8. OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL ÇALIŞMA RAPORU

8. OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL ÇALIŞMA RAPORU 12-13 Ocak 2008 Ankara

GENEL YÖNETİM KURULU GENEL BAŞKAN : ALİ CANCI GENEL SEKRETER : HÜSEYİN ÖZCAN YÖNETİM KURULU ÜYESİ : METİN EBETÜRK YÖNETİM KURULU ÜYESİ : MEHMET GÜNDOĞDU YÖNETİM KURULU ÜYESİ : MUSTAFA AĞUŞ GENEL DENETİM KURULU BAŞKAN : MUAMMER ÖZKAN YAZMAN : ALİ ÜNAL ÜYE : DENİZ EVREN GÜGÜŞ GENEL DİSİPLİN KURULU BAŞKAN : OSMAN AVCI YAZMAN : MEHMET ÖZYAZICI ÜYE : HÜSEYİN KAŞİF 2

DİSK-SOSYAL-İŞ SENDİKASI 8. OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL GÜNDEMİ 1. GÜN : 12 OCAK 2008 SAAT 09.30 1) Yoklama ve Açılış 2) Genel Kurul Başkanlık Kurulu (Divan) Oluşturulması ve Saygı Duruşu 3) Genel Başkan Vekilinin Açış Konuşması 4) Konukların Genel Kurula Sunuluşu ve Konuşmaları 5) Komisyonların Oluşturulması a) Hesap Tetkik Komisyonu b) Tahmini Bütçe Komisyonu c) Tüzük Değişikliği Komisyonu d) Genel Kurul Kararları Komisyonu 6) Genel Yönetim, Genel Denetim, Genel Disiplin Kurulu Raporlarının Görüşülmesi 7) Hesap Tetkik Komisyonu Raporunun Görüşülmesi 8) Kurulların Aklanması (İBRA) 9) Sendika Zorunlu Organlarına ve DİSK Delegeliğine Aday Olacakların Başvurularının Başlaması 10) Tüzük Değişikliği Komisyonu Raporunun Görüşülmesi 11) Tahmini Bütçe Komisyonu Raporunun Görüşülmesi 12) Genel Kurul Kararları Komisyonu Raporunun Görüşülmesi 13) Genel Yönetim Kuruluna Verilecek Yetkilerin Karara Bağlanması 14) Sendika Zorunlu Organlarına ve DİSK Delegeliğine Adaylıkların Kesinleştirilmesi 2. GÜN: 13 OCAK 2008 SAAT 10.00 15) Seçimler a) Genel Yönetim Kurulunun 5 Asıl (Genel Başkan, Genel Sekreter ve 3 üye) ve 5 Yedek Üyesinin Seçimi b) Genel Denetim Kurulunun 3 Asıl ve 3 Yedek Üyesinin Seçimi c) Genel Disiplin Kurulunun 3 Asıl ve 3 Yedek Üyesinin Seçimi d) Üst Kurul Delegelerinin Seçimi 16) Kapanış YER : HOTEL ANGORA İstanbul Cad. Soydaşlar Sk. No:16 Ulus-Ankara 3

SUNUŞ Acımız büyük; 12. Çalışma Dönemimizde Genel Başkanımız Özcan Kesgeç i yitirdik. Bizim O ndan beklentilerimiz henüz çok fazlaydı. Ne yazık ki, amansız hastalığa elimiz, kolumuz bağlı kaldık. Bize çok şey öğretti. Öğrettikleri yolumuza ışık tutacak. Önceki dönem çalışma raporlarının birinci bölümlerinde, kimi başat sorunlarımıza ilişkin olarak, değerli akademisyenlerden görüşlere yer veriyorduk. Bu raporumuzda ise birinci bölümde, yeniden faaliyete başladığımız 1992 yılından buyana unutulmaz Genel Başkanımız Özcan Kesgeç in Genel Kurullarımızı açarken yaptığı konuşmalara yer vermeyi uygun bulduk. Bunun nedeni; Genel Başkanımızın yaklaşık 15 yıldan buyana yaptığı konuşmalarda, üzerinde durduğu konuların ne kadar güncelliğini koruduğu, çeşitli belirlemelerinin ne kadar doğru olduğu, önerdiği çözüm yollarının ne kadar gerçekçi, bilimsel ve öncelikle insan için olduğu konusundaki görüşlerimizi paylaşacağınıza olan inancımızdır. İkinci bölümde ise her zaman olduğu gibi uzmanlık dairelerimizin çalışmaları ve Genel Denetim Kurulu Raporu yer alıyor. Bu dönemde de Genel Disiplin Kurulumuzun çalışmasını gerektirecek bir sorun yaşanmaması nedeniyle sevinçliyiz. Çalışma raporumuzu bilgi ve değerlendirmelerinize sunarken, üyelerimizden, işyeri sendika temsilcilerimizden, organlarda görev almış yöneticilerimize kadar tüm arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Bu Genel Kurulumuzun da, DİSK imizin ve Sendikamızın, sınıf ve kitle sendikal örgütlülüğü savaşımındaki sürece önemli katkı sağlayacağı inancı ile saygılar sunuyoruz. GENEL YÖNETİM KURULU 4

İÇİNDEKİLER Sayfa No - 11. Olağan Genel Kurul Kararları - 1. BÖLÜM : Genel Başkanımız Özcan Kesgeç in Genel Kurul açış konuşmaları - 2. BÖLÜM : SENDİKAL ÇALIŞMALARIMIZ - Eşgüdüm Dairesi Çalışmalarımız - Hukuk Dairesi Çalışmalarımız - Örgütlenme Dairesi Çalışmalarımız - Toplu Sözleşme Dairesi Çalışmalarımız - Eğitim Dairesi Çalışmalarımız - Basın-Yayın Dairesi Çalışmalarımız - Mali İşler Dairesi Çalışmalarımız - Genel Denetim Kurulu Raporu - Genel Disiplin Kurulu Raporu 5

Çalışma raporlarımızı bir önceki dönem Genel Kurul Kararlarımızı anımsayarak başlatma geleneğimiz uyarınca 12. Dönem Genel Kurul Kararlarımızı aşağıda sunuyoruz. SOSYAL-İŞ SENDİKASI 12. Olağan Genel Kurul Kararları (12-13 Ocak 2008) 1) 8. Olağanüstü Genel Kurulumuz; 11. Olağan Genel Kurulda alınmış ve gerçekleşmemiş bulunan kararların, 12. Genel Kurulumuzca da alınmış kararlar olduğunu teyit eder. 2) TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ YAPMA VE YETKİ PROSEDÜRÜ SÜRATLE DEĞİŞTİRİLMELİDİR. Toplu iş sözleşmesi yapmak için uygulanmakta olan toplu iş sözleşmesi prosedürü, yetkili sendikanın belirlenmesi, toplu iş sözleşmeleri görüşmeleri, grev kararı alma ve uygulama süreçleri ile, bu hakkı uygulanamaz konuma indirgeyecek düzeyde olumsuzluklarla dolu bulunmaktadır. Aylar ve hatta yıllar süren yetkili sendikayı belirlemedeki fiili durum, 2822 sayılı Yasa da bu alandaki süreleri anlamsız bırakmış durumdadır. Görüşmeler ve sonuçlandırma konusundaki süreler için ise hem aynı durum söz konusu olmakta, hem de tarafları gereksiz zorlamalara sokmaktadır. Yetkili sendikayı belirlemede referandumu esas alacak bir biçimde, TOPLU-İŞ SÖZLEŞMESİ YAPMA VE YETKİ PROSEDÜRÜ SÜRATLE DEĞİŞTİRİLMELİDİR. 3) EMEKLİ OLAN İŞÇİLERİN SENDİKA ÜYELİĞİNİN DEVAMINI YASAKLAYAN DÜZENLEMELER KALDIRILMALIDIR. 12 Eylül düzenlemeleri kapsamında, 2821 sayılı Sendikalar Yasası ile, emekli olan işçilerin, onlarca yıl üyesi oldukları sendikaları ile üyelik bağları koparılmış ve yasaklanmış bulunmaktadır. Bu yasak kaldırılmalı, isteyenlerin sendikaları ile üyelik bağlarının devamına olanak sağlanmalıdır. Dileyenler ise, emekli sendikalarında üyeliklerini devam ettirebilmelidir. 4) KIDEM TAZMİNATLARI FONA BIRAKILMAMALIDIR. Kıdem tazminatları için fon kurulması 1475 sayılı Yasa da olduğu gibi, yeni İş Yasası nda da öngörülmektedir. Bugüne kadar gerçekleştirilmemiş olan bu konu, mevcut var olan sistem içinde devam etmelidir. Türkiye de fon ların tehlikeli oluşunun yanı sıra, getirilmek istenen sistem, kıdem tazminatını yalnızca ölüm ve emeklilik durumlarında ödenecek olan bir emekli ikramiyesi ne dönüştürmektir. Bu kabul edilemez. 5) S.S.K. BAŞKANLIĞI, İŞKUR GENEL KURULLARI, SEÇME VE AKLAMA (İBRA) YETKİLERİNE KAVUŞTURULMALIDIR. S.S.K. ve İŞKUR Genel Kurulları, özerk ve özel hukuk hükümlerine tabi kurumlar olma özelliklerine tam anlamı ile kavuşturulmalıdır. S.S.K. Başkanı ve İŞKUR Genel Müdürü bu kurumların genel kurullarınca seçilmeli ve genel kurulların aklama yetkisi olmalıdır. 6) YÜKSEK HAKEM KURULUNDA, TOPLU-İŞ SÖZLEŞMESİ UYUŞMAZLIKLARININ GÖRÜŞÜLMESİNDE, VARSA TARAF İŞÇİ SENDİKASININ ÜYESİ OLDUĞU KONFEDERASYONUN TEMSİLİ SAĞLANMALIDIR. 6

