BAHRİYE DİVANHANESİ VE TERSANE NİN KURULUŞ YERİ HUSUSUNDA YENİ BULGULAR

Benzer belgeler
TERSÂNE-İ ÂMİRE NİN TARİHÇESİ, İDARİ YAPISI ve PERSONELİ

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

KASIMPAŞA NIN EN MEŞHUR BİNASI: DİVANHANE

FATİH SULTAN MEHMET İN Sarayları

TAHLİSİYE SANDALI İNCELEME ve ARAŞTIRMA PROJESİ

II. ABDÜLHAMİD ARŞİVİNDEN İSTANBUL


MİMARİ RESTORASYON ÖĞRENCİLERİ EĞİTİM GEZİSİ

50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin /

ZEMİN KAT: 1. NORMAL KAT: 2. NORMAL KAT: ÇATI KATI: ÇATI ARASI KATI: 230 ADA 22 PARSEL :

ALBEY DEN GELEN BYZANTION ANTİK KENTİ SUYOLU BYZANTION ANTİK KENTİNDEN. DERLEME MEHMET BİLDİRİCİ Park Apartmanı Şişli İstanbul

Mimar Sinan'ın Eserleri

TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE)

Günümüzde 1. tepede Topkapı Sarayı, 2. tepede Nuruosmaniye Camisi, 3. tepede Süleymaniye Camisi, 4. tepede Fatih Camisi, 5. tepede Yavuz Sultan Selim

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BÖLÜM 1 OSMANLI SARAYLARI. 1. Dersin Amacı ve Önemi Kaynaklar-Tetkikler... 2

Türk kültürünün binlerce yıllık birikimi, kültürel, coğrafi, felsefi, dini etkileşimlerin ve inançların bir ürünüdür.

Beyoğlu. Toplam Yatırım 765 Milyon YTL İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ YATIRIMLARI İLÇELERİMİZE HİZMETE 4 YILDIR HIZ KESMEDEN DEVAM

ĐSTANBUL KÜLLĐYELERĐ (FATĐH / SULTAN SELĐM / ŞEHZADE MEHMET) TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

Amiral Turgut Reis 449 nci ölüm yıl dönümünde anıldı

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

MİNİATÜRK (Minyatür Türkiye Parkı)


insan toplum Değerlendirmeler

775QSU& b T Ü R K İY E C U M H U R İY E T İN İN H E D E F İ; BİR A Ç IK D E N İZ D E V L E T İ O LM AK TIR. Fahri S. K O R UTÜRK

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ


T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

KUDÜS TE BULUNAN TARİHİ OSMANLI ESERLERİ

FETİH SONRASI OSMANLI MİMARLIĞINDA KLASİK DÖNEM

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ

SELANİK HORTACI CAMİSİ

UNESCO GENEL KONFERANSLARI TARAFINDAN İLAN EDİLEN ANMA VE KUTLAMA YILDÖNÜMLERİ

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69.

SURLARI ve KAPILARIYLA İSTANBUL

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS

MÜHRÜ SÜLEYMAN. Osmanlı Paralarının üzerinde Hazreti Süleyman ın mührü bulunurdu..

GEÇMİŞTEN GELECEĞE İSTANBUL BALIK HALLERİ

Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar

Ankara da SELÇUKLU MİRASI. Arslanhane Camii. (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA

Edirne Köprüleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

TARİH BOYUNCA ANADOLU

SELANİK AYASOFYA CAMİSİ

İstanbul un 100 Hamamı

RESTORASYON ÇALIŞMALARI

ESTAM HEDİYELİK EŞYA DESEN TASARIMI

UNESCO GENEL KONFERANSLARI TARAFINDAN İLAN EDİLEN ANMA VE KUTLAMA YIL DÖNÜMLERİ

TERSANELER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 2 SASANİLER-İSPANYA EMEVİLERİ-TULUNOĞULLARI

10. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

GÜNLÜK (GÜNCE)

Şeyhülislam Yahya Efendi nin torunu olan Ayşe Hubbi Hatun

SURUÇ İLÇEMİZ. Suruç Meydanı

TIP BAYRAMI DR. YAHYA R. LALELİ

İstanbul-Aksaray daki meydanı süsleyen, eklektik üslubun PERTEVNİYAL VALİDE SULTAN CAMİİ İBADETE AÇILDI. restorasy n

