19. YÜZYILDA DİYARBAKIR DA HIRİSTİYAN CEMAATLER



Benzer belgeler
20.YÜZYILIN BAŞINDA GÜNEYDOĞU ANADOLU DAKİ AZINLIK / ERMENİ OKULLARI

1912'de Şark Yıldızı Gazetesi

Osmanlı Devleti nde Millet Sistem ve Süryaniler. Ebubekir Sofuoğlu 1 İlke Nur Akvarup 2

Bu durum, aşağıdakilerden hangisin gösteren bir kanıt olabilir?

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

10. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Osmanlı Devleti nde okuryazar oranının yüzde 66 olduğu iddiası

İsmail Mangaltepe - Recep Karacakaya, Paul Cambon un İstanbul Büyükelçiliği ve Ermeni Meselesi, 106 sayfa, Yeditepe Yayınevi, İstanbul 2010.

AKÇAABAD VAKFIKEBĠR NÜFUS KÜTÜĞÜ - ( )

Patrikhane İle İlgili Bir Belge / Bir Uyarı

9. HAFTA. Ulusal sağlık politikaları: Osmanlı İmparatorluğu ve sağlık hizmetleri

ÜNİTE:1. Osmanlı-Türk Anayasal Gelişmeleri ÜNİTE:2. Anayasaların Yapılması ve 1982 Anayasası ÜNİTE:3. Anayasaların Değiştirilmesi ve 1982 Anayasası

TARİH BOYUNCA ANADOLU

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TARİH

According Maarif Yearbooks, Education and Cultural Life in Van at the End of the 19th Century

Hıristiyan Birliği Projeleri ve Ermeniler (XVII ve XVIII. Yüzyıllar)

KAMU KURUM VE KURULUŞLARININ YURTDIŞI TEŞKiLATI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME

Lozan Barış Antlaşması

Osmanlı İmparatorluğu nda Ermenilere Verilen Hak ve İmtiyazlar

DİNLER TARİHİ DERSİ ÖĞRETİM ROGRAMI

Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI

OSMANLI DEVLETİ NİN YILINA AİT EĞİTİM İSTATİSTİĞİ

ŞANLIURFA YI GEZELİM

OSMANLINÜFUSU ( )

Seçim süreci hakkında sorular ve cevaplar

Balkanlarda Arnavutlar ve Arnavut Milliyetçiliği

ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI:

AVRUPA DA MEYDANA GELEN TEKNİK GELİŞMELER : 1)BARUTUN ATEŞLİ SİLAHLARDA KULLANILMASI: Çinliler tarafından icat edilen barut, Çinlilerden Türklere,

Osmanlı Devleti, hakim unsur olan Türk milletinin yönetiminde XVI. yüzyılın sonuna kadar uyumlu bir yükseliş süreci yaşamıştır.

T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ GÖNEN MESLEK YÜKSEKOKULU TURİZM VE OTELCİLİK BÖLÜMÜ İNANÇ TURİZMİ

Çürütüyoruz. Alman Parlamentosu, 2 Haziran. Alman Parlamentosu nun Süryani Soykırımı İftirasını. Otopsi Cengiz Özakıncı

UKRAYNA DA KİLİSE SAVAŞLARI

1-MERKEZ TEŞKİLATI. A- Hükümdar B- Saray

Kiliseler ile yap lan Resmi Sözleflmeler ve her iki ülkede ibadet yerlerininin yap m

KAY 361 Türk İdare Tarihi. Ders 6: 20 Kasım 2006 Konu: Osmanlı Toprak Sistemi Okuma: Ortaylı, 1979, sf

Türkiye ve Almanya da Dini Az nl klar - St. Térèse Kilisesi örne inde

C D E C B A C B B D C A A E B D D B E B A A C B E E B A D B

MANASTIR TIBBI (Monastic Medicine)

TOKAT SANCAĞININ İDARİ DURUMU VE NÜFUS YAPISI ( )

Derece Alan Üniversite Yıl Lisans İlahiyat Atatürk Üniversitesi 1979 Y. Lisans Tarih Atatürk Üniversitesi 1981 Doktora Tarih Atatürk Üniversitesi 1985

Katolikler bir hac yolculuğu gibi kilise yolunda dua ederek yürüyorlar

ÖZGEÇMİŞ Profesör Tarih/Yakınçağ Celal Bayar Üniversitesi Fen Edebiyat Fak. 2014

BAZI ARŞİV KAYNAKLARINA GÖRE SİİRT TE MİSYONERLİK FAALİYETLERİ

Etnik ve Dinsel Sınırlar Bağlamında Mardin

OSMANLI TARİHİ II.ÜNİTE 8.KONU: REFORM

Yak ndo u Medyas nda Türkiye ve AB Müktesebatlar - srail örne inde

PROF.DR. ŞABAN KUZGUN. ARMAGANI

2005, yıl:1, sayı:4, ss de yayımlanmıştır.

SORU CEVAP METODUYLA TEKRAR (YÜKSELİŞ-DURAKLAMA VE AVRUPA)

1891 MANASTIR SALNAMESİNDE MANASTIR VİLAYETİ

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI

Türkiye ve Avrupa Birliği

SÜRYANİ KADİM ORTODOKS KİLİSESİ PATRİKHANE NİZAMNAMESİ

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

HALFETİ İLÇEMİZ. Halfeti

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] Emperyalizm ve Ermeni Meselesi Uluslararası Sempozyumu

Merkezi İdarenin Taşra Teşkilatı. Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

YAYIN LİSTESİ KİTAP VE KİTAPTA YAYIMLANAN BÖLÜMLER

AVUSTURYA DA DĐN EĞĐTĐMĐ

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Perşembe, 12 Kasım :53 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :14

Yrd. Doç. Dr. Sezai SEVİM YAYIN LİSTESİ

Şafak EVRAN TOPUZKANAMIŞ. Türk Hukukunda Anayasal Gelişmeler Işığında Vatandaşlık

Türklerin İslamiyeti kabul etmeleriyle birlikte hukuk sisteminde değişiklikler yaşanmıştır. Töre devam etmekle birlikte Şeri Hukuk ta uygulanmaya

Atilla NALBANT ÜNİTER DEVLET. Bölgeselleşmeden Küreselleşmeye

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları

Bugünkü Durum Pazar, 28 Haziran :57 -

EKÜMENİKLİK NEDİR, NE DEĞİLDİR? *

\.- s o, q \ İSLAMi İLİMLER FAKÜLTESi ATATÜRK.ÜNİVERSİTESİ. 1. Sayı, Aralık 1975 / ~

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME TÜRK İDARE TARİHİ SORULAR

VEFEYÂT. Doç. Dr. Musa Süreyya Şahin

DÜNYADA DİN EĞİTİMİ UYGULAMALARI

Fevzi Karamuc;o TARIH 11 SHTEPIA BOTUESE LIBRI SHKOLLOR

İktisat Tarihi I

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

VANK MANASTIRI. Ankara da Gayrimüslimler

KUDÜS TE BULUNAN TARİHİ OSMANLI ESERLERİ

Dinler Arası İlişkiler El Kitabı

AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ

ATATÜRK, PATRİKHANE VE RUHBAN OKULU

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

Osmanlı da Hristiyan Cemaatler Arası İlişkiler: Ermeni-Süryani Örneği

Papanın İstifası ve Yanlış Bilinenler

ETKİNLİKLER/KONFERSANS

TÜRKİYE Önemli Bulgular Arka Plan


Bakanlık Sistemi. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

Doç.Dr.Kadir ULUSOY Tarih Eğitimcisi ve Değerler Eğitimi Uzmanı

DESTEK HİZMETLERİ DAİRE BAŞKANLIĞI GÖREV YETKİ VE SORUMLULUKLARI HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam Dayanak ve Tanımlar

Avrupa Tarihi. Konuyla ilgili kavramlar

Dersin Adı İSLAM TARİHİ Sınıf 12 İSLAM TARİHİ

KAMU YÖNETİMİ PROGRAMI

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Dinlerin Buluşma Noktası: İstanbul

Konuyla ilgili kavramlar

Yrd.Doç.Dr. AYTEN CAN

Skolastik Dönem (8-14.yy)

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Arşivcilik İstanbul Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

TC. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI'NDA TAMAMLANAN TEZLER

GÜNÜMÜZ BALKAN ORTODOKS KİLİSELERİNE GENEL BİR BAKIŞ

Transkript:

19. YÜZYILDA DİYARBAKIR DA HIRİSTİYAN CEMAATLER Özet / Abstract İbrahim ÖZCOŞAR Diyarbakır, içinde bulunduğu coğrafyaya bağlı olarak, yüzyıllarca çok farklı etnik köken ve dinden toplulukları içinde barındıran bir kent olmuştur. 19. yüzyılda da bu heterojen yapısını devam ettiren Diyarbakır, Müslüman nüfusun ağırlıkta olduğu bir kent olmasına rağmen azımsanmayacak bir Hıristiyan nüfusa sahiptir. Millet sisteminin yapısı gereği Diyarbakır da yaşayan Hıristiyan cemaatler mezhep esasına dayalı bir teşkilatlanmaya sahiptirler. Bu çalışmada bir yandan 19. yüzyılda Hıristiyan cemaatlerin nüfusu üzerinde durulacak, diğer yandan bu cemaatlerin teşkilatlanmalarına değinilecektir. Anahtar Kelimeler: Diyarbakır, 19.Yüzyıl, Millet Sistemi, Cemaat, Ruhani Reisler. CHRISTIAN COMMUNITIES IN DİYARBAKIR IN THE 19 th CENTURY Because of being included in the geography, Diyarbakır is a city that has sheltered very different ethnical origin and religious communities. Continuing its heterogeneous structure also in the 19 th century, Diyarbakır had a Christian population which could not be underestimated though its population was largely made of the Muslims. Because of its national system structure, the Christian communities in Diyarbakır had an organization based on fundamentally religious sect. In this study, on the on hand the population of Christian communities in the 19 th century will be emphasized and on the other hand the organization of these communities will be mentioned. Key Words: Diyarbakır, 19 th Century, National System, Community, Spiritual Leaders. Giriş Hıristiyanlığın Diyarbakır a girişi 1.yüzyılın ortalarına rastlamaktadır 1. Urfa Kralı V. Abgar ın, havari Toma nın kardeşi Aday vasıtasıyla Hıristiyan olmasından sonra Hıristiyanlık bölgede yayılmaya başlamıştır 2. Hıristiyanlık, Diyarbakır a da bu dönemde girmiştir. Hıristiyanlıktan önce şehrin inanç yapısında Şemsilerin ağırlık kazandığı söylenebilir. Bununla birlikte o dönemde bölgede etkin olan Sabiin veya putperestlik olarak nitelendirilen farklı inançlardan da bahsetmek mümkündür. Hıristiyanlık, ancak 4. yüzyılda şehirde etkili bir din haline gelmiştir 3. Hıristiyanlığın bölgede yayılmaya başlamasından İslam fetihlerine kadar, bölge özellikle Roma-Sasani savaşları sebebiyle istikrarsızlık içinde kalmıştır. Bir yandan Roma Sasani savaşları diğer yandan Hıristiyanların kendi içlerinde yaşadıkları teolojik çatışmalar bölge Hıristiyanlarının, İslam hâkimiyetine kadar, önemli sorunlar yaşamasına sebep olmuştur. Dr., Mardin Artuklu Üniversitesi. iozcosar@yahoo.com 1 Şevket Beysanoğlu, Anıtları ve Kitabeleriyle Diyarbakır Tarihi, C. I, Ankara 1990, s. 128. 2 Mehmet Çelik, Süryani Kilisesi Tarihi, C. 1, Yaylacık Matbaası, İstanbul 1987. 3 Gabriyel Akyüz, Diyarbakır daki Meryem Ana Kilisesi nin Tarihçesi, İstanbul 1999, s. 20 vd.

SBArD Eylül 2008, Sayı 12, sh. 53 69 Diyarbakır ve çevresinin İslam hâkimiyetine geçmesiyle, bölge Hıristiyanları için yeni bir dönem başlamıştır. İslam hukukuna göre; İslam devletinin otoritesini tanıyan Hıristiyanlar olarak zimmî statüsüne tabi olmuşlardır. Bu tabiiyet gereği; her türlü zulme ve dışardan gelebilecek saldırılara karşı İslam devletinin himayesi altına girmişlerdir. İslam devleti, gayrimüslim tebaanın mal ve canlarını, Müslüman ınki gibi korumakla yükümlüdür ve hatta bu hususta devlet gerekirse savaş dahi yapacaktır 4. İslam hukukunun belirlediği bu esaslar, Osmanlı Devleti tarafından daha da geliştirilerek, her cemaatin kendi inançlarını özgürce yaşayabilecekleri ve cemaat örgütlenmelerini özerk bir şekilde devam ettirebilecekleri millet sistemi ne dönüştürülmüştür. 16. yüzyılda Diyarbakır ın Osmanlı sınırlarına katılmasıyla birlikte, şehirde yaşayan Hıristiyanlar da cemaatlerine göre millet sisteminin bir parçası olarak değerlendirilmiş ve bu sisteme dâhil edilmişlerdir. I. 19. Yüzyılda Diyarbakır da Hıristiyan Cemaatlerin Nüfusları Diyarbakır, içinde bulunduğu coğrafya itibariyle faklı etnik köken ve dinden birçok topluluğa yüzyıllarca ev sahipliği yapmıştır. 7.yüzyıldan itibaren tüm yönleriyle İslamlaşmaya başlayan kent, klasik İslam kentlerinin gayrimüslim unsurları belli bir uyum çerçevesinde kentin bir parçası olarak kabul eden yapısını da kazanmıştır. Diyarbakır ın nüfusuyla ilgili günümüze ulaşan ilk ciddi ve resmi kaynaklar, Osmanlı dönemine aittir. Osmanlı hâkimiyetinde bölgede vergi amaçlı yapılan tahrirler ve bunların kaydedildiği tahrir defterleri; Osmanlı Devleti nde tımar sisteminin uygulandığı topraklardaki vergilendirilebilir ekonomik etkinliklerin ve insan kaynaklarının yerinde tespit ve kaydını içermesi açısından bizlere istatistiksel analize uygun en zengin sayısal verileri sunmaktadırlar 5. Tahrir kayıtlarının Diyarbakır kent merkezinin nüfusuna dair verdikleri ilk bilgiler Osmanlı hâkimiyetinden 2 yıl sonrası sonrasına aittir. 1518 de yapılan bu sayıma göre 8.444 Müslüman, 5.985 Hıristiyan ve 157 Yahudi olmak üzere kentin toplam nüfusu 14.568 dir. Yine tahrir defterlerine göre 1520-1530 tarihleri arasında; Müslüman, gayrimüslim ayrımı olmaksızın kentin toplam nüfusu 18.942 dir 6. 1540 ta 8.761 Müslüman, 11.612 Hıristiyan ve 160 Yahudi olmak üzere toplam nüfus 20.533 tür 7. Bu kayıtlardan elde edilen bilgilerin kesin nüfus sonuçları olmayıp istatistiksel veriler olduğuyla birlikte dikkat çeken bir husus da; vergi veren nüfusun Müslüman, Hıristiyan ve Yahudi gibi din temeline dayalı bir tasnife tabi tutulduğudur. Bu sebeple bu kaynaklara dayanılarak, etnik veya mezhebi ayrıma dayalı detaylı bir tasnif yapmak mümkün görünmemektedir. 4 Bilal Eryılmaz; Osmanlı Devleti nde Gayrimüslim Tebaanın Yönetimi, Risale Yayınları, İstanbul 1996, s. 20. 5 Oktay Özel; Osmanlı Demografi Tarihi Açısından Avarız ve Cizye Defterleri, Osmanlı Devleti'nde Bilgi ve İstatistik, Editör: Halil İnalcık & Şevket Pamuk, Ankara: Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü, 2001, s. 35. 6 Cem Behar, Osmanlı İmparatorluğunun ve Türkiye nin Nüfusu, Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü, Ankara 2003, s. 5. 7 Mehdi İlhan, Some notes on the settlement and population of the Sancak of Amid according to the 1518 Ottoman Cadastral survey, Tarih Arastirmalari Dergisi, Sayı: 14 (Ankara 1981), s. 415-36. 54

