VAN/BARDAKÇI KÖYÜ NDE SERAMİK PİŞİRİMİ Atilla BATMAZ Ege Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü atibatmaz@yahoo.com ÖZET Van ın Bardakçı Köyü tarih boyunca geleneksel yöntemler ile yerel çanak çömlek üretimi gerçekleştirmiş olmasına karşın bu çömlekçilik faaliyetleri yeteri kadar araştırılmamıştır. Köyde 2013 yılında etno-arkeolojik ve deneysel arkeoloji çalışmalarının yanı sıra yok olmaya yüz tutmuş geleneksel Bardakçı seramik üretimini ayrıntılarıyla belgelemeye yönelik çalışmalar başlatılmıştır. Bu çalışmalar, kilin yerel kil yataklarından çıkartılması, işlemeye hazır hale getirilmesi, işlenmesi, kap formlarının belirlenmesi, Bardakçı Köyü ndeki kendine özgü seramik terminolojisinin kayıtlanması, pişirim süreçlerinin belgelenmesi şeklinde özetlenebilir. Bugün köyde hayatta olan eski çömlekçi ustaları olmasına karşın çeşitli sebeplerle bu gelenek devam ettirilememektedir. Köyde aktif olarak üretim gerçekleştiren tek atölye Osman Eşme ye aittir. Eşme modern alet kullanmadan seramik hamuru hazırlar, klasik, uzun bir mile monte edilmiş ayakla dönen yataklı bir çarka sahip seramik tezgâhı kullanır ve ateşi alttan verilen ve üst kısmında seramik yüklüğü bulunan yuvarlak formlu ve kemerli kerpiç fırında pişirim gerçekleştirir. Fırında kullanılacak yakacak için çok miktarda ve çeşitte yerel bitkiler kullanılmaktadır. Bu yazıda geleneksel Bardakçı çömlekçiliği hakkında genel bir çerçeve çizilmiş sonra özellikle pişirim süreçleri üzerine odaklanılmıştır. Abstract The ethno-archaeological studies in Bardakçı (Van) village began in 2013 focusing on ceramic studies. While studying the production methods of Urartian pottery, we aimed to document the ceramic ethnography of Bardakçı and to integrate this background with archaeological data. One important target of the research was to document of local pottery producing consist of raw material procurement, paste preparation, identifying forms of vessels, local terminology of pottery making, modelling process and firing. The last known potter producing Bardakçı pottery is Osman Eşme. He shapes pottery via a kick-wheel with a disc spun on a long spindle. The vessels are placed in the upper area of an arched, rounded, sectioned kiln. It has three arches, an open top, heating from below and pottery fired in a heap above. Many plants and trees are provided for the fire from the immediate vicinity. The present paper outlines the traditional Bardakçı pottery making and focuses especially on the firing processes. 1.GİRİŞ Anadolu da yaşamış kültürlere ait izler, bugüne ulaşan ve günümüz Anadolu köylerinde var olan uygulamalar ile kısmen de olsa hayattadır. Bu kültürlerin toprak altındaki kalıntılarından yola çıkarak, günümüzde yaşayan geleneklerin işlevsel çözümleri arasında bağ kurmak etno-arkeolojinin çalışma alanını oluşturur. Bu şekilde edindiğimiz bilgiler ile geçmişi anlayıp değerlendirmemiz kolaylaşır. Ne var ki teknolojik yenilikler bir taraftan gündelik yaşamı kolaylaştırırken diğer taraftan geçmiş ile olan bağları zayıflatmaktadır. Teknolojinin sağladığı olanaklar, yeni malzemelerin ortaya çıkmasına olanak tanırken önceden kullanılan ve üretilen malzemeleri çoğu kez yok etmekte veya ikinci plana atmaktadır. Bu durum pek çok sanat dalında olduğu gibi Anadolu çömlekçiliği için de geçerlidir. Anadolu çömlekçiliği gibi geçmişi anlamamızı kolaylaştıran kültürel değerleri bilimsel bir metodoloji ile belgeleyerek gün yüzüne çıkartmak, toplumumuza tanıtmak ve daha önemlisi yaşatarak gelecek kuşaklara aktarmak dünya kültürel mirası açsından da önemlidir. Bu yazıda hala geleneksel 59
