GELENEKSEL TÜRK SANAT MÛSIKÎSİ BESTEKÂRLIĞI NDA SÖZ-BESTE İLİŞKİSİ. Nesrin FEYZİOĞLU

Benzer belgeler
Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi AKTS Türk Sanat Müziği Tür ve Biçim Bilgisi MÜZS012 V Ön koşul Dersler - Dersin Dili

Zeki Arif Ataergin'in Dilkeşhaveran Makamında Bestelemiş Olduğu 2 Eserin Makam, Usûl ve Ezgisel Yönden İncelenmesi

MUSİQİ DÜNYASI 4 (73), 2017 PEŞREVLERDE TESLİM

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ GAZĠ EĞĠTĠM FAKÜLTESĠ GÜZEL SANATLAR EĞĠTĠMĠ BÖLÜMÜ MÜZĠK ÖĞRETMENLĠĞĠ LĠSANS PROGRAMI DERS ĠÇERĠKLERĠ

Türk MüzIğInde. Makamlar /Usûller. ve Seyir ÖrneklerI. M. Fatih Salgar

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

TÜRK SANAT MÜZİĞİ TEORİ VE UYGULAMASI DERSİ

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

CEMİL BEY İN KEMENÇE İCRASINDA KULLANMIŞ OLDUĞU SÜSLEMELER

Ders Adı : ORKESTRA / ODA MÜZİĞİ I Ders No : Teorik : 1 Pratik : 2 Kredi : 2 ECTS : 3. Ders Bilgileri.

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

HAMMÂMÎZÂDE İSMÂİL DEDE EFENDİ NİN MEVLEVÎ ÂYÎNLERİNDEKİ MAKAM VE FORM ANLAYIŞININ TÜRK DİN MÛSİKÎSİNE ETKİLERİ

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ/GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ (DR)

TSM ÇOCUK KOROSU KONSER PROGRAMI

Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi Journal of Research in Education and Teaching Ağustos 2017 Cilt: 6 Sayı: 3 Makale No: 36 ISSN:

DEDE EFENDİ NİN ŞARKILARININ ÇOK BOYUTLU İÇERİK ÇÖZÜMLEMESİ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

GİRİFTZEN ASIM BEY İN HİCAZ MAKAMINDAKİ BESTELERİNİN MAKAM AÇISINDAN İNCELENMESİ Cevahir Korhan Işıldak 1 Dr. Gamze Köprülü 2

T.C. İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI MÜZİK BÖLÜMÜ TÜRK HALK MÜZİĞİ ANASANAT DALI DERS İÇERİKLERİ

MÜZİK EĞİTİMİNDE KULLANILAN ŞARKILARIN MÜZİK ÖĞRETMENLERİ TARAFINDAN PİYANO İLE EŞLİKLENMESİ

RÂKIM ELKUTLU YA AİT RAST TEVŞÎH İN MAKÂM VE GEÇKİ BAKIMINDAN İNCELENMESİ

İTÜ DERS KATALOG FORMU (COURSE CATALOGUE FORM) AKTS Kredisi (ECTS Credits)

On Erzurum Türküsü Üzerinde Bir Metot Denemesi

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 10. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ DİLEK SABANCI DEVLET KONSERVATUVARI GELENEKSEL TÜRK MÜZİĞİ BÖLÜMÜ TÜRK SANAT MÜZİĞİ ANASANAT DALI SAZ SANAT DALI

Selânikli Necib Dede nin Sûzinâk Âyini nin Birinci Selâmının Makam ve Geçki Bakımından Analizi

Y. Lisans Türk Müziği İst. Teknik Üniv Sanatta Yeterlilik Türk Müziği İst. Teknik Üniv. 1994

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 44, Nisan 2017, s

ŞİİRDE ÖLÇÜ. Ölçülü Şiir Yazma. Türk Şiirinde Ölçü

HÂFIZ SÂMİ GAZELLERİNDE TERENNÜM KELİMELERİ VE KULLANIMI

Muaşşer Usûlü. C.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi XIII/1-2009, Erol BAŞARA *

MEHMET RIFAT BEY İN HAZIRLADIĞI YENİ ŞARKI MECMUASI ADLI ESER ÜZERİNE BİR İNCELEME. A Study on Yeni Şarki Mecmuasi Edited By Mehmet Rıfat

Yorgo Bacanos un Ud İcrasındaki Aralıklar ve Arel Ezgi- Uzdilek Ses Sistemi ne Göre Bir Karşılaştırma

YOZGAT MÜZİK KÜLTÜRÜ VE GELENEKSEL DÎNÎ MÛSİKÎ KÜLTÜRÜMÜZ (MUKAYESELİ BİR DEĞERLENDİRME)

TÜRK MUSİKİSİNDE NAZARİYATÇILARA VE BESTEKARLARA GÖRE BUSELİK MAKAMININ KARŞILAŞTIRILMASI

Hoca Abdülkadir e Atfedilen Terkipler Erol BAŞARA *

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR)

