NEDEN YAS TUTMA İHTİYACI HİSSEDERİZ?



Benzer belgeler
Neden böyle olmak zorundaydı? Neden bunu yaşamak zorundayım? Neden beni bırakıp gitmek zorundaydı?

Kayıp, Ölüm ve Yas Süreci. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN

Beraberliğimizin ne kadar süreceğini bilmediğimizin farkına vararak, birbirimizin değerini bilelim. - Joshua Loth Liebman

Anksiyete ve gerginlik veya endişe. Eminim bunu son zamanlarda hepimiz yaşıyoruz.

ÇOCUKLAR İÇİN OYUN TERAPİSİ BİLGİLENDİRİCİ EL KİTABI. Oyun Terapisi Nedir? Oyun Terapisti Kimdir?

1. Bir süre için hayatınızdaki iyi şeylerin artık olmadığını varsayın.

OSMANGAZİ RAM NİSAN AYI BÜLTENİ PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK BÖLÜMÜ ÇOCUK VE ERGENLERDE STRES ÇOCUK VE ERGENLERDE STRES

ÜMRANİYE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

2013 / 2014 SAYI: 17. Haftanın Bazı Başlıkları

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

Kanserli Hasta Yönetiminde Danışman Hemşirenin Rolü

Stressiz Yaşam Mümkün mü?

Dr. Genco USTA Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı

Bilgilendirme Toplantısı Boşanma ve Çocuk

BÖBREK HASTALIKLARINDA DUYGUSAL SAĞLIĞIN KORUNMASI. Yard. Doç. Dr. Satı BOZKURT

Daha fazla bilgi için: freeserve.co.

Can kardeş Rehberlik ve Psikolojik Danışma Birimi Nisan Ayı Rehberlik Bülteni Can Velimiz ;

1 of 5 14/10/2010. Stresle Başa Çıkma

KORKU HAYAL GÜCÜNÜN MUHTEŞEM BİR HEDİYESİDİR

02/17 Jelinek, Hauschildt, Moritz, Okyay, & Taş HOŞGELDİNİZ. Depresyon Tedavisinde Metakognisyon Eğitimi (D-MCT)

Özgüven Nedir? Özgüven Eksikliği Nedir?

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ

OKAN EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ

Duygusal ilk yardım travmatik sonuçlara sebep olan polis (ve diğer) şiddet şekilleri ve bunlardan kurtulmak için

Yanınızdayız. Cinsel şiddet mağdurlarının arkadaşları, aileleri ve destekçileri için bilgiler ve yardım olanakları FÜR FRAUEN GEGEN GEWALT

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI AİLE İÇİ ŞİDDET

Hem. Dr. SONGÜL KAMIŞLI Hacettepe Üniversitesi Kanser Enstitüsü Prevantif Onkoloji A.B.D. Psikososyal Onkoloji Birimi

Duygusal Zindeliğiniz

Kıvılcımlar Programı Başvuru Formu

ÖFKE KONTROLÜ. Anadolu Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Merkezi

5 Yaş : En sevdiğim arkadaşım Yaş : Kurallar ve törenler 9-11 yaş : Kuvvetlenen Arkadaşlık Bağları

Okul fobisi nasıl gelişir?

SOSYAL FOBİ. Sosyal fobide karşılaşılan belirtiler şu şekilde sıralanabilir.

Kardeş Kıskançlığı Nedir?

Ruh sağlığı ve Islington da nereden destek alabileceğiniz konusunda bilgiler

GEBELİĞİN PSİKO-SOSYAL VE KÜLTÜREL BOYUTU

DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE

Kayıp Travması. Sebepler, psikodinamikler ve travma terapisi. (c) Prof. Dr. Franz Ruppert


ÇOCUĞUNUZUN RUH SAĞLIĞI Bu yazıyla ilgilenip okuduğunuza göre bir yetişkin olmalısınız. Çocuğunuza sevginizi göstermenin ya da ona yardımcı olacak en

Afetler, genellikle ani, yıkıcı, zaman sınırlı ve tüm toplumu etkileyen olaylardır.