Yüksek Hakem Kurulu nda, işçileri temsilen en çok üyeye sahip konfederasyon temsilcisi bulunmaktadır. Bu durum; grev yasağı bulunması, grevin ertelenmesi, grev oylamasında hayır çıkması gibi nedenlerle toplu-iş sözleşmesinin, Yüksek Hakem Kurulu na gitmesinde haksız ve yanlı bir durum ortaya çıkarmaktadır. Bu yapı, kurulun özel hakem olarak belirlenmesinde tercih edilmeme sonucunu da doğurmaktadır. Kurulda, bu nedenlerle, uyuşmazlık durumlarında ve özel hakem olarak seçilmesi hallerinde, uyuşmazlık tarafı işçi sendikasının üyesi olduğu konfederasyon var ise, bu konfederasyonun temsilcisinin yer alması sağlanmalıdır. 7) MESLEKİ EĞİTİM GÜÇLENDİRİLMELİ, TEŞVİK EDİLMELİ, İMAM HATİP LİSELERİ KAPATILMALIDIR. Eğitim birliği içinde yeri her zaman tartışmalı bulunan, İmam Hatip Liselerinin bir meslek okulu olmadığı tartışmasızdır. İlahiyatın, üniversite eğitimi içinde sağlanması olanağı ülkemizde olabildiğince fazlaca vardır. Ayrıca laik devletin bir dinsel inanç için din adamı yetiştirmesi söz konusu olamaz. AB ülkelerinde de böyle bir durum söz konusu değildir. Bu nedenlerle, İmam Hatip Liseleri kapatılmalı, gerçek mesleki eğitim güçlendirilmeli, yaygınlaştırılmalı ve teşvik edilmelidir. 8) SOSYAL GÜVENLİĞİN HER TÜRLÜ ÖZELLEŞTİRİLMESİ GİRİŞİMLERİNE KARŞI DURULMALIDIR. Her yurttaş için kamusal sosyal güvenliğin sağlanması, sosyal devletin, olmazsa olmaz koşulu ve anayasal bir yükümlülüktür. Bu alanı kamunun bir hizmeti ve görevi olmaktan çıkacak her türden özelleştirme girişimlerine karşı mücadele edilmelidir. 9) KAYITDIŞI İSTİHDAM MUTLAKA ÖNLENMELİDİR. Bugün ülkemizde resmi rakamlarla 5 Milyon kayıtdışı istihdam edilen çalışan vardır. Örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılması, vergi sisteminde yapılacak düzenlemeler benzeri sosyal ve hukuksal düzenlemeler yapılmak suretiyle bu durumun önüne geçilmelidir. 10) MİLLETVEKİLİ SEÇİMİ SİSTEMİMİZ SÜRATLE DEĞİŞTİRİLMELİ VE DEMOKRATİKLEŞTİRİLMELİDİR. Ülkemizde Milletvekili seçimi ile ilgili olarak uygulanan mevzuatın, halkın tercihini demokratik bir biçimde TBMM ne yansıtmaktan uzak olduğu bir gerçektir. Milletvekili adayları, Parti Genel Merkezlerince belirlenmekte, örgüt katkısı ortadan kaldırılmaktadır. Aday belirlemede belli bir genel merkez kontenjanı dışında önseçim mutlak olmalıdır. Ülke genelinde uygulanan %10 barajı, halkın temsil hakkının önünde bir engel durumundadır. Hiçbir ülkede örneği olmayan bu denli yüksek bir baraj, TBMM nin oyların %45-50 sinin geçerliliği ile oluşabilmesine, oyların %25 ini alan bir partinin parlamentoda %65 gibi bir temsile ulaşmasına yol açabilmektedir. Bu seçmen iradesinin parlamentoda temsilini sağlamamak da, yüce Meclis imizin ulus azınlığının temsilcisi konumuna düşme tehlikesini taşımaktadır. 11) SENDİKA YÖNETİCİLERİNİN, MİLLETVEKİLİ VE YEREL YÖNETİMLERE SEÇİLMELERİ HALİNDE, GÖREVLERİNDEN AYRILMALARI ZORUNLULUĞU KALDIRILMALIDIR. 7

Sendika-siyasal parti ilişkilerini zayıflatan, örgütlü toplum olmanın önünde engel oluşturan, sendikaları basit dernek konumuna indirgeyen bu yasak kalkmalıdır. 12) 2004 DE YAPILACAK OLAN YEREL SEÇİMLERDE SOL GÜÇBİRLİĞİ SAĞLANMALIDIR. 2004 Yılında ülkemizde yerel seçimler yapılacaktır. Yerel yönetimlerin, emekten, yaşanabilir bir çevreden, laik düzenden, demokrasiden yana kadroların eline verilmesi büyük önem taşımaktadır. Bunun için özelleştirmeye ve neoliberal politikalara karşı çıkan sol un güçbirliği yapması şarttır. Siyasal alanda sol da birliği, tek siyasal çatı altında toplanmayı esas olarak savunan genel kurulumuz, bu durumun gerçekleşmemiş olduğu fiili durum karşısında, yerel seçimlerde güçbirliği için elinden gelen çabayı harcamak ve oluşumları da bu açıdan değerlendirerek tavır alınması konusunda, Genel Yönetim Kurulumuzu yetkili ve görevli kılmaktadır. 13) KAMU YÖNETİMİ YASA TASARISI GERİ ÇEKİLMELİ VE BUNU TEMEL ALAN YASA DÜZENLEMELERİNDEN VAZGEÇİLMELİDİR. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesinden ve demokratikleştirilmesinden yana olan Genel Kurulumuz; bunları sağlamaktan uzak, sosyal devleti ortadan kaldıran, yerine PİYASA egemenliğini esas alan düzenleyici devlet modelini koyan, sağlık ve eğitim başta olmak üzere özelleştirmeyi ana eksen alan, bölgelerarası eşitsizliği daha da artıracak olan, üniter devleti federalleştirmeyi hedef olarak belirleyen bu düzenlemelerin karşısındadır. 14) KONFEDERASYONUMUZ DİSK İN GENEL MERKEZİ ANKARA YA TAŞINMALIDIR. Konfederasyonumuz DİSK in Genel Merkezinin ANKARA ya taşınması gereksinimi 24-25 yıl önce görülmüş ve 1980 öncesi yapılan genel kurulda, anatüzükte bu yönde değişiklik de gerçekleştirilmiştir. 12 Eylül ün ülkemize ve sendikal harekete de yaptıkları sonrasında 1992 nin koşullarında yeniden faaliyete başlayan DİSK in Genel Merkezinin Ankara ya nakli gerçekleştirilememiştir. Konfederasyonumuz DİSK in daha etkin, baskı unsuru olarak daha etkili ve eylemli olabilmesi, araştırma-yayın ve iletişim alanında daha başarılı olabilmesi için 24-25 yıl önce görülen DİSK imizin Genel Merkezinin Ankara ya taşınması gereksinimi, ertelenemez durumdadır. Esasen fiili durum, çalışmalar için yönetimlerin önemli zamanlarını Ankara da geçirmek zorunda oluşları da bunu gözler önüne sermektedir. Bu nedenlerle genel kurulumuz; bunun gerçekleşmesi için üyelerimizi ve tüm organlarımızı görevli kılar. 15) NEREDEN, KİMDEN GELİRSE GELSİN, HANGİ AMAÇLA YAPILIRSA YAPILSIN TERÖRÜ VE ŞİDDETİ, NEFRETLE KINIYOR, TERÖR VE ŞİDDETE KARŞI MÜCADELEDE KARARLI OLDUĞUMUZU BİR KEZ DAHA YİNELİYORUZ. 16) SENDİKAMIZ DÜNYADAKİ SAVAŞ POLİTİKALARINA KARŞI BARIŞI SAVUNMAYA DEVAM EDER. 11 Eylül ün ardından başını ABD nin çektiği emperyalist güçler tüm dünyayı savaş alanına çeviren politikalarını uygulamaya başladılar. Afganistan a yapılan müdahaleyi, Irak a yapılan saldırı takip etti. Binlerce masum insanın ölmesine neden olan bu politikalar uğruna öyle görünüyor ki Irak la da son bulmayacak. 8

