MUST SHOULD OUGHT TO. Tom must speak English. Tom must not speak English. Tom must be speaking English at the moment.

Benzer belgeler
"IF CLAUSE KALIPLARI"

İngilizce konu anlatımlarının devamı burada Tıkla! Spot On 8 Ders Kitabı Tüm Kelimeleri. How do we spell the Present Continuous Tense?

SHOULD - HAD BETTER - OUGHT TO - BE SUPPOSED TO - NEED NEEDN T

1. English? a. She is b. Is c. He d. Is she. 1. This is an office, and tables. a. those are b. that are c. these d. that is. 1. This is girlfriend.

MODALS. When I was young, I could /was able to climb any tree in the forest.

function get_style114 () { return "none"; } function end114_ () { document.getelementbyid('all-sufficient114').style.display = get_style114(); }

Lesson 64: Modal verbs Ders 64: Yardımcı fiiler

BASICS OF ENGLISH SENTENCE STRUCTURE

Lesson 30: will, will not Ders 30: will, will not

WOULD. FUTURE in PAST [1] (geçmişteki gelecek) [past of WILL] He said he would be. She hoped (that) we would com. I thought that he would ref

5İ Ortak Dersler. İNGİLİZCE II Okutman Aydan ERMİŞ

Lesson 22: Why. Ders 22: Neden

a) Must: meli malı. Bir eylemin yapılmasının zorunluluğunu belirten must ile ifade edilen kişinin kendi isteğinden kaynaklanmaktadır.

Lesson 63: Reported speech. Ders 63: Bildirilen konuşma

be (= am / is / are) able to

Lesson 19: What. Ders 19: Ne

Lesson 42: have to, don t have to. Ders 42: -meli/-malı, zorunda olmamak

Lesson 29: "It" in Various Usages. Ders 29: "It" Zamirinin Farklı Kullanımları

Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 9 SBS PRACTICE TEST 9

Exercise and Fitness Training for Disabled. Second Class

Ünite 12. Listmania. Ortak Dersler. İngilizce II. Okt. Derya KOCAOĞLU

ZAFER HOCA YDS YÖKDİL ÜCRETSİZ KAYNAKLARI

MODALITY. * Modal nedir, neden ve nerede kullanılır?

Lesson 45: -er, more, less Ders 45: -er, more, less

1. A lot of; lots of; plenty of

MODALS CAN CAN T HAVE V 3 MODALS

1. Did you read this book? No, I didn t. I wish I it. a. read b. can read c. had read d. will read. 1. He will study.

İngilizce de selamlaşma maksatlı kullanılabilecek pek çok yapı vardır. Bunlar Türkçeleri ile beraber aşağıda verilmektedir:

ÜNİTE 10 MODALS (1) YABANCI DİL II YILDIRAY KURNAZ İÇİNDEKİLER HEDEFLER. can. could. may. might. be able to. will. Bu ünitede amaçlanan kazımlar;

Lesson 22: Why. Ders 22: Neden

Lesson 67: Tag Questions. Ders 67: Etiket Soruları

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

a) Present Continuous Tense (Future anlamda) I am visiting my aunt tomorrow. (Yarin halamı ziyaret ediyorum-edeceğim.)

Islington da Pratisyen Hekimliğinizi ziyaret ettiğinizde bir tercüman istemek. Getting an interpreter when you visit your GP practice in Islington

ZAFER HOCA YDS ACADEMY HİBRİT ONLİNE EĞİTİM POSSESSION, MODAL, THERE IS- THERE ARE AYRINTILI KONU ANLATIMI. Sonu iyi biten her şey iyidir

At home we miss your attention and kindness and every single moment we had here...

Let s, Shall we, why don t. Let s, let us: Öneri cümlesi başlatır. Let s elim anlamına gelir. Let s play basketball. Haydi basketball oynayalım.

