T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI ULUSLARARASI İLİŞKİLER BİLİM DALI



Benzer belgeler
SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ. Prof. Dr. Atilla SANDIKLI

K A N A Y A N Y A R A K A R A B A Ğ

Kafkasya da Etnik Grupların Boru Hatları Üzerindeki Etkisi

TARİH BOYUNCA ANADOLU

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ


ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

İÇİNDEKİLER. A. Tarih B. Siyasal Tarih C. XIX.yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları 3 D. Türkiye"nin Jeo-politik ve Jeo-stratejik Önemi 5

Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası:

AZERBAYCAN MİLLİ GÜVENLİK STRATEJİSİ BELGESİ

ÖN SÖZ... XI KISALTMALAR... XIII KAYNAKLAR VE ARAŞTIRMALAR... XV GİRİŞ... 1 I. ARNAVUTLUK ADININ ANLAM VE KÖKENİ...

ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Yrd. Doç. Dr. Bahadır Bumin ÖZARSLAN

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

SAINT BENOIT FRANSIZ LİSESİ

İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1

MİLLİ MÜCADELE TRENİ

10. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

1979 İRAN İSLAM DEVRİMİ SONRASI TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİ. Ömer Faruk GÖRÇÜN

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI

1915 OLAYLARINI ANLAMAK: TÜRKLER VE ERMENİLER. Mustafa Serdar PALABIYIK

Devrim Öncesinde Yemen

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak Üçlü İtilaf...

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM GENEL TARİH VE GENEL TÜRK TARİHİ I. TARİH BİLİMİNE GİRİŞ...3

1. BÖLÜM KAVRAM, TARİHÇE VE KAVRAMLAR ARASI İLİŞKİLER BAĞLAMINDA KENDİ KADERİNİ TAYİN

2016 Özalp Tarihçesi: Özalp Coğrafyası: İlçe Nüfus Yapısı: Yaş Grubu Erkek Kadın Toplam 0-14 Yaş Yaş Yaş Yaş Yaş

Çepeçevre Karadeniz Devam Eden Sorunlar, Muhtemel Ortakl klar - Güney Kafkasya ve Gürcistan aç s ndan

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

SORU CEVAP METODUYLA TEKRAR (YÜKSELİŞ-DURAKLAMA VE AVRUPA)

Finlandiya nın Tarihçesi

SARAY Saray İlçesinin Tarihçesi:

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Uluslararası İlişkiler Ana Gazi Üniversitesi 2004

7. Yayınlar 7.1 Uluslar arası hakemli dergilerde yayınlanan makaleler (SCI & SSCI & Arts and Humanities)

PINAR ÖZDEN CANKARA. İLETİŞİM BİLGİLERİ: Doğum Tarihi: E-Posta: EĞİTİM BİLGİLERİ: Doktora/PhD

KÖKSAV E-Bülten. Hassas Konular KÖK SOSYAL VE STRATEJİK ARAŞTIRMALAR VAKFI. 2 Aralık 2007 Rusya Federasyonu DUMA seçimleri ve Kafkasya

Türkiye nin Çevresindeki Bölgesel Sorunlar Batı Trakya Sorunu Kıbrıs Sorunu

2016 Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası:

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

BÜLTEN İSTANBUL B İ L G İ AZİZ BABUŞCU. NOTU Yeni Dünya ve Türkiye 2 de İL SİYASİ VE HUKUKİ İŞLER BAŞKANLIĞI

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

Çaldıran daha önceleri Muradiye İlçesinin bir kazası konumundayken 1987 yılında çıkarılan kanunla ilçe statüsüne yükselmiştir.

Fevzi Karamuc;o TARIH 11 SHTEPIA BOTUESE LIBRI SHKOLLOR

TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA GÜÇ KULLANMA SEÇENEĞİ ( )

Fevzi Karamw;o TARIH 10 SHTEPIA BOTUESE

AZERBAYCAN EKONOMİSİ ve TARIMI

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE

Kafiristan nasıl Nuristan oldu?

Karabag. Dr. Memmed CAFERLİ Tarih Bilimci Ağdam şehri (işgalden sonra) KARABAĞ I İLHAK ETME POLİTİKASI ÜZERİNE BAZI NOTLAR

KAYSERİ SANAYİ ODASI. AZERBAYCAN ÜLKE RAPORU 17 Ağustos 2017

Y. Lisans Kurmaylık Kara Harp Akademisi Doktora İnkılâp Tarihi Ankara Üniversitesi Unvan Alan Üniversite Yıl Doçent Profesör

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

ETKİNLİKLER/KONFERSANS

1 İSMAİL GASPIRALI HER YIL BİR BÜYÜK TÜRK BİLGİ ŞÖLENLERİ. Mehmet Saray

Asya Hun Devleti (Büyük Hun Devleti) Orta Asya da bilinen ilk teşkilatlı Türk devleti Hunlar tarafından kurulmuştur. Hunların ilk oturdukları yer

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

IV.HAFTA XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU

YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH BÖLÜMÜ LİSANSÜSTÜ PROGRAMLARI

ÖZETLER VE ANAHTAR KELİMELER

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük DİRİLİŞİN DESTANI: SAKARYA

BÖLGE KAVRAMI VE TÜRLERİ

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı.

Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti

ÖZGEÇMİŞ Profesör Tarih/Yakınçağ Celal Bayar Üniversitesi Fen Edebiyat Fak. 2014

A) Siyasi birliklerini geç sağlamaları. B) Sömürge alanlarını ele geçirmek istemeleri. C) Sanayi devrimini tamamlayamamaları

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

İZMİR TİCARET ODASI AZERBAYCAN ÜLKE RAPORU

BM Güvenlik Konseyi nin Yeniden Yapılandırılması

1 KAFKASYA TARİHİNE GİRİŞ...

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TARİH

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)

TÜRKİYE COĞRAFYASI VE JEOPOLİTİĞİ

ÖRNEK SORU: 1. Buna göre Millî Mücadele nin başlamasında hangi durumlar etkili olmuştur? Yazınız. ...

tarih ve 495 sayılı Eğitim Komisyonu Kararı Eki

TARİH GÜNÜMÜZDEKİ TÜRK DEVLET VE TOPLULUKLARI MUHTAR TÜRK CUMHURİYETLERİ

Derece Alan Üniversite Yıl Lisans İlahiyat Atatürk Üniversitesi 1979 Y. Lisans Tarih Atatürk Üniversitesi 1981 Doktora Tarih Atatürk Üniversitesi 1985

Lozan Barış Antlaşması

İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM GENEL BİLGİLER

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

NAZİLLİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ(TÜRKÇE) 2016/2017 EĞİTİM-ÖĞRETİM PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ

değildir. Ufkun ötesini de görmek ve bilmek gerekir

Bugünkü Durum Pazar, 28 Haziran :57 -

Atilla NALBANT ÜNİTER DEVLET. Bölgeselleşmeden Küreselleşmeye

Sakarya ili kültür ve turizm bakımından önemli bir potansiyele ve çeşitliliğe sahiptir. İlde Taraklı Evleri gibi

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

DİASPORA - 13 Mayıs

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler

Bu durumun, aşağıdaki gelişmelerden hangisine ortam hazırladığı savunulabilir?

Transkript:

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI ULUSLARARASI İLİŞKİLER BİLİM DALI DAĞLIK KARABAĞ SORUNUNUN DÜNÜ, BUGÜNÜ VE GELECEĞİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Hazırlayan Duygu GÖZLEK Tez Danışmanı Prof. Dr. Osman Metin ÖZTÜRK Ankara-2008

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI ULUSLARARASI İLİŞKİLER BİLİM DALI DAĞLIK KARABAĞ SORUNUNUN DÜNÜ, BUGÜNÜ VE GELECEĞİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Hazırlayan Duygu GÖZLEK Tez Danışmanı Prof. Dr. Osman Metin ÖZTÜRK Ankara-2008

ONAY Duygu Gözlek tarafından hazırlanan Dağlık Karabağ Sorununun Dünü, Bugünü ve Geleceği başlıklı bu çalışma, 10 Mart 2008 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği / oyçokluğu ile başarılı bulunarak jürimiz tarafından Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı, Uluslararası İlişkiler Bilim Dalında Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiştir. [ İm z a ]. [Unvanı, Adı ve Soyadı] (Başkan) Prof.Dr. Osman Metin ÖZTÜRK [İm z a ]. [Unvanı, Adı ve Soyadı] Prof. Dr. Burcu BOSTANOĞLU [İm z a ]. [Unvanı, Adı ve Soyadı] Prof.Dr. Cemalettin TAŞKIRAN

ÖNSÖZ Bu çalışma Dağlık Karabağ sorununun oluşma sürecini, problemin ortaya çıkmasının nedenlerini, sorunun taraflar açısından önemini ve sorunun çözümü açısından ortaya atılan çözüm yaklaşımlarını araştırmak amacıyla hazırlanmıştır. Tez çalışmasının araştırma noktasından yazım aşamasına kadar değerli görüşleriyle yanımda olan ve aydınlanmamı sağlayan danışman hocam Sayın Prof. Dr. Osman Metin ÖZTÜRK e ve diğer tüm hocalarıma teşekkürlerimi bir borç bilirim.

