EMEÐÝN YENÝDEN ÖRGÜTLENMESÝ



Benzer belgeler
Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

Tarihsel olan toplumsaldýr. Toplumsal

ünite1 Sosyal Bilgiler


KÜRESEL ÝÇ SAVAÞ GÜÇLERÝNÝN DURUMU

Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek

Merhaba, GENÇ YOLDAÞ IN 4. SAYISI ÇIKTI

KAPÝTALÝZM SORUNLARINI ÇÖZEMEZ

Merhaba, 8 MART A ÇAÐRI LENÝNÝSTLERÝN ÖZGÜRLÜÐÜ BURJUVAZÝYÝ KORKUTUYOR

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

ÝÇ SAVAÞ VE TOPLUMUN SAFLAÞMASI

Dünya iþçi sýnýfý hareketi için

SINIF SAVAÞIMI SÝSTEMÝ HER NOKTASINDA SARSIYOR

ULUSAL SORUNA LENİNİST BAKIŞ


BU KEZ GERÇEKTEN FARKLI

Her þey gibi, iþçi sýnýfý da duraðan deðil, sürekli deðiþim

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

YARINA BAKMAK. C. Daðlý

Merhaba, ESKÝÞEHÝR: Ýstiklal Mahallesi Dilekli Sokak No:4/17 Kat:2 ÝZMÝR: 853. Sokak No: 27 Bilen Ýþhaný Kat 6/606 Konak

Sunu, MÜCADELE BÝRLÝÐÝ DAÐITIMCILARINA SÝLAHLI SALDIRI! BASINA VE KAMUOYUNA

TEKELLER TÜM YERYÜZÜNÜ ÝSTÝYOR

Merhaba, ESKÝÞEHÝR: Ýstiklal Mahallesi Dilekli Sokak No:4/17 Kat:2 ÝZMÝR: 853. Sokak No: 27 Bilen Ýþhaný Kat 6/606 Konak

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

ÝLKER AKMAN MEVCUT DURUM VE DEVRÝMCÝ TAKTÝÐÝMÝZ ERÝÞ YAYINLARI

SINIF MÜCADELESÝ KAÇINILMAZ SONUCUNA DOÐRU ÝLERLÝYOR

17. Devlet ve devrim. Marksist Devlet Teorisi'nin yenilenmesi

KAPÝTALÝZM ÇAÐININ SONU

DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY

Jeopolitik Dengeler ve Tek Kutupluluktan Çok Kutupluluða

MERHABA GENÇ YOLDAÞLAR;

Merhaba, GENÇ YOLDAÞ IN 3. SAYISI ÇIKTI

Kapitalist toplum iþçi sýnýfýnýn emeðine dayanýyor


Burjuvazi, devrimci iþçi sýnýfý hareketinin olduðu bir

SINIF ÝLÝÞKÝLERÝNÝ DOÐRU KAVRAMAK


Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

Ermeni soykýrýmý nýn avukatlarý

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

BURJUVAZÝ DEVRÝMÝ HIZLANDIRIYOR!

KOÞULLARI DEÐÝÞTÝRMEK

Burjuvazi kendi çýkarýna olaný;

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

Merhaba Genç Yoldaþlar

Kanguru Matematik Türkiye 2015

KOMÜNÝST PARTÝSÝNÝN PROLETER KARAKTERÝ

Kanguru Matematik Türkiye 2015

BASIN AÇIKLAMALARI TMMOB EMO ADANA ÞUBESÝ 12. DÖNEM ÇALIÞMA RAPORU BASIN AÇIKLAMALARI

THKP-C/HDÖ YENÝ OPORTÜNÝZM ÜZERÝNE ERÝÞ YAYINLARI THKP-C/HDÖ. Yeni Oportünizm Üzerine

Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / Sayýn Makina Üreticisi,

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak


1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

H alk kitleleri üzerinde, burjuvazinin

Kitlelerin kurulu sosyal

MERHABA GENÇ YOLDAÞLAR;


m3/saat AISI

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

KURTULUÞ CEPHESÝ. Milli Krizin Geliþme Dinamikleri ve Solda Özerkleþme Eðilimleri. eodal Tacirlere Politik-Ticaret Dersleri

Devrimci teori olmaksızın devrimci bir hareket olamaz. V. İ. Lenin, Ne Yapmalı?