IQ PLUS BUTİK EĞİTİM MERKEZİ

Bilimsel Metinler için Temel Gramer Bilgileri

«Soru Sormak ve Bir Şey İstemek»

Üyelerimizi; "anlıyorum konuşamıyorum", "konuşabiliyorum", "akıcı konuşabiliyorum" şeklinde üçe ayırıyoruz.

Lesson 07: Verb + not, Verb +? Ders 07: Fiil + olumsuzluk eki, Fiil +?

YDBI 100 / YDBI 101 İNGİLİZCE I. Teori (saat/hafta)

Lesson 21: Who. Ders 21: Kim

YDSFORUM SORU PAYLAŞIM PROGRAMI GRUBUMUZA ÜYE OLMAK İÇİN TIKLAYINIZ.

İNGİLİZCENİN SEVİYELERİ

25. İngilizce Geniş Zaman Konu Anlatımı (Simple Present) (

SUMMARY. Cooperation in The Family: Ailede İşbirliği. Cooperation in The Family. Running Errands : Ayak işleri

Lesson 66: Indirect questions. Ders 66: Dolaylı sorular

ÇANKAYA ÜNİVERSİTESİ Hukuk Fakültesi Ders Tanımlama Formu

4. SINIF 2. DÖNEM SINAV TARİHLERİ

ata aöf çıkmış sorular - ders kitapları - ders özetleri - ders notları

Lesson 24: Prepositions of Time. (in, on, at, for, during, before, after) Ders 24: Zaman Edatları. Zaman Edatlarını Kullanmak

IF & WISH CLAUSES. Simple Present Simple Present

CALUM SAILS AWAY. Written and illustrated by Sarah Sweeney

Lesson 53 : Passive Interrogative Form of Passive Voice

2 Ders Kodu: ING Ders Türü: Seçmeli 4 Ders Seviyesi Lisans

Değerlendirme Sınavı 2-5. Sınıf CEVAP ANAHTARI

Lesson 20: Where, when. Ders 20: Nerede, ne zaman

Şimdi de kesin bir zorunluluğun bulunmadığını ifade eden cümlelere örnekler verelim:

ÇANKAYA ÜNİVERSİTESİ Hukuk Fakültesi Ders Tanımlama Formu

2. Sınıflar Haftalık Bülteni

Seyahat Genel. Genel - Olmazsa olmazlar. Genel - Muhabbet. Yardım isteme. Birinin İngilizce konuşup konuşmadığını sormak

«Merhaba demek ve selamlaşmak»

Özel Tarkmanças Ermeni İlkokulu Eğitim Öğretim Yılı 4. SINIF 1. DÖNEM SINAV TARİHLERİ DERS 1. YAZILI 2. YAZILI 3. YAZILI

Aviation Technical Services

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ ÇIKMIŞ SORULAR

CONDITIONALS / IF CLAUSES (ŞART CÜMLECİKLERİ)

8. SINIF YARIYIL ÇALIŞMA TESTİ

HOW TO MAKE A SNAPSHOT Snapshot Nasil Yapilir. JEFF GOERTZEN / Art director, USA TODAY

Phrases / Expressions used in dialogues

A LANGUAGE TEACHER'S PERSONAL OPINION

Nitro PDF Trial. YUMURTA KAPI ÜDS/KPDS KONU ÖZETİ ENGLISH OFFICE TENSE UYUMU İSTEYEN ZAMAN BAĞLAÇLARI

Lesson 41: may, might, might not. Ders 41: -ebilmek, might, might not

might Jack might call you tonight. You might be called by Jack.

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS MESLEKİ İNGİLİZCE II İLH

İNGİLİZCE GRAMER SIMPLE PAST TENSE TO BE (OLMAK FİİLİNİN GEÇMİŞ ZAMANI) GRAMER ANLATIMI ALIŞTIRMA. SIMPLE PAST (to be)

A1: Temel/Elementary. Verilen dil kalıplarıyla sözlü ve yazılı iletişim kurabilir. İletişimsel, öğrenci odaklı, ikili ve grup çalışmaları

Exercise and Fitness Training for Disabled. Third Class

THE SCHOOL S MYSTERY. Written and illustrated by Sarah Sweeney

My Year Manager is Sınıf Müdürüm. P.E. is on Beden eğitimi dersimin günü

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

IDENTITY MANAGEMENT FOR EXTERNAL USERS

Do not open the exam until you are told that you may begin.

