SUNUŞ Güvenlik kavramı, çağımızda toplumların gelişmesi karşısında yeniden ele alınmaktadır. Her devlet, kurumların ve halkın güvenlik ihtiyacını kendi yapısı içinde farklı organlar aracılığıyla gerçekleştirmektedir. Ülkemizde uzun yıllar iç güvenlik ihtiyacı, Emniyet teşkilatımız tarafından karşılanmıştır. 2004 yılında çıkan 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine dair Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte bu ihtiyacın bir kısmı özel güvenlik tarafından karşılanmaya başlamıştır. Kamu güvenliğinin bir bölümünün, emniyet teşkilatından özel güvenlik personeline bırakılması, birçok yeni unsuru beraberinde getirmektedir. Özel Güvenlik elemanları, polisin olmadığı yerlerde polisin sahip olduğu pek çok yetkiye sahiptir. Bir kişinin polis olabilmesi için en az iki yıllık bir Polis MYO nu bitirmesi gerekmektedir. Oysaki bu eğitim süresine ters olacak bir şekilde alınacak 100 saatlik temel eğitimle özel güvenlik elemanı olunabilmektedir. İşte bu noktada mesleki eğitim büyük önem arz etmektedir. Özel güvenlik sektörünün akademik anlamda gelişmesi ve uygulamada karşılaşılan sorunlara çözümler üretilmesi gayesi ile ilk olarak Kocaeli Üniversitesi Hereke Ömer İsmet Uzunyol Meslek Yüksekokulu tarafından 16 Ekim 2004 ve daha sonra 3 Aralık 2005 tarihinde olmak üzere iki ayrı Ulusal Özel Güvenlik Sempozyumu düzenlenmiştir. Bu Sempozyumlar, özel güvenlik alanındaki bilinç düzeyinin artmasını sağlamış ve ardı ardına Üniversitelerimizin Meslek Yüksekokullarında özel güvenlikle ilgili bölümlerin açılmasına neden olmuştur. Özel güvenlik alanındaki sorunları ortaya koymak, güncel çözüm önerileri sunmak ve sektördeki gelişmeleri değerlendirmek amacıyla yaklaşık sekiz yıllık bir aradan sonra 3. Ulusal Özel Güvenlik Sempozyumu, Gaziantep Üniversitesi Oğuzeli Meslek Yüksekokulu, Hasan Kalyoncu Üniversitesi, Gaziantep Polis Meslek Yüksekokulu ve Gaziantep Oğuzeli İlçe Belediyesi işbirliği ile 1-2 Mart 2013 tarihlerinde Gaziantep te gerçekleştirilmiştir. Bu Sempozyum dolayısıyla, Üniversitelerden, özel güvenlik sektör temsilcilerinden, Polis Akademisi ve Emniyet camiasından olmak üzere 45 farklı ilden katılımın sağlanmış olması, bu Sempozyum konusunun gerçekten ne kadar önemli olduğunun bir göstergesi olarak algılanmıştır. 3. Ulusal Özel Güvenlik Sempozyumu, özel güvenlik personelleri için artık eğitim düzeylerinin artması gerektiğinin vurgulandığı, özel güvenlik personeli istihdam etmek isteyen işyerlerinin de artık paradigmalarını değiştirerek daha eğitimli ve nitelikli personel talebinde bulunduklarının güçlü bir sesle dile getirildiği bir Sempozyum olarak adından söz ettirmiştir. Özel Güvenlik Sektörünün sorunlarına ışık tutulan ve çözüm önerileri üretilen bu Sempozyumda şu konu başlıkları ele alınmıştır: 1
Özel güvenliğin tarihi gelişimi Özel güvenliğin günümüzdeki durumu Özel güvenlik personelinin eğitimi Özel güvenlik personelinin istihdamı Özel güvenlik personelinin yetkileri Özel güvenliğin genel güvenlikle ilişkileri ve katkısı Özel güvenliğin ekonomik ve sosyal boyutu Özel güvenlik kurumları ve şirketler Eğitim ve hizmette karşılaşılan sorunlar Uygulamadan veya mevzuattan kaynaklanan sorunlar ve çözüm önerileri Özel güvenlik uygulamaları Özel güvenlik alanındaki istatistiki veriler ve öneriler Özel