OSMANLI VİLAYET SALNAMELERİNDE MUSUL

Benzer belgeler
gl bal strateji enstitüsü TİKV

İZMİR İLİ İŞ KAZALARI VE MESLEK HASTALIKLARI İSTATİSTİKLERİ VE İŞ GÜVENLİĞİNİNKENT YAŞAMINA ETKİLERİ. Aykut AKDEMİR Maden Mühendisi


İZMİR METROPOL İLÇELERİNDE YAPILAN ASANSÖR DENETİMLERİ VE GÜVENLİK SEVİYESİNDEKİ GELİŞMELERİN İNCELENMESİ

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi

ENGELLİLERİN ERİŞİLEBİLİRLİĞİ. Ayşe Baysal İnşaat Mühendisi

G Ü N D E M. 2. Geçen birleģime ait tutanak özetinin okunması ve oylanması.

Kıbrıs ın Su Sorunu ve Doğu Akdeniz in Hidrojeopolitiği

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

CO RAFYA. DÜNYA NIN fiekl N N VE HAREKETLER N N SONUÇLARI ÖRNEK 1 :

DEVLET MUHASEBES NDE AMORT SMAN

TETAŞ TÜRKİYE ELEKTRİK TİCARET VE TAAHHÜT A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Dikkat! ABD Enerji de Yeni Oyun Kuruyor!

YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

Elektronik ortamda tutulacak defter ve belge uygulamasında kullanılacak olan terimler aşağıda tanımlanmıştır.

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Alter Yayıncılık Reklamcılık Organizasyon Tic.Ltd.Şti. Elif Sok. Sütçü Kemal Đş Merkezi No: 7 / 98

SUR RAPORU 2 ARALIK 2017

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM

TARİH BOYUNCA ANADOLU

İSTANBUL ( ). İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA GÖNDERİLMEK ÜZERE ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA. : TMMOB Şehir Plancıları Odası (İstanbul Şubesi)

Konut Sektörü Değerlendirme Sunumu Nisan 2012

KONYA İL MERKEZİ TAŞINMAZ KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARI ENVANTERİ MEZARLIKLAR

Tarih: Sayı: 2010/15. Konu:

Araştırma Notu 15/177

Parti Program ve Tüzüklerin Feminist Perspektiften Değerlendirilmesi i

Tablo 45 - Turizm İşletme Belgeli Tesislerde Konaklama ve Belediye Sayıları

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ

İL: Muğla İLÇE: Datça KÖY/MAH.: İskele MEVKİİ: Hisarmağara

İRAN ENERJI GÖRÜNÜMÜ

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi :

ALANYA BELEDİYE BAŞKANLIĞI İNSAN KAYNAKLARI VE EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak ve Tanımlar

Türk-Alman Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Staj Yönergesi. Ek İsterler

ADANA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJELERİ

KAMU İHALE KURULU KARARI. Toplantıya Katılan Üye Sayısı : 7 : Elektrik ihtiyacının temini.

KERKÜK VE MUSUL UN TARİHÎ COĞRAFYASI

EK 2 ORTA DOĞU TEKNĐK ÜNĐVERSĐTESĐ SENATOSU 2011 YILI ÖSYS KONTENJANLARI DEĞERLENDĐRME RAPORU

MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ELEMANLARININ YURTİÇİ VE YURTDIŞI GÖREVLENDİRME YÖNERGESİ

Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası:

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

T.C BALIKESİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI İMAR VE ŞEHİRCİLİK MÜDÜRLÜĞÜ

İZMİR VE RÜZGAR ENERJİSİ

AYDIN TİCARET BORSASI

İşte Eşitlik Platformu tanıtıldı

KELÂMÎ MEZHEPLER VE FIRKALAR. Adem Sezgin UZUN 1

M i m e d ö ğ r e n c i p r o j e l e r i y a r ı ş m a s ı soru ve cevapları

Okulumuz Bilgisayar Programcılığı Bölümü öğrencilerinden Gizem COŞKUN Çanakkale Şehitlerine adlı şiiri okudu.

SİRKÜLER NO: POZ-2013 / 36 İST, E-fatura hakkında 424 Sıra No lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği yayımlandı.

Yazar Administrator Perşembe, 26 Nisan :25 - Son Güncelleme Cumartesi, 19 Mayıs :22

HİZMET ALIMLARINDA FAZLA MESAİ ÜCRETLERİNDE İŞÇİLERE EKSİK VEYA FAZLA ÖDEME YAPILIYOR MU?

Toktamış Ateş'i kaybettik

VAN-TUŞBA BELEDİYE MECLİSİNİN HAZİRAN 2016 TARİHLİ KARAR ÖZETLERİ

YAMAÇ 5,20 MW Hidroelektrik Santrali

AKADEM K MAKALELER. M. Esad Coflan

(ÇEKAP) Çevresel Kapasitemiz Gelişiyor

TURİZM YATIRIMCILARINA KAMU TAŞINMAZI TAHSİS ŞARTNAMESİ (DENİZLİ)

T.C. KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ TEZ YAZIM KURALLARI

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ YAZ OKULU YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM

Şıvgın, H. (2000). "19. Yüzyılın İlk Yarısında Ayıntap". Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, (11), ,

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1

( / R.G.)

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2009/27 TARİH:

SİRKÜLER 2013/23. : Vadesi Gelmemiş İleri Tarihli Çeklere Senetler Gibi Reeskont Uygulanabilecek

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

2006 DAN 2013 E KADIN DOSTU KENT OLMA YOLUNDA İZMİR. Semra Ulusoy ulusoy@unfpa.org

KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI (KOSGEB) KOBİ VE GİRİŞİMCİLİK ÖDÜLLERİ UYGULAMA ESASLARI

Özet şeklinde bilgiler

CO RAFYA KONUM. ÖRNEK 2 : Afla daki haritada, Rize ile Bingöl il merkezlerinin yak n ndan geçen boylam gösterilmifltir.

ın Kısa süre içinde çıkacak mesajını verdiği karar Bakanlar Kurulu ndan geçti ve Resmi Gazete

MADDE 3 (1) Bu Yönetmelik, 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 14 ve 49 uncu maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.

Gürcan Banger Enerji Forumu 10 Mart 2007

OTOPARK YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ KISIM. Genel Hükümler

KAYHAM STRATEJİK PLANINA GÖRE 2014 YILI FAALİYET RAPORU

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85

NİSAN 2013 SAYI:16 ŞEHİRLER ÇOCUKLARIMIZA GÖRE OLSUN

T.C. ZONGULDAK VAL L ÇEVRE VE EH RC L K L MÜDÜRLÜ Ü mar skan ve Kooperatifler ube Müdürlü ü H ZMET STANDARTLARI TABLOSU BA VURUDA STEN LEN BELGELER

9. HAFTA. Ulusal sağlık politikaları: Osmanlı İmparatorluğu ve sağlık hizmetleri

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar,

No: 2015/8 Tarih:

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

287 SERİ NO'LU GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ

2. Söz konusu koruma amaçlı imar planı üst ölçek plana aykırı hususlar içermektedir.

ULUSAL VE RESMİ BAYRAMLAR İLE MAHALLİ KURTULUŞ GÜNLERİ, ATATÜRK GÜNLERİ VE TARİHİ GÜNLERDE YAPILACAK TÖREN VE KUTLAMALAR YÖNETMELİĞİ

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI ANTALYA SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ SAĞLIK YATIRIMLARI

MADDE 2 (1) Bu Yönerge, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve değişiklikleri ile İzmir Üniversitesi Ana Yönetmeliği esas alınarak düzenlenmiştir.

BÖLÜM 3 : SONUÇ VE DEĞERLENDİRME BÖLÜM

OSMANLI - İRAN. Sınır ve Aşiret ( ) Sıtkı ULUERLER OSMANLI - İRAN. Sınır Ve Aşiret ( ) Sıtkı ULUERLER

2016 Ocak ENFLASYON RAKAMLARI 3 Şubat 2016

GALATA YATIRIM A.Ş. Halka Arz Fiyat Tespit Raporu DEĞERLENDİRME RAPORU SAN-EL MÜHENDİSLİK ELEKTRİK TAAHHÜT SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

DİKKAT! SORU KİTAPÇIĞINIZIN TÜRÜNÜ "A" OLARAK CEVAP KÂĞIDINA İŞARETLEMEYİ UNUTMAYINIZ. SAYISAL BÖLÜM SAYISAL-2 TESTİ

İlgili Kanun / Madde 506 S. SSK/61

SĐRKÜLER : KONU : 2009 Yılında Uygulanacak Hadler ve MSĐ Đndirim Oranı

GAZİ ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK PERSONEL YURTİÇİ VE YURTDIŞI GÖREVLENDİRME YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Dayanak

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.


Transkript:

OSMANLI VİLAYET SALNAMELERİNDE MUSUL Editörler Cengiz EROĞLU Murat BABUÇOĞLU Orhan ÖZDİL ORSAM

OSMANLI VİLAYET SALNAMELERİNDE MUSUL OSMANLI VİLAYET SALNAMELERİNDE OSMANLI V LAYET SALNAMELER NDE MUSUL HALEP Cengiz Murat Orhan EROĞLU BABUÇOĞLU ÖZDİL Cengiz Murat Yrd. Doç. Dr. Mehmet ERO LU BABUÇO LU KÖÇER Ankara - 2005 T KV T KV Ankara 2007 ORSAM 3

ORSAM Kitapları No: 5 ORSAM Ortadoğu Kitapları No: 3 Osmanlı Vilayet Salnamelerinde Musul Editörler: Cengiz EROĞLU, Murat BABUÇOĞLU, Orhan ÖZDİL ANKARA - Kasım 2012 ISBN: 978-975-8975-05-6 ORSAM Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi Center for Middle Eastern Strategic Studies Mithatpaşa Caddesi 46/6 Kızılay-Ankara Tel: 0 (312) 430 26 09 Fax: 0 (312) 430 39 48 www.orsam.org.tr, orsam@orsam.org.tr ORSAM 2012 Bu kitabın içeriğinin telif hakları ORSAM a ait olup, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca kaynak gösterilerek kısmen yapılacak makul alıntılar ve yararlanma dışında, hiçbir şekilde önceden izin alınmaksızın kullanılamaz, yeniden yayımlanamaz. Bu kitapta yer alan değerlendirmeler şahısların kendilerine aittir; ORSAM ın kurumsal görüşünü yansıtmamaktadır.