ii İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... i İÇİNDEKİLER... ii KISALTMALAR... v GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM DAĞLIK KARABAĞ PROBLEMİNİN TARİHİ SEYRİ 1.1. KARABAĞ TARİHÇESİ... 4 1.1.1.Karabağ Coğrafyası... 6 1.1.2. Karabağ Jeopolitiği... 8 1.1.3. Karabağ ın Demografik Yapısı... 9 1.2. AZERBAYCAN HAKKINDA GENEL BİLGİLER... 10 1.2.1. Azerbaycan Tarihine Genel Bakış... 12 1.2.2. Azerbaycan da Sosyo-Kültürel ve Dini Hayat... 14 1.2.2.1. Sosyo-Kültürel Hayat... 14 1.2.2.2. Dini İnançlar... 15 1.2.3. Azerbaycan Cumhuriyetinin Kuruluşu... 16 1.3. ERMENİSTAN HAKKINDA GENEL BİLGİLER... 19 1.3.1. Ermenistan Tarihine Genel Bakış... 19 1.3.2. Ermenistan Cumhuriyetinin Kuruluşu... 21 1.4. RUS İMPARATORLUĞU NUN POLİTİKLARI VE KARABAĞ SORUNUN ORTAYA ÇIKIŞI... 22 1.5. I. DÜNYA SAVAŞININ BÖLGEDEKİ GELİŞMELERE ETKİSİ... 25 1.5.1. Kafkaslarda Ulus Devletin Gelişimi, Ermenistan ve Azerbaycan 26 1.5.2. Bölgede Mondros Ateşkes Antlaşmasından Sonraki Gelişmeler 33 1.6. 1920-1945 SÜRECİ SOVYETLEŞTİRME POLİTİKALARI... 36 1.7. SOVYET RUSYA VE KARABAĞ MESELESİ... 47 1.8. 1945-1980 ARASI DÖNEMDE ERMENİSTAN IN FAALİYETLERİ... 49

iii İKİNCİ BÖLÜM ERMENİSTAN VE AZERBAYCAN ARASI İLİŞKİLER 2.1. 17. ve 18. YY LARDA BÖLGENİN STATÜSÜ VE BÖLGE ÜZERİNDEKİ FAALİYETLER... 57 2.2. 19.YY. MİLLİYETÇİLİĞİN YÜKSELİŞİ VE ERMENİ MİLLİYETÇİLİĞİ... 70 2.2.1. Ermenilerin Siyasallaşma ve Örgütlenme Süreci... 70 2.2.1.1. İlk Örgütlenme Faaliyetleri ve Amaçları... 75 2.2.2. Ermeni Milliyetçiliği ve Dış Politikaya Etkileri... 76 2.3. AZERİLERİN MİLLİYETÇİLİĞİ VE SİYASALLAŞAMAMA SÜRECİ.. 77 2.4. KÜRESEL GÜÇLERİN ERMENİLERLE İLGİLENME SEBEPLERİ... 79 2.5. ERMENİ AZERİ SORUNUNUN ÇATIŞMAYA DÖNÜŞMESİ... 82 2.6. 1905 YILI KIRILMASI VE İLK ÇATIŞMALAR... 90 2.6.1. Kafkaslardaki Ermeni Saldırganlığı... 94 2.6.2. Kafkasya nın Ermeniler Tarafından İşgali... 96 2.7. ERMENİ MESELESİ VE MİLLETLERARASI BOYUT... 101 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM SOVYETLER BİRLİĞİ NİN ÇÖZÜLÜŞÜ VE KARABAĞ SORUNU 3.1. SOVYETLER DÖNEMİNDE KARABAĞ IN HUKUKİ STATÜSÜ... 108 3.1.1. Sovyetler Birliğinin Dağılmasından Sonra Bölgenin Durumu... 111 3.2. 1994 BİŞKEK ATEŞKESİ İLE DONDURULMUŞ DURUM... 122 3.3. 1994 TEN GÜNÜMÜZE KADAR YAŞANAN GELİŞMELER... 125 3.3.1. 1996 Lizbon Zirvesi'nin Getirdikleri... 127 3.3.2. 1997 2000 Arasında Yaşanan Gelişmeler... 128 3.3.3. 2000'li Yıllarda Devam Eden Uyuşmazlık... 129 3.3.4. Diğer Uluslararası Kuruluşların Çözüm Çabaları... 132 3.4. KARABAĞ SORUNUNA DAİR YAKLAŞIMLAR... 136 3.4.1. Karabağ Sorununda Ermeni Uzlaşmazlığı... 136 3.4.2. Karabağ Sorununa Azerbaycan ın Yaklaşımı... 140

iv 3.4.3. Karabağ Sorununda Türkiye Faktörü... 140 3.4.3.1. Karabağ Sorununda Türkiye nin İzlediği Politika... 141 3.4.3.2. Karabağ Sorununda Türkiye nin Çözüm Önerileri... 142 3.4.4. Karabağ Sorununa Diğer Ülkelerin Yaklaşımları... 145 3.5.AZEBAYCAN IN ENERJİ KAYNAKLARI İLE BORU HATLARININ KARABAĞ SORUNUNA ETKİLERİ... 148 3.6. BOP SÜRECİNİN KARABAĞ SORUNUNA ETKİLERİ... 151 SONUÇ... 154 KAYNAKÇA... 158 ÖZET... 169 ABSTRACT... 170

KISALTMALAR Age AGİT Agm AHC AK AKKA ASALA AT AYS BDT BM ÇEKA EUH GAO JCAG NATO SSC SSCB TBMM Adı Geçen Eser Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Adı Geçen Makale Azerbaycan Halk Cephesi Avrupa Konseyi Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler Antlaşması Ermeni Gizli Kurtuluş Ordusu Avrupa Topluluğu Azerbaycan Yüksek Sovyeti Bağımsız Devletler Topluluğu Birleşmiş Milletler Bolşevik Haber alma Teşkilatı Ermeni Ulusal Hareketi The Government Accountability Office Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları Kuzey Atlantik Paktı Sovyet Sosyalist Cumhuriyet Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Türkiye Büyük Millet Meclisi

GİRİŞ Karabağ ve Dağlık Karabağ coğrafya bakımından iki ayrı terimi ifade etmektedir. Karabağ, Azerbaycan ın Kür ve Aras ırmakları ile Ermenistan ın Sevan Gölü (Gökçe Gölü) arasında bulunan, yaklaşık 18.000 km 2 büyüklüğündeki bölgedir. Bu bölgenin dağlık olup, stratejik değeri de bulunan 4300 km 2 büyüklüğündeki kısmına Ruslar, Dağlık Karabağ adını vermişlerdir. Günümüzde Ermenistan ile Azerbaycan arasında anlaşmazlık konusu olan bu bölgedir ve artık, kolaylık olmak üzere, sadece Karabağ olarak adlandırılmaktadır. Karabağ sorunu yaklaşık iki asır kadar önce Rus İmparatorluğu tarafından jeostratejik nedenlerle yaratılmıştır. 19. yüzyıl başlarında günümüz Ermenistan ı ve Karabağ bölgesine tekabül eden topraklarda başta Azeriler olmak üzere Türk unsurlar çoğunlukta, Ermeniler ise azınlıktaydı. Ermenilerin çoğu Osmanlı İmparatorluğu ve Iran topraklarında yaşamaktaydı. Karabağ ise çoğunluğunu Azerilerin oluşturduğu bir Hanlıktı. Rus İmparatorluğu, Kafkasya yı ele geçirdikten sonra bu bölgenin idaresini kolaylaştıracağı düşüncesiyle Ermeni nüfusunun arttırılması politikasını benimsemiştir. Bu amaçla özellikle İran da ve Osmanlı İmparatorluğu nun doğu bölgelerinde yaşayan Ermenilerin Kafkasya ya yerleştirilmesine çalışılmıştır. Ermenilerin bölgeye yerleşmesine paralel olarak özellikle Karabağ da Müslüman halkın bir kısmı Azerbaycan ın diğer bölgelerine ve Osmanlı topraklarına göç etmiştir. Böylelikle Rusya nın Kafkaslara Ermeni iskânı siyaseti bölgede ve özellikle Karabağ da etnik yapıyı değiştirmiştir. Ermenilerin Güney Kafkasya ya iskânı XIX. asır boyunca devam etmiş olmakla beraber Ermeniler, bazı bölgeler hariç, çoğunluğa sahip olamamıştır. Ancak Balkan Savaşları ndan sonra Doğu Anadolu dan Kafkasya ya yapılan Ermeni göçleri ve özellikle Birinci Dünya Savaşı içinde ve sonrasında Doğu Anadolu Ermenilerinden yaklaşık 420.000 kişinin

2 Kafkasya ya gitmesi günümüz Ermenistan ına tekabül eden bir bölgede Ermenilerin çoğunluğu oluşturmasına yol açmıştır. Bölgede söz sahibi olmaya çalışan Ruslar 1828-1829 Edirne Antlaşması ndan sonra Anadolu Ermenilerini; Türkmençay Antlaşması ndan sonra ise Iran Ermenilerini Kafkaslara getirerek Karabağ a yerleştirmiştir. Ruslar bu antlaşmalardan sonra, önce nüfus dengesini sağlamışlar daha sonra da Türkleri azınlığa düşürme çabalarına hız vermişlerdir. 1828-1829 Osmanlı-Rus savaşlarında, kendi menfaatleri doğrultusunda Ruslarla işbirliği içerisine giren 100 bini aşkın Ermeni ailesi, yerleşmeleri için, Rus Çarı ndan boş toprak dileğinde bulunmuşlardır. Türkiye'yi terke mecbur olan Ermeni toplulukları, Ruslar tarafından Karabağ'dan zorla sürgün edilen Türklerin mekânlarına yerleşmişlerdir. Bunu takiben, 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşları esnasında ise 30 bini askın Osmanlı Ermenisi, yaşadıkları yerleri terk ederek, Kafkaslarda Ruslarca kendilerine verilmiş topraklara yerleşmişlerdir. Bu kadar kasıtlı iskâna rağmen, 1923'te Dağlık Karabağ'ın nüfusunun % 67.5'i Türk, %32'si Ermenidir. 1829-1830 yıllarında Karabağ a getirilen Ermeniler bir ayaklanma başlatmışlar ve Türk yerleşim yerlerine saldırmışlardır. Rusların bölgeye yerleşmesiyle başlayan çatışmalar 19. yüzyıldan günümüze kadar devam etmektedir. Karabağ'daki ilk Türk-Ermeni çatışması 1905 Rus ihtilâlinden sonra görülmüştür. 1905 yılında Karabağ da Ermenilerin saldırılarıyla başlayan olaylar Gence ve Tiflis'e de sıçramıştır. Bu olaylar esnasında Ermeniler, Karabağ ve Tiflis'teki Rus garnizonundan destek görmüşlerdir. O yıldan 1990 lı yıllara kadar Ermenilerin Azeri topraklarına tacizi ve işgali devam etmiştir. Dağlık Karabağ sorunu 1990 yılı sonlarından itibaren silahlı çatışmalara dönüşmüş, Rusya nın siyasi ve askeri desteğini alan Ermenistan, Azerbaycan topraklarının yüzde 20 sini işgal etmiştir. Taraflar arasında askeri operasyonlar 9 Mayıs 1994 tarihinde ateşkes anlaşması imzalanana kadar devam etmiştir.

