Yeni Gelişmeler Işığında Türkiye de Faizsiz Finans ve Katılım Bankacılığı

Benzer belgeler
FİNANSAL KURUMLAR PARA PİYASASI KURUMLARI

TÜRK-ARAP SERMAYE PİYASALARI FORUMU 2013 TÜRKİYE

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ ÜNİTE EKONOMİK VE FİNANSAL SİSTEM İKİNCİ ÜNİTE PARANIN ZAMAN DEĞERİ

KURUMLAR KISA ÖZET KOLAYAOF

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

İÇİNDEKİLER YAZAR HAKKINDA


FİNANSAL SİSTEM VE FİNANSAL PİYASALAR

1. Kira Sukuku nun diğer adı aşağıdakilerden

BANKPOZİTİF KREDİ VE KALKINMA BANKASI ANONİM ŞİRKETİ

TÜRKİYE SERMAYE PİYASASI. 23 Kasım 2011

TEB PORTFÖY BİRİNCİ DEĞİŞKEN FON

KATILIMCILARA DUYURU KURUCUSU OLDUĞUMUZ EMEKLİLİK YATIRIM FONLARI İZAHNAME DEĞİŞİKLİĞİ

Sunum Başlığı Arial Regular 20 pt. Departman Ad/Panel/Yer Tarih

Finansal Piyasalar ve Bankalar

Bölüm 1 Firma, Finans Yöneticisi, Finansal Piyasalar ve Kurumlar

NDEK LER I. Finansal stikrarın Makroekonomik Unsurları II. Bankacılık Sektörü ve Di er Finansal Kurulu lar

BANK ASYA: Halka Arz Bilgi Notu 28/04/2006 2

Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler ve Orta Vadeli Program. 22 Kasım 2013

internet adreslerinden

ÜNİTE:1. Para ve Finansal Sistem ÜNİTE:2. Mali Varlık Fiyatlarının Belirlenmesi ÜNİTE:3. Finansal Kurumlar ve Piyasalar ÜNİTE:4

ISLAMIC FINANCE NEWS ROADSHOW 2013-TURKEY

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık


GAYRİMENKUL SEKTÖRÜ İÇİN YENİ NESİL FİNANS ARAÇLARI. 28 Mayıs 2013

Kentsel Dönüşümde Finans Aktörleri ve Beklentileri Doç. Dr. Erk HACIHASANOĞLU Araştırma, İş ve Ürün Geliştirme Grup Md.

Rezerv para Rezerv Parasal taban Parasal Parası AKTİF: PASİF: Rezerv para Parasal Taban, Merkez Bankası Parası

Finansal Sistem ve Bankalar. 1. Bankacılık İşlemleri ve Banka Türleri. 2. Dünya da ve Türkiye de Bankacılığın Gelişimi

BANKA DIŞI FİNANS KESİMİNİN GELİŞİMİ VE GELECEĞİ DR. GÜRMAN TEVFİK KURUMSAL YATIRIMCI YÖNETİCİLERİ DERNEĞİ

Bankacılık sektörü değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri

İhracatın Finansmanında Türk Eximbank

4. Sahibine eşit hak sağlayan paya ne ad verilir? a) Bedelli pay b) Nama yazılı pay c) Bedelli pay d) İmtiyazlı pay e) Adi pay

İSLAM KALKINMA BANKASI SERMAYE PİYASASI KURULU ORTAK KONFERANSI

BANKPOZİTİF KREDİ VE KALKINMA BANKASI ANONİM ŞİRKETİ 31 MART 2015 ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

Seçilmiş Haftalık Veriler* 7 Nisan 2017

BANKPOZİTİF KREDİ VE KALKINMA BANKASI ANONİM ŞİRKETİ 31 MART 2015 ARA DÖNEM KONSOLİDE FAALİYET RAPORU

TEB PORTFÖY İKİNCİ DEĞİŞKEN FON

Haftalık Menkul Kıymet İstatistikleri Raporuna İlişkin Yöntemsel Açıklama

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN KAMU ALTYAPI YATIRIMLARININ SERMAYE PİYASALARI ARACILIĞIYLA FİNANSMANI KONULU

Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları: Gelişen Altyapı ve Yeni Fırsatlar. Dr. Orhan Erdem Müdür Araştırma Bölümü 3 Ekim 2013

BEH - Groupama Emeklilik Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

5. Borçlanma aracı ihracı için Yetkili organ kararının alındığı tarihten itibaren en geç kaç yıl içinde Kurula başvuruda bulunulması zorunludur?