OSMANLI VİLAYET SALNAMELERİNDE MUSUL H. 1330 (1912) Tarihli Musul Vilayet Salnamesi Orijinal Kapağ 5

ORSAM 6

OSMANLI VİLAYET SALNAMELERİNDE MUSUL İÇİNDEKİLER KISALTMALAR. 9 GİRİŞ Musul Üzerine Bat l Ülkelerin Politikalar 11 XIX. Yüzy la Kadar Musul un Osmanl İdari Taksimat ndaki Yeri. 13 XIX. Yüzy l Sonlar ile XX.Yüzy l Başlar nda Musul un İdari Taksimat. 15 Musul Vilayet Salnameleri.. 31 XX. Yüzy la Girerken Salnamelerde Musul.. 36 Musul Vilayeti Tarihi.. 37 Musul Vilayetinin Demografik Durumu 40 Musul Vilayetinin Ekonomik Durumu.. 51 SALNAMELERDE MUSUL 57 I- MUSUL VİLAYETİ TARİHİ.. 61 Asurîler Dönemi 63 Musul un Kuruluşu, İnşas ve Adland r lmas 78 Musul un Fethi 79 Musul Valileri. 79 Moğol İstilas.. 98 Karakoyunlu Devleti Dönemi. 98 Akkoyunlu Devleti Dönemi 99 Osmanl Devleti Dönemi 100 II. MUSUL VİLAYETİNİN COĞRAFYASI.. 111 Yeri ve S n r 113 Vilayetin İdari Taksimat. 113 Cezire (Mezopotamya) 113 İklim ve Hava. 116 Dağlar. 116 Ormanlar. 116 Nehirler.. 117 Kapl ca ve Maden Sular 118 III. MUSUL VİLAYETİNDE ZİRAAT 121 Vilayetin Zirai Durumu. 123 Tar msal Ürünler-Bitkisel Besinler 124 Sanayi Bitkileri.. 125 Hayvansal Ürünler. 127 IV. MUSUL VİLAYETİNİN SIHHİ DURUMU 129 7

ORSAM V. MUSUL VİLAYETİNE BAĞLI KAZA VE NAHİYELER... 143 Musul Sancağ.. 145 Kerkük Sancağ 167 Süleymaniye Sancağ.. 201 VI. MUSUL VİLAYETİNİN HALKI VE NÜFUSU... 211 VII. MUSUL VİLAYETİNİN OSMANLI DEVLETİ DÖNEMİ VALİLE 218 VIII. PADİŞAH TARAFINDAN RÜTBE VERİLEN MUSULLULAR 227 IX. MUSUL VİLAYETİNDE BULUNAN YABANCI DEVLET KONSOLOSLUKLARI 231 X. MUSUL VİLAYETİNİN RUHANİ REİSLERİ. 235 XI. MUSUL VİLAYETİNİN MÜLKİ VE ASKERİ TEŞKİLATI 241 H. 1308 Musul Vilayeti Salnamesi. 244 H. 1310 Musul Vilayeti Salnamesi. 264 H. 1312 Musul Vilayeti Salnamesi. 288 H. 1325 Musul Vilayeti Salnamesi. 314 H. 1330 Musul Vilayeti Salnamesi. 343 H. 1292 Bağdat Vilayeti Salnamesi. 383 XII. MUSUL DA BULUNAN PEYGAMBER VE EVLİYA TÜRBELERİ393 XIII. MUSUL VİLAYETİ MATBAA VE GAZETELERİ. 403 XIV. MUSUL VİLAYETİNİN İKTİSADİ DURUMU 407 XV. TARİHTE MEYDANA GELEN ÖNEMLİ OLAYLAR (HİCRETTEN ÖNCE VE SONRA) 417 KAYNAKÇA 429 İNDEKS.. 435 8

OSMANLI VİLAYET SALNAMELERİNDE MUSUL KISALTMALAR b. İbn (oğlu) Bkz. DİA ed. EI 2 Bak n z Diyanet İslam Ansiklopedisi Editör Encyclopedia of Islam H. Hicri H.Ö. Hz. İA Hicretten Önce Hazreti İslam Ansiklopedisi M. Miladi M.Ö. MEB Nşr. Milattan Önce Milli Eğitim Bakanl ğ Neşreden s. Sahife TTK Türk Tarih Kurumu 9

ORSAM 10

OSMANLI VİLAYET SALNAMELERİNDE MUSUL GİRİŞ Musul Üzerine Bat l Ülkelerin Politikalar Amerika Birleşik Devletleri ve diğer Bat l emperyalist güçlerin Büyük Ortadoğu Projesi kapsam nda önemli bir yeri olan 36. paralelin kuzeyinde kalan bölge, kimi devletlere göre Kuzey Irak, kimilerine göre Güney Kürdistan, kimilerine göre de Musul bölgesi olarak adland r lan saha üzerine üretilen politikalar bugüne özgü değildir. Aksine buras, yaklaş k yüz y ld r problemli bir bölgedir. Bu bağlamda Musul ve çevresi hem coğrafi konumu aç s ndan, hem zengin petrol yataklar na sahip olmas bak m ndan, hem de bar nd rd ğ etnisiteden dolay oldukça büyük bir stratejik öneme sahiptir. Şöyle ki: Musul vilayetinin kapsad ğ topraklar İran la Suriye yi, Anadolu ile de Irak birbirine bağlayan yollar n kavşak noktas ndad r. Bu nedenle de sayd ğ m z bu dört coğrafî bölge için, Musul un stratejik değeri büyüktür. Anadolu, Suriye, İran ile Musul ve çevresinin kapsad ğ bölge aras nda dağlar ve çöller gibi doğal engeller yer al rken; Irak ile bölge aras nda hiçbir coğrafi engel yoktur. Bu yüzden bölgeye sahip olan güç, bütün Irak topraklar üzerinde de etkinlik kurabilir. Yukar da da belirttiğimiz gibi, bölgenin stratejik önemini belirleyen tek neden elbette ki sadece coğrafi yap değildir. Bununla birlikte sahip olduğu petrol yataklar ve bölgedeki etnik yap da bunda etkendir. Bölgenin stratejik önemi Irak aç s ndan öncelikle coğrafî konumu iken, bu öncelik İngiltere için petrol Kerkük te İlk Petrol Kuyusu (1926) yataklar, Türkiye için de nüfus yap s d r 1. Bilindiği gibi İngiltere nin Ortadoğu politikas n n temelinde hem ekonomik nedenler, hem de Doğu ile olan ulaş m bağlant s yönüyle stratejik önem taş yan sömürgesi Hindistan n güvenliğini sağlamak gibi bir endişe bulunmakta idi. 1 İhsan Şerif Kaymaz, Musul Sorunu: Petrol ve Kürt Sorunlar İle Bağlant l Tarihsel ve Siyasal Bir İnceleme, İstanbul 2003, s.39. 11

ORSAM Harita-1 1960 Tarihinde Irak Devletinin İdari Birimleri (Livalar) XX. yüzy l başlar nda çeşitli ulaş m yollar üzerinde bulunan Mezopotamya, özellikle de Musul, Bat l emperyalist güçlerin petrol arama ve işletme imtiyazlar için birbirleriyle yar şt klar bir bölge olmuştur ve bölge günümüzde hala bu özelliğini yitirmek bir yana 2, dünya enerji sistemindeki öneminden dolay daha da ön plana ç km şt r. Şöyle ki: Bugün ABD nin Ortadoğu ya müdahalesinin ard nda, elbetteki bölgenin dünyadaki en önemli petrol yataklar na sahip olmas yatmaktad r. Fakat çok fazla bilinmeyen bir gerçek vard r ki o da; Türkçe ye petrol üretimi tepe noktas olarak çevirebileceğimiz bir kavram n ard nda yatan unsurlard r. Buna petrol endüstrisi jargonunda peak oil denmektedir. Pek çok kişi için petrol ve doğal gaz yani fosil hidrokarbonlar sürekli zamlanmas na rağmen, paras n verdiğimizde her zaman sahip olabileceğimiz s radan mallard r. Kimse hidrokarbonlar n jeolojik 2 Başta İngiltere nin ve daha sonra diğer Bat l devletlerin Musul üzerindeki emelleri için bkz. Mim Kemal Öke, Musul Kürdistan Sorunu: 1918-1926, İrfan Yay nc l k, İstanbul 2003, s.39-48. 12