PROF. DR. İLKER ÖZDEMİR YRD. DOÇ. DR. OSMAN AYTEKİN

SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ

SİVEREK'TE TARİHİ ESERLER VE CAMİLER

1 : ÖLÇEKLİ TÜRKİYE MÜLKİ İDARE BÖLÜMLERİ HARİTASI VE YÜZÖLÇÜMLERİ

ÖRNEKLER. Nazife KURTMAN

13.İstanbul Mobilya Fuarı ve Mobilya Sektörü

EVLİYA ÇELEBİYE GÖRE YANYA CAMİLERİ

Bâlî Paþa Camii. Âbideler Þehri Ýstanbul

SELANİK KALE SURLARININ YIKILMASI

Orta Çağ da İslam dünyasında haritacılık alanında çalışma yapan bilim insanları

I. Hutbe okutmak. II. Para bastırmak. III. Orduyu komuta etmek. A) Damat Ferit Paşa

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ PEYZAJ YAPILARI DERSİ SU YAPILARI

Yer Esnaf/Dükkan İsim Nefer Aded Arşiv İsmi

YANYA MÜSLÜMAN MEZARLIKLARI NASIL YOK EDİLDİ? BAKİ SARISAKAL

KONULARINA GÖRE G OSMANLI MİNYATM OTTOMAN MİNİATURES ACCORDİNG TO SUBJECT

İstanbul'un Kayıp Kapıları

Basım - Yayım Hayatındaki 120 Yıllık Bir Dergi Deniz Kuvvetleri Dergisi

Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa

GEVALE KALESĠ KAZI ÇALIġMALARI

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ

ESKİ GÜMÜŞHANE (SÜLEYMANİYE MAHALLESİ) VE PANAYIR ALANI

SELANİK ALACA İMARET CAMİSİ

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

mekan Kasımpaşa Deniz Hastanesi İLKBAHAR 2014 SAYI: 302

Tarihi Siyesepol Köprüsü nün altı 38 YEDİKITA EYLÜL 2014

BEYOĞLU İLÇESİ HAVAİ HATLARIN YER ALTINA ALINMASI YAPIM İŞİ SON DURUM RAPORU

Ilgın Sahip Ata Vakıf Hamamı. Lala Mustafa Paşa Külliyesi ve Cami. Ilgın Kaplıcaları. Buhar Banyosu

FOSSATİ'NİN "AYASOFYA" ALBÜMÜ

ADI Mahalle Mevki/Sokak PAFTA/Blok PARSEL Karar Surlariçi/Kentsel Sit Alanı Gazimağusa hisarları, burçları ve hisaraltıları.

MODERNLEŞME DÖNEMİNDE OSMANLI DENİZ TEKNOLOJİSİ VE TERSANE-İ AMİRE

Edirne Çarşıları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

OKMEYDANI TARİHİ SİT ALANI DÖNEM ÖDEVİ

İstanbul'da trafiğe kapalı yolları ve alternatifleri

Osmanlı nın ilk hastanesi:

SELANİK HAMZA BEY CAMİSİ

ANALİZ SONUÇLARI. 1 Mart 2017 tarihine kadar kullanmayınız.

II. Beyazid Camii - Külliyesi ve Sağlık Müzesi. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

İstanbul u İstanbul un Öğrencileri Keşfediyor.

KUBBEALTI SOHBETLERİ

KURTALAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

ADANA NIN SIRLARINA YOLCULUK

EMEVİLER VE ABBASİLER DÖNEMİ

Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu nun bir kuruluşudur. Mahmutbey mh. Deve Kald r mı cd. Gelincik sk. no:6 Ba c lar / stanbul, Türkiye

Transkript:

Dr.Öğ. Alb. Rasim Ünlü 1 BAHRİYE DİVANHANESİ VE TERSANE NİN KURULUŞ YERİ HUSUSUNDA YENİ BULGULAR Bildiri konumuzu oluşturan: Bahriye Divanhanesi ve Tersane nin Kuruluş Yeri Hususunda Yeni Bulgular adlı sunumum; Bahriyenin Haliç Serüveni-Fatih ten Son Divanhane adlı kitabıma dayanmaktadır. Bu kitabın oluşumu sırasında, Bahriye Divanhanesi ve Tersane ile ilgili olarak, yeni tespitlere gitmemizin doğru olduğu kanısına vardım. Bunun da nedeni, Tersane ve Divanhanesi ile ilgili temel düşüncelerden bazılarının doğru olmadığını, bazı bilgilerin de yetersiz olduğunu tespit etmemdir. Bu bağlamda, bu konuya yönelik olan yanlış bilgilerin, pek çok çalışmada sürekli tekerrür ettirilmiş olduğu ve özellikle de bu şekilde kullanıldığı görülmüştür. Bunun sonucunda, bildiri konumun ana fikri de doğmuş oldu. Öyleyse Bahriye Divanhanesi ve Tersanesi ile ilgili olarak yanlış tespit neydi? Bu tespit, gerek Bahriye Divanhanesinin ve ondan daha vahimi, İstanbul daki Tersanenin kuruluş yerinin yanlış olarak değerlendirilmesinden kaynaklanıyordu. Bahriyenin Haliç Serüveni-Fatih ten Son Divanhane adlı kitap çalışmam sırasında; Bahriye Divanhanesinin Kasımpaşa bölgesinde yaklaşık beş yüz elli yıllık süreçte, beş kez yapıldığı ve bu beş yapıdan birincisi dışındakilerin, yani; ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci divanhanelerin aşağı yukarı aynı zemin üzerinde kurulmuş olduğu da tespit edilmiştir. Bu tespitler, ilk kez yukarıda belitmiş olduğumuz kitapla kamuoyuna duyurulmuştur. Ayrı ayrı zaman dilimlerinde inşa edilmiş olan beş divanhanenin de üslup ve yapılanma özelliklerinin değişik olduğu konusu da, ilk kez bu çalışmayla ortaya çıkarılmıştır. Bunlardan Birinci ve İkinci divanhane, Piri Reis in Kitabı Bahriye sinin bazı nüshalarında Divanhane ve Eski Divanhane olarak gösterilmiş ve bunlar da harita üzerinde değerlendirilmiş; aynı şekilde, Hünername ile Viyana da bulunan bir gravürdeki Birinci ve İkinci Divanhane nin yerinin belirlenmesi hususu da, tarafımdan büyüteçlerle incelenerek tespit olunmuştur. Üzerinde düşünceler ürettiğimiz beş Divanhane binası da, tarihleri boyunca Haliç kıyılarının en canlı ve en önemli binaları olmuştur. Bu binalar o dönemlerde, deniz kuvvetlerinin merkezi olarak da kullanılmıştır. Bahriye Divanhanesi kavramının içersinde, bilhassa Divan kelimesi, ilgi çekmektedir. Bu kelimeyle ilgili olarak, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğünün yazarı Mehmet Zeki Pakalın Divanhane konusunda şu bilgileri vermektedir: Eskiden divan kurulan dairelere verilen addır. Odalar arasındaki geniş ve büyük sofalara da Divanhane denilirdi. Eski Türk evlerinde yazın oturmak ve yatmak için yapılan ve sergah dahi denilen bir tarafı açık ve bahçeye bakan sofalara da bu ad verilirdi. Eskiden Bahriye Nezareti Dairesine de Divanhane denilirdi. 1 Deniz Müzesi Komutanlığı, Deniz Tarihi Arşivi Müdürü, Bahçeşehir Üniversitesinde Ekim 2006 da Türkler ve Deniz Sempozyumunda sunulmuştur.

Kasımpaşa daki bahriyeye ait bu binaların ismi de buradan gelmektedir. Divanhane adı verilen bina ya da binalar topluluğu, genelde Kaptan Paşaların ya da Bahriye Nazırlarının görevlerini İstanbul da sürdürdükleri sırada bulundukları, icra ve karar yeriydi. Bahriyeye yönelik faaliyetlerin merkez olarak kullanıldığı bu yer, Osmanlı denizciliğinin beyin merkezi olarak da kabul edilebilir. Bugün o binaların sonuncusu olan ve şu anda Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Karargâh binası olarak kullanılan yapı, maddi varlığı ile aktif bir şekilde ayakta durmakta ve işlevini sürdürmeye devam etmektedir. Kasımpaşa bölgesinde daha önce konuşlu bulunan diğer dört Divanhane binası hakkında tespit ettiğim bilgi ve görsel malzemelere de dayanarak bu çalışmada konuya yönelik bazı örnekler de verilmiştir. Elde edilen bilgi ve belgelerin ışığında, Divanhane binaları ile ilgili bazı yorumlara da gidilmiştir. KASIMPAŞA DA BİRİNCİ DİVANHANE VE TERSANE NİN OLUŞTURULMASI Fatih Sultan Mehmet, Türk Donanmasının İstanbul daki ilk temelini, Kasımpaşa daki Dereağzı ile Azapkapı arasındaki arazide attırmıştı. Bu konuya yönelik olarak derli toplu ve önemli bilgiyi Evliya Çelebi vermiştir: "Evvela bu Kasımpaşa ta zamanı kadimde ma mur manastırlık olup kefere mabeyninde şehri Ayalonka namıyla meşhur imiş. Amma ba de l Feth Mezaristanı Ümmet-i Muhammed olması ferman olunur. Zira Abdülmü min Melik hılafetinde Müslime ve Eyyub Ensari ve Harun-ür Reşit, Yıldırım Bayazıt Han da dahi İslambol un nısfı ve Galata nın nısfı feth olduk da yine Kasımpaşa da tersane ardı cümle mezaristan olup sahabe-i kiram evladı evladı zevil ihtiramlar medfun olduğu müsbettir. Kim hala mezaristanlarında kufi hattıyla tahrir olunmuş Tepebaşı-Şişhane bölgesinde bulunan mezarlıktan bir gravür görüntüsü

