ER-RİSALET'UL MUFİDE (TEVHİD, ŞİRK, KÜFÜR VE NİFAK KAVRAMLARI HAKKINDA FAYDALI, ÖNEMLİ VE DEĞERLİ BİR RİSALE) Şeyh Muhammed bin Abdilvehhab (rh.a) www.almuwahhid.com 1
A-TEVHİD 1 (الت وح يد ) Allah'a hamdolsun O bize yeter. Seçtiği kullarına da selam olsun. Allah seni doğruya iletsin, bilesin ki Allah (c.c) insanları ve cinleri kendisine ibadet etsinler ve kendisine hiçbir şeyi ortak koşmasınlar diye yaratmıştır. }و م ا خ ل ق ت ا ل ن و ا ل ن س إ ل ل ي ع ب د ون } "Ben cinleri ve insanları, ancak bana ibadet etsinler diye yarattım." (Zariyat: 51/56) İbadet, Tevhid'in ta kendisidir. Çünkü rasullerle ümmetleri arasındaki çekişme hep bu noktada olmuştur. Allah (c.c.) şöyle buyuruyor: }و ل ق د ب ع ث ن ا ف ك ل أم ة ر س و ل أ ن اع ب د وا ا لل و اج ت ن ب وا الط اغ وت } "Andolsun ki biz her kavme "Allah'a ibadet edin ve Tağuttan sakının" diye (emretmeleri için) bir rasul gönderdik." (Nahl: 16/36) Tevhid'in Çeşitleri: 1 - Rububiyyet Tevhidi 2 - Uluhiyyet Tevhidi 3 - İsim ve sıfat Tevhidi Şimdi Tevhid'in bu üç türünü ele alıp sırasıyla inceleyelim: 1 - Rububiyyet Tevhidi ( ت وح يد الر ب وب ي ة ) Yüce Allah'ı rububiyetinde (yani rabb olması, yaratması, yetiştirmesi ve imkan vermesi bakımından) birlemekdir. Rasulullah (s.a.v dönemindeki müşrikler tevhidin bu türünü kabul ediyorlardı. Fakat tevhidin bu çeşidini kabul etmeleri, onların İslam'a girmeleri için yeterli değildi. İşte bu yüzden Rasulullah (s.a.v), döneminin müşrikleriyle savaşmış, onların canlarını ve mallarını helal kabul etmiştir. Tevhidin bu türü, Allah'ı fiillerinde birlemektir. Bunun delili yüce Allah'ın şu ayetleridir: 1 Durer'us Seniyye, 2/67-73 2
}ق ل م ن ي ر زقك م م ن الس م اء و ا ل رض أ من ي لك السم ع و ا ل ب ص ار و م ن ر ا م ن ال م ي ت و ر ال م ي ت م ن ا و م ن يد بر ا ل م ر ف س ي ق ولون ا لل ف ق ل أ ف ا ت ت ق ون{ "De ki: "Size gökten ve yerden rızık veren kimdir? Ya da kulak ve gözlere sahip bulunan kimdir? Ölüden diriyi çıkaran ve diriden ölüyü çıkaran, her türlü işi düzene koyan kimdir? "Allah'tır" diyecekler. "Öyle ise (ona karşı gelmekten) sakınmaz mısınız?" de." (Yunus: 10/31) }ق ل ل م ن ا ل ر ض و م ن ف يه ا إ ن ك ن ت م ت ع ل م ون س ي ق ول ون لل ق ل أ ف ا ت ذ ك ر ون ق ل م ن ر ب الس م او ات الس ب ع و ر ب ال ع رش ال ع ظيم س ي ق ول ون لل ق ل أ ف ا ت ت ق ون ق ل م ن ب ي د م ل ك وت كل ء و و ي و ل ار ع ل ي إن كنت م ت ع ل م ون س ي ق ول ون لل ق ل ف تس ح ر ون } "(Ey Muhammed) De ki: "Eğer biliyorsanız söyleyin bakalım yeryüzü ve onda bulunanlar kimindir? "Allah'ındır" diyecekler. "Öyleyse hiç düşünmez misiniz?" de. "Yedi kat