BOĞAÇ HAN ÖYKÜSÜNE ONTOLOJİK BİR YAKLAŞIM



Benzer belgeler
çadıra götürdüler. Altına kara halı serip önüne kara koyun yahnisi koydular. Bayındır Han ın emri böyledir Hanım,

Prof. Dr. Saadettin Gömeç - Boğaç Han Hikayesinin Kırgız Hakaslardaki Bir Yansıması

DİRSE HAN OĞLU BOĞAÇ HAN DESTANI NDAKİ BAZI MOTİFLER: Tabiat, At, Kırk, Ak ve Kara, Su

DEDE KORKUT KİTABI. Prof. Dr. Muharrem ERGİN HİSAR Kültür Gönüllüleri

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Prof Dr Muharrem Ergin - Dede Korkut Kitabı.

BENDEN SELAM OLSUN BOLU BEYİ'NE

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR

Dede Korkut Hikâyeleri

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

DEDE KORKUT KİTABI DEVLET KİTAPLARI MÎLLÎ EĞİTİM BASIMEVİ İSTANBUL 1969

DEDE KORKUT HİKÂYELERİNDEN HAREKETLE TÜRK KÜLTÜRÜNDE ERKEK EVLAT OLARAK OĞUL KAVRAMI

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor

OĠDĠPUS ve BOĞAÇ: Oidipal ve Pre-Oidipal. Aile Dinamikleri Mihverinde Bir Psiko-Mitolojik KarĢılaĢtırma Denemesi

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır.

Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor

( Mesnevi den 8 şirli) r H i k â y ele

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

Mehmet Ali Aktar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

ÖZGEÇMİŞ Profesör Dr. Profesör Dr.

DALGALANDIM DA DURULDUM. ÖMER FARUK DERE, YASEMİN ACAR KARA ve KURSİYERLERİ EBRU SERGİSİ

YAŞAM ÖYKÜSÜ. Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı:

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI OCAK AYI BÜLTENİ BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR. Yeni yıl (31 Aralık-1 Ocak)

BAĞLAÇ. Eş görevli sözcük ve sözcük gruplarını, anlamca ilgili cümleleri birbirine bağlayan sözcüklere "bağlaç" denir.

1 Anne çocuğuna ne öğütlüyor?

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister.

ASıL ADı KITAB-ı DEDE KORKUT ALÂ LISAN-ı TAIFE-I OĞUZAN (OĞUZLARıN DILIYLE DEDE KORKUT KITABı)

Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature

İ Ç

International Journal of Languages Education and Teaching

GÜZEL SÖZLER. (Derleyen; Veyis Susam) * Ne kadar çok olsa koyunun sürüsü, Ona yeter imiş kasabın birisi. * Alçak, ölmeden önce, birkaç kere ölür.

10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK)

Şimşon, Tanrı nın Güçlü Adamı

Şiir. Kategori: Şiir Cuma, 23 Nisan :15 tarihinde yayınlandı. Gösterim: / 7 Phoca PDF 1. SEN (1973) Senden, senden, hep senden,

BİREYSELLEŞME SÜRECİNDE DİRSE HAN OĞLU BUĞAÇ

AĢağıdaki sözcüklerle tümceler kurunuz! 6

NER TERİMİNDEN HAREKETLE TÜRK MİTOLOJİK DEĞERLERİNİN SÜNNET TÖRENLERİNE ETKİSİ THE EFFECT OF TURKISH MYTHOLOGICAL VALUES TO

SANAT, SANATÇı, SERAMİK SANATı VE BİR SERAMİK SANATÇısı. Dilek ALKAN* Evrenselolan insan ve değerlerinin, iyi bir şekilde özümsenip,

Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı'yla birlikteydi ve Söz Tanrı'ydı.

