SOMA FACİASI, İŞ CİNAYETLERİNE KUCAK AÇAN BİR ZİHNİYETİN ESERİ... başyazı

Benzer belgeler
Çalışma hayatında barış egemen olmalı

Uluslararası Yükseköğretim Hareketliliği ve Türkiye nin Konumu temalı Toplantı İstanbul TOBB Plaza da Gerçekleşti

SGK 4. Olağan Genel Kurulu ÇSG Bakanı Süleyman Soylu nun Başkanlığında Gerçekleştirildi

GENEL BAŞKANIN MESAJI

Düzce Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen Düzce Fındık Çalıştayı İstiklal Konferans Salonu nda gerçekleştirildi

Emeğin İktidarını Birlikte Kuracağız

Emekliler Gelecek Stratejileri Konferansı

Avrupa Bölgesel Sosyal Güvenlik Forumu -1ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK:

Şişecam, Yenişehir de dünya genelinde tek lokasyonda kurulu en büyük Cam Kompleksi nin yeni yatırımlarını açtı.

KARS ŞEKER FABRİKASI RAPORU

Dr. Mustafa KURUCA Isparta da Sosyal Güvenlik Reformunun Yansımaları ve Sosyal Güvenlikte Teşvik Uygulamaları konulu konferans verdi

6. Uluslararası Sosyal Güvenlik Sempozyumu İzmir de Başladı

2. Uluslararası İktisadi ve İdari Perspektifler Kongresi 5-7 Ekim Tarihlerinde Fakültemiz Ev Sahipliğinde Gerçekleştirildi

EVDE ÇOCUK BAKIM PROJESİNİN TANITIMI İZMİR DE GERÇELEŞTİRİLDİ.

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

Genel Başkanımız Haydar Arslan ın okuduğu basın açıklaması metni aşağıdadır. KGM Önünde Basın Açıklaması Yaptık

PANEL SONUÇ BİLDİRGESİ

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

Başkan Gökalp İlhan 12. Türkiye Eczacılık Kongresi nde

ANKARA KALKINMA AJANSI.

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

- SOSYAL GÜVENLİK KURUMU NUN SAĞLIK ALANINDA ÜSTLENDİĞİ ÇOK ÖNEMLİ GÖREVLER BULUNMAKTADIR

BU YIL ULUSLARARASI KOOPERATİFLER YILI!

KALKINMA BANKALARI ARASINDA İŞBİRLİĞİ

Şehit yakınları ve gaziler için iş kurası

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI. Sürdürülebilirlik vizyonumuz

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK

GIDALARDA ATIKLARIN AZALTILMASI VE GERİ KAZANIMI

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

TÜRKİYE RÜZGAR ENERJİSİ KONGRESİ

SANAYİ LOKOMOTİF SEKTÖR OLMAKTAN ÇIKTI

GENEL EKONOMİK DEĞERLENDİRME

CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY

15 yıl aradan sonra 1-3 Kasım da Turizm şurasını toplayacağız. Hükümet olarak 3.Turizm Şurası ile stratejik bir sektör olan turizmde üçüncü evreye

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi 37. Dönem Çalışma Raporu. BASIN ÇALIġMALARI

BÜRO MEMUR-SEN Büro Memurları Sendikası

AKSARAY TİCARET VE SANAYİ ODASI

AKP ye Soruyoruz CHP EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI

ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER

KAMU POLİTİKASI BELGELERİ

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 60

Kamplardaki sığınmacı sayısı 152 bin 51

Faktoring sektörü 76 milyar TL işlem hacmi ve reel sektöre sağladığı 12,4 milyar TL ile Türk ekonomisine destek veriyor

81 İl Müdürü Ankara da (1)

Değerli misafirler, Kıymetli iş insanları... Basınımızın değerli temsilcileri... Hanımefendiler... Beyefendiler...

EKİM AYI MECLİS TOPLANTISI / YÖNETİM KURULU FALİYET RAPORU SUNUMU. YÖNETİM KURULU AYLIK FAALİYET RAPORU 27 Ekim 2014

Karaman Ticaret ve Sanayi Odası. Ocak Ayı Bülteni

En Yüksek Prim Ödeyen 10 İşverene Ödül Verildi

Beyaz Nokta Gelişim Vakfı Mütevelli Heyet Genel Kurul Toplantısı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 72

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

Taşeron işçinin hakları mutlaka düzenlenecek

Gümüşhane Kelkit ilçesinde Doğu Keredeniz 1. Organik Tarım Kongresi başladı.

Başbakan Yıldırım, Milli Tarım Projesi toplantısında konuştu

TÜRKİYE ENERJİ, SU VE GAZ İŞÇİLERİ SENDİKASI

Başkan Acar 4. Ulusal Sağlık Kurultayına Katıldı

Dr. Selçuk Yakıştıran 2. Uluslararası Mesleksel ve Çevresel Hastalıkları Kongresi 04 Mart 08 Mart 2018 ANTALYA

Türkiye dönüşüm geçirerek kırsal bir tarım ekonomisinden küresel ölçekte yılında Türkiye nin kentsel nüfusu ülkenin toplam nüfusunun sadece

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Egemen Bağış ve Avrupa Birliği Genel Sekreterliği. Haftalık Türkiye - AB Gündemi 10. Hafta (8 14 Mart 2010)

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

YİSAD Üyelerinden Çanakkale Şehitliği ne ziyaret Ağustos 2012 / Demir Çelik Store

Anadolu Bacıları ndan Tam Destek


Hepinizi Şahsım, Yönetim Kurulum ve etkinliğe emeği geçenler adına selamlıyorum.

TOBB GGK nın Onursal Başkanı Sayın M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve Başkanı Sayın Ali Sabancı dır.

Yerel Yönetim Vizyonu. Emin Dedeoğlu , Eskişehir

İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK

TEB KOBİ AKADEMİ Tarım Buluşmaları. 13 Aralık 2012 İZMİR

Aile Bülteni. ANKA Çocuk Destek Programı nın Tanıtımı Yapıldı. aile.gov.tr

KOBİ ler Nefes alacak / Ankara. TOBB, Ziraat Bankası, Denizbank ve Kredi Garanti Fonu (KGF) ortaklığında hayata

WORLD FOOD DAY 2010 UNITED AGAINST HUNGER

Avrupa Birliğine Uyum Danışma ve Yönlendirme Kurulu Toplantısı

ABD Büyükelçiliği Ekonomi Müşaviri Treiber den SGK ya ziyaret

KAYITDIŞI ĐSTĐHDAMLA MÜCADELE

4.GIDA GÜVENLİĞİ KONGRESİ KAPANIŞ BİLDİRGESİ

Sütçüler Prof. Dr. Hasan Gürbüz Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Veysel AYHAN ın oturum başkanlığını yaptığı ve SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim

Mobil SGK Araçları Yollarda

Çevre ve tarım sorunu üzerine Ahmet Atalık ile söyleşi

İl başkanlarına hükümetin tarım politikalarını anlattı

YENİ HÜKÜMET PROGRAMI EKONOMİ VE HAZIR GİYİM SEKTÖRÜ İÇİN DEĞERLENDİRME EKONOMİ VE STRATEJİ DANIŞMANLIK HİZMETLERİ 30 KASIM 2015

İSG. İş Sağlığı ve Güvenliği

TÜSİAD Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele Çalışma Grubu Sunumu

ALO 170 Sivas ta Hizmet Vermeye Başladı

Kamuda Dijital Dönüşüm Çalıştayı Yapıldı

Yine yapmak istediklerimizden birisi olan, spesifik sektörlerde, belki daha az, ama daha etkin iş adamları seyahatlerini önemsiyoruz ve buna

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

TOBB da Akdeniz Bölge Toplantısı yapıldı

DANIŞMA KURULU emo izmir şubesi 30. dönem çalışma raporu 101

Aslında, benim perakende sektöründeki kariyerim bir anlamda 12 yaşında sahibi olduğumuz süpemarkette yaz tatillerinde çalışmamla başladı.

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Doç. Dr. Turan EROL un

T.C. İSTANBUL KALKINMA AJANSI

Hepinizi Şahsım, Yönetim Kurulum ve etkinliğe emeği geçenler adına saygıyla selamlıyorum.