İstanbul da Müziğin Değişimi, Değişimin Müziği. Gönül Paçacı 11 Haziran

ÖZGEÇMİŞ Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü SİVAS Doktora Tezi: İslam Tarihi ve Medeniyetinde Salâ ve Salâvatlar

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

EDEBİYAT BİLGİ VE TEORİLERİ 2

Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ. Doç. Dr. HÜSEYİN AKPINAR Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı

Edebi metin, dilin estetik amaçla kullanıldığı metindir. Bir Metnin Edebi Oluşunu Şu Şekilde özetleyebiliriz:

HÂZÂ MECMÛA-İ SÂZ Ü SÖZ DE YER ALAN TÜRKİ LERİN, GÜNÜMÜZ TÜRKÜLERİYLE KARŞILAŞTIRILMASI

PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ

TANBURÎ CEMİL BEY İN TAKSîM İCRALARI VE HÜSEYİN SADETTİN AREL İN NAZARİYATINDAKİ HÜSEYNî MAKAMI UYGULAMALARININ KARŞILAŞTIRILMASI

Necdet Yaşar 1953 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ni bitirdi.

Selçuk Bilgin 1 FINE ARTS Süleyman Cem Şaktanli 2 Received: June 2009 Gazi University 1 Accepted: January 2010 Mehmet Akif Ersoy University 2

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Ortaöğretim Genel Müdürlüğü GÜZEL SANATLAR LİSESİ. ÇALGI EĞİTİMİ KANUN DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI 9, 10, 11 ve 12.

İTÜ DERS KATALOG FORMU (COURSE CATALOGUE FORM) AKTS Kredisi (ECTS Credits)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI

GELENEKSEL TÜRK SANAT MÜZİĞİNDE MAKAM GEÇKİLERİ

Niyazi Karasar. (2007). Bilimsel Araştırma Yöntemi. Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, s.77 3

ERZURUMLU EMRÂH IN DERLENMİŞ VE BESTELENMİŞ ESERLERİ

KONSERVATUVARLAR IÇIN ORTAK BIR NAZARI SISTEM. Yarman (Başkent Üniversitesi) IÜ Devlet Konservatuvarı 7 Nisan 2014

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Koordinatör: Sinan Sipahi Sunucu: Osman Nuri Özpekel. Taner Yalçın

GÜZEL SANATLAR LİSESİ

Fikri Soysal Dicle Üniversitesi, Devlet Konservatuvarı, Ses Eğitimi Bölümü Türkiye

ANKARA HALK MÜZİĞİNİ BELİRLEYEN ÖGELER * THE DETERMINANTS OF ANKARA FOLK MUSIC Ömer Can SATIR

GELENEKSEL TÜRK SANAT MÜZİĞİNDEKİ BAZI MÜREKKEP MAKAMLARDA ORTA ÜÇLÜ ARALIĞIN GÜÇLÜ PERDELERİ BELİRLEYİCİLİĞİ ÜZERİNE BİR İNCELEME

HACI ARİF BEY ( )

Fen - Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü

NOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI

AKADEMİK YILI TÜRK MÛSİKÎSİ BÖLÜMÜ

Türkçe dili etkinlikleri, öğretmen rehberliğinde yapılan grup etkinliklerindendir. Bu etkinlikler öncelikle çocukların dil gelişimleriyle ilgilidir.

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ DİLEK SABANCI DEVLET KONSERVATUVARI GELENEKSEL TÜRK MÜZİĞİ BÖLÜMÜ TÜRK SANAT MÜZİĞİ ANASANAT DALI SES SANAT DALI

Aruzla şiire başlayan sanatçılar, Ziya Gökalp in etkisiyle sonradan hece ölçüsüyle yazmaya başlamışlardır.

17 Eylül 2016 Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca Özel Konseri. Hazırlayan ve Yöneten Halil İbrahim Yüksel. Sunum Metni Bilge Sumer

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...III

OYUNCULUK ANASANAT DALI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ PROGRAMI

DOI: /sed sed, 2019, Cilt 7, Sayı 1, Volume 7, Issue 1

INVESTIGATION OF SEKERCI UDI HAFIZ CEMIL EFENDI S UD IMPROVISATION IN TERMS OF TUNE AND OVERAGE

İ.Ö 100 Temel Eser. Kategori: Şiir Salı, 11 Ağustos :32 tarihinde yayınlandı. Gösterim: / 7 Phoca PDF. Çanakkale içinde aynalı çarşı

OYUNCULUK ANASANAT DALI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ PROGRAMI

XVII. YÜZYIL ÜÇ BESTEKÂRININ ALTI ÂYİN-İ ŞERÎFİNİN MÜZİKÂL ANALİZİ MUSICAL ANALYSIS OF SIX ÂYÎN-I ŞERÎF OF THE THREE COMPOSERS OF XVII.

Giriş Geleneksel Türk Sanat Müziğinde her makam belli bir perdede tasarlanmış, adlandırılmış ve başka perdelere göçürülmesine de

SAN Kİ ÖNCELEYİN GÜL AŞIK OLMUŞTU. kadının yeniden yaratılmasına sebebiyet vermiştir, onlara olan eşsiz aşkıyla. Bir yandan bu

RESİM İŞ ÖĞRETMENLİĞİ LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Ortaöğretim Genel Müdürlüğü GÜZEL SANATLAR LİSESİ. ÇALGI EĞİTİMİ NEY DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI 9, 10, 11 ve 12.

