BÖLÜM 4 SOĞUTMANIN SÜT BİLEŞENLERİNE ETKİLERİ VE SOĞUK MUHAFAZAYA ALTERNATİF YÖNTEMLER

Benzer belgeler
Peynir Teknolojisi. a- Üretildikten hemen sonra tüketilmeyen; belirli sıcaklık ve bağıl nem koşullarında belirli süre olgunlaşmış peynirler

PEYNİR TEKNOLOJİSİ. d- Yarı yumuşak (Limburg, Roquefort vb.) e- Yumuşak (Brie, Cottage vb.) 3. Peynirin kuru maddede yağ içeriğine göre.

SIKÇA KARŞILAŞILAN HİLELER VE SAPTAMA YÖNTEMLERİ

2)Subatomik parçacıklardan oluşan radyasyon. α, β ışınları

TÜRK GIDA KODEKSİ YENİLEBİLİR KAZEİN VE KAZEİNAT TEBLİĞİ (TEBLİĞ NO:2018/ )

Manda Ürünlerini Ekonomik Değeri Nasıl Artırılabilir Yrd. Doç. Dr. Zeki GÜRLER


KGP202 SÜT TEKNOLOJİSİ II

KALİTELİ SÜT NASIL ELDE EDİLİR?

SÜT VE ÜRÜNLERİ ANALİZLERİ

SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ

Gıda Kimyası II Gıdaların işlenmesi sırasında ortaya çıkan reaksiyonlar. Vural Gökmen

SÜT ENDÜSTRİSİNDEKİ YARARLI MİKROORGANİZMALAR

EMÜLSİFİYE ET ÜRÜNLERİ

BÖLÜM 2: SÜTÜN NİTELİKLERİ. Yrd. Doç. Dr. Tuba ŞANLI

U.Ü KARACABEY M.Y.O SÜT VE ÜRÜNLERİ TEKNOLOJİSİ 2010 SÜT KABULÜNDE KALİTE KONTROLÜ

KGP202 SÜT TEKNOLOJİSİ II

KGP202 SÜT TEKNOLOJİSİ II

Akvaryum veya küçük havuzlarda amonyağın daha az zehirli olan nitrit ve nitrata dönüştürülmesi için gerekli olan bakteri populasyonunu (nitrifikasyon

ISIL İŞLEMİN SÜT BİLEŞENLERİNE ETKİSİ

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

KİMYASAL ANALİZ LİSTESİ

UYGULAMALI MİKROBİYOLOJİ LABORATUARI

Çamlı, BioAqua markası altında ürettiği balık yemleri ile müşterilerine çok geniş bir ürün segmenti sunmaktadır. Ağırlıklı olarak üretilen Levrek,

ÇĠĞ SÜTTE ASĠTLĠK TAYĠNĠ

REDA LOW TEMP. EVAPORATOR FOR WHEY CONCENTRATION. REDA EVAPORATOR Düşük ısıda Peynir Altı Suyu Konsantrasyonu için

ET ÜRÜNLERİ ÜRETİMİNDE KULLANILAN TEMEL MATERYALLER VE KATKI MADDELERİ. K.Candoğan-ET

BÖLÜM 2: SÜTÜN NİTELİKLERİ. Yrd. Doç. Dr. Tuba ŞANLI

BESLENME VE SAĞLIK AÇISINDAN KEÇİ SÜTÜNÜN NİTELİKLERİ

1 1. LABORATUVAR MALZEMELERİ MEMBRAN FİLTRASYON YÖNTEMİ...

Mikrobiyal Gelişim. Jenerasyon süresi. Bakterilerde üreme eğrisi. Örneğin; (optimum koşullar altında) 10/5/2015

ayxmaz/biyoloji Adı: 1.Aşağıda verilen atomların bağ yapma sayılarını (H) ekleyerek gösterin. C N O H

7. BÖLÜM MİKROBİYAL GELİŞİM

KGP202 SÜT TEKNOLOJİSİ II

FINEAMIN 06 kullanılan kazan sistemlerinin blöfleri yalnızca ph ayarlaması yapılarak sorunsuzca kanalizasyona dreyn edilebilir.

