Açık büfe menüler ve obezite

10 12 13 Doğum sancıları ve doğum süreci Açık büfe menüler ve obezite Diyabetes Mellitus Op. Dr. Güler ALTINTEPE Dyt. Beyza ÖZKAN Uzm. Dr. Burcu GÜNEŞ Doğum birçok anne adayını tedirginliğe iten bir süreçtir; Ağrım çok olur mu? Sorun çıkar mı? vb. sorular hemen hemen her kadın tarafından sorulur. Özellikle tatil döneminde otel ve restoranlarda sunulan açık büfe yemekler, kişileri obeziteye ve nefis mücadelesine sürüklüyor. Ücretsizdir Bülten 8 Şeker hastalığı olarak da bilinen diyabet insülin hormonunun eksikliği veya etkisizliği sonucu oluşan ve ömür boyu süren bir hastalıktır. Özel Selçuklu Hastanesi Bültenidir Sağlık Turizmi'nin selcuklu.com.tr karamanselcuklu.com Özel Selçuklu Hastanelerinden Parlayan Şehri Yeni Kuruluş; KARAMAN Özel Selçuklu Hastaneleri, insan sağlığı sektöründeki 15 yıllık deneyimini iş Sağlığı ve güvenlik sektörüne aktararak yeni bir kuruluşun temelini attı. Dr. Seyit Karaca, yeni kuruluşumuz OSGEM'le ilgili bilgi verdi; iş sağlığı ve güvenlik sektörünün son durumunu değerlendirdi. Devamı 9'da Her yıl binlerce Avrupalı Gurbetçinin, memleket özlemiyle akın ettiği Karaman, Özel Selçuklu Karaman Hastanesinin de katkısıyla sağlık turizminin parlayan şehri oldu. Özel Selçuklu Karaman Hastanesi Başhekimi Dr. Adem Zora, Karaman ın sağlık turizminden daha fazla yararlanabilmesi ve Avrupa da yaşayan, Karamanlı Gurbetçi hemşerilerimizin memleketlerinde tedavi olabilmesi konusunda önemli hizmetler verdiklerini dile getirdi. Devamı 4'te ÖZEL SELÇUKLU HASTANELERİ MULTİFESTİJN 2013'DE SİZDEN GELENLER Hollanda'da yaşayan gurbetçilerimiz tarafından Türk Kültürünü tanıtmak adına her yıl geleneksel olarak düzenlenen ve Avrupa'nın birçok bölgesinden ziyaretçilerin akın ettiği Hollanda Multifestijn Festivaline Özel Selçuklu Hastaneleri de katılacak. Hastalarımızın, hastanelerimizin hizmetleri ve çalışanlarıyla alakalı bize ulaştırdıkları teşekkür mesajlarını Sağlıcakla okurları ile paylaşıyoruz. Devamı 6'da Devamı 11'de SELÇUKLU BEBEKLERİ 14 Eklem Hastalıkları ve Artroskopi Artroskopi tekniği sayesinde eklem hastalıkları, açık ameliyatlara gerek kalmadan ağrısız ve kansız operasyonlarla tedavi edilmektedir. Op. Dr. Önder AKKUŞ FATURALANDIRMA BİRİMİMİZ 14 MART TIP BAYRAMI'NI BAŞARISINI SERTİFİKALADI BİRLİK VE BERABERLİKLE KUTLADIK Konya Özel Selçuklu Hastanesi Faturalandırma Servisi çalışanları Türkiye'de çok az hastanenin elde Devamı 8'de edebildiği sertifikayı almayı başardı. Özel Selçuklu Hastanelerinin yöneticileri, hekimleri ve çalışanları 14 Mart Tıp Bayramını birlik ve Devamı 7'de beraberlik içinde kutladı. 17 Göz Enfeksiyonları Göz enfeksiyonları; göze bakteri, virüs ve diğer mikropların bulaşmasıyla oluşan ve oldukça sık rastlanan rahatsızlıklardır. Op. Dr. Metin BİLGİN 18 Çocuklarda Baş Ağrısı Baş ağrısı 3 yaşındaki çocukların %8 i, 5-7 yaş arası çocukların %20'si ve okul çağı çocuklarının ise %69 unda saptanan ciddi bir rahatsızlıkdır. Uzm. Dr. Münire Çakır EVİN

2 İÇİNDEKİLER 04 06 07 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 SAĞLIK TURİZMİNDE Parlayan Şehir; KARAMAN SİZDEN GELENLER 14 MART TIP BAYRAMI'NI Birlik ve beraberlikle kutladık ÖZEL SELÇUKLU HASTANELERİNDEN Yeni Kuruluş; OSGEM OP. DR. GÜLER ALTINTEPE; Doğum sancıları ve doğum süreci SELÇUKLU BEBEKLERİ DYT. BEYZA ÖZKAN; Açık büfe menüler sağlığınızı bozmasın UZM. DR. BURCU GÜNEŞ; Diyabetes Mellitus OP. DR. ÖNDER AKKUŞ; Artroskopi ile eklem hastalıkları tedavisi UZM. DR. NERMİN KÖMEK; Lazerle ağrı tedavisi; Hilterapia OP. DR. METİN BİLGİN; Göz enfeksiyonları ve yabancı cisimleri UZM. DR. MÜNİRE ÇAKIR EVİN; Çocuklarda Baş Ağrısı UZM. DR. ŞENOL PEKER Günümüzün hastalığı; ALZHEİMER OP. DR. OSMAN TUFAN; Plasma Kinetik Önemli Not: Bu yayında yer alan yazılar bilgilendirme amaçlıdır. İlaç önerisi ve tedaviler için lütfen doktorunuza başvurunuz. Özel Selçuklu Konya Hastanesi Hekim Kadrosu GASTROENTEROLOJİ Uzm. Dr. Ahmet HAMAMCI Uzm. Dr. Mehmet ASIL KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM Op. Dr. Güler ALTINTEPE Op. Dr. Dürdane Nil OKUR Op. Dr. Hikmet KARABACAK KLİNİK MİKROBİYOLOJİ Uzm. Dr. Emine ORAN GENEL CERRAHİ Op. Dr. Eralp GENÇAL KBB HASTALIKLARI Op. Dr. Halis PINARCI GÖZ HASTALIKLARI Op. Dr. Hasan Hüseyin UYSAL Op. Dr. Himmet TEKİN İÇ HASTALIKLARI Uzm. Dr. Hasan Tahir CANBAZ Uzm. Dr. Sait ÖNAL ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI Uzm. Dr. Münir CANTİMUR Uzm. Dr. Murat ŞAHİN Uzm. Dr. Münire Çakır EVİN FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON Uzm. Dr. Nadir HANSU KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM Op. Dr. Ali Kemal İLHAN Op. Dr. Hicran KANAT KLİNİK MİKROBİYOLOJİ Uzm. Dr. Adem ZORA GENEL CERRAHİ Op. Dr. Zihni KOCAERKEK Op. Dr. Levent ORMAN KBB HASTALIKLARI Op. Dr. Bahri GEZGİN GÖZ HASTALIKLARI Op. Dr. H. Reşit ÇELEBİOĞLU Op. Dr. Metin BİLGİN İÇ HASTALIKLARI Uzm. Dr. Murat DENKCAN Uzm. Dr. Burcu GÜNEŞ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI Uzm. Dr. Abdullah CANBAL ÜROLOJİ Op. Dr. Osman TÜKEL KARDİYOLOJİ Uzm. Dr. İsa COŞKUN KARDİYOLOJİ Uzm. Dr. Ali ERYAVUZ NÖROLOJİ Uzm. Dr. Şenol PEKER ÜROLOJİ Op. Dr. Osman TUFAN ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ Op. Dr. Önder AKKUŞ ANESTEZİ VE REANİMASYON Uzm. Dr. Sevdanur YAKICI BİYOKİMYA Uzm. Dr. Tahsin YILDIZ RADYOLOJİ Uzm. Dr. Özgül G. ERDOĞAN DİŞ SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI Dt. Ayşe KARAKAŞ ACİL SERVİS Dr. Hatice Hadiye ŞANLI Dr. İlhan YAPICI Dr. Yakup ARSLAN Dr. Mehmet Ali KAÇAR DİYET VE BESLENME Dyt. Beyza ÖZKAN Özel Selçuklu Karaman Hastanesi Hekim Kadrosu FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON Uzm. Dr. Nermin KÖMEK NÖROLOJİ Uzm. Dr. Şenol PEKER ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ Op. Dr. Ergül MAVİ ANESTEZİ VE REANİMASYON Uzm. Dr. Mesut ÖZ BİYOKİMYA Uzm. Dr. Aysel Hür TÜKEL RADYOLOJİ Uzm. Dr. İbrahim MERAL DİŞ SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI Dt. Yıldız AKKUŞ ACİL SERVİS Dr. İddamin KARAHANCI Dr. Ömer EREN Dr. İlker MERCAN Dr. Bahadır GÖZAYDIN