Dördüncü Divanhane döneminde Şişhanedeki mezarlığa cenaze getirilmesi Dördüncü Divanhane döneminde Şişhanedeki mezarlığın görüntüsü

19.yüzyıl ikinci yarısında, mezarlığın Galata Kulesinden çekilmiş olan bir fotoğrafı Evliya Çelebi tarafından verilmiş olan bu bilgi, Tersane nin kuruluş yeri açısından, pek çok akademisyen ve de araştırmacının başta: Camialtı, 2 Aynalıkavak, 3 Hasköy yönü, 4 ve Zindanönü 5 gibi bölgelere yönelik olarak, düşünce üretmelerine yol açmıştır Bu durum, yirminci yüzyıl başlarındaki bölgenin, sadece 2 Ali Haydar Alpagut, Marmara da Türkler, İstanbul,1941,s.197: Camialtı meydanı denilen saha belki bu ilk Haliç tersanesinin kızaklarına tahsis edilmişti. (...) Hülasa Birinci (İkinci olmalı) Mehmet devrinde Haliç tersanesi Kasımpaşa deresi münsabından bugünkü Camialtı meydanına kadar geniş bir arazi işgal etmekte idi. 3 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devletinin Merkez ve Bahriye Teşkilatı, İstanbul, 1988, s.396 Yavuz Sultan Selim, Mısır seferinden avdetten sonra faaliyete geçmişti. İstanbul fethedileli yarım asrı geçtiği halde tersane namına Fatih Sultan Mehmed in Haliç te Aynalı kavak semtinde yaptırmış olduğu birkaç gözden başka bir şey yoktu. ; Prof. Dr. İdris Bostan, Osmanlı Bahriye Teşkilatı XVII Yüzyılda Tersane-i Amire,,Ankara,1992,s.7 de: Fatih Sultan Mehmed in İstanbul u fethinden sonra, bir müddet Kadırga limanı tersane olarak kullanılmış, daha sonraları Haliç in Aynalıkavak semtinde birkaç gözden ibaret olan Galata Tersanesi inşa edilmiştir diyerek, İsmail Hakkı Uzunçarşılı nın görüşünü zikretmektedir.tersane nin kuruluş yeri olarak Aynalıkavak diyenler arasında, başka çalışmalar da vardır. Ör. Şakir Batmaz II. Abdülhamit Devri Osmanlı Donanması,(Basılmamış Doktora Tezi) Kayseri, 2002,s.123 de bu görüşe katılmaktadır. Aynalıkavak bölgesiyle ilgili olarak, Katip Çelebi nin Tuhfetül Kibar Fi Esfaril Bihar (Deniz Savaşları Hakkında Büyüklere Armağan) adlı çalışmasını günümüz yazı diline uyarlayan Orhan Şaik Gökyay çalışmanın II. Cildinin 263 üncü sayfasındaki 84 numaralı dipnotunda bu bağlamda şu tespiti yapmaktadır: İlk tersaneyi Fatih Sultan Mehmet Haliç te Aynalı-Kavak semtinde yaptırdı. der. 4 İdris Bostan, Kürekli ve Yelkenli Osmanlı Gemileri, İstanbul,2005, s.49: İstanbul un fethi, Osmanlı Devleti ni bir cihan devleti olma yoluna götürürken, Osmanlı denizciliğini de yeni bir merkeze kavuşturmuş oldu. Devletin yeni merkezi olan İstanbul, aynı zamanda Osmanlı denizciliğinin de üssü ve merkezi olarak gelişmeye başladı. Haliç in durgun ve derin sularının son derece uygun olduğunu gören Fatih Sultan Mehmed, Kasımpaşa deresinin Hasköy tarafında bir tersane inşası için Kaptanıderyası Hamza Paşa yı görevlendirdi. Böylece gemi inşa edebilmek üzere birkaç göz, cami ve Divanhaneden ibaret olan ilk tersane kurulmuş oldu. 5 Şehsüvaroğlu, s.142: İlk gemi Yalı Köşkü sahilinde yapılmış fakat denize indirilirken batmıştır. Bundan sonraki gemiler için inşa sahası olarak Kasımpaşa da Zindanönü dediğimiz yer seçilmiştir.

konumu değerlendirilerek ya da araştırmacıların birbirlerini tekrar etmelerinin sonucu olarak yapılmıştır. Tersane ve Divanhane nin kuruluş yerini gösteren oklar: Kırmızı okun tespit ettiğim bölge, Mavi okla görülen bölge ise yanlış olarak beyan edilen yerdir.

