AKADEMİK YILI BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER FİNAL SORULARI (ÇİFT NUMARALI ÖĞRENCİLER) Sınav süresi 100 dakikadır. Başarılar Dileriz.

Benzer belgeler
Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Bütünleme Sınavı Cevap Anahtarı, (İkinci Öğretim Öğrencileri İçin)

1. Tüketici kredileri ve tüketicilerin korunması Tüketici kredisi sözleşmesinin tarafları ve konusu Kredi sözleşmelerinin yazılı biçimde

İçindekiler. Önsöz III BİRİNCİ KISIM. Genel Hükümler BİRİNCİ BÖLÜM. Borç İlişkisinin Kaynakları BİRİNCİ AYIRIM. Sözleşmeden Doğan Borç İlişkileri

Taksitle Satış Sözleşmesi (TBK 253 vd.)

AKADEMİK YILI BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER BÜTÜNLEME SINAVI (ÇİFT NUMARALI ÖĞRENCİLER) CEVAP ANAHTARI

ESER SÖZLEŞMESİNDE ERKEN DÖNME

BORÇLAR HUKUKU PRATİK ÇALIŞMALARI

BORÇLAR HUKUKU PRATİK ÇALIŞMALARI

6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu nun Getirdiği Değişiklikler ve Yenilikler

TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ BORÇLAR HUKUKU ÖZEL HÜKÜMLER DERSİ KİRA SÖZLEŞMELERİ DERS NOTLARI

T.C. YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ

Yrd. Doç. Dr. Güler GÜMÜŞSOY KARAKURT ESER SÖZLEŞMESİNDE YÜKLENİCİNİN BORCA AYKIRILIĞININ ÖNCEDEN BELLİ OLMASI

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/ S.İşK/ S.BK/84-86

Kefilin Sorumluluğunun Sona Ermesi

ARSA PAYI KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMERLERİNDE YÜKLENİCİ TEMERRÜDÜNDE İŞ SAHİBİNİN HAKLARI. Av. Mustafa Özgür KIRDAR ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

Özel Borç İlişkileri Dersi Vize Sınavı Cevap Anahtarı. (Çift Numaralı Öğrenciler İçin)

YÖNETMELİK. MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı, taksitle satış sözleşmelerine ilişkin uygulama usul ve esaslarını düzenlemektir.

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. / S.BK/86

ADİ VE TİCARİ İŞLERDE FAİZE İLİŞKİN YENİLİKLER

Mortgage: 15 Püf Nokta

İ.Ü.SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ÖZEL HUKUK ANABİLİM DALI TEZ TÜRÜ: YÜKSEK LİSANS TEZİ

İlgili Kanun / Madde 1475 S.İşK/ S.BK/84-86

İlgili Kanun / Madde 1475 S.İşK/14

BORCA AYKIRILIK TEŞKİL EDEN İMKANSIZLIKLAR

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM ADİ VEDİA SÖZLEŞMESİ

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ. BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER BÜTÜNLEME SINAVI Tek Numaralı Öğrenciler

Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunu Yasası sayılı, numaralı, nolu kanun, yasa KANUNİ FAİZ VE TEMERRÜT FAİZİNE İLİŞKİN KANUN

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ S. BK/100

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XVII GİRİŞ... 1

Dr. Sezer ÇABRİ Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı KONUT FİNANSMANI SÖZLEŞMELERİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ AKADEMİK YILI 4/B KIYMETLİ EVRAK HUKUKU BÜTÜNLEME SINAVI CEVAP ANAHTARI

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/17, S.İşK/14. Esas No. 2008/13160 Karar No. 2009/10566 Tarihi:

İlgili Kanun / Madde 818.S.BK/161

PLAYSTATION KİRALAMA SÖZLEŞMESİ

TÜKETİCİ KREDİSİ SÖZLEŞMELERİ YÖNETMELİĞİ YAYIMLANDI

T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş. SABİT FAİZ ORANLI KONUT FİNANSMANI KREDİLERİ İÇİN SÖZLEŞME ÖNCESİ BİLGİ FORMU

