SÖYLEŞİ NEDİR? Söyleşi anlamındaki Arapça'dan dilimize geçmiş olan sohbet kelimesi, iki anlam içerir: 1. Arkadaşlık, yârenlik; 2. Konuşma, görüşme, birlikte oturup söyleşme. Bir yazarın günlük olaylar arasından seçtiği bir konuyla ilgili kendine özgü görüş ve düşüncelerini fazla derinleştirmeden karşısındakilerle konuşuyormuş gibi anlattığı yazı türüne sohbet (söyleşi) denir. Bir diğer deyişle güncel bir konuda yazarın okuyucuyla konuşuyormuş gibi samimi ve anlaşılır bir dille yazdığı, her türlü özentiden uzak yazılara sohbet denir. Bu yazı türünde yazar, ele aldığı konuyu derinlemesine incelemez, bilimsel bir ispatı da amaçlamaz. Yazarın amacı okuyucuyla samimi diyaloglar kurarak sadece düşüncelerini açıklamaktır. Bu yazılar genellikle gazete ve dergilerde yayınlanır. Hatta gazetelerde sohbet (söyleşi) adı altında bu tür yazıların kaleme alındığı köşelerde bulunabilir. Sohbet yazılarına eskiden musahabe denirdi. Bu tür yazılarda, samimiyet esastır. Yazar, düşüncelerini muhakkak kabul ettirmek için okuyucularını zorlamaz. O, daha çok kendi kişisel düşüncelerini ileri sürer. Söyleşilerde, küçük fıkralar ve anılar da malzeme olarak kullanılır. Sohbetin özellikleri şunlardır: Çoğunlukla, günlük konuların işlendiği sohbet yazılarında konuşma senli benli bir anlatım yolu seçilir. Yazar deyimlerden, atasözlerinden, hatıralardan, halk fıkralarından, nüktelerden, özlü sözlerden çokça yararlanır. Sohbet türü yazılarda herkesi ilgilendiren konular seçilir. Cümleler, konuşma üslubundadır ve genellikle devriktir. Yazar karşısında biri varmış gibi sorular sorar, cevaplar verir, düşüncelerini günlük konuşma dili içtenliği içerisinde açıklar. Sohbetlerde konu uzatılmaz, fazla ayrıntıya girilmez, sadece konuya dikkat çekilir, anlatılanlar kanıtlanmaya çalışılmaz, anlatılanlara inanılması için bir gayret ortaya konmaz. Amaç, okuyucuyu konu üzerinde düşünmeye davet etmektir.
Bu yazılar gazete ve dergilerde yayımlanabildiği gibi yazar bu yazıları ayrıca bir kitap olarak da basabilir. Sohbet türünde makalede olduğu gibi giriş gelime ve sonuç bölümleri bulunur; ancak karşılıklı konuşma havası içinde yazılması ve açıklanan düşüncelerin ispatlanma gereği duyulmadan anlatılması yönünden makaleden ayrılır. Yazar sohbet türünde genellikle kişisel düşüncelerini anlatır, bu yüzden de sohbet türü öznel bir anlatıma sahiptir. Söyleşinin Kaideleri: Söylenilenler doğru olmalıdır. Dedikodu yapılmamalıdır. Unutulmamalıdır ki, siz bir başkasının dedikodusunu yaparsanız, sizin olmadığınız ortamlarda da sizin dedikodunuz yapılacaktır. İçten davranılmalı, insanlarla pazarlıksız bir iletişim kurulmalıdır. Konuşmanın uygun zamanlarında karşıdaki kişinin isimi söylenmelidir. Yalnızca bir kişi konuşmamalıdır. Sohbetin karşılıklı konuşma olduğu unutulmamalıdır. Dinleyen kişiye zorla bir görüşü benimsetmeye çalışılmamalı, o kişinin de görüşlerine itibar edilmelidir. Konuşurken konuşmanın imkânlarından istifade edilmeli; ama bağıra bağıra konuşulmamalıdır. Konuşurken el kol eylemleri mübalağa edilmemelidir. Yoksa söylenilenden çok eylemlere dikkat edilir. Konuşanın sözü kesilmemeli, düşüncesini söylemesine imkân sağlanmalıdır. Sonradan konuşma ortamına gelenleri konuşmaya katmak için konuşulan konu kısaca o kişiye de anlatılmalıdır. Konu gelen kişiye izah etmek istenmiyorsa ortak bir konu üzerinde konuşulmaya başlanmalıdır.
