TÜRKĐYE PETROL ARAMA ÜRETĐM SEKTÖRÜNÜN DURUMU, GELĐŞ (E)MEME NEDENLERĐ VE ÇÖZÜM ÖNERĐLERĐ



Benzer belgeler
T.C. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI Petrol İşleri Genel Müdürlüğü GENEL GÖRÜNÜM. Selami İNCEDALCI Genel Müdür

2014 Yılı Petrol Arama - Üretim Faaliyetleri

TÜRKİYE NİN DOĞALGAZ POTANSİYELİ

2008 Yılı. Petrol ve Doğalgaz. Sektör Raporu

TÜRKĐYE PETROL ARAMA ve ÜRETĐM M SEKTÖRÜNÜN GENEL GÖRÜNÜMÜG

CUMHURİYETİN KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE PETROL ARAMA, ÜRETİMİ, PETROL KANUNLARI, TBMM DE BULUNAN YASA TASARISI VE ÖZELLEŞTİRME

PETFORM Üyesi 34 Enerji Şirketi

TÜRKĐYE NĐN ENERJĐ ARZ POLĐTĐKALARI

Kasım Ankara / TÜRKİYE

Kemal LOKMAN. Petrol Dairesi, Ankara

TÜRKİYE DE ENERJİ SEKTÖRÜ SORUNLAR ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ. 25 Kasım 2015

TÜRKİYE'DE PETROL SEKTÖRÜ VE TPAO

Türkiye nin Enerji Görünümü Işığında Arama Üretim Sektörü & Doğalgaz Piyasasına İlişkin PETFORM Önerileri

DİYARBAKIR TİCARET VE SANAYİ ODASI YENİ TEŞVİK MEVZUATI HAKKINDA EKONOMİ BAKANINA HAZIRLANAN RAPOR 2012

Sağlık Sektörünün Olmazsa Olmazı: Tıbbi Malzeme Alt Sektörü

İÇİNDEKİLER TABLO VE ŞEKİLLER...

Çevreye Duyarlı Teknolojiler

Dr. Ayhan KOÇBAY. Daire Başkan Yardımcısı

SANAYİ LOKOMOTİF SEKTÖR OLMAKTAN ÇIKTI

Azerbaycan Enerji Görünümü GÖRÜNÜMÜ. Hazar Strateji Enstitüsü Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi.

TÜRKIYE NİN MEVCUT ENERJİ DURUMU

TÜRKİYE'DE PETROL ARAMACILIĞI

Yakın n Gelecekte Enerji

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası YENİ TEŞVİK MEVZUATI DESTEKLERİ İÇİN NİHAİ ÖNERİLERİMİZ RAPORU 2012

Dünya Enerji Görünümü Işığında Türkiye Arama Üretim Sektörüne Yönelik Çözüm Önerileri

2013 SEKTÖR RAPORU TEMSAN TÜRKİYE ELEKTROMEKANİK SANAYİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

SAĞLIK / TIBBİ CİHAZ KAMU ALIMLARI HAKKINDA TESPİT VE ÖNERİLER

CUMHURİYETİN KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE PETROL ARAMA, ÜRETİMİ, PETROL KANUNLARI, TBMM DE KABUL EDİLEN 5574 SAYILI YENİ PETROL YASASI

T.C. RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ KARADENİZ STRATEJİK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

PETROL YASA TASARISI DEĞERLENDİRMESİ

Yenilenebilir olmayan enerji kaynakları (Birincil yahut Fosil) :

TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI DENİZLİ ŞUBESİ BÜLTENİ YIL : 1 SAYI : 3 EYLÜL

EKONOMİ BAKANLIĞI GİRDİ TEDARİK STRATEJİSİ

2012 SEKTÖR RAPORU TEMSAN TÜRKİYE ELEKTROMEKANİK SANAYİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Ülkemizde Jeotermal Enerji Uygulamalarında Jeoloji Mühendislerince Yapılan Çalışmalar

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Ender YORGANCILAR Yönetim Kurulu Başkanı 26 Aralık 2011

TÜRKİYE PETROLLERİ ANONİM ORTAKLIĞI KUYU TAMAMLAMA HİZMETLERİ DAİRE BAŞKANLIĞI. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

T.C. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI Petrol İşleri Genel Müdürlüğü ŞEYL GAZLARI. Ömer KOCA Genel Müdür Yardımcısı

YÖNETMELİK. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinden: MEHMET AKİF ERSOY ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL VE TEKNOLOJİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

Delme patlatmanın önemli bir aşaması olan rok kaya delici makinelerle ilgili şirketimiz kiralama ve satış

Güneş Enerjisi nde Lider

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ

Dünyada Enerji Görünümü

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI OFFSET (SİP) UYGULAMALARI

üniversite ile sanayi işbirlii birliğinin inin ığı,

Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu 28. Toplantısı. Yeni Kararlar

Piyasaların ürün ve/veya hizmet satış fiyatlarını belirlediği pazarda artık kendi fiyatımızı belirleme

3. TÜRKİYE ULAŞTIRMA SİSTEMİNE GENEL BAKIŞ

5 Mayıs 2010 Mersin Üniversitesi. KORAY TUNCER MMO Enerji Birimi / Teknik Görevli Makina Yüksek Mühendisi

Değişen Dünyada Güçlü İşletmeler Olmak. GİRİŞİM EĞİTİM ve DANIŞMANLIK MERKEZİ

T.C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ BİYOMEDİKAL TEST KALİBRASYON VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (BİYOMEDKAM) YÖNETMELİĞİ

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZ VE ELEKTRİK ÜRETİMİ. Prof. Dr. Zafer DEMİR --

ÇELİK BORU SEKTÖR RAPORU (2017)

TÜRKİYE DE MESLEKİ EĞİTİM

ATILIM ÜNİVERSİTESİ SAVUNMA TEKNOLOJİLERİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Türkiye nin Enerji Görünümü Işığında Doğalgaz Piyasasının Liberalizasyonu

TÜRKİYE İŞ ve İNŞAAT MAKİNALARI ALT SEKTÖRÜ

Enerji ve İklim Haritası

PROF.DR.FAHİR DEMİRKAN PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ REKTÖR ADAYI. Düşünen, çalışan,üreten ÜNİVERSİTE GİBİ ÜNİVERSİTE

ENERJĠDE DIġA BAĞIMLILIK 2 Nisan 2010 MMO Adana ġube. Koray TUNCER MMO Enerji Birimi Teknik Görevli Mak. Yük. Müh.