Dr. MEHMET DOĞAR ÖN ÖDEMELİ KONUT SATIŞI

PAZARLAMACILIK SÖZLEŞMELERİ

EV DEĞİŞTİREN MORTGAGE SABİT FAİZLİ KONUT FİNANSMAN KREDİSİ VE TEMİNAT SÖZLEŞMESİ KREDİYE İLİŞKİN BİLGİLER

I. CEZAİ ŞART VEYA CEZA KOŞULU

KEFALET SÖZLEŞMESİNİN SONA ERME HALLERİ Tanım

6098 SAYILI TÜRK BORÇLAR KANUNU ÇERÇEVESİNDE ÖDÜNÇ SÖZLEŞMELERİ. Av. Ebru ÇAVUŞOĞLU ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

TIBBİ KÖTÜ UYGULAMAYA İLİŞKİN ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI GENEL ŞARTLARI 1

FERDİ KREDİ SÖZLEŞMESİ (Ekonomik Nitelikli Krediler)

İ.Ü. HUKUK FAKÜLTESİ BORÇLAR HUKUKU ÖZEL BORÇ İLİŞKİLERİ FİNAL SINAVI

T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş.

Sorumluluk Sigortalarının Yeni TTK Uyarınca Değerlendirilmesi 6 Mart 2013, İzmir. Prof. Dr. Didem Algantürk Light

T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin Korunması Ve Piyasa Gözetim Genel Müdürlüğüne

TÜKETİCİ KREDİSİ SÖZLEŞME ÖNCESİ BİLGİ VE TALEP FORMU

Kusurlu İfa İmkânsızlığı


Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları

Yönetmelik hükümleri, katılım bankaları yönünden kar payı dikkate alınarak uygulanacaktır.

İlgili Kanun / Madde 6098 S. TBK/100,101

BORÇLAR HUKUKU AÇISINDAN YAPIM SÖZLEŞMELERİ-2 (DERS-04 EKİDİR)

LİSANSSIZ GES LERİN ENERJİ SATIŞI ve BEDELLERİNİN TAHSİLİNE İLİŞKİN BİLGİ NOTU

BORÇLAR HUKUKU KISA ÖZET HUK110U

Tarih :../../. Müşteri Adı Soyadı Müşteri Numarası Başvuru Numarası

İÇİNDEKİLER BIRINCI BOLUM KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE TARIHSEL GELIŞIM

Borçlular Arasında Teselsül

İHTİYAÇ KREDİSİ SÖZLEŞME BİLGİLENDİRME FORMU

SABİT FAİZLİ KONUT FİNANSMANI SÖZLEŞME ÖNCESİ BİLGİ FORMU

FERDİ KREDİ SÖZLEŞMESİ

BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER DERS NOTLARI

Sanayi ve Ticaret Bakanlığından: KONUT FİNANSMANI KURULUŞLARINCA VERİLECEK SÖZLEŞME ÖNCESİ BİLGİ FORMU USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM SORUMLULUK

BANKA ALACAKLARININ İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA TAKİBİ

Kredi sözleşmesinde faiz oranı nasıl belirlenir?

ÖN ÖDEMELİ KONUT SATIŞLARI HAKKINDA YÖNETMELİK. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

İlgili Kanun / Madde BK/66

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, S.İşK/14

Ayıplı aracın varlığı halinde tüketicinin 6502 sayılı yasaya göre seçimlik hakları

HAZIRLAYAN: Av. Ümit Hürrem BÜLBÜL ÜMİT HUKUK BÜROSU

YENİ BORÇLAR KANUNU VE YENİ TİCARET KANUNU KAPSAMINDA TEMERRÜT FAİZİ DÜZENLEMESİ

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Satış Sözleşmesinin Koşulları Bakımından Çeşitleri. Örnek Üzerine Satış. Satılan Örneğe Uygun Değilse. ayıba ilişkin hükümlere dayanabilir