4. GURUP SÜT ÜRÜNLERİ SANAYİ MESLEK GURUBU İLE İLGİLİ FİRE VE ZAYİAT ORANLARI

Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur.

Protein Durultması ve Şarap Taşı Stabilizasyonu

Çizelge 2.6. Farklı ph ve su sıcaklığı değerlerinde amonyak düzeyi (toplam amonyağın yüzdesi olarak) (Boyd 2008a)

Zeyfiye TEZEL Mehmet KARACADAĞ

Yetiştirme Ortamlarında Besin Maddesi Durumunun Değerlendirilmesi

SABUN SENTEZİ (Yağların Hidrolizi veya Sabunlaştırılması)

Bu çalışma boyunca katkılarını esirgemeyen başta danışmanım Prof. Dr. Artemis KARAALİ olmak üzere herkese teşekkürü bir borç bilirim.

HAYVAN BESLEMEDE ENKAPSÜLASYON TEKNOLOJİSİ VE ÖZELLİKLERİ. Prof.Dr. Seher KÜÇÜKERSAN

Suyun sertliği geçici ve kalıcı sertlik olmak üzere ikiye ayrılır ve suda sertlik çözünmüş Ca +2 ve Mg +2 tuzlarından ileri gelir.

III-Hayatın Oluşturan Kimyasal Birimler

TGK-KREMA VE KAYMAK TEBLĐĞĐ (2003/34) (Yayımlandığı R.G.: /25242)

Madde 2- Bu Tebliğ krema ve kaymağı kapsar. Bitkisel yağ esaslı köpük kremayı kapsamaz.

ENERJİ AKIŞI VE MADDE DÖNGÜSÜ

FEN ve TEKNOLOJİ / ASİT VE BAZLAR GÜNLÜK YAŞAMDA ASİT VE BAZLAR

Merve ŞAHİNTÜRK Prof. Dr. Zübeyde ÖNER Süleyman Demirel Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER

Hastanelerde Su Kullanımı. M.Ali SÜNGÜ Amerikan Hastanesi Bakım ve Onarım Müdürü

Organik Bileşikler. Karbonhidratlar. Organik Bileşikler YGS Biyoloji 1

NATURAZYME Naturazyme enzim grubu karbohidrazlar, proteaz ve fitaz enzimlerini içerir.

BAL TANIMI BALIN BİLEŞİMİNİ OLUŞTURAN MADDELER

GIDALARIN YÜZEY ÖZELLİKLERİ DERS-9

Mikroorganizmalara giriş. Yrd.Doç.Dr. Sema CAMCI ÇETİN

Kimya Bilim Danışmanlığı Çalıştayı (29/08/ /09/2007)

PEYNiR....gıdanıza değer katan çözümler...

Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir.

GIDA ve TEMEL İŞLEMLER Gıda Muhafaza Yöntemleri

LİPİTLER SINIFLANDIRILMALARI VE ÖZELLİKLERİ

BÖLÜM 1 SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİNİN SOĞUTULMASI

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

İÇME SULARININ DEZENFEKSİYONUNDA NANOMATEYALLERİN KULLANIMI

GIDALARDA MİKROBİYAL GELİŞMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Risk potansiyelinin azaltılması Çevre tehditlerinin önlenmesi Masrafların düşürülmesi

Antosiyanin İçeriği (mg/l)

O2 tüketerek ya da salgılayarak ta redoks potansiyelini değiştirebilirler.

DAHA İYİ ÖZEL FORMÜLASYON. Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık

Meyve Suyu Üretiminde Ozmotik Destilasyon ve Membran Destilasyon Uygulamaları

TEST 1. Hücre Solunumu. 4. Aşağıda verilen moleküllerden hangisi oksijenli solunumda substrat olarak kullanılamaz? A) Glikoz B) Mineral C) Yağ asidi

BEYAZ PEYNİR ÜRETiMi. Öğr. Gör. Oya Irmak ŞAHİN-CEBECİ Süt Teknolojisi-II Ders Notu #3

PROJENİN ADI POLİMER KATKILI ASFALT ÜRETİMİNİN ARAŞTIRILMASI. Danışman: Doç.Dr. İsmet KAYA. Zeyfiye TEZEL Mehmet KARACADAĞ

5. Bölüm Sütteki Enzimler

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS

İyi kalitedeki yem seçimi ve yönetimi, Yoğun yetiştiricilik yapılan karides havuzlarında mekanik havalandırma yapılması, Mümkün olabildiğince su

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur..