OSMANLI VİLAYET SALNAMELERİNDE MUSUL bir sürecin ürünü olduğunu ve sonsuz bir kaynak olmad ğ n, mevcut endüstriyel insan uygarl ğ n n her unsurunun bu maddelere bağ ml olduğunu; benzinden DVD ye, plastikten suni gübreye, ilaçtan deterjana tükettiğimiz yüz binlerce ürünün içinde hidrokarbon türevleri bulunduğunu, yoksa bile üretilmesi ve sonra bize ulaşt r lmas için hidrokarbon enerji gerektiğini; hidrokarbon enerji olmadan ne suyun ne de g dan n devaml l ğ n n sağlanamayacağ n düşünmez. Bugün dünyan n çeşitli yerlerinde yap lan bilimsel araşt rmalar sonucunda, en geç 2010 y l nda dünya petrol üretim kapasitesinin en yüksek noktaya varacağ na ve bu tarihten sonra üretimin geri döndürülemez biçimde azalmaya başlayacağ na dair tahminler ortaya at lm şt r. Çünkü petrol, ilk petrol pompas çal şmaya başlad ğ günden itibaren azalan, s n rl bir kaynakt r. Art k dünyan n pek çok yerinde mevcut petrol kuyular ndan giderek daha az petrol ç kart lmakta ve yeni petrol yatağ keşifleri de o oranda azalmaktad r. Bu araşt rmalar yapan bilim adamlar, dünyadaki petrol rezervlerinin % 95 inin keşfedilmiş olduğunu ve bilinen rezervlerin de % 90 n n hâlihaz rda üretimde olduğunu söylüyorlar 3. İşte tüm bu nedenlerden dolay, dünya gündeminde yerini koruyan bir bölgenin yak n ve uzak tarihinin ayr nt lar yla ortaya konmas, geniş araşt rmalara konu olmas gerekmektedir. Dünyada bu konu üzerine hâlihaz rda birçok çal şma yap lmaktad r. Bu nedenle bölgenin tarihine ş k tutmas amac yla vilayet salnameleri, bu çal şman n konusu olarak seçilmiştir. XIX. Yüzy la Kadar Musul un Osmanl İdari Taksimat ndaki Yeri Yukar Mezopotamya da Dicle nehrinin bat k y s nda, antik Ninova kentinin kal nt lar karş s nda kurulu bir yerleşim birimi olan Musul 4, Osmanl döneminde kendisiyle ayn ad taş yan ve s n rlar kabaca Diyar- Rebi a n n s n rlar yla örtüşen bir vilayetin merkezi idi. İlkçağlarda Babil, Mitanni, Asur, Med ve Pers krall klar n n hâkimiyetinde olan Musul bölgesi 641 den itibaren Araplar n egemenliği alt na girmiş, Emeviler döneminde de El-Cezire 5 ad yla kurulan eyaletin merkezi haline getirilmiştir. Daha 3 Bu ifade, ODAC (Oil Depletion Analysis Centre), ASPO (The Association for the Study of Peak Oil and Gas), IHS Energy (eski ad yla Petroconsultants), John S. Herold Inc. gibi kurumlar n ve Alan Bartlett (Colorado Üniversitesi), Colin Campbell (jeolog), Cutler J. Cleveland (Boston Üniversitesi Enerji ve Çevre Çal şmalar Merkezi direktörü), Kenneth S. Deffeyes (Princeton Üniversitesi), Kjell Aleklett (Uppsala Üniversitesi), Ali Bahtiyari (İran Milli Petrol Şirketi Stratejik Planlama Dairesi başkan ), Jean Laherrère (Dünyan n en büyük dördüncü petrol şirketi Total in Keşif Dairesi eski başkan ), Walter Youngquist (Oregon Üniversitesi), Michael R. Duffey (George Washington Üniversitesi), Michael T. Klare (Hampshire College) gibi sayg n bilimcilerin tahminleridir. Bu konuda ayr nt l bir makale için bkz. H. Şükrü Il cak n 9-10 May s 2005 tarihinde Birgün Gazetesinde ç kan Yaklaşan Enerji Krizi ve Uluslararas Siyasete Etkisi Üzerine Öngörüler başl kl yaz s. 4 E. Honigmann, Musul, İA, MEB Yay nlar, VIII, Eskişehir 1997, s.738-739. 5 Cezire bölgesi, bugünkü Irak n kuzeyi, Anadolu nun güneyi ve k smen de Suriye nin kuzeydoğusunu içine alan bir bölgedir. Bölge ayn zamanda İran dan Suriye ve M s r a ve Basra ile Bağdat tan da Anadolu ya giden ticaret yolunun üzerindedir. Bu yönüyle El-Cezire, önemli bir 13

ORSAM sonra bölgeye Abbasiler, onlardan sonra da Selçuklu hâkimiyetiyle Türkler egemen olmuştur 6. 1517 de Osmanl lar taraf ndan fethedildikten sonra bazen Bağdat a, bazen Şehr-i Zor a bağl bir sancak haline getirilen Musul, 1586 da müstakil bir eyalet haline dönüştürüldü ve beylerbeyliğine de Canbuladoğlu Hüseyin Bey getirildi 7. 1587 de Musul eyaleti, Musul Paşa sancağ ile birlikte toplam 8 sancaktan oluşuyordu. Bunlar: Erbil, Nusaybin, Sincar, Ağca Kal a, Bacvan, Zaho ve Eski Musul sancaklar idi. 1592 ye gelindiğinde daha önce Bağdat eyaletinin bir sancağ olan Tikrit de Musul a bağlanm şt r. XVII. yüzy l n başlar na gelindiğinde bu idarî bölünmede birtak m değişiklikler yaşanacakt. 1609 tarihli Ayn- Âli Risalesindeki verilere göre vilayet art k Musul Paşa sancağ, Bacvanlu, Tikrit, Eski Musul, Harun ve Bane sancaklar ndan oluşmaktayd 8. 1632 1641 y llar aras ndaki idarî taksimat gösteren sancak tevcih defterindeki verilere göre bu tarihlerde Musul eyaleti, Paşa sancağ, Bacvanlu, Eski Musul, Keşşaf, Tikrit, Harun ve Zaho sancaklar ndan oluşurken; 1648 de Kâtip Çelebi nin Cihannüma adl eserinde ufak değişikliklerle Paşa sancağ, Bacvanlu, Eski Musul, Tikrit, Harunbane ve Kara Dasni sancaklar n kapsamaktayd. Çok değil, bundan birkaç y l sonra kaleme al nan Sofyal Ali Çavuş Risalesi nde yine baz değişikliklerin olduğu gözlenecektir. Şöyle ki, bu risaleye göre vilayetin s n rlar n, Musul Paşa sancağ, Kerkük, Tikrit, Bacvanl k ve Huden (Harun)-Bane sancaklar belirlemiştir 9. XVIII. yüzy la gelindiğinde, Musul un idarî taksimat hakk nda Feridun Bey Mecmuas bize bilgi vermektedir. H. 1090 tarihli bu esere göre Irak bölgesi, Bağdat, Şehr-i Zor, Musul, Basra ve El-Ahsa eyaletlerinden oluşmaktad r. Musul eyaleti s n rlar içerisinde de Eski Musul, Kerşan ve Herven olmak üzere üç sancak yer almaktad r. Yukar da, y llara göre verilen idarî taksimatta yer alan İmadiye, Zaho, Tikrit, Bacvan sancaklar Bağdat a; Erbil sancağ ise Şehr-i Zor a bağl görünmektedir 10. Görüldüğü gibi Musul eyaletinin idarî taksimat nda sürekli bir değişim yaşanm şt r. Bu, bir yandan devam eden Osmanl -İran savaşlar ile, bir yandan da Osmanl n n kendi iç yap lanmas ile ilgili olmal d r. bölgedir. Böylesi ticari ve stratejik öneme sahip olan El-Cezire nin tarihi hakk nda bkz. Abdulgani Bulduk, El-Cezire nin Muhtasar Tarihi, Yay na Haz rlayanlar: Mustafa Öztürk-İbrahim Y lmazçelik, Elaz ğ 2004. 6 Kaymaz, Musul Sorunu, s.22-23. 7 Ahmet Gündüz, Osmanl İdaresinde Musul (1523-1639), Elaz ğ 2003, s.36. 8 Bu konuda ayr ca bkz. Metin Kunt, Sancaktan Eyalete, 1550-1650 Aras nda Osmanl Ümeras ve İl İdaresi, Boğaziçi Üniversitesi Yay nlar, İstanbul 1978, Ek:I-IV; Halil Sahillioğlu, Osmanl Döneminde Irak n İdari Taksimat, Çeviren: Mustafa Öztürk, Belleten, LIV/211, Ankara 1991, s.1233-1257. 9 Gündüz, Osmanl İdaresinde Musul, s.38-42; Musul eyaletinin XVI. yüzy ldaki idarî taksimat için bkz. Nilüfer Bayatl, XVI. Yüzy lda Musul Eyaleti, TTK Yay nlar, Ankara 1999. 10 Bkz. bu çal şman n Kerkük Sancağ, Kerkük ün Tarihi k sm. 14

OSMANLI VİLAYET SALNAMELERİNDE MUSUL XVIII. yüzy l n ikinci yar s ndan itibaren ülkenin ulaş m ağ ve d ş ticaret kanallar büyük ölçüde değiştiğinden, üretim ile yönetim merkezleri ve birimlerinde de yeni oluşumlar kendini gösterecek ve bu alandaki en önemli at l mlar XIX. yüzy lda yap lacakt r. Nihayetinde Basra n n Bağdat tan ayr l p yeni bir eyalet haline getirilmesi de bu dönemde olacakt r. Yukar da da zikredildiği gibi 1890 y l na gelinceye kadar Basra, bağl bir sancak konumunda Bağdat Vilayet Salnamesinde yerini alm şt r. Bu bağlamda memâlik-i mahrûsede 1836 dan itibaren klasik taşra düzeninin yenilenmesi bak m ndan vilayet teşkilat nda birtak m yeni düzenlemelere gidildiği bilinmektedir. II. Mahmud döneminde genel güvenlik aç s ndan köklü önlemler al nmas amac yla, 1834-1836 y llar aras nda bütün ülkede bir redif askerî teşkilat kurulmuştur. Bu teşkilat n görevleri aras nda derbendlerde nöbet tutmak ve kent merkezlerinde devriye gezerek iç güvenliği sağlamak da vard r. 1826 da Yeniçeri Ocağ n n kald r lmas n n ard ndan kurulan Asâkir-i Mansure-i Muhammediye ile tüm Osmanl topraklar nda güvenliği sağlamak mümkün olmam şt r. Bu nedenle Ağustos 1834 te Meclis-i Şura da redif teşkilat n n kurulmas kararlaşt r ld. Redif askerlerinin eğitimi işi de Asakir-i Mansure subaylar na verildi. Böylece bu teşkilata paralel olarak 1836 da taşra yönetim birimlerinin yeniden düzenlenmesi gündeme geldi. Bu amaçla taşrada müşirlikler kuruldu ve bunlara baz sancak ve kazalar feriklik olarak bağland. Bu uygulama ile klasik dönemin çok fonksiyonlu t mar sistemi gibi bir sistem yarat lmaya çal ş l yordu. Yani askerî-idarî yönetimin bir arada yürütülebileceği bir sistem. Bunun yan s ra Osmanl ülkesinde başka düzenlemeler de yap lm şt. Şöyle ki: Tanzimat dönemine gelindiğinde, daha önce yaşanan birtak m aksakl klar n giderilmesi, özellikle vergilerin herkesin gelirine göre al nmas konusundaki olumsuzluklar n giderilmesi amac yla 1840 da iltizam usulü kald r lm ş ve hazine gelirlerinin doğrudan merkezden atanan muhass llar taraf ndan toplanmas kural getirilmiştir. Böylece taşra yönetiminde, eyaletlerde vali ve müşirler yer al rken; muhass llar gittikleri sancaklar n yönetimini üstlenecekler ve kurulacak olan muhass ll k meclisleri arac l ğ ile de vergileri düzenli olarak toplayacaklard. Tabii beklenen sonuç al namam ş ve 1842 de muhass ll k kurumu kald r larak tekrar iltizam uygulamas na dönülmüştür. Yeni bir düzenleme ile eyaletler sancaklara, sancaklar da kazalara ayr lm şt r. Muhass ll k meclisleri ise memleket meclislerine dönüştürülmüştür. Daha sonra bu meclisler 1849 da yay nlanan yeni bir talimatname ile eyalet meclisleri ad n al rken, sancak merkezlerinde de küçük meclisler kurulmuştur 11. Bu dönemin en belirgin özelliği, kazan n yine önemli bir idarî birim olarak uygulamada yerini almas d r. Bilindiği gibi kaza Osmanl klasik döneminde etkin bir adlî-idarî birimken, XVIII. yüzy la gelindiğinde idarî aç dan önemini bir hayli yitirmiş ve kad lar da sadece adlî yetkili durumuna düşmüşlerdi 12. XIX. yüzy lda ise sancak yönetimi kaymakamlara b rak l rken, kazalar da kaza müdürlerinin idaresi alt nda idi 13. Eyalet ve sancaklarda halk n temsilcilerinin de yer 11 Musa Çad rc, Tanzimat Döneminde Anadolu Kentleri, s.215. 12 Ergenç, Salnamelerde İzmir, s.3-4. 13 Çad rc, Tanzimat Döneminde Anadolu Kentleri, s.225. 15