- Borcun Kaynakları (Sözleşme, Haksız Fiil ve Sebepsiz Zenginleşme)- Sözleşmenin Kuruluşu

KONUT FİNANSMANI ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ

İlgili Kanun / Madde 6098 S. TBK/ S. İşK/14

MESAFELİ SÖZLEŞMELERE DAİR YÖNETMELİK UYARINCA HAZIRLANAN ÖN BİLGİLENDİRME FORMU

LİMİTED ŞİRKET MÜDÜR VE ORTAKLARININ ŞİRKET AMME BORÇLARININ ÖDENMESİNE İLİŞKİN SORUMLULUKLARI

1. BORÇ KAVRAMI I. Borcun Konusu (Edim) II. Borcun Tarafları (Alacaklı \ Borçlu)... 21

Türk Borçlar Hukukunda Müteselsil Kefalet Sözleşmesi

SABİT FAİZLİ KONUT FİNANSMANI KREDİSİ SÖZLEŞME ÖNCESİ ÜRÜN VE BİLGİ FORMU Form No :

Ön Ödemeli Konut Finansmanı Sözleşme Öncesi Bilgi Formu. a) Konut finansmanı kuruluşunun unvan, açık adres, telefon ve varsa diğer erişim bilgileri:

BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER DERS NOTLARI

BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER FİNAL PRATİK ÇALIŞMASI

MADDE 4 - MAL/HİZMETİN TESLİMİ, SÖZLEŞMENİN İFA YERİ VE TESLİM ŞEKLİ:

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm

KONUT FİNANSMANI SÖZLEŞME ÖNCESİ BİLGİ FORMU

6098 SAYILI TÜRK BORÇLAR KANUNUNDA KİRA SÖZLEŞMESİ

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HUKUKİ SORUMLULUKLAR. Doç.Dr. Saim OCAK MARMARA ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /6, S. İşK/14 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/1888 Karar No. 2015/6201 Tarihi:

Y. Doç. Dr. Vural SEVEN. İzmir Gediz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku ABD Başkanı

İş bu sözleşme kapsamında ALICI caddeonline.com internet sitesinden sipariş veren

TRAFİK SİGORTASINDA SİGORTA ETTİRENİN SİGORTACISINA RÜCU HAKKI ÇELİK AHMET ÇELİK

ÖRNEKTİR KONUT FİNANSMANI (MORTGAGE) SÖZLEŞME ÖNCESİ BİLGİ FORMU. Form No.:...[1]

SABİT FAİZLİ KONUT DESTEK KREDİSİ (KONUT FİNANSMANI) SÖZLEŞME ÖNCESİ BİLGİ FORMU

HİZMET SÖZLEŞMESİ. İşbu sözleşmenin konusu, ACENTE'nin TÜKETİCİ'ye

Transkript:

2015-2016 AKADEMİK YILI BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER FİNAL SORULARI (ÇİFT NUMARALI ÖĞRENCİLER) Sınav süresi 100 dakikadır. Başarılar Dileriz. 08.06.2016 OLAY I Bay (Y), Bay (M) ile Bay (M) ye ait arazi üzerinde 1.000.000 TL karşılığı üç katlı bir villa inşa etmek üzere anlaşır. Paranın 200.000 TL lik kısmını nakit olarak tahsil eden Bay (Y) derhal işe başlar. Villanın inşaatı devam ederken sözleşmenin kurulmasından sonra imar mevzuatında gerçekleşen bir değişiklik sonucu bu arsa üzerinde artık sadece iki kata kadar binalara müsaade edildiğini öğrenen Bay (Y) buna göre villayı iki katlı olarak inşa ederek tamamlar. Ancak bu durumdan memnun olmayan Bay (M) sözleşmede kararlaştırılan villanın eksik ve ayıplı ifa edildiğini ileri sürerek, Bay (Y) ye üç katlı villa değerinin tazmini için dava açar. Somut olayın şartları çerçevesinde Bay M nin tazminat talebinin haklı olup olmadığını açıklayınız. Somut olayda sonradan ortaya çıkan imkânsızlık söz konusudur. Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer. Somut olayda da sonradan ortaya çıkan ve yüklenici Y nin sorumlu olmadığı bir hukuki imkansızlık söz konusudur. Bu sebeple borç sona erer ve Y den borcunu yerine getirmesi beklenemez. Bu sebeple Bay M, Y den üç katlı villanın değerini tazmin etmesini isteyemeyecektir. Bununla birlikte TBK 136/III de ifa imkansızlığı halinde borçlunun bildirim ve gerekli önlemleri alma yükümlülüğü bulunduğu hükme bağlanmıştır. Buna göre; Borçlu ifanın imkânsızlaştığını alacaklıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almazsa, bundan doğan zararları gidermekle yükümlüdür. Bay M ancak kendisine zamanında bildirim yapılmaması sebebiyle uğramış olduğu zararların tazminini Bay Y den isteyebilir. Ayrıca karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır.(12,5 puan) OLAY II (A) nın (X) bankasında mevduat hesabı bulunmaktadır. (Ü) sahte kimlik düzenleyerek (X) bankasının şubelerinden birine gider ve (A) nın hesabındaki parayı çekmek ister. Kimliğin sahte olduğunu fark etmeyen banka görevlisi (Y), (A) nın mevduatındaki paranın tamamını (Ü) ye verir. Hesabı boşaltılan (A), bu sebeple (B) ye olan borcunu vaktinde ödeyemez ve 5.000 TL gecikme cezası ödemek zorunda kalır. (A) 5.000 TL lik zararının tazmin edilmesi için (X) bankasına dava açar. Söz konusu davada banka zararın (Ü) nün ve (Y) nin fiillerinden kaynaklandığını ve gerek (Y) ye gerekse bankaya bir kusur isnat edilemeyeceğini belirtir. (A) ile (X) bankası arasındaki sözleşmede şöyle bir hüküm yer almaktadır: (X) bankası, banka çalışanlarının fiilleri sebebiyle oluşan zararlardan sorumlu tutulamaz. 1

