ÇİLEKLERDE GÜBRELEME VE BESİN NOKSANLIKLARI

Benzer belgeler
T.C. KALKINMA BAKALIĞI

BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME

ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME

Gübreleme Zeytin ağacında gübreleme ağacın dikimi ile başlar bunu izleyen yıllarda devam eder. Zeytin ağaçlarının gereksinimi olan gübre miktarını

Magnezyum Sülfat. Magnezyum Sülfat nedir?

zeytinist

ARIKÖY TOPLU YAPI YÖNETİMİ BİTKİLER NE İSTER

ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME

8. BÖLÜM: MİNERAL TOPRAKLARDAKİ BİTKİ BESİN MADDELERİ

Yerfıstığında Gübreleme

Antepfıstığında Gübreleme

BİTKİ BESİN MADDELERİ (BBM)

ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç.Dr. Soner KAZAZ

NPK GÜBRE SERİSİ. Formüller. Formüller. Formüller

Fındık Yetiştiriciliğinde Gübreleme

Buğday ve Arpa Gübrelemesi

zeytinist

İNCİRİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN

ELMANIN GÜBRELENMESİ

Docto Serisi Topraktan ve yapraktan uygulama preparatı

MAGNEZYUM. Biotit, serpantin, hornblend ve olivin gibi ferro-mg mineralleri kolay ayrıştıklarından

Ato Serisi. Atofer TOPRAKTAN UYGULAMA PREPARATI ŞELATLI DEMİR. Demirin Bitkilerdeki Fonksiyonu. Demirin Topraktaki Yarayışlılığı

ELMANIN GÜBRELENMESİ

Yetiştirme Ortamlarında Besin Maddesi Durumunun Değerlendirilmesi

YAPRAĞI YENEN SEBZELERDE GÜBRELEME

Soya Fasulyesi Yetiştiriciliğinde Gübreleme

DOMATESİN GÜBRELENMESİ

Elma Ağaçlarında Gübreleme

Catalogue of products

BİTKİ BESLEME DERS NOTLARI

Verim Çağındaki Klasik Üzüm Bağlarında Gübreleme. 5 kg iyi yanmış ahır gübresi (veya 2 kg leonardit veya 0.5 kg hümik asit)

BİTKİ BESİN ELEMENTLERİ BİTKİ BESİN ELEMENTLERİ, TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI

AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ

DOMATESİN GÜBRELENMESİ

BACTOGEN ORGANİK GÜBRELER,

b) Bitkiye Uygulama Püskürtülerek uygulama (yaprak gübreleri, % 0,2-0,4) Tohuma bulaştırılarak (kaplama) uygulama (% 0,2)

GÜBRELEME TEKNĠĞĠ VE BAĞLARDA BĠTKĠ BESĠN MADDE EKSĠKLĠKLERĠ. Zir. Yük. Müh. Özen MERKEN BAĞLARDA GÜBRELEME. Ca K. Mg K. Zn Mn.

İKLİM VE TOPRAK ÖZELLİKLERİ

Bitkideki fonksiyonu Bitkideki miktarı

Ceviz Fidanı-Ağacı İklim ve Toprak İstekleri

ERİĞİN GÜBRELENMESİ. Verim Çağındaki Klasik Erik Bahçesinde Gübreleme. 20 kg iyi yanmış ahır gübresi (veya 4 kg leonardit veya 1 kg hümik asit),

ÇİLEĞİN GÜBRELENMESİ

zeytinist

12. SINIF KONU ANLATIMI 23 BİTKİLERDE BESLENME BİTKİLERDE TAŞIMA

BAZI KÜLTÜR BİTKİLERİNDE KLASİK GÜBRELERE İLAVETEN ÖZEL GÜBRELERİN KULLANILMASI

KAYISININ GÜBRELENMESİ

ÜRETİM AŞAMASINDA ADIM ADIM GÜBRELEME

KAPLAN86 CEVİZİ. Kaplan 86 Cevizi

organik gübre

Nasıl Kullanılır? Garanti Edilen İçerik;

CEVİZ YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME

ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ/İSTASYONLARI MÜDÜRLÜKLERİ DÖNER SERMAYE İŞLETMELERİ 2014 YILI BİRİM FİYAT LİSTESİ. 1 ph 14,00. 2 Elektriksel İletkenlik 14,00

Çiftçi Şartlarında Potasyumlu Gübrelemenin Verim ve Kaliteye Olan Etkisi

2014 YILINDA UYGULANACAK ÜCRET TARİFELERİ İÇİNDEKİLER

ANTEPFISTIĞI YETİŞTİRİCİLİĞİ. GAP TEYAP Kerem AKDOĞAN

ŞEFTALİNİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN

SOĞAN YETİŞTİRİCİLİĞİ GİRİŞ:

Team Crew. Yeni Fikirler Üstün Ürünler. FORMÜLASYONLAR ME 18 0, ME 0,5 0,5 0,5 0,5 0,5 0,5 0,5 0,5 0,5 0,5 0,4

Meyve ağaçları, sebzeler, tarla bitkileri, narenciyeler, elma, armut, şeftali, erik ve süs bitkileri.

FARK NEREDE? Aynı koşullar içinde, verim neden farklıdır? Topraklar arasında farklılıklar nelerdir ve nasıl bulunur?

Elma kış dinlenmesine ihtiyaç duyan meyve türü olup, soğuklama gereksinimi diğer meyvelere göre uzundur.

İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM: GÜBRE VE GÜBRELEMENİN TEMEL İLKELERİ GÜBRE VE GÜBRELEMENİN TANIMI...3 KAYNAKÇA...6

Nuri ARI Ziraat Yüksek Mühendisi

kalkerli-kumlu, besin maddelerince zengin, PH sı 6-8

CEVİZİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN

Mineral Maddeler (1)

Türk Tarımı nda verimi ve kaliteyi arttırmak için Yerli organik kaynaklardan üretilen Organomineral gübre Hexaferm in kullanımı

BROKKOLİ (Brassica oleracea var. italica)

Elmada Acı Benek (bitter pit)

zeytinist

2016 YILINDA UYGULANACAK ÜCRET TARİFELERİ İÇİNDEKİLER

Bölüm 8 Çayır-Mer alarda Sulama ve Gübreleme

Ferragnes Badem Çeşidi ve Özellikleri. Badem Yetişriciliği İklim ve Toprak Özellikleri

PARK-BAHÇE BİTKİLERİNDE BESLEME VE GÜBRELEME

BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ

Orijin: Asya ve Avrupa (Mısır, Yunan ve Roma medeniyetleri döneminden beri biliniyor. Yabani form: Lactuca serriola x L.

T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ EDREMİT MESLEK YÜKSEKOKULU. Zeytincilik ve Zeytin İşleme Teknolojisi Programı

SERA TASARIMI ve İKLİMLENDİRME. Cengiz TÜRKAY Ziraat Yüksek Mühendisi. Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu Erdemli-Mersin 12 Ekim 2012

- Zn 120. Çinkolu Gübre Çözeltisi. Lignosulfanate UYGULAMA ŞEKLİ VE DOZLARI

POTASYUM Toprakta Potasyum Potasyum mineralleri ve potasyum salınımı

BİTKİ BESLEME ve GÜBRELEME ZM 204 Zorunlu IV Ulusal Kredi: 3 AKTS: 4 DERSİ VEREN ÖĞRETİM ÜYESİ/ÜYELERİ

Akvaryum suyunda ph yı düşürmek ve bikarbonatları ortamdan uzaklaştırmak için filtre ortamında torf ve tampon tuzlarının kullanımı tavsiye edilir.

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

ÖNEMLİ ZARARLILARI. Spodoptera spp. (Yaprak kurtları) yumurta

Prof. Dr. Nuray Mücellâ Müftüoğlu ÇOMÜ, Ziraat Fakültesi, Toprak Bölümü Çanakkale. Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü Rize

DOĞRU VE DENGELİ GÜBRE KULLANIMI BİTKİLERE HASTALIK VE ZARARLILARA KARŞI DAYANIKLILIK KAZANDIRIR

Modern (Bodur) ve Geleneksel Meyve Yetiştiriciliği. 04 Şubat 2014 İzmir

Bitkide Fosfor. Aktif alım açısından bitki tür ve çeşitleri arasında farklılıklar vardır

Bitki besin maddeleri

POTASYUM Toprakta Potasyum

Meyva Bahçesi Tesisi

Eco new farmers. Modül 2- Toprak ve Besin Döngüsü. Bölüm 2- Bitki/Toprak sistemi

BİTKİ BESLEME ZM 204 Zorunlu IV Ulusal Kredi: 3 Bölüm: Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü

Şehrin renklerinde biz varız!

4. Hafta Bahçe bitkilerinin ekolojik istekleri: İklim ve toprak faktörleri, yer ve yöney

ELMA ARMUT - AYVA BAHÇELERİNDE GÜBRELEME

Korunga Tarımı. Kaba yem açığının giderilmesinde, maliyetlerin düşürülmesinde etkili, kıraç topraklara ekilebilmesi ile üstün bir yem bitkisi.

10. Bölüm: TOPRAK REAKSİYONU (ph)

TOPRAK OLUŞUMUNDA AŞINMA, AYRIŞMA VE BİRLEŞME OLAYLARI

FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ. Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER

Transkript:

ÇİLEKLERDE GÜBRELEME VE BESİN NOKSANLIKLARI Doç. Dr. Hüdai Yılmaz Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü 65080 Van www.uzumsu.com

Buradaki tüm bilgileri kaynak göstermek koşuluyla kullanabilir, kopya edebilir ve dağıtabilirsiniz. Şayet eklenmesi gerektiğini düşündüğünüz bilgiler varsa aşağıdaki e-posta adresine gönderin sizin adınızla eklemeyi yapalım. WWW.UZUMSU.COM Doç. Dr. Hüdai Yılmaz Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü 65080 VAN hudai@yyu.edu.tr hudaiyilmaz@yahoo.com 2007

İÇİNDEKİLER 1. Giriş... 3 2. Toprak analizi... 3 3. Yaprak analizi... 4 4. Çilek yetiştiriciliğinde gübrelemeye genel bir bakış... 6 5. Yaprak ve toprak analiz değerlerine bağlı yorumlar ve bazı tavsiyeler... 7 5.1. Azot... 8 5.2. Fosfor... 8 5.3. Potasyum... 8 5.4. Kalsiyum... 8 5.5. Magnezyum... 9 5.6. Mangan... 9 5.7. Demir... 9 5.8. Bakır... 10 5.9. Bor... 10 5.10. Çinko... 10 5.11. Molibden... 10 5.12. Kükürt... 11 6. Besin elementlerinin faydaları ve eksikliklerinde ortaya çıkan belirtiler... 11 6.1. Azot... 11 6.2. Fosfor... 13 6.3. Potasyum... 14 6.4. Kalsiyum... 16 6.5. Magnezyum... 18 6.6. Kükürt... 20 6.7. Demir... 21 6.8. Mangan... 23 6.9. Bor... 24 6.10. Molibden... 26 6.11. Klor... 27 6.12. Çinko... 28 6.13. Bakır... 30 7. Kaynaklar... 31 8. Resim Kaynakları... 33 2

