ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ

Benzer belgeler
ÖZET. Yüksek Lisans Tezi. Đmge Đ. TOKBAY. Adnan Menderes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı

Makarnalık Buğdayda (Triticum durum L.) Sulama ve Azotlu Gübrelemenin Verim ve Verim Öğeleri Üzerine Etkisi*

Bazı İki Sıralı Arpa ve Ekmeklik Buğday Çeşitlerinde Azot ve CCC Dozlarının Tane Verimine Etkileri

Tritikale (xtriticosecale Wittmack) de Farklı Ekim Sıklıklarının Verim ve Bazı Verim Öğelerine Etkileri

YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ

Türkiye`de Hububat Alanları

T.C. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI TARIMSAL ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ GÜNEYDOĞU ANADOLU TARIMSAL ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ

BUĞDAY PİYASALARI ve TMO

Bazı Makarnalık Buğday Çeşitlerinin (T.durum Desf.) Erbaa Şartlarında Adaptasyonlarının İncelenmesi

DİYARBAKIR ŞARTLARINDA ŞAHİN-91 VE SUR-93 ARPA ÇEŞİTLERİNDE UYGUN EKİM SIKLIĞININ BELİRLENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

BAZI EKMEKLİK BUĞDAY (Triticum aestivum L.) ÇEŞİTLERİNDE VERİM ve VERİM UNSURLARININ BELİRLENMESİ

T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ 2018 ÜLKESEL HUBUBAT REKOLTE DEĞERLENDİRME RAPORU

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ HAZİRAN ÜLKESEL BUĞDAY GELİŞİM RAPORU

Tokat- Kazova Koşullarında Ekmeklik Buğday Çeşitlerinin (Triticum aestivum) Verim ve Diğer Özelliklerine Ekim Zamanının Etkisi

BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ

KIZILTEPE VE HARRAN ġartlarinda ġahġn-91 VE SUR-93 ARPA ÇEġĠTLERĠNDE UYGUN EKĠM SIKLIĞININ BELĠRLENMESĠ

TARLA BİTKİLERİ MERKEZ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ TESCİL YILI:

Anadolu Tarım Bilimleri Dergisi

DİYARBAKIR EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI KIŞLIK KIRMIZI MERCİMEK

Isparta Ekolojik Koşullarında Bazı Arpa (Hordeum vulgare L.) Çeşitlerinin Verim ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi

Makarnalık Buğdayda (Triticum durum L.) Sulama ve Azotlu Gübrelemenin Verim ve Bazı Verim Öğeleri Üzerine Etkisi*

Ethephon un Tritikale de Tane Verimi, Protein Oranı ve Protein Verimine Etkisi

ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ve TARIM VE GIDA GÜVENCESĠ

Şanlıurfa Koşullarında Farklı Aspir Çeşitlerinin (Carthamus tinctorius L.) Uygun Ekim Zamanlarının Belirlenmesi

Uşak Koşullarında Kızıltan 91 Buğday Çeşidi Üzerinde Farklı Azot Dozu ve Sıvı Gübre Uygulamalarının Verim ve Verim Unsurlarına Etkisi

DUFED 4(2) (2015) 77-82

KIRAÇ ARAZİLERE UYGUN ALTERNATİF BİR TAHIL TRİTİKALE YETİŞTİRİCİLİĞİ

MV SUBA EKMEKLİK BUĞDAY ÇEŞİT ADAYININ TESCİLİ HAKKINDA RAPOR

BAHRİ DAĞDAŞ ULUSLARARASI TARIMSAL ARAŞTIRMA ENST. ALDANE TRAKYA TARIMSAL ARAŞTIRMA ENST./EDİRNE

Geliş Tarihi:

Kışlık ve Yazlık Olarak Yetiştirilen Bazı Makarnalık Buğday (Triticum durum L.) Çeşit ve Hatlarının Bazı Kalite Özelliklerinin Karşılaştırılması*

TRAKYA BÖLGESİ MAKARNALIK BUĞDAY TESCİL RAPORU

GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları

Araştırma Makalesi (Research Article)

Türkiye de ve Dünyada Makarnalık (Durum) Buğdayı Pazarı

Tohum Miktarlarının Tritikale (x Triticosecale Wittmack) Genotiplerinde Verim ve Bazı Verim Öğelerine Etkileri

KAHRAMANMARAŞ KOŞULLARINDA DEĞİŞİK KIŞLIK MERCİMEK (Lens culinaris Medic.) ÇEŞİTLERİNDE VERİM VE VERİM ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

Şanlıurfa Koşullarında Yetiştirilen Bazı Kırmızı Mercimek (Lens culinaris Medik.) Genotiplerinin Verim ve Verim Öğelerinin Belirlenmesi

GİRİŞ Arpa genel olarak hayvan yemi olarak tüketilmekte olup üretim bakımından ülkemiz tarla tarımında buğdaydan sonra ikinci sırada gelmektedir. Güne

NİSAN 2017 ÜLKESEL BUĞDAY GELİŞİM RAPORU

Eski Köye Yenilikçi Çiftçi

Yaprak Gübrelemesinin Ekmeklik Buğdayda Verim ve Kaliteye Etkisi. Effect of Leaf Fertilization Yield and Quality of Bread Wheat

ALBATROS YULAF ÇEŞİT ADAYININ TESCİLİ HAKKINDA RAPOR

2. KAYNAK ARAŞTIRMASI

Bazı Makarnalık Buğday (Triticum turgidum var. durum L.) Çeşitlerinin Erzurum Koşullarındaki Verim Yetenekleri

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

Ethephon Uygulamasının Tritikale Çeşitlerinde Verim ve Verim Unsurlarındaki Etkilerinin Belirlenmesi

Macar Fiği Neden Önemlidir? Hangi Topraklarda Yetişir?

Trakya Bölgesinde Yetiştirilen Bazı Arpa (Hordeum vulgare L) Çeşitlerinin Verim ve Verim Unsurları İle Bazı Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi

T.C. AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Abdulveli SİRAT 1* İsmail SEZER 2

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Bazı İki Sıralı Arpa (Hordeum vulgare conv. distichon) Çeşitlerinde Farklı Azot Dozlarının Verim, Verim Unsurları ve Kalite Üzerine Etkileri *

ÇELTİK DOSYASI TÜRKİYE ÇELTİK EKİLİŞ ÜRETİM TÜKETİM VERİM

BUĞDAY (Triticum spp.) Buğdayda Toprak Hazırlığı:

Kahramanmaraş Koşullarında Farklı Mercimek (Lens culinaris Medic.) Genotiplerinde Bitki Sıklığının Verim ve Verim Unsurlarına Etkisinin Araştırması

Şeker Kamışı Sugarcane (Saccharum officinarum L.)

Yusuf DOĞAN* Muhammet Beşir CETİZ

SAMSUN EKOLOJİK KOŞULLARINA UYGUN ARPA (Hordeum vulgare L.) ÇEŞİTLERİNİN BELİRLENMESİ *

EGE BÖLGESİ TRİTİKALE ÇEŞİT GELİŞTİRME ÇALIŞMALARI; GELİŞTİRİLEN ÇEŞİT VE HATLARIN VERİM VE KALİTE ÖZELLİKLERİ ÜZERİNDE ARAŞTIRMALAR

Ege Sahil Kuşağına Uygun Kavuzsuz Yulaf Çeşidinin Geliştirilmesi Beslenme Yaklaşımı

Flue Cured Tütün Çeşidinde Farklı Potasyum Formlarının Kaliteye Etkisi

Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü. Tohum, Çeşit ve Islah Çalışmaları

ÖZET Doktora Tezi ORGANİK TOPRAK DÜZENLEYİCİLERİN TOPRAĞIN ENZİM AKTİVİTELERİ İLE BUĞDAY VERİM VE KALİTESİ ÜZERİNE ETKİLERİ Nihal TAMER Ankara Ünivers

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

20/09/2018 ABD Tarım Bakanlığının 12/09/2018 Tarihli Ürün Raporları Mısır:

T.C. AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Buğday ve Arpa Gübrelemesi

YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ

Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Konya-Türkiye

SAKARYA ŞARTLARINDA FARKLI EKİM SIKLIKLARINDA BAZI BUĞDAY ÇEŞİTLERİNİN VERİM VE KALİTE DEĞİŞİMLERİNİN BELİRLENMESİ

Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye

Tokat-Zile Koşullarında Bazı Makarnalık Buğday (Triticum durum L.) Çeşit ve Hatlarının Verim ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi*

Van Gevaş Ekolojik Koşulların Da Bazı Nohut (Cicer arietinum L.) Çeşitlerinin İkinci Ürün Olarak Yetiştirilmesi

BUĞDAY PİYASALARININ GENEL GÖRÜNÜMÜ VE LİSANSLI DEPOCULUK. 10 Mart 2018 ANTALYA

Bazı Makarnalık Buğday Çeşitlerinin Diyarbakır ve Adıyaman Sulu Koşullarında Verim ve Kalite Parametreleri Yönünden Karşılaştırılması *

Bazı Bezelye (Pisum sativum L) Çeşitlerinin Tohum Verimi ve Verim Komponentlerinin Belirlenmesi

KIRGIZ 95 KIŞLIK BUĞDAY ÇEŞİDİNDE SEDİMANTASYON, GLUTEN ve GLUTEN İNDEKSİNE YAPRAK GÜBRELERİNİN ETKİSİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ

DUFED 5(3) (2016) 93-98

Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Yetiştirilen Farklı Buğday Tiplerinin Yaş Gluten Miktarları Bakımından Kalitelerinin Belirlenmesi

ABD Tarım Bakanlığının 12/08/2018 Tarihli Ürün Raporları

Yozgat Ekolojik Koşullarında Bazı Ekmeklik Buğday Çeşitlerinin Verim ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi

AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ

ISPARTA YÖRESİNDE YETİŞTİRİLEN ARPA KÖY ÇEŞİTLERİNİN VERİM VE VERİM ÖĞELERİNİN BELİRLENMESİ

YERFISTIĞI (Arachis hypogaea L.) YETİŞTİRİCİLİĞİNDE FARKLI ÇEŞİTLER VE SIRA ÜZERİ MESAFELERE GÖRE TEK VE ÇİFT SIRALI EKİM YÖNTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

T.C SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Kuru ve Sulu Koşullarda Farklı Bitki Sıklıklarının Bazı Nohut (Cicer arietinum L.) Çeşitlerinde Verim ve Verim Öğelerine Etkileri

Başaktaki Sıra Sayısının Arpada Verim, Bazı Kalite ve Morfolojik Parametrelere Etkisi

Ekmeklik Buğday Hatlarının (Triticum aestivum L.) Tane Verimi ve Kimi Agronomik Özelliklerinin Belirlenmesi

Diyarbakır Ekolojik Koşullarında Bazı Koca Fiğ Genotiplerinin Verim ve Verim Unsurları

Yeni Geliştirilen Nohut Hatlarının Bornova Koşullarında Verim ve Bazı Tarımsal Özellikleri Üzerinde Araştırmalar

PAMUK RAPORU Şekil-1 Pamuk ve Kullanım Alanları (Kaynak;

Tarım Bilimleri Araştırma Dergisi 5 (2): , 2012 ISSN: , E-ISSN: X,

S.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi 19 (37): (2005) 13-20

Makarnalık buğdayda verim öğelerinin sıcaklık stresine tepkisi Heat stress response of yield components in durum wheat

Buğdayda azota tepki ve karlı çeşit tercihi. Response to nitrogen and profitable variety preference in wheat

Isparta Ekolojik Koşullarında Ekmeklik ve Makarnalık Bazı Buğday Çeşitlerinin Uygun Ekim Zamanlarının Belirlenmesi

Transkript:

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ BAZI MAKARNALIK BUĞDAY ÇEŞİTLERİNİN VERİM VE KALİTE ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE FARKLI SULAMA ZAMANLARI İLE AZOT DOZLARININ ETKİSİ Semra ACER TARLA BİTKİLERİ ANABİLİM DALI ANKARA 2004 Her Hakkı Saklıdır