DETERJAN VE DEZENFEKTANLAR. Fırat ÖZEL, Gıda Mühendisi 2006

BOLU GIDA KONTROL LABORATUVAR MÜDÜRLÜĞÜ Doküman No F.P İlk Yayın Tarihi MİKROBİYOLOJİ LABORATUVARI

N = No [2] t/g. No : Başlangıçtaki m.o. sayısı, N : t süre sonundaki m.o. sayısı, t : Süre, G : Bölünme süresi.

Gıdalarda Temel İşlemler

Yeni Nesil Kalsiyum Sabunu By Pass Yağ; Magnapac Tasty

DÖNER SERMAYE ANALİZ LİSTESİ

Sığır yetiştiriciliğinde Sıcaklık Stresi ve Alınabilecek Önlemler. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi

6-Maddelerin daha az çözünür tuz ve esterleri kullanılabilir. 7-Isı, ışık ve metaller gibi katalizörlerin etkisi önlenebilir.

Elazığ İlinde Bir Maden Sahasından Kaynaklanan Sızıntı Sularının Maden Çayına Etkisi: II. Diğer Parametreler

YGS ANAHTAR SORULAR #5

DONDURMA TEKNOLOJİSİ. Prof.Dr. Hilal ÇOLAK

SU ÜRÜNLERİNDE GIDA GÜVENLİĞİ

Kök Salgıları. Fotosentezde kullanılan karbonun ortalama % ı köklere ulaşır ve bunun büyük bir kısmı kök salgıları şeklinde rizosfere verilir.

Ötrifikasyon. Ötrifikasyonun Nedenleri

YÜKSEK BASINÇ TEKNOLOJİSİ VE SU ÜRÜNLERİNDE KULLANIMI. Fatma ÖZTÜRK, Hatice GÜNDÜZ

Prof. Dr. Filiz Özçelik. Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü

Ca ++ +2HCO 3 CaCO 3(s) +CO 2 +H 2 O 2 CEV3352

OTEKOLOJİ TOPRAK FAKTÖRLERİ

ÜZÜM TANESİNİN GELİŞİMİ VE YAPISI

Hatice YILDIRAN. Gıda Mühendisi BURDUR İL MÜDÜRLÜĞÜ

EVDE KİMYA SABUN. Yağ asitlerinin Na ve ya K tuzuna sabun denir. Çok eski çağlardan beri kullanılan en önemli temizlik maddeleridir.

Transkript:

BÖLÜM 4 SOĞUTMANIN SÜT BİLEŞENLERİNE ETKİLERİ VE SOĞUK MUHAFAZAYA ALTERNATİF YÖNTEMLER A- Soğutmanın süt proteinlerine etkileri Sütün kolloidal dispers fazını kazein miselleri oluşturmaktadır. Çapları 30-300 nm arasında değişen miseller, kazein ile kalsiyum, magnezyum fosfat ve sitrat tuzlarından oluşmuştur. Kazein ise tek bir protein olmayıp birçok fraksiyonu bulunmaktadır. Kazein fraksiyonlarından β-kazein ısıya çok duyarlı olup, normal oda sıcaklığında molekül ağırlığı yüksek polimerler, 0-4 C de ise monomerler oluşturmaktadır. β-kazein in bu özelliği, 25 C de 0.03 M kalsiyum (Ca) konsantrasyonunda çözünmemesinden, buna karşın 0-4 C de çözünmesinden ileri gelmektedir. 0-4 C de β-kazein in çözünerek ayrılması nedeniyle orijinal kazein misellerinin boyutları küçülmektedir. Benzer bir durum serin proteinazlarında da görülmektedir. Bu enzim de düşük sıcaklıklarda misellerden ayrılmaktadır. Düşük sıcaklık derecelerinde β-kazein ve tripsin benzeri proteinazların serum fazındaki artışı β-kazein in bir fragmenti olan (gamma) kazein miktarını da arttırabilmektedir. Eriyebilir kazein oranı 20 C de tüm kazeinin %5-7 si iken bu oranın 2 C de %15-20 ye yükseldiği görülmektedir. Bu durum, β-kazein in farklı sıcaklıklarda farklı eriyebilme yeteneği göstermesinden kaynaklanmaktadır. Yapılan araştırmalarda, 35 C deki eriyebilir kazeinin %34 ünün, 4 C de ise eriyebilir kazeinin %47 sinin β-kazein den oluştuğu belirlenmiştir. Bir başka araştırmada ise 2 C de 24 ve 48 saat bekletilen sütlerde misel boyutunun küçüldüğü, aynı sütlerin oda sıcaklığında 24 saat bekletilmesi durumunda ise misellerin eski boyutlarına ulaştığı belirlenmiştir. Bu durumda değişim ise tersinir olmakla birlikte düşük derecelerde misellerden ayrılmış olan β-kazein oda sıcaklığında misellere orijinal konumunda bağlanamadığından sadece misel yüzeyine adsorbe olmaktadır. Bu durumda misel strüktüründeki değişim tersinmez karakter taşımaktadır. Kazein miselinin strüktüründe görülen bu değişikliğin yanı sıra misellerin bileşimi de değişmektedir. 0-5 C de kazein miseli %20 kazein, %76 su içerirken, 35-40 C de %28 kazein, %62 su içermektedir. Çizelge 7 de sıcaklığın kazein miseline etkileri gösterilmektedir.