yöntemler ile üretim yaparak geçmişin izlerini taşıyan Van/Bardakçı çanak çömlek üretimindeki pişirim üzerine odaklanılacaktır. Van ın Bardakçı Köyü, Van merkezden yak. 15 km kuzeyde Van Gölü nün güneybatı kıyısına konumlanmış 200 haneli bir köydür. Köyün bulunduğu yer bir zamanlar köye ait topraklar olan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Zeve kampüsünün hemen bitişiğidir. Köyde bir erkek uğraşı olan çanak çömlek yapım tarihi Osmanlı nın son dönemlerine kadar uzanmaktadır. Osmanlı döneminde Ermenilerin çanak çömlek yaparak sattıkları, Cumhuriyet döneminde ise çanak çömlek üretiminin Türkler tarafından devam ettirildiği bilinmektedir. Seramik yapımına uygun kil özelliklerine sahip zengin toprak rezervlerine; yaşam ve çanak çömlek yapımı için gerekli bol suya sahip köyde 1960 larda 45-50 hane ve 12 çömlekçi atölyesi vardı (Güner 1988: 66.). 1970 li yılların ortalarına kadar köy, geçimini büyük oranda çömlekçilik yaparak sağlamaktaydı. O yıllarda plastik endüstrisinin yaygınlaşmasıyla bu sanat terk edilmeye başlandı ve köyde seramik üretimi hemen hemen tümüyle terk edildi. Çömlekçiliğin köyde son bulmasının başka bir sebebi olarak, 1980 de Yüzüncü Yıl Üniversitesi nin zengin kil yataklarına sahip köyün arazisini satın alarak üniversiteyi oraya kurması ve çömlekçi ustalarının göç ederek seramik fabrikalarında çalışmaları olarak gösterilmektedir (Işık ve Işık 2010: 380, 382.). Günümüzde faal tek çömlekçi atölyesi babası gibi çömlekçi ustası olan Osman Eşme ye aittir. 2013 yılında başlayan köydeki çalışmalarımızın (Batmaz 2015; 2016: 17-18.) temel amacı yerel killer ve geleneksel seramik üretim yöntemleri kullanarak Urartu çanak çömleğini üretim süreçlerinin araştırılması ve uygulama denemeleri temelinde oluşturulan bir etno-arkeoloji çalışmasıydı. Ancak köyün çanak çömlek üretiminde köklü bir geçmişe sahip olduğu fark edilince bu zengin kültürel bakiyenin kayıtlanması zorunluluğu doğdu. Bu ikinci hedef de ilk hedef derecesinde önemlidir ve geleneksel seramik üretimi hakkındaki bilgileri kayıt altına alarak tümüyle kaybolmadan belgelemek ve gelecek kuşaklara aktarabilmek düşüncesine dayanır. Böylece Van çömlekçiliği hakkında detaylı veri elde etmek mümkün olacaktır. Köyde yapılan çalışmalar tümüyle Osman Eşme nin fırın ve atölyesinde gerçekleştirilmiştir. Elde edilen etnolojik veriler başta Osman Eşme olmak üzere köyde hayatta olan ustalardan, atölyelerde çalışmış şagirtlerden (çırak) ve babası, dedesi usta olan ve o dönemde çocukluğunu geçirmiş kişiler ile yapılan görüşmeler ile sağlanmıştır. Bardakçı Köyü nde iki toprak türü kullanılır. Bunlardan bir kahçin adı verilen açık yeşil renkli toprak, diğeri ise tandır toprağı adı verilen kırmızımsı kahverengi topraktır. Her iki toprağın özellikleri farklı olduğundan farklı formlarda kullanılırlar ve farklı pişirim derecelerine sahiptirler. Köyde üretilen farklı formaların göbek bardağı, kılçık, bavanik, su bavaniki sürahi, kasik, khedele gibi kendine özgü yöresel isimleri de mevcuttur. Ayrıca testi, kurutezen, çiçek saksısı, birlik, ikilik küp, yayık (tuluk ya da nehre de denmektedir), güveç gibi çanak çömlek çeşitleri mevcuttur (Fig. 1). Formların üzerinde birkaç dişli tarakla yapılan basit işaret ve bezemeler bulunmakla beraber, Bardakçı kapları astarsız, perdahsız ve sırsız olur. 60