ÖZET Doktora Tezi BAZI MAKARNALIK BUĞDAY ÇEŞİTLERİNİN VERİM VE KALİTE ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE FARKLI SULAMA ZAMANLARI İLE AZOT DOZLARININ ETKİSİ Semra ACER Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı Danışman : Prof. Dr. Saime ÜNVER Bu çalışma, 2001-2002 ve 2002-2003 üretim yıllarında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Araştırma Uygulama Çiftliği nde yürütülmüştür. Araştırmada; Kunduru-1149, Kızıltan-91, Ç-1252 ve Ankara-98 makarnalık buğday çeşitlerinde; farklı sulama uygulamaları (sulama yapılmayan (susuz) parseller, ekimden hemen sonra ve ilkbaharda olmak üzere (1+1) iki sulama yapılan parseller ve ekimde, ilkbaharda ve başaklanma döneminde olmak üzere (1+1+1) üç sulama yapılan parseller) ve azot dozları (4-8-12 kg N/da) uygulanmıştır. Araştırmada; 4 makarnalık buğday çeşidinde, sulama uygulamaları ve azot dozlarının bitki boyu, başak uzunluğu, bitkide fertil kardeş sayısı, başakta tane sayısı, başakta tane verimi, hasat indeksi, tane verimi, bin tane ağırlığı, camsı tane oranı, hektolitre ağırlığı, protein oranı ve protein verimi üzerine etkileri incelenmiştir. İki yıl süreyle yürütülen çalışmada incelenen karakterler yönünden yıllar arası farklılıklar önemli bulunmuş ve yıllar ayrı ayrı değerlendirilmiştir. Ele alınan özelliklerde; çeşitler, sulama uygulamaları ve azot dozları arasındaki farklılıklar önemli olarak saptanmıştır. En yüksek ortalamalar tüm çeşitlerde üç (1+1+1) sulama uygulaması ve 12 kg N/da azot dozundan alınmıştır. Sulanmayan ve 4 kg N/da azot dozu uygulanan parsellerde, protein ve camsı tane oranı hariç, ele alınan diğer tüm özelliklerde en düşük ortalamalar elde edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre; birinci yıl Kunduru-1149 çeşidinde 357.00-519.67 kg/da, Kızıltan-91 çeşidinde 334.00-467.00 kg/da, Ç-1252 çeşidinde 432.00-607.33 kg/da ve Ankara-98 çeşidinde 385.67-585.33 kg/da arasında değişen tane verimi değerleri elde edilirken, ikinci yıl bu değerler sırasıyla 159.00-384.00 kg/da, 147.33-436.67 kg/da, 179.33-560.33 kg/da ve 154.00-516.67 kg/da arasında değişim göstermiştir. Protein oranları ise birinci yıl Kunduru-1149 çeşidinde %11.57-13.97, Kızıltan-91 çeşidinde %11.53-13.47, Ç-1252 çeşidinde %11.13-13.13 ve Ankara-98 çeşidinde %11.93-12.87 arasında değişirken, ikinci yıl bu değerler sırasıyla %12.63-16.73, %11.17-17.37, %10.97-16.40 ve %12.63-17.00 olarak saptanmıştır. 2004, 110 sayfa ANAHTAR KELİMELER : Makarnalık buğday, Triticum durum L., çeşit, sulama uygulamaları, azot dozları, verim, verim öğeleri, kalite özellikleri. i

ABSTRACT Ph.D. Thesis EFFECTS OF DIFFERENT IRRIGATION TIMES WITH NITROGEN DOSES ON YIELD AND QUALITY SPECIALLY IN SOME DURUM WHEAT VARIETIES Semra ACER Ankara University Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Agronomy Supervisor : Prof. Dr. Saime ÜNVER This research was conducted in Applying Research Farm, Faculty of Agriculture, University of Ankara during 2001-2002 and 2002-2003 growing seasons. Using Kunduru-1149, Kızıltan-91, Ç-1252 and Ankara-98 durum wheat varieties, the effect of different irrigation applications (non-irrigation; after sowing and spring (1+1) to made two irrigation plot of land; after sowing and spring and ear of grain period (1+1+1) to made three irrigation plot of land ) along with varying level of nitrogen doses (4-8-12 kg N/da) with on yield and quality were determined. In the research, effects of irrigation applications times and nitrogen doses of four different varieties on plant height, spike length, number of fertile tillers per plant, grain number per spike, grain weight per spike, harvesting index, grain yield, thousand grain weight, vitreous grain content, hectoliter weight, protein content and protein yield were carried out. The results obtained for the analyzed parameters per year were significantly different; therefore, they were evaluated on yearly basis. There were significant difference among cultivars and the applications; the irrigation and N doses. The highest average values among the cultivars were obtained from the triple (1+1+1) irrigation time with 12 kg/da N application. Except for protein content and vitreous grain content, the lowest average values were obtained from non-irrigation with 4 kg/da N application. According to the results of the research; Kunduru-1149 s grain yield ranged from 357.00-519.67 kg/da, Kızıltan-91 from 334.00-467.00 kg/da and those Ç-1252 from 432.00-607.33 kg/da and Ankara-98 from 385.67-585.33 kg/da in the first year, while in the second year 159.00-384.00 kg/da, 147.33-436.67 kg/da, 179.33-560.33 kg/da and 154.00-516.67 kg/da respectively. Protein contents were obtained Kunduru-1149 s 11.57-13.97 %, Kızıltan-91 from 11.53-13.47 %, Ç-1252 from 11.13-13.13 % and Ankara-98 from 11.93-12.87 % in the first year, while in the second year 12.63-16.73 %, 11.17-17.37 %, 10.97-16.40 % and 12.63-17.00 % respectively. 2004, 110 pages Key Words: Durum wheat, Triticum durum L., variety, irrigation applications, nitrogen doses, yield, yield components, quality specially. ii

TEŞEKKÜR Bana bu konuda araştırma imkanı sağlayan ve çalışmalarım süresince beni her zaman destekleyen danışman hocam Sayın Prof. Dr. Saime ÜNVER e en içten teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca önerileri ve ilgileriyle beni yönlendiren Sayın hocalarım Prof. Dr. Cemalettin Y. ÇİFTÇİ ve Prof. Dr. Mehmet ALPASLAN a, iki yıllık deneme süresince yardımcı olan ZirYük.Müh.Kamil KARA ve Ankara Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Çiftliği çalışanlarına, Daire Başkanım Dr.Vehbi ESER e, doktora çalışmam süresince büyük destek gördüğüm Zir.Yük.Müh Selami YAZAR, Dr.Emin DÖNMEZ ve tüm çalışma arkadaşlarıma, her zaman yanımda olan Sevgili Babam Mehmet M.BULGUER, eşim Harun ACER, kızım Zeynep ACER e ve tüm aileme teşekkürü bir borç bilirim. Semra ACER Ankara, Ekim 2004 iii

İÇİNDEKİLER ÖZET. i ABSTRACT. ii TEŞEKKÜR. iii SİMGELER DİZİNİ. vi ŞEKİLLER DİZİNİ... vii ÇİZELGELER DİZİNİ...... viii 1. GİRİŞ... 1 2. KAYNAK ÖZETLERİ... 5 3. MATERYAL ve YÖNTEM 23 3.1. Deneme Alanının Özellikleri... 23 3.1.1. Deneme Alanı. 23 3.1.2. İklim özellikleri... 23 3.1.3. Toprak özellikleri 25 3.2. Materyal... 26 3.3. Yöntem. 27 3.3.1. Ekim 27 3.3.2. Gübreleme... 27 3.3.3. Sulama. 27 3.3.4. Verilerin elde edilmesi 28 3.3.5. Verilerin değerlendirilmesi. 30 4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA. 34 4.1. Bitki Boyu 34 4.2. Başak Uzunluğu.. 40 4.3. Bitkide Fertil Kardeş Sayısı.. 45 4.4. Başakta Tane Sayısı. 49 4.5. Başakta Tane Verimi 54 4.6. Hasat İndeksi 60 4.7. Tane Verimi. 65 4.8. Bin Tane Ağırlığı. 71 iv

4.9. Camsı Tane Oranı... 76 4.10. Hektolitre Ağırlığı. 82 4.11. Protein Oranı.. 86 4.12. Protein Verimi 92 5. SONUÇ. 98 KAYNAKLAR 102 ÖZGEÇMİŞ 110 v

SİMGELER DİZİNİ S S1 S2 S3 A A1 A2 A3 Ç Ç1 Ç2 Sulama Sulama yapılmayan parseller (susuz) İkinci (1+1) sulama uygulaması Üçüncü (1+1+1) sulama uygulaması Azot dozları Birinci azot dozu (4 kg N/da) İkinci azot dozu (8 kg N/da) Üçüncü azot dozu (12 kg N/da) Çeşit Kunduru-1149 Kızıltan-91 Ç3 Ç-1252 Ç4 S x A S x Ç A x Ç S x A x Ç K.O. S.D. V.K. Ankara-98 Sulama x azot dozu interaksiyonu Sulama x çeşit interaksiyonu Azot dozu x çeşit interaksiyonu Sulama x azot dozu x çeşit interaksiyonu Kareler Ortalaması Serbestlik Derecesi Varyasyon Kaynakları vi

ŞEKİLLER DİZİNİ Şekil 3.1. Şekil 3.2. Şekil 3.3. Şekil 3.4. 2001-2002 yılında dört çeşidin hasat öncesi görünüşü...31 2001-2002 yılında deneme yerine ait susuz parsellerin genel görünüşü...32 2001-2002 yılında deneme yerine ait sulama yapılan parsellerin genel görünüşü......32 2002-2003 yılında deneme yerine ait susuz parsellerin genel görünüşü...33 Şekil 3.5. 2002-2003 yılında deneme yerine ait sulama yapılan parsellerin genel görünüşü...33 vii

ÇİZELGELER DİZİNİ Çizelge 3.1. Deneme yerine ait 2001-2002 ve 2002-2003 üretim dönemi, aylık ortalama yağış, sıcaklık ve nispi nem değerleri ile uzun yıllar ortalaması... 24 Çizelge 3.2. Deneme yerine ait toprak analiz sonuçları... 25 Çizelge 4.1. Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının bitki boyuna ilişkin varyans analiz sonuçları... 35 Çizelge 4.2. Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının yıllara göre bitki boyu ortalamaları (cm)... 36 Çizelge 4.3. Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının bitki boyu (cm) ortalamalarının farklılık gruplandırması... 38 Çizelge 4.4. Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının başak uzunluğuna ilişkin varyans analiz sonuçları 40 Çizelge 4.5. Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının yıllara göre başak uzunluğu ortalamaları (cm).. 42 Çizelge 4.6. Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının başak uzunluğu (cm) ortalamalarının farklılık gruplandırması... 44 Çizelge 4.7. Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının fertil kardeş sayısına ilişkin varyans analiz sonuçları.. 45 Çizelge 4.8. Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının yıllara göre fertil kardeş sayısı ortalamaları (adet) 46 Çizelge 4.9. Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının fertil kardeş sayısı (adet) ortalamalarının farklılık gruplandırması. 48 Çizelge 4.10. Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının başakta tane sayısına ilişkin varyans analiz sonuçları.. 50 Çizelge 4.11. Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının yıllara göre başakta tane sayısı ortalamaları (adet). 51 viii

Çizelge 4.12. Çizelge 4.13. Çizelge 4.14. Çizelge 4.15. Çizelge 4.16. Çizelge 4.17. Çizelge 4.18. Çizelge 4.19. Çizelge 4.20. Çizelge 4.21. Çizelge 4.22. Çizelge 4.23. Çizelge 4.24. Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının başakta tane sayısı (adet) ortalamalarının farklılık gruplandırması. 53 Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının başakta tane verimine ilişkin varyans analiz sonuçları.. 55 Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının yıllara göre başakta tane verimi ortalamaları (g)... 56 Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının başakta tane verimi (g) ortalamalarının farklılık gruplandırması. 58 Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının hasat indeksine ilişkin varyans analiz sonuçları... 61 Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının yıllara göre hasat indeksi ortalamaları (%). 62 Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının hasat indeksi (%) ortalamalarının farklılık gruplandırması. 64 Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının tane verimine ilişkin varyans analiz sonuçları.. 66 Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının yıllara göre tane verimi ortalamaları (kg/da). 67 Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının tane verimi (kg/da) ortalamalarının farklılık gruplandırması... 68 Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının bin tane ağırlığına ilişkin varyans analiz sonuçları... 71 Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının yıllara göre bin tane ağırlığı (g) ortalamaları. 73 Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının bin tane ağırlığı (g) ortalamalarının farklılık gruplandırması. 74 ix

Çizelge 4.25. Çizelge 4.26. Çizelge 4.27. Çizelge 4.28. Çizelge 4.29. Çizelge 4.30. Çizelge 4.31. Çizelge 4.32. Çizelge 4.33. Çizelge 4.34. Çizelge 4.35. Çizelge 4.36. Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının camsı tane oranına ilişkin varyans analiz sonuçları... 77 Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının yıllara göre camsı tane oranı ortalamaları (%).. 78 Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının camsı tane oranına (%) ortalamalarının farklılık gruplandırması 80 Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının hektolitre ağırlığına ilişkin varyans analiz sonuçları... 82 Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının yıllara göre hektolitre ağırlığı ortalamaları (kg/hl) 84 Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının hektolitre ağırlığı (kg/hl) ortalamalarının farklılık gruplandırması. 85 Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının protein oranına ilişkin varyans analiz sonuçları 87 Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının yıllara göre protein oranı ortalamaları (%). 88 Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının protein oranı (%) ortalamalarının farklılık gruplandırması 90 Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının protein verimine ilişkin varyans analiz sonuçları. 93 Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının yıllara göre protein verimi ortalamaları (kg/da). 94 Makarnalık buğday çeşitlerinde farklı sulama uygulamaları ile azot dozlarının protein verimi (kg/da) ortalamalarının farklılık gruplandırması. 96 x