DERS BİLGİLERİ Ders Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Dersin Koordinatörü Dersi Verenler Dersin Yardımcıları Dersin Amacı

Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar.

küçük bizon kızılderili köyü

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Şimşon, Tanrı nın Güçlü Adamı

NAFAKA. Nafakasının yiyecek sınıfları ekmek veya un, tuz, yağ, sabun, odun ve her ihtiyaçta kullanılmak üzere laz

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

KANLI KOCA OĞLU KAN TURALI BOYUNUN AXEL OLRĐC ĐN EPĐK YASALARI ÇERÇEVESĐNDE ĐNCELENMESĐ Ali KARADAVUT *

Sevilen Oğul bir Köle Oluyor

DESTANLAR VE MASALLAR. Muhsine Helimoğlu Yavuz HILE İLE DILE. Masal. KÜRT MASALLARI Resimleyen: Claude Leon

Filmin Adı: Şaban Oğlu Şaban. Oyuncular: Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Adile Naşit, Şener Şen. Filmin Yönetmeni: Ertem Eğilmez. Senaryo: Sadık Şendil

Şiir Anadan Örnekler. Köyden ayrılalı nice yıl oldu Yıkıldı evimiz selinen doldu Hani bacı kardeş nerede kaldı özlüyorum ben seni güzel Alvar

Türk Hikayesi. Kategori: Türk Hikayesi Salı, 27 Nisan :40 tarihinde yayınlandı. Gösterim: 5830

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Kreş ve Gündüz Bakımevi KASIM EĞİTİM BÜLTENİ

5. Et et içinde, et fit içinde Dünya dümeni, onun içinde.

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Akıllı Kral Süleyman

SIDDIK AKBAYIR BİR İNTİHAL (Mİ YOKSA YAĞMA MI?) DAHA YAPMIŞTI Ahmet Cüneyt ISSI *

Küresel Kriz Sonrası Dünya Ekonomisinin Geleceği

Şahin, Veysel (2009), Boğaç Han Hikâyesinin Anlatı Düzlemindeki Görünümü, Prof. Dr. AHMET BURAN ARMAĞANI, Turkish Studies, Volume 4/8, s

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

Solunum Alıştırmaları Alıştırma 1

Elişa, Mucizeler Adamı

1.) Kamu Görevlileri Etik DavranıĢ Ġlkeleri ile BaĢvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik aģağıdakilerden hangisi hakkında uygulanamaz?

DEMOKRATİKLEŞME VE TOPLUMSAL DAYANIŞMA AÇILIMI

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Kral Davut (Bölüm 2)

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler.

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı

Yeni Türk Edebiyatında Kadıköy. 1. Adı Soyadı: Haluk ÖNER. 2. Doğum Tarihi: Unvanı: Yrd. Doç. Dr.

ÖĞRETĠM YILI 5.SINIF 1. SEVĠYE TESPĠT VE BURS SIRALAMA SINAVI. Sınıf :... Tarih: 09/01/ OTURUM SORU KĠTAPÇIĞI MATEMATĠK - ĠNGĠLĠZCE

Seçelim ve yerleştireli. Kutlu : Merhaba. Sophie : Kutlu :. Kutlu... e?

EKLER VE SÖZCÜĞÜN YAPISI

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi.

Mucizeleri. ÇOCUKLAR İÇİN Peygamberimizin. M. S i n a n A d a l ı. Resimleyen: Sevgi İçigen

Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı

Emine Aydın. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi

Bir sözcüğün zihinde uyandırdığı ilk anlama gerçek anlam denir. Kelimelerin sözlükteki ilk anlamıdır. Bu yüzden sözlük anlamı da denir.

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge 2-6 Yaş Kreş ve Gündüz Bakımevi

ġaġr VE YAZARLAR SÖZLÜKLERĠNDE MADDE BAġLARININ ĠÇERĠK PLANI VE CAHĠT SITKI TARANCI ÖRNEĞĠ Erdoğan BOZ ÖZET

Destanlarda Dede Korkut kerâmet sahibi biridir. Doğa üstü bir manevi güce sahiptir. Destanlarda Ģu gibi kerametleri görülmüģtür;

Nicolai Hartmann ın Yeni Ontolojisinde Varlık ve Değer İlişkisi

SU HALDEN HALE GĠRER

ÜNİTE 14 ŞEKİL BİLGİSİ-II YAPIM EKLERİ. TÜRK DİLİ Okt. Aslıhan AYTAÇ İÇİNDEKİLER HEDEFLER. Çekim Ekleri İsim Çekim Ekleri Fiil Çekim Ekleri

Örgütler bu karmaģada artık daha esnek bir hiyerarģiye sahiptir.

