İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ KANUN TASARISI SEMİNERİ



Benzer belgeler
İşçi ve İşveren Tanımları

ÇALIŞMA MEVZUATI İLE İLGİLİ BİLGİLER

Yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda. İşveren Yükümlülükleri -I-

Doç. Dr. Pir Ali KAYA

T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ SAYILI İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ KANUNU

İşveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlemektir

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU BİLGİLENDİRME TOPLANTISI 8 OCAK 2013 ÖNDER KAHVECİ

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU TASARISI TASLAĞI TBMM YE SUNULDU

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU

KUAFÖRLER & BERBERLER İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HİZMETLERİ

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ KANUNU

Cuma, 04 Şubat :27 - Son Güncelleme Cumartesi, 15 Ağustos :40

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNUNDA ALT İŞVEREN

SUNU PLANI SAYILI İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ KANUNU HAKKINDA GENEL BİLGİLENDİRME 2- ÇALIŞAN TEMSİLCİSİ GÖREV YETKİ VE SORUMLULUKLARI

İTÜ MADEN FAKÜLTESİ İş Sağlığı ve Güvenliği İç Yönergesi

OCAK 2013 TÜRKİYE KAMU-SEN AR-GE MERKEZİ

GSG Hukuk Aylık İş Hukuku Bülteni Sayı -11

Yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda. İşveren Yükümlülükleri -II- Yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda İşveren Yükümlülükleri -II-

DEĞERLENDİRİLMESİ AMAÇ:

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ YASASI BİLGİLENDİRME TOPLANTISI

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNUNA GÖRE UYGULANACAK İDARİ PARA CEZALARI ( )

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HİZMETLERİ

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu İle Çok Ciddi Yükümlülükleri ve Büyük Cezalar Geliyor Pazartesi, 12 Kasım :55

Geçici veya Belirli Süreli İşlerde İş Sağlığı ve Güvenliği Hakkında Yönetmelik Resmi Gazete Yayım Tarih ve Sayısı :

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU İLE ÇOK CİDDİ YÜKÜMLÜLÜKLER VE BÜYÜK CEZALAR GELİYOR

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KURUL EĞİTİMİ

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HUKUKU. Arş. Gör. Yusuf GÜLEŞCİ

İş Sağlığı ve İş Güvenliğinde Çalışan Katılımının Önemi

İş Sağlığı. Güvenliği. Kanunu nun. Getirdikleri

6331 SAYILI YASA ÇERÇEVESİNDE ASIL İŞVEREN ALT İŞVEREN İLİŞKİLERİ

Kamu Kurum ve Kuruluşlarında İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatının Uygulanması

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU İDARİ PARA CEZALARI

Ders No: 29 Hoş Geldiniz

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU NA GÖRE İŞVEREN VE İŞVEREN VEKİLİ KAVRAMLARININ ANALİZİ

5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HİZMETLERİ. Emekli Baş İş Müfettişi A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı İnşaat Mühendisi Şenel ŞEN

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU

Vaatler kağıt üzerinde kalmasın, kaliteli hizmet alayım diyorsanız, İş güvenliği uzmanınız ve işyeri hekiminiz işyerinize gelsin istiyorsanız.

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU

6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu

Bedri TEKİN Makina Mühendisi MMO Yönetim Kurulu Yedek Üyesi

Çalışanların yükümlülük ve sorumlulukları MADDE 6

Dayandığı Mevzuat. Resmî Gazete No. İlgili Kanun, Tüzük, Yönetmelik, Tebliğ 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu. Risk Değerlendirme Yönetmeliği

ODAK KALİTE, Çevre, İş Güvenliği ve Risk Yönetimi Danışmanlık Hiz. Ltd. Sti

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ KANUNU HAKKINDA GENEL BİLGİLENDİRME

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNUNA GÖRE UYGULANACAK İDARİ PARA CEZALARI

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KURULLARI HAKKINDA YÖNETMELİK (7 Nisan 2004/25426 R.G.) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak

ADANA TİCARET ODASI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HİZMET ALIMI TEKNİK ŞARTNAMESİ

GEREKLİ İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ÖNLEMİ ALINMAYAN İŞYERLERİNDE ÇALIŞAN İŞÇİLERİN HAKLARI NELERDİR?

HAZİRAN 2013 MEVZUAT BÜLTENİ. Çevre & İş Güvenliği

MESGEMM İSG/Mevzuat/Yönetmelikler. İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulları Hakkında Yönetmelik Resmi Gazete Yayım Tarih ve Sayısı :

YENİ İŞ GÜVENLİĞİ KANUN ve YÖNETMELİKLEREGÖRE İŞ GÜVENLİĞİ UZMANLARI ve İŞVERENLERİN GÖREV YETKİ VE SORUMLULUKLARI KONUSUNDA ÖZET BİLGİLER

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KURULLARI HAKKINDA YÖNETMELİK TASLAĞI


(Türkiye Sözleşmeyi 18 Ekim 1961 tarihinde imzalamış ve 16 Haziran 1989 tarihinde onaylamıştır.)

T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı

6645 SAYILI SON TORBA KANUN İLE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ALANINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

187 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİ GELİŞTİRME ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ, 2006

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU

İŞYERLERİNDE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ÖRGÜTLENMESİ. Yrd.Doç.Dr. H. Ebru ÇOLAK KTÜ Harita Mühendisliği Bölümü GISLab

ÇALIŞANLARIN SAĞLIK VE GÜVENLİĞİ İLE İLGİLİ KİMİ HAK VE YÜKÜMLÜLÜKLER

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik Resmi Gazete Yayım Tarih ve Sayısı :

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU NA GÖRE İŞVEREN VEYA İŞVEREN VEKİLİNİN KENDİ İŞYERİ İÇİN RİSK DEĞERLENDİRMESİ YAPMASI MÜMKÜN MÜ?

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KURULLARI

KONU : İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KURULLARI HAKKINDA YÖNETMELİK YAYIMLANMIŞTIR.

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KURULLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

VİZYONUMUZ Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş sağlığı ve güvenliği Türkiye de İş Sağlığı ve Güvenliği Kültürü

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU NELER GETİRİYOR?