1. GİRİŞ Tahıllar, insan beslenmesinde doğrudan veya dolaylı olarak kullanılan temel ürünlerdir. Dünyada insanların günlük kalorisinin % 50 den fazlası tahıllardan karşılanmaktadır. Hayvanlar da çoğunlukla bitkisel besinlerle beslendiklerine göre hayvansal besinlerin günlük kalori sağlamadaki payı da yaklaşık % 20 olduğu için insanlar günlük besinlerinin yaklaşık % 80 ini tahıllardan sağlamaktadır. Tahılların yeryüzünde bu denli yaygın olmasında, tarımın tarihsel gelişimi içerisinde en eski kültür bitkileri olmalarının etkisi büyüktür. Orta Asya ve Ön Asya da yapılan kazılar buğday ve arpa gibi tahılların buralarda çok eski bir geçmişleri olduğunu göstermiştir (Kün 1988). Ülkelerin ekonomileri ve insan beslenmesinde önemli bir yer tutan tahıllar, dünyada toplam işlenen alanların yaklaşık yarısında ekilmektedir. Ülkemizde ise her yıl işlenen alanların % 57.61 inde kışlık tahıllar yetiştirilmektedir (Anonim 2000). 2001 yılı verilerine göre dünyada işlenen alanların yaklaşık % 48 i, ülkemizde ise % 52 si tahıl ekimine ayrılmıştır. 2003 yılı verilerinde buğday; dünya tahıl ekim alanı içerisinde % 30.96 (208.8 mil. ha), üretimde % 26.81 (556.3 mil. ton) pay alırken, ülkemizde ise bu değerler % 68.08 (9.4 mil. ha) ve % 61.69 (19 mil. ton) gibi oldukça yüksek oranlar göstermiştir (Anonymous 2004a). Dünya buğday üretimine ayrılan alanın yaklaşık % 8 inde makarnalık buğday yetiştirilmektedir (Joppa 1993). Ülkemiz, makarnalık buğday üretimi yönünden önceleri kendine yeterli ülkeler arasında yer almasına rağmen, son yıllarda makarnalık buğday ithal eder duruma gelmiştir. 1970 li yıllarda Türkiye de makarnalık buğday ekim alanı toplam buğday ekim alanının yaklaşık % 30 unu oluştururken, bu oran % 15 lere kadar düşmüştür. Türkiye makarnalık buğday ekim alanı ve üretimine ilişkin sağlıklı istatistiki bilgiler olmamasına karşın; makarnalık buğdayın yaklaşık 2 milyon ha ekim alanına ve 5 milyon ton üretime sahip olduğu kabul edilmektedir (Uzunlu ve Bayaner 1993). Makarnalık buğday, üretimi hem çok sayıda üreticiyi ilgilendirmesi hem de makarna sanayiinin hammaddesini oluşturması bakımından dünya tarımında çok önemli yere sahiptir. Dünyada Ortadoğu, Akdeniz ülkeleri ve Asya nın güneyindeki ülkelerde sınırlı 1

alanlarda yetiştirilen (Kınacı 1993, Zencirci vd 1993) makarnalık buğdayların dünya pazarlarında yüksek fiyat alım önceliği bulunmaktadır. Bu nedenle bazı ülkelerde sadece ihracat için makarnalık buğday üretimi yapılmaktadır. Makarnalık buğday, birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de; makarna, bulgur, irmik ve ekmeklik un elde etmek amacıyla yetiştirilmektedir. Dünya makarna üretiminde 2.9 milyon ton ile İtalya ilk sırayı alırken, bunu 1 milyon ton ile A.B.D., 980 bin tonla Brezilya, 545 bin tonla Rusya izlerken, Türkiye 480 bin tonla 5. sırada yer almaktadır. Dünya makarna ihracatının % 50.3 nü İtalya karşılamaktadır. Aynı zamanda kişi başına makarna tüketiminde 28.5 kg/kişi ile İtalya ilk sırada yer alırken, bunu 12.7 kg/kişi ile Venezüella, 11.7 kg/kişi ile Tunus, 9.6 kg/kişi ile İsviçre, 9 kg/kişi ile A.B.D., 8.5 kg/kişi ile Yunanistan izlerken, 5.2 kg/kişi ile Türkiye 16. sırada yer almaktadır (Anonim 2004a). Ülkemizde makarna sektörü ülkemiz tarım ürünleri ihracatında önemli bir yere sahip olup, milli gelire ve istihdama katkı sağlamaktadır. Ancak, makarna sanayiimiz, yurtiçinden hammadde sağlamakta büyük sıkıntılar yaşamakta ve ithalata yönelmektedir (Subaşı 2001). Türkiye iklim koşulları yönünden makarnalık buğday üretiminde birçok ülkeye oranla avantajlı olması ve makarnalık buğdayın gen merkezi olmasına rağmen, makarna sanayisinin hammadde ihtiyacının ithalat yoluyla karşılanması, makarnalık buğdaya uygulanan politikaların yeterli olmadığını göstermektedir (Anonim 2001). Dış pazarda etkili olabilmek için, kaliteli üretim yaparak rekabet gücümüzü artırmamız gerekmektedir. Kaliteli makarnalık buğday üretimi için ıslah çalışmalarının yanında, iklim ve toprak özellikleri dikkate alınarak, ülkemizin farklı yörelerinde makarnalık buğdayın kalitesini sınırlayan faktörlerin belirlenmesinden sonra, verim ve kalite yönünden iyi sonuç verebilen yerlerde üretim daha fazla teşvik edilmeye çalışılmalıdır. Verim ve kaliteyi sınırlayan bölgelerde ise sınırlayıcı faktörlerin giderilmesi yönünde araştırmaların yapılması gerekmektedir. 2

Ülkemizde 1967 yılından bugüne kadar 46 adet tescil edilmiş makarnalık buğday çeşidi bulunmaktadır. Ancak yetiştirilen makarnalık buğday çeşitlerinin yaklaşık % 75 ini Kunduru-1149, Diyarbakır-81, Çakmak-79 ve Gediz-75 çeşitleri oluşturmaktadır. Türkiye de önemli miktarlarda üretimi yapılan makarnalık buğday çeşitleri ve yetiştirildikleri bölgeler şöyle sıralanabilir. Orta Anadolu ve Geçit Bölgesi nde kuruda ve suluda; Kunduru-1149, Berkmen-469, Çakmak-79, Kızıltan-91, Altıntaç-95, Altın 40/98, Yılmaz-98, Ankara-98, Ç-1252, Kümbet-2000, Yelken-2000, Mirzabey-2000, Selçuklu-97, Meram-2002 çeşitleri; Güneydoğu Anadolu Bölgesi nde; Dicle-74, Diyarbakır 81, Harran-95, Ceylan-95, Sarıçanak-98, Altıntoprak-98, Fırat-93, Aydın-93, Akçakale-2000 çeşitleri; Trakya ve Marmara Bölgesi nde; Tunca-79, Gökgöl-79 ve Pınar-2000 çeşitleri; Çukurova ve Akdeniz Bölgesinde; Balcalı-85, Creso, Sham-1, Amanos-97, Fuatbey-2000, Balcalı-2000, Zenit, Svevo çeşitleri; Ege Bölgesinde ise Gediz-75, Ege-88, Salihli-92, Şölen-2002, Tüten-2002, GAP ve Turabi çeşitleridir (Aydemir vd 2003). Ülkemizde makarnalık buğday üretimi, miktar ve kalite yönünden makarna sanayii gereksiniminin ancak % 30-40 lık kısmını karşılamaktadır. TMO; gerek makarna fabrikalarının ihtiyacını karşılamak, gerekse yurtiçi buğday arz ve talep dengesini sağlamak ve fiyatların aşırı yükselmesini önlemek için ülke buğday stoklarını istenilen seviyede tutmak ve tohumluk buğday sağlamak üzere makarnalık buğday ithalatı yapmaktadır (Subaşı 2001). Makarnalık buğday üretiminde yaşanan sorunlar (sertifikalı tohumluk, hastalıklar, depolama vb.) bir yana bırakılırsa, özellikle destekleme alım sistemi makarna ve un üreticilerinin ihtiyaç duydukları yüksek proteinli ve kaliteli buğdayların üretimini teşvik etmekten uzak kalmaktadır. Destekleme alım sisteminde esas olarak belirlenen ekmeklik ve makarnalık buğday fiyatları arasındaki fark, üreticileri maliyeti daha yüksek olan kaliteli makarnalık buğday üretimini teşvik etmeye yetecek düzeyde bulunmamaktadır. Uluslararası standartlara uygun bir sınıflandırmanın eksikliği de sorunu oluşturan öğelerden biridir. Makarna sanayicileri yurtiçinden istedikleri miktarda hammadde temin edemedikleri için ithal ettikleri buğday ile yerli buğdayı karıştırarak işleme yoluna gitmektedirler (Subaşı 2001). 3

Makarnalık buğdayda temel kalite kriteri olan protein oranı; miktarı ve kalitesi yönünden hem genotip hem de çevre faktörlerinin etkisinde olup, çevre faktörlerinin etkisi genotipten daha fazladır. Yetişme süresince düşen yağışın miktarı ve dağılımı, sıcaklık, topraktan alınan su, organik maddeler ve azotlu gübre miktarı protein miktarını önemli ölçüde etkilemektedir. İyi bir makarna için protein oranının % 13 den fazla olması gerekmektedir (Pekin 1993, Özkaya ve Özkaya 1993). Makarnalık kalitesini belirlemede etkin rolü olan camsılık da çevre koşullarından büyük ölçüde etkilenmektedir. Camsılık ile irmik verimi arasında doğru orantı bulunmaktadır (Kün 1988, Atlı vd 1993). Tarımsal üretimde verimi artırmak için kullanılan azotlu gübreler, makarnalık buğdayda protein oranını etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Yapılan azotlu gübreleme denemelerinde, genel olarak artan azot dozlarının belirli bir noktaya kadar buğdayda protein oranını artırdığı belirlenmiştir (Terman vd 1969, Hucklesby vd 1971). Azotlu gübre ile birlikte yağış ve özellikle sulamaların tane proteinine etkisini belirlemek amacıyla yapılan araştırmalarda, artan sulama suyu miktarı ile belirli bir noktaya kadar buğdayda tane protein oranı ile tane veriminin arttığı, ancak, artan sulamayla birlikte tane protein oranının azaldığı saptanmıştır (Hutcheon ve Paul 1966). Bu araştırmada; İç Anadolu koşullarında en fazla ekim alanı ve üretime sahip olan Kunduru-1149, Kızıltan-91, Ç-1252 ve Ankara-98 makarnalık buğday çeşitlerinde; farklı sulama uygulamaları (susuz, 1+1, 1+1+1) ile azot dozlarının (4, 8, 12 kg N/da) verim ve verim öğelerinin yanında, bazı kalite özellikleri üzerine etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. 4

2. KAYNAK ÖZETLERİ Serin iklim tahıllarında (Buğday, Arpa, Yulaf, Çavdar ve Triticale) verim ve verimi oluşturan öğeler üzerine pek çok araştırma yapılmıştır. Tahıllarda farklı sulama zamanları ile azot dozlarının verim ve kalite özellikleri üzerine etkilerini belirlemek amacıyla yurt içinde ve yurt dışında yapılan bazı çalışmalara ait özet bilgiler tarih sırasına göre verilmiştir. Hutcheon ve Paul (1966), azotlu gübreleme ve nem stresinin Thatcher ekmeklik buğday çeşidinin tane proteinine etkisini belirlemek amacıyla 1965 yılında Kanada da yaptıkları çalışmada; yetiştirme odalarındaki kaplarda yetiştirilen ekmeklik buğday çeşidinde tane proteini ve veriminin, azotlu gübreleme ve sulama ile kontrol edilebildiğini saptamışlardır. Artan azot dozu ve su miktarının tane verimini belirgin bir şekilde arttırdığı, buna karşılık tane protein oranının önce artan azot ve su dozlarına bağlı olarak arttığı, özellikle belirli bir su miktarından sonra azaldığı saptanmıştır. Artan azot dozlarıyla birlikte uygulanan su miktarının da yükseltilmesine rağmen, ortalama protein oranının genelde % 16 yı geçmediği bildirilmiştir. Matveef (1966), makarnalık buğdayda çeşitlerin makarna kaliteleri arasındaki farklılığını protein oranı ile protein kalitesinin birlikte belirlediğini, makarnalık buğdayda protein oranının % 11 den yukarı olması gerektiğini bildirmektedirler. Terman vd (1969), Amerika nın Nebraska eyaletinde Cheyenne ekmeklik buğday çeşidinde farklı azot ve sulamaların tane verimi ve proteinine etkisi ile tane verimi ve proteini arasındaki ilişkileri inceledikleri 3 yıllık araştırmalarında, farklı dönemlerde 0-9 kg/da arasında değişen N ve 0-20.5 cm arasında değişen su miktarlarını uygulamışlardır. Araştırma sonucunda, azotun tane verimini belirgin bir şekilde artırdığı, yeterli miktardaki su ile birlikte protein oranını da yükselttiği; ancak su miktarının yükselmesiyle birlikte protein oranının büyük ölçüde azaldığı görülmüştür. Tane verimi ve tane protein oranı arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırıcılar, bunlar arasında yıllara göre değişen yüksek oranda ters bir ilişki belirlemişlerdir. 5