1. GİRİŞ Bitki gelişiminde azot (N), fosfor (P) ve potasyum (K) majör elementler; kalsiyum (Ca). Magnezyum (Mg) ve kükürt (S) ikincil elementler ve demir (Fe), manganez (Mn), çinko (Zn), bakır (Cu), bor (B) ve molibden (Mo) mikro elementler olarak tanımlanır. Majör elementler en yüksek miktarlarda ihtiyaç duyulan elementlerdir. Azot bu elementlerin en önemlisidir. Verim ve kaliteyi etkileyen en önemli besin maddesidir. İkincil elementlere majör elementlere göre daha az miktarlarda ihtiyaç duyulur. Bu elementlerin fotosentez, hücre duvarı gelişimi ve protein üretiminde önemli rolleri vardır. Mikro elementler çok düşük miktarlarda ihtiyaç olmasına karşın, normal büyüme ve gelişme için önemlidirler. Genellikle kimyasal reaksiyonlarda katalizör olarak kullanılır. Mikro elementler çok az miktarlarda ihtiyaç duyulur, aşırı miktarlarda bitkiye alınmaları zehirlenmelere neden olur. Çileğin yüzlek köklü olması nedeniyle çok derin toprak istemez. Ancak taban suyuna karşı hassas olması nedeniyle, bu tip arazilerde drenaj kanallarının açılması ve sulama aralığının daha geniş tutulması gereği ortaya çıkar. Ağır, soğuk ve taban suyu yüksek arazilerde çilekler çoğu mikro elementi almakta güçlük çeker. Toprak ph sı 5 ile 7 arasında olması arzu edilir. Daha düşükse kireçleme ile ph arttırılabilir. Çok yüksekse, gübreleme esnasında toprağı asitlendirecek, amonyum sülfat ve üre gibi, gübrelerin kullanılması daha uygun olacaktır. Düzenli besleme; düzenli ve kaliteli ürünün alınması için zorunludur. Çilek bahçesini kurmadan önce toprak şartlarının düzenlenmesi gereği vardır. Dekara yaklaşık 3 ton yanmış ahır gübresi toprağın fiziksel ve kimyasal şartlarının düzelmesinde yardımcı olacaktır. 2. TOPRAK ANALİZİ Çilek yetiştiriciliği yapılacak arazide bahçe tesisinden önce mutlaka toprak analizi yapılmalıdır. Toprak analizi ile toprağın kimyasal ve fiziksel özelliklerinin bilinmesi bitkide beslenme kaynaklı oluşabilecek zararların tahmin edilmesini sağlar. Buna bağlı olarak toprağın fiziksel ve kimyasal şartlarının düzeltilmesi sağlanabilir. Özellikle dikimden önce arazinin yanmış ahır gübresi ile kimyasal gübrelerin hangi düzeyde verileceği açıklık kazanır. Dikimden sonra özellikle toprağa gübre uygulaması oldukça güçtür. Toprak analizi için dikim yapılacak arazinin farklı noktalarından, genel ortalamayı yansıtacak şekilde örnekler alınarak karıştırılmalıdır. Bir bel küreği vasıtasıyla kürek yüksekliği kadar derinlikten (yaklaşık 20-30 cm derinlik) alınacak toprak örnekleri yeterlidir. Arazinin büyüklüğüne göre 4-8 noktadan alınan örnekler sonuçların sağlıklı olmasını sağlayacaktır. Tablo 1 de toprak analizi sonuçlarına göre çilek yetiştiriciliği için uygun sınır değerler gösterilmiştir. Tablo 1 de verilen sınır değerler çeşitlere ve çevresel şartlara göre değişebilir. Şayet yapraklarda besin eksikliğine dair bir sorun görünmüyorsa bitkinin yeteri kadar besin maddesi alabildiğine karar verilir. Sınır değerlerde organik madde, ph ve tuz veya elektrik iletkenliğine dikkat edilmelidir. PH topraktaki mevcut elementlerden bitkinin yararlanabilmesi için çok önemlidir. Daha düşük veya daha yüksek değerlerde müdahale edilmelidir. Çilek bitkisinin tuza karşı çok hassas olması nedeniyle toprağın tuz durumu veya elektrik iletkenliği önemlidir. Sınır değerlerden yüksek tuz koşulları varsa bu değerlerin düşürülmesi gerekir. Bu tip topraklar bol salma su ile tuz seviyeleri düşürülmelidir. Yüksek tuz seviyesi olan topraklarda bitkiler sağlıklı gelişemez. Topraktaki organik madde miktarı yaklaşık azot miktarını vermesi açısından önemlidir. 3

Değerler daha düşük çıkıyorsa toprağa yanmış ahır gübresi, kanatlı gübresi veya kimyasal gübreler verilmelidir. Bu şekilde azot düzeyi arttırılmalıdır. Aşırı organik madde bitkilerde yanmalara sebebiyet vereceği ve bitkinin gelişmesini engelleyeceği unutulmamalıdır. Tablo 1. Çilek arazisinde toprak analizlerinde beklenen sınır değerler ph 5-7 Elektrik iletkenliği (EC) >2 mmhos/cm Suda çözünebilir tuz <960 ppm Organik madde % 2-3 Fosfor 20-45 kg/da Potasyum 30-36 kg/da Magnezyum 10-40 kg/da Bor 0.15-0.22 kg/da Çinko 1.0-1.3 kg/da Kalsiyum 100-300 kg/da Demir 3-5 kg/da 3. YAPRAK ANALİZİ Yaprak analizi, bitki besin düzeylerini izlemek için mükemmel yoldur. Oldukça faydalı sonuçlar yaprak analiziyle elde edilebilir. Toprak testleri, topraktaki belli besin maddelerinin miktarını gösterirken, yaprak analizleri; bize topraktaki bu besinlerden ne kadarını bitkinin aldığını söyler. Şayet bir bitkinin beslenme sorunları olduğundan şüpheleniliyorsa hem yaprak analizi hem de toprak analizi yaparak oldukça önemli sonuçlara ulaşılabilir. Böylece bitkinin besin maddelerini alamamasının nedeni daha kolay anlaşılır. Mevcut ve yeterli düzeyde olan besin maddesini diğer çevresel şartlar nedeniyle topraktan alamadığı ya da toprakta yeteri kadar besin maddesi olmadığı için alamadığı gibi sonuçlara ulaşılabilir. Yaprak ve toprak analizinin birlikte yapılması daha doğru bir çözüm bulmaya olanak verir. Yaprak analizi besin eksikliğinden şüphelenilen yerlerde mutlaka yapılmalıdır. Bu, dikimden sonra bitkinin daha sağlıklı gelişmesinde faydalı olacaktır. Yaprak analizi, bitki sağlığı bozulmadan veya verim kayıpları ortaya çıkmadan önce beslenme eksikliklerini belirlemede bize yardım eder. En iyi doku analizi, yaprakların veya yaprak saplarının tam yeşil oldukları safhada yapılabilir. Analiz edilecek bitki dokusu hastalıksız olmalıdır. Yaprak yanıklığı, böcek veya dolu zararından etkilenmiş yapraklar kullanılmamalıdır. Doku, uzun süre neme maruz kalmamalıdır. Yaprak gübreleri veya pestisit püskürtmelerinin sonuçları etkilemesi nedeniyle tüm bu uygulamaların kaydedilmesi gereklidir. En son olgunlaşan yaprak ve ona bağlı olarak sapı besin durumunu tanımlama da en iyi sonucu sağlar. Bu yaprak tam genişliğine ulaşmış fakat ne çok mat ne de olgunlaşmanın belirtisi olan açık yeşil parlak görünümdedir. Sapları ile birlikte 40-60 yaprak iyi bir örnek için gereklidir. Yaprak sapları bitki tacına 4

yakın bir yerden kopartılmalıdır. Yapraklar bitkiden kopartıldıktan sonra hemen kağıt kutulara konmalı ve etiketlenmelidir. ph nın yüksek oranda farklı olduğu, aşınmış kireç taşının bulunduğu küçük alanlar gibi besin eksikliğinin lokalize olduğu küçük toprak alanlarından veya şüphelenilen yerlerdeki sıra dışı durumlarda ayrıca bitki örnekleri almalı ve ayrıca analiz ettirilmelidir. Küçük bir alandaki bir sorunun tüm alanda varmış gibi görünmesi ciddi hatalara sebebiyet verir. İlk dikim yılında 15 Haziran ve 10 Temmuz tarihleri arasında yaprak Resim 1. Yaprak analizi için en son olgunlaşan yaprak, örnekleri alınabilir. sapıyla birlikte alınmalıdır. Bitkilerin gelişmeye başladıkları dönemden sonra, yaprakların tamamının oluşup geliştiği ilk dönemde, tahminen 15 Temmuz 15 Ağustos tarihleri arasında örnekler alınarak analiz ettirilmelidir. Her bir analiz için 50 60 adet yaprak alınması yeterlidir. Alınan örnekler, hemen en yakın doku analiz laboratuarına götürülerek analiz edilmeleri sağlanmalıdır. Tablo 2. Çileklerde yaprak analizi sonucu elde edilen değerlerin sınıflandırılması (çeşitli kaynaklardan derlenerek hazırlanmıştır) Elementler Eksik düzey Yeterli düzey Aşırı düzey Azot (N) % < 1,50 1,8-2,8 > 2,8 Fosfor(P) % < 0,20 0,25-0,40 > 0,40 Potasyum(K)% < 1,0 1,5-2,5 > 2,5 Kalsiyum(Ca) % < 0,6 0,7-1,7 > 2,0 Magnezyum(Mg) % < 0,25 0,30-0,45 > 0,5 Kükürt (S) % < 0,10 0,15-0,35 > 0,5 Sodyum (Na) % < 0,01 0,02-0,10 > 0,1 Klor (Cl)% < 0,1 0,1-0,5 > 0,5 Mangan(Mn) ppm < 40 50-150 > 250 Demir(Fe) ppm < 30 60-150 > 150 Çinko(Zn) ppm < 15 20-50 > 50 Bakır(Cu) ppm < 5 6-20 > 20 Bor(B) ppm < 20 25-35 > 35 Molibden (Mo) ppm < 0,5 0,5 > 0,5 5

