Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi TÜRKİYE 10. ENERJİ KONGRESİ

Benzer belgeler
Enerji Özyeterlik Düzeylerinde Kaydedilen Gelişmelerin Bölgeler ile Ülkeler Ayrımında Analizi

ENERJİ TALEBİNE YÖNELİK KÜRESEL EĞİLİMLER KAPSAMINDA SANAYİ SEKTÖRÜNÜN TOPLAM NİHAİ ELEKTRİK TÜKETİMİNDEKİ ROLÜ

PETROL FİYATLARINDA KAYDEDİLEN DEĞİŞİMLERİN MAKROEKONOMİK BÜYÜKLÜKLER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİNİN İNCELENMESİ

FOSİL YAKITLARIN TÜKETİMİNDEN KAYNAKLANAN KARBONDİOKSİT SALIMLARINDAKİ EĞİLİMLER. Duygu PAPUR 1, Nazif Hülâgü SOHTAOĞLU 2

(*Birincil Enerji: Herhangi bir dönüşümden geçmemiş enerji kaynağı) Şekil 1 Dünya Ekonomisi ve Birincil Enerji Tüketimi Arasındaki İlişki

DÜNYA PLASTİK SEKTÖR RAPORU PAGEV

HİDROELEKTRİK ENERJİ ÜRETİMİNİN GELİŞMİŞ VE GELİŞMEKTE OLAN EKONOMİLERDEKİ GÖRÜNÜMÜ. Nazif Hülâgü SOHTAOĞLU 1, Duygu PAPUR 2

SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU

DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ

HALI SEKTÖRÜ. Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

PAGEV - PAGDER. Dünya Toplam PP İthalatı

HALI SEKTÖRÜ. Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ VE SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ SEKTÖRÜNDE DÜNYA İTHALAT RAKAMLARI ÇERÇEVESİNDE HEDEF PAZAR ÇALIŞMASI

TÜRKIYE NİN MEVCUT ENERJİ DURUMU

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

SINIR ÖTESİ ELEKTRİK ENERJİSİ ALIŞVERİŞLERİNDE KAYDEDİLEN GELİŞMELER. Nazif Hülâgü SOHTAOĞLU 1, Duygu PAPUR 2

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL

HALI SEKTÖRÜ. Ekim Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

DÜNYA SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ İHRACATI. Genel Değerlendirme

HALI SEKTÖRÜ. Ocak Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü

BETON SANTRALİ SEKTÖRÜ NOTU

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2016 Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu

HALI SEKTÖRÜ. Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2015 Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2017 Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2015 Mart Ayı İhracat Bilgi Notu

Lojistik. Lojistik Sektörü

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2015 Haziran Ayı İhracat Bilgi Notu

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2016 Haziran Ayı İhracat Bilgi Notu

HALI SEKTÖRÜ. Eylül Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH Ar&Ge ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri Sektör Raporu 2010

TÜRKİYE PLASTİK İŞLEME MAKİNELERİ SEKTÖRÜNÜN 2014 YILI İLK 3 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ Barbaros Demirci PLASFED Genel Sekreteri

ŞUBAT 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

HALI SEKTÖRÜ 2015 YILI İHRACATI

Enerji ve İklim Haritası

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2016 Aralık Ayı İhracat Bilgi Notu

Büyüme Rakamları Üzerine Karşılaştırmalı Bir Değerlendirme. Tablo 1. En hızlı daralan ve büyüyen ekonomiler 'da En Hızlı Daralan İlk 10 Ekonomi

2010 OCAK AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2017 Şubat Ayı İhracat Bilgi Notu

OECD ÜLKELERİNDEKİ ENERJİ AR-GE HARCAMALARININ ANALİZİ

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2018 Ocak Ayı İhracat Bilgi Notu

ULUSLARARASI ELEKTRĠK ENERJĠSĠ TĠCARETĠNĠN ENERJĠ ARZ GÜVENLĠĞĠ AÇISINDAN ĠRDELENMESĠ

HAZİRAN 2017 AYLIK İHRACAT RAPORU

ENERJİ YOĞUNLUĞUNDAKİ EĞİLİMLERİN GELİŞMİŞLİK EKSENİNDE İNCELENMESİ

2017 YILI İLK İKİ ÇEYREK BLOK GRANİT DIŞ TİCARET VERİLERİ

DIŞ TİCARET ENSTİTÜSÜ WORKİNG PAPER SERİES. Tartışma Metinleri WPS NO/ 185 / DÜNYADA ve TÜRKİYE DE MOBİLYA SEKTÖRÜNÜN ULUSLARARASI TİCARETİNİN

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü

2010 ŞUBAT AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2017 Mart Ayı İhracat Bilgi Notu

Dış Ticaret Verileri Bülteni

TÜRKĠYE NĠN ENERJĠ DIġALIM BAĞIMLILIĞINDAKĠ EĞĠLĠMLERĠN AVRUPA BĠRLĠĞĠ ÜYESĠ ÜLKELER ĠLE KARġILAġTIRILMASI

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

Ülkemizde Elektrik Enerjisi:

ENERJİ KAYNAKLARI ve TÜRKİYE DİYARBAKIR TİCARET VE SANAYİ ODASI

TÜRKİYE'NİN DIŞ TİCARETİ

2016 YILI İPLİK İHRACAT İTHALAT RAPORU

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2017 Aralık Ayı İhracat Bilgi Notu

A.ERDAL SARGUTAN EK TABLOLAR. Ek 1. Ek 1: Ek Tablolar 3123

Ekonomik Araştırmalar ÖDEME DAVRANIŞLARI. Mayıs Şirketlerin işletme sermayesi ihtiyaçları için iyi stok yönetimi çok önemli

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

2017 YILI İLK İKİ ÇEYREK BLOK MERMER TRAVERTEN DIŞ TİCARET VERİLERİ

KALKINMA BAKANLIĞI KALKINMA ARAŞTIRMALARI MERKEZİ

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2016 Eylül Ayı İhracat Bilgi Notu

İHRACATTA VE İTHALATTA TL KULLANIMI

KÜRESEL OTOMOTİV OEM BOYALARI PAZARI. Bosad Genel Sekreterliği

Tekstil ve Hammaddeleri Sektörü 2015 Yılı Eylül Ayı İhracat Bilgi Notu

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2016 Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu

World Energy Outlook Dr. Fatih BİROL UEA Baş Ekonomisti İstanbul, 1 Aralık 2011

Yakın n Gelecekte Enerji

TÜRKİYE. PLASTİK İŞLEME MAKİNELERİ SEKTÖR İZLEME RAPORU 2015 / 8 Ay PAGEV

ULUDAĞ HAZIR GİYİM VE KONFEKSİYON İHRACATÇILARI BİRLİĞİ 2016 YILI EYLÜL AYI DIŞ TİCARET DEĞERLENDİRME RAPORU

Dünyada Enerji Görünümü

TÜRKİYE. PLASTİK İŞLEME MAKİNELERİ SEKTÖR İZLEME RAPORU 2015 / 6 Ay PAGEV

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

GTİP : PLASTİKTEN KUTULAR, KASALAR, SANDIKLAR VB. EŞYA

Dünyada Enerji Görünümü

2017 YILI MADEN SEKTÖRÜ GÖRÜNÜMÜ RAPORU

2011 YILI OCAK- MART DÖNEMİNDE HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

DEMİR-ÇELİK SEKTÖR DEĞERLENDİRMESİ

plastik sanayi PLASTİK SEKTÖR TÜRKİYE DEĞERLENDİRMESİ VE 2014 BEKLENTİLERİ 6 AYLIK Barbaros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

1. Uluslararası Gelişmeler. 1.1 Küresel Büyüme

DÜNYA DA BU HAFTA ARALIK 2015

Türk İş Dünyası Liderlerinin İklim Değişikliğine Yanıtı Rifat Ünal Sayman, Direktör - REC Türkiye 5 Aralık 2016, Sabancı Center, İstanbul

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2017 Ekim Ayı İhracat Bilgi Notu

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2016 Temmuz Ayı İhracat Bilgi Notu

Dünya Enerji Görünümü Dr. Fatih Birol Baş Ekonomist, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) İstanbul, 20 Aralık 2013

2014 YILI EYLÜL AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

ÇELİK BORU SEKTÖR RAPORU (2017)

ASFALT PLENTİ SEKTÖRÜ NOTU

MADEN SEKTÖR GÖRÜNÜMÜ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

İçindekiler DÜNYA TİCARETİ... 3 İHRACAT... 4 İTHALAT... 5 TÜRKİYE DE ÜRETİM... 6 TÜRKİYE NİN DIŞ TİCARETİ... 6 İHRACAT... 7 İTHALAT...

Şubat 2013, Sayı: 7 Intrade, Fatih Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümü Aylık Dış Ticaret Bülteni 1 $24 $22 $20 $18 $16 $14 $12 $10 $8 $6 $4 $2 $0

2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Transkript:

Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi TÜRKİYE 10. ENERJİ KONGRESİ ENERJİ KAYNAKLARININ ARZ VE TALEBİNE YÖNELİK KÜRESEL EĞİLİMLERİN TARİHSEL SÜREÇTE KARŞILAŞTIRMALI ANALİZİ Nazif Hülâgü SOHTAOĞLU İsmail DİZ Mehmet Fatih ERBAŞ İ.T.Ü. Elektrik - Elektronik Fakültesi Elektrik Mühendisliği Bölümü Maslak, 34469 İSTANBUL ÖZET Enerji arz güvenliği öncelikleri kapsamında kaynak ve tedarik yolları açısından çeşitlendirilmiş enerji arz bileşimi, uzun dönemli ulusal enerji stratejilerinin geliştirilebilmesi ve enerji politikası planlarının uygulanabilmesi yönünde büyük işlevler yüklenmektedir. Bu çalışma kapsamında, küresel ölçekteki genel enerji dengesi, toplam birincil enerji arzı ile toplam nihai enerji tüketiminde önemli roller oynayan birincil kaynakların üretim, ticaret ve arzında yaşanan gelişmeler, bölgeler ve ülkeler ayrımında, tarihsel süreçte karşılaştırmalı irdelenmiştir. Ayrıca, enerji kaynaklarının küresel toplam nihai enerji tüketiminde üstlendikleri rollerde gözlenen değişimler ortaya konmuş, kömür, petrol, doğal gaz ve elektrik ana başlıkları altında, temel tüketim sektörlerinin taleplerindeki eğilimler karşılaştırmalı olarak sunulmuş ve geleceğe ilişkin beklentiler verilmiştir. Sanayi, ulaştırma, konut, hizmetler vb. diğer temel tüketim sektörlerinin, toplam nihai enerji tüketimi içindeki paylarında gözlenen değişiklikler ve geleceğe yönelik sergiledikleri eğilimler ile beklentiler, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler ayrımında, önemli farklılıklar taşımaktadır. Benzer durum, temel sektörlerin toplam nihai enerji tüketiminde yer alan enerji kaynaklarına yönelik taleplerine bakıldığında da dikkati çekmektedir. Çalışma kapsamında sunulan sonuçlar, enerji kaynaklarının toplam nihai tüketim içindeki paylarına ve enerji kaynaklarının kullanıldıkları temel sektörlerin taleplerine ilişkin saptanan farklı niteliklerdeki eğilimlerin, küreselleşme olgusunun katkılarıyla, önümüzdeki dönemlerde özellikle gelişmekte olan ülkeler açısından daha belirgin duruma geleceğini açık halde ortaya koymaktadır. 1. GİRİŞ Enerji, ekonomik ve sosyal refahın sağlanabilmesi ile sürdürülebilir kılınmasında çok önemli işlevler yüklenmekte, stratejik niteliklere sahip temel bir öğe olarak, küresel gündemin en ön sıralarında yer bulmaktadır. Özellikle gelişmekte olan 9