Tersane ve Divanhane nin kuruluş yerini gösteren oklar: Kırmızı okun tespit ettiğim bölge, Mavi okla görülen bölge ise yanlış olarak beyan edilen yerdir. Bu konumun değerlendirilmesinde, iki faktör rol oynamıştır. Bunlardan birincisi:evliya Çelebi nin verdiği bilgideki mezarlık üzerine, ne yazık ki hiçbir araştırmaya,.incelemeye tabi tutulmadan kalıcı düşünceler üretilmiştir. Bu nedenle, konuya yönelik düşünce üreten tarihçiler, yaşadıkları dönemdeki gerçekleri hesap ederek, yorum ya da tespit yapmışlardır. Bu yanlış tespit ve yorum sonucunda da, yok olan bir mezarlıktan ziyade, var olan bir mezarlık, görüşlerinin temel noktasını teşkil etmiştir. Tersane ve Divanhane nin yerinin yanlış anlaşılmasına sebep olan Kulaksız mezarlığı halen varlığını sürdürmektedir. Tarihçilerin bu konuda yanlış düşünce üretmelerine neden olan bir diğer faktör de: yirminci yüzyılın başındaki tersanenin yapılanması ile ilgili olan konumdur. Buna göre o günlerdeki Taşkızak ve civarında gemilerin inşasının ve onarımının yoğun bir şekilde yapılması sebebiyle, Azapkapı bölgesi, tersanenin kuruluşunda öncü yer olarak değerlendirilmemiştir.

Tersane ve Divanhane nin kuruluş yerinin yanlış anlaşılmasına sebep olan Kulaksız Mezarlığı servilerinin üst dallarının bir kısmının 19.yüzyıl ikinci yarısındaki görünüşü Aslında ünlü gezgin Evliya Çelebi nin dediklerinde doğruluk payı vardır. Bilindiği üzere İstanbul u kuşatmak için Emeviler döneminden itibaren gelen Arap askerlerinin, bu şehirde başta savaş olmak üzere, hastalık ve diğer nedenlerden dolayı da ölmüş oldukları bilinmektedir. Elbette bu ölmüş Arap savaşçılarının mezarlarının da, İstanbul ve Galata surlarına yakın ve o zamanlar varoş sayılabilecek yerlerde olması da normaldir. Bu konuda Evliya Çelebi nin verdiği kuşatma sürecinde ölmüş olan Arap askerlerinin mezarlarıyla ilgili bilgiyi, ünlü bahriye ressamı Hüsnü Tengüz Bey 19.yüzyıl sonu itibariyle şöyle tamamlar: Kasımpaşa nın Havuz Fabrikaları duvarı içinde olduğu için tahribden masun kalan mezar taşlarından bir taş vardır ki kimse bilmez, İşte bu taş Kasımpaşa Gureba mezarlığının sebebi tesisini bize pek güzel anlatır. İki metre irtifaındaki bu cesim taşta şu yazılar okunur: Müslime Hazretlerinin refakatıyla İstanbul fethine gelen eshabı kiram ve tabiin ve eshabı suffe merkadi şerifdir. Bu taş Kapudan-ı Derya Abdurrahman Paşa tarafından tecdiden rekz olunmuştur.

Bir Kartpostalda, Yirminci yüzyıl başlarına doğru, Şişhane deki mezarlıktan arta kalanlar. Dördüncü Divanhane döneminde Şişhanedeki mezarlığında ağaçlarının fotoğrafı Nitekim, bugün Eyüpsultan adı ile anılan semt ve meşhur cami ile külliyesi de Medineli bir Müslümanın mezarının bulunduğu yer olarak önem kazanmamış mıdır?. İstanbul un Eyüp bölgesi, Ayvansaray surlarının yani Suriçi İstanbul unun dışındadır. Aynı şekilde, Galata Surları dışındaki Kasımpaşa bölgesi de, Arap askerlerinin bu bölgedeki mezarlarının konulabilecek alanlara sahipti. Bu konuda, Hüsnü Tengüz şu yorumu da yapmıştır: Eyüp Sultan Hazretlerinin etrafına toplandıkları gibi Kasımpaşa mezarlığında bu merkad-i mübarekin etrafına toplanmak suretiyle tevessü etmiş olduğu