Genel Kurulumuz, Irak taki işgal güçlerinin çekilmesini ve Irak halkıyla her türlü dayanışma içerisinde olduğunu ilan eder. Bu temelde Irak a veya dünyanın bir başka bölgesine ülkemiz askerlerinin gönderilmesine karşı çıkar. Genel Kurulumuz ülkemizde ve tüm dünyada barışı savunmaya ve savaş karşıtı mücadelelerin içerisinde etkin olarak yer almaya kararlı olduğunu ilan eder. 9

SENDİKAL ÇALIŞMALARIMIZ 10

EŞGÜDÜM DAİRESİ ÇALIŞMALARI Sözlerimizin başında, çalışma dönemimizin son aylarında 19 Temmuz 2007 günü kaybettiğimiz unutulmaz Genel Başkanımız Özcan Kesgeç i sevgiyle, saygıyla, özlemle andığımızı; O nu daima özleyeceğimizi, O na layık olmak için elimizden ne geliyorsa yapacağımızı ifade etmek istiyoruz. Acımız büyük; O bizim Genel Başkanımız olmaktan da öte idolümüz, ağabeyimiz, dostumuz, sendikal mücadelede ve yaşamın her alanında öğretmenimiz, yoldaşımız; Türkiye İşçi Sınıfının unutulmaz önderi, daima önümüzde rehberimiz olarak duracak. Sosyal-İş Sendikası O nun öğretileri ışığında dimdik, sapasağlam, ilkelerinden ödün vermeksizin mücadelesine devam edecek. 2003 Aralık ayında gerçekleştirdiğimiz 11. Genel Kurulumuz, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı nın sendikamız üzerinde uyguladığı sayısız operasyonlardan birinin, Temmuz/2003 işkolu istatistiklerinin dönemi içinde yapıldı. Dört yıllık çalışma döneminin sona erdiği şu günlerde bile bu operasyona ilişkin yargılama henüz sonuçlanmadı. Ancak bu 11

kez oyun bozuldu. Çalışma Bakanlığı nın operasyon oyunu görüldüğünden olsa gerek, yargı, sendikamızın talebi üzerine istatistiklere tedbir koydu. Yeniden faaliyete başladığımız 1991 yılından buyana 21 Aralık 1991 tarihli 6 ncı (Tüzük) ve 19-20 Haziran 1993 tarihli 7 nci (Fındık-İş ile birleşme) Olağanüstü Genel Kurullarımız dışında beş kez (7., 8., 9., 10. ve 11.) Olağan Genel Kurul gerçekleştirdik. Hemen tüm genel kurullarımızda sendikamız üzerinde Çalışma Bakanlığı nca oynanan oyunlardan söz etmek durumunda kaldık. Ne yazık ki bu çalışma raporumuzda da, tekrarlanan bu olaylardan yine söz etmek zorunda kalacağız. Bu konuda ayrıntılı olarak Hukuk Dairemiz çalışmalarında bilgi verilecektir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı nın sendikamız üye sayısı üzerindeki operasyonları dışında zaten var olan noter, baraj, işsizlik, toplu iş sözleşmesi önündeki sayısız engeller tüm işkollarında olduğu gibi sendikamızın örgütlenme ivmesini de etkilemektedir. Buna karşın 2003 yılının başlarında gelişme gösteren örgütlenmemiz bu dönemde de artış gösterme eğiliminde olmuştur. Dönem içindeki örgütlenme etkinliklerimiz ayrıntılı olarak Örgütlenme Dairesi çalışmalarında verilecektir. Bu çalışma döneminin başında Konfederasyonumuzun 12. Genel Kurulu gerçekleştirilmiştir. 4-6 Haziran 2004 günlerinde gerçekleştirilen DİSK 12. Olağan Genel Kurulunda sendikamız 30 delege ile temsil edilmiş, ayrıca Genel Sekreterimiz DİSK Yönetim Kurulu Üyesi olması nedeniyle DİSK Doğal Delegesi olarak genel kurula katılmıştır. Sendikamız delegasyonu genel kurulda mevcut DİSK Yönetim Kuruluna yönelttiği eleştiriler ve alınan kararlarda öne çıkardığı görüş ve katkılarla aktif bir tutum sergilemiştir. Delegasyonumuz, DİSK Yönetim Kurulu nun belirlenmesinde ise özellikle Genel Başkan ve Genel Sekreterin dönem içindeki çalışmalarını onaylamadığından (aklamadığından), yeni dönem oluşturulacak yönetim kurulunda diğer sendikaların çoğunlukla bu görevlere yine aynı kişileri önermeleri üzerine boş oy kullanma kararı aldı ve bu karar genel kurulda Genel Başkanımız tarafından açıklandı. Sendikamız, genel kurulların, eleştirilerin en açık bir şekilde dile getirileceği yegane organ olduğu anlayışına sahiptir. Sendikamız bu genel kurulda da bu anlayışına uygun tutum sergilemiştir. Nitekim DİSK Yönetim Kurulu Üyesi olan Genel Sekreterimiz Tamer Atış da, genel kurula hitaben, kendisinin de içinde bulunduğu yönetim kurulu ile ilgili eleştirilerini açıklıkla dile getirmiş, ancak, yönetim kuruluna yönelttiği tüm eleştirilerini daha önce yönetim kurulu toplantılarında da dile getirdiğini, ayrıca bu eleştirilerini genel kurulda dile getireceğini yönetim kuruluna da genel kurul öncesinde bildirdiğini ifade etmiştir. Söz konusu eleştirilerimiz ve karşı çıkışlarımıza karşın DİSK Genel Kurulunun iradesi oluşmuş ve yeni Yönetim belirlenmiştir. Bu aşamadan sonra yapılması gereken bu iradeye saygı duymaktır ve böyle de yapılmıştır. Yeni dönemde konfederasyonumuz ile ilişkilerimiz bu anlayış doğrultusunda yürütülmüş, gerekli görülen hallerde uyarı ve itirazlarımız söz konusu olmuş ve bunlar gerek sözlü, gerekse yazılı olarak dile getirilmiştir. Bu dönem içinde Konfederal düzeyde Eşgüdüm Dairemizce gerçekleştirilen yazışmalarımızdan kimi önemli gördüğümüz konulara ilişkin bilgi vermeyi de görev sayıyoruz; - 14 Şubat 2005 Sendikamızın 2003/Temmuz işkolu istatistikleri ile ilgili davanın kazanılmasının ardından, dava aşamasında Anayasanın değiştirilen 90. maddesi çerçevesinde yüzde 10 barajının 12

Anayasa ya aykırılığı yönünde yaptığımız itiraz bakımından konfederasyonumuzun dikkatini çekmek amacıyla gönderdiğimiz aşağıdaki yazı konusunda ne yazık ki bir girişim yapılmadı. DİSK Genel Başkanlığına İstanbul Sendikamızın 2003/Temmuz istatistikleri ile ilgili olarak açmış olduğu dava, 1.2.2005 günü lehimize sonuçlanmış olup, karar eklidir. Davada tarafımızca, 2822 sayılı Yasanın %10 barajı ile ilgili kısmının, Anayasa nın değiştirilen 90. maddesi son fıkrası uyarınca 87 ve 98 sayılı ILO sözleşmeleri uyarınca Anayasa ya aykırılığı ileri sürülmüştür. Mahkemece bu itirazımız mesnetsiz- dikkate alınmamıştır. Karar tarafımızdan GEREKÇE yönü ile temyiz edilmiştir. Bakanlığın da kararı temyiz etmesi doğal sonuçtur. 2822 sayılı Yasanın 12. maddesinin 87 ve 98 sayılı ILO sözleşmeleri kapsamında Anayasa nın 90. maddesi uyarınca YOK SAYILMASI hususunun, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi nce yapılacak temyiz incelemesi sırasında DİKKATLİ incelenmesinin sağlanması için DİSK çe gündeme alınmasının yararlı olacağı düşüncesindeyiz. Konuyu inceleyen Hukuk Müşaviri Av.Vedat Baranoğlu (Tel: ) ile doğrudan ilişki kurulabilir. Bilgilerinize sunarız. En iyi dileklerimizle. Özcan KESGEÇ Genel Başkan Tamer ATIŞ Genel Sekreter *** - 20 Mart 2006 20.03.2006 tarihli DİSK Başkanlar Kurulu sonuç bildirgesi taslağına ilişkin Genel Başkanımızın görüşleri aşağıdaki yazı ile konfederasyonumuza iletildi; Sayın Musa ÇAM DİSK Genel Sekreteri 20 Mart 2006 günlü, 2 sayfalık DİSK BAŞKANLAR KURULU SONUÇ BİLDİRGESİ taslağına ilişkin görüşlerim aşağıdadır. Taslak metni, başkanlar kurulu görüşmelerinde ortaklaşıldığı kanısına vardığım müzakere sonuçları çerçevesinde değerlendirdim. Buna göre: 1 Mayıs ile ilgili bölüme Başkanlar Kurulumuz, bu 1 Mayıs ta DEMOKRATİK SEÇİM YASASI İLE ERKEN SEÇİM istemini temel taleplerimizden olarak belirlemiştir ibaresinin konulmasını, 13