(A) zararının tazmin edilmesini (X) bankasından talep edebilir mi? Bankanın iddiasını ve sözleşmedeki hükmü göz önünde tutarak cevaplayınız. Cevap: TBK.m.116 ya göre Borçlu, borcun ifasını veya bir borç ilişkisinden doğan hakkın kullanılmasını, birlikte yaşadığı kişiler ya da yanında çalışanlar gibi yardımcılarına kanuna uygun surette bırakmış olsa bile, onların işi yürüttükleri sırada diğer tarafa verdikleri zararı gidermekle yükümlüdür. -Yardımcı kişilerin fiilinden doğan sorumluluk, önceden yapılan bir anlaşmayla tamamen veya kısmen kaldırılabilir. -Uzmanlığı gerektiren bir hizmet, meslek veya sanat, ancak kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütülebiliyorsa, borçlunun yardımcı kişilerin fiillerinden sorumlu olmayacağına ilişkin anlaşma kesin olarak hükümsüzdür. Taraflardan birinin rızasıyla borcun ifa edilmesine katılan herkes yardımcı şahıs sayılır. Buna göre banka görevlisi (Y) yardımcı şahıstır. Yardımcı şahsın borca aykırı fiilinden sorumlulukta borçlu kusursuz olduğunu ispat ederek sorumluluktan kurtulamaz. İfa yardımcısının kusurlu olup olmamasının da önemi yoktur. Borçlu ancak ifa yardımcısının yerinde kendisi olsaydı, aynı davranış borç ilişkisine aykırı düşmeyecek ve kendisini sorumlu kılmayacak idiyse; bu durumu ispat etmek suretiyle sorumluluktan kurtulabilir. Kural olarak yardımcı şahsın davranışından sorumluluk önceden yapılan bir anlaşmayla tamamen veya kısmen kaldırılabilir. Ancak banka uzmanlığı gerektiren bir hizmeti kendisine verilen izinle yürüttüğünden sorumsuzluk kaydına ilişkin hüküm TBK.m.116/f.3 uyarınca kesin hükümsüzdür ve (A) 5.000 TL nin ödenmesini (X) bankasından talep edebilir (12,5 Puan). OLAY III (A), modacı (B) ile bir elbisenin tasarlanması ve dikimi için 50.000 TL ye anlaşır ve parayı da peşin olarak öder. Sözleşmeye göre elbise en geç 08.06.2016 tarihinde teslim edilecektir. Ancak 08.06.2016 tarihi gelmesine rağmen (B) elbiseyi teslim etmez. Bunun üzerine (A), vakit kaybetmeksizin (B) ye sözleşmeden döndüğünü bildirmiştir. Sözleşmedeki ifa zamanına ilişkin en geç ifadesi ne anlama gelmektedir? Bu ifade göz önünde tutulduğunda (A) nın gecikme sebebiyle sözleşmeden dönmesi için gerekli şartlar oluşmuş mudur? İfada gecikmenin sözleşmeden dönme hakkı vermesi için öncelikle temerrüdün şartları gerçekleşmiş olmalıdır. Temerrüdün şartları ifanın mümkün olması, borcun muaccel olması, alacaklının ihtarı ve alacaklının ifayı kabule hazır olması olarak sayılabilir. Kural olarak temerrüt için ihtar şartı aranacaksa da olayda taraflar vadeyi birlikte belirlediklerinden ihtara gerek yoktur. Sözleşmeden dönülebilmesi için bir diğer şart taraflar arasında karşılıklı bir sözleşmenin bulunması ve alacaklının borçluya süre vermesidir. Olayda seçimlik hakların kullanılması için süre verilmesine gerek bulunmayan bir durumun varlığı kabul edilerek süre verilmesine gerek olmadığı söylenebilir. Zira kararlaştırılan tarihte ifa gerçekleştirilmediği takdirde ifanın artık kabul edilmeyeceği sözleşmeden anlaşılmaktaysa kesin vade söz konusudur ve süre vermeye gerek yoktur (TBK.m.124/b.3). Somut olayda böyle bir durumun söz konusu olduğu sözleşmedeki en geç ibaresinden anlaşılmaktadır. Diğer bir deyişle bu ifade sözleşmede kesin vade bulunduğu anlamına gelmektedir. Buna göre (A) nın sözleşmeden dönmesi için gerekli koşullar mevcuttur (12,5 Puan). 2

