Bugün dünyamız çok kolay kirlenecek kadar küçük, çok zor temizlenecek kadar büyüktür.

Benzer belgeler
saf halde iken tatsız ve kokusuz bir maddedir. Küçük miktarlarda çıplak gözle bakıldığında renksizdir.

SU HALDEN HALE G İ RER

Suyun yeryüzünde, buharlaşma, yağış, yeraltına süzülme, kaynak ve akarsu olarak tekrar çıkma, bir göl veya denize akma vs gibi hareketlerine su

SU KİRLİLİĞİ HİDROLOJİK DÖNGÜ. Bir damla suyun atmosfer ve litosfer arasındaki hareketi HİDROLOJİK DÖNGÜ

Su, yaşam kaynağıdır. Bütün canlıların ağırlıklarının önemli bir kısmını su oluşturur.yeryüzündeki su miktarının yaklaşık % 5 i tatlı sulardır.

DERS VI-VII Nüfus Artışı Küresel Isınma

Su, evrende varolan canlı varlıkların yaşamlarını devam ettirebilmeleri için gerekli olan en temel öğedir. İnsan kullanımı, ekosistem kullanımı,

Su, yeryüzünde en bol bulunan maddelerden biridir ve yaflamın temelidir. Ancak dünyadaki suların yüzde 97 sinden fazlası okyanus ve denizlerde tuzlu

ÇYDD: su, değeri artan stratejik bir nitelik kazanacaktır.

Tablo : Türkiye Su Kaynakları potansiyeli. Ortalama (aritmetik) Yıllık yağış 642,6 mm Ortalama yıllık yağış miktarı 501,0 km3

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

İNSAN VE ÇEVRE A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? B. DOĞAYI KONTROL EDEBİLİYOR MUYUZ? C. İNSANIN DOĞAYA ETKİSİ

ÇEVRE BÜLTENİ İ Ç İ N D E K İ L E R. Kalemaden Çevre Politikası. Sayfa: 2. Günlük Yaşam Planında Çevre. Sayfa: 3. Çevrede Eğitimin Önemi...

KADIKÖY BELEDİYESİ ÇEVRE KORUMA MÜDÜRLÜĞÜ

Su Yapıları I Su Kaynaklarının Geliştirilmesi

SULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ

HİDROLOJİ Doç.Dr.Emrah DOĞAN

Çevre İçin Tehlikeler

ÖĞRENME ALANI : CANLILAR VE HAYAT ÜNİTE 6 : İNSAN VE ÇEVRE

Termik santrallerinin çevresel etkileri şöyle sıralanabilir: Hava Kirliliği Su Kirliliği Toprak Kirliliği Canlılar üzerinde Yaptığı Etkiler Arazi

HİDROLOJİ. Buharlaşma. Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan. İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı

METEOROLOJİ. VI. Hafta: Nem

Ekosistemi oluşturan varlıklar ve özellikleri

SU KĠRLĠLĠKLERĠ VE ÖNEMĠ

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

5.SINIF FEN VE TEKNOLOJİ KİMYA KONULARI MADDENİN DEĞİŞMESİ VE TANINMASI

CEV 314 Yağmursuyu ve Kanalizasyon. Türkiye deki Atıksu Altyapısı ve Atıksu Mevzuatı

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir.

KENTLERDE SU YÖNETİMİ İLE UYUM POLİTİKALARI. Dr. Tuğba Ağaçayak

ÇEVRE KORUMA SU KİRLİLİĞİ. Öğr.Gör.Halil YAMAK

ÇEVRE KORUMA ÇEVRE. Öğr.Gör.Halil YAMAK

- Türkiye Denizlerinde Kirlenme Durumu

Şehirsel Teknik Altyapı. 8. Hafta Ders tekrarı yeni eklemeler

BÖLÜM-1 HİDROLOJİNİN TANIMI VE ÖNEMİ

Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I

B A S I N Ç ve RÜZGARLAR

ÇALIŞMA YAPRAĞI KONU ANLATIMI

TOPRAK. Bitki ve Toprak İlişkisi ÇAKÜ Orman Fak. Havza Yönetimi ABD. 1

Bugün dünyamız çok kolay kirlenecek kadar küçük, çok zor temizlenecek kadar büyüktür.