3 Bu çalışma Dağlık Karabağ sorununun oluşma sürecini, problemin ortaya çıkmasının nedenlerini, sorunun taraflar açısından önemini ve sorunun çözümü açısından ortaya atılan çözüm yaklaşımlarını araştırmak amacıyla hazırlanan bu çalışma üç bölümden meydana gelmiştir. İlk bölümde Dağlık Karabağ sorununun ortaya çıkması ve tarihi seyri, ikinci bölümde I. Dünya savaşı öncesinde bölgenin genel durumu ve son bölümde de problemin Sovyetler Birliği nin dağılmasından sonraki boyutu anlatılmaktadır.

BİRİNCİ BÖLÜM DAĞLIK KARABAĞ PROBLEMİNİN TARİHİ SEYRİ Dağlık Karabağ, coğrafi açıdan Kafkasya, Asya ve Avrupa arasındaki transit ticaret yollarının kesiştiği bir noktada yer almaktadır. Bölge, jeopolitik açıdan Ermenistan ve İran'ı da kontrol edebilecek bir konumda yer aldığı için büyük güçlerin de ilgisini her zaman canlı tutmuştur. Öte yandan maden yatakları, mineral suları bakımından zengin olan bölge, Kafkasya'nın gıda maddelerinin önemli bir kısmını karşılaması açısından da Transkafkasya'nın yükselen değeri olmaktadır. Bu noktada bölgenin gözden kaçırılmaması gereken bir diğer özelliği ise, Hazar havzasının zengin doğal kaynak ve enerji rezervlerine olan yakınlığıdır. Enerji kaynaklarının kritik madde olarak önplana çıktığı günümüz dünyasında işbu maddeye ulaşımı sağlayan tüm bölgeler, uluslararası arenada güçlü bir aktör olmak isteyen devletler tarafından kontrol altına alınmak istenmektedir. Dağlık Karabağ'ın sahip olduğu bu konumda onun Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) gibi örgütler nezdinde Azerbaycan ile Ermenistan arasında bir türlü çözüme kavuşturulamamış bir sorun olarak uluslararası gündemde yer almasına neden olmuştur. Bu bölümde Karabağ sorununun tarafları coğrafi ve sosyo-kültürel bazda incelenecek, ayrıca I. Dünya Savaşı zamanlarında bölgenin durumu değerlendirilecektir. 1.1. KARABAĞ TARİHÇESİ Kafkasya bölgesi eski çağlardan bu yana hiçbir zaman Ermenilerin yaşadığı bir alan olmamıştır. Rusya, Kafkasya da yürüttüğü siyasetin gereği olarak Bizans döneminden itibaren Azerbaycan da dağınık olan Ermeni ahalinin ve Eçmiyazin Kilisesi nin bulunduğu toprakların Erivan Hanlığı nın hakimiyetinden çıkarılarak, yüzde 73.8'i Müslüman olduğu halde Ermenistan vilayetine çevrilmesini hedeflemiştir 1. Ancak yine de Ruslar ve Ermeniler 1 Davut Kılıç, Rusya nın Doğu Anadolu Siyasetinde Eçmiyazin Kilisesi' nin Rolü (1828-1915), Ermeni Araştırmaları Dergisi, Sayı 2, Haziran-Temmuz-Ağustos 2001, s. 49-50.

5 tarafından yapılan tüm çalışmalar Karabağ kültürünü yok edememiştir. Rusların uygulamış olduğu etkili politikaların en önemli sonucu Karabağ bölgesinde yaşanan demografik değişiklikler olmuştur. Zira 1823' de Karabağ ahalisinin yüzde 8.4'ü Ermeni iken 1832'de bu oran yüzde 34.8' e, 1897'de ise yüzde 53'e çıkmıştır 2. Uzun yıllar Türk İmparatorlukları'nın yönetiminde kalan Karabağ, 1735'te İran'a terk edilmiş, 1805'te ise Rus İmparatorluğu sınırları içinde kalmış, 1813'de Azerbaycan'a bağlanmıştır. 1918 yılında imzalanan Mondros Mütarekesi'ni takiben, bölgeyi ele geçiren İngilizler de, Karabağ bölgesini tekrar Azerbaycan'a bağlamışlardır. Nüfus çoğunluğunun Ermeni olması gerekçe gösterilerek Nisan 1920'de Karabağ ı Ermenistan'a bağlamak amacıyla başlattıkları isyan, Kızılordu'nun müdahalesiyle bastırılmıştır. Bu olaydan sonra, Ermenistan, Azerbaycan, Gürcistan ile Türkiye arasında Ekim 1921 tarihinde imzalanan Kars Anlaşması ile Karabağ Özerk bölge kalmak koşuluyla Azerbaycan Cumhuriyeti'ne bırakılmıştır 3. Karabağ bölgesi 1923 yılında Stalin tarafından yapılan idari düzenlemeye kadar, tarih boyunca Azerbaycan'ın ayrılmaz bir parçası olmuştur. Anılan tarihte Karabağ bölgesi, özerk statüsü ile Ermeni yerleşimine açılmış ve zamanla bölgedeki Ermeni nüfusu çoğunluğu sağlamıştır. Ermeniler'in bölge üzerinde ilk defa hak iddia etmeleri 1963 yıllarına rastlamaktadır. O zaman Moskova tarafından reddedilen bu istek, SSCB'nin dağılmasından sonra, Ermenistan'ın tek taraflı ilhakı ile çatışmaya dönüşmüştür 4. 2 Kılıç, a.g.m., s. 60. 3 Harp Akademileri Komutanlığı, Kafkasya ve Azerbaycan ın Dünü, Bugünü, Yarını, İstanbul, Harp Akademileri Yayınları, 1995, s.65-66 4 Harp Akademileri Komutanlığı, a.g.e., s.65-66

6 1.1.1. Karabağ Coğrafyası Karabağ, Azerbaycan'da bulunan Kür ve Aras ırmakları ile Ermenistan sınırları içerisinde bulunan Gökçe gölü arasındaki dağlık alan ve buna bağlı ovaları kapsayan bir bölgedir 5. Bu aşamada ilk olarak belirtilmesi gereken husus Karabağ ile Dağlık Karabağ tanımlarının farklı alanları kast ediyor olmasıdır. Zira Dağlık Karabağ, yüzölçümü 18.000 km 2 olan Karabağ' ın 4392 km 2 lik kısmını kapsamaktadır 6. Nüfus ve yüzölçümü olarak dikkate alındığında küçük bir il veya büyük bir ilçe durumundaki Dağlık Karabağ, 1990'lardan günümüze sadece Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerinin değil fakat Rusya, Gürcistan, Türkiye ile bölgedeki dış politik ilişkiler ile başta Bakü-Tiflis-Ceyhan olmak üzere ekonomik işbirliği projelerinin de belirlenme ve uygulanmasında hareket noktasını oluşturmuştur 7. Dağlık Karabağ'ın ekonomik durumu da pek iç açıcı olmayıp, Küçük Kafkaslar'ın Karabağ Sıradağları'nın kuzey kısmında yer alan bölgeye karasal iklim hakimdir. Bu yüzden ekonomisi sınırlı sayıda meyve, tahıl ve hayvancılığa dayanmakta olup küçük çapta sanayi tesisleri de bulunmaktadır. Karabağ bölgesi coğrafî şartlar bakımından Azerbaycan'ın diğer bölgelerine göre önemli farklılıklar gösterir. Bölge sismik açıdan deprem bölgesidir. 1840 yılından 1932 yılına kadar Şuşa'da, şiddeti 6-7 dereceye kadar çıkan 6 deprem olmuştur 8. İklim bakımından Karabağ bölgesini 3 ayrı iklim kuşağına ayırmak mümkündür. 1. Orta sıcak kuşak, 2. Orta soğuk kuşak, 5 Yasin Aslan, Can Azerbaycan (Karabağ' da Talan Var), Ankara, Kök Yayınları, 1990, s. 50. 6 Araz Aslanlı, Tarihten Günümüze Karabağ Sorunu, Avrasya Dosyası Azerbaycan Özel, Cilt 7, Sayı 1, İlkbahar 2001, s. 394. 7 Alaeddin Yalçınkaya, Kafkasyada Siyasi Gelişmeler, Ankara, Lalezar Kitapevi, 2006, s.129 8 B. Bugarov, H. Aliyev, Azerbaycan SSC'nin Coğrafyası, Bakû, 1984, s. 60.