ülkelerde, yeterli ve ulaşılabilir niteliklerdeki enerji arzı, ekonomik büyüme ile kendi içinde kapalı tarım ekonomisinin belirlediği olumsuz ilişkilerden ve sonuçlardan uzaklaşılıp, çağdaş sanayi ve hizmet sektörlerinin öne çıktığı toplumlara geçişte, insan yığınlarının özgün bireyler haline gelebilmesinde anahtar roller üstlenmekte, kişi başına düşen yıllık enerji tüketimi başka ölçütlerle birlikte [1], gelişmişlik düzeylerine göre ülkelerin sıralanmasında kullanılmaktadır. Yoksulluğun azaltılmasında, insanların, toplumların refahının artırılmasında, yaşam standartlarının yükseltilmesinde anahtar görevi üstlenmesine ve gelişme yolunda enerjinin vazgeçilemezliğine karşın, enerjinin yalnız başına çok sığ anlamlar taşıyabileceğini, diğer insani gelişme ölçütleriyle birlikte göz önüne alınması gerektiğini vurgulamakta büyük yarar bulunmaktadır. Enerji kaynaklarının toplam birincil enerji arzı içindeki paylarına ve üstlendikleri rollere bağlı olarak, enerji arzının yapısı ortaya çıkmaktadır. Sürdürülebilir büyümenin yalnızca ekonomik boyutu göz önüne alındığında, enerji arz bileşimi, enerji güvenliği üzerinde belirleyicilik taşıyan temel unsur olarak dikkati çekmektedir. Ülkeler ayrımında doğru olarak nitelendirilebilecek enerji bileşimi, enerji kaynakları özelinde kaynakta çeşitlendirmeler yapılmasını, bunlara ilişkin tedarik seçeneklerinin ülke içinden ve dışından farklı yollarla, dengeli ortaya konmasını zorunlu kılmaktadır. Enerji arzında kullanılan kaynak bileşimi, enerji yoğunluklarını doğrudan ve/veya dolaylı yollardan etkilemektedir [2]. Benzer şekilde, sürdürülebilir büyümenin çevresel boyutu dikkate alındığında, her bir enerji kaynağının çevreye olan etkileri farklı boyutlarda ve değişik düzeylerde gerçekleştiğinden, enerji arz bileşimine ilişkin tercihlerin ekosistem üzerinde önemli ve kalıcı niteliklerde sonuçlar yarattığı gözlenmektedir. Enerji arzında istikrarın sağlanabilmesi ve bunun korunabilmesi, sürdürülebilir büyüme amacına yönelik politikaların temel amaçlarından birisidir. Ekonomik ve sosyal sürdürülebilirlik yönünde, belirli bir fiyat düzeyinde enerji talebinin karşılanabilmesi büyük önem taşıdığından, enerji arzının fiziksel olarak elde edilebilirliğine bağlı tanımlanabilecek arz güvenliği kavramı öne çıkmaktadır. Enerji arzındaki kesinti olasılıkları, sürdürülebilir büyümeye yönelik politikalar üzerinde sistematik riskler yaratmaktadır. Anılan riskler, enerji kaynaklarının miktarı ve fiyatı kapsamında ifade edilebilmektedir. Miktar ve fiyat boyutunda karşılaşılabilecek riskler, ülkelerin enerji kaynakları ayrımındaki dışa bağımlılıklarına, kaynakların çeşitleri ile tedarik yolları boyutlarındaki ikame edilebilirliklerine bağlıdır. Son yıllarda belirgin azalışlar gözlenmesine karşın, gelişmiş ülkelerin küresel toplam nihai enerji tüketimi içindeki payı, küresel toplam nihai tüketimin yarısından fazla bir değere karşılık gelmektedir. Gelişmiş ülkelerin nihai enerji tüketimlerinde saptanan gerileme eğilimlerinin aksine, gelişmekte olan ülkelerin nihai enerji tüketimlerinde sürekli, kararlı ve güçlü artış eğilimleri dikkati çekmektedir. Önümüzdeki yıllarda, başta Çin, Hindistan ve gelişmekte olan Asya ülkelerinin yanı sıra, diğer gelişmekte olan ülkelerdeki nihai enerji tüketiminin, küreselleşme olgusunun da katkılarıyla, her türdeki enerji kaynağı için giderek artması beklenmektedir. Toplam nihai enerji tüketiminde yer alan kaynakların toplam içindeki paylarına ve üstlendikleri işlevlere bağlı olarak, ulusal, bölgesel ve küresel ölçeklerdeki nihai enerji tüketimi ile birincil enerji arzının yapısı şekillenmektedir. 10

Birincil enerji kaynaklarının üretimindeki, arzındaki, ticaretindeki ve fiyatlandırılmasındaki dinamiklerin de katkılarıyla, temel tüketim sektörlerinin talep düzeylerinde ve talep yapılarında gözlenen değişiklikler ile egemen olan eğilimlerin, önümüzdeki yıllarda gelişmekte olan ülkeler özelinde daha büyük önem kazanması, arz güvenliği, ekonomi, finansman, çevre vb. diğer boyutlara sahip farklı niteliklerdeki karmaşık sorunları, çelişkileri ve çatışmaları beraberinde getirmesi şaşırtıcı olmayacaktır. Konut tüketicileri tarafından kullanılan enerjinin çeşidi ve miktarı, gelir düzeyi, doğal kaynaklar, yeterli dağıtım altyapısı vb. diğer nedenlerle ülkeden ülkeye önemli farklılıklar göstermektedir. Hizmetler sektöründe, ekonomik büyüme, ekonomik büyümenin finansman yolları, nüfus artış hızı vb. diğer etmenler belirleyici olmaktadır. Sanayi sektöründe, ekonomik faaliyetlerin düzeyleri ve çeşitliliği, teknoloji kullanımı, katma değer yaratımındaki öncelikler vb. diğer unsurların, toplam nihai enerji tüketimi içinde sanayi sektörü payının belirleyicileri olarak ağırlıklarını korumaları beklenmektedir. Başta Asya kıtasında bulunanlar olmak üzere, gelişmekte olan ülkelerde gözlenen güçlü talep artış eğilimlerinin aksine, gelişmiş ülkelerin nihai enerji tüketimlerinde, gelecekte çok sınırlı düzeylerde artışlar kaydedilebileceği yönündeki beklentiler öne çıkmaktadır. Genellikle, gelişmiş Dünya ülkelerinin toplumları, düşük nüfus artışlarıyla uyumlu, belli tüketim olgunluğuna ve doygunluğa ulaşmış enerji tüketim yapısı ile nitelendirilebilirken, gelişmekte olan ülkelerdeki mevcut eğilimler ve olası beklentiler ise, tam aksi yöndedir. Gelişmiş ülkelerde, enerjinin etkin ve verimli kullanımına yönelik süreklilik içeren kazanımlar, enerji talebinin yoğun olduğu üretim faaliyetlerinin bırakılması veya gelişmekte olan ülkelere kaydırılması, teknoloji yoğun üretim alanlarına odaklanma, hizmetler sektörünün daha fazla geliştirilmesine yönelik tercihler, gelişmiş ülkelerin toplam nihai enerji tüketimlerindeki artışların düşük düzeylerde kalmasına yol açmaktadır. Belirtilen nedenlerin yanı sıra, ekonomi, istihdam, ulusal gelir, rekabet vb. diğer başlıklardaki önemi, konut, hizmetler ve ulaştırma sektörlerine aktif katkıları, nihai enerji tüketimindeki büyük payı, özellikle gelişmekte olan ülkeler ayrımında öne çıkan sanayi sektörleri kapsamında ileri analizlerin yapılmasını zorunlu kılmaktadır. 2. Enerji Kaynaklarının Küresel Toplam Birincil Enerji Arzındaki Rolleri 1971 yılında 5,678.32 Mtoe olan küresel ölçekteki toplam enerji üretimi, 2002 yılında 10,305.74 Mtoe ye yükselmiştir. Günümüzde, OECD ülkeleri küresel toplam enerji üretiminde üçte bir paya sahipken, OECD dışındaki ülkeler geriye kalan üçte ikilik bölümü üstlenmektedir. 1971 ile 2002 yılları arasını kapsayan yaklaşık otuz yıllık süreçte [3,4,5,6,7,8,9,10]; küresel toplam birincil enerji arzı yüzde 87 oranında artarken, hemen tamamı gelişmiş ülkelerden oluşan OECD yapısındaki toplam artış yüzde 57 ile sınırlı kalmış, OECD dışında kalan ülkelerin toplam birincil enerji arzı ise 2.76 kat yükselmiştir. OECD üyesi ülkeler arasında, Güney Kore 11.96 kat artışla dikkat çekerken, Portekiz 4.04, Türkiye 3.88 kat artışla birincil enerji arzı en çok artan ülkeler olmuştur. OECD dışında kalan ülkeler bölgelere göre irdelendiğinde, 1971-2002 döneminde toplam birincil enerji arzındaki en yüksek artışın Orta Doğu bölgesinde kaydedildiği, bu bölgedeki artışın 8.34 kata ulaştığı görülmektedir. Küresel ölçekte yalnızca, OECD dışında 11