Ekosistem ve Özellikleri

Ayxmaz/biyoloji. Azot döngüsü. Azot kaynakları 1. Atmosfer 2. Su 3. Kara 4. Canlılar. Azot döngüsü

SU HALDEN HALE GİRER. Nazife ALTIN. Fen ve Teknoloji

Tuzlu Sular (% 97,2) Tatlı Sular (% 2,7) Buzullar (% 77) Yer altı Suları (% 22) Nehirler, Göller (% 1)

Dünya nüfusunun hızla artması sonucu ortaya çıkan dünyanın artan besin ihtiyacını karşılamak ve birim alandan daha fazla ürün almak amacı ile

Su Yapıları II. Yrd. Doç. Dr. Burhan ÜNAL. Yrd. Doç. Dr. Burhan ÜNAL Bozok Üniversitesi n aat Mühendisli i Bölümü

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

1. DOĞAL ÜZERİNDEKİ ETKİLER. PDF created with pdffactory trial version

Su ayak izi ve turizm sektöründe uygulaması. Prof.Dr.Bülent Topkaya Akdeniz Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma

Maddenin Isı Etkisi İle Değişimi a)isınma-soğuma

1. Çevrede Kirletici Taşınımına Giriş

Ç E V R E BİLİNCİ. - Sedat PİLE - Çevre Mühendisi - Salih DEMİR - Çevre Mühendisi

Dünya nüfusunun her geçen yıl artması, insanları beslenme, giyinme ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını gidermek için değişik yollar aramaya

Gökmen ÖZER/Coğrafya Öğretmeni

II. ULUSAL TAŞKIN SEMPOZYUMU

ÇAKÜ Orman Fakültesi Havza Yönetimi ABD 1

Çevre Yüzyılı. Dünyada Çevre

%78 Azot %21 Oksijen %1 Diğer gazlar

Çevre Sorunları A- Çevre Kirliliği Hava kirliliğini azaltmanın en etkili yolları nelerdir?

KANALİZASYONLARDA HİDROJEN SÜLFÜR GAZI OLUŞUMU SAĞLIK ÜZERİNE ETKİLERİ

ANKARA İLİ T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ANKARA İL MÜDÜRLÜĞÜ. Ankara da bilinçli. Çevre Gönüllüleri Yetişiyor

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ KAMU YÖNETİMİ LİSANS PROGRAMI TÜRKİYE'DE ÇEVRE SORUNLARI DOÇ. DR.

GÖLLER BÖLGESİNDE YERALTISUYU VE KARŞILAŞILAN SORUNLAR

İlimizde özellikle 1993 yılında zaman zaman ciddi boyutlara ulaşan hava kirliliği nedeniyle bir dizi önlemler alınmıştır. Bu çalışmaların başında;

FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ EĞİTİM KURUMLARI ANADOLU LİSESİ 10. SINIFLAR COĞRAFYA İZLEME SINAVI

5. Ünite. ÇEVRE ve TOPLUM. 1. Doğadan Nasıl Yararlanıyoruz? Çevre Sorunları Konu Değerlendirme Testi

Biyosistem Mühendisliğine Giriş

PROJE KONUSU NASIL BULUNUR? Prof. Dr. Turan GÜVEN

ÇEV 219 Biyoçeşitlilik. Ötrofikasyon. Ötrofikasyon

SU, HALDEN HALE GİRER


TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK

Horzumalayaka-ALAŞEHİR (MANİSA) 156 ADA 17 PARSEL DOĞAL MİNERALLİ SU ŞİŞELEME TESİSİ NAZIM İMAR PLANI AÇIKLAMA RAPORU

4. SINIF FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ II. DÖNEM GEZEGENİMİZ DÜNYA ÜNİTESİ SORU CEVAP ÇALIŞMASI

Gübre Kullanımının Etkisi

OZON VE OZON TABAKASI

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI. Gökhan BAŞOĞLU

BİYOKÜTLE ENERJİ SANTRALİ BİOKAREN ENERJİ

Okullarda Su Tüketimi %40 Azaltılabilir

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi)

Dünyada 3,2 milyon tona, ülkemizde ise 40 bin tona ulaşan pestisit tüketimi bunun en önemli göstergesidir. Pestisit kullanılmaksızın üretim yapılması

EKOSİSTEMLERİN İŞLEYİŞİ. Veli&Sümeyra YILMAZ

Ötrifikasyon. Ötrifikasyonun Nedenleri

TÜRKİYE DE SU POTANSİYELİ VE ATIKSULARIN GERİ KULLANIMI

1. İklim Değişikliği Nedir?