güvenliğin gelecek projeksiyonu Güvenlik projelendirme Özel güvenlik sektörünün tüm boyutlarıyla ele alındığı bu Sempozyumun 1. Günü Gaziantep Üniversitesinde, ikinci günü ise Hasan Kalyoncu Üniversitesinde gerçekleştirilmiştir. Sempozyumda 6 ayrı oturum ve üç ayrı panelde toplam 45 kişi tarafından Özel Güvenlik sektörü ile ilgili sorunlar ve çözüm yolları tartışılmış olup, özel güvenlik sektör temsilcileri, Meslek Yüksekokulu Müdürleri ve Özel Güvenlik Şube Müdürleri üç ayrı panelde sektörün sorunlarını dile getirerek çözüm önerilerini ortaya koymuşlardır. Sempozyum süresince 1500 civarında dinleyicinin oturumlara katılmış olması, son yıllarda Ulusal bazda gerçekleştirilen Sempozyumlar içinde en çok sayıda kişinin katılımı ile gerçekleşen bir Sempozyum olması nedeniyle de ayrı bir öneme sahiptir. Sempozyumda sunulan bildiriler ve Panellerde tartışılan konular çerçevesinde hazırlanan bu Sempozyum Sonuç Bildirgesinin, özel güvenlik sektörüne olumlu katkılarda bulunmasını temenni ediyoruz. Sempozyum süresince desteklerini esirgemeyen Gaziantep Valisi Sayın Erdal Ata ya, Gaziantep Milletvekillerimize, Büyükşehir Belediye Başkanımıza, katkı veren tüm Oda ve Sivil Toplum Kuruluşlarına şükranlarımızı sunuyoruz. Dört Kuruluşun birlikte düzenlediği bu Sempozyumda Gaziantep Üniversitesi Rektörü Sayın Prof.Dr.Yavuz Coşkun a, Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rektörü Sayın Prof.Dr.İbrahim Özdemir e, Polis Akademisi Başkanı Sayın Prof.Dr.Remzi Fındıklı nın şahsında Gaziantep Polis Meslek Yüksekokulu Müdürlüğüne ve Oğuzeli Belediye Başkanı Sayın Bekir Öztekin e katkılarından dolayı şükranlarımızı sunuyoruz. 2
Yine Sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçen Gaziantep Emniyet Müdürlüğüne, Özel Güvenlik Şube Müdürlüğüne, Düzenleme, Yürütme ve Bilim Kurulu üyelerine, bildiri sunan yazarlara, panelistlere, çeşitli desteklerde bulunan tüm kurum ve kuruluşlara gönülden teşekkür ediyorum. Y. Doç. Dr. Necip Fazıl Yılmaz Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı 3
SONUÇ BİLDİRGESİ 2004 yılında çıkarılan 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun, bireylerin ve kurumların güvenlik ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla özel güvenlik görevlisi istihdam edilebilmesinin yolunu açmıştır. 5188 sayılı Kanunda tanımlandığı üzere özel güvenlik personelinin üst arama ve el koyma, Ceza Muhakemesi Kanununun 90. maddesine göre görev alanında haklarında yakalama emri veya mahkumiyet kararı bulunan kişileri yakalama, yangın ve deprem gibi tabii afet durumlarında görev alanındaki işyeri ve konutlara girme, olay yerini ve delilleri koruma, Türk Ceza Kanunu 24 ve 25. Maddeleri çerçevesinde zor kullanma yetkileri ile donatıldığı görülmektedir. Bu gün ülkemizde 965.550 kişinin özel güvenlik görevlisi olabilmek için gereken 100 ve 120 saatlik eğitimi alarak Özel Güvenlik Sertifikasına sahip oldukları görülmektedir. Eğitim alan bu kadar kişiden sadece 262.766 kişinin Özel Güvenlik Sektöründe istihdam edildiği tespit edilmiştir. Dolayısıyla, Ülkemizde özel güvenlik alanında eğitim alan her dört kişiden ancak birinin özel güvenlik görevlisi olarak çalıştığı görülmektedir. Özel güvenlik sektörünün, son dokuz yıldaki gelişimine bakıldığında sektörde yer alan paydaşların hem kendi içinde