ORSAM ald ğ (4 Müslüman ve 4 de Gayrimüslim üyesi olan) büyük ve küçük meclisler oluşturulmuştur 14. Diğer taraftan taşra teşkilat nda valinin yan nda yer alan ve merkezden atanan defterdar n da önemli roller oynad ğ görülmektedir. Defterdar, hazine gelirlerinin toplanmas ndan sorumlu idi. Taşrada iç güvenlik sorunu ise 1844 te kurulan Zaptiye teşkilat ile sağlan yordu. 1864 te haz rlanan vilayet nizamnamesi, Mithat Paşa n n 1864 1871 y llar aras nda Tuna vilayetindeki uygulamalar ndan sonra, Osmanl ülkesinin genelinde geçerli hale getirildi. Buna göre Osmanl topraklar vilayet, sancak, kaza ve köy lerden oluşan yönetim birimlerine ayr l yordu. Bu düzenleme ile yöneticilerin unvan ve atanmalar nda da değişikliğe gidilmiştir. Eyalet ad vilayete dönüşürken, vali yönetici olarak durumunu ve unvan n koruyacakt. Sancak terimi yerine ise zaman zaman liva teriminin kullan ld ğ görülecek ve sancak yönetimi kaymakam yerine mutasarr fa b rak lacakt. Kaza birimi ise 1842 deki statüsünü korumakla birlikte seçimle göreve getirilen kaza müdürü yerine kaza yöneticisi olarak atanm ş bir kaymakam iş baş na getirilecekti. Böylece en önemli değişiklik kaza yönetiminde yap lm ş oluyordu 15. 1871 e gelindiğinde nahiyeler de yönetim birimi olarak bu teşkilatta yerini alacakt r. Vilayet yönetimi ise valinin başkanl ğ nda birçok üyeden oluşan Vilayet İdare Meclisi taraf ndan yürütülmekteydi. Bu bağlamda 1864 ten itibaren Osmanl Avrupas nda 44 sancakl 10 vilayet; Osmanl Asyas nda 74 sancakl 16 vilayet ve Osmanl Afrikas nda da 5 sancakl 1 vilayette bu yeni düzenleme uygulamaya konulmuştur 16. Bütün ülke çap nda XIX. yüzy lda ortaya ç kan bu yeni oluşumlar, salnamelerden takip etmek tam anlam yla mümkündür. XIX. Yüzy l Sonlar ile XX. Yüzy l Başlar nda Musul un İdarî Taksimat XIX. yüzy la gelindiğinde bir ara Musul un, 1850 de eyaletten mutasarr fl ğa dönüştürülerek Bağdat eyaletine bağland ğ n ve k sa bir süre sonra, 1878 de tekrar vilayete çevrildiğini görmekteyiz 17. XIX. yüzy l n sonlar nda ve XX. yüzy l başlar nda H. 1330 (1912) tarihli salnameye göre Musul vilayeti, Musul, Kerkük, Süleymaniye sancaklar ndan oluşmaktayd ve sancaklar n kaza, nahiye ve köy say lar aşağ daki gibi idi. 14 Vilayetin alt birimleri olan liva ve kazalarda s ras yla mutasarr f ve kaymakam n başkanl ğ nda liva ve kaza idare meclisleri kurulmuştu. Bu konuda bkz. Ortayl, İlber, Tanzimat Döneminde Osmanl Mahalli İdareleri, s.80-84. 15 Çad rc, Tanzimat Döneminde Anadolu Kentleri, s.252. 16 Ergenç, Salnamelerde İzmir, s.5. 17 Musul-Kerkük İle İlgili Arşiv Belgeleri (1525-1919), Başbakanl k Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Yay nlar, Ankara 1993, s.4. 16

OSMANLI VİLAYET SALNAMELERİNDE MUSUL Musul Vilayetinin İdari Taksimat SANCAK ADI KAZA NAHİYE KÖY Musul Sancağ 6 15 1.598 18 Kerkük Sancağ 6 17 1.712 Süleymaniye Sancağ 5 11 1.082 Toplam 17 43 4.392 Vilayetin merkez sancağ olan Musul sancağ ; Musul, İmadiye, Zaho, Sincar, Duhok ve Akra olmak üzere 6 kazadan oluşmaktayd. Ravanduz, Erbil, Salahiye (diğer ad yla Kifri), Köysancak ve Raniye kazalar da Kerkük sancağ n oluşturuyordu. Vilayetin üçüncü sancağ olan Süleymaniye nin s n rlar içerisinde de 4 kaza yer almakta idi. Bunlar, Gülanber, Bazyan, Şehr-i Pazar ve Mamure (Mamuretü l-hamit) kazalar idi. Kerkük Şehri 18 Köy miktar ayn salnamede Musul sancağ bölümünde 1.627 olarak kay tl d r (s. 226). 17

18 ORSAM Musul Sancağ : Salnamelerdeki anlat m yla Musul sancağ, vilayetin kuzey ve bat s nda, Dicle nehri havzas ndad r ve bu nehir Musul sancağ n n ortas ndan akmaktad r. Dicle nehrinin kollar ndan olan Büyük Zap nehrinin bir kolu ile Hoyber, Huser, Hazer ve diğer muhtelif nehirler de liva arazisi dâhilinde akarlar. Sancak alt kaza ile on beş nahiye ve 1627 köyden oluşuyordu. Musul Sancağ n n Kaza, Nahiye ve Köyleri 19 ADI KAZA NAHİYE KÖY Musul Kazas 1 4 602 Akra Kazas 1 2 214 Duhok Kazas 1 1 215 İmadiye Kazas 1 5 366 Zaho Kazas 1 2 181 Sincar Kazas 1 1 49 TOPLAM 6 15 1.627 H. 1312 (1894) tarihli salnameye göre Şeyhan ve Aşair-i Seb a olmak üzere iki nahiyeden oluşan Musul merkez kazas, H. 1330 (1912) salnamesinde idarî aç dan aşağ daki gibi bir teşkilatlanmaya sahipti: Musul Kazas n n Nahiye ve Köyleri 20 NAHİYE KÖY BULUNDUĞU KISIM SAYISI SAYISI Doğu K sm Köyleri - 290 Şeyhan Nahiyesi 1 68 Aşair-i Seb a Nahiyesi 1 78 Bat K sm Köyleri - 70 Şirkat Emlâk- Emiriye Şubesi 1 56 Zemar Emlâk- Emiriye Şubesi 1 40 TOPLAM 4 602 H. 1325 salnamesinde birinci s n f bir kaza olduğu belirtilen İmadiye, yine salnamedeki anlat mla vilayetin kuzeyinde ve yirmi dört saat 21 mesafededir. Doğusunda Zibar nahiyesi, bat s nda Zaho, güneybat s nda Duhok kazalar, kuzeyinde Van vilayetine bağl Hakkâri sancağ ile s n rl d r. 19 H. 1330 tarihli Musul Vilayet Salnamesi, s.226. 20 H. 1330 Salnamesi, s.188. 21 1 saatlik mesafe 5 kilometreye tekabül etmektedir. Musul Sancağ : Salnamelerdeki anlat m yla Musul sancağ, vilayetin kuzey ve bat s nda, Dicle nehri havzas ndad r ve bu nehir Musul sancağ n n ortas ndan akmaktad r. Dicle nehrinin kollar ndan olan Büyük Zap nehrinin bir kolu ile Hoyber, Huser, Hazer ve diğer muhtelif nehirler de liva arazisi dâhilinde akarlar. Sancak alt kaza ile on beş nahiye ve 1627 köyden oluşuyordu. Musul Sancağ n n Kaza, Nahiye ve Köyleri 19 ADI KAZA NAHİYE KÖY Musul Kazas 1 4 602 Akra Kazas 1 2 214 Duhok Kazas 1 1 215 İmadiye Kazas 1 5 366 Zaho Kazas 1 2 181 Sincar Kazas 1 1 49 TOPLAM 6 15 1.627 H. 1312 (1894) tarihli salnameye göre Şeyhan ve Aşair-i Seb a olmak üzere iki nahiyeden oluşan Musul merkez kazas, H. 1330 (1912) salnamesinde idarî aç dan aşağ daki gibi bir teşkilatlanmaya sahipti: Musul Kazas n n Nahiye ve Köyleri 20 BULUNDUĞU KISIM NAHİYE SAYISI KÖY SAYISI Doğu K sm Köyleri - 290 Şeyhan Nahiyesi 1 68 Aşair-i Seb a Nahiyesi 1 78 Bat K sm Köyleri - 70 Şirkat Emlâk- Emiriye Şubesi 1 56 Zemar Emlâk- Emiriye Şubesi 1 40 TOPLAM 4 602 H. 1325 salnamesinde birinci s n f bir kaza olduğu belirtilen İmadiye, yine salnamedeki anlat mla vilayetin kuzeyinde ve yirmi dört saat 21 mesafededir. Doğusunda Zibar nahiyesi, bat s nda Zaho, güneybat s nda Duhok kazalar, kuzeyinde Van vilayetine bağl Hakkâri sancağ ile s n rl d r. 19 H. 1330 tarihli Musul Vilayet Salnamesi, s.226. 20 H. 1330 Salnamesi, s.188. 21 1 saatlik mesafe 5 kilometreye tekabül etmektedir. 18

