Bor Cevheri ve Uygulanan Politikalar



Benzer belgeler
Türkiye de Bor Madenciliği ve Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Faaliyetleri. M.S.Uğur BİLİCİ (Maden Yük. Müh.)

BOR SEKTÖR RAPORU. Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü

2010 YILI BOR SEKTÖR RAPORU

BOR ELEMENTI VE BOR ELEMENTININ TARIHSEL GELIŞIMI

BOR SEKTÖR RAPORU. Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü

BOR ELEMENTİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ VE TERMİNOLOJİSİ

Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi 2007 YRD. DOÇ. DR. ATİLLA EVCİN

ETİ MADEN İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Bor Sektöründe Dünya Lideri BOR SEKTÖR RAPORU

röportaj 10 SORUDA BOR

YRD. DOÇ. DR. ATİLLA EVCİN. BOR MADENCİLİĞİNDE ÖNEMLİ TARİHLER ve TÜRKİYE'de BOR MADENCİLİĞİNİN TARİHÇESİ

ÖNEMLİ BOR BİLEŞİKLERİ

TİCARİ BOR MİNERALLERİ

Bu çalışmada, Su tutucu özelliği olmayan polistirene boraks ilavesi ile su tutma kapasitesinin kazanıp-kazanmadığının araştırılması amaçlanmıştır.

Bor Minerallerinin Önemi, Potansiyeli, Üretimi ve Ekonomisi

Ülkemizdeki başlıca madenler nelerdir?

21. YÜZYILDA BOR TEKNOLOJİLERİ VE UYGULAMALARI. İ. Ersan KALAFATOĞLU ve S. Nuran ÖRS

AYLIK EKONOM DERG S EYLÜL 2013 MODEM KODU SAYI 2013/9

Bor, atom numarası 5 ve kimyasal sembolü B olan bir elementtir. Yarı metal olan bor doğada tek başına element haliyle bulunmaz

REKABET KURULU KARARI

Grafik 14 - Yıllara Göre Madencilik ve Taş Ocakçılığı Faaliyetlerinin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla İçerisindeki Payı ( )

TÜRKĠYE ve DÜNYADA BOR

ULUSAL BOR ARAġTIRMA ENSTĠTÜSÜ (BOREN) ve BOR PROJELERĠ. Münib KARAKILIÇ Endüstriyel ĠliĢkiler Grup Koordinatörü Haziran 2011

ULUSAL BOR ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ BAŞKANI

Bor Ürün Çeşitleri ve Kullanım Alanları Boron Products and Their Uses

BORİK ASİTİN MADDELERİN YANICILIĞI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ

BOR U NE KADAR TANIYORUZ? Dr. Cafer T. Yavuz

TİNKALİN YÜKSEK SICAKLIKLARDA FOSFORİK ASİT ÇÖZELTİLERİNDE ÇÖZÜNME KİNETİĞİNİN İNCELENMESİ. Hazırlayan: Prof. Dr. Mehmet TUNÇ

KAUÇUK VE KAUÇUK ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ

TÜRKİYEDE KİMYA ENDÜSTRİSİ

MADEN VE MİNERALLER. Hazırlayan Tulay UYANIK T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI ŞUBAT 2015

2017 YILI MADEN SEKTÖRÜ GÖRÜNÜMÜ RAPORU

MADEN VE MİNERALLER. Hazırlayan Tulay UYANIK T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

TÜRKĐYE DE DÖKÜM SEKTÖRÜ

Krom Nedir? Krom Madeni Neden Önemlidir?

KAYSERİ SANAYİ ODASI RUSYA ÜLKE RAPORU

KÜKÜRT DİOKSİT GAZI İLE ÜLEKSİT TEN BORİK ASİT ÜRETİMİ

TÜRKİYE DE MADENLER ve ENERJİ KAYNAKLARI AHMET KASA COĞRAFYA ÖĞRETMENİ AH-Nİ ANADOLU LİSESİ

BOR ÜRÜNLERİ VE TÜRK FRİT SEKTÖRÜNE ETKİLERİ

Kaynak : Tutku yayınları Ders Kitabı

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI 2013 RUSYA FEDERASYONU

MADEN SEKTÖR GÖRÜNÜMÜ

SEKTÖRÜN TANIMI TÜRKİYE TEMİZLİK MADDELERİ SEKTÖRÜ

MADEN SEKTÖR GÖRÜNÜMÜ

I. BOR NEDİR? Bor, periyodik tabloda B simgesiyle gösterilen, atom numarası 5, atom ağırlığı 10,81, yoğunluğu 2,84 gr/cm 3, ergime noktası 2300