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

FATĠH ÜNĠVERSĠTESĠ USOBO-2011 LĠSELERARASI 3.ULUSAL SOSYAL BĠLĠMLER OLĠMPĠYATI

Atıp tutmadan, Çekip uzatmadan, Yeter artık dedirtmeden Bir masal anlatayım size:

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FELSEFEYE GİRİŞ DKB

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma

Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var)

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

HAZRET-İ ALİ DESTANI BİRİNCİ BÖLÜM

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Gülmekten Öldüren Fıkralar - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

DEDE KORKUT HĐKAYELERĐ BAĞLAMINDA DUA PRAY ON DEDE QORQUD TALES

KEREM ASLAN Her Şey Dahil

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

AŞKIN BULMACA BAROK KENT

BAġKAN: Sait AÇBA (Afyon) BAġKANVEKĠLĠ: Mehmet Altan KARAPAġAOĞLU (Bursa) SÖZCÜ : Sabahattin YILDIZ (MuĢ) O

Iğdır Sevdası. yıp olarak acı bir gerçeklik halinde karşımıza dikilmiştir.

Transkript:

The Journal of Academic Social Science Studies International Journal of Social Science Volume 5 Issue 2, p. 285-290, July 2012 BOĞAÇ HAN ÖYKÜSÜNE ONTOLOJİK BİR YAKLAŞIM AN ONTOLOGĠCAL APPROACH TO THE STORY OF BOĞAÇ HAN ArĢ. Gör. Servet ġengül MuĢ Alparslan Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Abstract Beings brought the problems with themselves from the moment of their existence. The existence areas that also they are included in, will be the solution point of the problems. Hartmann's ontological areas, express the beings and the layers that their problems take part in. A problem belonging to the objective layer is perceived as belonging to personal layer in Boğaç Han story. Social judgements take over on the basis of a perception like this. The events which in Boğac Han story will be studied in terms of ontological layers. Keywords: Ontology, Hartmann, Dede Korkut Stories, Boğaç Han. Özet Varlıklar var oldukları andan itibaren sorunları da kendileriyle beraber getirmiģlerdir. Kendilerinin de dâhil olduğu varlık alanları sorunların çözüm noktası olacaktır. Hartmann ın ontolojik alanları varlığın ve onların sorunlarının içinde yer aldığı tabakaları ifade eder. Boğaç Han öyküsünde nesnel tabakaya ait bir sorun kiģisel tabakaya aitmiģ gibi algılanır. Bunun böyle algılanıģının temelinde toplumsal yargılar ön plana çıkar. Bu makalede Boğaç Han öyküsündeki olaylar ontolojik tabakalar açısından incelenecektir. Anahtar Sözcükler: Ontoloji, Hartmann, Dede Korkut Hikâyeleri, Boğaç Han.