hem de birbirleriyle olan ilişkilerinde ciddi sorunlar yaşadığı görülmektedir. Bu sorunlar özel güvenlik hizmetinden yararlanan vatandaşlarımızın, genel ve özel kolluğa olan güvenini sarsmakta ve alınan hizmetin kalitesini sorgulamalarına neden olmaktadır. Vatandaşlarımıza daha kaliteli özel güvenlik hizmetinin sunulabilmesi için sektörün içinde bulunduğu sorunlarının acil olarak çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Sempozyum sonucunda, özel güvenlik sektörü tüm boyutlarıyla ele alınmış ve tespit edilen sorunlara ilişkin çözüm önerileri maddeler halinde şu şekilde sıralanmıştır; 1. Genel kolluğun olmadığı yerde kısmen de olsa genel kolluğu temsil eden ve ayrıca çalıştığı süre ve alan içerisinde kamu görevlisi olarak kabul edilen özel güvenlik personelinin uymak zorunda olduğu bir Özel Güvenlik Disiplin Yönetmeliği nin hazırlanması gerekmektedir. 2. Türkiye de eğitim düzeyindeki yükselen ivme ile birlikte Emniyet Teşkilatı da eğitim düzeyini aynı doğrultuda arttırabilmiştir. Dokuz aylık eğitimli lise mezunu polisten, iki yıl eğitim alan (PMYO) Polis Meslek Yüksekokullu polise ve altı ay eğitimle (POMEM) Polis Meslek Eğitim Merkezinde her tür alandan lisans bitirmiş olan, üniversite mezunu polisler yetiştirmeye başlanmıştır. Bu durum polisin halkla ilişkileri bağlamında değerlendirildiğinde, halkın polise bakış açısındaki değişiklik gözden kaçmayacak kadar fark edilebilir niteliktedir. Emniyet Teşkilatındaki eğitim düzeyi yükselmesi yapılan işin kalitesini, iletişimi ve insan hakları 4
duyarlılığını arttırmış bulunmaktadır. Buradan hareketle özel güvenlik teşkilatının da geriden de olsa aynı süreci geçirdiği görülmektedir. Silahsız olarak 100 (yüz) saatte, silahlı olduğu zaman 120 (yüz yirmi) saatte özel kurslarda verilen eğitimler neticesinde özel güvenlik personeli yetiştirilirken, artık Üniversitelerin Meslek Yüksekokullarında iki yıl eğitim veren Özel Güvenlik Bölümleri de eğitim faaliyetinde bulunmaktadır. Meslek Yüksekokullarında Özel Güvenlik Bölümlerinin yaygınlaşması, sektör açısından önemli ve zorunlu görülmektedir. 3. Mevcut özel güvenlik görevlilerinin kazanılmış haklarının korunması kaydıyla, Kanunda gerekli değişiklikler yapılarak, bundan sonra özel güvenlik görevlisi olacak olanlar için Polis MYO larda olduğu gibi, Üniversitelerin Meslek Yüksekokullarının Özel Güvenlik Bölümlerinden mezun olma şartı getirilmelidir. 4. Özel güvenlikte yenileme eğitiminin faydalı olmadığı Sempozyumda söz alan tüm katılımcılar tarafından özellikle vurgulanmıştır. Gereken faydayı sağlamadığı görülen yenileme eğitiminin kaldırılması bunun yerine; Avrupa ülkelerinde olduğu üzere alan/ branş eğitimleri konulması ve Özel güvenlik personellerinin her 5 yılda bir fiziksel ve ruhsal açıdan tetkiklerinin yapıldığı sağlık heyeti raporu almasının uygun olacağı değerlendirilmektedir. 5. Sağlık şartlarında yönetmelikte yapılan değişiklikle birlikte silahsız özel güvenlik olabilmek için rapor zorunluluğunda renk körlüğü ve ortopedi muayenesinin kaldırılması ciddi bir sıkıntı olarak görülmektedir. Şayet engelli vatandaşlarımız için yapılan bir düzenleme ise bu yönetmelikle birlikte, engelli olan özel güvenliğin personelinin nerede çalışabileceğinin de tanımlanması gerekmektedir (kamera kayıt ve izleme gibi). 