U T A N A K. Dönem : 2015 Toplantı : Nisan Birleşim : 5 Oturum : 1 Birleşim Tarihi : Birleşim Saati : 17.30

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Aralık 2011, No:14

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

Hollanda Türkevi Topluluğu nun Ankara Ziyareti

JPMORGAN CHASE BANK, N.A. MERKEZİ COLUMBUS, OHIO İSTANBUL TÜRKİYE ŞUBESİ 01 OCAK EYLÜL 2016 ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

Transkript:

başyazı SOMA FACİASI, İŞ CİNAYETLERİNE KUCAK AÇAN BİR ZİHNİYETİN ESERİ... Türkiye nin en büyük, dünyanın ise en hazin maden kazaları arasında yerini alan Soma maden faciası, ekmeğinin peşinde koşan 301 kardeşimize mezar oldu, tüten 301 ocak tütmez oldu. Bu acı, sadece bu olayda yaşamını yitiren yüzlerce emekçinin yakınlarının acısı değil, 76 milyonun ortak kederidir. 2 şeker-iş dergisi ocak 2011 İsa GÖK Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı

Sözün bittiği, yüreklerin dağlandığı acı bir gerçeğin ortasındayız. Soma da yüzlerce canımızı yitirdik.. Derin hüznün ardında yatan gerçeklerin su üstüne çıkmasıyla; insan hayatına karşı duyulan sorumluluk ve anlayışın neresinde yer aldığımız, çalışma koşullarının barındırdığı ya görmezden gelinen ya da sözde tasarılarla yıllardır ertelenen çarpık uygulamaların içine nasıl itildiğimiz, canımız yanarak bir kez daha tescillendi. Türkiye nin en büyük, dünyanın ise en hazin maden kazaları arasında yerini alan Soma maden faciası, ekmeğinin peşinde koşan 301 kardeşimize mezar oldu, tüten 301 ocak tütmez oldu. Bu acı, sadece bu olayda yaşamını yitiren yüzlerce emekçinin yakınlarının acısı değil, 76 milyonun ortak kederidir. Tek gayeleri, sofralarına bir lokma aş, çocuklarına daha iyi bir gelecek hazırlamak olan yerin metrelerce altında ekmeğini taştan çıkaran Soma maden emekçilerinin yaşadığı bu iş cinayetinde hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah tan rahmet, başta aileleri olmak üzere yakınlarına sabır ve başsağlığı, yaralılara ise acil şifalar dilerim. Ne yazıktır ki bu büyük felaket; ne bir ilk, ne de son olacağa benzemektedir. Özelleştirme, taşeronlaşma ve sendikasızlaştırmadır ki sermayeye yeni rant alanları açarken, çalışma ilişkilerini güvensizleştirir. Yasaların dışında denetimsiz işçi çalıştırmanın yolunu açan istihdam politikaları ile bu ülke çalışanlarını işsizlik ve yoksulluğa mahkum eden ekonomi politikalarını içeren bir çalışma sistemi kurar. İstihdam politikaları çerçevesinde gerek kamu gerekse de özel sektör, denetimsizliği ve yasal boşlukları fırsat bilerek kölelik koşullarında işçi çalıştırmaya devam eder. Dün olduğu gibi bugün de, çalışanın emeğini yok sayarak kendini tayin edici olarak gören, cirosunu hiç durmadan katlayan işveren ve işveren temsilcilerinin iş ve istihdam yarattıkları söylemlerine paralel, inisiyatiflerine kalmış bir düzeni oturtma anlayış ve çabası; emeği hor gören zihniyetin değişmediğini, işveren kesiminin emeğin kutsal bir değer olduğunu hala kavrayamadığını gözler önüne sermektedir. İşte, Soma da olduğu gibi ülkemizin bir çok yerinde yaşanan bu tam teşekküllü iş cinayetlerinin temel nedeni, milyonlarca işçinin açlıkla, işsizlikle tehdit edilerek, kölelik koşullarında ve denetimsiz çalıştırılmasıdır. Çalışan hak ve güvenliğini en üst düzeyde tutan Sendikamız, örgütlü bulunduğu işyerlerinde özellikle alt işveren kaynaklı sorunların önüne geçmek adına çalışmalarına hız kazandırarak, yaşanması muhtemel hak ve hukuk ihmallerini ortadan kaldırmak adına gerekli olan hukuki mücadeleyi tüm hassasiyetiyle sürdürecektir. başyazı www.sekeris.org.tr 3

başyazı Kuşku yoktur ki, özelleştirme ve taşeron sistemi devam ettiği sürece bu katliamlar da devam edecektir. Nitekim, Türkiye nin üretim gücünü, taşeronlaşma, özelleştirme gibi politikalarla kuşatmaya çalışmak, çıkar gruplarına rant aktarma kaynağı olarak görmek, bu ülkeye karşı yapılan en sorumsuz davranıştır. Sendikalar tarafından yürütülen mücadelenin sonunda, bugün siyasi iktidar, taşeron çalıştırılmasının hukuk ve hakkaniyete aykırı olduğunu kabul etmektedir. Buna rağmen son günlerde kamuoyunda yer alan; özellikle kamuda çalıştırılan taşeron işçilerinin ve geçici işçilerin durumlarının iyileştirilmesi, toplu pazarlık ve örgütlenme haklarının sağlanması ile asıl işyerindeki kadrolara geçirilmesi konularını içeren alt işveren ilişkisi ve iş kanununun bazı hükümlerinde değişiklik yapan kanun tasarısı beklentilerin gerisinde kalmıştır. Bu çerçevede, Sendika olarak yaptığımız değerlendirme çalışmasını kamuoyu ile paylaşmış bulunuyor; emeğin istismarını önleyecek, çalışma ilişkilerini güçlü bir çatı altında toplayacak düzenlemelerin biran önce hayata geçirilmesini ümit ediyoruz. Diğer taraftan da, küresel iş kazaları istatistiklerine göre dünyada üçüncü sırada olan Türkiye, birinci sırada yerini almaya adaydır. Bu konuya ilişkin olarak ülkemizde gerçek manada iş kazaları ve meslek hastalıklarını en aza indirgemek istiyorsak, önceliği insan sağlığı ve güvenliğine veren bir üretim anlayışını egemen kılacak düzenlemeleri yapmamız gerekmektedir. Üstelik henüz 30 Haziran 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu nun ardından yaşanan uygulama sorunları bir yana; düzenlemeler uzun vadeli strateji ve somut hedefler koyan bir takvime bağlanamamakta; yasaların, kuralların ve standartların oluşturulmasında sendikalara etkin bir görev verilememektedir. Aynı şekilde işyeri ve bölge düzeyinde işçi sağlığı ve güvenliği denetiminde işçilerin doğrudan ve güçlü denetimi güvence altına alınamamaktadır. Altını çizmek gerekir ki, iş güvenliğinde en gerçekçi önlem; insan hayatına karşı ahlaki ve vicdani sorumluluk bilinci ve davranış kültürünü yerleştirmektir. Yasal, teknik ve eğitim önlemleri, risk değerlendirmeleri ile kamu denetimlerinin etkin, sürekli ve düzenli yapılması alınacak hayati önlemler anlamında oldukça önemlidir. İş güvenliği zafiyetini de barındıran Soma faciasında yitirdiğimiz canlar unutulmayacaktır, insan onuruna yaraşır çalışma hayatının oluşumuna katkı sağlayacak her türlü girişimin Sendika olarak takipçisi olacağımızın altını çizmek isterim. Zira, Soma faciasının unutulması veya unutturulmaması, tarihe iz bırakmak ve yeni faciaların önlenmesi adına son derece mühimdir.

Ülkesel Stratejinin Oluşumu Yolunda 3. Etap Ülkemizi derinden sarsan ana gündem maddesinin aslında çok da uzağında olmayan, yine ülkemiz sanayisini yakından ilgilendiren, şeker sektörünü masaya yatıran, pancar şekeri sanayi ve şeker pancarı tarımının geleceğini tüm yönleriyle irdeleyen şeker sempozyumuna geçtiğimiz günlerde ev sahipliği yaptık. Sendikamız Şeker-İş, nihai sonuca ulaşma yolunda hızla ilerleyen başarılı ve etkin çalışmalarına 08-09 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirdiği Şekerin Geleceği 3, Uluslararası Şeker Sempozyumu ile bir yenisini daha eklemiştir. Özelleştirme ve taşeronlaşma uygulamalarından nasibini alan ülkemiz şeker sektörünün geldiği noktadan yarınlara uzanan bir oturum portföyünün yer aldığı Şekerin Geleceği 3 Sempozyumu, uluslararası katılımlı bir platformda gerçekleşmiştir. Türkiye de şeker sektörünün yeniden yapılandırılması, şeker rejimi ve nişasta bazlı şekerler, gıda ve şeker sektörlerinde sendikal örgütlenme; Türkiye ve Dünyadan İyi Uygulama örnekleri oturumları yurtiçi ve yurtdışından gelen akademisyen, araştırmacı, tıp dünyasının önemli isimleri, Sendika yöneticileri ve siyasilerin de katılımı ile ülkesel bir strateji nin oluşturulmasına kaynak sağlamıştır. Nitekim, milyonları içine alan şeker ailesinin sesini duyurmak ve kamuoyunu aydınlatmak adına çıktığımız yolu, aydınlık bir geleceğe kavuşturmak için Türkiye Şeker Fabrikaları nın kamu gözetiminde yeniden yapılanma modeli ile kalkınması, Sendikamız önerilerini referans alan bir Şeker Kanunu nun yürürlüğe girmesi Türk şekerini yüceltecek; uluslararası lobilerin yahut rejimlerin esiri olmaktan kurtaracaktır. Sendikamız Şeker-İş; yürüttüğü mücadele ve kararlılık ekseninde gerek pancar üreticisi gerek çalışanlar gerekse kamunun korunması, daha açık bir ifadeyle kamu yararının ön planda tutulması amacına hizmet etmeye devam edecektir. başyazı Saygılarımla, Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa GÖK

