O BİLEN KİMSELER Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hz. nin 2 Şubat 2010 Sohbeti, Destur ya Seyyidi Meded. Allahu Ekber Allahu Ekber Allahu Ekber La ilahe illa Allah. Allahu Ekber Allahu Ekber ve Lillahil Hamd. Allahumme salli ve sellim, ve barik ala Seyyidina ve Nebiyyine ve Habibina Seyyidil Evvelin ve Ahirin, Seyyidina Muhammed (sas). Ya Rabbi zid ve barik.. Esselamu Aleykum Meded Ya Sultanul Evliya. Ey Büyük Şeyhimiz, Ey bu dünyanın Efendisi, biz öncelikle af diliyoruz. Ey Efendimiz, siz bizim adımıza af dileyin Hatemul Enbiya olan Efendimizden (sas). Bizim birşey bildiğimiz yok. Yalnız sizin... Bu dünyaya ait olan Sultanul Evliya.. Kaç tane Sultanul Evliya biliyorsunuz? Sayısız, sayısız.. Çünkü Cenab-ı Allah her şeyi en mükemmel şeklinde yarattı. Herşey mükemmeliyet dahilinde olmalı. Bir karıncanın bile nerede olduğu Bu Dünyanın Efendisi, Kutup tarafından bilinmelidir. Esselamu Aleyküm, dinleyenlerimiz. Benim gibi gafillerden olmayın. Biraz daha yukarıda olmalısınız. Daha yukarıda olduğunuz zaman, Göklerden ihtiyacımız olan daha açık bir şekilde gelir. Sizin ne kadar arınmış, temiz olduğunuza göre gelir- Semavi zuhuratlar buna göre gelir. Evet, iyiler için Maşa Allah. Doğudan batıya, evet. Onlar çok mutlu insanlardır. Merhaba, ya merhaban Ey iyi olanlar, salih olanlar.. İyilerden olmaya gayret edin. Ve, çok yazıktır iyilerden olmamak.. Tuba - Müjde o kimselere ki, onlar iyilerdendir. Salihlerdendir. Ve, iyilerden olmaya gayret edin. Esselamu Aleykum. Kısa bir süre için dikkatinizi verin. Biz, veya Efendimiz BüyükŞeyh, uzun bir sohbet yapmıyoruz. Çünkü insanlar çoğunlukla nefsani kişilikleriyle meşguller. Nefsani- bu demektir ki insanların çoğu.. onların dereceleri kötü bir derecedir, kötü mertebe.. Veya, pis bir mertebe. İnsanlar şimdi çoğunlukla pis bir mertebedeler. Mahşer gününde herkes, bu dünyadan ne getirirse onu getirecek oraya o günde. Mesela, bazen bizden önceki zamanlarda insanlar, köylerdeki insanlar onlar çalışırlardı ve pekçok şeyler ekerlerdi. Meyvelerden ve.. meyve, sebze ve arpa, buğday ve pekçok şeyler hazırlarlardı ve bazen bazı seneler, bizim eski geleneğimiz her ay bir panayır olurdu. Ve pekçok insan, diğer köylüler için hazırladıkları şeyleri oraya getirip başka şeylerle değiş tokuş ederlerdi, panayır buydu. Onlar getirirdi, insanlar da gelip bakar ve alırlardı. Ve onlar en iyi şeyleri, en iyileri getirmek konusunda çok dikkatliydiler. En iyi olmayan şeyi getirmezlerdi. En iyi olmayanları kendi çocukları, aileleri için, onlar yesin diye tutarlardı. Ama en iyileri, insanlara satmak için getirirlerdi. Ve onlar, getirdiklerinin en iyi olmasına gayret ederlerdi. Ve Selefi alimlerinin o yerinin adı nedir? O, şeyden sonra olacak... Kıyamet Gününden sonra olacak, ki insanlar büyük bir açıklığa gelecek. Mahşer Yeri...Herkes gelir. Ve herkes, ne getirdiğine bakar. Çünkü Cenab-ı www.saltanat.org Page 1