KATILIMCILARA DUYURU KURUCUSU OLDUĞUMUZ EMEKLİLİK YATIRIM FONLARI İÇTÜZÜK VE İZAHNAME DEĞİŞİKLİKLERİ

BBH - Groupama Emeklilik Gruplara Yönelik Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu

KATILIMCI BİLGİLENDİRME NOTU

yarını bugün belirler Çeyrek

KT Portföy Yönetimi A.Ş. KT Portföy Küresel Kira Sertifikaları (Döviz) Serbest Fon

YAPI ve KREDİ BANKASI A.Ş. B TİPİ ŞEMSİYE FONUNA BAĞLI LİKİT ALT FONU (12. ALT FON) (YFBL1)

Ekonomide ve bankacılık sektöründe gelişmeler ve öneriler

CDS Primlerinin Borsa Endeksi Üzerindeki Etkisi: Borsa İstanbul Üzerine Bir Uygulama

Dar Kapsamlı Sermaye Piyasası Mevzuatı ve Etik Kurallar

VAKIF EMEKLİLİK A.Ş. KATKI EMEKLİLİK YATIRIM FONU


109 MİLYAR DOLARLIK YABANCI PORTFÖYÜ VAR

TÜRKİYE SINAİ KALKINMA BANKASI A.Ş. TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş.

Türk Finans Sisteminde. Katılım Bankacılığı ARALIK, 2017

BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2014 II. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

Gayrimenkullerin Finansa Kazandırılması

VİRTUS Serbest Yatırım Fonu. Finans Yatırım Bosphorus Capital B Tipi Değişken Fon

PERFORMANS SUNUŞ RAPORU HAZIRLANMA ESASLARI

BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2014 III. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2015 II. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

Büyüme, Tasarruf-Yatırım ve Finansal Sektörün Rolü. Hüseyin Aydın Yönetim Kurulu Başkanı

Seçilmiş Haftalık Veriler* 10 Şubat 2017

Yurtdışına kâr transferi 8 yılda 54 milyar doları aştı

Tahvil Türleri. O Hamiline ve Nama Yazılı Tahviller. O Sabit Faizli ve Değişken Faizli Tahviller

KT Portföy Yönetimi A.. KT Portföy Birinci Kat!l!m Fonu

BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2015 III. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

KT Portföy Yönetimi A.. KT Portföy Küresel Kira Sertifikaları (Döviz) Serbest Fon

Grafik I.1 Seçilmiş Ülkelerde Piyasa Güven Göstergeleri 1 Grafik I.2 Kredi İflas Takası Endeksleri 2 Grafik I.3 Gelişmiş Ülke Borsa Endeksleri 2

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI

Yurtiçi Piyasalar Değişken Getirili Ürünler

FİBA EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. KATKI EMEKLİLİK YATIRIM FONU NA AİT PERFORMANS SUNUŞ RAPORU. Fonun Yatırım Amacı

Bölüm 1 (Devam) Finansal Piyasalar & Kurumlar

1 OCAK - 30 HAZİRAN 2017 DÖNEMİNE AİT PERFORMANS SUNUŞ RAPORU VE YATIRIM PERFORMANSI KONUSUNDA KAMUYA AÇIKLANAN BİLGİLERE İLİŞKİN RAPOR

Türk Finans Sisteminde. Katılım Bankacılığı. Ağustos, 2017

UDY Akışları Önündeki Risk Faktörleri

Seçilmiş Haftalık Veriler* 22 Mayıs 2015

KATILIMCILARA DUYURU

Seçilmiş Haftalık Veriler* 24 Mart 2017

KATILIM EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. ALTIN KATILIM EMEKLİLİK YATIRIM FONU 6 AYLIK RAPOR

TEB PORTFÖY İKİNCİ ORTA VADELİ KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI FONU

Günlük Bülten 10 Nisan 2012

MAYIS 2012 FON BÜLTENİ

Finansal Piyasalar, Ürün ve Hizmetler Açısından İstanbul Finans Merkezi

Banka, Şube ve Personel Sayıları

Küresel Kriz ve. Bekir Sıtkı ŞAFAK Sermaye Piyasası Kurulu

Aylık Para ve Banka İstatistikleri ne İlişkin Yöntemsel Açıklama

ÖZELLEŞTİRME UYGULAMALARI ve ALTYAPI YATIRIMLARININ FİNANSMANI: ALTERNATİF YATIRIM FON VE ORTAKLIKLARI İLE DİĞER SERMAYE PİYASASI ARAÇLARI

Döneminde Türk Bankacılık Sektörü

Seçilmiş Haftalık Veriler* 10 Mart 2017

1 OCAK - 30 HAZİRAN 2017 DÖNEMİNE AİT PERFORMANS SUNUŞ RAPORU VE YATIRIM PERFORMANSI KONUSUNDA KAMUYA AÇIKLANAN BİLGİLERE İLİŞKİN RAPOR