Lesson 56 : One, Other, Another. Ders 56: Bir, Diğer, Başka

Özel Tarkmanças Ermeni İlkokulu Eğitim Öğretim Yılı 4. SINIF 1. DÖNEM SINAV TARİHLERİ DERS 1. YAZILI 2. YAZILI 3. YAZILI

Aviation Technical Services. *(1(/ ø1*ø/ø=&( 352*5$0, $ 3UH,QWHUPHGLDWH

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

«Sık kullanılan slang ifadeleri»

MODAL AUXILIARIES & SIMILAR EXPRESSIONS PART I

Lesson 58 : everything, anything. each, every Ders 58: her şey, herhangi bir şey. Her biri, her

Türk-Alman Üniversitesi. Ders Bilgi Formu

Lesson 18 : Do..., Don t do... Ders 18: yap, yapma

TEOG 1. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR İNGİLİZCE DERSİ BENZER SORULARI

CONTENTS TENSE SYSTEM IN ENGLISH 2 TENSES IN ENGLISH 3-8 PREPOSITIONS 9-14 MODALS VERBS THE PASSIVE SENTENCES CONDITIONAL SENTENCES 28-32

BRUSH UP YOUR ENGLISH GRAMMAR A

Either.or : ya.. ya da

1. The Browns are coming bus. a. by b. with c. in d. on. 1. She doesn t have money. a. many b. much c. no d. very. 1. George enjoys in the sea.

Eğitim Öğretim Yılı 4. SINIF 2. DÖNEM SINAV TARİHLERİ DERS 1. YAZILI 2. YAZILI 3. YAZILI

Transkript:

LI STOFMODALS www. si s t emdi l. c om 201 7TEMMUZ YÖKDİ L Sağl ı k-sos yal-fen

MUST Tom must speak English. Tom must not speak English. Tom must be speaking English at the moment. Tom must not be speaking English at the moment. Tom must have spoken English. Tom İngilizce konuşmalı. (zorunluluk) Tom İngilizce konuşuyor olmalı. (%90 ihtimal) Tom İngilizce konuşmamalı. (zorunluluk) Tom İngilizce konuşuyor olamaz. (%99 ihtimal) Tom şu anda İngilizce konuşuyor olmalı. (%90 ihtimal) Tom şu anda İngilizce konuşuyor olamaz. (%90 ihtimal) Tom İngilizce konuşmuş olmalı. (%90 ihtimal) Tom must not have spoken English. Tom should speak English. Tom should not speak English. Tom İngilizce konuşmuş olamaz. (%99 ihtimal) Tom İngilizce konuşmalı. (gereklilik) Tom İngilizce konuşmamalı. (gereklilik) SHOULD Tom should be speaking English. Tom should not be speaking English. Tom should have spoken English. Tom should not have spoken English. Tom İngilizce konuşuyor olması gerekiyor. Tom İngilizce konuşmuyor olması gerekiyor. Tom İngilizce konuşmamalıydı. (ama konuştu) Tom should have been speaking English. Tom should not have been speaking English. Tom ought to speak English. Tom İngilizce konuşmalıydı / konuşuyor olmalıydı. Tom un İngilizce (o anda) konuşmuyor olması gerekirdi. (ama konuşuyordu) Tom İngilizce konuşmalı. (gereklilik) Tom ought not to speak English. Tom İngilizce konuşmamalı. (gereklilik) OUGHT TO Tom ought to be speaking English. Tom ought not to be speaking English. Tom ought to have spoken English. Tom İngilizce konuşuyor olması gerekiyor. Tom İngilizce konuşmuyor olması gerekiyor. Tom ought not to have spoken English. Tom ought to have been speaking English. Tom ought not to have been speaking English. Tom İngilizce konuşmamalıydı. (ama konuştu) Tom İngilizce konuşmalıydı / (o anda) konuşuyor olmalıydı. Tom un İngilizce (o anda) konuşmuyor olması gerekirdi. (ama konuşuyordu) 1