Tablo 2 de verilen sınır değerler genel ortalamayı yansıtmaktadır. Farklı araştırıcılar, yukarıda verilen sınır değerlere yakın ama biraz farklı sınır değerler verebilmektedir. Bu değerlerin genel ortalamayı yansıttığı unutulmamalıdır. Çeşitlere ve farklı toprak tiplerine göre bu sınırlarda bir miktar sapma görülebilir. 4. ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEMEYE GENEL BİR BAKIŞ Çileklerin optimum düzeyde beslenmeleri kök çevre şartlarının uygun özellikte olmasına ve normal büyüme ve gelişmeyi sağlayacak olan elementlerin mevcudiyetine bağlıdır. Toprak ph sı uygun kök çevresinin kurulmasında anahtar faktör durumundadır. Toprak ph sı sadece kök gelişimini etkilemez, bununla birlikte çoğu besin elementlerin mevcudiyetini de etkiler. İdeal ph aralığı 6.0-6.2 dir. Ancak 5.0-7.0 aralığında çilek bitkileri normal bir gelişim sergileyebilir. Çilek yetiştiricilerinin, bitki beslemeyi düzenlemede yardımcı olmak üzere kullandıkları çok sayıda araç vardır. Gözlem ve deneyim çok önemlidir, fakat bulguları doğrulamada ihtiyaç olan veri desteğinden yoksundurlar ve bundan dolayı gübrelemede başarıya ulaşma olasılıkları düşüktür. Toprak testi, bitki analizi ve su analizi yetiştiricilere bitki besleme ve sulama suyunun kullanılabilirliği üzerine temel bilgiler sağlar. Verim, kalite ve meyve sezonunun uzunluğu ile ilgili bilgiler ve test bilgilerinin birleşimiyle, yetiştiriciler çevreyi korumayla birlikte karlarını arttıran kararları daha iyi verebilirler. Yapılacak toprak testi ile asitlik belirlenir ve en iyi ürün performansı için gerekli kirecin tahmin edilmesine imkan verir. Ca, Mg, P, Mn, Zn ve Cu ı da kapsayan besin elementlerinin mevcudiyeti de belirlenir. Bir toprak testi verilecek kararların belirlenmesinde ve toprak suyu ile hareket etmeyen elementlerin bilinmesinde en uygun yöntemdir. Bitki analizi, ürünün yaşam döngüsünde verilen bir noktadaki beslenme durumunun kimyasal değerlerini verir. Bu değerler toprak testi ile karşılaştırılır ve özellikle kumlu topraklarda suyun hareketine bağlı olarak taşınan N, K, S ve B gibi elementlerin durumunu saptamada yardımcı olur. Bitki analizindeki son bir fayda da, yaprak saplarındaki nitrat azotunun belirlenmesini sağlamasıdır. Bu araç, meyve sezonunun uzatılmasına ve verim ile kalitenin en üst düzeye çıkartılması amacıyla en uygun azot uygulama düzeyinin ortaya çıkartılmasına yardım eder. Düşük kalsiyum ve magnezyum genellikle düşük ph ya eşlik eder. Magnezyum ph ın yeterli olduğu kumlu topraklar üzerinde azalabilir, fakat bu topraklarda besin tutma kapasitesi çok sınırlıdır. Gübrelemenin aşırı yapıldığı ve/veya nemin yetersiz olduğu yerlerde suda çözülen tuz bir problem olarak ortaya çıkar. Bitki doku örneklerinde genellikle azot ve/veya potasyum düşük düzeyde elde edilir. Kalsiyum, magnezyum ve bor örneklerin çoğunda sınırlı düzeyde değerler elde edilir. Diğer temel elementlerle ilgili problemler, kireççe aşırılık, kök hastalıkları veya besin alımını etkileyen kimyasal zararlar olmadıkça nadiren ortaya çıkar. İyi bir beslenme düzeni stratejisi, dikim öncesi uygulamalarda mümkün olduğu kadar çok besin ihtiyaçlarının da ele alınmasını gerektirir. Toprak ph sı ve 6

kalsiyum doygunluğu, toprak hazırlığı ve fumigasyondan 3-4 ay öncesinden ayarlanmalıdır. Azot, fosfor, potasyum, magnezyum ve mikro elementlerin uygulanması toprak test tavsiyelerine göre yapılmalıdır ve bu iş dikim yerlerinin hazırlanması esnasında bitirilmelidir. Çok kumlu topraklarda, dekara 120 gr bor 1.7 kg kükürt uygulaması tavsiye edilir. Azot ve potasyum sonbahar gelişmesini de sağlayacak kadar yeterli miktarlarda uygulanmalıdır. Sonbahar gübrelemesi iyi bir şekilde yapılması düşünülüyorsa, ilkbaharda vejetatif gelişme başlangıcına kadar olan ihtiyaçların tamamını karşılayacak bir gübrelemenin yapılması gerekir. Çoğu yetiştiricinin gübre uygulamasında yavaş çözünen formda dikim öncesi 112 168 kg/ha azot uygulaması olmalıdır. Bu uygulama azot mevcudiyetinin azalmasına karşın verim ve kaliteyi optimize yapabilmek için sınırlandırılabilir. Üre ile kaplı sülfürden çözünen azot ve buna bağlı olarak nitrat formundaki değişim toprak sıcaklığı, nem, enzim ve mikroorganizmalara bağlıdır. Siyah plastik altında sıcaklık, sonbaharda, azotun erkenden serbest kalmasına neden olacak düzeyde artabilir. Bu durum erken dönemde çok fazla azot varlığına ve kök bölgesinde aşırı amonyum birikimine neden olabilir. Amonyum zehirlenmesinin, amonyum formunda % 50 den daha fazla azot içeren gübrelerin verildiği alanlarda ortaya çıktığı belirtilmiştir. Kök sisteminde ortaya çıkan zarar bitkinin zayıflamasına ve hastalıklara karşı hassasiyetin artmasına neden olur. Damla sulama ile yapılan plastik malçlı yetiştiricilikte ve bitki besleme ile sadece ürünün azot ihtiyacını mükemmel düzeyde karşılamakla kalmaz, bununla birlikte aşırı gübre uygulamaları sınırlanabilir. Elimizdeki bilgilerin ışığı altında, yaprak ve yaprak saplarından örnek alma işlemi ilkbaharda erken gelişme döneminden itibaren yapılmalı ve bu işleme Haziran-15 e kadar, 15 gün aralıklarla düzenli olarak devam edilmelidir. Yaprak sapındaki nitrat azotu ilk meyve toplama dönemine kadar 3000 4000 ppm düzeyine kadar yükselmiş olmalıdır ve sonra hasat sonunda 500 ppm düzeyine inecek şekilde düzenli bir şekilde azaltılmalıdır. Genel analizler ve yorumlar yapraklardan elde edilen sonuçlara göre yapılır. Nitrat azotu yaprak sapları üzerinde belirlenir ve bu sayede azotun durumu hakkında bilgi sağlanır. Genelde nitrat azotu konsantrasyonu 500 ppm in altında hiç olmamalıdır. Bu genel kuralın istisna olduğu şu durumlar hariç tutulmalıdır; Erken kış dormansisi (Kasım, Aralık) ve meyvelenme sonrası dönemler. Sonbahar döneminde nitrat azotu 1500 2000 ppm civarındadır. Erken ilkbaharda vejetatif gelişme süresince nitrat azotu ilk hasat dönemine kadar 3000 4000 ppm e kadar artmalıdır, daha sonra meyve verme döneminin sonuna doğru 500 ppm e azalır. Aşırı nitrat azotu (10.000 ppm üzeri) verimi ve kaliteyi azaltıcı etkide bulunacaktır. 5. YAPRAK VE TOPRAK ANALİZ DEĞERLERİNE BAĞLI YORUMLAR VE BAZI TAVSİYELER Yaprak örnekleri sonuçlarını aldıktan sonra Tablo 2 ye göre yorumlanabilir. Son kararı vermek için, aynı yerde yaprak analizinde olduğu gibi toprak analizi de yaptırılmalıdır. Alınan sonuçlar Tablo 2 ile mukayese edilerek yorumlanmalıdır. Buradaki değerlendirmede bitki kök sisteminin sağlıklı ve 7

toprak ph sının optimum aralıklarda olduğu varsayılmaktadır. Bahçeniz için bu varsayımlar doğru değilse bu bilgileri kullanmak sizi yanıltabilir. Örneğin, yüksek organik maddeye ilave olarak yüksek ph, toprakta yeterince çinko olsa bile çinko alımını azaltabilir. Böyle durumlarda yapraktan çinko gübrelemesi yapmak en iyi tercih olabilir. 5.1. AZOT (N) Düşük N (% 1,8 in altı): Örnekte arzu edilen seviyenin altındaki her 0.1 lik düzeye karşılık olarak azot uygulaması %10 oranında arttırılmalıdır. Bitkilerin gelişmeye başladıkları ilkbahar başında ve Ağustos ortasında uygulama yapılmalıdır. N arzu edilen düzeyde, ancak N/K oranı 1.5 den büyük: Bitkide N ve K arasındaki dengeyi düzenlemek için % 10 düzeyinde N uygulaması azaltılır. Uygulama ilkbahar başında yapılır ve Ağustos ortasında tekrarlanır. Yüksek N (N % 2.80 oranından daha yüksek): Arzu edilen seviyeyi aşan her % 0.1 lik orana karşılık % 10 düzeyinde N uygulaması azaltılmalıdır. Uygulama ilkbahar başında yapılır ve Ağustosta tekrarlanır. 5.2. FOSFOR (P) Düşük P (P % 0.25 in altında): Toprak yüzeyine herhangi bir zamanda % 45 lik süperfosfat gübresinden 22.4 kg/da olacak şekilde verilmelidir. Yüksek P (P % 0.40 ın üzerinde): Gübreleme programından fosforu çıkarmak gerekir. 5.3. POTASYUM (K) Düşük K (K %1.5 in altında): Toprağın strüktürel yapısına bağlı olarak I (kil), II, III, IV ve V (kum) şeklinde sınıflandırma yapılırsa, strüktürel yapıya uygun olarak 50.4, 56, 62.5, 100.8 veya 112 kg/da aktif potasyum hesabıyla olmak üzere potasyum gübresi verilmelidir. Şayet Mg miktarı da düşükse Potasyum Magnezyum Sülfat gübresi K kaynağı olarak kullanılabilir. Yüksek K (K % 2.5 in üzerinde): 1 yıl süresince K gübrelemesi yapılmaz. K normal sınırlar içerisinde, ancak N/K oranı 1,5 dan büyük ve K/Mg oranı 3.00 den büyük: N ve K arasındaki dengeyi düzeltmek amacıyla 37 kg aktif potasyum miktarı, uygulanan K miktarına ilave edilir. K normal sınırlar içerisinde, ancak N/K oranı 1.00 dan küçük ve K/Mg oranı 4.00 dan büyük: K ve N arasındaki dengeyi düzeltmek için, gübreleme programından potasyum çıkartılmalıdır. 5.4. KALSİYUM (Ca) Düşük Ca (Ca %0.70 in altında): ph 6.00 ın altında ise kireç uygulaması yapılır. Şayet ph 6.00 dan büyükse 112 kg/da ölçüsünde Kalsiyum Sülfat uygulaması yapılır. 8