İbrahim ÖZCOŞAR Tahrir defterlerinin nüfus açısından verdiği bilgiler tartışmalı da olsa, sonraki yüzyıllarda bu tür kaynakların eksikliği hissedilmektedir. Özellikle 18. yüzyıldan sonra nüfus ile ilgili bilgiler daha çok seyyahların verdiği kaba bilgilere dayanmaktadır. Niebuhr 1766 da Diyarbakır kent nüfusuyla ilgili; 16.000 evin iskân halinde olduğunu ve bunların ¼ ünü Hıristiyanların oluşturduğunu söylemektedir. William Heuda, 19. yüzyılın başında kentin nüfusuyla ilgi 11.000 hane ve 55.000 kişi olarak bir tahmin yapar 8. Buckingham 1815'de nüfusu 50.000 civarında tahmin eder. Buckingham ın tahminine göre bu nüfusun dağılımı ise şöyledir: Ermeniler 1000 aile, Katolikler 500 aile, Süryaniler 400 aile, Rumlar 50 aile bir düzine Yahudi aile, geri kalanlar ise Müslümanlar. 1819 da kentte gelen A. Dupre, kent nüfusunun 56.000 olduğunu, bu nüfusun 50.000 Müslüman, 4.000 Ermeni, 300 Süryani Yakubi, 250 Yahudi, 250 Rum, 80 Keldani şeklinde dağıldığını belirtir 9. 1837 de Southgate nüfusu 27.000 kişi olarak tahmin eder. Bu nüfusun dağılımı ise şöyledir: 1500 Müslüman aile, 500 Ermeni aile, 300 Süryani Yakubi aile, 15 Şemsi aile, 150 Ermeni Katolik aile, 100 Keldani aile, 25 Süryani Katolik aile ve 20 Rum aile 10. Nüfus ile ilgili sağlıklı bilgiler için 19. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı Devleti nde çağdaş sayılabilecek nüfus sayımlarını beklemek gerekecektir. Her ne kadar çağdaş sayılabilecek ilk nüfus sayımının 1831 de yapıldığı kabul edilse de 11, Diyarbakır bu sayımın kapsamına alınmadığından çalışmamız için bir anlam ifade etmemektedir. Diyarbakır salnameleri 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren kent nüfusuyla ilgili detaylı bilgiler sunmaktadırlar. Bu konuda ilk bilgi H. 1287 tarihli Diyarbekir Vilayeti Salnamesi nde yer almaktadır. Buna göre, Diyarbakır kent merkezinin nüfusunun cemaatlere göre dağılımı tablo 1 deki gibidir. Tablo 1: 1870-1871 Tarihlerinde Diyarbakır Kent Nüfusu 12. Erkek Kadın Toplam Müslüman 4.781 5.033 9.814 Ermeni 3.577 3.276 6.853 Ermeni Katolik 428 403 831 Süryani 747 687 1.434 Süryani Katolik 94 80 174 Keldani 508 468 976 Rum 179 126 305 Rum Katolik 25 30 55 Protestan 318 332 650 Yahudi 143 137 280 Toplam 10.800 10.572 21.372 8 Şefik Korkusuz, Seyahatnamelerde Diyarbakır, Kent Yayınları, İstanbul 2003, s. 45 vd. 9 İbrahim Yılmazçelik, XIX. Yüzyılın İlk Yarısında Diyarbakır, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1995, s. 109. 10 Korkusuz, age, s. 4-75. 11 Kemal Karpat; Osmanlı Nüfusu (1830-1914), Demografik ve Sosyal Özellikler, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 2003, s. 24. 12 Salnâme-i Diyarbekir, Def a 1, Sene 1287. 55

SBArD Eylül 2008, Sayı 12, sh. 53 69 İstanbul un direktifiyle yapılan ve 1870 yılında tamamlanan bu sayım, detaylı bir şekilde yapılmış olmasına rağmen bundan sonraki yıllarda Diyarbekir Vilayet Salnamelerinin nüfusla ilgili verdikleri bilgiler daha yüzeyseldir. Tablo 2: Diyarbekir Vilayet Salnamelerine Göre Diyarbakır Kent Merkezinin Nüfusu. SALNAME DEF'A YIL Hane Zükur-i Müslim Zükur-i Gayrimüslim Def'a 3 H.1288/ M.1871-72 4.781 6.019 10.800 Def'a 6 -Def'a 10 H.1291/M.1874-75 H.1300/M.1882-83 1.929 5.258 6.793 12.051 Def'a 11 Def'a 12 H.1301/M.1883-84 H.1302/M.1884-85 4.164 11.124 11.124 Yekûn Nüfus Osmanlı Devleti nin 19. yüzyılın derlenen en eksiksiz, en güvenilir rakamlarını verdiği kabul edilen 13 ve 1881 yılında başlayıp 1893 yılında tamamlanan nüfus sayımları ile birlikte tüm Osmanlı da olduğu gibi Diyarbakır ile ilgili de daha ciddi bilgilere ulaşabilmekteyiz. Bu sayımlara göre Diyarbakır kazasının nüfusu ve bu nüfusun cemaatler göre dağılımı Tablo 3 teki gibidir. Tablo 3: 1881-1893 Osmanlı Genel Sayımına Göre Diyarbakır Kazasının Nüfusu 14. 1881-1893 Müslüman Rumlar Ermeni Katolik K E K E K E K E Diyarbakır 22.280 20.388 80 112 5.772 6.311 1.194 1.366 Yahudi Protestan Süryani Kadim Gayrimüslim Çingeneler Toplam K E K E K E K E K E 132 153 473 510 1.969 2.077 25 28 31.925 30.945 62.870 Toplam 13 Karpat; age, s. 73. 14 Karpat; age, s. 174. 56

İbrahim ÖZCOŞAR 19. yüzyılda gayrimüslim cemaatlerin nüfusuyla ilgili önemli bir gelişme, Katolik ve Protestan şeklinde meydana gelen ayrımların cemaat nüfuslarında meydana getirdiği değişikliklerdir. Bu değişim veya parçalanmaların nüfus açısından takibi de ancak 19. yüzyılın ikinci yarısında yapılabilmektedir. Bu dönemde bile bu ayrımlara dayalı net bir bilgi ortaya çıkmamaktadır. 1881-1893 Osmanlı sayımında bu durum net bir şekilde göze çarpmaktadır. Örneğin; Katolik ve Protestanlar tek bir millet olarak gösterilmektedir. Bunların hangi cemaatlerden (Süryani, Ermeni vs.) olduğu konusunda bilgi yoktur. 1881-1893 Osmanlı Nüfus sayımıyla hemen hemen aynı tarihlerde Fransız Vital Cuinet Diyarbakır kent merkezinin nüfusunun şöyle vermektedir: Tablo 4 : Vital Cuinet e Göre 1891 de Diyarbakır Kent Nüfusu. Müslümanlar 20.142 Ermeni Gregoryenler 8.480 Katolik Ermeniler 899 Protestan Ermeniler 880 Rum Ortodoks 900 Rum Katolikler 60 Keldaniler 990 Süryani Katolikler 400 Süryani Yakubiler 950 Kapuçin İtalyanlar 2 Fransız Fransiskenler 46 Yahudiler 284 Toplam 34.033 Tablo 3 ile Tablo 4 arasındaki fark, ilk tabloda Diyarbakır merkeze bağlı nahiyeler ile köylerin de hesaplanmasına rağmen, V. Cuinet in verdiği bilgilerin sadece kent merkezine ait olmasından kaynaklanmaktadır. Bu arada belirtilmesi gereken önemli bir husus da; V. Cuinet in sadece Diyarbakır da değil bölgenin tamamında Rum nüfusunu belirtirken gerçeklerden uzaklaştığı ve cömert davrandığıdır 15. 19. yüzyıla ait tüm bu bilgiler, kentin nüfus hareketliliğini çok yoğun yaşadığını göstermektedir. Bir yandan kaynakların verdikleri bilgilerin dayanaklarının ve sayım yöntemlerinin farklı olması diğer yandan kentin özellikle, kıtlık, salgın ve yerel güçler arasındaki çatışmalar sebebiyle nüfus hareketliği yaşaması kent nüfusunun günümüzde araştırılmasını zorlaştıran unsurlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Devlet Salnamelerinin verdikleri bilgiler ile V. Cuinet ve batılı seyyahların verdikleri bilgiler arasında çelişkiler bulunmaktadır. V.Cuinet ve seyyahların verdikleri bilgilere göre kent merkezinde Müslümanlar nüfusun çoğunluğu oluştururken, salnamelerin verdikleri bilgiler gayrimüslimlerin çoğunlukta olduğunu göstermektedir. Seyyahların verdikleri bilgiler ile salnamelerde verilen bilgilerin çelişme sebebi, yerel nüfus sayımlarında 15 İbrahim Özcoşar, Bir Yüzyıl Bir Sancak Bir Cemaat 19. Yüzyılda Mardin Süryanileri, Beyan Yayınları, İstanbul 2008, s. 187-188. 57