kalan Avrupa ülkelerinde çok küçük artışlar söz konusudur. Asya bölgesindeki artış 3.42, Çin deki artış 3.15 kata ulaşmaktadır. Bölgelerin, küresel toplam birincil enerji arzından aldıkları paylarda saptanan değişimler, 1973 ve 2002 yılları için karşılaştırmalı olarak, Şekil 1 de gösterilmiştir [3,4,5,6,7,8,9,10]. Bölgelerin küresel toplam birincil enerji arzından aldıkları paylardaki değişimler, birincil enerji kaynaklarına yönelik küresel talep, üretim ve arz dinamikleri üzerinde önemli roller oynamakta, enerji arz güvenliği ve kaynak çeşitlendirilmesi yönünde ciddi baskılar yaratmaktadır. Geçtiğimiz otuz yıllık süreçte, birincil enerji kaynaklarının küresel, bölgesel ve ulusal düzeylerdeki toplam enerji arzında üstlendikleri rollerde önemli değişimler gerçekleşmiştir. Petrolün küresel toplam birincil enerji arzındaki payı önemli ölçüde gerilerken, kömürün payında kısmen azalma, özellikle doğal gazda güçlü artış eğilimi dikkati çekmektedir. Enerji kaynaklarının birincil enerji arzında üstlendikleri rollerdeki değişimler, yalnızca 1973 ve 2002 yılları için özetlenerek, küresel ölçekte Şekil 2 de, OECD ülkeleri toplamı için Şekil 3 ve OECD dışında kalan ülkeler toplamı için Şekil 4 de sunulmuştur [3,4,5,6,7]. Şekil 1: 1973-2002 döneminde, bölgelerin küresel toplam birincil enerji arzındaki payları. Şekil 2: Enerji kaynaklarının küresel toplam birincil enerji arzındaki rollerinin değişimi. 12

Şekil 3: OECD ülkelerinin toplam birincil enerji arzında enerji kaynaklarının üstlendikleri roller. Şekil 3: OECD ülkelerinin toplam birincil enerji arzında enerji kaynaklarının üstlendikleri roller. Şekil 4: OECD dışındaki ülkelerin toplam birincil enerji arzında enerji kaynaklarının rolleri. 3. Birincil Enerji Kaynakları Ayrımında Küresel Enerji Üretiminde Mevcut Durum Küresel kömür üretiminde, Çin, Amerika, Hindistan, Avustralya, Rusya, Güney Afrika, Polonya, Endonezya, Kazakistan ve Ukrayna, küresel kömür ihracatında, Avustralya, Çin, Endonezya, Güney Afrika, Rusya, Kolombiya, Amerika, Kanada, Kazakistan, Polonya öne çıkan ülkelerdir ve küresel düzeydeki toplam ihracatın yaklaşık tamamını denetlemektedir. Küresel kömür dışalımında dikkati çeken ülkeler, toplam küresel kömür ithalatında yaklaşık dörtte birlik paya sahip Japonya başta olmak üzere, Güney Kore, Tayvan, Almanya, İngiltere, Rusya, Hindistan, Amerika, Hollanda ve İspanya dır. Ham petrol üretiminde, Suudi Arabistan yüzde 12.7, Rusya yüzde 11.3, Amerika yüzde 9.4, İran yüzde 5.2, Meksika yüzde 5.1, Çin yüzde 4.4, Norveç yüzde 4.1, Venezuela yüzde 4.0, Kanada yüzde 3.7, Birleşik Arap Emirlikleri yüzde 3.2 paya sahip olup, küresel toplam ham petrol üretiminin yaklaşık üçte birlik kısmı, yalnızca Suudi Arabistan, Rusya ve Amerika ya aittir. Ham petrol ihracatında; Suudi Arabistan, Rusya, Norveç, Venezuela, Meksika, İran, Nijerya, İngiltere, Kanada ve Birleşik Arap Emirlikleri ilk sıralarda yer alan ülkeler olup, küresel toplam petrol dışsatımının üçte ikisini denetlemektedir. Amerika, küresel toplam ham petrol ithalatında yüzde 25 paya sahipken, Japonya yüzde 10, Güney Kore, Almanya, İtalya, Hindistan, Fransa ve Çin yaklaşık yüzde 5 er pay almaktadır. 13