KİMYEVİ MADDELER, PLASTİKLER VE MAMULLERİ

MADEN SEKTÖRÜ GÖRÜNÜMÜ

AR& GE BÜLTEN. Türkiye de Maden Sektörü

Değişen Dünyada Güçlü İşletmeler Olmak. GİRİŞİM EĞİTİM ve DANIŞMANLIK MERKEZİ

Değişen Dünyada Güçlü İşletmeler Olmak. GİRİŞİM EĞİTİM ve DANIŞMANLIK MERKEZİ

MADEN SEKTÖRÜ/ AKSARAY

IIIA GRUBU ELEMENTLERİ

Boraks. M.-Iiya -Gözler - Eti Holding A.Ş. Genel Müdürü

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI YENİ TEŞVİK SİSTEMİ YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI. 15 Kasım 2012 İSTANBUL. Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü

Türkiye Bor Potansiyeli 1. BOR MİNERALLERİ VE REZERV DURUMU. T. Güyagüler. Maden Mühendisleri Odası, Ankara

607, ,778 3, ,900 7,600 26, ,000 1, ,527 53, ,510 30, ,000 49, , ,148 61,000 12,300 1,950 91,000

7. Sınıf Fen ve Teknoloji Dersi 4. Ünite: Madde ve Yapısı Konu: Elementler ve Sembolleri

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI

Park Elektrik Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.

MADEN SEKTÖR GÖRÜNÜMÜ

Kaynak : CIA World Factbook

BOREN STRATEJİK PLAN RAPORU

T.C. GEBZE YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ STRATEJİK HAMMADELER VE TÜRKİYE

TEMİZLİK MADDELERİ SEKTÖRÜ

Türkiye'deki başlıca önemli madenler

KURU İNCİR DÜNYA ÜRETİMİ TÜRKİYE ÜRETİMİ

TÜİK ENERJİ SEKTÖRÜ. Dr. Ali CAN. T.C.BAŞBAKANLIK Türkiye İstatistik Kurumu

3. DÜNYA MİNERAL VE METAL İSTATİSTİKLERİ^

MADEN SEKTÖRÜ DOĞAL TAŞ RAPORU. Türk doğaltaş üreticilerinin uluslararası pazardaki rekabet gücünü arttırmaktır.

KURU İNCİR. Hazırlayan Çağatay ÖZDEN T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

MADEN SEKTÖR GÖRÜNÜMÜ

BOR HİDRÜRLER. Yasemin Gül Çolak

KAYSERİ SANAYİ ODASI. SLOVAKYA ÜLKE RAPORU 27 Kasım 2018

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası

Değişen Dünyada Güçlü İşletmeler Olmak. GİRİŞİM EĞİTİM ve DANIŞMANLIK MERKEZİ

YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ

JAPONYA NIN GENEL VE ÜLKEMİZLE DIŞ TİCARETİNİN ANALİZİ

ENDÜSTRİYEL SÜREÇLER MEVCUT VERİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

18,600 18,184 9,100 15,100 79,800 79, , Rezerv 1, , ,369 1,800 3, , , ,100.

Bol ve Kullanışlı Bir Madde: Alüminyum Nurel KILIÇ

ONLİNE OLARAK KURUMUMUZ İŞLETMELERİNDE ÜRETİLEN ÜRÜNLERİN PROSES SIRASINDA ÇEŞİTLİ PARAMETRELERDE ANALİZİNİN YAPILABİLMESİ PROJESİ TEKNİK ŞARTNAMESİ

BULGARİSTAN ÜLKE RAPORU

2015 OCAK DIŞ TİCARET RAPORU

A. AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ

TARİHÇESİ ÖZELLİKLERİ KULLANIM ALANLARI

Dünya Seramik Sektörü Dış Ticareti a) Seramik Kaplama Malzemeleri

ÇELİK BORU SEKTÖR RAPORU (2017) ÇELİK BORU İMALATÇILARI DERNEĞİ

Azerbaycan Enerji Görünümü GÖRÜNÜMÜ. Hazar Strateji Enstitüsü Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi.