7 3. Soğuk kuşak. Bölgenin orta dağlık bölgesi orta sıcak kuşağı oluşturur. Yüksek dağlık kısımlarda ise soğuk kuşak görülür. Dağlarda kış kurak geçer. Ortalama sıcaklık 0-10 C derece arasında, ortalama yıllık yağış ise 600-1200 mm arasındadır. Karabağ dağlarında Turşsu, Şırlan gibi çeşitli soğuk mineral su kaynaklan vardır. Yine dağlık bölgede tahılcılık ve hayvancılık yapılmaktadır. Karabağ dağlarında tütün, meyve ve üzüm ziraati de yapılmaktadır 9. Karabağ'ın volkanik yayla bölgesi ise Laçin ve Kelbecer arazisinde bulunur. Yayla kısmı batıda Ermenistan Cumhuriyeti'nin arazisi, doğuda ise Karabağ dağlarının kuzey-batı bölümü ile sınırlıdır. Yayla deniz seviyesinden 3000 m.den yüksektir Burada geniş dağ düzlükleri bulunmaktadır. Yayla kısmında "... son jeolojik devirde güçlü volkan püskürmeleri meydana gelmiştir. Burada dördüncü devir lavları, çukurlar ve sönmüş volkan kraterleri geniş saha tutar. Volkanik yayla 7 nci derecede zelzele gücüne malik olan sismik deprem bölgesine dahildir." 10 Yaylanın da iklimi soğuktur. Kış sert geçmektedir. Ortalama sıcaklık 0-6 o C arasındadır. Ortalama yıllık yağış ise 600-900 mm dir. Yayladan Terter ve Hekere nehirleri geçmektedir. Arpaçay ve Pazarçay'ın kaynağı yaylanın kuzey-batı bölümündedir. Yaylanın nehirleri aslında yağış ve kar sularından beslenir. Bu yüzden de bu nehirler bahar ve yaz aylarında sulu olur. Yaylanın en önemli coğrafî özelliklerinden biri de Büyük Alagöz gölüdür. Bu göl, Azerbaycan Cumhuriyeti'nin yüksek dağlık arazisindeki en büyük göldür 11. Küçük Kafkas sıradağlarının güneydoğusunda yer alan Karabağ'ın doğusunda Berde, Mirbeşir, Ağdam, Ağcabedi ve Fuzûli; güneyinde Cebraîl, Gubadlı; batısında Laçin, Kelbecer; kuzeyinde Şaumyan ve Kasım İsmaîl ilçeleri vardır. Karabağ özerk vilâyeti idarî bakımdan beş bölgeye ayrılmıştır. Bunlar: Askeran, Şuşa, Mardakert (Celabert), Martuni (Havaşen) ve 9 Igrar Aliyev, Dağlık Karabağ, Bakû, 1989, s.3. 10 Bugarov, Aliyev, a.g.e., s. 61 11 Cemalettin Taşkıran, Geçmişten Günümüze Karabağ Meselesi, Ankara, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları, 1995, s.9-10

8 Hadrut'tur. Vilâyetin eski idarî merkezi Şuşa, yenisi ise Mankendi (Stepanakert)dir Karabağ iki vilâyet, altı ilçe ve 220 köy ve kasabadan müteşekkildir. Gürcistan genel valisi Yermalov ve Mogilyovski'ye göre Karabağ 17 mahalle bölünmüştür: Sisyan, Demirci-Aslanlı, Küpara, Berküşad, Bahabyurt, Kebirli, Talış, Cevanşir, Haçın, Çiiebird, Hırda-Para Dizah, Dizah, Otuziki, Yirmidörî, Garaçorlu, Verend, Açan-Türk mahalleri. Birkaç köy hariç 12 yerleşim yeri tamamen Azerilerden ibarettir. Dizah, Verend, Çiiebird, Haçın ve Talış yerleşim yerlerini hem Azeriler hem de Ermeniler oluşturmaktadır 12. 1.1.2. Karabağ Jeopolitiği Karabağ, tarihi boyunca kuzeyden ve güneyden gelen göçebe Türklere bir kışlak vazifesi görmüştür. Bu bölgeden geçen Türk hükümdarlar ve fatihler burayı kışlık bir karargâh olarak kullanmışlardır. Karabağ yüksek dağlardan ve yüksek yaylalardan ibarettir. Dağ silsileleri Murovdağ (3420m) ve Kamış (3740m) gibi yüksek zirvelere maliktir. Bu dağ silsilesinden Aras vadisine inen Karabağ sıra dağlarının orta kısmında Alakaya (2338m) ve Kırkkız (2863m) gibi yüksek dağlar vardır. Ova kısmı ise, daha önce belirtildiği gibi, ortalama olarak 2500 m yüksekliğe sahiptir. Sönmüş volkanlardan oluşan Işıklı Dağ ve Kızıl Boğaz zirveleri 3500 m yüksekliğe kadar çıkar. Deniz seviyesinden 2500 m yüksekliğe kadar Karabağ ormanlarla kaplıdır. Otlaklar bu yükseklikten sonra başlar. Çok yumuşak bir iklimi, bol suları ve verimli toprakları vardır. Bu sayede de büyük hayvan sürülerini ve kalabalık insan kütlelerini barındırabilir 13. Karabağ bölgenin hâkim bir noktasındadır. Azerbaycan'ı Ermenistan'ı ve İran'ı kontrol edebilecek bir konumdadır. Bu özelliği ile daima diğer milletlerin dikkatini ve ilgisini çekmiştir. 18 nci yüzyılda Rusların Kafkas birlikleri başkomutanı olan Sisianov, Hindistan yolunu bile rahatça açacak 12 Yasin Aslan, Azerbaycan Aydınlarının Dağlık Karabağ Üzerindeki Ermeni Taleplerine Reaksiyonu, Azerbaycan Dergisi, Sayı 263, Eylül-Ekim 1988, s.60-63 13 Cemalettin Taşkıran, a.g.e.,1995, s.15

9 olan bu bölgeyle ilgili 22 Mayıs 1805 tarihli ve 19 numaralı raporunda, Karabağ için şu değerlendirmeyi yapmıştır 14 : "... Karabağ, coğrafî mevkiine göre Azerbaycan'ın, dolayısıyle de İran'ın kapısı sayılır. Bunun için de onun elde tutulup tahkim edilmesine daha çok gayret sarf edilmelidir..." 1.1.3. Karabağ ın Demografik Yapısı Karabağ'ın nüfusu asırlara göre çok değişiklik görmüştür. Ancak nüfus konusunda kesin olarak söylenebilecek iki husus vardır 15 : 1. 1850'lere kadar Karabağ'daki nüfusun çoğunluğunu hep Azeri Türkleri oluşturmuşlardır. 2. Ermeniler 18 nci yüzyılın ikinci yarısından sonra Rusların da yardımı ile Karabağ'da önce nüfus dengesini sağlamışlar ve daha sonra da Azeri Türklerini azınlığa düşürüp kendileri çoğunluk olmuşlardır. 1979 nüfus sayımına göre Karabağ'ın nüfusu 162.200'dür. Bunun 123.076'sını Ermeniler, 37.264'ünü de Azeriler teşkil etmiştir. 1989 nüfus sayımında ise Karabağ'ın nüfusu 188.000'dir Bunun 158.000'ini Ermeniler oluşturmaktadır 16. İki nüfus sayımı arasında geçen on yıl gibi bir zamanda Azeri Türklerinin sayısının 10.000 civarında azalarak 30.000'in altına düşmesi dikkat çekecek bir noktadır. Karabağ daki bugünkü nüfus yapısı, Ruslar'ın Ermeniler'e yurt armağan etme politikasının uygulanması sonucu özellikle 1920'den itibaren bölgeye Ermeniler'in yerleştirilmesi sonucu oluşmuştur. 1923 yılında, hiçbir bölgede Ermeni çoğunluğu sağlanamadığından sınırlar, kısıtlı sayıda Ermeni çoğunluğu bulunan küçük yerleşim alanlarının etrafından geçirilerek bölgeye "Dağlık Karabağ" ismi verilmiştir. Dağlık Karabağ'da idari yapılanma, Ermeni 14 Taşkıran, a.g.e., s.15 15 Aliyev, a.g.e., s. 3. 16 Patric Donabedian, Claude Mutafian, Artsakh - Histoire du Karabagh, Paris, 1989, s.10.

10 siyasi otoritesince dört bölgeye ayrılmıştır. Bunlar kuzeyde Mandakerit, merkezde Hankendi, güneyde ise Martuni ve Hardrut'tur 17. 1.2. AZERBAYCAN HAKKINDA GENEL BİLGİLER Kafkaslar'ın kilit ülkesi durumundaki Azerbaycan, Sovyetler sonrası bağımsızlığını kazanan üç güney Kafkas cumhuriyetinden biridir. Kuzeyinde Rusya Federasyonu'na bağlı Dağıstan Özerk Cumhuriyeti, kuzeybatısında Gürcistan, batısında Ermenistan, güneyinde İran bulunmakta olup, doğu kısmında ise Hazar Denizi yer almaktadır. Azerbaycan topraklarından sayılan Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti, Türkiye, İran ve Ermenistan arasında yer alıp, Azerbaycan ana ülkesiyle arasında Ermenistan bulunmaktadır. Ermeni işgali nedeniyle Azerbaycan ile bağlantısı koptuktan sonra, Nahçıvan'ın komşu sayısı dörtten üçe düşmüştür. Bunlar da Türkiye, Ermenistan ve İran'dır. Nahçıvan üzerinden, bu üç ülkenin üçü üzerinde de etkili olmak mümkündür 18. Nahçıvan vasıtasıyla, Azerbaycan Türkiye ile de sınır komşusu sayılmaktadır. Öte yandan Ermenistan sınırı yakınında yer alan Yukarı Karabağ (Dağlık Karabağ) ise, SSCB'den kalan hukuki statüye göre Azerbaycan'a bağlı özerk bölge durumundadır. Ayrıntılı olarak ele alacağımız üzere, daha Sovyetler Birliği dağılmadan Ermenistan, Yukarı Karabağ'ın statüsünü tartışmaya açmış, ilerleyen yıllarda sürüp giden anlaşmazlık ve savaşlar sonucu Yukarı Karabağ ile Ermenistan arasındaki çevre bölge durumundaki Azerbaycan topraklarının yaklaşık yüzde 20'si 1994'den beri Rusya ve İran destekli Ermenistan işgali altında bulunmaktadır 19. Doğal zenginliklerde olduğu gibi nüfus ve yüzölçümü bakımından da Kafkaslar'ın en büyük ülkesi Azerbaycan'dır. Ülkenin yüzölçümü 86.100 km kare olup, nüfusu 7.581.000'dir (1996). Azerbaycan halkının %82'7'sini Azeriler, %5.6'sını Ruslar, %5.6'sını Ermeniler, %3.3'ünü başta Lezgiler 17 Harp Akademileri Komutanlığı, a.g.e., s. 66 18 Osman Metin Öztürk, Nahçivan'ın Güncel Bölgesel Politikadaki Yeri, (Erişim), http://www.habusulu.com/50_3.htm, 01 Eylül 2007. 19 Alaeddin Yalçınkaya, Kafkasya da Siyasi Gelişmeler, Lalezar Kitapevi, Ankara, 2006, s.114