OSMANLI VİLAYET SALNAMELERİNDE MUSUL Tarihi kaynaklardan eski bir yerleşim yeri olduğu anlaş lan İmadiye, güzel ve verimli bir vadinin ortas nda müstahkem bir tepe üzerinde bulunur ve sözkonusu kazan n etraf, biri Musul ve diğeri Zibar ad nda iki kap s olan bir sur ile çevrilmiştir. H. 1330 senesi salnamesine göre İmadiye kazas ve nahiyelerinin köy say s aşağ daki tabloda gösterilmiştir: İmadiye Kazas n n Nahiye ve Köyleri ADI NAHİYE KÖY İmadiye Merkez Köyleri - 43 Birvari-i Bala Nahiyesi 1 61 Birvari-i Zir Nahiyesi 1 35 Reygan Nahiyesi 1 57 Nirve Nahiyesi 1 35 Davudiye Nahiyesi 1 135 TOPLAM 5 366 Musul sancağ na bağl bir diğer kaza da Zaho dur. Zaho kazas kuzeyde Van ve Bitlis, bat da Diyarbak r vilayetleri, güneyde ise Duhok ve İmadiye kazalar ile s n rl d r ve vilayet merkezine yirmi bir saatlik uzakl ktad r. Zaho nun Sindigeli ve Silifani ad nda iki nahiyesi vard r. Salnamelerde verilen bilgilere göre sarp, dağl k ve taşl k bir bölgede bulunan bu yerlerin insanlar vahşi bir yarat l ştad r ve bu sebeple henüz gereği gibi medenileşememiş ve düzenlenememişlerdir. H. 1330 salnamesine göre Zaho kazas nda, iki nahiye ile birlikte toplam 181 köy mevcuttur. Harita -2 Osmanl Dönemi Musul Vilayeti (XX.yy başlar ) 19

ORSAM Musul sancağ n n bir diğer önemli kazas da Sincar d r. Salnamedeki anlat m yla; Musul vilayetinin bat ucunda, F rat ve Dicle nehirleri aras nda oluşmuş olan büyük bir adan n ki Avrupal larca ona Mezopotamya ad veriliyor ortas ndaki meşhur Sincar dağ n n 22 güneydoğusunda bulunan Beled kasabas, bugün [H. 1330 / 1912] Sincar kazas n n idare merkezi dir. 1912 y l nda Sincar kazas na bağl 42 ve Telafer nahiyesine bağl 7 köyle birlikte kaza s n rlar içerisinde toplam 49 köy bulunmaktad r. Kazan n doğusunda yer alan ve Musul ile Sincar kazas n n ortas nda bulunan Telafer nahiyesi, üzerinde önemle durulmas gereken yerlerden biridir. Bu nahiyenin önemi kaynaklarda şu şekilde ifade edilmektedir: Telafer Musul dan 13, Sincar dan 12 saat mesafede olup, işlek bir güzergah üzerindedir. El-Cezire nin Beled den sonra en düzgün yerleşim yeri olduğundan, oradan gelip geçen kervanlarla ve El-Cezire de bulunan aşiretlerle münasebetleri iyidir ve öneme sahiptir. Vilayet merkezinin doğusunda ve on sekiz saatlik uzakl kta bulunan, Musul sancağ na bağl kazalardan olan Akra, yüksek bir kalenin eteğinde kurulmuştur. Kasaba, vilayetin kuzeydoğusunda Akkoyunlu Dönemi Bir Türk Evi Telafer bulunan İmadiye, Ravanduz ve Duhok merkez kazalar ile s n rl d r. Kazan n, merkez nahiyenin d ş nda Sürçi ve Zibar nahiyeleri ile birlikte toplam 204 köyü vard r. Duhok kazas, Musul vilayetinin merkez kazalar n n birisidir. Duhok kasabas Musul un kuzeyinde, on iki saat mesafededir ve doğuda Akra, bat da Zaho, kuzeyde İmadiye, güneyde Şeyhan ile s n rl d r. Kasaban n konumu itibar yla, ticari işler kesintisiz olarak devam etmekte ve bu sebeple de günden güne gelişmektedir 23. 22 Bu dağ Musul a yirmi dört, Dir sancağ na otuz, Diyarbak r hududuna otuz ve Bağdat vilayeti hududuna da k rk saat mesafededir. H. 1312 Salnamesi, s.294. 23 H. 1308 ve 1310 salnamelerinde kazan n toplam ticaret ve ziraat geliri y ll k 6.000.000 kuruştur. 20

OSMANLI VİLAYET SALNAMELERİNDE MUSUL Kerkük Sancağ : Salnamelerde Kerkük sancağ n n fizikî konumu ile idarî taksimat hakk nda şu bilgiler mevcuttur: Kerkük sancağ vilayet arazisinin orta k sm nda, yani Musul ve Süleymaniye sancaklar aras nda; güney ve güneybat s nda Bağdat hududundan kuzeydoğusunda İran hududuna kadar uzanan bir daire içerisinde olup; (sancağ n) doğu ve kuzey taraflar dağl k, güney ve bat taraflar düzlüktür. Merkez kazas ndan başka Ravanduz, Erbil, Salahiye, Köysancak ve Raniye kazalar na sahiptir. Sancağ n uzunluğu kuzeyde Hakkâri s n r ndan güneyde Diyale Suyu na kadar 72 saat, eni ise 35 saattir 24. Kerkük Kalesi ve Asma Bahçeleri 24 1330 tarihli son Musul vilayet salnamesine göre Kerkük sancağ 6 kaza, 17 nahiye ve 1712 köyden ibarettir. Osmanl hâkimiyetinin son dönemide (XX.yy.) Kerkük sancağ n n yüz ölçümü yaklaş k 38.000 km 2 ve nüfusu 89.573 dür. (Bkz. Harita 3 ve 4) Ancak Osmanl sonras Irak Krall ğ döneminde Kerkük livas n n Raniye kazas Süleymaniye ye; Erbil, Ravanduz ve Köysancak kazalar da Erbil livas na bağlanm şt r. Bu düzenleme sonucunda Kerkük livas, 4 kaza, 11 nahiye ve 1274 köyden oluşmakta ve toplam yüz ölçümü de 19.873 km 2 ye düşmektedir. Bu dönem nüfusunun da 388.912 olduğunu Irak kaynaklar ndan öğrenmekteyiz. Dr. Ahmed Süse, El-Delil El-Coğrafya El- Irak, Temeddun Yay nevi, Bağdat, Irak, 1960. (Bkz. Harita 5 ve Harita 6) Daha sonra, Irak cumhuriyeti döneminde 1970 y l ndan itibaren, Kerkük livas n n s n rlar büyük ölçüde değiştirildi ve Türklerle meskûn olan iki kaza da (Kifri ve Tuzhurmat ), Araplar n çoğunlukta olduğu yeni idari birimlerine bağland Son olarak 29 Ocak 1976 da al nan bir kararla ilin ad Et-Temim olarak değiştirildi; ayr ca kazalar n n say s 3 e, nahiyeler 11 e; yüzölçümü 9.426 km 2 düşürülmüştür. Bayatl, Nilüfer, XVI. Yüzy lda Musul Eyaleti, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1999, s.vii-ix. (Bkz. Harita 7 ve 8) Görüldüğü gibi Kerkük sancağ ; Osmanl Devleti sonras küçüldükçe küçülmüş ve eski topraklar n n neredeyse %75 ni kaybetmiştir. Bu eserde nüfus ile ilgili verilen bilgiler değerlendirilirken bugünkü Kerkük ili değil, Osmanl döneminde ki büyüklüğü yaklaş k 38.000 km 2 olan Kerkük sancağ göz önünde bulundurulmal d r. 21

ORSAM Harita 3 Osmanl Dönemi Musul Vilayeti (XX. yy başlar ) Harita - 4 Osmanl Dönemi Musul Vilayeti (XX. yy başlar ) 22

OSMANLI VİLAYET SALNAMELERİNDE MUSUL Harita - 5 1960 Tarihli Kerkük Livas Haritas Harita 6 1960 Tarihli Kerkük Livas Haritas 23

ORSAM Harita 7 Irak Cumhuriyetinin Son İdari taksimat (2005) Harita 8 Irak Cumhuriyetinin Son İdari taksimat (2005) 24

OSMANLI VİLAYET SALNAMELERİNDE MUSUL Kerkük Sancağ na Bağl Kazalar, Nahiye ve Köy Say lar 25 ADI KAZA NAHİYE KÖY Kerkük Kazas 1 5 363 Ravanduz Kazas 1 5 391 Köysancak Kazas 1 2 252 Raniye Kazas 1-250 Salahiye Kazas 1 2 156 Erbil Kazas 1 3 300 TOPLAM 6 17 1712 Kerkük Kazas ve Kasabas Asurîler döneminde askerî amaçlarla kurulduğu anlaş lan Kerkük şehrinin coğrafyas, salnamelerde şu şekilde tasvir edilmektedir 26 : Liva merkezi olan Kerkük kasabas 35 derece 28 dakika doğu enleminde; 41 derece 45 dakika doğu boylam nda ve Hassa Çay üzerinde olup, vilayet merkezine 36 saat mesafededir. Arka taraflar bir tak m tepe silsilesi ile çevrili ve ön taraf geniş bir ovaya naz rd r. İşte bu şekilde tarif edilen Kerkük kasabas ; Kale, Karş yaka ve Korya adlar yla üç k sma ayr lmakta ve toplam 14 mahalleden oluşmaktad r. Bu mahallelerin adlar ve bulunduklar yerler şöyledir: Kale k sm nda; Hamam, Ağal k ve Meydan; Karş yaka k sm nda Çay, Çukur, Musalla, Bulak, Avc, Ahi Hüseyin, İmam Kas m, Piryadi; Korya da da Begler (Beyler), Şaturlu ve Sar kâhya mahalleleridir. Şehir halk genellikle Türk olup Türkçe konuşurlar. Kerkük merkez kazas n n Alt nköprü, Melha, Kil, Şivan, Dakuk ad nda beş nahiyesi vard r. Bunlara ait köy miktarlar H. 1330 salnamesine göre aşağ daki tabloda gösterilmiştir: 25 H. 1330 tarihli Vilayet Salnamesine göre. 26 Kerkük şehri Asurî hükümdarlar ndan, Milattan sekiz yüz sene önce Çal s Kesri hükümran olan Sartnabal adl hükümdar taraf ndan kurulmuştur. Kuruluş sebebi ise Mari askeri olan Aryak n Sartnabal a karş isyan ederek Cermay (Küçük Zap tan Süleymaniye hududuna kadar olan bölge) havalisini istila etmesi üzerine, Sartnabal Cermay ahalisinin valisini değiştirerek, o bölgede kendi ad na dayan kl bir kale yap lmas n emretmiştir. Böylece Kerkük kalesi inşa edilerek etraf surlarla güçlendirildi. Bundan sonra Asurî beldelerinden halk getirilerek kalede iskan edildiler. İşte o zamanlar bu kale ve beldeye Kerh Suluh ad verildi. Çünkü kerh kelimesi Keldanice olup, şehir manas ndad r. Suluh da Sartnabal n gerçek ad d r, bkz. Bu eserin Kerkük Sancağ bölümünün Kerkük Tarihi başl ğ.. 25