İçindekiler DÜNYA TİCARETİ... 3 TÜRKİYE DE KİMYA SEKTÖRÜ... 4 TÜRKİYE DE DIŞ TİCARET... 6 İHRACAT... 6 İTHALAT... 8

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ

DİYARAKIR DIŞ TİCARETİ 2014

CAM SANAYİİ. Hazırlayan Birsen YILMAZ T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

AVRUPA BİRLİĞİ VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ

Hatay İskenderun Bilgi Notu

KABLO VE TELLER. Hazırlayan Tolga TAYLAN T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

4. Ünite ÜRETTİKLERİMİZ

BELARUS EKONOMİSİ Belarus Cumhuriyeti, gelişmiş sanayisi, hizmet ve tarım sektörleri ile ihracata odaklanmış bir ülkedir. Potasyum gübreleri, yük

STRATEJİK PLAN HEDEFLERİ VE GERÇEKLEŞMELER

Transkript:

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Bor Cevheri ve Uygulanan Politikalar Yazar: Muhittin Ziya GÖZLER BOR CEVHERİ ve UYGULANAN POLİTİKALAR 1455 yılına kadar doğu ve batıda bilim ve teknolojide küçük ama zamanın yapısına ve ruhuna uygun gelişmeler kaydediliyor, doğuda Türk-İslam âlimlerinin ortaya koyduğu fikirler ışığında önemli değişiklikler yaşanıyor ve özellikle de bilim ve mimaride önemli eserler vücuda getiriliyordu. 1455 yılına, matbaada ilk kitabın basılmasına dek dünya üzerinde 30 bin adet kitap olduğu tahmin edilmektedir. Bu tarihten sonra geçen yarım asırlık zaman içinde bilim, felsefe, edebiyat, sanat ve din alanında sayıları 10 milyona yaklaşan kitabın basıldığı ileri sürülmektedir. Batılılar, 15-17.yüzyıllar arasında bilim, felsefe, sanat ve dinde gerçekleştirdikleri ıslahat hareketlerinden sonra dünyaya açılmaya başlamışlar, coğrafi keşiflerle de kaynak arayışını hızlandırarak kendi topraklarından uzaklardaki ülkeleri işgal ederek o ülkelerin kaynaklarını kullanmak için sömürgeler ve dominyonlar kurmaya başlamışlardır. 1565 de kurşun kalem, 1643 de barometre, 1663 de teleskop, 1671 de basit bir hesap makinesi, 1752 de paratoner, 1852 de elektromıknatıs, 1866 da dinamit, 1876 da telefon icat edilmiştir. 1299-1699 yılları arasında cihan hâkimiyeti ülküsü ile güçlü bir imparatorluk kurmuş olan Osmanlı İmparatorluğu batının değişen bu fikri, ilmi, teknik ve dini gelişmelerinden bihaber olarak ayakta durmaya çalışırken batı bu fırsatı kaçırmamış bu Muhteşem İmparatorluğu yıkmak için sürekli fırsat kollamaya başlamış, nihayet içerden ve dışarıdan giriştiği sosyal, kültürel ve iktisadi faaliyetler neticesinde hepimiz için hazin olan son gerçekleşmiştir. 1839 Osmanlı-İngiliz Ticaret Sözleşmesi, Osmanlı sanayini ortadan kaldırmayı ve de ülkeyi batının bir açık pazarı haline dönüştürmeyi amaçlıyordu. Gelişen ve değişen şartlar karşısında batı, Osmanlı nın madenlerine gözünü çeviriyor ve sömürü düzeni böylece başlamış oluyordu. 1850 li yıllarda Batı Anadolu da alçıtaşı işletmeciliği yapan Polonya lı bir göçmen Desmazures adlı bir Fransız mühendise hediye olarak bir biblo gönderir. Mühendis gelen bibloyu tetkik eder ve bu malzemenin bor olduğunu tespit eder. Hemen ilgili kişiyle temasa geçer ve Türkiye ye gelir, malzemenin yerini bulurlar. Burası Balıkesir ili, Susurluk ilçesindeki Sultançayır ve Aziziye Köyleri civarıdır. Cevher, pandermit adı verilen kalsiyum borattır. Uzun uğraşlardan sonra 1865 de Companie Industrielle Des Mazures adlı bir şirket kurulur ve 1865 de padişahtan izin alınarak bor cevheri işletilmeye başlanır. Ancak işletilen madenin alçıtaşı olduğu söylenerek ve de ucuz ücretler ödenerek bor cevheri yurt dışına kaçırılmaya başlanır. Bu arada Paris yakınlarında bir bor rafine tesisi de kurulmuştur. 1887 de Londra da kurulan The Borax Company Şirketi 1898 de Fransız şirketini satın alarak Sultançayır daki bor işletmesini tekeline alır. Ancak bu hileli durumun farkına varan Sultan Abdülhamit Han mevcut faaliyetin durdurulması emrini verir. Ancak 1889 da Borax Consolidated Limited (BCL) şirketi kurulur ve bu şirket 1954 yılına kadar borları işletmeye devam eder. Etibank ilk kez 1958 yılında Emet te bor cevheri üretimin gerçekleştirerek dünya bor piyasasına BCL den sonra giren ikinci şirket olur. Etibank 1964 de ilk rafine ürün işletmesini devreye alır. 1968 deki Bakanlar Kurulu kararı ile de bütün şirketlerin imtiyazları devlete devredilerek, bor madenleri Etibank ve bazı yerli şirketler tarafından işletilmeye başlanır. 1978 de çıkarılan 2172 ve 1983 deki 2840 sayılı kanunlarla da bor madenleri ile ilgili bütün faaliyetler devlet kontrolüne bırakılır. 20.03. 2012 tarihinde TBMM ne 2840 sayılı kanunda bir değişiklik yapılması önerisi götürülmüştür. 1998-2002 yılları arasında medyanın akıl almaz kampanyası ile bor meselesi kamuoyunu meşgul eden önemli meselelerden biri haline gelmişti. Akademisyenlerden gazetecilere, siyasilerden sivil toplum kuruluşlarına ve hatta sokakta simit satan vatandaşa kadar hemen herkes bor konusunda adeta otorite haline gelmişti. Hatta bir sivil toplum yöneticisi de bir yıl içinde ülkeye bor ile çalışan bir otomobil getireceğini anlatıyor, yazıyor ve çiziyordu. Aradan 14 yıl geçti 2003 ten bu yana borlarla ilgili yayın taarruzuna rastlamıyoruz. Bu çok önemli bir neticedir. Zira çalışan ve üreten insanlar bir de bu dedikodularla uğraşmamaktadırlar. Şimdi bor cevherinin serüvenini öz ama akılda kalıcı bir biçimde anlatmaya çalışalım. B 2 O 3 bazında 1970 yılında dünya bor üretimi 768 bin ton, bunun %16 sı olan 122 bin ton, 1998 de