Seçilmiş Haftalık Veriler* 20 Ocak 2017

Çeşitli kanunlarda yapılan değişiklikler ve diğer düzenlemeler; İstanbul un uluslararası bir finans merkezi haline getirilmesi, Yurtiçi tasarrufların

Banka, Şube ve Personel Sayıları

KOBİ ler. Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler. KOBİ ler Önemlidir! Çünkü:

Seçilmiş Haftalık Veriler* 13 Mart 2015

MENKUL KIYMET YATIRIMLARI

Transkript:

Yeni Gelişmeler Işığında Türkiye de Faizsiz Finans ve Katılım Bankacılığı Prof. Dr. İsmail ÖZSOY* Aydın YABANLI** Uluslararası çevrelerde İslam Bankacılığı olarak da anılan Katılım Bankacılığı Türkiye de 1980 lerdeki sosyal taleplerin ve dönemin ekonomik koşullarının sonucu olarak doğdu. Sektörün oyuncuları, 2005 yılında yürürlüğe giren 5411 sayılı Bankacılık Kanununda yer alana kadar Özel Finans Kurumları adıyla varlığını sürdürdüler. Katılım Bankalarına ve faaliyetlerine ilişkin düzenlemelerin ve yasal altyapının tamamlandığı söylenebilir. Hatta yasa ve düzenlemelerle bankacılık tekniği ve uygulamaları açısından Türk faizsiz bankacılığının dünyada en gelişmiş altyapılardan birine sahip olduğunu belirtmekte yarar vardır. Bu açıdan değerlendirdiğimizde, Türk faizsiz bankacılık sektörü dünyaya örnek model olabilecek duruma gelmiştir denilebilir. Türk malî sektörünün %80,4 ünü oluşturan Türk Bankacılık Sistemi günümüz itibariyle Mevduat Bankaları, Kalkınma ve Yatırım Bankaları ve Katılım Bankaları olmak üzere 3 temel ayak üzerine bina edilmiş durumdadır. Türk Bankacılık Kanununda yer aldığı şekliyle faizsizlik prensibiyle çalışan dört Katılım Bankası geleneksel bankalarla aynı kanuna tabi olarak çalışmaktadır. Özel Finans Kurumları adı Katılım Bankalarının uluslar arası ilişkilerde tanınmalarını zorlaştırdığından, bu unvanın değişmesiyle birlikte kurumlar yeni adlarıyla dış dünyada kendilerini daha kolay ifade edebilme imkânına kavuşmuşlardır. Katılım Bankaları esas itibariyle faiz hassasiyeti sebebiyle banka sistemine dâhil olmayan âtıl kaynakların ekonomiye kazandırılmasında bir çözüm olarak görülmüştür. Tasarrufların yastık altında tutulması veya yatırıma yönlendirilebilecek iktisadî kıymetlerin üretken olmayan alanlara, örneğin ziynet eşyasına veya âtıl arazi yatırımlarına yönelmesi sağlıklı bir ekonominin işlemesine engel teşkil etmiştir. Ekonomi yöneticileri her zaman âtıl kaynakların ekonomiye kazandırılamamasından şikayetçi olmuş ve bu problemi çözmek için arayış içinde bulunmuşlardır. Faiz hassasiyetinin banka sisteminden uzak tuttuğu bu âtıl kaynaklar Katılım Bankaları tarafından harekete geçirilmiştir. Süreç, 1985 te Albaraka Türk ve Faysal Finans ile başladı, 1989 da bir başka Körfez menşeli kuruluş olan Kuveyt Türk, sermayesine Vakıflar Genel Müdürlüğünün de ortak olmasıyla sektörde yerini aldı. 1996 da Asya Finans sektöre girdi. Faysal Finans ise sonradan Family Finans a dönüştü. Family Finans 1991 de sektöre giren Anadolu Finans ile 2005 te birleşti ve günümüzdeki Türkiye Finans oldu. Halen Türkiye de anılan bu 4 Katılım Bankası faaliyet göstermektedir. 1995 yılında faaliyete başlayan İhlas Finans ise, yönetim zaafiyeti yaşamış ve 2001 krizinde likidite sorunuyla karşılaşmıştır. Sonunda Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), İhlas Finans ın faaliyetlerini durdurmuştur. Esasen 2001 krizi, yönetim zaafiyeti olan İhlas Finans haricinde diğer tüm faizsiz bankacılık kuruluşlarının krizin yıkıcı etkisinin üstesinden gelmeyi başardıklarını göstermiştir. Toplanan fonların kriz süresince hesap sahiplerince çekilmesi sektörde küçülmeye sebep olmuşsa da, güvenin yeniden tesisi ile bir kez daha çıkışa geçilmiştir. Üretim odaklı model ile millî gelire reel katkı Bugün Katılım Bankalarına baktığımızda, sektörün 2002 de 3,9 milyar TL olan aktiflerini 2010 sonunda 43,3 milyara çıkardıklarını görüyoruz. Bu, 8 yılda 10 kat büyümek ve Türk finans sektörünün ayrılmaz bir parçası haline gelmek anlamını taşıyor. Kurumların 2002 de bankacılık sektöründe %1,9 luk olan aktif payları, 1