Boğaç Han Öyküsüne Ontolojik Bir YaklaĢım 286 Varlıkbilimini modern anlamda temellendiren Nicolai Hartmann, ideal varlık ve reel varlık alanından oluģan varlık tabakalarını dörde ayırmıģtır. Hartmann'ın ontolojisine göre, gerçek varlık ve ideal varlık olmak üzere, iki ayrı varlık alanı vardır. Gerçek varlık alanı, üç ayrı varlık tabakası ya da katmanından oluģur: inorganik tabaka, organik tabaka ve ruhlu varlıklar tabakası. (Cevizci, 2010:748) Varlığa ait tüm problemler (aporia) bu tabakalar içerisinde gerçekleģir ve çözümlenir. Sanatın var olan ı olarak algılayabileceğimiz estetik obje de sanat yapıtıdır. Estetik objenin çözümlenmeye açık ön yapı sı ve arka yapı sı vardır. Nasıl genel ontoloji varlık araģtırmasına var olan ı araģtırmakla baģlıyorsa, aynı Ģekilde sanat ontolojisi de, çıkıģ noktası olarak estetik alanındaki var olan ı alacaktır. Estetik alanında karģılaģtığımız böyle bir var olan, sanat yapıtı dediğimiz estetik objedir. (Tunalı, 2007:58) Boğaç Han öyküsündeki ana ve yardımcı olayları bu bağlamda çözümlemek öykünün varoluģunu anlamaya yardımcı olacaktır. Varlık var olduğundan beri (materia prima) meydana gelen problemler çeģitli Ģekillerde kendilerini aksettirmiģlerdir. Boğaç Han öyküsünde ilk problemin tinsel tabakaya ait bir problem olduğunu fark ediyoruz. Oğuz kültürünün ürettiği tinsel anlayıģ bir problem olarak kendini Ģahısların hayatında hissettiriyor ve çözümü için gayr-i epistemolojik yolları da beraberinde getiriyor. Hanlar hanı Bayındır Han ın verdiği ziyafette insanları kategorize etmesi tarihsel boyutta insanın ürettiği bir kültürdür. Problem kendini kültür biçiminde hissettirir (modus). Hanlar hanı Bayındır Han yılda bir kere ziyafet çekip Oğuz beylerini misafir ederdi. Gene ziyafet tertip edip attan aygır, deveden buğra, koyundan koç kestirmiģti. Bir yere ak otağı kurdurmuģtu. Kimin oğlu yok ise kara otağa kondurun, kara keçi altına döģeyin, kara koyun yahnisinden önüne getirin, yerse yesin, yemezse kalksın gitsin demiģti. Oğlu olanı ak otağa, kızı olanı kızıl otağa kondurun, oğlu kızı olmayanı Allah Taala karalamıģtır, biz de görmeyiz, belli bilsin demiģ idi. (Sepetçioğlu, 1986:28) Bu kültüre mensup insanlar problemin varlığını sorgusuz kabul etmiģlerdir ve problemi çözümlemek için bilimsel yollara baģvurmayıp (a priori) sorunun özünü kendilerinde ararlar. Dirse Han da problemi böyle algılayıp (fenomenoloji) çözüm yolunun kendinden veya hatunundan geçtiğini düģünür. Kalkıp Han Bayındır yerinden doğrulmuģ, bir yere ak otağ, bir yere kızıl otağ, bir yere kara otağı diktirmiģ, oğulluyu ak otağa, kızlıyı kızıl otağa, oğlu kızı olmayanı kara otağa kondurun, kara keçi altına döģeyin, kara koyun yahnisinden önüne getirin, yerse yesin, yemezse kalksın gitsin, kimin oğlu, kimin kızı yoksa Tanrı Taala onu karalamıģ olup biz de hoģ görmeyiz, demiģ. Ben varınca gelip karģıladılar, kara otağa kondurdular, kara keçi altıma döģediler, kara koyun yahnisinden önüme getirdiler, oğlu kızı olmayanı Tanrı Taala hoģ görmemiģtir, biz de hoģ görmeyiz belli bil dediler. Senden midir, benden midir, Tanrı Taala bize bir topaç gibi oğul vermez nedendir, dedi. (Sepetçioğlu, 1986:40) Problemin varlığından, orada bulunuģundan (dasein) ziyade, problemin Ģahıslara yansıması en büyük problemdir. Toplumun Ģahıslara yükleniģi sorunu içinden çıkılmaz bir hale sokmaktadır. Bayındır Han ın kullandığı ak otağ-kızıl otağ, kara keçi, kara koyun yahnisi gibi fenomenler organik ve inorganik tabakanın varlıkları olan somut varlıklar olsa da üzerlerinde taģıdıkları ak, kızıl, kara gibi sıfatlarla Hartmann ın Reel Varlık Alanı na müdahale edip bir yönüyle Tinsel varlık olan insanın içinden çıkamadığı problemler sebebiyle çevresine patlamasına sebep olur. Han kızı yerimden kalkayım mı Yakan ile boğazından tutayım mı