OLAY IV (B), 1 yıl sonra yıllık % 5 faiziyle birlikte geri ödenmek üzere (A) ya 100.000 TL ödünç para verir. 1 yılın sonunda (A) nın 100.000 TL lik ifa teklifini faiz alacağını saklı tutarak kabul eden (B), bir süre sonra yıllık % 5 faizin, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek olan temerrüt faiziyle birlikte ödenmesi için (A) ya ihtar çeker. (B) talebinde haklı mıdır? Cevap: Faiz borcu asıl borca bağlı bir borç olsa da, saklı tutulduğu için asıl borçla birlikte sona ermemiştir. Bununla birlikte TBK.m.121/f.1 uyarınca, Faiz veya irat borcunu ya da bağışladığı bir miktar parayı ödemekte temerrüde düşen borçlu, icra takibine girişildiği veya dava açıldığı günden başlayarak, temerrüt faizi ödemekle yükümlüdür. Buna göre (B) talebinde haklı değildir. Zira faiz borcuna temerrütten itibaren değil icra takibi veya dava tarihinden itibaren temerrüt faizi işler (12,5 Puan). OLAY V İstanbul dan İzmir e tayini çıkan Bay (A) evini taşımak amacıyla nakliye alanında ün salmış T A.Ş. ile bir taşımacılık sözleşmesi yapar. Taraflar arasında yapılan bu sözleşmede yer alan bir düzenleme şu şekilde kaleme alınmıştır: Taşıma sırasında eşyalarda bir hasar meydana gelmesi durumunda T A.Ş. Bay (A) ya 5.000 TL ödeyecektir. Eşyaların taşınması T. A.Ş. de çalışan tır şöförü (Ş) ile iki işçi tarafından gerçekleştirilir. Bay (A) taşıma işleminden sonra 4.000 TL değerindeki piyanosunun, 2.000 TL değerindeki televizyonunun ve 1000 TL değerindeki dizüstü bilgisayarının çalışmaz hale geldiğini tespit eder. Bay (A) uğradığı bu zararın tazminini talep etmektedir. Bay (A) bu konuyu avukatına danışır. Siz Bay (A) nın avukatı olsaydınız, bu talebe yönelik nasıl bir görüş verirdiniz? CEVAP: Bay (A) ile T A.Ş. arasında yapılan taşımacılık sözleşmesinde yer alan düzenleme esas itibariyle ceza koşulu niteliği taşımaktadır. Ceza koşulu asıl borca ilişkin ilave bir anlaşmadır. Bununla borçlu borcun hiç ya da gereği gibi ifa edilmemesi halinde alacaklının karşı bir edimi yerine getireceği taahhüdünde bulunur. Somut olayda sözleşme cezası 5000 TL olarak kararlaştırılmıştır. Sözleşme cezasına ilişkin talep zararın varlığına veya miktarına bağlı değildir. Buna ilişkin olarak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu nun 180. Maddesinin ilk fıkrası şu şekilde kaleme alınmıştır: Alacaklı hiçbir zarara uğramamış olsa bile, kararlaştırılan cezanın ifası gerekir. Somut olayda uğranılan zararın cezai şartı aşması durumu söz konusudur. Bu durumda aşan kısma tekabül eden 2000 TL Bay (A) tarafından talep edilebilecek midir? Buna ilişkin olarak aynı maddenin ikinci fıkrası şu şekilde kaleme alınmıştır: Alacaklının uğradığı zarar kararlaştırılan ceza tutarını aşıyorsa alacaklı, borçlunun kusuru bulunduğunu ispat etmedikçe aşan miktarı isteyemez. Alacaklının sözleşme cezasının yanı sıra tazminat talebinde bulunabilmesi aksine anlaşma olmadıkça cezayı aşan miktarda alacaklının zarara uğramış olmasına bağlıdır. Alacaklı ancak aşan kımı isteyebilir. Yukarıdaki düzenlemeden de anlaşılabileceği gibi bu takdirde kusur karinesi işlemez. Yani borçlunun kusurunu ispat yükü alacaklıya aittir. Bununla birlikte somut olayda ifa yardımcısının borca 3

