EKO-ETİKETLEMENİN SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZMDEKİ YERİ



Benzer belgeler
Dr. Müge ŞANAL. Ziraat Mühendisi Antalya

TURİZMİN GENEL DEĞERLENDİRİLMESİ. Necip BOZ Koordinatör TÜROFED Türkiye Otelciler Federasyonu

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ULUSAL BİLDİRİMLERİNİN HAZIRLANMASI PROJESİ 6. ULUSAL BİLDİRİM TURİZM BÖLÜMÜ

Sürdürülebilir Kalkınma ve Tarım. DR. TAYLAN KıYMAZ KALKıNMA BAKANLıĞı

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti. Ülkesel Fizik Planı. Bölüm III. Vizyon, Amaç ve Hedefler (Tasarı)

MAVİ BAYRAK ARAŞTIRMA SONUÇLARI

BÖLGE PLANI SÜRECİ Bursa Turizm İhtisas Komisyonu Toplantısı

MAVİ BAYRAK UYGULAMASININ ÖNEMİ, ÖLÇÜTLERİ VE ÜLKELERE GÖRE DURUM DEĞERLENDİRMESİ

Yatlarda Mavi Bayrak Uygulaması ve Yatçıların Çevresel Farkındalığına Etkisi

Turistik Ürün, Turistik Ürün Çeşitlendirmesi ve Alternatif Turizm 1.Hafta Öğr. Gör. Özer Yılmaz

Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 14.Hafta SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM VE GİRDİ KULLANIMI. Dr. Osman Orkan Özer

TÜRKİYE TURİZM STRATEJİSİ 2023 VE MALATYA İLİ TURİZMİ

Temiz Üretim Süreçlerine Geçişte Hibe Programlarının KOBİ lere Katkısı. Ertuğrul Ayrancı Doğu Marmara Kalkınma Ajansı

AB Destekli Bölgesel Kalkınma Programları

Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme. 30 Mayıs 2012

AKDENİZ EYLEM PLANI SEKRETARYASI (AEP)

AB ve Türkiye Sivil Toplum Diyaloğu - IV Tüketicinin ve Sağlığın Korunması Hibe Programı

Türkiye Cumhuriyeti Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. Yalın Altı Sigma Konferansı-5 / 7-8 Kasım 2014

İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ ÇEŞME SONUÇ RAPORU

İÇİNDEKİLER. Önsöz... v İçindekiler... ix Tablolar Listesi... xv Şekiller Listesi... xv BİRİNCİ BÖLÜM SOSYOLOJİ VE TURİZM SOSYOLOJİSİ

Küresel Çevre Yönetimi için Ulusal Kapasite Öz Değerlendirme Analizi

Dış Paydaş Toplumsal Katkı Araştırması Anketi Sonuçları

İÇİNDEKİLER. Önsöz... iii Sunuş... iv İçindekiler...v Tablolar Listesi...xi Şekiller Listesi... xii Kısaltmalar Listesi... xiii GİRİŞ...

Uluslararası Süreçler Çerçevesinde Çevre Eğitimi

İZMİR DE EKO-VERİMLİLİK (TEMİZ ÜRETİM) UYGULAMALARININ YAYGINLAŞTIRILMASI PROJESİ KAPSAMINDA YAPILAN ÇALIŞMALAR. Sibel ERSİN, İZKA PPKB Birim Başkanı

TKY302U KONAKLAMA HİZMETLERİNDE KALİTE YÖNETİMİ KISA ÖZET

MMKD Stratejik İletişim Planı Araştırma Sonuçları

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Gelecek Turizmde Çoruh Vadisi Deneyimi

Proje Faaliyetleri ve Beklenen Çıktılar

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ... v BİRİNCİ BÖLÜM TURİZMDE TEMEL KAVRAMLAR

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

İÇİNDEKİLER. Sayfa ÖNSÖZ..

2011 Yılı Teklif Çağrısı Proje Eğitim Toplantısı Program Amaç ve Öncelikleri, Uygunluk Kriterleri, Başvuru ve Değerlendirme Süreci

BÖLGE PLANI. Hazırlayan : Murat DOĞAN

GAP BÖLGESİ NDE TARIM VE TARIMA DAYALI SANAYİDE ENTEGRE KAYNAK VERİMLİLİĞİ PROJESİ

Yerel yönetimler (belediye, il özel idaresi, köy tüzel kişiliği, muhtarlıklar),

İZMİR DE (TEMİZ ÜRETİM)

ÇEVRE ALANıNDA FINANSMAN FıRSATLARı

ANKARA KALKINMA AJANSI.

Sivil Yaşam Derneği. 4. Ulusal Gençlik Zirvesi Sonuç Bildirgesi

İçindekiler. Birinci Bölüm. Turizm, Turist Kavramları, Genel Anlamda Eğilim ve Beklentileri

%25 - % /02/2014 gen@istka.org.tr. %25 - % /02/2014 evk@istka.org.tr

Yeniden Yapılanma Süreci Dönüşüm Süreci

ISO 14001:2015 ÇEVRE YÖNETİM SİSTEMİ GEÇİŞ KILAVUZU

4. Gün: Strateji Uygulama Konu: Kanun Tasarısı Hazırlamak

ETIK RESEARCH ETİK

ÇEVRE VE DOĞA KORUMAYLA İLGİLİ ULUSAL VE

Tarımın Anayasası Çıktı

ÇEVRE DENETİMİNDE KÜRESEL GÜNDEM VE EUROSAI İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN DENETİMİ SEMİNERİ

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ, AB SÜRECİ VE ÇEVRE

Program Koordinatörü Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

Dış Paydaş Toplumsal Katkı Araştırması Anketi Sonuçları

ULUSLARARASI ÇEVRE MEVZUATI

GIDA GÜVENCESİ-GIDA GÜVENLİĞİ

SAĞLIK TURİZMİNİN YENİ YILDIZI; TÜRKİYE. Dünyada sağlık turizminin gelişmesine sebep olan faktörler şu şekilde sıralanabilir;

Proje Geliştirme/Planlama Yard.Doç.Dr.Ayselin YILDIZ Yaşar Üniversitesi, Avrupa Birliği Merkezi

BURSA ESKİŞEHİR BİLECİK KALKINMA AJANSI

Sigortacılık Etik İlkeleri

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÇALIŞMALARIMIZ

TTGV Çevre Projeleri Grubu 13 Aralık k 2006, Ankara

2015 Yılı GEKA Proje Teklif Çağrısı ilan edilmiştir.

BÖLGESEL TURİZM GELİŞTİRME KOMİTELERİ BİLGİ NOTU

KENTSEL PLANLAMANIN TEMEL NİTELİKLERİ

Kimya Sektöründe Sürdürülebilirlik Çalışmaları. 3 Mayıs 2016

YEŞİL ENDÜSTRİ PLATFORMU İlk Danışma Kurulu Toplantısı 3 Nisan 2013 Paris, Fransa

ÇEV 219 Biyoçeşitlilik. Sürdürülebilir Kalkınma & Çevre Yönetimi

ÇEVRE SORUNLARININ TOPLUMLARIN GÜNDEMİNE YERLEŞMESİ

İklim Değişikliği ve Hava Yönetimi Koordinasyon Kurulu Çalışma Grupları

KAMU ALIMLARI YOLUYLA TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VE YERLİ ÜRETİM PROGRAMI EYLEM PLANI

Türkiye de Stratejik Çevresel Değerlendirme: İhtiyaçlar, Zorluklar ve Fırsatlar

DİKMEN BÖLGESİ STRETEJİK GELİŞİM PLANI

TEMİZ ÜRETİM (EKO-VERİMLİLİK) ALANINDA YÜRÜTÜLEN ÇALIŞMALAR & ENDÜSTRİYEL SİMBİYOZ KONUSUNDA ÜSTLENİLEBİLECEK ROLLER

TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA ÖĞRENCİLERİ BİTİRME PROJESİ YARIŞMASI

İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Binalarda Enerji Verimliliği Bildirgesi Uygulama Kılavuzu

Doç. Dr. Ahmet M. GÜNEŞ Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi ÇEVRE HUKUKU

KAMU ALIMLARI YOLUYLA TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VE YERLİ ÜRETİM PROGRAMI EYLEM PLANI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE İRAN İSLAM CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA ÇEVRE ALANINDA MUTABAKAT ZAPTI

Bu çalışmada güncel Kalkınma Ajansı desteklerinin derlenmiş listesi bulunmaktadır. Derlenen bilgiler adresinden alıntıdır.

KALKINMA AJANSLARI ve

BÖLGE PLANI SÜRECİ Eskişehir Turizm İhtisas Komisyonu Toplantısı Anadolu Üniversitesi

Doğu Anadolu Turizm Geliştirme Projesi (DATUR)

İşletmelerin Karşılaştığı Tehdit Nedir? Zafer-İn Operasyonu nun Hedefleri Nedir?

EGE BÖLGESİ SANAYİ ODASI. Faaliyet Programı

SAĞLIKLI ŞEHİRLER EN İYİ UYGULAMA ÖDÜLÜ / 2013 YARIŞMA ŞARTNAMESİ

Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve 2030 Sonrası Kalkınma Gündemi

TEKLIF ÇAĞRILARI SIVIL TOPLUM DIYALOĞU (CSD-IV) AB VE TÜRKIYE ARASINDA KAPSAMINDA YAYIMLANAN. Fikirden Projeye. Hazırlayan: Öğr. Gör.