6. Sayısı zaman içerisinde bu kadar hızlı bir şekilde artan bir teşkilatın hiyerarşik yapıda üst düzey yöneticilere ihtiyaç duyması kaçınılmazdır. Ancak özel güvenlik amir yapılandırmasına ilişkin yasal düzenlemeler bulunmamaktadır. Bu eksikliğin yasayla tanımlanması, çözümlenmesi ve özlük haklarına yansıtılması gerekmektedir. Bu hususta da eğitim düzeyi önemli ve objektif bir ölçüt olmalıdır. Özel Güvenlik personeli içinde kıdem esasına göre ve yasal bir zemin içerisinde rütbe verilmelidir. Sektörün kendi içinde yükselme imkanının olması çalışanlar için motivasyon kaynağı olacaktır. 7. Güvenlikle ilgili Polis Akademisi veya üniversitelerin özel güvenlik bölümleri gibi bir yükseköğretim kurumundan mezun olmayanlarla, belli bir süre güvenlik hizmetlerinde bulunmayanlara özel güvenlikte yöneticilik, danışmanlık gibi görevler verilmemelidir. 8. Özel güvenlik sektörüne, güvenlik danışmanlığı, güvenlik mühendisliği ve/veya mimarlığı, dedektiflik, trafik düzenlemesi gibi görevler eklenmelidir. Böylece, örneğin, bir bina yapılırken projesine güvenlik açısından da onay verilmesinin muhtemelen hırsızlık gibi suçları azaltacağı düşünülmelidir. 5188 sayılı Kanun bu yönlerden de geliştirilmelidir. 5
9. Kamu güvenliğini tamamlayıcı mahiyetteki özel güvenliğin öz olarak bir özel sektör etkinliği olması nedeniyle kamu tarafından da işleyişin iyi bilinmesi, bürokratik iş ve işlemler yanında, bugün pek çok alanda ortak/koordineli çalışması gerektiğinden özel güvenliği denetleyen ve birlikte çalışacak Emniyet Teşkilatı personelinin özel güvenliği daha iyi tanıması gerekmektedir. Bu bakımdan güvenlik hizmetinde daha etkin ve verimli olabilmek için Polis Okulları müfredatına özel güvenlik veya özel güvenlikle ilişkiler derslerinin eklenmesi gerekmektedir. 10. İşçi statüsüyle çalışan özel güvenlik görevlileriyle bir kamu kurum ve kuruluşunda çalışan memur ya da idarî sözleşmeli özel güvenlik görevlilerinin özlük hakları ve statülerine ilişkin farklılıkların kaldırılması yerinde olacaktır. Bu konuda ayrıca ve detaylı çalışma yapılmalı ve Kanun bu noktada incelenerek geliştirilmelidir. Bu anlamda, örneğin, özel güvenlik görevlileri için, iş hukukundaki belirli süreli ya da deneme süreli sözleşmelere dayanarak işe son verme yerine, somut olarak belirlenecek olan performans ölçütlerine göre yetersiz oldukları görülenlerin bu gibi işlemlere tâbi tutulması ve benzeri objektif ölçütler geliştirilmelidir. 11. Özel güvenlik personelinin saygınlığının ve etkinliğinin artması, meslek kültürünün oluşması, ayrıca resmi kurum ve kuruluşlarla karıştırılmaması için tek tip üniforma belirlenmeli ve giyilmelidir. 12. Özel güvenliğin yetkileri özellikle kuvvet kullanma yetkilerinin sınırları tam olarak bilinmemektedir. Bu konuda Kanuni bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmaktadır. 13. Özel Güvenlik eğitimi veren Yüksekokullar ile Emniyet Teşkilatı arasında entegrasyon sağlanmalı ve Özel Güvenlik Görevlisi eğitimlerinde Yakın Savunma anlayışından Savunma Taktikleri anlayışına geçilmelidir. 14. Türkiye de biber gazı kullanacak kişinin bunun eğitimini almış olması şartı bulunmaktadır. Yüksekokullar yakın savunma dersi müfredatına bu konu konulamamaktadır. Dolayısıyla Yüksekokulların Özel Güvenlik Bölümünden mezun olanlara Özel Güvenlik Komisyonları biber gazı kullanma yetkisi vermemektedir. Bu nedenle ders müfredatlarına biber gazı eğitimi konulması ya da EGM ile koordinasyon içinde bu eğitim verilmelidir. 