Rüzgar ın Tarihçesi lerde Rüzgar enerjisi sektörü ivme kazandı Petrol krizi. Yelkenli gemiler kullanılmaya başlandı.

Hakkımızda. Maden ve Çevre Danışmanlığının yanı sıra 2014 yılından beri proje, etüt ve plan çalışmalarını da bünyesine katmıştır.

EGELİ & CO.: REEL YATIRIMLAR İÇİN YERLİ ve YABANCI FİNANSAL YATIRIMCIYI TARIM SEKTÖRÜNE ÇEKECEĞİZ

Dünyada Enerji Görünümü

Afşin-Elbistan Termik Santralleri Elektrik Üretiminden Çok İklimi Değiştiriyor

Bilgi Toplumunda Sürekli Eğitim ve Yenilikçi Eğitimci Eğitimi

BUGÜNÜ VE YARINI. Fatih Güler. TMMOB Petrol Mühendisleri Odası

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL

Title of Presentation. Hazar Havzası nda Enerji Mücadelesi Dr. Azime TELLİ 2015 ISTANBUL

SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI ARAŞTIRMA, TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VE YENİLİK DESTEK PROGRAMLARI

Türkiye nin Enerji Görünümü Işığında Doğalgaz Piyasasının Liberalizasyonu

TÜRKİYE DE FİKRİ MÜLKİYET HAKLARININ KORUNMASI : ULUSLARARASI DOĞRUDAN YATIRIMLARA ETKİLER RAPORU

TUROGE 2008 KONUŞMA METNİ

TÜRKİYE NİN ÜSİ ODAKLI SÜREÇLERİ (23.BTYK - 27.BTYK) 2014 ve Sonrası (27. BTYK - )

ENERJİ VERİMLİLİĞİ MÜCAHİT COŞKUN

Kartal USLUEL. Yönetim Kurulu Başkanı

ATILIM ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA, GELİŞTİRME, TASARIM, UYGULAMA, DANIŞMANLIK VE TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ (ARGEDA-TTO) YAPI VE İŞLEYİŞ YÖNERGESİ

Döneminde Türk Bankacılık Sektörü

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

YÖNETMELİK. b) Merkez: Işık Üniversitesi İnovasyon ve Girişimcilik Uygulama ve Araştırma Merkezini,

Program Koordinatörü Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

İÇİNDEKİLER SUNUŞ... XIII 1. GENEL ENERJİ...1

KURUM İÇ DEĞERLENDİRME RAPORU HAZIRLAMA KILAVUZU

Enerji Ülkeleri.Rusya En Zengin..! 26 Ocak 2015

Şirketin kuruluşundan bugüne kadar geçirdiği evreler ve yurtdışı ve yurtiçinde gerçekleştirilen yatırımlar

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR

193 ülkeye ihracat. Hurdadan çelik üretimi oranı % yılında 37,3 milyon ton ham çelik üretimi

YÖNETMELİK. a) Birim: Üniversiteye bağlı fakülte, enstitü, yüksekokul, meslek yüksekokulu, uygulama ve araştırma merkezlerini,

YÖNETMELİK. Maltepe Üniversitesinden: MALTEPE ÜNİVERSİTESİ ÇEVRE VE ENERJİ TEKNOLOJİLERİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGESİNDE FAALİYET GÖSTEREN FİRMALARIN BU BÖLGELER DIŞINDA GERÇEKLEŞTİRDİĞİ AR-GE FAALİYETLERİNİN VERGİSEL DURUMU

TÜRKĐYE DE DÖKÜM SEKTÖRÜ

ÖMER FARUK BACANLI. DTD Genel Sekreteri 10 Eylül 2015

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

Genel Bakış *ŞIŞECAM

BOZDAĞ ENDÜSTRİYEL ÜRÜNLER VE DIŞ TİCARET LTD. ŞTİ.

BİRİNCİ BÖLÜM. b) Merkez Müdürü: Dicle Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürünü,

Teknoloji Geliştirmede ve Eğitimde Üniversite Sanayi İşbirliği

Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Adnan İğnebekçili

TÜRKİYE DE PETROL ARAMA ÜRETİM FALİYETLERİ VE PETROL SEKTÖRÜNÜN TÜPRAŞ, POAŞ, PETKİM, TPAO V.B. ÖZELLEŞME(ME)Sİ

Transkript:

TÜRKĐYE PETROL ARAMA ÜRETĐM SEKTÖRÜNÜN DURUMU, GELĐŞ (E)MEME NEDENLERĐ VE ÇÖZÜM ÖNERĐLERĐ A.Uğur GÖNÜLALAN 1,2 1 Jeofizik Yüksek Mühendisi, 2 Merty Enerji Petrol Arama, Eğitim ve Servis Hizmetleri A.Ş Zia-Ur Rahman Cad. No:3 G.O. P/Ankara Tel: 0 312 447 57 10/119, Fax: 0 312 437 99 33 1 e-posta: ugonul@mertyenergy.com, ugonulalan@gmail.com ÖZ Petrol sektörü; teknoloji, bilgi, tecrübe ve sermayenin yoğun olduğu bir iş kolu olarak yeraltındaki görülmeyen doğal kaynakların devamını arayıp, anlamak ve ekonomik değerleri bulup yer üstüne çıkarmak gibi tarifinde var olan riskli, riskli olduğu kadar da yüksek getirili bir uğraştır. Bu nedenlerden dolayı hidrokarbonların bulunuşundan bugüne kadar, var olduğu ispatlanan her ülkeye has kanunları vardır. 1954 yılında çıkarılan 6326 Sayılı Petrol Kanunun petrol sektörümüze yön verdiği, 2001 ve 2003 yılında çıkarılan kanunlar dikkate alındığında piyasa faaliyetlerini de düzenlediği göz önünde tutulursa, bu bağlamda; Devletin petrol kaynaklarını yönetmesinin amacı tektir; Kamu adına petrol kaynaklarından doğacak olan değeri maksimize etmektir. Özel yerli ve yabancı şirketlerin amacı ise; petrol kaynaklarından maksimum bugünkü net değeri (net present value) elde etmektir. Petrol sektöründe değişmeyen politikalar, uygun vergi ve fiyat tespiti, sektörün teşviki gibi konular çok büyük önem arz etmekte olup, 6326 Sayılı bu Kanunun içerdiği prensipler şunlardır;