Yüksek Ca (Ca %1.70 in üzerinde): Uygun olmayan toprak ph sının nedeni bu olabilir. Kalsiyum uygulaması kesinlikle yapılmaz. Gübreleme esnasında toprak ph sını düşüren özelliğe sahip gübreler kullanılmalıdır. 5.5. MAGNEZYUM (Mg) Düşük Mg (Mg %0.30 un altında): Dört farklı uygulama yapılabilir. 18 kg/da ölçüsüyle sonbahar sonlarında veya ilkbaharda toprak yüzeyine magnezyum sülfat uygulanabilir. Şayet potasyum da düşükse Potasyum-Magnezyum sülfat uygulanabilir. Uygulama miktarı magnezyum sülfatta olduğu gibi yine 18 kg/da ölçüsüyle yapılmalıdır. Şayet ph 5.5 in üzerindeyse toprak testi tavsiyelerine göre dolamitik kireç taşı uygulanabilir. Magnezyum sülfat (MgSO4) veya Magnezyum oksit (MgO) 2 hafta aralıklarla 3 defa olmak üzere, bitkinin gelişmeye başladığı dönemde yapraklara verilir. Uygulama dozu 375 gr MgSO4/100 L/da veya 75 gr MgO/100L/da ölçüsüyle verilebilir. Mg normal sınırlar içerisinde, ancak K/Mg oranı 5.00 dan büyük: K ve Mg arasındaki dengeyi düzeltmek amacıyla 9 kg/da aktif Mg olacak şekilde toplam Mg uygulaması arttırılır. Yüksek Mg (Mg %50 den yüksek): Mg gübrelemesinden vazgeçilmelidir. 5.6. MANGAN (Mn) Düşük Mn (Mn 50 ppm in altında): Mangan sülfat (0.5 kg/1000l/da) veya Mangan şelatı (1.5 kg/1000l/da) yaprak spreyi olarak 15 Eylül den önce uygulanır. Toprak ph sının yüksek olup olmadığı kontrol edilmeli. Toprak ph sı yüksekse, toprak ph sını düşürecek gübreler uygulanmalıdır. Yüksek Mn (Mn 200 ppm in üzerinde): Toprak ph sının düşük olduğunu, fungusit veya sulama suyu ile bulaşma olduğunu belirten bir durum olabilir. Toprak ph sını arttırmak için kireç ihtiyacını belirlemek amacıyla toprak test tavsiyeleri dikkate alınmalı. Yapraklara püskürtme uygulamaları yüzeysel olarak yüksek okuma değerleri verebilir. Bu konuda dikkatli olunmalıdır. 5.7. DEMİR (Fe) Düşük Fe (Fe 60 ppm in altında): 1 kg/1000 L/da demir sülfat veya 2 kg/1000 L/da demir şelatı 15 Eylül den önce yapraklara püskürtülebilir. Şayet demir eksikliği birkaç yıl süreyle devam ederse ve toprak ph sı arzu edilen sınırlar içerisindeyse, 2,8 kg/da demir şelatı veya 1,7 kg/da demir sülfat erken ilkbahar döneminde toprağa verilmelidir. Yüksek Fe: Şayet Fe seviyesi 500 ppm i aşarsa bitkiye toksik etkisi olabilir. Yapraktan yapılan püskürtmeler nedeniyle okumalar yüksek seviyede çıkabilir. Yaprak örnekleri alırken bu durum dikkate alınmalıdır. 9

5.8. BAKIR (Cu) Düşük Cu (Cu 7,00 ppm in altında): 15 Mayıs tan önce yaprak püskürtmesi şeklinde 1kg/1000 L/da dozunda bakır şelat uygulaması yapılabilir. Şayet düşük bakır şartı birkaç yıl sürekli devam ederse ve toprak ph sı arzu edilen sınırlar içerisindeyse 2,25 kg/da bakır sülfat geç sonbahar döneminde toprağa verilmelidir. Yüksek Cu (Cu 20.00 ppm in üzerinde): Düşük toprak ph sını veya yaprağa püskürtülen çeşitli ilaçlar ya da gübrelerin bir etkisi olabilir. Toprağa verilecek kireç miktarını belirlemek amacıyla toprak test tavsiyeleri dikkate alınmalıdır. 5.9. BOR (B) Düşük Bor (B 30 ppm in altında): Erken ilkbahar veya geç sonbahar döneminde 0,45 kg/da oranında toprağa bor solüsyonu verilir. Bunun yanı sıra erken ilkbaharda ve gelişme başlangıcından hemen sonra tekrar olmak üzere 0.4 kg/1000 L/da oranında % 20 aktif bor içeren bor solüsyonu yapraklara püskürtülebilir. Yüksek B (B 70 ppm in üzerinde): Bor kullanımı kesilmelidir. Şayet yapraklarda 100 ppm i geçerse toksidite oluşabilir. 5.10. ÇİNKO (Zn) Düşük Zn (Zn 20 ppm in altında): 0,5 kg/1000 L/da ölçüsünde çinko şelat ilk gelişme döneminden hemen sonra uygulanmalıdır. Uygulama takip eden yılın Mayıs ayının ilk günlerinde tekrarlanmalıdır. Şayet çinko eksikliği birkaç yıl üst üste devam ederse ve toprak ph sı arzu edilen sınırlar içerisindeyse sonbaharda toprağa 1,12 kg/da oranında çinko sülfat verilmelidir. Zn arzu edilen oranlarda fakat P/Zn oranı 140 dan büyükse: Fosfor ve çinko arasındaki dengeyi düzeltmek için 0,5 kg/1000 L/da oranında çinko şelatı gelişme sezonu süresince 4 kez olmak üzere yapraklara püskürtme şeklinde uygulanmalıdır. Yüksek Zn (Zn 50 ppm in üzerinde): Yapraklardaki fungusit kalıntısının bir etkisi olarak böyle yüksek değerde bir okuma sonucu ortaya çıkmış olabilir. Bu durum örnek alma esnasında dikkate alınmalıdır. Şayet seviye 300 ppm in üzerine çıkarsa toksidite oluşabilir. 5.11. MOLİBDEN (Mo) Düşük Mo (Mo 0,5 ppm in altınsa): Molibdenin bitki tarafından alınamamasının sebebi düşük seviyedeki ph olabilir. 5 den daha düşük ph molibden alımını azaltabilir. Bu tip topraklarda ph yükseltilmelidir. Hızlı sonuç almak için molibden içeren mikre element gübreler yapraktan uygulanabilir. Ayrıca topraktan amonyum molibden veya sodyum molibdat gübreleri verilebilir. Yüksek Mo (Mo 0,5 in üzerinde): Molibden aşırı düzeyde olduğu için molibden uygulaması kesinlikle yapılmamalıdır. 10

5.12. KÜKÜRT Düşük S (S %0,15 in altında): Dekara 3-4 kg olacak şekilde toprağa doğruda kükürt verilebilir. Jips kükürt kaynağı olarak ta toprağa doğrudan verilebilir. Şayet toprağa zaten amonyum sülfat veya potasyum sülfat gibi gübreler veriliyorsa kükürt vermeye gerek yoktur. Yüksek S (S %0,50 seviyesinin üzerinde): Böyle durumlarda toprağa sülfatlı gübreler (amonyum sülfat, potasyum sülfat gibi) vermekten vazgeçmelidir. 6. BESİN ELEMENTLERİNİN FAYDALARI VE EKSİKLİKLERİNDE ORTAYA ÇIKAN BELİRTİLER Diğer meyve türlerinde olduğu gibi çileklerde de düzenli ve yeterli besin maddesi alımı tatmin edici ürünün elde edilmesinde en önemli etkendir. Her besin elementinin kendine göre bir etkinliği mevcut olup eksikliğinde bir çok sorunla karşılaşılır. Her ne kadar karıştırılsalar da, besin elementlerinin eksiklikleri gözle görülebilir bazı belirtilerle kendilerini belli ederler. Bunu anlayabilmek için iyi bir gözlem ve deneyime ihtiyaç vardır. Ancak bize tam olarak sayısal değerler vermediği için bir takım uygulama eksikliklerine yol açabilir. Bunun ortadan kaldırılabilmek için gözlemlerin toprak ve yaprak analizinden elde edilecek verilerle desteklenmesi gereklidir. Ancak bu sayede doğru miktarlarda uygulama yapma imkanı ortaya çıkar. 6.1. AZOT Proteinlerin temel yapı taşı olan amino asitlerin en önemli elemanıdır. Bu açıdan oldukça önemli bir besin maddesidir. Bitki tarafından en çok alınan ve kullanılan besin maddesidir. Amino asitlerin sentezlenmesinde önemlidir. Aynı zamanda klorofil ve ATP sentezinde gerekli olan bir elementtir. Vejetatif safhada henüz büyümemiş yapraklara ve generatif safhada ise meyve tohumlara doğru taşınır. Topraktan amonyum (NH 4 + ) ve nitrat (NO 3 - ) formunda alınır. Azot eksikliği kendini daha çok yaşlı yapraklarda genel bir sararma ve solgunluk şeklinde gösterir. Yapraklar normal yeşil renge göre daha açık bir görünüme sahip olur. Mobil bir element olması nedeniyle yaşlı yapraklar azot eksikliğini hemen belli eder. Yaşlı yapraklarda ortaya çıkan sararma ve açık yeşil rengin yanı sıra çilek yapraklarında ve yaprak saplarında kırmızılaşma olarak ta kendini gösterirler. Kırmızılaşma daha çok yaprak kenarlarından itibaren içe doğru bir yayılım görünümü verirler. Hasat döneminde ise meyvelerde genel bir küçülme şeklinde ortaya çıkan azot eksikliği daha ileri düzeylerde bitkinin genelinde bir solgunluk ve küçülme şeklinde kendini gösterir. Azot eksikliğinin ileri düzeye ulaştığı durumlarda meyvenin çanak yapraklarında da kızarmalar ortaya çıkar. Aşırı derecede düşük veya yüksek ph seviyesi azot eksikliğin ortaya çıkmasına neden olur. Hafif, özellikle kumlu topraklar, organik maddece fakir topraklar azot eksikliğine yol açabilir. Aşırı susuzluk ve aşırı sulama da eksikliğe yol açabilen etmenlerdendir. Azot eksikliğine yol açan sorunu tespit etmek amacıyla toprak ve yaprak analizleri dikkatle incelenmelidir. Azot uygulamaları gelişme dönemi süresince uygulanabilir. Ancak dikim öncesinde arazi hazırlığı sırasında toprağa verilmesi daha iyi sonuçların alınmasını sağlayacaktır. Şayet toprak ph sı 7 den yüksekse, toprak ph sını düşürmek amacıyla amonyum sülfat 11