Efimov ve Vertii (1971), Rusya da 1970 yılında yaptıkları çalışmada; Bezostaja-1 çeşidine sulama ile birlikte 0-18 kg N, 0-18 kg P 2 O 5 ve 0-10 kg K 2 O/da un değişik kombinasyonlarını farklı zamanlarda uygulayarak tane proteinine etkilerini incelemişlerdir. Gübre uygulamalarıyla tane veriminin 422 kg/da dan 475 kg/da a, protein oranının ise % 13.7 den % 15.2 ye yükseldiğini saptamışlardır. Hucklesby vd (1971), ABD nin İllionis eyaletinde 1968 ve 1969 yıllarında Arthur, Blueboy ve Parker ekmeklik buğday çeşitlerinde; ilkbaharda farklı zamanlarda 0, 5.6, 11.2 ve 22.4 kg/da azotlu gübre ile en az sulama yaparak, tane verimi ve protein miktarını araştırdıkları çalışmalarında; tüm azot dozularının tane verimini artırdığını, çeşitler içerisinde en yüksek tane verimi 11.2 kg/da N uygulamasıyla Blueboy çeşidinden elde edildiğini belirtmişlerdir. Tüm azot dozularının çeşitlerde protein oranını da artırdığını ancak, çeşitlerde protein oranını azot miktarı ile birlikte uygulama zamanının da etkilediğini saptamışlardır. Özellikle Mayıs ayı başlarındaki geç ilkbahar gübrelemesinin tüm çeşitlerde protein oranını önemli ölçüde artırdığını, her üç çeşitte yapılan azot uygulamalarında ortalama tane verimi, protein oranı ve protein verimi artışlarının kontrole göre sırasıyla % 21, % 36 ve % 63 olarak belirlendiğini bildirmişlerdir. Mcneal vd (1971), 1969 ve 1970 yıllarında Amerika nın Montana bölgesinde beş ekmeklik buğday çeşidinin verim ve kalite yönünden azotlu gübreye olan tepkisini araştırdıkları çalışmalarında; 0, 2.24, 4.48, 6.73 ve 8.97 kg N/da olmak üzere çıkış öncesi amonyum nitrat gübresi uygulamışlardır. Azotlu gübre oranlarının artışına bağlı olarak, çeşitlerde tane veriminin arttığı ancak, tane verimi yönünden çeşit x gübre interaksiyonunun önemli olmadığını saptamışlardır. Protein oranı, artan azot miktarıyla değişmekle birlikte, en yüksek orana 8.97 kg N/da N dozuyla ulaşmışlardır. Protein veriminde çeşitlere ve özellikle azot miktarındaki artışa bağlı olarak önemli farklılıklar saptamışlardır. Ayrıca, araştırıcılar protein verimindeki bu artışın, protein oranından daha çok tane verimindeki artıştan kaynaklandığını, artan azot miktarına bağlı olarak bitki su kullanımında da önemli düzeyde artış görüldüğünü belirtmişlerdir. 6

Irvine (1971), ekolojik koşullar ve yetiştirme tekniklerinin makarnalık buğdayda camsı tane oranının değişim göstermesine neden olabileceğini, bin tane ağırlığının buğdayın teknik değerini tanımlamada sağlıklı bir veri olarak kabul edilmediğini bildirmektedir. Dinçer (1972), buğdayda azotlu gübreleme ve ekim sıklığının birim alan tane verimi ile verim kriterleri üzerine etkilerini belirlemek amacıyla yaptığı araştırmada; azotlu gübrelemenin, birim alan tane verimi, başakta tane sayısı, bitki boyu ve tanedeki protein oranını artırdığını ancak bin tane ağırlığını azalttığını saptamıştır. Dubertz ve Bole (1973), üç ekmeklik buğday çeşidinde farklı azotlu gübreleme ve sulamaların verim ve verim öğeleri ile tane proteinine etkilerini belirlemek amacıyla 1971 yılında Kanada da yaptıkları çalışmada; sulanan ve sulanmayan çeşitlere 0, 5.6, 11.2 ve 22.4 kg N/da azotlu gübre uygulamışlardır. Araştırıcılar, metal kaplar içerisinde kontrollü koşullarda yetiştirilen çeşitlerin azot ve suya tepkisinin farklı olduğunu ve her üç çeşitte de artan azot miktarlarının kardeşlenmeyi artırarak tane verimini yükselttiğini belirlemişlerdir. Çeşitlerin tümünde azot artışına paralel protein oranında önemli artış görüldüğü, sulamanın da artan azot miktarı ile birlikte protein oranının artmasına neden olduğunu belirterek, sulama ve azotlu gübrelemenin birlikte uygulanmasının protein oranına olumlu etki etmesine karşın, artan sulamanın belirli bir noktadan sonra protein oranında azalmalara neden olduğunu saptamışlardır. Tosun ve Yurtman (1973), Ankara koşullarında ekmeklik buğdayda yaptıkları çalışmada; birim alan tane verimi ile birim alandaki bitki ve başak sayısı, bin tane ağırlığı ve hasat indeksi arasında olumlu ve önemli, birim alan tane verimi ile başakta tane sayısı arasında olumsuz önemli ilişkiler belirlemişlerdir. Birim alanda başak sayısı ile bin tane ağırlığı arasında olumlu ve önemli, bin tane ağırlığı ile birim alanda bitki sayısı, başak sayısı, başakta tane sayısı ve hasat indeksi arasında olumsuz ve önemli ilişki olduğunu vurgulamışlardır. Campbell vd (1977), Kanada da 1976 yılında Manitou ekmeklik buğday çeşidi ile metal kaplar içerisinde anızlı tarlada yaptıkları çalışmalarında, azotlu gübre ve toprak neminin verim, verim öğeleri ve protein oranına etkilerini araştırmışlardır. Bu amaçla 7

doğal yağış (kuru) ve sulanan (nemli) koşullar altında yetiştirilen buğdaya 0, 2.05, 4.10, 6.15, 8.20, 12.30 ve 16.4 kg N/da N uygulamışladır. Araştırma sonuçlarına göre; sulanan koşullarda azotun tane verimine etkisinin olumlu olduğu gözlenmiştir. Doğal yağış koşullarında artan azot dozlarına bağlı olarak tane verimi de artmış, ancak bu artışın sulananlardan daha düşük olduğu belirlenmiştir. tane protein oranı kuru ve sulu koşullarda farklı değerler göstermiş, kuru koşullarda 0 kg N/da azot uygulamasında % 15.4 iken, 8.2 kg N/da N uygulamasında % 17.4 e kadar yükselmiş, bu değerden daha yüksek dozdaki uygulamalarda protein oranı düşmeye başlamıştır. Sulu koşullarda bu değer % 14.1 iken, 8.2 kg N/da N uygulamasında % 15.1 e kadar yükselmiş, bundan daha yüksek dozdaki uygulamalarda ise protein oranında düşüşler gözlenmiştir. Birim alan protein verimleri tane verimlerindeki artışa bağlı olarak sulu koşullarda daha yüksek bulunmuştur. Christiansen ve Meints (1982), kışlık ekmeklik buğdayda farklı azot dozlarının tane verimi, verim öğeleri ve kalite özellikleri üzerine etkilerini belirlemek amacıyla yürüttükleri araştırmada, artan azot miktarının tanedeki ham protein oranını, sap verimini, bin tane ağırlığını, tane ve saptaki azot oranlarını artırdığını, azot uygulanmayan parsellerden 233 kg/da tane verimi elde edilirken, dekara 10 kg saf azotun, amonyum nitrat formunda uygulandığı parsellerden 354-359 kg/da, üre formunda uyguladığı parsellerden ise 362-379 kg/da tane verimi elde ettiklerini bildirmişlerdir. Goos vd (1982), ABD nin Colorada eyaletinde 1972-1980 yılları arasında kışlık ekmeklik buğdayda tane protein oranını dikkate alarak yürüttükleri çalışmada, farklı lokasyonlarda buğdaya 0 10.1 kg N/da arasında 4 farklı azot dozu uygulamışlardır. Deneme sonuçlarına göre, tane verimi 73-400 kg/da, protein oranı ise % 7.5-18.4 arasında oldukça geniş sınırlar içinde değişmiştir. Araştırıcılar, artan azot dozlarının normal olarak tane verimi ve protein oranını artırdığını, ancak bazı lokasyonlarda tane veriminin belirli bir azot dozundan sonra azaldığını belirtmişlerdir. Tane veriminin protein oranı ile olan olumlu ilişkisinin, protein oranı değerleri % 11.0-12.0 arasında olduğu zaman görüldüğü bildirilmektedir. 8

Prima vd (1982), İtalya da iki yıl süreyle makarnalık buğdayda azotlu gübrelemenin tane verimi ve kalite unsurları üzerine etkilerini belirlemek amacıyla yaptıkları araştırmada, kullanılan azot miktarı arttıkça m 2 deki fertil başak sayısı ile tanedeki protein ve gluten oranının arttığını, ortalama tane ağırlığının azaldığını, 8-10 kg N/da azot uygulanan parsellerde birim alan tane veriminin en yüksek değere ulaştığını, 16 kg N/da azot uygulamasının ise birim alan tane veriminin azalmasına neden olduğunu belirlemişlerdir. Dhaliwal vd (1983), Hindistan ın Punjap eyaletinde 1978-1980 yılları arasında DWL 5023 (makarnalık buğday), HD (ekmeklik buğday) çeşitlerine 6, 12 ve 18 kg N/da azotlu gübre uygulamışlardır. Tane verimi ve protein oranlarının artan azot miktarlarına bağlı olarak arttığı; en yüksek protein oranının % 50 sinin ekim zamanında, % 25 inin birinci sulama sonrası erken ilkbaharda ve % 25 inin de çiçeklenme zamanında verilen 12 kg N/da uygulamasıyla elde edildiğini bildirmektedirler. Rucka (1984), Slovakya da 1977-1980 yılları arasında üç ekmeklik buğday çeşidinde gübreleme ve sulamanın tane kalitesine etkisini araştırdığı çalışmasında; sulama ile tane verimi ve protein veriminde önemli artışlar, protein oranında ise önemli azalmalar gözlendiğini saptamıştır. Özellikle N ve P uygulamasının tanenin kalite unsurlarına önemli etki yaptığı, yüksek kaliteli taneleri 16 kg N, 5.2 P 2 O 5 ve 11.6 K 2 O/da uygulamasından elde ettiğini bildirmiştir. Hagras (1985), Mısır da makarnalık Strok buğday çeşidine 0, 6, 9 ve 12 kg N/da olmak üzere dört farklı dozdaki azotlu gübreyi iki eşit parçada vererek yaptığı araştırmada, verilen azot dozunun artmasına bağlı olarak, birim alan tane ve sap verimi ile m 2 deki başak sayısının arttığını, birim alanda en yüksek tane verimi, sap verimi, hasat indeksi ve m 2 deki başak sayısının 1980 yılında 9 kg N/da azot dozunda, 1981 yılında 12 kg N/da azot dozu uygulanan parsellerden elde edildiğini, her iki yılda da uygulanan azot dozu arttıkça, bin tane ağırlığı ve hektolitre ağırlığının azaldığını belirlemişlerdir. Bole ve Dubetz (1986), Kanada da 1981-1984 yılları arasında ekmeklik buğdayda sulama ve azotlu gübrelemenin tane verimi ve protein oranına etkilerini araştırmışlardır. 9