1) Yerli ham petrol kaynaklarının hızlı tespiti için yerli ve yabancı sermayeyi ülkemizde arama ve üretim faaliyetlerine çekmek, 2) Diğer petrol üreten ülkelerle rekabet ederek, yerli ve yabancı sermayeye en uygun imkanları sağlamak, 3) Yabancı sermayeyi cezbedecek hükümlere yer vermek. GĐRĐŞ Ülkemizde 1991 yılından günümüze kadar yapılan petrol üretiminin büyük bir düşüş trendi yaşadığı bariz olarak gözlemlenmektedir. Arama faaliyetlerinin %75, üretim faaliyetlerinin %50 azaldığı görülmüştür. Petrolde yıllık üretimin, toplam tüketimin %7 sini, doğalgazda da %3 ünün karşılanabildiği tabloyu tersine çevirebilmek için, sektörün yatırım boyutunun iyi bilinmesi, ülkemizin geleceği için arama ve üretim faaliyetinin artması hayati önem taşımaktadır. Geçmiş 54 yıla baktığımızda, Türkiye de TPAO dışında ciddi bir şekilde arama faaliyetlerinde bulunan birkaç yerli / yabancı şirket bulunduğu görülmektedir. 1980 li yılların ortasında, şu an Türkiye ekonomisinin amiral gemileri olan büyük şirketler dahil olmak üzere, sektörde girişimlerde bulunmuşlar, ilk arama kuyularından sonra 1-2 yıl içerisinde bu alanlardan doğal olarak çekilmişlerdir. Özellikle 1983 yılında bu sektöre yatırım yapan Eczacıbaşı Holding e ait EPAŞ Eczacıbaşı Pet. Ara. Ve Đşlet. San. Ve Tic. A.Ş. ve Koç Holding bünyesinde kurulan PETRORAMA Petrol Arama ve Sanayi A.Ş. şirketleri Weeks Turkey Ltd. şirketi ile ortak Çalgan-101 arama kuyusunu delmiş, ancak kuyu 1400 m. son derinlikte Derdere Formasyonu içerisinde Kuru Kuyu olarak tamamlanmasından sonra ülkemizin bu iki büyük sermaye grubu kısa bir süre sonra temel olarak arama yatırımlarındaki riskin büyüklüğü ve kuyunun petrol veya gazlı olarak bitirilememesinden dolayı yani geri dönüşünün olmaması sebebi ile faaliyetlerine son vermişlerdir. 6326 NIN YÜRÜRLÜĞE GĐRMESĐNDEN GÜNÜMÜZE PETROL ARAMA VE ÜRETĐM FAALĐYETLERĐ 1954 yılından 2007 sonuna kadar 3.670,2 ekip/ay jeolojik, bu yıllar arasında; Kara Alanlarında toplam: 166.287 Km 2-Boyutlu, 7.701 Km 2 3- Boyutlu Sismik veri toplanmıştır. Denizlerde toplam; 130.622 Km 2- Boyutlu, 11.456 Km 2 3-Boyutlu Sismik veri toplanmıştır. Ülkemizde toplam; 296.909 Km 2-Boyutlu, 19.157 Km 2 3-Boyutlu Sismik Veri 2

toplanmıştır. Saha çalışmalarının sonucunda 3.458 adet kuyu delinerek 6.585.428 metre sondaj gerçekleştirilmiştir. Bu kuyulardan 1.333 ü arama, 588 i tespit, 1.424 ü üretim, 30 u enjeksiyon, 83 ü jeolojik istikşaf amaçlıdır. Bu faaliyetler sonunda toplam 141 (105 petrol, 36 gaz sahası, 4 adet CO 2 sahası) keşif gerçekleştirilmiştir. 2007 yılı içinde 132 adet kuyu delinerek 194.449 metre sondaj gerçekleştirilmiştir. Bu kuyulardan 45 i arama, 55 i tespit, 32 si üretim amaçlıdır. Ülkemizde petrol aramacılığının yapıldığı 1945 yılından bu zamana kadar 3.458 adet petrol kuyusu açılmıştır. Bu kadar kuyunun dünyada 11 günde, Teksas ta ise 35 günde açıldığı düşünülürse ülkemizde açılan kuyu sayısının ne kadar yetersiz olduğu kolayca anlaşılmaktadır. Denizlerimizde bugüne kadar açılan kuyu sayısı ise 50 dir (2006 sonu) ve bu denizlerimizin de hiç aranmadığını göstermektedir. Açılan kuyular ve sismik veri toplamanın hidrokarbon potansiyel arama alanları olan basenlere bağlı olarak faaliyetlerin yoğunluğuna bakıldığında, ülkemiz genelinde en fazla arama faaliyeti Güneydoğu Anadolu Bölgesi nde (% 20 si) gerçekleştirilmiştir. Üretime bakıldığında 2007 sonu itibariyle Türkiye de 128.510.006 metrik ton petrol üretilmiştir. Doğalgaz üretimine bakacak olursak 1976 yılından itibaren üretilen doğalgazın 2007 yılı sonu itibariyle toplam üretimi 9,559 milyar m 3 dür. 2007 yılındaki üretim değerlerine göre tüketimin ancak petrolün % 7 sini ( 2.134 bin ton) ve gazın % 3,3 ünü (893 milyon m 3 ) yerli üretimle karşılanmıştır. Ülkemizde mevcut petrol sahalarının ekonomik ömürlerini tamamlaması ve yeni keşiflerin olmaması sebebiyle, petrol üretimimiz yıldan yıla giderek düşmektedir. 2007 yılı sonu itibariyle kalan üretilebilir petrol miktarı 38,7 milyon metrik ton dur. Aynı yıl 2,134 milyon metrik ton olan üretim miktarı ile bu petrol rezervi 19 yıl daha üretilebilecektir. Bu değerlere ülke genelindeki mevcut petrol tüketimimiz açısından bakıldığında, rezervin ancak 1,4 yıllık ihtiyacımıza karşılık geldiği görülmektedir. 2007 yılı sonu itibariyle kalan üretilebilir 7,3 milyar (7.373.267.969 ) m 3 doğal gaz rezervimiz vardır, 2007 yılındaki 893 milyon m 3 olan üretim seviyesiyle, bu rezerv yaklaşık 9,1 yıl daha üretilebilecektir. Mevcut doğal 3

gaz tüketimimiz açısından baktığımızda ise, bu rezervin yaklaşık ancak 3 aylık ihtiyacımıza karşılık geldiği görülmektedir. TOPLAM ENERJĐ ARZINDA KÖMÜR. PETROL VE DOĞAL GAZIN PAYI 35.000 120000 30.000 100000 BĐN TEP 25.000 20.000 15.000 10.000 80000 60000 40000 TOPLAM ENERJĐ ARZI. BĐN TEP 5.000 20000 0 1923 1954 1960 1965 1970 1975 1980 1985 1990 1995 2000 2002 2003 2004 2005 2006 0 KÖMÜR PETROL DOĞAL GAZ TOPLAM ENERJĐ ARZI 4

