Hz. Peygamber (s.a.v) tüm insanlık için gönderilmiş bir rahmet, kurtarıcı ve rehberdir. İnanalar O nu kendilerine hayat düsturu olarak kabul ederler. Ey peygamber; Biz, seni muhakkak şahid, müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Allah'ın izniyle, bir davetçi ve nûr saçan bir kandil olarak (gönderdik). 1 Ayetleri O yücenin İlahi bir görevle kıyamete kadar gelecek tüm insanlık için yolunu aydınlatan bir nur ve yegâne yol gösterici ve rehber olduğu tescillenmiştir. Hz. Peygamber (s.a.v)in yaşantısı içerisine giren tüm davranışları bizler için birer örnek olduğu kaçınılmazdır. Zira vahi ile desteklenmiş ve kusurlardan arınmış bir Peygamber uyulmaya ve taklid edilmeye layık olur. O nun haricinde bulunan herkes ne kadar büyük olursa olsun mutlak manada kusurlu ve her davranışının örnek alınmayacağı bilinmelidir. Andolsun ki, Resûlullah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnektir. 2 Ayeti de bu gerçeği bizlere vurgulamaktadır. Bu yazımızda Efendimiz (s.a.v)in günlük yaşantısından bizlere örneklik teşkil edecek bazı örneklerle O nun sünnetini bir nebze olsun hatırlamaya ve yaşantımıza yön verme ümidiyle bu satırları karalamaya çalışalım. Peygamberimiz (s.a.v) in dış kıyafeti: Peygamberimiz in dış kıyafetleri iki çeşittir. Birincisine Kamis (gömlek) adı verilir. Kamis tek parçalı olup, boydan boya entari biçimindedir. Sadece yakası açık olup, önü tamamen kapalıdır. Kol uzunluğu bileklere, etek uzunluğu da bacaklarının yarısına kadar sarkmaktadır. Bu Hz. Peygamber in en çok sevdiği ve normal zamanlarda giydiği bir kıyafettir. İkincisi ise Çift parçalıdır, yani takımdır. Bu çift parçalı kıyafetin belden aşağı giyilenine izar belden yukarı giyilenine de rida denir.3 Günümüzde Pakistan ve Afganistan yörelerinde giyilen kıyafetler bu ikinci elbise türüne uymaktadır. Peygamberimiz (s.a.v)in Yürüyüş Tarzı: Hz. Peygamber (s.a.v) yürürken ayaklarını sürümezler, adımlarını atarlarken yerden sertçe 1 / 5
kaldırırlardı. Hareket halinde iken sağa sola sallanmazlar, inişli yokuşlu engebeli bir arazide yürürcesine hafifçe önlerine eğilirlerdi. Dimdik durup göğüslerini kabartarak yürümedikleri gibi, koşar adımlarla yürürcesine hızlı da yürümezlerdi. Fakat, Allah ın kendilerine bir lütuf olarak, uzun mesafeleri kısa zamanda katederlerdi.4 Hz. Peygamber (s.a.v) giyim, yürüyüş ve diğer hareketlerde kadınlara benzemekten şiddetle sakınırlar ve inananları da sakındırırlardı. Bir hadiste: Kadınlara benzemeye çalışan erkeklere ve erkeklere benzemeye kalkışan kadınlara lanet olsun 5 Peygamberimiz (s.a.v)in Oturuş Tarzı: Peygamberimiz (s.a.v)in birden fazla oturma şekilleri olmuştur. Şöyle ki; Oturağı üzerine oturarak, dizlerini karnına doğru iyice çekip kolları arasına aldıktan sonra ellerini önden bağlaması, bağdaş kurarak oturması, yemek yerken çömelerek tek ayak üzerine oturması, açık arazide bir taş vb. üzerinde otururken ayağını sarkıtarak oturması, diz çökerek oturması (namaz kılarken ve yemek yerken) gibi