ORSAM Harita 9 Kerkük Şehrinin Tarihi Gelişimini Gösteren Harita 26

OSMANLI VİLAYET SALNAMELERİNDE MUSUL ADI NAHİYE KÖY Merkez Köyleri - 133 Melha Köyleri 1 37 Alt nköprü Köyleri 1 27 Kil Köyleri 1 67 Şivan Köyleri 1 66 Dakuk Köyleri 1 33 TOPLAM 5 363 Ahalisi yine tamamen Türk olan ve Kerkük merkez kazas na bağl bulunan Alt nköprü nahiyesi, Kerkük ün kuzeybat s nda ve liva merkezine dokuz saat, Musul a yirmi yedi saat uzakl ktad r. Toplam 27 köyü olan Alt nköprü kasabas n n Bağdat-Musul yolu üzerinde ve Küçük Zap nehrinin oluşturduğu bir adada bulunmas, bölgenin önemli yerleşim birimleri aras nda yer almas na neden olmuştur. Altunköprü Nahiyesi Büyük Köprünün En Eski Fotoğraf Türk, Kürt ve Araplardan oluşan ahalisi ile Melha nahiyesi, sancağ n güneybat s nda bulunmaktad r. Nahiye merkezi Küçük Zap nehri üzerinde bulunan Melha köyüdür. Kerkük merkez kazas na bağl bir diğer nahiye olan Kil nahiyesi, livan n kuzeydoğusunda 67 köyden ibarettir ve merkezi Köşk köyüdür. Kerkük ün kuzeybat s nda olan Şivan nahiyesinin ise 66 köyü vard r. Halk n n büyük bir k sm Kürt olan bu nahiyenin merkezi Hac Bihan köyüdür. Kerkük ün güneyinde ve 9 saat mesafede olan Dakuk nahiyesinin kasaba merkezi ile civar ndaki köylerin halk çoğunlukla Türk, çok az Arap ve Kürt tür. 27

ORSAM Livan n kuzeyinde ve İran hududu üzerinde bulunan ve daha önceleri sancağ n merkez kazas olduğu anlaş lan Ravanduz kazas 27, liva merkezine 42 saat mesafededir. Ayr ca 1912 de Redif K rk Sekizinci Liva n n merkezi olup hudut üzerinde bulunmakta ve adeta İran dan geleceklere karş bir iskele vazifesi görmektedir. Şirvan ve Mizuri-i Bâlâ, Balik, Bradust, Deyr-i Harir adlar nda beş nahiyesi 28 vard r. H. 1330 salnamesine göre merkez kaza ve nahiyelerin köy miktarlar aşağ daki gibidir: ADI NAHİYE KÖY Merkez Köyleri - 119 Deyr-i Harir Nahiyesi 1 40 Balik Nahiyesi 1 60 Bradust Nahiyesi 1 64 Şirvan ve Mizuri-i Bâlâ Nahiyeleri 2 108 TOPLAM 5 391 Kaza merkezi Türklerden oluşan Erbil kazas, liva merkezinin bat s nda yer almaktad r. Kaza; güneydoğusunda Köysancak ve Raniye kazalar, bat s nda Musul ile Büyük Zap Nehri, kuzeydoğusunda Alt nköprü nahiyesi ve doğusunda Ravandüz kazas ile s n rl d r. Geniş bir ovan n ortas nda ve suni bir tepenin üzerinde kurulan ve kaza merkezi olan Erbil kasabas, İstanbul- Bağdat posta yolu üzerinde yer almaktad r. 3 ü Kalede, diğerleri de kale d ş nda olmak üzere Erbil kasabas n n 7 mahallesi bulunmaktad r. Erbil Şehri ve Kalesi 27 H. 1330 salnamesinde Ravanduz kazas n n daha önceleri liva merkezi olduğu halde, daha sonralar kazaya dönüştürüldüğü belirtilmektedir. 28 H. 1312 salnamesinde; kazan n üç nahiyesi (Şirvan ve Mizuri-i Bala d ş ndakiler) 282 köyü vard r. İran hududundaki Rayin mevkiinde hem bir karantina yeri, hem de gümrük dairesi vard r. 28

OSMANLI VİLAYET SALNAMELERİNDE MUSUL Liva merkezinin güneydoğusunda ve Bağdat ile Süleymaniye sancağ s n r nda olan Kerkük e bağl Salahiye kazas n n merkezi olan Salahiye kasabas, Kerkük şehrine 25 saat mesafededir. Kasaban n eski ad Kifri ve kazan n eski ad da Zengabad d r. Salahiye kasabas n n halk Türk olup, kaza halk ise Arap, Kürt ve Türklerden oluşmaktad r. Bununla birlikte Salahiye kazas na bağl Tuzhurmat ve Karatepe nahiyeleri halk ise tamamen Türk tür. Salahiye ya da eski ad yla Kifri kasabas, bir yandan İstanbul-Bağdat posta yolu üzerinde olmas ndan, diğer yandan da Kerkük-Bağdat ve Süleymaniye-Bağdat yolu üzerinde yer almas ndan dolay 29, nüfus çeken bir yerleşim birimi ve önemli bir ticaret merkezi olma özelliği göstermektedir. Livan n kuzeydoğusunda ve dağl k bir arazide bulunan Köysancak kazas n n, merkez kasabas n n Kerkük e uzakl ğ 18 saattir. Halk n n çoğunluğu Kürt olan kazan n, Şaklava ve Balisan ad nda iki nahiyesi olup, H. 1330 salnamesine göre toplam 252 köyü bulunmaktad r. Sancağ n son kazas Raniye dir. Livan n kuzeydoğusunda olup, kaza merkezi olan Raniye kasabas Kerkük e 15 saat mesafededir. H. 1325 salnamesinde kazan n 250 ye yak n köy ve mezraas vard r. Süleymaniye Sancağ : Süleymaniye sancağ, vilayetin doğusunda ve dağl k bir arazide, on bir nahiye ile beş kazadan oluşmaktad r. Salnamelerde sancağ n konumu şu şekilde kaydedilmiştir: Kuzeyde İran a bağl olan Serdeşt, doğuda Bane ve Merivan, güneyde Kerkük e bağl Zengene ad yla bilinen Han ve Salahiye, bat da Kerkük kazas yla s n rl d r. Liva merkezi Darmazile, Kevije ve Jajile s ra dağlar n n, Kevije dağ eteğinde bulunan Süleymaniye şehri güzel ve imarl bir kasabad r. Bu dağ silsilesi Anadolu dan gelen dağlar n uzant s olup, Süleymaniye den dört-beş saat kuzeydoğuda Şehr-i Zor ad yla meşhur, uzunluk olarak dokuz ve en olarak yedi saat mesafesi olan ovay da teşkil ettikten sonra İran taraf na doğru uzan p gider 30. Süleymaniye sancağ nda, Süleymaniye Merkez kazas ile birlikte Gülanber, Şehr-i Pazar, Mamure ve Bazyan olmak üzere toplam 5 kaza bulunmaktad r. Bu kazalar n nahiye ve köy miktarlar H. 1330 y l salnamesine göre aşağ daki tabloda gösterilmiştir. 29 Kerkük-Bağdat Yolu: Kerkük-Dakuk (7 saat), Dakuk-Tuzhurmatu (9 saat), Tuzhurmatu-Salahiye (9 saat), Salahiye-Karatepe (7 saat), Karatepe-Deliabbas (9 saat), Deliabbas-Hân (11 saat), Hân- Bağdat (6 saat). Kerkük ten yola ç kan bir kişi belirtilen menzillere/yerlere uğrayarak Bağdat a ulaşabiliyordu. Süleymaniye-Bağdat Yolu ve iki menzil aras ndaki at ya da kat r h z ile saat cinsinden uzakl klar ise şu şekilde idi. Süleymaniye-Karadağ (3 saat), Karadağ-Salahiye (19 saat), Salahiye-Karatepe (7 saat), Karatepe-Deliabbas (9 saat), Deliabbas-Hân (11 saat), Hân-Bağdat (6 saat). Kerkük-Bağdat ve Süleymaniye-Bağdat aras ndaki saat uzakl klar, H. 1309 (1891-1892) tarihli Erkân- Harbiye Yol Haritas ndan al nm şt r. 30 Bu s ra dağlar Şehr-i Pazar ve Serç nar n bat taraflar nda Ezmir, Kuyan ve Perge; Bazyan ve Surtaş taraflar nda Taşl ca, Dökme, Küredi, Biyirnikleber, Haytan, Giveçerme, Halhalan, K zlar ve Mirkepan, Ömer Gedrun ve Daban tepeleri mevkileriyle an l rlar. 29