287 Kaba ökçemin altına alayım mı Kara Polat öz kılıcımı elime alayım mı Öz gövdenden baģını keseyim mi Can nasıl tatlıymıģ sana bildireyim mi Alca kanını yer yüzüne dökeyim mi Han kızı sebebi nedir söyle bana Korkunç gazap ederim Ģimdi sana (Sepetçioğlu, 1986:30) Servet ġengül Sorunun varlığını tanımlamaya çalıģan Dirse Han ın fenomenolojik betimlemesine Dirse Han ın hatunu aporetik yolla çözüm üretmeye çalıģırken belki de sorunun varlığının kendisi olmadığını ifade etmeye çalıģırken yalvarır gibi bir hal takınır. Sorun aslında kiģisel tine (individual geist) ait değildir, nesnel tine (toplumsal) aittir. Dirse Han hatunu söylemiģ, görelim ne söylemiģ: Hey Dirse Han, bana gazap etme, incinip acı sözler söyleme, yerinden kalk ala çadırını yer yüzüne diktir, attan aygır, deveden buğra, koyundan koç kes; Ġç Oğuz un DıĢ Oğuz un beylerini baģına topla, aç görsen doyur, çıplak görsen giydir, borçluyu borcundan kurtar, tepe gibi et yığ, göl gibi kımız sağdır, büyük ziyafet ver, dilek dile, olur ki bir ağzı dualının hayır duası ile Tanrı bize bir aslan yavrusu gibi çocuk verir, dedi. (Sepetçioğlu, 1986:30-31) Hartmann ın Varlıkbilimi nin sorunlarla uğraģısı üç aģamada gerçekleģir. Fenomenoloji denen ilk basamakta problemin varlığı kavranır. Aporetik denilen ikinci basamakta problemin fiziksel mi metafiziksel mi olduğu irdelenip probleme çözüm bulunur. Üçüncü basamak theoriedir (kuram) ve çözümlenen soruna son biçimi verilir. Dirse Han ın hatununun önerdiği aporetik yöntem sonuç verir ve bu kara bahtlı ailenin talihini aydınlatacak bir çocukları olur. Bir ağzı dualının hayır duası ile Allah Taala bir çocuk verdi. Karısı hamile oldu. Bir nice müddetten sonra oğlan doğurdu. (Sepetçioğlu, 1986:31) Çocuğun boğayı bile öldürebilecek derecede bir kuvvete eriģip kendisini bir suje olarak kabul ettirmesiyle birlikte tinsel tabakanın bir eylemin daha gerçekleģmesi gerekir ve çocuğa obje karģısında gösterdiği yetenek nedeniyle bir isim konulmalıdır. Bu ismi koyacak kiģinin toplumun önemsediği, değer verdiği kendisine bir nevi kutsallık atfettiği belki de aģkın varlık olabilecek birinin olması gerekir. O kiģi de Dede Korkut olarak ortaya çıkar ve toplumun kendisine atfettiği görevi yerine getirir. Dede Korkut oğlanın babasına söylemiģ, görelim Hanım ne söylemiģ: Hey Dirse Han beylik ver bu oğlana Taht ver erdemlidir Boynu uzun yürük at ver bu oğlana Biner uzun yürük at ver bu oğlana Biner olsun hünerlidir Ağıllardan on bin koyun ver bu oğlana