aykırılığa sebebiyet vermesi durumu söz konusu olduğundan-ki bu durumda sorumluluğun doğabilmesi için TBK. m. 116 uyarınca ne borçlunun ne de ifa yardımcısının kusuru şart olduğundanalacaklı Bay (A) nın sadece cezayı aşan zararı ispat ederek cezayı aşan kısmı ceza ile birlikte talep edebilmesi mümkündür. (12,5 Puan). OLAY VI Bay (A), Bay (B) ve Bay (C) birlikte işlettikleri teknoloji mağazasında satmak üzere (T) şirketinden 1000 adet led tv satın alırlar. Satış sözleşmesine göre alıcıların borcunun miktarı 1.200.000 TL olup; vadesi ise 01.08.2016 olarak belirlenmiştir. Temmuz ortasında eline yüklü bir miktar para geçen Bay (A) borcun tamamını (T) şirketine öder. Bu ödemeden hemen sonra ise Bay (B) den 800.000 TL nin kendisine ödenmesini talep eder. Bay (B) bu durumu avukatı Bay (V) ye danışır. Bay (V) ise somut olayda kısmi borçluluk olduğunu, Bay (A) nın kendi kısmından fazlasını ödemesi halinde diğer borçluların her birinden bu miktarı talep edebileceğini, Bay (A) nın somut olayda ileri sürebileceği hiçbir savunmasının bulunmadığını söyler. Bay (V) nin değerlendirmelerinin yerindeliğini tartışınız. Kısmi borçluluğa ilişkin değerlendirme: Bu değerlendirme isabetli değildir. Somut olayda Bay (A), Bay (B) ve Bay (C) nin (T) şirketine karşı müteselsil borçluluğu söz konusudur. Müteselsil borçluluk kanun ya da sözleşmeden doğar. Somut olayda ticari bir iş amacıyla borca girildiği göz önünde bulundurulursa TTK. m. 7/ f. 1 uygulama alanı bulacaktır: İki veya daha fazla kişi, içlerinden yalnız biri veya hepsi için ticari niteliği haiz bir iş dolayısıyla, diğer bir kimseye karşı birlikte borç altına girerse, kanunda veya sözleşmede aksi öngörülmemişse müteselsilen sorumlu olurlar. Ancak, kefil ve kefillere, taahhüt veya ödemenin yapılmadığı veya yerine getirilmediği ihbar edilmeden temerrüt faizi yürütülemez. Bay (B) den 800.000 TL talep edilebileceğine ilişkin değerlendirme: Bu değerlendirme isabetli değildir. Müteselsil borçlulardan bir tanesi kendi payından fazlasını ödemesi halinde bu ödediği fazla kısım için diğer borçlulara rücu edebilir. Bu durum TBK. m. 167 de şu şekilde kaleme alınmıştır: Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir. Borçlulardan birinden alınamayan miktarı, diğer borçlular eşit olarak üstlenmekle yükümlüdürler. Bu düzenlemenin son fıkrası açıkça diğer borçlulara rücu edilirken rücu edilen borçlunun payı oranında bunun gerçekleşeceğini belirtmektedir. Rücuda teselsül olmaz prensibi dolayısıyla bu değerlendirme de yanlıştır. Son değerlendirmede zikredilecek şartların gerçekleşmesi halinde Bay (B) den ancak 400.000 TL talep edilebilir. Somut olayda Bay (B) nin hiçbir savunmasının bulunmadığına ilişkin değerlendirme: Bu değerlendirme de isabetsizdir. Bunun iki sebebi vardır: Öncelikle ikinci değerlendirmede ifade edilen rücu hakkı kullanılırken teselsülün söz konusu olmayacağına ilişkin savunmayı Bay (B) nin ileri sürmesi mümkündür. Ayrıca söz konusu olayda vadeden önce Bay (A) nın ödemede bulunması söz konusudur. Bu durumda ortak bir savunma olan muacceliyet def inin 4