1.511.000 ton olan dünya üretiminin %31 i olan 475 bin ton, 2002 yılında 1.536.000 ton olan dünya üretiminin %32 si olan 491 bin ton ve 2012 de 1.8 milyon ton olan dünya fiili bor üretiminin yaklaşık %42 si 756 bin ton Türkiye tarafından üretilmiştir. Türkiye de bor üretiminde artış olduğu takdirde dünyada da bor artışının olacağı bir vakıadır. Eti Maden İşletmeleri nin verdiği bilgilere göre Eti nin 2012 yılı bor üretim kapasitesi 973 bin ton olup, dünya fiili bor üretimib 2 O 3 bazında 1.8 (3.8) milyon ton olup bunun yaklaşık %42 sini Türkiye, %29 unu ABD, %15 ini G.Amerika, %14 ünü de Asya gerçekleştirmektedir. Ayrıca dünya bor talebinin de %46 sını Eti karşılamaktadır. 2002 yılında 1.890.000 ton cevher ve 717 bin (100 bin tonluk borik asit hariç) rafine ürün kapasitesi varken, 2012 de bu değerler rafine üründe 1.425.000 tona, eş değer ürünlerle birlikte kapasite 2.125.000 tona yükselmiştir. Diğer taraftan 1998-2002 yılları arasında bor ürünleri ihracat değerleri miktar olarak 400-763 bin ton, değer olarak da 200-237 milyon dolar seviyelerindeyken, 2009-2012 arasında miktar olarak 500-800 bin ton, değer olarak da 500-800 milyon dolarlar seviyesine çıkmıştır. Bu artışın önemli iki sebebi bulunmaktadır: 1.Bulunan yeni rezervler ve Eti nin yatırımlara ağırlık vermesi ham bor yerine rafine ürün satışının artması (2002 yılına göre pazarlanabilir ürün kapasitesi yaklaşık %100 artmıştır), pazara daha çok hâkim olması, 2. B 2 O 3 bazında 2002 yılına göre fiyatların 250-300 dolarlardan 350-735 dolarlara yükselmesi. Türkiye de bor konusunda 1964-1996 arasında geçen 32 yıllık zaman içinde yapılması gerekenler ne yazık ki, bildiğimiz ve bilemediğimiz birçok sebepten ötürü yapılamamıştır. Ancak 1997 den itibaren başlayan ve zaman zaman yöneticileri zor durumda bırakan yatırım hamlelerinin giderek artan bir şekilde devam etmesi sevinilecek bir neticedir. 2000-2012 yılları arasında konsantre bor ürünlerinde satış miktarı %47 lerden %5 lere düşmüş, bor kimyasallarında da %53 lerden %95 lere çıkmıştır. Bu yatırımların dünya bor tüketimi de dikkate alınarak ve herhangi bir engele takılmadan yapılması, ayrıca yatırımların rafine ve eş değer ürünlerin de ötesine geçip özel bor ürünlerini de kapsayacak şekilde yapılmasına da dikkat edilmesi şarttır. (Türkiye de bor cevherinin çıkarıldığı yerler. Kaynak:www.coğrafyatutkudur.com) Tabiatta 230 un üzerinde bor minerali bulunmaktadır. Ancak ticari manada önemli olan bor mineralleri kolemanit, tinkal, üleksit, kernit, datolit, probertit ve hidroborasittir. Ülkemizde yaygın olarak tinkal (sodyumlu), kolemanit (kalsiyumlu) ve üleksit (kalsiyum+sodyum) mevcuttur. Ülkemizde bor cevheri Balıkesir Bigadiç, Eskişehir Kırka, Kütahya Emet, Bursa Kestelek de bulunmaktadır. Dünya bor rezervleri toplam 1.290.800.000 ton olup dağılımı şöyledir: (Kaynak- Eti Maden / B 2 O 3 bin ton /2012) Türkiye 935.800 % 72,5 / A.B.D 80.000 %6,2 / Rusya 100.000 % 7,7 Çin 47.000 %3,6 / Arjantin 9.000 %0,7 / Bolivya 19.000 %1,5 Şili 41.000 % 3,2 / Peru 22.000 % 1,7 / Kazakistan 15.000 % 1,2 / Sırbistan 22.000 % 1,7