2007 YILI ARALIK AYI SONU ĐTĐBARIYLA TPAO ĐLE YERLĐ VE YABANCI ŞĐRKETLERE GÖRE ARAMA RUHSATLARININ SAYISAL DAĞILIMI 2007 YILI ARALIK AYI SONU ĐTĐBARIYLA TPAO ĐLE YERLĐ VE YABANCI ŞĐRKETLERE GÖRE ARAMA RUHSATLARININ ALANSAL DAĞILIMI 11% TPAO TPAO & ORTAKLARI YABANCI YERLĐ YERLĐ + YABANCI TPAO YERLĐ + YABANCI 30% 119 44 75 152 40% 30% 108.048 Km 2 257.632 Km 2 19% 0% 70% TOPLAM : 391 Adet 365.780 Km 2 TOPLAM: 365.780 Km 2 1934 2007 SONU YILI ĐTĐBARIYLA TÜRKĐYE DE AÇILAN PETROL VE DOĞAL GAZ KUYULARI 2007 YILINDA TÜRKĐYE DE AÇILAN PETROL VE DOĞAL GAZ KUYULARININ TOPLAM ADET VE METRAJLARI ARAMA TESPĐT ÜRETĐM ENJEKSĐYON (67.646 m) 55 Arama Tespit Üretim 1333 588 1424 JEOLOJĐK ĐSTĐKŞAF 32 45 (48.562 m) 83 30 (82.241 m) TOPLAM: 3.458 Adet 6.585.428 Metre TOPLAM: 132 Adet 198.449.068 m 5

191429 2007 YILI ARALIK AYI SONU SONU ĐTĐBARIYLA HAM PETROL REZERVLERĐ (Milyon Ton) 2007 YILI 12 AYLIK HAM PETROL ÜRETĐMĐ 978,6 167,2 Yerinde Rezerv Üretilebilir Rezerv Kümülatif Üretim Kalan Üretilebilir Rezerv 478 TPAO N.V. Turkse Perenco Petroleum Exp- Dorchester N.V. Turkse Perenco-TPAO Toreador-TPAO Diğer 128,5 38,7 68 82 58 Kalan Üretilebilir Rezerv: 38,7 Milyon Ton TOPLAM: 2,1 Milyon Ton 22,6 2007 YILI ARALIK AYI SONU SONU ĐTĐBARIYLA DOĞAL GAZ REZERVLERĐ (Milyar m 3 ) 16,9 7,4 9,6 Rezervuardaki Gaz Üretilebilir Gaz Kümülatif Üretim Kalan Üretilebilir Gaz 32,1 202,7 2007 YILI 12 AYLIK DOĞAL GAZ ÜRETĐMĐ (Milyon m 3 ) 287,5 181,7 84,5 104,6 TPAO N.V. Turkse Perenco Thrace Basin Amity-TPAO Thrace Basin-Pinnacle Toreador-TPAO-SET 5,0 73% On-Shore (Karada) Off-Shore (Denizde) 2,4 27% Kalan Üretilebilir Rezerv: 7,4 Milyar m 3 768,2 86% 124,9 14% On-Shore (Karada) Off-Shore (Denizde) TOPLAM: 893,1 Milyon m 3 TÜRKĐYE DE PETROL SEKTÖRÜ VAR MIDIR? Kalkınma planlarının ülkemiz gündemine geldiği 1963 den itibaren I, II, IV, V, VI, VII, VIII Kalkınma Planlarında petrol sektörünün maalesef adı dahi yoktur. Sektör madencilik sektörünün bir alt başlığı olarak görülmüştür. Bu durum ise ülkemiz kalkınmasında önemli rol oynayan petrol sektörüne olan bakışların net bir göstergesidir. Sektörün tanınması, 2001 ve 2003 yıllarında çıkarılan piyasa kanunlarıyla hayat bulmaya başlamış ve önce piyasa kanunları çıkarılıp sektör tanımlaması yapılmış, geriye kalan arama ve üretim sektörü eski konumuyla devam etmiştir. Arama ve üretim sektörünün faaliyetlerini incelerken iki ana eksende konuya bakmak gerekir. Bunlardan birincisi, petrol hakkı sahibi dediğimiz ruhsat sahibinin, yani sermaye sahibinin yatırımlarıdır. Diğeri de, ruhsatlarda yapılacak hizmet üretenlerin, yani teknik servis hizmeti veren şirketlerin faaliyetleridir. Türkiye de yerli sermaye petrol alanında up-stream yatırımlarına Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana sıcak bakmamıştır. Dolayısı ile hem sektörün yatırım ve yatırım karşılığı olan paranın geri dönüşümü açısından riskli olması, hem de genç 6

Türkiye Cumhuriyeti nin gelişmekte olan bir ülke olarak sermaye birikiminin, bu alana yatırım yapılmasını sağlayacak düzeye gelmemesi nedeni ile yerli sermaye, bu alanda yok denecek kadar azdır. Dolayısıyla, kamu şirketleriyle, yabancı sermaye ancak bu upstream denilen alanda yatırım yapmıştır. Yabancı sermaye, kendi standartları ve petrolün küresel karakter taşıması nedeniyle, doğal olarak, teknik ekip ve ekipman hizmetini de dışarıdan almıştır. Sektörün amiral gemisi olan milli petrol şirketi ise kuruluşundan bugüne devletimizin belirlediği yatırım miktarları içerisinde, imkânlar ölçüsünde tüm sahalarda gerek altyapı, gerekse potansiyel belirlenmesi için faaliyetlerde bulunmaya çalışmıştır. Zaman zaman ülke ekonomisinin bulunduğu koşullar nedeniyle, petrole yapılan yatırımlar durma noktasına gelmiş, zaman zaman ivme kazanmıştır. Ancak Türkiye deki arama ve üretim faaliyetlerinin yaklaşık %70 i TPAO tarafından gerçekleştirilmiştir. Petrol Arama - Üretim sektöründe, 1- Petrol hakkı sahibi veya ruhsat sahibi, yani sermaye sahibi yatırımcı, 2- Đmalatçılar, 3- Tedarikçiler, 4- Müteahhitlik hizmetini yerine getirenler, Sektörün aktörü olarak yer almaktadırlar. Ancak mühendislik bilgi birikimi ve işçilik deneyimi de göz ardı edilmemelidir. Sorunun çözümü ise sektördeki sermayenin yani yatırımın önünü açmakla olacaktır. Ülkemiz petrol sektöründe, sadece birkaç firma jeofizik, bir veya iki firma da sondaj ve danışmanlık hizmeti vermektedir. Bu sayı oldukça azdır. Petrol sektöründe halen hizmet veren imalatçıların kabul görmüş standartları, markalaşma çalışmaları ve yurtdışındaki ilgili sektörlerle olan işbirlikleri çok yaygın değildir. Petrol sektörü tedarikçileri ise, normal birer ithalatçı olarak olarak görülmektedirler. Görüleceği gibi bu sektörün durumu pek iç açıcı değildir. Genel anlamıyla olaylara sanayileşme ekseninde bakmak gerekir. Çünkü petrol sektörü makine ve elektronik sanayileri ile direkt ilgilidir. Sektöre hizmet üretenler, diğer sanayi sektörü kapsamında değerlendirildiğinde hizmet alanlarının çok dar kapsamlı olması nedeni ile istenen gelişmeyi yapamamışlardır. Bu durumda gerek milli kuruluşumuz TPAO, gerekse birkaç yerli şirket kendi ruhsatlarında arama ve üretim yapma gerekçesiyle, 7