3. Bölümde yer alan kısımdan Hükümet bu konuda insiyatif göstermelidir cümlesinin çıkartılmasını, 4. Bölümde Bu çalışmalarda herkes bireysel siyasal tercihleri doğrultusunda hareket etmektedir cümlesinden sonra; Özellikle vurgulamak isteriz ki; bu toplantılarda yer alan DİSK yöneticisi arkadaşlarımızın, bu toplantılarda yaptığı konuşma, belirttiği görüşler DİSK in görüşleri olarak değerlendirilemez. Bunlar katılanların kişisel görüş ve tercihleridir. Ayrıca açık veya örtük olarak bu toplantılarda dile gelen yeni sol parti kurma istek ve girişimler içinde DİSK in olmadığının altını başkanlar kurulumuz bir kez daha çizer. Ortaklaşıldığı kanısında olduğum 1 Mayıs la ilgili talep ve 4. bölümle ilgili bu ifadenin yer almaması halinde bildiriye katılmadığımı bilgilerinize sunarım. En iyi dileklerimle. *** Özcan KESGEÇ DİSK Başkanlar Kurulu Üyesi - 27 Kasım 2006 Basında Genç-Sen adı altında bir sendikanın kuruluş çalışmalarının DİSK bünyesinde başlatıldığı yönünde kimi haberler üzerine konfederasyonumuza aşağıdaki yazı gönderilmiştir. Bu yazımıza konfederasyonumuzca yanıt verilmemiştir. DİSK Genel Başkanlığına İstanbul 26 Kasım 2006 tarihli Cumhuriyet Gazetesi nin kapak ve 5. sayfasında DİSK Çalışma Başlattı başlığı ile DİSK bünyesinde kurulacak Genç-Sen isimli öğrenci sendikası için Ankara daki üniversite öğrencilerine yönelik çalışma başlatıldı. haberi yer almıştır. Sendikamız bu habere inanmamaktadır. Zira, DİSK in 25 Kasım 2006 tarihinde yapılan Genişletilmiş Başkanlar Kurulu toplantısında konu hakkında DİSK böyle bir çalışma başlatmış mıdır? sorusuna, DİSK Genel Sekreteri tarafından Hayır başlatılmadı yanıtı verilmiştir. Bu durumda DİSK Yönetim Kurulu nca söz konusu haberin/haberlerin tekzip edilmesinin düşünülüp düşünülmediğinin bildirilmesini dileriz. En iyi dileklerimizle. Tamer ATIŞ Ali CANCI Genel Başkan Vekili Genel Sekreter Vekili 14

*** - 29 Kasım 2006 25 Kasım 2006 tarihinde toplanan DİSK Genişletilmiş Başkanlar Kurulu nun Sonuç Bildirgesi Taslağı olarak konfederasyonumuzca gönderilen metin hakkında aşağıdaki yazı ile bildirdiğimiz görüşlerimiz önemli ölçüde dikkate alınmış ve Sonuç Bildirgesinde yansımasını bulmuştur. DİSK Genel Başkanlığına İstanbul İlgi : 28 Kasım 2006 tarih 352/ÖD-082 sayılı yazınız. 25 Kasım 2006 tarihli DİSK GENİŞLETİLMİŞ BAŞKANLAR KURULU nun ilgi yazı ekinde gönderilen Sonuç Bildirgesi Taslağı, Genel Yönetim Kurulumuzca incelenmiştir. 1) Taslağın 9. bölümünde yer alan Öncelikle bu süreçte gençliğin ve kadınların sendikal örgütlenmelerde. cümlesinin Öncelikle bu süreçte genç işçilerin ve kadın işçilerin sendikal örgütlenmelerde.. olarak değiştirilmesini, 2) Taslağın 10. bölümünde yer alan. Demokratik çözüm konusunda ısrarlı adımlar atılmalıdır. Cümlesinde yer alan demokratik çözüm söylemi, çok çeşitli çevrelerce çok farklı anlamlarda kullanılmaktadır. Kimi çevreler bu kavram içinde eyalet, federasyon ve hatta ayrı devlet i bile kastetmektedirler. Bu nedenlerle bildirgenin bu bölümünde herkesin farklı anlamlar yükleyebileceği klişe cümleler kullanılmasını doğru bulmadığımızdan, demokratik çözüm den neyin kastedildiğinin açıkça yazılmasının doğru olacağı görüşümüzü, bilgilerinize sunarız. En iyi dileklerimizle. Tamer ATIŞ Ali CANCI Genel Başkan Vekili Genel Sekreter Vekili *** - 14 Haziran 2007 18 Mayıs 2007 tarihli DİSK Başkanlar Kurulu toplantısında zaman darlığı nedeniyle ertelenen ve 14 Haziran 2007 tarihinde tek gündemle toplanan Başkanlar Kurulu nun Genel Seçimlerin Değerlendirilmesi konulu toplantısına Genel Başkanımızın rahatsızlığı nedeniyle Yönetim Kurulu Üyelerimizden hiçbirimiz katılma olanağı bulamadık. Bu nedenle gündeme ilişkin görüşümüzü aşağıdaki yazı ile bildirdik; 15

DİSK Genel Başkanlığına İstanbul (Başkanlar Kuruluna sunulmak üzere) 14 Haziran 2007 tarihli Başkanlar Kurulu toplantısına Genel Başkanımızın sağlık durumu nedeniyle katılma olanağımız bulunmamaktadır. Başkanlar Kurulu gündemine ilişkin sendikamız adına sunulacak görüş, özetle şöyledir; Konfederasyonumuzun herhangi bir konuda kamuoyuna yansıtacağı görüşlerin temel dayanağı, tüzük ve genel kurul kararlarıdır. Bu bağlamda Konfederasyonumuz tüzüğünün 4/n maddesi ile 10 uncu, 11 inci ve 12 nci genel kurul kararlarımızın yol göstericiliği tartışmasızdır. Tüzük 4/n maddesi, Başkanlar Kurulu gündemi olan Seçim sürecinin değerlendirilmesi konusunda konfederasyonumuza muhatap olarak siyasi partileri işaret etmektedir. Bir başka deyişle işçi sınıfı ve emekçi halkın çıkarlarının korunmasında ilişki kurmak, güç birliği yapmak üzere siyasi partileri göstermektedir. Benzer şekilde 10 uncu, 11 inci ve 12 nci genel kurul kararlarımızda da siyasal islam tehlikesine karşı aktif mücadele verilmesi görevi verilmekte, bunun için işbirliklerinin gerçekleştirilmesi hedefi gösterilmektedir. Konfederasyonumuzun tüzüğü ve halen yürürlükte bulunan genel kurul kararlarımızın bu temel yaklaşımları göz önüne alındığında, işaret edilen amaç ve hedeflerin gerek yakın, gerekse orta ve uzun vadede ancak ve ancak siyasi partiler eliyle gerçekleştirilebileceğinin belirlendiği görülmektedir. Konfederasyonumuzun temel yaklaşımının bu doğrultuda olduğunu gören genel yönetim kurulumuz; Önümüzdeki genel seçimlerde iktidar olma amacında olan ve bu yönde en yüksek oranda olanağı bulunduğu açıkça görülen, kendini sol yelpaze içinde gören CHP-DSP güç birliğinin desteklenmesi yönünde Konfederasyonumuzca üye tabanına ve kamuoyuna çağrı yapılmasının, karşı karşıya bulunduğumuz siyasal İslam ve bunun gerekçe yapılabileceği diğer tüm tehlikeler karşısında acil görev olduğu; bu tutumun konfederasyonumuzun tüzük ve genel kurul kararlarına günümüz koşullarında tam olarak uygun düşeceği inancını Başkanlar Kurulumuzun bilgisine ve takdirine sunar. Saygılarımızla. *** Tamer ATIŞ Genel Başkan Vekili - 22 Haziran 2007 14 Haziran 2007 tarihli DİSK Başkanlar Kurulu nun sonuç bildirgesi hakkında aradan sekiz gün geçmiş olmasına karşın bilgi verilmemesi üzerine, bu konuda aşağıdaki yazı ile konfederasyonumuzdan bilgi istedik. 16