içindekiler ŞEKER-İŞ SENDİKASI ADINA İMTİYAZ SAHİBİ İsa GÖK Genel Başkan 8 10 Haber Korkutan Kanser Raporu Sempozyum Şeker-İş Sendikası ndan, Şekerin Geleceği Sempozyumu Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Hasan Basri GÜZEL Editör Önsel ÜNAL Yönetim Yeri Şeker-İş Sendikası Genel Merkezi Karanfil Sk. No: 59 Bakanlıklar/ANKARA Tel: 0.312 418 42 73-74 Faks: 0.312 425 92 58 www.sekeris.org.tr info@sekeris.org.tr Organizasyon ve Hazırlık Aren Tanıtım Hizmetleri Tic.Ltd. Şti. Dr. Mediha Eldem Sok. 38/15 Kızılay / ANKARA Tel: (0.312) 430 70 81 www.arentanitim.com.tr info@arentanitim.com.tr Baskı: Aydoğdu Ofset Matbaacılık Ambalaj San. ve Tic. Ltd. Şti. İvedik Organize Sanayi Ağaç İşleri Sitesi 21. Cad. 598 Sk. No: 20 Yenimahalle/ANKARA Tel: 0.312 395 81 44 Faks: 0.312 395 81 45 www.aydogduofset.com aydogduofset@hotmail.com Baskı Tarihi: 09.06.2014 Yayın Türü: Yaygın süreli Ücretsiz Dağıtılmaktadır. (3 aylık dergi) Şeker-İş Dergisi Basın Meslek İlkelerine Uyar 24 > Haber Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa GÖk: Sendikal Hareketi Canlandıracak Çalışmalarımız Devam Edecektir. Haber 1 Mayıs İşçinin Kabusu Değil, Bayramı Olmalıdır... < 28 Haber < 29 Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök: Soma da Yüreklerimiz Yandı

içindekiler 30 Haber Türk-İş: Yaşananlar Bir İş Kazası Değil, Cinayettir 34 > 38 > Basın Toplantısı Şeker-İş ve TZD Yeni Şeker Kanunu Tasarısını Değerlendirdi Haber Şeker-İş den Compass Grup Komitesine Obasan Uyarısı

Korkutan Kanser Raporu Sağlık BM Dünya Sağlık Örgütü nün (WHO) raporuna göre, dünya genelinde kansere yakalanma sayısının gelecek 20 yılda yaklaşık iki kat artarak yıllık 22 milyona, kanser nedeniyle ölüm sayısının da yıllık 13 milyona ulaşması öngörülüyor. WHO nun kanser konusunda uzman birimi Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı nın (IARC) 40 tan fazla ülkeden 250 bilim adamının önderliğinde hazırladığı Dünya Kanser Raporu 2014 açıklandı. Rapora göre, yıllık kansere yakalanma vakaları ve kanser nedeniyle ölüm oranlarında önemli bir artış eğilimi göze çarpıyor. Raporda kanser vakalarının artış eğiliminin çözümü içinse önleyici çalışmalara hız verilmesi ve etkin önlemlerin uygulamaya geçirilmesi gerekiyor. Raporda 2012 de tahmini olarak dünya genelinde 14 milyon olan yeni kanser vakasının gelecek 20 yıl içinde neredeyse iki katı olan 22 milyona ulaşması bekleniyor. Kanser nedeniyle gerçekleşen ölümlerde de benzer bir artışın beklendiği raporda, 2012 de 8,2 milyon ölüm oranının da 20 yıl içinde yıllık 13 milyona çıkacağı öngörülüyor. Rapora göre, 2012 yılında en fazla akciğer, göğüs ve kalın bağırsak kanseri tanıları konuldu. Kanserden ölüm oranlarında da birinci sırayı akciğer kanseri alıyor. Kanser tedavilerinin gittikçe yükselen maliyeti nedeniyle tedavi masraflarının ekonomiler üzerinde büyük yük oluşturmasını ve yoksul ülkelerdeki hastaların tanı ve tedavi imkanlarına ulaşımını olumsuz etkiliyor. Raporda, 2010 yılında kanserin dünya genelindeki maliyeti 1.16 trilyon dolar olarak tespit ediliyor. 8 şeker-iş dergisi haziran 2014

Obezitenin Sırrı Tükürükte Tükürükteki bir enzimin eksikliğinin obeziteyi tetikleyebileceği belirlendi. İngiliz ve Fransız bilim adamlarının araştırması, tükürükte bulunan, nişastayı parçalayarak şekere çeviren amilaz adlı enzimin az olmasının obeziteye yol açabileceğini gösterdi. Farklı kilolarda İsveçli kız ve erkek kardeşlerin gen haritasını inceleyen bilim adamları, amilaz geni kopyasının kişiden kişiye değiştiğini (1-20 kopya), kopyaya çok az sahip olanların obeziteye yakalanma riskinin 10 kat arttığını vurguladı. Tarım faaliyetlerinin başlamasının ardından bu yana (yaklaşık 10 bin yıl önce) nişastanın sindirilebilmesi için AMY1 geninin kopyalarının arttığını belirten bilim adamları, her kopyasının obezite riskini yüzde 20 azalttığına dikkat çekti. Sağlık Limon Asidi Hücreleri Gençleştiriyor Bilim dünyası Japonya da yapılan bir araştırmayı konuşuyor. Japon araştırmacılar farelerden alınan kan hücrelerinden limon asidi yardımıyla kök hücre ürettiklerini duyurdu. Laboratuvar ortamında kök hücre üretmek için bilim insanları şimdiye kadar gen teknolojisi ve komplike biyokimya yöntemlerinden yararlanıyordu. Japon araştırmacıları ise bu işlemin limon asidi yardımıyla da gerçekleştirilebileceğini iddia ediyor. Japonya nın Kobe kentindeki RIKEN Araştırma Merkezi nde çalışan gelişimsel biyoloji uzmanı Haruko Obokata deneylerinde genç farelerden aldığı kan hücrelerini kullanmış. Japon bilim kadını, hücrelerin yüzmekte olduğu sıvının ph-değerini (sertlik derecesini) biraz sitrik asit (limon asidi) kullanarak 5,8 in altına düşürdüğünü belirtiyor. Haruko Obokata limon suyu ya da limonata kadar ekşi olmayan bu sıvıda bazı hücreler sağ kalmayı başaramazken, varlıklarını sürdürebilenler ise kök hücrelere dönüştüğünü kaydediyor. Çok yönlü hücrelerin dönüşmesi Kök hücreler deri, kas, karaciğer ve sinir hücreleri gibi her türlü vücut hücresine dönüşebiliyor. Normal olarak embriyonik kök hücrelerde bu çok yönlülük mevcut. Ancak son dönemde araştırmacılar, laboratuvarlarda insanlardaki normal, erişkin hücrelerden de bu tür çok yönlü hücreler geliştirmeyi başardılar. www.sekeris.org.tr 9

Sempozyum Şeker-İş Sendikası ndan Şekerin Geleceği Uluslararası Sempozyumu Şeker-İş Sendikası, bu yıl üçüncüsünü gerçekleştirdiği Şekerin Geleceği Uluslar arası Sempozyuma bir kez daha damgasını vurdu. Ankara Hilton Oteli nde gerçekleştirilen Sempozyum, ilk olarak saygı duruşu ve İstiklal Marşı nın okunmasının ardından şeker ile ilgili kısa bir slayt ve kamu spotunun izlenmesiyle başladı. Açılış konuşmalarının ardından Şeker-İş Genel Başkanı İsa Gök, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik adına Bakan Yardımcısı Halil Etyemez e ve TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay a teşekkür hediyesi verdi. İki gün süren ve dört oturum yapılan sempozyum da Türkiye de Şeker Sektörünün Yeniden Yapılandırılması, Şeker Rejimi, Nişasta Bazlı Şekerler ve Sağlık Boyutu ile Gıda ve Şeker Sektöründe Sendikal Örgütlenme ile Türkiye ve Dünyadan İyi Uygulama Örnekleri adlı konular konuşuldu. Sempozyum konuşmalarının ardından konuşmacılara sempozyum anısına teşekkür plaketleri verildi. 10 şeker-iş dergisi haziran 2014

Sempozyum Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök: Zaman, Türkiye nin Şeker Stratejisini Belirleme Zamanıdır Sempozyuma Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik adına Bakan Yardımcısı Halil Etyemez, CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Sanayi Komisyonu Üyesi Erdal Aksünger, CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, Türkiye Şeker Fabrikaları Genel Müdürü Bülent Üzümcü, Adapazarı Şeker Fabrikası Genel Müdürü Dr. Rüstem Keleş, Türkiye Şeker Fabrikaları eski Genel Müdürü Azmi Aksu, Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, Pankobirlik Genel Müdürü Taner Taşpınar, Türk-İş eski Genel Başkanı Salih Kılıç, TEKSİF Genel Başkanı Nazmi Irgat, Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı İbrahim Yetkin, Avrasya Metal İşçileri Federasyonu Genel Sekreteri Mehmet Soyupek, Gazi Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Vedat bilgin, Gazi Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydın Başbuğ, İstanbul şişli Memorial Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmek, Ankara Numune Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Münevver Moran, İstanbul Üniversitesi Radyasyon Onkolojisi Bölümü Uzmanı Dr. Yavuz Dizdar, Şeker Kurumu Eski Genel Sekreteri Aysın Ünal, Şeker-İş Sendikası Hukuk Danışmanı Av. Gökhan Candoğan, Şeker-İş sendikası Örgütlenme Müdürü Bahri Topçu, Pankobirlik Yatırım www.sekeris.org.tr 11