hizmet üretebilecek ekip ve ekipmanları kurmaya çalışmışlardır. Bu şirketler kendileri dışında hizmeti yaygınlaştırmamış, hizmeti yaygınlaştırmış olsa dahi rekabet edilebilir hale getirmemişler ve petrol yasasının teşviklerinden yeterince faydalanamamışlardır. Bu da sektörün gelişememesinin bir başka gerekçesidir. Çünkü petrol piyasasını kontrol eden kanunların yıllık cirosunun 30 milyar dolar olması, arama üretim sektörünün yıllık cirosunun ise, 2,5 3 milyar dolarda kalması, sektörün diğer sektörler karşısında ne kadar az gelişmişliğinin başka bir göstergesidir. Ülkemizde uluslararası petrol şirketlerinin arama yatırımlarının azalmasının bir nedeni de, Sovyetler Birliği nin dağılmasından sonra Kafkasya ve Orta Asya bölgelerindeki büyük rezervlerin, söz konusu petrol şirketlerinin bu bölgelere yönelmesi olmuştur. SEKTÖRÜN ÖNÜNÜN AÇILMASI ĐÇĐN NELER YAPILMASI GEREKĐR? Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizdeki petrol faaliyetlerini de etkileyen bazı faktörler vardır. Bunlardan bazıları: Jeolojik bakımdan ümitli alanların varlığı, Üretilecek petrolün maliyeti, Dünya petrol piyasasında fiyatların dalgalanması, Yatırım teşviklerinin mevcudiyeti, Toplam vergi yükü (devlet hissesi, gelir ve kurumlar vergileri), Sermaye transferlerinin serbestliği, Bürokrasinin işleyişi ve mevzuatta kolaylık, Ülkedeki ekonomik ve politik istikrardır. Ülkenin gerek jeolojik ve morfolojik yapısından dolayı, gerekse bulunması kolay yapısal petrol kapanlarının azalması sonucu, ülkemizde son yıllarda stratigrafik kapanların da aranmasına önem verilmeye başlanmıştır. Karada yapılması gerekli arama çalışmalarının yanında, oldukça pahalı yatırımlar olması nedeniyle, sınırlı sayıda sondaj çalışmaları yapılan denizlerimizde, petrol ve doğalgaz aramacılığına önem verilmesi ve ülkemizde yeteri kadar aranmayan ve daha derin seviyelerde yer alan hedeflere de gereken önemin verilmesi, gelecek yıllardaki yerli petrol ve doğal gaz üretimini artırmak ve yeterli düzeye gelmesini sağlamak için zorunlu hale gelmiştir. Bu çerçevede; 8

1. Türkiye büyük bir petrol ve doğalgaz üreticisi olmasa bile, ülkemizde henüz yeterince aranmamış ve rezervinin ne kadar olabileceği tespit edilmemiş basenler mevcuttur. 1980 lerden beri ihmal edilen petrol ve doğal gaz aramacılığı, bilimsel çalışmalarla, bir master plan dahilinde canlandırılmalı, bu sahalarda aramalara ağırlık verilmelidir. 2. Kamu ve özel kuruluşlara yurtdışı yatırımlarında gerekli desteği sağlayacak kurumsallaşmış devlet yardımları sağlanmalıdır. 3. Ülkemizde daha önce faaliyet göstermiş Shell, Mobil v.b büyük şirketlerin, aramaüretim sektöründe yatırım yapmaları sağlanmalıdır. 4. Türkiye de gerekli arama ve üretim yatırımları sağlandığı takdirde, üretimin de arttırılabileceği görüşünü temel alan bir arama-üretim stratejisi geliştirilmelidir. Kamu yararını ve ulusal çıkarları özenle gözeten, kendi kaynaklarına dayalı bir enerji politikası oluşturulmalıdır. 6326 Sayılı Yasadaki; 1. Ruhsat sayılarındaki kısıtlamalar, 2. Bölgesel sondaj mükellefiyetleri, 3. Ruhsat bazında faaliyetlerin yürütülmesinin bir program ve teminat karşılığında yapılabilmesine olanak sağlayan düzenlemeler, 4. Süresi sona eren bir sahaya aynı şirketin bir yıl süreyle müracaat edememesi, 5. Deniz ve kara sınırlarının kıyı çizgisiyle ayrılmaması, 6. Devlet hissesi, 7. Mevzuat kirlenmesinin ortadan kaldırılması, 8. Ekonomik stabilizasyon, gibi konular da, mevcut kanunun yeniden düzenlenmesi gerekliliğini ortaya koymuştur. Yeni Petrol Kanunu Hazırlanırken Dikkate Alınması Gereken Hususlar: 1. Petrol arama ve üretim faaliyetinde bulunmak için yapılan başvurunun değerlendirilmesinde 6326 sayılı mevcut yasanın ilk kriteri olan talebin milli menfaatlere uygun olması hususu mutlaka korunmalıdır. Ruhsat tahsisinde firmalarda aranan koşullar çok iyi belirlenmelidir. 2. 6326 sayılı yasada yer alan Milli Menfaatin Korunması başlığı altındaki hükümlerin tamamı yeni hazırlanacak yasada da korunmalıdır. 3. Bölge düzenlemesinde kara ve deniz alanlarının ayrı ayrı tanımlanması, her 9