Ülkelerin 2012 yılı bor üretim kapasiteleri ise şöyledir (Bin ton B 2 O 3 ) : Türkiye 973, ABD 673, G.Amerika 340, Asya 312.Toplam 2.298.000 Böylesine büyük rezervlere ve üretim kapasitesine sahip olmamıza rağmen bor ürünlerinin kullanımı günümüzde petrol, doğalgaz, kömür, demir-çelik, çimento ve diğer sanayi ürünlerinde olduğu kadar fazla miktarda değildir. 2000 yılında 3,1 milyon ton olan dünya bor tüketimi (1.536.000 B 2 O 3 ), 2012 yılında 3,8 milyon ton (1,8 milyon B2O 3 ) olmuştur. Görüldüğü gibi bor kullanım oranı yıllık % 2 civarındadır. Ancak ekonomik krizler ve bor tüketiminin azaldığı durumlarda bu oran daha da düşmektedir. Bor ürünlerinin %54 ü cam (borosilikat, yalıtım tipi cam elyafı, tekstil tipi cam elyafı), % 13 ü seramik, emaye, sır, % 3 ü deterjan ve % 12 si tarım sektöründe ve alev geciktiriciler, sağlık, çimento, metalürji ve enerji sektöründe de % 18 i kullanılmaktadır. Bor mineralleri ilk önce fiziksel işleme tabi tutularak zenginleştirilir ve konsantre bor elde edilir. Elde edilen bu ürün bazı kimyasal işlemlerden geçirilerek rafine ürünler elde edilir. Bor ürünlerini gösteren şema aşağıdadır. (Kaynak: Boren) Dışarıya yıllardır sattığımız ve ülkemizde halen de çok az miktarda kullanılan bor ürünlerinin nerelerde kullanıldığına da kısaca değinelim: Cam ve cam seramiklerinde; kolemanit, tinkal, üleksit, boraks penta ve deka hidrat, susuz boraks ve borik asit, emaye, sır ve fritte; boraks penta ve deka, susuz boraks, borik asit, temizleme ve ağartmada; sodyum perborat, zirai uygulamalarda; boraks deka, penta, borik asit bor oksit, meta borat kullanıldığı bilinmektedir. Ergimiş halde bulunan cam ara ürününe bor ilave edildiğinde malzemenin akışkanlığını artırmakta ve nihai ürünün yüzey sertliğini ve dayanıklılığını artırmaktadır. Seramiğe bor ilavesi onu çizmeye karşı korumaktadır. Deterjan ve sabunlarda mikrop öldürücü, beyazlatıcı ve suyu yumuşatıcılığını artırmak için kullanılmaktadır. Sebze ve meyvelerde hücredeki şeker geçişini, gelişimini, hücre bölünmesini ve fotosentez metabolizmasının düzenlendiği için kullanılmaktadır.