zat-ı Risaletleri oturma şekillerini kullanmışlardır. Peygamberimiz (s.a.v)in Yemek yeyiş Tarzı: Peygamberimiz (s.a.v) çok sade bir hayat yaşamıştır. O nun sofrası ne acem şahlarının ne Bizans krallarının ve nede müşrik Arap aristokratların sofrasına benzerdi. O isteseydi Süleyman (a.s) gibi bir kral peygamber teklifini kabul ederdi. Ancak O bunu kabul etmediğini şöyle ifade etmişlerdi: Ya Aişe, eğer ben istesem, altın dağları arkamdan benimle birlikte yürür gelir. Nitekim bir melek bana gelerek: Rabbinin sana selamı var. Diyor ki: Hükümdar- peygamber olarak mı, yoksa kul-peygamber olarak mı yaşamak istersin. Melek in yanında buluna Cebrail, mütevazi (alçak gönüllü) olmayı tercih etmemi işaret etti. Ben de, kul-peygamber olarak yaşamayı tercih ettiğimi söyledim. Hz. Aişe der ki: artık o günden sonra, bir daha, bağdaş kurup sofraya iyice yerleşerek yemek yemediler ve şöyle buyurdular: Ben, sıradan bir insanın yediği gibi yer ve sıradan bir kulun oturduğu gibi otururum. 6 Hz. Peygamber (s.a.v) yemek yerken bir şeye dayanmazlardı ve kolunun altına yastık koyup yaslanmazlardı. Yemekten önce ellerini yıkar, besmele çeker ve sağ elleri ile yerlerdi. Resulullah yemeklerinde 2 / 5
sağ elinin üç parmağını kullanırlar ve tabaklarında asla yemek bırakmazlar ve tabağı mübarek parmakları ile temizce silerlerdi. Sofra olarak yer sofrası kullanırlar ve tek tabaktan tek tür yemek yerlerdi. Hz. Peygamber (s.a.v) ekmek olarak daima arpa ununda yapılmış ekmeği yerlerdi. Kepeği iyice ayıklanmış has undan mamül ekmek yememişlerdir. Hz. Peygamber (s.a.v) sabah ve akşam olmak üzere iki öğün yemek yerlerdi ve kendileri: Yarabbi, açlıktan sana sığınırım; o, insanı hareketsiz bırakan ne kötü bir haldir! dua ederek aç kalmanın ne kadar kötü olduğunu ifade etmişlerdir.7 İbn Abbas (r.a) anlatıyor: Peygamber Efendimiz in, arka arkaya birkaç gece hiçbir şey yemeden yattığı olurdu da; O ve hane halkı, akşam sofrasında yiyecek bir şey bulamazlardı. Yedikleri ekmek ise arpa ekmeği idi. Peygamberimiz (s.a.v)in Katıkları: Resulullah Efendimiz in yemekte aradığı başlıca özellik, onların, helal ve temiz oluşu ile, vücuda yarayışlı olup olmayışıdır. Yemek seçme ve yemeğe kusur bulma gibi adetleri ise asla yoktur. Ebu Hureyre (r.a) Şöyle demiştir: Peygamber Efendimiz, hiçbir yemeği katiyen seçmezlerdi. Önüne konan yemeği, eğer iştahı varsa yer yoksa yemezlerdi. 8 Efendimiz (s.a.v) herhangi bir yemek için keşke olsa da yesek şeklinde herhangi bir talepleri olmamıştır. Peygamber (s.a.v) Efendimiz in kol ve sırt etini çok severdi diyenlere Hz. Aişe Validemizin cevabı şöyledir: Kol eti, Resulullah ın hiç de çok sevdiği bir et değildi. Ne var ki, diğerlerine göre, gerek pişeğen oluşu, gerekse sofrada fazla oyalanmayışı dolayısıyla, etin kol kısmını tercih ederlerdi. Bu yüzden de, onu çok sevdiği zannedilirdi. 9 Peygamberimiz (s.a.v) in Yemekde Ellerini Yıkaması: Peygamberimiz (s.a.v) yemekten önce ve sonra ellerini yıkarlardı. Bu davranışlar başlı başına bir eğitim işidir. Özellikle yemekten sonra elleri yıkamanın ne kadar önemli olduğunu peygamberimiz (s.a.v)in şu sözlerinden öğreniyoruz: Elindeki yemek bulaşığını yıkamadan yatan kimse, şayet gece başına bir musibet gelirse, bu durumda, kabahati başkasında değil, bizzat kendisinde arasın!. 10 Yemekten önce el yıkamak bir 3 / 5