ANKARA KALKINMA AJANSI 2012 YILI MALİ DESTEK PROGRAMLARI

T.C. Kalkınma Bakanlığı

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm TURİZME GENEL YAKLAŞIMLAR

Uluslararası Yeşil Anahtar Ödülü. Arzu Akdağ Yeşil Anahtar Programı Ulusal Koordinatörü Çevre Mühendisi

Değişiklik Paketi : 6

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK Yönetimine Giriş Eğitimi

İYİ TARIM UYGULAMALARI VE EUREPGAP. Prof. Dr. Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

YGS-LYS ALAN SIRA DERS İÇERİK SINIF

YATIRIMLAR Yatırımların Sektörel Dağılımı a) Mevcut Durum

İçindekiler. İçindekiler

SAĞLIK TURİZMİNİN GELİŞTİRİLMESİ PROGRAMI VE POLİTİKALAR. Dr. H. Ömer Tontuş Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü

15 yıl aradan sonra 1-3 Kasım da Turizm şurasını toplayacağız. Hükümet olarak 3.Turizm Şurası ile stratejik bir sektör olan turizmde üçüncü evreye

İNŞAAT SEKTÖRÜNDE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK: YEŞİL BİNALAR & NANOTEKNOLOJİ STRATEJİLERİ. Muhammed Maraşlı İMSAD-UNG Çalışma Grubu Üyesi

Transkript:

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI YATIRIM VE İŞLETMELER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ EKO-ETİKETLEMENİN SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZMDEKİ YERİ UZMANLIK TEZİ Erkut ATALAR ŞUBAT-2009 ANKARA

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI YATIRIM VE İŞLETMELER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ EKO-ETİKETLEMENİN SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZMDEKİ YERİ UZMANLIK TEZİ Erkut ATALAR Tez Danışmanı Kültür ve Turizm Uzmanı Tülin OKUMUŞ ŞUBAT-2009 ANKARA

Erkut ATALAR tarafından hazırlanan EKO-ETİKETLEMENİN SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZMDEKİ YERİ adlı bu tezin Uzmanlık Tezi olarak uygun olduğunu onaylarım. Tülin OKUMUŞ (Danışman) Bu çalışma, jürimiz tarafından oy birliği/oy çokluğu ile Kültür Turizm Uzmanı Tezi olarak kabul edilmiştir. Adı ve Soyadı İmzası Başkan :.. Üye :.. Üye :... Üye :.. Üye :.. Tarih :.. /.. /... Bu tez, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür ve Turizm Uzman Yardımcılarının Uzmanlık Tezlerini Hazırlarken Uyacakları Yazım Kuralları Yönergesiyle belirlenen tez yazım kurallarına uygundur.

SINAV YETERLİK KOMİSYONUNA BEYAN Bu belge ile bu uzmanlık tezindeki bütün bilgilerin akademik kurallara ve etik davranış ilkelerine uygun olarak toplanıp sunduğumu; ayrıca, bu kural ve ilkelerin gereği olarak, çalışmada bana ait olmayan tüm veri, düşünce ve sonuçları andığımı ve kaynağını gösterdiğimi beyan ederim. Erkut ATALAR Kültür ve Turizm Uzman Yardımcısı

ÖNSÖZ Bu çalışma ile dünyada yaygın olarak kullanılan eko-etiketleme, turizm sektörüne yönelik eko-etiketleme uygulamaları ve bunun sürdürülebilir turizm gelişimine katkıları incelenmiştir. Bu kapsamda özellikle AB adaylık sürecinde uyum çalışmaları yürütülmekte olan AB Eko-Etiketi (Çiçek) ve Bakanlığımızca yürütülmekte olan Çevreye Duyarlı Tesis Belgesi (Yeşil Yıldız) üzerinde durulmuştur. Bu çalışmanın hazırlanması aşamasında değerli katkı ve görüşlerini esirgemeyen tez danışmanım Tülin OKUMUŞ a sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca bu çalışmayı yapmaya beni yönlendiren Didem AKMAN a, tez yazımı süresince yaptıkları katkılardan ve gösterdikleri anlayışlardan dolayı mesai arkadaşlarıma ve aileme teşekkür ederim. Erkut ATALAR Ankara, 2009 i

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... i İÇİNDEKİLER... ii Kısaltmalar Cetveli...iii Tablolar Cetveli... iv Şekiller Cetveli... iv 1. GİRİŞ... 1 2. SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM... 6 2.1. Sürdürülebilirlik ve Sürdürülebilir Gelişim Kavramları... 6 2.2. Turizm ve Çevre İlişkisi... 9 2.3. Sürdürülebilir Turizm Gelişimi... 12 3. EKO-ETİKETLEME... 16 3.1. Dünyada Eko-Etiketleme Programları... 19 3.2. Turizm Eko-Etiketi... 22 3.2.1. Turizm Eko-Etiketi Çeşitleri... 24 3.2.2. Turizm Sektöründe Uygulanmakta Olan Eko-Etiket Programları... 26 3.2.2.1. Yeşil Anahtar (The Green Key)... 28 3.3. Eko-Etiketlemenin Diğer Çevre Yönetim Programları ile İlişkisi... 29 3.3.1. ISO 14001: Çevre Yönetim Sistemi... 30 3.3.2. EMAS: Avrupa Birliği Eko-Yönetim ve Denetim Programı... 32 4. AB EKO-ETİKETİ ÇİÇEK... 34 4.1. AB Eko-Etiketinin Uygulanma Süreci... 35 4.2. AB Turizm Eko-Etiketi... 41 4.2.1. AB Turizm Eko-Etiketi Kriterlerinin Belirlenmesi... 43 4.2.1.1. Pazar Analizi... 45 4.2.1.2. Ön Çevresel Değerlendirme... 50 4.2.1.3. Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi... 51 4.3. AB Eko-Etiketine İlişkin Uyum Çalışmaları... 55 5. TÜRKİYE DE UYGULANMAKTA OLAN TURİZM EKO-ETİKETLERİ... 56 5.1. Mavi Bayrak... 56 5.2. Çevreye Duyarlı Konaklama Tesisi Belgesi (Yeşil Yıldız Simgesi)... 62 6. EKO-ETİKETLEMENİN SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZMDEKİ YERİ... 69 7. SONUÇ... 72 KAYNAKÇA... 77 EKLER... 83 Ek-1: Turizm İşletmesi Belgeli Konaklama Tesislerine Çevreye Duyarlı Konaklama Tesisi Belgesi Verilmesine Dair Tebliğ (Tebliğ No:2008/3)... 83 Ek-2: Çevreye Duyarlı Konaklama Tesisleri İçin Sınıflandırma Formu (Yeşil Yıldız-Çevreye Duyarlı Tesis Simgesi)... 85 EK-3 Konaklama Tesislerinde Çam Simgesini Belirleyen Nitelikler... 99 Ek-4: Plajlar İçin Mavi Bayrak Kriterleri... 102 Ek-5: Marinalar İçin Mavi Bayrak Kriterleri... 116 ÖZET... 129 ABSTRACT... 130 ii

Kısaltmalar Cetveli AB ANPA APAT ÇYS EEA EEA EMAS EUCC EUEB FEE GEN ICOMIA IHEI ILS ISO IUCN KOBİ SETAC STK TÜRÇEV UNEP UNWTO Avrupa Birliği Ulusal Çevre Koruma Ajansı İtalyan Çevre Koruma ve Teknik Hizmetler Ulusal Ajansı Çevre Yönetim Sistemi Avrupa Ekonomik Alanı Avrupa Çevre Ajansı Avrupa Birliği Eko-Yönetim ve Denetim Programı Avrupa Kıyı Koruma Birliği Avrupa Birliği Eko-Etiketleme Kurulu Çevre Eğitimi Vakfı Küresel Eko-Etiketleme Ağı Uluslararası Denizcilik Endüstrisi Dernekleri Konseyi Uluslararası Oteller Çevre Girişimi Uluslararası Cankurtama Federasyonu Uluslararası Standartlar Teşkilatı Dünya Koruma Birliği Küçük ve Orta Boy (Ölçekli) İşletme Çevresel Toksikoloji ve Kimya Topluluğu Sivil Toplum Kuruluşu Türkiye Çevre Eğitimi Vakfı Birleşmiş Milletler Çevre Programı Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü iii

Tablolar Cetveli Tablo 1: Gönüllü çevresel performans etiketleri ISO tanımları... 18 Tablo 2 : Eko-Etiket programları... 20 Tablo 3: Turizm Eko-Etiketleri... 27 Tablo 4: AB eko-etiket programının uygulandığı ürün grupları... 38 Tablo 5: Faaliyetler tablosu... 44 Tablo 6: AB ile Avusturya Eko-Etiketlerinin Yıllık Ücret Karşılaştırması... 49 Tablo 7:İndikatif Değerlendirme Matrisi, Ürünlerin Hayat Döngüsü... 52 Tablo 8: 2008 yılında Mavi Bayrak sahibi plaj ve marinaların ülkelere göre dağılımı... 60 Tablo 9: Türkiye'de yıllar itibariyle Mavi Bayrak sayıları... 61 Tablo 10: İllere ve yıllara göre Mavi Bayrakli plaj sayıları... 61 Tablo 11: Asgari Puan Tabloları... 66 Şekiller Cetveli Şekil 1:AB Eko-Etiketi Çiçek logosu... 35 Şekil 2: 2008 Ekim itibariyle AB Eko-Etiketi kazanan ürünlerin ülkelere göre dağılımı... 39 Şekil 3: 2008 Ekim itibariyle AB Eko-Etiketi kazanan ürünlerin ürün gruplarına göre dağılımı... 39 Şekil 4: 2000 yılı için Avrupa Konaklama Tesislerinin yüzdeleri... 45 Şekil 5: 2000 yılı için Avrupa Konaklama Tesislerinin yatak kapasitelerinin yüzdeleri... 46 Şekil 6 : Mavi Bayrak logosu... 57 iv