göklerin Rabbi ve yüce Arş'ın Rabbi kimdir?" diye sor. "Allah'tır", diyecekler. "Şu halde siz Allah'tan korkmaz mısınız?" de. "Eğer biliyorsanız söyleyin, her şeyin mülkiyet ve yönetimi elinde olan, her şeyi koruyup kollayan, fakat kendisi korunmayan (buna muhtaç olmayan) kimdir?" diye sor. "Bunların hepsi Allah'ındır", diye cevap verecekler. "Öyleyse nasıl aldanıyorsunuz?" de. (Müminun: 23/84-89) Bu husustaki ayetler oldukça fazladır. Burada özetlenemeyecek kadar çok, zikredilmesi gerekmeyecek kadar meşhurdur. 2 - Uluhiyyet Tevhidi ) ت وح يد ا ل ل و ي ة ( Geçmişte ve günümüzde ki çekişme daha çok tevhidin bu türünde cereyan etmiştir. Bu, kulların yaptıkları fiillerde; yani dua, nezr (adak adama), nahr (kurban kesme), reca (ümit etme), havf (korkma), tevekkül,, rağbet (arzulama), rahbet (çekinerek korkma), inabe (yönelme) gibi ibadetlerde yüce Allah'ı birlemeleri anlamındaki tevhiddir. (Allah'ı ibadete layık yegane ilah olarak tanırken, ibadet hususunda bir başkasını asla ona ortak koşmamaktır.) (Mesela) Duanın (ibadet olduğunun) delili şudur: }و ق ال ر بك م اد ع و ن أ س ت جب ل ك م إن الذ ين ي س ت ك ب ون ع ن ع ب اد س ي د خ ل ون ج ه ن م د اخ رين } "Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin, kabul edeyim. Çünkü bana ibadet etmeyi kibirlerine yediremeyenler aşağılanarak cehenneme gireceklerdir." (Mü'min: 60) 3
Bu ibadet çeşitlerinin her birisi hakkında Kur'an'da delil mevcuttur. İbadetin aslı: Allah a ihlasla (yani hiç bir şeyi ortak koşmadan) ibadet etmektir.yalnızca Rasulullah'a tabi olup başka kimselere tabi olmayı reddetmektir. }و أ ن ال م س اج د لل ف ا ت د ع و م ع ا لل أ ح دا { "Şüphesiz mescidler yalnız Allah'ındır. O halde Allah ile birlikte hiçbir kimseye dua (ibadet) etmeyin." (Cin: 72/18) }ق ل ي ا أ ي ه ا الن اس إ ن ر س ول ا لل إ ل ي ك م ج يع ا ال ذ ي ل م ل ك الس م او ات و ا ل ر ض ل إ ل إ ل و ي ي و ي يت ف آم ن وا ب ا لل و ر س ول الن ب ا ل م ال ذ ي ي ؤم ن ب ا لل و ك ل م ات و اتب ع و ل ع لك م ت ه ت د ون } De ki: Ey insanlar, ben Allah ın hepinize gön-derdiği rasulüyüm. Göklerin ve yerin mülkü yalnız O nundur, O ndan başka ilah yoktur. Dirilten ve öldüren O dur. O halde Allah a ve ümmi nebi olan Rasulü ne iman edin ki o da Allah a ve O nun sözlerine iman etmektedir. Ona uyun ki hidayete eresiniz. (A'raf: 158) أ ن ا ف اع ب د ون } }و م ا أ ر س ل ن ا من ق ب ل ك من ر س ول إ ل نوح إ ل ي أ ن ل إ ل إ ل "Senden önce hiçbir rasul göndermedik ki ona "Benden başka ibadete layık ilah yoktur; şu halde yalnız bana kulluk edin" diye vahyetmiş olmayalım." (Enbiya: 21/25) }ل