Dört farklı ekmeklik buğday çeşidine değişen miktarlarda azotlu gübre ve sulama uygulanan çalışmada; topraktaki yarayışlı azot miktarına bağlı olarak 0, 2, 4, 6, 8, 10 ve 12 kg N/da azotlu gübreleme yapmışlardır. Yağış miktarının yıllara göre değişmesine bağlı olarak, araştırıcılar her yıl az ve çok düzeyde 2 farklı sulama yapmışlardır. Denemenin birinci yılında topraktaki yarayışlı azot miktarı yüksek olduğu için azotlu gübrelemenin tane proteinine etkisi görülmemiş; ancak diğer yıllarda azotlu gübrenin protein içeriğine ve özellikle tane verimine olumlu etkisinin olduğunu ifade etmişlerdir. Araştırıcılar ayrıca; çeşitlerin tane verimlerinin yıllara göre değişmekle beraber, sulamayla belirgin artış gösterdiğini ve denemenin ilk iki yılında tane verimleri ve protein oranının 0.01 düzeyinde önemli farklılıklar gösterdiğini belirtmişlerdir. Azotlu gübrenin hem tane verimi hem de protein oranına etkisi birinci yıl dışındaki yıllarda 0.01 düzeyinde önemli bulunmuştur. Çeşit x gübre, sulama x çeşit ve sulama x çeşit x gübre interaksiyonu istatistiki yönden önemsiz, sulama x gübre interaksiyonu yalnızca ikinci yıldaki protein oranı ve 3.yıldaki tane verimi yönünden önemli bulunmuştur. Araştırıcılar, tane dolum devresinde yapılan sulamanın ilk iki yılda tane verimini artırıp, protein oranını düşürdüğünü, son iki yılda ise herhangi bir etkisinin olmadığını bildirmişlerdir. Atlı (1987), 16 ekmeklik ve 2 makarnalık buğday çeşidiyle 4 farklı lokasyonda (Altınova, Gözlü, Bala ve Haymana) kalite kriterlerinin stabilitelerini belirlemek üzere yaptığı iki yıllık bir çalışmada; makarnalık buğday çeşitleri arasında protein oranı ve camsılık yönünden Kunduru-1149 çeşidinin daha yüksek değerler gösterdiğini belirtmiştir. Araştırıcı, makarnalık buğdaylarda protein oranının daha yüksek olduğunu ve % 14.1-14.7 arasında değiştiğini, makarnalık buğdaylardan Kunduru-1149 un tanedeki protein oranı açısından Çakmak 79 a göre daha stabil olduğunu, bu iki çeşitteki regresyon katsayılarının sırasıyla 0.969 ve 1.039 olarak hesaplandığını açıklamıştır. Eck (1988), Amerika nın Teksas eyaletinde 1980-1982 yılları arasında ekmeklik buğdayın azotlu gübreleme ve sulamaya tepkisini belirlemek amacıyla yaptığı çalışmada; 0, 7, 14, 21 kg N/da azot dozlarını 2 kg P 2 O 5 /da ile birlikte uygulamıştır. Sulama her dönemde 102 mm olmak üzere S-1 (sonbahar sulaması + 3 ilkbahar sulaması), S-2 (sonbahar sulaması + erken ilkbahar sulaması), S-3 (sonbahar sulaması + 10

başaklanma + tane doldurma dönemi sulaması) ve S-4 (sonbahar sulaması) olarak sulama yapmıştır. İki yıllık deneme sonuçlarına göre, en yüksek tane verimi 14 kg N/da gübreleme ile S-1 sulama uygulamasından elde edildiğini, bunu sırasıyla değişik azot miktarlarının S-3, S-2 ve S-4 sulamalarıyla birlikte uygulandığı kombinasyonların izlediğini belirtmiştir. Protein oranı, 1.yıldaki S-1 sulama uygulaması dışında, azotlu gübrenin artan dozlarıyla birlikte diğer sulama miktarlarına bağlı olarak artış gösterdiğini, protein oranındaki en yüksek artışın S-2 sulamasının artan azot ile birlikte verildiği durumda saptandığını, bunu S-4, S-3 ve S-1 sulamalarının uygulandığı parsellerin izlediğini bildirmiştir. Bozzini (1988), makarnalık buğdayın Akdeniz iklim kuşağı için çok önemli bir ürün olmakla birlikte kullanımının çok değişken olduğunu, buna rağmen Avrupa ülkelerinde üretilen makarnalık buğdayın hemen hemen tamamının makarna sanayiinde kullanılmakta olduğunu, Ortadoğu ve Kuzey Afrika da ise başlıca ekmek, makarna, kuskus, bulgur ve diğer farklı amaçlarla tüketildiğini açıklamıştır. Kün (1988), buğdayın döllenmesinden sonra havanın yağışlı serin ve nemli geçtiği çevre koşullarında camsılık ve protein oranında azalma olduğunu, buna karşın vejatatif gelişme döneminde yağış fazla olursa ve generatif gelişme dönemi sıcak ve kurak geçerse bu kriterlerde artma olduğunu belirtmiştir. Entz ve Fowler (1989), Kanada da 1984-1986 yılları arasında Norwin ve Norstar ekmeklik buğday çeşitlerinde azot ve suyun; bitki büyümesi, bitki su kullanımı, tane verimi ve tane proteinine etkilerini araştırdıkları çalışmalarında, buğdaya 0, 3.3, 6.7 ve 10.1 kg N/da amonyum nitrat formunda lokasyonlara düşen yağış miktarına bağlı olarak, 10-50 mm suyla birlikte uygulamışlardır. Tane verimi yönünden çeşitler arasında yıllara ve lokasyonlara göre değişen farklılıklar görülmesine karşın, genelde artan azot miktarlarında ve sulamayla tane veriminin belirgin bir şekilde arttığını bildirmişlerdir. Protein oranı da artan azot miktarları ile artış göstermiş, buna karşın sulamanın protein oranını azalttığı belirlenmiştir. Araştırıcılar; tane verimi arttıkça birim alan protein veriminin de arttığını, tane verimi ile tane protein oranı arasında olumsuz bir ilişki bulunduğunu, bu nedenle tane verimi ile protein verimi yönünden çeşit x su 11

interaksiyonunun önemli olduğunu saptanmışlardır. Tüm denemelerde azotun tane protein oranını önemli düzeyde etkilediğini, ancak protein oranı yönünden çeşit x su ve çeşit x azot interaksiyonlarının önemsiz olduğunu saptadıklarını bildirmişlerdir. Fowler vd (1990), Kanada da 1974-1988 yıllarında genotip ve çevre faktörlerinin buğday ve çavdarın tane proteinine etkilerini araştırdıkları çalışmada; 0, 3.4, 6.7, 10.1 ve 20.2 kg N/da dozunu amonyum nitrat formunda kuru ve sulu koşullarda uygulamışlardır. Artan azot dozları ve sulamayla birlikte tüm çeşitlerde tane verimleri artış göstermiştir. Özellikle sulama, tane veriminde belirgin bir artışa neden olmuştur. Azotlu gübre miktarının artması, tane protein oranına olumlu etkide bulunmuş; sulama belli bir noktaya kadar protein oranını artırmış, bu noktadan sonra olumsuz etkilemiştir. Tane verimi ile protein oranı arasındaki olumsuz ilişki nedeniyle birim alan protein verimleri tane verimi yüksek olan çeşitlerde daha yüksek bulunmuştur. Araştırıcılar, tane verimi ile protein oranı sonuçlarına göre, birim alan protein veriminin sulu koşullarda daha yüksek değerler gösterdiğini açıklamışlardır. Cooper ve Blakeney (1990), Avusturalya da 1976 yılında Condor ekmeklik buğday çeşidine çiçeklenme zamanında 0, 4 ve 8 kg N/da amonyum nitrat ve üre formunda gübreyi yapraktan uygulamışlardır. Deneme yeri ekim tarihinden 15 gün önce ve çiçeklenme zamanında da birer kez sulanmıştır. Tane verimi, artan azot miktarına göre artmış, ancak tane verimi yönünden uygulamalar arasında istatistiki olarak farklılık görülmemiştir. Tane protein oranı yönünden ise uygulamalar arasında önemli farklılıklar belirlenmiş, azot dozunda her 4 kg N/da lık artışın tane proteininde ortalama % 1.1 oranında artışa neden olduğu bildirilmiştir. Birim alan protein verimleri yönünden uygulamalar arasında önemli farkların olduğu, amonyum nitrat formunun üre formundan daha yüksek protein oranı sağladığını bildirmişlerdir. Yağbasanlar vd (1990a), 1983 ve 1984 yıllarında Çukurova koşullarında 12 ticari ekmeklik çeşit ve 2 ticari makarnalık buğday çeşidi ile yürüttükleri çalışmada; Çukurova Bölgesinde, başaklanmadan sonra özellikle Mayıs ayında meydana gelen hızlı sıcaklık artışının çeşitlerin yaklaşık aynı tarihte olgunlaşmasına neden olduğunu, bu sebeple başaklanma-erme süresi uzun çeşitler üzerinde durulması gerektiğini 12

belirtmektedirler. Araştırıcılar, denemenin ikinci yılında yetersiz yağıştan dolayı başakta tane, bin tane ve hektolitre ağırlığının düştüğünü, başaklanmayı izleyen günlerde yetersiz yağış ve aşırı sıcaklığın meydana geldiği yıllarda tane dolum döneminin kısa sürmesi nedeniyle tane veriminde önemli azalışlar tespit ettiklerini belirtmişlerdir. Yağbasanlar vd (1990b), Çukurova koşullarında 1986-1988 yılları arasında yürüttükleri çalışmada; ekmeklik buğdaylarda bitki boyunun genotip yanında, çevre koşullarından da etkilendiğini, başakta tane sayısının daha çok genetik yapıya bağlı olduğunu, farklı iklim ve toprak koşullarında bile çeşidin, özellikle başaklanmadan sonra değişen çevre koşullarından fazla etkilenmeyerek kendine özgü sayıda tane oluşturabildiğini belirtmişlerdir. Araştırıcılar, başaklanmadan önceki olumsuz çevre koşullarının tane sayısında önemli ölçüde azalmaya neden olduğunu belirterek, Şanlıurfa lokasyonunda tane dolum dönemi olan Mayıs ayında sıcaklıkların yüksek olmasının başaklanma-erme süresinin kısalmasına, bin tane ağırlığı ve tane veriminin önemli ölçüde düşmesine neden olduğunu bildirmektedirler. Korukçu ve Arıcı (1991), buğdayda suya en duyarlı dönemin çiçeklenme dönemi olduğunu, su eksikliğinde polen oluşumunun ciddi biçimde etkilenebileceğini, başak gelişim zamanı ve çiçeklenmedeki su eksikliğinin başak sayısı, başak boyu ve başaktaki tane sayısının azalttığını; tane bağlama dönemindeki su eksikliğinin ise tane ağırlığını azalttığını, sonraki dönemlerde yeterli su verilse bile verim kayıplarının giderilemediğini vurgulamışlardır. Pekin ve Çakmaklı (1991), Türkiye de ıslah edilmiş buğdayların kalite açısından geniş dağılım gösterdiğini, bu nedenle makarnalık buğday ıslah programlarında, makarna kalitesine yönelik seçimlerin daha özenle yapılmasında yarar bulunduğunu, çeşit, yer ve yıl gibi faktörlerin göz önüne alındığı daha geniş kapsamlı araştırmaların yapılmasının makarnalık buğdaylarımızda makarna kalitesinin tam olarak ortaya çıkarılması açısından yararlı olacağını bildirmektedirler. Whitfield ve Smith (1992), Avusturalya da 1984-1987 yılları arasında azotlu gübreleme ve sulamanın buğdayın tane verimi, protein oranı ve tanenin su kullanımına 13

etkilerini araştırdığı çalışmalarında, iki farklı su (doğal yağış ve sulama) ile birlikte 0 ve 15 kg N/da azotlu gübre uygulamışlardır. 3 yıllık araştırma sonuçlarına göre, tane veriminde doğal yağış altında artan azot miktarlarına bağlı olarak azalma, buna karşın sulamayla tane veriminde önemli artışlar görülmüştür. Protein oranının azot miktarı ile birlikte doğal yağış altında daha yüksek olmasına karşın, sulamayla protein oranında önemli azalmalar olduğunu bildirilmektedir. Tane verimi ile protein oranı arasındaki olumsuz ilişkinin özellikle sulamada daha belirgin olduğunu saptamışlardır. Rao vd (1993), çeşit ve çevre faktörlerinin ekmeklik buğdayın tane proteinine etkilerini araştırmak amacıyla ABD de 10 farklı lokasyonda 5 yıl süreyle yaptıkları çalışmada; protein oranının tüm lokasyonlarda düzensiz değiştiğini, protein oranı yönünden görülen varyasyonda çeşit etkisinin çevre faktörleri etkisine göre daha düşük olduğunu açıklamışlardır. Fares vd (1993), azotlu gübreleme ile sulamanın makarnalık buğdayın teknolojik kalitesine etkisini araştırmak için İtalya da iki farklı azotlu gübreleme ve 5 farklı miktarda sulama ile yaptıkları çalışmalarında; yüksek azot miktarının tane protein oranını artırdığını, buna karşılık artan sulama miktarından, tane protein oranını ile diğer teknolojik özelliklerin olumsuz yönde etkilendiğini bildirmişlerdir. Mikhail vd (1993), 1989-1991 yılları arasında Suriye koşullarında 0, 5 ve 10 kg N/da azot dozları ve farklı su miktarları uyguladıkları çalışmada; 5 makarnalık buğday çeşidinin tane verimleri ve tane protein oranlarındaki değişimi araştırmışlardır. Özellikle sulama suyunun tane verimini önemli ölçüde artırdığını ve su miktarı ile protein oranı arasında ters bir ilişki olduğunu ancak, azotun bu olumsuzluğu dengelediğini belirtmişlerdir. Zarsk (1993), Polonya koşullarında arpa ve buğdayda yağmurlama sulama ve azotlu gübrelemenin tane verimi ve kalitesine etkisini araştırdığı çalışmasında; tane verimine sulamanın azotlu gübrelemeden, tane kalitesine ise azotlu gübrelemenin sulamadan daha etkili olduğunu vurgulamıştır. 14