Ailelerle bağlantılar kurmak. İlk Yıllar Öğrenim Çerçevesi ni toplumunuzda yaşama geçirmek

OKUL KORKUSU VE BAŞ ETME YOLLARI. Banu SOYDABAŞ Şeker İlköğretim Okulu Psikolojik Danışman

ÖZEL SEYMEN EĞİTİM KURUMLARI

Ruhsal Travma Değerlendirme Formu. APHB protokolü çerçevesinde Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) tarafından hazırlanmıştır

ANNE BABA ÇOCUK İLETİŞİMİ

Bu yaklaşımlar anne babaların kafasını oldukça meşgul eden şu soruyu akla getiriyor:

Evde çalışırken yararlanabileceği bir yazı tahtası çok işe yarayabilir. Bu tahta, hem yapıcı bir oyuncak

Depresyon Belirtileri

Çocuklarınıza sorun çözme becerisi kazandırma konusunda yol göstermeyi amaçlayan bültenimizin sizlere faydalı olması dileğiyle

Beylikdüzü Psikolog Sitesi ~ Panik Bozukluğun Etkileri Yazısı

ÖZEL ÜSKÜDAR SEV İLKÖĞRETİM OKULU

Hiçbir zaman yaşamıyoruz, sadece yaşamayı umuyoruz. Hep mutlu olmayı bekliyoruz dört gözle ve olamıyoruz, hiçbir zaman, ne çare...

ÖFKE ve STRESLE BAŞ ETME. Yrd. Doç. Dr. Kuntay ARCAN Maltepe Üniversitesi

BİR ÇOCUĞUN OYUN TERAPİSİ HAKKINDAKİ İLK KİTABI

Yukarıdaki soru, bu yazının meselesini tüm boyutlarıyla içermese de konuyla ilgili karşılaştığım soruların özünü teşkil etmektedir.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Dr. Çağlayan Üçpınar Nisan 2005

OLAĞAN BİR KAYIP, OLAĞANDIŞI BİR DEĞİŞİM

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri

DEMANS. ÿ Bu bir Demans (bunama hastalığı) olabilir mi? ÿ Demans tam olarak nedir? ÿ Alzheimer tipi Demans nasıl cerayan eder?

EMDR GÖZ HAREKETLERİ İLE SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞTIRMA VE YENİDEN İŞLEME. (Eye Movement Desensitization and Reprossesing)

SINAV ÖNCESİ SON UYARILAR...

KEKEMELİK KEKEMELİK NEDİR?

KİLO KAYBI AMELİYATI VE ÇAPRAZ BAĞIMLILIK: AŞIRI YEME BOZUKLUĞUNA BİR BAKIŞ

09/11/2015 ANEMİ (KANSIZLIK)

DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE

Yaşına uygun beklentileri yerine getiren çocuk başarı ve kendine güven konusunda kendisini iyi hissedecektir.

EĞİTİME İLK ADIM MODERN PDR

KASIM 2018 ÇOCUKLAR NE SÖYLER, AİLELER NE ANLAR?

Depresyon TYRKISK. Depresjon/Depression

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi

ÖZEL BİLGİ KÖPRÜSÜ MONTESSORİ ANAOKULU

Hani annemin en büyük yardımcısı olacaktım? Hani birlikte çok eğlenecektik? Kardeşime dokunmama bile izin vermiyor. Kucağıma almak da yasak.

Sosyal Hizmet. De Wering sizinle...

DÜŞÜK KAN ŞEKERİNİN BELİRTİLERİ VE TEDAVİSİ

Doç. Dr. Fatih Öncü. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Yaşam Sonu Bakımda Kültürel Yetkinlik, Bakım Vericinin Desteklenmesi. Nesibe YEŞİLÇAM

EDA ÖZCAN ÇOCUK GELİŞİMİ ÖĞRETMENİ

ÖLÜM VE ÖLÜMCÜL HASTANIN BAKIMI

OKUL ZAMANI. PDR Bülteni Sayı: 01

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ REHBERLİK POSTASI 1

İçindekiler. Giriş. Bölüm 1: MINDFUCK ya da olasılıklarımız ve gerçek yaşamımız arasındaki boşluk 15

Depresyonda Metakognisyon Çalışması (D-MCT) depresif evredeki hastaları hedefleyen bir grup çalışmasıdır.