Alev geciktirici olarak yanan malzemelerin üzerine sürüldüğünde (çinko borat) oksijenle olan teması kesmekte ve yanmayı önlemektedir. Metalürjide yüksek sıcaklıkta koruyucu özelliğinde dolayı demir dışı metal sanayinde curuf oluşturucu ve ergitmeyi hızlandırıcı madde olarak kullanılmaktadır. Ayrıca fiber optik kablolar da üretilmektedir. Sodyum bor hidrür, kâğıt hamurunun ağartılmasında, atık sulardan ağır metallerin uzaklaştırılmasında kullanılmaktadır. Bu ürün aynı zamanda çok iyi bir hidrojen taşıyıcısı ve depolayıcısı olduğunda hidrojenin enerjide kullanılmaya başlamasından sonra önemli bir noktaya gelecektir. Atom reaktörlerinde borlu çelikler, bor karbürler ve titan bor alaşımlar kullanılmaktadır. Füze yakıtlarında, uçak ve havacılık sanayinde yüksek ısıya dayanıklı gövde yapımında ve düşük ağırlık ve diğer bazı uygulamalarda kullanıldığı bilinmektedir. Bor nitrür, elektronikte, nükleer uygulamalarda, vakum ergitme potalarında, bujiler, rulman yatakları, askeri zırh malzemelerinde, matkap uçlarında değerlendirilmektedir. Titanyum diborür, balistik silah üretimi, ergimiş motor potalarında ve kesme aletlerin yapımında kullanılmaktadır. Bor halojenürler, ilaç, katalizörler ve bor elyafı üretiminde kullanılmaktadır. Enerji alanında, hidrojen taşıyıcısı, araçlarda doğruda yakıt olarak ve de enerjinin taşınması, depolanması ve tasarrufunda da değerlendirilmektedir. Böylesine öneme haiz bir maden varlığının yıllarca ham, konsantre ve hatta rafine ürün olarak satılması toplumun akıllı ve sürekli yol gösteren adamları tarafından hiç değerlendirilmemiş sadece ve sadece aman borlar emperyalistlere peşkeş çekilmesin nidalarıyla toplum avutulmaya çalışılmıştır. Doğru olan, yapılması ve yol gösterilmesi gereken husus, sanayinin hemen her yerinde kullanılan ürünlere ait tesislerin kurulması için devletin ve özel sektörün teşvik edilmesi olmalıydı. Aslında Eti nin sattığı ürünlerin nerelerde kullanıldığı ABD de 2000 yılında bir şirket kuruluna dek de bilinmiyordu. Bor minerallerinden elde edilen borik asit, bor oksit, boraks dekahidrat ve pentahidrat, susuz boraks, amonyum pentaborat, sodyum metaborat, potasyum penta ve tetraboratlar, bor karbür, bor nitrür, titanyum diborür, ferro bor, bor halojenürler, boranlar ve diğer bor özel kimyasalları bilinenlerin dışında nerelerde hangi amaçlar için kullanılıyordu? Uzay çalışmalarında mı? Hızlı tren yapımında mı? Yeni nesil uçak üretiminde mi? Yakıt veya elektrik enerjisi üretiminde mi? Sağlık alanında mı? Görüldüğü gibi buraya kadar anlatılanlardan şu açıkça anlaşılmaktadır. Türkiye bor cevherini halen rafine ve eşdeğer bor cevheri şeklinde satmaktadır. Eti nin bazı uç ürünlerdeki çabalarını, ortaya koyduğu