ORSAM ADI KAZA NAHİYE KÖY Süleymaniye Kazas 1 5 312 Gülanber Kazas 1 2 309 Şehr-i Pazar Kazas 1 1 125 Mamure Kazas 1 1 177 Bazyan Kazas 1 2 159 TOPLAM 5 11 1.082 Süleymaniye merkez kasabas ise 35 derece, 30 dakika kuzey enlemi ve 42 derece doğu boylam nda, Kevije s ra dağlar eteğinde geniş bir saha üzerinde kurulu, doğudan bat ya doğru genişleyerek uzanan güzel bir ovaya naz rd r. Merkez kazan n nahiyeleri ve köy say lar ise H. 1330 y l salnamesine göre aşağ daki gibidir: ADI NAHİYE KÖY Serç nar Nahiyesi 2 139 Karadağ Nahiyesi 1 173 Surtaş Nahiyesi 1 69 İlgovara Müdürlüğü 1 - TOPLAM 5 381 Süleymaniye nin güneyinde bulunan etraf dağ ve ormanlarla çevrili olan Karadağ nahiyesinin merkezi, önceleri Zerdabad ad yla an lan Karadağ köyüdür. Musul vilayetinde, t pk birçok yerde olduğu gibi, yerleşik halk n yan s ra konar-göçer olan aşiretler de mevcuttur. İşte bunlar aras ndaki Caf aşireti kollar ndan olan İsmail Aziri genel ad alt nda bilinen k rka yak n muhtelif aşireti 31 en iyi şekilde kontrol alt na almak maksad yla bir müdürlük şeklinde idare olunmaktad r ki, bu da İlgovara Müdürlüğü dür. Bu aşiretler k ş Kerkük ve Köysancak içlerindeki bölgelerde, yaz Süleymaniye de İran s n r nda ve bahar aylar n da yollarda geçirirler. Biri Süleymaniye nin doğusunda, diğeri de bat s nda olmak üzere Süleymaniye merkez kazas na bağl Serç nar- Şarki ve Serç nar- Garbi nahiyelerinin idareleri için herhangi bir merkez belirlenmediğinden müdür ve kâtipleri Süleymaniye merkezde ikamet etmektedir. Bununla birlikte bu müdürler, s k s k nahiyelerine giderek görevlerini yerine getirmeye çal şmaktad rlar. 31 Bu aşiretlerin başl calar : İsmail Aziri F rkas, Gavani Taifesi, Şeniki, Kermedri, Mendemi, Kelevi, Çengeni, Ağasuri, Kemli, Kökjuri, Birsi, Çoçani, Mezden, Dom, Harat, Avdi ve Mamdis taifeleridir. 30

OSMANLI VİLAYET SALNAMELERİNDE MUSUL Genelde aşiretlerin meskun olduğu Gülanber kazas, Süleymaniye nin doğu ve güneydoğusunu çevrelemiş büyük bir kazad r. Merkezi, bugün Halepce olarak bilinen Elebce kasabas d r. Caf aşiretinin büyük k sm bu kazada olup, üç mevsimi burada geçirirler. Gülanber kazas n n K z lca ve Seruçek adlar nda iki nahiyesi vard r. H. 1330 senesinde Gülanber merkeze bağl 113, K z lca nahiyesine bağl 90 ve Seruçek nahiyesine bağl 106 olmak üzere; kazan n toplam 309 köyü bulunmaktad r. Bazyan kazas n n idare merkezi, Kerkük le Süleymaniye aras ndaki cadde üzerinde bulunan Çemçemâl köyüdür. Bazyan kazas halk n n büyük çoğunluğu, XVIII. yüzy l ortalar nda İran dan bölgeye göç eden Hemavend 32 aşiretidir. Mamure (Mamuretü l-hamit) kazas H. 1314 y l na kadar Merge olarak adland r l rken, bu kazaya daha sonradan Mamuretü l-hamit ad verilerek, merkezi Kaledize kasabas yap lm şt r. Oldukça geniş bir alana yay lan bu kaza, aşiret ve kabilelerinin çokluğuyla beraber, s n r üzerinde yer almas sebebiyle de önemlidir. Halk n n büyük k sm, büyük Nurettin aşiretine mensuptur. Mamuretü l-hamit in Peşder adl bir nahiyesi de vard r. H. 1330 da kazan n Merge ye bağl 45 ve Peşder e bağl 63 olmak üzere, toplam 108 köyü mevcuttur. Süleymaniye nin kuzeydoğusunda bulunan Şehr-i Pazar kazas n n merkezi Süleymaniye ye üç saatlik uzakl kta bulunan Seng köyüdür. Şehr-i Pazar kazas n n Mavet ad nda bir nahiyesi de mevcuttur. H. 1330 senesinde bu nahiyeye bağl 36 ve merkeze bağl 89 olmak üzere, kazan n n toplam 125 köyü bulunmaktad r. Yukar da ayr nt lar n s ralad ğ m z, Osmanl hâkimiyeti alt nda iken Musul, Kerkük ve Süleymaniye sancaklar na ayr lan Musul vilayeti, XX. yüzy l başlar nda 350.000 nüfus bar nd r yordu. Daha sonra kurulacak olan Irak devletinin mülkî taksimat nda da bu sancaklar esas al nm şt r. 1947 say m na göre Musul Vilayeti, 1.350.000 nüfusuyla Musul, Kerkük, Süleymaniye ve Erbil sancaklar ndan oluşmaktayd 33. Musul Vilayet Salnameleri Dönemin Matbaa Müdürü ve H. 1325 tarihli Musul Vilayet Salnamesinin Başyazar Mektubî Muavini Safvet Bey in ifâde-i mahsûsa k sm ndaki anlat m yla; bir yerin havas n n güzelliğini veya kötülüğünü, arazisinin ve tar msal faaliyetlerinin durumunu, ulaş m yollar ile coğrafi yerini, tarihi hakk nda bilgileri, 32 Bu aşiretin meşhurlar Beyzade, Safravend, Reşevend, Remavend, Hilesuri, Timavend, Hemail-i Fatmavend taifeleridir. Bunlar n Kerkük ve Köysancak da olanlar n d ş nda kalanlar n n toplam, yüz hane ve iki yüz elli kişiden ibarettir. Rahats z bir topluluk olduklar herkes taraf ndan bilinmektedir. H. 1307 senesinde fenal klar na son verdiklerinden, alt reisine özel maaş ve diğerlerine de arazi verilmiştir (H. 1312 Salnamesi, s.329-330). 33 Besim Darkot, Musul, İA, MEB Yay nlar, VIII, Eskişehir 1997, s.744. 31

ORSAM sanayi ve ticaretini, o memleket insan n n örf ve adetlerini, memurlar n n isimleri ile rütbe ve s fatlar n bilmek için salnameler kadar esasl bir rehber olamaz d 34. Vilayet Salnamelerinin yay nlanmas na Halep Mektubî Kalemi nde bulunan İbrahim Halet Bey taraf ndan Fihrist-i Vilayet-i Haleb 35 ad yla düzenlenen ve istatistikî bilgiler içeren eserin, Bâb- Âlî nin dikkatini çekmesi üzerine başland ğ bilinmektedir. İbrahim Halet Bey in haz rlad ğ bu eserin birer örneği vilayetlere gönderilmiş ve benzeri y ll klar haz rlanmas için emirler verilmiştir. Bununla birlikte Salname geleneğinin oluşmas ise 1867 Vilayet Nizamnamesinin yay nlanmas ile birlikte gerçekleşmiştir. Bu nizamname ile birlikte eyalet düzeninden vilayet düzenine geçilmiştir 36. Bilindiği gibi salnameler, geçmiş y llardaki önemli olaylar özetleyen ve ait olduğu y l n müesseseler ve hal tercümeleri ile yönetim birimlerini, görevli listelerini, vilayetin fizikî, demografik yap s n, nüfusun cinsiyet, etnik ve mezhep kökenine dair bilgileri, beldenin ticarî ve ekonomik faaliyetlerini, eğitim faaliyetleri, hastane, kütüphane, cami, mescit gibi sosyal yap lar ile askerî teşkilat ve yabanc devlet temsilcilikleri gibi birçok konuya dair bilgiler içeren eserlerdir. Salnameler almanak ve takvimler ile kar şt r l yor olmas na rağmen, bunlardan farkl ve daha kapsaml eserlerdir. Devlet taraf ndan resmi olarak yay nland ğ gibi, özel kurumlarca da haz rlanabilen salnameler, tarih kaynaklar aras nda mühim bir yere sahiptir. Devlet taraf ndan yay nlanan ve büyük bir yekûn tutan vilayet salnameleri, ilgili vilayetin idarî örgütlenmesi, bürokratik yap ve görevlileri, coğrafya ve tarihî, iktisadî ve toplumsal durumu ile istatistikleriyle XIX. yüzy l n başl ca başvuru kaynaklar aras nda yer almaktad r. Öyle ki toplumdaki yeniliklerin yerel düzeyde dile getirilmesinin arac olarak tan mlanan Salnameler, taşradaki kentsel yaşam hakk nda önemli bilgiler içermektedir 37. Bu eserde ele al nan Musul vilayetine ait 5 adet salname, o zamanki Musul Vilayeti s n rlar içinde yer alan Musul, Kerkük ve Süleymaniye sancaklar n kapsamaktad r. Bu salnamelerin kütüphane künye bilgileri şöyledir: 34 H. 1325 tarihli Musul Vilayet Salnamesi. 35 Henüz bu eserin herhangi bir nüshas na ulaş lamam şt r. Bu nedenle mevcut vilayet Salnameleri içerisinde en eski tarihli olan 1868 de yay nlanan Bosna Vilayet Salnamesi dir. Bkz. Hasan Duman, Osmanl Salnameleri ve Nevsâlleri, I, Ankara 2000, s.xviii, 5. 36 Özer Ergenç, Salnamelerde İzmir, 1885-1985 Türkiye Ekonomisinin 100 Y l ve İzmir ve İzmir Ticaret Odas Sempozyumu, 21-23 Kas m 1985 Atatürk Kültür Merkezi, İzmir. 1864 ve 1871 Vilayet Nizamnamelerine Göre devleti temsilen malî, siyasî ve güvenlik konular nda yetkili bir vali vard. Bu dönemdeki valilerin yetkileri, Tanzimat sonras döneme göre art r lm şt. Bu konuda ayr nt l bilgi için bkz. İlber Ortayl, Tanzimat Döneminde Osmanl Mahallî İdareleri (1840-1880), TTK Yay nlar, Ankara 2000, s.57-61. 37 Latin harfleriyle yay nlanm ş Salname örneği için bkz. Ankara Vilayeti Salnamesi: 1325 (1907), Ankara Enstitüsü Vakf Yay nlar, Ankara 1995. Ayr ca Salname ve Salnamelerin çeşitleri hakk nda genel bir bilgi için bkz.: Sâl-nâme, İslam Ansiklopedisi, X, İstanbul 1967, s.134-136. Salnamelerin toplu kataloğu için bkz.: Hasan Duman, Osmanl Salnameleri ve Nevsâlleri, I-II, Ankara 2000. 32