Serbest Yazma Konuları. Yrd. Doç. Dr. Aysegul Bayraktar

DANIŞMANLIK TEDBİRİ UYGULAMALARI ÇOCUK TANIMA FORMU

3. Zihinden atamadığınız tekrarlayan, hoşa gitmeyen düşünceler. 7. Herhangi bir kimsenin düşüncelerinizi kontrol edebileceği fikri

Aşık olduğumuz kişiyi neden unutamayız?

Bedenimiz değil bilinçaltımız bizi hasta ediyor - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

EVLİLİK ÇATIŞMASI VE ÇOCUK

Demans ve Alzheimer Nedir?

EBEVEYNLİK BECERİLERİ

@BaltasBilgievi

Sigarayı bırakanların büyük çoğunluğunun ilk üç ay içinde tekrar başladığı gösterilmiştir. Bu nedenle ilk üç ayın atlatılması çok önemlidir.

Kayıp ve Yas. Doç. Dr. Ülgen H. OKYAYUZ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri ABD, Klinik Psikoloji Öğretim Üyesi (Emekli)

REHBERLİK SERVİSİ. Anne-Babalar Okula Hazır Mıyız?

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI İSTEK ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT ORTAOKULU

GELİŞİMİN EN HIZLI OLDUĞU DÖNEMİ 0-3 YAŞTIR Fakat 0-6 yaşın her döneminde çocuğun öğreneceği fiziksel, sosyal, zihinsel, cinsel, duygusal ve ahlaki gö

AİLE PİRAMİDİ = EVLİLİK 2

Koçluk, danışanın problemlerini çözüme ulaştırmak ve yolunu aydınlatmaktır.

Transkript:

KAYBI ANLAMAK Neden böyle olmak zorundaydı? Neden bunu yaşamak zorundayım? Neden beni bırakıp gitmek zorundaydı? Sanki otomatik pilotta gidiyormuş gibi hissediyorum. Eğer daha fazlasını yapmış olsaydım, belki de hala hayatta olurdu. Keşke daha önce bunu yaşamış birisiyle konuşabilseydim. Bu kitapçık bir yakınını kaybetmiş kişilere kendilerinden ve etraflarındaki insanlardan neler beklemeleri gerektiği konusunda yardım etmeyi amaçlar. Kaybı yaşayan kişilere, ailelerine ve arkadaşlarına bu durumla nasıl başa çıkacakları ve ne tür destekler alabilecekleri konusunda bilgi verir. NEDEN YAS TUTMA İHTİYACI HİSSEDERİZ? Sevdiğimiz bir insanın ölümü duygusal açıdan yıkıcıdır. Bu belki de mücadele etmek zorunda kalacağımız en büyük kayıptır. Ancak ölüm, ne kadar hoşlanmasak da hayatın kaçınılmaz bir parçasıdır. Her dört yetişkinden biri geçen beş sene içerisinde bir yakınını kaybetmiştir. Bazı insanlar için bu yaşadıkları kayıplardan sadece biri, diğerleri içinse ölümle ilk yüzleşmeleri olmuştur. Bir kaybın yarattığı etki, katlanılabilir bir acı olmaktan duygusal bir felaket olmaya kadar değişiklikler gösterir. Bir kaybı yavaş yavaş kabullenmenin yolu yas tutmaktır. Yas tutmak kaybettiğimiz insanın düşüncelerinden arınmak; zaman içinde bizi o insana bağlayan bağların doğasını değiştirmektir. O insanı bu hayatta bir daha asla görmeyeceğimizi kabul edebilmeliyiz. Eğer bu doğal süreçten kaçınmaya çalışırsak hayatımız boyunca bütün bir hayat yaşayamayız ve daha sonra ortaya çıkacak sıkıntılar biriktiriyor olabiliriz. İlk günlerin sona erdiğini işaret eden cenaze yas tutma sürecinin önemli bir parçasıdır. Cenazeler ölen insanın yaşamını hatırlama, o kişiye veda etme ve yas tutan diğer kişilerle birlikte bu vedayı paylaşma şansı sunar. Ölümü kabullenerek yaşamı da kabul etmiş oluruz. Sevdiğimiz insanın ölümünü arkadaşlarımız ve ailemiz ile birlikte yad ederken, aynı zamanda toplumumuzun değerlerini teyit eder ve arkada kalanlarla aramızdaki bağları güçlendiririz. Bu bağlar yaşam ve yas süreci için gereklidir. Cenaze çok önemlidir, ama cenaze yas sürecinin sadece ilk bölümüdür. Toplumumuzda yas çok fazla anlaşılmıyor ya da kabul görmüyor. Bizim mutlu tüketiciler olmamız bekleniyor ve sıkıntılı olmamız uygun görülmüyor. Ancak, ölümle ilgili duyguları kabullenmek duygusal sağlığımız için son derece