iki alanda da arama ve üretim çalışmalarının mali ve teknik yönden farklı olması nedeniyle uygun olacaktır. 4. Arama ruhsat müracaat süresinin uzatılması rekabetin önünü açacaktır. Ruhsat sayısına kısıtlama getirilmemesi durumunda, özellikle güçlü tüzel kişilerce ruhsat tekelleşmesi gibi olumsuz durumların ortaya çıkmaması için bu hususun yönetmeliklerle detaylı olarak düzenlenmesi gerekmektedir. 5. Arama ruhsat alanları büyüklükleri konusunda, kara alanları için mevcut kanundaki büyüklük korunmalı, denizlerde ise aşırı büyük tutulmasının önüne geçilmelidir. Ayrıca, ruhsat sürelerinin uzatılması sondaj açma ve/veya sismik veri toplama şartına bağlanmalı ve bu husus bir yönetmelikle açık bir şekilde düzenlenmelidir. 6. Đşletme ruhsatında yapılacak faaliyetler ile ilgili düzenlemeler, sahalar bazında mevcut üretimin daha da altında üretim yapılmasını teşvik edici nitelikte olmamalı, aksine bir an önce daha çok üretim yapılması yönünde tedbirleri içermelidir. Đşletme lisansı tahsisi ve süresinin uzatılmasının bağımsız kuruluşlarca hazırlanan raporlara dayanarak gerçekleştirilmesi yönünde yeni ve net bir uygulama, kanun ve yönetmelikle getirilmelidir. 7. Devlet hissesinin oranı kanunla belirlenip, devleti gelir kaybına uğratmayacak şekilde yönetmelikle düzenlenmelidir. 8. Yasayı yürütmek ve denetlemekle görevli olan PĐGM bağımsız bir otorite olarak özel kanunla yeniden yapılandırılmalı, bu çerçevede teknik ve mali yönden güçlü hale getirilmelidır. 9. Petrol araması kapsamında, yabancı personel çalıştırılması ve yabancı gemilerle ilgili düzenlemeler PĐGM in yetkisi dahilinde olmalıdır. Sektörün Rekabet Gücü Petrol arama ve üretim sektörü, 1954 yılından beri gerek yerli gerek yabancı sermaye açısından Türkiye Petrolleri A.O. na ruhsat sayıları ile bazı hususlarda tanınan imtiyazlar dışında serbest rekabete açık durumdadır. Yeni hazırlanan ve Mecliste kabul edilen 5574 sayılı yasa ile de bu ayrıcalıkların tamamı kaldırılmaktadır. Ülkemizde 6326 sayılı Petrol Kanunu nun yürürlüğe girdiği 1954 yılından bugüne kadar 196 yabancı 27 yerli şirket arama faaliyetlerine katılmıştır. Yabancı şirketlerin pek çoğu sadece arama ruhsatı almakla yetinmiş ve ruhsat sahalarında herhangi bir ciddi faaliyet göstermeksizin ruhsat süreleri dolduğunda, 10

ruhsatlarını terk ederek ülkemizden ayrılmışlardır. Yabancı şirketlerin yurtdışından getirmiş oldukları sermaye toplam olarak 1, 7 milyar ABD Doları düzeyinde kalmıştır. Bunun yanında milli şirketimiz olan TPAO hariç, yerli sermayeli özel şirketlerin de arama ve üretim faaliyetlerinde önemli bir payı olmamıştır TPAO nun 2007 sonu itibariyle saha jeolojisi etütlerindeki payı % 69, jeofizik etütlerindeki payı % 71 ve ortak sahalar hariç, sondaj faaliyetlerindeki payı kuyu adedi olarak % 67 dir. Ayrıca 5015 Sayılı Petrol Piyasası Kanunu nun 10 ncu maddesi de, yerli ham petrole uygulanacak emsal piyasa fiyatının belirlenmesinin esaslarını belirleyerek, rafinerilerin ham petrol temininde yerli ham petrolün alımına öncelik tanımalarını düzenlemiştir. Diğer Sektörler ve Yan Sanayi ile Đlişkiler Türkiye de petrol arama ve üretiminde kullanılan malzemeler seri olarak üretilmemekte, ancak yapılan talep doğrultusunda imalat gündeme gelmektedir. API (American Petroleum Institute ) belgesine sahip firma sayısı da oldukça sınırlı olup, yedek parça imalatında ise bu belgeye sahip firma hemen hemen bulunmamaktadır. Đmal edilen ürünlerin petrol sektöründe dünya çapında satılabilmesi için üreticilerin API belgesine sahip olmasının büyük önemi vardır. Yurtiçinde imal edilen malzemelerin bir kısmında fiyatların yurtdışı fiyatlara oranla daha düşük olduğu görülürken, bir kısım malzemenin fiyatlarının ise yüksek olduğu görülmektedir. Bu malzemeler değerlendirilirken sadece fiyatları ile değil, kalitesi ile de birlikte değerlendirilmelidir. Ülkemizde petrol sektörüne yönelik olarak çalışan yeterli firma bulunmaması veya teknolojik olarak imalatının yapılamaması nedenleriyle ihtiyaçların parasal olarak yaklaşık % 85 ine yakın bölümü yurt dışı piyasalardan temin edilmektedir. Diğer taraftan üretim faaliyetinde bulunulurken genellikle demir çelikten imal edilmiş malzemeler (sondaj borusu, komple sondaj kulesi, matkap, pompa, vana, jeneratör, elektrik motoru, v.b.) kullanılmaktadır. Yurt içinden tedarik edilerek kullanılmış olan demir çelik ürünleri standartlar dâhilinde üretilmekte olup, ciddi sorunlarla karşılaşılmamaktadır. Başta borular olmak üzere bu imalatı gerçekleştiren firmaların çoğunluğunun API belgesine sahip oldukları, ancak ihtiyaca cevap veremedikleri görülmektedir. Bu firmalar 11