1. GİRİŞ Dünya Turizm Örgütünün (UNWTO) tanımına göre turizm; gelir getiren faaliyetler dışında kalan, boş zamanların hemen hepsini içine alan bir seyahat, bundan doğan konaklama, yeme-içme, ulaşım, eğlence gibi hizmetler ve ilişkilerdir (Middleton, 1998). Dolayısıyla dünyada gittikçe artan turist sayısı, konaklama, yeme-içme, eğlence, spor, sağlık vb. bir çok alanda hizmet verecek tesis talebini de beraberinde getirmektedir. Turizm faaliyetleri ve bu faaliyetlerin gerektirdiği yapılaşma ve kaynak tüketimi sonucunda sosyo-kültürel ve çevresel etkileri de ortaya çıkmaktadır. Turizmin çevresel etkilerinin asgari düzeye indirilmesi ve doğal kaynakların korunması amacıyla yasal bir takım düzenlemeler mevcuttur. Bunun yanı sıra turistlerin ve turizm işletmelerinin çevreye duyarlı yaklaşımları da doğal çevrenin korunmasında ve iyileştirilmesinde çok önemli bir unsurdur. Çevreye duyarlı turistlerin taleplerine yönelik olarak bazı turizm işletmeleri çevre dostu yaklaşımlar sergilemektedir. Bunun yanında bazı bağımsız kuruluşlarca da çevre dostu işletmelere yönelik sertifika programları geliştirilmiştir. Genellikle çevrenin korunmasına yönelik kurulmuş olan sivil toplum örgütlerinin başlattığı bu tür uygulamalar günümüzde oldukça tanınır ve kullanılır hale gelmiştir. Tesislerinde sundukları hizmetlerin çevre dostu özelliklerini belgelemek isteyen turizm sektöründe faaliyet gösteren firmalar, bunu çevre dostu işletmelere yönelik sertifika programları olan eko-etiket programları aracılığıyla gerçekleştirmekte ve bunu etkin bir pazarlama aracı olarak kullanmaktadırlar Her bir farklı ürün grubuna yönelik farklı kriterlere göre düzenlenen bu sertifika programlarının belirlediği kriterleri karşılayan firmalar, eko-etiket programının verdiği belgeyi kullanmaya hak kazanan ürünlerini bu sertifikanın logosunu/eko-etiketini ürünlerinde bir ayrıcalık göstergesi olarak kullanmaktadır. 1

Genel olarak çevrenin korunmasına yönelik olan bu uygulamaya eko-etiketleme, kullanılan logoya da eko-etiket denilmektedir. Ulusal, bölgesel ya da uluslararası düzeyde kabul görmüş çok sayıda farklı eko-etiket programı yürütülmektedir. Bir eko-etiket programı, bir ürünün hammadesinin seçiminden bu ürünün kullanıldıktan sonra imha edilmesine kadar olan tüm süreci irdeleyen bir uygulamadır. Burada şu soru sorulabilir; ürünlere yönelik bir uygulamanın turizm sektörü ile ilişkisi nasıl kurulacaktır?. Çünkü bir konaklama tesisi veya bir plaj herhangi bir ürün imal etmemektedir. Bu durumda bir turizm işletmesinin bir ekoetikete ihtiyacı olup olmadığı da ayrı bir tartışma konusu olabilir. Ancak burada göz önüne alınması gereken nokta, turizm işletmelerinde, özellikle de konaklama tesislerinde büyük bir kaynak ve ürün tüketiminin yapıldığıdır. Bu tüketim; yapı malzemeleri, mobilyalar, temizlik malzemeleri, yiyecek-içecek, su ve enerji kaynaklarına kadar birçok alanda kendini gösterebilir. Bu ürün ve kaynak tüketimi ve tüketimden dolayı meydana gelen atıkların imhası, çevrenin ve kaynakların korunması için çevreye duyarlı bir yaklaşımı gerektirmektedir. Bu yaklaşım, turizm işletmesinde kullanılan ürünlerin çevre dostu olmasının tercih edilmesi olabileceği gibi su ve enerji kaynaklarının etkin ve tasarruflu kullanılması için alınacak tedbirleri ve buna yönelik uygulamaları da içerebilir. AB ülkelerinde yapılan pazar araştırmalarında ve anketlerde özellikle 1990 lı yıllardan itibaren turist profilinin değiştiği ve çevreye duyarlı turist profilinde bir artış olduğu ortaya konmuştur. Bu turistler gidecekleri yerlerde çevreye duyarlı tesisleri tercih etmekte ayrıca bu tesislerin çevreye duyarlı bir tesis olduğunu gösteren eko-etiketlere sahip olup olmadıklarına dikkat etmektedirler. Bu gelişmeler karşısında oluşan pazar talebine firmalar tesislerinde yenilikler ve düzenlemeler yaparak ya da yeni tesisleri çevresel etki faktörlerini göz önünde bulundurarak inşa ederek çevresel değerlere önem verdiklerini gösteren eko-etiket programlarına başvurmak suretiyle bu pazarda rekabet güçlerini arttırma yoluna gitmektedirler. Bu da eko-etiketlemenin önemli bir pazarlama aracı olduğunu ve konaklama tesislerini çevreye daha az olumsuz etkisi olan ürünler kullanmak ve faaliyetlerde bulunmak 2

hususlarında teşvik edici bir uygulama olduğunu, sürdürülebilir turizm gelişimine katkı sağladığını ortaya koymaktadır. Sürdürülebilir turizm, bir turizm çeşidi olmayıp, tüm turizm çeşitlerinin çevreye duyarlı bir yapıya kavuşturulmasının sağlanacağı bir süreçtir. Sürdürülebilir turizm yaklaşımının benimsenmesi aynı zamanda turizme hizmet veren tesislerin izlenmesini sorununu da beraberinde getirmektedir. Sürdürülebilirlik kavramına tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de gün geçtikçe daha çok önem verilmektedir. Bu tez ile turizm sektöründe uygulanan eko-etiketleme programları ayrıntılı bir şekilde incelenecek ve bunun sürdürülebilir turizm yaklaşımına katkısı ortaya koyulmaya çalışılacaktır. Eko-Etiketleme; üreticileri çevreye daha az zararlı ürünler üretmeye, tüketicileri ise bu ürünleri almaya teşvik eden bir uygulamadır. Bu tezin amacı; ekoetiketleme programlarının uygulama sürecini araştırmak, ülkemiz turizm sektöründe uygulanmasına yönelik çalışmaları incelemek ve bu uygulamanın ülkemizde turizmin sürdürülebilirliğine katkı sağlayıp sağlamayacağını ortaya koymaktır. Sürdürülebilir turizm açısından bakıldığında eko-etiketlemenin, Türkiye de sürdürülebilir turizmin geliştirilmesinde yardımcı bir unsur olması muhtemeldir. Dünya turizm pazarında ortaya çıkan değişimlere ve yeni beklentilere her yönüyle cevap verebilecek bir turizm potansiyeline sahip olan ülkemizde, 1980'li yıllardan itibaren alınan tedbirler, sağlanan teşvikler ve uygulanan politikalar ile dünya turizminde rekabet gücü yüksek çok önemli turizm bölgeleri oluşturulmuş, çok sayıda turistik tesis inşa edilmiş, değişen tüketici taleplerine cevap verecek bir turizm alt yapısı oluşturulmuştur. Bu gelişmenin sürdürülebilmesi için turizm sektörüne yönelik uzun vadeli bir planlama yapılmalı, turizm sektöründe uzun vadede bir kazanç elde edilmek isteniyorsa, turizme yönelik sürdürülebilir bir gelişim planı uygulanmalıdır. Bu tez ile eko-etiketlemenin turizm sektöründeki yeri ve bunun sürdürülebilir turizme katkısı, dünyadan çeşitli eko-etiket programları ve bunların uygulamaları 3

