İNSANLIK İÇİN EŞİTLİK Şeyh Bahauddin Efendi nin 5 Eylül 2015 Sohbeti Allah Hu, Allah Hu, Allah Hu Allah. Allah Hu, Allah Hu, Allah Hu Allah. Allah Hu, Allah Hu, Allah Hu Allah. Allah Hu, Allah Hu, Allah Hu Allah. Allah Hu, Allah Hu, Allah Hu Allah. Allah Hu, Allah Hu, Allah Hu Allah. Allah Hu, Allah Hu, Allah Hu Allah. Allah Hu, Allah Hu, Allah Hu Allah. Allahumme salli ve sallim ala Nebi'ina Muhammed aleyhi s-selam Salaten tedumu ve tuhda ileyh Mamara leyali ve tula devam. Allahumme salli ve sellim ala Nebi'ina Muhammed aleyhi s-selam Salaten tedumu ve tuhda ileyh Mamara leyali ve tula devam. Allahumme salli ve sellim ala Nebi'ina Muhammed aleyhi s-selam Salaten tedumu ve tuhda ileyh Mamara leyali ve tula devam. MaşaAllah. MaşaAllah, MaşaAllah, MaşaAllah. MaşaAllahu kan. Cenabı Hakk'ın dostu olmak ne güzel. Cenabı Hakk'ın olduğu yerde olmak ne güzel. Mutlak Hakim olan Cenabı Hakk ile birlikte olmak ne güzel. Sanki suyun içindeymişsiniz ve bir hava baloncuğunuz varmış gibi. Ne kadar güzel. Cenabı Hakk ile birlikte olmak böyle birşey. Öbür türlü olduğunu düşünün. Suyun içindesiniz ve bir hava baloncuğunun içindeyseniz "Elhamdulillah, güvendeyim" deyin. Ama tam tersinin olduğunu düşünün, kocaman bir hava balonu içinde küçük bir su damlası olduğunu. Cenabı Hakk böyledir. Cenabı Hakk'ın yanındayken koruma altındasınızdır. Çünkü Cenabı Hakk, bize kimsenin vermediği bir fırsat verdi. Son bir kaç gün üzgündük. Medyada fotoğrafını yayınladıkları denizde boğulan küçük çocuk için bütün dünya ayağa kalktı herkes çok üzüldü herkes kalbinde bir acı hissetti. Herkes o çocuğa çok acıdı. Çocuğu olan da, torunu olan da akrabası olan da yani hakikatten Cenabı Hakk o fotoğraf ile insanlık öğretti sizin hayatınıza sahip olmak için bazı insanların nasıl kendi çocuğunu bile kurban ettiğini, başka bir ülkeye gitmek için neleri göze aldığını gösterdi. Cenabı Hakk Merhamet verdi, Onun Merhameti her yeri sarmıştır. Ama büyük resme baktığınızda kimse yerinden memnun değil. "Burası benim yerim, yurdum ama belki de başka bir yerde daha iyi bir hayatım olur. Belki başka yerde daha çok para kazanırım. Belki başka yerde daha iyi bir geleceğim olur" diyorlar. Ama kimse bilemez oraya giderken başınıza ne gelecek. Gelecek belirsizdir. Bir dakika sonra, bir saat sonra bir gün sonra ne yaşayacağınızı bilemezsiniz. Tabi bana diyeceksiniz ki: "Söylemesi kolay çünkü sizin rahatınız yerinde" Evet, doğru. Oturduğunuz yerden konuşunca, bir sürü yorum yapabilirsiniz. Sizinle hemfikirim. "Karnı tok olan biri sabaha kadar konuşabilir. Ama karnı aç olan birinin konuşacak hali bile olmaz. Yiyecek arar kendine." www.saltanat.org Page 1