Sempozyum Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, Türkiye AB nin şeker sektöründe şekillendireceği tablonun neresinde yer alacağı sorususunu kendisine sorması gerekir. Ya AB nin parlayan yıldızı olacağız ya da bölgenin açık pazarı haline geleceğiz dedi. durdurulduğunu kaydederek, Nedenini, niçinini, hatta sonucunu ortaya koyan, araştıran ve belli bir yol haritası çerçevesinde ilerleyen sendikamız nihai olmasa da başarıya ulaşmıştır. Üçüncü sempozyumumuzu gerçekleştireceğimiz bugün ise artık Türkiye nin şeker stratejisini belirleme zamanıdır ve dolayısıyla da hedefimiz nihai amaca ulaşmaya yöneliktir dedi. Proje Müdürü Turgut Ağırnaslıgil, Uluslararası Gıda İşçileri Federasyonu Küresel Şeker Koordinatörü Jorge Chullen, Avrupa Gıda, Tarım ve Turizm İşçi Sendikaları Federasyonu Tarım Sektöründen Sorumlu Politika Sekreteri Ard Spahn, Avrupa Uluslararası Pancar Üreticileri Konfederasyonu Genel Sekreteri Elisabeth Lacoste, Türk- İş e bağlı sendikaların yönetimlerinden çok sayıda yönetici ile Şeker-İş Sendikası Şube Başkanları katıldı. Şekerin Geleceği 3 Uluslararası Sempozyumu nun açılış konuşmasını yapan Türkiye Gıda ve Şeker Sanayi İşçileri Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, Toplumda sosyal, ekonomik, kültürel, sağlık ve demokrasi alanındaki yanlış politikaları engellemek ve kabul edilebilir, rasyonel ve adil politikalar oluşturmak, sendikaların ana gündem maddesi haline gelmiştir. Üstelik sendikaların ideolojik, siyasi, etnik, dini ve kültürel farklılıklara tarafsız bir şekilde yaklaşan, hatta bunları birer zenginlik olarak gören çoğulcu yapısı, toplumun değişik gruplarında çıkabilecek kaygıları en aza indirgemektedir diye konuştu. Zaman Türkiye nin şeker stratejisini belirleme zamanıdır Tarımsal üretimin yıldızı olan pancarın ve milyonları bulan şeker ailesinin sesini duyurabilmek, toplum yararına hareket sendikacılığı misyonu çerçevesinde kamuoyunu aydınlatmak ve karar vericileri yönlendirmek için başlatılan girişimimiz, yabancı konuklarımızın da katılımıyla uluslararası bir boyuta taşınmıştır diyen Gök, şeker fabrikalarının özelleştirme cenderesinde ne olacağı belirsizken ikici sempozyum sonucu özelleştirmenin Türk şeker sanayi güçlendirilmelidir. Özelleştirme mücadelesinde çok şey öğrendiklerini kaydeden Gök, Birileri için belki siyaset, birileri için slogan, birileri içinse rakamlardan ibaret bir tablo olan özelleştirme, bizim için ekmek ve gelecek demekti. Sizlerin emek ve özveri ile çalıştığınız, yöresinin belki de tek, tek olmasa da en büyük sanayi kuruluşu, istihdam ve katma değer kaynağı olan şeker fabrikalarımız, gerçek dışı rapor ve söylemlerle, kapatılmak için, bir kez daha söylüyorum, kapatılmak için, özelleştirilmek istendi ifadelerini kullandı. Kamu gözetiminde üretici ve çalışan ortaklığında, bugün olduğu gibi, kamuya yük olmadan üretime yeniden yapılanma modeli ile devam edilmesi gerektiğini belirten Gök, şöyle devam etti: Türkiye Şeker Fabrikaları toplum için istihdam, ülkemiz için katma değer yaratmaya devam etmelidir. Bu aşamada hükümetimiz ve siyasilerimizden beklentimiz, yeniden yapılandırma modelinin hayata geçirilmesi noktasında verecekleri destekle, Türk şeker sanayini güçlendirmektir. Avrupa Sayıştay ı yaptığı değerlendirme ile AB şeker reformunun başarısızlıkla sonuçlandığını, AB nin dışa bağımlılığının arttırdığını duyurmuştur. AB nin parlayan yıldızı olabiliriz. İsa Gök, AB şeker rejimi çerçevesinde şeker üreticisi ülke sayısının kademeli olarak altı ülkede sabitlenecek olmasının, rekabet gücü zayıf ülkeleri şeker sektörünün dışına iteceğini belirterek, AB üyeliğimiz gerçekleştiği taktirde, uygulanacak politikalarla ülkemiz ya AB nin şekerde rekabetçi yedinci yılldızı olacak ya da kotası transfer edilmiş, bölgenin açık pazarı haline gelecektir. İşte bu nedenle AB nin şeker sektöründe şekillendireceği tablonunn neresinde yer alacağımız sorusunu kendimize sormamız elzemdir. Uygulamaya geçecek politikalar neticesinde ülkemiz özel şeker fabrikaları ile üretici kooperatifleri açısından bu önemli argümanların masaya yatırılması zorunlu görülmektedir dedi. 12 şeker-iş dergisi haziran 2014

NBŞ tüketimi ciddi bir tehdittir Sendikalar, özellikle üretim alanlarında, toplumun sesi ve sözcüsü, güvenilir bir kaynağı olmalıdır diyen Gök, Bunun içindir ki, Şeker-İş Sendikası, kamusal sağlığımızı doğrudan etkileyen NBŞ üretim ve tüketim konusunda ciddi kampanyalar yürütmektedir dedi. Şeker Sanayinin ekonomik boyutu kadar sosyal boyutuyla da stratejik bir konu olduğuna dikkat çeken Başkan Gök, Şeker Sanayinin birbirini destekler fabrikaları parçalanmak istendi. Bu gayretler karşısında bizler ne yaptık? Çalıştık, iddiaları ve raporları değerlendirdik, eksiklikleri ve hataları tüm yönleriyle ortaya koyduk. Bıkmadan, usanmadan, ayırmadan, herkese; başta Hükümetimiz temsilcilerinden siyasi partilere; sivil toplum örgütlerinden basın ve üniversitelere; pancar üreticinden şeker işçisine, taşımacısına, besicisine; yöre esnafından halkına ve meslek odalarına kadar her kesime Türk Şeker Endüstrisinin içinde bulunduğu durumu ve çizilen olumsuz senaryonun akıbetini anlattık. Bir gün Özelleştirme İdaresi önünde isyanımızı dile getirirken, ertesi gün Danıştay da davamızı açtık. İmza topladık, sempozyum yaptık, dünya ne yapıyor diyerek Polonya ya, Hollanda ya gittik. Başkanından en yeni üyesine kadar tüm teşkilatımızı sürece dahil etmeye çalıştık dedi. Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, NBŞ tüketiminin artışıyla ortaya çıkabilecek risklerin, ülkeler açısından ciddi bir tehdit unsuru olabileceğini de vurgulayarak, şöyle konuştu: Amerika da son 35 yılda sadece fruktozca zengin mısır şurubu tüketimi kişi başına yılda 200 gramdan 34 kg a kadar yükselmiştir. 20 yıl içerisinde Amerikalıların yüzde 95 inin şişman ya da obez olacağı, bizzat Amerikalı yetkililer tarafından tüm dünya kamuoyuna duyurulmuştur. Bugün Amerika yediğini ve içtiğini sorgular durumdadır. Gelinen noktada ülke, alınacak önlemlerle, kamu sağlığını kurtarma planlarını hayata geçirmeye hazırlanmaktadır. Alınması gereken mesaj oldukça açıktır. Şeker sektörünün geleceği pancar şeker sektörüne emanet edilmedikçe, tıpkı NBŞ cenneti Amerika da olduğu gibi, Türkiye de de uygulanacak yanlış kararlar büyük bir siyasi başarısızlığa dönüşecektir. Bu nedenledir ki, gerek Özelleştirme İdaresi nin finansal yönetim anlayışı gerekse de varlığını pancar üreticileri ile Sendikamıza borçlu olan Şeker Kurumu nun lobiye teslim olmuş yönetimi, toplumumuz açısından son derece tehlikeli karar yahut kanun tasarılarını ülke gündeminden uzaklaştırmalıdır. Sendikalar güç kaybediyor Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sendikaların güç kaybettiğine dikkat çeken İsa Gök, sözlerine şöyle devam etti: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yayımlanan 2014 yılı verilerine göre, örgütlenme hakkını kullanabilen işçi oranı yüzde 10 a dahi ulaşamamıştır. Sendikamızın örgütlü olduğu gıda iş kolunda da, çalışan toplam 538 bin 237 işçinin sadece 68 bin 781 i sendika üyesidir. Çalışanın en temel haklarından olan toplu sözleşme hakkından yararlanabilen işçi sayısı ise çok daha düşüktür. Sendikaların bugün yaşadığı güç kaybı, giderek daralan bir bakış açısının, içe kapanışın eseridir. Elde edilen görece güç ve mali kaynaklar ile geçirilen dönemde gelecek iyi okunamamış, ne yazık ki sendikalar örgütlenmeye gerekli önemi vermemişlerdir. Sendikal aidiyeti ve örgütlülüğün gücünü kabul ettirebilme şansı değerlendirilememiştir. İşte burada da, zoru başarmak durumundayız. İsa Gök, Şeker-İş Sendikası nın sektörde çalışan alt iş veren işçilerinin toplu sözleşme hakkından yararlanması için mücadele eden ve işçileri örgütleyen ilk sendikalardan olduğunu belirterek, Sendikamız gıda iş koluna geçtiği 2012 yılından bu yana örgütlenme çalışmalarını hız kesmeden sürdürmektedir. Daha yolun başında olmakla birlikte, biliyoruz ki, yakın bir zamanda sendikamız gıda iş kolunun en etkin sendikal gücü olacaktır diye konuştu. Sempozyum www.sekeris.org.tr 13

