KÜRESEL SİYASET KISKACINDA MALİ



Benzer belgeler
MÜSLÜMAN AFRİKA NIN KALBİ: MALİ

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI

Dış Ticaret Müsteşarlığı nca ekonomik ve ticari ilişkilerimizin geliştirilmesi amacıyla çeşitli stratejiler uygulamaya konmuş bulunmaktadır.

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.

Devrim Öncesinde Yemen

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

TÜRKIYE. ILISKILERI. Serhat Orakçı. Tarihî Süreç, Yaklaşımlar ve Beklentiler. Türkiye-Afrika İlişkileri Tarihî Süreç, Yaklaşımlar ve Beklentiler

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

MALİ KRİZİ SAHA RAPORU

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

İSLAM ÜLKELERİNDE NÜFUS ÖNGÖRÜLERİ 2050 ARALIK 2011

Mali de politik istikrarsızlık sonucu yaşanan kıtlık

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir.

TİCARİ İLİŞKİLER DURUM İKÖ ÜLKELERİ ARASINDA AVRUPA BİRLİĞİ >>

Güncel Jeo-Politik ve D-8 Cuma, 08 Aralık :55

BATI AFRİKA ÜLKELERİ RAPORU

ÖRNEK SORU: 1. Buna göre Millî Mücadele nin başlamasında hangi durumlar etkili olmuştur? Yazınız. ...

Dünyada silahlanma artıyor, Türkiye 20'nci sırada

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

İthalat Miktar Kg. İthalat Miktar m2

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

Halk devriminin düşmanları: diktatör rejim ve karşıdevrimci gerici güçler

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

AFRİKA BÜLTENİ (29 Eylül-17 Ekim)

TR 71 BÖLGESİ 2013 YILI İHRACAT RAPORU AHİLER KALKINMA AJANSI

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek!

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

Değerli S. Arabistan Cidde Uluslararası Türk Okulu

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ

MALİ KRİZİ SAHA RAPORU

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI Rapor tarihi:11/02/2016 Yıl 2015 YILI (OCAK-ARALIK) HS6 ve Ülkeye göre dış ticaret

TOPLAM

TOPLAM

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

Salvador, Guatemala, Kamboçya ve Namibya gibi yerlerde 1990 ların barış anlaşmaları ile ortaya çıkan fırsatları en iyi şekilde kullanabilmek için

Süleyman ŞENSOY TASAM Başkanı / Chairman Yayın Tarihi :

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

TOPLAM

Afrika Ülkelerinin Bağımsızlık Dönemleri

TOPLAM

TOPLAM

TOPLAM

SONUÇ ve ÖNERİLER Askeri operasyonlar sorunu İnsani sorun

MÜCEVHER İHRACATÇILARI BİRLİĞİ MAL GRUBU ÜLKE RAPORU (TÜRKİYE GENELİ) - (KÜMÜLATİF)

Avrupa da Yerelleşen İslam

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI

TOPLAM

Araştırma Notu 15/179

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket)

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI

AFRİKA ANALİZİ Türkiye nin un ihracatı 100 den fazla ülkeye yapılırken, bu ülkelerin 44 tanesi Afrika kıtasında bulunmaktadır.

Son 5 yıldır Orta Doğu pazarında %48 gibi bir Pazar kaybı yaşayan Türkiye, bu pazarı tekrar kazanabileceği değerlendirilmektedir.

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

Sudan'da Türk-Sudan İlişkileri Sempozyumu düzenlendi

TÜRKİYE - GANA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

TOPLAM

DİASPORA - 13 Mayıs

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI

DÜNYA SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ İHRACATI. Genel Değerlendirme

Kurban Allah a yakınlaşmanın adıdır. Sahip olduklarımızın Allah yolunda feda edilmesidir, teslimiyettir, teşekkürdür.

Berkalp Kaya KASIM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Kritik kavşağa ilerlerken

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ 1. BÖLÜM: DOĞU AFRİKA PANORAMASI: SİYASET-TOPLUM- EKONOMİ-

Türkiye nin Nükleer Silahlanmaya Bakışı

SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası

ENERJİ GÜVENLİĞİ ÇALIŞTAYI Türkiye Nükleer Güç Programı 2030

TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri,

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI. İthalat Miktar Kg. İthalat Miktar m2

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI. İthalat İthalat Ulke adı

EYLÜL 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Orta Asya daki satranç hamleleri

1/11. TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI Rapor tarih 30/03/2018 Yıl 01 Ocak - 28 Subat 2018

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI

2.3. SOĞUK SAVAŞ SONRASI AFRİKA POLİTİKASI

Kazakistan Ekonomisi ve Yatırım Fırsatları. 18 Şubat 2016, İstanbul. Açış Konuşması - Ömer Cihad Vardan, DEİK Başkanı

MÜCEVHER İHRACATÇILARI BİRLİĞİ MAL GRUBU ÜLKE RAPORU (TÜRKİYE GENELİ) - (KÜMÜLATİF)

TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TOPLAM

4. İslam İşbirliği Teşkilatı ( İİT ) Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu

DÜNYADA DİN EĞİTİMİ UYGULAMALARI

1. ABD Silahlı Kuvvetleri dünyanın en güçlü ordusu

9. Dubai Uluslararası Gayrimenkul ve Emlak Fuarı (İPS) en yeni projemiz olan Dubai Sustainable City yi duyurmak için mükkemmel ve en doğru ortamdi.

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

TOPLAM

Körfez'in petrol zengini ülkesi: Kuveyt

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

KATARAKT HASTANESİ PROJESİ NİJER

EKİM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi

TEMMUZ 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

TOPLAM

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE

2013-Haziran Un İhracat Rakamları

Transkript:

> DÜBAM KÜRESEL SİYASET > 2013 ŞUBAT DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI

DÜBAM KÜRESEL SİYASET Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur ERDOĞAN DÜBAM Yayınları Küresel İletişim Merkezi Barbaros Bulvarı, Balmumcu / Beşiktaş Tel: (0212) 274 80 21 274 80 22 www.dunyabulteni.net

> DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI 4

KÜRESEL SİYASET < SUNUŞ Fransa nın askeri müdahalesiyle gündeme oturan Mali, yaklaşık bir yıldır iç karışıklıklarla baş etmeye çalışıyordu. Mali tarihi göz önünde tutulduğunda Mali de yaşanan bu kargaşanın ilk olmadığı görülebilir. 19. yüyılın sonralarına doğru Fransa tarafından işgal edilmiş; Fransız sömürge yönetimi altında, bölgenin siyasal, ekonomik ve hatta sosyal gelişmelerinde tarihî tecrübeden tam bir kopuş yaşanırken toplumun gerçek ihtiyaçlarının görmezden gelindiği Batı güdümlü bir modernleşme yaşanmıştı. Mali, 1960 lı yıllara bağımsızlığını kazanmış bir cumhuriyet yönetimiyle girdi. Ancak sömürgecinin arkasında kendi çıkarlarını gözetecek bir yönetim bırakması, ülkedeki kargaşanın ve rahatsızlığın devam edeceğinin de habercisiydi. Bu sebeple modern Mali tarihinin bir yönüyle askeri darbelerin tarihi olduğunu söylemek abartı olmayacaktır. Son süreçte yaşanan iç isyan da bir askeri darbenin ertesinde patlak verdi. Ancak bu sefer, Afrika da çıkarları çakışan küresel güçlerin meydan savaşına dönüyor Mali... Fransa yöntem değiştirerek neden askeri müdahale yolunu seçti, ABD başta olmak üzere Batılı güçlerin Fransa ya destek vermesi ne anlama geliyordu, Çin in Afrika ülkeleriyle kurduğu ilişki nasıl anlaşılmalıdır, Çin Batılı devletlerin çıkar savaşının neresinde durmaktadır... Dünya Bülteni olarak bu ve bunun gibi soruları gündemde tutarak telif ve tercüme yazılarla okurlara geniş bir perspektif sunmaya çalıştık/çalışıyoruz. Gerek Dünya Bülteni yazarlarının kaleme aldığı yazılarla gerek İngilizceden, Fransızcadan, Arapçadan yaptığımız tercümelerle dünya çapında olayların nasıl anlaşılıp yorumlandığını okurlarımızın ilgisine sunduk. Bu dosyada Mali ye ilişkin yazıları, Mali ye askeri müdahale sürecine ayna tutabilmek için kronolojik sırayla bir araya getirdik. Ayrıca Mali nin siyasal ve sosyal yapısına dair genel bir resim veren Dünya Bülteni dosyasını da belgenin başına ekleyerek kapsamlı bir Mali dosyası oluşturmaya çalıştık. İlgi ve merakla okunacağını umuyoruz... DÜBAM 5 > 2013 ŞUBAT

> DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI 6 Fotoğraf: Serhat Orakçı