incelenerek ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Özellikle AB Eko-Etiketi Çiçek in AB ülkelerinde bulunan turist konaklama tesislerine yönelik uygulamaları ve ulusal bir eko-etiket olan Yeşil Yıldız ın ülkemiz turizm tesislerine yönelik uygulamaları, sürdürülebilir turizm bağlamında araştırılmıştır. Tezin ikinci bölümünde sürdürülebilir turizm kavramı ele alınmıştır. Bunun için önce sürdürülebilirlik kavramı kısaca açıklanmaya çalışılmış ardından turizmin çevre ile etkileşimi ve bu kapsamda sürdürülebilir turizmin tanımı üzerinde durulmuştur. Turizm, çevrenin yanı sıra kültürel ve sosyal değerleri de etkilemektedir. Bu tezin konusu olan eko-etiketleme ise genel olarak turizmin de dahil olduğu farklı ürün gruplarının çevresel etkileri üzerine geliştirilen bir yöntemdir. Dolayısıyla bu tezde turizmin sosyal ve kültürel değerler üzerine etkisi detaylı olarak irdelenmemiştir. Üçüncü bölümde ise eko-etiketleme kavramı incelenmiştir. Eko-etiket örnekleri, uygulama alanları ve uygulama süreçleri hakkında bilgiler verilmiştir. Turizm sektörüne yönelik eko-etiketleme programları ayrıca incelenmiş olup bu kapsamda eko-etiket programlarının yapısı (örgütlenme, destek alanları, ürün grupları, kriterleri vb.) ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Ayrıca eko-etiketleme ile birlikte çevrenin korunmasına yönelik geliştirilen diğer bir uygulama olan çevre yönetim sistemlerinden de kısaca bahsedilmiştir. Dördüncü bölümde AB nin eko-etiket yaklaşımı, bu alanda oluşturulan mevzuat ve uygulanan eko-etiket programı üzerinde durulmuştur. Türkiye nin adaylık sürecinde AB mevzuatına uyum çalışmaları kapsamında olan AB Eko-Etiket Yönetmeliği ve bu Yönetmeliğe göre AB Eko-Etiketinin nasıl ortaya çıktığı, bu kapsamda gerçekleştirilen çalışmalar ve AB Eko-Etiketinin turist konaklama tesislerine yönelik uygulamaları detaylı olarak incelenmiştir. Beşinci bölümde ise ülkemizde uygulanmakta olan iki turizm eko-etiketi; Mavi Bayrak ve Yeşil Yıldız uygulamalarına ilişkin incelemeler yer almaktadır. 4

Altıncı ve son bölümde ise yukarıda belirtilen dört bölümde incelenen konular ışığında eko-etiketleme uygulamalarının sürdürülebilir turizm gelişimine katkısı ele alınmıştır. Çalışmaya ilişkin veriler ve bilgiler, Türkçe ve İngilizce literatürdeki makale, kitap, faaliyet raporları vb. bilimsel çalışma ve bulguların incelenmesi, yorumlanması ve derlenmesi şeklinde toplanmıştır. Ayrıca çalışmanın yukarıda bahsedilen amaçlarına yönelik olarak eko-etiketleme uygulamalarına ilişkin ulusal boyutta yeterli veri olmaması nedeniyle, uluslararası boyutta internet üzerinden ulaşılabilen veriler üzerinden inceleme ve değerlendirme yapılmıştır. 5

2. SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM Sürdürülebilir turizm kavramı genellikle eko-turizm ile anılsa da gerçekte sürdürülebilir turizm çok daha geniş kapsamlı bir kavramdır. Çünkü sürdürülebilirlik sadece turizm sektörünü ya da çevreyi ilgilendiren bir konu değil, insanın içinde yer aldığı her türlü faaliyeti kapsayan bir kavramdır. Sürdürülebilir turizm kavramını daha iyi anlayabilmek için sürdürülebilirlik kavramının yanı sıra turizm ve çevre ilişkisi nin ve sürdürülebilir turizm gelişimi kavramının ortaya çıkışının, benimsenmesinin ve gelişmesinin incelemesi gerekmektedir. 2.1. Sürdürülebilirlik ve Sürdürülebilir Gelişim Kavramları Genel anlamda sürdürebilirlik; bir toplumun, ekosistemi ya da sürekliliği olan herhangi bir sistemi, bozulmadan, aşırı kullanımla tüketilmeden ya da ana kaynaklara aşırı yüklenmeden sürdürebilmesi yeteneği olarak tanımlanabilir. (Karaman, 1996) Sürdürülebilir gelişme için de birçok tanımlama bulunmaktadır. En bilineni ise 1987 yılında Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonun ca (WCED) hazırlanan ve Brundtland Raporu olarak da anılan Ortak Geleceğimiz (Our Common Future) raporunda yer alan tanımdır. Bu rapora göre sürdürülebilir kalkınma; Günümüz ihtiyaçlarını gelecek kuşakların ihtiyaçlarını karşılayabilme yetisinden ödün vermeden karşılayan kalkınmadır. (WCED, 1987) 1972 tarihli Birleşmiş Milletler İnsan Çevresi Konferansı (Stockholm Deklarasyonu), 1982 tarihli Dünya Doğa Şartı, 1992 tarihli Rio Konferansı (Rio Deklarasyonu, İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi, Biyolojik Çeşitliliğin Korunması Sözleşmesi ve Gündem 21), 1997 tarihli Kyoto Protokolu ve son olarak 2007 tarihinde Bali de gercekleşen Dunya İklim Konferansı; uluslararası ölçekte 6

sürdürülebilirliğe ilişkin gerçekleştirilmiş olan önemli toplantılardır. Söz konusu uluslar arası sözleşmeler ve konferanslar ile insanların doğal çevre ile olan ilişkilerini düzenleyici ve bu amaca yönelik olarak temiz enerji kullanımını teşvik edici ilkeler geliştirilmektedir. Özellikle 1992 yılında gerçekleştirilen Rio Konferansından bu yana sürdürülebilirlik kavramı tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemle üzerinde durulmaya başlanılan bir konu olmuştur. Turizmin yanı sıra kentsel planlama, tarım, vb. gibi birçok alanı de ilgilendiren sürdürülebilirlik kavramı, bütüncül bir yaklaşımı gerektirmektedir. Devlet Planlama Teşkilatı tarafından hazırlanan, 01.07.2006 tarih ve 26215 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan, 2007-2013 dönemini kapsayan Dokuzuncu Kalkınma Planında, Çevrenin Korunması, Kentsel Altyapının Geliştirilmesi, Tarım, Enerji vb. başlıkları altında sürdürülebilirlik ile ilgili bir çok madde bulunmaktadır. Bunlar genel olarak çevreye duyarlı sektörlerde ekolojik potansiyelin değerlendirilerek, koruma-kullanım dengesinin gözetilmesi; doğal kaynakların kirletilmeden korunması, atık suların arıtılarak tekrar kullanıma sokulması; yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının payının yükseltilmesi, Enerji Verimliliği Kanunun çıkarılması, enerji ve su kaynaklarının verimli kullanılması, atık yönetimi, biyolojik çeşitliliğin korunması, çevre bilincinin geliştirilmesine yönelik eğitim ve kamuoyu bilgilendirme çalışmaları yapılması gibi birçok konuda sürdürülebilirliğe yönelik düzenlemeler ve uygulamalar yapılması hususlarını içermektedir. Dokuzuncu Kalkınma Planında yer alan çeşitli başlıklar altında sıralanan maddelerden anlaşıldığı üzere sürdürülebilirlik kavramı çeşitli alanları ve farklı sektörleri ilgilendiren, önemle üzerinde durulan ve mekanizmalar üretilen bir kavramdır. Turizm başlığı altında turizm sektörü için sıralanan hususlar madde numaraları ile aşağıda verilmiştir; (DPT, 2006) 547. Turizm sektörü, ülkedeki refah ve gelişmişlik dengesizliklerini azaltıcı doğrultuda yönlendirilecek, turizm potansiyeli olan ancak bugüne kadar yeterince ele 7

alınmamış yörelerde turizm geliştirilerek ekonomik ve sosyal kalkınma sağlanacaktır. 548. Sektörle ilgili tüm yatırımların doğal, tarihsel ve sosyal çevreyi kollayıcı, koruyucu ve geliştirici bir yaklaşım içinde olmasına azami özen gösterilecektir. 549. Sektörde yeni kapasite yaratmanın yanı sıra mevcut ürünün niteliğinin yükseltilmesine ağırlık verilecek, yeni aktörlerin, tanıtım, pazarlama, altyapı, turizm eğitimi ve çevre konularında görevleri ile kamunun turizm sektöründeki rolü yeniden tanımlanacaktır. 550. Turizmin mevsimlik ve coğrafi dağılımını iyileştirmek ve dış pazarlarda değişen tüketici tercihleri de dikkate alınarak yeni potansiyel alanlar yaratmak amacıyla varış noktası yönetimine ağırlık verilerek golf, kış, dağ, termal, yat, kongre turizmi ve ekoturizm ile ilgili yönlendirme faaliyetleri sürdürülecektir. 551. Türkiye nin fiyat, hizmet kalitesi ve jeotermal kaynaklar açısından rekabet üstünlüğü göz önüne alınarak, sağlık hizmetleri turizmi desteklenecektir. 552. Mevcut kapasiteleri, karlılık sağlayacak fiyat ve doluluk oranlarında dolduracak talep yaratılıncaya kadar, turizm teşviklerinde pazarlama alanına, hava ulaştırmasına ve toplam kalite iyileştirilmesine öncelik verilecektir. 553. Turizm hareketlerinin yoğunlaştığı bölgelerde yerel yönetimlerin ve kullanıcıların turizmle ilgili kararlara ve kamu eliyle yapılacak fiziki altyapının finansmanına katılımı sağlanacaktır. 554. Turizm sektörünün uzun vadeli ve sağlıklı gelişmesini sağlamak üzere Turizm Sektörü Ana Planı hazırlanacaktır. Turizm eğitimi ve kalitesinde standardizasyonu, verimlilik ve iş kalitesinin gelişmesini ve istihdam için gerekli beceri düzeylerinin belirlenmesini sağlayacak belgelendirme sistemi getirilecektir. Özellikle 548, 549, 550 ve 554 sayılı maddeler ile doğrudan sürdürülebilir turizm gelişimine gönderme yapılmaktadır. Doğal ve sosyo-kültürel sürdürülebilirlik sağlanmadan turizmde ekonomik sürdürüebilirliğin sağlanması olanaklı değildir. Çünkü turizm sahip olunan doğal, kültürel, tarihsel, çevresel özellikler ile ortaya çıkmaktadır. Aşağıda turizmin çevre ile olan ilişkisi ve sürdürülebilir turizm gelişimi incelenmiştir. 8