Evet, doğru. Hakk. Bunu inkar edemeyiz. Ama başka şeyler de var. Fitne devrindeyiz şu an. Resul Allah (sas) "Ahir Zaman" hakkında ikaz etmişti insanları. "Fitne" günleri. Tarih sahnesinde bugün gördükleriniz ResulAllah (sas) tarafından bildirilmiş ve haber verilmişti. Ve ondan sonra, Sahabeler de haber verdiler, sonra Salihin de haber verdiler bu olacakları. Onlardan sonra da Evliyalar bildirdiler ve teyit ettiler ve biz bugünün insanları olarak bunlara tanık oluyor ve yaşıyoruz. Bu Haktır. Haktır. Şimdi ne yapabiliriz? Herkes bunu soruyor, Avrupa bile bunu soruyor. "Ne yapabiliriz? Ne yapacağız? Bundan sonra ne yapacağız?" En nihayetinde, ayağa kalktılar ve dediler ki: "Aa, ama bu insanlar Müslüman. Biz onlara bir çözüm bulamayız." La Havle ve la Kuvvete ila billah aliyyul Azim. Ya Hu. Günün sonunda hepimiz insanız. Hepimiz insanız. Eşitiz. Din ikinci sırada gelir. Şimdi insanlığa hizmet etme zamanı, o küçük çocuk gibilerine sahip çıkma zamanı. ah.. o küçük çocuk - o çocuk hakkında konuşmak çok üzücü ama o çocuğun bir dini var mıydı yok muydu? İster bir ormandan bir çocuk alın, ister New York'tan bir çocuk alın, Londra'dan bir çocuk alın, Frankfurt'tan bir çocuk alın, Arjantin'den bir çocuk alın, Rusya'dan bir çocuk alın, Filipinler'den bir çocuk alın, Malezya'dan bir çocuk alın Avustralya'dan bir çocuk alın yaşları iki, üç, dört, beş, altı hadi yedi olsun. Din hakkında ne bilecekler? Din onlar için ne ifade eder? Çok önemli bir soru bu. Bu çocukların dini var mı? Normalde eğer nüfus kağıdında Müslüman yazıldıysa dini İslamdır. Ama dinini yaşıyor mu? Dinin manasını biliyor mu? Hayır, anlamak için belli bir yaşa gelmesi gerekir. Dinin nedir? Rabbin kimdir? Peygamberin kimdir? Dinin için ne yapman gerekir? Şimdi, böyle konuşmamın nedeni insanlığı, insaniyeti ilk sıraya koymak içindir. Çünkü Cenabı Hakk kullarını yarattığı zaman onları bir varlık olarak yaratmaz. Hayır, onları kendisine kul olmaları için yaratır. Umurunda değildir. Hayat verir, sağlık verir. Mal, mülk verir. Herşeyi verir kuluna. Din ikinci sırada gelir. Bu sebeple "Biz Sufiyiz ve biz manevi insanlarız." dediğimiz zaman biz din içinde hiçbir ayrımcılık yapmıyoruz. Bizde ayrımcılık yoktur. İlk önce insanlığa bakarız. Şekliniz, görüntünüz insandır. Ama maneviyat sizi insanlık mertebesine çıkarır. İçinizdeki vahşi taraftan kurtarır sizi. Çünkü her insanın içinde vahşi bir taraf vardır. Her insanın vahşi bir tarafı vardır. Bu sebeple maneviyat çok önemlidir. Sadece bizim hayatımızda değil, Dünya hayatında da çünkü maneviyatınız olduğu zaman her şeye olumlu bakabilirsiniz ve herkesi kendinizle eşit görürsünüz. Neden? Komünizm der ki: "Tüm insanlar eşittir." İnsanlar da "Evet tabi eşittir. Eşitiz, hepimiz eşitiz" derler. Ama nasıl eşitiz? Köle olarak eşitiz. Evet eşitiz, herkes köledir. Eşit olabilir, sorun yok. Bu da bir çeşit eşitlik. İngilizce'de benzer nasıl derler bilmiyorum. Parite, evet! Eşit olmak. Oo, biz eşitiz. Oo ne kadar mutluyuz! Herkes fakir! Neden herkes zengin değil peki? Herkes zengin olmaz, hayır. www.saltanat.org Page 2