İnsanlar tarafından atmosfere salınan gazların sera etkisi yaratması sonucunda dünya yüzeyinde sıcaklığın artmasına küresel ısınma denmektedir.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

I.6. METEOROLOJİ VE HAVA KİRLİLİĞİ

TARIMSAL KAYNAKLI NİTRAT KİRLİLİĞİNE KARŞI SULARIN KORUNMASI YÖNETMELİĞİ TARIMSAL KAYNAKLI NİTRAT KİRLİLİĞİNE KARŞI SULARIN KORUNMASI YÖNETMELİĞİ

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YER SEVİYESİ OZON KİRLİLİĞİ BİLGİ NOTU

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ: FAO NUN BAKIŞ AÇISI. Dr. Ayşegül Akın Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Türkiye Temsilci Yardımcısı 15 Ekim 2016

Ekoloji, ekosistemler ile Türkiye deki bitki örtüsü bölgeleri (fitocoğrafik bölgeler)

BETON SANTRALLERĠ VE ASFALT PLANT TESĠSLERĠNDE SU KĠRLĠLĠĞĠ KONTROLÜ YÖNETMELĠĞĠ UYGULAMALARI

Nüfus Dağılışını Etkileyen Faktörler İkiye Ayrılır: 1-Doğal Faktörler 2-Beşeri Faktörler

4. Ünite 2. Konu Enerji Kaynakları. A nın Yanıtları

Yavuz KAYMAKÇIOĞLU- Keşan İlhami Ertem Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi.

RÜZGARLAR. Birbirine yakın iki merkezde sıcaklık farkı oluşması durumunda görülecek ilk olay rüzgarın esmeye başlamasıdır.

Transkript:

Su www.csb.gov.tr

Bugün dünyamız çok kolay kirlenecek kadar küçük, çok zor temizlenecek kadar büyüktür. Millet olarak kültürümüzde temizlik var, çevrecilik var. En temiz düşünen, geleceği en iyi kurgulayan, çevre konusunda en iyi hassasiyetleri ortaya koyan gençlerdir, genç beyinlerdir. Havası, toprağı, denizleri, dereleri temiz, ağaçlarla, ormanlarla, çiçeklerle bezenmiş barış içinde bir dünya oluşturmak için gençlere önemli görevler düşüyor. Bu nedenle bilimi, faydayı, çevreciliği ve çevre bilincini ön planda tutarak duyarlı davranmak, siz gençlerimizin sorumluluk duygusuyla yaklaşacağı temel ödevi olmalıdır. Erdoğan Bayraktar ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI

Suyun Oluşumu Su, bilinen tüm yaşam formları için gerekli olan, saf halde iken tatsız ve kokusuz bir maddedir. Küçük miktarlarda çıplak gözle bakıldığında renksizdir. 02 Okyanuslardan başlayarak su döngüsünü anlatılacak olursa, su çevrimini harekete geçiren rüzgar, dalga, okyanus akıntıları ve güneş, okyanuslardaki suyu ısıtır, ısınan su rüzgar ve okyanus dalgaları ile yükselerek atmosfere karışır. Sıcaklık farkları ile yükselen hava akımları, su buharını atmosfer yukarıya kadar taşır. Orada bulunan daha soğuk hava bulutlar ile karşılaşan su buharı ve zerrecikleri ısı farklılıkları nedeni ile yoğunlaşmaya sebep olur. Hava akımları, bulutları dünya çevresinde hareket ettirir, bulut zerreleri bir araya gelerek, büyürler ve ısı farkının oluştuğu ortamlarda yağış olarak gökyüzünden yeryüzüne düşerler. Isı farkının büyüklüğü ve ısı değişim hızına göre yağış şekilleri de değişiklikler olur. Örneğin bazı yağışlar, kar, dolu veya su olarak dünyaya geri döner. 03

Su Çevrimi Buz ve kardaki su birikimi Yoğunlaşma Eriyen karın dereye akışı Yağış Atmosferde su birikimi Terleme Tatlı su birikimi Akarsu akışı Yüzey akışı Buharlaşma Sızma Yeraltı suyun boşalımı Yeraltı suyunun depolanması