2.2. Turizm ve Çevre İlişkisi Turizm fiziksel bir çevrede gerçekleşen bir faaliyet olup fiziksel çevrenin çekim öğeleri turizm talebi üzerinde en önemli etkenlerdir. Kozak a göre bir turizm bölgesinin temel kaynakları iki başlık altında ele alınabilir; (Kozak, 2001:46) Birincil özellikler: iklim, ekoloji, kültür, geleneksel mimari vb. İkincil özellikler: konaklama, yiyecek-içecek, ulaştırma, eğlence işletmeleri vb. Yukarıda iki madde altında toplanan özellikler beraber ya da ayrı ayrı, bu özelliklere sahip bölgenin turistlere yönelik çekiciliğini oluşturmaktadır. Yine Kozak a göre çekicilik yönünden en önemli özellik bölgenin sahip olduğu doğal özelliklerdir. Bunlar; doğal güzellikler, coğrafi konum, temiz hava, temiz su kaynakları, temiz deniz, flora ve fauna, vb. olarak sıralanabilir. (Kozak, 2001:46) Turizm etkinliklerinin büyük kısmı doğanın sunduğu çekici unsurların sergilenmesi veya sunulması yoluyla gerçekleşmektedir. Dolayısıyla turizm faaliyetleri ile fiziksel çevre arasında karşılıklı ve doğrudan bir etkileşim söz konusu olmaktadır. (Kozak, 2001:101) Nitelikli bir çevre, turizmin gelişmesini sağlarken bu alanda turizmin gelişmesi çevreyi önemli ölçüde etkilemektedir. Bu etki, genellikle kaynakların tüketilmesi ve doğal çevrenin tahrip edilmesi gibi olumsuz tarafları olmasına karşın tamamen olumsuz da değildir. Turizmin geliştiği bir bölgede, ne kadar iyi planlandığına, geliştiğine ve yönetildiğine bağlı olarak, altyapının iyileşmesi, yeni iş olanaklarının ortaya çıkması, yerel kültürel ve doğal değerlerin göz önüne çıkarak önem kazanması ve bunların yerel halk tarafından sahiplenilmesi gibi olumlu etkilerden de söz edilebilir. Genel olarak turizmin doğal, sosyo-kültürel ve ekonomik açılardan olumsuz etkileri şu şekilde sıralanabilir (Madran ve Özgönül, 2005:110-111); 9

Turizm; ölçeği ve niteliği ne olursa olsun yeni yapılaşma gerektirir. Bu yapılaşma kültürel ve doğal çevrede geri dönülemez ve onarılamaz tahrip ve bozulmalara yol açabilir. Tarihi/geleneksel çevrenin genellikle yetersiz altyapıları bulunmaktadır. Bu yetersizlik, yoğun turizm taleplerini karşılamayabilir. Turizmin arazi fiyatları artırıcı etkisi, yeni yapılaşmaya koruma aleyhine bir boyut kazandırabilir. Yeni yapılaşmanın mimarisi geleneksel çevrenin yapılarıyla uyumlu olabilir ya da ölçek olarak onların algılanmasını güçleştirecek boyutlara ulaşarak uyumsuz olabilir. Turizmin çekici öğeleri olan çevresel değerler, kirlenme, ses, reklamlar vb. nedenlerle nitelik yitirebilir. Turizmin yarattığı yoğun kullanımlar, belli duyarlıkları olan tarihi/geleneksel çevrede, bu çevreyi oluşturan değerlerin bozulmasına, yok olmasına, algılanamamasına, yeterince izlenememesine ve böylece merak ve bilgilenme isteklerinin tatmin olmamasına neden olabilir. Turizmin getirdiği sayıca çok ziyaretçi, kısa vadede önemli gözükse de uzun vadede yenilenemeyecek kaynakların hızla yitirilmesine neden olur. Özellikle kültür varlıkları yok olduklarında yenilenemeyen değerler içermektedirler. Turizmin gerektirdiği işlevler kültür varlığı niteliğindeki yapılarla uyum sağlamayabilir. Bunun sonucunda yapılar işlev uğruna bozulmaktadır. Doğal ve kültürel değerlerin korunması sürecinde, sadece yapıların ve onların oluşturdukları sit alanlarının korunması yeterli değildir. O alanda yaşayan kişilerin yaşam biçimlerinin de korunması, alışkanlıklarına, geleneklerine saygı gösterilmesi gerekmektedir. Turistler ise değişik bir çevreden ve yaşam biçiminden gelmektedirler. Bu nedenle turist ile yerli halk arasındaki iletişimin sağlıklı boyutlarda olması için önlem alınmalıdır. Verilen hizmetlerin tümünün turiste göre biçimlendirilmesi halinde yerli halkın çevreye ve yaşadıkları alana yabancılaşması, yöreye özgü sosyal ve kültürel niteliklerin yozlaşması sonucunu doğurabilir. 10

Yukarıda sıralanan maddelerin yanı sıra turizm tamamen olumsuz etkileri olan bir kavram değildir. Turizmin olumlu etkileri de şu şekilde sıralanabilir; (Madran ve Özgönül, 2005:110-111); Turizm, kaynak yaratıcı niteliği ile ülkenin gelişmesinin ayrılmaz parçasıdır. Turizme yönelik yatırımların kısa sürede kar sağlayan niteliği, doğal ve kültürel varlıkların gerektirdiği ivedi müdahelelerin gerçekleşmesinde önemli bir girdidir. Bunun yanısıra turizm, kentsel kalite ve bakımlı çevre gerektirir. Bu husus geleneksel yerleşmelerin korunması ve geliştirilmesi için ön koşul kabul edildiğinden, turizm bu niteliği ile de korumanın yadsınmaz bir parçası olmaktadır. Mimari mirasın korunması için kullanılması gerekmektedir. Gerek anıtsal nitelikli yapılar, gerkekse geleneksel konutların sorunları arasında ekonomik ve sosyal koşullar nedeniyle bu yapıların özgün kullanımlarına devam edememesi yer almaktadır. Turizm burada da sunduğu yeni ve değişik kullanım olanaklarıyla, mimari mirasın kullanılarak korunmasında önemli bir rol üstlenebilecektir. Bu bakış açılarından yaklaşılacak olursa turizm, doğal ve kültürel çevrede farklı ölçeklerde ve farklı biçimlerde etkisini göstermektedir. Önemli olan husus, turizmin olumlu etkilerini en üst seviyeye çıkaracak, bunun yanında olumsuz etkilerini de en alt seviyeye indirecek önlemlerin alınması olacaktır. Bu konuda yapılması önerilen çalışmalar ise şöyle sıralanabilir; (Madran ve Özgönül, 2005:112); Turizm hareketlerinin kontrollü gelişebilmesi için turizm gelişim planları yapılmalıdır; bu planlar hem korumanın sağlanmasına hem de turizmin gelişmesine olanak sağlayacak hususları içermelidir. Turizmden elde edilen gelirlerin büyük bir bölümü, ulusal ve yerel ölçekte koruma etkinlikleri için ayrılmalıdır. 11

Turizm politikaları içinde, turistler için yerel yaşam biçimini, kültürü ve tarihini anlamaları ve ona saygı göstermeleri için eğitim programları yer almalıdır. Çok önemli doğal güzelliklerin bulunduğu alanlarda insan eliyle oluşmuş yapılardan kaçınılmalıdır. Kabul edilebilir bir turizm gelişmesinin düzeyini ve bu düzeyi sürdürmek için gerekli mekanizmaları tanımlayan yönetim sistemleri oluşturulmalıdır. Yukarıda belitilen ilkelerden de anlaşıldığı üzere, turizm faaliyetlerinin gerçekleştirilebilmesi için gereken ortamın oluşturulması sürecinde sürdürülebilirlik ilkelerine dayalı bir gelişim sağlanması gerekmektedir. Bu hem doğal hem de kültürel varlıkların korunması ve gelecek kuşaklara bozulmadan aktarılabilmesi için gerekli olduğu kadar turizmden daha uzun vadede kazanımlar sağlanması da buna bağlıdır. Ayrıca bu konuda gerçekleştirilen izleme ve denetleme mekanizmalarının ilgili tüm otoriteler arasında işbirliği içinde yürütülüyor olması da sağlıklı bir gelişim için vazgeçilmez bir kriterdir. 2.3. Sürdürülebilir Turizm Gelişimi Sürdürülebilir turizm; bir turizm çeşidi değil bütün turizm türlerini kapsayan bir kavramdır. Sürdürülebilir turizm için çeşitli tanımlar mevcuttur. Çubuk sürdürülebilir turizmi; Çevreye en az zararı veren, kültürel değerlere sahip çıkan, yöre halkına gelir ve istihdam yaratan, ekolojik sistemi koruma yönünde sorumluluk taşımakta olan bir sanayi olarak tanımlanabilecek olan sürdürülebilir turizm; genel anlamda tüm turizm çeşitlerinin çevreye duyarlı bir yapıya kavuşturulmasının sağlanacağı bir süreç olarak tanımlamaktadır. (Çubuk, 1996) Sancar ise sürdürülebilir turizmin tanımını; turizme kaynak olan bölgesel veya yerel özelliklerin korunup geliştirilerek çekiciliğinin devamını sağlamak olarak yapmıştır. (Sancar, 1991:99) 12

