TÜRK RESMİNİN OLUŞUMU. Hakan DEMİR* * Öğr.Gör., Anadolu Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü.



Benzer belgeler
Batılılaşma Döneminden Günümüze Türk Sanatı. Öğr.Gör. Elif Dastarlı

Batılılaşma Döneminden Günümüze Türk Sanatı. Öğr.Gör. Elif Dastarlı

Benim en büyük şansım Adnan Turani gibi hem iyi bir sanatçı hem de iyi bir eğitimci atölye hocamın olmasıydı.

GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ SANAT VE TASARIM FAKÜLTESİ MİMARLIK VE TASARIM FAKÜLTESİ GÜZEL SANATLAR TASARIM VE MİMARLIK FAKÜLTESİ

Çağdaş Sanatımızda Son Osmanlı OSMAN HAMDİ KAYA ÖZSEZGİN

file://c:\documents and Settings\Ozan\My Documents\My Web Sites\turkresmi\darus...

NESLİHAN AYDINLIOĞLU EŞİN BİRİKİMLERİM VE BİRİKTİRDİKLERİM

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Doç. Dr. Tolga BOZKURT SAN CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK MİMARİSİ BATILILAŞMA DÖNEMİ OSMANLI MİMARİSİ

1824 yılında Paris Salonu'nda John Constable'ın eserleri sergilendi. Ressamın, kırsal manzaraları bazı genç meslektaşlarını etkiledi.

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI TÜRKİYE KÜLTÜR PORTALI PROJESİ SANAT TARİHİ TÜRK HEYKEL SANATI HEYKEL SANATINDA GERÇEKÇİ YORUMLAR

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Sakıp Sabancı Müzesi Sakıp Sabancı Cad. No:42 Emirgan İstanbul

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

OSMAN HAMDİ BEY ŞEKER AHMET PAŞA HAZIRLAYAN: MEHMET KURTBOĞAN

1.Kameranın Toplumsal Tarihi. 2.Film ve Video Kameraları. 3.Video Sinyalinin Yapılandırılması. 4.Objektif. 5.Kamera Kulanım Özellikleri. 6.

Dersin Amaçları. Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

T.C SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI RESİM ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU

HAT SANATINDAN ENSTANTANELER İSMEK HÜSN-İ HAT HOCALARI KARMA SERGİSİ

Savaş ve Barış: "Kurtuluş Savaşından Cumhuriyet'in ilk Yıllarına Türk Resminden Kesitler"

İNSAN VE TOPLUM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

Yılları Arasında Avrupa da Eğitim Alan Sanatçılarımızın Aldıkları Resim Eğitimlerinin Eserlerine Etkisi

CUMHURİYET ORTAOKULU 7. SINIF GÖRSEL SANATLAR GÜNLÜK DERS PLANI

T.C. KİLİS 7 ARALIK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS DERS KATALOĞU

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

İçindekiler. Değişim. Toplumsal Değişim. Değişim Eğitim ilişkisi. Çok kültürlülük. Çok kültürlü eğitim. Çok kültürlü eğitim ilkeleri

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ

KODU DERSİN ADI T U K Çağdaş Sanat I-II Yard. Doç. Dr. Solmaz BUNULDAY HASGÜLER

İNSAN VE TOPLUM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

İSTANBUL UN İZDÜŞÜMLERİ

CUMHURİYETİN İLK YILLARINDA YURTDIŞINA GÖNDERİLEN RESSAMLARIN TÜRK RESİM EĞİTİMİNE ETKİLERİ

2. ISRAIL VE YAHUDILIK KONFERANSI BANDIRMA DA GERÇEKLESTI

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Sergi açılış kokteylini onurlandırmanızı dileriz.

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI... ORTAOKULU SOSYAL BİLGİLER DERSİ 7. SINIF ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI

10. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Ders Adı : SEÇ.III: TÜRK EĞİTİM TARİHİ I Ders No : Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 6. Ders Bilgileri.

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz.