OSMANLI VİLAYET SALNAMELERİNDE MUSUL 1- Def a 1, Musul Vilayet Matbaas, 1308 (1891), 310 s., Mektubî-i Vilayet Hasan Tevfik Efendi taraf ndan bas lm şt r. 2- Def a 2, Musul Vilayet Matbaas, 1310 (1892), 424 s., Mektubî-i Vilayet Hasan Tevfik Efendi taraf ndan bas lm şt r. 3- Def a 3, Musul Vilayet Matbaas, 1312 (1894), 450 + 4 s., Musul Vilayet Matbaas nda, Vilayet Mektubi Mümeyyizi Sad k Efendi taraf ndan bas lm şt r. 4- Def a 4, Musul Vilayet Matbaas, 1325 (1907), 235 s. (Büyük boy), Mektubî Muavini ve Matbaa Müdürü ve Baş Yazar Safvet Bey taraf ndan bas lm şt r. 5- Def a 5, Musul Vilayet Matbaas, 1330 (1912), 335 + 4 s., Musul Vilayet Matbaas nda bas lm şt r. Harita- 10 XIX. Yüzy l Sonu Musul Vilayetini Gösteren Harita 33

ORSAM H. 1308 (1891) - 1330 (1912) tarihleri aras nda yay mlanan Musul Vilayet Salnameleri, Tanzimat sonras dönem ile I. Meşrutiyet Dönemleri nin tamam n, II. Meşrutiyet sonras dönemi kapsamakta ve günümüzde de önemini artt rarak sürdürmekte olan Musul, Kerkük gibi şehirlerin ayr nt l bir panoramas n sunmaktad r. Bu salnamelerin incelenmesiyle vilayet ve vilayete bağl yerler hakk nda, ilgili döneme ait kapsaml veriler ortaya koymak mümkündür. Bu çal şmada, yukar da künyeleri verilen Musul a ait 5 salnamedeki vilayetle ilgili bilgiler karş laşt rmal olarak kullan lm şt r. Metnin oluşturulmas nda, ayr nt l bilgilerin yer almas sebebiyle H. 1325 tarihli salname esas al nm ş ve daha sonra diğer salnamelerdeki bilgilerle karş laşt r larak, mevcut farkl l klar mümkün olabildiğince dipnotlarda gösterilmiştir. Bununla birlikte özellikle askerî ve idarî yap lanma ya ait bilgiler verilirken, her salnamede yer alan verilerin farkl l ğ ndan dolay, dipnotlarla okuyucuyu s kmamak amac yla bu bölümler ayr metinler halinde verilmiştir. Bu çal şma kaleme al n rken temelde iki amaç güdülmüştür. Bunlardan ilki, salnamelerde Musul a ait bilgileri ortaya koymakt r. İkincisi ise vilayet salnamelerinin kent tarihi, siyasi ve ekonomik tarih, antropoloji, coğrafya gibi sosyal bilimler aç s ndan bölge ile ilgileneceklere ampirik bilgi üretebilecekleri veriler sunmakt r. Bu nedenle, salnamelerdeki bilgilerin Musul a ait olan k s mlar sadeleştirilerek bugünkü dile aktar lmaya çal ş lm şt r. Bilindiği üzere salnamelerde İslamiyetten önceki devletler, bütün Osmanl ülkesinde yap lan hayratlar, Osmanl hanedan tarihi ya da Osmanl Devleti nin kuruluşundan itibaren göreve gelen sadrazamlar gibi tüm salnamelerde ortak olan bir tak m bilgiler de yer almaktad r. Bu tür bilgilere, eserin kapsam na girmediğinden, yer verilmemiştir. Mektupçunun denetiminde haz rlat lan vilâyet salnamelerinde, hükümetçe gönderilen örnek göz önünde tutularak vilayetle ilgili bilgiler verilmektedir. Ancak vilayetin özel durumu, Salnameyi haz rlayanlar n bilgi düzeyleri, doğal olarak Salnameler aras nda önemli bilgi farkl l klar na neden olmuştur 38. Sağl k konusunda verilen bilgiler bunun en tipik örneğidir. Musul vilayetine ait salnamelerin içerisinde sağl kla ilgili bilgiye yaln zca H. 1325 tarihli salnamede rastlayabiliyoruz. Diğerlerinin hiçbirinde böyle bir bölüm mevcut değildir. H. 1325 tarihli salnamedeki bu bölüm, Musul Belediye Tabibi Eyüp Necmeddin taraf ndan kaleme al nm şt r. Salname içerisinde s k s k geçen ifadelerden de anlaş ld ğ na göre Doktor Eyüp Necmeddin; dönemin olaylar na duyarl 39, iyi bir gözlemci ve oldukça geniş bir 38 Musa Çad rc, Tanzimat Döneminde Anadolu Kentlerinin Sosyal ve Ekonomik Yap s, TTK Yay nlar, Ankara 1997, s.293. 39 H. 1325 tarihli Musul Vilayet Salnamesi: Bir memleketin sağl k durumu hakk nda doğrudan doğruya söz etmeden, fikir bildirmeden önce o memleketin yeri, eğitim konusundaki gelişmişliği, gelirleri vs. gibi konular hakk nda genel bilgilere sahip olmak zaruridir. Zira ortaya ç kan genel sağl k durumu çeşitli etkilerin sonucudur. Dayanağ olmayan her şeyin sona ermesi nas l ki çok eski bir kanunsa; sağl k durumunun da dengeye kavuşmas için kendisini idare edecek, iyi bir şekilde sürdürülmesini sağlayacak tedbirlerin al nmas gereklidir. S hhat olmad ğ durumlarda eğitim ve sanayinin ilerlemesi, yükselmesi mümkün olmayacağ gibi, esasen doğal durumu usul ve kaideye uygun olmayan, eğitimden nasibi az olan ve genel serveti düşük olan ülkelerin ahalisinin de sağl k durumunun uygun düzeyde ve gerekli ölçüde olmamas doğald r. Nitekim bulaş c hastal klar n, 34

OSMANLI VİLAYET SALNAMELERİNDE MUSUL perspektiften dünyay alg lama yeteneğine sahip, bilgili ve ayd n kimliği ile ortaya ç kmaktad r. Bu nedenle bu bölümde ad geçen doktor taraf ndan yap lan tespit ve teşhisler ile bunlar hakk nda tavsiye ettiği tedbirler ve dünyay alg lay ş tarz, bize sadece sağl k hakk nda bilgi sunmakla kalmay p, o dönemde yaşam ş bir ayd n n portresini çizmesi bak m ndan da değerlidir. Bu tür bilgi farkl l klar na bir diğer örnek de tarihçe ile ilgilidir. Yine Musul vilayet salnameleri haz rlan rken, vilayetin tarihi k sm nda Yunan Tarihçi Heredot tan Naima Tarihine, Tarih-i İbni Ankar dan Feridun Bey Mecmuas na ve Feridetü l-acaip gibi Arapça, Yunanca, Osmanl ca yaz lm ş tarihlere başvurulduğu görülmektedir. Hem ilgili bölümlerin alan uzmanlar taraf ndan yaz lmas, hem de birtak m bilgilerin aktar lmas nda o dönemin kaynaklar na kadar inilmesi, elbetteki bir eserin değerini art rmaktad r. Bununla birlikte salnamelerde tatmin edici bilgilerin olmad ğ k s mlar da vard r. Örneğin vilayetin gelir ve gider kalemleri ile ilgili bilgiler sadece ilk üç salnamede (H. 1308-1310-1312) ayr nt l olarak verilirken, son iki salnamede (H. 1325-1330) ise bu bilgiler yer almamaktad r. Ayn zamanda salnameler vilayetin demografik yap s gibi bugün bile ihtilaf konusu olan hususlarda, dönemine ş k tutacak aç k ve sarih ipuçlar vermektedir. Osmanl devletinde XV.-XVIII. yüzy llar aras nda uygulanan nüfus say m usulü (Tahrir Sistemi) var olan nüfusun dini mensubiyetleri hakk nda net bilgiler verirken, bu nüfusun kesin say s ve etnik yap s hakk nda tam ve doyurucu bilgiler vermemektedir. Bu durum, Osmanl toplumunun dinî aç dan Müslüman ve Müslüman olmad klar na; hukukî aç dan da vergi verip vermediklerine bak larak askerî ve re âyâ diye s n fland r lmas ndan kaynaklanmaktayd. Nitekim o dönemde Osmanl Devleti, tahrir usulüyle bir bölgede say m yapt r rken, o bölgenin etnik yap s n ortaya ç karmak gibi bir düşünce ve kayg taş mamaktayd. Vilayet salnamelerinde ise nüfusun dini mensubiyeti yan nda miktar ve etnik yap s hakk nda da kesine yak n bilgiler bulunmaktad r. Çünkü XIX. yüzy l n başlar ndan itibaren Osmanl yöneticileri, farkl etnik yap dan gelen ve özellikle H ristiyan olan gruplar n, dönemin yükselen değeri olan milliyetçilik ak mlar ndan etkilenerek bağ ms zl k elde etme gayretleri içine girmeleri ve yavaş yavaş devletten kopmaya başlamalar üzerine, ülkedeki mevcut etnik yap y tam olarak bilmek ihtiyac duymaktayd lar. Üstelik Avrupa ülkelerinde uygulanan modern nüfus say m usullerinin de kullan lmaya başlanmas, yönetimin etnik yap hakk nda kesine yak n bilgi elde etmesine olanak sağlamaktayd. İşte vilayet salnamelerinde verilen demografik bilgiler, baz küçük eksikliklerine karş n, kapsad ğ bölgenin nüfusunun dini mensubiyeti, miktar ve etnik yap s hakk nda yeterli bilgi vermektedir. örneğin koleran n salg n olmaya başlad ğ medenî ülkelerde k sa bir sürede istikrar n bozulduğunu görüyoruz. Al nmas gereken s hhî tedbirlerin ve ç k ş nedeninin ne olduğunu bilmeyen yerel idareler ç kmaza girmektedir. Ayr ca diğer hastal klar n da engellenmesi hususundaki bütün yap lmas gerekenleri idrak edemeyen idare, koleran n ve diğer bulaş c hastal klar n aylar ve baz ülkelerde - Hindistan da olduğu gibi- as rlarca etkili olarak yüz binlerce ev y k p, milyonlarca haneyi de söndürmekte olduğunu görüp işitiyoruz. 35