önemlidir. İNSANLAR NEDEN FARKLI TEPKİLER VERİRLER? Doğal yas süreci ile ilgili kurallar yoktur. Bu herkes için farklı bir deneyimdir ve farklı tepkiler söz konusudur. Bu tepkiler genellikle ölen insanla geçmişteki ilişkinize, o insan için hissettiklerinize olduğu kadar kendi kişisel geçmişinize de bağlıdır. Ölümün ayrıntıları da yas sürecinizi etkileyecektir. Uzun ve dolu bir hayat yaşamış yaşlı bir insanın ölümü ne kadar üzücü olursa olsun daha yerinde görünecektir. Ama çocuğunuzun ölümü, ya da bir düşük dayanılmaz olabilir ve buna asla bir anlam veremeyebilirsiniz; bunun boşa heba olmuş bir hayat olduğunu hissetmemek zor olabilir. İntihar eden bir insanın yakını için mesele, beklenmeyen, zamansız ve hatta şiddet içeren bu ölümle yüzleşmektir. İnsanlar nasıl tepkiler verebilirler? İnsanlar birini kaybettiklerinde çeşitli fiziksel ve duygusal tepkiler verirler. Sıkıntılı, sürekli yorgun veya ağrılar, acılar içinde hissedebilirsiniz. Muhtemelen üzgün hissedeceğinizi düşüneceksiniz, ama onun yerine başlangıçta uyuşmuş ve duygusuz olabilirsiniz. Herşeye karşı tipik tepkiniz yavaş, otomatik ve soğuk olabilir. Bu şokta olmanızla ilgilidir. Şok genellikle ani ölümlerle bağlantılıdır, ama bir ölüm uzun zamandır bekleniyor bile olsa yine de haberi aldığınızda şok yaşayabilirsiniz. Bir kişinin ölümünün ardından yapılması gereken birçok olağan düzenleme vardır. Kendinizi bu görevleri son derece yetkin bir şekilde gerçekleştirirken bulabilirsiniz, bu sırada etrafta olup bitenlerden oldukça kopuk hissedebilirsiniz. Hatta ağlamanın zor olduğunu düşünebilirsiniz. Ağlamadığınız için insanlar umursamadığınızı ya da duygularınızı sakladığınızı varsayabilirler ya da size bu olayla çok iyi başa çıktığınızı söyleyebilirler. Bu tür düşünceleri dikkate almayınız. Şok ilk günleri atlatmanızı sağlayan faydalı bir koruma olabilir. Bazı insanlar odaklanmakta, öncelikleri kararlaştırmakta hatta düşüncelerini sıraya sokmakta zorlanabilirler. Normalde yapılması son derece kolay olan işler büyük engeller haline dönüşebilir ya da başa çıkması çok zor hale gelebilirler. İlgilenmeniz gereken tüm düzenlemelerle başa çıkamayacak halde olabilirsiniz. Böyle bir zamanda yardım etmeye istekli insanların destek vermesine izin verin. Bir kaybın ardından olanlara inanamamak sık rastlanan ve genellikle de sonradan geçen bir tepkidir. Bu daha ziyade, orada bulunmadıklarından ya da sonrasında ölenin bedenini görmediklerinden dolayı veda etme şansı