sektörde kullanılan boruların her ebadını ve kalitesini üretememektedirler. Bu nedenle sektörde çalışan şirketler malzemeleri yurt dışından satın alma yolu ile tercih etmektedirler. Kaliteli elektrik enerjisi, sürekli var olan frekans ve voltaj düzeyi kabul edilebilir sınırlar içinde olan enerjidir. Üretim esnasında gerekli olan elektrik ihtiyacı da TEDAŞ tan temin edilmektedir. Şebekeye uzak yeni keşfedilmiş sahalarda ise, elektrifikasyon yapılana kadar jeneratör yardımı ile elektrik sağlanmaktadır. Özellikle Güney Doğu Anadolu Bölgesinde yer alan Batman ve Adıyaman Bölgelerinde kaliteli elektrik enerjisi alınamamakta olup, bu durum bazı yerlerde regülasyonlu trafolar ile karşılanmaktadır. Özellikle kalitesiz elektrik kullanımı sahalarımızda çeşitli arızalara yol açmaktadır. Bakım onarım konusunda ise, tam istenilen düzeyde olmasa da talepler karşılanabilmesine rağmen, zaman zaman farklı onarımlarda uzman ve yetkili firma bulunmasında sıkıntı çekilmektedir. Bakım onarım konusunda çalışan distribütör ve yetkili firmalar dışında ülkemizde uluslararası firmalarla rekabet edecek firma sayısı oldukça sınırlıdır. Dünyamızda en önemli, stratejik ve ileri teknoloji gerektiren petrol sektöründe, ABD lider olup, bu konudaki standartları belirleyen ülke konumundadır. ABD den sonra Đngiltere, Almanya, Romanya, Đtalya, Kanada, Çin ve Hindistan bu sektör için malzeme, ekip ve ekipman üreticisi konumundadır. TPAO petrol sektörüne ilişkin ana malzemeleri, makine, ekip ve ekipmanları ile bunların yedek parçalarının % 90 lık bölümünü yurt dışından tedarik etmektedir. Tedarikte ana kural Amerikan standartları olan API standartlarına sahip olmasıdır. Çin ve Hindistan firmalarının API belgeleri olmasına rağmen, bu ülkelerden alınan malzemelerde kalite problemleri yaşanmaktadır. Kanada firmalarının ise API standartları yok denecek kadar az olup Türkiye pazarına karşı ilgisizdirler. Son dönemlerde firma birleşmeleri ve satın almalar nedeni ile yedek parça üreten firma sayısı oldukça azalmıştır. Petrolle ilgili yedek parça sektörünün gelişememesinin bir nedeni de, Türkiye de arama ve üretim faaliyetlerinin az olması, sürekliliğin olmamasıdır. Bu nedenle gerçekten yedek parça sektörüne yatırım yapacak, kendini ispatlamış, mali kaynak sıkıntısı çekmeyen büyük firmaların ilgisi çekilemediğinden, sektörün iyi yönde gelişmesi için rekabet sağlanamamıştır. Petrol sektöründeki malzemeler sipariş esasına göre üretildiğinden tedarik süreci 12

uzun olmaktadır. Örneğin kule, pompa gibi ana malzemelerin tedarik süreleri bir yılı bulmaktadır. Bütün bunlara ilaveten, bazı ülkelerin arama faaliyetlerini kendi ülkelerine çekmek için bir rekabet ortamı içinde oldukları bilinmektedir. Arama yatırımlarının icap ettirdiği teknoloji ve bilgi birikimini, kendi ülkelerine çekebilmek için ülkeler; Var olan politik riskleri, Hukuk düzenine saygınlığı, Jeolojik riskleri, Yatırımcıların diğer beklentilerini de gözönüne alarak belirli teşvikler getirmekte, belirli tedbirleri almaktadırlar. Jeolojik risklerin azaldığı oranda, (diğer şartların da varlığı ile) bu ülkeler devletin petrol üretiminden aldığı payı (devlet hissesi ve vergileri üretim paylaşım anlaşmalarında devlet payını) arttırmakta, arama faaliyetini teşvik etmek isteyen ülkeler ise petrol şirketlerine daha fazla pay vererek ülkelerarası rekabet ortamı yaratmaya çalışmaktadırlar. Türkiye nin konumunu çok iyi tarif edip hangi ülkeler ile rekabet edeceğini saptayarak, devlet/şirket paylaşımını buna uygun olarak gerçekçi bir şekilde belirlemesi halinde, ihtiyaç duyulan yabancı sermayenin Türkiye ye gelerek arama faaliyetlerine bir ivme kazandırması mümkün olacaktır. Petrol fiyatlarındaki son zamanlarda gözlenen artışlar Türkiye nin petrol faturasını arttırmış olsa da, duruma diğer bir yönden bakıldığında, yüksek petrol fiyatları yabancı yatırımcıların arama yatırımlarında riskli ülke konumunda gördükleri Türkiye de daha fazla risk alarak, daha fazla arama yatırımı yapması ihtimalini de doğurmaktadır. Türkiye bu ortamı kendi lehine çevirecek önlemleri derhal almak durumundadır. Üniversite Petrol Sektörü Đlişkileri Hızla küreselleşen dünyada teknolojinin giderek daha fazla önem kazandığını görmekteyiz. Toplumsal refahın gelişmesi, bilimsel ve teknolojik çalışmaların imkanlarından etkin bir şekilde yararlanmakla sağlanabilir. Ülkelerin kalkınmışlık düzeyini o ülkedeki sanayinin gelişmişlik düzeyi belirlemektedir. Bir ülkedeki sanayi dışa bağımlı olmadan kendi teknolojisini 13