Yıl: 4, Sayı: 13, Ağustos 2017, s

RAST MÜZİKOLOJİ DERGİSİ

GÜZEL SANATLAR LİSESİ. ÖĞRETİM PROGRAMI 11 ve 12. Sınıflar

AHMED AVNİ KONUK ( )

Yüreğimize Dokunan Şarkılar

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İSLAM TARİHİ VE SANATLARI ANABİLİM DALI

SÖZLERİ ŞEYH GÂLİB E, BESTELERİ HACI ÂRİF BEY VE SADEDDİN KAYNAK A AİT OLAN ŞARKI FORMUNDA İKİ ESERİN KARŞILAŞTIRMALI MÜZİKAL ANALİZİ

Türk Musikisinde Nazariyatçılara ve Bestekârlara Göre Çargâh Makamının Karşılaştırılması

ONDOKUZMAYIS ÜNİVERSİTESİ DERS TANITIM ve UYGULAMA BİLGİLERİ

3. Rönesans Müziğini Oluşturan Ekoller 4. Rönesans ta Toplu Müzik Yapma Anlayışı

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

ÂŞIK MUSİKİSİ VE BESTE FORMLARI ÜZERİNE BİR İNCELEME. Haluk YÜCEL

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ GAZĠ EĞĠTĠM FAKÜLTESĠ GÜZEL SANATLAR EĞĠTĠMĠ BÖLÜMÜ MÜZĠK ÖĞRETMENLĠĞĠ LĠSANS PROGRAMI DERS ĠÇERĠKLERĠ

TRT REPERTUVARINDA BULUNAN VE

Transkript:

GELENEKSEL TÜRK SANAT MÛSIKÎSİ BESTEKÂRLIĞI NDA SÖZ-BESTE İLİŞKİSİ Nesrin FEYZİOĞLU Özet Söz ve müziğin estetik bileşiminde çok yönlü bir ilişkiler ağı söz konusudur. Sözlü müzik eserlerinde şiir ana kaynaktır. Edebiyatı, sözlü gelenek üzerinde şekillenen bir toplumun müziğinde de sözün ağırlıklı olması kaçınılmazdır. Kültürler, kendilerini doğuran, yaşatan dilin imkânları ile gelişir. Dilin işlenmiş biçimi, o dille üretilen sanat eserlerinde görünür. Bunlardan biri, söze verdiği ağırlık sebebi ile her şeyden önce bir şiir mûsıkîsi olan Türk Sanat Musikisi dir. Bu musikide söz: biçim, makam usûl/vezin, geçkiler ve ezgi dağılımında etkili olup belirleyici bir role sahiptir. Bu makalede Geleneksel Türk sanat musikisi bestekârlığında sözün, adı geçen yapı unsurları ile ilişkisi araştırılmış, örneklenerek değerlendirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Geleneksel Türk sanat musikisi bestekârlığı, şiir, güfte, dil, makam, usûl/vezin. The Relationship Between Word And Composition In Traditional Turkish Classical Music Composing Abstract There is a versatile network of relation ship in the aesthetical combination of word and music.poetry is the main source of musical pieces of word. It is inevitable that word has significance and effect in the music of a community whose literature is based on oral tradition. Cultures develop by means of the facilities of their language which helps them to emerge and maintain themselves.cultivated form of a language is seen in the Works of art produced through the use of that language. One of such Works of art is the Traditional Turkish classical music, which is above all an example of the music of poetry. In this effective in form, melodic creation (mode), tempo, modülation and tune, and has a determinig role. In Atatürk Üniversitesi, Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi, Türkçe Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi 71