KÜRESEL SİYASET < İÇİNDEKİLER Müslüman Afrika nın Kalbi: Mali (Mali nin siyasal ve sosyal tarihi) Aynur Erdoğan...9 Fransa nın yeni Afrika politikası (!) İbrahim Tığlı...19 Mali operasyonu ve bölgesel rekabet İbrahim Tığlı...23 Kuzey Mali veya Afrika nın Afganistanı Muhammed Haddad...27 AFRICOM, Afrika da güvenliği tehdit ediyor İbrahim Tığlı...31 Mali operasyonunun muhtemel sonuçları İbrahim Tığlı...35 Mali Başbakanı nın cebren istifası, siyasi kargaşayı pekiştirdi Jean Philippe Rémy...37 Afrika demokrasi vitrininin amansız bozulumu Le Monde...39 Mali, Batı müdahalesinden çıkan derslere ışık tutuyor Glenn Greenwald...41 Fransa neden Mali de? Abdullah İskender...45 Mali de Serval Operasyonu ya da kötünün iyisinin tercih edilmesi Alain Frachon...47 Napolyon Mali de Justin Raimondo...49 7 > 2013 ŞUBAT

Fransız askerleri neden Mali de? Serhat Orakçı...53 Fransa nın Mali operasyonunun arkasında ne var? İbrahim Tığlı...57 Mali ye veya rehinelere fazla tepki verme Fred Kaplan...61 Mali deki savaş yön değiştiriyor İbrahim Tığlı...63 Fransa nın, Mali deki çıkarlarını savunmaktan utanması gerekmez Jean-Baptiste Jeangène Vilmer...65 Mali operasyonuna hukuki kılıf aranıyor Sinan Özdemir...67 Mali dersleri: Tabansız direniş kime yarıyor? Akif Emre...69 Malililer, ülkelerinin akıbetine inandılar Boubacar S. Traoré...71 Mali de gördüklerim: merci Hollande Serhat Orakçı...73 Paris in Afrika ya ilişkin yeni söylemi Le Monde...77 > DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI 8 Afrika rekabeti AB yi böler mi? Akif Emre...79 Kuzeybatı Afrika: Berberiler, Tuaregler Ve İslâm Müfit Yüksel...81

KÜRESEL SİYASET < Müslüman Afrika nın Kalbi: Mali Aynur Erdoğan Fransa nın askeri müdahalesiyle gündeme oturan Mali de olup biteni anlamak için 19. ve 20. yüzyıl Avrupa sömürgeciliğinin merkezi konumunu görmek gerektiği gibi, ortaya çıkan kaos ve kargaşayı anlamlandırmak için de Afrika toplumlarının etnik ve dini aidiyetlerinden beslenen sosyal ve siyasal yapılarına ayna tutmak gerekmektedir. Bu yazı Mali de yaşananları bir anlam çerçevesine oturtabilmek için bölgenin tarihî, kültürel ve siyasal yapısına dair bir fotoğraf vermeyi amaçlamaktadır. Mali, yaklaşık 12 milyon nüfusa sahip. Nüfusun sadece yüzde 18 i şehir merkezlerinde yaşarken geriye kalanı özellikle Kuzey deki kırsal çöl coğrafyasında ikamet ediyor. Resmi dil Fransızca olmakla birlikte halkın yüzde 80 i Bambara dilini, geri kalanı ise diğer Afrika lehçelerini konuşuyor. Etnik grupların dağılımı ise şöyle: %50Mande (Bambara, Malinke, Soninke), %17 Peul, %12 Voltaic, %6 Songhai, %10 Tuareg ve Moor ve %5 diğer. Ancak bu etnik gruplamanın sömürgecilik politikalarının sonucu olduğu ve aslında %90 ı Müslüman olan toplum içinde (%1 Hıristiyan, %9 yerel dinler) etnik gruplar arasında esneklik ve geçişkenliğin hakim olduğu not edilmelidir. Aslında bölgenin etnik yapısını kabaca Araplar, Tuaregler (bedeviler) ve Fulaniler (Afrika yerlileri) olarak tasnif etmek mümkündür. Tarihî Arkaplan Türkiye deki sayılı Afrika uzmanlarının ortak kanaat olarak dillendirdikleri bir gerçek, bugün Afrika da ortaya çıkan ve kanlı olaylara sebep olan gelişmelerin arkasındaki etken olarak Afrika nın toplumsal özelliklerini görmezden gelen ve hatta bu özellikleri kendi çıkarı doğrultusunda manipüle eden Avrupa sömürgeciliğinin olmasıdır. Şöyle ki; Afrika toplumları, kendi tarihsel süreçlerinde ortaya çıkan kabilelerin temel yapı taşı olduğu bir sosyal düzene sahip. Dolayısıyla tarihte bu kıtada ortaya çıkan siyasi organizasyonlar da bu temel yapı taşlarına dayanmaktadır. Sömürgeciler ise 20. yüzyılda bu kıtadan, görece, ayrılırken arkalarında kendi çıkarlarını koruyan siyasi yapılanmalar bırakmak gayesiyle Afrika toplum yapısına dayanmayan ve hatta bu yapıyı parçalayan devletler tesis ettiler. Afrika nın modernleşme tarihi biraz da bu devletleşme tarihiyle paralel olarak gelişmiştir. Modern devlet gömleği üzerine dar gelen kabileler, kendi geleneksel değerlerini ve kimliklerini koruma mücadelelerinin yanı sıra sömürgecilerin arkalarında bıraktığı, çoğu zaman toplumlarına yabancı ve ülke kaynaklarını Batılı devletlere peşkeş çeken yönetimleriyle çatışma içinde olabilmişlerdir. 9 > 2013 ŞUBAT

Mali nin toplum ve devlet yapısını anlamak için de Afrika genelinde etkili olan bu tarihî süreci göz önünde tutmak gerekiyor. Fransız sömürgeciliği öncesinde, bugün Mali nin Güneyinde başkent Bamako nun da içinde bulunduğu dar şeridin Kuzeyinde geniş sahradan oluşan ve Tibular ve Tuareglerin 1 yaşayageldiği bölge, 1912 yılına kadar Trablusgarp eyaleti üzerinden Osmanlı ya, gönüllü olarak bağlı kalmıştır. Fransızlar 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Batı Afrika nın iç kısımlarına doğru işgallerini genişletmeye başladılar. Bölgeyle ilgili bilgileri ise, sahrayı geçerek Afrika nın içlerine ulaşmış ve Fransa ya sağ salim dönebilmiş birkaç seyyahın görüp anlattıklarından ve yazdıklarından öteye gitmiyordu. Sömürgeci akıncılara rehberlik etmesi amacıyla, daha sonra oryantalist literatürü oluşturacak olan bu tür eserleri kaleme alacak seyyahlar, bölgeye gitmeleri için, para ödülleriyle teşvik edilmiştir 2. Batı Afrika da askeri olarak işgalin başlamasıyla birlikte ise keşif amaçlı askeri seferler düzenlenmeye başlamıştır. 1878 ve 1881 yıllarında Eugéne Mage, Soleillet ve Galliéni nin gerçekleştirdikleri seferler bu bağlamda zikredilebilir. Fakat zamanla Fransız sömürgeciliğinin, özellikle Müslümanların yaşadığı bölgelere yayılmasıyla birlikte kurumlar ihdas edilmiş ve sömürgecilik kurumlaştırılmıştır. Bu çerçevede kurulan Fransa Devleti Müslüman İşleri Servisi (Service des Affaires Musulmanes) nin başlıca görevi Müslümanlarla ilgili bilgi toplayarak merkeze rapor etmektir. Fransa Kuzey Afrika daki Osmanlı hakimiyetini arkadan dolaşarak, Batı Afrika ya 17. yüzyılın ortalarında Senegal üzerinden girmeye çalıştı ve 1840 yılında buraya yerleşti. 1830 yılında ise Cezayir in işgaline muvaffak olmuştu. Senegal deki sömürge valisi Faidherbe, 1855 yılında Mali ye doğru sömürge yönetimini genişletmek amacıyla Medine Sömürgeci akıncılara rehberlik etmesi amacıyla, daha sonra oryantalist literatürü oluşturacak olan bu tür eserleri kaleme alacak seyyahlar, bölgeye gitmeleri için, para ödülleriyle teşvik edilmiştir. > DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI 10 1 Tuaregler Osmanlı dilinde Tavarikler olarak anılmaktadır. 2 1820 yılında Paris Coğrafya Derneği şu an Mali sınırları dahilinde bulunan Timbuktu ya gidip orayla ilgili betimleyici bir eser kaleme alan kişiye 10 bin frank vereceğini duyurmuştur. Rene Auguste Caillie bu ödülü kazanmak için yollara düşmüş, önce Senegal de Arapça ve İslami ilimler tahsili görerek Timbuktu ya gitmiştir. Zorlu bir yolculuğun ardından bölgeyi anlatan bir eser kaleme alarak söz konusu ödülü kazanmıştır. Caillie nin Timbuktu ya gittiğinde yaşadığı şaşkınlık ise şayanı dikkattir. Zira kendisinden önceki oryantalist yazarların eserlerinden zenginliği ve gelişmişliği muhteşem bir şekilde tasvir edilen eski Timbuktu dan geriye eser kalmamıştır. Çünkü büyük bir ticari merkez olan, medeniyet merkezi Timbuktu nun üzerinde yer aldığı eski ticaret yolunun güzergahı, özellikle köle ticareti yapan ilk sömürgecilerin etkisiyle çoktan değişmiştir.