Allah meleklere emreder: "Bakın. Kullarım ne getirmiş bugün için? Bu büyük panayır yeri için? Pekçok insan utanç içinde olacak. Çünkü onların getirdikleri yalnız... en iyiler değil ama getirdiklerini oraya koyarken utanırlar. Kıyamet günü'de aynı şekilde. Bütün insanlar, getirdiklerini göstermek için, bakmak için; getirdiklerinden utanmak veya getirdikleriyle iftihar etmek için gelirler. Ey insanlar, inanmalısınız. İnanmalısınız. Sarhoşlardan olmayın. Akılsız insanlar gibi olmayın. Hayvanlar gibi olmayın, onlar hiçbirşeyden anlamaz. Siz düşünmeli ve o panayır günü için ne getireceğinizi hazırlamalısınız. Evet. Ey insanlar, Mahşer günü için iyi şeyler getirmeye çalışın. Hazırladığınız iyi şeyleri getirmeye çalışın. Cenab-ı Allah'a iman edin, ki sizi O yarattı. "Allah yoktur" diyen şeytani fikirleri takip etmeyin. Allah olmasa, bu Kainatı Mevcudiyeti yoktan var eden Kimdir? Görünmeyen merkezlerden kim getirip varlığavaroluşa koyabilir? Eğer kimse getirmese, "kendiliğinden geldi" derseniz, bu akılsızlıktır. Ve şimdi, esefle söylüyorum ki, insanlar medeniyetin son noktasına ulaştıklarını zannediyorlar. Eğer medeniyet insanların Yaratıcı'yı inkar etmelerine neden oluyorsa.. Eğer medeniyet size "Tanrı Yoktur" diyorsa.. Eğer medeniyet size "İmalatçı- İmal eden" yoktur diyorsa... bu cahiliyetin en derin, en alt noktasıdır? Nasıl olur da binlerce yıldır insanlar "Biz Allah'ın kullarıyız dedi, şimdi siz "Allah yok" diyorsunuz? Nedir bu saçmalık? Bu mu onların medeniyeti? Ve bu akılsız insanlar İlahi kitapları üniversitelerde, liselerde okutmuyorlar ki diplomalı insanlar "Allah vardır ve Bizler de O'nun kullarıyız" diyebilsin! O bizim Yaratıcımızdır. Eğer Yaratıcı yoksa "Yaratılış, Mahlukat, Yaratıcı" kelimelerini sözlüklerden çıkarın! Evet! Neden kullanıyorsunuz bu "yaratmak, Yaratıcı, mahlukat, yaradılış kelimelerini? Neden kullanıyorsunuz bu kelimeleri? Hakikati yok o zaman. "Yaratıcı yok, kimse yaratmadı kendiliğinden varlığa geldi" diyorsunuz. Nedir bu saçmalık? Hiçbir şey kendiliğinden var olabilir mi? Mevcudiyetteki en mükemmel varlık insandır, kendiliğinden mi geldi? Erkek ve dişi olmasa, insan nasıl gelir? Nasıldır bu? Neden kullanmıyorlar? Ama hepsi-bütün milletler, bütün hükümetler, bütün.. nedir o, eğitim bakanlığı? Ne öğretiyorsunuz insanlara? Neden insanlara "bu kendiliğinden oldu, kimse tarafından değil" diye öğretiyorsunuz? "Ben kendimi yapıyorum, ben varlığa geliyorum ve ben gidiyorum!" Kendi kendinize varlığa gelmek için o emri verdiğinizde, bir müddet sonra nasıl teslim oluyorsunuz? Sorun insanlarınıza, hepsi çok yaşamak ister. Hiçbiri asla ölmek, göçüp gitmek istemez! Eğer herşey sizin kendi elinizdeyse neden ağlıyorsunuz? Neden yaşlanıyor, yaşlanıyor ve sonunda düşüp bitiyorsunuz? Eğer herşey sizin iradeniz ile ise, kendi kendinizi varlığa getiriyorsanız