SBArD Eylül 2008, Sayı 12, sh. 53 69 yapılan yanlışlıklardan/belki de kayırmalardan kaynaklanıyor olabilir. Yerel yönetimlerce yapılan bu sayımlarda temel amaç, Müslümanlardan askere alınabilecek, gayrimüslimlerden ise bedelât-ı askeriye alınabilecek nüfusu tespit etmektir. Bu amaç dikkate alındığında Müslüman nüfüsun bu tür sayımlarda az olmasının sebebi rahatlıkla anlaşılabilir. Bununla birlikte tüm bu bilgiler ışığında, 19. yüzyılda Diyarbakır kent merkezinde nüfus çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğunu söylemek zor olmayacaktır. Hıristiyan cemaatler arasında Ermeni Gregoryenlerin nüfus çoğunluğuna sahiptirler. Ermeni Gregoryenleri sırasıyla Süryani Yakubiler, Keldaniler, Ermeni Katolikler, Süryani Katolikler ve Rumlar takip etmektedir. II. 19. Yüzyılda Diyarbakır da Hıristiyan Cemaatler Millet sisteminde, her cemaatin kendi dini inançlarına has teşkilatlanmaları mevcuttu. Tüm Hıristiyan cemaatler için bu teşkilatlanmanın merkezinde kilise bulunmaktaydı. Her dini grubun en yüksek din adamlarından biri, kendi cemaatleri tarafından o cemaatin lideri olarak seçilir ve kendi topluluğunu yönetmekle görevlendirilirdi. Böylece din esasına dayanan cemaatler beratlarla kendilerine verilen özerklik sayesinde, Osmanlı egemenliğinde, kendi din, hukuk ve geleneklerini korumuşlar ve baskı görmeden kendi hukuk ve geleneklerini uygulamışlardır. Dini cemaatlerin liderleri ise birer devlet memuru gibi, kendi yönetimlerindeki toplulukların yönetiminden Sultan a karşı sorumlu tutulmuşlardır 16. Her cemaatin başında patrik adı verilen dini lider bulunurdu. Patriğin altında metropolit, murahhas, serpiskopos, piskopos veya patrik vekili adı verilen, cemaatin taşrada hem dini işlerini hem de resmi otoriteler ile ilişkilerini düzenlemekle görevli ruhaniler yer alırdı. 19. yüzyılda gayrimüslimler açısından önemli değişikliklerden biri de, cemaat temsilcilerinin vilayet, sancak ve kaza idare meclislerinde görev almaya başlamalarıdır. 1869 1874 tarihleri arasında Diyarbakır Vilayeti ndeki rüm sancakların idare meclislerinde Aza-i Tabiiye (Doğal azalar) dışında Aza-i Müntehabe (Seçilmiş azalar) de yer almaktadır. Bu azaların sayısı genellikle 4 olmakla birlikte bazen üç kişiye de düşmektedir. Seçilmiş azalar 4 kişi olduğu durumda 2 si gayrimüslim, 3 kişi olduğu durumlarda ise 1 i gayrimüslimdir. Bu azaların hangi milletten olduğuna dair bir ipucu bulunmamaktadır. 1874 tarihinden itibaren ise ruhani reisler vilayet idare meclisinde yer almaya başlamışlardır. 1874-1883 tarihleri arasında vilayet idare meclisinde görev alan ruhani reisler tablo 5 de gösterilmiştir. 16 Gülnihal Bozkurt, Gayrimüslim Osmanlı Vatandaşlarının Hukukî Durumu, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1996, s. 10. 58

İbrahim ÖZCOŞAR Tablo 5: Diyarbakır Vilayet İdare Meclisinde Görev Alan Ruhani Reisler Sene 1874 17 1875 18 1876 19 1877 20 Aza-i Rüeasây-ı Ruhâniye Rum Metropolit Vekili Dimitri Efendi, Protestan Piskoposu Tomas, Keldani Metropolidi, Ermeni Murahhas Vekili İstepan Efendi, Ermeni Katoliği Murahhas Vekili Patris Efendi, Süryani Rahibi Cebrail Efendi Rum Metropolidi Ayakofos Efendi, Keldani Metropolidi Ebduşu, Ermeni Murahhas Vekili Filipos Efendi, Ermeni Katoliği Murahhas Vekili Mesrub Efendi, Süryani Katoliği Patris Efendi, Tomas Efendi Rum Murahhas Vekili Dimitri Efendi, Ermeni Murahhas Vekili Filipos Efendi, Protestan Piskoposu Tomas Efendi, Keldani Metropolidi Abduşu Efendi, Süryani Katolik Murahhası Vekili Patris Efendi, Süryani Patrik Vekili İmertere Efendi, Tomas Efendi Rum Murahhas Vekili Dimitri Efendi, Ermeni Murahhas Vekili Filipos Efendi, Protestan Piskoposu Tomas Efendi, Keldani Metropolidi Abduşu Efendi, Süryani Katolik Murahhası Vekili Patris Efendi Süryani Patrik Vekili Mirze Efendi, Tomas Efendi 1878 den 1883 e kadar Diyarbekir Vilayet salnameleri yayımlanmamıştır. 1883 yılına ait salnamede ise ruhani reislerin adları yer almamaktadır. Ancak seçilmiş azalar arasında iki gayrimüslim bulunmaktadır. 1884 te doğal azalar arasında ruhani reisler yer almazken, 6 kişilik seçilmiş azanın 3 ü gayrimüslim azalardan oluşmaktaydı 21. Bu tarihler arasında ruhani reislerin doğal azalar arasında zikredilmemesi ruhani reislerin idare meclislerine katılmadığı anlamına gelmiyordu. Aksine ruhani reislerin vilayet idare meclislerine katılmaları hususuna özellikle dikkat edilmiş ve bu konuda mazeret 17 Salnâme-i Diyarbekir, Def a 6, Sene 1291. 18 Salnâme-i Diyarbekir, Def a 7, Sene 1292. 19 Salnâme-i Diyarbekir, Def a 8, Sene 1293. 20 Salnâme-i Diyarbekir, Def a 9, Sene 1294. 21 Salnâme-i Diyarbekir, Def a 1, Sene 1286 ila Def a 6, Sene 1291 tarihleri arasındaki tüm salnameler. 59

SBArD Eylül 2008, Sayı 12, sh. 53 69 öne sürerek kendi yerlerine vekil göndermek isteyen ruhani reislerin mazeretleri de kabul edilmemiştir. 1886 da Süryani Kadim Patriği Petros, yaşlılık ve hastalığını ileri sürerek Meclis-i İdareye kendisi yerine bir vekilinin katılması için istekte bulunmuştur. Diyarbakır valiliği bu isteği, Adliye ve Mezâhip Nezâretine bildirmiş, ancak patriğin bu isteği reddedilmiştir 22. Resmi anlamdaki bu zorunluluğa rağmen vilayet idare meclislerinde Süryani Kadimleri temsilen patrik vekilleri veya matranlar görev yapmıştır. 1890 ile 1895 tarihleri arasındaki salnamelere, ruhani reislerin vilayet idare meclisine nöbetleşe devam ettiklerine dair not düşülmüştür 23. Gayrimüslimlerin idari yapıdaki etkileri vilayet idare meclisiyle sınırlı kalmamıştır. Tanzimat sistemiyle, hem idare hem de hukuk alanında oluşan tüm meclislerin seçilmiş azaların (aza-i müntehabe) yarısı, nüfus oranlarına bakılmaksızın gayrimüslimlerden oluşmuştur 24. II. 1. Ermeni Gregoryenler Ermeniler 4. yüzyılın başında Ermeni Prensi III. Tridate nin Hıristiyan olmasının ardından Hıristiyanlığı kabul etmişlerdir 25. Ortodoks Ermenilere Gregoryen denilmesinin temel sebebi ilk Ermeni papazın Gregor Lusovoriç olmasıdır 26. Fatih Sultan Mehmed İstanbul u aldıktan sonra, bu şehirdeki Ermeni cemaatini 1461 de Bursa dan bir kısım Ermeniler ile birlikte getirttiği Piskopos Hovakim e Ermeni Patriği unvanını vermiştir. Böylece İstanbul, Türkiye Ermenilerinin ruhani ve cismani merkezi olmuştur 27. Diyarbakır da Hıristiyan nüfus içinde çoğunluğu oluşturan Ermeni Gregoryenler, tüm Osmanlı coğrafyasında olduğu gibi Diyarbakır da da İstanbul patrikliğine bağlı bir örgütlenmeye sahiptirler. 1895 Ermeni olaylarına kadar da Diyarbakır da resmi makamlarla ilişkileri en iyi olan ve meclis üyelikleri ile memurluklarda etkin görev alan kesimi oluşturmaktadırlar. Ermeni Gregoryenler, Diyarbakır da genellikle serpiskopos veya piskoposlarca temsil edilmişlerdir. Bu ruhaniler, sadece Diyarbakır kent merkezindeki değil genellikle eyaletin genelinden sorumlu olmuşlardır. 1846 1861 tarihleri arasında Diyarbakır da bulunan Piskopos Agop sadece kent merkezinin değil eyaletin tamamında Ermeni Gregoryenlerin ruhani ve idari anlamda temsilciliğini yapmıştır 28. Diyarbekir Vilayet Salnameleri nden 1872 yılına kadar Piskopos Agop un aynı görevde kaldığını görmekteyiz 29. Patriklik tarafından atamaları yapılan ruhanilerin, cemaat içinde önemli bir sorun yaşanmadıkça, ömür boyu görevde kaldıkları değerlendirmeye alındığında, 22 Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Dâhiliye Mektubî Kalemi (DH. MKT.), Dosya No:1376, Gömlek No:101. 23 Salnâme-i Diyarbekir, Def a 13, Sene 1308 ve Def a 14, Sene 1309. 24 Özcoşar, age, s. 149 vd. 25 Kamuran Gürün, Ermeni Dosyası, Ankara 1988, s. 31. 26 Esat Uras, Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, İstanbul 1987, s. 119. 27 Ermeni Patrikhanesinin Yavuz Sultan Selim veya Kanuni Sultan Süleyman zamanlarında kurulduğuna dair bazı çalışmalar mevcuttur. Bunun için bkz. Nejat Göyünç, Osmanlı Devleti nde Ermeniler Hakkında, Yeni Türkiye Ermeni Özel Sayısı II, İstanbul 2001, Sayı 38, s. 633-638. 28 Salnâme-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye Def a 2, Sene 1264, Daru l-matbaat-u Amire ve Salnâme-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye Def a 16, Sene 1278, Daru l-matbaat-u Amire arasındaki tüm salnameler. 29 Salnâme-i Diyarbekir, Def a 1, Sene 1286; Def a 2, Sene 1287; Def a 3, Sene 1288. 60