Çalışanların İş Sağlığı Ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik

İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ KURULLARI HAKKINDA TÜZÜK

İş Sağlığı ve Güvenliği. Kavrama Haritası İŞ YERİNDE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ÖRGÜTLENMESİ. Ünite. İş Yerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Örgütlenmesi

09 Aralık 2003 Tarihli Resmi Gazete

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KURUL PROTOKOLÜ

İŞYERİ HEKİMİ GÖREV, YETKİ VE SORUMLULUKLARI

İŞVERENİN ÖNLEM ALMA BORCU

ÇALIŞANLARIN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ EĞİTİMLERİNİN USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK YAYIMLANDI

(*09/12/2003 tarih ve sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır)

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından: Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Madde 1- Bu Yönetmelik, işyerlerinde sağlık ve güvenlik şartlarının

GEÇİCİ VEYA BELİRLİ SÜRELİ İŞLERDE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HAKKINDA YÖNETMELİK. Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi/Sayısı:

6331 sayılı İş sağlığı Güvenliği Kanunu, İş Sağlığı Güvenliği Kurulları Hakkında Yönetmelik Çerçevesinde İş Sağlığı Güvenliği Kurulları

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HUKUKİ SORUMLULUKLAR. Doç.Dr. Saim OCAK MARMARA ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

Endüstri İlişkileri Kapsamında

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU NDA YER VERİLEN İDARİ PARA CEZALARININ 2016 YILINDA UYGULANACAK TUTARLARI

6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu

Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik Resmi Gazete de Yayımlanmıştır. DUYURU NO :2013/61

Mesleki Deneyim. Eğitim Bilgileri. Prof. Dr. Nurşen CANİKLİOĞLU. Profesör Marmara Üniversitesi Doçent Marmara Üniversitesi

İŞ GÜVENLİĞİ MÜHENDİSİ. Yrd. Doç. Dr. Fuat YILMAZ Gaziantep Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü

10 dan Az Çalışanı Olan İşyerleri Çalışanı Olan İşyerleri. AZ TEHLİKELİ (Aynı miktarda) ÇOK TEHLİKELİ (%50 artırılarak)

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNUN UYGULAMASINA İLİŞKİN BİLİNMESİ GEREKENLER

İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulları

YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KOORDİNATÖRLÜĞÜ YÖNERGESİ

6331 sayılı Kanun Çerçevesinde İş Sağlığı ve Güvenliği Kültürünün Geliştirilmesi Açısından Koordinasyon

ÜNAL Makine MühendisiM OSGB Yetkilendirme Şube Müdürü 4 Mart 2010

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNUNA GÖRE 2016 YILINDA UYGULANACAK İDARİ PARA CEZALARI

İşyerinde birden fazla asıl iş tanımına uygun faaliyetin yürütülmesi halinde, bu işlerden tehlike sınıfı yüksek olan iş esas alınacaktır.

10 dan Az Çalışanı Olan İşyerleri Çalışanı Olan İşyerleri. AZ TEHLİKELİ (Aynı miktarda) ÇOK TEHLİKELİ (%50 artırılarak)

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME ENSTİTÜSÜ BAŞKANLIĞI GÖREV, YETKİ VE SORUMLULUKLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

Söz konusu yönetmelikte;

Transkript:

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ KANUN TASARISI SEMİNERİ 25 Nisan 2012 Hilton Oteli - ANKARA

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU 18 Temmuz 2012 Yayın No: 322 Haberleşme Adresi: TİSK Hoşdere Cad. Reşat Nuri Sokak No: 108 Çankaya ANKARA Tel : (0312) 439 77 17 (Pbx) Faks : (0312) 439 75 92-93-94 E-mail : tisk@tisk.org.tr Web Sitesi : http://www.tisk.org.tr ISBN: 978-975-6728-85-7 Bu yayının tüm hakları saklı tutulmuş olup, tamamıyla TİSK e aittir. TİSK in yazılı izni olmadan hiçbir bölümü ve paragrafı kısmen veya tamamen ya da özet halinde, hiçbir elektronik veya mekanik formatta ve araçla (fotokopi, kayıt, bilgi depolama vb. her tür vasıta ile) transfer edilemez, çoğaltılamaz, dağıtılamaz. Normal ve bilimsel kıstaslara uygun ölçüyü aşan iktibaslar yapılamaz. Her türlü iktibasda kaynak gösterilmesi zorunludur. MATSA BASIMEVİ / ANKARA Tel: (0312) 395 20 54 Faks: (0312) 395 31 63 www.matsabasievi.com.tr matsa@matsabasımevi.com.tr

İÇİNDEKİLER SUNUŞ... 5 AÇILIŞ KONUŞMALARI... 7 Tuğrul KUDATGOBİLİK... 7 TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Faruk ÇELİK... 13 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı OTURUM İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUN TASARISI OTURUM BAŞKANI : Bülent PİRLER... 22 : TİSK Genel Sekreteri TEBLİĞLER: İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa Tasarısında İşverenin Yükümlülükleri ve Risk Değerlendirmesi Prof. Dr. Gülsevil ALPAGUT... 23 İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi İş Güvenliği Uzmanı ve İşyeri Hekimi İstihdamı Prof. Dr. Nurşen CANİKLİOĞLU... 41 Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi 3.4.2012 Tarihli İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Tasarısında İş Sağlığı ve Güvenliği Denetim Sistemi ve Yaptırımlar Prof. Dr. Tankut CENTEL... 55 Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi TARTIŞMA... 69-3 -