kanıtınızı getirin, ve bu fikre karşı birşey söyleyin! Ama bütün milletler şimdi hep ateist, Tanrı yok der. Nedir bu saçmalık? Tanrı olmasa, siz nasıl varlıkta olacaksınız? "Ben kendimi varlığa getiriyorum" Çok iyi! Sen sonsuza kadar varoluşta olmak istersin. Neden gitmemek (ölmemek) hususunda kendine engel olamıyorsun? Ve ayrıca, insanoğlu da hep genç kalmak ister. Kim sizi yaşlandırıyor? Sizi yaşlandıran sebeplere engel olun. Sizi yaşlandıran bu sebepleri uzaklaştırın! Yaşlı insanlar düşüp kalır ve biterler. Neden? Eğer varoluş içinde olmanız sizin kendi iradeniz ile ise, o zaman bunu yapın! Eğer yapamıyorsanız neden bu büyük yalanları çıkarıyor ve insanları dertlerin, belaların içine düşürüyorsunuz? Ve sonunda, onlar da düşüp kalıyor. Eğer varoluşunuz kendi www.saltanat.org Page 2
elinizdeyse, neden düşüp ölüyorsunuz? Ama insanlar şimdi, sarhoşluk devri. Şimdi insanlar sarhoş. Çünkü her içtiklerinde daha sarhoş oluyorlar ve ve sarhoş olmak demektir ki.. onların artık akılları üzerinde kontrolü yoktur, anlayışları, iradeleri üzerinde kontrolleri yoktur, hepsini kaybederler. Sarhoş insanın kendi üzerinde iradesi, kontrolü yoktur. Artık iradesini kaybetmiştir. Hiçbirşey yapamaz. Söylediği anlaşılmaz, yaptığı anlaşılmaz. Ve bu nokta, bu gezegendeki insanlara laneti getiren husustur. Evet! Bakıyorlar ve diyorlar ki: "Biz görüyoruz"..misil mi derler ona? "Biz roketler ile yukarılara çıkıp bakıyoruz, uzaktan bakıyoruz, dünyamızı futbol topu gibi görüyoruz". Güzel! Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz? Kimdir o gezegeni futbol topu gibi yapan? Uzaktan bakıp, kıtaları görüyorsunuz, okyanusları görüyorsunuz. Onların üzerinde insandan, hayvandan, bitkilerden sayısız mahlukat görüyorsunuz. Neden demiyorsunuz ki, "Bu futbol topunu,küreyi, kim koydu buraya"? Neden bunu sormuyorsunuz? Kendi kendine mi orada? Ve diyorsunuz ki o küre hareket ediyor, dönüyor. Çok çeşitli hareketler yapıyor hem de. Kendi etrafında dönüyür, ve kendi yörüngesinde akıyor. Ve diyorlar ki, bu yörünge de güneş etrafında hareket ediyor. Ve güneş de hareket ediyor. Kim yapıyor bunu? Herşey kendi kendine mi? Nedir bu saçmalık? Bunu kim yapıyor, kim insanlardan men ediyor? İnsanlar nasıl "Evet" deyip kabul ediyor? Demek ki onların mertebesi hayvanların mertebesinin altında. Hayvanlar düşünemez. Ama sizi yaratan ve varlığa getiren sizi düşünecek şekilde yarattı. Düşünmek! Bu, bütün kapalı kapıların anahtarıdır. Onları düşünerek açabilirsiniz. Ve düşünmeniz, kapasitenize göre olacaktır. Herkesin düşünmesi aynı seviyede olacak değildir, hayır! Farklı mertebeler, farklı düşünceler, ve farklı anlayışlar. Hep farklı. Herkesin düşünmesi farklıdır. Kim veriyor size bu düşünme kabiliyetini? Kim bahşetti size? Düşünmek, kendinizden mi yoksa sizin dışınızda mı? Kim sizi düşündürüyor? Okuduğunuz şeyler belki sizi düşündürüyor, olabilir. Ama