Figür 1. Fırın ve kap formları Kil çeşitli işlemlerden geçirilerek ayakla ezilir ve elle çekilecek hale getirilir. Bu köyde vals, vakum veya pres gibi makinalar hiç kullanılmadığı gibi pişirim de, aşağıda ayrıntılı olarak açıklanacağı gibi, iki bölmeli, ateşi alttan verilen ve üst kısmında seramik yüklüğü bulunan yuvarlak formlu kerpiç fırında gerçekleştirilmektedir. Kaplar klasik, uzun bir mile monte edilmiş ayakla dönen yataklı bir çarka sahip tezgâhta çekilir ve çeşitli aletler kullanılarak şekillendirilir. 2.KURUTMA Kapların kurutma işlemi kapalı alanda ve yavaş yavaş olmalıdır. Kapalı ortamda Van Gölü kıyısından alınan ince taneli kumun üzerinde kapların kendi verdiği nem ile ve çok sıcak olmayan bir ortamda ortalama 7-10 gün dinlendirilir. Yavaş yavaş nemleri alınan kapların kuruması üsten alta doğru olmaktadır. Kuruma yarıya gelince dibi kalın olduğundan çatlamaması için ters çevrilir. Kapalı alanda kuruyan kapların rutubetlerini gidermek için gölgede ve havadar bir ortamda birkaç gün daha dinlendirmek gerekmektedir (Fig. 2). Kuruyan kaplar güneş batarken veya gün doğmadan açık bir alana alınır. Bunun nedeni kapları doğrudan güneş ışığından korumaktır. Figür 2. Kurutmak üzere dama taşınan kaplar 61
Seramik fırınlamak için en uygun mevsimler yağışların olmadığı aylardır. Ancak havaların da aşırı sıcak olmaması gerekmektedir. Bu nedenle günümüz mevsim şartlarında ideal pişirme Haziran ın ortaları itibariyle başlar. Bu aynı zamanda kuru yakacak toplanabilmesi için de önemlidir. 3.FIRIN ÖZELLİKLERİ Bardakçı Köyü nde yuvarlak formlu iki bölmeli pur adı verilen fırınlar kullanılmaktadır (Fig. 3). Şuanda köydeki tek fırın Osman Eşme ye aittir. Orta büyüklükte olarak kabul edilen yuvarlak formlu fırın yak. 3 m. taban çapına sahiptir. Fırının baca çapı 1.35 m. dir. Fırın inşası için öncelikle yere çukur açılır. Yere çukur açılan alan sonradan fırının ateş yerini oluşturacaktır. 13 sıra kerpiç örüldükten sonra kemer ayakları örülmeye başlanır. Fırın alttan yukarı doğru daralarak yükselecek olan fırının toplam boyu 4 m. olacaktır. Fırının zemin kısmının geniş olmasının sebebi bu kısmın ateş yanacak kısım olmasıdır. Bu alanda ateş yanacağından yakacağın bu alanı çabucak doldurmaması gerekmektedir. Aksi takdirde istenilen ısıya ulaşmaz. Ateşe dayanıklılığın sağlanabilmesi için ateş yerinin duvar kalınlığı fırının diğer kesimlerinden fazladır. Fırının içi, bir kübün ters çevrilmiş haline benzetilebilir. Fırının ateşlik yerine hıncilek denen yerden yak. 0.50 m. yükseklikte bir seki inşa edilir. Figür 3. Fırın ve çocuklar Bu boyutta bir fırını 3 kemer üzerine inşa etmek gerekmektedir. Kemerin büküldüğü yere kadar olan kısım fırının dıştan görünen birinci kademesini oluşturmaktadır. Fırın kemerleri 1200 C kadar dayanıklıdır. Daha fazla ısıda ise zarar görür. Bazı eski fırınların etrafı yuvarlak kerpiç duvar ile çevrelenir. Bu duvar fırının ısınınca çatlamasını ve zarar görmesini önlemektedir. Fırının dışında görülen kademeler fırın duvarının kalınlığını gösterir. Bu kalınlıkta duvar ile çevrelenmez ise fırın çatlar ve içteki eğimi vermek mümkün olmaz. Isı kaybını önlemek ve kapları eşit ısıda pişirmek için fırın alttan yukarı doğru daralarak tasarlanmıştır. Fırının bu formu ısı kaybını en aza indirmek ve ısının fırın içine eşit dağılmasını sağlamaktır. 62