TOPLUMSAL TABAKALAŞMA ve HAREKETLİLİK

TÜRKİYE DE MÜZECİLİK VE MÜZECİLİK TARİHİ

ÖZGEÇMİŞ. 2 Ünvanı : Prof.Dr. 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DOKTORA PROGRAMI DERSLER VE KUR TANIMLARI

ABİDİN DİNO

T.C. DÜZCE ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü. Eğitim Programları ve Öğretimi Tezsiz Yüksek Lisans Programı Öğretim Planı.

III.Yarıyıl III RES 599 Yüksek Lisans Tezi Toplam

1.Estetik Bakış, Sanat ve Görsel Sanatlar. 2.Sanat ve Teknoloji. 3.Fotoğraf, Gerçeklik ve Gerçeğin Temsili. 4.Görsel Algı ve Görsel Estetik Öğeler

Hazırlayan: «Benim ayrı odam olduğu gibi, yazı masam, kitap dolabım bile var idi.» Fatma ALİYE. Enes PALA

TÜRKİYE'NİN TOPLUMSAL YAPISI

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Rönesans Heykel Sanatı

TT-')CPlr0l t h. 90 NAZLI ECEVİT ( ) "Şile tual üzeri yağlıboya, 1959 tarihli ve imzalı. 45x55 cm MİLYAR.-TL.

"Gerçek tasarımcı elinde firca ile doğar" iç mimar Anna Malyakina'yı tam anlamıyla tanımlayan bir ifade. Anna çizim yapmaya konuşmayı öğrenmeden

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI. Hazırlayan: Rabia ARIKAN

ÜNİTE:1. Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2. Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3. Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4

17 Eylül 2016 Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca Özel Konseri. Hazırlayan ve Yöneten Halil İbrahim Yüksel. Sunum Metni Bilge Sumer

PROF. DR. YUSUF VARDAR -MÖTBE- KÜLTÜR MERKEZİ

I. BÖLÜM I. DİL. xiii

ÖZGEÇMİŞ. 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS ÇAĞDAŞ DİNİ AKIMLAR İLH

İ ÇİNDEKİ LER 1. BÖLÜM

KAYNAK: Birol, K. Bülent "Eğitimde Sanatın Önceliği." Eğitişim Dergisi. Sayı: 13 (Ekim 2006). 1. GİRİŞ

T.C. KASTAMONU VALİLİĞİ MİMAR VEDAT TEK KÜLTÜR ve SANAT MERKEZi

CUMHURİYETİN İLK YILLARINDA YURTDIŞINA GÖNDERİLEN RESSAMLARIN TÜRK RESİM EĞİTİMİNE ETKİLERİ

Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI MİMARLIK BİLGİSİ CUMHURİYET DÖNEMİ I.ULUSAL MİMARLIK II.ULUSAL MİMARLIK

ÖĞRETMEN REHBER KİTAPÇIĞI

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

Mustafa Tunçalp Seramikler Sergisi 21 Ekim 10 Kasım tarihlerinde Rezan Has Müzesi nde ziyaret edilebilir.

ÖZGÜR, Ö. EDEBİYAT FAKÜLTESİ (2015)

EĞİTİMİN TARİHİ TEMELLERİ - 1 İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir.

-rr (-ratçi KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI YAYINLARI: 961 HALDUN TANER. Mustafa MİYASOĞLU TÜRK BÜYÜKLERİ DİZİSİ : 98

ALİ ARTUN Sanatın İktidarı

CUMHURİYET ORTAOKULU 8. SINIF GÖRSEL SANATLAR GÜNLÜK DERS PLANI

Şafak EVRAN TOPUZKANAMIŞ. Türk Hukukunda Anayasal Gelişmeler Işığında Vatandaşlık

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ SERAMİK BÖLÜMÜ

1. Sosyolojiye Giriş, Gelişim Süreci ve Kuramsal Yaklaşımlar. 2. Kültür, Toplumsal Değişme ve Tabakalaşma. 3. Aile. 4. Ekonomi, Teknoloji ve Çevre

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

Müze eğitiminin amaçları nelerdir?

Yrd.Doç.Dr. Serap YÜKRÜK GİRİŞ. Geleneksel Türk Müziği

TLL Uygulama. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde Hüseyin Rahmi Gürpınar a ilişkin bilgi doğru değildir?