Sempozyum Şeker-İş Sendikası olarak bir masa ve bir sandalye ile yola çıktıklarını ifade eden Gök, Sendikamız, çalışmaları ile nihai başarıya ulaşma gayreti içerisindedir. Sahip olduğumuz inanç ve dayanışmanın gücü ile yarına umutla bakan Şeker-İş ailesi, geçmiş ile geleceği, gelenek ile çağdaşlığı harmanlayan sendikal mücadelesini sonuna kadar sürdürecektir dedi. Bu ülkede uyuyanlar ve uyuma numarası yapanlar var Sempozyum açılışında konuşan Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) Genel Başkanı Ergün Atalay da bugün Türkiye nin önüne nişasta bazlı şeker belasını koyduklarını belirterek bunun zararlarını Türk halkına anlatmaya gayret ettiklerini söyledi. Atalay, Bu ülkede uyuyanlar var, uyuma numarası yapanlar var. Uyuyanı uyandırırsınız. Fakat uyuma numarası yapanları uyandırmak zor. Sayın vekillerimiz başta olmak üzere yüksek sesle anlatmaya çalışalım. Yoksa bunun bedelini çocuklarımız ödemeye devam eder şeklinde konuştu. TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, Şeker-İş ve Türk-İş e bağlı sendikaların sosyal sorumluluk projeleri üretmeye devam edeceğini belirtti. Sözleri sık sık alkışlarla kesilen Atalay şöyle devam etti: Biz genelde işçi ücretleri ve işçilerin içinde bulunduğu sıkıntıları kamuoyuyla paylaşan sendikalar olarak biliniyoruz. Bugün Şeker-İş ve diğer sendikalarımız çeyrek asırdır TÜRK-İŞ e bağlı olarak böyle projeler yapmaya devam ediyorlar. Bugün yapılan sempozyum Türkiye de sosyal sorumluluk projesi kapsamında değerlendiriliyor ve bunu salondaki değerli davetlilerin büyük bir bölümü biliyor. Çünkü bu insanlar çiftçi kökenli veya eğitimini bu konu üzerinde almış insanlar. Burada konuşulacak olan pancar konusu 74 tane vilayetimizde, 250 bin çiftçimiz ve 10 milyon insanı ilgilendiriyor. Genelde bakıldığı zaman ise Türkiye yi ilgilendiriyor. Dikkat ederseniz son 10 yıldır Türkiye nin değişik bölgelerinde yöresel ürünlerde mağazalar arttı. Bundan önce böyle mağazalar yoktu. Yurtdışına gittiğimiz zaman afedersiniz domatese, salataya baktığım zaman sanki tornadan çıkmış gibi gördüm. Türkiye deki yetişen domatese salataya benzer domatesler yurtdışında da var. Maalesef aynısı son yıllarda ülkemizde hızla artmaya başladı. Biz bunu şu anda fark etmiyoruz ve bunu çocuklarımız ödüyor. Bunun bir bölümünü görenlerimiz var ama bu ülkede zaman zaman bu ifadeyi kullanıyorum uyuyanlar var, uyuma numarası yapanlar var. Uyuyanı uyandırırsınız. Fakat uyuma numarası yapanları uyandırmak zor. NBŞ nin bedelini çocuklarımız öder 1 Mayıs İşçi Bayramı nda nişasta bazlı şekerler konusunu dilinin döndüğünce ifade etmeye çalıştığını kaydeden Atalay, Uluslararası Haliç Kongre Merkezinde ki İşçi Sağlığı ile alakalı kongrede orada anlatmaya çalıştım. Bir Et-Balık Kurumumuz vardı bu ülkenin sigortasıydı ve özelleştirme furyasından oda nasibini aldı. Şimdi ülkeyi yönetenler yanlış yaptık diyor. Bu Et Balık Kurumu et sektörünün sigortasıydı. Biz o zamanlar inanın dilimiz döndüğünce derdimizi anlattık. Maalesef kamuoyuna derdimizi anlatmaya gücümüz yetmedi. Özelleşme furyasının öncülüğünü patronlar, televizyonlar gazeteler yapıyordu. Şimdi geldiğimiz nokta hiç iç açıcı değil. Amerika ve Fransa bu sevdadan vazgeçti. Hiç gerçek pancarla sahtesi bir olur mu? Hiç tarlada yetişenle laboratuvardan geçen ürün bir olur mu? Ama maalesef bugün Türkiye nin önüne nişasta bazlı şeker belasını koydular. Ama bunu anlatmaya gayret ediyoruz, İsa kardeşim ve onun arkadaşları bunu anlatmaya gayret ediyor. Sayın vekillerimiz başta olmak üzere yüksek sesle anlatmaya çalışalım. Yoksa bunun bedelini çocuklarımız ödemeye devam eder dedi. Onu kapat, bunu kapat anlayışı var Türkiye de yirmi dört tane Bakanlığın olduğunu ve bu Bakanlıklarda iki tanesine Beyaz Türkler ismini verdiğini ifade eden Atalay, Bunlar genellikle Hazine ve Maliye Bakanlığı dır. Öbür bakanlıklara da bir şey götürdüğün zaman oda diyor ki ya bu ülke bundan zarar ediyor. Çünkü adam hayatında pancarı bilmiyor ki adam hayatında ma- 14 şeker-iş dergisi haziran 2014