olmamış insanlarda görülür. Eğer ölüm ani olmuşsa (örneğin, bir kalp krizi veya trafik kazası) tabii ki gerçekliğini kabul etmek daha uzun zaman alır. Sürekli ağlamak istemenin yanısıra insanlar genellikle isteksiz, sessiz veya çok yorgun olurlar. Uyku sorunları olabilir ve iştahsızlık hissedebilirler. Bu fiziksel etkiler ve duygular korkutucu da olsa, çok uzun sürmedikleri sürece aslında endişe verici değillerdir. Bir insanın acıları bittiği için, ya da uzun süren bir belirsizlik son bulduğu için rahatlamak da son derece doğaldır. Endişeli hissetmek de yine oldukça sık rastlanan bir duygudur. Yasa boğulacağınızdan ya da sevdiğiniz insan olmadan yaşamınızı sürdüremeyeceğinizden korkarsınız. Tehlikenin ve ölümün daha çok farkına varırsınız ve genellikle kendi ölümlülüğünüzle ilgili daha güçlü bir his geliştirirsiniz. Bu da son derece güvensiz hissetmenize neden olabilir. Bazı insanlar panik atak yaşarlar; panik atak, çok güçlü duyguların birdenbire yükselmesiyle birlikte kalp çarpıntısı, bayılma hissi ya da eklem yerlerinin titremesi ve bunun sonucunda çıldırma, bayılma ya da kalp krizi geçirmekten korkma durumuna verilen isimdir. Kendizi çok suçlu hissederek, her türlü şey için suçlarken bulabilirsiniz. Bazen insanlar yarım kalan şeyler için hissettikleri pişmanlıklar içinde sıkışıp kalırlar; bir keşke hissi söz konusudur. Öte yandan, uzun süren bir hastalığın ardından gelen ölüm sizi başa çıkmanız gereken bir yükten kurtardığı için suçluluk hissedebilirsiniz. Genellikle suçlu hissetmenizi gerektiren birşey yoktur. Yas çoğunlukla kızgınlık doğurur. Kaybı yaşayan kişi kendisini terkettiği ve bu acıyı yaşamasına sebep olduğu için ölen kişiye karşı kızgınlık hissedebilir. Bunu da kendi kendilerine itiraf etmekte zorlanabilir ve onun yerine kızgınlıklarını başka birisine yöneltebilirler; örneğin sağlık sistemine, ailenin başka bir üyesine, hükümete ya da Tanrı ya. İşte bu sebepten dolayı cenazelerde aile kavgalarına sık rastlanır! Ölüyü yüceleştirmeye teşvik ediliriz; ölene ne kadar kızgın olduğumuzu kabul etmek zor olabilir. İhmalkar doktorlar, dikkatsiz sürücüler ya da eylemlerinin ölüme katkısı olan diğer insanlara kızmakta haklı olduğumuzun farkına varmak önemli bir noktadır. Ama aynı zamanda bazen ölen kişinin de mükemmel olmadığını kabul etmemiz gerekir. Bu kişiye, hayattayken yaptıkları ya da yapmadıkları ile ilgili olarak kızmak için birçok sebebimiz olabilir. Şunu da anlamamız gerekir ki bu kişiye sadece öldüğü için, hayatla onlarsız yüzleşmemize sebep olduğu içinde kızgın olabiliriz. Bu huzurlu ve mantıklı bir his değildir. Ama doğal bir tepkidir.