Yeryüzünde özellikle kutup bölgelerine düşen yağışlar binlerce yıl kalabilecek olan buz buzulları oluşturur. Ilıman iklim bölgelerinde kış mevsiminde yağan karlar ilkbahar geldiğinde eriyerek toprak yüzeyinde akışa geçer ve vadilerdeki nehirlere karışır ve buradan da nehirler vasıtasıyla okyanuslara doğru hareket eder. Yüzey akışları ve yeraltı menşeli kaynaklar tatlı su olarak göllerde ve nehirlerde toplanır. 06 Bütün yüzey akışları nehirlere ulaşmaz. Akışın çoğu sızarak yer altına geçer. Bu suyun bir kısmı yüzeye yakın kalır ve yeraltı suyu boşaltımı olarak tekrar yüzeydeki su kütlelerine (ve okyanusa) katılır. Bazı yeraltı suları yer yüzeyinde buldukları açıklıklardan tatlı su kaynakları olarak tekrar ortaya çıkarlar. Sığ yeraltı suyu, bitki kökleri tarafından alınır ve yaprak yüzeyinden terlemeyle atmosfere geri döner. Yeraltına sızan suyun bir kısmı daha derinlere gider ve çok uzun zaman süresince büyük miktarda tatlı suyu depolayabilen akiferleri (suyla doymuş yeraltı materyali) besler. Zamanla bu su da hareket eder ve bir kısmı su döngüsünün başladığı ve bittiği okyanuslara geri döner. 07

H O 2 Kimyasal ve Fiziksel Özellikler Suyun, kimyasal formülü H2O dur. Bunun anlamı bir su molekülünün iki hidrojen ve bir oksijen atomundan oluştuğudur. İyonik olarak da, (H+) bir hidrojen iyonuna bağlanmış, (OH-) hidroksit iyonu; yani HOH şeklinde tanımlanabilir. Standart sıcaklık ve basınçta, suyun buhar fazı ve sıvı fazı arasında dinamik (değişken) bir denge vardır. Saf su, kokusuz, tatsız, renksizdir. Hidrojen İnsan Vücudu Üzerine Etkileri Vücudun günlük kaybettiği su ihtiyacını karşılamak için uzmanlar normal bir insanın günde 6-8 bardak su içmesi gerektiğini belirtmektedir. Vücut ağırlığının yüzdesi olarak su kaybının sonuçları şu şekilde olabileceği belirtilmektedir: %1: susuzluk hissi, ısı düzeninin bozulması, performans azalması %2: ısı artması, artan susuzluk hissi %3: vücut ısı düzenin iyice bozulması, aşırı susuzluk hissi, %4: fiziksel performansın %20-30 düşmesi %5: baş ağrısı, yorgunluk %6: halsizlik, titreme %7: fiziksel etkinlik sürerse bayılma %10: bilinç kaybı %11: olası ölüm Oksijen Hidrojen 08 09

% 65-85 Su (Yapraklar) Ağaç Dünya daki Suyun Dağılımı Su kaynaklarının korunma gerekliliğine baktığımızda, Dünya da mevcut su miktarı yaklaşık 1 400 milyon km3 tür. Bu suyun büyük bir kısmı olan % 97.5 i okyanus ve denizlerde bulunan tuzlu sudur. Geriye kalan % 2.5 oranındaki tatlı suyun tamamına yakını Antarktika ve Grönland gibi kutup bölgelerinde buz örtüsü halinde ve yeraltı sularında depolanmıştır. Ulaşılması en kolay tatlı su kaynakları yüzeysel sulardır. Bu kaynaklarda depolanmış tatlı su toplamın yalnızca % 0.26 sını oluşturmaktadır. % 50 Su (Odun Kısmı) % 65 Su Dünyadaki yenilenebilir nitelikte ve sürdürülebilir bir şekilde fiilen kullanıma sunulabilir özelliğe sahip sular toplam su miktarının %0.007 si mertebesindedir. Bu miktar yaklaşık 100000 km3 olarak telaffuz edilebilir. Dünyadaki tatlı suların yaklaşık % 29.5 ini oluşturan ve irili ufaklı rezervuarlarda bulunan yeraltı sularıdır. İnsan Vücudu 10 11

Dünya daki Suyun Dağılımı Diğer %0.04 Diğer %0.04 Tatlı Su %2.5 Yeraltı Suyu %31.4 Tuz (Okyanuslar) %97.5 Okyanus ve Denizler % 97.5 12 Buz Dağları ve Buzullar %68.3 Tatlı Sular % 2.5 13 Yüzey Suyu %0.3 Bataklıklar %11 Göller %87