Dünya Turizm Örgütü ne göre sürdürülebilir turizm; ev sahibi ülkenin yaşam kalitesini geliştiren, ziyaretçiler için yüksek kalitede hizmet tecrübesi sağlayan ve alanların çevre kalitesini arttıran bir turizm biçimidir. (Nepal, 2000) Orhan Kuntay, turizmde sürdürülebilirlik ile ilgili şu saptamayı yapmaktadır; Turizmin kültürel ve sosyo ekonomik gelişmeye olumlu etkileri olmaktadır bununla birlikte yerel kimliğin kaybedilmesi ve çevrenin bozulması gibi olumsuz etkileri de olmaktadır. Turizmdeki gelişme sürdürülebilir olmalı, bugünkü ve gelecekteki toplumların yaşam kalitesi korunmalıdır. (Kuntay, 2004:48) Yukarıda farklı tanımlamaları yapılan sürdürülebilir turizm kavramından da anlaşılacağı gibi; sürdürülebilir turizm bir turizm çeşidi değil tüm turizm çeşitlerini kapsayan ve özünde, varolan doğal, kültürel ve sosyal değerlerin aynı zamanda turizm için de önemli olduğundan yola çıkarak bu değerlerin bozulmadan kontrollü bir şekilde değerlendirilmesi yönünde bir yaklaşımdır. Turizmin ekonomik yönden sürdürülebilir olması için çevresel sürdürülebilirliği sağlayarak gelişmesi gerekir. Hanneberg sürdürülebilir turizm gelişimine ilişkin özellikleri şöyle sıralamaktadır; (Hanneberg, 1994) 1. Kaynakların Sürekli ve Dengeli Kullanımı: doğal, sosyal ve kültürel kaynakların kullanımının sürdürülebilirliği ve koruma çok önemli ve uzun zamanda gerçekleştirilebilecek hassas bir süreçtir. Sürdürülebilir turizm gelişiminin sağlanabilmesi için ilk şart kaynakların sürekli ve dengeli kullanıma açılmasıdır. 2. Aşırı Tüketim ve Atık Miktarının Azaltılması: turizmde kaliteyi yükseltmek için çevresel bozulmanın, aşırı tüketimin ve atık miktarının azaltılması gerekmektedir. 3. Çeşitliliğin Muhafaza Edilmesi: sürdürülebilir turizm gelişimini sağlamak için doğal, kültürel ve sosyal çeşitliliği korumak ve değerlerini arttırmak gerekmektedir. 13

4. Planlama ile Turizmin Bütünleştirilmesi: turizm, ulusal ve yerel stratejik planlama ve çevresel etki değerlendirme yapısı altında bütünleştirilmelidir. 5. Yerel Ekonomilerin Desteklenmesi: turizm, yerel ekonomik faaliyetleri desteklemeli ve çevresel maliyetleri karşılamalıdır. Çevreye zarar vermekten kaçınmalı ve ekonomik gelişmeyi muhafaza etmelidir. 6. Yerel Halk ile Bağlantılı Olma: turizm sektöründe yerel halk ile bağlantılı olmak sadece onlara ve çevreye genel anlamda yarar sağlamaz aynı zamanda turizm deneyimlerinin kalitesini de iyileştirir. 7. Sektör ile Halk Arasında İşbirliğini Sağlayacak Kuruluşların Bulunması: turizm sektörü ile yerel halk arasında ilişki için kuruluşların bulunması gereklidir, böylece olası anlaşmazlıkları çözebilir ve uyumlu bir şekilde çalışabilirler. 8. Personelin Eğitimi: turizm sektöründe çalışan personeli sürdürülebilir turizmin uygulanma çalışmalarıyla bütünleştirmek turizm ürününün kalitesini yükseltir. 9. Güvenilir Turizm Pazarlama Faaliyetleri: destinasyonların kültürel, doğal ve sosyal çevrelerine yönelik pazarlama ve güvenilir bilgi akışına olanak vermelidir 10. Araştırma Çalışmalarını Destekleme: sektörün kullanacağı etkin veri toplama analizleri ile izleme ve araştırmaları devam ettirilmelidir. Yukarıda sıralanan 10 amaçtan 7 tanesi (1,2,3,5,8,9 ve 10. maddeler) genel olarak çevresel sürdürülebilirlik ile doğrudan ilgili, 4. madde ile de dolaylı olarak ilgili olan faaliyetleri içermektedir. 6. ve 7. maddeler ise ağırlıklı olarak kültürel ve sosyal sürdürülebilirliğe yönelik faaliyetler içermektedir. Ayrıca bu amaçlar ekoetiketleme programlarının genellikle temel kriterleri arasında yer almaktadır. Buradan yola çıkarak da eko-etiketlemenin sürdürülebilir turizm gelişimi ile özellikle de çevresel sürdürülebilirlik açısından oldukça etkili bir uygulama olduğu sonucuna varılabilir. Sürdürülebilir turizmin tanımlarından ve sürdürülebilir turizmin amaçlarından da anlaşılacağı üzere sürdürülebilir turizm; turizm aktivitelerinin gerçekleştiği 14

yöredeki doğal, kültürel ve sosyal değerlerin korunması amacıyla bilinçli yapılmış bir turizm planlamasını ve buna uygun gerçekleştirilecek uygulamaları gerektirmektedir. 15

3. EKO-ETİKETLEME Eko-etiketleme; gönüllülük esasına dayalı olmak üzere, üreticileri çevreye daha az zararlı ürünler üretmeye, tüketicileri ise aynı ürün grubunda yer alan diğer ürünlere göre çevreye etkisi daha az olan ürünleri almaya teşvik etmeyi amaçlayan bir düzenleme olarak özetlenebilir. Eko-etiket için bazen eko-etiket ödülü tanımı da kullanılmakla birlikte ekoetiket herhangi bir yarışma sonucunda kazanılan bir ödül değil, gönüllü başvuru üzerine başvurunun bağımsız bir kuruluş tarafından değerlendirildiği ve sonuçlandırıldığı bir sertifika sürecidir. Bu süreç; bir iş, tesis, ürün, işlem, hizmet ya da yönetim sisteminin belirli standartları sağladığını garanti eden, denetleyen ve değerlendiren bir işlemdir. Bu sürecin sonunda başarılı bulunan başvuru sahibine pazarlama amacı ile kullanabileceği bir logo (eko-etiket) verilir. İdeal bir eko-etiket programının en önemli unsuru ise sürecin bağımsız bir kuruluş tarafından yürütülüyor olmasıdır. (Pina, 2005a) Küresel Eko-Etiketleme Ağının (GEN) 1 tanımına göre eko-etiketleme kısaca; isteğe bağlı uygulanan, çevresel performansı belgeleme ve etiketleme yöntemidir. (GEN, 2008a) Eko-etiket, yaşam döngüsü göz önüne alınarak belirlenen bir ürün/hizmet kategorisi sınırları içinde, bir ürün ya da hizmetin bütün çevresel tercihlerini tanımlayan bir etikettir. Üreticiler ve hizmet sağlayıcıların kendileri tarafından 1 Kar amacı gütmeyen bir birlik olan Küresel Eko-etiketleme Ağı (Global Eolabelling Network-GEN), ürün ve hizmetlere yönelik eko-etiketleme uygulamalarının dünya çapında geliştirilmesi, iyileştirilmesi ve teşvik edilmesi için çevresel performans etiketleme kuruluşlarınca 1994 yılında kurulmuştur. (http://www.globalecolabelling.net/) 16

geliştirilen yeşil semboller/etiketler, sıfatlar ya da ilanlar/bildirilerin aksine ekoetiket; belirli ürün veya hizmete ilişkin bağımsız olarak tanımlanmış çevresel öncülük kriterleri karşılayan tarafsız bir üçüncü şahıs tarafından verilir. (GEN, 2008a) Eko-etiketlemenin kökleri, devletler, iş dünyası ve toplum tarafından çevrenin korunmasına yönelik artan küresel endişelere dayanmaktadır. İş dünyası çevreye duyarlılığın, belirli ürünler ve hizmetler için pazar avantajına dönüştürülebileceğinin farkına varınca, bu ürünlere yönelik çeşitli çevre etiketleri/sıfatlar/bildiriler (doğal, geri dönüşümlü, çevre dostu, düşük enerji, geri dönüşüm ürünü vb.) ortaya çıkmıştır. Bu durum, bir ürün satın alırken tercihlerini çevreye olumsuz etkiyi en alt seviyede tutmaya yönelik kullanan tüketicilerin ilgisini çekerken, bazen de tüketicilerin kafasının karışmasına ve şüpheciliğe sebep olmaktadır. Rehberlik eden standartlar ve bağımsız bir üçüncü şahıs tarafından incelemeler olmazsa tüketiciler, firmaların kendi ürün ve hizmetlerine yönelik çevre dostu olma iddialarından emin olamayabilirler. Güvenilirlik ve tarafsızlık kaygısı hem özel hem de kamu kuruluşlarında etiketleme amaçlı üçüncü şahıs oluşumlarına sebep olmuştur. Birçok örnekte, bu tür etiketlemelerin ulusal ya da bölgesel (birden fazla ülkeyi kapsayan) seviyede yönetilen eko-etiketleme programları tarafından onaylanarak ürünlere verilen eko-etiketler şekline dönüştüğü görülmektedir. (GEN, 2008a) Gönüllü birçok farklı çevresel performans etiketi ve ilanı vardır. Uluslararası Standartlar Örgütü (ISO) gönüllülük esasına dayalı etiketlere ilişkin genel üç tip tanımlamıştır. Bu üç tip aşağıdaki tabloda belirtilmiştir. 17