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ RESİM ANASANAT DALI. Tekin BAYRAK ÇAĞDAŞ TÜRK RESMİNDE KÜBİST EĞİLİMLER YÜKSEK LİSANS TEZİ

TEKNİK GEZİ RAPORU. Ders: MİM 121 MİMARİ TASARIM I. Tarih: Gezi alanı: Antrepo 3 & 5

çocukların çok ilgisini çekti. Turdan sonra çocuklar müzedeki atölyede

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ SANAT TARİHİ ÖĞRETİM PROGRAMI

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11

ESTETİK; Estetiğin konusu olarak güzel;

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

hanedandan bir ressam Abdülm ecid y Efendi ^ 60yı] YAPI KREDİ m N A T IO N A L P A L A C E S T B M M M İLLİ S A R A Y L A R

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

KARMA METAL CNC LAZER KESİM FERFORJE

YILLARI ARASINDA AVRUPA DA EĞİTİM ALAN SANATÇILARIMIZIN ÜLKEMİZDEKİ SANAT EĞİTİMİNE KATKILARI

Mimarlık Tarihi ve Kuramı I (MMR 517) Ders Detayları

Devrim Erbil Ressam, Profesör, Devlet Sanatçısı

Transkript:

BATıLıLAŞMA VE MODERNLEŞME İKİLEMİNDE ÇAGDAŞ TÜRK RESMİNİN OLUŞUMU Hakan DEMİR* Türk resim sanatı geleneği Osmanlı'nın batıya açılışı ve batının da doğuya olan ilgisinin artması ile bir değişme ve ivme kazanmıştır. Osmanlı'nın son yüzyılında sanatta yaşananlar kendi tarihsel geçmişi içinde gelişme -değişme-, aynı dönemde batının yaşadığı tarihsellik içinde ise bir tak(ip)lit etme süreci olarak tanımlanabilir. Batılılaşma doğuda, doğulu toplumlarda tanımlanan bir olgu; modernleşme ise batıda, batılı toplumlarda karşılık bulan bir kavramdır. Batılı veya doğulu olmak coğrafyasal bir durumdan çok, tarihsel, kültürel, etnik, siyasi vb. bir tanım bütünlüğünü içinde barındırmaktadır. i 9. yüzyıl Avrupa' sı endüstri devrimi ile hızlı kentleşmenin yaşandığı, geleneksel değerlerin dışına çıkılarak yeni üretim biçimlerinin yaşamın tüm alanını belirlediği bir süreci anlatmaktadır. Sanayileşme ve yeni üretim biçimlerinin ekonomik gücü belirlediği yüzyılda toplumsal yaşam içinde yoğun değişmeler oluşmakta, bu dönemin hazmedilmesinde ve tanımlanmasında yeni anlatım biçimlerinin çıkmasınaneden olmaktadır. i 9. yüzyıla kadar kentlerde aristokrat sınıf etrafında hareketli olan yaşam ve sanat, bu merkezini kaybederek kendisine artık yeni merkezler kazanmaktadır.sosyal-sanatsal yaşamın merkezine, kentlerin içinde yoğunlaşmaya başlayan "cafe"ler yerleşmekte, buralarda yaşanan yoğun tartışmalar dönemin sanat ve düşün yaşamının hareketlenmesine sebep olmaktadır. Sanatçılar artık akademileri n dar alanlarında bunları konuşmak ve paylaşmak yerine yaşamın içinde, onları belirleyen sınırların dışında üretim ve yaşam-sanat alanlarını tartışmaktadırlar. Sanat düşüncesini ele alışdaki bu değişim, * Öğr.Gör., Anadolu Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü. 73