İbrahim ÖZCOŞAR elimizdeki kayıtlarda en az 26 yıl görevde anlaşılan Piskopos Agop un ölünceye kadar görevde kaldığı söyleyebiliriz. 1873-1874 tarihlerinde vilayet salnameleri Milel-i Hıristiyaniye Rüesây-ı Ruhaniyesi bölümlerinde Ermeni ruhani reisi hanesi boş kalmış, isim yazılmamıştır 30. Ancak aynı tarihlerde vilayet idare meclislerinde Ermeni Murahhas Vekili İstepan Efendi nin adı geçmektedir. 1875-1876 tarihleri arasında ise Piskopos vekili Filipos Efendi nin hem vilayet idare meclisi hem de salnamelerin Milel-i Hıristiyaniye Rüesây-ı Ruhaniyesi bölümlerinde adı geçmektedir. 1877-1884 tarihleri arasında ise bu bölüm boş bulunmaktadır. 1884-1885 tarihlerinde bu kez Keşiş Ohannes Ermeni Gregoryenlerin ruhani reisi olarak görülmektedir. 19. yüzyılın son salnamesinde ise Ermeni ruhani reislerine ait bir kayıt bulunmamaktadır. II. 2. Ermeni Katolikler Osmanlı Devleti nde Katoliklerin resmen tanınması II. Mahmut dönemindeki olaylarla ilişkilidir. Bu dönemde özellikle Ermeniler arasında tatbik edilen Katolik propagandası, Ermeni cemaatini patlama noktasına getirmişti. Gregoryen Ermeni patrikliğinin Katoliklere karşı kan davası asabiyeti derecesinde aldığı sert önlemler ve buna karşı Katoliklerin, Avrupa devletlerinin de özellikle Fransa nın desteğini alarak yaptıkları direniş, artık meseleyi bir an önce çözülmesi gereken bir sorun haline getirmişti. Bu sorun sayesinde, klasik Osmanlı toplum yapısının tahrip olması, kiliselerin birbirleriyle, cemaatlerin yekdiğeriyle ve bunların hepsinin devletle, devletin ise bu gelişmelerde esas amil olan yabancı güçlerle karşı karşıya gelmesi, bu çözüm sürecini hızlandıran sebeplerdi 31. Nihayet bu sorun 1829 da Ermeni Katoliklerin bir millet olarak kabul edilmesiyle çözülmüştür. 1831 de ise Ermeni patriği bir beratla Ermeni Katolik milletinin başı olarak atanmış ve tüm Katolik Ermeniler yanında, Katolik Maruni ve Rumlar da dini konularda bu patrikliğe bağlanmışlardır 32.Devlet Salnamelerinde Ermeni Katolik Patriğiyle ilgili geçen Ermeni ve Süryani ve Keldani Katolikleri mesalih-i patrik-i muma ileyh marifetiyle tesviye olındığından cümlesinin murahhasları bir cedvele derc olınmışdı 33 ifadesi sadece Katolik Ermenilerin değil, Süryani ve Keldanilerin de, en azından Babıâli nezdinde, Ermeni Katolik patriği tarafından temsil edildiğini göstermektedir. Diyarbakır ve çevresinde Ermenilere yönelik Katolikleştirme faaliyetleri 17. yüzyılın başlarında başlamıştır. Bölgede çok etkili çalışmalar yürüten Katolik misyonerler bir yandan Papalığın gücü diğer yandan Fransa nın desteğiyle bazı şehirlerde, örneğin Mardin de, neredeyse Ortodoks Ermenileri tamamen Katolikleştirecek bir başarı sağlamışlardır 34. Ancak Diyarbakır da Ermeni Katoliklerin nüfus durumu, Katolikleştirme faaliyetlerinin bu denli etkili olamadığını göstermektedir. 30 Salnâme-i Diyarbekir, Def a 4, Sene 1289; Def a 5, Sene 1290; Def a 6, Sene 1291. 31 Tomas Çerme; Osmanlı İmparatorluğunda Misyoner Faaliyetler, Yaba Edebiyat, Ocak-Şubat 2004, s. 10. 32 Bozkurt, age, s. 42. 33 Salnâme-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye Def a 2, Sene 1264, Daru l-matbaat-u Amire. 34 Özcoşar, age, s. 233. 61

SBArD Eylül 2008, Sayı 12, sh. 53 69 Diyarbakır da Ermeni Katoliklerin ruhani reisleri, Ermeni Gregoryenlerde olduğu gibi, aynı zamanda vilayetteki tüm Ermeni Katolikleri temsil etmekteydiler. 1847-1863 tarihleri arasında Ermeni Katoliklerin temsilcisi Murahhas Ohan Rahip adlı ruhanidir 35. 1869-1871 tarihleri arasıda ise ruhani unvanı verilmeyen Agop Bahtiyaran Efendi dir 36. 1872-1874 tarihleri arasında vilayet salnameleri Milel-i Hıristiyaniye Rüesây-ı Ruhaniyesi bölümlerinde Ermeni ruhani reisi hanesi boş kalmış, isim yazılmamıştır 37. Ancak aynı tarihlerde vilayet idare meclislerinde Ermeni Katoliği Murahhas Vekili Petros Efendi ve Ermeni Katoliği Murahhas Vekili Mesrub Efendi nin isimleri yer almaktadır. 1876 da Piskopos Agop Efendi, 1877-1882 arasında Murahhas vekili Aleksir Efendi Ermeni Katoliklerin ruhani reisi olarak kaydedilmiştir. 1883-1884 tarihlerinde münhal olan makamda, 1884-1885 de Piskopos Osib Efendi,1890-1891 de Ferahyan Osib Efendi bulunmaktadır. II. 3. Süryani Kadimler Osmanlı belgelerinde Süryani Kadim Yakubi 38, Yakubi Süryani Taifesi 39, Yakubi Taifesi şeklinde adlandırılan Süryani Kadimlerin en bilinen adlandırmaları Yakubi dir. 19. yüzyılda ise Süryani Kadim tabirini kullanmışlardır. 16. yüzyılda Süryanilerin yaşadıkları bölgeler Osmanlı sınırlarına katılıyor ve millet sistemi içinde Süryaniler de yerlerini alıyorlardı. Ancak Süryanilerin millet sistemi içinde en azından resmi anlamda bağımsız bir millet olarak değerlendirilmediğini görüyoruz. Süryaniler İstanbul Ermeni Patrikliğine bağlanmışlardır 40. Bu bağlılık sadece, İstanbul daki resmi işleri yürütmekten ibaret olmuş, oldukça gelişkin ve tutucu bir hiyerarşik yapıya sahip Süryani Kadimler kendi cemaat işlerine Ermenileri karıştırmamışlardır. 19. yüzyılda Diyarbakır Süryaniler için ayrı bir önem arz etmiştir. 1293 ten 1932 yılına kadar Mardin yakınlarındaki Deyruzzafaran Manastırı nın merkez olarak kullanan Süryani Kadim patrikleri, 19. yüzyılda genellikle Diyarbakır da ikamet etmişlerdir. Dolayısıyla Diyarbakır 19. yüzyılda Süryani Kadimler için patriklik merkezi olmuştur. 19. yüzyılda bu durumun ilk örneğine Patrik Gevergis de (1818-1836) rastlamaktayız 41. Daha sonra Mardin cemaatiyle sorun yaşaması sebebiyle Patrik II. Yakup da (1847-1871) Meryem Ana kilisesine taşınmış 42, patrikliği boyunca Diyarbakır patriklik 35 Salnâme-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye Def a 2, Sene 1264, Daru l-matbaat-u Amire ve Salnâme-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye Def a 17, Sene 1279, Daru l-matbaat-u Amire arasındaki tüm salnameler. 36 Salnâme-i Diyarbekir, Def a 1, Sene 1286; Def a 2, Sene 1287; Def a 3, Sene 1288. 37 Salnâme-i Diyarbekir, Def a 4, Sene 1289; Def a 5, Sene 1290; Def a 6, Sene 1291. 38 Başbakanlık Osmanlı Arşivi; 998 Numaralı Divân-ı Hümayûn Defterleri Katalogu Gayr-i Müslim Cemaatlere Ait 15 No lu Defter 1251-1329 (Bundan sonra B.O.A. GM 15 diye geçecektir.). 39 Başbakanlık Osmanlı Arşivi; 998 Numaralı Divân-ı Hümayûn Defterleri Katalogu Gayr-i Müslim Cemaatlere Ait 1 No lu Defte, Şürut-ı Milel-i Muhtelife Defteri, s. 39. ( Bundan sonra B.O.A. GM 1 diye geçecektir.) 40 Süryani Kadimlerin, Ermeni Patrikliğine bağlanma sebepleri için bkz, Özcoşar, age, s. 57. 41 Gabriel Akyüz, age, İstanbul 1999, s. 70. 42 Murat Fuat Çıkkı; Naum Faik ve Süryani Rönesansı, Baskıya Hazırlayan: Mehmet Şimşek, Belge Yayınları, İstanbul 2004, s. 45; Akyüz, age, s. 68. 62