Tip I Gönüllü, çoklu kritere dayalı, yaşam döngüsü göz önüne alınarak belirlenmiş bir ürün kategorisi içinde, bir ürünün bütün çevresel tercihlerini tanımlayan çevresel etiketlerin kullanımına müsaade eden belgeyi veren üçüncü şahıs programı Tip II Firmaların kendi çevresel bildirileri Tip III Yetkili bir üçüncü şahıs tarafından yaşam döngüsü değerlendirmesine dayalı olarak önceden hazırlanmış kategoriler altında ve aynı ya da farklı yetkili bir üçüncü şahıs tarafından doğrulanan, bir ürünün rakamsal çevresel verilerini sunan gönüllü programlar (GEN, 2008a) Tablo 1: Gönüllü çevresel performans etiketleri ISO tanımları Yukarıdaki tablodan da anlaşılacağı üzere Tip I; önceden belirlenmiş çevresel kriterleri karşılayan firmalara bağımsız bir kuruluş tarafından verilen etiketler olup bu tezin de konusu olan eko-etiketler, ISO nun tanımına göre Tip I etiketlerdir. Tip II, firmaların kendi iddiaları ve ürünleri için kullandıkları sıfatlar veya sembollerdir (doğal, organik, çevre dostu gibi tanımlamalar ya da paket üstünde ağaç, yaprak simgesi olması vb.). Bunlar eko-etiket olmayıp greenwashing diye de adlandırılan ve bağımsız bir kuruluş tarafından verilmediği ve dolayısıyla denetlenmediği için tüketiciyi yanıltabilecek olan etiketlerdir. Tip III ise yine bağımsız bir kuruluş tarafından verilen ve bir derecelendirmeye yönelik (4 yaprak, 2 çam, 3 yıldız vb.) verilen etiketlerdir. Bu tipteki etiketler aynı ürün grupları içinde her bir ürünün çevre performansı derecesini ortaya koyan etiketlerdir. 18

Ayrıca ISO, farklı tipteki bu etiketlerin hepsinin ortak bir hedefi olduğunu belirtmektedir. Bu hedefi ise; çevreye en az baskıyı uygulayan ürünlere ve hizmetlere yönelik talebi ve bu ürünlerin ve hizmetlerin arzını, ürünlerin ve hizmetlerin çevresel durumları hakkında yanıltıcı olmayan, doğrulanabilir ve kesin bilgilerin iletilmesi yoluyla desteklemek, dolayısıyla pazar odaklı ve sürekli bir çevre gelişimi potansiyelini teşvik etmek olarak tanımlanmıştır. (GEN, 2008a) Dünyada birçok ulusal eko-etiket programı uygulanmakta, bunun yanı sıra birden fazla ülke tarafından katılım sağlanan uluslar arası birçok eko-etiket programı bulunmakta ve kullanımı gittikçe yaygınlaşmaktadır. 3.1. Dünyada Eko-Etiketleme Programları Dünyada yaygın olarak kullanılan birçok eko-etiket bir eko-etiket birliğine üye olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. Bunlardan en çok üyeye sahip olan ve en çok tanınan eko-etiketleri bünyesinde barındıran birlik ise 1994 yılında kurulmuş olan Küresel Eko-Etiketleme Ağı dır (GEN). Aşağıda Küresel Eko-Etiketleme Ağı üyesi eko-etiketleme programlarının listesi verilmiştir. 19

ÜLKE Çek Cumhuriyeti AB Almanya Hong Kong Hong Kong Hindistan Endonezya Japonya Kore Kuzey Amerika Kuzey Avrupa (Danimarka, İzlanda, Finlandiya, Norveç, İsveç) Yeni Zellanda Filipinler Tayvan, Çin İsveç Singapur İsveç Tayland Ukrayna ABD Tablo 2 : Eko-Etiket programları (GEN, 2008a) PROGRAM Environmental Choice EU Eco-Labelling Blue Angel Green Label Scheme Hong Kong Federation of Environmental Protection Ecomark Indonesian Eco-label Program Eco Mark Environmental Lebelling Environmental Choice (Ecologo) Nordic Swan Environmental Choice New Zealand Green Choice Philippines Green Mark Good Green Buy Green Label TCO Thai Green Label Living Planet Green Seal Bu eko-etiketlerden 1978 den bu yana yürütülen ve dünyanın ilk eko-etiketi olan Blue Angel ve 1989 dan beri yürütülen Nordic Swan eko-etiket programları Avrupa da en çok tanınan ve kullanılan eko-etikelerin başında gelmektedir. Dördüncü bölümde detaylı olarak üzerinde durulacak olan AB Eko-Etiketi Çiçek ile AB üyesi ülkelerde halen kullanılmakta olan diğer ulusal ve bölgesel eko-etiketler arasında işbirliği ve uyumluluk amacıyla politika geliştirme çalışmaları devam etmektedir. AB, tek bir eko-etiket programı ile üye ülkelerde kullanımda olan tüm eko-etiket çalışmalarını tek bir çatı altında toplama amacında olmakla birlikte ulusal 20

düzeyde kabul görmüş ve çok yaygın kullanıma sahip eko-etiketler (Nordic Swan, Blue Angel vb.) kullanılmaya devam edecek gibi gözükmektedir. Bunun sebepleri arasında AB Eko-Etiket Programının, AB ülkelerinde kullanılmakta olan diğer ekoetiket programlarının kapsadığı ürün gruplarının tümünü kapsamaması ve yine bu eko-etiket programlarının birçoğunun ulusal ve/veya bölgesel düzeyde çok tanınmış ve yaygın bir şekilde kullanılıyor olmaları gösterilebilir. Bununla birlikte bir ürün aynı zamanda hem ulusal bir eko-etiket hem de AB Eko-Etiketi sahibi olabilmekte ve ürününü pazarlarken her iki programa ait logoları kullanabilmektedir. (http://ec.europa.eu/environment/ecolabel/other/int_ecolabel_en.htm) Birçok ürün grubuna yönelik olarak uygulanmakta olan eko-etiket programlarından bir kısmı da turizm sektörüne yönelik olarak tasarlanmıştır. Bir ürün olmayıp bir hizmet grubu olarak nitelendirilebilecek olan turizm sektörüne yönelik uygulanan eko-etiket programları da kendi içinde farklılıklar gösterebilmektedir. Bu eko-etiket programlarının bir kısmı doğrudan turizm sektörüne yönelik faaliyet gösterirken bir kısmı ise genel olarak binaların çevre performansını ya da işletmelerin çevre yönetim sistemlerini değerlendirmek üzere tasarlanmış olup bu kapsamda turizm sektöründe faaliyet gösteren tesisleri de kapsamaktadır. 21

3.2. Turizm Eko-Etiketi Birçok ürün grubunda olduğu gibi turizm sektöründe de tüketicilerden/turistlerden çevreye duyarlı turizm faaliyetlerine yönelik talep giderek artmaktadır. Ulusal ve uluslararası mevzuatta turizm faaliyetlerinin çevreye etkisinin azaltılması yönünde çalışmalar yürütülmekte olup bunun yanında turizm sektöründe faaliyet gösteren firmalar bu talebi bir pazarlama aracı olarak kullanmak amacıyla arayış içine girmişlerdir. Bunun sonucu olarak çevre konusunda farkındalığı arttırmak ve uygulamaları iyileştirmek için gönüllülük esasına dayalı bir çok çevresel sertifika programı ortaya çıkmış, bunlar çevre konusundaki yasa ve yönetmelikleri bütünleyen etkili araçlar olmuşlardır. (UNEP, 1998:5) Turizm eko-etiketleri de diğer ürün gruplarına yönelik eko-etiketler gibi çevreye olan etkinin en aza indirilmesi için çaba harcandığını gösterir. Eko-etiketler ayrıca, kullanılan ürün ve sunulan hizmetin çevre dostu kimliği ile turizm sektöründe faaliyet gösteren hizmet sağlayıcılara rekabet edilebilirlik açısından önemli bir avantaj sağlamaktadır. Bunun yanında bu eko-etiketler sektörün sürdürülebilirliği açısından da etkin bir yönetim aracı olarak karşımıza çıkmaktadır. İyi tasarlanmış bir eko-etiket programı sürdürülebilir bir faaliyet için gerekli tüm öğeleri -tanımlama, düzeltme ve çevresel etkinin izlenmesi- sağlamaktadır. (UNEP, 1998:5) Yukarıda kısaca temel özelliklerinden bahsedilen eko-etiketler; (UNEP, 1998:6) Girişimcilere kritik konuları tanımlamakta yardımcı olurlar, Temiz teknolojiye ve tesisin temizlik ve bakımına ilişkin etkin tedbirlere dayalı, ekonomik açıdan etkin uygulama çözümlerini hızlandırırlar, Kamuyu bilgilendirme ve izleme için dış kaynak sağlarlar. 22