3. Tabloya göre aþaðýdaki grafiklerden hangi- si çizilemez?

Merhaba, YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜMÜZ ÖZGEN ÝÞ TUTUKLANDI. DÜZELTME ve ÖZÜR BASKILAR BÝZÝ YILDIRAMAZ! DEVRÝMCÝ SOSYALÝST BASIN SUSTURULAMAZ!

Merhaba, 1 MAYIS TA 1 MAYIS ALANINA TAKSÝM E. Taksim Meydaný. artýk yalnýzca devrimci 1 Mayýs ta ýsrar etmenin deðil, devrimde ýsrar etmenin

Genel Bakýþ 7 Proje nin ABC si 9 Proje Önerisi Nasýl Hazýrlanýr?

KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için

DEV RÝM CÝ SO NUÇ LAR

OSB-ÝMES Ýþçi Bülteni

DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ!

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.

BURJUVAZÝ NASIL AYAKTA KALABÝLDÝ

Kanguru Matematik Türkiye 2017


Corporate Stars, Türkiye nin en iyi markalarını bir araya getiren sosyal bir iş platformudur.

KÝPAÞ 2016 KATALOG HAVALANDIRMA.

KAZANMAK ÝSTEYEN ÝÞÇÝ SINIFININ YAPACAKLARI

BÝMY 16 - TBD Kamu-BÝB XI Bütünleþik Etkinliði

2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý

'Ýnsan doðasý'nýn dönüþüme uðratýlmasý

4. 5. x x = 200!

25 Mart 2007 Kol Toplantýsý

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi

KURTULUÞ CEPHESÝ. Devrim yolu engebelidir, dolambaçlýdýr, sarptýr; onyýllarýn mücadelesidir. Kýzýldere ve On lar

Corporate Stars, Türkiye nin en iyi markalarını bir araya getiren sosyal bir iş platformudur.

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

DEVRÝME SOMUT YAKLAÞIM

KURTULUÞ CEPHESÝ. Mevcut Durum ve Devrimci Görevler

THKP-C/HDÖ OLÝGARÞÝ NEDÝR? ERÝÞ YAYINLARI THKP-C/HDÖ. Oligarþi Nedir?

K apitalistler, onun sonsuzluðunu i-

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83

Devrimci Ýþçi Partisinin ve 4. Enternasyonalin inþasý için. iþçi cephesi. ulusal soruna SINIFSAL ÇÖZÜM

EMEÐÝN ARTAN BAÞKALDIRISI

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

Üzülme Tuna, annem yakýnda gelecek, biliyorum ben. Nereden biliyorsun? Mektup mu geldi? Hayýr, ama biliyorum iþte. Postacýya telefon edip not

Transkript:

EMEÐÝN YENÝDEN ÖRGÜTLENMESÝ Burjuvazi, kapitalizmden kaynaklý sorunlarýný ne kadar çözmeye kalksa da, ayný sorunlar daha büyük ölçekli olarak karþýsýna çýkar. Sorunlarý yalnýzca ertelemiþ olur, gerçekte çözemez. Sorunun kaynaðý kendisi olunca, baþka türlü de olamaz. Bu üretim, doðasýna uygun o- larak çeliþkileri ve sorunlarý büyüterek ilerler. Onun bu þekilde iþleyen evrimi, çeliþkilerini çözecek devrimi zorunlu olarak gündeme getirir. Bu nedenle sistemi reforme etmeye yönelik her çaba, sorunlarýn çözümünde baþarýsýz kalmaya mahkumdur. Bu ekonomik sistem çeliþmeli bir yapýya sahiptir. Bu da diyalektiktir. Bir sistemin doðasý çeliþmeli olunca, hiçbir düzeltme giriþimi onun diyalektiðini deðiþtiremez. Çeliþmeler ne kadar yumuþasa da; ortadan kalkmaz. Kapitalizmin evrimi, çeliþkilerin olgunlaþmasý yönünde iþler. Çeliþkilerin olgunlaþmasý, onlarý aþacak çözüm yollarýnýn ortaya çýkmasýný da birlikte getirir. Bu noktaya gelene dek, uzun bir süreç geçer. Geçen bu zaman, insanlýk tarihinde çok küçük bir süreyi kapsasa da, yine de yüzyýllarý almýþtýr. Kapitalizmin tarihi, ayný zamanda çatýþmalý bir süreçtir. Ücretli-emek sisteminde baþka biçimde de olmaz. Ücretli-emek sistemi, çeliþmeli bir karaktere sahip olduðu için, baþtan baþa savaþým içinde geçen bir tarihin temelini oluþturur. Sistemde iç savaþ süreklidir; bazen örtülü, bazen açýk. Tarihin, sýnýf mücadeleleri tarihi olduðu þeklindeki görüþleri, bu biçimde anlamalýyýz. Emekçi sýnýf, en yaþamsal sorunlarýný, her zaman savaþým vererek çözmeye çalýþmýþtýr. Emeðin korunmasý ve çalýþma þartlarýnýn iyileþtirilmesi öncelikli istemlerdir. Emeðin kurtuluþu düþüncesi zamanla ortaya çýktý. Bu bilincin ortaya çýktýðý dönemde, proletaryanýn artýk ayrý bir sýnýf olarak örgütlendiðini ve hareket ettiðini görüyoruz. A- ma halen, bu düþünce az sayýdaki öncü iþçiyle sýnýrlýydý. Proletaryanýn ekonomik kurtuluþu düþünce ve amacýnýn e- mekçilerinin tümünü ve toplumu etkilemesi için maddi koþullarýn olgunlaþmasý gerekiyordu. O koþullar olgunlaþtýkça, yeni ve daha yüksek toplum görüþü ve hedefi geniþ kitlelerce benimsendi. Komünist hareket, bu dönem ortaya çýkar. Serpilip geliþir. Yeni bir toplum bilinci haline gelmesi zamanla o- lur. Bir istem olarak, bir amaç olarak öne çýkmasý, bunun uðruna açýk bir mücadeleyi de kabul etmek anlamýndadýr. Henüz toplumun büyük çoðunluðunun açýk istemi olmasa da, eðilim bu yöndedir. Proletaryanýn amacý, toplumun amacý haline geliyor derken, bu þekilde anlaþýlmalý. Sýnýfsýz toplum a- macýnýn yalnýzca komünist partisi tarafýndan dile getirildiði dönemler, çok gerilerde kaldý. Proletaryanýn kendi a- macýný geniþ kitlelere benimsetmek i- çin gösterdiði çabalarýn yanýnda; eko- Emek, yeniden örgütlenmediði sürece, halk kitleleri ölümcül yýkýmlardan kurtulamaz. A- maç, emeðin toplumsal yenidenörgütleniþidir. Yoksa emek, kapitalizm altýnda da, üretim araçlarýnýn geliþimine baðlý olarak yeniden-örgütlenir. Ama bizim burada bahsettiðimiz emeðin yenidenörgütlenmesi; emeðin, ücretli-emek olarak deðil sosyalist örgütleniþidir. Emeðin yenidenörgütlenmesi, toplumun da yeniden örgütlenmesidir. 3