Gençtan ve Sağlam (1993), Trakya koşullarında beş makarnalık buğday çeşidinde farklı azot dozları ve verilme zamanlarının, dönme ve tane kalitesi üzerine olan etkilerini araştırdıkları çalışmada; azot dozlarının artması ile tanede dönme oranının azaldığını, tanedeki protein oranının arttığını, dekara 16 kg azot verilmesi ile Tappo çeşidinde % 13.7 protein oranına ulaşıldığını belirlemişlerdir. Atlı vd (1993), çevre koşullarının kaliteli makarnalık buğday yetiştirmeye uygunluk yönünden değerlendirdiği çalışmada; Türkiye nin farklı bölgelerinde yetiştirilen 12 makarnalık buğday çeşidini 1982-1992 yılları arasında analiz etmişlerdir. En yüksek fiziksel değerlerin Akdeniz, Akdeniz in güneydoğu tarafı, Marmara ile Diyarbakır, Siirt, Batman ve Gaziantep in yer aldığı Güneydoğu-3 iklim bölgelerinden elde edildiğini, protein oranı ve camsılığı en yüksek bulunan iklim bölgelerinin ise İç Anadolu, Güneydoğu-3 bölgesi, Doğu Karadeniz ve Kuzey Trakya olduğunu, tüm kalite kriterleri açısından en uygun iklim bölgesinin Güneydoğu-3 bölgesi olduğunu, bu bölgenin en kaliteli makarnalık buğday üretebilen bölge olarak kabul edilebileceğini bildirmişlerdir. Çölkesen vd (1993), 1992-93 yetiştirme sezonunda Şanlıurfa koşullarında uygun makarnalık buğday çeşitlerini tespit etmek üzere sulu ve yağışa bağlı koşullarda yürüttükleri çalışmada; tane verimi, başaklanma süresi, erme süresi, bitki boyu, başakta tane sayısı, başakta tane ağırlığı ve bin tane ağırlığı yönünden yapılan istatistiki analizlerde önemli farklılıklar tespit ettiklerini belirtmektedirler. Araştırıcılar, başaklanma süreleri uzun olan çeşitlerde, başaklanma erme sürelerinin kısaldığını, başaklanma süresine ait çeşit ortalamasının kuru koşullarda 113.1 gün, sulu koşullarda 114.6 gün olduğunu, bitki boyunun sulu ve kuru koşullarda sırasıyla 64.3-103 cm ile 76.8-97 cm arasında değiştiğini, başakta tane sayısının kuru koşullarda 40.48 adet, sulu koşullarda 45.15 adet, başakta tane ağırlığının kuru koşullarda 1.70 g, sulu koşullarda 1.99 g, bin tane ağırlığının kuru koşullarda 42.89 g, sulu koşullarda 45.34 g olduğunu, tane veriminin ise kuru koşullarda 641 kg/da, sulu koşullarda 764 kg/da olarak saptandığını vurgulamışlardır. Kayyal vd (1993), Suriye koşullarında buğdayın morfolojik ve fizyolojik özelliklerini belirlemeyi amaçladıkları çalışmalarında; sulanmayan ve sulanan alanlarda 5 ekmeklik 15

ve 5 makarnalık buğday çeşidini denemeye almışlardır. Sulanan alanlarda protein oranı ve bin tane ağırlığının makarnalık buğdaylarda ekmeklik buğdaylara göre daha yüksek sonuçlar verdiğini belirtmişlerdir. Makarnalık buğdaylarda uygun koşulların sağlanması ve sulama uygulamalarıyla kalite özelliklerinin de arttığını belirlemişlerdir. Sade ve Akçin (1993), Çumra koşullarında Çakmak-79 ve Kunduru-1149 makarnalık buğday çeşitleri ile yürüttükleri araştırmada, çeşitlerin azot ve su ihtiyaçlarının farklı olduğunu, en yüksek birim alan tane veriminin Çakmak-79 çeşidinde, üç defa sulama yapılan ve 20 kg/da azotun (8 kg/da ekimde+ 8 kg/da sapa kalkma başlangıcında + 4 kg/da başaklanmada) verildiği, Kunduru-1149 çeşidinde ise bir defa sulama yapılan ve 12 kg/da azotun (8 kg/da ekimde + 4 kg/da sapa kalkma başlangıcında) verildiği parsellerden elde edildiğini, sulama sevyelerinin her iki buğday çeşidinde kalite özellikleri üzerine etkisinin önemli olmadığını ancak artan azot dozu sevyelerinin her iki buğday çeşidinde kalite özellikleri üzerine olumlu etkide bulunduğunu belirlemişlerdir. Hardouin (1995), iyi bir makarnalık buğday çeşidinin seçiminde agronomik özellikler bakımından yüksek verim, hastalık ve yatmaya dayanıklılık ile erkencilik üzerinde durulması gerektiğini, endüstriyel kullanım için, yüksek bin tane ağırlığı, düşük oranda embriyo kararması ve dönme, yüksek protein oranı, iyi protein tipi (Gliadin 45) ile güçlü gluten özelliklerinin göz önünde bulundurulmasının gerektiğini bildirmektedir. Kayyal vd (1995), Suriye nin 3 farklı bölgesinde (yarı kurak, optimum ve sulanır şartlar) 8 yerel ve 25 ıslah edilmiş makarnalık buğday çeşitlerinin kalitelerini belirlemek amacıyla yürüttükleri bir çalışmada; tane verimi ile morfolojik-fizyolojik özellikler arasında önemli korelasyonlar olduğunu, tane verimi ile protein oranı, camsılık ve SDS değeri arasında negatif ilişkiler bulduklarını, ayrıca m 2 de bitki ile m 2 de başak sayısı; m 2 de başak sayısı ile başakta tane ağırlığı; başakta tane ağırlığı ile başakta tane sayısı; başak uzunluğu ile başakta başakçık sayısı; başak uzunluğu ile başakta tane ağırlığı; başakta tane ağırlığı ile bin tane ağırlığı arasında önemli ve yüksek oranda korelasyonlar tespit ettiklerini bildirmektedirler. 16

Landi (1995), her bir makarnalık buğday çeşidinin erkenci ve geçci oluşu, olgunlaşma, verim, hastalıklara dayanıklılık, başak durumu, sarı renk pigmenti ve gluten kalitesi gibi kendine özgü özelliklere sahip olduğunu, protein içeriği, hektolitre ağırlığı, mineral madde içeriği (kül), nem ve camsı tane oranı gibi özelliklerin yetiştirme teknikleri ve iklim tarafından etkilendiğini, stabil bir kalite seviyesini tek bir çeşitte görmenin oldukça zor olduğunu açıklamıştır. Akkaya vd (1996), Kahramanmaraş koşullarında 1993-1995 yılları arasında 13 makarnalık buğday çeşidi ile yürüttükleri çalışmada, yıllar arasında bitki boyu, bin tane ağırlığı ve başakta tane sayısında önemli farklılık tespit ettiklerini, bitkide kardeş sayısı hariç diğer tüm özelliklerde çeşitler arasında farklılığın önemli bulunduğunu bildirmişlerdir. El-Haremein vd (1996), Suriye de farklı üç lokasyonda (iyi yağış alan veya sulanan, orta yağışlı ve yarı kurak) 50 makarnalık buğday çeşidi ile 5 yıl sürdürdükleri çalışmada çevreden en fazla etkilenen karakterin protein oranı olduğunu ve kurak yıllarda protein oranının arttığını, SDS değerinin ise protein oranına göre daha az etkilendiğini, genelde düşük yağışlı yıllarda SDS değerinin ve sarı renk pigmentinin yükseldiğini, protein oranı ve camsılığın, genotipten daha çok çevreden etkilendiğini açıklamışlardır. Öztürk ve Akkaya (1996), Erzurum koşullarında 1991-1993 yılları arasında 12 kışlık ekmeklik buğday çeşidinde; verim, verim öğeleri ve fenolojik dönemleri belirlemek amacıyla yürüttükleri çalışmada; verimin belirlenmesinde bin tane ağırlığı etkisinin m 2 deki başak ve başakta tane sayısına göre daha zayıf bulunduğunu, bin tane ağırlığı ile tane dolum dönemi ve tane dolum oranı arasında olumlu ilişki olduğunu, tane dolum döneminin uzamasının başaktaki tane sayısı ve bin tane ağırlığı üzerine olumlu ve önemli etkide bulunduğunu, araştırma sonucunda başakta tane sayısı ve bin tane ağırlığı üzerindeki olumlu etkisinden dolayı tane dolum döneminin verimi belirleyen önemli bir faktör olduğu sonucuna varıldığını bildirmişlerdir. Güler ve Akbay (1996), Ankara koşullarında 1993-1995 yıllarında ve iki lokasyonda yürüttükleri çalışmalarında; Bezostaja-1, Gerek-79 ve Gün-91 ekmeklik buğday 17

çeşitlerinde değişik su ve azotlu gübre uygulamalarının tane verimi, tane protein oranı ve protein verimine etkilerini belirlemeyi amaçlamışlardır. Araştırmada; 4, 6 ve 8 kg N/da azot dozları ile 0, 20 ve 40 mm/2.4 m 2 su uygulanan parsellerden en yüksek tane verimi 6 ve 8 kg N/da azot dozları ile 40 mm sulama uygulamalarıyla Gerek-79 çeşidinden elde edilmiştir. Protein oranı azot uygulamalarından daha fazla etkilenmiş, en yüksek protein oranının 8 kg N/da azot dozu ve 40 mm su uygulaması ile Bezostaja-1 çeşidinde saptandığını bildirmişlerdir. Protein veriminde ise artan azot ve su miktarına bağlı olarak önemli artışlar gözlenmiş olup; protein veriminin, protein oranından çok tane veriminden etkilendiğini açıklamışlardır. Ghaial vd (1998), Suriye de 1993-1994 ve 1994-1995 yetiştirme dönemlerinde, Cham-1 makarnalık buğday çeşidinin, tane verimi ve verim öğelerine sulamanın ve azot dozlarının etkilerini belirlemek amacıyla yaptıkları araştırmada, her iki yılda da sulama ve azot dozlarının tane veriminde önemli artışlar sağladığı gözlenmiştir. Sulama ve azot dozlarındaki artış m 2 deki başak sayısını da artırdığını, ancak ikinci yıldaki azotlu gübrelemeyle bu etkinin daha yüksek sonuçlar verdiğini belirlemişlerdir. Azot dozları tane sayısında önemli artışlar sağlarken, sulama ile önemli değişim elde edilmemiştir. Tane ağırlığında ise her iki yılda da azot dozları ve sulamanın belirgin etki yapmadığını vurgulamışlardır. El-Haramein vd (1998), 1992-1994 yılları arasında Suriye nin farklı bölgelerinde gerek ön verim denemeleri ve gerekse çiftçi koşullarında kurulan denemelerde elde ettikleri makarnalık buğday çeşitleri ile yaptıkları çalışmalarında; protein oranının çevreye bağlı olmakla birlikte çeşitlere göre değiştiğini, protein oranının özellikle tane dolum dönemindeki yağış ve sıcaklık ile gübreleme, yetiştirme teknikleri, biotik stresler, sulama zamanı ve miktarına bağlı olarak değiştiğini belirtmişlerdir. Paccucci ve Trocoli (1998), Cezayir in Apuia bölgesinin iki lokasyonunda iki yıl süreyle 11 yeni makarnalık buğday çeşidini iyi adapte olmuş Appulo, Duiliove yeni çeşitlerden Simeto Messopia ile karşılaştırmak üzere yaptıkları çalışmada; birinci yılın olağan dışı kurak geçmesi nedeniyle çok düşük verim aldıklarını (Valonzano da 69-165 kg/da, Ascoli Satriana da 114-301 kg/da), ikinci yıl ise iyi verim elde ettiklerini 18