3 Editör Yeni hayırlara ve buluşmalara Merhaba... Y eni bir Sağlıcakla Bülteni nden daha tüm okurlarımıza sağlık ve mutlulukla merhaba diyorum. sonucunda hızla büyümesi beklenen iş sağlığı ve güvenliği sektörünün profesyonel kuruluşu ÇESGEM ile birlikte kurduğumuz OSGEM Şirketimizle alakalı son dönemdeki gelişmeleri değerlendirici bir yazı Konya ve Karaman Özel Selçuklu Hastaneleri olarak hazırladım. sizlere daha iyi sağlık hizmeti verebilmek için özveri ve gayretle sürdürdüğümüz hizmet serüvenimizle Bunların yanı sıra Konya ve Karaman Özel Selçuklu ilgili haberlerimizi, bilgilerimizi, anılarımızı, aktarmak Hastaneleri olarak geçen sene katıldığımız Multiistediğimiz duygu ve düşüncelerimizi sizlerle festijn Festivaline 2013 yılında da katılacağımızın Sağlıcakla Bültenimiz aracılığıyla paylaşıyoruz. müjdesini vermek isterim. Başta Hollanda ve Belçika Dr. Seyit KARACA olmak üzere Avrupa'nın birçok ülkesinden katılımın Özel Selçuklu Hastaneleri Bültenimizin elinize ulaşan 8. sayısında her zamanki gerçekleştiği Hollanda'da gerçekleştirilen bu festiyönetim Kurulu Başkan Yardımcısı gibi değerli hekimlerimizin çeşitli sağlık konularıyla valde Avrupa'da yaşayan hastalarımızla buluşacak ilgili hazırladıkları önemli makaleler ve kurumlarımız olmanın heyecanını yaşıyoruz. Multifestijn Festiiçerisinde gerçekleştirilen etkinlik ve faaliyetlerle valinde Özel Selçuklu Hastaneleri bünyesinde alakalı haberler yer alıyor. Bunların yanı sıra sizden verilen sağlık hizmetlerini Avrupalılara tanıtmak ve gelen teşekkür ve takdir mesajları ile hastanelerimiz daha önce hastanelerimizde tedavi görmüş olan de dünyaya merhaba diyen bebeklerimizin de hastalarımızın halini hatırını sormak istiyoruz. Bu tip fotoğraflarıyla sayfalarımızı süsledik. Bunun yanı sıra önemli tanıtım çalışmalarının hem ülkemizin hem de Karaman Özel Selçuklu Hastanesi nin hizmet verdiği Konya ve Karaman şehirlerimizin hızla gelişen sağlık 3 yıl içerisinde sağladığı başarı ve şehir ekonomisine turizminden aldığı payı arttırması ve memleketimizin kazandırdığı katma değerle alakalı Karaman Özel kalkınmasına fayda sağlaması için emek harcıyoruz. Selçuklu Hastanesi Tıbbi Koordinatörü Dr. Adem Zora Multifestijn Festivaline katılacak tüm vatandaşlarımızı Bey in hazırlamış olduğu yazıyı da bültenimizin 1. 2 stant yeriyle kendimizi göstereceğimiz festivalde ağırlamaktan mutluluk duyacağız. Sayfasından sizlerle paylaşmak istedik. Ben ise bu sayıda Özel Selçuklu Hastaneleri olarak Günümüz bahar, önümüz yaz. Yazacak, yaşayacak, hizmet yelpazemizi genişletme çabası içerisinde çalışacak ve paylaşacak çok güzel günlerimiz var. faaliyete geçirdiğimiz Ortak Sağlık Güvenlik Birimi ni (OSGEM) tanıtıcı bir yazıyı da sizlerle paylaşıyorum. Sağlıcakla Kalın. Yenilenen 6331 sayılı İş sağlığı ve güvenliği yasası 2012 yılı Multifestijn Festivali, Özel Selçuklu Hastaneleri stantı. Editör Dr. Seyit KARACA Bülten 8 Yayın Türü: Yerel Süreli Yayındır. 3 ayda bir yayınlanır. Mes'ul Müdür Dr. Eyüp ÇETİN Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Uğur SAYAR Yayın Kurulu Dr. Hasan Tahir CANBAZ Dr. Ahmet BİLGİN Selçuklu Sağlık Hizmetleri A.Ş. Adına Sahibi Ahmet YENİAY Yönetim Kurulu Başkanı Grafik Tasarım Özel Selçuklu Hastanesi Basın ve Halkla İlişkiler Birimi Baskı Yeri Aybil Digital Baskı Hizmetleri Ferhuniye Mh. Sultanşah Cd. Aktif İş Hanı No:30/A Selçuklu/Konya Tel: 0 332 350 21 71 İdare Yeri Hastane Cad. No:28 Selçuklu/Konya Tel: 0 332 235 50 06 Fax: 0 332 233 23 10 Dağıtım Ekin Kurye Aracılık Hizmetleri Baskı Tarihi Mayıs 2013

4 Kurumsal Dr. Adem ZORA Karaman Özel Selçuklu Hastanesi Tıbbi Koordinatörü Her yıl binlerce Avrupalı Gurbetçinin, memleket özlemiyle akın ettiği Karaman, Özel Selçuklu Karaman Hastanesinin de katkısıyla sağlık turizminin parlayan şehri oldu. Özel Selçuklu Karaman Hastanesi Başhekimi Dr. Adem Zora, Karaman ın sağlık turizminden daha fazla yararlanabilmesi ve Avrupa da yaşayan Karamanlı Gurbetçilerin kendi memleketlerinde tedavi olabilmesi konusunda hastane olarak önemli hizmetler verdiklerini dile getirdi. 2012 yılında Yurtiçinden ve Yurtdışından bizleri seçerek hastanemize başvuran 150 binin üzerinde hastaya özel sağlık hizmeti verdik. Yurtiçindeki hastalarımız yılın her dönemi polikliniklerimize başvuruyorken, Yurtdışından gelen hastalarımızın büyük çoğunluğu ise tatil dönemi olan Yaz aylarında bizi tercih etti. Avrupa daki Bizimkiler diye andığımız gurbetçi hastalarımızın ve Avrupa ülkelerine mensup hastalarımızın bu rağbeti; sağlık turizminden daha fazla pay almak isteyen şehrimiz ve ülkemiz için gurur verici bir gelişmedir. Özel Selçuklu Karaman Hastanesinin Yurtiçindeki hastalarına verdiği kaliteli sağlık hizmeti, yurtdışındaki hastaların da ilgisini çekmiş, başta AGİS olmak üzere anlaşmalı olduğumuz yabancı sağlık sigortalarının da desteğiyle özellikle Avrupa ülkelerinden gelen hastaların yoğun talebi olmuştur. Özel Selçuklu Karaman Hastanesi şu anda İç Anadolu Bölgesinde Avrupalı Hastaların en çok tercih ettiği sağlık kurumları arasındadır. teknik imkanlar, zaman yönetimi gibi birçok önemli faktörün yüzde yüz yerine getirilmesine bağlıdır. Bunların yanı sıra sağlık hizmetlerini yerine getirirken günün değişen ve gelişen koşullarına ve hasta beklentilerine uyum sağlanması da gerekmektedir. Özel Selçuklu Karaman Hastanesi olarak kalite birimimizin çalışmalarıyla ve yeni yatırımlarla hastanemizin hizmet kalitesini ve imkanlarını sürekli olarak geliştirmeye, genişletmeye çalışıyoruz. Bunun yanı sıra hastalarımızla yüz yüze görüşerek veya anketlerimiz aracılığıyla kurduğumuz iletişimlerle onların istek ve temennilerini dinliyor, hastalarımızın fikirlerine değer veriyor, kendimizi sizlerin sağlığını ve memnuniyetini düşünerek geliştirmeye çalışıyoruz. Geçen yıl Hollanda da gerçekleştirilen Multifestijn 2012 Festivali de hastalarımızla buluşma ve onların istek, temenni ve sağlık problemleri konusundaki soru ve bildirimlerini öğrenme noktasında bizim için büyük bir fırsat oldu. Özel Selçuklu Konya ve Karaman Hastaneleri olarak Festivalde kurduğumuz stantta Avrupa nın birçok ülkesinden gelen vatandaşlarla ve daha önceden sağlık hizmeti verdiğimiz hastalarımızla buluştuk. Bu iletişim sayesinde edindiğimiz bilgi ve intibalarımızı değerlendirip hizmet kalitemizi bu yönde geliştirdiğimizi umuyoruz. Bu yoğun ilgi ve teveccüh hastanemizin hizmet kalitesi ve hasta memnuniyeti konusunda sağladığı başarının bir göstergesidir. Bu yıl daha sıcak bir hizmet anlayışıyla sizleri bekliyoruz ve geçen seneye oranla daha yoğun bir rağbet olacağını tahmin ediyoruz. Tüm hastalarımıza olduğu gibi Avrupa daki Bizimkilere de hizmete hazırız diyoruz. Hastaneler, insanlara, maddi ve manevi desteğe en çok ihtiyaç duydukları ve profesyonel bakım hizmetlerine hayati şekilde muhtaç oldukları dönemlerde hizmet veren kurumlardır. Bu nedenle hizmet sektöründe sağlık hizmetlerinin ve özellikle hastaneciliğin ayrı bir yeri vardır. Bir sağlık kuruluşunun başarısı; süreklilik, uzmanlık, disiplin, özveri, tecrübe,

5 Kurumsal Yatırım noktasında 2013 döneminde hastanemizin gerçekleştirdiği en önemli yatırımlardan birisi de Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Ünitemiz oldu. FTR Ünitemiz değerli doktorumuz Dr. Nermin KÖMEK önderliğinde en yeni ve etkin yöntemlerle faaliyete geçmiş olup, hızlı bir şekilde halkımızın teveccühünü kazandı. Ayrıca Karaman da faaliyet gösteren bir kısım resmi ve özel kurumlara, organize sanayi çalışanları gibi bazı meslek gruplarına özel destek indirimlerimiz oldu. Bu indirimlerimizle hem hastanemizin tanıtımının yapılmasını hem de her kesimin özel sağlık hizmetine kolayca ulaşabilmesini hedefledik. Umarız memnuniyet oluşturmuştur. Hizmetlerimize katkısı olan başta doktorlarımıza, personelimize ve teveccühünü esirgemeyen halkımıza çok teşekkür eder, Sağlıklı günler dilerim. Selçuklu Hastanesine Tam Not Kısa adı HSD olan Hollanda Sudurağı Derneği, Hollanda'dan Türkiye'nin ve Karaman'ın tanıtımı için getirdikleri 30 kişilik genç bir ekip ile Karaman Özel Selçuklu Hastanesini Ziyaret etti. Karaman'daki gezinin sponsorluğunu üstlenen Selçuklu Hastanesi tarafından karşılanan heyete, Sağlık hizmetleri konusunda bilgiler verilmesinin yanı sıra, hastahanede verilen hizmetler de yerinde gösterildi. Hastanemiz Avrupa kalitesini yakalamış hizmetleri ile heyetten tam not aldı. Ziyaret sonrası HDS ile yenen toplu yemekte dostluklar pekiştirildi, yeni dostluklar oluştu. Türkiye ve Hollanda'da gündeme damgasını vuran olaylar konuşuldu, çeşitli konularda fikir teatisinde bulunuldu.