şüphesizdir. Azim-i rical tarihiyyemizden pek çoğunun bu kabristanda medfun olduğu tarihlerimizin şehadetiyle müsbettir. Kaldı ki Bizans döneminde pek iskân edilmemiş olan Kasımpaşa bölgesinde, sadece değirmenlerin olduğu eski haritalarda görülmektedir. Örneğin 1422 yılında bir İtalyan rahibi Cristoforo Budelmonte tarafından yapılmış olan bir haritada, bu durum net olarak görülmektedir. Bizim buradaki ana düşüncemiz; Evliya Çelebi nin bizlere bilgi vererek işaret ettiği mezarlığın yerinin yanlış algılanmış olması hususudur. Bildiri konumuzda da Evliya Çelebi nin değerlendirmesine esas olan mezarlık, Kasımpaşa nın bugünkü iskele yakınlarından Şişhane yokuşu ve Tepebaşı bölgesiyle Galata Kulesinin yakınlarına kadar uzanmaktaydı. Bu mezarlık, on dokuzuncu yüzyıla kadar belirtilen arazide, servi ağaçlarıyla çevrili olarak, gravürlerde yer alıyordu. Hatta, ünlü Evliya Çelebi nin ailesinin mezarı da bu kabristanlıktaydı. Ne yazık ki, bu günkü İngiliz Konsolosluğunun bulunduğu yerden itibaren Tünel civarı ve Bankalar Caddesinin oluşmaya başlamasıyla, bu tarihi mezarlık, yavaş yavaş ortadan kalkmıştır. Türkiye Cumhuriyeti ne o mezarlıktan, Şişhane yokuşunda bulunan Loğusa Hatun Türbesi intikal edebilmiştir. Loğusa Hatun Türbesi nin günümüzdeki hali Evliya Çelebi, Loğusa Hatun Türbesinin hikayesini biraz abartılı biçimde de olsa anlatır: Evliya Çelebi ayrıca, bu mezarlığın civarını esas alarak şu önemli tespiti de yapar:

Bunun için Fatih tamirine himmet sarf edip birkaç göz tersane ve Kaptan Paşa divanhanesi ve bir cami inşa etmiştir." Evliya Çelebi, bu türbenin yanında bulunan akrabalarına ait mezarlarla ilgili olarak, şu bilgileri de vermiştir: Bu sultanın (Loğusa Hatunun Türbesinin) kurbında bir şuffayı kargir üzere pederimiz Derviş Muhammed Zilli ve validesi ve dedemiz Demirci Kara Ahmet ve dedemiz Yavuz Er Beğ ve validemiz ve l hâsıl bi hisab cümle akraba ve ta llukat birader ve hemşerilerimiz anda medfunlardır. Ruhları için El Fatiha Kasımpaşa bölgesiyle ilgili çok önemli bilgileri yazan Evliya Çelebi nin yakınlarının mezarlarından bugün hiçbir iz kalmamıştır. Bu mezarlık, günümüzden yüz elli sene öncesinden itibaren yok olmaya başlamıştı. Evliya Çelebi nin anlattığı ve ailesinin ve çok sayıda akrabasının gömüldüğü mezarlık Kasımpaşa nın Azakapı dan Şişhane yokuşuna, Tepebaşı sırtlarından Galata Kulesi yakınlarına kadar yayılan, Kasımpaşa, Tozkoparan, Beyoğlu, Pera gibi isimler verebileceğimiz mezarlıktır. Evliya Çelebi nin, bu mezarlığın civarı için yaptığı tespitini, ne yazık ki bazı tarihçiler, yanlış algılamışlar ve bunun sonucunda da, tersanenin ve bu bağlamda Birinci Divanhane nin kuruluş yeri için yanlış görüşlerin ve tespitlerin oluşmasına da sebep olmuşlardır. Bu yanlış anlama durumu, Evliya Çelebi den kaynaklanmamaktadır. Üstelik onun tespiti, özellikle bu konuda, son derece doğru ve isabetlidir. Sorun Evliya Çelebi nin yazdığı yazıyı, yaşadıkları dönemin şartlarına göre değerlendirenlerden kaynaklanır. Evliya Çelebi nin Seyahatnamesinde Tersaneyle ilgili yazıyı okuyanlar, oradaki mezarlık ibaresini, ne yazık ki yaşadıkları dönemde gördükleri diğer bir mezarlıkla karıştırmışlardır. Bunun sonuncunda da, İstanbul daki Tersaneyi, hemen o mezarlığın yani Kulaksız mezarlığının yanına kuruvermişlerdir. Aslında Tersane, bilhassa Taşkızak bölgesi ve özellikle de Aynalıkavak Sarayının arazisi tarafına doğru, yüzyıllar içersinde genişleme göstermiştir. Bu genişleme sonrasında, bu bölgedeki Aynalıkavak (Tersane) Sarayı arazisi de küçülmek zorunda kalmıştır. Günümüzde faal biçimde olmasa da, tersanenin oradaki bölümleri, bilhassa Taşkızak kısmı, Kulaksız mezarlığının arka tarafında varlığını binaları ve boş duran tesisleri bazında sürdürmektedir. Dolayısıyla Kulaksız Mezarlığı, Evliya Çelebi nin kast ettiği mezarlık değildir. Sonuçta: Kasımpaşa da Tersane arkası tamamen mezarlık olup sahabe-i kiram mezar taşlarında kufi hat ile yazılmış alametler vardır. demiş olan Evliya Çelebi, Kasımpaşa ile ilgili bilgilerini sadece kendi gözlemlerine dayanarak da yapmamıştır. Evliya Çelebi aynı zamanda bu bölge hakkında büyüklerinden de bilgiler temin etmiştir. Nitekim o bu konuya yönelik olarak şu örneği de vermiştir:

Piyale Paşa nın vefatından sonra Haliç tathir olmayarak baranı rahmet selinin haru haşakından Haliç türab ile pür olup pereme ve kayıklar girüp çıkması mu attal oldukda herkes hanesin ilerü bina iderek hala Haliç mu attal kalmıştır.amma pederimiz hikayet eder, Kasımpaşa esvakı içre dörd ağızlı nam çahı malara gelince derya geldüğün bilürüm diyu buyururlardı.hala müluk murad idinse yine derya cereyan itmesi emri sahildir. Bu anlatım da gösteriyor ki; Evliya Çelebi, Kasımpaşa bölgesini çok iyi bilmektedir. Bu bölge hakkında verdiği bilgiler, doğru olarak kabul edilmelidir. Hünername deki İstanbul haritası incelenirse; Birinci Divanhane nin yeri, Eski Divanhane ile İkinci Divanhanr/Yeni Divanhane gösterilmiştir. Üstteki haritada, Kırmızı okla gösterilenler, Birinci/Eski Divanhane, mavi okla gösterilenler İkinci/Yeni Divanhane olarak tespit olunmuştur. Altta ise, haritadan ayrıntı alınmıştır. Sol Altta, mavi okla gösterilen İkinci/Yeni Divanhane; sağ altta, kırmızı okla gösterilen ise Birinci/Eski Divanhane binasıdır.

Ayrıca, Evliya Çelebi, yaşadığı dönemde(17.yy.)eski ve Yeni Divanhane Camilerinin aktif olduğunu ve bunların Sultan Camileri arasında bulunduğunu söylemektedir: Divanhane ve Tersane nin yeri konusunda, Ermeni yazar Eremya Çelebi Kömürcüyan ise, Tersanenin Divanhanesiyle ilgili olarak şunları belirtmektedir: Kaptan Paşa nın oturduğu divanhane de üç kubbelidir. Kasımpaşa semtindeki ambardan Eski Divanhane nin bulunduğu Meyit İskelesine kadar sekiz kubbe göze çarpmaktadır. Eremya Çelebi nin bu görüşüne, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından çıkarılmış bulunan Geçmişten Günümüze Beyoğlu-I isimli kitapta, şu saptama yapılmıştır: Eremya Çelebi nin Eski Divanhane, Meyit Kapısındaydı şeklindeki açıklaması yanıltıcı olmaktadır. Eremya Çelebi, ya Eski Divanhane nin yerini karıştırmakta ya da buradaki bir başka yapının bir süre için divanhane olarak kullanıldığını söylemek istemektedir." Aslında İstanbul Büyükşehir Belediyesinin çıkarmış olduğu kitaptaki ilgili yazarların tespitinden ziyade, Eremya Çelebi nin tespiti doğrudur. Bu konuda, başka bir Ermeni yazar, Serkis Sarraf Hovennesyan da: Kışlanın ötesinde, (XVIII sonları) Meyit İskelesine kadar uzanan buğday ambarları vardır(...) Vaktiyle çekdirilerin ve kadırgaların yapıldığı Eski Divanhane de buradadır. ifadesini kullanmaktadır. Eğer araştırmacılar ve akademisyenler tarafından, bilhassa Birinci (Eski) Divanhane için Meyit iskelesi ifadesi dikkate alınır ve o dönemde yapılan bazı haritalar incelenirse, somut olarak Birinci Divanhane nin yeri bulunabilir.