Cenazeden sonra insanlar genellikle ne kadar yalnız olduklarının farkına varırlar. Hayatı anlamlı ve keyifli kılan, kendilerini iyi hissettiren insan birdenbire yokolmuştur ve herşey umutsuz ve bomboş gelebilir. Aile ya da diğer bir sosyal destek ilişkisinin olmayışı yas sürecini daha da zor kılar. Yalnız kalmamak, sizi destekleyecek ve ölen kişiyle ilişkinize değer verecek arkadaşlar veya kurumlarla bağlantı kurmak özellikle önemlidir. Bu acılı ve zor dönem bazen intihar düşünceleri doğurur. Böyle zamanlarda size çok değerli yardımlar sağlayacak birtakım destek grupları bulunmaktadır. Ancak şunu da hatırlamak gerekir ki çok az insan sevdiği kişiyi kaybettikten sonra gerçekten intihar eder. YAS SÜRECİ NE KADAR SÜRER? Yas uzun zaman sürecek bir süreçtir. Kaybı yaşayan insan arkadaşlarının ve ailesinin desteğine ihtiyaç duyar. Kişinin güçlü bir ruhani inancı ve düzenli ruhani pratiği olması da yardımcı olur. Zaman içerisinde, bu bir ya da iki sene de sürebilir, yas kendi kendine kaybolur. Yas süresinin uzamasına sebep olabilecek bazı faktörler vardır. Örneğin, aşağıdaki durumlarda yas sürecinin uzaması söz konusu olabilir: Yas tutan kişi sosyal anlamda yalnızsa, herhangi bir gruba ya da sosyal desteğe sahip değilse ve ruhani bir pratiği ya da inanç sistemi yoksa. Yas tutan kişinin ölen kişiyle, sonuca bağlanmamış eski bir tartışma veya hiçbir zaman ifade edilmemiş sevgi ya da kızgınlık gibi yarım kalmış bir meselesi varsa. Ölümün koşulları zor olmuş ise. YAS TUTMA VE DEPRESYON Depresyon, belirtileri yas tutmaya çok benzer bir durumdur; örneğin iştah kaybı ya da aşırı yeme, uyku düzeninin bozulması, intihar düşünceleri, konsantre olamama, ağlamaklı ya da uyuşmuş hissetme, sekse karşı ilginin yitirilmesi ve genel olarak keyifsiz olma. Ancak, yas insanların atlattığı bir süreçken depresyonun özelliği geçmemesidir. Depresyon uzun süre devam eder ve değişmez. Yas genellikle bir kayıp içeren belirli bir olaya bağlıdır; depresyon her an gelebilir, görünüşte bir nedeni de olmayabilir. Ya da kişi yastan çıkıp hayatına devam edemezse depresyon yas süreci sırasında yerleşir. Depresyonun sebeplerinden biri kişinin geçmişte tam olarak yas tutmadıkları bir kayıptan dolayı çözülmemiş bir yası olmasıdır. Bu özellikle çocuklukta meydana gelen kayıplar için geçerlidir. Bu tür kayıplar, örneğin