Kurumsal 6 SİZDEN GELENLER Konya Özel Selçuklu Hastanesinde tedavi gören hastalarımızın hastanemizin web sitesi üzerindeki 'bize ulaşın ve doktor yorumları' linklerine ve hastane içerisindeki iletişim kutularına bıraktıkları teşekkür mesajlarını Sağlıcakla okuyucuları için paylaşıyoruz. Büyük özveri, sabır ve titizlik isteyen sağlık sektöründe hizmet üreten Özel Selçuklu Hastaneleri çalışanları olarak hastalarımızın bize ilettikleri bu takdir mesajlarıyla gü kazanıyor, işimize daha sıkı sarılıyoruz. Mesajlarını ileten hastalarımıza teşekkür ederiz. Hastanenizde tedavi olmaktan dolayı sonsuz teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum. Ben tüm personelin profesyonel yaklaşımından ve yakın ilgisinden çok etkilendim. Sizin harika ülkenizin insanlarının Polonya'da tıbbi tedavi ihtiyacı olursa, bizim ülkemizde de aynı ilgi ve sevgiyi göreceklerini umarım. Hastanenizde görev yapan Ebe Kübra Güzel e ilgi ve alakasından ötürü teşekkür ederiz. Dr. Güler Altıntepe Hanım ve sekreteri Mine Hanım a sevecen, samimi ve beni rahatlatan tavırları ve davranışlarından dolayı çok teşekkür ediyorum. Erken doğumum ve zor günlerimde hastanede kaldığım zamanda her gün her karşılaştığımda güler yüzleriyle halimi sorup moral verdiler. Kendimi iyi hissettirdiler. -Hümeyra IŞIK- -Julian KRUPSKİ- -Melike ÇOĞAL- Röntgen çalışanlarınıza güler yüzlü ve ilgili hizmetlerinden dolayı teşekkür ederiz. NST Bölümündeki Dilek Hanım'ın bize karşı hizmeti, güler yüzü, ilgi ve alakasından çok memnun kaldık. Herşey için teşekkür ederiz. -Melahat ÇINAR- -Ali Baran YUMUŞAK- -Işık İBRİM- Kadın Doğum Servisinde görev yapan Ebe Tuba Uluğ Hanıma hastalığım süresince bana ve yakınlarıma gösterdiği ilgiden ve samimiyetinden dolayı teşekkür ederim. -Sevda GÖNÜL- Hikmet Karabacak gerek insanlığı gerekse doktorluğu ile çok iyi bir hekim. Allah yolunu açık etsin.

7 Kurumsal 14 Mart Tıp Bayramını birlik ve beraberlikle kutladık K onya Özel Selçuklu Hastanesi yöneticileri, hekimleri ve çalışanları 14 Mart Tıp Bayramını birlik ve beraberlikle kutladı. Hastanemiz yemekhanesinde düzenlenen programa tüm hekimlerimiz, sağlık çalışanlarımız, hemşire ve ebelerimiz, laborantlarımız, radyoloji teknisyenlerimiz, eczacımız, diyetisyenimiz ve diğer birimlerimizin değerli çalışanları davet edildi. Öğle saatlerinde gerçekleştirilen programa katılan Konya Özel Selçuklu Hastanesi Ailesinin üyeleri yoğun işleri arasında mutluluk verici bir programla moral buldu. Hastanemizde görev yapan erkek çalışanlarımız lezzetli ikramların keyfini çıkartırken, kadın çalışanlarımıza ise programın sonunda kendi güzelliklerinin yansıtan kırmızı güller takdim edildi. Tüm çalışanlarımızın 14 Mart Tıp Bayramı'nı tekrar kutluyor, nice 14 Martlarda bir araya gelmeyi umut ediyoruz. Özel Selçuklu'da Muhasebeciler Günü unutulmadı K onya Özel Selçuklu Hastanesinin ayrılmaz parçası Muhasebe Birimimiz, 1 Mart Muhasebeciler Gününde çalışanları ve yöneticileriyle mesleklerinin muhasebesini yaptı. Günün yoğunluğu arasında Sağlıcakla Dergisi için birlik ve beraberliklerini gösteren bir fotoğraf karesi de çektirmeyi ihmal etmeyen birim çalışanlarımız, gün boyunca meslekleriyle ilgili sohbetlerle değerlendirmeler yaptı. Birim çalışanlarımıza meslek hayatlarında başarı ve mutluluk diliyoruz. Deneyimli Hekimlerimiz Hanımeli Programı aracılığıyla merak ettiklerinizi cevaplıyor K on TV de her Çarşamba saat 11:00 da ekranlara yansıyan, Simge Akoğul un sunduğu Hanımeli Programı, Konya ve Karaman Özel Selçuklu Hastaneleri Hekimlerinin katılımıyla yayınlanmaya devam ediyor. Hafta nın her günü farklı bir konu üzerine çekilen Hanımeli Programı, Çarşamba günleri sağlık konusunu işliyor. Programın ana sponsoru olan Özel Selçuklu Hastaneleri, Konya ve Karaman da görev yapan hekimlerini Hanımeli programında halkla buluşturuyor. Çeşitli sağlık konuları üzerine sohbetler yapılan program Simge Akoğul un samimi sunumu, hekimlerimizin detaylı anlatımları ve farklı müzisyenlerin ara ara söyledikleri şarkılarla renk buluyor.

8 Kurumsal Faturalandırma Birimimiz medikal muhasebe sertifikası aldı K onya Özel Selçuklu Hastanesi Faturalandırma Birimi Çalışanları Adnan Karagedik ve Abdurrahman Tontur, Meddata Entegre Hastane Otomasyonu Sistemi Eğitim Sertifikasını almaya hak kazandı. Türkiye'deki sağlık kurumlarının çoğunluğunda hastane otomasyon sistemi olarak kullanılan bilgisayar yazılımı Meddata'nın daha verimli ve doğru kullanılabilmesi için sağlık kurumlarında eğitimler veren MEDDATA ekibi, Konya Hastanesi Faturalandırma Birimi'ne de eğitim verdi. Faturalandırma Birimi Çalışanlarımız Adnan Karagedik ve Abdurrahman Tontur, verilen eğitimin ardından zorlu bir sınava tabii tutuldu. Sınavı geçen çalışanlarımız Türkiye'de pek az kişinin almaya hak kazandığı sertifikayı almayı başardı. Çalışanlarımıza sertifikaları Başhekimimiz Dr. Eyüp Çetin, tarafından takdim edildi. Vezne çalışanlarımız doğum günü kutlamasında K onya Özel Selçuklu Hastanesi vezne personeli Havva Eyier in doğum günü tüm vezne çalışanlarımızın katıldığı bir doğum günü etkinliğiyle kutlandı. V ezne Sorumlumuz Yavuz Değirmenci nin de katıldığı sürpriz doğum günü programı hastanemizdeki tüm vezne çalışanlarını bir araya getirdi. Kendisi için hazırlanan sürpriz etkinliği ve pastayı gören Havva Eyier, sevincini arkadaşlarıyla paylaştı. Hastanemizde 7 yıldır çalışan Havva Hanım ın yeni yaşını kutlar, sevdikleriyle birlikte nice mutlu seneler dileriz. Özel Selçuklu Hastaneleri KTO Tüyap Fuarlarında Ö K zel Selçuklu Hastaneleri, KTO Tüyap Fuarcılığın organize ettiği tüm fuarlara katılarak kurumsal tanıtımını gerçekleştiriyor. onya Özel Selçuklu Hastanesi Halkla İlişkiler Sorumlusu Uğur Sayar ve Halkla İlişkiler Personeli Saliha Özbek'in takip ettiği KTO Tüyap Fuarları, her yıl yüzbinlerce yerli ve yabancı katılımcının ve binlerce tanıtımcı firmanın akınına uğruyor. Konya ve Karaman Özel Selçuklu Hastaneleri olarak kurduğumuz stantta katılımcılara hastanelerimizle ilgili detaylı bilgilendirmeler ve ücretsiz hizmetler veriliyor. Nisan ayında gerçekleştirilen, Türkiye'de sektörünün en büyük fuarı olarak bilinen Konya Tarım Fuarında ise Mora Terapistimiz Furkan İnal, fuara taşıdığımız Mora Terapi ünitemiz ile fuar katılımcılarına Mora Terapi Sigara Bıraktırma seansları düzenledi. Katılımcılar tarafından büyük ilgi gören stantımız ve Mora Terapi ünitemiz, fuarın en çok ziyaret edilen stantları arasında yer aldı. Fuarın olumsuz hava şartları nedeniyle ertelenmesine kadar geçen süre boyunca yüzlerce katılımcıya tanıtım yapıldı.