Figür 4. Seramik yüklüğünün ızgara tabanı, üsten görünüm Fırının iki kapısı bulunmaktadır. Fırının alt kesiminde bulunan kapı ateş kapısı olarak isimlendirilir ve fırının yanmasını sağlayan yakacaklar buradan verilir. Üstteki kapı seramikleri yüklemek için kullanılır. Seramikler tabanı ateşin düzenli bir şekilde üst kesime ulaşabilmesi için deliklerden oluşturulmuş taban üzerine yerleştirilir (Fig. 4). Bu boyutlarda bir fırın yaklaşık 400 irili ufaklı kap almaktadır. Hıncilek kısmına ise 40 kadar peynir kübü konabilir. Bu fırın türü Bardakçı Köyü nde kullanılan en eski fırın türüdür ve anıtsal olarak nitelenmektedir (Güner 1988: 66, res. 125.). 4.YERLEŞTİRME Fırına yerleştirmek için ideal olan zaman öğle saatleridir. Kapların sıcağı özümsemiş ısınmış, rutubetleri giderilmiş olmalıdır. Aynı durum fırının kendisi içinde geçerlidir. Fırın asıl yakma işlemine geçilmeden önce ısıtılarak neminin alınması ateşe alıştırılması gerekmektedir. Buna hereklemek adı verilir. Figür 5. Seramik yüklüğü ve kaplar Fırının altta bulunan ateşlik yerinin üzerine nispeten daha kalın duvarlı küp formundaki kapları onların üstünde testileri yerleştirilir. Fırının seramik yüklüğü olan üst kesimine 30-35 lt sıvı alan birlik, ikilik adı verilen küpler, iri testiler gibi (Fig. 5) büyük formlar alta gelecek şekilde yerleştirilir. Bunun nedeni üzerine diğer kapların oluşturduğu çok ağır yükün binecek olmasıdır. Bu ağırlık 7 tona kadar ulaşabilir. Kapların fırına yerleştirilmesi büyükten küçüğe doğru yükselir. Çünkü büyük kapların dip kısımları daha kalın olacağından pişmesi için daha fazla ısıya maruz kalması gerekmektedir. Isı dolaşımının düzenli olabilmesi için kapların fırına yerleştirilmeleri esnasına ateş deliklerinin kapanmamasına dikkat edilmelidir. Bu yüzden ilk (en alt) sıranın yerleştirilmesi çok önemlidir ve fırının iyi yerleştirilmesi pişme kalitesini doğrudan etkilemektedir. Seramik yüklüğünde hareket edecek yer kalmayınca en üste bacaya çıkılarak ucu kıvrık bir demir kullanılarak kapların ya kulplarından tutularak ya da ağızlarına geçirilerek üstten homojen bir biçimde fırın içine 63
yerleştirilmeye devam eder (Fig. 6). En üst kesime ince, küçük kadehler yerleştirilir. En üst kırık parçalar ile kapatılarak pişen kapları rüzgâr çatlamasını engellenir. Figür 6. Fırın yerleştirme Seramik yükleme işi bittikten sonra, üst kapı kerpiç örülerek samansız çamur ile sıvanır ve hava almaması sağlanır. Çalışmamız sırsında fırının kaç dereceye ulaştığını ölçmek için bu kapıya bir termokupl yerleştirdik. 5.YAKILACAK OT VE AĞAÇLAR Anadolu daki birçok çanak çömlek üreten köylerin aksine burada odun nadiren ve genellikle de pişirimin sonuna doğru kullanılır. Pişirim sırasında meşe dalları, yabani akasya, gül, yumuşan (Alıç) ağacı, çam dalları, köknar dalları, hocabaşı dikeni, çatakuş otu, batbat otu, deve karnı dikeni, söğüt dalları, iğde dalları, eşek yoncası, kamış, geven, it sıçırtan otu (abdest bozan), buğday samanı, ağaç yongası gibi çeşitli bitkiler kullanılmıştır. 6.PİŞİRME Fırın içinde ateşin yanması itibariyle pişirim 4-5 saat kadar devem eder (Fig. 7). İlk bir saat çok harlı olmayacak şekilde yavaş yavaş ot, saman ve diken yakılarak fırın ısısı 100-150 C ye kadar çıkartılır. Özellikle kalın duvarlı ve dipli kapların eğer nemi tam olarak gitmediyse ani ısı bu kapları kıracaktır. Bu işlemin amacı kapların tamamen nemden arınması ve yüksek ısıya alıştırılmasıdır. Daha sonra ısı, kademeli olarak yükseltilir. Fırın ısısı ortalama olarak her 20-30 dakikada 100 C artar. Fırınının ısısını almasından bir süre sonra odun kullanılır ve en fazla 2 saat kadar yakılır. Kalorisi yüksek odun