(Valonzano da 223-383 kg/da, Ascoli Satriana da 331-642 kg/da), ilk yılda 8 çeşidin Appula çeşidinden daha verimli olduklarını (ort. 230 kg/da), başak fertilitesi, hektolitre ağırlığı, bin tane ağırlığı, bitki boyu ve saman verimi yönünden yapılan istatistiki analizde çeşit, yıl, lokasyon ve interaksiyonları yönünden önemli farklılıklar saptadıklarını bildirmişlerdir. Ehdaie vd (1999), California da iki yetiştirme sezonunda, üç farklı ekim zamanı ve farklı azot dozu uygulamalarının verim ve verim öğelerine etkilerini araştırmak üzere 9 ekmeklik, 5 makarnalık buğdayı ve 1 tritikale çeşidinin yer aldığı çalışmada; azotun asıl etkisinin toprak üstü kuru madde, başakta tane sayısı ve başakta tane verimi yönünden önemli bulunduğunu, genotip x çevre intereaksiyonunun ise başakta tane sayısı hariç diğer karakterler için önemli olduğunu belirtmişlerdir. Maloo vd (1999), 21 ekmeklik ve 19 makarnalık buğday çeşidi ile üç farklı ekim zamanı ve üç farklı yılda değişen sulama ve gübreleme dozu koşulları altında oluşturulmuş toplam 9 lokasyonda yaptıkları çalışmada; genotip x çevre intereaksiyonunun oldukça önemli çıktığını, Raj-911, PON2, Malvaraj, Mavlika, C306 ve MP820 genotiplerinin yüksek protein oranları yanında yüksek verimli çevrelere adapte olduklarını, MP806 genotipinin düşük verimli çevrede stabil olduğunu, P6190 ında geniş bir adaptasyon gösterdiğini bildirmektedirler. Soylu vd (1999), Konya koşullarında 1996-1998 yılları arasında 15 ekmeklik buğday çeşidi ile yürütülen çalışmada; birim alan tane verimi, metrekarede başak sayısı, bitki boyu, başak uzunluğu, başakta başakçık sayısı, başakta tane sayısı ve ağırlığı, bin tane ağırlığı ve hektolitre ağırlığı incelenmiş, ele alınan tüm özellikler yönünden çeşitler arasında istatistiki yönden önemli farklılıklar olduğu belirlenmiş; birim alan tane verimi ile metrekarede başak sayısı, bitki boyu, başak uzunluğu, başakta tane sayısı ve ağırlığı arasında olumlu önemli ilişkiler saptamışlardır. Abad vd (2000), 1994-1996 yılları arasında İspanya da iki lokasyonda yürüttükleri çalışmalarında, makarnalık buğdayda azotlu gübrelemenin verim ve kaliteye etkilerini araştırmışlardır. Denemede; 0, 5, 10, 15 ve 20 kg N/da azot dozları uygulanmıştır. Azot 19

dozlarının artmasıyla makarnalık buğdayın verim ve kalitesinde belirgin artışlar elde ettiklerini bildirmişlerdir. Birinci lokasyonda tane verimi 0 ile 20 kg N/da azot dozlarında 273-348 kg/da arasında artarken, ikinci lokasyonda ise azot dozlarının etkisi önemli çıkmamış, ortalama tane verimi 426 kg/da olarak belirlenmiştir. Artan azot dozlarına bağlı olarak ham protein oranı artmış, birinci lokasyonda % 12.5-15.2, ikinci lokasyonda ise % 15.0-15.8 arasında artış belirlenmiştir. Camsı tane oranı ise birinci lokasyonda % 70 den % 96 ya yükselmiş, ikinci lokasyonda ise bu oran % 85 seviyesinde kalmıştır. Reddecliffe vd (2000), Yeni Zelanda da iki makarnalık buğday çeşidi ile yürüttükleri çalışmada, kalite ve tane verimi üzerine azotlu gübrelemenin etkilerini araştırmışlardır. Azotlu gübre dozları kardeşlenme döneminde 0-17.5 kg N/da; bayrak yaprağı çıkış döneminde ise 0, 4 ve 8 kg N/da olarak uygulanmıştır. Her iki çeşitte, kardeşlenme döneminde uygulanan azotlu gübreleme ile verimin yükseldiğini, bayrak yaprağı çıkış döneminde uygulanan 8 kg N/da azotlu gübreleme ile iki çeşitte protein oranının % 11.2 den % 12.8 e yükseldiğini bildirmişlerdir. Artan azotlu gübre uygulamalarının tane verimi ve protein oranını artırdığını, istenilen un rengini sağladığını belirtmişlerdir. Ottman vd (2000), 1995-1996 yıllarında ABD de makarnalık buğdayın tane kalitesi ve protein oranına azotlu gübreleme ve sulamanın etkilerini belirlemek amacıyla yürüttükleri çalışmada; üç sulama uygulaması ile 0, 3.4 ve 6.7 kg N/da azotlu gübre dozlarını kullanmışlardır. Artan azot dozları ile protein oranının arttığını, ancak artan sulama uygulamasıyla camsı tane oranı düştüğünü, dönmeli tane oranı yükseldiğini belirlemişlerdir. Araştırmada; tane verimi ve hektolitre ağırlığının da artan azot dozlarıyla birlikte yükseldiğini bildirmişlerdir. Çakır ve Geçit (2001), Ankara koşullarında 1996-1998 yıllarında yürüttükleri çalışmalarında; Kunduru-1149 ve Berkmen-469 makarnalık buğday çeşitlerinde sulama ve azotlu gübre uygulamalarının verim ve verim unsurları ile bazı kalite özelliklerine etkilerini belirlemeyi amaçlamışlardır. Araştırma; 2, 8, 14 ve 20 kg N/da azot dozları ile üç (ekimle; ekimle ve sapa kalkma devresinde; ekimle, sapa kalkma devresinde ve başaklanma döneminde olmak üzere) sulama yapılan parseller olarak kurulmuştur. En 20

yüksek birim alan tane verimi her iki yılda da 20 kg/da azot uygulanan ve üç sulama yapılan parsellerde Kunduru-1149 çeşidinden elde edilmiştir. Protein oranı da her iki çeşitte artan azot dozları ve sulamalarla artmıştır. Kunduru-1149 çeşidinin denemenin yürütüldüğü koşullar için, Berkmen-469 çeşidinden daha yüksek ve kaliteli verim verdiğini belirlemişlerdir. Yazar ve Karadoğan (2002), 1999-2001 yıllarında iki vejetasyon döneminde Ankara ekolojik koşullarında 8 makarnalık buğday çeşidi ve 2 ıslah hattı kullanarak taban ve kıraç arazilerde yürüttükleri çalışmada; ekimde 6 kg P 2 O 5 /da - 3 kg N/da ve ilkbaharda sapa kalkma döneminde 3 kg N/da uygulamışlardır. Araştırma sonuçlarına göre, tane veriminin 270.8-390.9 kg/da, protein oranının ise % 13.2-14.2 arasında değiştiğini, taban ve kıraç arazide verim yönünden en yüksek ortalama değeri Ç-1252 çeşidinin verdiğini, Altın 40/98 makarnalık buğday çeşidi ile Ankara-014 hattının kalite yönünden en yüksek değerleri verdiğini bildirmişlerdir. Mert ve Çiftçi (2003), 2002 yılında Ankara da yürütülen çalışmada, 5 ekmeklik buğday çeşidine 2, 4, 6, 8 ve 10 kg N/da olacak şekilde amonyum nitrat gübresi uygulanarak verim ve verim öğeleri incelenmiştir. Araştırmada kullanılan azot dozlarına göre; tane verimi, bitki boyu, başak uzunluğu ve hasat indeksi yönünden önemli farklar belirlenmiştir. Çeşitlere göre değişkenlik göstermekle birlikte verilen azot dozu arttıkça birim alan tane veriminde de artış gözlenmiştir. Kılıç ve Yağbasanlar (2003), Güneydoğu Anadolu Bölgesi nde 1999-2001 yılları arasında iki yetiştirme döneminde 4 farklı lokasyonda yürütülen çalışmada, 14 yazlık makarnalık buğday çeşidinin incelenen özelliklerinin deneme yerleri ve deneme yıllarından önemli ölçüde etkilendikleri ve genotiplerin ele alınan özellikler yönünden farklı çevrelerde, farklı uyum yetenekleri gösterdikleri tespit edilmiştir. İncelenen özelliklerden; tane verimi, camsılık, protein oranı, kuru öz oranı ve kül oranı üzerine çevresel faktörlerin genotiplerin etkisinden daha fazla olduğu belirlenmiştir. Bununla birlikte başaklanma süresi, başaklanma-erme süresi, bitki boyu, başakta tane sayısı, başakta tane ağırlığı, hektolitre ağırlığı, bin tane ağırlığı ve SDS sedimentasyon değeri üzerine ise genotipik etkinin çevresel faktörlerden daha önemli olduğunu tespit etmişlerdir. 21

Aydemir vd (2003), 1967-2002 yılları arasında farklı bölgelerde tescili edilen 39 makarnalık buğday çeşitlerinin tescil denemelerindeki verileri dikkate alınarak verim ve kalite özellikleri incelenmiştir. Çeşitler bölge bazında sınıflandırılarak üretimdeki yerleri değerlendirilmiştir. Ülkemizin hem ekolojisi hem de gen kaynağı bakımından makarnalık buğday üretim potansiyelinin fazla olduğunu, uygun yetiştirme teknikleri kullanılarak üretim yapılmasının, kaliteli ve standart ürün yetiştirilmesinin sanayici ve üretici açısından son derecede önemli olduğunu bildirmişlerdir. Gültekin vd (2003), Konya şartlarında 2000-2003 yıllarında üç yıl süreyle sulu şartlarda Selçuklu-97 ve Ç-1252 makarnalık buğday çeşitleri ile yürüttükleri araştırmada; kışlık makarnalık buğdayda önemli bir uygulama olan ilkbahar döneminde yapılan azotlu gübrelemeyi, erken ilkbaharda (kardeşlenme sonu-sapa kalkma başlangıcı) ve ileri dönemde (başağın kından çıkması öncesi) olmak üzere iki farklı zamanda uygulamışlardır. Her iki zamanda da farklı azotlu gübreleri (amonyum sülfat, amonyum nitrat ve üre) kullanmışlardır. Ayrıca, sapa kalkma ve başaklanma dönemlerinde yapraktan çinko sülfat % 0.4 konsantrasyonda, potasyum nitrat % 2 ve üreyi % 2 lik konsantrasyonlarda uygulamışlar, verim ve kalite özelliklerini incelemişlerdir. Erken ilkbaharda uygulanan gübre formlarının etkisi, yıllara göre değişiklik göstermiş, ileri dönemde de verilen gübrelerin verim üzerindeki etkisi yönünden, en iyi sonucun amonyum nitrat gübresinden alındığını belirtmişlerdir. Bin tane ağırlığı, protein ve sedimentasyon değerleri açısından, erken dönemde ve ileri dönemde verilen amonyum sülfatın daha iyi sonuç verdiği, çinko noksanlığı görülen alanlarda yapraktan çinko sülfat uygulamasının kontrole göre verim ve kaliteyi arttırdığını, yapraktan üre uygulamasının da kaliteyi olumlu yönde etkilediğini bildirmişlerdir. 22

3. MATERYAL VE YÖNTEM 3.1. Deneme Alanı ve Özellikleri 3.1.1. Deneme alanı Deneme, 2001-2002 ve 2002-2003 yılları arasında Ankara İli Haymana İlçesi İkizce Köyü yakınlarındaki Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Araştırma Uygulama Çiftliği nde yürütülmüştür. Deneme yeri 39 40 kuzey enlemi ve 32 39 doğu boylamı arasında yer almakta olup, deniz seviyesinden yaklaşık 1055 m yüksekliktedir. 3.1.2. İklim özellikleri Denemenin kurulduğu alan tipik karasal iklim özelliklerini taşımaktadır. Araştırmanın yürütüldüğü yıllar ile uzun yıllara ait aylık sıcaklık, yağış ve nispi nem değerleri ile bunların uzun yıllar ortalama değerleri Çizelge 3.1 de verilmiştir (Anonim 2004b). İklim verileri incelendiğinde; deneme yıllarında ve uzun yıllar ortalamasında, alınan yağışların büyük değişkenlik gösterdiği görülmektedir. 2001 yılı Eylül ve Ekim ayları yağış toplamları 12.6-0.0 mm iken; 2002 yılında bu değerler 51.5-15.3 mm ye ulaşmıştır. 2001-2002 yılı Nisan ayında 82.2 mm olarak uzun yıllar ortalamasından daha fazla yağış alınmış, Mayıs ayında ise 25.8 mm olarak gerçekleşmiştir. 2001-2002 yılında alınan yağışların yüksek olmasına rağmen, ekim zamanındaki yağışla birlikte, birinci sulama yapılması gereken parseller sulanmıştır. Çıkışlarını tamamlayarak, kışa giren bitkiler kışı kar örtüsü altında geçirmişlerdir. Kardeşlenmelerini kısmen kışa girmeden ve erken ilkbaharda sıcakların artması sonucu tamamlayabilmişlerdir. Nisan ayının yağış ortalaması (82.2 mm) uzun yıllar ortalamasının oldukça üzerinde gerçekleşmiştir. 2002-2003 ekim döneminde Eylül ayında alınan yağış (51.5 mm) miktarı, 16.67 mm olan uzun yıllar ortalamasından oldukça yüksek olmasına karşın, Ekim ve Kasım 23