2010 sonunda %4,3 e yükselmiştir. Yukarı yönlü trendin arkasında toplumsal talep, güven, Türk finans dünyasının siyasî irade ile birlikte istikrar kazanmış olması yatmaktadır. Sektördeki büyüme, hacimdeki artışın yanı sıra yapısal iyileştirmelerle de desteklendi. Toplumsal kalkınma ve gelişim stratejisini uygulayan, reel hayatı esas alan otorite, bu yönüyle bu kavramlar üzerine bina edilmiş bir bankacılık modelinin de önünü açmış oluyordu. Kalite standardını tutturma hedefi, bitmeyen bir ideal olarak yaşandı sektörde. Reel ekonominin finanse edilmesi, dışa açılım, yurtiçi üretimin tetiklenmesine yönelik yasal düzenlemeler, girişimciliğe dayalı bir ülke modeli, finansmanın amaç değil, üretim ekonomisinin bir aracı haline getirilmesi,.. vb girişimler Katılım Bankacılığının potansiyel gücünü harekete geçirmiştir. Katılım Bankaları dış ticarette, gerek mal ticaretinin finansmanında - ki bugün %5 nisbetinde bir payları vardır - gerek diğer finansal hareketlerde önemli katkılarda bulundular. Sıkı bir finansman-üretim ilişkisi Katılım Bankalarının yoğunlaştığı en önemli nokta olduğundan, büyüyen bir ekonominin en önemli stratejisinde kilit rol üstlendiler. Bu kurumların bu anlamda reel sektörün önemli bir motor gücü olduğunu ve millî gelire değer kattığını söyleyebiliriz. Yeni enstrümanlar Hazine Müsteşarlığınca çıkartılan ve bazı Kamu İktisadi Teşekküllerinden genel bütçeye aktarılacak hâsılat paylarına endekslenen Gelire Endeksli Senet (GES), SPK nın uygulamaya koyduğu Kira Sertifikası ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında (İMKB) Ocak 2011 de açıklanan Katılım Endeksi gibi yeni enstrümanların ve açılımların sermaye piyasasına girişiyle, Türkiye de faizsiz bankacılığın rolü çok daha önemli hale gelmiştir. Helal endeks ya da İslamî endeks olarak da anılan Katılım Endeksinin yanı sıra GES ler ve Kira Sertifikası da Türk ekonomisine ve Türk sermaye piyasasına derinlik katmıştır. Katılım Endeksinde yer alan, borsaya açık, faizsizlik ve İslâmî kriterlere göre seçilmiş 30 adet şirketin hisselerinin bulunduğu sepet, uygulamada yatırımcıya bu hisse grubuna yatırım yapma imkânı verecek bir yatırım fonu kurulmasını beklemekte. Bütün bu gelişmeler, bugün millî geliri 700 milyar dolara ulaşan ülke ekonomisine yeni fırsatlar ve yeni finansal kaynakların önünün açılmasını sağladı. Artık yatırımcı farklı ihtiyaç ve beklentilerini karşılayacak yeni yatırım alanlarına sahip durumda. Reel sektör bankacılık modeli Katılım Bankalarının ana faaliyet alanı reel sektörü finanse etmektir. Bu kurumlar, şubeleşerek yurt sathına yayılmış, fon toplama ve kullandırmada yaygınlık ve derinlik kazanarak bölgesel kalkınmaya katkıda bulunmuşlardır. Böylece, hem toplumsal tabanda talep edilen yatırımları birey ve işletmelerin ayağına getirmiş, hem de yatırımın bölgesel ihtiyaçlara ve girişimcilere titiz bir gözlemleme ile tahsisini sağlamışlardır. Hesap sahiplerini koruma ve onlara istikrarlı yüksek getiri sağlama ise, fon havuzlarında riskin farklı iktisadî sektörlere dağıtılması ile mümkün hale getirilmiştir. Katılım Bankalarının Türkiye de işletmelerin yaklaşık %90 ını oluşturan Küçük ve Orta Boy İşletmelere (KOBİ) yönelik finansman desteği Aralık 2010 itibariyle toplam bankacılık sektöründe %8,8 seviyesini yakalamıştır. Sektörel olarak baktığımızda; %17 lık bir payla inşaat sektörü Katılım Bankalarınca en fazla desteklenen sektör durumundadır. Toptan ticaret %12, konut %10, tekstil %7, gıda %5, metal %4, perakende ticaret %3, elektrik, gaz dağıtımı %3, enerji üretimi %3, kredi kartı %3 olarak finanse edilmektedir. İnşaat şemsiyesi altında en az 250 alt sektör desteklenmekte, kalan %33 lik pay ise yaklaşık 50 farklı sektöre dağıtılmaktadır. Finansmanda birçok kanaldan hareket edilerek yaygınlık sağlanmış, böylece farklı girişimcilere de kaynaklara ulaşma imkânı doğmuştur. Son yaşanan 2008 Küresel Finansal Krizin reel sektöre etkisi, daha az yatırım, daha az üretim, daha az ihracat, daha az istihdam olmuştur. Ancak, bankacılık sektöründe 2001 krizindeki gibi istihdam azalması yaşanmamış, Katılım Bankaları da krizi hasarsız atlatmıştır. 2009 ve 2010 yıllarında sektörde kaynak toplama ve kullandırmada yüksek performans gözlemlenmiş, şubeleşmede sırasıyla %6, %8 ve istihdamda yine sırasıyla %7, %8 artış sağlanmıştır. Böylece, Katılım Bankalarının krize karşı dirençli oldukları bir kez daha tescillenmiştir. Reel sektör tabanlı bu bankacılık modelinin payı, 2010 sonu itibariyle, Türk bankacılık 2