Çizelge 7. Sıcaklığın kazein miseli konsantrasyonuna etkileri. Misel bileşenleri Kazein Kalsiyum Fosfor (anorganik) Fosfor (toplam) Su Konsantrasyon 0-5 C 35-40 C 20,00 28,00 0,70 1,00 0,24 0,29 0,45 0,63 76,00 62,00 Çizelge 7 de de görülebildiği gibi soğukta saklama sırasında misele bağlı olan su oranı da artış göstermektedir. Bu durum sütün kolloidal fazını daha kararlı bir hale getirmekte ve sütün peynir mayası ile pıhtılaşmasını etkilemekte, pıhtılaşma süresini uzatmakta, pıhtının kesilmeye karşı gösterdiği direnç (pıhtı sertliği) azalmaktadır. Bu durum, CaCl 2 ilavesi ile belirli bir düzeyde önlenebilmektedir. Yapılan çalışmalarda, sütü 3 C de 24 saat bekletmenin peynir mayası ile pıhtılaşma süresini %23, aynı sıcaklıkta 48 saat bekletmenin ise %27 arttırdığı saptanmştır. Soğutulmuş sütlerde görülen amonyak artışının, soğukta gelişen bakterilerin protein doğasında olmayan azotlu bileşenleri parçalamasından ileri geldiği belirtilmektedir. Parçalanma sonucunda oluşan bu azotlu bileşenler peynirin tadında olumsuz etkilere neden olmaktadır. Örneğin uzun süre 5 C de saklanmış sütlerden yapılan Cottage (Katıç) peynirinde acımsı, çürüğümsü ve patates tatlarının baskın olduğu saptanmıştır. Soğukta saklama sırasında süt proteinlerinde görülen bu değişimler peynir teknolojisinde giderilmesi mümkün olan ve olmayan sorunlar yaratabilmektedir. Soğukta bir süre bekletilmiş sütten peynir yapıldığında, peynir altı suyunun ayrılma süresi uzamakta, pıhtı gevşek olmakta ve işlenmesi güçleşmektedir. Ek olarak; sınırlı da olsa randıman (verim) kaybı gözlenmektedir. B- Soğutmanın süt yağına etkileri Bilindiği gibi sütün emülsiyon fazını çeşitli büyüklükteki yağ globülleri oluşturmaktadır. Bunların iç kısımlarında trigliseridler, dış kısmında da iki farklı bölgeden oluşmuş bir zar (membran) bulunmaktadır. Bu zarın, yağın emülsiyon durumunu korumada özel bir önemi bulunmaktadır. Trigliseridlerle tamamen birleşmiş olan zarın birinci bölümü iç