veya üre verilmesi daha doğru olur. Böyle bir durum yok ise N-P-K içeren kompoze gübreler uygulanabilir. Her 1 m lik çilek dikim sırası için 5-7 g ya da 1000 bitkiye 500-750 g hesabıyla azot uygulanabilir. Resim 2. Azot eksikliği çilek bitkisinde yaşlı yapraklarda kenardan içe doğru genel bir sararma ile kendini gösterir. Sararmanın ileri düzeyde ortaya çıktığı kısımlarda tüm kısımlar sarı renk alır. Resim 3. Sararmada olduğu gibi bazen yaprak kenarlarından içe doğru kırmızılaşma şeklinde kendini gösteren azot eksikliği ileri düzeylerde bitkinin tümünü etkileyebilir. Resim 4. Yaprak kenarlarından itibaren ortaya çıkan sararma daha sonra kırmızı renk almaya başlar. Bu azot eksikliğinin en önemli belirtileri arasındadır. Resim 5. Azot eksikliği nedeniyle yapraklarda görülen kırmızılaşma meyve çanak yapraklarında da kendini gösterebilir. Azot eksikliği meyvelerde genel bir küçülmeye yol açar. Meyveler parlak değil mat bir kırmızı renge sahip olur. Tüm bunların sonucunda meyvelerin albenisi düşer. 12

6.2. FOSFOR Azottan sonra büyük öneme sahip ikinci besin elementidir. Fosfor, besin maddelerinin temel taşı sayılabilecek bir özelliğe sahiptir. Yokluğunda fotosentezle karbonhidrat üretiminde aksamalar meydana gelir. Ayrıca amino asitler ve proteinlerin - yapısında önemli görevleri vardır. Fosfor bitki bünyesine H 2 PO 4 ve HPO -2 4 iyonları şeklinde alınır. Bu iyonların alımında toprak ph sı oldukça büyük öneme sahiptir. Düşük ph lı topraklarda H 2 PO - 4, yüksek ph lı topraklarda ise HPO -2 4 iyonu formunda daha çok alınır. Nükleik asit ve protein sentezinin oluşumunda önemli yeri olan fosfor, enerjinin hücre içersinde dönüşümü ve değişiminde etkilidir. Fosfor, aynı zamanda, hücre duvarının temel bileşenlerindendir. Karbonhidrat metabolizmasında, köklerin büyümesi ve gelişmesinde, hücrelerin çoğalmasında, meyve tutumu ve gelişmesinde etkili öneme sahiptir. Çileklerde kol oluşumu üzerinde teşvik edici özelliğe sahiptir. Fosfor eksikliği gösteren çilek bitkileri, normalden zayıf ve küçük görünümlü olup, yaprakları parlak koyu yeşil görünüme sahiptir. Yapraklarının üst kısmında hafif siyahımsı, parlak, metalik cila şeklinde görünüm oluşur. Bazı durumlarda yaprak üst kısmının kenarlarından içeriye doğru kırmızımsı bir renk oluşumu gözlenir. Yaprağın genel görünümü kirlimsidir. Yaprak alt kısımlarında kırmızıya çalan mor renk oluşumu gözlenir. Dik ve donuk görünümlü olan bu tip bitkilerde fosfor noksanlığı gösteren yapraklar Resim 6. Yaprak üst yüzeyinde koyu yeşil renk ve parlak siyah lekeler ortaya çıkar. Daha alt kısımların yüzeyi morumsu bir renk alır. Yaprağın üst yüzeyi cilalanmış gibi parlak bir görünüm kazanır. normal zamanından önce dökülürler. Meyvelerin miktarında ve kalitesinde düşüşler gözlenir. Meyve kalitesindeki düşüş, çileğin daha kolay bozulmasına ve depo ömrünün kısalmasına yol açar. 13

Resim 7. Fosfor noksanlığında bitkilerde genel bir küçülme ve yapraklardaki anormal parlaklık dikkat çekicidir. Çok asitli ve alkali topraklarda köklerin fosfor alım yeteneği düşer. Bundan dolayı aşırı alkali ve asitli toprakların ph sı normal hale getirilmelidir. Organik maddelerce fakir ve fosfor içeriği düşük topraklarda fosfor eksikliği görülebileceği gibi, fosfat tutma kapasitesi yüksek topraklarda, demir açısından zengin topraklarda ve soğuk nemli topraklarda da fosfor eksikliği gözlenebilir. Çilek bitkisindeki kök gelişiminin yeterince kuvvetli olmaması nedeniyle fosforun alınımı azalabilir. Bu sebepten kök gelişiminin yeteri kadar sağlıklı ve kuvvetli olması gereklidir. Fosfor gübrelemesi için en uygun zaman dikimden önce toprak hazırlığı sırasındaki dönemdir. Dikimden sonra naylon malç üzerinden veya yürüme yolu olarak kullanılan koridorlara fosfor uygulaması çok iyi sonuçlar vermez. İlk fosfor noksanlığı görüldüğünde her 1 m lik dikim sırası için 4-5 g fosfor, ya da her 1000 bitkiye 2.3-2.5 kg mono amonyum fosfat verilebilir. Bunun yanı sıra dikimden önce içersinde fosfor da bulunan herhangi bir kompoze gübre de verilebilir.. Resim 8. İleri düzey fosfor eksikliğinde yapraklara tam hakim olan kırmızıya çalan bir renk dönüşümü gözlenir. Resim 9. Yapraklardaki kırmızıya dönüşüm ilk olarak yaprak kenarlarından başlar ve içeriye doğru yayılarak büyür. 6.3. POTASYUM Bitkinin sağlıklı gelişebilmesi için en fazla gereksinim duyduğu besin elementleri arasındadır. Özellikle toprak ıslahında, potasyumun zenginleştirilmesi, çoğu topraklar için önemlidir. Potasyum bitki tarafından K + iyonu formunda alınabilir. Potasyumu yeterli düzeyde alabilen bitkiler su dengesini daha sağlıklı kurabilirler. Yine stomaların açılıp kapanmasında da önemli bir etkiye sahiptir. Bu sayede karbondioksit alımı etkilenir ve buna bağlı olarak fotosentez dolayısıyla nişasta ve şekerin birikimi üzerine etkili olur. Böylece meyveler daha lezzetli hale gelir. Hücre bölünmesini arttırması ve protein 14

sentezindeki işlevleri nedeniyle bitki bünyesinin sağlıklı gelişmesini temin eder. Günümüzde 40 dan fazla enzimin aktifleştirilmesinde potasyumun etkisi tespit edilmiştir. Potasyum bitki fizyolojisinde enzimlerin aktifleştirilmesi yanında koenzim nedeniylede önemli işlevlere neden olmaktadır. Potasyumu iyi düzeyde alabilen bitkiler hücre duvarlarını daha iyi yapmaları nedeniyle hastalık ve zararlılara karşı daha dirençli oldukları belirlenmiştir. Yine don zararına karşı bitkiyi daha dayanıklı kıldığı da bilinmektedir. Bitkinin yeterli düzeyde besin ve su alabilmesini sağlayan köklerin gelişimi üzerine oldukça etkili olduğu da belirlenmiştir. Potasyum eksikliği belirtileri çileklerde çeşitten çeşide ve toprak tiplerine göre farklılıklar gösterebilir. Mobil bir element olması nedeniyle ilk belirtiler genelde, yaşlı yapraklarda ortaya çıkar. Yaprak kenarlar kırmızımsı mor renk almaya başlar. Yapraklar geriye doğru hafiften kıvrılmaya yüz tutar. Yaprağın dip kısmındaki ana damar merkez olmak üzere bağlı damarlar arasında renkte bozulmalar ortaya çıkar. Bu çoğu kere aşırı koyu yeşil bir renk olup bir çam ağacı veya üçgen şekilli bir görünüme sahiptir. İleri safhalarda koyu yeşil renk kahverengine dönmeye başlar. Bu renk bozukluğu güneş yanığına benzer bir görünüme sahiptir. Yaprak sapı siyah renk alabilir ve bu renk bozukluğu yaprağın orta damarı içine doğru ve alt kenarlardan itibaren yayılır. Renk bozukluğu yeni oluşan yapraklar üzerinde de ortaya çıkabilir. Meyvelerde ise potasyum eksikliği tam meyve renginin oluşmaması ile kendini belli eder. Bazen potasyum eksikliği magnezyum eksikliği ile karıştırılabilir. Bu nedenden dolayı dikkatli olunmalıdır. Resim 10. Potasyum eksikliğindeki en önemli belirti sapın yaprakla birleştiği noktadan itibaren ana damar boyunca ilerleyen lekedir. Resim 11. Yaprağın dip kısmından başlayan leke mor ya da kahverengidir. Bu lekenin görünümü çama benzer özellik gösterir. 15

Resim 12. Bitkinin genel formu içersinde potasyum eksikliği gösteren yapraklar hafif arkaya doğru esnemiş bir görünüme sahiptir. Yapraktaki lekelerin oluşumu ise dikkat çekicidir. Potasyum açısından fakir ve kuru topraklar bu belirtilerin ortaya çıkmasında önemli bir etkendir. Kumlu ve aşırı süzek topraklar bitkinin potasyum alımında olumsuzluğa yol açarlar. Yüksek seviyede kalsiyum, magnezyum, sodyum, azot ve fosforun varlığı potasyumun alımında azaltıcı rol oynayabilirler. Toprak ph sının 6 nın altında olduğu şartlarda, özellikle killi topraklarda bitki yeteri kadar potasyum alamaz. Yine yeteri kadar kök oluşumunun gerçekleşmemesi, suya aşırı doymuş topraklar, toprak sıkışıklığı ve çeşitli kök hastalıkları potasyum alımı üzerine olumsuz etkiye sahiptir. Bitkide potasyum eksikliğinin ortaya çıkması durumunda, bitki ve toprak şartları iyice gözlemlenmeli, ayrıca yaprak ve toprak analizleri yapılarak, hangi şartların eksikliğe yol açtığı iyice bilinmelidir. Buna göre yapılacak bir uygulama ile kesin sonuçlara alınabilir. Potasyum eksikliği belirlenmişse, mümkünse, dikimden önce ya da bitkilerin meyve tuttukları dönemden önce gübreleme yapılmalıdır. Gübre olarak potasyum sülfat ya da potasyum nitrat kullanılabilir. Kumlu ve yüksek miktarda yağmur alan alanlarda toprağa verilecek potasyum miktarı yüksek tutulabilir. Potasyum eksikliğinin belirlenmesiyle beraber her 1 m lik dikim sırası için 8-10 g hesabıyla potasyum sülfat verilebilir. Her 1000 bitkiye 1.2-1.5 kg olacak şekilde hesaplayarak ta potasyum sülfat toprağa verilebilir. Gübreleme direkt toprağa verilebileceği gibi damla sulama sistemiyle de verilebilir. Damla sulama sisteminde doz birkaç kerede verilmelidir. 6.4. KALSİYUM Kurak bölge topraklarında bol, ancak yağışlı bölgelerin topraklarında ise az bulunur. Bitkiler tarafından Ca +2 iyonu formunda alınır. Kalsiyum hücre duvarlarının yapısında önemli bir yere sahiptir. Bitki tarafından yeteri kadar alındığında hücreler daha sağlıklı ve daha sert özellik göstermektedir. Bu sebeple kalsiyum açısından iyi 16