SUNUŞ 2006 yılında başlayan bağımsız bir iş sağlığı ve güvenliği kanunu hazırlık çalışmaları aradan geçen altı yılın sonunda tamamlanmış ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, TBMM Genel Kurulu nda kabul edilerek 30 Haziran 2012 tarih ve 28339 sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır. Konfederasyonumuz, hazırlık çalışmalarının tüm aşamalarına katılarak Kanunun Tasarı haline ilişkin Camiamızı ilgilendiren hususlara yönelik bilgilendirme faaliyetlerini yürütmüştür. Bu kapsamda 6331 sayılı Kanunun tasarı haline ilişkin olarak 25 Nisan 2012 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Faruk Çelik in katılımlarıyla düzenlenen Seminerimizde yapılan sunumları içeren yayınımızı, Camiamız ve uygulamacılarla paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz. Söz konusu Seminer, Tasarı nın kanunlaşmasından önce yapıldığından, Seminerimizde Tasarının TBMM ye sunulan ilk haline yönelik görüş ve değerlendirmeler yer almaktadır. Ancak yorum ve değerlendirmelerin birçoğu bugün için de geçerliliğini korumaktadır. Seminerimize katılan Sayın Bakanımıza, değerli tebliğ sahiplerine, tartışmalar bölümünde görüş ve önerilerini paylaşan tüm konuklarımıza bir kez daha teşekkür eder, yayınımızın konuyla ilgili tüm paydaşlara katkı sağlamasını dileriz. Saygılarımızla, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu - 5 -

- 6 -

AÇILIŞ KONUŞMALARI FERHAT İLTER (TİSK Genel Sekreter Yardımcısı) - Değerli konuklarımız Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu tarafından düzenlenen İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun Tasarısı Semineri ne hoş geldiniz, onur verdiniz. Seminerin açılış konuşmasını yapmak üzere Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Tuğrul Kudatgobilik i kürsüye davet ediyorum. TUĞRUL KUDATGOBİLİK (TİSK Yönetim Kurulu Başkanı) - Sayın Bakanım, sayın milletvekillerim, değerli sosyal ortaklarım, başkanlar, değerli bürokrat arkadaşlarım, değerli basın mensupları, sayın konuklar; Konfederasyonumuzun düzenlediği İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun Tasarısı Seminerinin Ülkemize ve iş hayatımıza yararlı sonuçlar doğurması dileğiyle sizleri Yönetim Kurulumuz ve şahsım adına selamlıyorum. İş sağlığı ve güvenliği alanında yeni bir yasal düzenleme yapılmasına yönelik çalışmalar 2006 yılından beri devam ediyor. Türkiyemizde müstakil bir İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu olmaması ve özellikle son zamanlarda - 7 -

adetsel olarak işçilerin karşılaştıkları zorluklar meselesiyle devamlı gündemde olan bu konunun artık çözülmesi ve Türkiye nin, çağdaş sanayi ülkelerinde olduğu gibi, bir iş sağlığı ve güvenliği sistemine kavuşması gereklidir. Biz de Türk işverenleri olarak başından beri bunu müdafaa ettik. Söylediğim gibi, bu konudaki bütün çalışmalara pozitif katkı vererek, hiçbir toplantıdan eksik kalmayarak, hiçbir toplantıyı atlamayarak, bütün toplantılarda görüşlerimizi çok açık biçimde ortaya koyduk. Tasarı, bugün Yüce Türkiye Büyük Millet Meclisimizin huzurundadır, komisyonlarda görüşülme noktasına gelmiştir. Bugün yapacağımız bu bilimsel toplantıda, olayın bütün bakış açılarını enine boyuna dile getirerek, tabii nihai kararın Yüce Meclis tarafından verileceğini bilerek, olayı gündeme getirmeyi faydalı bulduk. Sayın Bakanımızın lütfedip bu kadar meşguliyeti arasında bu toplantıya katılması da, olaya ve konuya ne kadar önem verdiğinin bir göstergesi. Kendisine teşekkür ve şükran sunuyorum. Aynı şekilde, Türkiye Büyük Millet Meclisimizin Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı buraya gelmeyi vaat etti, fakat maalesef OECD nin bir toplantısı dolayısıyla yurt dışına gitmek mecburiyetinde kaldı ve mazeretini beyan etmek görevini de bana verdi. Kendisine de teşekkür ediyorum. Değerli konuklarımız işverenler olarak bazı itirazlarımız var. Tasarıyla - 8 -

ilgili, genelinde bir olumsuz görüşümüz yok ama, bazı meselelerin çözüme kavuşması için işveren görüşünü de sakınmadan, açık biçimde ortaya koymayı, TİSK olarak hep şiar edindik ve görüşümüzü, bu tip üçlü konuşmalarda, konferanslarda hep açık biçimde ortaya koyduk. Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki, işçi sağlığı ve güvenliği Ülkemiz için çok mühimdir. Biz artık dünyanın 16 ncı, Avrupa nın 6 ncı büyük sanayi ülkesiyiz. Bu düzeyde bir ülkenin, çağdaş meselelerin hâllolduğu yerlerde kendi iş sağlığı ve güvenliğini hâlledememiş olması artık kabul edilir bir husus değildir. Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız da bu konuyu tespit edip yaptığı hazırlıkları buraya getirmiştir. Biliyorsunuz Konfederasyonumuzun 22 üye İşveren Sendikası var. Kayıt içindeki 9700 sanayiciyi temsil ediyoruz. Bu fabrikalarımızda 1 milyon 200 bin değerli işçi kardeşimiz çalışıyor. Bu bakımdan, iş sağlığı ve iş güvenliği bizim birinci derecede prodüktivite konumuzun içinde yer alıyor. TİSK camiası içindeki bütün işletmelerimiz, küresel rekabet içinde, gelişmiş ülkeler seviyesinde ve bazen de onların da üzerinde mal ve hizmet üretirken, iş sağlığı ve güvenliği alanına büyük önem veriyor ve gerek ILO, gerek ISSA, yani uluslararası değerlendirme kuruluşları, bizim şirketlerimize, çeşitli platformlarda en iyi uygulama örnekleri olarak ödüller veriyorlar. İşte bu anlamda biz, iş kazalarını, meslek hastalığını, işçimizin duçar olabileceği sair hususları tamamen ortadan kaldıracak bütün tedbirleri içerecek altyapıyı ve hukuki yapıyı da bu şekilde hürmetle karşılıyoruz ve bunun içinde yer almak istiyoruz. Söylediğim teknik hususlara da değinmeden geçemeyeceğim. Yasamız ortaya çıktığı zaman, ülkemizdeki 1 milyon 300 bin işyerine teşmil edilecek. Şu anda, 2011 yılı itibarıyla 35 bin işyerinin tabi tutulduğu bir mesele - 9 -