Nüfus artışının temiz su bulunabilirliği üzerinde doğrudan etkisi vardır. Birleşmiş Milletler Dünya Su konseyi (UNCWW), Dünya Kaynakları Enstitüsü (IWR) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) gibi kuruluşlar 1950 lerde yalnızca birkaç ülkenin su sorunu bulunduğunu, 1990 larda 300 milyon insanın yaşadığı 26 ülkede susuzluk çekildiğini, 2050 yılında ise dünya nüfusunun 2/3 ünün yaşayacağı 66 ülkede, şiddetli su sıkıntısının görüleceğini belirterek küresel su krizinin işaretlerini vermektedirler. Su, hayatın en temel kaynağı olmakla birlikte sağlık için de vazgeçilmez bir ihtiyacımızdır. Su kaynaklarının korunması ve verimli bir şekilde yönetimi, sürdürülebilir gelişmenin gerçekleştirilebilmesi açısından önem arz etmektedir. Son yıllarda, nüfus artışı ve iklim değişikliği dolayısıyla dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşanan su sıkıntılarında artışlar görülmektedir. Nüfus artışının temiz su bulunabilirliği üzerinde doğrudan etkisi vardır. Kaynakların sınırlılığı nedeniyle her türlü demografik artış, kişi başına düşen suyun azalması anlamına geldiği gibi, su kaynaklarının önlenemez bir biçimde kirlenmesine de yol açmaktadır. 14 15

Nitekim yayınlanan birçok raporda gelecekte karşılaşılması muhtemel kuraklıklardan bahsedilmektedir. Uluslararası bir araştırma kuruluşu raporunda; 2025 yılına kadar, dünyanın üçte birinin su kıtlığından etkileneceği; 20 yıldan yakın bir sürede de Afrika da yeterli ve temiz su bulamayan insan sayısının 600 milyona ulaşabileceği belirtilmektedir. Kıtalarda kişi başına düşen ortalama su miktarı Su varlığına göre ülkeler sınıflandırıldığında; yılda kişi başına düşen ortalama kullanılabilir su miktarı 1.000 m3 ten az olan ülkeler su fakiri, 2.000 m3 den az olan ülkeler su azlığı, 8.000-10.000 m3 ten fazla olan ülkeler ise su zengini olarak kabul edilmektedir. Kişi Başına Düşen Kullanılabilir Su Miktarı (Yıllık m3) Ülke - Kıta Ortalaması Dünya Ortalaması Güney Amerika Ortalaması 23.000 Afrika Ortalaması 7.000 Batı Avrupa Ortalaması Asya Ortalaması 16 7.600 5.000 3.000 17

1995 DURUM Dünyada kişi başına su tüketimi yılda ortalama 800 m3 civarındadır. Dünya nüfusunun yaklaşık % 20 sine karşılık gelen 1,4 milyar insan yeterli içme suyundan yoksun olup, 2,3 milyar kişi sağlıklı suya hasrettir. Bazı tahminler, 2025 yılından itibaren 3 milyardan fazla insanın su kıtlığı ile yüz yüze geleceğini göstermektedir. FAO (Food and Agriculture Organization) ya göre, 1995 yılında su kıtlığı ve su stresi yaşayan nüfusun dünya nüfusuna oranı sırası ile %29 ve %12 iken, 2025 yılında bu oranlar %34 ve %15 e yükselecektir. 18 Su Kaynağı (m3/kişi) 2025 Dünya Nüfus Nüfusuna Nüfus (milyon) Oranı (%) (milyon) Dünya Nüfusuna Oranı (%) Su Kıtlığı Var < 500 500-1.000 1.077 587 19 10 1.783 624 25 9 Su Stresi Var 1.000-1.700 669 12 1.077 15 > 1.700 3.091 55 3.494 48 241 4 296 4 5.665 100 7.274 100 Su Yeterli Sınıflandırma Dışı Toplam FAO (2002), Crops and Drops: Making the Best Use of Water for Agriculture, Rome. Buna ek olarak, 2050 yılında su sıkıntısı çeken ülkelerin sayısı 54 e, bu şartlarda yaşamak zorunda kalan insanların sayısı 3,76 milyara yükselecektir. Bu durum 2050 de 9,4 milyar olması beklenen dünya nüfusunun % 40 ının su sıkıntısı çekeceği anlamına gelecektir. 19

Türkiye deki Su Potansiyeli YAĞIŞ 501 MİLYAR m3 YÜZEY AKIŞI 158 MİLYAR m3 BUHARLAŞMA 274 MİLYAR m3 SU KAYNAKLARI POTANSİYELİ BRÜT 158+28+7=193 MİLYAR m3 NET : 112 MİLYAR m3 AKİFERE SIZMA 69 MİLYAR m3 AKİFERE SIZMA 69 MİLYAR m3 A KİF ER LE R 20 KOMŞU ÜLKELER 7 MİLYAR m3 YERALTI SUYUNDAN NEHİRLERİ KAYNAK SUYU OLARAK BESLEME 28 MİLYAR m3 21