د ع و ة ا ق و ال ذ ين ي د ع ون م ن د ون ل ي س ت ج يب ون ل م ب ش ء إ ل ك ب اس ك ي إ ال م اء ل ي ب ل غ ف ا و م ا و ب ب ال غ و م ا د ع اء ال ك اف رين إ ل ف ض ا ل } "Gerçek dua (ibadet), ancak O'na yapılır. O'ndan başka dua (ibadet) ettikleri ise, kendilerinin hiçbir isteğini yerine getiremezler. Onların durumu tıpkı ağzına gelsin diye suya avuçlarını uzatan kimseye benzer. Oysa (uzanıp suyu avuçlamadıkça) su onun ağzına gelmez. İşte kafirlerin duası, böyle boşa gitmektedir." (Rad: 13/14) } ذ ل ك ب ن ا لل و ا ق و أ ن م ا ي د ع ون من د ون و ال ب اط ل و أ ن ا لل و ال ع ل ال ك ب ي { "Keza, hak yalnız Allah'tır. O'nun dışında dua etmekte olduklarıysa batıldır. Doğrusu Allah, yücedir, büyüktür." (Hac: 22/62) 4
Bu husustaki ayetler bilinmektedir. Allahu teala (rasule itaat hususunda da) şöyle buyurmaktadır: }و م ا آت اك م الر س ول ف خ ذ و و م ا ن ه اك م ع ن ف ان ت ه وا{ "Rasul size neyi verdiyse onu alın, neyi de yasak ettiyse ondan da sakının." (Haşr: 59/7) }ق ل إن كنت م تب ون ا لل ف اتب ع و ن ي ب ب ك م ا لل و ي غ ر ل ك م ذ نوب ك م و ا لل غ ور ر ح يم { "De ki: 'Eğer Allah'ı seviyorsanız bana itaat edin ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah muhakkak ki Gafur'dur, Rahim'dir." (Al-i İmran: 3/31) 3 İsim, Sıfat Ve Zat Tevhidi ) ت وح يد ا ل س اء و الص ات ( İsim, Sıfat Ve Zat Tevhidi: Allah'ı zatında, isim ve sıfatlarında bir olarak tanımaktır. Allah (c.c.) şöyle buyuruyor: }ق ل و ا لل أ ح د ا لل الص م د ل ي لد و ل يول د و ل ي كن ل ك وا أ ح د } "De ki o Allah bir tektir. Allah Samed'dir (hiç bir şeye muhtaç değildir fakat her şey ona muhtaçtır). O, doğurmamış ve doğurulmamıştır. Hiç bir şey O'na eş (ya da denk) değildir." (İhlas: 112/1-4) }و لل ا ل س اء ا س ن ف اد ع و ب ا و ذ ر وا الذ ين ي ل حد ون ف أ س ائ س يج ز و ن م ا ك انوا ي ع م ل ون } "En güzel isimler (El-Esmau'l-Hüsna) Allah'ındır. O halde O'na güzel isimlerle dua edin. Onun isimleri hakkında eğri yola (ilhâda) sapanları bırakın. Onlar, yapmakta olduklarının cezasını göreceklerdir." (Araf: 7/180) }ل ي س ك م ث ل ء و و الس م يع ال ب ص ي } "O'nun benzeri hiç bir şey yoktur. Muhakkak ki O işitendir, görendir." (Şura: 42/11) [Şeyhulislam Müceddid Muhammed bin Abdilvehhab (rh.a) Rububiyet tevhidi, Uluhiyet tevhidi ve Sıfat tevhidi hakkında sorulan bir soruya şöyle cevap vermiştir: 2 Rububiyet tevhidi, kafirlerin de kabul etmiş olduğu tevhiddir. Allahu teala şöyle buyuruyor: 2 Bu bölüm, Risalet ul Mufide nin mevcut nüshalarında yoktur. Dolayısıyla risalenin Arapça metninde bu bölüm bulunmamaktadır. Ed-Durer'us Seniye'de risalenin bitiminde nifak kavramından sonra zikredilmiştir. Önemli hususlara temas ettiğinden dolayı tercüme etmeyi uygun gördük. Mevzusu tevhid kavramıyla bağlantılı olduğundan dolayı bölümün tercümesini buraya aldık. 5