Doğal gaz üretiminde, Rusya yüzde 22.4, Amerika yüzde 19.9 pay alırken, Kanada, İngiltere, Cezayir, Endonezya, İran, Norveç, Hollanda, Suudi Arabistan toplam yüzde 27.4 paya sahiptir. Rusya, Kanada, Norveç, Cezayir, Hollanda, Türkmenistan, Endonezya, Avusturya, Malezya ve Amerika en çok dışsatım değerlerine, Amerika, Almanya, Japonya, Ukrayna, İtalya, Fransa, Avusturya, Hollanda, Güney Kore ve İspanya ise en büyük dışalım miktarlarına sahip ülkeler arasında bulunmaktadır. Küresel toplam nükleer üretimden, Amerika yüzde 30.3, Fransa yüzde 16.4, Japonya yüzde 11.1 pay alırken, bu ülkeleri sırasıyla, Almanya, Rusya, Güney Kore, İngiltere, Ukrayna, Kanada ve İsveç izlemektedir. Küresel toplam hidroelektrik üretiminde, Kanada, Çin, Brezilya, Amerika, Rusya, Norveç, Japonya, İsveç, Fransa, Hindistan öne çıkan ülkelerdir. 2002 yılında ülkelerin, birincil enerji kaynakları ayrımında, küresel enerji üretiminde üstlendikleri roller, Şekil 5 de gösterilmiştir [3,4,5,6]. Şekil 5: Birincil enerji kaynakları ayrımında, ülkelerin küresel enerji üretimine katkıları. 4. Enerji Kaynaklarının Küresel Toplam Nihai Enerji Tüketimindeki Rolleri Sunulan çalışma kapsamında ulaşılan sonuçlar, geçtiğimiz otuz yıllık süreçte enerji kaynaklarının toplam nihai enerji tüketimi içindeki paylarında ve temel tüketim sektörlerinin enerji talep yapılarında, ülkeler ile bölgeler ayrımında önemli değişiklikler yaşandığını ortaya koymaktadır. Çalışmada göz önüne alınan ve 1973 ile 2002 yılları arasındaki dönemi kapsayan, yaklaşık otuz yıllık süreçte [3,4,5,6,7,8,9,10]; küresel toplam nihai enerji tüketimi yüzde 56 düzeyinde artarken, hemen hemen tamamı gelişmiş ülkelerden meydana gelen OECD yapılanmasındaki toplam artış yüzde 30 ile sınırlı kalmış, OECD dışında kalan ülkelerin nihai enerji tüketimlerinin toplamı ise iki katına çıkmıştır. OECD üyesi ülkeler arasında, Pasifik bölgesinde yer alan Güney Kore 7.93, Yeni Zelanda 2.42, Avustralya 1.77 kat artışla dikkat çekerken, anılan dönemde Portekiz, Türkiye ve Yunanistan daki artışlar sırasıyla; 3.40, 2.82 ve 2.22 olarak gerçekleşmiştir. 14

OECD yapılanması dışında kalan ülkeler bölgeler ayrımında irdelendiğinde, 1973-2002 döneminde toplam nihai enerji tüketimindeki en yüksek artışın Orta Doğu bölgesinde kaydedildiği, bu bölgedeki artışın 6.86 kata ulaştığı görülmektedir. Buna karşın, küresel ölçekte yalnızca, OECD dışında kalan Avrupa ülkelerindeki toplam nihai enerji tüketiminde azalmalar kaydedilmiş, 1973 yılında 68.43 Mtoe olan toplam nihai enerji tüketimi, 2002 yılında 58.55 Mtoe ye gerilemiştir. Asya bölgesindeki artış 4.11, Çin deki artış 2.93 kata ulaşırken, Afrika da 2.63 ve Latin Amerika da 2.44 kat düzeyinde gerçekleşmiş, eski S.S.C.B. ülkelerinin toplam nihai enerji tüketimlerindeki artış ise yüzde onun altında kalmıştır. Önümüzdeki 20-30 yıllık süreci kapsayan bütün enerji talep tahmini senaryolarında, küresel enerji tüketimindeki güçlü artış eğiliminin büyük bir kısmının gelişmekte olan ülkelerden kaynaklanması beklenmektedir. Özellikle, Çin ve Hindistan ın içinde bulunduğu gelişmekte olan Asya ülkelerindeki güçlü ekonomik büyüme eğilimlerinin, anılan ülkelerin enerji tüketimlerinde gözlenecek hızlı ve hacimli artışlara eşlik etmesi öngörülmektedir. Asya bölgesindeki enerji talebinin 2025 yılına gelindiğinde mevcut değerinin iki katına ulaşacağı, başta Asya kıtasında bulunanlar olmak üzere, gelişmekte olan ülkelerde gözlenen güçlü talep artış eğilimlerinin aksine, gelişmiş ülkelerin nihai enerji tüketimlerinde, gelecekte çok küçük artışlar kaydedileceği yönündeki beklentiler öne çıkmaktadır. Genel olarak, gelişmiş Dünya ülkelerinin toplumları, düşük nüfus artışlarıyla uyumlu, belli tüketim olgunluğuna ve doygunluğa ulaşmış enerji tüketim yapısı ile nitelendirilebilirken, gelişmekte olan ülkelerdeki mevcut eğilimler ve gelişme beklentileri ise tam aksi yöndedir. Gelişmiş ülkelerde, enerjinin etkin ve verimli kullanımına yönelik süreklilik içeren kazanımlar, enerji talebinin yoğun olduğu üretim faaliyetlerinin bırakılması veya gelişmekte olan ülkelere kaydırılması, teknoloji yoğun üretim alanlarına odaklanma, hizmetler sektörünün daha fazla geliştirilmesine yönelik kuvvetli akımlar, gelişmiş ülkelerin enerji tüketimlerindeki artışların çok sınırlı düzeylerde kalmasına yol açmaktadır. Şekil 6: 1973-2002 döneminde, bölgelerin küresel toplam nihai enerji tüketimindeki payları. 15