Fakir daha iyidir. Omuz omuza, birlikte daha iyi. Ya Hu, Cenabı Hakk insaniyette eşitlik istiyor. İnsani açıdan eşitlik. Bu sebeple anlatıyorum isteyen dinler, istemeyen dinlemez. Önemli değil. Burada önemli olan mesajı herkese iletebilmek. İnsaniyetin her şeyden önce geldiğini gösterebilmek. Ne olursa olsun, önce insaniyet gelir. Medeniyette en yüksek seviyeye ulaştık diyorlar. Aynı fikirde değilim. Belki lüks ve rahata kavuştuk yüksek teknolojinin nimetlerinden faydalanıyoruz ama insanlık açısından yüksek bir seviyede değiliz. En yüksek seviyede değiliz. Düşünün, eski günlerde antik çağlar kadar eskiye gitmeyin; mesela bu yüzyılın başlarını 1900'lü yılları düşünün. O yıllarda insanlar, her gün başka ayakkabı giyiyorlar mıydı mesela? Hayır. Belki de hayatları boyunca bir çift ayakkabıları oluyordu. Sizce her sabah gömlek mi değiştiriyorlardı? Veya akşam başka bir gömlek mi giyiyorlardı? Veya öğlen "Bu çok kirlendi. Değiştirmem lazım" mı diyorlardı? Aynı gömleği senelerce giyiyorlardı. Sizce her gün kebap yeme şansları var mıydı? Hiç zannetmiyorum. Çünkü bulamazlardı. Yumuşak ve taze ekmek bulabiliyorlar mıydı peki? "Bu ekmek biraz bayatlamış, dünden kalma, taze ekmek alalım" mı diyorlardı sizce? Sizce böyle bir lüksleri var mıydı? Ne dersiniz? Bin sene öncesinden bahsetmiyoruz. Daha yüz sene önce böyleydi hayat. Yüz sene, hatta belki yüz sene bile değil. Daha yakını, yetmiş sene öncesini düşünün. Daha yakın, elli sene önce de böyleydi. Ama bazı istatistikler okudum. Bazen istatistikleri okurum ben. O istatistikler gösteriyor ki her sene fazladan 10 milyon adet araba üretiliyor. Ya Hu, düşünün. Kaç adet üretim fazlası var. Talepten fazlası üretiliyor. "Olsun, biz üretelim. Fabrika çalışsın" diyorlar çünkü. Ve bu her konuda böyle. Yiyecek, giyecek, vb. Her sektörde üretim fazlası var. Bu demek oluyor ki, bugün eğer altını hesap ederseniz. Altının miktarı tarihteki en yüksek seviyededir. "Hazine bulmak için kazalım" diyor insanlar. Kazmayın, altın ve mücevherler tarihteki en yüksek seviyede. Her şeyden fazla, fazla var. Ne kadar fazla olduğunu hayal bile edemezsiniz. Ama insanlar hala diyorlar ki: "Kriz var, şu var, bu var" Subhan Allah aliyul Azim. Subhan Allah aliyul Azim. Neden? Çünkü Türkçe'de bir deyim vardır. Ayağını yorganına göre uzat. İnsanların yorganı küçük de olsa, ayağını belki de 10 metre dışarı uzatıyor. Ve bunu sadece insanlar yapmıyor. Ülkeler de aynı şeyi yapıyorlar. Sonra herşey çığrından çıkıyor. Şimdi Suriye'de iç savaş var. İstatistiki açıdan bu savaşın Suriye'ye maliyeti 180 milyar civarında. 180 milyar harcanmış silahlara, savaşa. Suriye normale dönse bile, eksi 180 milyardan başlayacaklar. Artı 180 milyar da borç almaları gerekecek ülkeyi yeniden inşa etmek için. Yani kayıp ne kadar? Kazanç ne kadar? Sadece kayıp var. www.saltanat.org Page 3