}ق ل م ن ي ر زقك م م ن الس م اء و ا ل رض أ من ي لك السم ع و ا ل ب ص ار و م ن ر ا م ن ال م ي ت و ر ال م ي ت م ن ا و م ن يد بر ا ل م ر ف س ي ق ولون ا لل ف ق ل أ ف ا ت ت ق ون{ "De ki: "Size gökten ve yerden rızık veren kimdir? Ya da kulak ve gözlere sahip bulunan kimdir? Ölüden diriyi çıkaran ve diriden ölüyü çıkaran, her türlü işi düzene koyan kimdir? "Allah'tır" diyecekler. "Öyle ise (ona karşı gelmekten) sakınmaz mısınız?" de." (Yunus: 10/31) Uluhiyet tevhidine gelince; ibadetleri mahlukattan ayrı olarak sadece Allah'a has kılmaktır. Zira "ilah" kelimesi Arab ın kelamında ibadet için yönelinen varlık manasına gelir. O müşrikler şöyle diyorlardı: "Allah ilahlar ilahıdır. (en yüce ilahtır)" Fakat bununla beraber Onun yanında salihler, melekler ve benzeri başka ilahlar ediniyorlardı. Ve diyorlardı ki: Allah bundan razıdır ve bunlar da Onun katında bize şefaat edecektir. Sen bu hakikati iyice öğrendiğin zaman dinin ne kadar garip kalmış olduğunu da iyice anlamış olursun. Allahu teala müşriklere karşı onların kanaatlerinin batıllığını isbat etmek gayesiyle onların rububiyet tevhidini kabul etmelerini delil getirmiştir. Zira kainattaki işleri düzenleyen sadece Allah olup Onun haricindekiler zerre ağırlığında bir şeye dahi sahip değilken ve de onlar bunu da kabul ettikleri halde, nasıl olur da bir yandan Allah'a dua (ibadet) edip, Onunla beraber bir başkasına dua ederler? Sıfat tevhidine gelince; sıfatları kabul etmeksizin ne rububiyet tevhidi ne de uluhiyet tevhidi düzgün olmaz. Fakat şurası da var ki kafirler, sıfatları inkar edenlerden daha akıllıdır. Allahu a'lem. ŞİRK ÇEŞİTLERİ (أن و اع الش رك ) Bil ki, Tevhid'in zıttı olan şirk (Allah'a ortak ve denk koşmak) üç türlüdür: 1 - Büyük şirk 2 - Küçük şirk 3 - Gizli şirk Büyük şirk: (İnsanı İslam dininden çıkarır) 1 - Büyük Şirk (ا لش رك ا لك ب ر ) }إ ن ا لل ل ي غ ر أ ن يش ر ك ب و ي غ ر م ا د ون ذ ل ك ل م ن ي ش اء و م ن يش رك ب ا لل ف ق د ض ل ض ا ل 6