eninde sonunda, kitaplardan okuduklarınızı düşünebilirsiniz. Ama bu da, başka birine aittir, size değil. Size değil! Siz hiçbirşeyi düşünemezsiniz, çünkü hiçbir şey bilmiyorsunuz. Estaizubillah, "hel yestevîllezîne ya lemûne vellezîne lâ ya lemûne- (Hiç) bilenle bilmeyen bir olur mu?" (Zümer-9). Ey Selefi alimleri, neden bunun tefsirini yapmıyorsunuz? Ki o, son ve en şerefli İlahi Kitaptandır. En kuvvetli olan Kur'an-ı Kerim'dendir. Neden insanlara söylemiyorsunuz ki "Kuran-ı Kerimde yalnız Efendimize (sas) salatu selam getirmeyin" yazmıyor diye? Bunu mu söylüyor? Veya sizin Kuranı Keriminizde yalnız "Allah zikri yapmayın" diye mi yazıyor? Veya sizin Kutsal Kitabınız size, "yalnız sizin bildiğiniz doğrudur, sizin ilmizin ötesinde birşey yoktur" diye mi söylüyor? "Ve bütün ilim sahiplerinin üstünde daha iyi bilen vardır" (Yusuf:76) Demeyin ki, "biz en yüksek noktada veya en yüksek seviyedeki alim kimseleriz ki, bizim bilip öğrettiğimizi takip etmelisiniz". Bu batıldır. En büyük batıldır. Ve Selefi alimlerine soruyoruz: ne diyorsunuz Cenab-ı Allah'ın kelamı hakkında: (Hiç) bilenle bilmeyen bir olur mu?" (Zümer-9). Arapça mı bu, Türkçe mi? www.saltanat.org Page 3
Bu demektir ki, bilen bazı insanlar, ve bilmeyen bazı insanlar vardır. Bir insanın herşeyi bilmesi şart değildir. Sizin bilmediğinizi, başka biri bilir. "Ve bütün ilim sahiplerinin üstünde daha iyi bilen vardır" (Yusuf:76) Bildiğinizle gururlanmayın, mertebe olarak sizden daha üst olanlar vardır. Ve bize insanlara Kuran-ı Kerim'deki hakikatleri tebliğ etmemiz emredildi. Bize emredildi! Neden Avrupalılara, Amerikalılara, Ruslara, Hristiyanlara tebliğ etmiyorsunuz ki: "Ey insanlar, zannetmeyin ki sizin yaptığınız ilmin en üst seviyesidir, ve onun ötesinde başka ilim yoktur" Onlara demelisiniz ki: "Eğer siz birşey biliyorsanız, ilim olarak sizden daha üst seviyede kimseler vardır. Ne diyor: "Ve bütün ilim sahiplerinin üstünde daha iyi bilen vardır"(yusuf:76) Bu, durmaksızın devam ediyor. Hiçbir hududu, limiti yok, burada durmuyor. Hayır! Herzaman- her gün, her saat, her dakika yeni ilimler geliyor. İlim okyanusları ki, o Yaratıcı'nın ilmidir. Ve Yaradılış, Mevcudiyet belirli sınırlar içinde değildir. Aynı şekilde, ilim öğrenmekte asla belli sınırlar içinde olmayacaktır, hayır! Devam eder. Yeni yaradılış ve yeni ilim seviyeleri ki... 19. yüzyıldaki insanların ilimlerinin mertebesi farklıdır. 20. yüzyıldaki insanların anlayış seviyeleri ve ilimleri farklıdır. Aynı olamaz. Bu yüzden, "Biz Selefi alimleriyiz, diğerlerini kabul etmiyoruz." diyerek gururlanmamalısınız. Nedir bu? Bu en büyük cehalettir. Size sorsam: "Kaç kilosunuz?" Bana "bilmiyorsum" deseniz, tartıya bakmam lazım ki size söyleyebileyim. Siz alimseniz, herleyi biliyorsanız söyleyin: "Ağırlığınız kaç kilo şu anda?" Söyleyemezsiniz. Bu demektir ki, kimse herşeyi bilmez. Ama, mertebe