KÜRESEL SİYASET < şehrini işgal etmiş ve kıtanın içine doğru ilerleme başlamıştır. 19. yüzyılın ikinci yarısında Fransa Batı Afrika yı topyekun işgal etmiş ve bugünkü Moritanya, Mali, Senegal, Gine, Fildişi Sahili, Nijer ve Burkina Faso yu da içine alan geniş bölgede, merkezi Dakar olan, Fransız Batı Afrikası (Afrique-Occidentale Française, 1895-1958) denilen bir yapılanma ortaya çıkmıştır. Bölgedeki sömürgeler, 1958-60 da, bugünkü adlarıyla bağımsızlıklarını kazanana kadar da bölge bu adla anılmaya devam etti. Fransız Batı Afrikası içinde Fransız Sudanı olarak anılan bölge de 22 Eylül 1960 da bağımsızlığını kazanarak Mali Cumhuriyeti adını almıştır. Mali Cumhuriyeti, 1962 de Fransız nüfuzundan uzaklaşarak Sovyetler Birliği ne yakın bir dış politika uygulamaya başlamıştır. Batılı devletlerin mali yardımlarının kesilmesinin ardından ekonomik ve ardından sosyal krizler meydana gelmiş; merkezi devlet yönetimine alışamayan toplum katmanları ayaklanmıştır. Bunun üzerine 1968 yılında askeri bir darbe yaşanmış ve on yıl boyunca askeri yönetimin altındaki ülkenin ekonomik durumu daha da kötüye gitmiştir. Ülke sosyalist eğilimi terk ederek 1969 da İslam Konferansı Teşkilatı na üye olmuş 1974 te ise anayasa hazırlanarak millet meclisi ve tek parti kurulmasının önü açılmıştır. Burkina Faso ile yaşanılan sınır mücadelesinin ardından 1979 yılında tek partili ikinci cumhuriyet dönemi başlamıştır. İki yıl sonra Batı Afrika para birliğine katılarak Dünya Bankası ndan yardım almaya başlamıştır. 1991 yılında halk, çok partili sisteme geçilmesi için şehir merkezlerinde gösteriler düzenlemiştir. Bunun üzerine gösterileri kanla bastıran ordu yeniden askeri darbe yaparak yönetimi ele geçirmiştir. Aynı yılın sonuna doğru yeni bir anayasa hazırlanmasına ve çok partili sisteme geçişe askeri yönetimden izin çıkmış ve 1992 yılında yapılan serbest seçimlerle üçüncü cumhuriyet dönemi başlamıştır. Devlet başkanı Musa Traoré ye karşı yaptığı askeri darbeyle yönetime el koyan Amadou Toumani Touré, askerlikten emekli olduktan sonra 2002 yılında seçimle iş başına gelmiş ve 2012 yılında kendisi de bir askeri darbeyle görevinden uzaklaştırılmıştır. Bugün devam eden ayaklanmalar 2012 askeri darbesinin ardından patlak vermiştir. Direniş Hareketleri Batı Afrika nın nüfusunun kahir ekseriyeti Müslüman olduğu için tesis edilen Fransa Devleti Müslüman İşleri Servisi nde görevlendirilen memurlar, Müslümanların arasında gezerek merkeze bilgi rapor etmek suretiyle sömürge yönetiminin bölgeye dair politika üretmesine yardımcı olmuşlardır. Özellikle Kadiriye, Ticaniye ve Senusiye tarikatlarının işgale karşı direniş göstermeleriyle Fransa, bu tarikat mensuplarını yakın takibe almış, her bireri hakkında hazırlattığı fişlere bilgi yazdırarak işgali devam ettirme ve isyanları 11 > 2013 ŞUBAT

> DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI 12 bastırma yollarını aramıştır. Fiilî işgale karşı örgütlenen direniş güçleri, yaklaşık olarak, bugün de aynı toplumsal dinamiklere dayanmaktadır. Bölgede İslami direniş, tarihsel ve geleneksel kodlara sahip. Yakın dönemde, daha 19. yüzyılın başında bölgede iki İslam devleti tecrübesi yaşandı. Bunlar, 1817-1900 tarihleri arasında hüküm süren Sokoto Hilafeti ve 1819-1862 yılları arasında hüküm süren Masina Devleti dir. Bu devletler, bölgedeki İslami kardeşlik anlayışı çerçevesinde, kabilelerin geleneksel dokusunu da gözeterek bölge halklarını toparlayıcı olmuşlar ve daha sonra Fransız işgaline karşı gerçekleştiren direnişe zemin hazırlamışlardır. Sokoto Hilafeti, İslami inkılabın gerçekleştirilmesini amaçlayan bir cihat hareketidir. 1903 yılında Sokoto nun İngilizler tarafından işgaline kadar bölgede hüküm sürmüştür. Müslüman olmayan yerel yapılara karşı esnek bir yönetim biçimi uygulanmış ve fakat bu unsurlar devleti zaman zaman sıkıntıya sokmuştur. Diğer taraftan özellikle devletin kurucusu ve başkanı Müslüman lider Osman Dan Fodyo nun tebliğ faaliyetlerinin etkisiyle birçok kabile bu dönemde Müslümanlığı seçmiştir. Osman Dan Fodyo İslami inkılap çalışmaları kapsamında özellikle kölelik ve kadınların eğitimleri konularını öne çıkarmıştır. Bölge insanının köleleştirilmesine yönelik savaş açarken kölelere de İslami ilkeler çerçevesinde haklarının verilmesi yönünde çaba sarf etmiştir. Kadınların eğitimi konusunda ise geleneksel sosyal yapıların hilafına ve bazı alimlerin itirazına rağmen önemli adımlar atmıştır. Kendi kızını da yönlendirdiği öğretmenlik mesleğini kadınlar arasında teşvik ederek kadınların eğitimi meselesinin kurumlaşmasını sağlamıştır. Ayrıca Sokoto Hilafeti tarafından göçebe Fülani halklarının yerleşik hayata alışmalarını kolaylaştırıcı düzenlemelere gidilmiştir. Bunu yaparken İslam ın şehirleşmeyi, medeniyeti teşvik ettiği anlayışından hareket edildiği İslam ın sahradan köye, köyden kente doğru bir gelişim ve seyir izlemesinin gereğine inanıldığı bizzat Sokoto Hilafeti yöneticilerinden Muhammed Bello nun ifadelerinden anlaşılmaktadır. Ancak bu iskan faaliyetlerinin Tuaregler üzerinde çok başarılı olmadığı anlaşılmaktadır. Sahra nın göçebe bedevileri Tuaregler, yaşadıkları coğrafyanın da etkisiyle yerleşik hayata sıcak bakmamışlardır. Sokoto Hilafeti kazandığı siyasi başarılardan çok kültürel etkinliğiyle temayüz etmiştir. Amaçladığı İslami inkılap uğruna enstitüler açılmış okuryazar oranı yükseltilmiştir. Halkın şuurlu Müslümanlar haline gelmesi devletin siyasi programında vardı. Sokoto Hilafeti Jenne ve Timbuktu da gelişen dini geleneğin temsilcisi olmuştur. Şeyh Ahmed in temsil ettiği Masina Devleti 1 ise Müslümanların entelektüel gelişiminden çok fıkhi kuralların Sokoto Hilafeti, İslami inkılabın gerçekleştirilmesini amaçlayan bir cihat hareketidir. 1 Dina veya Fülani Devleti olarak da bilinir.