9 Kurumsal ÖZEL SELÇUKLU HASTENELERİNDEN YENİ KURULUŞ; Ö zel Selçuklu Hastaneleri insan sağlığı sektöründeki 15 yıllık deneyimini iş sağlığı ve güvenlik sektörüne taşıyarak bu sektörün öncü firmalarından birisi olan OSGEM Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimini hizmet ağına ekledi. OSGEM Ortak Sağlık, Güvenlik Şirketi nin Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Seyit Karaca yeni İSG Yasasıyla değişenleri ve İSG hizmetlerinin önemini değerlendirdi. İş kazaları önlenemeyen cinayetlere dönüştü OSGEM Ortak Sağlık, Güvenlik Şirketi nin Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Seyit Karaca yeni İSG Yasasıyla değişenleri ve İSG hizmetlerinin önemini değerlendirdi. Türkiye nin Dünya da en çok iş kazası meydana gelen 3. ülke olduğunu, Avrupa nın ise birincisi olduğumuzu belirten Dr. Karaca, Ülkemizde her yıl ortalama 1000 kişi iş kazaları nedeniyle hayatını kaybediyor, 1500 kişi ise iş göremez hale geliyor. Artık, kaza olmaktan çıkmış, önlenemeyen cinayetler serisi haline dönüşen bu çarpıklığın düzeltilmesi için 6331 sayılı İSG yasasında köklü değişiklikler yapıldı. Eski yasalara göre çok daha sert ve yüksek idari para cezalarıyla donatılmış bir yasa yürürlüğe girdi. Yasayla birlikte İSG hizmetleri veren profesyonel kurumlara olan ihtiyaç da büyük oranda artmış oldu. Biz de insan sağlığı hizmetleri konusundaki 15 yıllık deneyimimizi ve Konya ya yeni hizmetler vermek için sürdürdüğümüz yatırım serüvenimizi bu sektöre taşıdık. OSGEM Ortak Sağlık, Güvenli Birimi adıyla 2012 yılının başından beridir hizmet veriyoruz. dedi. Tüm işletmeler yasaya dahil edildi Yeni kanunun gerek özel gerekse kamu kuruluşlarında iş faaliyet konusuna bakılmaksızın uygulanacağını vurgulayan Dr. Seyit Karaca, daha önce sadece 50 çalışanın üzerinde istihdam sağlayan firmalardan ve çok tehlikeli işler kategorisinde faaliyet gösteren firmalardan istenen risk yönetimi, işyeri hekimi, İSG eğitimleri, sağlık kontrolü gibi hizmetlerin artık 2 çalışana sahip işletmelerden bile isteneceğinin altını çizdi. Dr. Karaca, yeni yasayla birlikte her işletmenin bir İSG kurulu oluşturması, risk yönetimi değerlendirmesi yaptırması, bir acil durum eylem planı hazırlatması ve ister kendi bünyesinde isterse bir Ortak Sağlık, Güvenlik Birimi Şirketinin bünyesindeki iş yeri hekimiyle çalışma zorunluluklarının ortaya çıktığını vurguladı. Dr. Karaca, bu yükümlülüklerin yerine getirilmesi aşamasında 10 çalışandan az kişinin istihdam edildiği şirketlere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının destek olacağının da altını çizdi. Şirketler 3 grupta toplandı Dr. Karaca, tüm şirketlerin faaliyet gösterdikleri sektöre göre az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli olarak 3 grupta toplandığını belirterek Bu gruplamaya göre şirketlerin alması gereken İSG eğitimleri, teknik kontroller, risk yönetimi, işyeri hekimliği hizmetlerinin derecelendirilmesi yapılacak. Bu derecelendirmeye göre şirketteki çalışanlara verilen eğitim süresi, risk raporlama kriterleri, teknik kontrol ve ölçüm sıklığı belirlenecek. Şirketler faaliyet sürelerince belirlenen bu kriterlere uyacak. Diye konuştu. İşçi İSG tedbirleri alınmamış işi yapmak zorunda değil Yeni yasayla birlikte hiçbir işletmede hiçbir çalışanın sağlık kontrolünden geçmeden işe başlayamayacağını belirten Dr. Karaca, Çalışanların işe başladıktan sonra, çalıştıkları işletmenin risk grubuna göre belirli saatlerde İSG eğitimine tabi tutulması da gerekiyor. Bu eğitimlerinde sertifikalı İSG kuruluşlarında görevli İSG uzmanları tarafından verilmesi gerekiyor. Çalışanlarında bu eğitimlerle beraber eğitimlerde öğrendiği uygulamaları yerine getirme yükümlülüğü bulunuyor. Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin alınmaması halinde çalışmaktan kaçınma hakkı da doğmuştur, Sözlerini kullandı.

SAĞLIK 10 DOĞUM SANCILARI VE DOĞUM SÜRECİ Ö zel Selçuklu Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Güler Altıntepe, özellikle ilk doğumunu yapacak anne adaylarında oluşan doğum süreciyle alakalı tedirginliklerin giderilmesi ve doğum sancılarının nasıl anlaşılabileceği üzerine bilgilendirici bir yazı hazırladı. Op. Dr. Güler ALTINTEPE Konya Özel Selçuklu Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doğum sancılarını nasıl anlarım? Her doğum sancısı birbiriyle aynı şiddette ve sürede olmaz. Fakat, bu süreçle ilgili anne adaylarına ipucu verebilecek bazı belirtiler vardır. Bu belirtiler şu şekildedir; Bu belirtilerden herhangi birini görürseniz doktorunuza bildirin. Bu durumda doktorunuz sizi muayene ederek, rahim boynunun açılıp açılmadığına ya da bebeğin ilerlemesiyle rahim boynunun şeklinin değişip değişmediğine (silinme) bakar. Eğer zarlarınız yırtılmışça, doktorunuz sizden acilen hastaneye yatmanızı Su Torbası: Doğum sancılarının öncesinde, ister. amniyotik sıvıyı rahim içerisinde tutan zarlar Sancılarım ne kadar sürecek? yırtılabilir. Eğer kendiliğinden yırtılmazsa, Bu da doktorunuz tarafından rahim doğumda doktor tarafından yırtılır. Zarlarınız boynunun hangi hızla açıldığı saptanmadan yırtıldığında (su torbası da denir) vajinanızdan bir yanıtlanamayacak bir sorudur. Ancak genellikle sıvının fışkırdığını ya da sızdığını hissedersiniz. ilk doğumda sancı dönemi daha uzun sürer. İlk kez hamile kalan kadınlarda rahim ve vajina Kasılmalar: Kasılmalar doğum sancılarının kanalının yeterince esnek olmaması sancı belirtisi olmayabilir. Hamileliğiniz boyunca döneminin ve doğumun daha uzun sürmesine yol rahimde çeşitli kasılmalar hissetmişsinizdir. açar. İlk kez anne olacaklarda, doğum sancılarının Son haftalardan önce herhangi bir rahatsızlık başlamasıyla bebeğin doğumu arasında geçen yaratmayan bu kasılmalara Braxton Hicks süre yaklaşık 13 saattir. Kimi kadınlarda bu süre kasılmaları denir. Birçok kadın bu kasılmaların daha da uzayabilir. Daha önce doğum yapmış doğum sancılarının başladığına işaret ettiğini kadınlarda ise bu süre ortalama 4 ila 8 saattir. düşünür. Braxton Hicks kasılmaları çoğu zaman Doğumun üç ayrı dönemi vardır, ilk dönemde gerçek doğum kasılmalarıyla karışır. Farklı olarak, rahim boynu açılır ve bebek bu sayede doğum gerçek doğum sancıları esnasında görülen kanalına girebilir. Rahmi tepesi aşağı doğru bakan kasılmalar düzenli aralıklarla olur. Kasılmalar elastik bir şişe olarak düşünebilirsiniz. Doğum giderek şiddetlenir ve daha uzun sürerken, iki sancılan başladığında rahim boynu yaklaşık kasılma arasındaki süre de azalır. Ağrı genellikle 1. 5 cm. uzunluğunda ve kapalıdır. Bebeğin rahim içinde yukarıdan başlayarak karnın alt geçebilmesi için rahim boynunun açılması bölümüne İlerler. Ağrınız yürümekle geçiyorsa gerekir. Kasılmalar nedeniyle rahmin yaptığı bu büyük ihtimalle yalancı doğum sancısıdır. basınç rahim boynunun açılmasına neden olur. Bu basınç iki ayrı yolla bebeğin doğum kanalına geçişini sağlar. Kasılmalar sırasında rahim içerisindeki bebek basınca karşı koymak üzere rahim boynunu iter. Bu, rahim boynu açılana dek tekrarlanır. Rahim boynu 10 cm. kadar açıldığında tamamen açılmış olduğu kabul edilir. Kasılmalar aynı zamanda rahim boynunun İncelip (silinip) rahim duvarına Katılmasına da yol açarlar.bu ilk dönemde kasılmalarınız giderek artan bir sıklıkla ve daha uzun sürecektir. Nişan: Doğum sancıları başlamadan birkaç saat ya da gün önce "nişan" adı verilen kanlı ve koyu kıvamlı bir sızıntı olur. Bu sızıntı hamilelik esnasında rahimle vajina arasında bir bariyer oluşturan kıvamlı bir tabakadan meydana gelir. OP. DR. GÜLER ALTINTEPE DOĞUMA HAZIRLANAN ANNELERE ŞU TAVSİYELERDE BULUNDU; Her hamileliğin birbirinden farklı değerlendirilmesi gerektiğini belirten Dr. Güler Altıntepe, İlk doğumun verdiği tedirginlik veya 2.-3. doğumu yapıyor olmanın verdiği rahatlık sizi şaşırtabilir. Arkadaşlarınızın veya akrabalarınızın kendi doğumlarıyla ilgili size anlattıkları sizin deneyimlerinize benzemeyebilir. Son hamileliğiniz bir önceki hamilelikleriniz gibi sorunsuz devam etmeyebilir. Hamilelik sürecinde yaşadığınız sıkıntılar doğumunuzu etkileyebilir. diye konuştu. Doğum ve doğum sancılarının birçok kadını tedirginliğe iten bir süreç olduğunu belirten Dr. Altıntepe, Acaba ne olacak? Bir sorun çıkar mı? Çok ağrım olur mu? Doğumun yaklaştığını nasıl anlayacağım? gibi sorular hemen hemen tüm kadınları düşündüren bilinmezlerdir. Doğum öncesinde ve doğum sırasında öncelikle hekiminizin ve doğumunuza giren ebelerin tavsiyelerine uymak ve doğum öncesinde doğum için hazırlık yapmak sizin için en iyisi olacaktır." tavsiyesinde bulundu.