ileri sürülmemesi suretiyle ödeme yapılması söz konusudur. Bay (A) rücu hakkını ancak borcun vadesinde kullanabilir. (12,5 Puan). OLAY VII Bay (A) Çeşme de bir yazlık satın almak ister. Bunun için Bay (S) ile bir taşınmaz satış sözleşmesi yapar. Bu sözleşmeye göre taşınmazın mülkiyeti derhal Bay (A) ya geçirilecek, Bay (A) da tescili takip eden üç gün içerisinde 200.000 TL olan satış bedelini ödeyecektir. Adına tescil yapıldıktan iki gün sonra Bay (A) nın temsilcisi Bay (T) Bay (S) hesabına 250.000 TL yatırır. Üç ay sonra yeni yazlığında tatil yapmayı planlayan Bay (A) araç kiralama şirketi X A.Ş. ile internet üzerinden 3 aylık bir süre için araç kiralama sözleşmesi yapar. Bu sözleşmeye göre 3 aylık kira bedeli olan 6000 TL Bay (A) tarafından peşin olarak ödenecek olup, araç kendisine derhal teslim edilecektir. Sözleşmeyi akdettikten ve parayı kiralama şirketine ödedikten bir hafta sonra Bay (A) annesi vefat eder ve Bay (A) Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun kendisine verdiği cayma hakkından faydalanarak sözleşmeyi tek taraflı olarak sonlandırır. Somut olayda Bay (A) nın Bay (S) ve X A.Ş. den herhangi bir iade talebinde bulunması mümkün müdür? Doktrin görüşlerini ve Yargıtay uygulamasını da dikkate alarak açıklayınız. Burada iki ayrı iade talebi iki ayrı sebepten dolayı sebepsiz zenginleşme temelinde mevcuttur: Bay (S) hesabına fazladan yatırılan 50.000 TL: Burada borç olmayan şeyin ifası (condictio indebiti) iddiasıyla sebepsiz zenginleşmeye dayanılarak iade talebinde bulunulabilir. Borç olmayan şeyin ifası TBK. m. 78 de şu şekilde düzenlenmiştir: Borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle yerine getiren kimse, bunu ancak, kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse geri isteyebilir. Bay (A) bu ödemeyi yanılarak (saikte yanılma) yaptığını ispat ederek bu 50.000 TL lik fazla ödemenin iadesini talep edebilir. Doktrindeki bir başka görüş ve Yargıtay uygulaması, sözleşmede kararlaştırılandan fazlasının ifa edilmesi halinde iade talebinin sebepsiz zenginleşme değil sözleşme hukukuna dayanacağını ve dolayısıyla 10 yıllık zamanaşımına tabi olacağını kabul etmektedir. (Bu konuda bkz.: Yarg. HGK.14.03.2012, E. 2011/13-748, K. 2012/140). Araba kirası için peşin olarak ödenen 6000 TL: Burada hukuki sebebin sonradan ortadan kalkmasına esasına dayanılarak sebepsiz zenginleşme temelinde iade talebinde bulunulabilir. Bu arada Yargıtay ın geçerli surette kurulmuş bir sözleşemeye binaen yapılan ödemelerin, sözleşmenin sonradan ortadan kalkması halinde iade taleplerinin sözleşmeye dayalı olacağına dair çok sayıda kararı mevcuttur. (12,5 Puan). OLAY VIII Bay (A) Bay (B) den olan 100.000 TL lik alacağını 80.000 TL karşılığında Bay Ü ye devreder. İfa zamanı geldiğinde Bay B nin borcunu ödememesi üzerine Bay Ü Bay B ye karşı bir takip başlatır ve bu takip neticesinde Bay B den ancak 30.000 TL tahsil eder, yine takip sebebiyle 2.000 TL de masraf yapar. Alacağın tamamını tahsil edemeyen Bay Ü nün başvurabileceği herhangi bir hukuki yol mevcut mudur? Açıklayınız. Bu durumda alacağı devredenin kanun gereği garanti yükümlülüğü bulunmaktadır. Garanti yükümlülüğü, alacağı devralanın alacağı tahsil edememesi halinde garanti yükümlüsüne 5

başvurulmasına imkan verir. TBK m. 193 gereği garanti yükümlüsünün sorumluluğu yalın olarak devrettiği alacak tutarını tazmin etmeye yönelik değildir. Garanti yükümlüsü alacağın devri karşılığında ivaz olarak aldığı anapara ve faiz tutarı kadar bir tazminat ve devralanın bazı özel zarar kalemlerini ödemekle yükümlü olacaktır. Bunlar devrin sebep olduğu giderler ile borçluya karşı devraldığı alacağı elde etmek için yapmış olduğu ve sonuçsuz kalan girişimlerin yol açtığı giderlerdir. Ayrıca devreden kusursuzluğunu ispat etmedikçe devralan uğradığı diğer zararlarını da tazmin ettirebilir. Somut olayda Bay Ü Bay A dan garanti yükümlülüğü çerçevesinde karşı ivaz olarak ödemiş olduğu 80.000 TL anapara ve faizi ile yapmış olduğu 2.000 TL lik takip masraflarını talep edebilir. Bunun dışında eğer A kusursuzluğunu ispatlayamaz ise Bay Ü ayrıca ödeneceğine inandığı alacak hakkının değeri olan 100.000 TL yi tahsil etse idi, elde edecek olduğu 20.000 TL kazanç kaybını da talep edebilir. Bununla birlikte Bay Ü nün B den kısmen tahsil etmiş olduğu miktar zarar hesabında tazmin edilecek miktardan düşülecektir. (12,5 Puan). 6