kendisi üretebiliyorsa, küreselleşen dünya pazarında rekabet şansı da o derece yüksek olacaktır. Sanayinin kendi teknolojisini üretebilmesi için teknolojiyi üretebilecek bilgiye kolayca ulaşabilmesi gerekir. Bu da ancak bilgi birikimini üretime dönüştürmenin en önemli araçlarından biri olan, güçlü bir üniversite-sanayi işbirliği ile mümkündür. Uzun yıllardan beri dünyada ve ülkemizde akademik dünya ile sanayinin ortak problem alanı olarak işbirliği konusu sürekli tartışılmıştır. Üniversitelerde elde edilen temel ve teorik bilgilerin uygulamaya dönüştürülmesinin güzel bir aracı olarak üniversite-sanayi işbirliği çeşitli ülkelerde kullanılmaktadır. Birçok ülkede üniversite-sanayi işbirliği, sanayinin teknoloji ihtiyacına cevap verirken, sanayi de üniversitelere pratik uygulama imkanı sağlamaktadır. Bu karşılıklı işbirliği ülkelerin ekonomik gelişmesini hızlandırmaktadır. Bu alanda gelişmiş veya endüstrileşmiş ülkelerde iyi bir noktaya varılmasına rağmen, ülkemiz açısından istenilen seviyeye ulaşılamamıştır. Bunda üniversitelerin kendilerini iyi tanıtamamalarının etkisi olduğu gibi, sanayinin teknolojik araştırmalara yönelen bir yapısının olmayışının da önemli rolü bulunmaktadır. Türkiye'de 2001 yılında yürürlüğe giren Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu'na göre bir kamu araştırma kurumu veya üniversite kampüsünde kamu desteğinde yeni teknolojileri yaratacak projelerin yürütülmesi mümkün olmaktadır. Bu kanun çerçevesinde ODTÜ, HACETTEPE, KOCAELI, ESKISEHIR, IZMIR, ITÜ, YTÜ, TÜBITAK-MAM, BILKENT ve GOSB (Gebze) Teknoparkları hizmete girmiştir. Ayrıca, bir çok üniversite teknopark kurma girişimlerini sürdürmektedir. Bölgelerin kuruluş amacı; üniversiteler, arastırma kurum ve kuruluşları ile üretim sektörlerinin işbirliği sağlanarak, ülke sanayisinin uluslararası rekabet edebilir ve ihracata yönelik bir yapıya kavuşturulması amacıyla teknolojik bilgi üretmek, üründe ve üretim yöntemlerinde yenilik geliştirmek, ürün kalitesini veya standardını yükseltmek, tasarım kalitesini yükseltmek, verimliliği artırmak, üretim maliyetlerini düşürmek, teknolojik bilgiyi ticarileştirmek, teknoloji yoğun üretim ve girisimciliği desteklemek, teknoloji transferlerine yardımcı olmak ve yüksek / ileri teknoloji sağlayacak yabancı sermayenin ülkeye girişini hızlandıracak, AR-GE yeteneği ve geleneğine sahip uluslararası firmaların Bölgede AR-GE yapabilmeleri için gerekli teknolojik altyapıyı sağlamaktır. Sonuç olarak; Türkiye de arama çalışmaları ile rezerv belirlemeye yönelik teknolojileri ve stratejileri 14

geliştirerek çalışmalara hız verilmelidir. Son yıllarda arama öncesi çalışmalarda teknolojik gelişmelere bağlı olarak, ülkemizin daha az aranmış olan jeolojik riski yüksek kara ve deniz alanlarında sağlanabilecek ek teşviklerle faaliyetlerin artması sağlanmalıdır. Yurt dışında, Ortadoğu ve özellikle Asya Türk Cumhuriyetleri'ndeki petrol ve doğal gaz arama ve üretim çalışmaları bir devlet politikası olarak ele alınmalı ve ilgili kuruluşlar arasında gerekli koordinasyonlar sağlanarak çalışmalar planlı şekilde yürütülmelidir. Petrol hakkı yani ruhsat sahibi için gerekli olan sermaye yani yatırımın, imalatçıların, tedarikçilerin ve müteahhitlik hizmetini yerine getirenlerin önünün açılması için öncelikle gerçekçi olarak, sektörün tüm aktörlerince sorunlar tespit edilmeli ve çözüm çok yönlü ele alınmalı ve acil eylem planı olarak hayata geçirilmelidir. Son söz geleceğin anahtarı petrol ve doğal gazdır. Bu iki kaynak 21 inci yüzyılda da anahtar olmaya devam edecektir. KAYNAKLAR 1.DEK-TMK Çalışma Grupları Raporları 2007 Cilt 1, Petrol ve Doğal Gaz Çalışma Raporu, 2.A.Uğur GÖNÜLALAN Cumhuriyetin Kuruluşundan Günümüze Petrol Arama, Üretimi, Petrol Kanunları, TBMM de Bulunan Yasa Tasarısı ve Özelleştirme Türkiye 10. Enerji Kongresi, Đstanbul 27 30 Kasım 2006, 3.TMMOB V-VI Enerji Sempozyumu Yayınları, 4.Özer ALTAN Yeni Petrol Yasası Paneli ODTÜ Mezunlar Derneği Etkinliği 26 Nisan 2008 5574 Sayılı Türk Petrol Yasası Hakkında Görüşler, 5.A.Uğur GÖNÜLALAN Yeni Petrol Kanunu Paneli ODTÜ Mezunlar Derneği Etkinliği 26 Nisan 2008 Cumhuriyetin Kuruluşundan Günümüze Petrol Arama, Üretimi, Petrol Kanunları, TBMM de Kabul Edilen 5574 Sayılı Yeni Petrol Yasası 6.Hülya Peker Petrol, Türkiye de ve Dünya da Enerji Sektörünün Bugünü ve Yarını Sempozyum ODTÜ, Kültür Kongre Merkezi 11 Mart 2008, Web Kaynakları [1] http://www.jeofizik.org.tr [2] http://www.tpao.gov.tr [3] http://www.mta.gov.tr [4] http://www.pigm.gov.tr 15

A.UĞUR GÖNÜLALAN (JEOFĐZĐK YÜKSEK MÜHENDĐSĐ-ÖZEL) 1952 yılında Gaziantep de doğdu. 1976 yılında Đstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi. Jeofizik-Jeoloji lisans, 1978 yılında Jeofizik Mühendisliği bölümünden Yüksek Jeofizik Mühendisi olarak mezun oldu. Türkiye Jeofizikçiler Derneği, 1976 Yönetim Kurulu üyesi, 1990-1992, 1992-1994 yıllarında JFMO Yönetim Kurulu nda II.Başkan, Yönetim Kurulu üyeliklerinde bulundu. ABD, Avrupa, Afrika ve Türki Cumhuriyetleri ndeki eğitim ve ortak projelerde yer aldı. TMMOB da çeşitli komisyonlarda üyelikte bulundu. Ulusal ve Uluslararası Jeofizik ve Petrol vb. çeşitli kongrelerin düzenlenmesinde başkan ve üye olarak görev yapmıştır. Dört dönem DPT 5 yıllık Kalkınma Planı özel ihtisas (Enerji) komisyonunda görev yaptı. Balkan Jeofizik Birliği, SEG ve EAGE üyesidir. 2002-2004, 2004-2006, 2006-2008 yılları arasında TMMOB JFMO Genel Başkanlığı, Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptı. Ulusal ve Uluslararası kongre, seminer ve sempozyumlarda jeofizik ve petrol aramacılığı üzerine hazırlanmış 24 adet sunumu ve yayını bulunmaktadır. 1976-1978 yıllarında MTA Enstitüsünde çalıştı. 1978-1980 arasında Hava Kuvvetleri Komutanlığında Jeofizik Mühendisi Asteğmen olarak askerliğini yaptı.1980-2006 arasında Türkiye Petrolleri A.O. da teknik ve idari yönetici kadrolarında görev yaptı, Ocak 2007 de emekli oldu. Halen bir enerji şirketinde danışman olarak çalışmaktadır. 16