ب ع يدا { "Allah kendisine şirk koşulmasını asla bağışlamaz; bundan başkasını dilediği kimse için bağışlar. Kim Allah'a ortak koşarsa büsbütün sapıtmıştır." (Nisa: 4/116) }و ق ال ال م س يح ي ا ب ن إ س رائيل اع ب د وا ا لل ر ب و ر بك م إ ن م ن يش رك ب ا لل ف ق د ح ر م ا لل ع ل ي ا ل ن ة و م و ا الن ار و م ا ل لظ الم ني م ن أ ن ص ار } "Mesih şöyle dedi: Ey İsrailoğulları, benim de rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah a kulluk edin! Kim Allah'a şirk koşarsa muhakkak ki, Allah ona cenneti haram kılar, onun varacağı yer de ateştir. Zulmedenlerin yardımcıları yoktur." (Maide: 5/72) Büyük şirk dört çeşittir. Bunlar: a - Duada şirk ( ر ك الد ع و ة ) }ف إ ذ ا ر ك ب وا ف ال لك د ع وا ا لل ملص ني ل الد ين ف ل م ا ن ا م إ ال ب ر إ ذ ا م يش رك ون } "Gemiye bindikleri zaman, dini yalnızca Allah'a halis kılarak O'na yalvarırlar. Fakat Allah onları salimen karaya çıkarınca ona hemen eş koşarlar." (Ankebut: 29/65) b - Niyet, irade ve gayede şirk 3 ( ر ك الن ي ة و اإلر اد ة و ال ق ص د) }م ن ك ان يريد ا ي اة الدن ي ا و زين ت ه ا ن و ف إ ل ي ه م أ ع م ا ل م ف يه ا و م ف يه ا ل ي ب خ سون أول ك ال ذ ين ل ي س ل م ف ا لخ ر ة إ ل النار و ح ب م ا ص ن ع وا ف يه ا و ب اط ل م ا ك انوا ي ع م ل ون {. "Dünya hayatını ve güzelliklerini isteyenlere orada işlediklerinin karşılığını eksikliğe uğratılmadan veririz. İşte ahirette onlara ateşten başka bir şey yoktur. Orada yapmakta oldukları boşa gitmiştir. Zaten yapmakta oldukları da batıldır." (Hud: 11/15-16) c - İtaatte şirk ( ر ك الط اع ة ) 3 Durer'us Seniyye'de bu başlık şöyledir: Niyet yani irade ve kasıd (gaye) şirki. 7
}ا ت ذ وا أ ح ب ار م و ر ب ان ه م أ ر ب ابا م ن د ون ا لل و ال م س يح اب ن م ر ي و م ا أم ر وا إ ل ل ي ع ب د وا إ ل ا و اح دا ل إ ل إ ل و س ب ح ان ع م ا يش رك ون } "(Yahudiler) Allah'ı bırakıp bilginlerini (hahamlarını; hırıstiyanlar da) rahiplerini ve Meryemoğlu Mesihi (İsa'yı) rabler edindiler. Oysa tek ilahtan başkasına ibadet etmemekle emrolunmuşlardı. O'ndan başka ibadete layık ilah yoktur. O, bunların ortak koştukları şeylerden münezzehtir." (Tevbe: 9/31) Bu ayetin tefsirinde herhangi bir kapalılık yoktur. Şöyle ki; Halk her ne kadar alimlere ve abidlere dua etmeseler de, masiyet (Allah'a isyan) hususunda onlara itaat etmek suretiyle, onlara ibadet etmiş oluyorlar. Adiyy b. Hatem şöyle demişti: "Biz onlara (bilginlere) ibadet etmiyoruz ki." İşte bu noktada Rasulullah (s.a.v) konuya açıklık getirerek, burada söz konusu ibadetin, masiyet yani Allah'ın emrine isyan olan konularda, bu kimselere itaat edilmesi olduğunu bildirmiştir. 4 } d - Sevgide şirk ( ر ك ال م ح ب ة ) }و م ن الناس م ن ي تخذ من د ون ا لل أ ن د ادا يب ون ه م ك ح ب ا لل و الذ ين آم ن وا أ د حب ا لل "İnsanlardan bazıları Allah'tan başka varlıkları O'na denk tutarlar, onları Allah'ı sevdikleri gibi severler. Müminler ise en çok Allah'ı severler." (Bakara: 2/165) Küçük şirk: Riyadır. 