klasist anlayışın dışında boyayı, fırçayı, konuyu sanatçının değerlendirmesineneden olmuş, sanatçılar ilk defa doğa resmini doğada yapmaya başlamışlardır.teknolojik gelişmeler, fotoğraf makinesinin kullanılmayabaşlanması yansıtmacı anlayışınyerine, izlenimciler gibi anın değişiminin yarattığı etkiyi resmetmek veya kübistler gibi resmi oluşturan öğelere çözümleyici anlayışla yönelerek, resme sağlam bir alt yapı kazandırılmasına ve yanılsamacı değil gerçek bir derinlik verme kaygılarının etkili olmasına sebep olmuştur. Endüstri devrimi ve kentleşme ile başlatılan modern yaşam resim sanatında, akademilerin anlatımları dışındaki üretimleri yeni çağın sanat anlayışı olarak kabul edilmektedir. Bu anlamda modernlik, 19. yüzyılın yaşam ve endüstriyel gelişimi ile bir kıyaslama yapılarak tanımlanmaktadır. Sanattamodernizm ise, değişen yüzyılın düşünce biçimini ve devinimini anlayarak, sanat üretimini bu yeni değişimlerin farkında olarak yapmaktır. Batılılaşma Osmanlı için Edhem Eldem'in de belirttiği gibi modernleşme ile eşdeğer kabul edilerek yanlış anlaşılmaktadır". Batılılaşma Osmanlı için askeri ve teknik alandaki gelişmeyi tanımlayan bir kavram olarak yorumlanmaktadır. "Lale Devri 'nden sonra, III. Mustafa, III. Selim ve II. Mahmut'un saltanat dönemlerinde 'ıslahat ve avrupaileşme' akımının güçlendiği görülür. Devleti kurtarma, eski büyüklüğüne ve gücüne eriştirme umudunun gerçekleşmesi askerlik alanında kazanılacak başarılara bağlıdır görüşü devleti yöneteniere egemen olmağa başlamıştır"(renda-erol,1980: 86). Bu yüzden ordunun ve savaş araçlarının yenilenmesi modernizasyon olarak tanımlanmakta; matbaanın gerçek anlamda yaşama geçmesi, eğitim ve sanat kurumlarının yenileştirilmesi teknik ve ekonomik gelişmeye göre daha geri planda kalmaktadır. Bu doğulu bakış biçimi, Tanzimaftan sonra bile Osmanlı için değiştirilmesi en zor alanı oluşturmaya devam edecektir. Hilmi Ziya Ülken'in bu konuya yaklaşımına baktığımızda; "Modern kültür Edhern Eldern, Tanzimat sonrası Batılılaşma ve modernleşme kavramlarının çoğu zaman dikkatsizce eşdeğer kabul edilmesinin bazı ideolojik ve Avrupa merkezci çarpıtmalar ve nihayet Avrupai bir "devr-i saadet" özleminin yarattığı rıostalji -ve çoğu zaman efsanevi nitelikteki- bir bakış açısı olabileceğini söylemektedir (Eldern, i 992: 12). 74

karşısında kulaklarını tıkayanlarla onun köklerine inmeyi istemeyen ve yalnız yemişlerini devşirmekle işin çözülebileceğini sananlar, ya da kültürü medeniyetten ayırarak, eski ile yeniyi, nasyonal ile enternasyonali, batı ile doğuyu, kısaca iki dünya görünüşünü hem ayırmak hem uzlaştırmak kabilolacağını sananlar, hatta kültür ve medeniyet ikiliğini kaldırmak için modernleşmeyi yalnız şekilde, teknikte ve ekonomik gelişmede gören ve bunun derin bir kültür paradoksunun sonucu olduğunu, bu kültür paradoksunun asıl modern kültür seviyesine erişmedikçe ve bu faaliyete katılmadıkça elde edilemeyeceğini anlamayanlar arasında yalnızca derece farkı vardır. Her ne kadar bu sonuncular modernleşmede radikalolduklarını iddia ederlerse de, kültürün öz anlamına asla girememişlerdir. Onun her çağda ve her bölgedeki yaratıcı, üretici faaliyet olduğunu ve her çağda bu faaliyetlerden en güçlüsünün ötekilere rehberlik ettiğini, bir ülke veya millet için modernleşmenin, bu yaratıcı-üretici faaliyet seviyesine erişmek olduğunu, bunun ise hiçbir zaman yaratıcı milletlerin eserlerini almak, kültürün ürünlerini benimsemek, kısaca şekillerini almakla mümkün olmayacağını anlayamamışlardır. Böyle olduğu için modernleşmeyi toptan reddedenlerle modernleşmeyi yalnız eski ve yeninin garip bir uzlaşması haline koyanlar, ya da modernleşmede pasif kopyacılıktanileri gidemeyenler, gerçek modernleşme karşısında türlü derecelerde ve birbirinden çok farklı gibi görünseler de, sonunda aynı durumdadırlar. Çünkü birincilerde modern kültürün yaratıcılığına her türlü katılma reddedildiği için' bu hareket, yer yer primitif direnmeleriyle 'kahramanca' ve asil görünse bile, sosyal intihara ulaşmaktadır. Sonuncularda ise modernleşme, radikalolarak gerçekleşmiş gibi görünmesine rağmen aslında her türlü yaratıcılığı durdurduğu için üstün kültürün önünde pasif bir hayranlık tavrı doğurmakta ve ilerisi için hiçbir gelişme imkanını bırakmamaktadır"(ülken, ı 994: 22). Osmanlı'nın son döneminde fotoğrafa bakarak resim yapan Türk primitifleri batılı tarzda eğitim veren kurumlar içinde yetişmiş, batıdaki izlenimci sanatçılarla çağdaşı l) olmalarına karşın; ortaya koydukları üslup açısından batıdaki meslektaşlarınagöre oldukça geride 75