this article, the relationship of word to the above mentioned structural elements is studied and evaluated with examples. Key Words: Traditional Turkish classical music, traditional Turkish classical music compossing, poetry, lyrics, language, mode, tempo. Birey ve toplumların dünya görüşlerinin, geçmişlerinin ve sahip oldukları kültürün en güvenilir kaynağı kendi dilleridir. Dil, toplumsal bilinçle birlikte sanat yolu ile bireysel bilincin de taşındığı en temel malzemedir. Her kültür kendisini doğuran ve yaşatan dilin imkânları ölçüsünde gelişir. Yaratıcı bir etkinlik olan dildeki sesler, işaretler, ritm,vurgu ve imalelerin kullanım özellikleri, toplumların temel karakterlerinin önemli bir göstergesidir. Bir dilin incelip, gelişmesi ve kültür dili düzeyine yükselmesi, pratik yaşam koşullarının deneyim zenginliğine ve birikimine bağlı olduğu kadar, o dilin bilim, edebiyat ve sanat adamlarının çalışmalarına ve yaratıcı niteliklerine de bağlıdır. Dilin en âhenkli, ince, işlenmiş biçimi o dilde yaratılan sanat eserlerinde kendini gösterir. Bu anlamda batı dünyasının, kendinin her türlü ifadesini bulduğu dilleri, gelişimini, Schubert, Debussy, Wagner, Verdi lere borçludur. Dilin doğru ve güzel kullanımı müzik yolu ile zirveye ulaşır. Şarkı metinleri, popüler müziğin tanınmış eserleri, halk türküleri, operalar dilin kendi özellikleri ile güzel ve doğru öğrenilmesini sağlamanın yanında, ait olduğu toplumun kültürünün dış dünyaya tanıtılmasına da katkıda bulunur. Geniş kitlelerle müzik eseri arasındaki bağın kurulmasında ses öbeklerinin işlevi, rolü büyüktür. Dünya milletlerinin dil özelliklerini, şarkılarında görebilmekteyiz. Fransız müziği Fransızca nın yapısını yansıtır. Almanca nın karakteristiklerinden biri olan sessizler, Alman şarkılarını hatta şan ekollerini belirlemiştir. Müzik eserinde dil o kadar etkilidir ki sözün kullanılmadığı eserlerde dahi eserin ait olduğu kültürün dil özelliklerini izlemek mümkündür. Sanatkârın dil bilincini eserden ayırmak imkânsızdır. Çünkü her sanat eserinin bir tasarım aşaması vardır ve tasarım ile dil arasında da çok yönlü bir ilişki söz konusudur. Ayrıca anlamlandırmanın ilk adımı da zihindedir. Uzun bir gelişme devresi içinde kültür dili, sessiz ve seslileri daha spesifik ve belirli bir düzen içinde kullanılır hale gelir. Bu düzenin daha belirgin hale gelmesi, incelmesi ve konuşma tonuna yansıması, başka bir ifade ile konuşma dilinin melodik vasıf kazanması musikiyi meydana getirir. Türkçe tınılı, parlak, melodik seslere sahip bir dildir. Yapısı itibariyle bir müzikaliteyi bünyesinde taşır. Türkçe konuşma dilinin bu özelliklerinden dolayı şarkı tonuna geçiş çok kolaydır. Şarkı tonunda ritim, ezgi, diğer dinamik özellikler 72

bulunmaktadır. Şarkı seslerinden başka bir ifade ile şarkı düzeneğine çekilmiş seslerden sesliler, uzatılmaya elverişli bir yapı gösterdikleri için melodiyi taşıma fonksiyonuna sahiptirler. e sesinin şarkı katına taşınması durumunda diğer seslilere nazaran daha çok üst armoniklere sahip olduğu görülür. Türkçe seslerin sahip olduğu, renklilik, tını zenginliği, âhenk unsurları özellikle rezonansı artıran seslerin varlığı, ses kalitesini artırmakta, ifade ve yorum zenginliği kazandırmaktadır. Ancak tüm bunlara rağmen Türkçe nin beste yapılırken ne şekilde kullanılması gerektiği üzerine bir çalışmanın yapılmadığı, kompozitörlük ve hatta şan bölümlerinin konuya yeterince eğilmedikleri görülmekte uygulamalardaki hatalarda (prozodik yanlışlar, ı ünlüsünün şarkı metinlerindeki problemli kullanımı vb.) izlenebilmektedir. Müzik, diğer sanatlar gibi temelde öz ve biçimin belli kurallarla bir arada olduğu estetik bir bileşimdir. Ancak müzikte öz ve biçim arasındaki çizgi her zaman belli değildir. Sözlü eserlerde öz daha çok sözlerle ifade edilir. Bu durumda müzik bir ölçüde somutlaştırılmış olur.yani söz müziğin çerçevesini çizer, belirler. Söz ve müzik unsurlarının estetik özün ifade edilişindeki baskınlığı değişebilmektedir. Enstrumental müziğin özünü tanımlamak ve kavramak güçtür. Zihin sarfı ve teknik bilgi gerektirir. Sıradan estetik alımlayıcı, özün kolaylıkla anlaşılabildiği duygu ve düşünceleri dile getiren ezgileri arar, tercih eder. Bilinçli alımlayıcı ise sesler arası ilişkileri, ses örgülerini takip eder. Dil, söz unsuru bestekâra eserinde düşünsel ve estetik yapıyı en iyi biçimde ortaya koyabileceği yolu da gösterir, en iyi anlatım biçimlerine ulaşmasını sağlar. Bununla birlikte sözün anlatım gücü, iç âhengi, prozodik önemi, fonetik yapısı, anlaşılabilirliği gibi bilinmesi gereken birçok problemi de beraberinde getirir. Bestekârın müzik eserini yaratırken ilk hareket noktası dildir. Dilin anlam yükü, ritmik yapısı ve diğer dinamiklerinden yararlanır. Söz unsurunun bestekâr tarafından kullanılan müziğe ait bir hammadde olmayıp, onun dışında bir varlık olduğu bilinmelidir. Söz, bestekârın tüm bilincini ve yeteneklerini harekete geçiren, yaratma iradesinin özüdür. Bu dikkat, icracı için de söz konusudur. Bestekâr tarafından müzikle kuşatılan, birleştirilen, müziğin alanı içine taşınan söz artık bir anlatı hammaddesi olmaktan çıkar, özgün bir yaratının merkezine oturarak onun yansıma biçimine dönüşür. Artık icracı da icra sırasında sadece ses cihazlarına (dil, gırtlak, diyafram vb.) sahip, ses hünerleri, oyunları sergileyen bir cambaz değil, sözün müziğin derin esrarını bilen, estetik özne ve nesnenin hareket alanının farkında olan, sanat katmanlarında dolaşan, akustik varlık sergileyen kişidir. 73