Küresel toplam nihai enerji tüketiminden bölgelerin aldıkları paylardaki değişim eğilimleri, Şekil 6 da karşılaştırmalı halde gösterilmiştir [3,4,5,6,7,8,9,10]. İnceleme döneminde OECD ülkelerinin, küresel toplam nihai enerji tüketimi içindeki payının yüzde 62.5 den yüzde 52.1 e gerilediği, Çin hariç Asya ülkelerinin payının yüzde 4.9 dan yüzde 12.0 ye, Çin in payının yüzde 5.8 den yüzde 11.6 ya yükseldiği gözlenmektedir. Bölgelerin, küresel toplam nihai enerji tüketiminden aldıkları payların değişimi, birincil enerji kaynaklarına yönelik küresel talep, bağlı olarak üretim, ticaret ve arz üzerinde önemli roller oynamakta, enerji tedarik yollarının güvenliği ve çeşitlendirilmesi yönünde ciddi baskılar yaratmaktadır. 1973 yılında küresel toplam nihai kömür tüketimi 621.70 Mtoe, küresel toplam nihai petrol tüketimi 2,141.44 Mtoe, küresel toplam nihai doğal gaz tüketimi 671.76 Mtoe ve küresel toplam nihai elektrik tüketimi 438.64 Mtoe düzeyinde gerçekleşmiş, 2002 yılında küresel nihai kömür tüketimi 505.16 Mtoe ye gerilemiş, küresel nihai petrol tüketimi 3,053.92 Mtoe, küresel nihai doğal gaz tüketimi 1,152.55 Mtoe ve küresel toplam nihai elektrik tüketimi 1,139.16 Mtoe ye yükselmiştir [3,4,5,6]. Küresel ölçekteki kömür tüketiminin 1973 ile 2002 arasında yaklaşık yüzde 25 oranında gerilediği, OECD ülkelerinin 1973 yılında 287.16 Mtoe olan toplam nihai kömür tüketiminin, çok önemli azalışlar kaydederek, 2002 yılında 120.41 Mtoe ye düştüğü gözlenmektedir. Günümüzde OECD ülkelerinin küresel toplam nihai kömür tüketimindeki payı, dörtte birin altına gerilemiştir. Bununla birlikte, OECD üyesi olmayan ülkelerde 1973 yılında 334.54 Mtoe olan toplam nihai kömür tüketimi, zaman içinde önemli boyutlarda artarak 1990 yılında 536.57 Mtoe ye ulaşmış, daha sonraki yıllarda gerçekleşen azalışlara karşın 2002 yılında 384.75 Mtoe ye yükselmiştir. Başka bir deyişle, OECD dışında kalan ülkelerin toplam nihai kömür tüketimleri, küresel tüketimin dörtte üçünden daha fazladır. Küresel ölçekte petrol tüketiminin, 1973-2002 döneminde yaklaşık yüzde 50 düzeyinde arttığı, OECD ülkelerindeki artışın yüzde 20 ile sınırlı kalmasına karşın, günümüzde küresel toplam nihai petrol tüketiminden yaklaşık üçte iki oranında pay aldıkları görülmektedir. İnceleme döneminde, OECD dışında kalan ülkelerin toplam petrol tüketimi iki katına çıkarken, Orta Doğu 5.60, Çin 4.56, Asya 4.44 kat artışla dikkati çekmektedir. Petrolün, geçtiğimiz 30 yıllık dönemde olduğu gibi önümüzdeki 20-30 yıllık süreçte de, toplam nihai enerji tüketimindeki önemini koruması, Dünyanın her tarafında, özellikle ulaştırma sektöründeki egemen yakıt olma özelliğini sürdürmesi, küresel petrol talebindeki artışın çok önemli bir bölümünün Amerika ile gelişmekte olan Asya ülkelerinden kaynaklanması beklenmektedir. OECD üyesi ülkelerin, 1973 yılındaki toplam nihai doğal gaz tüketimi 515.54 Mtoe den, yüzde 40 düzeyindeki artışla, 2002 yılında 728.97 Mtoe ye yükselirken, OECD üyesi olmayan ülkelerde, 1973 yılında 156.22 Mtoe olan toplam nihai doğal gaz tüketimi, 2.7 kat artarak 423.58 Mtoe ye çıkmıştır. Afrika, Asya, Çin, Orta Doğu ve Latin Amerika daki güçlü tüketim artış eğilimleri dikkati çekmektedir. Enerji kaynaklarının küresel toplam nihai enerji tüketiminde üstlendikleri rollerde gözlenen gelişmeler Şekil 7 de verilmiştir [3,4,5,6,7]. Gelişmiş ve gelişmekte olan 16

ülkeler arasındaki farklılıkların daha net sergilenebilmesi amacıyla, kaynakların toplam nihai tüketimde üstlendikleri roller, OECD toplamı için Şekil 8, OECD dışındaki ülkeler toplamı için Şekil 9 da, karşılaştırmalı halde sunulmuştur [3,4,5,6,7]. Şekil 7: Enerji kaynaklarının küresel toplam nihai enerji tüketimindeki rollerinin değişimi. Şekil 8: OECD ülkelerinin toplam nihai enerji tüketiminde enerji kaynaklarının üstlendikleri roller. Şekil 9: OECD dışındaki ülkelerin toplam nihai enerji tüketiminde enerji kaynaklarının rolleri. 17

5. Enerji Kaynakları Ayrımında Temel Sektörlerin Tüketim Eğilimleri Konut sektöründeki nihai enerji tüketimi, yaşam alanlarının soğutulması, ısıtılması, aydınlatılması ile gündelik hayatta gereksinim duyulan ve farklı enerji etkinliklerine sahip aygıtların kullanılması vb. diğer yollarla ortaya çıkan toplam enerji talebini kapsamaktadır. Konut sektöründe kullanılan enerji kaynaklarının niteliği ve miktarı, ülkeler ayrımında ekonomik, sosyal vb. diğer dinamiklerle doğrudan ve/veya dolaylı ilişkilere sahiptir. Mevcut duruma ilişkin ayrıntılara ek olarak, nüfus artış hızı, istihdam yapısı ve düzeyi, kişi başına gelir, konut tipleri ayrımında inşaat stoku vb. başlıklar altında sıralanabilecek diğer alanlara yönelik tahminler, konut sektöründeki nihai enerji tüketiminin yapısına ve gelişimine yönelik analizlerin yapılabilmesine olanak tanımaktadır. Konut sektörüne kullanılan yakıt bileşimine yönelik eğilimlerin şekillenmesi sürecinde, diğer ölçütlerle birlikte, konut sektöründe kullanılan enerji kaynakları ayrımında, yakıt fiyatlarına ilişkin gelişmeler büyük önem taşımaktadır. Hizmetler sektörü, sanayi ile ulaştırma sektörlerinin dışında kalan diğer ekonomik ve ticari faaliyet alanlarının tümünü kapsamaktadır. Hizmetler sektörünün nihai enerji tüketiminin önemli bir bölümü, kapalı alanlarda gerçekleşmektedir. Bu nedenle, konut sektörünün nihai enerji tüketim yapısının şekillenmesi sürecinde etkili olan başlıkların neredeyse tamamı, hizmetler sektörü için de geçerlidir. Hizmetler sektöründe, seçilen teknolojik özelliklere bağlı olarak gereksinim duyulan enerji talebinin yapısını belirlemek, eğilimleri gözlemek mümkündür. Konut sektöründe olduğu gibi, hizmetler sektöründe kullanılan yakıt bileşimine yönelik eğilimler üzerinde, diğer ölçütlerle birlikte, kullanılan enerji kaynakları ayrımında, yakıt fiyatlarına ilişkin gelişmeler büyük önem taşımaktadır. Ulaştırma sektörü, yolcu ve/veya mal taşınması amacıyla kullanılan ve birbirlerinden oldukça farklı tasarım, tesis ve işletme özelliklerine sahip ulaşım sistemlerini bünyesinde barındırmaktadır. Ulaştırma sektörünün nihai enerji tüketim yapısı ve enerji kullanım düzeyi kapsamında, hafif ve ağır vasıtalar özelinde karayolu ulaştırması, havayolu ulaştırması, denizyolu ulaştırması, demiryolu ulaştırması ve bunların entegrasyonu ayrımında farklı konular öne çıkmaktadır. Ulaştırma sektörünün nihai enerji tüketimi, ekonomik, ticari ve demografik gelişmeler ile yakıt fiyatlarından etkilenmektedir. Sanayi sektörünün nihai enerji tüketim yapısı ve enerji kullanım düzeyleri üzerinde, ülkeler ayrımında öne çıkan sınai faaliyet alanları büyük belirleyicilik taşımaktadır. Ülkeler ayrımında farklılıklar gösteren ekonomi, sanayi, ticaret, istihdam, rekabet, vergi, teşvik vb. diğer politikalar ile enerji fiyatları, sanayi sektörünün enerji tüketiminde büyük değişimler yaratabilmektedir. Enerji yakıt fiyatlarında gözlenen kısa süreli değişiklikler, diğer sektörlerle karşılaştırıldığında sanayi sektörünün enerji kullanım yapısı ve düzeyi üzerinde daha az etkiye sahipken, uzun dönemde enerji kaynakları ayrımındaki ayrıntılar, sanayi sektörünün nihai enerji tüketim yapısı ve düzeyi bağlamında büyük önem taşımaktadır. Çalışma kapsamında incelenen 1973-2002 döneminde [3,4,5,6,8,9,10], temel tüketim sektörlerinin küresel toplam nihai kömür 18