DİSK Genel Başkanlığına İstanbul İlgi : a) 14 Haziran 2007 tarihli Başkanlar Kurulu Toplantısı. 14 Haziran 2007 tarihli, Seçim sürecinin değerlendirilmesi gündemli Başkanlar Kurulu toplantısına katılamama mazeretimizi ve gündeme ilişkin görüşümüzü yazılı olarak bildirmiştik. Mazeretimiz nedeniyle katılamadığımızdan toplantının sonucu hakkında da bilgi sahibi olamadık. Bu nedenle DİSK Başkanlar Kurulunun, gündeme ilişkin aldığı tavsiye kararının sendikamıza bildirilmesi hususunda gereğini dileriz. En iyi dileklerimizle. Tamer ATIŞ Genel Başkan Vekili Ali CANCI Genel Sekreter Vekili *** - 3 Temmuz 2007 Yukarıdaki yazımız sonrasında konfederasyonumuzdan Başkanlar Kurulu açıklaması taslağı olarak aşağıdaki metin gönderildi. 2007 seçimleri ve DİSK'in Tavrı (TASLAKTIR) Ülkemiz yeni bir seçim sürecine girdi. Her seçim dönemi politik atmosferin canlandığı, tartışmaların yoğunlaştığı bir dönem doğurur ama 2007 genel seçiminde bu özelliklerin sistem krizi tartışmaları etrafında çok daha yoğun olarak yaşandığını görüyoruz. Sosyal devletin tasfiye edildiği, toplumun barış, demokrasi, iş ve özgürlük taleplerinin görmezden gelindiği dönemler sonrasında yaşanan kamplaşmalar kitlelerin kendi gerçek talepleri doğrultusunda değil topluma empoze edilen kamplaşmalar doğrultusunda oy kullanılması sonucunu doğuruyor. Yıllardır seçimlerden bir umut olarak çıkan siyasal partiler kendilerini seçenlerin taleplerine sırt çevirip IMF ve Dünya Bankası politikalarını sürdürmeye devam ediyor. Bu o kadar alışılmış bir durum ki, bir dizi yorumcu bugün aynı şeyi vurguluyor: Ülkenin ekonomik gerçekleri var, hangi parti iktidar olursa olsun istikrar programının dışına çıkamaz. Bu apaçık bir şekilde, emekçilerin taleplerinin bir kez daha görmezden gelineceği anlamına gelmektedir. Ülkemiz son dönemde başlıca sorumlularından birinin AKP Hükümeti olduğu bir gerilimi yaşamaktadır. Bu gerilim ülkemizin tüm siyasal ortamını etkilemekte ve demokrasinin geleceğine ilişkin kaygıları artırmaktadır. 17

Ülkemizde yaşanan kamplaşmalar elbette önemsiz değil fakat, milyonlarca insanın sokaklara çıkarak özgür ve demokratik yaşam taleplerini yüksek sesle dile getirmesi gözardı edilemez. Demokratik süreçlerde ordu müdahalesine karşı çıkmak, çözümü demokrasi içinde demokratik mücadelede aramak gerek. Yaşanan 12 Eylül deneyimi hiç gözardı edilmemesi gereken bir gerçekliktir ve sonuçları ortadadır. Demokrasi sadece seçimden seçime oy kullanmak demek değildir. Demokrasi; örgütlenme özgürlüğü, kitle ve sivil toplum örgütlerinin yönetime katılmalarını sağlayacak kanalların açılması, düşünce özgürlüğü, farklılıklara saygı, eşit ve özgür bir şekilde bir arada yaşamak demektir. Bugün yaşanan olumsuzlukların kökeninde 12 Eylül ün gerici/baskıcı yasaları yatmaktadır, demokrasi eksikliği yatmaktadır. 12 Eylül 1980'de bu ülkeye bir deli gömleği giydirildi. Partiler iç demokrasiden yoksun halde liderlerin oyuncağı yapıldı. Seçim barajlarıyla halkın sesinin Meclis'e yansıması engellendi. Yasakçı Anayasa ve yasalarla özgürlükler kısıtlandı. Ve pekçok siyasi partinin görmezden geldiği, seçim beyannamelerine almadıkları bu karabasan günümüzde de sürüyor. Türkiye ekonomisi, AKP hükümeti döneminde, kriz sonrası rüzgarı da arkasına alarak yüzde 33 düzeyinde büyüdü. Ancak bu büyümenin hormonlu bir büyüme olduğu, yüksek faiz, düşük kur politikası ve borçlanmaya dayandığı, halka yansıyan bir yanın bulunmadığı geniş kesimlerce dillendiriliyor. AKP hükümeti döneminde bu yüzde 33 büyüme oranlarına rağmen imalat sanayinde reel ücretler hemen hemen yerinde sayarken, otomotiv sektörü gibi dinamik sektörlerde reel ücretler yüzde 18 düzeyinde gerilemiş durumda. Yine en yoksul yüzde 5 lik dilimin reel gelirinin 2003-2005 yılları verileri dikkate alındığında azalmış olduğu görülüyor. Buna karşın dünya dolar milyarderi listesine giren Türk sayısı AKP hükümeti döneminde 6 dan 26 ya, bu kişilerin servetleri ise 10,8 milyar dolardan, 37,5 milyar dolara ulaşmış. Yani gelir dağılımındaki uçurum artmış. Yine başarılı denilerek bize sunulan bu dönemde Türkiye nin dış borcu 130 milyar dolardan, 206 milyar dolara, iç borcu 92 milyar YTL den 264 milyar YTL ye yükselmiş. İşsizlik, iş bulma umudunu yitirdiği için işgücünden çekilen milyonlar dikkate alındığında yüzde 20 lerle Cumhuriyet tarihinin en yüksek düzeylerinde seyrediyor. Son 4 yılda 183 milyar YTL iç borç faizi ile rant çevrelerine aktarılmış. Kamu yatırımları dibe vurmuş. Eğitime ve özellikle sağlığa ayrılan pay sürekli düşmüş. Tarımda müthiş bir çöküş var. Tüm bu tablo bize şunu söylüyor, ekonomik anlamda halka yansıyan hiçbir başarı yok. Halkın refah düzeyinde bir artış yok. DİSK yıllardır çalışanların daha iyi yaşam ve daha iyi çalışma koşullarına sahip olmaları için mücadelesini sürdürdü. Bu talepleri dile getirirken susturulmak istendi. Bu taleplerini kazanmak istediği için DİSK te örgütlenmek isteyen insanlar işlerinden atıldı, açlığa mahkum edildi. Bu olumsuzluklar yerinde durdukça hiçbir muhtıra, hiçbir seçim, karmaşayı ve tepkileri ortadan kaldıramaz. Yapılması gereken şey toplumun önünü açmak, sendikal hak ve özgürlükleri tanımak, çalışma ve yaşam koşulları önündeki engelleri kaldırmak, kısaca özgürlük ve demokrasiyi genişletmektir. DİSK yılların deneyimini taşıyan gerçek bir emek örgütüdür. Her dönemde emeğin haklarını, özgürlük ve demokrasiyi savunmuştur. Bu dönemde de bu tutumunu değiştirmeyecektir. 18