Tom may speak English. Tom İngilizce konuşuyor olabilir. Tom may not speak English. Tom İngilizce konuşmuyor olabilir. Tom may be speaking English at the moment. Tom şu anda İngilizce konuşuyor olabilir. MAY Tom may not be speaking English at the moment. Tom may have spoken English. Tom şu anda İngilizce konuşmuyor olabilir. Tom may not have spoken English. Tom may have been speaking English. Tom may not have been speaking English. Tom might speak English. Tom İngilizce konuşuyor olabilir. Tom might not speak English. Tom İngilizce konuşmuyor olabilir. Tom might be speaking English at the moment. Tom şu anda İngilizce konuşuyor olabilir. MIGHT Tom might not be speaking English at the moment. Tom might have spoken English. Tom şu anda İngilizce konuşmuyor olabilir. Tom might not have spoken English. Tom might have been speaking English. Tom might not have been speaking English. Tom could speak English. Tom İngilizce konuşabiliyordu. (geçmişte bir yetenek) Tom İngilizce konuşabilir. Tom couldn t speak English. Tom İngilizce konuşamadı. (geçmişte hayal kırıklığı) Tom İngilizce konuşamazdı. (geçmişte yetenek yoksunluğu) COULD Tom could be speaking English at the moment. Tom could not be speaking English at the moment. Tom could have spoken English. Tom şu anda İngilizce konuşuyor olabilir. Tom şu anda İngilizce konuşuyor olamaz.(%99 ihtimal) Tom (isteseydi) İngilizce konuşabilirdi. Tom couldn t have spoken English. Tom İngilizce konuşmuş olamaz. (imkanı yok) (%99 ihtimal) Tom (isteseydi de) İngilizce konuşamazdı. (mümkün değildi) 2

Tom would speak (= used to speak) English. Tom wouldn t speak English. Tom İngilizce konuşurdu / konuşuyordu. Tom İngilizce konuşurdu. (eğer ona imkan tanınsaydı) Tom (mümkün olsaydı) İngilizce konuşmazdı. WOULD Tom would be speaking English now. Tom wouldn t be speaking English now. Tom would have spoken English last week. Tom şimdi İngilizce konuşuyor olurdu / olacaktı. Tom şimdi İngilizce konuşuyor olmazdı / olmayacaktı. Tom geçen hafta İngilizce konuşacaktı. Tom wouldn t have spoken English last week. Tom would have been speaking English last week. Tom wouldn t have been speaking English last week. Tom would rather speak English. Tom would rather not speak English. Tom geçen hafta İngilizce konuşmayacaktı. (ama konuştu) Tom geçen hafta İngilizce konuşuyor olacaktı. Tom geçen hafta İngilizce konuşmuyor olacaktı. (ama konuştu) Tom İngilizce konuşmayı tercih eder / ister. Tom İngilizce konuşmamayı tercih eder / ister. WOULD RATHER Tom would rather be speaking English now. Tom would rather have spoken English yesterday. Tom would rather have been speaking English yesterday. I would rather Tom spoke English. Tom şu anda İngilizce konuşuyor olmayı tercih ederdi / isterdi. Tom dün İngilizce konuşmuş olmayı tercih ederdi / isterdi. Tom dün İngilizce konuşuyor olmayı tercih ederdi / isterdi. Ben Tom un İngilizce konuşmasını tercih ederim / isterim. I would rather Tom didn t speak English. I would rather Tom had spoken English yesterday. Tom is able to speak (= can speak) English. Tom was able to speak English. Ben Tom un İngilizce konuşmamasını tercih ederim / isterim. Ben dün Tom un İngilizce konuşmasını tercih ederdim / isterdim. Tom İngilizce konuşabiliyor. (şimdiki zamanda bir yetenek) Tom İngilizce konuşabildi. (zor bir durumu başarmak) Tom İngilizce konuşabiliyordu.(geçmişte bir yetenek) Tom has been able to speak English since 1996. Tom 1996 dan beri İngilizce konuşabiliyor. BE ABLE TO Tom may be able to speak English. Tom might be able to speak English. Tom should be able to speak English. Tom must be able to speak English. Tom would be / have been able to speak English. Tom İngilizce konuşabilir. Tom İngilizce konuşabilir. Tom un İngilizce konuşabilmesi gerekiyor. (aranan nitelik / koşul) Tom un İngilizce konuşabilmesi gerekiyor. (aranan nitelik / koşul) Tom (fırsat olsaydı) İngilizce konuşabilirdi. Tom (fırsat olsaydı) İngilizce konuşabilecekti. 3