nezaket kuralı olsa da, yemekten sonra yıkamak temizlikten başka bir şey değildir. Ayrıca peygamberimiz (s.a.v) yıkandıktan veya abdest aldıktan sonra ellerini mendil veya havlu ile kurularlardı. Tirmizi nin rivayet ettiği bir bilgide: Peygamber Efendimiz in bir mendili (peşkiri) vardı; abdest aldığı veya elini yıkadığı zaman, onunla kurulanırdı. 11 Peygamberimiz (s.a.v) in İçecekleri ve İçiş tarzları: Efendimiz (s.a.v) döneminde meşrubat çeşitleri; bal şerbeti, hurma ve kuru üzüm şırası ve süt gibi içeceklerden oluşmaktadır. Bazı alimler o devirde on beş civarında içecekten bahsetmişlerdir. Enes b. Malik (r.a) titizlilikle sakladığı Peygamber Efendimiz (s.a.v)in su bardağını insanlara tanıtırken: Ben, Resulullah Efendimiz in bütün içeceklerini; bal şerbetini, hurma ve üzüm şırasını, suyu ve sütü, O na hep şu bardakla içirirdim derdi.12 Sahabe-i Kiram efendilerimiz (r.a) Medine içerisinde ve dışında bulunan tatlı su kuyularından Efendimiz (s.a.v)e özel olarak su getirirlerdi. Getirilen bu suları da zamanın şartlarına göre soğutur ve Efendimiz (s.a.v)e ikram ederlerdi. Peygamberimiz (s.a.v) su içme konusunda da diğer hususlarda olduğu gibi zarif ve ölçülü davranışlar sergilemiş ve bize örnek olmuşlardır. Su içme konusunda herhangi bir engel yoksa oturarak içmemizi öğütlemiştir. Bir hadiste: Hiç biriniz ayakta içmesin. Eğer unutarak ayakta içen olursa, onu geri çıkarsın!. 13 Bu hadis karşısında rivayet edilen bir başka hadis ise Abdullah b. Amr İnun l-as (r.a) rivayet etmiştir: Ben, Peygamber Efendimiz in, suyu hem ayakta iken, hem de otururken içtiklerini bizzat gördüm. Peygamberimiz (s.a.v.) in özel durumlar hariç suyu oturarak içtiği kaynaklarda ifade edilir. Ayakta içtiği durumlar ise; a)zemzem suyunu, b) Abdest aldığı sudan arta kalanını, c) Duvarda asılı bulunan bir su kabından içmiştir.14 Ayrıca Efendimiz (s.a.v.) Suyu yudum yudum, dinlene dinlene içerler ve suya üflememeyi tavsiye ederlerdi. Bir hadiste: Suyu devenin içtiği gibi, 4 / 5
hiç dinlenmeden bir içişte içmeyiniz; iki veya üç defa dinlenerek içiniz. İçmeye besmele ile başlayınız; bardağı dudağınızdan ayırınca Elhamdulillah deyiniz. 15... 1 - Ahzab, 33/45,46, 2 - Ahzab, 33/21, 3 - Prof. Dr. Ali Yardım; Peygamberimiz in şemaili, 177, 4 - Yardım, 181, 5 - Buhari, Libas, 62; Ebu Davud, Libas, 28, 6 - İbn Sa d, Tabakat, 1/381 (Şemailden Naklen, 201,202), 7 - Yardım A, Şemail, 209,212, 8 - Mislim, Eşribe, 188, 9 - Şemail, 225, 10 - Ebu davud, 3/1658; Hd. No:38552, 11 - Tirmizi, Sünen, 1/142; Hd. No: 53, 12 - Yardım, Şemail, 255, 13 Müsli, Eşribe, 14, 14 - Yardım, 264, 15 - Tirmizi, Sünen, 4/302; Hd. No: 1885 5 / 5