Sadece bu seçimi değil, 23 Temmuz la başlayacak karmaşık sürecin ardından gündeme gelecek yerel seçimleri görmeyen politikaların topluma bir yararı olmayacağını biliyoruz. Bu nedenle kısa vadeli tutumlar yerine uzun vadeli çözümler arayacağız. Bu ülkenin sorunlarının çözümünün gerçek bir sol iktidardan geçtiğini bilerek, bunu ortaya çıkaracak çözümleri arayacağız, oluşturmak için çaba harcayacağız. Doğal olarak, solun bağnaz milliyetçilik ve tutucu ezbercilikten arınması, çağdaş, yenilenmiş bir anlayışla gerçek bir iktidar yürüyüşü başlatması temel özlem ve hedefimizdir. Seçim barajlarının kaldırılması, siyasal partiler yasasının demokratikleştirilmesi yaşanan ve yaşanacak olan her seçim karmaşasının tek çözümüdür. Siyasal yaşamda kendini ifade edebilme ve temsiliyet demokrasinin vazgeçilmez temel direğidir. DİSK Başkanlar Kurulumuz; 22 Temmuz 2007 tarihinde yapılacak olan seçimler ülkemizin geleceğini, işçi sınıfı ve emekçi halkımızın iş/çalışma ve yaşam koşullarını yakından ilgilendirmektedir. Böylesi önemli bir seçim döneminde gerçekleri gözardı eden kolaycı ve kısa erimli bir tavrın DİSK in demokratik sınıf ve kitle sendikal anlayışı ile bağdaşmadığı gerçeğinden hareketle; A) ABD emperyalizminin savaşçı politikalarını, IMF ve Dünya Bankası nın, ulusal ve uluslararası sermayenin istemleri doğrultusunda ekonomi politikaları, Türkiye de uygulayan sermaye partilerine oy verilmemesi, B) Milletvekili aday listelerinde sol ve sosyal demokrasinin evrensel ilkelerine uymayan adaylar olmasına, seçim bildirgelerindeki kimi eksiklikleri ve doğru bulmadığımız politikaları tespit etmemize karşın, Türkiye nin içinde bulunduğu koşullar gözetilerek, Cumhuriyet in temel ilkeleri temelinde seçime birlikte giren CHP-DSP işbirliğinin işçi ve emekçi halkın kimi ekonomik, demokratik ve siyasi taleplerine programında yer vermesi de dikkate alınarak desteklenmesi, C) Bağımsız aday gerçeğinin Siyasal Partiler Yasası, Seçim Yasası yasakları ve barajların bir sonucu olduğu gerçekliğiyle, seçim çalışmasının SEÇİM BARAJLARINA HAYIR kampanyasının bir parçası olarak sürdürülmesine ve bağımsız sol adayların TBMM de temsilinin, siyasal yaşamımızda önemli bir ivme kazandıracağı, kararlarıyla, bütün sendikalarımızı, alt birimlerimizi ve üyelerimizi ve Türkiye halkını bulundukları il ve ilçelerde bu temel politikalara uygun nitelikteki seçim çalışmalarına, yerel koşulları da gözeterek aktif destek vermeye davet eder. *** - 4 Temmuz 2007 Konfederasyonumuz Başkanlar Kurulu açıklaması taslağı olarak gönderilen yukarıdaki metin, Genel Yönetim Kurulumuzca incelenmiş ve aşağıdaki itiraz ve görüşlerin Konfederasyonumuz Başkanlığına iletilmesi zorunluluğu görülmüştür. 19

DİSK Genel Başkanlığına İstanbul İlgi : 3 Temmuz 2007 tarih 231/ÖD-051 sayılı yazınız. İlgi yazınız ekinde gönderilen, 14 Haziran 2007 tarihli Genel Seçimlerin Değerlendirilmesi gündemli Başkanlar Kurulu toplantısına ilişkin 2007 Seçimleri ve DİSK in Tavrı başlıklı taslak metin Genel Yönetim Kurulumuzca incelenmiştir. Öncelikle belirtmeliyiz ki, söz konusu metnin DİSK Başkanlar Kurulu nun kararını mı, yoksa Başkanlar Kurulu toplantısında ortaya çıkan görüşlerin özetlendiği bir DİSK Yönetim Kurulu görüşü mü olduğu konusunda belirsizlik bulunmaktadır. Zira metnin üst yazısında ortaya çıkan görüşler dikkate alınarak Yönetim Kurulumuz tarafından cümlesine yer verilmekte, taslak metnin sonunda ise aynen DİSK Başkanlar Kurulumuz ibaresi ile başlayan ve Başkanlar Kurulu nun kararı biçiminde sunulan üç ayrı seçeneğe birlikte yer verilmektedir. Genel Yönetim Kurulumuz öncelikle bu belirsizliğin giderilmesini, söz konusu metnin DİSK Yönetim Kurulu nun Başkanlar Kurulu toplantısı ışığında oluşturduğu görüş mü, yoksa DİSK Başkanlar Kurulunun Kararı mı olduğu konusunu açıklığa kavuşturması gerekliliğini işaret eder. Şayet söz konusu metin Başkanlar Kurulu Kararı olarak ifade edilecek ise, Başkanlar Kurulunun ağırlıklı eğilimini yansıtmalıdır. Mazeretimiz nedeniyle toplantıya katılamadığımız ve bu nedenle toplantı (ortaya konan görüşler hakkındaki toplantı tutanağı) hakkında bilgi istediğimiz 22 Haziran 2007 tarihli yazımıza da yanıt alamadığımız için Başkanlar Kurulu nda oluşan ağırlıklı görüş hakkında yorum yapma olanağı bulamamaktayız. Bu nedenle taslak metin üzerindeki görüşlerimizi, metinde yer alan kimi tespit ve değerlendirmelere katılıp katılmama ve birbiri içindeki ikilemlere dikkat çekmek biçiminde sürdüreceğiz. Bu bağlamda metnin giriş kısmı ile ilgili bazı görüşlerimiz şöyledir. 1) 2 nci paragrafta söz edilen kamplaşmalar ın ortaya çıkış nedeni olarak belirlenenler yeterli değildir. Son dönemlerde ortaya bir kamplaşma çıkmışsa, ekseni; siyasal islam ve laisizm etrafındadır.yıllardır yükselen siyasal islam kamplaşması karşısında ortaya çıkan laiklik kamplaşması söz konusudur ki bunu bütünleşme olarak tanımlamak daha doğrudur. Paragrafta buna vurgu yapılması gereklidir. 2) 4 üncü paragrafta ülkemiz son dönemde başlıca sorumlularından birinin AKP Hükümeti olduğu bir gerilimi yaşamaktadır cümlesi ile ne anlatılmak istendiği belirsizdir. başlıca sorumlular dan biri AKP Hükümeti olduğuna göre diğeri yada diğerleri hangileridir? Gerilim den hangi olay veya olaylar anlatılmak istenmektedir. İslamın siyasallaştırmak istenmesi mi?, Cumhurbaşkanlığı seçimi mi?, yoksa başka bir şey mi? Bu cümle ile ilk bakışta islamın siyasallaştırılması çabalarının, söz konusu gerilim in ana kaynağı olarak ortaya çıktığının anlatılmak istendiği düşünülebilir. Bu durumda ise konuya başlıca sorumlularından biri ifadesi ile yaklaşmak bize göre doğru olmaz. Bu gerilimin BİR TEK sorumlusu vardır ve AKP dir. Bunun dışında var olduğu söylenebilecek tüm gerilimlerin (Cumhurbaşkanlığı seçimi v.b.) tamamı, islamın siyasallaştırılması çabalarının yarattığı türev gerilimlerdir. Paragrafta somut bu gerçeği yok sayan bu ifade biçiminin değiştirilmesi gerekir. 20

3) 5 nci paragrafta kamplaşmalar elbette önemsiz değil denilmiş olmasına, yani önemsenmesine karşın, kimi kesimlerin bu kamplaşmayı kendi iktidar kavgalarının koç başı yapmalarını ayrıştırmak gerekir denilmektedir. Bu ifadede geçen kimi kesimler kimlerdir? Bu cümlenin satır arasını yanlış yorumlamıyorsak CHP kastı öne çıkmaktadır. Milyonlarca insanın sokaklara çıkarak dile getirdikleri talepler arasında ağırlıklı olarak kamplaşma olarak nitelenebilecek olanı laisizm temelindedir. Bu talebi dikkate alarak, laiklik karşıtı güçleri iktidardan uzaklaştırmak için toplumun (milyonlarca insanın) bu isteminin hayata geçirilmesini programına alan bir kesim (biz siyasi parti anlıyoruz) yanlış yapmış olur mu? Bize göre olmaz ve bu cümle de bu yönde düzeltilmelidir. 4) Yine 5 inci paragrafta yer alan Demokratik süreçlerde ordu müdahalesine karşı çıkmak, çözümü demokrasi içinde demokratik mücadelede aramak gerek cümlesi, hedefi belirsiz bir cümledir. Bize göre kendini sol yelpaze içinde gören CHP den TKP sine kadar ordu müdahalesine karşı çıkmayan parti yoktur. Ordu ile ilgili demokratik kurallar çerçevesinde söylenmiş her söylemi, ordunun müdahalesini istemek biçiminde algılamak doğru değildir. DİSK in sol sayabildiği herhangi bir partinin ordu müdahalesini savunur gösterilmesi anlamına gelebilecek bu cümlenin metinden çıkarılması gereklidir. 5) 7 nci paragrafın sonuna Büyüme, sadece zenginin daha zengin olmasını sağlamıştır cümlesinin eklenmesi, her düzeyden okuyan için daha açıklayıcı olur düşüncesindeyiz. 6) 6 ncı paragrafta kimi doğru tespitler yapıldıktan sonra Bu olumsuzluklar yerinde durdukça hiçbir muhtıra, hiçbir seçim, karmaşayı ve tepkileri ortadan kaldıramaz denilmektedir. Cümle içinde geçen hiçbir seçim ifadesi bu metnin bütünü ile çelişki yaratmaktadır. DİSK ve toplum yıllardır olumsuzluklar yaşamakta, çile çekmektedir. Bunun çözümü demokratik sistemlerde seçim ile ortaya çıkar veya çıkmalıdır ve DİSK bu çözüm için belirlediği iktidar seçeneğinin seçim yolu ile getirilmesi için çaba harcamalıdır. Bugün yapmaya çalıştığımız, bu yönde kamuoyuna görüşlerimizi duyurmaya çalıştığımız bu metin ile de yapmak istediğimiz esasen budur. Bu durumda hiçbir seçim in çare olamayacağı anlamına gelecek bu ifade bir ikilemi yansıtmaktadır ve çıkarılmalıdır. 7) 12 nci paragrafta solun bağnaz milliyetçilikten arınması gerekliliğinden söz edilmektedir. Kamuoyunun önüne sunacağımız bu metinde bağnaz milliyetçilik hangi anlamda kullanılmaktadır? Başka bir ifade ile bu ibare ırkçılık tan başka hangi anlamda algılanabilir? Bu durumda solun bağnaz milliyetçiliği ifadesi tehlikeli bir çelişkidir. Hem sol hem de bağnaz milliyetçilik yani ırkçılık bir arada olabilir mi? Bize göre olamaz. Bu cümle ile hangi siyasal partinin kastedildiği açık olarak yazılmış olmasa da, bir siyasal parti ya sol dur, yada bağnaz milliyetçi dir. İkisi bir arada olamaz ve ülkemizde ya sol yelpaze içinde, ya bağnaz milliyetçi yelpaze içinde, ya din ekseninde yada sermaye v.b. eksende siyasal partiler vardır. Bu paragraf metinden çıkarılmalıdır. Sonuç bölümü ile ilgili olarak ise, bu metnin DİSK Başkanlar Kurulu Kararı (açıklaması) olarak ifade edilmesi halinde görüşlerimiz şöyledir; A) İlk cümlenin. IMF ve Dünya Bankası politikalarını, Türkiye de iktidar olup uygulayan sermaye partilerine oy verilmemesi şeklinde değiştirilmesini veya bu partilerin açıkça isimlendirilmesini, B) Paragraftaki ilk cümlenin milletvekili aday listelerinde geçmişi sol ve sosyal demokrasinin biçiminde değiştirilmesini, C) DİSK in Tüzük ve Genel Kurul Kararlarının ancak ve ancak siyasi partileri işaret edebileceğinin bilindiği ve bu Tüzük ve Genel Kurul Kararlarının yürürlükte bulunduğu sürece, DİSK in seçimlerde bunun dışında bir tavır 21