11 olmak üzere Dağıstanlılar, %2.8'ini de Ukraynalılar, Yahudiler, Tatarlar, Gürcüler ve diğerleri oluşturur. Kafkas Müslümanlarının hemen tamamı Sünni olduğu halde Azeriler Şii'dir. Bununla beraber Azerbaycan'da çoğunluk Lezgiler olmak üzere önemli ölçüde Sünni Müslüman bulunmaktadır 20. Kuzey Azerbaycan'da yer alan Azerbaycan Cumhuriyeti, SSCB'yi oluşturan 15 cumhuriyetten biri olarak Azerbaycan SSC iken 1991'de bağımsızlığını ilan etmiştir. Güney Azerbaycan ise daha çok 20. yüzyıl başında Azeriler olarak anılmaya başlayan Türkmen Türklerinin çoğunlukla yaşadığı Kuzey İran topraklarıdır. Azerbaycan Cumhuriyeti konusunda, diğer iki güney Kafkas komşusu Ermenistan ve Gürcistan'ın aksine, Kafkasya'daki en geniş ulusal topluluk olmasına rağmen, yakın dönem tarihi konusundaki batıda yapılan araştırmalar son derece yetersizdir 21. Bugün Azerbaycan Kafkasların en büyük devleti olmasına rağmen, bölgede güvenlik ve istikrarı sağlayacak yeterli güce sahip değildir. Birleşik Kafkasları koruyucu potansiyele sahip Azerbaycan ikiye bölünerek ve bölünen taraflar da parçalanarak küçültülerek zayıf duruma düşürülmüştür. Azerbaycan'ın tamamının Kafkas devleti olduğu gerçeğinin geniş kitlelerin bilinçaltına yerleşmesi ve bu düşüncenin anlaşılarak ulusal bilincin temel öğesine dönüşmesi gereklidir. Bu düşüncenin kitle bilincinde temel öğeye dönüşmemesi kuzey ve güney arasında farklı düşüncelerin ve bir takım ayırıcı sorunların varlığını sürdürmesi anlamını taşımaktadır. Güney bölgesinin İran Azerbaycan'ı ve kuzey bölgesinin Kafkas-Azerbaycan ı biçiminde nitelendirilmesi tek milletin (ulusun) farklı kişiler ve düşünce yapısında bulunmasına neden olmaktadır. Birleşik Azerbaycan Kafkas 20 Murat Şahin, Transkafkasya Siyasi Coğrafyasında Etnik Dağılımın Etkileri, Avrasya Etüdleri, Sayı 19, İlkbahar-Yaz 2001, s.36 21 Tadeusz Swietochowski, Müslüman Cemaatten Ulusal Kimliğe Rus Azerbaycan 1905-1920, çev.: Nuray Mert, İstanbul, Bağlam Yayınları, 1988, s.9.

12 devletidir düşüncesi Azerbaycan'ın misyonunun mahiyetini ortaya koymanın yanısıra kuzey ve güney birliğinin felsefi temelini oluşturmaktadır 22. 1.2.1. Azerbaycan Tarihine Genel Bakış Azerbaycan adı konusunda çeşitli görüşler mevcuttur. Buna göre Azerbaycan adının Büyük İskender'in ölümünden sonra (M.Ö.323), burayı yöneten komutanlardan Atropates'ten geldiği söylendiği gibi, Mecusi diniyle ilgili olarak "od" anlamındaki azer ve "muhafız" anlamındaki baygan kelimelerinden de geldiği söylenmektedir. Ancak bu yer adının etimolojisi yapılırken, burada hâkimiyet süren Kasar (Hazar) Türkleri'nin ismi de gözönünde bulundurulmalıdır 23. Tarihî devirlerden itibaren Karabağ ve Nahçıvan bölgeleri Azerbaycan Türkleri'nin bir vatan parçasıdır. Günümüzde bu toprakların Azerbaycan Cumhuriyeti'nden koparılıp Ermenistan'a verilmesi için, Ermenilerin içerde ve dışarda başlattıkları kampanyanın mahiyetini ve çıkardıkları olayların hakikî sebeplerini anlamak için bölgenin tarih içindeki durumuna bir göz atmak gerekir 24. Kafkasya, tarihin en eski çağlarından itibaren Doğu ve Batı arasında bir köprü vazifesi görmüş ve çeşitli milletlerin mücadelelerine sahne olmuştur. M.Ö. VIII. yüzyıllardan itibaren Azerbaycan'ın ilk sakinleri Orta Asya'dan gelen Saka Türkleri olmuştur. Daha sonraları buraya asırlar içinde çeşitli Türk boyları gelip yerleşmiştir. Kimi Türk boyları ise, buradan, Derbent Geçidini aşarak Anadolu'ya gitmiştir. İşte, bu geçişler sırasında, Karabağ'ın Türklerin en geniş, en eski kışlağı olduğu ve Dede Korkut kahramanlarının Azerbaycan ve Doğu Anadolu'yu yurt tuttukları bilinmektedir 25. 22 Haleddin İbrahimli, Değişen Avrasya da Kafkasya, Ankara, Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi Yayınları Kafkas Araştırmaları Dizisi, No:25, 2001, s.1 23 Harp Akademileri Komutanlığı, a.g.e., s. 18 24 Dursun Yıldırım, Cihat Özönder, Karabağ Dosyası, 2. B.s., Ankara, Türk Kültürü Araştırma Enstitüsü Yayınları, 1991, s.1 25 Kamuran Gürün, Türkler ve Türk Devletleri Tarihi, Ankara, 1981, Cilt 1, s.135-138,

13 İslâm fetihleri başladığı sırada bölge, Bizans hakimiyetinde bulunuyordu. Halife Ömer zamanında başlayan akınlar, başarılı sonuçlar vermiş ve Emevilerin ilk devirlerinde burası fethedilerek merkezi Dvin olmak üzere bir eyalet haline getirilmiştir. Azerbaycan'a bağlı olarak idare edilen bu eyaletin valiliğine, 889-890 yılında, Türk Sacoğulları hanedanından Muhammed el-afşin tâyin edilmiştir 26. XI. Yüzyıla kadar, muhtelif Oğuz boylarının yerleşmiş olduğu Azerbaycan; 1015-1021 yılları arasında, Selçuklu Türk Devletinin kurucularından Çağrı Bey'in Doğu Anadolu'ya yaptığı keşif seferinden sonra Türk nüfusunu barındıran bir bölge haline gelmiştir. Malazgirt zaferinden sonra Kafkasya'ya doğru yoğunlaşan Selçuklu Türk akınları sırasında Ermeniler, Bizans a tâbi olarak bölgede, muhtelif aileler halinde oturmakta idiler 27. Bölgenin büyük bir bölümünde, Müslüman emirlikler hükümran idiler 28. Bizans İmparatoru II. Basil, X. yüzyıldan itibaren Doğu sınırlarını emniyet altına almak amacıyla, bu bölgelerdeki vassal Ermeni ve Gürcü siyasî teşekküllerinin yönetimini doğrudan doğruya Bizans'a bağlamıştır. Dolayısıyle, Selçuklular bölgeye girdiklerinde vassal da olsa, herhangi bir Ermeni ve Gürcü prensliği bulunmamakta idi. Üstelik, Bizans İmparatoru IX. Konstantin Manomak, (1042-1055) Ermenileri isyankâr davranışları sebebiyle ağır vergilere bağlamış, Kars ve Van yörelerindeki eski Ermeni ailelerinin bütün taşınmaz mallarına el koydurmuş; mevcut Ermeni kilise ve manastırlarını boşalttırarak Bizans papaz ve bürokratlarına vermiştir. Ermeni kilisesini ortadan kaldırmak amacıyla Manomak, geniş çapta dinî kıyımlar yaptırdığı gibi, özellikle Gregoryan mezhebinde olan Ermenilere büyük baskı yaparak Ortodoksluğa girmelerini istemiştir. Bu sebeple, Selçuklular, 1045 yılında, Bizanslıları Gence'de bozguna uğratarak bölgeye girdiklerinde, ne bağımsız, ne bağımlı, ne de yarı bağımlı hiçbir Ermeni siyasî teşekkülü ile 26 Hakkı Dursun Yıldız, 10. Yüzyılda Türk-Ermeni Münasebetleri, Tarih Boyunca Türklerin Ermeni Toplumu İle İlişkileri Sempozyumu 8-12 Ekim 1984 Erzurum, Ankara, 1985, s.29-31 27 Yıldız, a.g.e., s.208 28 Ali Sevim, Büyük Selçuklu İmparatorluğu Döneminde Selçuklu Ermeni İlişkileri, Tarih Boyunca Türklerin Ermeni Toplumu İle İlişkileri Sempozyumu 8-12 Ekim 1984 Erzurum, Ankara, 1985, s.67