Sözün besteye estetik bileşimle katılmasında özel bir çabaya ihtiyaç yoktur. Çünkü dilde musikide olduğu gibi üslûp, tavır, sesle ilgili çeşitli duruşlar, tamforlar, tamfabller, vibrasyonlar, tonalite, suslar, renklilik, müzikal fikirler, âhenk vardır. Edebiyatı sözlü gelenekle başlayan, şekillenen, zengin, sözlü kültür varlığına sahip olan bir milletin bu özelliğinin, müziğine de yansıması ve onu belirlemesi kaçınılmazdır. Bu edebiyatın temelinde olduğu gibi musikisinin temelinde de ozanlık vardır.türk sanat musikisinin üzerine temellendiği T ürk halk musikisinin doğuşu da bu kaynakla varlık bulur. Bu temelde önemli olan günlük yaşam biçimi, yani olayların söz yardımı ile anlatılmasıdır. Halk ezgiyi amaçlı kullanır. Çekirdekte bir olayın nakli söz konusudur her zaman. Ozanlık geleneğinde, söz öğesi önceliklidir. Küçük kalıplaşmış ezgi parçacıkları sözlere eşlik etmektedir. Bu ezgi parçacıkları ile dörtlüklerce şiir okunmuştur. Orta Asya dan Anadolu ya geçişte halkın, doğal yaşam biçiminin ağırlıklı olarak söz çevresinde ifade edildiği görülür. Halkbilim in bir dalı olan halk müziği ürünleri; âşıklık geleneği çizgisinde yaratılan ürünler ve doğal ürünler, (halkın kendi estetik beğenisi, duyumları, zevkleri doğrultusunda verdiği farklı üslûptaki ürünler) herhangi bir çaba harcanmaksızın varsa bir çalgı eşliğinde icraı gerçekleştirilmekte, yoksa sözü ezgiyle kullanmak yolu ile hafızada yaşatılmaktadır. Türk halk musikisindeki türlerin çoğunda bir çalgının kullanıldığı görülse de çalgısal bölümlerin yetersiz kaldığı, gelişmediği hatta küçük örnekler (Kervan ve açışlar) dışında çalgı müziği yapılmadığı görülmektedir. Müzikteki söz ve çalgı unsurlarının kullanılış biçimleri, birbirlerine oranı bir bakıma kültürel geçmişe, toplumsal yapılanmaya ve şartlara bağlıdır. Türk mûsıkîsi, söze verdiği ağırlık dolayısıyla önce bir şiir mûsıkîsi. 1 olarak gelişir. Türk sanat musikisinin daha incelmiş biçimi olan Klasik Türk Mûsıkîsi, Divan şiiri üzerinde geliştiği için dili öncelikle edebî dildir. Edebî dil, duyguya hayâle ve heyecana dayalı uyarımlar yolu ile zihinde yer edebilme gücüne sahiptir. 2 Türkçe nin en eski dönemleri gözden geçirilecek olursa şiir kavramıyla melodi, şarkı kavramlarının birbirinden ayrı olmadığı görülecektir. yır, ırlamak eylemleri koşuk okumak anlamlarında da kullanılmıştır. Valery, şiir dilinde dilin bütün olanaklarının örgütlendiğini belirtir.yahya Kemâl, şiirde sözcüklerin dize içindeki yerleri ve oluşturdukları melodi açısından taşıdıkları özellik üzerinde durmakta ve Nedim in: 1 Cinuçen Tanrıkorur, Müzik Kimliğimiz Üzerine Düşünceler, Ötüken Yay. İstanbul 1998, s.105 2 Önal Mehmet, En Uzun Asrın Hikâyesi, Akçağ Yay. Ankara, 1999, s.37 74