var; bu, işyeri hekimliği meselesi. Bu işyeri hekimliği meselesi yeni kanunda, başkaca bir tahdit ve düzenleme olmazsa 1 milyon 300 bin işletmeye gitmesi lazım. Buradan buraya kadar ne doktor var, ne bu işe bakacak teknik memur var, ne vesaire var. O bakımdan, teknik olarak, bunun içinin ve altyapının doldurulması veyahut bir geçiş süresi içinde ele alınmasını öneriyoruz. Süreçte, biliyorsunuz Danıştay bu kanun hükümlerini içeren Yönetmeliği iptal etmişti. Tasarının hazırlanmasında, yine Danıştay tarafından iade edilen, İş Sağlığı ve Güvenliği Tüzük Taslağı üzerinde bir hayli çalışılmıştı. O dönemdeki itirazların bu yeni kanunda yeteri kadar dikkate alınmadığını müşahede ediyoruz. Açık söyleyeyim, bizim bünyemizde olsun veya olmasın Türkiye deki bütün işverenleri temsil etmek durumunda olduğumuz için, bu 50 işçi sınırının kaldırılmasının ülkemizde yaratacağı sorunları dile getirmek istiyorum. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Başkanı olarak, Türkiye deki bu 1 milyon 300 bine varan işyerlerini de de facto temsil eden bir insan olarak bu konuları dile getiriyorum. Tasarıda, işletmelerin sahip olduğu insan kaynaklarının vasıfları hesaba katılmamış. İş güvenliği uzmanları için olumsuz koşulların getirilmek istenmesinin de hatalı bir davranış olduğunu vurgulamak istiyorum. Örneğin bir işletmede 10 yıldır iş güvenliği konusunda görev yapan ve çalışma ekonomisi tahsil etmiş bir arkadaşımızın iş güvenliği uzmanlığı belgesi alabilmesinin imkânı yok. Bu işi 10 sene, 15 sene yapmış, tecrübe sahibi olmuş. Niye? Okuduğu teori bu sisteme girmedi diye. Bu tip tahditlerin faydadan çok zarar getireceğini görüyorum ve bunun bir ekonomik kayıp doğurabileceğine işaret etmek istiyorum. - 10 -

Çok açıklıkla söyleyeyim, Tasarıda işverene yükümlülükler ve cezai yaptırımlar pek bonkörce serpiştirilmiş. O kadar bonkörce serpiştirilmiş ki, 28 maddelik Tasarının 15 maddesi doğrudan doğruya işverene yükümlülük getiriyor. Denilecektir ki, gayet tabii, iş sağlığı ve güvenliğinde mükellefiyet işverene getirecektir. Ama, bütün hukuki vecibelerini yerine getirmiş, bütün önleyici tedbirlerini almış, eğitimini yapmış, aparatını temin etmiş, kendisinden beklenen bütün hazırlığını tamamlamış bir işverenin gene objektif mesul olarak sonuçtan sorumlu tutulmasını da anlamamıza imkân yok. Burada kusurlu sorumluluğun esas olması gerektiğini düşünüyoruz. Avrupa Birliği ne baktığımız zaman, bu böyle; çünkü sigorta etmenin anlamı bu zaten. Sigortanın hukuki manadaki anlamı, beklenilmeyen, bizim tedbir alarak önleyemeyeceğimiz bir kazanın neticesinde sigorta edilmesidir. Burada bütün mesuliyetin gene dönüp dolaşıp işverene yüklenmesini, açık söyleyeyim, âdil bulmuyoruz. Sayın Bakanımız bu Tasarıyı getirirken çok enteresan bir noktaya parmak bastı, yani 1 ila 9 işçi çalıştıran işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin kamu tarafından karşılanmasını öngören çok alicenap bir teklif ortaya sundu; tamam, onlar bu mesuliyeti almasınlar, onlar bu mükellefiyetle karşı karşıya kalmasınlar, bu kamunun üzerinde olmalı diye düşünüyorum buyurdular. Bu çok takdire şayan bir öneriydi. Sayın Bakanım, bu öneri de önümüze gelen metinde değiştirildi. O bakımdan sizin eski görüşünüze daha çok hürmet ettiğimizi söylemek istiyorum. Türkiye nin realitesi, mikro ve makro boydaki küçük ölçekli işyerleridir. Bu işyerleri yarın büyüyecektir, büyük işveren olacaktır, daha büyüyüp holding olacaktır vesaire, önü açıktır ama, bugün himayeye muhtaç, korunmaları gerek. Bu iş sağlığı ve güvenliği mükellefiyetlerinin çalışmalarını önemli ölçüde sekteye uğrayacağı endişesini taşımaktayım. - 11 -

Tasarı, günümüzde iş kazası ve meslek hastalıklarının önlenmesinde en temel unsur olan güvenlik kültürünün geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasına yönelik mekânizmalara yer vermelidir, yani koruyucu olmalıdır, yapana bu konuda bir mükafat verilmelidir, yapanla yapmayan bir tutulmamalıdır, teşvik edici bir tarafı olmalıdır. Sayın Bakanımın huzurunda çok açık söyleyeyim, yüce Meclisin en doğru kanunu yapacağına inanıyorum. Bugün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızın bu konuda verdiği emeği büyük hürmetle karşılarken, Yüce Meclisin, önümüzdeki Tasarının yasalaşma sürecinde ortaya çıkacak hususları bilimsel açıdan ele alacağını ve bugünkü bilimsel toplantıda da ortaya çıkacak bütün neticeleri Yüce Meclise yazılı şekilde arz edeceğimizi ve Komisyon çalışmalarında dile getireceğimizi vurgulayarak, bu yeni dönemde birlikte hareket etmenin, diğer olaylarda olduğu gibi, Türkiye nin gelişmesinde büyük bir önem kazanacağını vurgulamak istiyorum. Bugün yapılacak çalışmada çok değerli bilim adamları ve bilim kadınlarımız var; bu işin tamamen akademik açıdan bir kritiğini yapacaklar. Yaptıkları değerlendirme işçinin veyahut işverenin lehine değil, sistemin lehine görüşler ihtiva edecektir. O bakımdan, yüce Mecliste bulunan bir kanunun bu aşamada TİSK tarafından ele alınarak bilimsel açıdan incelenmesi ancak Türkiye ye fayda getirecektir. Bu duygu ve düşüncelerle bu semineri açıyorum ve teşriflerinizden dolayı hepinize saygılar sunuyorum. Çok teşekkür ederim efendim. FERHAT İLTER - Sayın Başkana teşekkür ediyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Sayın Cevdet Erdöl, yurt dışında bulunmaları sebebiyle seminerimize katılamamışlardır. - 12 -