14 karşılaşmamışlardır 29. Burada yaşayan ve Bizans baskısı altında ezilen Ermeniler, toleranslı Türk idaresine girmeyi Hıristiyan Bizans a tercih etmişlerdir. Stratejik bakımdan dünyanın çok önemli bölgelerinden birisinde bulunan Azerbaycan için nüfus artışı siyasi, iktisadi ve askeri bakımlardan oldukça büyük bir önem taşımaktadır. Azerbaycan'da resmi politikaların aksine nüfus artış hızı oldukça yüksek sayılabilecek düzeydedir 30. 1.2.2. Azerbaycan da Sosyo-Kültürel ve Dini Hayat 1.2.2.1. Sosyo-Kültürel Hayat Bilindiği üzere, 1980 li yılların ortasından itibaren Sovyetler Birliği dağılma surecine girmiş ve 1990 li yılların başında dağılmıştır. Bu süreç içinde Kafkasya da ve Orta Asya da yeni bağımsız Türk devletleri ortaya çıkmış, Türk nüfusa sahip Balkanlardaki bazı devletler de tam bağımsızlıklarına kavuşmuştur 31. Bu devletlerden biri olan Azerbaycan ın kültürel hayatı bütün devirlerde parlak olmuştur. Türk-İslâm kültürünün tanınmış destan kahramanları Köroğlu, Dede Korkut, Aslı ile Kerem, Leyla ile Mecnun Azeriler arasında da meşhur olmuştur. XII yüzyılda Nizami, XIV. yüzyılda Nesimi, XVI yüzyılda Hatâi ve Fuzuli, XVIII yüzyılda Vâkıf en çok tanınan şairlerdir. XIX. yüzyıl ve XX. yüzyılın ilk yarısında yetişen Aşık Ali Asker, yazar ve devlet adamı Mirza Fethali Ahundzade, Abbaskulu Ağa Bakıhanlı, şair Kasım Bek Zakir, yazar Celil Mehmet Kuluzade, şair Sabır, felsefeci Ali Bey Hüseyinzade en ünlü aydınlardır. Mehmed Emin Resulzade, Cavid, Cafer Cabbarlı, Yusuf Vezir Çemenzeminli gibi fikir adamları bu devre 29 Kamuran Gürün, Ermeni Dosyası, 2. Basım, Ankara, 1983, s.22. 30 Harp Akademileri Komutanlığı, a.g.e., s. 22 31 Osman Metin Öztürk, Türk Milliyetçiliği Üzerine Bir Durum Değerlendirmesi, (Erişim), http://www.bozok.org/modules.php?name=news&file=article&sid=4585, 01Eylül 2007

15 mahsustur. Bu aydınlar Azerbaycan'ın hem fikri gelişmesinde, hem de bağımsızlık sürecinde rol oynamışlardır 32. Kuzey Azerbaycan'dan, farklı olarak Güney Azerbaycan'da uygulanan Farslaştırma politikası sonucu kültürel hayat pek gelişmemiştir. 1926'da Pehlevilerin son Türk sülalesi olan Gacar ları İran yönetiminden uzaklaştırmasıyla hızlanan Farslılaştırma politikası, 1979 İran İslâm Devriminden sonra da değişmemiştir. Azerilerin Türkleşmiş İranlı oldukları düşüncesi resmi eğitim politikası olarak daima uygulanmıştır. Hatta okullarda Türkçe eğitim bile verilmemiştir 33. Mukayese açısından bakılacak olunursa Rus istilasına uğramış Kuzey Azerbaycan, Güney Azerbaycan a oranla kültürel yönden daha gelişmiştir. Özellikle SSCB terkibindeki Azerbaycan da kendi dilinde okullar açılması ve kendi dilinde kitap ve gazete basılmasına izin verilmesi bu yörenin kendi kimliğini daha güçlü muhafaza etmesinde ona yardımcı olmuştur. 1.2.2.2. Dini İnançlar İlkel dönemlerde Azerbaycan arazisinde putperestlik inancı var olmuştur. Put, Tanrı sayılan veya Tanrıya aracı olarak görülen ve kendisine tapılan şeydir. İlk çağlarda insanlar doğanın çeşitli görünümlerini kişileştirdikten sonra onlara üstün güç atfetmiş ve onlara tapmışlardır 34. Azerbaycan ın kuzey kısmında var olduğu sanılan ikinci en kadim inanç Şamanizm dir. Şamanizm sihir ve büyüye dayanır, evren gök, yer ve yeraltı olmak üzere üç bölüm olarak tasarlanmıştır. Gökte iyi ruhlar, yerde insanlar, yeraltında da kötü ruhlar otururlar. İnsanlar, bu iyi ve kötü ruhlar arasında denge kurmak zorundadırlar. İşte Şaman adı verilen din adamı bu 32 Mehmet Saray, Azerbaycan Türkleri, Türk Dünyası Araştırmaları Yayınları (TDAV), 1984, s.39 33 Saray, a.g.e.,s.38 34 Orhan Hançerlioğlu, Put, İnanç Sözlüğü: Dinler-Mezhepler-Tarikatlar-Efsaneler, İstanbul, Remzi Kitabevi, 1975, s.525-526

16 dengeyi sağlar. Şaman, kendinden geçme (cezbe) yöntemiyle dinsel ve büyüsel işlem yapar, çağdaş medyumlar gibi insanlarla ruhlar arasında aracılık eder 35. İslâm ın kabulünden 36 sonra, XII. yüzyıldan itibaren İslâm'ın Tasavvuf ve Vahdet-i Vücûd anlayışı Azerbaycan da yayılmıştır. Cüneyd-i Bağdadiye göre Tasavvuf, Hakk ın seni senden öldürmesi ve kendisiyle ihyasıdır 37. Vahdet-i Vücûd ise gerçek varlığın sadece Allah olduğunu, diğer varlıkların ise Allah ın isim ve sıfatlarının tecelli ve tezahürlerinden ibaret olduğu fikri üzerine kuruludur 38. 1191'de inancından dolayı öldürülen Sühreverdi nin İşrakilik inancı da Azerbaycan'da geniş bir şekilde yayılmıştı. İşrakiler, Tanrı'nın bir ışık, alemin de Onun yoğunlaşması olarak izah ederler. İhvan-ı Safa nın da içinde bulunduğu batınilik inancı Azerbaycan'da aydınlar arasında çok yaygındı. Batıniliğin ana savı şudur: Kur an ın dış anlamı olduğu gibi iç anlamı da vardır. İç anlamlara erenler için dış anlamlara uymak gereksizdir 39. Azerbaycan ın geniş inanç sistemleri gösteriyor ki, bölge halkının dine olan ilgisi uzun yıllar zor zamanlar geçirmesine rağmen artmıştır. Ama bölge halkının huzuru için bu ilginin doğru kanalize edilmesi gerekmektedir. 1.2.3. Azerbaycan Cumhuriyetinin Kuruluşu Sovyet etkisi altında bulunan Azeri topraklarında Ermenilerin yaptığı katliamların artması üzerine Osmanlılar, barışı biran önce Türk silâhları ile gerçekleştirmekten başka çare kalmadığına inanmışlardı. Daha sonra, 35 Günay Tümer, Abdurrahman Küçük, Dinler Tarihi, 2. Basım,Ankara,Ocak Yayınları,1993, s.50-51 36 Mustafa Armağan, İslam Düşüncesi Tarihi, C.I, İstanbul, İnsan Yayınları, 1990, s.163-231 37 Selçuk Eraydın, Tasavvuf ve Tarikatlar, İstanbul, Marifet Yayınları, Genişletilmiş 3. Baskı, 1990, s.17 38 Kâmil H. Yılmaz, Tasavvuf Meseleleri, İstanbul, Erkim Yayınları, 1997, s.192-195 39 Hançerlioğlu, a.g.e., s.97-98

17 Azerbaycan Milli Şurası'nın toplantısında, Bakü meselesi görüşülmüş ve Türkiye'den yardım istenmesi kararlaştırılmıştır 40. Türk Ordusu bu değerlendirmeden sonra, Erivan-Culfa demiryolunu tutarak, doğuda Karakilise, Tiflis-Bakû istikametinde ilerledi. Sonuçta, Batum ve Kars tekrar geri alınmıştır. Bu gelişmeler sırasında, Azeriler, Gürcüler ve Ermenilerden oluşan üçbaşlı Mâverây-ı Kafkas Yönetimi nin istikrarlı bir devlet olamayacağı artık anlaşılmıştı. Durum böyle olunca, Osmanlılar yapılacak barışın kalıcı olabilmesi için, Konfederasyonu teşkil eden her üç toplumun, müstakil birer devlet haline gelmelerinin şart olduğunu düşünüyordu. Bu görüş, Batum Konferansı'nda taraflara duyurulmuştur. Sonuçta, Kafkas Yönetimi, Tiflis'te yaptığı son toplantısında (26 Mayıs 1918) kendisini fesh ederek, Mâverây-ı Kafkas Cumhuriyeti'nin sona erdiğini ilân etmiştir 41. Aynı gün Gürcüler, iki gün sonra da Azerbaycanlılar ile Ermeniler de, kendi istiklâllerini ilân etmişlerdir. Bu müstakil devletlerle Batum'da, 14 Haziran 1918'de, ayrı ayrı barış imza edilmiştir. Gürcistan barışı ile Türkiye, Batum şehri ve sancağından başka, Ahıska ve Ahılkelek nahiyelerini de geri almak suretiyle, sınırını, 1828 yılındaki durumuna getirmiştir. Aynı gün, Ermenistan Cumhuriyeti ile de barış antlaşması yapılmıştır. Bu antlaşmada, Kars, Ardahan, Borçka, Kağızman ve Nahçıvan'ın Türk toprakları olduğu kabul edilmiştir. Osmanlı Devleti de, Yeni Beyazıt, Gümrü, Erivan ve Şavur- Daralağıaz'ı Ermenilere bırakmıştır. Ayrıca, Ermenistan'da yaşayan Müslümanlara dinî ve kültürel haklar tanınıyor; Ermeni hükümeti, Türkiye üzerine yönlendirilebilecek çetelerin, Ermenistan topraklarını üs olarak kullanamayacaklarını taahhüt etmişlerdir 42. Mâverây-ı Kafkas Yönetimi nin feshi üzerine, 28 Mayıs 1918'de, Azerbaycan Cumhuriyeti resmen ilân edilmiş ve İstiklâl Beyannâmesi 40 Abdülhalik Çay, Ermenilerin Bakü de Yaptığı 31 Mart 1918 Katliamı, Tarih Boyunca Türklerin Ermeni Toplumu İle İlişkileri Sempozyumu 8-12 Ekim 1984 Erzurum, Ankara, 1985, 249 41 Çay, a.g.m., s.251 42 Mim Kemal Öke, İngiltere nin Güneydoğu Anadolu Siyaseti ve Binbaşı E.W.C. Noel in Faaliyetleri, Ankara, Sevinç Matbaası, 1988, s.163