2 - Küçük Şirk (ا لش رك ا لص غ ر ) }ف م ن ك ان ي ر ج وا ل ق اء ر ب ف ل ي ع م ل ع م ا ص ا ا و ل يش رك بع ب اد ة ر ب أ ح دا { "Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, salih amel işlesin ve Rabbine ibadette hiç kimseyi ortak koşmasın." (Kehf: 18/110) 3 - Gizli Şirk 4.(Tirmizi Tefsir: 9, Taberi 14/210 (16631-16634) Rasulullah (s.a.v) "Allah'ı bırakıp da bilginlerini, rahiplerini rabler edindiler." (Tevbe: 9/31) ayetini okuyordu. Adiyy Rasulullah'a: "Onlar, onlara ibadet etmiyorlar ki" dedi. Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: "Bunlar Allah'ın helal kıldığını haram ve haram kıldığını da helal kılıyorlar, onlar da bunlara tabi oluyorlardı. İşte bu, onların onlara ibadetidir." Suyuti Dürrül Mensur 3/230'da İbn Sa'd, Abd b. Humeyd, İbn Münzir, İbn Ebu Hatim, Taberani, Ebu'ş-Şeyh, İbn Merdüyeh ve Beyhaki'ye nisbet etmiştir.) 8
Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: (ا لش رك ال ( "ا لش ر ك ف ذ ا لم ة أخ ى م ن د ب يب الن م ل ة الس و د اء ع ل ى ص اة س و د اء ف ظ ل م ة الل ي ل " "Bu ümmet içinde şirk, koyu karanlık bir gecede, siyah karıncaların, siyah taşlar üzerinde hareket etmesi gibi hareket eder." Bunun keffareti ise Rasulullah (s.a.v)'in yapmış oldukları şu duayı yapmaktır: "ا لل ه م إ ن أع وذ ب ك أن أ رك ب ك ي ا و أن ا أع ل م و أس ت غ ر ك م ن الذنب الذي ل أع ل م ". "Allah'ım! Herhangi bir şeyi şirk koşmaktan sana sığınırım. Bilmeden işlediğim günahtan dolayı da senden mağfiret dilerim." 5 KÜFÜR VE ÇEŞİTLERİ (ا ل ك ر ) Muhammed bin Abdilvehhab (rh.a) bu hususta şunları zikretmektedir: Küfür iki çeşittir: 1 - Büyük Küfür 5 Hadisin bir çok lafzı ve bir çok şahidi vardır. Buhari'nin Edeb'ul Mufred'de Ebubekr (ra)'dan rivayet etmiş olduğu lafız şu şekildedir: ح د ث ن ا ع ب اس الن ر س ي ق ا ل: ح د ث ن ا ع ب د ال و اح د ق ا ل: ح د ث ن ا ل ي ث ق ا ل: أ خ ب ر ن ر ج ل م ن أ ه ل ال ب ص ر ة ق ا ل: س ع ت ر ض ي ا لل ع ن ه إ ل الن ب ف ق ا ل: ي ا أ ب ا ب ك ر ل لش ر ك ف يك م م ع ق ل ب ن ي س ار ي ق ول: " ان ط ل ق ت م ع أ ب ب ك ر الص د ي ق أ خ ف ى م ن د ب ي ب الن م ل ف ق ا ل أ ب و ب ك ر: و ه ل الش ر ك إ ال م ن ج ع ل م ع ا لل إ ل ا آخ ر ف ق ا ل الن ب : و ال ذ ي ن ف س ي ب ي د ه ل لش ر ك أ خ ف ى م ن د ب ي ب الن م ل أ ال أ د ل ك ع ل ى ش ي ء إ ذ ا ق ل ت ه ذ ه ب ع ن ك ق ل يله و ك ث ري ه ق ا ل: ق ل : الل ه م إ ن أ عوذ ب ك أ ن أ ش ر ك ب ك و أ ن ا أ ع ل م وأ س ت غ ف ر ك ل م ا ال أ ع ل م " Ma'kıl b. Yesar'dan dedi ki Ebubekr es-sıddik (ra) ile Allah Rasulu (sav)'e gittim. Yanına varınca şöyle dedi: Ey Ebubekr! Sizin içinizde şirk karıncanın ayak sesinden daha gizlidir! Bunun üzerine Ebubekr (ra) dedi