TÜRKİYE DE 1566 m3/kişi Su Kirliliği Nedir? Türkiye de toplam kullanılabilir su miktarı 112 milyar m3 tür. Ülkemizin, bir yılda kişi başına düşen yaklaşık 1566 m3 lük kullanılabilir tatlı su miktarı dikkate alındığında, su zengini bir ülke olmadığımız anlaşılmaktadır. Aynı zamanda su fakiri sınıfına da girmememizle birlikte, su kaynaklarımızı israf etmeden, planlı şekilde kullanmak mecburiyetinde olduğumuz aşikârdır. Ülkemiz 26 Ağustos 2009 tarihinde Kyoto Protokolü ne resmen taraf olarak küresel iklim değişikliği ile etkin mücadele edeceğini, bu konudaki küresel mücadeleye katkı vereceğini ve aktif olarak sürece katkı sağlayacağını teyit etmiştir. Şüphesiz ki küresel iklim değişikliğinin en çok tesir edeceği tabii kaynak su olacaktır. 22 Dünyada ve ülkemizde su tüketimi ve ihtiyacı hızla artarken, su kaynakları da hızla tükenmekte ve kirlenmektedir. Hızlı nüfus artışı, çarpık kentleşme, plansız sanayileşme, tarım alanlarının tarım dışı kullanımı, ormansızlaşma, sadece kalkınma ve kar amacının ön planda olduğu politikalar ve yönetsel ve tüzel eksiklikler sonucunda, doğal kaynaklar yok olmakta, su kaynakları olumsuz yönde etkilenmektedir. Doğal kaynaklarımızdan verimli etkin ve sürdürülebilir kaynak kullanımı göz önüne alarak koruma-kullanma ilkeleri çerçevesinde korumamız ve kullanmamız gereklidir. Su kaynağının kimyasal, fiziksel, bakteriyolojik, radyoaktif ve ekolojik özelliklerinin olumsuz yönde değişmesi şeklinde gözlenen ve doğrudan veya dolaylı yoldan biyolojik kaynaklarda, insan sağlığında, balıkçılıkta, su kalitesinde ve suyun diğer amaçlarla kullanılmasında engelleyici bozulmalar oluşturacak madde veya enerji atıklarının boşaltılması olarak tanımlanabilir. 23

Su kirliliğinin kaynakları genel olarak üç ana başlıkta toplanabilir. Bunlar; Evsel nitelikli kirlenme (fekal ve organik atıklar) Endüstriyel nitelikli kirlenme (kimyasal, radyoaktif atıklar) Tarımsal nedenli kirlenme (pestisid ve kimyasal gübrenin aşırı kullanımı) Su kalitesinin bozulmasına neden olan kaynaklar arasında; yeterli veya hiç arıtması olmayan yerleşim yerleri ve endüstriler, tarım alanlarının tarım dışı amaçla kullanımı, zirai amaçlı kullanılan gübre ve pestisitler, çöp alanları, yol yapımı, ormansızlaşma ilk sıralarda sayılabilir. Bu etkenler havzada; erozyon, sedimantasyon, kirlilik ve su rejiminin değişmesi şeklinde kendini göstermektedir. Diğer yandan kimyasal gübrelerin bilinçsizce ve aşırı kullanımı da zaman içinde toprağı çoraklaştırmakta ve yine doğal çevrim ile gerek su kirlenmesi gerekse diğer etkileri ile olumsuzluklar yaratmaktadır. Ülkemiz büyüme süreci içerisinde olup, hızlı nüfus artışının, endüstriyel, kentsel ve tarımsal faaliyetlerin yol açtığı çevre sorunları ve tahribatı sınırlı su kaynaklarının kirlenmesine neden olmaktadır. Bu nedenle, mevcut su kaynaklarının korunması ve atıksuların geri kullanımı çok önem arz etmektedir. Artan su talebi, yükselen alternatif tabii su kaynakları fiyatları ve gelişen geri kazanma teknolojileri atıksuların tekrar kullanılmasını hem çevre ve hem de kaynakların ekonomik kullanımı yönünden cazip hale getirmektedir. 24 25