Hayata Özel Selçuklu Hastanelerinde 'Merhaba' diyen çocuklarımızın küçük yüzlerindeki kocaman gülümsemeleri bugünümüzü ve yarınımızı aydınlatıyor. Hastanelerimizde doğan çocuklarımız için ayırdığımız sayfamızla onların gelişimini takip ediyoruz. Siz de Özel Selçuklu Hastanelerinde dünyaya gelen çocuklarınızın resimlerini Sağlıcakla Dergisinde yayınlatmak isterterseniz halklailiskiler@selcuklu.com.tr adresine bir adet fotoğraf, doğum tarihi anne ve baba adıyla birlikte gönderebilirsiniz. Mustafa Kemal ÇİMEN Doğum Tarihi: 19.07.2012 Yusuf Boran CÖMERT Doğum Tarihi: 11.01.2009 Anne-Baba Adı: Rabia-Mustafa Belinay AKTUTAN Doğum Tarihi: 01.03.2013 Anne-Baba Adı: Derya-Mehmet Anne-Baba Adı: Seda-Hamdi Yağmur HANZADE Doğum Tarihi: 01.11.2011 Anne-Baba Adı: Emine-Fuat Sinem-Hatice ÇEROĞLU Doğum Tarihi: 29.05.2008-6.1.2007 Anne-Baba Adı: Sabır-Burhan Yiğit YÜCEL Doğum Tarihi: 14.03.2009 Anne-Baba Adı: Emel-Abdullah İsmail-Gülderen YENİAY Doğum Tarihi: 09.07.2012-14.06.2007 Anne-Baba Adı: Havva-İsa İlker DENİZ Doğum Tarihi: 13.08.2012 Anne-Baba Adı: Fatma-Aykut Nisanur KİLCİ Doğum Tarihi: 28.01.2013 Anne-Baba Adı: Ayşe-Mustafa Ravza KORKMAZOĞLU Doğum Tarihi: 06.03.2012 Anne-Baba Adı: Göknur-Selim

Sağlık 12 AÇIK BÜFE MENÜLER DİYETİNİZİ BOZMASIN Konya Özel Selçuklu Hastanesi Diyetisyeni Beyza Özkan, oteller ve lüks restoranlarla beraber hayatımıza giren açık büfe sofraların diyetine dikkat etmeyenler için kolay kilo alım merkezleri haline dönüşebileceğini belirtti. Dyt. Beyza ÖZKAN Konya Özel Selçuklu Hastanesi Diyet ve Beslenme Uzmanı Büfeniz açık ise gözünüz tok olsun Eskiden tatil denilince aklımıza dinlenmek ve eğlenmek gelirdi; Şimdi ise otellerin sınırsız yeme içme hizmeti sunmasıyla beraber açık büfe yemekler gelmekte. Bunun yanı sıra birçok restoran da yemek ve kahvaltı organizasyonlarında müşterilerine açık büfe sunmakta. İş dünyasında ise artık seminerler, kongreler açık büfe menüler sunan lüks otellerde, restoranlarda yapılmakta. Bu açık büfe çılgınlığına ve doyumsuzluğuna dikkat çeken Konya Özel Selçuklu Hastanesi Diyetisyeni Beyza Özkan, bu durumun bazı kişilerde kilo alımına bazı kişilerde ise psikolojik bunalıma yol açtığını belirtti. Açık büfe menülerle karşı karşıya kaldığımızda her şeyden önce sağlığımızı düşünmemiz gerektiğini belirten Dyt. Özkan, açık büfe bulunan davetlerde dikkat etmemiz gerekenleri anlattı. Açık büfe menüler hem sağlığımızı hem nefsimizi zorluyor Açık büfe menülerin hayatımıza sinsice girdiğini belirten Dyt. Özkan, önceleri lüks olarak görülen ve çok sık karşılaşılmayan açık büfe menülerin günümüzde neredeyse her restoranda sunulan bir hizmet haline dönüştüğünü belirtti. Çok çeşitli, çok yağlı ve çok tuzlu yemeklerin bir arada bulunduğu açık büfe menü sunulan davetlere icabet eden kişilerin hem nefsini hem de sağlığını zorlayıcı bir tabloyla karşılaştığını belirten Dyt. Özkan, açık büfe menülerin bulunduğu davetlere mümkünse çok aç gidilmemesini ve açık büfede tabaklarımıza doldurduğumuz yiyeceklerin sağlığa etkisinin ön planda tutulmasını tavsiye etti. Organizasyonlara ev sahipliği yapan kişi, şirket veya yetkililerin yemek planlamalarında açık büfe yerine sağlığa uygun menüler seçmesinin daha doğru olduğunu belirten Dyt. Özkan, böylece hem misafirlerimizin genel sağlığının korunmuş olacağını hem de yemeğe davet edilen misafirler arasında yeme içme sorunu olanların yaşayabilecekleri nefis mücadelesinin de minimuma indirilmiş olacağı vurgusu yaptı. Biri yer biri bakar; tatiller çileyle dolar Kilo alma korkusunun da en az kilo almak kadar önemli bir sorun olduğunu dile getiren Dyt. Özkan, kilo alma korkusuyla diyetini bozmak istemeyen bazı kişiler için veya yeme içme konusunda sağlık sorunu olan kişiler için ise bu tatil ve organizasyonların nefis mücadelesini hat safhaya ulaştıran kabuslara dönüştürdüğünü belirtti. Dyt. Özkan, Oysa normal beslenme alışkanlıklarımızı terk etmeden fiziksel aktivitemizi artırarak tatili kabus olmaktan kurtarabiliriz. Tatil boyunca yeni tatlarla tanışabiliriz fakat bu çok yememiz gerektiği anlamına gelmez.' diye konuştu. Besinlerinizi nasıl seçeceğinizi bilmelisiniz Tatil ve organizasyonlar süresince açık büfeden yemek yiyerek sağlıklı beslenmeniz ve kilonuzu kontrol altında tutmanız mümkündür. Bunun için yapmanız gereken en önemli şey doğru besin seçimidir. Diyen Dyt. Özkan, bunun için ne yenileneceğine daha öncesinde karar verip ona uygun yemekler seçilmesini önerdi. DYT. BEYZA ÖZKAN IN YAPTIĞI UYARI VE ÖNERILER ŞU ŞEKILDE;De; 1- Öncelikle açık büfeye girdiğiniz zaman her şeyin tadına bakmak zorunda olmadığınızın bilincinde olun. 2- Yemeğe daha öncesinde hiç tatmadığınız yemeklerden küçük bir porsiyon alarak başlayın. 3- Daha sonra tabağınızın büyük bir kısmını salata ve yoğurtlu-sebzeli mezelere, kalan kısmını ise ana yemeklere ayırın. 4- Kızartma ve hamur işi gibi kalorisi yüksek yiyeceklerden tatil süresince de uzak durun. 5- Tatlıyı hemen yemekten sonra tüketecekseniz pilav, makarna ve börek gibi karbonhidrat içeren besinlerden çok az tüketin. 6- Tatlı olarak tercihiniz ise yağda kızarmış, hamurlu ve şerbetli tatlılar yerine meyve tatlıları/salataları, dondurma ve sütlü tatlılardan yana olsun. 7- İçecek olarak alkol, hazır meyve suları ve meşrubatlar yerine ayran, soda ve taze sıkılmış meyve sularını tercih edin. 8- Tatili fiziksel aktivitenizi artırmak için bir fırsat olarak değerlendirin. Yemekten en az yarım saat sonra fiziksel aktivite yaparak enerji harcamanızı artırın. Bunun için ister yüzün, ister sahil kenarında yürüyün, ister bisikletiniz ile güzel bir geziye çıkın, isterseniz otelin fitness salonundan faydalanın.

13 Sağlık DİYABETES MELLİTUS Karaman Özel Selçuklu Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Burcu Güneş, halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabetin oluşma süreci, belirtileri, çeşitleri, tanı ve tedavi teknikleriyle alakalı detaylı bir yazı ile okuyucularımızı bilgilendirdi. Uzm. Dr. Burcu GÜNEŞ Karaman Özel Selçuklu Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Diyabet nedir? Halk arasında şeker hastalığı olarak da bilinen diyabetes mellitus; insülin hormonunun eksikliği veya etkisizliği; yani insülin direnci sonucu oluşan ve ömür boyu süren bir hastalıktır. İnsülin hormonu vücudumuzda midenin arka tarafında bulunan bir organ olan pankreastaki beta hücrelerinden salgılanır. Görevi kandaki şekerin hücre içine girmesini sağlamak ve böylece kandaki şeker düzeyini azaltmaktır. Eğer insülin hormonu tamamen eksikse bu diyabete tip 1 diyabet (insüline bnağımlı diyabet) denir. Genellikle çocuk ve genç yaştaki hastalarda görülür. Eğer insülin hormonu var ama miktarı az yada dokularda insüline karşı direnç varsa bu diyabete tip 2 diyabet (insülin bağımlı olmayan diyabet) denir. Genellikle 35 yaşından sonra görülür. Tip 1 diyabetes mellitus hastaları yaşam boyu insülin kullanmak zorundadırlar. Tip 2 diyabetes mellitus hastaları ise diyet, egsersiz ve ağızdan alınan ilaçlarla tedavi edilebilirler. Gerekirse hastalığın ilerleyen dönemlerinde insülin kullanılır. Hastalığın akut komplikasyon riskini azaltmak ve uzun dönemde tedavisi pahalı ve kronik sekellerinden korunmak için sağlık çalışanları ve hastaların sürekli eğitimi şarttır. Diyabetin belirtileri nelerdir? Aşırı susama, sık idrara çıkma, çok yemek yeme veya iştahsızlık, halsizlik, çabuk yorulma, ağız kuruluğu, açıklanamayan kilo kaybı, gece idrara çıkma gibi klasik semptomları olduğu gibi bulanık görme, inatçı enfeksiyonlar, kaşıntı, tekrarlayan mantar enfeksiyonları gibi daha az görülen semptomlar da olabilir. Bu belirtilerin yanında hiçbir belirtisi olmayan diabetes mellitus hataları da mevcuttur. Eğer yukarıda belirtilen bulgulardan bir ya da daha fazlası varsa en kısa zamanda diyabetes mellitus açısından doktorunuza mutlaka danışınız. Diyabet tanısı nasıl konulur? Bir kişinin diyabetli olup olmadığı açlık kan şekeri (AKŞ) ölçümü veya oral glukoz tolareans testi (OGTT) yapılarak saptanır. AKŞ ölçümü 100-125 mg/dl arasında olması gizli şeker (pre diyabet) sinyalidir. AKŞ ölçümü sonucunun 126 mg/dl veya daha fazla olması diyabet varlığını gösterir. OGTT de 75 gr glukozdan oluşan sıvının alımından 2 saat sonraki kan şekeri değeri önemlidir. 2. saat kan şekeri ölçümü 140-199 mg/ dl arasında ise gizli şeker, 200 mg/dl veya daha yüksek ise diyabet tanısı konulur. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneğinin en son diyabetes mellitus kılavuzunda ise 1. saat kan şekeri düzeyinin 200 mg/dl üzerinde ise bu vakalarında tıpkı aşikar diyabet gibi takip edilmesi önerilmektedir. Sonuç olarak AKŞ 100 mg/dl ve üzerinde olan her hastanın diyabetes mellitus açısından dahiliye hekimine başvurması önerilmektedir. OGTT'ye hazırlık ve testin yapılması OGTT sırasında dikkate alınması gerekli bazı kurallar 1- Testten önce en az 3 gün yeterli miktarda karbonhidrat (karbonhidrat 150 g/gün) alınmalı ve mutad fizik aktivite yapılmalıdır. 2- Test en az 8 saatlik açlık sonrası sabah uygulanır. 3- Testten önceki akşam 30-50 gr karbonhidrat içeren bir öğün tüketilmesi önerilir. 4- Test öncesinde ve sırasında su içilebilir ancak çay, kahve sigara içilmesine müsaade edilmez. 5- Test sırasında kişinin istirahat halinde olması gereklidir. 6- Karbonhidrat toleransını bozan ilaçların kullanılması, inaktivite ve akut/kronik infeksiyon gibi durumlarda OGTT yapılmamalıdır. 7- Glukozlu sıvının içilmeye başladığı an test başlar. Bu andan 2 saat sonra kan alınır. Diyabetes mellitus tedavisi Diyabetes mellitus tanısı konulan hastaların tedavisinde 3 önemli tedavi basamağı vardır. Bunlar 1- Diyet ve egsersiz 2- Oral antidiyabetikler 3- İnsülin tedavisidir. Diyabet olmadan önceki insülin salınımına taklit etmeye yönelik en uygun tedavi yapılmalıdır. Günde 3 ana ve 3 ara öğün ile beslenilmesi önemlidir. Düzenli egsersiz ihmal edilmemelidir. Hastaların hekimin belirlediği ağızdan alınan ilaçları veya insülin injeksiyonlarını zamanında yapması önemlidir. Eğer oral antidiyabetik kullanıyorsanız 3 ayda bir kez, insülin kullanıyorsanız ayda bir kez dahiliye uzmanına kontrole gitmeniz önerilmektedir.