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Sayın Faruk Çelik seminerimizi onurlandırdılar. Şimdi konuşmalarını yapmak üzere Sayın Bakanımızı kürsüye davet ediyorum. FARUK ÇELİK (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı) - Çok değerli milletvekili arkadaşlarım, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu nun değerli Başkanı, yöneticileri, değerli bilim insanları, sendikalarımızın çok değerli temsilcileri, değerli katılımcılar, basın mensupları; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun Tasarısı Semineri dolayısıyla bir arada olmaktan duyduğum memnuniyeti ifade ediyorum. İnanıyorum ki, TİSK in öncülüğünde gerçekleşen bu çalışma Türkiye Büyük Millet Meclisi Alt Komisyonunda bulunan İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa Tasarısının olgunlaşmasına çok ciddi katkılar sağlayacaktır. Bundan dolayı Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu na teşekkür ediyorum. Değerli katılımcılar çalışma hayatının önünde çok önemli sorunlar var. Sorunlar yıllardır konuşuluyor, tartışılıyor, değerlendiriliyor. Bu dönem itibarıyla, Temmuz ayında göreve başlar başlamaz, önümüzde çözülmesi gereken ne gibi konular var diye bir takvim yaptık ve çalışmalara başladık. Doğrusu, gece demeden gündüz demeden çok yoğun bir mesai içerisindeyiz. 24 üncü dönem Parlamentonun ilk Kanununun, -ki ista- - 13 -

tistiklerin ötelenmesiyle ilgili bir kanundur- çalışma hayatıyla ilgili bir kanun olduğunu söylersem, nasıl başladığımız, ne hızla başladığımızı anlatmak için bu örnek bile yeterlidir diye düşünüyorum. Meclisin açıldığı gün ilk çıkan kanun, çalışma hayatıyla ilgili bir soruna çözüm bulabilmek için yapılan bir düzenleme idi. Durmadık. 230 bin işçimizle toplu iş sözleşmesi, kavgasız gürültüsüz, tartışmasız, bir masanın etrafında diyalog çerçevesinde, uzlaşı içerisinde gerçekleştirdik. Sağlık sistemimizin önemli halkalarından biri olan 24 bin eczacımızla ciddi sorunlar vardı. Onlarla da, yine uzlaşarak, bir sorun oluşturmadan, bir masa etrafında bir protokol imzaladık. Akabinde asgari ücret konusu geldi. 3+3 mü verilecek, 4+4 dört mü verilecek şeklinde tartışmaların yürütüldüğü bir ortamda, yüzde 12.37 lik bir asgari ücret zammını, asgari ücret artışını, işçi-işveren kesimleriyle aynı masa etrafında oturarak, uzlaşarak, diyalog çerçevesinde imzaladık ve yürürlüğe koyduk. Bunların yanında, çalışma hayatının mevzuat açısından önünde bekleyen önemli konu başlıkları vardı: Bunlardan bir tanesi, yıllardır emeklilerimizin beklediği İntibak Yasası idi. Taraflarla, emekli derneklerimizle, bilim insanlarıyla teknik düzeyde ciddi çalışmalar yaptık ve İntibak Yasasını Türkiye Büyük Millet Meclisine taşıdık ve yasalaştı. 1 Ocak 2013 tarihi itibarıyla, 2000 öncesindeki emeklilerimizin, sistemdeki değişiklikten kaynaklanan ve mağduriyetler oluşturan alanları ortadan kaldıran önemli bir düzenlemeyi Türkiye Büyük Millet Meclisinde hayata geçirmiş olduk. Bu intibak sorunu çözümünden sonra, bildiğiniz gibi, 12 Eylül referandumuyla, kamu çalışanlarına toplu görüşme değil, toplu sözleşme hakkını tanıyan bir Anayasa değişikliği gerçekleşmiş idi. Bu Anayasa değişikliğine paralel uyum yasasının mutlaka Meclisten geçmesi gerekiyor ki toplu sözleşme görüşmelerine oturabilesiniz. Bununla ilgili çalışmalarımızı Eylül - 14 -

ayı itibarıyla tamamladık, Bakanlar Kuruluna gönderdik. Bütçenin yüzde 30 unu ilgilendirdiği için, bütün bakanlıkları ilgilendirdiği için yoğun tartışmalar yaşandı. Meclise gönderdik. Mecliste Plan ve Bütçe Alt Komisyonunda 2 ay süresince tartışıldı, değerlendirildi. Netice itibarıyla Genel Kurula geldi. 11 Nisan 2012 tarihinde, Kamu Görevlileri Sendika Yasası Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçti, 11 Nisan da da Cumhurbaşkanımız tarafından onaylanarak yasa yürürlüğe girmiş oldu. 30 Nisan itibarıyla da kamu görevlileri sendikalarıyla masaya oturacağız ve tarihimizde ilk kez, tarafların müzakeresi neticesinde belirlenecek olan toplu sözleşme, yani ücret artışları, maaş zamları sürecini bu yasa ile başlatmış bulunuyoruz. 2821 ve 2822 sayılı Yasalarla ilgili, yine gerek işveren, gerek işçi sendikalarımızla çok uzun süren çalışmalarımızı gerçekleştirdik ve neticede Bakanlar Kurulunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun gündemine indirdik. Şu anda, Toplu İş İlişkileri Kanunu adı altındaki, endüstriyel ilişkilerimizi düzenleyen bu önemli Yasa Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündeminde bulunmaktadır. Bugün ise, yine çalışma hayatımızın en önemli konularından biri olan İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa Taslağı üzerindeki çalışmalarımızın tasarıya dönüştürülmesi ve Bakanlar Kurulu görüşmelerinden sonra, bu Tasarının daha da olgunlaşması, bir eksik bir gedik varsa bunun tamamlanması adına Meclis Alt Komisyonuna gönderdiğimiz bir süreç içerisinde de TİSK tarafından düzenlenen böyle önemli bir toplantıda buluşmuş bulunuyoruz. Çalışma hayatımız açısından önem arz eden bu düzenlemeyi de Meclis Genel Kuruluna hızlı bir şekilde taşıyacağımızı ve bu dönem (30 Haziran) itibarıyla, Meclis tatile girmeden önce çıkarma niyetinde olduğumuzu burada ifade etmek istiyorum. - 15 -