sonuçları daha ötelere taşıması için ya devletin bu girişimleri sonuna dek desteklemesi ya da özel sektörün bu konuya iştiraki gerekmektedir. Eti nin özel sektörle yapacağı ortaklıklardan da iyi neticeler alınabilir (tronada olduğu gibi). Uzun yıllardır yöneticilerin bu çabaları her nedense baltalanmış ve günümüzde de bu ileri teknoloji çalışmalarında yapılanlara pek destek çıkılmadığı görülmektedir. Amerika, Yunanistan, Bulgaristan, İtalya, Belçika, Hollanda dan birileri gelip ülkemizin borlarını alacak, ülkelerinde yatırımlar yapacaklar, ama benim ülkemde milli sermaye yani özel sektör bor konusunda kılını kıpırdatamayacak! Devlet kuruluşumuz Eti nin yaptığı çalışmalarla da çekince olduğu için kimse ilgilenmeyecek. Bu nasıl bir anlayıştır? Ya da daha ötesi acaba bu bir özel sektör düşmanlığı mıdır? Sakın ha, borlardan uzak durun Eti nin dışında kurulmuş olan Bor Enstitüsünün de çalışmalarının pek netice alıcı olduğu söylenemez. Bu kurum Eti nin bünyesine katılmalı ve daha neticeye yönelik AR-GE faaliyeti yapan bir güç haline getirilmelidir. Diğer taraftan Eti, üretim yapısı, teknik ve tesis özellikleri, çalışma şekli ve ticari kapsamı itibariyle bir madencilik kuruluşundan daha çok bir kimya kuruluşuna dönüşmüştür. Eti nin liderliğinde kurulacak kompleks bir kimya sektörü yukarıda anlatılmaya çalışılan bütün üretimleri yapar hale gelecektir. Ancak böylesine güçlü bir yapı sonrası Eti dünya bor sektörünün gerçek patronu olabilir. Günümüzde 1,8 milyon ton civarında kullanılan dünya bor ürünlerinin önümüzdeki 10-15 yıl içinde 8-10 kat artması mümkün olabilir. Ülke bor kaynaklarının dünya pazarındaki zenginliğe eşdeğer bir gücü yakalayabilmesi için katma değeri yüksek bor bileşikleri üretimine geçilmesi şarttır. Yani, borla ilgili AR-GE faaliyetlerine önem verilmeli, sanayide ve yüksek teknolojide kullanılan bor fabrikalar yapılmalıdır. Kısacası fabrika yapan fabrikalar kurulmalıdır. 1978 de 83 milyon, 1999 da 237 milyon ve 2012 de 800 milyon dolar bor ihracatı yapan ve tesisler kurarak üretim gücünü artıran Eti nin önüne, neredeyse birçok hasletimizden vazgeçerek girmeye can attığımız AB ülkeleri çok ciddi engeller çıkartmaktadırlar. 2000 li yıllarda başlayan bu engellerin halen devam ettiğini düşünmekteyim. Bu engellerin neler olduğuna gelince: 1.Borun insan hayatı ve çevre üzerinde tahribat yaptığını iddia etmektedirler. Bu sebeple de bor torbalarının üzerine kuru kafa işaretleri koydurarak bor kullanımından vazgeçilmesini istemektedirler. Bor cevherinin ne tabii hali ne de rafine ürünlerinin insan sağlığına zararlı olmadığı bilimsel olarak ispat edilmiştir. 2. Deterjan sanayinde kullanılan bor (perborat) yerine daha ucuz olan perkarbonat