bölgede biyolojik bir membran gibidir ve birbirine çok sıkı bağlanmış lipoprotein fosfolipid kompleksinden oluşmuştur. Bu bölge çok duyarlı olmayıp ancak çok kuvvetli dış etmenlerle, örneğin; donma, tekrar çözünme, yayıklanma ve homojenizasyon ile parçalanabilmektedir. Zarın dış kısmındaki katmanın yapısı ise çok karmaşık olup, burada protein, enzim, iyon ve fosfolipidler yer almaktadır. Bu yapı çok değişken olduğu için dış zar değişik etkenlere karşı duyarlılık göstermektedir. Süt lipitlerinin %98-99 unu trigliseritler oluşturmaktadır. Serbest yağ asitleirt ise özellikle yeni sağılmış sütlerde minimum düzeydedir. Sütün doğal yapısında yer alan serbest yağ asitleir soğukta saklama sırasında artmaktadrı. Bunun nedeni esas olarak kazein sistemi ile birlikte bulunan lipaz enziminin düşük sıcaklık derecelerinde kazein miselinden ayrılmasıdır. Bunun sonucunda aktif lipaz enzimi miktarı artmaktadır. Ayrıca, düşük sıcaklık dereceleri yağ globüllerinin dış kısmında bulunan erime noktası yüksek ve doymamış lipitlerin hacmini küçültmekte ve kristalleşmelerine neden olmaktadır. Bu da globüller içerisinde yer alan sıvı haldeki lipitlerin dışarı çıkarak lipaz enzimi ile direkt temasını kolaylaştırmaktadır. Soğukta saklama süresi uzadıkça yağ globüllerine adsorbe olan lipaz enziminin neden olduğu lipoliz sonucu serbest yağ asidi miktarı artmaktadır. Özellikle serbest hale geçen yağ asitlerinden 6, 8, 10 ve 12 karbon atomlu (sırasıyla kaproik, kaprilik, kaprik ve lavrik asit) yağ asitleri sütte ve tereyağında acılaşmaya neden olmaktadır. Ayrıca kesif yemle ve silajla beslenen hayvanların sütleri ile akşam sağımı ve laktasyon sonu sütlerde soğutmanın daha fazla lipolize neden olduğu belirlenmiştir. Ayrıca, soğutma derecesini düşürme ve soğutma süresini uzatma ve soğutma sırasında sütü karıştırma lipolizi hızlandırmaktadır. Bu nedenle, sütü uzun süre soğukta saklama, ürün kalitesini özellikle de krema ve tereyağı kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir. Soğutma sırasında yağ globüllerini çevreleyen dış zarın (membranın) bileşiminin değiştiği, bileşenlerden 1/3 ünün kaybolduğu ve bazı durumlarda koloidal fazdaki bileşenlerin özellikle proteinlerin zar üzerine adsorbe olabileceği de belirtilmektedir. Bu değişimler sonucunda yağ globüllerinin kümeleşmesi hızlanmakta ve kaymak bağlama yeteneği artmaktadır. Burada, yağ globülleri üzerine soğutma sonucu toplanan immünoglobulinlerin etkisi bulunmaktadır. C- Soğutmanın mineral maddelere etkisi Sütün mineral maddeleri sütte çözünür ve kolloidal formlarda bulunmaktadır. Bu iki faz arasında bir denge söz konusudur. Soğutma, kolloidal ve çözünür mineraller arasındaki

