Beyza Çalış 1 21201421 Ölü Ozanlar Derneği/ N.H. Kleinbaum Kendin Olmaktan Korkma Ölü Ozanlar Derneği şimdiye kadar izlediğim en duygusal filmlerden biridir. Aralıksız olarak kalıplaşmaya karşı çıkar. Farklı karakterleri ile farklı düşünce tarzlarını ve fikir uyuşmazlıklarını mükemmel bir açıklıkla anlatır. Neredeyse her karakterde kendimden bir parça bulmam, o karakterlerin değerini artırır. Film, her yaşta izlenebilir ve herkese bir şekilde hitap edebilir. İçimizdeki gerçek benliğimizle barışmamızı, hayatımızın kontrolünü elimize almamızı vurgulayan bir eserdir.
Beyza Çalış 2 Keating karaterini canlandıran Robbin Williams, benim için karaktere can veren önemli bir oyuncudur. Yüzündeki alaycı gülüşü, gözlerindeki çocuksu yaramazlık Keating in kalıpları yıkan hareketlerini tamamlar. Keating, öğrencileri kendileriyle barışmaya, kendilerini özgürce ifade etmeye, gerektiğinde inandıkları şeyler uğruna fedakârlık etmeye zorlar. Öğrencilerindeki büyük değişimin, Keating in azimli uğraşı olduğuna inanıyorum. Kurallara bağlı, onları sorgulamayan gençlere öğretmenlik yapan Keating, kendilerini daha rahat ifade edebilmeyi öğrenmeleri için derslerini kullanır. Son derece saygın bir okulda geçen hikâye, öğrencileri görünmez kelepçelerle tutsak eder. Onların düşüncelerini bile kontrol etmeye, sınırlamaya çalışır. Okulda bütün öğrencileri aynı kalıba sokmayı amaçlayan bir sistem hâkimdir. Ancak gençlik, kendi kalıbını kendinin belirlediği mükemel bir dönemdir. Disiplinli bir okulda okumaya alışmış bir grup gencin, genç olduklarını hatırlamaları gerekir. Keating ise yaşına rağmen bir şekilde öğrencilerine genç olmanın ne demek olduğunu gösterir.
Beyza Çalış 3 Todd karakteri, izleyici olarak bizlerin çekingen biraz da kendine güvenmeyen tarafımızı simgeler. Okula yeni başlayan Todd, aynı okuldan mezun olan başarılı ağabeyinin gölgesinde hapsolmuştur. Sessiz, içine kapanık ve sakin bir çocuktur. Kendisini bir şekilde kanıtlamak ister ama sanki çoktan ağabeyine karşı yenildiğini kabullenmiştir. Ben hepimizin içinde bir miktar eziklik duygusu olduğuna inanıyorum. Todd içimizdeki ezik karakterin değişimini gösterir. Keating sayesinde kendisini rezil etmeye cesaret eder ve bir şekilde etrafına kurduğu kabuğu kırarak özgürleşir. Özgürleşmesine yardım eden bir diğer karakter de oda arkadaşı Neil dır. Neil ise benim için, içimizdeki gerçek karakterimizi simgeler. Aile baskısıyla doktor olmak istediğini düşünen Neil, sonunda oyunculuğa duyduğu tutkuyla barışır. Ailesinin, okulun hatta toplumun onu sokmaya çalıştığı kalıba girmeyi reddeder, ancak karakterden soğumama neden olan bir seçim yapar. Filmin sonunda, babasının silahı ile kendisini vurur ve ölür. Ben bu kadar tutkulu bir karakterin pes ettiğini görmekten hiç hoşlanmadım. Öğretmeninin vermek istediği mesajı da yeteri kadar yansıtamadığını düşünüyorum. Neil, kayatta kalıp, olduğu kişi için savaşmak yerine ölmeyi seçer. Bu seçim beni karakterden soğuttu ve Neil a duyduğum saygıyı yok etti.
Beyza Çalış 4 Knox, içimizdeki romantik, duygusal karakteri temsil eder. Çok içten olduğuna hemen herkesi inandırabilir. Romantikliğin getirdiği çekingenlik Knox ta yoktur. Her zaman yapılması gereken şeyi yapar; pes etmeden aşkının peşinden koşar. Sevdiği kız için yazdığı şiiri herkesin önünde okumaktan çekinmez. Filme karakteriyle komedi katar, duyguları konusundaki dürüstlüğüyle izleyicinin sempatisini kazanır. Son olarak eklemek istediğim karakter de Charlie dir. Charlie, Knox gibi varlıklı bir aileden gelir. Eğlenceye düşkün, komik, neşeli ve iyi bir dosttur. Öğretmeninin getirdiği yeniliklere hemen gönüllü olan bir öğrencidir. En etkilendiğim sahnelerden biri olan kitap yırtma sahnesinde, büyük bir aşkla sayfaları parçalar. En sevdiğim özelliği ise kimsenin söyleyemediği, söylemeye çekindiği şeyleri kolaylıkla dile getirmesidir. Bu iki karakter neşeleri ve özgüvenleriyle kendimi en yakın hissettiğim karakterlerdir. Bütün karakterlerin ortak özelliği, tutkulu olmalarıdır. Kimse olmadığı biri gibi davranmaz. Bu özellik onları eşsiz yapar. Hatırlanması gereken en önemli mesaj da budur. Hepimiz özeliz ve bir eşimiz daha yok. Baskası gibi olmaya çalışmaktansa, kendimiz gibi olmalıyız. İnandıklarımızın arkasında durmalıyız. Yaşımız kaç olursa olsun, gelir düzeyimiz ne olursa olsun farklı olmaktan, kendimiz olmaktan korkmamalıyız. Korkmamız geren tek şey,
inanmadığımız doğruları benimseyip onlarla yaşamaya alışmış olmaktır. Beyza Çalış 5