Yer Altı Suları ve Kirliliği Yağmur suyu, yeryüzüne indiği andan itibaren kirlilik oranında ani bir artış olur. Hayvansal ve bitkisel artıklar, doğal ve suni gübreler, pestisitler ve mikroorganizmalar, su ile yer altına doğru taşınır. Suyun yüzey kısımlardaki toprak tabakasından süzülmesi sonucunda; zemin özelliklerine de bağlı olarak kalitesinde önemli miktarlarda artış olur. Sularımıza Sahip Çıkalım Askıdaki maddelerin tamamına yakını, topraktaki süzülme yoluyla uzaklaşır. Bunun sonucunda mikroorganizmalar büyük ölçüde azalırken, suyun karbondioksit miktarı artar, oksijen miktarı ise azalır. Yer altı suyu kirlenmesinin en önemli sebebi, evsel ve endüstriyel atıkların arıtılmadan alıcı ortamlara verilmesidir. Katı, sıvı ve gaz atıklar alıcı ortama verildikten sonra; iklim durumuna, toprağın yapısına, yeryüzü şekline, atığın cinsine ve zamana bağlı olarak yer altı sularına karışır. Ayrıca, zirai mücadele ilaçlarının aşırı ve bilinçsiz kullanımı önemli bir kirlilik sebebidir. Kanalizasyon sisteminin bulunmadığı yerlerde, tuvalet çukurlarından sızan sular ile tarımsal faaliyetler sonucu toprağa sızan sular yer altı suyuna karışarak, özellikle yaz aylarında bulaşıcı hastalıklara sebep olmaktadır. 26 27

Yer Üstü Suları ve Kirliliği Akarsu, göl ve denizler yer üstü sularını oluştururlar. Dünya nüfusunun hızla artmasına rağmen su kaynaklarının sabit olması, bu kaynakların kirletilmemesini ve çok iyi kullanılmasını gerektirmektedir. Bilinçli su kullanımıyla, hayat kalitemizi bozmadan, alacağımız basit tedbirlerle su kaynaklarımızın kirlenmesini ve tükenmesini önleyebiliriz. Bununla birlikte; üç tarafı denizlerle çevrili olan ve çok sayıda yer üstü ve yer altı su kaynaklarının bulunduğu ülkemizde sular, evsel ve endüstriyel atıklarla kirlenmektedir. Bu atıkların arıtılmadan su yataklarına verilmesi, katı atıkların düzensiz olarak alıcı ortama bırakılması, ayrıca bilinçsizce yapılan zirai ilaçlama ve gübrelemeden dolayı yer üstü suları kirlenmektedir. Sanayinin çevre üzerindeki olumsuz etkisi, diğer faktörlerden çok daha fazladır. Sanayi kuruluşlarının; sıvı atıkları ile su kirliliğine, buna bağlı olarak gelişen toprak kirliliği ve doğa tahribine yol açtığı bilinmektedir. Ayrıca, son yıllarda sanayi ve teknolojinin hızla gelişmesi sonucu köyden kente göç olayı artmış, bu durum hızlı ve düzensiz yapılaşmaya yol açmıştır. Hızlı ve düzensiz yapılaşmanın sonucu olarak da; özellikle büyük şehirlerimizde su kaynakları ihtiyaca cevap veremez hale gelmiş, su sıkıntısı ortaya çıkmıştır. Zirai mücadele için yapılan ilaçlamalarda; havadaki ilaç zerrelerinin rüzgarla sulara taşınması ve tarım ilaçları üretimi yapan fabrikaların atıklarının, su kaynaklarına arıtılmadan verilmesi sebebiyle sular kirlenmektedir. Diğer yandan kimyasal gübrelerin bilinçsizce ve aşırı kullanımı da zamanla toprağı çoraklaştırmakta ve verimini düşürmektedir. Ayrıca bu gübrelerin yer üstü ve yer altı sularına karışması neticesinde, su kirliliğine sebep olmaktadır. 28 29

Akarsu Kirliliği: Deniz Kirliliği: Akarsular; küçük dereler, yağmur, kar ve kaynak sularıyla beslenirler. Kanalizasyon suları, fabrika atıkları ile havayı kirleten etkenlerin yağmur ve yüzey akışlarıyla taşınması, tarımsal faaliyetler sonucu oluşan pestisit ve gübre gibi kimyasal atıklar, akarsuları kirleten başlıca suda aşırı kirlilik ve bozulma başlar. Akarsuların bazı etkenlerle kirlenmesi sonucu, akarsularda mevcut olan ekolojik denge bozulmakta, bitkiler ve hayvanlar olumsuz yönde etkilenmektedir. Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrili olduğundan, deniz kirliliği hayati önem taşımaktadır. Denizlerin taşımacılık ve turizm maksadıyla kullanılması, evsel, endüstriyel atıkların arıtılmadan veya kısmen arıtılarak denize verilmesi, deniz kazaları sonucu meydana gelen petrol akıntıları, akarsulardan denizlere ulaşan tarımsal atıklar, kirlenmeyi meydana getiren başlıca etkenlerdir. Göl Kirliliği: Göl kirlenmesinin ana unsurları, akarsular ve atmosferik olaylardır. Akarsularla taşınan çözünmüş ve askıdaki maddelerin önemli miktarı erozyon ve kimyasal çözünme sonucu oluşur. Ayrıca asit yağmurları da kirliliği artırmaktadır. Deniz kirliliğine sebep olan atıklar, bir bölgedeki kirlenme yoğunluğuna bağlı olarak insan sağlığına ve çevreye olumsuz yönde etki etmektedir. Göle karışan kirleticilerin büyük bir kısmının akarsular, endüstriyel atıklar ve drenaj yoluyla taşınmasına karşılık, atmosferle kirliliğin taşınması da son derece önemlidir. Havadaki kirleticilerin, yağışlar ve rüzgar gibi atmosferik etkenlerle uzun mesafelere taşınması ve yer üstü sularına karışması sonucu su kirliliği meydana gelmektedir. 30 31