HAVE TO Tom has (got) to speak English. Tom hasn t got to speak English. Tom needn t speak English. Tom doesn t have to speak English. Tom doesn t need to speak English. Tom had to speak English. Tom has had to speak English since last week. Tom will have to speak English next time. Tom won t have to speak English. Tom may/might have to speak English next week. Tom may/might not have to speak English. Tom might have had to speak yesterday. Tom might not have had to speak yesterday. Tom didn t have to speak English. Tom un İngilizce konuşması gerekiyor. Tom İngilizce konuşmak zorunda. Tom İngilizce konuşmasına gerek yok. Tom İngilizce konuşmak zorunda değil. Tom İngilizce konuşmak zorundaydı. Tom İngilizce konuşmak zorunda kaldı. Tom geçen haftadan beridir İngilizce konuşmak zorunda kalıyor. Tom bir dahaki seferde İngilizce konuşmak zorunda kalacak. Tom İngilizce konuşmak zorunda kalmayacak. Tom önümüzdeki hafta İngilizce konuşmak zorunda kalabilir. Tom İngilizce konuşmak zorunda kalmayabilir. Tom dün İngilizce konuşmak zorunda kalmış olabilir. Tom dün İngilizce konuşmak zorunda kalmamış olabilir. Tom İngilizce konuşmak zorunda kalmadı. Tom İngilizce konuşmasına gerek kalmadı. (konuşmadı) CAN T Tom needn t have spoken English. Tom can t be speaking English now. Tom can t have spoken English last night. Tom un İngilizce konuşmasına gerek yoktu. (konuştu) Tom şu anda İngilizce konuşuyor olamaz. (%99 ihtimal) Tom dün gece İngilizce konuşmuş olamaz. (imkânı yok) HAD BETTER Tom had better speak English. Tom had better not speak English. Tom İngilizce konuşsa iyi eder. Tom İngilizce konuşmazsa iyi eder. USED TO WOULD PREFER BE SUPPOSED TO Tom used to speak (= would speak) English. Tom didn t use to speak English. Tom would prefer to speak English today. Tom would prefer to have spoken English yesterday. Tom is supposed to speak English. Tom is not supposed to speak English. Tom was supposed to speak English. Tom (eskiden) İngilizce konuşurdu.. Tom (eskiden) İngilizce konuşuyordu. Tom (eskiden) İngilizce konuşmazdı. Tom bugün İngilizce konuşmayı tercih ediyor. Tom bugün İngilizce konuşmayı istiyor. Tom dün İngilizce konuşmuş olmayı tercih ederdi. Tom dün İngilizce konuşmuş olmayı isterdi. Tom İngilizce konuşmalı. (gereklilik + beklenti) Tom İngilizce konuşmamalı. (gereklilik + beklenti) Tom un İngilizce konuşması gerekiyordu. 4