Ayağını sakınarak basma aman sultânım Dökülen mey kırılan şîşe-i rindân olsun beytini ele alarak, beytin ikinci dizesini oluşturan altı sözcüğün, iç âhenk gücüyle kendine özgü bir düzen içinde yerleştirildiğini ileri sürer. Beyatlı ya göre beyit içinde her kelimenin dizenin içinde bir melodisi vardır. Aynı dize ölçüye (aruz) göre bölünerek, Dökülen mey/kırılan şî/şe-i rindâ/nolsun biçiminde söylenecek olursa iç âhenk kaybolacaktır. 3 Türk şiirinin Divan Edebiyatı döneminde sözcük seçimi büyük bir titizlikle yapıldığı için seçilen sözlerin, ölçü içindeki yerleri, ses değerleri, anlam derinliği göz önünde tutulmuştur. Geleneksel Türk sanat musikisinde bu derece önemli olan söz, mûsîkiye ait yapı unsurları, (makam, usûl, geçki, ezgi ) üzerinde de etkili olup, onları çoğu zaman tayin etmiştir. Söz- Beste İlişkisinde Biçim Şiir, içerik ve biçimin oluşturduğu bir sanat ürünüdür. Bilimsel maddeci estetik, bütün olaylarda olduğu gibi sanatta da biçimin her şeyden önce içeriğe bağımlı, onun altında yer alan ve ona hizmet eden bir öğe olduğunu kanıtlar. 4 Biçimin karakteri, içeriğin karakterince belirlenir. Ona bağlıdır, onunla koşullanmıştır. 5 geleneksel Türk sanat musikisinde biçim içerikten bağımsız değildir. Divan şiiri nazım biçimlerinden Şarkı, geleneksel Türk sanat mûsıkîsi Şarkı formunu belirlemiştir. Şarkıda en anlamlı bölüm miyandır. Musikideki miyan da bu bilgiden hareketle bestekârın farklı makamlara geçkiler yaptığı, bütün hünerini sergilediği bölümdür. Kâr, Beste ve Semaî gibi büyük formlar da sözdeki terennümlerle biçimlenir. Sözel unsurdan kaynaklanan bu özellikler onların biçimsel özellikleridir. Bazen güfte başlarında görülen âh, yâr ve ey- gibi kelimeler, vezin-usûl ilişkisinin bir sonucu olarak güftenin ilk kelimesinden önce yer alırlar. ( H.Sadullah Ağa-Hicaz Yürük Semaî, Dede Efendi- Hicaz Yürük Semaî ) Bazen de güfte sonunda vay efendim, aman efendim, gel efendim, meded ey, gel cânım, hey cânım gibi kelimelerin usûlü tamamlamak ve terennüme bağlanmak için kullanıldığı görülür. (T. Ali Efendi-Sûz-dil Beste, Zekâî Dede- Ferahnâk Yürük Semaî, Dede Efendi-Ferahfeza Ağır Semaî ) örneklerinde olduğu gibi. 3 Doğan Aksan, Şiir Dili ve Türk Şiir Dili, Engin Yay. Ankara, 1999, s.77-78 4 Moissej Kağan, Estetik ve Sanat Dersleri, İmge Yay. Ankara,1999, s.419 5 CinuçenTanrıkorur, age. s. 29 75

Söz-Beste İlişkisinde Makam Sözlü müzik eserlerinde şiir ana kaynaktır. Şiirin ana fikri esere yön verir. Geleneksel Türk sanat mûsıkîsinde makamı da çoğu zaman bu ana fikrin belirlediği görülür. Mûsıkîmizde seslerin girişi, gelişmesi ve bitişi belirli bir düzen içindedir. Ezginin dolaşımını düzenleyen bu kurallara seyir adı verilir. Makamlara kişilik, lezzet ve kokusunu veren işte bu çok önemli, bestekârların değiştiremeyeceği seyir kurallarıdır. Geleneksel Türk sanat mûsıkîsindeki makam kavramını Bir durakla bir güçlü etrafında toplanmış seslerin genel durumu biçiminde bir Hacivat tekerlemesi gibi tanımlamak, sadece yanlışa götürür. 6 Makamlara bu dikkatle bakıldığında içerik-makam ilişkisi görülecektir. Uşşâk makamını ele alalım. Arapça âşık kelimesinin çoğul şekli âşıklar anlamına gelen bir kelime olup, Araplarda olmayan bir makamdır.folklor repertuarı dışında 1400 ün üstünde klasik eserle sayıca en başta gelen makamlarımızdandır. Söz konusu makam, beşerî ve ilahî aşkın, nağmeyle ifadesine elverişli bir diziye sahiptir. Cânâ rakîbi handân edersin, Sönmez artık yüreğimde yanan bu sonsuz âteş, Siyah ebrûlerin duruben çatma, Esîr-i zülfünüm ey yüzü mâhım, Gönlümün bir hâli var ki gam değil kasvet değil, Menekşe gözler hülyâlı, Bu akşam gün batarken gel örneklerinde olduğu gibi. En sık kullanılan bir diğer makam, Hicaz olup, gurbet, hasret ve ayrılık duygularının tebliğine elverişli ses aralıklarına sahiptir. Âteş-i sûzân-ı firkat, Nideyim sahn-ı çemen seyrini, Derdimi ummâna döktüm, Dil şâd olacak diye, Ne küstün bî-sebeb öyle, Ağlar gezerim sahili eserleri örnek verilebilir. Bir başka makam Hüseynî de de durum farklı değildir. Daha çok halk müziğinde kullanılan makam, gurbet özellikle kır hayatının ( pastoral ) ifadesinde ideal bir seyir özelliğine sahiptir. 7 Tez geçse de her sevgide bin hâtıra vardır, Kına mı yaktın eline Emine, Feryâd ediyor bir gül için, İçtim suyunu şu coşkun derenin, Kuzuları otlatırdım ben, Neden böyle yorgunsun Kızılırmak, Yağmur yağar taş üstüne örneklerinde olduğu gibi. Bundan başka mistik bir ağırbaşlılığı olan Segâh, melankolik bir lirizmi olan Hüzzam, makamların en parlak ve en renklisi hatta neredeyse bütün makamları içinde barındıracak kadar zengin, belki de makamların şahı denilebilecek çağrışımlara sahip olan Kürdili Hicazkâr gibi makamlar, bilinçli, söze hâkim bestekârlarca güftenin ana fikri ile uyumlu biçimde kullanılmıştır. Güfte makamı belirlediği gibi ezgi dağılımını da etkilemiştir. Şerif İçli nin bestelediği Süleyman Nazîf in Daussıla sına bu dikkatle bakılırsa, eserdeki melodi örgüsünün 6 7 Cinuçen Tanrıkorur, age. s.34, TRT Türk Sanat Musikisi Repertuarı Cinuçen Tanrıkorur, age. s.36, 76