(hammaddesi soda) kullanılması gündeme getirilmiş, çalışmalar neticesinde şirketler perborat fabrikalarını perkarbonata dönüştürmeye başlamışlardır. Böylece bu proje yaygınlaştığı takdirde 500.000 ton civarında bor kullanılmayacak ve bu netice Eti nin perborat fabrikalarından vazgeçmesini gündeme getirebilecektir. 3.Cam sanayinde kullanılan bor yerine de Adventex (borun kullanılmadığı ve E-camını ikame eden bir fiberglas türüdür) denilen bir madde üretilmiş ve ticari anlamda çalışmalar ABD deki şirketler tarafından hızlı bir şekilde yürütülmektedir. Yurt dışına konsantre ve rafine bor ürünler satılarak yabancı ülkelerde bor sanayinin kurulmasını desteklenmesinin önüne geçilmesi için meri kanunda değişiklik yapılarak Türk sanayicisinin bor konusunda yatırım yapmasının önü açılmalıdır. Bu konuda Eti nin yaptığı çalışmalara önem verilmeli ve toplumun bu konudaki hassasiyetleri de dikkate alınarak Eti ile müşterek yatırımlar gerçekleştirilmelidir. Bu noktada 2840 sayılı kanunun Danıştay tarafından incelenmesi sonrası 01.05.2000 tarih ve 2000/67 sayılı kararı doğrultusunda hareket edilmesi doğru olur kanaatini taşımaktayım (bu kararın dikkatli okunması gerekmektedir). Devlet ve milli sermayenin bu konuda yapacağı yatırımların çok başarılı olacağı Beypazarı Trona yatırımında açıkça görülmüştür Netice itibariyle: 1.Uzun yıllar madencilik faaliyetlerini yürüten Eti, son yıllarda yapılan özelleştirmeler sonrası ciddi bir şekilde zarar eden (dünyadaki maden fiyatlarının ani iniş, çıkışlar göstermesi sebebiyle) alüminyum, bakır, krom, gümüş, fosfat işletmelerinin bünyeden ayrılmasından sonra bor cevheri ile baş başa kalmıştır. Yaklaşık dokuz yıldır bütün yatırımlar bor üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu sebeple Eti kimya sektörünün bir parçası olmuştur. Kurulacak entegre tesislerle ülkemizde güçlü bir bor kompleksi oluşturulabilir. Daha önceleri Alüminyum ve Mazıdağ Fosfat Tesisleri nde yapılması düşünülen ve bir türlü hayata geçirilemeyen böylesi devasa projelere ülkenin ihtiyacının olduğu unutulmamalıdır (petro-kimya tesislerine benzeyen bir sistem kurulabilir). 2. Eti mevcut yatırımlarına ara vermeden devam etmeli dünya pazarındaki payını artıracak her türlü yatırımı yaparken AR-GE faaliyetlerini de sürdürmelidir. 3. Eti nin güçlü bir teknik, pazarlama ve idari yapısı varken, Boren adlı bir başka teşkilatın kurulması Eti nin yapmak istediklerini hayata geçirmede ciddi bir engel gibi görülmektedir. En azından dışarıdan böyle değerlendirilmektedir. Bu sebeple Boren in Eti nin idari yapısı içinde yer alması daha doğru olacaktır. 4. 2000 yılında 23.539 ton olan yurt içi satışlar 2012 yılında 22.234 ton olmuştur. 2000 yılında Türk özel sektörü bor ürünlerinden dibor trioksit, metaborik asit, orto borik asit, bor oksitleri, disodyum tetraborat anhidrit, disodyum tetraborat pentahidrat, amonyum boratlar ve diğer boratlardan yaklaşık 22 bin ton ithalat yapmıştır İhracatın 800.000 ton olduğu bir dönemde yurt içinde bor kullanımının bu denli az olması ülkemizde bora ilginin ne kadar az olduğunu göstermektedir. Bu ilgi azlığının en önemli sebebi Türk özel sektörü, yapılan menfi propagandalardan ötürü çekinmekte ve belki de bora yatırım yapmaya korkmaktadır. Diğer taraftan rafine ürünleri kullanacak fabrikalarımız bulunmamaktadır. Bu fabrikaları devlet imalat sanayinden çekildim diye uzun yıllardır yaptırmıyor, özel sektör yani milli sermaye kanunlar engel diye bor yatırımlarına uzak duruyor (yurt dışındaki sanayiciye engel yoktur. O sanayici ham veya konsantre bor alarak rafine ürünler de üretmektedir. Hatta ham bor alarak öğütüp satmaktadır). Birileri hala borları emperyalizme peşleş çektirmeyelim derken biz kendi ellerimizle borları emperyalistlere satmıyor muyuz? 19. yüzyılda bizi kandırarak borlarımızı çalan batıya, 21. yüzyılda biz kendi ellerimizle borlarımızı (yaklaşık kırk beş yıldır) satıyoruz. Gelin görün ki, bu ülke insanının borlara ilgi duyması yıllarca engellenmiştir. Bunun sebebi acaba nedir? İşte bu kısır döngüyü aşacak yeni bir anlayışın hâkim olması için bor politikasında da ciddi değişikler yapılmalıdır (merak edilmesin ülkenin varlılarını peşkeş çekenler halk ve devlet tarafından engellenirler). Bu sebeplerden ötürü 20.03.2012 tarihinde TBMM ne sevk edilmiş olan ve 2840 sayılı kanunda değişiklik yapılması öngörülen metnin aceleye getirilmeden, özel sektörün henüz bor politikaları konusunda uluslararası hiçbir tecrübesinin olmamasından dolayı, Eti nin kontrolünde ve onun gücünü azaltmadan, ruhsatların Eti nin hâkimiyetinde kalması, yapılacak yatırımlarda Eti nin altın hisse (imtiyazlı hisse) hakkı olması kaydıyla ve de Eti nin üretim ve pazarlama politikaları çerçevesinde düzenlenmesi bor yatırımlarının hızlanmasında önemli rol oynayabilir. Şayet yine de özel sektör bor yatırımlarına bigâne kalırsa devlet Eti nin önündeki bütün engelleri kaldırarak bor kimyasalları entegre tesislerini kurulmasına ön ayak olmalıdır. http://www.21yyte.org/ adresinden 02.01.2014 16:05 tarihinde indirilmiştir