tercih edilmeli ve ısıyı yavaş yavaş yükseltmelidir. Seramik pişiriminde önemli olan fırın ısısının yavaş yükselmesidir. Fırın küçük boyutlu ise iç atmosferin ısısı çabuk yükseleceğinden kapların çatlama riski fazladır. Fırın büyük olursa ısı yavaş yükseleceğinden risk ve kayıp az olur. Termokupl fırındaki en yüksek değeri 1050 C olarak gösterdi. Fırınlama işlemi yaklaşık olarak 5 saat kadar devam eder. Isı sürekli yükselen bir şekilde tutulmaya çalışılır. Yükselme işlemi durduğunda fırın ısısının düşmesine izin vermeden fırının ateş kapısı hemen kapatılır kerpiçle örülerek çamur ile sıvanır. Bu esnada içeri soğuk hava ve oksijen girmesi, kapların çatlamasına neden olacaktır. Ertesi güne kadar fırının ısısı yavaş yavaş düşer. Ertesi gün seramikler çıkartılır. Pişirim hava kararana kadar sürer ve kaplar ertesi gün fırından çıkarılır. Bazen kaplar halen sıcakken içlerine süt ya da tereyağı sürülür. Böylece fırınlama işlemi sonlanmış olur. Kırık veya çatlak olanlar 64
dikkatlice ayrılır. Özellikle sıvı kaplarında kılcal boyutta, bazen gözle görülmeyen çatlaklar olabilir. Bu nedenle tüm sıvı kaplarına sağlamlık testi yapılır. Önce taş ile vurarak çıkan sese göre kabın durumu tespit edilir sonra içlerine su doldurularak test edilir. İçlerine su doldurulan kaplarda çatlak var ise doldurur doldurmaz damla damla sızdırır. Testiler sağlamsa ancak birkaç saat sonra dış yüzeyleri nemlenir. Figür 7. Seramik pişirimi Sonuç olarak Bardakçı Köyü nde çanak çömleklerin pişirimi uzun ve yorucu bir süreçtir. Pişirim kurutma, yakacak toplama, yerleştirme ve yakma işlemleri tek bir kişinin üstesinden gelebileceği bir emek değil, bir ekip işidir. Köyün ekonomisinin çanak çömlek üretimine dayandığı yıllarda pişirim kolektif bir çalışmaya dayalı olarak gerçekleştirilmiştir. O dönemlerde köydeki fırınların ortak kullanıldığı ve bu ortak kullanımının gerek fırın sahibine gerek fırın kullanıcısına yararı olduğu bilinmektedir. Örneğin fırın sahibi kira karşılığı kullanıcının pişen kaplarından almaktadır. Fırın henüz soğumadan diğer fırın kullanıcısı kaplarını yerleştirir ve bir gün içinde bekletmektedir. Böylece ısı kaybı engellenmiş olur, kapların sıcak fırın içinde nemleri alınır. Günümüzde köyde sadece tek fırın ve tek atölye olması nedeniyle kolektif çalışmayı gerektiren bu uğraş tamamen yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştır. Bu nedenle Bardakçı nın geleneksel seramik sanatının kentin ilgili yönetim ve kültür birimlerince rasyonel bir program çerçevesinde yaşatılması, geliştirilmesi ve gelecek kuşaklara aktarılması için acil çalışma başlatması şarttır. Aksi takdirde birçok kültürel değerimiz gibi bu geleneksel üretim de yok olacak ve yalnızca anılarda yaşayacaktır. 65
KAYNAKLAR Batmaz, A., (2015) Studies on Revealing the Mystery of the Urartian Red Polished Pottery, SAA Current Research 242. http://www.saa.org/currentresearch/pdf/saa_cro_242_studies_on_revealing_the_.pdf. Batmaz, A., (2016) Van Bölgesindeki Eski Çömlekçilik Gelenekleri Işığında Kırmmızı Astarlı Parlak Urartu Çanak Çömleğinin Üretim Sürecinin Araştırılması ve Yeniden Üretim Denemeleri 2014-2015 Yılı Çalışmaları, Haberler 41: 17-18. Güner, G., (1988). Anadolu da Yaşamakta Olan İlkel Çömlekçilik, İstanbul: Ak Yayınları Kültür Serisi 16-5. Işık, C. ve Işık, N. E., (2010). Yüzüncü Yıl Üniversitesi nin Bardakçı Köyüne Etkisi, V. Uluslararası Van Gölü Havzası Sempozyumu, 9-13 Haziran 2009-Van, (ed. Oktay Belli), İstanbul, 374-382. 66