sektöründeki toplanan fonlarının %5,4 ü, kullandırılan fonların ise %5,9 u olarak gerçekleşmiştir. Katılım Bankacılığının reel sektöre paralel büyümesi, faaliyetlerinin reel alım-satım ve ortaklık işlemlerine dayanmasından dolayıdır. KOSGEB in reel sektöre kaynak temini konusunda çalışmaları ile banka kredisine ihtiyacı olan girişimcilere destek veren Kredi Garanti Fonu (KGF) nun da katkılarıyla 2010 sonu itibariyle KOBİ kredileri %50,1 artışla en fazla artan kredi türü olmuştur. KOBİ bankacılığı olarak anılan Katılım Bankaları 2005 ten itibaren KGF ile protokoller imzalayarak hem KOBİ lerin finansmanında işbirliği yapmış, hem de Fonun sermayesine ortak olarak Türkiye ekonomisinin reel sektör ayağındaki karar alıcı konumunu güçlendirmişlerdir. Mekanizma sistemli olarak kendi kendini koruyor Katılım Bankalarının en önemli özelliklerinden birisi birçok riskten fazlaca korunmalarıdır. Risk Yönetimi açısından bankacılıkta ilk akla gelen faiz, kur, kredi, likidite riskleridir. Yasal düzenlemelerin yapmış olduğu sınırlamalar dışında, bu bankaların çalışma sisteminin getirdiği ilkeler de dikkat çekiyor. Kaynak tarafında toplanan fonlar, aktif tarafında fiilî ticaretle, işletmenin ihtiyacı olan mal peşin alınıp işletmeye vadeli satılmaktadır. Buradan elde edilen kazanç da havuzdaki hesap sahipleriyle baştan anlaşılan kâr oranları üzerinden paylaşılmaktadır. Kaynak ve aktifler birbirine doğrudan bağlıdır. Burada kâra da zarara da ortak olunması kader birliğini sağlayarak bankaya elde edilen kaynakları daha sağlıklı yönlendirme zarureti doğuruyor. Geleneksel bankacılık modelinde yüksek faizle topladığınız kaynağı daha yüksek bir faizle kullandırmanız ve hesap sahibine vade sonunda ödeyeceğiniz faizle size ödenen faiz farkını kâr yazmanız gerekir. Ancak beklenmedik bir likidite krizinde, yükselen faizlere karşılık devlet tahvilinde vade sonunda alınacak itfaların sabit, kredi geri dönüşümündeki faizlerin düşük kaldığı ortamda, yeni kaynakların da yüksek faiz istemesi sonucu, kredi kullandırma maliyetleri yükselecek, böylece sistem zarara dönecektir. Mevduat ve kredi taraflarının menfaatleri birbirinin tersine işlemektedir. Faiz riski bu yönüyle bankacılık açısından ciddi bir sorundur. Katılım bankalarında ise kaynak ve aktif taraf aynı zararı veya kârı paylaştığından bu model kendiliğinden korunaklı duruma gelmektedir. Borcun finansmanının katılım bankalarında görülmemesi de sanal bir alacak şişme riskini de ortadan kaldırıyor. Katılım bankalarında finansmanın mutlaka reel bir varlığa, üretim ya da hizmete dayanması belki de en önemli ayrışma noktasıdır. Borcu finanse ettiğinizde daha yüksek bir faizle geri ödeme planı çıkarmanız gerekir. Ancak bu üretim endeksli olmayıp, sanal bir balonlaşma sebebidir. Millî gelire katkısı olmayan bir para alışverişine dönmesi durumu vardır. Para, karşılığında bir emtia, bir değer varsa kıymettir; bizatihi kendisi bir kıymet taşımaz. Dolayısıyla faizsiz bankacılıkta mekanizma, değer üretecek faaliyetlerin finansmanına kaynağın doğru transfer edilmesini gerekli kılmaktadır. Bununla birlikte, finansmanda aylık düzenli aralıklarla geri ödenme istenmesi, işletmenin üretim endeksli geri ödeme planı daha gerçekçidir ve kaynakların daha etkin ve verimli kullanılmasını sağlamaktadır, diyebiliriz. Faizsiz Bankacılık Türkiye de 2008 Krizini önledi Ülkemizde bireysel bankacılık son dönemde diğer ülkelerde olduğu gibi önem kazanmıştır. Türkiye de mortgage sistemi murabaha (peşin alıp vadeli satma) olarak görülmekle birlikte kiralama-satın alma olarak da değerlendirilebilir. Mülkün anapara ödemesi yanında kâr payı adı altında âdeta mülkün kirası ödenmektedir. Anapara ödemesi nispetinde de mülkiyet alıcıya geçmekte ve sonunda insanlar evlerinin mülkiyetini sahip olmaktadırlar. ABD de ise, mortgage kuponları (alacak senetleri) derecelendirme kuruluşlarınca derecelendirilerek alınıp satıldı. Kâğıtların alınıp satılmasıyla oluşan sanal şişme reel piyasadaki artışla dengelenmeyince sonunda balon patlamış ve kriz patlak vermiştir. Türkiye de ise bankaların ellerindeki alacak senetleri alınıp satılmaya konu olmadığı için bir şişme oluşmamış, dolayısıyla herhangi bir krizle karşılaşılmamıştır. 3