18 yayımlanmıştı, 43 yeni devletin merkezi Bakü seçilmişti. Ancak, Bakü, Bolşevik işgalinde olduğu için Gence şehri geçici başkent oldu. Azerbaycan Cumhuriyeti Başbakanı Feth Ali Han Hoylu, 30 Mayıs 1918'de Cumhuriyet'in kuruluşunu dünya kamuoyuna duyurdu. Osmanlı Devleti, Azerbaycan Cumhuriyeti'ni ilk tanıyan devlet olmuştur. Bağımsızlığını kazanmasından sonra, günümüze kadar gerek bu ülkedeki Rusya taraftarı Azeriler ve gerekse Ermenistan ve Karabağ'daki Ermeniler ile bunları destekleyen A.B.D., Fransa ve diğer batılı ülkelerin müdahaleleriyle, Azerbaycan siyasi ve iktisadi istikrar ve birliğini sağlayamamıştır. Halkın oyu ile cumhurbaşkanı seçilen Elçibey'in, Azeriler ile Türk dünyası lehine ve Rusya ile İran aleyhine planlı ve iddialı görüşleri ve girişimleri nedeniyle istikrarlı bir yönetim kurması engellendi. Onun devlet politikasını beş madde halinde özetlemek mümkündür 44 : 1. Türk dünyasının bütünleşmesi; 2. Türkiye ile en ileri derecede işbirliği; 3. İran işgalindeki Güney in Kuzey ile birleşmesi; 4. Rusya'nın yeni cumhuriyetler üzerinde yeniden nüfuz kurma aracı olarak bakılan Bağımsız Devletler Topluluğu na girmemek; 5. Bakü petrollerinde Rusya'yı devre dışı bırakmak. Özellikle Güney Azerbaycan konusundaki politikası, Azerbaycan'ın yüzölçümü 86.600 kilometrekare olup nüfusunun 1995 yılı itibariyle 7.486.090 olduğu, öte yandan İran yönetimindeki Güney Azerbaycan'ın ise 113.000 km karelik bir bölge olup nüfusunun 25 milyon civarında olduğu dikkate alındığında bütün bölge jeopolitiğini alt üst edecek bir çıkış olduğu görülür 45. 43 Abdülhalik Çay, Azerbaycan Dosyası, Tercüman Gazetesi, 9 Nisan 1988. 44 Yalçınkaya, a.g.e., s.122 45 Saray, a.g.e., s.7

19 1.3. ERMENİSTAN HAKKINDA GENEL BİLGİLER Sovyetler Birliği'ni oluşturan 15 cumhuriyetten en küçüğü olan Ermenistan SSC, SSCB'nin dağılması ile diğer cumhuriyetlerle birlikte bağımsızlığını kazanmıştır. Tam bir kara ülkesi olan Ermenistan'ın sınır komşuları Türkiye, Gürcistan, İran ve Azerbaycan'dır. Ermenistan Azerbaycan'ın ana ülkesi ile komşu olduğu gibi, Azerbaycan'a bağlı özerk bir cumhuriyet olan Nahçıvan ile de komşu olup, Nahçıvan ile Azerbaycan'ın arasında yer almaktadır. Ermenistan'ın bağımsızlık aşamasında Azerbaycan'a bağlı Özerk Dağlık Karabağ bölgesi üzerindeki iddialarından sonra iki ülke arasında savaş çıkmış ve Yukarı Karabağ ile birlikte Azerbaycan topraklarının yaklaşık beşte biri 1994'ten beri Ermenistan işgali altında bulunmaktadır 46. 1.3.1. Ermenistan Tarihine Genel Bakış Yüzölçümü 29.800 km 2 olan Ermenistan ın nüfusu 3.789.000 (1997) olup başkenti Erivan'dır. Bununla beraber, Dağlık Karabağ sorunundan dolayı uluslararası toplumdan izole edilmiş olan Ermenistan büyük göç vermekte olup, kesin olmamakla birlikte günümüzde nüfusunun 2 milyona düştüğü yolunda iddialar vardır. Aras Nehri'nin geçtiği alanlar ile Sevan Gölü'nü besleyen ırmaklar çevresinde tarıma elverişli alanlar bulunmakla birlikte, yarı çöl özelliği taşıyan bölgede kuru bir kara iklimi hakimdir. Ova ve dağ eteklerinde çeşitli meyveler ve tahıl yetiştirilir. Bununla beraber, Sovyet döneminin her alanda kayırılan bir cumhuriyeti olan Ermenistan, diğer cumhuriyetlere göre ileri bir sanayi ülkesi haline gelmiştir. Belirli bir maden rezervi olan ülke, tarıma dayalı sanayii ile birlikte kimya, makine, dokuma alanlarında önemli bir endüstriyel altyapıyı Sovyet döneminden devralmıştır. Bağımsızlıkla birlikte yayılmacı ve komşularıyla çatışmacı bir politika izleyen Ermenistan, milli ordusunu kurmuş ve maddi kaynaklarının büyük bir kısmını, 46 Yalçınkaya, a.g.e., s.145

20 halkın sosyal ve ekonomik sorunlarının giderilmesi yerine askeri giderleri karşılamada kullanmıştır 47. IV. Yüzyılda Hıristiyanlığı kabul ettikleri halde, Ermenilerin büyük bölümü Ermeni Apostolik Kilisesi'ne bağlı, monofizit Hıristiyanlardır. Çok az bir kısmı ise Katoliktir. Erivan'ın 20 km batısında yer alan Eçmiyazin kasabası, Ermenilerin Hıristiyanlığı kabul etmesiyle birlikte Ermeni kilisesinin merkezi olmuş ve en yüksek dini organ olarak "Katogikosluk" burada kurulmuştur. Daha sonra Sis, Akdamar ve Lübnan gibi yerlere taşınmış veya buralarda yeni katogikosluklar kurulmuştur. 1441'de yeniden Eçmiyazin Katogikosluğu kurulmuştur. Rus Çarlığı, Ermeni halkını kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak üzere Eçmiyazin Katogikosluğu'nu bütünüyle kontrolü altına almış ve Osmanlı'daki Ermenileri Katogikosluk kanalıyla kışkırtmıştır 48. Erivan (Revan) yakınlarındaki Eçmiyazin Katogikosluğu dini bir merkez olduğu halde, Ermeni propagandası etkisindeki kaynaklar, civarda asırlardan beri katogikosluk ile birlikte bir Ermeni devleti varmış ve Eçmiyazin de buranın merkezi imiş gibi göstermektedirler 49. Osmanlı döneminde Ermeniler, 19. yy'ın ikinci yarısına kadar tebaa-i sâdıka (sadık yurttaş) olarak, devletin her kademesinde görev alıp, halkının önemli bir kısmı tüccar ve sanatkar idi. 1877-78 Osmanlı-Rus savaşından sonra yapılan barış antlaşmasına, Rusya ve diğer batılı devletlerin baskısı ile Ermenilerle ilgili maddeler konularak bir Ermeni sorununun temeli atıldı. Bundan sonra yine Çarlık Rusyası'nın kurup örgütlediği Hınçak ve Taşnak terör örgütleri Osmanlı Devleti'nin birçok merkez ve bölgelerinde terör olayları gerçekleştirmiş, her olaydan sonra batılı güçlerin Osmanlı'ya müdahale zemini hazırlamıştır. Bu arada terörize olan halkın bir kısmı Rusya'nın teşvik 47 Hatem Cabbarlı, Ermenistan Silahlı Kuvvetleri, Stratejik Analiz, Cilt 5, Sayı 53, Eylül 2004, s.76. 48 Ali Arslan, II. Meşrutiyet Öncesinde Osmanlı-Eçmiyazin Katogikosluğu İlişkileri, Ermeni Araştırmaları I. Türkiye Kongresi Bildirileri, C.I, Ankara, ASAM-Ermeni Araştırmaları Enstitüsü, 1993, s.348-359. 49 Mirza Bala, Erivan, İslam Ansiklopedisi, C.4, İstanbul, MEB, 1993, s.311-315