15. Özel güvenlikte, 5188 sayılı kanunda çok açık bir şekilde yer almayan ama bir yöntem olarak işlerliğini devam ettiren tek başına silâhlı koruma ve kurum ve kuruluşlarda birim kurulması suretiyle güvenlik hizmetleri yapılması usûl ve şartları, açıkça Kanuna girmeli, gerekirse bunun uygulanması yönetmelikte düzenlenmelidir. 16. Özel güvenlik görevlilerine görev yerlerinde ve görev sırasında silâh taşıma yetkileri verilmeli ve silâhlarını kullanma usûl ve şartları, zor kullanmanın en son hali ve son çare olması kaydıyla Kanunda açıkça düzenlenmelidir. 17. Üniversitelerdeki özel güvenlik bölümü ya da programlarında silâh bilgisi ve atış eğitimleri de verilmeli ve bu bölüm ya da programlardan mezun olanların, özel eğitim 6
kurumlarından ayrıca silâh ve atış eğitimi almadan silâhlı özel güvenlik sertifikası almış sayılmaları öngörülmelidir. Uygun görüldüğü takdirde Polis Meslek Yüksek Okullarından veya İl Emniyet Müdürlükleri ( Eğitim Şube ) atış poligonlarından faydalanılması için Polis Akademisi ve Emniyet Genel Müdürlüğü ile protokoller yapılarak yasal zemin oluşturulmalıdır. 18. MYO ların Özel Güvenlik Bölümlerinde okuyanların öğrencilere; a) Eğitim sürecinde en azından sektörel (mesleki) yabancı dil eğitimi yoğun bir şekilde verilmeli ve bu konuda kişisel gelişimin şart olduğu hissettirilmelidir. b) Para ve değerli eşya taşıma ve bu alanı yönetebilme alanında ihtisaslaşmaya gidilecek bir eğitim programı uygulanmalıdır. verilmelidir. c) Alarm, barkod, kamera vb gibi elektronik güvenlik alanında yüksek seviyede eğitim 19. Eğitim sürecinde MYO öğrencilerinin mezun olduğunda yönetici, beyaz yakalı, pozisyonum hazır yada özel güvenlik şirketleri bizi bekliyor gibi bir psikolojik beklentileri doğru yönetilmelidir. 20. MYO ların Özel Güvenlik Bölümlerinden mezun olan öğrencilerin mezuniyet sonrası arzu edilen boyutlarda sektöre katılımının sağlanabilmesi için farklılık ve farkındalık kavramlarının sektörün tüm paydaşları açısından benimsenmesi gerekmektedir. 21. Özel güvenlik personeline İş Sağlığı ve Güvenliği eğitiminin, Üniversitelerin Meslek Yüksekokullarında verilmesinin gerekli olduğu düşünülmektedir. 22. 2565 sayılı Askerî Yasak Bölgeler Kanunu gibi bir kısım kanunlarda yer alan, özel güvenlikle ilgili olarak 2495 sayılı önceki Kanununa yapılan atıfların, 5188 sayılı kanuna yapılmış sayılacağına ilişkin Kanun hükmü gerekmektedir. 23. Özel güvenlik şirketleri gibi, alarm izleme merkezleri ve özel güvenlik eğitim kurumlarının her birisinin şirket şeklinde oluşturulması kanun hükmü haline getirilmelidir. 24. 5188 sayılı Kanuna eklenecek hükümlerle, nama yazılı senet hisseleriyle kurulan her bir özel güvenlik şirketinin, kurumsallığının korunması için, ortak sayısının en az belli bir sayıda olması öngörülmelidir. Aksi hâl, şirketlerin izinlerinin kaldırılması sebebi sayılmalıdır. 25. Özel güvenliğin (anonim veya limited) şirket şeklinde olduğu kadar kooperatif şeklinde tüzel kişilik kurularak yürütülmesi de tartışılmalıdır. Ancak, Kanuna, şirketlerin (veya kooperatiflerin); eşit oranda hisseli olması, kurumsallığı ihlâl etmeyecek makûl sayıda ortaktan meydana gelmesi ve bu ortakların eşit oya sahip olması hususları konulmalı, bunların uygulanması ise yönetmelikte düzenlenmelidir. 7