14 Sağlık EKLEM HASTALIKLARI ARTROSKOPİYLE DERT DEĞİL Konya Özel Selçuklu Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Önder Akkuş, pek çok kişinin açık ameliyata gireceğini sandığı için ağrılı eklem hastalıklarının tedavisini ertelediğini ve hastalığın ağrısıyla yaşamayı göze aldığını belirterek, günümüzde Artroskopi tekniği sayesinde açık ameliyatlara gerek kalmadan ağrısız ve kansız ameliyatların yapıldığını bildirdi. Op. Dr. Önder AKKUŞ Konya Özel Selçuklu Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Önder Akkuş, hastaya lokal ve genel anestezi verilerek, eklem bölgesine sadece 0,5 cm genişliğinde bir delik açılarak gerçekleştirilen artroskopi operasyonlarıyla ilgili detaylı bilgiler verdi; Artroskopi Nedir? Dr. Akkuş tekniği tanımlarken, Kelime anlamı eklemin içine bakmak olan artroskopi tekniği; menisküs, kireçlenme, kıkırdak lejyonu gibi birçok eklem hastalığının tedavisinde kullanılıyor ve teknolojinin de yardımıyla sağladığı avantajlarla hastaların yüzünü güldürüyor. Başta diz bölgesi olmak üzere birçok eklem grubuna açık cerrahi ameliyata gerek duyulmadan kapalı ameliyat tekniğiyle müdahele etmeye, böylece operasyon süresini ve hastanın iyileşme süresini kısaltmaya yarayan Artroskopi Tekniği, günümüzde en sık kullanılan tıbbi tedavi yöntemleri arasında yer alıyor. Sözlerini kullandı. Artroskopi nasıl uygulanıyor? Artroskopi tekniğinin uygulama şeklinden bahseden Dr. Akkuş, Artroskopi Fiberoptik cihazlar kullanılarak, eklemlerin içlerini görüntülü muayene ederek, eklem içinde meydana gelen hastalık ve yaralanmaların tanı ve tedavisini sağlayan bir yöntemdir. Teknik olarak artroskopik işlemi genel veya bölgesel anestezi altında açılan küçük bir kesiden eklemin içerisine optik ile girilip eklemin büyütülerek bir televizyon ekranına yansıtılması ile yapılan işlemdir. Büyütülmüş ve netleştirilmiş görüntü, yapıları daha yakından inceleme olanağı sağladığı gibi aynı anda tedavinin de yapılmasını sağlar. Artroskopi için düğme deliği kadar birkaç delik açılır. Bu delikten artroskopi ve diğer ameliyat aletleri sokulur. Aletin ucundaki ışık ile eklem içerisi aydınlatılmış olur ve görüntü büyültülerek ekrana yansıtılır. Bu sayede eklem içerisindeki problemler daha net görülür ve tedavisi mümkün olur. En sık diz eklemi olmak üzere, omuz, el bileği, ayak bileği gibi büyük eklemlere de rahatlıkla uygulanabilir. Artroskopi ile açık ameliyatın farkı nedir? Açık ameliyatlarda ekleme ulaşabilmek için büyük kesiler yapılması gerekir. Buna rağmen eklemin her yerini görmek çoğunlukla olası değildir. Ameliyat sonrasında ağrı daha fazladır ve buna bağlı olarak rehabilitasyon ve iyileşme dönemi daha uzun ve daha sıkıntılıdır. Artroskopilerde çoğunlukla biri görüntüleyici cihaz için ikincisi de cerrahi aletlerin kullanımı için olmak üzere iki adet birkaç milimetrelik kesi yeterlidir. Bu nedenle ameliyat sonrası ağrı daha az, iyileşme ve rehabilitasyon süresi de daha zahmetsiz ve daha kısadır. Artroskopi sonrasında kalan iz birkaç milimetre boyundadır ve birkaç ay sonra neredeyse görünmez olur. Ayrıca fiberoptik aletler yardımıyla bir televizyon ekranına aktarılan görüntü eklem içinin çok daha büyütülmüş olarak görüntülenmesine ve böylece çok daha hassas çalışılmasına olanak tanır. ARTROSKOPİ ILE TEDAVI EDİLEBİLEN SAĞLIK SORUNLARI NELERDİR? -Menisküs yırtıklarının tedavisinde -Erken dönemdeki eklem kireçlenmelerinin temizlenmesinde -Eklem içerisindeki serbest kemik ve kıkırdak parçalarının çıkartılmasında - Ön ve arka çapraz bağları yaralanmalarında - Diz kapağı kemiğinin sorunlarında - Eklem kıkırdağı hasarlarının tedavisinde - Eklem içerisi kırıkların tedavisinde

15 Sağlık LAZERLE AĞRI TEDAVİSİ HİLTERAPİA Karaman Özel Selçuklu Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Nermin Kömek, eklem ve kas ağrılarının tedavisinde lazer kullanarak; ancak ameliyatla ulaşılabilecek kas ve eklem gruplarına bile ani ve etkili tedavi sağlayan Hilterapia yöntemini tanıttı. Türkiye de çok az merkezde uygulanan Hilterapia tekniğinin Konya ve Karaman bölgesindeki ilk uygulayıcısı olan Dr. Kömek, tekniğin diğer tedavi yöntemlerine göre çok fazla avantajının olduğunu vurguladı. Dr. Nermin Kömek, 2003 yılında hilterapia nın hem teknolojik bir yenilik, hem de terapötik bir metod olduğu için ABD de patent aldığını belirterek, lazerle ağrı tedavisi sağlayan tekniğin ameliyatsız ağrı tedavileri arasında en etkili ve hızlı teknikler arasında yer aldığını belirtti. Teknikle alakalı daha detaylı bilgiler veren Dr. Kömek; Hilterapia ile güvenli bir şekilde tepki vermeyen dokuları canlandırma ve diğer tedavi yöntemlerinin yetersiz kaldığı patolojileri başarılı bir şekilde tedavi etmek mümkündür. Sözlerini kullandı. Lazerle diğer yöntemlerin ulaşamadığı eklemlere ulaşıyor Hilterapia nın gerçek dikey enerji olarak tanımlanabileceğini söyleyen Dr. Kömek, Hilterapia da kullanılan lazer enerjisinin diğer tedavi tekniklerinin ulaşmasının imkansız olduğu derin bölgelere etki ettiğini bildirdi. Hilterapia da kullanılan yüksek lazer enerjisinin en derin tabakalara ulaşırken, tedavi edici etkisini de sürdürdüğünü belirten Dr. Kömek, derin patolojileri tedavi etmek ve ağrıyı tamamen yok etmek için en etkili ameliyatsız ağrı tedavisi yönteminin Hilterapia olduğunu savundu. Hilterapia hangi hastalıklarda kullanılıyor? Hilterapia sonrası ağrı ve ödemin yok olduğu, ilk seansın sonunda bile hareket kabiliyetinin geri kazanıldığını belirten Dr. Kömek, Uzm. Dr. Nermin KÖMEK Karaman Özel Selçuklu Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı FDA onaylı Hilterapia tekniğinin hızlı, güvenli ve etkili bir terapi yöntemi olmasının yanı sıra kullanım alanının genişliğiyle de birçok kişinin derdine derman olduğunu vurguladı. Hilterapia ile tedavi edilebilen hastalıkları sıralayan Dr. Kömek, Hilterapia; Topuk dikeni, Bel ve kalça ağrıları, boyun ve sırt ağrıları, diz ağrıları, bel ve boyun fıtığı, omuz ağrıları, dirsek ağrıları, ayak ve el bileği ağrıları, ezilme-çarpma ağrıları ve ödem tedavisinde kullanılır. Seans sayısı hastanın durumuna ve rahatsızlığına göre hekim tarafından belirlenir, ortalama 5 seans tamamen iyileşme sağlayabilmektedir. Ancak ilk seanstan itibaren yüzde 60 oranda ağrı azalması görülür. Sözlerini kullandı.