Çizelge 3.1. Deneme yerine ait 2001-2002, 2002-2003 yılı ve uzun yıllar aylık toplam yağış, ortalama sıcaklık ve nispi nem değerleri Yağış (mm) Sıcaklık ( C) Nispi Nem (%) AYLAR U.Y. U.Y. U.Y. 2001-02 2002-03 Ort. 2001-02 2002-03 Ort. 2001-02 2002-03 Ort. Eylül 12.6 51.5 16.67 18.3 16.8 17.71 69.8 69.1 57.85 Ekim 0.0 15.3 30.50 11.2 12.1 9.81 68.0 70.8 67.42 Kasım 76.6 10.0 42.67 5.0 6.7 4.42 79.8 74.3 77.18 Aralık 148.0 23.0 59.54 0.7-3.4 0.88 84.7 74.0 78.74 Ocak 34.0 56.5 37.36-6.4 3.7-2.28 65.3 81.8 78.26 Şubat 2.0 54.1 25.12 2.8-2.9 0.41 75.9 78.7 76.23 Mart 47.0 10.5 18.05 6.5 0.9 3.10 77.8 77.8 73.04 Nisan 82.2 73.7 37.75 8.3 8.2 9.23 81.9 76.8 70.30 Mayıs 25.8 60.0 40.25 13.8 16.4 13.34 70.6 68.5 67.18 Haziran 7.0 0.0 35.35 18.3 19.9 16.72 67.8 63.8 62.37 Temmuz 66.7 5.5 14.74 22.6 21.3 20.47 64.4 60.8 56.18 Ağustos 8.0 0.0 11.88 20.6 21.6 20.16 63.4 62.7 55.60 Toplam 509.9 360.1 369.88 - - - - - - Ortalama - - 10.14 10.11 9.49 72.45 71.59 68.36 Kaynak: Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü Aylık Klimatoloji Rasat Cetveli aylarındaki aylık toplam yağış miktarları azalmış, tavsız toprağa ekim yapılmıştır. Ekimle beraber uygulanan ilk sulama ile bitkiler kardeşlenmelerini tamamlamış, sulanmayan parsellerdeki bitkiler çok zayıf olarak kışa girmişlerdir. Yine birinci yıldaki gibi bitkiler kış aylarını kar örtüsü altında geçirmişlerdir. Denemenin ikinci yılı Mayıs ayındaki sıcaklığın nispeten biraz fazla oluşu ve yağışın birinci yıla nazaran az olması, ikinci sulama yapılan bitkilerle yapılmayan bitkiler arasındaki farkları daha belirgin olarak göz önüne çıkarmıştır. Üçüncü sulama uygulaması ise her iki deneme yılında da Haziran ayının üçüncü yarısında gerçekleştirilmiştir. 24

Denemenin yürütüldüğü yıllardaki sıcaklık ortalamaları sırasıyla 10.14 C 10.11 C de iken uzun yıllar ortalaması 9.49 C dir. Özellikle birinci yıl Ocak ayında -6.4 C olan sıcaklık ortalaması ikinci yılın Aralık ayında -3.4 C, uzun yıllar Ocak ayı ortalaması ise -2.28 C olarak belirlenmiştir. Her iki yılda da Aralık, Ocak ve Şubat aylarındaki sıcaklık ortalamaları oldukça düşük gerçekleşmiş, ancak kar örtüsünden dolayı bitkiler zarar görmemiştir. İkinci yılın Mart ayında 0.9 C olarak ölçülen sıcaklık uzun yıllar ortalamasının oldukça altında gerçekleşmiştir. Nispi nem değerlerine bakıldığında; % 68.36 olan uzun yıllar ortalaması, birinci yılda % 72.45, ikinci yılda ise % 71.59 olarak ölçülmüştür. 3.1.3. Toprak özellikleri Deneme yerlerinden, ekim zamanından önce, 0-20 cm den alınan toprak örnekleri Köy Hizmetleri Toprak ve Gübre Araştırma Enstitüsü laboratuarında analiz edilmiş ve analiz sonuçları Çizelge 3.2 de verilmiştir. Denemeler her iki yılda da birbirine yakın nadas alanlarında yürütülmüştür. Çizelge 3.2. Deneme yerine ait toprak analiz sonuçları 2001-2002 2002-2003 Toprak özellikleri Derinlik (cm) Derinlik (cm) 0-20 20-40 0-20 20-40 Su ile doymuşluk (%) 61 CL 66 CL 60 CL 63 CL Toplam tuz (%) 0.133 0.165 0.082 0.096 ph 7.76 7.83 7.19 7.25 CaCO 3 (Kireç) (%) 23 25 28 29 Fosfor (P 2 O 5 ) kg/dekar 3.5 5.1 5.8 4.5 Potasyum (K 2 O) kg/dekar 182 140 99 91 Organik madde (%) 1.66 1.38 1.79 1.35 25

Denemenin kurulduğu alan; kahverengi toprak grubuna girmekle birlikte, fazla kireçli, toprak reaksiyonu hafif alkali, toprak tekstürü bakımından killi-tınlı yapıda, organik madde ve fosfor az, potasyum fazla düzeydedir (Güneş vd 2000). 3.2. Materyal Bu çalışmada materyal olarak; Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü nden sağlanan Kunduru-1149, Kızıltan-91, Ç-1252 ve Ankara-98 makarnalık buğday çeşitleri kullanılmıştır. Çeşitlerin genel özelliklerine ilişkin bilgiler aşağıda verilmiştir. Kunduru-1149; Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü tarafından 1967 yılında tescil edilmiş, makarnalık kalitesi çok iyi, 110-120 cm boylanan, kardeşlenmesi az, gübreye reaksiyonu iyi olup, başakları iridir. Uygun şarlarda 200-400 kg/da verim vermektedir. Kızıltan-91; Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü tarafından 1991 yılında tescil edilmiş, makarnalık kalitesi yüksek, orta boylu, yatmaya dayanıklı, ilkbahar kuraklarından en az etkilenen, kışa ve kurağa oldukça dayanıklı, bol kardeşlenen, ortalama verimi 200-400 kg/da dır. Ç-1252; Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü tarafından yine 1991 yılında tescil edilmiş, makarnalık kalitesi çok iyi, uygun azotlu gübreleme ile dönme oranı oldukça azalıp camsı tane oranı artan, orta boylu, ortalama verimi 250 kg/da olup, uygun şartlarda 750-850 kg/da a kadar çıkabilen bir çeşittir. Ankara-98; Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü tarafından 1998 yılında tescil edilmiş, makarnalık kalitesi iyi, kışa ve soğuğa dayanımı iyi, orta boylu, kardeşlenmesi yüksek, gübrelemeye reaksiyonu oldukça iyi olan bu çeşidin verimi 450-500 kg/da dır. 26

3.3. Yöntem 3.3.1. Ekim Araştırma, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Araştırma Uygulama Çiftliği nde 2001-2002 ve 2002-2003 yıllarında aynı koşullarda, dört makarnalık buğday çeşidi ile yürütülmüştür. Deneme, Tesadüf Bloklarında Bölünen Bölünmüş Parseller deneme deseninde üç tekerrürlü olarak düzenlenmiş ve her iki yılda da nadas alanına ekim yapılmıştır. Her tekrarlamada 36 parsel olup (toplam 108 parsel), sulamalar ana parsellere, azotlu gübre dozları alt parsellere, çeşitler ise altın altı parsellere tesadüfi olarak dağıtılmıştır. Ekim; 5 m x 1.2 m (6 m 2 ) boyutlarındaki parsellere, 20 cm sıra aralığında, 6 sıra olacak şekilde parsel ekim makinesi ile 20 kg/da tohumluk hesabıyla gerçekleştirilmiştir. Ekimler; birinci yıl 06 Kasım 2001, ikinci yıl 24 Ekim 2002 tarihlerinde gerçekleştirilirken, denemenin yürütüldüğü iki ekim yılında da yabancı ot mücadelesi herbisit (3 g/da Harmony Extra-trıbenuron-methyl+thıfensulfuron-methyl-) uygulanarak yapılmıştır. 3.3.2. Gübreleme Ekim sırasında her parsele 6 kg P 2 O 5 /da olacak şekilde triple süper fosfat gübresi verilmiştir. Azotlu gübre dozlarının (4-8-12 kg N/da) uygulandığı parsellere %33 lük amonyum nitrat gübresinden ayrı ayrı tartılarak, yarısı ekimle birlikte kalan yarısı ise ilkbaharda sapa kalkma öncesinde elle uygulanmıştır. 3.3.3. Sulama Sulama uygulamaları; sulama yapılmayan (susuz) parseller, ekimden hemen sonra ve ilkbaharda olmak üzere (1+1) iki sulama yapılan parseller ve ekimle, ilkbaharda ve başaklanma döneminde olmak üzere (1+1+1) üç sulama yapılan parseller olarak 27

düzenlenmiştir. Sulamalar; yağmurlama sulama yöntemiyle, 24 saat süreyle yaklaşık 90 mm hesabıyla gerçekleştirilmiştir. 3.3.4. Verilerin Elde Edilmesi Araştırmada ele alınan özelliklere ilişkin verilerin elde edilmesinde; Tosun ve Yurtman (1973), Genç (1977) ve Ünver (1995) in belirttiği yöntemlerden yararlanılmıştır. 3.3.4.1. Bitki boyu Her parselden tesadüfi olarak seçilen 10 bitkide ana sapın toprak seviyesi ile en üst başakçığın ucuna kadarki uzunluğu ölçülerek saptanmıştır. 3.3.4.2. Başak uzunluğu Her bitkinin ana başak eksenindeki en alt boğumu ile en üst başakçığın ucu (kılçık hariç) arasındaki uzunluk milimetrik cetvellerle ölçülerek belirlenmiştir. 3.3.4.3. Bitkide fertil kardeş sayısı Seçilen 10 bitkide başak veren kardeşlerin sayılması ile elde edilmiştir. 3.3.4.4. Başakta tane sayısı Başak uzunluğu belirlenen, harman edilen ana sap başağındaki taneler sayılarak belirlenmiştir 3.3.4.5. Başakta tane verimi Ana sap başağından elde edilen tanelerin tartılmasıyla elde edilmiştir. 28

3.3.4.6. Hasat indeksi Her parselden 1 m 2 lik alanda bitkiler köklü olarak sökülüp, toprak seviyesinden kökler kesilerek, tane ağırlık/saplı ağırlık x 100 formülü ile hesaplanmıştır. 3.3.4.7. Tane verimi Parsellerden elde edilen tane verimlerinin dekara verime çevrilmesiyle belirlenmiştir. 3.3.4.8. Bin tane ağırlığı Her parselden elde edilen tanelerden rastgele 4 x 100 tane sayılarak 0.01 g duyarlılıktaki terazide tartılıp, ortalamaların 10 ile çarpılmasıyla hesaplanmıştır (Uluöz 1965). 3.3.4.9. Camsı tane oranı Her parselden alınan buğday örneklerinden Grobecker kesit aleti ile camsı tane sayımları yapılan tane kesitlerinin oranı 2 ile çarpılarak % oranları bulunmuştur (Uluöz 1965). 3.3.4.10. Hektolitre ağırlığı Her parselden alınan buğday örneklerinden, Ohaus marka 1 litrelik hektolitre aleti ile 4 paralel olarak kg cinsinden bulunmuştur (Uluöz 1965). 3.3.4.11. Protein oranı Her parselden alınan buğday örneklerinden, ICC standart metoduna göre Celdhl NIR (near infrared relectance) spektroskopi tekniği kullanılarak protein oranları belirlenmiştir (Uluöz 1965). 29

3.3.4.12. Protein verimi Her parsel için dekara tane veriminin protein oranları ile çarpımından hesaplanmıştır (Fowler vd 1989). 3.3.5. Verilerin Değerlendirilmesi Yılların birleştirilerek yapıldığı varyans analizi sonuçlarına göre, incelenen tüm karakterlerde yıllar arasındaki farklılıklar önemli bulunduğundan, her yıl ayrı olarak değerlendirilmiştir. Araştırmada ele alınan özelliklere ilişkin ortalama değerler, yıllar bazında tesadüf bloklarında bölünen bölünmüş parseller deneme desenine göre varyans analizine tabi tutulmuş, önemlilik kontrolleri F testi ile, ortalamaların farklılık gruplandırmaları Duncan testine göre yapılmıştır (Düzgüneş vd 1987). 30

Kunduru-1149 Kızıltan-91 Ç-1252 Ankara-98 Şekil 3.1. 2001-2002 yılında dört çeşidin hasat öncesi görünüşü 31

Şekil 3.2.2001-2002 yılında deneme yerine ait susuz parsellerin genel görünüşü Şekil 3.3.2001-2002 yılında deneme yerine ait sulama yapılan parsellerin genel görünüşü 32

Şekil 3.4. 2002-2003 yılında deneme yerine ait susuz parsellerin genel görünüşü Şekil 3.5. 2002-2003 yılında deneme yerine ait sulama yapılan parsellerin genel görünüşü 33