KÜRESEL SİYASET < hayata geçirilmesini merkeze alan bir siyasi yapılanma olmuştur. Merkezi yönetimle idare edilen Masina, devlet başkanı olan imam ve 100 alimden oluşan bir danışma meclisiyle idare ediliyordu. Şeyh Ahmed önceleri biat ettiği Sokoto hilafetinden, şeriate uygun olduğunu düşünerek, biatini çekmiş olsa da iki devlet arasında samimi ilişkiler kurulabilmiştir. Kendilerini cihat hareketi olarak tanımlayan bu iki devletin, Batı Afrika da uyandırdığı direniş ruhu Fransızların işgaline karşı devam etti. Fransız işgaline karşı gelen ilk direnişçiler kendilerine murabıt (yerli dilde marabu) denilen tarikat mensuplarıydı. Batı Afrika daki köylerde, kasabalarda, şehirlerin kenar mahallelerinde imam, müezzin, öğretmen olan marabuların çevrelerindeki etkinin farkına varan Fransızlar bunları sindirmek için tek tek tespit etmeye çalıştı. Yapılan fişleme faaliyetinde marabuların Fransızların bölgedeki varlığına karşı lehte (favorable), düşman (hostile) veya tarafsız (neutre) oldukları bilgileri yer alıyordu. Ancak siyasi tutumlarını lehte veya düşmanlık olarak açıklayamayan ve tarafsızlık yönünde fikir beyan eden marabuların ilk fırsatta isyan bayrağını açıyor oluşları fişleme faaliyetinin başarısızlığını göstermektedir. Ticani tarikatı şeyhlerinden Hamahullah Fransa tarafından en tehlikeli olduğu yönünde fişlenenlerdendi. Tutuklanarak Fransa ya götürülen Şeyh Hamahullah 2, bir Yahudi kampında vefat etti. Fransızlarla savaşan Müslüman direnişçilerden, Ticani tarikatine mensup el-hâc Ömer, 1850 li yıllarda bugünkü Gine, Dingiray bölgelerinin merkezi olduğu Tekrûr Devleti ni kurmuştur. Medine şehrinde Fransızlarla karşılaşarak savaşmış; fakat Fransızlar karşısında direnemeyerek güneydoğuya doğru çekilmiştir. el-hâc Ömer den sonra devletin başına geçen oğlu da Fransızlarla mücadele etmiş ve Nijer bölgesinde İslam ın yayılmasında rol almıştır. Bu dönemde Segu ve Nioro şehirlerinde büyük gelişme yaşanmış; camiler, Kuran mektepleri inşa edilmiştir. Arapça okuma yazma mecburiyeti getirilerek Fülani dili Arap alfabesiyle yazılıp okunmaya başlanmıştır. Bu devletin sınırları daha sonra teşekkül eden Mali Cumhuriyeti nin sınırlarının belirlenmesinde belirleyici olmuştur. Müslüman direnişçi liderlerden Samori Ture ise Fransızlara karşı silahlı bir direniş örgütlemiştir. 1868 yılından itibaren Kankan bölgesinde siyasi bir yönetim tesis etmiş ve 1882 yılında Fransızların Bamako yu işgalleriyle silahlı direnişi başlatmıştır. 1886 yılında 2 Şeyh Hamahullah Fransa karşısında cihad halinde oldukları gerekçesiyle Hz. Peygamber gibi namazlarını iki rekat kılmaya başlamıştı. Fransız komutanı kendisini bundan dolayı sorguya çekince Fransızlar kaç rekat namaz kılmamızı emrediyor, söyleyin de ona göre kılalım şeklinde ironik bir cevap vermiştir. 13 > 2013 ŞUBAT

Fransızlar karşısında yenilgiye uğrayarak himayeyi kabul etti. Fransız valisinin tebasını kendisine karşı kışkırtmasıyla siyasi gücü zayıfladı. Samori Fransızlar karşısında geri çekilse de direnişe devam etmiş. Ancak 1898 yılında Fransızlar tarafından esir edilerek Gabon a sürgüne gönderilmiş ve orada hayatı sonlanmıştır. Tuareglerin de dahil olduğu Berberiler, Fransa nın Cezayir in Güneyinde stratejik sahraaltını (El Golea) ele geçirmesiyle 1873 yılında direnişe geçtiler. 1880-81 yıllarında direniş sahranın içlerine doğru yayıldı. Göçebe Tuaregler Fransız komutan Paul Flatters tarafından yönetilen ve görevi Sahra daki demiryolu hatlarını korumak olan keşif bölüğünü yok ettiler. 1884-1885 yıllarında Avrupa ülkeleri arasında gerçekleşen Berlin Konferansı Afrika sömürgeciliğinde bir dönüm noktası oldu. Bu konferansta Britanya, Fransa, Almanya, İtalya, İspanya, Belçika ve Portekiz gibi Afrika üzerinde hak iddia eden güçlü Avrupa ülkeleri, Afrika daki işgallerini garantiye almak için uzun vadeli işgal stratejilerini belirlemiş ve bu konularda anlaşmaya varmışlardır. Böylece Avrupa kendi açısından işgali, sömürgeciliği resmileştirmiş ve meşrulaştırmış oluyordu. Fiilî olarak başlayan işgal ve kolonizasyon da Berlin Konferansıyla sistematik hale geldi. Daha önce Avrupalı devletler arasındaki çekişmeden faydalanarak direnen Afrika toplumlarının kendi açılarından işgali ve sömürüyü meşrulaştıran ve artık Afrika ya karşı müttefik bir güç haline gelen Avrupa karşısında direnişe devam etmesi çok zordu. Buna rağmen Sahra daki direniş 1932 ye kadar devam etmiştir. Direniş güçlerine karşı uçakların ve radyo dalgalarıyla haberleşme yolunun kullanılmaya başlaması çöldeki direnişe büyük bir darbe vurmuştur. Bu tarihten sonra da zaman zaman Bedeviler isyan ettiler. Bağımsızlık savaşlarından sonra da Cezayir, Mali, Moritanya ve Nijer yönetimlerine karşı gerilla savaşı vermeye devam ettiler. > DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI 14 Mali de Bugün Savaşan Güçler Fransız sömürge yönetiminin ardında bıraktığı Mali Cumhuriyeti nin hakimiyet alanının Güneyde başkent Bamako nun yer aldığı dar alanla sınırlı olduğunu söylemek abartı olmayacaktır. Geniş Sahra da, Kuzeyde yaşayan Tuaregler üzerinde devlet kontrolü çok zayıf. Fransızların zor zapturapt altına altığı Tuaregler, adeta cetvelle çizilen ülke sınırlarıyla altı parçaya bölünmüş durumdalar. Tuaregler bugün Nijer, Mali, Nijerya, Tunus, Libya, Cezayir ve Burkina Faso ya dağılan bir nüfusu oluşturuyor. Bulundukları coğrafyanın koşullarına bağlı olarak Tuaregler için geleneksel geçim yolu haline gelen hayvancılık ve ticari kervanlarla yapılan ticaret, sömürgeciliğin müdahalesiyle ve modern dönemin ekonomik koşulları çerçevesinde yok olmuş durumda. Ne Fransız sömürgeciliği ne de Mali yönetiminin hayatlarını kolaylaştırabilecek modern gelişmeleri bölgelerine

KÜRESEL SİYASET < uygulamadığı Tuaregler, Andy Morgan ın ifadesiyle, geniş Sahra da yaşamanın bütün avantajlarını gerilla taktiğiyle sürdürdükleri savaşta kullanıyorlar. Tuaregler Nijer de siyasette rol alarak muhalif konumlarını terk ettiler. Ancak Mali de askeri darbeden sonra, yaklaşık bir yıl önce ayaklanan Tuaregler Kuzeyde Timbuktu 1 gibi önemli bazı bölgeleri ele geçirmiş durumdalar. Mali deki ayaklanmacılar, bağımsızlık mücadelesi için birleşen Azavadlardan (Azavad ın Kurtuluşu İçin Ulusal Hareket - MNLA) ve İslamcı Ensaruddin hareketinden oluşmaktadır. İslami Mağrip El-Kaide si (AQMI) ve Batı Afrika Tevhid ve Cihad Hareketi mücahitleri de sayıları az da olsa bu ittifakın içindeler. Bugün Mali yönetimini, 1960 dan beri kontrol altına alamamakla suçlasa da Fransa, isyancı Tuaregleri zaman zaman desteklemiştir. En son Libya da Kaddafi güçlerine karşı silahlandırılan Tuaregler, yönetim değişikliği sonrasında Mali Sahrasına gelmişlerdir. Kısaca Azavad adıyla Bölgede hakim olan örgütlenen bu Tuareglerin kendilerine Kaddafi ye karşı kullanmaları için verilen silahları da Mali ye getirdikleri rivayeti değişik çevrelerce dillendiriliyor. Libya daki yönetim değişikliği sonrası Sahra ya gelen Tuareglerin burada Mali yönetimine karşı bağımsızlık talebiyle ayaklanmaları bu rivayeti destekliyor. Ayaklanmacı Tuaregleri oluşturan diğer bir güç İslamcı bölgedeki tarikatların Ensaruddin hareketi. Bölgede hakim olan tasavvufi ülkenin kaynaklarını din anlayışının dışında Selefiliğin bu harekette etkin olmasında, hareket mensuplarının, bölgedeki tarikatların ülkenin kaynaklarını Batılı devletlere aktardığı düşünülen düşünülen yönetimle yönetimle iyi geçinmelerine tepki göstermeleri yatıyor. Tasavvufi hareketlerin sömürgecilik döneminde direnişçi güçler olmaları hasebiyle üzerlerinde aşırı baskı kurulması göstermeleri yatıyor. zamanla bu güçleri sistemle uyumlu yapılar haline getirirken siyasi taleplerinin de sıfırlanması sonucunu doğurdu. Fransız sömürgeciliğinin, işgale direnen İslami dinamiklerin sömürgeci yönetimle barışık bir zihni dönüşüm yaşamaları amacıyla açtığı medreseler de 2 geleneksel dini yapılanmalarda meydana gelen değişimi tasavvufi din anlayışının dışında Selefiliğin bu harekette etkin olmasında, hareket mensuplarının, Batılı devletlere aktardığı iyi geçinmelerine tepki 1 Bu şehir, İslamcı Ensaruddin in kontrolünde. 2 Fransa bu amaçla daha önce Cezayir de açtığı medreselerin benzerlerini Moritanya, Gine, Senegal ve Mali de de açmıştır. Mali de ilk olarak 1908 de Cenne de ve iki yıl sonra da Tinbukta da Fransa tarafından İslami eğitim veren medreseler açılmıştır. Bu medreseler bağımsızlıktan sonra Fransız-Arap liselerine dönüştürülmüştür. 15 > 2013 ŞUBAT