Kurtuluþ, proletaryanýn kendisine baðlýdýr. Tarihsel koþullar, hiç bu denli tüm olanaklarý sunmamýþtý. Toplumun yeniden-örgütlenmesi, hiç bu kadar geniþ desteðe sahip olmamýþtý. Bu durumda, proletarya amacýna en yakýn yerde bulunuyor. Toplumu köklü olarak dönüþüme uðratacak devrimci bir sýnýf olarak hareket etmeli ve gözüpek bir giriþkenlik ortaya koymalýdýr. 4 nomik ve tarihi þartlar da bu yönde rol oynuyor. Bilincinde olsunlar ya da olmasýnlar, ekonominin evrimi, insanlarý yeni bir topluma geçiþin eþiðine getirip býraktý. Emek, yeniden örgütlenmediði sürece, halk kitleleri ölümcül yýkýmlardan kurtulamaz. Amaç, emeðin toplumsal yeniden-örgütleniþidir. Yoksa e- mek, kapitalizm altýnda da, üretim a- raçlarýnýn geliþimine baðlý olarak yeniden-örgütlenir. Ama bizim burada bahsettiðimiz emeðin yeniden-örgütlenmesi; emeðin, ücretli-emek olarak deðil sosyalist örgütleniþidir. Emeðin yeniden-örgütlenmesi, toplumun da yeniden örgütlenmesidir. Çünkü eski toplumun temeli; ücretli-emektir. Yeni toplumla birlikte emek, ücretli-emek olmaktan çýkar; emekçiler, özgür emekçi olur. Artýk, özgür insanlardan oluþan bir toplum söz konusudur. Sosyalizmde emeði ve toplumu yeniden örgütleyeceðiz ve bu temel üzerinde, yeni ve daha yüksek bir hayat kuracaðýz! Emeðin sosyalist yeniden-örgütleniþi, ancak tarihsel olarak gerçek olur. Maddi araçlarý tarihsel geliþimle birlikte ortaya çýkar ve olgunlaþýr. Emeðin örgütlenmesinde belirleyici olan üretim araçlarýdýr. Emek, üretim araçlarýnýn durumuna baðlý olarak örgütlenir. Üretim araçlarý deðiþtikçe, emek biçimleri de deðiþir. Üretim araçlarý ve baðlý olarak emeðin deðiþimi süreklidir. Ýnsanlar bugün geliþmiþ üretim a- raçlarýna sahiptir. Büyük sanayi, bilim ve tekniðin durumu, emeðin yenidenörgütlenmesini gerçekleþtirecek düzeyde. Emeðin (üretimin) sosyalist örgütlenmesi büyük ölçüde, büyük ölçekli sanayiye, geliþmiþ tekniðe, ileri ulaþým ve iletiþim sistemine baðlýdýr. Kapitalist üretim, tüm bu araçlarý zorunlu olarak geliþtirdi. Emeðin yeniden-örgütlenmesinin maddi koþullarýný anlamak için, kapitalist üretimi takip etmek yeterli. Sonunda üretim araçlarýnýn bugünkü geliþmiþ durumuna varýrýz. Varýlacak yeri kapitalizm kendisi gösteriyor: Ýleri bir teknik temelde emeðin sosyalist yeniden-örgütlenmesi. Emek, ücretli-emek olarak, egemenlik altýndadýr, baðýmlýdýr. Emekçi emeðini özgürce deðil, sermayeye baðýmlýlýk altýnda satmak durumundadýr. Emeðini istediði kapitaliste satabilir; bu yönde özgürdür; fakat bir kapitaliste mutlak satmak zorundadýr. Emeðini satmadan; yani emeði, ücretli-emek olmadan; kapitalistin artý-deðer kaynaðý haline gelmeden, yaþamýný sürdüremez. Ýþçinin yaþam zinciri, e- meðini satmasýna baðlýdýr; O nu satamadý mý, yaþam zinciri kopar. Bu nedenle emeðini bir kapitaliste satmasa da, baþka bir kapitaliste satmak zorundadýr. Bir köle, bir köle sahibine aittir; her þeyiyle onundur; bir ücretli-köle i- se, tüm kapitalist sýnýfýn kölesidir. Bir köle, sahibinin sýnýrlarý dýþýnda hareket edemez; ücretli-köle (iþçi) ise kapitalist sýnýfýn çizdiði sýnýrlar dýþýna çýkamaz. Sermaye, emeðin bu baðýmlýlýðýný sürekli yeniden üretir. Bu nedenle kapitalizmde emeðin yeniden-örgütlenmesi; emekçinin baðýmlýlýðýnýn, köleliðinin yeniden üretimidir. Bugün her geçen zaman, daha fazla emekçi, emeðini satamaz oluyor. Yaþamla olan baðlarý kopuyor. Halen çalýþanlarýn ise yaþam alaný daralýyor. Tekellerin egemenlik ve yaþam alaný ise sürekli geniþliyor. Kapitalistler, emekçilerin yaþam alanýný (araçlarýný) tümden yokedemez; ancak, daima en alt düzeye indirmeye çalýþýr. Ücretiyle en temel gereksinmelerini karþýlayamaz. Çaðýn yoksulu olarak kalmaya mahkumdur. Bu durumdan kurtulmak için hiçbir yere kaçamaz; kapitalizmin bir dünya sistemi olduðu bir zamanda, bunu hiç yapamaz. Bu nedenle, iþçilerin kurtuluþu, kapitalizmi yýkmalarýndadýr. Kurtuluþ, proletaryanýn kendisine baðlýdýr. Tarihsel koþullar, hiç bu denli tüm olanaklarý sunmamýþtý. Toplumun yeniden-örgütlenmesi, hiç bu kadar geniþ desteðe sahip olmamýþtý. Bu durumda, proletarya amacýna en yakýn yerde bulunuyor. Toplumu köklü olarak dönüþüme uðratacak devrimci bir sýnýf olarak hareket etmeli ve gözüpek bir giriþkenlik ortaya koymalýdýr. Devrimler artýk kendi sýnýrlarýnda kalmayacak; dünyanýn yeniden örgütlenmesine yol açacak geliþmeleri tetikleyecektir. C.DAÐLI