PANKOBİRLİK Genel Müdürü Taner Taşpınar, Ülkenin menfaatleri doğrultusunda fabrikalarımızın ve çiftçilerimizin verimliliğini artıracak politikalar geliştirmeliyiz, dedi. dene inmemiş. Madeni anlatıyoruz Maliye Bakanlığı na, Hazine Bakanlığı na kapatın diyor. Onu kapat bunu kaldır ne olacak bu işin sonu? Bir ülkede su yoksa sıhhat yoktur. Ama biz bir günden bir güne erozyon nedir, su nedir, bu ne getiriyor, ne götürüyor? Bir derin araştırmak gerekiyor. Bakın çeşmeler akıyor akmadığı zaman ne olacağını anlarsınız. Ben 1999 depremini yaşadım. Bizim her tarafımız su fakat depremden dolayı on gün hiç su görmedik ve bunun kıymetini elli yaşında anladım. Su konusu çok önemli. Çünkü bunlar hayat ve pancar da buna bağlı bir iş. Özelleştirme ile alakalı az öncede bahsettim onu kapat bunu satın anlayışının bir versiyonunu Yatağan da yaşıyoruz dedi. Atalay, konuşmasına şöyle devam etti: Bundan 4 sene evvel Sayın Başbakana şeker ile ilgili raporu götürdüm ve Sayın Başbakanım bu sattığınız fabrikaların fiyatları, şu arsa bedeli, getirdiği ve götürdüğü bunlar dedim. Biz bu konuyu Hazine ye, Maliye ye ve Özelleştirme Yüksek Kurulu na anlatamadık. Benim bu söylemlerime Sayın Başbakan İncelettireceğim dedi ve inceletti. Ve özelleştirme durdu. Şimdi Yatağan da ihalesi satılan ücret şu, orada ki taşınmazlar ve liman, mal varlığının inanın beşte biri. Aynı raporu geçen hafta Sayın Başbakana sunduk. Başbakanı ikide bir nasıl bulacağız? Ondan evvel bu ülkede sekeri idare edenler var ve bunu onlara anlatmamız gerekiyor. Maalesef biz onları bulmakta zorluk çekiyoruz. Bu ülkede Türk-İş 62 yıldır var. 450 şubesi, 35 tane genel merkezi ve 770 bin üyesi var. Son yıllar da her ne kadar bazı siyasiler sendikaları zorlasa da biz örgütlü çalışanların dörtte üçü Türk-İş i oluşturuyoruz. Türk-İş bu ülkede bir markadır. 1 Mayıs ta biz çıktık dedik ki Türk-İş, işçinin sorununu tek başına Kadıköy de anlatacak. Biz kürsüden derdimizi sıkıntımızı anlatalım. Türk-iş 62 yıl evvel işçinin, Türkiye nin yanındaydı. Şimdide işçinin ve Türkiye nin yanındadır. Şeker sanayinin ülkeyi kalkındırıcı etkisi vardır Şeker sanayisinin ülke ekonomisi için çok önemli bir yere sahip olduğunu belirten PANKOBİRLİK Genel Müdürü Taner Taşpınar ise Şeker sanayisinin ülke ekonomisine katkısı çok yüksektir. Bu katkılar doğrudan ve dolaylı olarak örgütlenmekte tarım sanayi ittifakı üzerinden tüm ülke ve bölgeleri saran çok etkin bir düzeye yükselmektedir. Bu katkı pancar üreticisinden nakliye, devlet hazinesinden memur ve işçi ücretlerine değin doğrudan gelir yaratan mekanizmanın örgütlenmesi anlamına gelmektedir. Dolayısıyla etkisi tüm bu doğrudan gelir kalemleri ülke ekonomiden katlanarak yarattığı katma değer oranına eşittir. Bu sayede bölgesel ve hukuksal kalkınma için temel bir araç organize edilmekte ve işletilmektedir. Şeker fabrikaları ülkenin şeker ihtiyacının karşılamasının ötesinde şeker sanayinin ülkeyi kalkındırıcı, bölgeler arası eşitliği sağlayarak birçok kesimi gelir yaratıcı etkisi de ön plana tutulmuş olduğu söylenebilir. PANKOBİRLİK şu anda şeker sektöründe üretilen şekerin yüzde kırkını karşılamaktadır. Dolayısıyla şeker fabrikalarının aslında baktığınız zaman ciddi anlamda katkılar yaptığını görmek mümkündür dedi. Şeker Stratejik bir ürün olarak kabul edilmelidir Şeker fabrikalarında yapılacak olan özelleştirmenin sadece fabrika çalışanları ve sendikaları değil, alınan kararın bütün toplumu ilgilendireceğini ifade eden PAN- KOBİRLİK Genel Müdürü Taner Taşpınar, Özelleştirmede amaç rekabetin yeniden tesisidir. Aynı zamanda özelleştirme tüm toplumu ilgilendiren bir karardır. Ancak özelleştirme fikri uygulama sürecince birçok problemi beraberinde getirmektedir. Sağlam ve temel kurallara oturtulmamış, özelleşme ruhunun tersine yapılan uygulamaların sonucu bir takım sosyal sorunların ortaya çıkması kaçınılmaz olmuştur. Sonuçta özellikle tarıma dayalı sanayi özelleşmesinde yaşandığı gibi hem ilgili sektörlerde üretim olumsuz etkilenmiş, hem de yapısal dönüşüm getirdiği sancılar ve işsizlik artmıştır şeklinde konuştu. Özelleştirme konusunda önümüzde iki seçeneğin bulunduğuna vurgu yapan Taşpınar, şöyle konuştu: Sempozyum www.sekeris.org.tr 15

Sempozyum Ya fabrikaların bir kısmını arsa spekülasyonuna konu edeceğiz, kalanları ise küresel fabrika kurumumuzda çalıştırıp işçilerimizi yoksul bir şekilde yaşamaya mahkûm edeceğiz ya da fabrikalarımız ve çiftçimizin verimliliğini ve karlılığını artıracak ülkenin menfaatleri doğrultusunda üretim yapacağız. Bizce doğru sadece tek bir seçenek vardır; oda ikinci seçenektir. Şeker stratejik bir ürün olarak Türkiye halkına ve ulusal çerçevede her yere hizmet etmelidir. Özelleştirme mal varlığı satışı şeklinde değil mutlak bağlayıcılık yoktur. Mülkiyet hakları kalması kaydıyla işletme haklarıyla kurumlara devredilebilir. Nitekim mülkiyet kamuda kalma kaydıyla mal ve hizmet üretim işletmesinin özel sektöre devredilmesi hükmü yürürlükte olan 2983 Sayılı Tasarruflar Teşviki Ve Yatırımların Hızlandırılmasına Dair Kanun da yer almaktadır. Özelleştirme örneklerine bakacak olursak bunun en kötü örneği Et Balık Kurumu dur. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi ise çok önemli sorunlar ortaya çıkartabilecektir. Tarıma dayalı KİT lerin kendi faaliyet alanı dışında başka sektörlere etki ederek ülke ekonomisine katkı sağlayan yapılar olduğuna da dikkat çeken Taşpınar, konuşmasını şöyle sürdürdü: Devletin de içinde olduğu işçi, çiftçi modeli olmalı Et Balık Kurumu ve Süt Kurumu özelleştirmesinden sonra bu sektörlerde ciddi problemler ortaya çıktığı için devletimiz bu kritik sektör üzerinden etki sağlayarak kurumu yeniden hayata geçirmek zorunda kalmışlardır. Diğer ülkelere bakarsak Rusya da devlet şeker fabrikalarını özelleştirmiş yüzde 50 sini devlet yüzde 50 sini özel sektöre devretmiştir. Kooperatiflerin şeker sektöründe ki yerine bakarsak buna ABD örneğini verebiliriz. Antitröst yasalar sayesinde sektör çiftçiye geçebilecek şekilde düzenlemeler içeriyor. Yani fabrikalar önce özelleştirilmiştir sonra da kooperatifleştirilmiştir. Dolayısıyla bu güzel örneklerin Türkiye de de PANKOBİRLİK i örnek verebiliriz. Tabana yayılmış çiftçi sermayesi 1 milyon 564 bindir. Aslında sermaye yapısı sayesinde bu kendisini göstermiştir. Bunun en güzel örneği olarak Konya Şeker verebiliriz. Bu modellerin hepsi bizim bünyemizde mevcut. Türkiye de ki ethanolün yüzde elli dördünü karşılıyoruz. Şeker rekabetine Türk Şekerin özelleşmesine en güzel model çalışanlar ve PANKOBİRLİK tir. Önerimiz; özelleştirme sürecinde rekabetin ve fiyatların optimum düzeyde çalışmasıyla hedefleniyorsa tarımsal üretimde, rekabette ve fiyat aralığında optimum koşullar oluşturulmalıdır. Kanaatimize göre uluslararası alanda rekabet etmemizi sağlayacak olan fabrikaların üreticilerle kuracağı sağlıklı bir ilişki fiyat ve maliyet düzeyinde olacaktır. Bu niteliklere ait bir yapıda fabrikanın işletme hakkı yöntemi düşünülmelidir. Sonuç- 16 şeker-iş dergisi haziran 2014

ta fabrikaların verimli çalışması durumunda ekonomiye, sosyal politikaya, bölgesel kalkınmaya, toplumsal barışa olumlu katkılarının yanında devlet bütçesine de özelleştirmesinden elde edeceği gelir sekiz on yıllık bir sürede sağlayabilecektir. Şeker fabrikalarının yeniden yapılandırılmasıyla ilgili de PANKOBİRLİK in görüşlerini dile getiren Taşpınar, Fabrikaların işletme alanı dışında ki arazilerin satışı fabrikaların ise o sürede devlete ait olması işletme hakkı devretme yöntemi ile devrinin bu dönem içerisinde verimlilik artışının gerçekleşmesi durumunda da mülkiyetiyle birlikte birliğimize ve çalışanların içerisinde bulunduğu bir oluşuma devredilmesini önermekteyiz. Bu model hammadde üreten çiftçinin ve çalışanın elini taşın altına koyacağı üretici işletme devri modelinin hayata geçirilmesi projesidir. Bu projeyle orta ve uzun vade de bu sektörde geçimini sağlayan tüm kesimler kazanacak, sosyal barış korunmuş olacak devlet hazinemiz masraf yapmadan bir özelleşme gelirinin çok üzerinde bir gelir elde etmiş olacak. Bu önerimiz kazan kazan anlayışının üzerindedir ifadelerini kullandı. Sempozyum Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bakan Yardımcısı Halil Etyemez, Türkiye nin hedefinin tarımsal ekonomik büyüklük açısından 2023 yılında ilk beş ülke arasında yer almak olduğunu söyledi. Etyemez: Gıda sektörü küresel önem taşımaktadır Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bakan Yardımcısı Halil Etyemez de, dünyada, gıda sektörünü sadece ulusal ve bölgesel önem taşımadığını, aynı zamanda küresel bir öneme de sahip olduğunu belirterek, Ülkemiz açısından gıda sektörü, diğer sektörlerin içerisinde farklı bir öneme sahiptir. Bu açıdan, Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan önemli yatırımların, gıda üretiminin devamlılığını sağlayacak şekilde planlanmış olması, bunun önemli göstergelerinden biridir diye konuştu. Hükümetin son yıllarda tarıma verdiği teşvik ve gerçekleştirdiği reformlar hakkında da bilgiler veren Etyemez, Hükümetimiz döneminde gıda sektörünün yaşam alanını oluşturan tarım sektöründe büyük reformlar yapmamız, verdiğimiz teşvikler ve gerçekleştirdiğimiz yatırımlar bu konuya bakış açımızın en önemli göstergesidir. Verilen teşvik ve yapılan yatırımları, rakamlarla somutlaştırmak gerekirse; tarım sektörüne yapılan teşvikler 2002 yılında 1,868 Milyar TL iken, bu teşvikleri 2013 yılında yaklaşık 9 Milyar TL ye çıkardık. Son 12 yılda çiftçilerimize verilen nakit destek miktarını yüzde 365 arttırdık. 2003 ila 2013 yılları arasında çiftçilerimize 60 Milyar TL nakit destek verdik. 2014 yılında ise üreticilerimize; 9,7 Milyar TL tarımsal destek vereceğiz. 2003-2013 döneminde toplam 4 Milyar 657 Milyon TL mazot desteği ödemesi yaptık dedi. Etyemez ayrıca, Türkiye nin, tarımsal ekonomik büyüklük açısından; 2002 de Avrupa da 4. dünyada 11. Sırada yer aldığını, bugün ise Avrupa da 1. dünyada 7. Sırada yer aldığını söyledi. Etyemez, bu konudaki hedeflerinin 2023 yılında dünyanın ilk 5 ülkesi arasında yer almak olduğunu kaydetti. www.sekeris.org.tr 17