ki: Şirk Allah'ın yanında başka bir ilah edinmek değil midir? Bunun üzerine Allah rasulu (sav) şöyle buyurdu: Nefsim elinde olan Allah'a yemin ederim ki şirk karıncanın ayak sesinden daha gizlidir. Sana bir şey göstereyim mi ki, onu söylediğin zaman, şirkin azını ve çoğunu senden gidersin.» «De ki: "Allah'ım, bildiğim halde sana şirk koşmaktan sana sığınırım ve bilmediğim şeyden de, senden mağfiret dilerim."» (Edeb'ul Mufred no: 716) Bunun benzerleri Ahmet Müsned': 4/403 Taberani "Kebir" ve "Evsat", Ebu Ya'la, Mecmeu'z-zevaid: 10/223,224, Terğib ve't-terhib:1/76'da Huzeyfe, Aişe ve Ebu Musa (r. anhum ecmain)'den nakledilmiştir. 9
(ا ل ك ر ا لك ب ر ) Büyük Küfür: (Küfr'ül ekber) İslam dininden çıkaran küfürdür. (Buna Küfr'ü millet de denir.) Beş çeşittir: a - Yalanlama (İnkar) küfrü (ك ر الت ك ذ يب ) }و م ن أ ظ ل م م ن اف ت ر ى ع ل ى ا لل ك ذ با أ و ك ذ ب ب ا ق ل م ا ج اء أ ل ي س ف ج ه ن م م ث وى ل ل ك اف رين } "Allah'a karşı yalan uydurandan, yahut hak kendisine gelmişken onu yalanlayandan daha zalim kim olabilir? Cehennemde kafirler için kalacak yer yok mudur?" (Ankebut: 29/68) b Tasdikle beraber büyüklenme ve yüz çevirme küfrü (ك ر اإلب اء و ا لس ت ك ب ار م ع الت ص د يق ) Doğru olduğuna inanmakla birlikte büyüklenerek yüz çevirmektir. }و إ ذ ق ل ن ا ل ل م ائك ة اس ج د وا ل د م ف س ج د وا إ ل إ ب ل يس أ ب و اس ت ك ب ر و ك ان م ن ال ك اف رين } "Hani bir zamanlar meleklere: "Adem'e secde edin" demişdik. İblis hariç hepsi secde ettiler. O ise kaçındı, büyüklük tasladı ve kafirlerden oldu." (Bakara: 2/34) c - Şüphe küfrü (ك ر الش ك ) Buna, küfr'üz zann yani zanna dayalı küfür de denir. }و د خ ل ج ن ت و و ظ ا ل ل ن س ق ال م ا أ ظ ن أ ن ت ب يد ذ أ ب دا و م ا أ ظن الس اع ة ق ائ م ة و ل ن ر د د ت إ ر ب ل ج د ن خ ي ا م ن ه ا م ن ق ل با ق ال ل ص اح ب و و ي او ر أ ك ر ت ب ال ذ ي خ ل ق ك م ن ت ر اب ث م ن نط ة ث س و اك ر ج ا ل ك ن ا و ا لل ر ب و ل أ رك ب ر ب أ ح دا { "(Gurur ve kibirle) kendisine zulmederek bağına girerken: "Bunun, hiçbir zaman yok olacağını sanmam. Kıyametin kopacağını da zannetmiyorum. Şayet Rabbime döndürülürsem, hiç şüphem yok ki, orada bundan daha hayırlısını bulurum." dedi. Karşılıklı konuştukları arkadaşı ona: "Sen, seni topraktan, sonra nutfeden yaratan, daha sonra seni bir adam biçimine sokan Allah'ı mı inkar ediyorsun? İşte o benim Rabbim 10