26. Yeni Türk Ticaret Kanununun tek kişi ile şirket kurma imkânı veren hükümlerinin özel güvenlikte geçerli olmayacağı açık bir kanunun hükmüyle belirlenmelidir. 27. Özel güvenlik şirketlerinin yeni Türk Ticaret Kanununda olduğu şekliyle, bağımsız yeminli denetçilerce denetimlerinde, bu sektörün hizmetlerini yakın denetim ve gözetim altında bulunduran İçişleri Bakanlığı, valilikler ve Emniyet makamlarının koordinasyonu kanunî hükümle belirlenmelidir. 28. 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun un 19. ve 20. Maddesi nde yer alan cezai müeyyideler, genel olarak Güvenlik Şirketlerini bağlamakta olup, cezayı oluşturan durumlara sebebiyet veren hizmet alıcılara (asıl işverenlere) herhangi bir ceza uygulanmamaktadır. Her iki maddenin Karşılıklılık İlkesi gereğince revize edilerek yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. (Örnek olarak, uzayan sözleşmelerin Kanunun belirlemiş olduğu sürede imzalanmaması verilebilir.) 29. 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun da güvenlik şirketi evraklarına herhangi bir arşiv süresi belirtilmemiştir. Sadece eğitim kurumlarında evrak saklama süresi bir yıl olarak belirtilmiştir. Denetimlerde ve evrak kontrollerinde, geçmişe dönük bildirim evraklarının bulunmamasından dolayı birtakım problemler ile karşılaşılmaktadır. Denetlemelerde, dokümanlardan hangilerinin, hangi tür koşullarda arşivleneceği ve süresinin belirlenmesinde yarar görülmektedir. Bu vesile ile güvenlik şirketleri, oto kontrollerini rahatlıkla sağlamış olacaklardır. 30. Özel güvenlik hizmetlerinin genel kolluk hizmetlerini tamamlayıcı nitelikte olduğu Kanunda yer almış olmakla birlikte, bunu anlamlandıran hükümlerin eksikliği dolayısıyla, bu hükmün uygulanamazlığı dikkat çekmektedir. Bu sebeple, Kanuna; Özel güvenlik komisyonunca özel güvenlik izinleri verilirken, bu konuda somut sebeplere dayanan ihtiyacın varlığının aranacağı, Özel güvenlik şirket, birim ve hizmetlerini, İçişleri Bakanlığı ya da valiliklerden başka, görev ve yetki sahasına göre kaymakamlıkların, emniyet ya da jandarma teşkilâtlarının belirlenecek yetkililerinin ya da bunların yetki devrettikleri görevlilerin de doğrudan doğruya denetleyebileceği, Özel güvenliğin, önleyici nitelikteki görevlerini yerine getirdiği sahada doğrudan doğruya görev alabilecek genel kolluğa, yardımcı olarak görevine devam edebileceği, Hükümlerinin konması düşünülmelidir. 31. Özel güvenlik sektörü ayrı bir kamu hizmeti olup, ticaret ve sanayi odalarının üstlendiği hizmetlerden farklı hizmet yürütmektedir. Bu nedenle ayrı bir kamu hizmeti sektörü olan özel güvenlik için, Anayasanın 135. Maddesi gereği olarak Özel Güvenlik Meslek Birliği adıyla bir Kamu Kurumu Niteliğinde Meslek Kuruluşu kurulmalıdır. 8