16 Sağlık GÖZ ENFEKSİYONLARI VE YABANCI CİSİMLERİ Op. Dr. Metin BİLGİN Karaman Özel Selçuklu Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Karaman Özel Selçuklu Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Metin BİLGİN, en değer verdiğimiz organlarımız arasında bulunan gözümüzde çeşitli virüs, bakteri ve mikropların bulaşması sonucu oluşan enfeksiyon hastalıklarını ve özellikle sanayi kesiminde çalışanların yaşadığı gözde yabancı cisim rahatsızlıklarını anlattı. Göz Enfeksiyonu Nedir? Göz enfeksiyonları, gözde mikroplarla (bakteri, virüs ve diğer mikroplar) oluşan hastalıklardır. Sık rastlanan rahatsızlıklardır. Özellikle çocuk yaş grubunda daha çok görülmektedir. Bunda çocukların temizliğe tam dikkat edememeleri ve bağışıklık sisteminin erişkinlerden biraz farklı olması etkendir. Şimdi sık rastlanan göz enfeksiyonların bazı alt başlıklar halinde inceleyelim: Hordeolum (Arpacık): Halk arasında itdirseği olarak da bilinen göz kapağının mikrobik hastalığıdır. Göz kapağındaki yağ veya ter bezlerine, bazen de kirpik diplerine mikropların yerleşmesiyle oluşur. Genellikle o bölgede, bazen de kapağın tamamında şişlik, kızarıklık, ağrı, kaşınma, çapaklanma gibi şikayetlerle kendini gösterir. Tedavisinde sıcak su ile kompres, antibiyotik içeren damla ve merhemle kullanılır. Esasen mikrobik olmakla beraber, gözünde bozukluk olup da uygun gözlük kullanmayanlarda daha sık görülür. Konjonktivit (Göz Nezlesi): Gözün konjonktivite dediğimiz, göz bebeğinin(kornea) etrafındaki beyaz damarlı kısmının mikroplarla oluşan hastalığıdır. Bütün yaş gruplarında görülebilmekle beraber, çocuklarda bilhassa bebeklerde daha sıktır. Kış aylarında biraz daha fazla rastlanır. Bazen nezle grip gibi hastalıklara eşlik edebilir. Gözlerde kanlanma, sulanma, kaşıntı, çapaklanma, yanma, batma gibi şikayetlerle kendisini gösterir. Bazen kendi kendine de geçebilmekle beraber, çoğu zaman tedavi gerekir. Antibiyotikli damla ve merhemler kullanılır. Bulaşma riski yönünden hastanın havlusu mutlaka diğer insanlardan ayrılmalıdır. Keratit: Arpacık ve göz nezlesine göre daha seyrek rastlanan, kornea dediğimiz gözün ortadaki yuvarlak, koyu kısmının hastalığıdır. Seyri genellikle diğer infeksiyonlara göre daha ağırdır. Ağrı, ışıktan rahatsız olma hissi ön plandadır. Bazen görme bozulabilir. Tedavisi etkene göre düzenlenir. Basit infeksiyonlara göre daha dikkatli takip gerektirir. Bazen hastanın hastaneye yatırılması bile gerekebilir. Kalıcı görme problemi oluşma ihtimali diğer infeksiyonlara göre fazladır. Dakriosistit (Göz yaşı kesesi iltihabı): Genellikle göz yaşı kanal tıkanıklığı olan hastalarda görülür. Gözün tam iç köşesinde şişlik, kızarıklık ve akıntıyla kendini gösterir. Tedavi edilmezse göz kapaklarına ve konjonktiveye de hastalık yayılabilir. Doğuştan kanal tıkanıklığı olan çocuklarda da bazen görülebilir. Tedavisi antibiyotikli damla ve merhemlerle beraber sıcak komprestir. İleri durumlarda ağızdan hatta iğne yoluyla antibiyotik tedavisi gerekebilir. Eğer sık tekrarlıyorsa mutlaka göz yaşı kanal tıkanıklığının ameliyatla tedavisi gerekir. GÖZDE YABANCI CİSİMLER Göz yabancı cisimleri özellikle sanayi kesiminde çalışan işçilerin önemli bir sorunudur. Genellikle konjonktive veya korneada olur. Korneada olanlar daha rahatsız edicidir. Özellikle de metalik yabancı cisimler hastayı daha çok irrite eder. En fazla yanma, batma ve ışıktan rahatsız olma hissi (fotofobi) ortaya çıkar. Metalik yabancı cisimlerin mutlaka göz hekimi tarafından çıkarılmaları gerekir. Diğer yabancı cisimler bazen acilde göz basınçla yıkanarak da temizlenebilir. Yabancı cisimler çıkarıldıktan sonra hastaya antibiyotikli ve etkili steroidli hafif damla ve pomatlar verilebilir. Göz yabancı cisimleri aynı zamanda göz infeksiyonlarının da önemli sebeplerindendir. O yüzden göze yabancı cisim kaşmışsa mümkün olan en kısa zamanda tedavisi yapılmalıdır. Aslında ideal olan göze yabancı cisim kaçmasını önlemek bunun için koruyucu maskeler ve gözlük kullanmaktır. Gözüne yabancı cisim kaçan hastalar arasında gözü rahatlatmak için topikal anestezik içeren damla damlatmak yaygın bir davranıştır. Bu kesinlikle yanlış bir uygulamadır. Uzun süreli kullanımda büyük problemler oluşabilmektedir. Bu konuda insanların bilgilendirilmesi ve bu tür ilaçların eczanelerde satılmasının yasaklanması gereklidir. Sonuç olarak göz infeksiyonları ve yabancı cisimleri sık görülmekle beraber eğer erken müdahale yapılırsa, geç kalınmazsa genellikle herhangi bir kalıcı hasar bırakmadan düzelir. Ancak ihmal edilirse, önceden tahmin edilmesi güç sonuçlar bile ortaya çıkabilir.

17 Sağlık ÇOCUKLARDA BAŞ AĞRISI Konya Özel Selçuklu Hastanesi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Münire Evin Çakır, genellikle yetişkinlerde saptanan baş ağrısı şikayetlerinin,yetişkinlere has bir rahatsızlık olmadığını, çocuklarda da sık görülen bir rahatsızlık olduğunu belirtti. Dr. Çakır, başağrısının ciddi rahatsızlıkların belirtisi olabileceği için ebeveynlerin baş ağrısı çeken çocuklarını iyi gözlemlemeleri ve ciddi bir rahatsızlığın erken tanısı için baş ağrısı çeken çocuklarını hekime göstermeleri gerektiğini vurguladı. Uzm. Dr. Münire Çakır EVİN Konya Özel Selçuklu Hastanesi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Baş ağrısı yetişkinlere has değildir. Baş ağrısı sadece yetişkinlerde görülen bir rahatsızlık değildir. Baş ağrısı çocuklarda da sık görülen bir bulgu olup 3 yaşındaki çocukların %8 inde, 5-7 yaş arası çocukların % 20 sinde ve okul çağı çocuklarının ise %69 unda baş ağrıları saptanmaktadır. İletişim becerisi kazanmış yaştaki çocuklar baş ağrılarını tanımlayabilir fakat bu beceriyi geliştirememiş yaştaki çocuklar ile sağlık durumu iletişim becerisini etkileyen çocuklar baş ağrıları olduğunu belirtemez. Baş ağrıları ciddi sağlık problemlerinin ana belirtisidir ve anne babaların bu konuda çocuklarının yaşadıkları sıkıntıları iyi gözlemlemeleri, baş ağrısı yaşadığını tespit ettikleri çocuklarını mutlaka hekime göstermeleri gerekir. Baş ağrılarının türleri nedir? Baş ağrıları tiplerine göre ve ağrı oluşma mekanizmalarına göre sınıflandırılmaktadır. Çocuklarda baş ağrılarını oluşturan 5 mekanizma vardır. Gerilim Tipi: Birçok baş ağrısı boyun çevresindeki kasların kasılması ile oluşur. Çocuğunuzun Gerilim tipi baş ağrıları yanlış postür, sıkıntı, üzüntü, depresyon sebepli olabilir. Damarsal: Kafatası içindeki ve çevresindeki kan damarları ve arterler genişleyebilirler. Bu genişlemiş damarlar beraberlerindeki sinirlere baskı yaparak ağrılara sebep olurlar. Kafa içi basıncı: Bazı tümörler, hematom vs organik sebepler kafa içi basıncını arttırarak ağrılara sebep olabilir. İltihaplar: Göz, kulak, burun, diş, sinus iltihaplanmaları baş ağrılarına sebep olabilirler Nörojenik veya Epileptik Başağrıları: Epilepsi ( sara) gibi bazı sinir rahatsızlıkları baş ağrısı sebebi olabilirler. Tüm başağrıları tıbbi özen ister. Başağrısının kafa travması, beyin tümörü, menenjit, lösemi kökenli olup olmadığının anlaşılması hayati önem taşımaktadır. Bu sebeple hiçbir başağrısını küçümsemeyin ve en kısa zamanda hekiminizle temasa geçin. ÇOCUKLARDA GERİLİM TİPİ BAŞAĞRISI Gerilim tipi baş ağrısı deyimi hem emosyonel gerilim hem de kaslardaki (sırt, boyun, çene) gerilimi tanımlama için kullanılır. Çocuklarda görülen gerilim tipi baş ağrılarının çeşitli nedenleri vardır. Genellikle okulda iken görülür, oyun oynarken, yemek yerken veya istirahat ederken görülmez. Küçük çocuklarda gerilim başağrısı nadirdir. Yaş büyüdükçe sıklığı artar. - Sebepleri: 1. Stres 2. Bedensel gerilim 3. Açlık 4. Bazı iltihabi hastalıklar 5. Bazı tetikleyici yiyeceklerin yenmesi - Tedavi: Gerilim tipi baş ağrılarında önleyici tedavi olarak beta blokerler ve antidepressanlar kullanılabilmektedir. Hangi tur ilaçların ne miktarlarda kullanılacağına doktorunuz karar vermelidir. Oluşmuş olan baş ağrısının giderilmesi için ise ağrı kesiciler ve gevşeme egzersizleri yararlı olmaktadır. Gerilim tipi baş ağrısı olan çocuklarda mutlaka psikiyatik değerlendirme yapılmalıdır.