Boğaç Han Öyküsüne Ontolojik Bir YaklaĢım 288 ġiģlik olsun erdemlidir Katarından kızıl deve ver bu oğlana Yük taģıyıcı olsun hünerlidir Altın baģlı otağ ver bu oğlana Giyer olsun hünerlidir. Bayındır Han ın ak meydanında bu oğlan cenk etmiģtir, bir boğa öldürmüģ senin oğlun, adı Boğaç olsun, adını ben verdim yaģını Allah versin, dedi. Dirse Han oğlana beylik verdi, taht verdi. (Sepetçioğlu, 1986:32-33) Boğaç Han ın kendini tekil bir varlık olarak kabul ettirmesi geist tabakanın kötü niyetli diğer varlıklarını rahatsız eder. Kırk yiğit diye anılan bu varlıklar, Boğaç Han dan kurtulmak için çeģitli yollara baģvururlar. Boğaç Han da Tinsel tabakada kötü niyetli kırk yiğitlerin yanında iyi niyetli kırk ince kız da vardır. Kırk yiğitler Boğaç Han ı ortadan kaldırmak için babasını yoldan çıkarırlarken kırk ince kız da onu kurtarmak için Boğaç Han ın annesine yardım eder. Kırk yiğitlerle kırk ince kız somut bir varlık gibi görünmelerine rağmen önlerine eklenen sayı sıfatının diğer Türk mitlerinde kullanılması açısından soyut bir fenomen olarak karģımıza çıkar. Dirse Han ın hatunu çekildi, geri döndü. Dayanamadı, kırk ince kızı beraberine aldı, yürük ata binip oğlancığını aramaya gitti. (Sepetçioğlu, 1986:36) Boğaç Han da özgür tabakanın baģka bir formu olarak Hızır imgesi karģımıza çıkar. Hızır da tıpkı Dede Korkut gibi geist tabakanın aģkın varlığıdır ve toplumun içinden çıkamadığı aporialarda ortaya çıkıp çözüm üretir. Boğaç Han aldığı ağır darbelerden zor duruma düģmüģken Hızır, bir Hızır gibi yetiģir. Hızır, imdadına yetiģti, üç defa yarasını el ile sıvazladı: Sana bu yaradan korkma ölüm yoktur, dağ çiçeği ananın sütü ile senin yarana merhemdir dedi, kayboldu. (Sepetçioğlu, 1986:37) Deneysel bilginin olmadığı zamanlarda toplumsal kabuller bilgi olarak kabul edilirdi. Hızır da hastalığın tedavisinde dağ çiçeği ve ana sütünü ilaç olarak önerir. Onun bu aporetik yönteminin teorisi dağ çiçeği ve ana sütü sayesinde Ģifa olarak geri döner. Oğlanın anası memesini sıktı sütü gelmedi. Ġki sıktı sütü gelmedi, üçüncüde kendisini zorladı, iyice doldu, sıkı süt ile kan karıģık geldi. Dağ çiçeği ile sütü oğlanın yarasına sürdüler. (Sepetçioğlu, 1986:38) Nihayetinde Boğaç Han iyileģir. Annesi tarafından babasından gizlenir. Onun iyileģtiğini öğrenen reel varlığın kötü niyetli kırk yiğitleri bu defa da Dirse Han a zarar vermek isterler. Onu kaçırıp darp ederler. Bunu duyan Dirse Han ın hatunu Türk anasının o engin alçak gönüllülüğü ve samimi bağlılığıyla kocasını kurtarmaya çalıģır. Bu kötü hali oğluna açar. Meğer sultanım, Dirse Han ın hatunu bunu duymuģ. Oğlancığına karģı varıp söylemiģ, görelim Hanım ne söylemiģ: Görüyor musun ay oğul neler oldu. Sarp kayalar oynamadı yer oyuldu. Yurtta düģman yok iken senin babanın üstüne düģman geldi, o kırk namert, babanın yoldaģları, babanı tuttular, ak ellerini ardına bağladılar, kendileri atlı babanı yayan yürüttüler,