İnsanlar kaybetti, ülke kaybetti, ekonomi çöktü, tam bir dram. Subhan Allah, Cenabı Hakk. Bu yüzden, Allah bize akıl versin. Allah bize akıl versin. Cenabı Hakk size akıl versin ve bol bol hikmet versin. Akıl ve hikmet versin. Çünkü hikmet olmadan hareket ederseniz, sonucu bu olur. Bu sonuç sadece o ülkeyi değil başka ülkeleri, başka insanları da etkiliyor. Külfet olur, sıkıntı, büyük sıkıntı olur her yerde. Cenabı Hakk'ın iradesi bir şeyleri hazırlıyor. Biz bilemeyiz. Allah bilir, en doğrusunu Allah bilir. Ama bir kul olarak, biz insani bir bakış açısıyla insani açıdan düşünmeliyiz. Bu insanların içine düştükleri zor durumu anlamalıyız. Yaşadıkları zorluğu anlıyoruz, Cenabı Hakk'a dua ediyoruz artık yetmesi için, yeter, yeter. Çünkü şimdi dua etme zamanı. "Eğer kullarım Bana dua ederken samimi iseler Ya Rabbi bitir bunu derlerse, bitiririm." Ama şimdi herkes "Devrim, mevrim, ihtilal, mihtilal " diyor. Kimse düşünüp: Ya Rabbi Sana yalvarıyoruz, bu savaşı durdur" demiyor. Hayır, olmaz. Kana kan, dişe diş diyorlar. Cenabı Hakk bir tane kul arıyor şöyle diyen: "Ya Rabbi, artık yetti, biz dersimizi aldık Bize neden bu belayı verdiğini anladık. Başımıza neden geldiğini anladık". O zaman bitirir. Bu, aklıma güzel bir hikayeyi getirdi. Bir gün İstanbul'a "kara ölüm" geliyor demişler. İstanbul'a veba geliyor demişler. İstanbul'un yarısı ölmüş. Koca şehrin yarısı. Bir meczub gelmiş, ölü bedenlerin arasından yürüyormuş, cenaze namazı kılacakları anda demiş ki: "Ya Rabbi, onları doyuracak yiyeceğin yok mu? Yeter Ya Rabbi" demiş Meczub. O an kesilmiş, bitmiş. Hastalık bitmiş. Cenabı Hakk'ın böyle kulları vardır şöyle dua edecek; "Ya Rabbi, yeter, sana yalvarıyoruz yeter ve Sana yalvarıyoruz ya Rabbi bu karanlığı Suriye'den, Şam-ı Şerif'ten o ülkeden kaldır. Bu insanlar yeterince acı çektiler. Sana yalvarıyoruz Ya Rabbi yetişsin artık. Hakikatten çok acı verici, hakikatten çok acı Ya Rabbi. Ya Rabbi, bunun bitmesi için Sana yalvarıyoruz. Kim kazanmış, kim kaybetmiş umurumuzda değil. Bitmesini istiyoruz. Bizim duamız budur. Ya Rabbi duamızı duy isteriz herkesten de bu şekilde dua etmesini rica ediyorum. Deyin ki: "Ya Rabbi biz kimin kazandığına, kimin kaybettiğine bakmıyoruz. Her iki taraf da kaybediyor. Herkes kaybediyor. Biz inşaallah tekrar barış olmasını eskisinden de daha iyi olmasını istiyoruz. Çünkü mübarek topraklar, mübarek bir ülke Evliyalar ve Enbiyalarla dolu rahmetle dolu, rahmet iner Şam'a. Başlangıç Şam-ı Şerif'tedir ve Şam-ı Şerif'te son bulacaktır. Bu sebeple, istiyoruz: "Ya Rabbi, Evliyaların şerefine büyük Evliyaların hürmetine olanlara bir son ver. Yeterince acı çektiler Ya Rabbi, artık yeter. Yeterince acı çektiler. Daha fazla acı çektirme, Ya Rabbi. Ve min Allah tevfik, bi hurmet il-habib, bi hurmet il-fatiha. Amin. www.saltanat.org Page 4
Elhamdullilah. Subhanım Allah. Sultanım Allah. Nebim Muhammed, aleyhi selam. Subhanım Allah. Sultanım Allah. Nebim Muhammed, aleyhi selam. Subhanım Allah. Sultanım Allah. Nebim Muhammed, aleyhi selam. Ve salli ya Rabbi ve sellim 'ala cemi'el-enbiyai ve-l murselin ve 'ala kulli 'ecma'ina v- elhamdulillahi Rabb-il 'alemin el-fatiha. Video Link: http://saltanat.org/videopage.php?id=14365&name=2015-09-05_en_parityinhumanity_sb.mp4 www.saltanat.org Page 5