ÇEMBER KIRILIYOR Ulusal Kurtuluþ Hareketi (UKH), kendi deyimleriyle, tarihinin en derin bunalýmýný yaþýyor. Fakat her bunalým yýkýcý, daðýtýcý etki göstermez; kimi zaman boþ hayallerin bir tarafa býrakýlmasý için, kamburlardan kurtulmak için bir fýrsattýr; kimi zaman iç çeliþkilerin olgunlaþýp çözüme kavuþma anýdýr. UKH, emperyalistler ve ezen ulus sermaye sýnýfý ile uzlaþma arayýþlarýnda þu andaki bunalýmla karþý karþýya kaldý. A.Öcalan ýn son sözleri, çeliþkinin nasýl had safhaya ulaþtýðýný anlatmaya yeter. Öcalan, eleþtirilerini AB emperyalistlerine yöneltiyor; Diyalogu baþlatýn, dersiniz. PKK ye tümüyle silahlarý býrakýn, dersiniz. Bundan daha barýþçýl bir insani karar verecek mi? Vermezlerse, komplo var. AB liler bu konuda karar almazlarsa, þiddetli bir savaþa çaðrý yapýyorlar demektir, bizi savaþa zorluyorlar demektir. Türklerin akýlsýz yöneticileri, savaþ kliði, bizden savaþ istiyor. Bugün silahlarý býraksak bile kabul etmiyorlar, bize savaþacaksýnýz diyorlar. Bu, vahim bir durumdur. (Gündem, 18 Eylül) Evet, vahim bir durum. AB, ABD ve iþbirlikçi tekeller, Kürt halkýnýn devrimci savaþýný boðmak için öteden beri birlikte davrandýlar. Vahim olan bugüne dek bu gerçeði görememekti. UKH nin iþbirliði ve uzlaþma arayýþlarýnýn yeni olmadýðý, 93 yýlýndan bu yana, hem AB hem de ABD ile dolaylý dolaysýz bir çok görüþmenin yapýldýðý, bizzat kendileri tarafýndan dile getirildiðine göre; þimdi UKH ni AB ye bile savaþ ilan etme noktasýna getiren geliþmeler nelerdir? Bu deðiþimi, UKH nin kendisinde deðil, emperyalizmin e- gemenlik koþullarýndaki deðiþimde aramak gerekiyor. Politik Çevirmeden Politik-Askeri Saldýrýya Emperyalizm, bugüne kadar UKH ni oyalamak ve politik çevirme içinde tutmakla yetinmiþti. Politik çevirme, iki temel unsura dayandý. Birincisi, TSK aracýlýðýyla imha tehdidi, ikincisi ise, hareketi, hedefleri anlamýnda sistem içinde tutmak, toplumsal devrimin dinamiði olmaktan adým adým uzaklaþtýrmak. Böyle bir taktik, þu ya da bu düzeyde UKH yle iliþkilenmek ve onu tanýmak anlamýna da geliyordu. Þimdi, UKH ni güçten düþürerek, bölmeye çalýþýyor ve her bir parçasýna tam teslimiyeti dayatýyorlar. Emperyalizmin politika deðiþikliðine neyin sebep olduðuna baktýðýmýzda, Yeni Evre nin öne çýkan karakterinin rol oynadýðýný görürüz. Yeni Evre ye özgü, onunla iliþkisi içinde, öne çýkan iki unsur þunlardýr: Birincisi; emperyalizm, baðýmlý ülkelerde tam ilhaka dayalý bir egemenlik dayatýyor. Bu tam egemenlik dayatmasýndan, en sadýk iþbirlikçiler bile kaçamýyor; iþbirlikçilik artýk güvence deðil, kendine ait tüm egemenlik alanlarýnýn kýsýtlanmasýný vaad ediyor. Bu durumda, Kürt sorununun çözümünde emperyalizmle iþbirliði a- rayýþlarýný kabul eden bir hareket, bu genel eðilimden kurtulamaz. Emperyalizm, ezilen halklara, karþýlýklý çýkarlara dayalý, halkýn özlemlerini gözeten bir demokratik iþbirliðine her zaman kapalý oldu. Þimdi, kapýlar ezilen halklara tamamen