bir gelişme grafiği izlemişlerdir. Bu sanatçı/ara prirnitiff adı verilmesinin sebebi farklı olmasına rağmen dönem sanatı içinde "kavramın" karşılığını bulduğunu görürüz. Çoğunlukla askeri mühendis okullarından yetişen bu sanatçılar, resmi teknik gelişimleri için bir araç olarak değerlendirmişler ve bu yüzden foto-gerçekçi bir üslupla çalışmışlardır. Ama diğer taraftan bu resimlerde figürün olmayışı ve kompozisyonun düşsel bir atmosfer içinde resmedilişi Doğu ve İslam anlayışının yansıması olarak değerlendirilebilir. 19. yüzyılın ilk yarısındaki batılı anlamda gelişmelerin mimarı II. Mahmut'un devlet kurumlarınaastırdığı portresinin, halk tarafından hoş karşılanmaması ile asker ressamların figürsüz manzara resimleri, sosyal ve "sanatsal" yaşamının ne kadar birbirinden uzak görünse de içiçeliğini kanıtlamaktadır. Elbette bu eseri üreten sanatçının resimlerine çoğunlukla isim koymaması - resmi teknik olarak düşünmesi de önemli- ya da kulları şeklinde adlandırması sanatçı üzerinde İslam inancının etkisini ve hala kendini bireyolarak ortaya koyma kültürünün Batı standartında bir eğitim kurumunda yetişse dahi oluşmadığını göstermektedir. Osman Hamdi 19. yüzyılın ikinci yarısında "batı"lılaşan Osmanlı'nın aydın tipine özel bir örnektir. Öncelikle açtığı kurumlarla dönemin sanat-kültür hayatına önemli katkıları olan bir insan, bu kurumların yöneticisi ve kurumsallaşma sürecinin yapılaşmasındaetkin bir kimlik olarak karşımıza çıkmaktadır.(bu anlamda Osman Hamdi'ye getirilen eleştiriler bu çalışmada ele alınmayacaktır). Ressam-sanatçı 2 Primitifler teriminin ilk kez nerede ve ne zaman kullanıldığı incelendiğinde Fransız sanat yazarı ve düşünür Rene Huygue adı ortaya çıkmaktadır. Kenti ziyaretinde, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi 'ni gezen Huygue, ilk salonda yer alan sanatçıların eserlerine bakarak bu terimi kullanmıştır. Başka bir kaynağa göre ise, bu terimi ilk kez ı 936 yılında Güzel Sanatlar Akademisi 'nde Burhan Toprak 'ın çabalarıyla düzenlenen "Elli Y ıllık Türk Sanatı" adlı sergide bazı kişiler "Türk İptidaileri (İlkelleri)" şeklinde kullanmışlardı. Bu sergiyi düzenleyenler böyle bir nitelendirmeyi yaparlarken Avrupa sanatındaki "Primitifler" den etkilerımiş, batılılaşmaya çalışan resim sanatımızın kısacık geçmişi içinde böyle bir kuşağın varlığını hissettirmek istemişlerdir (Gören, 1987: 31). 76

