerde bulunur ve sağlık üzerine olumlu etkiye sahiptir. Son yıllarda bitkilerde bulunan fenolik bileşiklerin antioksidan aktivitesini ortaya koyan çok sayıda çalışma yapılmıştır. Yapılan çalışmalar sonucunda elde edilen bulgular, bu bileşenlere olan ilgiyi daha da artırmıştır. Bu bileşenler, büyüme ve üremede patojenlere, olumsuz iç ve dış koşullara karşı koruyuculuk sağlarlar (Bravo, 1998). Fenolik bileşikler; bitkilerde doğal olarak bulunan ve antioksidan özelliğe sahip olan çok önemli sekonder metabolitlerdir. Çoğunlukla suda çözünür ve aromatik zincir halkasına bağlı bir veya daha fazla sayıda hidroksil grubu içeren, basit fenolik bileşiklerden, yüksek oranda polimerize olmuş çok sayıda fenolik maddeleri içeren geniş bir gruptur. Yapılarında ki farklılıklara rağmen fenolik bileşikler polifenoller olarak ta adlandırılmaktadırlar (Balasundram et al., 2006). Fenolik bileşikler temel olarak fenolik asitler ve flavonoidler olarak ayrılır. Flavonoidler, fenolik bileşiklerin geniş bir grubunu oluşturur ve bu grupta flavonoller, flavanoller, antosiyaninler, kumarinler, tanninler ve lignin gibi önemli maddeler yer alır. Çizelge 1 de fenolik bileşiklerin sınıflandırılması görülmektedir. Fenolik asitler, bitkilerdeki en basit fenolik bileşenlerdir. Hidroksibenzoik asit ve hidroksisinamik asit olmak üzere iki alt gruptan oluşur ve flavonoidlerin prekürsörüdür. Fenolik bileşiklerin alt bir grubu olan flavonoidler ise, bir asrı aşkın bir süredir bitkisel pigmentler olarak bilinmektedirler. 1990 yılına kadar 5000 den fazla flavonoid alt birimi saptanmıştır. Renkli flavonoidler birçok meyve sebzenin renginin oluşumundan sorumludur. Fakat çeşitli renksiz flavonoidler de doğada bulunabilmektedir. Flavonoid alt grubunda yer alan, antosiyaninler, bitkilerin yaprakları, çiçekleri ve meyvelerine karakteristik berrak mavi, kırmızı, mor, menekşe rengini veren pigment maddeleridir. Aynı zamanda bir grup önemli antioksidan maddeleri içerirler. Antosiyaninlerin ve antosiyanin bileşiklerinin in-vitro antioksidan aktivitesini ortaya koyan bulgular mevcuttur. Yapılan çalışmaların bir kısmında, antosiyaninlerin kardiovasküler hastalık ve kanser riskini azalttığı, ağrı kesi- Çizelge 1. Fenolik bileşiklerin sınıflandırılması Fenolik Grup Adı Fenolik asitler Hidroksibenzoik asitler Hidroksisinamik asitler Stilbenler Flavonoidler Antosiyaninler Flavonoller Flavanoller (Flavan-3-oller) İzoflavonoidler Flavonlar Flavononlar Yaygın Örnek Gallik asit, siringik asit, total galatlar Kafeik asit, ferulik asit, p-kumarik asit Resveratrol Depihidin-3-glikozit, siyanidin-3-glikozit, petunidin-3-glikozit, malvidin-3-glikozit Kuersetin, kaemferol, kuersatagetin Kateşin, epikateşin, epikateşin galat, epikateşin-3-gallat Genistein, formononotein, diadzein Rutin, apigenin, luteolein, Mirisetin, naringin, naringenin 48 Iğdır Üni. Fen Bilimleri Enst. Der. / Iğdır Univ. J. Inst. Sci. & Tech.

Fonksiyonel Gıda Bileşeni Olarak Antioksidanlar Şekil 3. Flavonoid molekülünün genel yapısı. ci, antidiyabetik etki gösterdiği saptanmıştır (Du ve et al., 2008). Flavonoidler karbon halkasının yapısının oksidasyon seviyesine bağlı olarak 14 sınıfa ayrılmaktadır. Fakat temel flavonoidler içerdikleri karbon halkasındaki değişimlere göre altı ana gruba ayrılmaktadırlar (Yılmaz and Toledo, 2006). Şekil 3 te flavonoid molekülünün temel yapısı görülmektedir. Fenolik bileşiklerin yapısı, onların radikal temizleme özelliği ve metal şelatlama özelliğinin oluşmasında önemli rol oynamaktadır. Fenolik bileşiklerin antioksidan aktivitesinin, fonksiyonel grupla bağlantılı olan hidroksil gruplarının sayısı ve pozisyonuna bağlı olduğu ifade edilmektedir. Örneğin monohidroksibenzoik asitin OH grubunun, COOH grubuna göre orto veya para pozisyonunda olduğunda antioksidan aktivite göstermediği ancak meta pozisyonunda antioksidan aktivite gösterdiği ifade edilmektedir. Flavonoidler serbest radikal yakalayıcısı olmaları, enzim aktivitelerini düzenlemeleri, antibiyotik, antiallerjen, antidiyaretik, antiülser ve antiinflamatuvar ilaç gibi hareket etmeleri nedeniyle araştırmacıların ilgisini çekmiştir (Rice-Evans et al., 1996). Fenolik bileşiklerin antioksidan madde olarak rol almaları, fenolik bileşik içeren doğal bileşenlerin