289 Servet ġengül alıp kanlı kâfir ellerine yöneldiler, hanım oğul kalk yerinden doğrul, kırk yiğidini beraberine al; babanı o kırk namertten kurtar, yürü oğul, baban sana kızdıysa sen babana kıyma, dedi. (Sepetçioğlu, 1986:39) Platon un metafizik âleminde yer alan her Ģeyin yaratıcısı Mutlak Varlık (ÇetiĢli, 1998:28), Boğaç Han öyküsünde de Ġslam inancının gereği olarak yer alır. Babasını kurtarmaya gelen Boğaç Han ın yakalanacağını düģünen Dirse Han, çocuğa zarar vermemeleri için kırk yiğide Tanrı nın birliğiyle seslenir. Kırk yoldaģım aman Tanrı nın birliğine yoktur güman. Benim elimi çözün, kolca kopuzumu elime verin. O yiğidi döndüreyim, ister beni öldürün ister diriltin, bırakıverin, dedi. (Sepetçioğlu, 1986:40) Dikkat edilirse Türk halk edebiyatında bolca kullanılan kopuz motifi burada da yer alır. Halk edebiyatının her safhasında olduğu gibi burada da inorganik tabakanın bir ürünü olan kopuz sanatsal bir varlık olarak irreal yönüyle tinsel tabakaya ait olur. Boğaç Han, babasının tüm isteklerine rağmen geri dönmez ve yaptıklarından dolayı kırk yiğidi cezalandırır. Bu, kötülükler için kaçınılmaz sondur. Hartmann ın aporiası aporetik çözümüne ulaģmıģtır. Sıra fenomenin teori kısmında çözümüne gelmiģtir. Anlatıcı olayı aģağıdaki gibi kuramlaģtırır: Dua edeyim Hanım, yerli kara dağların yıkılmasın. Gölgeli ulu ağacın kesilmesin. TaĢkın akan güzel suyun kurumasın. Kanatlarının uçları kırılmasın. KoĢar iken ak boz atın tökezlenmesin. VuruĢunca kara çelik öz kılıcın çentilmesin. DürtüĢürken alaca mızrağın ufanmasın. Ak bürçekli ananın yeri cennet olsun. Ak sakallı babanın yeri cennet olsun. Hakkın yandırdığı çırağın yanadursun. Kadir Tanrı seni namerde muhtaç eylemesin Hanım hey! (Sepetçioğlu, 1986:42) SONUÇ Hartmann, varlığın çeģitli tabakalardan oluģtuğunu, her bir tabakada ayrı varlık biçimlerinin yer aldığını belirtir. Varlıklara ait sorunlar da bu tabakalar içerisinde oluģur ve yine bu tabakalarda çözüm bulmalıdır. Estetik bir obje olarak sanat yapıtının da reel ve irreel yönü vardır. Sanat yapıtındaki olaylar ön yapı ve arka yapı bakımından çözümlenmeye muhtaçtır. Boğaç Han öyküsündeki birtakım olaylar toplum tarafından yanlıģ algılanıp yanlıģ değerlendirmelere yol açmıģtır. Dirse Han ın ve hatununun çocuklarının olmaması toplumsal tabakanın ortaya çıkardığı bir sorundur ve onlara ait olan sorun bireylere yüklenmiģtir. Hâlbuki bu onların algıladığı gibi bir problem değildir ve çözüm yolu farklıdır. Bu yazıda Boğaç Han öyküsündeki sorunların ne olduğu ve çözüm yolları ontolojik yöntemle çözümlenmeye çalıģılmıģtır.

Boğaç Han Öyküsüne Ontolojik Bir YaklaĢım 290 KAYNAKÇA CEVĠZCĠ Ahmet, Felsefe Sözlüğü, Paradigma Yayıncılık, Ġstanbul, 2010. ÇETĠġLĠ Ġsmail, Batı Edebiyatında Edebi Akımlar, Kardelen Kitabevi, Isparta, 1998. KORKMAZ Ramazan, Fenomenolojik Açıdan Tepegöz Yorumu, Atatürk Kültür Merkezi BaĢkanlığı Yayını, Ankara 2000, s.259-270. MULHALL Stephen, Heidegger ve Varlık ve Zaman, Sarmal Yayınları, Ġstanbul 1998. SEPETÇĠOĞLU M. Necati, Dede Korkut, Toker Yayınları, Ġstanbul 1986. TUNALI Ġsmail, Estetik, Remzi Kitabevi, Ġstanbul, 2007.