tüketiminden aldıkları paylardaki değişimler Şekil 10 da, toplam nihai petrol tüketiminden aldıkları paylardaki değişimler Şekil 11 de, toplam nihai doğal gaz tüketiminden aldıkları paylardaki değişimler Şekil 12 de, toplam nihai elektrik tüketiminden aldıkları paylardaki değişimler Şekil 13 de, kolaylıkla karşılaştırılabilir düzende, gösterilmiştir. Şekil 10: Küresel toplam nihai kömür tüketiminde temel tüketim sektörlerinin payları. Şekil 11: payları. Küresel toplam nihai petrol tüketiminde temel tüketim sektörlerinin Şekil 12: Küresel toplam nihai doğal gaz tüketiminde temel tüketim sektörlerinin payları. 19

Şekil 13: Küresel toplam nihai elektrik tüketiminde temel tüketim sektörlerinin payları. 6. Sonuçlar Küresel ölçekte irdelendiğinde, enerji kaynaklarının yokluğundan veya eksikliğinden söz edebilmek mümkün değildir. Buna karşın, stratejik nitelikleriyle öne çıkan bazı enerji kaynaklarının çok sınırlı sayıdaki ve belirli coğrafi bölgelerde yoğunlaşması, ithal enerji kaynaklarına gereksinim duyan, dışa bağımlı ülkeler açısından ciddi endişeleri ve sorunları beraberinde getirebilmektedir. Enerji arz güvenliği ile arz ve fiyatlardaki kararlılığın sürdürülebilir kılınması, yakıt türü ve tedarik yolları açısından çeşitlendirilmiş enerji arz bileşiminin oluşturulabilmesine doğrudan bağlıdır. Çeşitlendirilmiş enerji arz bileşimi, küreselleşme olgusuyla birlikte serbestleştirilen enerji piyasalarının özellikle kısa dönem odaklı büyüme eğilimlerine karşı, uzun dönemli ulusal enerji stratejilerinin ve enerji politikası planlarının geliştirilebilmesi ve uygulanması süreçlerinde önemli işlevler yüklenmektedir. Enerji arz zinciri içinde önemli roller üstlenen petrol, doğal gaz, kömür ile nükleer, hidrolik ve diğer enerji kaynaklarına ilişkin piyasalar, anılan enerji kaynaklarına özgü dinamikler kapsamında, bunların herhangi birinde ortaya çıkan gelişmelere, üretim, tüketim, arz, talep ve fiyat boyutlarında oldukça duyarlıdır. Özellikle, petrol piyasalarında yaşanan gelişmeler, enerji piyasalarının yanı sıra, küresel, bölgesel ve ulusal ölçeklerdeki tüm piyasalar ile kurumsal yapılar üzerinde etkili olabilmektedir. Enerji, ekonomi ve çevre politikaları ile birincil ve ikincil enerji piyasalarında yaşanan gelişmelerin, kaynakların üretiminde, ithalat ve ihracatında, arzında, talebinde ve fiyatlandırılmasında belirleyici roller oynamasına karşın, küresel ölçekteki düşük fiyatlar gerekçe gösterilerek, ulusal kaynaklardan enerji üretiminin azaltılması veya bırakılması, birincil enerji arzının önemli bölümünün dışarıdan satın alma yoluyla karşılanması, enerji arz güvenliği başta olmak üzere, bir dizi karmaşık sorunu ve maliyeti beraberinde getirebilmektedir. Enerji sektörüne yönelik bütün altyapı yatırımlarının finansman gereksinimi yüksek ve tesis süresi uzun olduğundan, enerji bileşiminin planlanması sürecinde, ulusal kaynakların en 20