Sempozyum Oturumlar İlgi Odağı Oldu Açılış konuşmalarının ardından öğleden sonra oturumlara geçildi. 1. Oturumda Türkiye de Şeker Sektörünün Yeniden Yapılandırılması konusu ele alındı. Oturum Başkanlığını Gazi Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Vedat Bilgin yaptı. Oturumda, Gazi Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişikleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof Dr. Aydın Başbuğ, Şeker Sanayi için önerilen modelin mali ekonomik ve idari yanlarını ele alan bir sunum gerçekleştirdi. Başbuğ un ardından söz alan Avukat Gökhan Candoğan, özelleştirmeye ilişkin davaların hukuki boyutunu değerlendirdiği bir konuşma yaptı. PANKO- BİRLİK Genel Müdürü Taner Taşpınar da yeniden yapılandırma modeli üzerinde pancar üreticilerinin görüşlerini dile getiren bir sunum gerçekleştirdi. İkinci oturumun ana konusu ise Şeker Rejimi ve Nişasta Bazlı Şekerler oldu. 2. Oturumun başkanlığını Şeker Kurumu eski Genel Sekreteri Aysın Ünal yönetti. Katılımcılardan Avrupa Uluslararası Pancar Üreticileri Konfederasyonu Genel Sekreteri Elisabeth Lacoste, AB ölçekli Şeker Rejimi Politikaları, Topluluk Pazar Üreticileri Açısından başlığı altında bir sunum yaparak, işin uluslar arası boyutta geldiği nokta hakkında bilgiler verdi. İlk oturumda olduğu gibi Avukat Gökhan Candoğan, konunun Türkiye boyutunu değerlendirdi. Yapılan sunumlar, AB pancar üreticilerinin, AB Komisyonunun ve ülkemizin konumunun anlaşılması açısından eşsiz bir fırsat yarattı. Üçüncü oturumda ise Gıda ve Şeker sektörlerinde Sendikal Örgütlenme Türkiye ve Dünyadan verilen örneklerle masaya yatırıldı. Oturum Başkanlığını Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri Teksif Genel Başkanı Nazmi Irgat yaptı. Konu, Uluslar arası Gıda İşçileri Sendikaları Federasyonu Küresel Şeker Koordinatörü Jorge Chullen ve Avrupa Gıda, Tarım ve Turizm İşçi Sendikaları Federasyonu Tarım Sektöründen Sorumlu Politika Sekreteri Ard Spahn tarafından küresel perspektifte ele alındı. Şeker-İş Sendikası Örgütlenme Müdürü Bahri Topçu da konunun Türkiye ayağını değerlendirerek, Türkiye de örgütlenmenin önündeki engelleri anlatan bir sunum gerçekleştirdi. Sempozyumun 4. konusu ise Nişasta Bazlı Şekerlerin Sağlık Boyutu oldu. Sözkonusu oturumun başkanlığını Ankara Numune Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Münevver Morgan yaptı. Konu hakkında İstanbul Üniversitesi Radyasyon Onkoloji Bölümü Uzmanı Dr. Yavuz Dizdar, yaptığı kapsamlı araştırmalardan örnekler sundu. Dizdar ın özellikle hormonlu gıdalar hakkındaki açıklamaları büyük bir ilgi topladı. İstanbul Şişli Memorial Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez de, Mısır Şurubu Şerbetinin insan sağlığına olumsuz etkilerini anlatan bir sunum gerçekleştirdi. Sönmez, konu hakkında görsel basında kamu spotu yapılmasının etkili olacağına değinerek, bu konuda tavsiyelerde bulundu. 18 şeker-iş dergisi haziran 2014

Sempozyum www.sekeris.org.tr 19

Sempozyum Sempozyumdan Kareler 20 şeker-iş dergisi haziran 2014

Sempozyum www.sekeris.org.tr 21

Şeker Özel Sempozyuma Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, AKP Erzurum Milletvekili Adnan Yılmaz, MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof Dr. Mevlüt Karakaya kutlama telgrafı gönderdiler. Şekerin Geleceği 3 Sempozyumuna yoğun işleri sebebiyle katılamayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bir kutlama telgrafı gönderdi. Başbakan Erdoğan ın telgrafı şöyle: Şekerin geleceğinin bütün yönleriyle ele alınacağı sempozyuma nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Düzenlenen bu önemli buluşmaya iştirak etmek üzere ülkemizde bulunan değerli konuklarımıza ve tüm katılımcılara sempozyuma katkılarından dolayı teşekkürlerimi iletiyor, başarılar diliyorum. Uluslar arası Katılımcı Şeker Sempozyumu nun şeker üreticilerimizin sıkıntılarının dile getirilmesi ve çözüme kavuşması noktasında verimli sonuçlara sahne olmasını temenni ediyor, size ve tüm katılımcılara sevgilerimi selamlarımı sunuyorum. Recep Tayyip Erdoğan. Başbakan Erdoğan ın dışında davetli olup programları sebebiyle sempozyuma katılamayarak, kutlama ve başarı telgrafı gönderen diğer isimler ise şöyle: TBMM Başkanı Cemil Çiçek Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker Sağlık Bakan Yardımcısı Agah Kafkas Ak Parti Erzurum Milletvekili Adnan Yılmaz Ak Parti Burdur Milletvekili TBMM Başkanlık Divanı Üyesi Bayram Özçelik Ak Parti Kayseri Milletvekili Prof Dr. Pelin Gündeş Bakır AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Nevzat Pakdil MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mevlüt Karakaya İzmir Milletvekili MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural Türk-iş Genel Sekreteri Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak Kristal İş Sendikası Genel Başkanı Bilal Çetintaş Ayrıca çok sayıda sivil toplum kuruluşu da sempozyum dolayısıyla tebrik telgrafı gönderdiler. 22 şeker-iş dergisi haziran 2014

Şeker-İş in Sempozyumu Dünya Gıda İşçileri Federasyonu nun Web Sitesinde Dünya Gıda İşçileri Federasyonu (IUF) Şeker-İş tarafından bu yıl 3 üncüsü gerçekleştirilen Şekerin Geleceği 3 Uluslararası Şeker Sempozyumu na önemli bir yer ayırdı. Şeker Özel Konuyla ilgili olarak hazırlanan haberde özetle; sempozyumun temel politika konularının şeker fabrikalarının özelleştirilmesi ve NBŞ kotalarının arttırılmasından oluştuğu belirtilerek, Şeker-iş Sendikasının özelleştirmenin durdurulması konusundaki başarısına da özel vurgu yapıldı. Yazıda ayrıca Şeker-İş Sendikasının IUF üyesi olmamasına rağmen konuya ilişkin olarak IUF dan da katılımcı istediğine dikkat çekildi. Bu bağlamda IUF Şeker Sektörü Koordinatörü nün de Sempozyuma katıldığı belirtilerek, Koordinatörün özelleştirme süreci ile birlikte çalışanların iş sağlığı ve güvenliği koşullarının bozulduğuna ve ayrıca çok uluslu şirketler, taşeronlaşma ve istikrarsız işler ile birlikte sektördeki çalışma koşullarının gittikçe kötüleştiğine dikkat çektiği ifade edildi. Yine aynı yazıda Çumra Şeker fabrikası ziyaretinden de bahsedildi ve fabrikanın üretimleri ile Şeker-İş in bu işyerinde akdettiği toplu iş sözleşmesinden övgüyle bahsedildi. Son olarak ülkemizde Soma da meydana gelen elim maden kazasına temas edilerek bu kazada ölen vatandaşlarımız için taziyeleri sunularak hazırlanan raporlara göre bu ölümlerin özelleştirme ile kötüleşen iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin yetersizliğinden kaynaklanan sorunlara işaret edildi. İsteyenler bu yazının orijinaline aşağıdaki linki tıklayarak ulaşabilirler. http://www.iuf.org/sugarworkers/turkey-sekerinternational-sugar-symposium-8-9-may-2014/ www.sekeris.org.tr 23