çeşitli ürün formülasyonlarına girmesini ve fonksiyonel gıda geliştirme çalışmalarında yaygın olarak kullanılmaya başlamasını sağlamıştır. Bu bileşiklerin kanda kolesterol düzeyini azalttığı, osteoporotik ve antikanserojen etkili olduğu ve antioksidan aktiviteye sahip oldukları pek çok çalışma sonunda rapor edilmiştir. Bu maddelerin ayrıca istenmeyen bakteri enfeksiyonlarını inhibe edebileceği yönünde görüşler de vardır. SONUÇ İnsanların sağlık konusuna daha fazla önem vermeye başlamaları, ilaç gibi tıbbi etkisi olan ürünlerdense doğal ürünlere yönelmeleri ile birlikte fonksiyonel gıda ürünlerinin önemi artmıştır. Fonksiyonel gıdalar, genellikle gıda içerisine dışarıdan fonksiyonel özelliğe sahip çeşitli bileşenin eklenmesiyle elde edilebilir. Günümüzde en çok kullanılan fonksiyonel gıda bileşenlerinden birisi antioksidanlardır. Antioksidanlar, vücuttaki reaksiyonlarda ara ürün olarak oluşan veya dışardan alınan serbest radikallerin eşlenmemiş elektronu yanına kendilerinden bir elektron vererek onları kararlı hale getirebilen biyoaktif bileşiklerdir. Antioksidanlarca zengin gıdaların üretiminin artırılması ve tüketicilerin bu konuda bilinçlendirilmesi yaşam kalitesini artırmak ve daha sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için gereklidir. KAYNAKLAR Akkuş I., 1995. Serbest radikaller ve fizyopatolojik etkileri. Mimoza yayınları, 13 25. Balasundram, N., Sundram, K., Saman, S., 2006. Phenolic compounds in plants agri-industrial by-products: Antioxidant activity, occurence, and potential uses. Food Chemistry, 99: 191-203. Başer, H.C., 2002. Fonksiyonel gıdalar ve nutrasotikler. 14. Bitkisel İlaç Hammaddeleri Toplantısı, 29-31 Mayıs 2002, Eskişehir. Bravo, L., 1998. Polyphenols: Chemistry, dietary sources, metabolism and nutritional significance. Nutrition Reviews, 56: 317-333. Du, Q., Zheng, J., Xu, Y., 2008. Composition of anthocyanins in mulberry and their antioxidant activity. Journal of Food Composition and Analysis, 21: 390-395. Etherton, P.M.K., Hecker, K.D., Bonanome, A., Coval, S.M., Binkoski, A.E., Hilpert, K.F., Griel, A.E., Etherton, T.D. 2002. Biactive compounds in foods: their role in the prevention of cardiovascular disease and cancer. The American Journal of Medicine, 113: 71-85. Fang, Y.Z., Yang, S., Wu, G., 2002. Free radicals, antioxidants and nutrition. Nutrition, 18(10): 872-879. Gümüş A., 2007. Isırgan Otu (Urtica dioica L.) Tohumu ekstresinin, akut karbon tetraklorür uygulanan albino sıçanlarda plazma ve karaciğer lipid peroksidasyonu ile glutatyon düzeylerine etkisi. M.Ü. Sağlık Bilmleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi İstanbul. Kılınç K, Kılınç A., 2002. Oksijen toksisitesinin aracı molekülleri olarak oksijen radikalleri. Hacettepe Tıp Dergisi, 33: 110-118. Memişoğulları R., 2005. Diyabette serbest radikallerin rolü ve antioksidanların etkisi. Dicle Tıp Fakültesi Dergisi, 3: 30-39. Meral, R., Doğan, İ.S., 2006. Buğdayda bulunan antioksidan maddeler. Hububat Ürünleri Teknolojisi Kongresi,7-8 Eylül 2006, Gaziantep. Onat, T., Emerk K., Sözmen E., 2006. İnsan Biyokimyası, 2. Baskı, Palme Yayıncılık, 2006. Cilt / Volume: 2, Sayı / Issue: 2, 2012 49

Raciye MERAL ve ark. Özel, Y., 2006. Ratlarda karaciger iskemi / reperfüzyon hasarında grape seed proanthocyanidinin koruyucu etkilerinin incelenmesi. Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Uzmanlık Tezi, İstanbul. Rice-Evans, C., Miller, N.J., Paganga, G., 1996. Structure-antioxidant activity relationships of flavonoids and phenolic acids, Free Rad. Biol. Med., 20: 933-956. Schuessler, H., Schilling, K., 1984. Oxygen effect in the radiolysis of proteins. Part 2. Bovine serum albumin. Int J Radiat Biol Relat Stud Phys Chem Med., 45(3): 267-281. Seifried, H.E., Anderrson, D.E., Fisher, E.I., Milner, J.A., 2007. A review of the interaction among dietary antioxidants and reactive oxygen species. The Journal of Nutritional Biochemistry, 18(9): 567-579. Slater TF., 1984. Free radical mechanismis in tissue injury. J. Biochem, 222: 1-15. Yılmaz, Y., Toledo, R.T., 2006. Health aspects of functional grape seed constituens. Food Science and Technology, 15: 422-433. 50 Iğdır Üni. Fen Bilimleri Enst. Der. / Iğdır Univ. J. Inst. Sci. & Tech.