almasının ve bunu kamuoyuna yansıtmasının olanağı bulunmamaktadır. Bu konudaki görüşümüz Başkanlar Kurulu na hitaben 14 Haziran 2007 tarihli yazımızda da açıkça dile getirilmiştir. Kaldı ki (C) paragrafı ile (B) paragrafına aynı metinde yer verilmesi bize göre başlı başına bir ikilemdir. Her iki paragrafın birlikte bulunması DİSK in bu konuda ne söylediğinin belirsizleştiği anlamına gelir ki, katılmamız olanaklı değildir. Konuya bu çerçevede yaklaşıldığında metnin son cümlesinin (..yerel koşullar. ) düzeltilmesine de doğal olarak gerek duyulacaktır. 2007 Seçimleri ve DİSK in Tavrı taslak metninin DİSK Başkanlar Kurulu değerlendirmesi olarak açıklanması durumunda yukarıdaki itiraz ve görüşlerimizin dikkate alınmaması halinde metne muhalefet şerhi koyacağımızı bilgilerinize sunarız. En iyi dileklerimizle. Tamer ATIŞ Genel Başkan Vekili Ali CANCI Genel Sekreter Vekili Sendikamızca bildirilen yukarıdaki itiraz ve görüşler dikkate alınmamış, ancak söz konusu açıklama DİSK Başkanlar Kurulu olarak yapılmayıp, 5 Temmuz 2007 tarihinde DİSK Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Süleyman Çelebi tarafından yapılmıştır. *** Sendikamız kamu ve özel sektöre ait işyerlerinin örgütlenmesine çalışmakta ve toplu iş sözleşmeleri bağıtlanmaktadır. Bu işyerlerinde gerek örgütlenme gerekse toplu sözleşme süreçlerinde çeşitli sorunlar yaşanmaktadır. Ancak bunlardan biri var ki, özellikle konfederasyonumuz camiasının bilgisine de malolmuş durumdadır. Konfederasyonumuza bağlı Genel-İş Sendikası çalışanları ve sendika yöneticilerini yakından ilgilendiren bu konuda Dairemizce yapılan kimi yazışma ve duyurulara çalışma raporumuzda yer vermeyi bir görev bildik. - 20 Ekim 2004 Genel-İş Sendikası çalışanlarından bazılarının herhangi bir gerekçe göstermeden sendikamız üyeliğinden noter kanalı ile çekilmeleri üzerine, ayrılmalarının nedenlerini öğrenmek için gönderdiğimiz yazı aşağıda yer almaktadır. Sendikamızca 9 Temmuz 2004 tarihinde, KESK üyesi Eğitim-Sen in kapatılma davası ile ilgili olarak Konfederasyonumuza gönderdiğimiz yazıdan sonra yaşanan sendikamızdan ayrılmalarla ilgili gönderdiğimiz bu yazımıza hiçbir çalışandan yanıt gönderilmemiştir. Sayın (Genel-İş çalışanı.) Sendikamız üyeliğinden çekildiğinize ilişkin Noter Onaylı form sendikamıza ulaşmıştır. 22

Sendikaya üye olmak kadar, üyelikten çekilmek de biz işçilerin en doğal hakkıdır. Bu hakkın kullanılması sırasında hiçbir gerekçe gösterme zorunluluğu da elbette ki yoktur. Ancak, aynı konfederasyona bağlı iki kardeş örgütten birinin çalışanı olarak sizin Sosyal-İş Sendikası üyeliğinden çekilme nedeniniz bizim için önemlidir. Şayet isterseniz çekilme nedeninizi bildirmeniz halinde, bizim bu konuda varsa eksikliklerimizi gidermemize yada olası yanlış anlamaların ortadan kaldırılmasına katkınız olacaktır. Bilgilerinizi rica ederiz. En iyi dileklerimizle. Tamer ATIŞ Genel Sekreter Metin EBETÜRK Örg. Daire Başkanı *** - 29 Ocak 2007 Sendikamıza gerek sözlü, gerekse yazılı yapılan kimi üyelerimizin başvuruları üzerine Genel-İş Sendikası Genel Başkanlığı na gönderdiğimiz yazı; Genel-İş Sendikası Genel Başkanlığına Ankara Bir süredir, sendikanız çalışanlarından sendikamıza üye olanların, sendikamız üyeliğinden istifa etmeleri yönünde kimi baskılar yapıldığına ilişkin sözlü başvurular bulunmakta, bunlara sendikamızca olmaz öyle şey yanıtı verilmekte idi. Ancak bu kez, ekte örneğini sunduğumuz yazılı başvuru ile üyemiz Safiye Aygüç kendisine bu yönde 13. Bölge Başkanı Hüseyin Yaman ın Sendikanız Genel Başkanı nın adını da kullanarak baskı yaptığını bildirmektedir. Konuyu değerlendiren Genel Yönetim Kurulumuz, Genel-İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu ndan hiçbir kimsenin böyle bir davranışta bulunmayacağı inancıyla konuyu bilginize sunmayı uygun bulmaktadır. Gereğini ve sonucun sendikamıza bildirilmesi hususunu bilgilerinize rica ederiz. En iyi dileklerimizle. Tamer ATIŞ Genel Başkan Vekili Ali CANCI Genel Sekreter Vekili *** 23

- 31 Ocak 2007 Genel-İş Sendikası ndan yukarıdaki yazımıza yanıt olarak gönderilen yazı ekinde, örgüte gönderilen yazı sendikamıza gönderilmiştir; *** - 19 Mart 2007 Genel-İş Sendikası çalışanlarından birisinin noter masraflarını cebinden karşılayarak bazı üyelerimizin istifa isteklerine yardımcı(!) olduğu, istifa gerekçesi olarak kimi üyelerin % 10 barajına destek üyeliğini dile getirdiği vb. duyumlar üzerine, Genel-İş çalışanlarının sendikamızdaki örgütlülük sürecine ilişkin aşağıdaki açıklamanın yapılması zorunlu olmuştur; SOSYAL-İŞ SENDİKASI NA ÜYE OLMUŞ 24