fazla oranlarda kullanılması, ithal kaynaklar ile bunların tedarik yolları bağlamında sağlıklı ve sürdürülebilir dengelerin kurulabilmesi büyük önem taşımaktadır. Ülkelerin genel enerji dışa bağımlılık düzeylerinin yanı sıra, özellikle fosil yakıtlar ayrımındaki ithalat bağımlılıkları, enerji kaynağının maliyeti ve bunun finansman şekli, yerel kaynaklardan enerji üretimi, istihdam, kişi başına düşen enerji tüketimi, enerjinin etkin ve verimli kullanımı, kaynak çeşitliliği, tüketim optimizasyonu vb. diğer bazı ekonomik büyüklükler üzerinde ciddi sonuçları beraberinde getirebilmektedir. Gelecekteki yirmi-otuz yıllık süreci kapsayan bütün enerji talep tahmini senaryolarında, birincil enerji kaynaklarının ayrımsız tümüne yönelik ciddi talep artışları öngörülmekte, küresel enerji tüketimindeki güçlü artış eğiliminin önemli bir kısmının gelişmekte olan ülkelerden kaynaklanması beklenmektedir. Küresel enerji ticaretinde öne çıkan petrolün, geçtiğimiz otuz yıllık dönemde olduğu gibi, bölgelerin ve ülkelerin toplam birincil enerji arzındaki önemini koruyacağı, Dünyanın her tarafında egemen yakıt olma özelliğini sürdürerek, stratejik önemini daha da artıracağı tahmin edilmektedir. Küresel petrol talebindeki artışın büyük kısmının Amerika ile gelişmekte olan Asya ülkelerinden kaynaklanması, özellikle son yıllarda ulaştırma sektöründe gözlenen güçlü talep artışının benzer şekilde devam etmesi, sonuçta petrolün küresel enerji arzındaki belirleyici konumunu sürdürmesi beklenmektedir. Birincil enerji kaynaklarının üretimindeki, arzındaki, ticaretindeki ve fiyatlandırılmasındaki dinamiklerin de katkılarıyla, temel tüketim sektörlerinin talep düzeylerinde ve talep yapılarında gözlenen değişiklikler ile egemen olan eğilimlerin, önümüzdeki yıllarda gelişmekte olan ülkeler özelinde daha büyük önem kazanması, arz güvenliği, ekonomi, finansman, çevre vb. diğer boyutlara sahip farklı niteliklerdeki karmaşık sorunları, çelişkileri ve çatışmaları beraberinde getirmesi şaşırtıcı olmayacaktır. Sunulan çalışma kapsamında ulaşılan sonuçlar, geçtiğimiz otuz yıllık süreçte enerji kaynaklarının toplam nihai enerji tüketimi içindeki paylarında ve temel tüketim sektörlerinin enerji talebi yapılarında, ülkeler ile bölgeler ayrımında önemli değişiklikler yaşandığını ortaya koymaktadır. Sanayi, konut ve hizmetler ile ulaştırma gibi temel tüketim sektörlerinin, toplam nihai enerji tüketimi içindeki mevcut payları ve geleceğe yönelik sergiledikleri eğilimler, beklentiler, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler karşılaştırıldığında, önemli farklılıklar göstermektedir. Son yıllarda, belirgin azalışlar gözlenmesine karşın, OECD ülkelerinin toplam nihai enerji tüketimi, küresel toplam nihai enerji tüketiminin yarısından fazla bir değere karşılık gelmektedir. Buna karşın, ağırlıklı olarak gelişmiş ülkelerin yer aldığı OECD yapılanması dışında kalan, gelişmekte olan ülkelerin nihai enerji tüketimlerinde gözlenen sürekli, kararlı ve güçlü talep artış eğilimlerinin gelecek yıllarda da sürmesi beklenmektedir. Önümüzdeki dönemlerde, Çin, Hindistan ve diğer Asya ülkeleri başta olmak üzere gelişmekte olan ülkelerdeki nihai enerji tüketiminin, küreselleşme olgusunun da katkılarıyla, petrol ve kömür gibi fosil yakıtlar başta olmak üzere, ayrımsız her çeşit enerji kaynağı için giderek artacağı tahmin edilmektedir. Özellikle petrolün, toplam nihai enerji tüketimi ile ulaştırma sektöründeki belirleyici rolünün, gelecekte de devam etmesi söz konusudur. 21

Küreselleşme olgusunun özellikle gelişmekte olan ülkelerin tamamını doğrudan ve/veya dolaylı yollardan etkilemesi sonucunda, sanayi sektörünün küresel ve bölgesel konumlandırılmasına yönelik eğilimlerde ciddi değişiklikler gözlenmektedir. Sanayi sektörü kapsamındaki üretim faaliyetlerinin gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere yönlendirilmesi, sanayi sektörü yatırımlarının gelişmekte olan ülkeler arasında kaydırılması vb. diğer gerekçeler, gelişmekte olan ülkelerin toplam nihai enerji tüketimleri içinde sanayi sektörünün payını ciddi oranlarda yükseltmektedir. Bu eğilimler kapsamında, sanayi sektöründe kullanılan enerji kaynakları ayrımında da önemli değişimler yaşanmaktadır. Çalışma kapsamında irdelenen otuz yıllık süreçte, OECD ülkelerinin sanayi sektöründeki toplam nihai enerji tüketiminin dar bir aralık içinde sabit kaldığı, OECD dışında kalan gelişmekte olan ülkelerdeki sanayi sektörü enerji tüketiminin ise önemli boyutlarda yükseldiği, kömür, petrol, doğal gaz, elektrik başta olmak üzere bütün enerji kaynakları ayrımında toplam nihai enerji tüketim düzeylerinde çok hacimli artışların kaydedildiği saptanmaktadır. Sanayi sektörünün toplam nihai enerji kullanım düzeyi ile nihai enerji tüketim yapısı üzerinde, ülkelere göre öne çıkan sınai faaliyet alanları büyük belirleyicilikler taşımaktadır. Ülkeler ayrımında farklılıklar gösteren ekonomi, sanayi, ticaret, istihdam, rekabet, vergi, teşvik vb. diğer politikalar ile enerji fiyatları, gelecekte de sanayi sektörünün toplam nihai enerji tüketiminde önemli roller oynamayı sürdürecek, konut, hizmetler ve ulaştırma sektörlerine olumlu ve olumsuz niteliklerde dolaylı ve/veya dolaysız ciddi katkılar yapacaktır. KAYNAKLAR [1] The World Bank, World Development Indicators 2002, 25th Edition, The World Bank, Washington, DC, 2002. [2] International Energy Agency (IEA), World Energy Outlook, 2004 Edition, OECD/IEA, Paris, 2004. [3] International Energy Agency (IEA), Energy Balances of OECD Countries 2001-2002, 2004 Edition, OECD/IEA, Paris, 2004. [4] International Energy Agency (IEA), Energy Statistics of OECD Countries 2001-2002, 2004 Edition, OECD/IEA, Paris, 2004. [5] International Energy Agency (IEA), Energy Balances of Non-OECD Countries 2001-2002, 2004 Edition, OECD/IEA, Paris, 2004. [6] International Energy Agency (IEA), Energy Statistics of Non-OECD Countries 2001-2002, 2004 Edition, OECD/IEA, Paris, 2004. [7] International Energy Agency (IEA), Key World Energy Statistics 2004, OECD/IEA, Paris, 2005. [8] International Energy Agency (IEA), Energy Balances of OECD Countries 1999-2000, 2002 Edition, OECD/IEA, Paris, 2002. [9] International Energy Agency (IEA), Energy Statistics of OECD Countries 1999-2000, 2002 Edition, OECD/IEA, Paris, 2002. [10] International Energy Agency (IEA), Energy Balances of OECD Countries 1997-1998, 2000 Edition, OECD/IEA, Paris, 2000. 22