İbrahim ÖZCOŞAR merkezi olarak kullanılmıştır 43. Yakup tan sonra Patrik Petrus un (1872-1894) uzun süren İngiltere ve Hindistan gezileri boyunca, yerine vekâleten bakan Hori Efrayim Efendi Mardin de ikamet etmiştir 44. Patrik Petros un bu gezisi boyunca Diyarbekir Salnamelerinde Süryani Kadimlerle ilgili bilgi verilmemesi ilginçtir. Patrik Abdulmesih de (1895-1905) patrikliği süresince Diyarbakır da ikamet etmiştir. Ancak burada yaptığı uygunsuz davranışlar, Diyarbakır da rahatsızlığa sebep olmuş ve valilik ile ordu müşirinin talepleri üzerine, asıl patriklik merkezi olan Mardin deki Deyruzzafaran Manastırına dönmesi İstanbul daki patrik vekiline tembih edilmiştir 45. Buna rağmen Diyarbakır salnamelerinde patriklik süresinin bitimine kadar Diyarbakır da ikamet ettiği anlaşılmaktadır 46. II. 4. Süryani Katolikler Süryani Kadim patrikliği içinde 1782 yılında meydana gelen bölünme sonrasında, Süryani Katolik patrikliği ortaya çıkmıştır. Bu bölünmeyi iki temel sebebe dayandırabiliriz: Bunlardan ilki, Süryani Kilisesi içinde çok sık bir şekilde görülen patrik olma mücadeleleri ve bu sebeple meydana gelen bölünmeler. İkincisi ise; Katolik misyonerlerin çalışmalarıdır. Katolik Misyonerlerin Süryanilerin yaşadığı bölgelerde çalışmaları, 16. yüzyılda başlıyordu. Aslında bu çalışmalar, 5. yüzyılda Hıristiyan dünyasında başlayan, Doğu ve Batı kiliseleri arasındaki mücadelenin 16. yüzyıl ve daha sonrasına yansımalarıydı. Katolik dünyasının lideri durumundaki papa, rakipleri olarak gördüğü Doğu Hıristiyanlarının patriklik organizelerini kendi denetimi altına almak istiyordu. Papanın bu faaliyetleri için kullandığı güç, tarikat örgütlenmesine sahip Cizvit ve Kapusen rahipleri idi. Bunlar faaliyet gösterdikleri bölgelerde, Katolik inancıyla beraber papanın idari hâkimiyetini de benimsetme çabası içindeydiler. Osmanlı sınırları içinde Katolikleştirmeye yönelik bu faaliyetler 18. yüzyıldan itibaren kendileri açısından uygun ortam bulmaya başlamışlardı. Osmanlı kendi sınırlarındaki Hıristiyanları, Katolik misyonerlerin bu şeytani faaliyetlerinden koruyabilecek güçte değildi artık. Bununla birlikte bu misyonerler, Osmanlı ile ilişkileri sonucu Osmanlı sınırlarındaki Katoliklerin hamisi konumuna gelmiş olan Fransa dan da destek alıyorlardı. Fransa nın bu desteği dini duygulardan çok, Doğu Hıristiyanları arasında kendi emperyalist düşüncelerine destek olabilecek bir Katolik grup oluşturma çabasına dayanmaktaydı. Osmanlı Devleti nde Katoliklerin resmen tanınmasını gerektiren süreç yaşanırken, Gregoryen Ermenilerle Katolik Ermenilerin yaşadıkları sorunların benzeri sorunlar, Süryani Kadimler ile Süryani Katolikler arasında da yaşanmıştır. Devlet in henüz Süryani cemaati arasında bu ayrılığı resmen tanımamış olması, iki cemaat arasındaki sorunların çözümü önündeki en büyük engel olmuştur. 1835 de Süryani cemaati arasındaki bu ayrılık Ermenilerin, Katolik patrikliği beratında yer alan Süryani lafzının çıkarılması, Süryanilerin yaşadığı bölgelerde Katolik murahhasların Süryanilere 43 Salnâme-i Diyarbekir, Def a 1, Sene 1286; Def a 2, Sene, 1287; Def a 3, Sene 1288. 44 Salnâme-i Diyarbekir, Def a 7, Sene 1292. 45 B.O.A., MKT. MHM., Dosya No: 637, Gömlek No: 34. 46 Salnâme-i Diyarbekir, Def a 15, Sene 1316 ila Def a 19, Sene 1322 tarihleri arasındaki tüm salnameler. 63

SBArD Eylül 2008, Sayı 12, sh. 53 69 müdahalesine engel olunması için sundukları arıza ile Katolik murahasası tarafından Süryaniler arasında meydana gelen ayrımın bir emr-i şerifle tanınmasını isteyen arîzalar 47 sonucunda, devlet merkezine resmen yansımıştır. Başbakanlık Osmanlı Arşivi nde Süryani cemaatine ait tek defter olan Süryani Kadim Yakubi Defteri inde bulunan tek sayfalık kayıt, bu ayrılığın resmen tanındığına dair bir fermandır. Bu fermanda devlet-i âliyem reayasından Diyarbekir eyaletinde vaki nefs-i Diyarbekir ve Cebel-i Tur da ve Mardin ve Musul ve Haleb-i Şehabe ve Şam-ı Şerif ve Bağdad da bulunan Süryani milleti iki sınıf olarak bir sınıfı Yakubi Süryani sınıf-ı diğerine dahi yalnız Süryani tabir olındığından bahisle 48 şeklindeki ifadeyle Süryanilerin iki kısma ayrıldığı, bunlardan ana kilise olarak niteleyebileceğimiz Süryani Kadimlerin Yakubi Süryani, Katoliklerin ise sadece Süryani olarak isimlendirildiği belirtiliyordu. Diyarbakır da Süryani Katoliklerin patriklik merkezi önce Bağdat sonra sırasıyla, Lübnan da bir Maruni köyü olan Kesravan kasabasına bağlı Daru n-harise Köyünde Şarfe Manastırı, Halep ve Mardin oluştur 49. Devlet Salnamelerinde Süryani Katolik patriklerinin ikamet yeri 1869 yılında Mardin olarak gösterilmektedir. 1877 1880 tarihleri arasında ise Patriğin ikamet yeri Şam dır 50. Diyarbakır da Süryani Katoliklerin temsilcisi olarak 1847-1863 tarihleri arasında Murahhas Anton un adı geçmektedir. Anton hem Diyarbakır hem de Halep eyaletlerinin murahhası olarak kaydedilmiştir 51. Vilayet salnamelerinde ise 1876-1883 tarihleri arasında Murahhas vekili Patris in adı geçmektedir 52. Süryani Katoliklerle ilgili değinilmesi gereken bir husus da, Papalık ile ilişkilerinin çok gelişmiş olmasıdır. Diğer tüm Katolik cemaatler gibi Süryani Katolikler de Papalıkla ilişkilerini çok sıkı tutmuşlardır. Başlangıçta Osmanlı Devleti tarafından tepkiyle karşılanan bu durum, siyasi baskılar sebebiyle, kabullenilmiştir. Diyarbakır Süryani Katolik temsilcilerinin de Papalıkla sıkı ilişkiler içinde olduğuna dair bir örneğe 19. yüzyılın sonlarında rastlamaktayız. 1891 de Diyarbakır Süryani Katolik Piskoposu olan Patris (salnamelerde adı geçen kişi olabilir), Papa tarafından kendisine verilen haç nişanını takmak için Babıâli den izin ister ve Babıâli tarafından kendisine bu izin verilir 53. II. 5. Keldaniler Keldani patrikliği, 16. yüzyılda Nasturi Kilisesinden ayrılanların oluşturduğu bir patrikliktir. Keldani patrikliği, Süryani Katolik patrikliğinin ortaya çıkmasında olduğu gibi, Nasturiler arasındaki idari anlaşmazlıklardan ve bu anlaşmazlıkların Katolik misyonerlerce kullanılmasından dolayı Nasturi patrikliğinin parçalanmasıyla ortaya 47 B.O.A., GM 15. 48 B.O.A., GM 15. 49 Özcoşar, age, s. 108. 50 Salnâme-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye, Def a 32, Sene 1294 ten Def a 36, Sene 1298 e kadar tüm salnameler. 51 Salnâme-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye Def a 2, Sene 1264, Daru l-matbaat-u Amire ve Salnâme-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye Def a 17, Sene 1279, Daru l-matbaat-u Amire arasındaki tüm salnameler. 52 Salnâme-i Diyarbekir, Def a 8, Sene 1293; Def a 9, Sene, 1294; Def a 10, Sene 1300. 53 BOA, DH.MKT., Dosya No:1861 Gömlek No: 27 ve DH.MKT., Dosya No:1873 Gömlek No: 36. 64