18 Sağlık GÜNÜMÜZÜN HASTALIĞI ALZHEİMER Konya ve Karaman Özel Selçuklu Hastaneleri Nöroloji Uzmanı Dr. Şenol Peker, günümüzde sıkça rastlanan ve gün geçtikçe vakaa sayısı artan Alzheimer hastalığının tanımı, belirtileri, ilerleme süreci ve tedavisiyle ilgili bilgi verdi. Uzm. Dr. Şenol PEKER Özel Selçuklu Hastaneleri Nöroloji Uzmanı Alzheimer Nedir? Son yıllarda adını sıkça duyduğumuz Alzheimer; Alman doktor Alzheimer tarafından ilk kez bir kadın hastasında teşhis edilmiştir. Bu hastalığın 1906 yılından beri bilinmesine rağmen hala çaresi bulunamadı. Bunama nın en sık sebebi olan Alzheimer, gelişen tıbbın yeni tedavi olanaklarına karşın 21. yüzyılın en önemli halk sağlığı sorunlarından biri haline geldi. Bugün yaşlılarda kalp hastalıkları, kanser ve inmeden sonra en sık karşılaşılan dördüncü hastalık olan Alzheimer, en yüksek maliyetli hastalıklar sıralamasında ise kalp hastalıkları ve kanserden sonra üçüncü sırada geliyor. Kimlerde, ne sıklıkta görülür? Bunamanın sebeplerinden biri olan Alzheimer, genel olarak bir yaşlılık hastalığıdır. Dünyanın değişik ülkelerinde yapılan çalışmalara göre bu hastalık 65 yaşın üzerinde %5-10 oranında görülmekte ve bu sıklık 65 yaşından sonraki her 5 yılda bir, ikiye katlanarak artmaktadır. 85 yaşın üzerinde ise her üç kişiden birinde Alzheimer hastalığına rastlanmasını bir hayli korkutucudur. Ailesinde Alzheimerli bulunanlarda hastalığın ortaya çıkma riski, diğer kişilere göre biraz daha yüksek. Ancak bu da Alzheimerli akrabası olan herkesin mutlaka bu hastalığa yakalanacağı anlamına gelmez. Nasıl Oluşur? Alzheimer hastalığında henüz bilinmeyen nedenlerle beynin belli bölgelerinde proteinler birikerek sinir hücrelerini hasara uğratıyor, birbirleri ile olan bağlantılarını koparıyor ve sinir uyarılarını taşıyan bazı kimyasal maddelerin miktarını azaltıyor. Kısacası, beynin iletişim ağı ciddi anlamda bozulur. Bunun sonucunda da bilgiler ve zihinsel beceriler birer birer yitirilir. Zihinsel sorunların beraberinde de çoğu kez depresyon, hayaller görme, saldırganlaşma, nedensiz ağlamalar, uyku bozukluğu ve amaçsız dolaşmalar gibi davranışsal sorunlar eşlik eder. Hastalık Nasıl İlerliyor? Alzheimer hastalığı çoğu kez yavaş yavaş ortaya çıkan unutkanlıklarla başlar. Zaman içinde başka zihinsel ve davranışsal bozukluklar da eklenir ve hastalar gündelik işlerini bile yapamaz hale gelir. - Başlangıç Evresi 1. İsimleri, tarihleri olayları, eşyaların yerini unutma 2. Kelimeleri bulamama, yanlış kullanma 3. Soruları tekrarlama 4. Yolları, mekanları karıştırma 5. İşte verimliliğin düşmesi 6. Çevresine ve hobilerine ilgide azalma Hastalığını kabul etmeme - Orta Evre 1. Unutkanlıklarda artma, yeni hiçbir şey öğrenememe 2. İnsanları tanıyamama 3. Yıkanma, giyinme gibi gündelik işlerde yardım ve hatırlatma ihtiyacı 4. Ruhsal ve davranışsal değişiklikler: Depresyon, uyku bozukluğu, hayaller g5 örme, çabuk sinirlenme vb. 5. Amaçsız dolaşmalar - İleri Evre 1. Ailesini bile tanıyamama 2. Yürüme, yemek yeme güçlüğü 3. Altına kaçırma 4. Ciddi davranış bozuklukları 5. Sonunda tam bakım ihtiyacı Tedavi Yakın zamanlara kadar etkili tedavi seçenekleri bulunmadığından, Alzheimer hastaları ne yazık ki kaderlerine terk ediliyordu. Oysa günümüzün tıbbı, Alzheimer hastalarının tedavisinde umut ışığı yakan modern ilaçlara sahip durumdadır. Henüz hastalığı durduran ya da geri döndüren bir tedavi şekli bulunmasa da, hastalığın belirtilerini belli ölçülerde gideren tedaviler vardır. ALZHEİMER IN BELİRTİLERİ - Günlük yaşam işlevlerini etkileyecek düzeyde bellek kaybı - Günlük yaşam işlevlerini yerine getirmede zorluk çekme - Basit kelimeleri bulmada güçlük çekme - Zaman ve mekanları karıştırma - Yargıya varma ve karar vermede güçlük - Pratik düşünme becerisinde güçlük - Sık kullanılan eşyaları yanlış yere koyma - Ruh hali veya davranışlarda değişiklik - Kişilik değişiklikleri gösterme Alışılagelmiş işler ve sorumluluklardan kaçma Alzheimer hastalığının erken fark edilmesi birçok bakımdan yararlıdır. Kendinizde veya bir yakınınızda yukarıda yazılan 10 belirtiden bir veya birkaçını fark ettiyseniz, zaman geçirmeden bir nörologa veya bir psikiyatriste ya da yakınınızdaki bir başka doktora başvurunuz.

19 Sağlık 21. YÜZYILIN PROSTAT TEDAVİ YÖNTEMİ PLAZMA KİNETİK (TUR) P rostat ameliyatlarında kullanılan Plazma Kinetik (TUR) tekniği hastaya ve hekime sağladığı avantajlarla yaşam kalitesini artırıyor. Konya Özel Selçuklu Hastanesi Üroloji Polikliniğinde de uygulanmaya başlanan Plazma Kinetik, günümüzde yaşlanan erkeklerin en önemli problemlerinden biri haline gelen prostat büyümesi sorununun çözümünde çok daha pratik ve acısız bir Plazma Kinetik Nedir? Çoğu prostat büyümesinin tedavisinde uygulanabilen plazma kinetik yöntemi sayesinde ameliyat süresi, kanama ve idrar kaçırma riski de en aza indirgeniyor. Bunun yanı sıra ameliyat sonrası cinsel işlev bozukluğu yaşanmıyor. TUR ameliyatları sonrasında hastaların hastanede yatış süresi de oldukça kısalıyor. incelemesine) gönderilebilir. Prostatın iyi huylu ya da kötü huylu olduğunu en kesin bu yöntem belirler. Lazer yöntemi ile yapılan tedavilerde doku çıkarılamadığı için patolojik değerlendirme yapılamaz. Hasta, bir veya iki gün içinde hastaneden taburcu edilir. Sondanın kalma süresi diğer yöntemlerden çok daha kısadır. Her türlü prostata uygulanabilir. Serum fizyolojik ile uygulandığı için, süre sorunu olmaz. Ameliyat süresi daha kısa ve kanama riski daha azdır. Lokal anestezi ile uygulanabilmektedir. Bu nedenle kalp ve akciğer sorunu olan hastalarda uygulanabilir. Sözlerini kullandı. Plazma Kinetik Tekniğiyle ilgili daha detaylı bilgi aldığımız Konya Özel Selçuklu Hastanesi Üroloji Uzmanı Dr. Osman Tufan, 50 yaşın üstündeki erkeklerde sıkça görülen prostat büyümesine bağlı problemlerin kişinin konforunu bozduğunu ve hayat kalitesini olumsuz etkilediğini belirtti. Tedavisi gecikmiş prostat büyümelerinin idrar torbasına ve böbreklere zarar verebileceğinin altını çizen Dr. Plazma Kinetiğin Üstünlükleri Tufan, iyi huylu prostat büyümelerinde şu anda - Serum fizyolojik kullanıldığı için kullanılan en etkin ve yararlı tekniğin Plazma Kinetik ölümcül olan su zehirlenme riski (TUR) Ameliyatları olduğunu söyledi. yoktur. - Çıkan parçalar patolojide incelenir kanser varsa tesbiti ve tedavi imkanı Nasıl uygulanır, avantajları nedir? Günümüzde iyi huyu prostat büyümesi için yapılan olur. cerrahi operasyonların açık ve kapalı olarak iki şekilde - Kanama riski minimaldir yapıldığını belirten Dr. Tufan, Açık ameliyatlar çok - Görüntü daha nettir daha rahat büyük olmayan prostatlarda kullanılmadığı için çalışma imkanı sağlar. günümüzde çok fazla uygulanmaz. Şu an için prostat - Operasyon süresi daha kısadır. ameliyatlarında kanama, enfeksiyon, idrar kaçırma - Düşük enerji kullanır ve enerji ve cinsel işlev bozukluğu risklerini en aza indirerek, yalnızca prostata temas ettiği noktayı en kısa sürede iyileşme sağlayan bilinen ve güvenilir etkiler. Bu nedenle kalp pili kullanan teknik TUR Ameliyatlarıdır. Halk arasında kapalı hastalara bile uygulanabilir. ameliyat olarak bilinen bu yöntemde penisten girilen - Sonda süresi çok kısadır. aletler yardımı ile prostat parça parça kesilerek ya da - Operasyon sonrası iyileşme daha buharlaştırılarak temizlenir. Plazma Kinetik yöntemle, kısa süre alır. ameliyat sırasında çıkarılan doku patolojiye (doku - SGK tarafından karşılanır Op. Dr. Osman TUFAN Konya Özel Selçuklu Hastanesi Üroloji Uzmanı