açıklamaktadır. Bu duruma tepki olarak yeni nesil İslamcılar, modernitenin hazırladığı gelenekle bağları zayıflayan bir zihni formatla, Selefiliğin etkisi altına girebilmektedirler. Ensaruddin, Mali-Cezayir sınırında konuşlanmış durumda. Selefilere yakın fikri yapısına rağmen, zaman içerisinde Mali İslam Yüksek Konseyi ile yakın ilişki kurmuş, İslam devleti düşüncesinden taviz vermiştir. Bu esnekliğine dayanarak Cezayir, Batılı güçlere Ensaruddin i ülkede ilişki kurulabilecek muhalif güç olarak işaret ediyor. Diğer taraftan Azavad ın da süreç içerisinde tam bağımsızlık düşüncesinden ödün verdiği görülmektedir. Buna rağmen Fransa nın iki grupla da oluşan diyalog zeminini görmezden gelmesi eleştirilerin yükselmesine ve askeri müdahalenin arkasında açıklanan nedenin haricinde başka sebepler aranmasına yol açmaktadır. > DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI 16 Uluslararası Siyaset Fransa nın Mali ye hava saldırısına başlamasıyla birlikte Fransız medyası da dahil olmak üzere dünya kamuoyu uluslararası sahada şekillenen yeni siyaseti konuşmaya başladı. Analizlerin birçoğu Fransa yı destekleyerek saldırıda müttefik bir blok oluşturan Batı ülkelerinin Afrika da yoğunlaşan Çin nüfuzunun önüne geçmeye çalıştığını işaret ediyor. Fransa nın daha önce Tuareg muhalefetiyle özellikle Çin nüfuzuna karşı, destekleyici mahiyette ilişki kurması söz konusu kanaati güçlendiriyor. Ayrıca Mali nin, Libya gibi, Afrika üzerinden Avrupa ya doğru gerçekleşen insan göçü, legal ve illegal ticari faaliyetlerin güzergahı üzerinde olması da spotların bölgedeki nüfuz mücadelesine dönmesine sebep olmaktadır. Hızlı bir şekilde büyüyen bir sanayi hacmine sahip olan Çin kömür dışında doğal kaynağa sahip değil. Çin son yıllarda büyüyen enerji talebinde ülkeler arası dünya sıralamasının zirvesine tırmanıyor. Petrol talebinde, Japonya yı geride bırakmış ve ABD nin yakın takipçisi haline gelmiş durumda. Petrol gibi, yine büyüyen sanayisinin ihtiyaçları olarak kereste, çinko, demir-çelik, kurşun, alüminyum, bakır vb. doğal kaynakları temin ettiği başlıca ülkeler Afrika da. Mozambik ten kereste malzemesi, Sudan dan petrol, Zambiya dan bakır, Zimbabve den uranyum, Kongo dan kobalt ithal ediyor. Ayrıca daha önce Fransa nın çıkardığı Nijer uranyumunu artık Çin çıkarıyor ve işletiyor. Bunun karşılığında Çin, Afrika ülkelerinde altyapı çalışmaları yürütüyor ve sosyal yatırımlar yapıyor. Avrupalı ülkelerin doğal kaynakları silah gücünün üstünlüğüne dayanarak tek taraflı olarak kullandığı sömürgecilik yıllarından sonra içinde bulundukları ekonomik ve sosyal darboğazdan çıkma arzusunda olan Afrika ülkeleri için karşılığında yatırım hizmeti aldıkları bu ekonomik ilişki tercih edilir olsa gerek. Şu anda devlet destekli 800 kurumu Afrika da faaliyet gösterirken Çin halihazırda bu kıtanın 36 ülkesinde 300 projeyi yürütüyor.

KÜRESEL SİYASET < Çin in son dönemde Afrika da gerçekleştirdiği atılım, 2000 yılında temelleri atılan Çin- Afrika İşbirliği Forumu (FOCAC) na dayanmaktadır. Bu Forumun 2006 yılında geniş katılımlı düzenlediği üçüncü zirve ise ilişkilerin gelişmesine ivme kazandırmıştır. Bu forumun amacı siyasi eşitlik, karşılıklı güven ve fayda ile kültürel değişim ilkelerine dayanan bir çeşit stratejik ortaklık kurulması olarak açıklanmaktadır. Sömürgeciliğin ne olduğunu yakından tanıyan Afrika ülkeleri tarafından, siyasi/ideolojik hegemonya içermeyen, ekonomik çıkarları önceleyen bu ilişki tarzı memnuniyetle karşılanıyor görünse de uzun vadede Afrika nın çıkarlarını ne kadar koruduğu konusunda soru işaretleri bulunmaktadır. Zira her ne kadar kısa vadede baraj, yol, spor kompleksi gibi sosyal yatırımlarla Afrika ekonomisinde bir rahatlama gerçekleşiyor olsa da doğal kaynakların ithaline dayanan yeni türde bir sömürgecilik anlayışını akla getirmektedir. Diğer taraftan Çin-Afrika İşbirliği Forumu (FOCAC) nun faaliyete geçmesinden iki yıl sonra ABD tarafından Pan-Sahel projesi hayata geçirildi. 2005 yılında Trans-Sahra Anti-Terör Girişimi adını alan ve terörle savaş kapsamında oluşturulan bu girişimin amacı Eritre, Sudan, Çad, Nijer, Moritanya, Senegal, Mali, Libya, Cezayir ve Fas a uzanan Müslüman Afrika coğrafyasının İslami örgütlerden temizlenmesi olarak açıklanıyor. 2004 yılında kamuoyunun duyduğu ve 2007 yılında ilan edilen AFRICOM ise ABD savunma bakanlığına bağlı olarak çalışan birleşik kumandanlıkların altıncısıdır ve ABD nin Afrika daki çıkarlarını koruma amaçlı bu kıtaya askeri müdahaleyi amaçlamaktadır. Amerika yaklaşık bir yıl önce, AFRİCOM ordusu kapsamında öncelikli olarak askerlerin yerleştirileceği ülkeleri Mali, Sudan, Cezayir, Nijerya, Kenya ve Somali olarak açıklamış ve 2013 yılında 35 Afrika ülkesine askerini konuşlandıracağını ilan etmişti. Sonsöz Fransa, Mali ye düzenlediği hava saldırısında Batılı müttefikleri Britanya, Almanya, Danimarka ve Amerika dan lojistik yardım aldı. ABD de bir süredir NATO nun bütün mali yükünü çekemeyeceğini ileri sürerek NATO savunma harcamalarının azaltılmasını eleştirmekte idi. ABD Savunma Bakanı Leon Panetta, 19 Ocak 2013 te yaptığı açıklamada, NATO nun Asya-Pasifik ve İslami terör üzerine odaklanması gerektiğini vurgulayarak NATO ya stratejik hedefleri işaret etti. Dolayısıyla Mali müdahalesinde Batı bloğunun çatışmasından çok çıkar birliği yaptığı söylenebilir. Bu tabloya bütün olarak bakıldığında, dünyanın kendilerinden geri kalan kısmını sömürgeleştirme politikalarındaki ihtilaflarından dolayı alevlendirdikleri iki dünya savaşının ceremesini bütün dünyaya ödeten Batılı ülkelerin yeni bir paylaşım savaşına girdikleri görülmekte. Daha önce dünyanın yaramaz çocukları Japonya ve Almanya hizaya çekilerek kendilerine biçilen misyona razı olmuşlardı. Şimdi, Çin yeni 17 > 2013 ŞUBAT