İbrahim ÖZCOŞAR çıkmıştır. Katolikliğe rağmen eski örf ve adetlerine bağlı kalan Keldaniler, devlet tarafından 19. yüzyılın ilk yarısında Nasturi Katolikler olarak isimlendirilmiştir 54. Keldanilerin patriklik merkezleri Musul daydı Ancak mevsimine göre patrikler Bağdat ta da ikamet edebiliyorlardı 55. Patrik, Babil Patriği unvanını kullanıyordu 56. Diyarbakır da Keldanilerin ruhani temsilcisi olarak 1847-1863 tarihleri arasında Piskopos Bedros kaydedilmiştir 57. Vilayet Salnamelerinden Bedros un Serpiskopos olarak 1873 e kadar aynı görev kaldığı anlaşılmaktadır 58. 1873 ten sonra ise Abduşu Efendi Keldanilerin temsilciliğini yapmıştır. II. 6. Rumlar Fatih Sultan Mehmed, İstanbul un fethin hemen ardından, fonksiyonunu büyük ölçüde yitirmiş olan Rum Ortodoks Kilisesini ihya etmekle işe başlamıştır 59. İstanbul un fethinden önce Ferrare-Florence Konsillerinde (1437-1439-1442) Doğu-Batı kiliselerini birleştirme çabası sonuç vermemiş, 60 İstanbul Ortodoks Patrikliği, Bizans tarihindeki önemini kaybetmiş; kilise mensupları arasında birlik bozulmuş ve bu yüzden Patrik II. Athanasios un istifasından sonra bu makama yeni bir tayin yapılamamıştır. Bunun sonucunda Ortodoks Hıristiyanların dağılma tehlikesini gören Fatih, Ortodoks Kilisesinin münhal bulunan patrikliğine, yeni birisinin seçilmesini ve eski geleneğe göre takdis edilmesini emretmiştir 61. Rumların isteği üzerine, ilmi değeri herkes tarafından bilinen ve bir Katolik düşmanı olarak tanınan 62 yüksek bir Hıristiyan âlimini Gennadios u aratmış ve nihayet Edirne civarında saklandığı bir evde buldurarak, 1453 yılının Aralık ayında Patriklik makamına getirtmiştir 63. Patriğe şahsının taarruzdan masuniyetini bildiren ve Müslümanlar arasında, Hıristiyan cemaatine bir temin-i hukuk tesis ettiğini belirten bir ferman verilmiştir. Fatih, patrikhaneye Bizans İmparatorluğu zamanındaki haklarından daha fazla hak tanımış, Patrik Gennadious a önceki dönemlerden farklı olarak millet başı unvanı vermiş, böylece patrik hem ruhani hem de cismani yetkilere kavuşmuştur. Seçim işlemleri padişahın onayı ile tamamlandığından patrik aynı zamanda padişahın memuru olarak kabul edilmiştir. Yine Fatih tarafından, patriğe üç tuğlu Osmanlı paşası unvanı verilerek, devlet hiyerarşisinde yüksek bir konuma yükseltilmiştir 64. Rum Ortodoks Patrikliği, Fatih döneminde elde ettiği bu ayrıcalıklı durumu Rum isyanına kadar devam ettirmiştir. 54 Yılmazçelik, age, s. 116. 55 Ebubekir Hazım Tepeyran, Hatıralar, Pera Yayınları, İstanbul 1998, s. 375. 56 Salnâme-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye, Def a 24, Sene 1285.. 57 Salnâme-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye Def a 2, Sene 1264, Daru l-matbaat-u Amire ve Salnâme-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye Def a 17, Sene 1279, Daru l-matbaat-u Amire arasındaki tüm salnameler. 58 Salnâme-i Diyarbekir, Def a 1, Sene 1286; Def a 2, Sene 1287; Def a 3, Sene 1288; Salnâme-i Diyarbekir, Def a 4, Sene 1289; Def a 5, Sene 1290. 59 Eryılmaz, age, s. 30. 60 Mehmet Aydın, Hristiyan Konsillerine Genel Bir Bakış, Belleten, C LIV, (1990), s. 374. 61 Eryılmaz, age, s. 30. 62 Hikmet Özdemir, Azınlıklar İçin Bir Osmanlı-Türk Klasiği: 1453 İstanbul Sözleşmesi, Osmanlı, Yeni Türkiye Yayınları, C. IV (Toplum), s. 224. 63 Selahattin Tansel, Osmanlı Kaynaklarına Göre Fatih Sultan Mehmed in Siyasi ve Askeri Faaliyeti, Ankara 1999, s. 106-107. 64 Eryılmaz, age, s. 31-32. 65

SBArD Eylül 2008, Sayı 12, sh. 53 69 Diyarbakır da çok az nüfusa sahip olduklarından, Diyarbakır da bulunan ruhani temsilcileri aynı zamanda Diyarbakır a yakın olan Urfa da bulunan cemaatin de temsilciliğini yapmışlardır. Bölgede Rum Ortodoks cemaatinin temsilciliğini 1847-1863 tarihleri arasında Piskopos Makaryos yürütmüştür 65. 1869-1872 arasında Papas Efendi Rum Ortodoks temsilcisi olarak kayıtlarda yer almaktadır. 1873-1882 arasında Metropolis Ayakokosi, 1883-1884 te ise vekil Payosyos Efendi nin ismi kayıtlarda yer almaktadır 66. Osmanlı sınırlarındaki tüm Ortodoks cemaatler gibi Rum Ortodokslarda, Katolikleştirme çalışmalarından nasiplerini almışlardır. Kayıtlardan, dikkate alınmayacak bir nüfusa sahip olan Rum Katoliklerin Diyarbakır da temsilcilerinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. II. 7. Protestanlar Osmanlı Devleti nde Protestan cemaatin ortaya çıkışı, 19. yüzyılda Batılı devletlerin her birinin bir gayrimüslim cemaate hamilik yaparak, Osmanlı üzerinde bazı haklar elde etme çabalarıyla ilgilidir. Bu çerçevede Rusya Osmanlı Devleti içinde resmen tanınmış bir mezhebe (Ortodokslara) hamilik yaparken, Fransa Katoliklere sahip çıkmış, onlara millet statüsü kazandırmaya çalışmış ve bunu başarmıştır. Doğu da dinin oynadığı rolü geç de olsa kavrayan İngiltere, Fransa ve Rusya gibi, siyasi nüfuzunu arttırmak için, dini bir araç olarak kullanmaya başlamış ve bu amaçla Osmanlı sınırları içinde Protestan cemaat oluşturma çabası içine girmiştir. Amerika ve Almanya gibi devletlerin desteği ile İngiltere 19. yüzyılda bu amacına ulaşmıştır. Osmanlı sınırlarında az sayıda da olsa, Protestan cemaati oluşması üzerine İngiltere, kendi isteklerine uygun bir ortam oluşturabilmek için 1840 ta ilk girişimlerde bulunmuştur. İngiltere Dışişleri Bakanlığı 1840 ta Kudüs te bir Protestan mabedi inşası için Osmanlı Devleti nde izin talebinde bulunmuş, bu talebin ardındaki gerçek amacı sezen Osmanlı Devleti, 1834 te yayınladığı mezhep değiştirme yasağı ile ilgili fermanı öne sürerek bu isteği geri çevirmiştir. 1844 yılında ise hem bu yasağın kalkması hem de İngiltere nin Osmanlı Devleti ile bu konuda temaslarını devam ettirmesi üzerine Kudüs te bir Protestan Kilisesi resmen açılmıştır 67. Bu gelişmenin ardından Protestan cemaati, millet sistemi içinde resmen tanınan ve diğer milletlerin sahip oldukları haklara sahip bir millet olabilmek için, Batılı devletlerin özellikle de İngiltere ve Prusya büyükelçilikleri nezdinde girişimlerde bulundular. Bu iki devletin baskısı üzerine 1850 de Protestan cemaati Osmanlı Devleti tarafından resmen tanındı. Bu tanınma Protestanların millet statüsü kazanmalarını sağlayan bir tanınma değildi. Bu durum Protestanların millet statüsüne sahip olmak için elçilikler nezdinde girişimlerinin devam etmesine sebep oldu. Nihayet bu gelişmeler 1878 de Protestanlarla ilgili bir nizamnamenin kabul edilmesiyle sonuçlanmıştır. Bu 65 Salnâme-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye Def a 2, Sene 1264, Daru l-matbaat-u Amire ve Salnâme-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye Def a 17, Sene 1279, Daru l-matbaat-u Amire arasındaki tüm salnameler. 66 Salnâme-i Diyarbekir, Def a 1, Sene 1286 ve Def a 11, Sene 1301 arasında tüm salnameler. 67 Eryılmaz; age, s. 74-75. 66