beslenemeyen bitkiler hastalık ve zararlılar açısından çok hassas hale gelebilmektedir. Kalsiyumun hücreleri sıkıştırıcı bu özelliği nedeniyle çilek meyvelerinde, hasat sonu dayanımını arttırmak amacıyla depolamadan hemen önce kalsiyum tuzları ile püskürtme yapılmaktadır. Yine yapraktan yapılan kalsiyum püskürtmesi ile çilek meyvelerinde sertlik ve suda çözünebilir kuru madde miktarında artışlar elde edilebilmektedir. Bu şekilde meyvelerin daha uzun bir süre depolanmalarına olanak sağlanmaktadır. Hücre çekirdeklerinin şekillenmesinde ve metabolizmada etkili görevleri vardır. Azot ve diğer bazı katyonların alımında da etkili olur. Özellikle gerekli miktardan fazla kalsiyum alan bitkiler azot, fosfor ve demiri yeterli düzeyde alamayabilir. Resim 13. Yeni gelişen yaprakların uç kısımlarında büzüşmelerle birlikte kurumaların oluşumu kalsiyum eksikliğinin en önemli belirtisidir. Kalsiyum eksikliğinin belirtileri çok açık bir biçimde kendini gösterir. Henüz tam olgunlaşmamış yaprakların uç bölgelerinde yanma şeklinde kendini gösterir. Yaprakların uç bölgesi kıvrık bir hal alır ve kalsiyum eksikliği giderilemezse bir süre sonra yaprağın tamamı kavrulmuş bir görünüm kazanır. Yaprakların dip kısımları sararır ve dalgalı bir görünüme sahip olur. Yaprak damarları arasında ölü bölgeler oluşur. Bitkinin gelişme noktasında kavrulmalar, büzüşmeler kendini gösterir. Kalsiyum eksikliği meyvelerde de kendini gösterir. Meyveler küçük ve cılız olur. Meyve üzerindeki akenler çok yoğun ve sıkı bir formda bulunur. Meyve yapısı sert ve asitli olur. Bitki kökleri kısa, kalın ve koyu renkte olur. Topraklarda çok nadiren kalsiyum eksikliği ortaya çıkar. Daha çok diğer etmenlerin etkisiyle kalsiyum alımındaki yetersizlikler nedeniyle ortaya çıkar. Yüksek düzeyde amonyum, potasyum ve içersinde kalsiyum olmayan magnezyum uygulamaları kalsiyum alımında azalmaya yol açar. Yine toprakta yüksek düzeyde potasyum, mangan, sodyum, alüminyum ve magnezyumun varlığı, ayrıca toprak ph sını 7 den düşük olması da mevcut kalsiyumdan yeterli düzeyde yararlanmayı engeller. Toprağın kumlu ve hafif olması kalsiyum eksikliğine yol açabilir. Toprak ve yaprak analiziyle sorunun topraktaki kalsiyum eksikliğinden mi yoksa mevcut kalsiyumu bitkinin alamamasından mı kaynaklandığı konusu iyi belirlenmelidir. Sorun toprağın fiziksel şartlarından ileri geliyorsa bunun için toprak şartları iyileştirilmelidir. Toprakta kalsiyum eksikliği varsa toprağa kalsiyumlu gübreler verilmelidir. Hızlı sonuç almak için litrede 3-6 g kalsiyum nitrat eritilerek yapraklara püskürtülebilir. 17

Resim 14. Genel bitki formunda kalsiyum eksikliğini gösteren yapraklar belirgin bir görünüme sahiptir. Resim 15. Kalsiyum eksikliği kollarda da yer yer kararmalar şeklinde kendini gösterir. Resim 16. Meyvelerin küçük, sıkı, mat ve cılız görünümlü olması da (soldaki meyve) kalsiyum eksikliğinde ortaya çıkan bir oluşumdur. 6.5. MAGNEZYUM Klorofilin bir bileşeni olması nedeniyle fotosentez için önemli bir elementtir. Enzim, protein, azot ve fosfor metabolizmasında önemli rol oynar. Bitkinin köklenmesinde ve su alımında etkili olması nedeniyle bitki gelişimi üzerinde doğrudan bir etkiye sahiptir. Magnezyum uygulaması çileklerde meyve iriliğinde artışa yol açtığı da bildirilmektedir. Mobil bir element olması nedeniyle, topraktan alınamadığı durumlarda yaşlı bölgelerden taze bölgelere taşınır. Bu nedenden dolayı eksikliği ilk önce yaşlı yapraklarda kendini gösterir. Magnezyum elementi bitkiler tarafından Mg +2 iyonu formunda alınır. 18

Resim 17. Genel bitki formunda yaşlı yaprakların kenarlarında ortaya çıkan kahverengi lekeler ve içeri doğru kıvrılma magnezyum eksikliğinin en önemli belirtisidir. Resim 18. Magnezyum eksikliğinin yaprak kenarlarında oluşturduğu lekelerin ve kıvrılmanın detay görünümü. Resim 19. Sağlıklı bir yaprağa göre magnezyum eksikliğinin en önemli belirtilerinden biri de yaprak kenarlarından içeriye doğru, damar aralarında ilerleyen lekelerdir. İlk belirtiler yaşlı yapraklarda ortaya çıkar. Yaprak kenarlarındaki dişlerin arasında, yaprak kenarları boyunca bir hat şeklinde damarların arasında küçük kırmızımsı mor lekeler olarak kendini gösterir. Lekeler yaprağın ortasına doğru damarlar arasında büyüyerek ilerler. Bir süre sonra yaprağın tamamı kırmızımsı mor bir renge bürünerek, kavrulmuş gibi bir görünüm kazanmasına yol açar. Çoğu kere potasyum noksanlığı ile karıştırılsa da lekelerin başlangıç noktası ve renklerin oluşumu farklılık gösterir. Yaprağın dip kısmı ve yaprak sapı yeşil ve şişkince kalır. Diğer kısımlar kavrulmuş bir 19

görünüm kazanır. Magnezyum noksanlığında, genelde, meyveler normal görünümlerinde olmasına karşın daha yumuşak etli ve daha açık bir renk ile kendini belli eder. Aşırı nemli, kuru ve soğuk topraklarda magnezyum alımı güçleşir. Ayrıca ph nın 7 den düşük olduğu topraklarda, aşırı amonyum azotu ile gübrelenmiş topraklarda, potasyumca zengin topraklarda ve aşırı kumlu topraklarda magnezyum sorunu kendini yapraklarda gösterir. Topraktaki aşırı bor mevcudiyeti de magnezyum alımını güçleştirir. Tüm bu nedenlerden dolayı topraktaki besin maddelerinin düzeyi belirlenerek magnezyum noksanlığına yol açan etmenin bulunması gerekir. Soruna yol açan topraktaki magnezyumun eksikliği mi yoksa diğer etkenler mi konusu iyi incelenmelidir. Toprakta magnezyum eksikliği belirlenmişse dekara 100-200 kg dolomit bir kaç ay süre ile birkaç kere verilebilir. Her 1000 bitkiye 1-5 kg (eksikliğin düzeyine göre) magnezyum sülfatın gübre olarak verilmesi de eksikliği giderme de önemli rol oynayacaktır. Acil müdahale için 100 L suda 100 gr magnezyum sülfat eritilerek yapraklardan verilebilir. Bu çok hızlı bir şekilde eksikliğin giderilmesini sağlayacaktır. Ancak bu uygulamayı yapmadan önce birkaç bitki üzerinde deneyerek toksiditeye yol açıp açmadığı kontrol edilmelidir. Bazı çeşitler bu konuda hassas olabilir. Toprak ph sı çok düşükse mutlaka yükseltilmelidir. Bunun için ph nın yükselmesini de sağlayan gübreler veya yanmış kireç uygulaması yapılmalıdır. 6.6. KÜKÜRT Amino asitlerin ve proteinlerin yapımında önemli görevleri olan bir elementtir. Fizyolojik olarak çeşitli vitaminlerin oluşumunda önemlidir. Fizyolojik görevlerinin yanı sıra, aynı zamanda, bazı proteinlerin yapı elemanı olarak ta iş görür. Kloroplastlardaki proteinlerin kükürtçe zengin olması nedeniyle eksikliğinde en açık belirti yapraklarda -2 ortaya çıkar. Bitki kökleri kükürdü SO 4 iyonu formunda alır. Kükürt SO 2 gazı formunda da bitkiler tarafından havadan alınabilir. Ancak fazlalığı ciddi zarar verir. Kloroplasttaki proteinlerde yer alması nedeniyle en önemli belirtiler yaprakta ortaya çıkar. Kloroplast miktarındaki azalışa bağlı olarak renkte yeşilden sarıya doğru bir değişim kendini gösterir. Çoğu kereler azot eksikliği ile karıştırılabilir. Cılız ve açık yeşil renge dönüşmüş yapraklar ile yaprak sapları zayıf ve kırılgan bir yapı kazanır. İlk safhalarda bitkilerde bodurlaşma oluşabilir. Mobil bir element olmadığı için ilk belirtiler genç yapraklarda ortaya çıkar. Yapraklar önce açık yeşil, sonra sarı renk ve en son kısmen kırmızı renk oluşumu ortaya çıkar. Yaşlı yapraklarda yaprakların uç kısmında kahverengimsi siyah lekeler oluşur. Toprağın aşırı asitli olması Resim 20. Bitkideki genel sararma ve bitkilerin alımını güçleştirir. Hafif ve kırılganlık kükürt eksikliğinin en belirgin kumlu topraklarda kolayca yıkanması sonucudur. nedeniyle bitki yeteri kadar kükürde erişemez. Toprağın organik maddece zayıf ve havalanması iyi olmayan ağır topraklarda da kükürt eksikliği görülebilir. Topraktaki 20