Esasen belli bir nominal değere sahip kağıtların, reel karşılıkları olan konutların piyasa değerinde bir artış olmadan sadece vade sebebiyle daha yüksek nominal bir değere satılması faiz işleminden başka bir şey değildir ve şişmenin ana sebebidir. Küresel krizde faiz bu fonksiyonuyla balonları oluşturmuş ve acıdır ki bazı iktisatçılarımız faizin krizdeki bu yok edici varlığını ve etkisini fark edememişlerdir. Faiz, mahiyetini bilmeyenlerin gözünden kendini gizlemeyi başarmıştır. Meselâ, peşin fiyatı 100 bin TL olan ev, ona yıllar sonra sahip olacak bir kimseye on yıl vadeli 120 bin TL ye satıldığında buradaki 20 bin TL reel bir değer artışına karşılıktır ve faizle alakası yoktur. Bu değer artışı, bir taraftan kişinin bu evden hemen faydalanmaya başlayarak evin kullanım faydasının artmasından, diğer taraftan da kişinin kendi tasarrufuyla yıllar sonra inşa edilecek bu evin bu alım-satım sayesinde hemen inşa edilmesi suretiyle makro düzeyde ekonomiye yapılan peşin reel katkının karşılığıdır. Bu faizsiz bankacılığın ilkesidir, reel bir ticarettir ve Türkiye deki tüm bankalar halen bu yöntemi uygulamaktadırlar. Bu faizsiz uygulama Türkiye yi küresel krizin yıkıcı etkisinden ve şişmelerden korumuştur. Ancak, ABD de yapıldığı gibi, bu 120 bin TL lik on yıl vadeli senet banka tarafından kasaya konmaz, mesela 130 bin TL ye on beş yıl vadeli olarak başka bir finans kuruluşuna satıldığında buradaki 10 bin TL nin hiçbir karşılığı yoktur ve bu tamı tamına faizdir, şişmedir; Kur an daki ifadesiyle şişme-kabarma anlamına gelen ribadır. Küresel krizin ana sebebi budur. İslâmî açıdan faiz, topluma değer katmadan elde edilen veya değer katıldığında bu değere paralel paylaşılmayan gelirdir. Parasal ve finansal her işlemi reel mal ve hizmet tarafındaki bir harekete bağlayan, böylece reel sektörden bağımsız olarak finans sektöründe şişmeleri önleyen faizsiz bankacılık, uygulandığı ülkelerde büyüklüğü oranında krizlerin önünde set olmuştur. Ayrıca Katılım Bankacılığında mal-para veya para-mal işlemi hariç, mal ve paraların kendi aralarındaki vadeli işlemlerine müsaade edilmemektedir. Dolayısıyla vadeli işlemlerden kaynaklanan riskler bu sistemde en aza indirilmiştir. Sistemin Türkiye de sağlıklı işlemesinin ardında nakdî ve kurumsal teminatlar da yatmaktadır. Otorite olarak BDDK düzenleyici ve denetleyici durumundadır. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu hesaplara güvence sağlamaktadır. Merkez Bankası ve Hazinenin sıkı takibi de Katılım Bankacılığı sisteminin sağlıklı işlemesine imkân vermektedir. Sermaye ve likidite yeterliliği, yabancı para net genel pozisyonlarına yönelik kriterler de uygulamaya yönelik teminatlar olup, Katılım Bankaları bunlarla da güvenilirlik seviyesini yükseltmektedir. Yeni enstrümanlar sektör kapasitesini arttırmakta Gelire Endeksli Senetler (GES) Katılım Bankaları için alternatif bir yatırım alanı oluşturmuştur. Kurumlar bu enstrümana ciddi manada yatırım yaparak risklerini dağıtmış ve gelir elde etmişlerdir. Böylece fazla likiditelerini yurtdışı mal murabahalarında değerlendirmek yerine ülke içinde kalacak şekilde tutmakla kaynakların millî ekonomide kullanılmasına imkân vermiş oldular. GES, Katılım Bankaları için devlet tahvili ve hazine bonosuna bir alternatif çözüm olmuştur. GES, Katılım Bankalarının faizsiz bireysel emeklilik sistemine girmelerine de önemli bir basamak olmuştur. Kuveyt Türk-Vakıf Emeklilik, Türkiye Finans-Garanti Emeklilik ve Albaraka Türk-Anadolu Hayat Emeklilik ortaklıklarının yanı sıra kendi bireysel emeklilik şirketini kurmakta olan Bank Asya nın bu alandaki çalışmaları sektöre yeni bir açılım getirmiştir. Sigorta fonlarının bulunduğu sepetin döviz ticareti, katılım hesapları, GES gibi faizsiz getiri sağlayan araçlardan oluşması sigortacılık alanında da faiz hassasiyeti olanlar için bir çözüm üretilmesi anlamını taşıyor. Kamu Kaynaklarının Kullanılması Suretiyle Kamuya Finansman Sağlanması adlı kanun tasarısı, Katılım Bankalarının da katkılarıyla Hazine Müsteşarlığınca hazırlanmış olmasına karşın, 2 yıldır Mecliste beklemektedir. Bu enstrümandan beklenen en büyük fayda, özelleştirme yoluyla, özelikle köprü, otoyol gibi kamu varlıklarının satışı yerine kiralanmasıdır. Burada amaç sermayenin tabana yayılması ve yeni 4