uzunluğunun, kullanılış biçiminin, mesafe ifade eden yollarda kaldı, çok, kelimeleri ile uyumlu olduğu görülür. Yine sonsuzluk ve derinlik ifade eden âsuman ve umman kelimeleri de uzun melodi öbeği ile ifade edilmiştir. Yesârî Âsım Arsoy un Kürdili Hicazkâr bestesi, Ömrümce o sâf aşkını kalbimde yaşatsam örneğinde de melodi örgüsünde anlam vurgusunun dolayısı ile yoğunluğun uzatsam ve ömrümce kelimelerinde olduğu görülecektir. Güftedeki uzunluk, ezgi ile pekiştirilmiştir. Bir başka çarpıcı örnek, Şerif İçli nin Beyâtî şarkısı Bülbül-i şeydâya döndüm dehri görmez gözlerim şarkısıdır ki eserdeki en uzun melodi örgüsü sonsuz ve şeb-i yeldâ kelimelerindedir. Konu ile ilgili daha birçok örnek verilebilir. Makamın güfte ile ilişkisi bununla da bitmez. Adını alırken güftede anlam yükü bakımından en zengin olan kelimenin etkili olduğu görülür. Bir günah ettimse cânâ sûz-nâk oldum yeter-selanikli Ahmed Efendi, Sûz-nâk şarkı, Haberin var mı sabâ kâkül-i cânânımdan-hacı Ârif Bey, Sabâ şarkı, Ey bâd-ı sabâ yâr ile vuslât ne zamandır-s.z. Özbekkan, Sabâ şarkı, Sabâ eser gusün-i ter ki -M. N. Selçuk, Dağıtma ey sabâ geysû-yi yâri-zekâî Dede, Sabâ şarkı, Rast getirip fend ile saydetti hümâyı-dede Efendi, Rast şarkı, Rast geldim mürg-zâr içre o şûh-i dilkeşe-h. Osman Efendi, Rast şarkı, Rast geldi gönül sitemkâr-ı nigâre-bîmen Şen, Rast şarkı, Sûz-i dilimden yandı ciğerim-n.h. Poyraz, Sûz-dil şarkı, Peymânelere sûz-i dilin zehri bulaştı-fehmi Tokay, Sûz-dil şarkı, Verdim âteş dillere sûz-i dil-i âvâreden-a.rif at Çağatay, Sûz-dil şarkı Söz- beste ilişkisinde Geçki Geleneksel Türk sanat mûsıkîsinde geçki, makamın en temel özelliklerinden biri olup, bestekârın ustalığını sergilediği, âdeta makam içinde makam sayılan bölümdür. Bir eser içinde birden fazla geçki yapılabilir. Makam içinde yapılan geçkilere, bazen bağımsız olmakla birlikte çoğu zaman güftenin yön verdiği görülmektedir. Bu durum, özellikle Kâr formu, ( Nevâ-kâr- Itrî, Dügâh-kâr ) ve Şarkı formu ile örneklenebilir. S. Z. Özbekkan- Hicaz Divan (sûz-dil kelimesinde sûz-dil geçki), Ş.İçli-Beyâti şarkı meyanda ayrılığın derinliği, hicaz geçki ile kuvvetlendirilmiştir. âşık, sevgili ve aşk macerasının terennüm edildiği yerlerde sıklıkla klasik edebiyat mazmunu olan Sabâ ya da Uşşâk ve akrabası sayılan benzer aralık ve karakteristik sahibi Rast ve Hüseynî geçkiler görülür. 77