Osman Hamdi kimliği ise oryantalist özellikleri ile yaşadığı coğrafyayı ele alan bir "doğulu" özelliğine sahiptir. Osman Hamdi 'nin oryantalizmini resmin konusundan, kompozisyonu oluşturan formların seçiminden, figürlerin giysisine kadar çeşitli yönlerden değerlendirebiliriz.resimlerinde kendisini de modelolarak kullanmış olan Osman Hamdi, Aksü~ür'ün anlatımıyla batıcı "ne kendisi ne de o dönem aydınları resimlerde sergilenen kostümleri giymiyorlar, zamanlarını türbelerde, camiierde geçirmiyorlardı" (Aksügür, 1984: 12) diye tanımlanmıştır. Bu anlamda Osman Hamdi tam bir batılı oryantalist sanatçı gibi davranmaktadır. Figürü Osmanlı resim sanatına büyük boyutlarda yerleştirerek resmin hakim unsuru haline getirmesi ve özellikle kadın figürüne resimlerinde yoğun olarak yer veren sanatçı olması açısından ise önem taşımaktadır. Osman Hamdi 'nin figürleri-figür mekan ilişkisi gözardı edilerek- bulunduğu mekana (cami, türbe) ve elindeki kutsal kitaba rağmen teslimiyetçi bir tavırda değil, dik ve kendinden emin bir ifade ile resmedilmiştir; bu batılının görmediği-görmek istemediği- bir doğulu tiplemesidir. Tüm bunlara rağmen "Osman Hamdi 'yi foto-gerçekçilik ve çağdaş resim kavramlarına yaklaştıran öğeleri onu çağdaş sanatın öncüsü yapan özellikler olarak değil, tam tersine gelenekle bağlarını gösteren öğeler olarak görmek zorundayız. Çünkü biliyoruz ki Osman Hamdi için 'modern'in anlamı resme Rönesans gerçekçiliğini getirmekti, onu çağcıl resi m kavramlarına yaklaştıran unsurlar sanatında çelişki yaratıyordu" (Aksügür, 1984: 12). Osman Hamdi fotoğraftan yaptığı resimlerinde kareleme yöntemini kullanırken resmi hala belirli kurallarla çalışılan, matematiksel bir alan olarak değerlendirmektedir. Bürokrat-aydın Osman Hamdi 'nin 1883 yılında müdürlüğünü yaptığı Sanayi-i Nefise Mektebi 'nin kuruluşu ile güzel sanatlar konusunda eğitim veren bir kuruma kavuşuyordu; resim ve heykel konusunda çalışmak isteyen genç sanatçılar. Sanayi-i Nefise ile birlikte plastik sanatlar alanında çalışmak isteyenlerin sayısı her yıl artmakta, buradan mezun olanların bir kısmı için ise 19ü9'dan itibaren (ilk olarak Halife Abdülmecit Efendi'nin bursuyla Hüseyin Avni Lifij Paris'e gitmiştir) Avrupa macerası başlamaktadır. 1914'e (1. Dünya Savaşı'nın başlangıcına) kadar devam eden bu eğitimlerinden sonra savaşın başlaması ile yurtlarına dönen sanatçılar 77