Turizm eko-etiketleme programlarında öncelikli olarak iki temel nokta söz konusudur; (UNEP, 1998:6) Tüketicinin (turistin) ve çevrenin korunması, Çevre bilinci olan girişimcilerin teşvik edilmesi ve sektörün çevre performansının iyileştirilmesi. Etkin biçimde uygulanmış eko-etiketler hem üreticilerin/hizmet sağlayıcıların hem de tüketicilerin/turistlerin davranışlarını değiştirebilir. Örneğin, turizm ürünlerini pazarlayan firmalar, insanlar çevre konusunda daha duyarlı oldukça ekoetiket sahibi olmanın ekonomik faydalarını hissederler; bir başka deyişle ekoetiketler turizm ürünlerinin pazarlanmasına yardımcı olur. Bunun yanında turistler de tatil ve seyahat tercihlerini çevresel sürdürülebilirlik açısından eko-etikete sahip konaklama tesislerinden yana kullanırlar. Bir turizm eko-etiketi programının etkili olabilmesi için eko-etiket uygulamasının farklı grupların (turizm operatörlerinin, yerel idarelerin, STK vs.) ihtiyaçlarını mümkün olduğunca karşılaması gerekir. Girişimcilerin, STK ların, kamu otoritelerinin ve yerel halkın farklı görüşlerinin dikkate alınması bu programların kriterlerinin etkinliğini arttıracaktır. (UNEP, 1998:15) Tüm eko-etiket programları, belge almak için başvuranların karşılaması gereken kriterleri içeren bir liste ortaya koymaktadırlar. Bu kriterler programın en temel unsurudur. Bu kriterler başvuru sahiplerinin daha üst seviyede çevre performansına ulaşmalarına öncülük edecek şekilde tasarlanmalıdır. Bu açıdan, bu kriterler hangi faaliyetlerin çevreye olumlu katkısı olduğunu da açık bir şekilde ortaya koymalıdır. Bu kriterler dikkatlice tanımlanmalıdır. Eko-etiketleme programlarının kriterleri belirlenirken aşağıda sıralanan konular dikkate alınmalıdır; (UNEP, 1998:15) Çevreye ilişkin yerel unsurlar: Kriterler yerel çevreyle ilgili oldukları oranda gerçekçi olabilirler. Sektörün çevreye etkisi: Tüm çevresel etkilerin ele alınması gerekmekle birlikte sektör içindeki farklılıkların da göz önünde bulundurulması 23

önemlidir. Örneğin, tesislere odaklı programlar otel, misafirhane veya tatil köylerini ayrı değerlendirilmelidir. Çünkü farklı türdeki tesislerin sundukları hizmetler ve dolayısıyla çevreye etkileri de farklı olacaktır. Teknik ve yönetimsel uygulama kapasitesi: Başvuru sahiplerinin teknik uzmanlığı da dikkate alınmalıdır. Kriterler uygun olsa da başvuru yapılan alan için teknolojinin ulaşılabilir olmaması veya bilinmiyor olması kriterin etkinliğini azaltacaktır. Bu tanımlamalar sonucunda ortaya çıkacak olan turizm eko-etiketleri de farklı ihtiyaçlara ya da farklı coğrafyaların koşullarına göre çeşitlilik gösterebilir. Bu farklılıklar da dünyada uygulamaları ve yürütücüleri farklı bir çok turizm ekoetiketinin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. 3.2.1. Turizm Eko-Etiketi Çeşitleri Eko-etiketler gibi turizm eko-etiketleri de kendi içinde farklı sınıflandırmalara konu olabilir. Uygulandıkları coğrafi bölgeden, odaklarındaki hizmet türüne ya da uygulayıcılarına göre farklı turizm eko-etiketleri ortaya çıkmıştır. Bu sertifika programlarının tamamının ortak noktası bağımsız kuruluşlarca denetlenmeleridir. Bu eko-etiket programlarının hepsinin ortak amacı sürdürülebilirlik olsa da her biri farklı unsurları göz önüne almaktadır. Turizm eko-etiketi programları genellikle uygulandıkları coğrafi bölge ve ölçek, odaklanılan konu/alan, programın uygulayıcılarına göre sınıflandırılabilir. Turizm sektöründe uygulanan eko-etiket uygulamalarına değinmeden önce anlatılan turizm eko-etiket programının niteliğini daha iyi kavrayabilmek için eko-etiket programının cografi düzey, konu ve uygulayıcısına göre sınıflandırılmalarına yer verilecektir. Coğrafi seviyelerine göre bakıldığında bazı turizm eko-etiketleri çok yerelken, bazılarının ise uluslar arası çapta olduğu görülmektedir. Bu açıdan 4 farklı coğrafi seviye belirlenebilir; (UNEP, 1998:11) 24

Uluslar arası Bölgesel (birbirine yakın birden fazla ülkeyi kapsayan) Ulusal Yerel (bir ülkenin belirli bir bölgesini kapsayan) Bunlar da kendi içlerinde odaklandıkları konulara göre ayrılabilir. Genellikle üç temel odak söz konusu olmaktadır; (UNEP, 1998:11) Tesisler (konaklama, yeme-içme, marina, mağaza vb.) Hizmetler (tur operatörleri, turizm acenteleri, seyahat firmaları vb.) Lokasyonlar (plajlar, doğa parkları, golf sahaları vb.) Turizm eko-etiket programları çoğunlukla tek bir odak üzerinde çalışmakta olup bunların büyük çoğunluğu tesisler üzerine odaklanmışlardır. Bunun sebebi ise turistlerin harcamalarının çoğunu tesislerde yapmaları ve konaklama tesislerinin çevresel performanslarını ölçmenin diğerlerinden görece daha kolay olması olarak açıklanabilir. Lokasyon odaklı programlardan en bilinenleri ise Mavi Bayrak (Blue Flag) ve Seaside Award olarak öne çıkmaktadır. Tezin ilerleyen bölümlerinde daha ayrıntılı olarak ele alınacak olan Mavi Bayrak, plajlarla birlikte marinaları da kapsamaktadır. (UNEP, 1998:11-12) Eko-etiket programı uygulayıcıları ise aşağıdaki gibi sıralanabilir; (UNEP, 1998:12) Uluslar üstü otoriteler (örn. AB) Kamu otoriteleri (örn. Bakanlıklar, belediyeler) Sektör birlikleri Özel girişimler STK lar Bunlar programları tek başlarına yönetebildikleri gibi bazı programlar ise bunların ortaklıkları ile yönetilmektedir. 25

Eko-etiket belgelerinin geçerli olduğu süreler de programların bir diğer özelliğidir. Tesislere yönelik programlar genellikle 2 senelik, hizmetlere yönelik programlar genellikle 2 3 senelik süreyle belge verirken, plajlara ve marinalara yönelik programların belgelerinin ise her sene yenilenmesi gerekmektedir. (UNEP, 1998:13) 3.2.2. Turizm Sektöründe Uygulanmakta Olan Eko- Etiket Programları Özellikle 1980 li yıllardan itibaren kullanılmaya başlayan turizm eko-etiket programları tüm dünyada yaygın olarak kullanılmaya ve tanınmaya, turistler tarafından tercih sebebi olmaya başlamıştır. Bunun yanında AB Eko-Etiketi gibi, doğrudan turizm sektörüne yönelik olmayıp dolaylı olarak ya da diğer ürün grupları ya da hizmetlerle beraber turizm tesislerini de içeren eko-etiket programları da bulunmaktadır. Diğerlerine göre daha yeni ve daha sıkı bir program olan AB Eko- Etiketi, AB üyesi olan ülkelerde geçerli olup otel ve kamp alanlarını belgelendirmektedir. 2008 yılı itibari ile 271 otel bu belgeye sahiptir. AB, farklı ürün grupları için tek bir eko-etiket (Çiçek) kullanmakta olup turizm konaklama tesisleri için de aynı eko-etiket kullanılmaktadır. (http://www.ecolabel-tourism.eu/) Ülkemizin AB adaylığı sürecinde mevzuat uyumu kapsamında çalışmalar sürdürülen bu programa ilişkin koordinasyondan sorumlu bakanlık Çevre ve Orman Bakanlığı olup dördüncü bölümde bu program daha detaylı olarak ele alınacaktır sıralanmıştır; Yaygın olarak kullanılan turizm eko-etiketi programlarından bazıları aşağıda 26

Audubon Green Leaf Eco-Rating Program Beluga Blue Flag Carbon Reduction Label Clean Marine Green Leaf Eco-Rating Program David Bellamy Conservation Award Environmentally Friendly Product: Czech Republic Estonian Ecotourism Quality Label Flybe Aircraft Ecolabel Green Certificate: Latvia Green Globe Community Standard Green Globe Company Standard Green Key Green Key (Hotel Association of Canada) Green Seal Green Tourism Business Scheme Hungarian Ecolabel / Környezetbarát Termék Védjegy Legambiente Turismo Milieukeur Ecolabel: The Netherlands Nature's Best Ecotourism Nordic Ecolabel or "Swan" Österreichisches Umweltzeichen (Austrian Ecolabel) Rainforest Alliance Certified Steinbock Sustainable Travel Eco-Certification Program Tourism Ecolabel: Luxembourg Viabono Tablo 3: Turizm Eko-Etiketleri (http://ecolabelling.org/type/tourism) Yukarıdaki tabloda yer alan turizm eko-etiketleri arasında uluslararası alanda en çok tanınan ve yaygın olarak kullanılan eko-etiket; Green Key (Yeşil Anahtar) programıdır. 27