Tabii söylenecek çok şey var. Bilim insanları yasa tasarısı üzerindeki önemli görüşlerini burada ortaya koyacaklar. Değerli arkadaşlar, değerli katılımcılar; siyasetçiler, topluma yön veren, toplumu yöneten insanlar. Böyle büyük bir sorumluluğu siz üstlenmişsiniz; o hâlde bu sorumluluğun gereğini yapacaksınız. Gereği nedir? Sorumlu olduğunuz alanda çözülmesi gereken meseleleri çözeceksiniz; Bakan olarak, Bakanlık olarak şimdi bizim yapmak istediğimiz bu. Önümüzde çok ciddi 8-10 konu var. Bu konuların çözülmesi gerekiyor. Yıllardır konuşulan konular, yıllardır tartışılan konular. Burada eğer sendikacılık oynayacaksak, burada eğer bakancılık oynayacaksak, yani yıllar geçmiş, yıllar daha geçiverir ve bunların endüstriyel ilişkilere hiçbir katkısı olmaz. Müstakil bir İş Sağlığı ve Güvenliği Yasamız yok. Gelişmiş bütün ülkelerde müstakil bir İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası varken, Türkiye de, endüstriyel ilişkilerde bu noktaya gelmesi, dünya ülkelerindeki sıralamada 16 ncı, 6 ncı noktalara gelmesi çerçevesinde, bu yasanın olmaması büyük bir eksikliktir düşüncesiyle bu yasayı getirdik ve Türkiye Büyük Millet Meclisine taşıdık. Şimdi bu Yasa Tasarısının şu maddesiyle şu maddesini, şu fıkrasını, hepsini konuşmaya hazırız, bir katkı varsa, bu katkıyı almaya hazırız; ama bu Yasanın çıkmaması konusunda bir perde arkası gayret gösteriyorsanız, bu ne işverenlerimize yakışan bir durumdur, ne sendikalarımıza yakışan bir durumdur arkadaşlar. Bu ihtiyaç olarak ortaya konmuşsa bunun gereği yapılmalıdır ve seri olarak yapılmalıdır. Size bütün samimiyetimle söylüyorum, meydana gelen bir iş kazası, çalışma hayatından sorumlu bir Bakan olarak yüreğimi titretiyor, omuzlarıma öyle bir yük biniyor ki, o gün yerin altına geçmek istiyorum. Bireysel - 16 -

olarak benim bir suçum mu? Değil. Ama, bu ülkede sorumluluk üstlenmiş insanlar olarak üzerimize düşeni yapmak durumundayız. Bu konuda mevzuat açısından bir eksiklik veya bilinç, bilgilendirme eksikliği varsa, toplumsal farkındalığı oluşturma konusunda bir eksiklik varsa, bunları giderme gibi bir sorumluluğumuz var. Onun için, öncelikle, mevzuatımızda bir eksikliğin olmaması gerekmektedir. Mevzuattaki eksiklikleri gidermemiz gerekiyor, aksi takdirde bu sıkıntılar yaşanmaya devam eder; buna da bizim kayıtsız kalmamız, duyarsız kalmamız mümkün değil. Mevzuat eksikliğinden dolayı gerekli altyapı çalışmalarının gerçekleşmemesinden dolayı ölümler devam etsin, bakanlık da devam etsin gibi bir yaklaşım, benim dünyamda hiç yeri olmayan bir yaklaşımdır ve buna da geçit vermeyecek bir yapıda olduğumuzu bu toplantı vesilesiyle bir kez daha ifade ediyorum. Üzerimize düşenleri yapalım, ondan sonra işi başka yerlere havale edelim. Üzerinize düşeni yapmadıktan sonra konuşulan şeylerin çok bir anlamı olmayacağı inancı içerisindeyim. İşte Toplu İş İlişkileri Yasası şu anda Meclisin gündeminde. 12 Eylül ihtilali döneminden kalan 2821, 2822 Sayılı yasaların neresini savunuyorsunuz diye sorduğumuz zaman, hiç kimse savunur tarafta durmuyor. Değişmesi gerekir mi? Mutlaka değişmesi gerekir. Buyurun; işçi-işveren, yüzde 99 uzlaştığımızı herkes söylüyor. İşçi-işveren, bir araya gelelim. Endüstriyel ilişkilerimizin gidişatını, Türkiye deki ekonomik verileri bozmaya dönük işçinin bir eylemi, işverenin bir bakışı olabilir mi? Çalışma hayatında işçiişveren ikilemi değil, artık bunlar dünyanın her yerinde bütünleşmiş bir noktada ele alınmaktadır. Çalışma ortamı ne kadar genişler, istihdam alanı ne kadar genişlerse işçiden o derece bahsetmek mümkündür. Çalışma ortamını ne derece daraltırsanız, iş imkânlarını ne derece kısıtlarsanız işsizlik olayı o derece artar ve istihdamdan bahsedilmez. Ayrılmaz bu ikilinin bu temel yasanın çözümü konusundaki fikir birlikteliğinin bugün Türkiye Büyük Millet - 17 -