Deniz kirliliğine sebep olan diğer faktörleri şöyle sıralayabiliriz: Deniz kıyısında bulunan kent merkezleri ve sanayi tesislerinden çıkan ve arıtılmadan denize boşaltılan atıklar. Tarımsal alanlarda, erozyon sonucu akarsularla denize karışan toprak ve diğer kirleticiler. (Tarım alanlarından her yıl önemli miktarlarda toprak, erozyon yoluyla Kirli su, içerisinde insan sağlığına zararlı, patojen mikroorganizmalar bulundurmaktadır. Kirli suyun çeşitli yollarla içme ve kullanma sularına karışması ve sulamada kullanılması neticesinde; tifo, dizanteri, sarılık, kolera vb. bulaşıcı hastalıklara yol açmaktadır. Bu sebeple içme ve kullanma sularının ilgili kurum ve kuruluşlarca sürekli olarak kontrol edilmesi, kirlenme sebeplerinin ortadan kaldırılması ve dezenfekte edilmesi sağlanmalıdır. denizlere taşınmaktadır. Denizlere sadece toprak değil, tarımsal faaliyetler sonucu akarsulara karışan pestisit ve gübre gibi kimyasal atıklar da taşınmaktadır.) Denizlerde kurulmuş bulunan platform ve boru hatlarından oluşan sızıntılar. Gemiler ve diğer deniz araçlarından oluşan kirlilik (petrol, yağ atıkları, zehirli sıvılar, pis sular, çöpler vb.) Deniz kazaları neticesinde, önemli miktarlarda petrol döküntüsü suda birikmekte ve canlı ortamını tehdit etmektedir. Özellikle büyük petrol tankerlerinin kazaları sonucunda, binlerce ton ham petrol denize dökülmektedir. Ham petrol taşımacılığı, petrokimya sanayi ve organik kimya sanayindeki gelişmeler kara, hava ve denizlerdeki kirlilik miktarını artırmıştır. Plastik maddelerin karadan ve gemilerden denize bırakılması da diğer bir kirlilik sebebidir. 32 Deniz Kirliliğinin Önlenmesi İçin Yapılması Gerekenler: Denizlerde kazalar olmaması için önlemler almalı; meydana gelebilecek kazalara karşı hazırlıklı olmak üzere gerekli planlamalar ve çalışmalar yapılmalıdır. Bunun için düzenli eğitimler ile tatbikatlar yapmalı ve kaza olduğunda neler yapılabileceği önceden belirlenmelidir. Gemiler denizde takibe alınarak, gemi atıklarının denize atılması/dökülmesi engellenmeli ve bu atıkların belirlenmiş yerlere toplanması sağlanmalıdır. Denizin doğal arıtma özelliğini kullanarak temizlenen pis sular, denize verilmeden önce arıtmalı ve denizin temizleyebileceğinden fazla yük yüklenmemelidir. Akarsular yoluyla getirilen çöplerin deniz kirliliğinde önemli bir yer tutması sebebiyle gerek akarsulara gerekse deniz kıyılarına çöp dökmekten kaçınılmalıdır. Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde, diğer ülkelerle paylaşılan güzel denizlerimizi korumak için komşu ülkelerle iş birliği yapılmalı ve ortak kullanılan denizlerimiz hep birlikte korunmalıdır. 33

Yarınlarımızı bugünden yok etmeyelim! T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI EĞİTİM DAİRE BAŞKANLIĞI Mustafa Kemal Mahallesi, Eskişehir Devlet Yolu (Dumlupınar Bulvarı) 9. km (Tepe Prime Yanı) Çankaya/ANKARA E-Posta: eyd@csb.gov.tr Telefon: 0312 410 27 00 Faks: 0312 410 61 92 www.csb.gov.tr