çıkar çatışmasının gerekçesi olarak görülse de bu ülkenin siyasi ve ideolojik olmaktan çok ekonomik rekabete dahil olduğu görülmektedir. Diğer taraftan yeni paylaşım siyasetinde potansiyel direniş gücü olarak Müslümanların ve Müslüman coğrafyasının stratejik hedef haline geldiği izlenmektedir. Mali müdahalesini de bu tablo içinde anlamlandırmak mümkündür. Zira Mali, zengin yeraltı kaynaklarının ve Fransa nın Afrika sömürgeciliğindeki merkezi konumunun yanı sıra Müslüman Afrika nın kalbidir. > DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI 18 Kaynaklar A. Muhammed Kani, Sokoto Dosyası, Akabe Yayınları African Heritage blog, Samori Touré: African Leader and Resistant to French Imperialism!, http://afrolegends.com/2011/04/30/samori-toure-african-leader-and-resistant-tofrench-imperialism/ Ahmet Kavas, Geçmişten Günümüze Afrika, Kitabevi Ahmet Kavas, Mali, Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, cilt: 27, ss. 493-504. Ahmet Kavas, Osmanlı Tîbû Münasebetleri: Büyük Sahra da Reşâde (Çad) ve Kavar (Nijer) Kazalarının Kurulması, İslam Araştırmaları Dergisi, Sayı 4, 2000, ss. 69-103. Andy Morgan, Mali s rebels hold the advantage in a ground war on desert plains, the Guardian, 16 January 2013. Benjamin Talton, African Resistance to Colonial Rule, http://exhibitions.nypl.org/ africanaage/essay-resistance.html Countries and Their Cultures; Mali, http://www.everyculture.com/ja-ma/mali.html DUBAM (Dünya Bülteni Araştırma Masası) Yeni dönemin eşiğinde Afrika Yuvarlak Masa Toplantısı, http://www.dunyabulteni.net/?atype=haber&articleid=233655 İbrahim Tığlı, Mali deki Savaş Yön Değiştiriyor, http://www.dunyabulteni.net/?atype=ha ber&articleid=244060 Jim Jones, The French in West Africa, http://courses.wcupa.edu/jones/his312/lectures/ fren-occ.htm Mervyn Hiskett, Batı Afrika da Kurulan İki Derviş Devlet: Sokoto Hilafeti (1232-1317/1817-1900) ve Masina Devleti (1318-1279/1819-1862), Çev.: Kadir Özköse, Gazi Üniversitesi Çorum İlahiyat Fakültesi Dergisi, c. II, sayı: 4, ss. 173-202. Serhat Ortakçı, İslam ın Batı Afrika daki kalbi: Mali, http://www.dunyabulteni.net/?atyp e=haber&articleid=239167 Vikipedi İnternet Ansiklopedisi, 2012 Tuareg isyanı; Bambara Krallığı; Mali Federasyonu; Fransız Batı Afrikası; Rene Auguste Caillie maddeleri. Yalın Alpay, Çin Afrika da Ne Yapıyor?, Türkiye Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM). Kaynak: Dünya Bülteni, 1 Şubat 2013

KÜRESEL SİYASET < Fransa nın Yeni Afrika Politikası (!) İbrahim Tığlı Fransa Devlet Başkanı Froncais Hollande ilk resmi Afrika turuna Senegal i ziyaret ederek başladı. Senegal den sonra Kongo ya geçen Hallande bugün 14.düzenlenen Frankofan zirvesinde Fransa nın yeni (!) Afrika politikasına yönelik önemli mesajlar verdi. Aslında Hollande nin bu Afrika ziyareti eski devlet başkanı Sarkozy nin 2007 de yaptığı ziyareti andırıyor. Sarkozy de Fransa-Afrika ilişkilerinden yeni bir dönemin başladığını ifade etmiş fakat görevde kaldığı sürece Fransa nın Afrika ya yönelik emperyal politikalarından vazgeçmemişti. Afrika ülkelerinde Hollande ın bu ziyareti ile de benzer bir beklentinin olduğu fakat bu beklentinin son üç haftada Fransız devlet başkanının Mali ye yönelik olası bir askeri operasyon için yoğun diplomasi trafiğine girmesi Fransa nın devlet başkanları değişse bile alışkanlıklarını değiştirmediğini ortaya çıkarıyor. Hollande seçim sürecinde Le Figaro gazetesine verdiği demecinde Fransa nın Afrika daki istikrarsızlıklarına katkı yapmak yerine Afrika nın ekonomik kalkınmasından yana tutum içinde olacaklarını siyasi sorunların askeri yollarla değil diplomasi dilini kullanarak çözeceklerini çünkü, askeri yöntemlerin yeni krizleri beraberinde getirdiğini ifade etmişti. Oysaki iki gün önce 24 France TV ye yaptığı açıklamalarda Mali deki sorunun diyalogla değil ancak askeri müdahale ile çözüleceğini belirterek başta ABD olmak üzere BMGK temsilcilerini çözümün askeri yöntemden geçtiğine ikna ya çalışması Hollande ın Afrika politikasında fazla bir değişiklik olmayacağını doğruluyor. Hollande, Cumartesi günü Demokratik Kongo Cumhuriye tinin başkenti Kinşaşa da Fransızca konuşan ülkelerin temsilcileriyle Afrika nın demokratikleşmesini masaya yatırıyor. Fakat zirveye çağrılan isimlere bakıldığında Afrika nın hâlihazırdaki diktatörlerin tercih edilmesi, Arap uyanışının Afrika yı etkilemesinden ziyade Afrika halklarının uyanışlarına alınacak tedbirlerin mülahaza edileceği bir zirve olacağı izlenimini veriyor. Hollande ziyaret öncesinde eski yanlışların tekrar edilmeyeceğini, Fransa ile Afrika arasında yeni bir sayfa açılacağını iddia etse de zirvenin ağırlıklı konularından biri Mali ye yapılacak askeri operasyona Afrika ülkelerinin desteğini sağlamak olacaktır. Nitekim Moritanya Dışişleri temsilcisi, Fransa nın Mali ye gerçekleştirilecek askeri operasyona yönelik diplomatik girişimlerini bölgenin istikrarsızlaştırılmasına katkı sağlayacağını belirtmiş, diğer bölge ülkelerin Fransa nın girişimlerine karşı çıkmalarını ifade etmişti. Fransa ise bu açıklamayı talihsizlik şeklinde nitelendirerek Afrika ülkelerinin olası operasyona destek vereceklerini ümit ettiklerini ifade etmişti. 19 > 2013 ŞUBAT

> DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI 20 politik koşullarından kay- Fransa nın Afrika ile olan ilişkilerinin tarihine bakıldığında siyasi, ekonomik ve askeri çıkarların daima Fransız politikasının temeli olduğu fark edilecektir. Fransa nın Afrika yı demokratikleştirme çabaları, çıkarların sürdürülmesinden ziyade Afrika nın terk edilmesini gerektirecektir. Son on yılda Fransa, Afrika daki eski sömürgelerindeki ekonomik imtiyazı Çin, Brezilya, ABD gibi ülkeler kaptırmış durumda. Özellikle Çin Nijer, Benin Burkino Faso, Çad, Orta Afrika Cumhuriyeti, Fildişi Sahillerine sadece kaynaklarını elde etmek için değil, yatırım, sağlık, eğitim, işsizlik gibi kronik sorunların çözülmesinde katkı sağlayarak bu ülkelerin kalkınmasında önemli bir işlev görüyor. Fransa nın Afrika nın kalkınmasına yönelik ne bir projesi ne de ekonomik potansiyeli bulunuyor. Bu durumda Hollande ın Afrika nın ekonomisini katkı sağlaması zor görünüyor. Fransa nın ekonomisinde bu Afrika ülkelerinin yüzde 15 lik bir payından vazgeçilmesi Fransa yı tarihinin en büyük ekonomik kriziyle karşılaşmasına yol açacaktır ki; ne Hollande ne de başka bir Fransız lideri bu riski göze alamayacaktır. Frankafrik döneminin yerine Fransa ile Afrika ülkeleri arasında ilişkilerinin başladığı söylense de bu temenniden öteye geçmediğini gelecek gösterecektir.. Geçen yıl Fildişi Sahili eski devlet başkanı Laurent Gbogba nın devrilmesiyle sonuçlanan Fransız destekli sivil darbe, halkın siyasi, ekonomik, sosyal beklentilerini karşılamak yerine Fransız kahve ve kakao ithalatçıların çıkarlarını korumaya yönelik olduğu görüldü. Hala Fildişi nde ne siyasi ne de askeri istikrar sağlanamadı. Hollande nin barışçıl bir şekilde yönetim değişikliğini gerçekleştiren Senegal i diğer Afrika ülkelerine örnek göstermesi ve ziyaretini bu ülkeden başlatması aslında bir ironidir. Çünkü Senegal deki siyasi gelişmeler Fransa etkisinden ziyade Senegal halkının bilinçli bir tercihinden kaynaklanmaktaydı. Hatta yıllardır eski devlet başkanı naklanmakta. Wade yi destekleyen Fransa ya karşı, halkın bir cevabıydı. Senegal in başkenti Dakar ve Kinşasa da güvenlik güçlerinin engellemelerine rağmen gösteriler oldu. Bu gösterilerde özellikle milliyetçi ve sol çevrelerin birlikte hareket etmesi Fransa nın Afrika daki imajını göstermekte. Artık Fransa nın eski politikasını devam ettiremeyeceği de belli oldu; ki bu Fransa nın isteğinden ziyade Afrika da değişen politik koşullarından kaynaklanmakta. Hollande nin yeni diye tabir ettiği politikasında bazı değişiklerin olacağını da söylemek gerekiyor. Öncelikle yeni dönemde Fransa-Afrika ilişkileri ekonomik boyutta devam edecek ve Fransa eski emperyal nüfuzunu ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinde kullanacaktır. Fakat bu ilişki biçimi üretim ekseninden tüketim eksenine kayacaktır. Artık Fransa nın eski politikasını devam ettiremeyeceği de belli oldu; ki bu Fransa nın isteğinden ziyade Afrika da değişen