üstüne mertebe vardır. İnsanlar bu mertebelere tırmanır. İlmi kare şeklinde bir yer yapıp, kapatıp anahtarını da cebinize koyamazsınız. "Bizim bildiğimizi kimse bilemez" diyemezsiniz. Hayır, doğru değil! Öğrenmelisiniz. (Hiç) bilenle bilmeyen bir olur mu?" (Zümer-9). "Hel yestevîllezîne ya lemûne vellezîne lâ ya lemûn" (Zumer-9). "Lâ ya lemûn". Bilmemenin dereceleri de sonsuzdur. Ve ayrıca ilmin dereceleri de sonsuz, sınırsızdır. İlmi yalnız... kendi bildiğiniz sınırlar içinde, bunun ötesinde kimse bizden daha fazla bilemez. Olamaz! İnsan her zaman "ya'lemun" bilendir ve aynı zamanda "la ya'lemun" bilmeyendir. Sizin bildiğiniz birşeydir, ama onun ötesinde birşey vardır ki sizin ilminizin üstündedir, o konuda cahilsinizdir. İlmi, yalnız size ait, içinde sizin olduğunuz bir daireye dönüştürmeyin. "Başka kimse giremez" demeyin. Hayır! Sayısız, sonsuz ilim okyanusları vardır. Birşey söyleyin ve diğerlerine de yol verin. Bu yüzden diyorum ki, "(Hiç) bilenle bilmeyen bir olur mu?" (Zümer-9). Bazen Avrupalılar daha fazla bilir. Bazen Doğudakiler daha fazla bilir. Bazen Batılılar birşey bilmez ve bazen Doğulular daha çok bilir. Öğrenmek için gayret etmeliyiz. Bu Hadis-i Şeriftir. "Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz". Bu demektir ki, öğrenmek için sonsuz ilim okyanusları vardır. Öğrenmelisiniz. Ve öğrendiğiniz Marifetullah (Allah'ı bilmek) için size yardımcı olur. Bu öğrenmeniz kendi kişisel ilminiz için değildir. Ama o öğrendiğiniz size İlahi İlme (ulaşmak için) yol verir. Biz şimdi dünyadayız, ve körüz. Bu atmosferin ötesinde ne var, bilmiyoruz. "Uzay"ın anlamı nedir? Uzay nedir? Arapça "feza" derler. Feza nedir? Varoluşta olan birşey mi, değil mi? Feza birşey değildir derseniz, eğer birşey değilse, nasıl hiçliğin içinde milyarlarca galaksiler olur? Demek ki birşey olmalı. Yoksa bu da hiçtir. İlim bir okyanustur. Bir okyanus değil, okyanuslardır. www.saltanat.org Page 4
Okyanusların dereceleri farklıdır. Kırmızı olan, mavi olan, yeşil, sarı, kahverengi, beyaz, ve siyah olan. Her birinin bir hüviyeti vardır. Beyaz rengi, beyaz yapan nedir? Sarı rengi yapan kimdir? Mavi rengi yapan kimdir? Erkeği yaratan kimdir? Kadını yaratan kimdir? Ey insanlar, birşeyler öğrenmeye gayret edin ve kaçmayın.. Ayet-i Kerime'de söylendiği gibi: "Humurun mustenfireth. Ferret min kasvereh" (Mudessir:50-51). "Ürkmüş yabanî merkepler gibidir. Arslandan (korkup) kaçmıştır". İnsanlar şimdi..onların hüviyeti, onlar hakikatten kaçıyorlar, "aslandan kaçan merkepler" gibi. Aslanlar! Aslan olmaya gayret edin. Merkep olmaya değil. Allah bizi affeylesin. Allah Allah, Allah Allah, Allah Allah, Aziz Allah. Allah Allah, Allah Allah, Allah Allah, Sübhan Allah. Sultan Allah. Dum Dum Dum Dum.. Fatiha. Video Link: http://saltanat.org/blog/tabid/271/postid/586/those-who-know-o-bilen-kimseler-en.aspx www.saltanat.org Page 5