İbrahim ÖZCOŞAR nizamnameye rağmen Protestan cemaati, millet sisteminde sahip olunan haklara sahip olmamıştır 68. Diyarbakır da Protestan misyonerler etkin olmalarına rağmen, diğer Hıristiyan cemaatlere benzer bir örgütlenmelerine rastlanmamaktadır. Zaten Protestanlığın Osmanlı daki örgütlenmesi de patriklik veya benzeri bir kurum etrafında olmadığından, Protestan kiliselerin hiç birinde böyle bir örgütlenmeden bahsetmek mümkün değildir. Bu cemaatler daha çok Protestan olmalarında etkili olan misyoner kuruluşu ile irtibat halinde olan kiliselerde örgütlenmişlerdir. 19. yüzyılda Diyarbakır da Protestanları hem vilayet idare meclisinde temsil eden hem de ruhani reis olarak kayıtlara geçen tek bir isme rastlamaktayız: Piskopos Tomas Efendi. Sonuç 19. yüzyılda Diyarbakır kent merkezinde Müslüman nüfus ağırlıkta olmakla birlikte, azımsanmayacak bir Hıristiyan nüfus bulunmaktadır. Diyarbakır da Hıristiyan cemaatler Ermeniler, Süryaniler ve Rumlar olmak üzere farklı etnik kökene dayanmaktaydılar. Bununla birlikte millet sistemi çerçevesinde bu etnik kökenlerin örgütlenmelerinde inanç sitemleri ve kilise teşkilatlanmaları temel alınmıştır. Buna göre 19. yüzyılda Diyarbakır da teşkilatlanan Hıristiyan cemaatler şunlardır: Ermeni Gregoryenler, Katolik Ermeniler, Süryani Kadimler, Süryani Katolikler, Keldaniler, Ortodoks Rumlar ve Protestanlar. Bu cemaatler, millet sistemin kendilerine tanıdığı hakları kullanarak cemaat temsilcilerini kendileri belirlemişlerdir. Bu temsilciler hem cemaatlerin ruhani işleriyle ilgilenmiş, hem de resmi makamlar nezdinde cemaatin temsilcisi olarak kabul edilmişlerdir. Cemaat temsilcileri aynı zamanda 19. yüzyılda idari yapıda meydan gelen değişikliklerle vilayet, sancak ve kazalarda kurulan idari ve hukuki meclisler de görev almışlardır. Kaynaklar Başbakanlık Osmanlı Arşivi Divân-ı Hümayûn Defterleri 998 Numaralı Divân-ı Hümayûn Defterleri Katalogu Gayr-i Müslim Cemaatlere Ait 1 No lu Defter, Şürut-ı Milel-i Muhtelife Defteri. 998 Numaralı Divân-ı Hümayûn Defterleri Katalogu, Gayr-i Müslim Cemaatlere Ait 15 No lu Defter 1251-1329. Fon Adına Göre Başbakanlık Osmanlı Arşivi Belgeleri B.O.A., Dahiliye Mektubî Kalemi (DH.MKT.), Dosya No:1376, Gömlek No:101. B.O.A., Dahiliye Mektubî Kalemi (DH.MKT), Dosya No:1861 Gömlek No: 27 ve B.O.A.,Dahiliye Mektubî Kalemi (DH.MKT), Dosya No:1873 Gömlek No: 36. B.O.A., Mühime Kalemi Evrakı (MKT. MHM), Dosya No: 637, Gömlek No:34. 68 Düstur, Cezire-i Rabi, Matbaa-i Amire 1296, s. 652-654. 67

SBArD Eylül 2008, Sayı 12, sh. 53 69 Düstur Düstur, Cezire-i Rabi, Matbaa-i Amire 1296, Salnâme-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye Salnâme-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye, Def a 1, Sene 1263, Daru l-matbaat-u Amire. Salnâme-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye, Def a 2, Sene 1264, Daru l-matbaat-u Amire. Salnâme-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye, Def a 3, Sene 1265, Daru l-matbaat-u Amire. Salnâme-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye, Def a 4, Sene 1266, Daru l-matbaat-u Amire. Salnâme-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye, Def a 5, Sene 1267, Daru l-matbaat-u Amire. Salnâme-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye, Def a 6, Sene 1268, Daru l-matbaat-u Amire. Salnâme-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye, Def a 7, Sene 1269, Daru l-matbaat-u Amire. Salnâme-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye, Def a 8, Sene 1270, Daru l-matbaat-u Amire. Salnâme-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye, Def a 9, Sene 1271, Daru l-matbaat-u Amire. Salnâme-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye, Def a 10, Sene 1272, Daru l-matbaat-u Amire. Salnâme-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye, Def a 11, Sene 1273, Daru l-matbaat-u Amire. Salnâme-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye, Def a 12, Sene 1274, Daru l-matbaat-u Amire. Salnâme-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye, Def a 13, Sene 1275, Daru l-matbaat-u Amire. Salnâme-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye, Def a 14, Sene 1276, Daru l-matbaat-u Amire. Salnâme-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye, Def a 15, Sene 1277, Daru l-matbaat-u Amire. Salnâme-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye, Def a 16, Sene 1278, Daru l-matbaat-u Amire. Salnâme-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye, Def a 17, Sene 1279, Daru l-matbaat-u Amire. Salnâme-i Diyarbekir Diyarbakır Salnâmeleri, 1286-1323 (1869-1905), C. 1-5, Yayın Yönetmeni: Ömer Tellioğlu, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Yayınları, Yayın No: 14, İstanbul 1999. Kitaplar-Makaleler Akyüz, Gabriel; Diyarbakır daki Meryem Ana Kilisesi nin Tarihçesi M.S. Yüzyıl, İstanbul 1999. Behar, Cem; Osmanlı İmparatorluğunun ve Türkiye nin Nüfusu, Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü, Ankara 2003. Beysanoğlu, Şevket; Anıtları ve Kitabeleri ile Diyarbakır Tarihi, C.2, Diyarbakır Belediyesi Yayınları, Ankara 1990. Bozkurt, Gülnihal; Gayrimüslim Osmanlı Vatandaşlarının Hukukî Durumu, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1996. Cuınet, Vital; La Turquie d Asie, Geographie Administrative Statistique Descriptive et Raisonnẽe de Chaque Province de l Asie Mineure, Paris 1892. Çelik, Mehmet; Süryani Kilisesi Tarihi, C. 1, Yaylacık Matbaası, İstanbul 1987. Çerme, Tomas; Osmanlı İmparatorluğunda Misyoner Faaliyetler, Yaba Edebiyat (Ocak-Şubat 2004), s. 10-12. Çıkkı, Murat Fuat; Naum Faik ve Süryani Rönesansı, (Baskıya haz: Mehmet Şimşek), Belge Yayınları, İstanbul 2004. 68

İbrahim ÖZCOŞAR Eryılmaz, Bilal; Osmanlı Devleti nde Gayrimüslim Tebaanın Yönetimi, Risale Yayınları, İstanbul 1996. Göyünç, Nejat; Osmanlı Devleti nde Ermeniler Hakkında, Yeni Türkiye Dergisi, S. 38 (Ermeni Özel Sayısı II) (Ankara 2001), s. 633-638. Gürün, Kamuran; Ermeni Dosyası, Ankara 1988. İlhan, Mehdi; Some notes on the settlement and population of the Sancak of Amid according to the 1518 Ottoman Cadastral survey, Tarih Araştırmaları Dergisi, Sayı: 14 (Ankara 1981), 415-36. Karpat, Kemal; Osmanlı Nüfusu (1830-1914), Demografik ve Sosyal Özellikler, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 2003. Korkusuz, Şefik; Seyahatnamelerde Diyarbakır, Kent Yayınları, İstanbul 2003. Özcoşar, İbrahim; Bir Yüzyıl Bir Sancak Bir Cemaat 19. Yüzyılda Mardin Süryanileri, Beyan Yayınları, İstanbul 2008. Özdemir, Hikmet; Azınlıklar İçin Bir Osmanlı-Türk Klasiği: 1453 İstanbul Sözleşmesi, Osmanlı, Yeni Türkiye Yayınları, C. IV (Toplum), s. 224-230. Özel, Oktay; Osmanlı Demografi Tarihi Açısından Avarız ve Cizye Defterleri, Osmanlı Devleti'nde Bilgi ve İstatistik, (editör: Halil İnalcık & Şevket Pamuk), Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü, Ankara 2001, s. 30-41. Tansel, Selahattin; Osmanlı Kaynaklarına Göre Fatih Sultan Mehmed in Siyasi ve Askeri Faaliyeti, Ankara 1999. Uras, Esat; Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, İstanbul 1987. Yılmazçelik, İbrahim; XIX. Yüzyılın İlk Yarısında Diyarbakır, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1995. 69