ebeveynlerden birinin ciddi bir hastalığı ya da ölümü, yetişkinlerinde anlayacağı gibi tabii ki travmatik kayıplardır. Öte yandan, bir evden taşınmak, başka bir ülkeye göçmek ya da evcil bir hayvanın ölümü gibi olaylarla başa çıkmak çocuklar için yetişkinlere nazaran daha zordur. Kaybın derecesi o kadar önemli değildir, önemli olan çocuğa bakan kişilerin kayba ne şekilde yaklaştıklarıdır. Çocuklar çok esnektirler ve doğru destekle büyük sıkıntılar ve kayıplar atlatabilirler. Ama eğer bir insan bu kayıpla yalnız baş etmek zorunda kalırsa, olanlar hakkında konuşamazsa ya da başka bir eve taşınmak gibi, görünüşte önemsizde olsa, bir kayıp için yas tutmazsa, bu uzun vadede ruh sağlığı üzerinde ciddi sonuçlar doğurabilir. Böyle bir durumda, yetişkinlik hayatında bir olay, örneğin yakın birinin ölümü, bir iş arkadaşının emekliye ayrılması ya da kaybı içeren diğer olaylar depresyona yol açabilir; çünkü bu olay bilinçaltlarında onlara tutmadıkları yası hatırlatır. Böyle bir durumda kişinin konuşacak birisini bulması; böylece yas sürecini tamamlaması ve şimdiki zamanda daha dolu ve daha neşeli bir hayat yaşaması önemlidir. Yas tutarken kendinize ve daha da önemlisi ruh sağlığınıza özen göstermeniz kolay olmayabilir. Ancak, hislerinizi kabullenmek ve ifade etmek doğal iyileşme sürecinin çok önemli bir parçasıdır. Yas tutmak zor iştir; yorucu ve sıkıntılıdır. Kendinize -beden, zihin ve ruhunuza- iyi bakmanız gerekir. Fiziksel olarak, bağışıklık sisteminizin çökmesi muhtemeldir. İyi beslenmeniz (özellikle taze meyve ve sebze tüketmelisiniz, bunu yapmıyorsanız C vitamini takviyesi yapmalısınız), bol bol dinlenmeniz ve gerekli miktarda egzersiz yapmanız gerekir. Duygusal olarak da yasınızı ifade etmeniz gerekir. Doğru olduğunu hissettiğiniz şeyleri yapın. Eski resimlere dalıp giderek zaman geçirmek ya da birlikte geçirdiğiniz özel bir zamanı hatırlatan çok sevilen bir kazağa bakıp ağlamak istiyorsanız, ağlayın! Sanat, özelliklede müzik (dinlemek, söylemek ya da çalmak) böyle zamanlarda çok yardımcı olabilir. Yasınızı paylaşan insanlarla konuşmak da çok önemli. Bunların yanısıra, kaybettiğiniz kişiyle ilişkili yerleri gezebilir, yasınızın resmini çizebilir ya da hikayeler veya şiirler yazabilirsiniz. Önemli olan hayata devam etmektir. Bu, yas sürecini desteklemeyen bir kültürde çok zor olabilir. İş arkadaşlarınız ya da ailenizden cesur olmanız veya bu üzüntüden sıyrılmanız için baskı da görebilirsiniz. Bunlar faydalı tavsiyeler değil. Sizin yasınızı ifade edebilmek için zaman ve yere ihtiyacınız var; bu yüzden eğer mümkünse onu yadsımanızı söyleyenlerden uzak durun.

RUHANİ DESTEK Ruhani olarak bu bir büyüme zamanı olabilir. Ruhani veya dini inançlarınız varsa, bu da çok önemli bir destek kaynağı olabilir. Eğer yoksa, bununla ilgili olasılıkları incelemek istediğinizi hissedebilirsiniz. Diğer yandan, yaşadığınız kayıp Tanrı ya inancınızı ya da diğer sahip olduğunuz inancı sarsabilir. İnançlarınız yokolmuş gibi gelebilir. Böyle bir durumla karşılaşırsanız, bunu ciddiye almalısınız. Bu konuyu konuşabileceğiniz kendi inancınızdan, yolunuzdan ya da bir diğer inançtan ruhani öğretmenler bulun. Ya da bu konuyu bir psikolojik danışmanla konuşun Duygusal sorunlara gelince, bu konudaki sıkıntılarınızı inkar eder ya da biriktirirseniz daha sonrası için kendinize sorunlar yaratıyorsunuz demektir. PRATİK DESTEK Son olarak, ister yemek yapmak, ister eşyaları ayırmak ya da ölümle ilgili işlerle ilgilenen memurun bürosuna gitmek için olsun yardım istemek çok önemlidir. Pratik, duygusal ve ruhani yardıma ihtiyacınız olacaktır ve bu yardımı istemekten kaçınırsanız iyileşme süreciniz zarar görecektir. Bu kitapçıkta bahsedilen tüm hisler ve tepkiler kaybı yaşadığınız sırada ara ara gelip, geçebilirler, ama muhtemelen yoğunlukları zaman içerisinde azalacaktır. Ancak, uzun vadede böyle hissetmeye devam ederseniz hekiminiz ya da diğer sağlık çalışanları ile konuşmak iyi bir fikir olabilir AKRABALAR VE ARKADAŞLAR YARDIM ETMEK İÇİN NELER YAPABİLİRLER? Kayıplar her aileyi farklı şekilde etkiler. Ailenin her üyesinin bu olayla başa çıkmak için kendine özgü bir yolu olabilir. Bazı insanlar hislerini açığa vururken, diğerleri kendilerini geri çeker. Bu arada, olanları inkar etme ya da olanlar için birisini suçlama arzusu gibi çözülmesi gereken meseleler de olabilir. Bütün bunlar ölümün kendisini ve bu ölüm olayının gerçekleştiğini kabullenmenin bir parçasıdır. En başta herkes yas tutmanın bir tek şekli olmadığını anlamalıdır. Bu yüzden bir insanın nasıl yas tutması gerektiği, yasının normal olup olmadığı, yasın ne kadar süreceği ya da kişiye bunu atlatabilmesi için ne denmesi gerektiği ile ilgili söylenecek kesinlik içeren herhangi bir cümlenin değeri yoktur. Yası anlamanın yolu yası deneyimleyen insanı ve ardından yas tuttuğu kişi ile ilişkisini anlamaktan geçer. Bazılarımız için bu tür destek vermek zordur. Böyle güçlü duygular karşısında nasıl tepki vereceğimizi bilemeyebiliriz. Bir kayıp yaşamak, bazen insanları geçici olarak arkadaşlarından, akrabalarından ve komşularından uzaklaştırabilir. Böyle bir kayıp yaşamış insanlar normalde kendileriyle