dengeyi etkileyerek çözünür fazın artmasına neden olmaktadır. Düşük soğutma derecelerinde kalsiyum fosfat tuzlarının çözünürlüğü artmaktadır. Mineral madde dengesinde meydana gelen bu değişim sütün peynir mayası ile pıhtılaşma yeteneğini olumsuz yönde etkilemekte, pıhtılaşma süresini uzatmakta ve sonuçta gevşek bir pıhtı elde edilmektedir. Buna bağlı olarak da peynir randımanında azalma meydana gelmektedir. Süte CaCl 2 ilavesi ile bu olumsuzluklar giderilebilmektedir. Soğutmaya Alternatif Koruma Yöntemleri İlgili yasa ve yönetmelikler tarafından yasaklanmasına karşın çiğ sütün asitliğinin gelişiminin yavaşlatılması veya durdurulması amacıyla antibakteriyel ve nötralizan özelliğe sahip bazı kimyasal koruyuculardan yararlanılmaktadır. Ülkemiz gibi sıcak iklim kuşağında yer alan bölgelerde karbonat, çamaşır sodası, benzoik asit ve tuzları, sorbik asit ve tuzları, nitrat, nitrit, formaldehit ve hidrojen peroksit gibi kimyasal koruyucular sıklıkla kullanılmaktadır. Bu uygulamalar içerisinde çiğ sütlere hidrojen peroksit (H 2 O 2 ) katımı ayrı bir önem taşımaktadır. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Teşkilatı (FAO), soğuk zincirin koptuğu ya da kurulamadığı sıcak iklim bölgelerinde koruyucu amaçla çiğ süte konsantrasyonu 300 ppm i aşmamak koşulu ile yalnızca H 2 O 2 katımına onay vermektedir. H 2 O 2 nin bu ayrıcalığı, ısı etkisi altında kolay, çabuk ve tamamen parçalanabilme özelliğinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca, parçalanma ürünleri olan su ve oksijen toksik etki yaratmamaktadır. Bununla birlikte, tüketime sunulan süt ve süt ürünleri içerisinde H 2 O 2 bulunması sakıncalıdır. Kalıntı H 2 O 2, süt ürünleri üretimi sırasında starter bakterilerinin gelişimini ve laktik asit başta olmak üzere metabolitlerin üretimini olumsuz yönde etkilediğinden inkübasyon süresi uzamakta ve son ürünün fiziksel ve duyusal özellikleri zayıflamaktadır. Dolayısıyla, H 2 O 2 ilavesi ile korunmuş çiğ sütlerden üretilen süt ürünlerinin uygun normlarda ısıl işleme tabi tutulmaları ve/veya katalaz enzimi (EC 1.11.1.6.; Catalase H 2 O 2 :H 2 O 2 Oxidoreductase) ile kalıntı H 2 O 2 nin parçalanması bir zorunluluktur. H 2 O 2 nin starter bakteriler üzerindeki etkileri H 2 O 2 konsantrasyonuna, bakteri sayısına ve ısıl işlemin etkinliğine bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Ayrıca, Gr (+) laktik asit bakterileri, Gr (-) laktik asit bakterilerine oranla H 2 O 2 uygulamasına daha dayanıklıdır. Patojen mikroorganizmalar içerisinde Mycobacterium tuberculosis in H 2 O 2 ye karşı son derece dirençli olduğu bilinmektedir. H 2 O 2 nin süt teknolojisi açısından en belirgin sakıncası yüksek konsantrasyonlarda kullanımları durumunda son ürünün fiziksel özelliklerinde zayıflama ve tipik peynir ve yoğurt aromasında azalma meydana getirmesidir. Ayrıca, özellikle yağlı yoğurtlarda yağların otooksidasyonun tetiklenmesinde H 2 O 2 nin etkili olduğu bilinmektedir. H 2 O 2 ilavesi ile

korunmuş sütlerden üretilen yoğurtlara ilişkin bir çalışmaya ait sonuçlar Çizelge 8 de özetlenmiştir. Çiğ sütün korunmasında kullanılacak olan H 2 O 2 nin saf, ağır metallerden arındırılmış ve elektrolitik yolla elde edilmiş olması ve sağımdan sonra 1 saat içerisinde süte ilave edilmesi gerekmektedir. Şu unutulmamalıdır ki, gerek insan sağlığı gerekse ürün kalitesi açısından H 2 O 2 uygulaması çok zorunlu olmadıkça kaçınılması gereken bir uygulamadır. Çizelge 8. Hidrojen peroksit ilavesi ile korunmuş sütlerden üretilen yoğurtlara ait bazı analiz sonuçları. H 2 O 2 Kons. (mg kg -1 ) ph Serum ayrılması (ml 25 ml -1 yoğurt) Peroksit değeri (meq O 2 kg -1 yağ) Asetaldehit (ppm) Tüketici beğenisi* 0 4.26 7.05 0.97 14.14 20.1 100 4.30 7.25 1.25 13.63 18.1 140 4.23 7.35 1.32 13.58 17.4 * Maksimum puan 25