yatırımcıların çekilmesidir. Bu suretle, gerçek bir varlığa dayalı yatırım modeli uygulanmış, kamu kaynakları da kamuya ait olma özelliğini kaybetmemiş olacaktır. Bu arada geçtiğimiz yıl SPK tarafından kabul edilen anonim şirketlere ve bankalara ihraç imkânı veren kira sertifikası uygulaması, Kuveyt Türk tarafından 3 yıl vadeli 100 milyon dolarlık ihraç ile Türkiye de ilk kez yapılmış oldu. Gerek hazinenin kamu varlıklarına yönelik Sukuk tasarısı, gerekse de anonim şirketler için belli şartlardaki kira sertifikasının ihracı, Körfez bölgesinde petro-dolarların başta olmak üzere, diğer bölgelerden kaynağın ülkemize akışını kolaylaştıracaktır. Bunun, ülkemizdeki sıcak paranın borsa yoluyla ani giriş çıkışlarına denge unsuru olacağı muhakkaktır. Yeni fırsatlar Devlet Planlama Teşkilatı, İstanbul un kısa vadede bölgesel, uzun vadede global bir finans merkezi olması stratejisi benimsemiştir. İstihdam ve finans uzmanı talebinde artışa ve daha birçok yeniliğe sebep olacak stratejinin çalışmaları başlamış bulunmaktadır. İlgili bakanlık ve yerel yönetimler kendi alanlarına yönelik çalışmaları yürütmektedirler. Şehirleşme değişiyor, talep edilecek çalışan profili değişiyor, altyapıüstyapı değişiyor. Bu potansiyelin ülkemize, İstanbul a ve özelde Katılım Bankalarına geniş bir vizyon sağladığı bir gerçektir. Körfez bölgesi ile işbirliğinin geliştirilmesi, Uzakdoğu-Malezya küresel aktörleri ile Londra, Fransa merkezli alanlarla diyalog, Türk Cumhuriyetleri ile Ortadoğu ve Afrika açılımları Katılım Bankalarının çalışma alanları gibi görülüyor. Stratejiye bağlı olarak, enstrüman çeşitliliğin coğrafî olarak da desteklenmesi, derinleşmesi sorumluluk alanları olarak göze çarpmaktadır. Katılım Bankalarının Körfez ülkeleriyle Türkiye arasında köprü olması, global faizsiz finans alanıyla diyalog ve işbirliği arayışları vizyon sahibi olan sektöre olumlu birikimler, tecrübe ve gelişim katacaktır. 2023 projeksiyonlarında %10 luk pazar payı öngörüsü de işin ciddiyetini gösteriyor. Geçtiğimiz ay dünya merkez bankalarınca kabul edilen ve TCMB tarafından da imzalanan protokolle Uluslararası İslâmî Likidite Yönetimi (IILM) tarafından Katılım Bankalarına faizsiz likidite temin etme imkânı sunulmuştur. Henüz ana hatları belirlenen sistemde, Merkez Bankaları kanalıyla ve devlet güvencesiyle likiditenin faizsizlik prensibiyle sağlanması hedeflenmiş, sanal kağıt satışı yerine varlığa dayalı bir mekanizma