XVI yüzyılın son çeyreğinde hazırlanmış olan Hünername tarihsel anlamda incelendiğinde, günümüzdeki Kuzey Deniz Saha Komutanlığı binasının yerinde gerçekten bir Divanhane binası görünmektedir. Üstelik bu bina mescidi ve minaresiyle görülmektedir. Fakat dikkat edilmesi gereken bir nokta daha vardır. Bu bina, Fatih in Divanhanesi midir? Ya da başka bir Divanhane midir? Gerçekte o bina, İkinci Divanhane binasıdır. Bu kanıya da şu nedenle varmaktayım; Birinci/Eski Divanhane binası, harita iyi incelenirse, Kasımpaşa koyunun karşısında ve Galata yönünde bulunan ve önünde de bir kayığın bağlı olduğu, gemi gözlerinin arasındaki küçük bir minaresi olan binadır. Oradaki kayığın yanında da, iki kayık daha vardır. Bu bilgileri görsel manada teyit eden, Piri Reis in Kitabı Bahriye nüshalarında da, Birinci Divanhaneyi gösteren haritalar vardır. Bunlardan yurt dışındaki bir nüshada, bu durum açık olarak görülmektedir. Piri Reis in kopya edilmiş olan bu haritasında, Birinci Divanhane ile İkinci Divanhane karşılıklı olarak görülmekte ve Birinci Divanhane açık olarak ismiyle yazılmış durumda bulunmaktadır. Piri Reis in Almanya daki yazma nüshasında bulunan İstanbul haritasının İstanbul Deniz Müzesinde bulunan renklendirilmiş sayfasında Birinci ve İkinci Divanhane nin yerleri, kırmızı ve mavi oklarla işaretlenerek gösterilmiştir.(üstte) Bu haritada, Kasımpaşa koyunun konumu (altta) daha ayrıntılı bir biçimde

gösterilmiştir. Buna göre burada da; Birinci/Eski Divanhane, kırmızı okla; İkinci/Yeni Divanhane mavi okla tespit olunmuştur. Aynı şekilde, Piri Reis in Köprülü Kütüphanesindeki yazma nüshasında bulunan İstanbul haritasında da Birinci Divanhane nin yeri, Eski Divanhane ismi ile yazılarak gösterilmiştir.

Ayrıca, Piri Reis in Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesindeki yazma nüshasındaki İstanbul haritasında Birinci Divanhane nin yeri, Eski Divanhane (Kırmızı okun gösterdiği yer); İkinci Divanhane ise Divanhane olarak (Mavi renkli okun gösterdiği yer) gösterilmiştir.

Piri Reis in Paris te bulunan nüshasındaki İstanbul haritasında Birinci Divanhane nin yeri, Eski Divanhane (Kırmızı okun gösterdiği yer); İkinci Divanhane ise Divanhane olarak (Mavi renkli okun gösterdiği yer) gösterilmiştir.

Evliya Çelebi, Eremya Çelebi ve Sarraf Hovennesyan ın görüşleri ile Hünername, Piri Reis in Kitabı Bahriyesi ve Batılıların bu konudaki harita ve gravür çalışmalarına göre, Birinci Divanhane nin Kasımpaşa koyunun Galata tarafında şu anki Haliç Tersanesi sınırları içerisinde kalan bir binada bulunduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Avrupa da bulunan ve 16. yüzyılın son çeyreğinde yapılmış olan bir resimde kırmızı oklarla, Birinci/Eski Divanhane, mavi oklarla İkinci/Yeni Divanhane tarafımızdan gösterilmiştir.

Aslında Birinci Divanhane bölgesini, 1535 lerde yapılmış olan Matrakçı Nasuh un Galata semtini gösteren haritasında da görebiliriz. Buna göre, Birinci Divanhane ve mescidi, hemen hemen Azakapısı ndaki surların bitimine müteakip, altı adet kadırga gözünden sonra karşımıza çıkmaktadır. Matrakçı Nasuh un Galata Haritası (Üstte), Galata Haritasındaki Divanhane ve Tersane Ayrıntısı (Altta) 19

Matrakçı Nasuh un Galata nın planındaki yapılar gerçekten de Birinci Divanhane ve tesisleridir. İkinci Divanhane ise, bu planda yoktur. Bunun da nedeni, o bina o tarihte henüz inşa edilmemiştir. Bilindiği üzere bu yıllarda, tersanenin tekrar genişletilmesi, Sokullu Mehmet Paşa nın Kaptan Paşalığına rastladığından, İkinci Divanhane ve beraberindeki yapı toplulukları henüz ortalarda yoktur. Çünkü, Sokullu Mehmet Paşa, Barbaros Hayrettin Paşa nın ölümünden sonra bu göreve getirildiğinden (1546-1550) ve de Matrakçı Nasuh un haritası, Sokullu nun Kaptan Paşalığa gelmesinden önce çizilmiş olduğundan bu tablo ortaya çıkmaktadır. 20

Kanuni Sultan Süleyman ın Padişahlığı döneminde, Hızır Hayreddin Paşa dan sonra yaptırılmış olan İkinci/Yeni Divanhane nin mavi okla gösterilmiş şekli 21