Meclisinin gündemine taşındığını ifade etmek istiyorum. Toplu İş İlişkileri Yasası bugün Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündeminde. Evet, siyasi irade olarak biz bir an önce çıkmasını istiyoruz. Ama, bu konuda taraflar hâlen sağa sola çekmeye devam ediyorsa, bunun tarafları eğer memnuniyetsizlik ifade ediyorlarsa niye Meclisin gündemine geldi; eğer memnuniyet varsa niye çıkmıyor, neden evet demiyorsunuz? Eğer başka bir durum varsa, değiştirilecek bir şey varsa onu da konuşmaya hazırız. Biz bu işin bir an önce çözümünden yanayız. Tarafların açık ve şeffaf olmasını bu toplantı vesilesiyle istediğimi belirtmek istiyorum. İş Sağlığı ve Güvenliği Yasasıyla ilgili rakamları hepiniz biliyorsunuz. Türkiye de her gün 3 kişiyi kaybediyoruz, dünyada dakikada 4 kişi hayatını kaybediyor; böyle bir vahim durumla karşı karşıyayız. Efendim, son dönemlerde iş sağlığı ve güvenliği anlamında gerek işverenlerimizin, gerek çalışanlarımızın bilinçlenmesi, gerekse kamunun aldığı önlemler nedeniyle düşüşler var ama, hâlâ iyi bir noktada değiliz. 100 bin işçide 16.8 lik ölüm oranının yüzde 9 lara taşınması son derece önemli bir gelişmedir ama, netice itibarıyla 9 kişinin yine ölümünden bahsediyoruz. Bunun için yapılması gereken daha çok şeyler var. 1 milyon 426 bin işyerimiz, işletmemiz var; bunun yüzde 2 si, yani 50 artı işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği uzmanı bulundurma zorunluluğu var, 50 nin altında (1 ila 49 arasında) iş güvenliği uzmanı bulundurma zorunluluğu yok. İş kazalarına baktığımız zaman, bunun yüzde 57 sinin 50 altı işletmelerde gerçekleştirildiğini görüyoruz. O hâlde, bunu görmemezlikten gelebilir miyiz? İster istemez 50 altındaki işyerlerini de buna dahil etmemiz gerekiyor. Bu yasanın iki önemli özelliği var: Birincisi, kamusuyla özeliyle bütün işyerleri, bütün çalışanlar kapsam altına alınıyor; ikincisi, önleyici bir bakış - 18 -

açısı var, iyileştirici bir bakış açısı var. Yani, ah, vah, nasıl oldu, niye oldu değil, gerekli önlemler alındı mı alınmadı mı, herkes edimini yerine getirdi mi getirmedi mi, sorumluluğunun gereğini yaptı mı yapmadı mı, bunu sorgulayan, bunu belgeleyen ve bu sistemi oturtan, daha sonra da iş kazası ve meslek hastalıklarının asgari bir noktaya çekilmesiyle ilgili öngörüleri içeren bir düzenlemedir bu Yasa. Dört dörtlük müdür? Hiçbir zaman böyle bir iddiada bulunmadık. Eksikleri vardır. Onun için Alt Komisyona gönderdik, onun için katkılarınıza ihtiyacımız var. Burada kesinlikle, tüm çalışma hayatımız açısından önem arz eden bu Yasaya bir işveren taassubuyla, bir işçi taassubuyla bakmamak gerekiyor, bir kamu taassubuyla bakmamak gerekiyor. Kamunun üzerine düşen sorumlulukları kamu, işverenin üzerine düşen sorumlulukları işveren, işçinin üzerine düşen sorumlulukları da işçi yerine getirmelidir; aksi takdirde iş kazalarını önlemek mümkün değil. Kamu görevini yapmazsa, işveren gerekli önlemleri almazsa, işçi bu konudaki duyarlılığı göstermezse, kendisine verilen eğitimin gereğini yapmazsa iş kazasını önleyebilir misiniz, meslek hastalıklarının önüne geçebilir misiniz? Önüne geçmenin yolunun, bu üçlü mekânizmanın mutlaka birlik ve bütünlük içerisinde çalışmasından geçtiğini burada bir kez daha ifade ediyorum. Önümde önemli rakamlar, önemli bilgiler var, Bakanlığımızın yapmış olduğu çalışmalar var. İşin mali boyutu yok mu? Mali boyutu da var. Ama önce insan ve insan sağlığı. İş kazalarındaki meydana gelen mali kayıplar 170 ülkenin gayri safi yurt içi hasılasından daha da büyük rakamlarda. İş kazası ve meslek hastalıklarıyla ilgili 600 milyar dolarla 2.4 trilyon dolar arasında maddi kayıplar söz konusudur. Türkiye nin gayri safi yurt içi hasılasının ne kadar olduğunu biliyorsunuz. Mukayese ettiğiniz zaman tablo ortadadır. Bir işçinin çalıştığı yerden başlayarak önlemlerin alınması bir - 19 -

kayıp değildir, aksine, endüstriyel ilişkilerimiz açısından, orta vadede de, kısa vadede de, uzun vadede de bir kazanç olduğunu açıkça görmek mümkündür. Bunu tabii ki çok değerli bilim insanları burada tartışacaklardır, değerlendireceklerdir. Çalışma hayatımızın önemli bir sorununu çözeceğine inandığım bu tasarıya katkılarınızdan dolayı peşinen teşekkür ediyorum. İnşallah kısa süre içerisinde yasalaşır temennisinde bulunuyorum. * * * - 20 -

- 21 -

OTURUM Oturum Başkanı : Bülent PİRLER Konuşmacılar : Prof. Dr. Gülsevil ALPAGUT Prof. Dr. Nurşen CANİKLİOĞLU Prof. Dr. Tankut CENTEL OTURUM BAŞKANI: BÜLENT PİRLER (TİSK Genel Sekreteri) - Bu Toplantının TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu nun Alt Komisyonunda olan Tasarıya bir katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Bu oturumumuzun da bu yönüyle önemli olduğunu düşünüyorum. İşveren Yükümlülükleri ve Risk Değerlendirmesi konusundaki, - zaten Yasanın tamamı risk değerlendirmesi esasına dayanıyor- görüşlerini almak üzere İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Sayın Profesör Doktor Gülsevil Alpagut a sözü bırakmak istiyorum. - 22 -