32. Özel Güvenliğin tüm ilgili taraflarının-kamu ve özel sektör-sağlıklı bir işbirliği yapabilmesi ve sorunlara çözüm bulunması için düzenli işleyecek bir Kamu-Özel Güvenlik İşbirliği Mekanizması oluşturulması gerekmektedir. Özel güvenliğin tam ve doğru olarak değerlendirilmesi için bugün sadece EGM tarafından şirket ve özel güvenlik sayısı ve eğitime giren kişi sayı yanında diğer alanlarda da sağlıklı veri derlenmesi için bir mekanizma oluşturup kamu/özel sektör birlikte çalışılarak tüm verileri derleyecek bir sistem oluşturulmasının önemli olduğu düşünülmektedir. 33. Özel güvenliğin genel güvenliğe/asayişe katkısının tam ve net olarak belirlenebilmesi için, özel güvenlik hizmeti verilen yerlerde özel güvenlik görevlilerince müdahale edilen ve Polise bildirilen olayların sayı ve türlerinin tespiti amacıyla bir sistem kurulması, her yıl bununla ilgili verilerin kamuya açıklanması, bunun sürekli olarak gerçekleştirilmesi için bazı Avrupa ülkelerinde olduğu üzere yasal düzenleme yapılması-emniyet Teşkilatında olduğu üzere oluşturulacak formlarla bunların belirli periyotlar halinde, 3, 6 ay veya yılda bir kez Emniyet Genel Müdürlüğü/Özel Güvenlik Dairesine bildirilmesi hususu önem arz etmektedir. 34. Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun incelendiğinde; bu Kanun ve Yönetmeliği içerisinde çok az yer verilen hava meydanları, petro kimya tesisleri ve enerji santralleri gibi önem arz eden özellikli yerlerin güvenliği hakkında ayrıntılı ve net düzenlemeler yapılmalıdır. 35. Özel güvenliğin yönetim sorunu ile ilgili olarak; özel güvenlik hizmetlerinin yönetiminde tek bir otoriteye doğrudan bağlılık olmalı, çok başlı yapı düzeltilerek her kurumun yetki sınırı net bir şekilde çizilmelidir. 36. Henüz mevzuatta bulunmayan, özel güvenliğin at, köpek eğitimi, gaz kullanımı eğitimi gibi hususların ve bunların kullanılması hususlarının mevzuatta açık ve net bir şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. 37. Özel güvenlik personelinin çalışma şartları göz önünde bulundurularak emeklilik için yıpranma payının değerlendirilmesi ve Özel güvenlik personeli çalıştıran her şirket ve birimde belirli bir yaş (Örneğin; 40 yaş) üzerinde yüzdelik olarak belirlenen bir oranda güvenlik görevlisi çalıştırma zorunluluğunun getirilmesi özel güvenlik mesleğinin geleceği açısından önem arz etmektedir. 38. Devletimizin uyguladığı sosyal politikalar çerçevesinde hakkında koruma kararı bulanan ve şiddete maruz kalmış kadınlarımızı korumak için görevlendirilen Polis memurlarının yerine Özel Güvenlik Görevlilerini görevlendirmek uygun bir çözüm önerisi olarak görünmektedir. Hakkında koruma kararı bulunan kadınlarımızı korumak için erkek personel görevlendirmenin kendi içinde zorlukları bulunmaktadır. Bu nedenle bu görevin Özel Güvenlik 9
Görevlilerine bırakılması durumunda Sektörde ciddi bir Bayan Özel Güvenlik Görevlisi istihdamı oluşacağı açıkça görülmektedir. 39. 3. Ulusal Özel Güvenlik Sempozyumu gibi Sempozyumların en az iki yılda bir düzenlenmesi ve bu sempozyumlara sektörün tüm tarafları; Başta EGM/İl Özel Güvenlik Müdürleri ile ilgili diğer Kamu Kurum ve Kuruluşları (Kamu İhale Kurumu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve benzeri), Özel Güvenlik Hizmeti satın alanlar, Özel Güvenlik Sektör Temsilleri (İşverenler-Çalışanlar-Sendikalar) MYO lar-eğitim Kurumlarının katılmalarının sağlanması Uygun olacaktır. 40. 5188 sayılı Kanunda yapılacak değişikliklere ilişkin bir kanun tasarısı taslağının hazırlanmasında ve bu tasarı üzerinde TBMM Komisyonlarında yapılacak görüşmelerde III. Ulusal Özel Güvenlik Sempozyumuna katılanlardan uygun görülecek olan bir kısmının görüşlerinin alınmasının, yararlı olacağı düşünülmektedir. 10