olan Allah'tır. Ben Rabbime hiçbir şeyi ortak koşmam" dedi." (Kehf: 18/35-38) d - Yüz çevirme küfrü (ك ر اإلع ر اض ) }و ال ذ ين ك ر وا ع م ا أن ذ ر وا م ع رض ون } "...İnkar edenler, uyarıldıkları şeylerden yüz çevirmektedirler." (Ahkaf:46/3) e - Nifak küfrü (ك ر الن اق ) }ذ ل ك ب ن ه م آم ن وا ث ك ر وا ف ط ب ع ع ل ى ق ل و ب م ف ه م ل ي ق ه ون } " Bunun sebebi, onların önce iman edip sonra inkar etmeleridir. Bu yüzden kalpleri mühürlenmiştir. Artık onlar hiç anlamazlar." (Munafikun: 63/2-3) 2 - Küçük Küfür Küçük küfür: (Küfr'ül asgar) İslam dininden çıkarmayan küfürdür. (Buna Küfr'ü nimet, yani nimete nankörlük ismi de verilir.) Allah (c.c.) şöyle buyuruyor: }و ض ر ب ا لل م ث ا ق ر ي ة ك ان ت آم ن ة م ط م ن ة ي تيه ا رز ق ه ا ر غ دا م ن ك ل م ك ان ف ك ر ت ب ن ع م ا لل ف ذ اق ه ا ا لل ل ب اس ا ل وع و ال و ف ب ا ك انوا ي ص ن ع ون } "Allah, şöyle bir ülkeyi (ibret için) örnek verdi: Bu ülkede güven ve huzur vardı. Oraya her taraftan bol bol rızık gelirdi. Sonra onlar Allah'ın nimetlerine karşı nankörlük ettiler. Allah da onlara, yaptıklarından ötürü açlık ve korku belasını tattırdı." (Nahl: 16/112) NİFAK (MÜNAFIKLIK) (الن اق ) Şeyh Muhammed bin Abdilvehhab (rh.a) şöyle diyor: Nifak (ikiyüzlülük, olduğundan başka görünmek) iki çeşittir. 1- İtikadi nifak 2- Ameli nifak. 11
1- İtikadi nifak (ا لن اق ا لع ت ق اد ي) İtikadi nifakın altı çeşidi vardır. Bunlar: a- Rasulullah'ı yalanlamak, b- Rasulullah'ın getirdiklerinin bir kısmını yalanlamak, c- Rasulullah'a buğzetmek, d- Rasulullah'ın getirdiklerine buğzetmek, e- Rasulullah'ın getirdiği dinin başarısızlığını görünce bundan sevinç duymak, f- Rasulullah (s.a.v)'in dininin başarı kazanmasına üzülmek, bundan rahatsızlık duymak. Bu nifakın altı çeşidinden herhangi birisine sahip olanlar cehennemin en alt tabakasında bulunacaktır. 6 Şikaktan (ayrılıktan) ve nifaktan (ikiyüzlülükten) Allah'a sığınırız. Bu da beş çeşittir. Rasulullah (s.a.v) şöyle buyuruyor: 2-Ameli nifak (ا لن اق ال ع م ل ) آي ة ال م ن اف ق ث ا ث إ ذ ا ح د ث ك ذ ب و إ ذ ا و ع د أ خ ل ف و إ ذ ا اؤ ت ن خ ان "Münafığın alameti üçtür; Konuşunca yalan söyler, söz verince sözünde durmaz, kendisine birşey emanet edilince ihanet eder. 7 Hadisin başka bir lafzında ise bunlara ilave olarak şöyle buyurulmuştur: و إ ذ ا ع ا د غ د ر و إ ذ ا خ اص م ف ج ر "Husumet ettiği zaman haktan ayrılır. Ahdedince ahdini bozar. 8 6 Bu tarz amelleri işleyenler hakiki anlamda münafık ve kafirdirler. Allahu teala şöyle buyuruyor: Doğrusu münafıklar, cehennem ateşinin en aşağı tabakasındadırlar. Onlar için hiçbir yardımcı bulamazsın. (4/Nisâ, 145) 7 Buhari İman: 34, Edeb: 69, Müslim İman: 106, 108 Tirmizi İman: 14, 20, Ahmed: 2/291, 397 8 Buhari İman:24, Mezalim: 17, Müslim İman: 106 Ebu Davud Sünnet; 15, Ahmed: 2/189, 198 12