Söz- beste ilişkisinde Vezin/Usûl Klasik şiirin yazıldığı aruz vezinleri ile bestede kullanılan usûller arasında organik bir ilişki söz konusudur. 8 geleneksel Türk sanat mûsıkîsi, kısa ve uzun birçok ritm kombinezonunu usûl ler içinde kalıplaştırmıştır. 9 Güftenin vezninin usûlü tayinde de etkili olduğu görülür. İçli Göz-le-rin hay/rân ba-kar-mış/gör-me-yip-ıs/râ-rı-mı Devrihindî Fâ-i-lâ-tün / fâ-i-lâ-tün / fâ-i-lâ-tün / fâ-i-lün Hâşim Kaç-ma mec-bû/ run-dan ey â/ hû-yı-vah-şî/ ül-fet-et Aksak Fâ-i-lâ-tün/ fâ-i-lâ-tün/ fâ-i-lâ-tün /fâ-i-lün Hâfız Yûsuf Kal-dı-yol-lar/ da-bu-şeb-â/şı-kı-nın-dî/de-le-ri Aksak Fâ-i-lâ-tün/ fe-i-lâ-tün/ fe-i-lâ-tün /fe-i-lün Şevkî Bey Has-ta-sın zan/nım vefâ mah/zû-nu-sun Curcuna Fâ-i-lâ-tün/ fâ-i-lâ-tün/ fâ-i-lün Medenî Azîz Ey çerh-i /si-tem-ger di/l-i nâ-lâ-ne/do-kun-ma Türk Aksağı Mef-û-lü/ me-fâ-î-lü/ me-fâ-î-lü/ fe-û-lün 10 örneklerinde olduğu gibi. Beste formundaki sözlü eserler de gözden geçirildiğinde kullanılan büyük usûllerin güftenin vezniyle bağlantılı olduğu görülecektir. Aynı güfteyi besteleyen bestekârların aynı usûlü seçmeleri başka ne ile açıklanabilir? Nigârî nin Feryâd ki feryâdıma imdâd edecek yok şiiri, Musullu, Santuri Edhem ve Tanburi Cemil tarafından sengîn semâî usûlü ile, Hekimbaşı nın Ârâm edemem yâre nigâh eylemedikçe şiiri, İsmail Hakkı, Ebubekir ve Ezgi tarafından Sengîn semâî usûlü ile, Çamlıbel in Farkı yok bir cennet âbâdın bugün vîrâneden şiiri, Yenigün, Özkan, Tokay tarafından Ağır Aksak usûlü ile bestelenmiştir. Sonuç olarak Geleneksel Türk sanat mûsıkîsi bestekarlığında özellikle sözlü eselerde şiir, söz bestekârın müzikal bilincini ve yeteneklerini harekete geçiren, onun yaratma iradesinin çekirdeğinde yer alan bir değerdir. Sözle müziğin birleşimi, müziğe belirsizin belirli ile buluştuğu sınırda olma etkisini verir. Makalenin özeti de sayılabilecek bir sözle diyor ki Mallarme: Kendi yöntemleri 8 Abdülkadir Meragî, Câmiü l-elhân, Nuruosmani Kütüphanesi 3644, 11. bâb, 1. fasıl 9 Cinuçen Tanrıkorur, Müzik Kimliğimiz Üzerine Düşünceler, Ötüken Yay. İstanbul, 1998, s.80 10 M. Fuad Köprülü, Aruz Maddesi, İslam Ansiklopedisi, M.E.B.Yay. cilt 1. İstanbul, 1965 H.Saadettin Arel, Aruz Vezinleri ve Musiki Usûlleri, Musiki Mecmuası, Haziran, Temmuz, Eylül 78

ile ve dilden oluşturduğu kavramsal kullanıma kadar şiir müzikseldir. Müzik kesinlikle bütünde var olan ilişkilerin birliği, uyumu olarak tam ve açıkça bakırın, telin, ağacın çıkardığı basit seslerden değil ama doruk noktasına ulaşmış zihinsel sözden kaynaklanmaktadır. KAYNAKÇA Abdülkâdir Merâgî, Câmiü l- Elhân, Nûruosmanî Ktp. 3644, 11. bâb, 1. fasıl Aksan, Doğan Şiir Dili ve Türk Şiir Dili, Engin Yay. Ankara, 1999 Arel, H. Saadettin Aruz Vezinleri ve Mûsıkî Usûlleri, Mûsıkî Mec. Haziran,Temmuz,Eylül,1951 Dizdaroğlu, Hikmet Halk Şiirinde Türler, TDK Yay. Ankara, 1969 Ediboğlu, B. Süha Ünlü Türk Bestekârları, İstanbul,1962 Kagan, Moissej Estetik ve Sanat Dersleri, İmge Yay. Ankara, 1999 Kaplan, Mehmet Türk Milletinin Kültürel Değerleri, KTB Yay. Ankara 1987 Köprülü, M. Fuad Aruz Maddesi, İslam Ansiklopedisi, M.E.B.Yay. C.I, İstanbul, 1965 Kurbanov, Babek Müziğin Bazı Sanatsal- Estetik Sorunları, Aktif Yay. Erzurum, 2005 Önal, Mehmet En Uzun Asrın Hikâyesi, Akçağ Yay. Ankara, 1999 Sarısözen, Muzaffer Türk Halk Mûsıkîsi Usûlleri, Ankara, 1962 Tanrıkorur, Cinuçen Müzik Kimliğimiz Üzerine Düşünceler, Ötüken Yay. İstanbul,1998 Üngör, E. Ruhi Türk Mûsıkîsi Güfteler Ansiklopedisi I-II, İstanbul, 1981 79