sohbet eden kişilerin şimdi nasıl bundan kaçındıklarını sık sık anlatırlar. Bu davranış genelde utançtan kaynaklanır, çünkü karşıdaki insan ne demem gerektiğini bilmiyorum diye düşünmektedir. Keşke daha çok kişi bu şekilde konuşmayı reddetmenin kaybı yaşayan kişiye ne kadar acı verdiğini ve o insanın kendi varlığına ne kadar ihtiyaç duyduğunu anlayabilse. Bu tür kayıplarda, diğer insanların sözlerinden çok neler hissettiğimizden bahsetmek istediğimizde onların bizimle birlikte olma, bizi dinleme isteklerine ihtiyaç duyarız. TERAPİ Terapi, dinleme sanatında eğitim almış birisiyle konuşmak demektir; bu sayede hissettiklerinizi ifade edebilir ve kendi sorunlarınıza kendiniz çözüm bulmaya başlayabilirsiniz. Konuşmak ve empati kurup sizi anlayan biri tarafından dinlenmek, size sıkıntı veren meseleleri araştırmanızda yardımcı olabilir. Terapist hislerinizi, düşünce ve davranışlarınızı daha iyi anlamanız konusunda size yardımcı olabilir. NE KADAR ZAMAN DAHA BÖYLE HİSSETMEYE DEVAM EDECEĞİM? Kaybınızı kabullenmek yavaş yavaş ilerleyecek bir süreçtir ve tüm iyileşme süreçleri gibi bu da zaman alır. Kendinize karşı sabırlı olun. Yasınız bittiği tek bir bitiş noktası olmadığını kesinlikle göreceksiniz. Bazı günler artık üstesinden geldiğinizi düşüneceksiniz, bazı günlerse yine umutsuzluğun derinliklerinde kaybolacaksınız. Bir noktada artık ölen insanın düşüncelerinin sürekli kafanızı doldurmadığının, o kişiyi hatırladığınızda ise hep üzüntüyle hatırlamadığınızın farkına varacaksınız. Örneğin gelecekle ilgili planlar yapmaya başladığınızı farkedeceksiniz. Kendinizi bu yüzden suçlu hissetmeyin; sevgi acı çekmekle ölçülmek zorunda değildir. Bazı insanlar için bu dönüm noktasının zamanlaması özel bir yıldönümü ile çakışır. Ölümün ilk yıldönümü genellikle büyük bir değişimdir ama doğumgünleri veya evlilik yıldönümleri gibi diğer senelik kutlamalar ve özel günler yeniden biraz üzüntü yaratabilir. Bu muhtemelen her geçen sene azalacaktır. Zaman geçtikçe geçmişi daha az düşündüğünüzü farkedebilirsiniz. Kendinizi ileriye bakarken, planlar yaparken ve yeni projelere başlarken bulabilirsiniz. Bu son derece doğaldır; yaşam eskisi gibi sürmüyorsa da sizin de bir geleceğiniz var. Kaynak: Mind, www.mind.org.uk