eksikliği gidermek amacıyla kükürt içeren gübreler verilmelidir. Amonyum sülfat, potasyum sülfat gibi gübrelerin yanı sıra doğrudan kükürt de uygulanabilir. Dekara 3 4 kg kükürt uygulaması yeterli olur. Kükürt kaynağı olarak jips de kullanılabilir. Resim 21. Yaşlı yaprakların uç bölgelerinde siyaha dönen kahverengi görünüm kükürt eksikliğini azot eksikliğinden ayıran en önemli belirtidir. 6.7. DEMİR Demir klorofil yapısında yer almamasına karşın klorofil oluşumunda oynadığı rol nedeniyle eksikliğinde ilk belirtiler yapraklarda ortaya çıkar. Pek çok biyokimyasal tepkimelerde görev alan enzimler demir ile aktive edilir. Protein sentezinde önemli bir role sahiptir. Elektron transferinin, yani enerji transferinde, görev alması nedeniyle birçok fizyolojik olay için çok önemli bir elementtir. Topraktan köklerle Fe +2 iyonu formunda alınır. Mobil bir element olmaması nedeniyle en genç yapraklardan itibaren belirtiler görülür. Renk ilk başta sarımsı yeşil renkte, sonra limon sarısı ve en son sarımsı beyaz renk olarak gelişir. Yapraktaki damarlar yeşil ancak damarların arasındaki bölgede renk değişimleri görülür. Bu renk değişimi çok belirgindir. En genç yapraklarda renk tamamen, damarlar da dahil olmak üzere, beyaz bir görünüm kazanabilir. Genelde, yaşlı yapraklar koyu yeşil özelliklerini kaybetmez. Demir noksanlığının belirtileri, üreas, uracil, dichlobenil, paraquat, fluazifopbutyl gibi herbisidlerin uygulnaması durumunda da ortaya çıkabilir. Virüs hastalıkları ve bazı böceklerin olumsuz etkileri de benzeri bir görünüm yaratabilir. Aşırı toprak nemi özellikle hassas olan çeşitlerde demir alımına engel olur. Soğuk nemli ilkbahar ile sıcak, kurak yaz da da benzeri sonuçlar ortaya çıkabilir. Mevcut sözü edilen şartlar topraktaki demirden yararlanmayı engellemesi nedeniyle bu konuda dikkatli olunmalıdır. Toprakta yüksek ph düzeyi demir yarayışlılığını azaltır. Ağır, nemli ve kireçli topraklarda da bitkiler demirden yeteri kadar yararlanamaz. Toprakta aşırı bakır, mangan, çinko ve molibdenin bulunması demir alımında olumsuzluğa yol açar. Bazı çeşitlerde nitrat azotunun uygulanması bitkilerde demir eksikliğine yol açabilir. Bundan dolayı amonyum 21

azotu ile gübreleme yapmak daha doğru olur. İyi bir teşhis için toprak şartlarının test edilmesi ve bunun yaprak analiz sonuçlarıyla karşılaştırılması gerekir. Sorunun kaynağı toprak ise toprak şartlarının düzeltilmesi gerekir. Aşırı nemli bir topraksa sulama aralığı açılır. Sorun bu şekilde çözülmüyorsa drenaj kanalları açarak topraktaki fazla suyun taşınması sağlanmalıdır. Toprak ph sı yüksek se mutlaka gübrelemede toprak ph sını düşürecek gübrelerle (amonyum sülfat gibi) gübreleme yapılmalıdır. Demir eksikliği belirtileri gösteren çilek arazisinde her dikim sırasının her metresi için 1-2 g demir sülfat ya da 1000 bitkiye 150-300 g demir şelat ile gübreleme yapılmalıdır. Resim 22. Taze yapraklarda damarların yeşil Bunlar damla sulama sistemi ile de ancak damar aralarının sarararak beyaz renge verilebilir. Yapraktan gübreleme doğru değişimi demir eksikliğinin en belirgin sonucudur. yapılmak isteniyorsa 100 l lik tanklara 10-20 g demir sülfat eritilerek hazırlanan çözeltiden yapraklara püskürtülerek uygulanır. Yaprak uygulamasından çok hızlı sonuç alınabilir. Yaprak uygulaması sırasında bitkilerde zehirlenme görülürse uygulama miktarı düşürülmelidir. Resim 23. Demir eksikliğinde yaşlı yapraklar yeşil formunu korur ancak taze yapraklar belirgin bir renk değişimi geçirir. Resim 24. Demir eksikliği meyvelerde tam renk oluşumunu engeller. Meyvelerde genel bir beyaz renk hakimiyeti vardır. 22

6.8. MANGAN Bitkiler manganı topraktan Mn +2 iyonu formunda alırlar. Bitkilerde birçok enzimin çalışmasında önemli rol oynar. Yaklaşık 35 enzimin etkinleştirilmesinde görevi olduğu belirlenmiştir. Azotun indirgenmesi, karbonhidrat ve protein sentezi için çok önemli bir elementtir. Bu yüzden, eksikliğinde, en önemli belirtiler yapraklarda kendini gösterir. Bitkilerde suyun düzenini sağladığı gibi dona karşı mukavemetini de arttırır. Mobil bir element olmadığı için ilk belirtiler genç yapraklarda kendini gösterir. Yapraklarda sarı bölgeler oluşur. Bu bölgelerin kenarları yeşil renkle çevrilidir. Sararma yaprak aralarında ortaya çıkar. Önceleri küçük olan lekeler genişler ve damarların daha belirgin görülmesini sağlar. Ana damarlar koyu yeşil olarak görülür. Damarlar arasında küçük noktacıklar halinde sarı noktalar oluşur. Bu küçük sarı noktalar daha sonra daha da gelişerek ve birleşerek büyük lekelere dönüşür. Çok ileri düzeyde yaprak kenarlarından içe doğru kurumalar görülür. Mangan eksikliği ilerlemiş bitkilerde genel bir cılızlaşma ve gelişmede gerilikler ortaya çıkar. Bitki köke yeteri kadar karbonhidrat ulaştıramadığı için köklerde de zayıflama görülür. Resim 25. İleri düzey mangan eksikliğinde çilek yapraklarının kenarlarından içeriye doğru kurumalar göze çarpar. Resim 26. Mangan eksikliğinin en belirgin etkisi yaprak yüzeyinde, damarlar arsında, küçük noktalar halinde sarı lekelerin oluşumudur. 23

Resim 27. Mangan eksikliğinde genç yapraklar üzerindeki çilli görünüm genel bitki formunda belirgin bir özellik kazanır. Yüksek ph lı topraklarda mangan bitkiler tarafından yeteri kadar alınamaz. Bu yüzden yüksek ph lı topraklara mutlaka asitleştirici gübrelerle gübreleme yapılmalıdır. Fakat fazla asitli topraklarda aşırı mangan alımı nedeniyle bitkilerde mangan zehirlenmesi görülebilir. Bu tip topraklarda da ph nın yükseltilmesi ile ilgili uygulamalar yapılmalıdır. Kumlu ve hafif topraklarda mangan eksikliği görülebilir. Böyle topraklarda yıkanmayı engellemek için organik maddelerce zenginleştirilmelidir. Ancak organik maddece aşırı zengin topraklarda mangan eksikliği görülebilir. Aşırı Mg, Ca ve Fe mangan alımını azaltabilir. Toprağın nemli olması manganın yarayışlılığını arttırır, ancak sürekli nemli, ağır ve soğuk topraklarda mangan alımı azalır. Bu tip topraklarda toprağın hafifletilmesi, sulamanın azaltılması ve drenaj kanallarının açılması gerekir. Toprakta mangan eksikliği belirlenmişse her bir sıra da bir metre uzunluk için 1-2 g mangan sülfat veya şelat uygulanabilir. Bunun yanı sıra 1000 bitkiye 150-300 g ölçüsüyle mangan sülfat veya şelat uygulanabilir. Şayet hızlı sonuç almak için yaprak uygulaması yapılmak isteniyorsa 100 L suda 10-20 g mangan sülfat eritilmelidir. Çiçeklenme ve meyve tutumu döneminde yaprak uygulamasından kaçınılmalıdır. Yaprak uygulamasından sonra bitkide zehirlenme belirtileri görülürse artık yaprak uygulaması yapılmamalıdır. 6.9. BOR Bor topraktan B(OH) 3 (borik asit) ve B(OH) 4 - (borat iyonları) formunda alınır. Bor bitkinin aktif gelişme noktalarında (kök ve gövde uç meristemleri) hücre bölünmesinde önemli görevleri olan bir elementtir. Karbonhidrat, fenolik bileşiklerin ve nükleik asit sentezinde rol alması nedeniyle bitki gelişimi için zorunlu elementlerdendir. Çilekte meyve tutumunun sağlıklı gelişebilmesi için gereklidir. Çiçek tozunun çimlenme yeteneği bor mineralinin varlığıyla doğrudan ilişkilidir. Yeteri kadar bor minerali alamayan bitkilerde yeterli meyve tutumu ve gelişimi sağlanamaz. Bitki için çok az düzeyde yeterli olmasına karşın belirli düzeyin altına düşmesi bitkide generatif ve vejetatif gelişme noksanlığı ortaya çıkar. 24

Resim 28. Bor eksikliğinde çiçeklerin genel görünümleri oldukça kötüdür. Zayıf ve düzensiz çiçek oluşumu ile yapraklarda genel bir küçülme ve büzüşme kendini gösterir. Resim 29. Bor eksikliği çeken çilek bitkisinde yapraklar küçülür ve sanki bir pervaneyi andıran görünüme sahip olur. Yapraktaki büzüşme nedeniyle normalden çok farklı bir görünüm oluşur. Mobil bir element olmaması nedeniyle ilk belirtiler yeni çıkan yapraklarda kendini gösterir. Yeni çıkan yaprakların uç bölgelerinde yanıklık gelişmeye başlar. Yaprak gelişmeyi sürdürdükçe büzüşmeler ve kırışmalar kendini gösterir. Bu özelliği ile kalsiyum eksikliğinin belirtisine benzer. Ancak bor eksikliğinde yaprakların uç kısmı daha düz bir görünüme sahiptir. Hâlbuki kalsiyum eksikliğinde yaprak uçları belirgin bir şekilde büzüşmüştür. Uç yanıklığının peşinden yaprak kenarlarında kahverengileşme ve sararmalar belirginleşir. Sararmalar düzensizdir. Yapraklar ve yaprak sapları gevrekleşmeye başlar. Bor eksikliğinin ileri safhalarında uç gelişimi durur ve apikal meristemde ölümler ortaya çıkmaya başlar. Bor mineralinin eksikliği sadece yapraklarda kendini ele vermez. Çiçek ve köklerde de gözlenebilir. Çiçekler küçülür ve canlı görünümlerini kaybeder. Polen tozlarının çimlenme özelliği azaldığı için oluşan meyveler istenen şekilde değil, biçimsiz, küçük ve düzensiz bir şekle sahip olur. Birincil ve ikincil kök oluşumları engellenir. Bundan dolayı köklerde yeteri kadar gelişme olmaz. Kök gelişimindeki olumsuzluk bitkinin beslenmesini de olumsuz yönde etkiler. 25