TÜM GENEL-İŞ SENDİKASI ÇALIŞANLARINA Genel-İş Sendikası çalışanlarının Sosyal-İş Sendikasına üye olmaya başlamaları 1996 yılının başlarına rastlar. İlk üyelikler 4 Nisan 1996 tarihinde gerçekleşmiştir. Sosyal-İş, % 10 barajını ilk kez Ocak/1994 istatistiklerinde aşmıştır. Başka bir ifade ile Genel-İş Sendikası çalışanları örgütlü bir şekilde Toplu İş Sözleşmesi hakkını kullanmak üzere Sosyal-İş üyeliğini yeğlemişlerdir. Genel-İş çalışanlarının bu haklı talepleri 2003 yılında yapılan Toplu İş Sözleşmesi ile taçlanmıştır. Bu uğurda Genel-İş Sendikası yöneticilerinin sundukları katkı da, belleklerimizden silinmeyecek düzeydedir. Öylesine katkıdır ki, Sosyal-İş yöneticilerinin Sendika çalışanları, çalıştıkları sendikalara üye olabilmelidirler, DİSK in hedeflerinden biri de bu olmalıdır anlayışlarını hiç sakınmadan her zaman dile getirmiş olmalarına karşın, Genel-İş çalışanlarının Sosyal-İş te örgütlenmeleri başarılmıştır. Elbette böyle olmalıydı ve oldu. Sendika çalışanlarının çalıştıkları sendikalara üye olabilmeleri doğrultusundaki anlayış ancak bir mücadele hedefi olabilirdi ve Sosyal-İş açısından da bu böyle idi. Ancak günün mevzuatının dayatması olarak, herhangi bir işyerindeki işçi gibi, Genel-İş Sendikası işçisinin de örgütlenme ve toplu iş sözleşmesi hakkı olmalıydı. Ne bu gerçeklik, yukarıdaki mücadele hedefinin önüne konabilirdi, ne de bu mücadele hedefi, gerçekliğin önüne geçebilirdi. Sosyal-İş Sendikasının, Genel-İş Sendikası çalışanlarının örgütlenme çabalarına destek vermesi ve toplu iş sözleşmesi hakkına kavuşmaları uğraşında yanyana olmasının doğallığı buradadır. Sosyal-İş in 50.000 e ulaşan % 10 barajı karşısındaki konumunun korunmasında elbette ki tek, tek her üyesinin olduğu kadar, Genel-İş çalışanı üyelerinin katkısı asla hiçbir zaman yadsınmamıştır. Sosyal-İş Sendikasına ödenen her kuruş aidatın da önemi hiçbir zaman yadsınmamıştır, yadsınamaz. Bu öneme karşın hiçbir sendikaya ve Sosyal-İş e dar aidat çıkarı ile yaklaşmak haksızlık olur. Sosyal-İş e ödenen tüm aidatların hangi işyeri çalışanlarından gelirse gelsin yine DİSK in büyümesi, DİSK in gelişmesi, işçi sınıfının örgütlenmesi, bilinçlendirilmesi doğrultusunda son derece dikkatli bir biçimde, ülkemizde örnek sayılabilecek bir titizlikle harcandığı da, sadece DİSK topluluğu içinde değil, tüm sendikal ortamlarda bilinen bir gerçekliktir. Sosyal-İş e ödenen hiçbir aidat, işçi sınıfının örgütlenmesi ve bilinçlendirilmesi bakımından boşa gitmemiştir, gitmeyecektir. Bugün ülkemizin ekonomik, demokratik ve sosyal sorunları karşısında Sosyal-İş Sendikası nın ortaya koyduğu görüşlerden hiçbirinde, DİSK in görüşlerine aykırılık bulunmaması bunun kanıtıdır. Sosyal-İş Sendikası DİSK in amaç ve ilkelerini, mücadele hedeflerini, genel kurul kararlarını azami titizlikle uygulama ve savunmada ne bir adım geride, ne bir adım öndedir. Son günlerde Genel-İş çalışanı üyelerimizin bir kısmının bu gerçeklikleri bir an için gözden uzak tutarak gösterdikleri davranış bizleri üzmüştür. Sosyal-İş DİSK üyesidir, Genel-İş de DİSK üyesidir. Sosyal-İş e üye olsun, olmasın DİSK e üye bütün sendikaların çalışanları DİSK lidir. Bu bakımdan DİSK e bağlı sendikalarda çalışan işçilerin DİSK liliği, elbette DİSK e bağlı bir sendikaya üye olup olmamaları ile ölçülemez. Ancak, var olan bir üyelik ilişkisinin hele karşı çıktığımız, yıkmak için uğruna bedeller ödediğimiz yollar kullanılarak- sona erdirilmesinde ortaya konacak bir gerekçenin gerçekliği de olamaz. DİSK lilerin çalıştığı, DİSK üyesi bir sendikanın yöneticilerine başka bir sendikanın yöneticilerinin, işveren gözü ile bakmasının olanağı da yoktur. Bu pencereden bakıldığında Sosyal-İş-Genel-İş ilişkisinde, ortada ne bir işveren vardır, ne de işveren karşısında doğru sendikacılık yapmayan bir sendika vardır. 25

Sosyal-İş olarak bugüne kadar, Genel-İş Sendikası çalışanlarının örgütlenme mücadelesine, toplu iş sözleşmesi görüşme sürecine ve uygulanmasına hep böyle baktık. Karşımızda hiçbir zaman bir işveren görmedik, görmeyeceğiz. Sendikamız ile Genel-İş arasında bağıtlı TİS nin 2007 yılı ücretlerini belirleyen maddesine yaklaşımımız da bu yönde olmak zorunda idi ve öyle de olmuştur. Bu bakış açısıyla yaklaşık 3,5 aydır sürdürülen görüşmeler sonunda, Konfederasyonumuz DİSK in Genel Başkanı Sayın Süleyman Çelebi nin başkanlığını yaptığı son toplantıda, ücretlere % 10 oranında zam yapılması ve yemek ile ulaşım yardımlarının 100,00 YTL olarak uygulanması üzerinde mutabakat sağlanmıştır. Bu zamların Genel-İş Sendikasınca günün koşullarında uygulanabilecek en üst düzeyde zam olduğuna kuşkumuz yoktur. Genel-İş Sendikası çalışanlarının birer DİSK li olarak tüm süreci en doğru biçimde değerlendireceklerine olan inancımızla selam ve sevgilerimizi sunuyoruz. GENEL YÖNETİM KURULU *** Eşgüdüm Dairemiz Aralık 2003 tarihli 11. Genel Kurulumuzdan buyana sendikamıza gelen 3086 adet, sendikamızdan gönderilen 3296 adet evrak üzerinde işlem yapmıştır. Kısıtlı olanaklarımızla oluşturduğumuz ve faal tuttuğumuz Internet sitemiz, bu dönem içinde Basın-Yayın Dairemiz ile ortaklaşa yenilenmiş ve geliştirilmeye çalışılmaktadır. Bu gün için Ankara ve İstanbul Şubelerimize bilgisayar donanımı ve Internet ortamı sağlanabilmiş, diğer şubelerimiz için de önümüzdeki dönemde aynı olanakların sağlanması düşünülmektedir. Sendikamızın üyelerini kayıt ettiğimiz Üye Takip Programımız yine bu dönem içinde yenilenmiş, çok pratik işlem yapılabilen, bilgilere anında ulaşılabilen, örneği bulunmayan bir özel program haline getirilmiştir. Yine bu dönem içinde İstanbul ve İzmir Şubelerimizin hizmet binaları değiştirilmiş, daha merkezi, daha işlevsel, daha donanımlı hale getirilmiş ve birer personel göreve başlatılmıştır. Aynı şekilde Genel Merkez hizmet binamız da, tüm olanaklarımızı zorlayarak, diğer harcamalarımızı kısarak banka kredisi ile satın aldığımız yeni adresine taşınmış; kiracı olarak bulunduğumuz önceki hizmet binamız da Ankara Şubemize tahsis edilmiştir. Sendikamızın tüm yazışmalarını yapan, üye takip programını kullanarak üyelerimizin kayıtlarını izleyen, bir taraftan gelen telefonlara yanıt verirken telefonlarımızı bağlayan; aynı zamanda tüm yayınlarımızın özellikle gazetemizin hazırlanmasında kendilerine zaman sınırı koymaksızın özveride bulunan; muhasebe kayıtlarımızı titizlikle tutan, sendika kasamızın sorumluluğunu özveriyle sahiplenen; sendikamızın temizliğinden, konuklarımıza ve tüm çalışan ve yöneticilerimize ikramda en küçük bir eksiklik göstermeyen, otolarımızın bakımından evraklarımızın dağıtımına kadar her türlü işi yapmakta birbirinden geri durmayan tüm genel merkez personelimiz ile şubelerimizde aynı duygu, çaba ve özveriyi gösteren personelimize teşekkürü borç biliyoruz. Önceki dönemlerde vücutları aramızdan ayrılan ancak hiçbir zaman unutmayacağımız başta Genel Başkanımız Özcan Kesgeç ile tüm arkadaşlarımızı sevgiyle, saygıyla anıyoruz. 26