KÜRESEL SİYASET < Özellikle sağlık, otomativ, iletişim araçları, beyaz eşya da Fransız malları tercih edilebilirliğini korumaktadır. Fransa, Afrika ya yönelik askeri niyetlerini bırakması zor görünmekle birlikte, Orta Afrika daki askeri gücü siyasi güce evrilecektir. Batı Afrika daki askeri imtiyazını hiçbir zaman kaybetmek istemeyecek hatta Mali, Moritanya, Fildişi ve Nijer e yeni askeri güçler gönderme yolunu arayacaktır. Hollande ın demokrasi ve insan haklarına vurgu yapması, yapısal reformların gerçekleştirilmesinden ziyade kültürel ve dil unsurlarının kullanılarak Fankofan Afrika ülkelerine Arap uyanışıyla hızlanan insan hakları, özgürlük, adalet, yolsuzlukla mücadele, demokratikleşme, eşitlik, şeffaf yönetim gibi algıların Fransa pazarını kullanarak satma girişimi olacaktır. Biz yine de, Fransa nın Afrika politikasının değişeceğini daha doğrusu değişmek zorunda olacağını söyleyelim. Fakat ABD nin Bush ile Obama döneminde dış politikasında ne kadar farklılık olduysa Sarkozy ve Hollande dönemleri için de benzer farklılıklar olacağını söylemek, kahin olmayı gerektirmeyecektir. Kaynak: Dünya Bülteni, 13 Ekim 2012 21 > 2013 ŞUBAT

> DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI 22

KÜRESEL SİYASET < Mali Operasyonu ve Bölgesel Rekabet İbrahim Tığlı Batı Afrika ülkeleri Dışişleri ve Savunma bakanları son bir haftadır yoğun trafik içindeler. Katar, Fransa, Mali, Burkina Faso ve Nijerya arasında gerçekleşen görüşmeler Pazar günü Nijerya nın başkenti Abuja da sonuçlanması bekleniyor. 22 Mart 2012 de görevinin bitmesine bir ay kala Mali devlet Başkanı Amadou Toure devrilerek askerler yönetime el koymuştu. Siyasi istikrarsızlıktan faydalan Tuaregler bağımsızlıklarını ilan etmişler ve Mali nin kuzeyindeki Azawad bölgesinde şeriat ilan ettiklerini açıklamışlardı. Goa, Timbuktu, Kidal gibi kuzey Mali şehirlerinin Ensaruddin, Mağrip İslami Cephesi Batı Afrika Cihad ve Tevhid Hareketi İslamcı hareketlerin kontrolüne geçmesiyle Fransa BM de temaslara başlamış ve BM Güvenlik Kurulu 12 Ekim de 14 Batı Afrika sının oluşturduğu Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) öncülüğünde Mali ye askeri müdahale yapılması kararı almıştı. BMGK 45 günlük operasyon hazırlık planının yapılması için ECOWAS a süre tanımıştı. Cezayir ve Moritanya nın da ikna edilmesiyle Mali ye yapılacak operasyonun şartları, kimin idare edeceği, hangi ülkelerden askerlerin konuşlandırılacağı, Fransa başta olmak üzere ABD ve Avrupa devletlerden hangi alanlarda destek alınacağı, katılacak askerlerin sayısı, hangi bölgeleri kapsayacağı ortaya çıkacak. 26 Kasım da BM Güvenlik Kuruluna teslim edilecek plandan sonra da Ocak veya Mart gibi operasyon başlayabilir. Batı Afrika ülkelerinin operasyon konusunda uzlaşmış görünmelerine rağmen benzer kaygıları paylaştıkları söylenemez. Nijerya, Fildişi Sahili, Siarra Leona ve Liberya müdahaleyi en ateşli şekilde savunan ülkeler. Boko Haram ın gerçekleştirdiği eylemler sonucu Nijerya hükümeti güvenlik krizini ülke dışına çıkararak çözüm bulma arayışında. Sierraa Leona ve Liberya yı da şimdilik Mali bahanesi ile dışarıdan gelecek yardımların peşindeler. Burkina Faso, Nijer, Moritanya ve Cezayir gibi ülkelerin kafası halen karışık. Sonuçta bu ülkelerde önemli miktarda Tuareg yaşıyor ve çatışmaların sıçrama riski büyük. Gine Bisav, Gine, Benin, Togo ise pasif bir destek vermekle yetiniyorlar ve asker göndermek istemiyorlar. Fas ise bir ikilemle karşı karşıya; yıllardır destek verdiği Tuareglerle çatışmak Batı sahra sorununu içinden çıkılmaz hatta ayrılmasıyla sonuçlanacak bir duruma dönüştürebilir. Tuareglerin yaşadığı Azawad bölgesinin, müdahaleden sonra bir Somali veya Irak tan ziyade Afganistan a dönüşme potansiyeli bulunuyor. Eğer Ensaruddin ikna edilemezse Mali, uluslararası işgalci güçler ve cihadçı Selefilerin savaştığı yeni bir Afaganistan olacaktır. Mali nin Avrupa ya yakın ve savaşılacak bölgenin çöl olması işgalciler lehine bir sonucun doğacağını ortaya çıkarıyorsa da sayıları şimdiden 40 bine ulaşan İslamcı hareketlerin 23 > 2013 ŞUBAT

> DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI 24 sadece savaşı Mali yle sınırlı tutmayacakları başta Bakoma olmak üzere Batı Afrika şehirlerinde intihar saldırılarının başlayabileceği görünmekte. Mali deki taraflar Somali ve Irak taki gibi yerel unsurlar değil aksine 6 farklı Afrika ülkesinde yaşayan doğrudan Tuaregler ve başta Nijerya olmak üzere diğer ülkelerden gelecek cihat gruplarıdır. Batı Afrika Tevhid ve Cihad Hareketi, Afrika kökenlilerden oluşurken, Mağrip İslami Cephesi Cezayir, Tunus, Libya dan gelen selefi birliklerden oluşmaktadır. Liberya, Sierra Leona ve Fildişi Sahili ndeki iç savaşlardan sonra bölge ülkelerinin savaş ekonomilerindeki payı azalmıştı. Savaş tüccarları ve baronlar için Afrika nın vazgeçilmez pazarı tekrar kurulacak hemen hemen bütün Batı Afrika ülkeleri silahlanma yarışına gireceklerdir. Şimdiden Mali ve Nijer e insansız hava taşıtları gelmeye başladı bile. Bu silahlanma yarışı bir bakıma Batı Afrika ülkelerinin doğal kaynaklardan kazandıkları paraları da harcama fırsatına dönüştürürken İMF, Dünya Bankası, ABD ve Fransa ya ekonomik ve askeri bağımlılıkları da devam edecektir. Çin ve Rusya nın bu müdahaleye sessiz kalmadıkları, Suriye deki gibi tepki göstermek yerine onayladıkları görülmektedir. Aslında sözde ECOWAS ülkeleri arasındaki görüşmelerin, bu küresel güçlerin çıkarlarını korumaya yönelik olduğunu da söylemek mümkündür. Çin in, Mali ile ekonomik ilişkileri yeterince güçlü değil, altın, uranyum ve pamuk ticareti Fransa, Kanada ve ABD şirketlerinin tekelinde. Cihatçı gruplara kullandıkları silahların dolaylı yoldan Çin den gelecek olması muhtemel gözükmekte. Katar, Suudi Arabistan, Sudan ın para transferlerine aracılık edebilecekleri tahminleri şimdiden yapılıyor. Aslında Batı Afrika daki selefi cihad grupları ile Suudi Arabistan ve katar arasındaki ilişkinin altı çizilmesi gereklidir. Çünkü bu hareketlerin iki ülkeden beslendikleri bilindiği halde neden bu devletlere karşı en gösteriyor. küçük bir eleştiri gelmediği kafaları karıştırmakta. Mali Başbakanının Katar ın başkenti Doha ziyaretinin ayrıntıları birkaç görüşme dışında basına sızmadı. Acaba bu savaş oyunu göründüğünden daha karmaşık ilişkilere mi sahip? Mali ye gerçekleştirilecek müdahaleye Fransa ve İngiltere ile birlikte ispanya, İtalya ve Polonya nın da destek verecek olması Avrupa Birliği nin son günlerde ilk defa dış müdahalede ortak bir noktada birleştiklerini gösteriyor. İspanya ve İtalya nın isteklerinin bölgede rol kapma yarışı ile ilgili olduğu söylense de aslında Batı Sahra sorununda hamilik üstlenen İspanya nın gelecekte Tuaregler üzerinde de benzer çabalara gireceği Mali ye gerçekleştirilecek müdahaleye Fransa ve İngiltere ile birlikte ispanya, İtalya ve Polonya nın da destek verecek olması Avrupa Birliği nin son günlerde ilk defa dış müdahalede ortak bir noktada birleştiklerini