Sanayi-i Nefise Mektebi'nde hocalığa başlamışlardır. 1914 veya Çallı kuşağı sanatçıları olarak adlandırılan bu sanatçılar (İbrahim Çallı, Hüseyin Avni Lifij, M. Ruhi Arel, Sami Yetik, Hikmet Onat, Namık İsmail, Feyhaman Duran, Nazmi Ziya Güran) akademik bir eğitim alarak, Paris'teki atölyelere (çoğunluğu Cormon'un atölyesine) gitmişlerdir;burada kazandıkları klasik eğitimin dışında bir resim anlayışı ile, izlenimcilerin etkisinde yurda dönerek eserler üretmeye ve akademisyenliğe başlamışlardır. i 914 kuşağı sanatçıları,asker ressamlar veya foto-yorumculara göre o sırada batıda gelişmiş sanat akımlarını takip etmek yerine sürecini tamamlamış bir akımın peşine düşerek, modern resim sanatının Anadolu'ya gelmesinde tarihsel bir gecikmeye neden olmuşlardır. Aynı zamanda bu sanatçılar Akademi'de hocalık yaptıkları için etkileri devam etmiş ve plastik sanatlar alanındaki tartışmaların hep merkezinde yer almışlardır. ı 9 14 kuşağı sanatçılarının öğrencileri olan Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği ı 928 yılından sonra faaliyet göstermeye başlamış, "birlik üyesi olan sanatçılarımız Avrupa'da İzlenimciliktensonra gelişen sanat akımlarının varlığını duyuran bireysel anlayışlarını, zengin bir konu çeşitliliği içinde ele almışlardır" (Giray, 1983: 4) diyor Giray. Müstakillerin bu Avrupa'ya yetişme çabalarını Doğan Kuban ise:...resim tarihimizde "Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar yenilik yolunu açan cumhuriyet döneminin ilk sanatçıları: Dereli, Nurullah Berk, Ali Kocamemi ve diğer sanatçılar. Birliği"; Epikman, Üstelik devlet tarafından batı'ya gönderilmişler. Derneklerinin adını bile Fransızcadan çevirmişler. (La Societe des Artistes Independents). Kimisi Julian Akademisi'nde, kimisi Münih'te Hoffman Atölyesi'nde çalışmış. Bunlarda kübizm, ekspresyonizm, Picasso, Leger bulmak, bize özgülüğü bulmaktan daha kolaydır. Sonra büyük bir hızla gelişen batı resim akımlarını izlemek de, ressamlarımız arasında bir çağdaşlık ölçütü de olmuştur. Bazen "geç kaldık" diye de yakınıyoruz. Böyle bir tavır içinde açık ve kolayanlaşılabilir bir batılı referans vermek, tablonun hikayesi dışında, bir yerel geleneksel yorum yapmaktan daha kolaydır (Kuban, 1984: 4). Kuban' ın değerlendirmesinde Müstakil Ressamlar ve HeykeltraşlarBirliği Sanatçıları'nın, Sanayi- i Nefise'de ki hocaları gibi 78

"A vrupaileşerek" döndüklerini vurgulamaktadır. Birlik adı altında buluşsalar da Müstakiller tek bir üsluba bağlı kalmamış, farklı denemelere girişmişlerdir. Bu denemelerde de batı sanatındaki değişimleri takip etmek esas alınmıştır. Yasa Yaman'ın bu dönem resmi konusundaki yorumu ise: "Batılı anlamda Türk resim tarihinin, tümüyle etkilenme ve sanata bir başka gözle bakma tarihi olduğunu söylemek olasıdır. Öte yandan Avrupa'da i 9. yüzyılda başlatılan modernizm devinimi içinde sanat da geleneğini sürdürmek ve uzun bir süreçte yavaş yavaş dönüştürmek yerine, geçmişle hesapıaşarakyeni ve farklı bir oluşturma söylemini benimsemiştir. Anlatıma ya da yaratıma yarayan biçim dilini tümüyle değiştirerek seçmeci, gerektiğinde geçmiş birikime göndermede bulunan, dilediğinde onu kendini ifade etmek için anlamından boşaltıp başka anlamlar yükleyerek kalıp olarak kullanan bir tutumu yeğlemiştir.türk resminin modernizm serüveninde de kalıplar açısından durum,pek farklı gözükmemektedir. Ne ki, batılı sanatçı göndermelerini kendi geçmişine yaparken, Türkiye'deki sanatçılar da, aynı batılı modeli benimsediklerinden, göndermelerini batılı geçmişe yapmışlardır"(yasa Yaman, 1994: 28). Modernleşme, gelenekselolanın reddi ile kendine yaşam alanı bulur. Modern toplumlar, düşünsel-sanatsal-bilimsel özgürlük, demokratikleşme, ulus-devlet anlayışı, ekonomik büyüme, mesleki hareketlilik, üretimin rasyonelliği vb. gibi 20. yüzyılı oluşturan değerlere sahip olarak tanımlanan toplumlardır. Batılı anlamda bu modernleşme projesi kurumsal anlamda gelişmeyi kültürel anlamda ise, batılı özellikleri benimsemeyi gerektirir. Bu ise kültürel-tarihsel ayrışmadaki farklılıkların erimesi anlamına gelmektedir. Tarihte şöyle olsaydı demek ne kadar doğru olur bilinmez ama aydınlanmayı, endüstri devrimini ve bunun getirdiği yeni düşünce hareketlerini yaşamamış bir coğrafyada modern sanatın -olabilir miydi(?)- nasıl bir gelişim gösterdiğini görmek açısından, 1914 kuşağının sadece bize değil, dünya kültür tarihine de etkileri olmuştur. Bu kuşağın sanatçıları batıda o dönemde yaşamakta olan soyutlamacı eğilimlere yönelselerdi, Anadolu coğrafyasının ve İslam sanatının soyutlayıcı anlayışlarını, modern sanatın düşünsel ve teknik bakışı ile değerlendirmiş olsa idiler, ortaya üstünde yoğun olarak tartışabileceğimizmalzeme 79