21 ve tehditleri ile bugünkü Ermenistan ve civar bölgelere göç ettirilerek, planlanan devletin altyapısı oluşturulmuştur 50. 1.3.2. Ermenistan Cumhuriyetinin Kuruluşu Daha önceleri Osmanlı Devleti ve İran hakimiyeti altında yaşayan Ermeniler Bolşevik Devrimi sırasında Kafkasya da ki Sovyet varlığına teslim olmuşlardır. Bu dalgadan etkilenen Ermeniler Sovyet Rusya bayrağı altına girmişlerdir. Ermenistan Hükümeti, SSCB dışında varlığını sürdürebilmek için Türkiye ile iyi ilişkiler tesis etmeye önem vermiş, ancak hükümetin ılımlı politikaları, aşırı ulusal grupların Ulusal Şelf Determinasyon İçin Birlik (I. Dünya Savaşı'ndan sonra Türkiye'ye kaybedilen toprakların yeniden ele geçirilmesine çabalamaya devam etmektedir), Ermenistan Komünist Partisi, Ermeni Devrimci Federasyonu (1918-1920 yıllan arasında bağımsız hükümeti kuran Taşnaksütyun) Partileri'nin eleştirilerine hedef olmuştur. Moskova'daki ağustos darbesi, hükümeti bağımsızlığa doğru attığı adımları hızlandırmaya yöneltmiştir. 21 Eylül 1991'de gerçekleştirilen referandum sonucunda, seçmenlerin % 99.3'ü oyunu Ermenistan'ın birliğin dışında, bağımsız demokratik bir devlet olması lehinde kullanmıştır 51. Ayrılma ile ilgili Sovyet yasasına uymak yerine, Yüksek Sovyet 23 Eylül'de, Ermenistan'ın bağımsız bir devlet olduğunu ilân etmiştir. Bağımsızlık ilânını takiben 16 Ekim 1991'de başkanlık seçimleri yapılmıştır. Seçimlere katılan altı aday arasında büyük çoğunluğu Ter-Petrosyan sağlamıştır. Ter Petrosyan, Ermenistan'ın uluslararası alanda tanınmasını talep etmeye devam etmekle birlikte, 19 Ekim'de Ekonomik Topluluk Antlaşması'nı imzalamıştır. Ermenistan liderliği, Bağımsız Devletler Topluluğu'na katılmış ve kurucu Alma-Ata Deklarasyonu'nu 21 Aralık tarihinde imzalamıştır. Şubat 50 Yalçınkaya, a.g.e., 147-148 51 Harp Akademileri Komutanlığı, a.g.e., s. 78-79

22 1992'de Ermenistan, Azerbaycan ile birlikte Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı'na katılmıştır. 2 Mart 1992 tarihinde Ermenistan Cumhuriyeti Birleşmiş milletlerce kabul edilmiştir. Ayrıca IMF, Dünya Bankası ve Dünya Sağlık Örgütü'ne de üye olmuştur 52. 1.4. RUS İMPARATORLUĞU NUN POLİTİKLARI VE KARABAĞ SORUNUN ORTAYA ÇIKIŞI Karabağ sorunu 1980'lerin ikinci yarısında SSCB'nin dağılmasına giden süreçte yeniden ortaya çıkmıştır. SSCB'de izlenilen Glasnost (açıklık) ve Perestroyka (yeniden yapılanma) politikalarının etkisiyle Ermeniler, Dağlık Karabağ'a ilişkin istemlerini daha yüksek sesle dile getirmeye başlamışlardır ve haksız olduğunu iddia ettikleri sınır düzenlemelerinde değişiklik yapılmasına ilişkin hareketlerde bulunacaklarının sinyallerini vermişlerdir. Gelişen olaylara hukuksal açıdan bakılacak olursa, 20 Şubat 1988'de Dağlık Karabağ Halk Temsilcileri Sovyeti Azeri üyelerin katılımı olmaksızın, 11 e karşı 17 olumlu oy ile Otonom Bölgenin Ermenistan SSC ile birleşmesini öngören bir karar tesis etmiştir. Ancak Azerbaycan işbu kararı, SSCB'nin 1977 Anayasası'nın 78. maddesi gereği reddetmiştir. Keza 78. madde cumhuriyetlerin ülke sınırlarının ancak ilgili cumhuriyetlerin ortaklaşa kararı ile değiştirilebileceğini öngörmekteydi ve ayrıca bu sürecin ilave bir şartı da verilecek ortak kararın SSCB merkezi organlarının onayına sunulması gerektiğine ilişkindi 53. Bu noktada önem arz eden husus, SSCB Komünist Partisi Merkez Komitesi'nin, Dağlık Karabağ ın Azerbaycan SSC sinden ayrılıp, Ermenistan SSC sine bağlanması karar-talebini reddetmiş olmasıdır. Ancak bu hadise ile milletlerarası münasebette görülmemiş bir hadise yaşanmıştır. Zira Azerbaycan'a ait olan ve Ermenistan ile sınırı olmayan Dağlık Karabağ Muhtar Sovyet Vilayeti, Ermenistan ile birleşmeyi karar 52 Harp Akademileri Komutanlığı, a.g.e., s. 78-79 53 Ömer Göksel İşyar, Bölgesel ve Global Güvenlik Çıkarları Bağlamında Sovyet Rus Dış Politikaları ve Karabağ Sorunu, İstanbul, Alfa Basım Yayım Dağıtım Ltd. Şti, 2004, s. 379.

23 olarak kabul etmiş ve Ermenistan devleti bu ihtilafı kesinleştirip kanlı bir muharebeye çevirmiştir 54. Hukuksal savaşlarını kazanamadıklarını düşünen Ermeniler bu seferde Azerilere karşı şiddet uygulamasına başlamışlardır. Keza Ermenistan SSC sinin pek çok bölgesinden özellikle de Azerilerin ağırlıklı olarak yaşamakta oldukları Ararat bölgesinden çok sayıda Azeri sürgün edilmeye başlanmıştır. Olayların tırmanması üzerine ise Gorbaçov, 24 Mart 1988'de taraflara uyuşmazlığı dostluk çerçevesinde çözmeleri doğrultusunda bir uyarı yaparak, iki ülke halkına dost olmaları önerisinde bulunmuş ve problemi Peresttoika ve Glasnost ruhu ile çözmelerini istemiştir. Bu dönemde yaşanan bir diğer önemli gelişme ise, 12 Temmuz 1988'de Karabağ Ermenilerinin Özerk Bölge olarak resmen Ermenistan SSC'sine bağlandıklarını bildirmeleridir 55. Ancak SSCB Yüksek Sovyet Prezidyumu (Başkanlık Divanı), olası sınır değişikliklerinin olanaksız olduğuna karar vermiştir. Öte yandan Prezidyum 12 Ocak 1989 tarihindeki toplantısında Dağlık Karabağ ile ilgili olarak özel bir komite tarafından yönetilmesi kararı alınmıştır 56. 28 Kasım 1989'da ise SSCB Yüksek Sovyeti, Özel Komite'nin başarısızlığı üzerine Dağlık Karabağ bölgesinde Azerbaycan yönetiminin yeniden kurulmasına lakin güvenlik güçlerinin orada kalmaya devam etmesine, Karabağ daki Ermenilerin haklarının korunması için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması şartıyla karar vermiştir ve işbu karar, Karabağ ın Azerbaycan toprağı olduğunu bir daha onaylaması münasebetiyle Ermenilerce, Azerbaycan'a birtakım diktelerde bulunduğu için de Azeriler tarafından eleştirilmiştir 57. Ermeniler karara 1 Aralık 1989'da "Birleşik Ermeni Cumhuriyeti"ni kurarak karşılık vermişlerdir ve hemen ardından Dağlık Karabağ "Ulusal Konseyi" Azerbaycan SSC'sinden ayrıldığını bildiren bir 54 Yavuz Ahundlu, Karabağ Meselesinin Tarihi Kökleri Hakkında Bazı Kayıtlar, XII. Türk Tarih Kongresi 12-16 Eylül 1994, Ankara, Türk Tarih Kurumu, 1999, Cilt: II, s. 329. 55 Cemalettin Taşkıran, Karabağ Meselesi, 2023 Dergisi, Nisan 2002, s.37 56 Zeynel Abidin Makas, Azerbaycan'ın Tarihi ve Kültürel Coğrafyası, Ankara, Kök Yayınları, 1990, s. 10. 57 Aslanlı, a.g.e., s. 401.

24 karar almıştır. Azerbaycan Yüksek Sovyeti, işbu kararı yasal olmadığı gerekçesi ile reddederken, SSCB Yüksek Sovyeti de kararın batıl ve geçersiz olduğunu belirten bir karar almıştır 58. SSCB, genel anlamda iki cumhuriyet arasında denge politikası izlemişse de tarafsız bir strateji geliştirememiştir. Zira Sovyet yayın organlarının Ermeni yanlısı tutumlarına Sovyet hükümetinin Ermenistan lehine tutum sergilemesi Dağlık Karabağ sorununun daha da kötü bir hal alarak iki ülkeyi savaşa sürüklemesine sebep olmuştur. Öte yandan 25 Ağustos 1990 tarihinde Yüksek Sovyet bir egemenlik bildirisi yayınlayarak "Ermeni Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti"nin adını "Ermenistan Cumhuriyeti" olarak değiştirmiştir ve buna müteakiben Azerbaycan SSC Yüksek Sovyeti de 30 Ağustos 1991 tarihinde "Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Ulusal Bağımsızlığının Yeniden Kurulması Üzerine Deklarasyon"u kabul etmiştir 59. Dağlık Karabağ ve komşusu Shaumyanovsk bölgelerinin yasama organları ise ortak bir karar vererek "Dağlık Karabağ Cumhuriyeti Deklarasyonu" yayınlamışlardır ve işbu deklarasyon SSCB'den değil, Azerbaycan'dan ayrılmak anlamını taşımaktadır. SSCB Anayasal Gözetim Komitesi 27 Kasım 1991'de, 30 Nisan 1990 tarihli "Bir Sovyet Cumhuriyeti'nin SSCB'den Ayrılma Prosedürü ile İlgili" kanuna göre, referanduma dayanarak otonom birimlere ve birlikten ayrılan cumhuriyetlerin ülkesinde yoğun halde bir yerde yaşayan etnik azınlıklara self-determinasyon hakkı tanımıştır ve işbu tespit üzerine 10 Aralık 1991 tarihinde Dağlık Karabağ'da halk oylaması yapılmış, sonuç Dağlık Karabağ'ın bağımsız olması yönünde çıkmış, 6 Ocak 1992'de ilk oturumunu yapan "Dağlık Karabağ Parlamentosu" bağımsızlık bildirgesini yayınlamıştır 60. 58 İşyar, a.g.e., s. 388. 59 İşyar, a.g.e., s. 394. 60 Vedat Gürbüz, Dağlık Karabağ Sorunu ve Azerbaycan Politikaları, 1988-1994, Ermeni Araştırmaları, Cilt 3, Sayı 10, Yaz 2003, s. 89.