geliştirilmiştir. Bu sistemde, Devletin bazı varlıkları ortak bir yönetim olan IILM ye belli süreliğine devredilmektedir. Buna dayalı çıkarılan kira sertifikaları satılarak elde edilen likidite hem Merkez Bankalarınca kullanılabilmekte, hem de bu sertifikalar Merkez bankası kanalıyla likidite ihtiyacı olan faizsiz bankaların veya kuruluşların emrine verilebilmektedir. Katılım Bankalarının da bu mekanizmada piyasa yapıcı sıfatıyla yer alması fiyatlamada, ihraçta karar alıcı ve piyasaya yön verici olarak önemlidir. Kısacası, Katılım Bankaları ülkeye yabancı sermayenin çekilmesindeki artan işlevleri, bankacılık sektörünün güçlenmesine katkı sağlamaları, yatırımları derinleştirmeleri, üretim ve ticaret fırsatlarını kolaylaştırmaları, sadece faizsizlik özelliği ile değil, haram-helal sınırlamalarını da gözeterek finans desteği sağlamaları neticesi elde ettiği sosyal tabandaki güvenilirlikleri, kayıtdışına karşı güvence sağlamaları, böylece vergi tahsilâtında devletin yükünü hafifletmeleri ile Türkiye ekonomisinin vazgeçilmez tamamlayıcı sektörü haline gelmiştir. Son 10 yılda toplanan fonlardaki %33 lük yıllık bileşik ortalama büyüme, Katılım Bankalarının ülkemizin sosyo-ekonomik yapısında kök saldığının ve hızla yükseldiğinin ifadesidir. Türkiye de ulusal bazda GES, Kira Sertifikası ve Katılım Endeksi nin yanı sıra uluslararası bazda Merkez Bankalarının varlığa dayalı faizsiz likidite teminini sağlayan uygulamasını, faizsiz finans ve Katılım Bankacılığı felsefesinin lokal ve global olarak gelişmesinin göstergesi olarak görmek mümkündür. Katolik dünyanın merkezi olarak Vatikan ın da krizlerden kurtuluş çaresi olarak İslam Bankacılık ve Finans Sistemini tavsiye etmesi, tüm dünyada bankacılık ve finans otoritelerinin bu modele yönelmesini sağlamıştır. Avrupa da ise konuya çoktan beri ilgi duyan İngiltere ye ek olarak Fransa ve Almanya gibi İslamî yöntemlere mesafeli duran ülkelerde de faizsiz finans ve bankacılık mercek altına alınmıştır. Teori ve pratiğiyle Türkiye nin bu alanda dünyaya vereceği çok şey vardır. 5

Tablo Katılım Bankalarının Banka Bazında Seçilmiş Göstergeleri (31/12/2010) Grafik Katılım Bankalarının Toplam Başlıca Finansal Büyüklükleri (31/12/2010) *Fatih Üniversitesi Ekonomi Bölümü. ** Fatih Üniversitesi MBA öğrencisi. [Bu makale, Turcomoney Dergisinin Şubat 2011 sayısında yayınlanmıştır.] http://www.turcomoney.com/katilim-bankalari-8-yilda-10-kat-buyudu.html 6