Sohbetle İlgili Kavramlar Sohbet: Dostça, arkadaşça konuşarak hoş bir vakit geçirme, söyleşi, yârenlik, hasbihâl. Söyleşi: Arkadaşça, dostça karşılıklı konuşma, hasbihâl, sohbet anlamına gelirken bu kavramın edebiyattaki anlamı: Bir bilim veya sanat konusunu, konuşmayı andıran biçimde inceleyerek anlatan edebiyat türüdür. Musahabe: Konuşma, görüşme, söyleşi. Hoşsohbet: Güzel ve tatlı konuşan kimse. Nükte: İnce anlamlı, düşündürücü ve şakalı söz, espri. Nüktedan: Nükteli ve ince anlamlı konuşarak karşısındakini düşündüren kimse. Türk Edebiyatında Sohbet Sohbet türünün samimi havası ve bu türün okuyucuyla kurduğu sıcak iletişimden dolayı pek çok yazarımız bu yazı türünde örnekler vermiştir. Bu yazarlarımızdan bir kısmı ise bu yazılarını bir kitapta toplayarak yayınlamıştır. Türk edebiyatında ilk söyleşi örnekleri 20. yüzyıl başlarında mülakat denemeleri olarak karşımıza çıkar. Günümüzdeki şekliyle Türk edebiyatında ilk söyleşi örneklerini gazete ve dergilerde yayımlanan yazılarından oluşan Diyorlar ki adlı eseriyle Ruşen Eşref Onaydın vermiştir. Hikmet Feridun Es, Mustafa Baydar, Yaşar Nabi Nayır, Yaşar Kemal, Mehmet Şeyda, Füsun Özbilgen, Leyla Umar, Nuriye Akman, Fehmi Koru, Hikmet Çetinkaya, Feridun Andaç bu türün temsilcileri arasındadır. Makaleye benzer bir yazı türüdür. Konusu daha çok genel ya da günlük sanat olaylarıdır. Fakat konu, tez ve savunma amacı güdülmeden ve karşılıklı konuşma havası içinde, sıcak bir dille yazılır. İnsanlar karşılıklı konuşmayı sevdiklerinden, söyleşi türündeki yazıları okumayı severler. İyi bildiği ve herkesin ilgilendiği bir konuda çoğu kişi söyleşi yazabilir. Bunun için bir konuda, ne söyleneceğini bilmenin yanı sıra, nasıl söyleneceğini bilmek gerekir. Söylenecekler, küçük şakalarla daha çekici duruma
getirilebilir. İyi bir dinleyici olmak, iyi bir söyleşi yazmak için önemlidir. Usta bir söyleşi yazarı çok ağır konuları bile herkesin okuyup anlayabileceği bir duruma getirir. Sohbet Türünün Türk Edebiyatı'ndaki Önemli Temsilcileri Ahmet Rasim - Ramazan Sohbetleri, Muharrir Bu Ya, Suut Kemal Yetkin - Edebiyat Söyleşileri, Şevket Rado - Eşref Saati, Melih Cevdet Anday - Dilimiz Üzerine Söyleşiler, Nurullah Ataç - Karalama Defteri. Cenap Şahabettin, Refik Halit Karay, Hasan Ali Yücel, Attila İlhan gibi yazarlarımız da bu türde eserler vermişlerdir. MAKALE İLE SOHBETİN FARKLARI 1. Sohbet, makaleden üslûp yönüyle ayrılır. Çoğunlukla, günlük konuların işlendiği sohbet yazılarında senli benli bir anlatım yolu seçilir, hatıralardan, halk fıkralarından, nüktelerden, özlü sözlerden yararlanılır. 2. Makaleye benzer bir yazı türüdür. Konusu daha çok genel ya da günlük sanat olaylarıdır; fakat konu, tez ve savunma amacı güdülmeden ve karşılıklı konuşma havası içinde, sıcak bir dille yazılır.
Sohbet Deneme Farkı Sohbette yazarın okuyucuyla konuşuyormuş gibi bir anlatımı vardır. Denemede ise yazarın kendi kendisiyle konuşuyormuş gibi bir anlatımı vardır. Sohbette nüktelerden, halk söyleyişlerinden, fıkralardan yararlanılır. Sohbetin dili ve anlatımı yalındır. Denemede ise daha ciddî bir dil kullanılır. Sohbette kısa ve yüzeysel bir anlatım vardır. Amaç, yazarın okuyucuyu kendi düşüncesine çekmesi veya kendi düşüncesi doğrultusunda düşünmesini sağlamasıdır. Denemede ise derinlemesine bir anlatım vardır ve okuyucuyu etkilemek, yönlendirmek gibi bir amaç güdülmez.