Resim 30. Bor eksikliği meyvelerde, döllenme yetersizliğine bağlı şekil bozukluğu olarak ta ortaya çıkar. Meyvelerin albenisi kaybolmuş ve küçülmüştür. Bor eksikliği phenoxy ve dicamba gibi herbisitlerin etkisine benzer sonuçlar vermesi, ayrıca kalsiyum eksikliğine benzer görünüm sergilemesi nedeniyle dikkatli olunmalıdır. Soğuk zararı ya da nemli kış veya ilkbahardan sonra ortaya çıkan aşırı sıcak ve kuru şartlar da benzeri bir görünümün oluşmasına yol açabilir. Toprak ph sındaki yükseliş borun alınmasını engeller. Borun yarayışlılığı için en iyi ph 5-7 arasıdır. Organik madde bor yarayışlılığını arttırır. Topraktaki fazla kireç ise azaltır. Kumlu ve kolay drene olan topraklarda bor noksanlığı oluşabilir. Kuru hava ve düşük nem topraktan bor alımını azaltabilir. Düzenli bir sulama bor eksikliğini giderme de önemlidir. Bitkideki bor eksikliğini gidermek amacıyla önce bitkinin geliştiği şartlar dikkatle incelenmelidir. Gelişme şartları düzeltilmelidir. PH çok yüksekse mutlaka asitliği arttıran gübrelerle gübreleme yapılmalıdır. Bitkilerde hızlı sonuç almak amacıyla yapraktan püskürtmeyle gübreleme yapılabilir. Bunun için 100 L lik suya 10-30 g bor eritilerek yapraklara püskürtülür. Toprağa dikimden önce dekara 400-600 g boraks ilave edilebilir. Borun aşırı mevcudiyeti bitkilerde zehirlenmelere yol açabilir. Bundan dolayı uygulamalarda aşırıya kaçılmamalıdır. Toprak analiziyle eksikliğin düzeyi kolaylıkla belirlenebilir. 6.10. MOLİBDEN Molibden minerali topraktan MoO 4-2 (molibdat) iyonu formunda alınır. Bitkilerde bazı enzimlerin yapıtaşında yer alır. Özellikle yaşamsal öneme sahip nitrogenaz ve nitrat reduktaz enziminde bulunması önemini arttırmaktadır. Molibdenin eksikliği azotun bitkideki etkinliğini de olumsuz yönde etkiler. Bitkiler tarafından çok az düzeyde alınır. Çileklerde molibden uygulamasıyla vitamin c ve şeker içeriğinde artışlar kaydedilmiştir. Molibden eksikliği orta ve yaşlı yapraklarda ilk olarak kendini belli eder. Çilek yaprakları kenarlarından yanmış-kavrulmuş gibi bir görünüm kazanır. Yaprak kenarları içeriye doğru kıvrılır. Genç yapraklarda düzensiz bir sararma ortaya çıkar. Molibden eksikliğinin ilerlemesiyle yapraklarda genel bir küçülme göze çarpar. Çoğu kere azot eksikliğinin belirtileri ile karıştırılabilir. Molibden eksikliğinin en belirgin özelliğinin yaprak kenarlarının içe doğru kıvrılması olduğu unutulmamalıdır. Halbuki azot eksikliğinde yaprak kenarları kahverengileşir ancak içe doğru kıvrılma olmaz. 26

Resim 31. Molibden eksikliğinin çilek yapraklarındaki en bariz etkisi yaprak uçlarından içeriye doğru hafif kurumalar eşliğindeki kıvrılmalardır. Toprak ph sındaki aşırı düşüşler (<5) molibden alımını engeller. Bu tip topraklarda kireçleme en iyi çözümdür. Bu molibdenin yarayışlılığını arttırır. Şayet toprak molibdence fakirse bu tip topraklara molibden uygulaması yerinde olur. Ayrıca çok hızlı sonuç alınmak isteniyorsa yapraklardan molibden uygulaması da yapılabilir. Bunun için molibdenli mikro element gübreleri kullanılabilir. Arazi uygulamalarında da molibdat esaslı (amonyum molibdat, sodyum molibdat gibi) gübreler uygulanabilir. 6.11. KLOR Bitki kökleri tarafından Cl - iyonu formunda alınır. Fotosentezde kullanılan bir elementtir. Ayrıca bitkinin su düzenini sağlar. Osmotik basınç üzerindeki etkisi nedeniyle bitkinin su stresine daha mukavim olmasını sağlar. Osmotik basıncı K + iyonu ile uyumlu çalışarak düzenler. Yeterli düzeyde klor alan bitkilerin su içeriğinin diğerlerine göre daha iyi düzeyde olduğu belirlenmiştir. Klor bazı enzimlerin yapısında bulunması nedeniyle fizyolojik olaylarda rol alır. Klor eksikliğinden çok klor fazlalığından dolayı ortaya çıkan belirtiler daha çok gözükür. Klor azlığında yapraklar ve yaprak sapı cılız, zayıf ve eriyormuş gibi bir görünüm ortaya çıkar. Yapraklarda sararmalar görülür. Bitki kökler küt uçlu olur ve çok fazla saçaklanır. Klor fazlalığında tuz zararına benzer bir sonuç ortaya çıkar. Yapraklar kenarlarından itibaren kurumaya ve kavrulmaya başlar. İleri safhalarda yaprağın tamamı 27

kurur. Yapraklar kopmaya eğilimli olur. Çilek bitkisi tuza ve kloride karşı çok hassas türler arasında yer alır. Bu yüzden eksikliğinden ziyade fazlalık yani toksik etkiler görülür. Çilek bitkisindeki klorid fazlalığına karşı hassasiyeti olması nedeniyle topraktaki tuzluluk konusuna çok iyi eğilmelidir. Genel olarak çilekler, verim kaybı olmadan, topraktaki 350 ppm e kadar Cl - iyonuna mukavemet gösterebilmektedir. Daha fazlası bitkilerde verim kayıplarına yol açar. Klorid eksikliği belirlenmişse toprağa sodyum klorid, potasyum klorid ve kalsiyum klorid gibi gübrelerle gübreleme Resim 32. Çilek bitkisi klor eksikliğinden çok klor fazlalığına ait belirtiler gösterir. Klor zehirlenmesinde tuz zararına benzer bir kuruma oluşur. Yapraklarda belirgin kuruma bölgeleri oluşur ve kolayca gövdeden kopar. yapılabilir. Ancak gübreleme yaparken toprakta tuz birikimi olabileceği tehlikesini mutlaka göz önünde bulundurmalıdır. 6.12. ÇİNKO Bitki kökler tarafından Zn +2 iyonu formunda alınır. Bitki tarafından çok az düzeyde ihtiyaç duyulmasına karşın oldukça önemli görevleri olan bir elementtir. Enzim aktivitesinde oynadığı rol nedeniyle protein, karbonhidrat ve oksin metabolizmalarında çok önemli bir elementtir. Protein ve oksinin öncül maddelerinden olan tryptophane nın sentezinde gerekli bir elementtir. Eksikliğinde en belirgin görüntü genç ve henüz olgunlaşmamış yaprakların kenarları boyunca yeşil bir halenin oluşumudur. Oluşum yaprak kenarlarındaki dişlerin sınırları boyunca ilerler. Ayrıca bu yaprakların ayası dar ve uzun bir görünüm sergiler. Damarlar arası sarı, damarlar ise yeşil yada kırmızı renklidir. Yaprak cılız ve zayıf bir görünüme sahiptir. Meyve sayısında düşüş göze çarpar. Bazı kereler meyve iriliği değişmez, ancak çoğu kere meyve iriliğinde de küçülmeler gözlenir. Çinko eksikliğinde indol asetik asitin yeteri kadar oluşmamamı nedeniyle büyüme ve gelişmede sorunlar ortaya çıkar. IAA tin azlığı aşırı biriken absizik asit nedeniyle polen tozlarında gelişim sorunlarına yol açar. Bundan dolayı meyvelerde küçülme göze çarpar. 28

Eksiliği topraktaki miktarında olabileceği gibi çeşitli etkenler nedeniyle yarayışlılığındaki azalışla da oluşabilir. Toprakta aşırı Cu, Fe ve Mn bulunuşu çinko alımını engelleyebilir. Toprak ph sının 7 den büyük olması da yarayışlılığı üzerinde olumsuz etkiye sahiptir. Aynı olumsuz etkiye aşırı kireçli topraklarda neden Resim 33. Soldaki yaprakta henüz başlangıç olabilir. Topraktaki fosforun fazlalığı dönemindeki çinko eksikliği görülmektedir. çinkonun eksikliğini daha belirgin hale getirebilir. Kumlu topraklarda çinko azlığı oluşabilir. Bundan dolayı bitki yeteri kadar çinkoyu alamayabilir. Aşırı nemli, soğuk ve ağır topraklarda da çinko yarayışlılığı azalır. Çinko eksikliğinin belirtilerine benzer görünümler bazı yabancı ot ilaçlarının uygulamasından sonrada ortaya çıktığı unutulmamalıdır. Yine aynı şekilde serin ve nemli ilkbahar günlerinde ve düşük toprak sıcaklığı şartlarında da çinko eksikliğine benzer bir görünüm oluşabilir. Şartlar ortadan kalktığında bitki görünümleri de normalleşir. Resim 34. Yaprak kenarlarındaki sınır boyunca gelişen yeşil bölge ve iç bölgelerdeki sararma çinko eksikliğinin belirgin bir görüntüsüdür. Resim 35. Çinko eksikliğinde damarlar koyu yeşil ya da kahve renkli olurken damarlar arasındaki bölge sarıya dönmüştür. Çinko eksikliğinin demir eksikliğinden ayıran en önemli fark ise yaprak kenarlarındaki yeşil halenin oluşumudur. Çinko eksikliği, toprakta yeteri kadar bulunmadığı için mi yoksa diğer şartlar nedeniyle bitkinin mi yeteri kadar alamadığı konusu iyi değerlendirilmelidir. Bunun için iyi bir toprak ve yaprak analizine ihtiyaç vardır. Şayet toprak şartları kötüyse bunun derhal düzeltilmesine girişilmelidir. Toprak ph sı yüksekse, toprağı asitlendirecek gübrelere öncelik verilmelidir. Toprak ağır ve nemliyse, ahır gübresi ve kum uygulamalarıyla hafifletilmelidir. Aşırı nemden kurtulmak için drenaj kanalı açılmalı ve sulama aralıkları geniş tutulmalıdır. 29