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ YASA TASARISINDA İŞVERENİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ VE RİSK DEĞERLENDİRMESİ PROF. DR. GÜLSEVİL ALPAGUT (İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi) - Bilindiği gibi 4857 sayılı İş Kanununun yürürlüğe girmesinin ardından iş sağlığı ve güvenliği alanında mevzuatın oluşturulması için yoğun bir çaba harcanmış ve halen de bu çaba sürmektedir. Bu alandaki son gelişme konuya ilişkin bir yasa hazırlama çalışmalarıdır. Nitekim 2007 yılında bir taslak hazırlanmışsa da çeşitli nedenlerle yasalaşma mümkün olmamıştır. Bu nedenler içinde en önemlisi esasen önceki taslak metnin gerekli ve yeterli içeriğe sahip olmaması, soyut ve son derece genel hükümlerden oluşmasıdır. Meclise sunulmuş olan tasarı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Tasarısı başlığını taşımakta olup, önceki taslağa göre çok daha ayrıntılı tasarı metni, bu alanda çok önemli değişiklik ve yenilikler getirmektedir. Taslak genel olarak değerlendirildiğinde, çağdaş iş sağlığı ve güvenliği anlayışı üzerine temellendiği söylenmelidir. Günümüzde iş sağlığı ve - 23 -

güvenliği çalışanları fiziksel ve zihinsel olarak iş ve işyerinden kaynaklanan risklere karşı korumak için hukuki, teknik, tıbbi ve organizasyonel tüm tedbirlerin alınması ve bu yolla işçinin kişiliğinin korunması esasından hareket eder. Dolayısıyla, iş sağlığı ve güvenliği bir yandan kaçınma (tehlikeden, zarardan, sağlığa zarar verici boyutta çalışmadan) yükümlülüğü getirirken bu amaçla düzenleyici (mümkün olduğunca insan onuruna yaraşır bir işyeri düzeni, iş akışı, çevresel şartlar oluşturma) davranış yükümlülükleri içerir. Önlemeye yönelik plan ve davranış yükümlülükleri getirir. Nitekim ILO ve AB nin konuya ilişkin düzenlemeleri de iş ortamının iyileştirilmesi, bu amaçla önleyici, bütünsel ve dinamik bir anlayışı ortaya koyar 1. Taslak hareket noktası bakımından isabetlidir. Risk değerlendirmesi, etkin bir işyeri örgütlenmesi, işçilerin sürece katılımı, bilgilendirme yükümlülüğü, birden çok işveren ve iş sağlığı güvenliği kurulları arasında koordinasyon, eğitim, sağlık gözetimi olmak üzere önleme düşüncesine dayalı kapsamlı bir sistemin öngörüldüğü taslak amaç bakımından yerindedir, olması gereken hukuku ifade etmektedir. Ancak özellikle kapsam ve işyeri örgütlenmesi bakımından gerçekçi değildir. Gerek mevcut işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı sayısı, gerekse işverenlere getireceği ek finansal yük açısından üzerinde ciddi analizlerin yapılması gerekmektedir. Hedef kolayca uygulanabilen, ülke gereklerine uygun bir sistemin kurulabilmesi olmalıdır. Özellikle devletin sağladığı birtakım danışmanlık, rehberlik hizmetleriyle pratik bir sistemin sağlanması amaçlanmalıdır. Tasarıda dikkati çeken bir diğer eleştiri noktası kavramlar bakımındandır. Kavramlar bakımından kanunlar arasındaki farklılık önemli uygulama sorunlarını ortaya çıkaracaktır ki, iş kazası kavramı bu konuda örnek olarak verilebilir. İşçilerin katılımı 1 R.PIEPER, Arbeitsschutsrecht, 4. Auflage, Frankfurt 2009, 44 vd.) - 24 -

sağlanmak istenirken sağlık ve güvenlik destek elemanı gibi bir kavrama yer verilmiştir ki, çalışan temsilcisi yanında tüm işyerleri bakımından bu tür bir yükümlülük getirilmesi isabetli midir? İki işçi çalıştıran işyerinde bir çalışan temsilcisi ve bir destek elemanı bulundurmak ne derece amaca uygundur? İşçi bu tür bir sorumluluğu üstlenmek isteyecek midir? Öte yandan, birçok konunun Yönetmeliklere bırakılmış olması üçüncü eleştiri noktasıdır. Konunun temel esaslarının Kanunda düzenlenmesi gerektiği gibi, normlar hiyerarşisi içinde Tüzüklerin dışlanması yeni iptalleri beraberinde getirebilecektir. I.Kapsam Tasarı bakımından son derece önemli bir husus kanunun kapsamıdır. Tasarının 2. maddesine göre; Bu Kanun; kamu ve özel sektöre ait bütün işlere ve işyerlerine bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine, çırak ve stajyerler de dahil olmak üzere tüm çalışanlarına faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.tasarının tanımlara ilişkin 4. maddesinde çalışan Kendi özel kanunlarındaki statülerine bakılmaksızın kamu veya özel işyerlerinde istihdam edilen gerçek kişi olarak tanımlanmıştır. Bu bağlamda, 4857 sayılı Kanuna tabi olarak çalışanlar yanında Borçlar Kanunu, Basın İş Kanunu, Deniz İş Kanununa tabi olarak çalışanlar Kanun kapsamına alındığı gibi, kamu görevlisi statüsünü haiz memur ve sözleşmeli personelin de Kanun kapsamına alındığı görülmektedir. İş sağlığı ve güvenliğinin tüm çalışan kesimler bakımından önemi dikkate alındığında, esasen 4857 sayılı Kanunla salt İş Kanununun kapsamındakiler için düzenleme getirilmesinin isabetli olmadığı açıktır. İş sağlığı ve güvenliğinin tüm çalışan kesim için düzenlenmesi gerektiği kuşkusuzdur. Borçlar Kanununun 332. maddesinde (TBK md. 417) işverenin gözetme - 25 -