KÜRESEL SİYASET < söylenebilir. Batı Sahra sorunu ispanya nın elinde Fransa ya karşı daima bir koz olurken Tuareglerin de yakın gelecekte hamiliğine soyunacak olması İspanya nın bölgedeki elini güçlendirecektir. İtalya ve Polonya nın çabalarında ise doğrudan bölgeyle ilgili bir istekten ziyade birlik içerisinde güç dengesini korumak istemelerinden kaynaklanıyor. Yalnız burada ilginç bir nokta var ki o da Güney Afrika nın tutumu. Apartheid sonrası Güney Afrika nın dış politikasına bakıldığında devletlerden ziyade halkların yanında bir diplomasi izlenirdi. Sudan, Eritre, Kongo hatta Libya örneklerinde gördüğümüz çabaların Mali için yapılmaması arabulucu devlet imajını da zedelemektedir. Sonuçta savaş sadece İslamcılara değil özgürlük ve bağımsızlık isteyen Tuareglere karşı yapılacaktır. Liberal ve laik söylemleri ile öne çıkan Azawad Kurtuluş Örgütü de operasyonun bir işgal niteliği taşıyacağı ve Azawad ın özgürlüğü için diğer Tuareglerle birlikte savaşacaklarını ifade ettiler. Mali ye gerçekleştirilecek olası müdahalenin Azawad bölgesiyle sınırlı olmayacağını söylemek şimdiden mümkün. Bu askeri operasyon küresel çekişmenin Afrika da daha görünür şekilde ortaya çıkmasını sağlayacaktır. Nihayetinde demokrasi götürmek, tarihi eserlerin tahrip edilmesini önlemek ve el Kaide nin Sahra-altı Afrika sında yayılmasını önlemek yalnız uluslar arası meşruiyet arayışından kaynaklanmaktadır. Fakat asıl düşünülmesi gereken bu fırsatın niçin verildiği ve İslam beldelerin bu küresel çatışma alanlarına neden dönüştürüldüğüdür? Kaynak: Dünya Bülteni, 10 Kasım 2012 25 > 2013 ŞUBAT

> DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI 26

KÜRESEL SİYASET < Kuzey Mali veya Afrika nın Afganistanı Muhammed Haddad Fransa devlet başkanının 12 Ekimde Senegal in başkenti Dakar da yaptığı konuşma, sonrasında 29 Ekimde Amerika dışişleri bakanının Cezayir e yaptığı ziyaret, Mali ye eli kulağında bir askeri müdahale şekline dönüştü. Peki, bunun yankıları genelde mağrib bölgesinde ve özelde Arap baharından sonra gelişmeye başlayan iki ülke, Tunus ve Libya da nasıl yankılanacak? Eli kulağında terimini özellikle kullandım. Çünkü son ana kadar bir uzlaşma olabileceği ihtimalinden kaçınamayız. Çünkü bu konuda bir öncüye dönüşen Cezayir, zamanı geldiğinde kullanacağı dosyalarını hala saklıyor. Çünkü Cezayir, Amerika ve Fransa nın kendisinin desteği, açık olmasa bile dolaylı yoldan katılımı olmadan hiçbir girişimde bulunamayacaklarını ve bu iki gücün kendisine umutsuzca ihtiyacı olduğunun çok iyi farkında. Cezayir onlarca yıldır isyan hareketleriyle boğuşma konusunda artık ün sahibi olmuş bir devlet. Sayın Abdülaziz Buteflika nın da bu sorunu çözmek için ender bir yeteneğinin olduğu da tartışmasız bir gerçek. Bu konudaki özelliğini ilk defa 1975 yılında dışişleri bakanı iken OPEC te görevli petrol bakanlarının kaçırılması olayında gösterdi ve çözüm bulmayı başardı. Aynı şekilde 1999 da devlet başkanı olduğunda ülkedeki iç savaşı durdurmak için radikal İslamcı gruplarla müzakere yollarını açtı ve demokratik uzlaşı için görüşme fikrini kabul ettirdi. Bilindiği üzere, mağrib ülkelerindeki El Kaide örgütü ve Dinin Yardımcıları grubu, Cezayir için uzlaşıya girmeyi reddettikten sonra ülkenin güneyinde konumlanmış birer cihad gruplarına dönüştü. Burada yine Buteflika devreye girmiş ve dış müdahale tehtidine karşı daha yumuşak davranmaları konusunda ikna etmeye çalışmıştı. Son haberler de Cezayir hükümeti ile Dinin Yardımcıları grubuyla müzakerelerin devam ettiğine işaret ediyor. El Kaide ise bu konuda hala sert ve katı Belki de El Kaide nin amacı Afganistan daki savaşçıların yükünü azaltmak için batıya karşı yeni bir cephe açma hedeflerinden birini taşıyordur ve bunun için çevre ülkelerden maliye bir sürü gönüllü çekiyor. Bu şekilde El Kaide, küresel savaş projesini geliştirmeye çalışıyor. Eğer Cezayir hükümeti Mali nin kuzeyine hâkim olan bu örgütleri dağıtamazsa ve bu ko- 27 > 2013 ŞUBAT

> DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI 28 nuda bir çözüm üretemez ise askeri müdahale son seçenek olarak gündeme gelecek. Hiç kimse de Mali halkının bu durumu memnuniyetle karşılayacağını ve kolay bir operasyon olacağını düşünmesin. Çünkü böyle bir operasyon doğrudan sonuca gitmek için hava saldırısı şeklinde olacak ve Temiz Savaş teorisine göre sahte askeri propagandalarla dolu bu müdahale de birçok masum sivilin kanının dökülecek. Sonra müdahale eden kuvvetler isyancıların konuşlandığı yerleri vuracak ve örgütü yok etmeye çalışacak, ama asla bu grupları bölgeden tamamen temizleyemeyecek. Bu durum da, kuzey Mali de günden güne şiddetlenen kaos ortamı oluşturacak. Sadece bu iki faktör bile halkın askeri müdahaleye karşı cephe almasında yeterli. Radikal grupların kuzeydeki hâkimiyetleri, her ne kadar olumsuzlukları fazla olsa da, aslında net bazı faydalar içeriyor. En basit şekliyle, bölgede hırsızlık ve saldırıların engellenmesinde önemli rol oynuyorlar. Bu bile, halk için ideolojilerden veya uluslar arası politikalardan çok daha Tarih kendisini dramatik bir şekilde tekrar ederse Büyük Ortadoğu nun sağında kalan Mali, solundaki Afganistan ile aynı kaderi paylaşır: Politik ve siyasal devletin çöküşü, radikal grupların nüfuzuna yol açar. önemli. En azından kendilerini ve yaşam araçlarını korumayı garantiliyorlar. Bununla birlikte, durum iki yönde karışıklık oluşturuyor. İlk olarak Mali nin güneyi de yanardağın ağzında. Şimdiye kadar sivil devlet yanlıları ile şeriat devleti yanlıları arasındaki çatışmalar bile siyasi düzlemde kalmıştı. Ama kuzeydeki durumun şiddetlenmesiyle dini duygular alevlenecek ve batının emellerini gerçekleşmesine yardım ederek Mali nin her yerinde kırılgan patlamalar yaşanmasına sebep olacak. İkinci olarak ise, Tunus, Cezayir ve Libya da selefi cihatçıların sözde uzantıları, Mali nin kuzeyine askeri müdahaleyi bir fırsat olarak görecek ve savaş çığlıkları atmaya başlayacaklar ve yerine getirilmesi gereken görev için gençleri ateşlendirecekler. Hatta kuzey Mali meselesi Tunus ve Libya daki bu grupların halkın batıya karşı olan nefretinden faydalanıp bağış ve yardım toplamaya bu şekilde varlıklarını güçlendirmeye bile destek olabilir. Bunun yanı sıra, toplumda şeriatın uygulanması için çeşitli propaganda unsurlarını geliştirebilirler. Cezayir ise burada en tehlikeli role sahip olur ve tüm bölgelere askeri eğitmenler ve silahların kaçırılması için sahillerini geçiş noktası olarak feda edebilir. Tarih kendisini dramatik bir şekilde tekrar ederse Büyük Ortadoğu nun sağında kalan