bırakmış ve ayrıca onlardan sonra gelen kuşakla bu üsluplarda daha yetkinliğe ulaşmış olunurdu. İnsan bu durumda düşünmeden edemiyor İslam yazı ve bezemesanatının malzemesinden yararlanan Matisse gibi bir sanatçının Anadolu coğrafyasından neden çıkmayacağına dair. Burada elbette sanatın coğrafya veya ulusal özelliklere bağlı kalması gibi kısır tartışmalara girmek gereği duyulmamaktadır. Gerçek sanat eseri her zaman evrenseldir. Burada vurgulanmak istenen ise, Anadolu ve Dünya kültürü için yaşanan tarihsel-sanatsal gecikmenin, arkasından uzun yıllar getirdiği tartışma ile varılan durum arasındaki ilişkiyi sorgulamaktır 80

KAYNAKÇA AKSÜGÜR, İpek; (1984) Osman Hamdi'ye çağının Zihniyeti ve Estetik değerleri Açısından Eleştirel Bir Bakış, Boyut Plastik Sanatlar Dergisi, 21, Mart: 6-14. BAŞKAN, Seyfi; (1997) Tanzimattan Cumhuriyet'e Türkiye'de Resim, Kültür Bakanlığı Yayınları,Ankara. BERK, N. ve TURANİ, A; ELDEM, Edhem; ERZEN, Nejdet Jale; (1981) Başlangıcından Bugüne Çağdaş Türk Resim Sanatı, C.2, Tiglat Sanat Galerisi, İstanbuL. (1993) "Batılılaşma, Modernleşme ve Kozmopolitizm: 19. Yüzyıl Sonu ve 20. Yüzyıl Başında İstanbul", Osman Hamdi Bey ve Dönemi (Sem.17-18 Aralık 1992), Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbuL. (1991) "Modernizm Sonrası Sanat", Çağdaş Düşünce ve Sanat, a-ı-a Plastik Sanatlar Derneği Yayın Dizisi, İstanbuL. GİRAY, Kıymet; (1983) "Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği", Boyut Plastik Sanatlar Dergisi, 17, Kasım: 3-7. 81

GÖREN, Ahmet Kamil; (1997) Türk Resmin' de Primitifler ve Darüşşafakalı Ressamlar, Türkiyemiz, 81, Mayıs: 28-41. KUBAN, Doğan; (1984) "Çağdaş Resimde Yerellik Üzerine Söyleşi", Boyut Plastik Sanatlar Dergisi, 27, Aralık: 3-9. RENDA, G. ve EROL, T.; (I 980) Başlangıcından Bugüne Çağdaş Türk Resim Sanatı, C. 1, Tiglat Sanat Galerisi, İstanbuL. TURANİ, Adnan; (1984) Batı Anlayışına Dönük Türk Resim Sanatı, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlan, Ankara. ÜLKEN, Hilmi Ziya: (1994) (4. Bas.) Türkiye'de Çağdaş Düşünce Tarihi, Ülken Yayınlan, İstanbuL. YASA YAMAN, Zeynep; (1994) Türk Resminde Etkilenme ve Taklit Olgusu-I, Türkiye'de Sanat, 14, Mayıs-Ağustos: 26-35. 82