Şeker Özel Şeker-İş Sendikası Başkanı İsa Gök: Sendikal Hareketi Canlandıracak Çalışmalarımız Devam Edecektir Şeker-İş Başkanlar Toplantısı Şeker-İş Sendikası Genel Merkezi nde gerçekleştirildi. Genel Başkan İsa Gök, toplantıda yaptığı konuşmada, çalışma hayatını ilgilendiren konularda yapılacak yasal düzenlemelerle alakalı olarak Şeker-İş Sendikası nın haklı mücadelesine devam edeceğini söyleyerek, Sendikal hareketi canlandıracak çalışmalarımız devam edecektir dedi. Türkiye nin 2014 yılına iki olumsuz rüzgarın etkisinde girdiğini belirten Başkan Gök, Biri küresel piyasalarda hissedilen şiddetli rüzgarlar, diğeri ise iç siyasette yükselen tansiyondu. Bu dönem içerisinde; siyasi arenadaki çalkantının etkisinden kurtulamayan ülkemiz, 30 Mart seçimlerini geride bıraktı. Bu noktada, yeni yerel seçim sonuçlarının milletimize ve ülkemize hayırlı olmasını dilerim diye konuştu. Eldeki fırsatlar iyi değerlendirilmelidir Başkan İsa Gök, Türkiye nin bulunduğu coğrafyada lider ülke olabilmesi için sürdürülebilir üretim politikaları yürütmesi gerektiğini ifade etti. Ülkemizin lehine politika üretme ve geliştirme sürecinde, ekonomik büyümeyi sağlamak adına eldeki fırsatların iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirten Gök, Dünyada her yıl yaklaşık 77 trilyon dolar üretim yapıldığı göz önünde bulundurulduğunda, bu üretim pastasından olabildiğince pay almak şarttır. Ancak bu şekilde; ekonomik büyümemizdeki ivme kaybından, yüksek enflasyona, artan işsizliğe ve bozulan dış finansman yapısına çare bulunacaktır. Türkiye için siyasi iradenin etkili bir eylem planı hazırlığına girişmesi gerekmektedir. Bu eylem planının ana konularından biri de mutlaka tarım ve gıda sektöründe yaşanan sıkıntıya çare oluşturabilecek çözüm önerileri olmalıdır dedi. Acil bir eylem planına ihtiyaç var Tarım ve gıda güvenliği açısından acil bir eylem planı oluşturacak güçlü bir siyasi iradeye ihtiyaç olduğunu belirten Gök, Ülkemiz tarım ve sanayisinin can damarı pancar şekeri sanayisinin önünün açılması adına geç kalan adımlar biran önce atılmalıdır. Bir sonraki aşamada ise pancar ve şeker üretimimiz Avrupa Birliği standartlarına yükseltilmelidir yorumunda bulundu. Şeker pancarı tarımı ve pancar şeker sanayisinde yaşanması muhtemel bir kırılganlığa dur demenin bu alanda hizmet verenlere düştüğünü anlatan Gök, konuşmasına şöyle devam etti: 24 şeker-iş dergisi haziran 2014

Şeker özelleştirmesiyle büyük bir bedel ödettirilmeye çalışıldığı aşikardır ve bu tablo karşısında, NBŞ lobisiyle çıkarları ortak bir grup şeker ihraç eden ülkenin muhatabı olacağımız da kesindir. Bu nedenle Sendikamız, tarladaki pancar üreticisinden hayvan yetiştiricisine, süt ve et üreticilerine, alkol, maya, ilaç sanayine ve dünya pazarında her geçen gün giderek artan payıyla biyoetanol üretimine değin uzanan üretim zincirini koruyan ve teşvikini içeren alternatif bir model hazırlamıştır. Bu alternatif model, şeker sektörünün tüm paydaşlarını temel bir çatı altında toplayarak, dünya ülkelerinin benimsediği, çağdaş, rekabet edebilir rasyonel bir üretimi sürdürmenin şartlarını ortaya koymaktadır. Bu yeniden yapılanma modelinin hayata geçmesiyle özelleştirme girişimleri de son bulacaktır. Ülkemiz şeker sanayinin en büyük kuruluşu olan Türkşeker de yaşanan kadro eksikliği sorunumuz artarak devam etmektedir. Üretim sürecimiz neredeyse durma noktasına gelmiştir ki sektörümüz; 2014-2015 kampanya döneminin gerçekleştirilip gerçekleştirilemeyeceği konusunda ciddi bir soruyla karşı karşıyadır. Başkan Gök, 2000 yılında Türkiye Şeker Fabrikaları bünyesinde memur, sözleşmeli ve işçi olmak üzere toplam 30 bin 612 personel çalışmakta iken; bugün bu sayının yaklaşık yüzde 60 oranında azalarak 12 bin 557 kişiye kadar düştüğünü ifade etti. Başkan Gök, taşeron işçi sorununun ise çığ gibi büyüdüğünü de vurguladı. Nüfusumuz sağlıklı beslenmelidir Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, 77 milyonu bulan nüfusun sağlıklı beslenmesinin önemine atıf yaparak, sözlerine şöyle devam etti: Türk pancar şekeri sanayisi, şahıs tekeline hizmet eden nişasta bazlı şekerlere kurban edilmemelidir. Çünkü ülkemiz, Avrupa Birliği ülkeleriyle karşılaştırıldığında Almanya ve Fransa nın ardından üçüncü büyük şeker üreticisi ülkedir. Fransa da NBŞ oranı yüzde 0, Almanya da ise yüzde 1,9 olarak seyretmektedir. Bir başka önemli şeker üreticisi İngiltere ve Hollanda da bu oran yüzde 0 dır. Bu temel kıstas çerçevesinde ülkemizdeki NBŞ oranının da yüzde 1-2 civarında olması gerektiği açıktır. Dünya ülkelerinde olduğu gibi milli menfaatleri gözeten ülke politikaları şeker sektörünü pancar şekeri üzerinden yönetirken, ülkemizde NBŞ oranının yüzde 15 e kadar çıkıyor olması düşündürücüdür. Keza, şeker sektörünün çiftçi ayağı olmadan idame ettirilmesi mümkün değildir. Başkan İsa Gök, bu konuda açılan davaların büyük bir kararlılıkla sürdüğünü de belirterek, Mücadelemiz, şeker pancarı üretimi ile üretimde çeşitlilik sağlanarak katma değerin arttırılması, NBŞ ve yapay tatlandırıcı lobisinin sınırlarının giderek azaltılması içindir. Önümüzdeki süreçte, belirlenen özelleştirme yönteminin terk edilerek, Sendikamızın 2005 yılından bu yana sürdürdüğü hukuk mücadelesi ve kamuoyuyla paylaştığı araştırmaların yeni politika oluşumlarında yerine oturacağına inanıyor, şeker sektörünün geleceğine yönelik kaygıların artık son bulmasını yürekten temenni ediyorum şeklinde konuştu. Çalışma hayatı yeniden şekilleniyor Başkan Gök, konuşmasının son bölümünde ise örgütlenme konusuna değindi. Şeker-İş in önümüzdeki döneme etkin ve güçlü bir sendikal örgütlenme tavrı ile hareket edeceğini belirten Gök, Zira Sendikamız, üyelerinin insan onuruna yaraşır çalışma hakları ile sektörün üretim gücünün artması arasında doğrudan bir bağ olduğunu düşünmektedir. Ekonomide kamu ağırlığının olduğu dönemde işçilerin belirli bir kısmını kapsayan örgütlenme modeli, özelleştirme ile kamu işletmelerinin özel işyerlerine dönüşmesi sürecinde ciddi şekilde sekteye uğramıştır. Sendikaların toplumsal ve siyasi yaşamda etkili olmalarını engelleyen gidişat, toplum yararına hareket sendikacılığı olgusunu zayıflatarak sivil toplumun gücünü azaltmaktadır. Bu nedenle günümüzde tüm dünya ülkeleri sendikalar örgütlülüğü artırmayı ve sendikal hareketi canlandırmayı gündemlerinin birinci maddesine yerleştirmişlerdir. Kısaca çalışma hayatı yeniden şekillenmektedir. Sendikal hareketi canlandıracak çalışmalarımız kararlılıkla sürdürülecektir diye konuştu. Şeker-İş Sendikası Şube Başkanları da, bölgelerinde gerçekleştirdikleri örgütlenme çalışmaları başta olmak üzere üyelerin çeşitli beklentileri hakkında açıklamalarda bulundular. Toplantı iyi temennilerin ardından son buldu. Şeker Özel www.sekeris.org.tr 25

Şeker Özel 26 şeker-iş dergisi haziran 2014