kapalýdýr. Kürt halkýndan beklenen, tam ilhak politikalarýna uygun, tam teslimiyettir. Artýk, halkýn özlemlerine biraz olsun dayanan her hareket, emperyalizmle uzlaþma zeminini kaybetmiþtir. Ýkinci neden; küçük-burjuvalara özgü olan, emekçileri burjuvaziyle uzlaþtýrma platformunda birleþtirmeye, bu sayede sistemin söküðünü-eksiðini yamamaya yarayan taktiðin, bir daha geri dönmemek üzere tarihe gömülmesidir. Burjuvazi, sistemin söküðünü gediðini kapatarak, ömrünü uzatmanýn olanaðý kalmadýðýný kavramýþ durumda. Reformlarla oyalama politik egemenliðini bu sayede pekiþtirme taktiði artýk geçerliliðini yitirdiði için, tam da bu nedenle burjuvazi, tüm emekçi sýnýflara karþý bütün dünyada tank-top-tüfek siyaseti izlemeye baþladý. Ya bizdensin, ya da düþman. sözü, küresel iç savaþýn itirafýdýr. Ya burjuvaziden yana olacaksýn ve tam teslimiyet içinde ona hizmet edeceksin, ya da askeri saldýrýlarýn hedefi olacaksýn. Bunun orta yolu, uzlaþma yolu, artýk yok. Küçük-burjuvazinin politik platformlarý çökerken, proletaryanýn uzlaþmaz-kararlý politik tavrý öne çýkýyor. Ýþte bu nedenle emperyalizm, UKH üzerinde bugüne dek uyguladýðý politik çevirme hareketinde yeni bir düzleme girdi: Kendisine tam baðýmlýlýk göstermeye hazýr o- lanlarý destekleyerek, onlarý halk hareketinden koparmaya çalýþýyor. Toparlarsak: Yeni Evre de artýk, özellikle ulusal kurtuluþ hareketlerinde öne çýkan küçük-burjuva politikalarýn gelip dayandýðý yer burasýdýr; ya emperyalizme sýrtýný dayamalý, ya da proleter harekete. Leninistler bu gerçeði daha henüz 90 larýn ortalarýnda dile getirmeye baþlamýþtý. Yeni Evre nin diðer olgularý belirginleþtikçe, Leninistlerin bu düþüncesi her alanda doðruluðunu kanýtlamaya baþladý: Artýk arada bir yerde durmak, kapitalizm ve sosyalizm dýþýnda üçüncü bir yolda ýsrar etmek mümkün deðil. Arada bir yerlerde durmakta, kapitalizm-sosyalizm kavgasýný kazasýz belasýz atlatmak düþüncesinde ýsrar e- denler, toplumsal zeminlerini kaybediyorlar. Filistin de El-Fetih in baþýna gelen budur. Þimdi UKH, bu keskin tercihi yapmakla karþý karþýya. Bugüne kadar böyle bir tercihi yapmaktan kaçýnan, bunu erteleyen UKH, artýk bundan daha fazla kaçýnamaz; yoksa toplumsal dayanaklarýný tümüyle kaybeder. UKH, ulusal-sýnýfsal bir kurtuluþu deðil, salt ulusal bir kurtuluþu hedefledi. Bu hedefe uygun olarak örgütlenen, kendi aralarýndaki sýnýf farklýlýklarý, çýkar çatýþmalarý, politik karakter farklýlýklarý yok sayýlan halk; þimdi yeni durumla birlikte, kaçýnýlmaz, ertelenemez bir sýnýfsal ayrýþmaya zorlanýyor. Ulusal-sýnýfsal kurtuluþ, uzunca bir süre üstünü kaplayan o kalýn örtüden kurtuluyor. UKH, sýnýflar mücadelesinin keskin yasalarýndan baðýmsýz olamaz. Kendi tarihi buna tanýktýr. 5

Ulusal Dinamiklerin Öne Çýkýþý ve Bunalýmý Komünist hareket, esas doðuþ ve geliþme yeri olan Kürdistan la ilgili temel gerçekleri, 70 li yýllarda formüle etmiþ, bu konuda bütünlüklü bir program ortaya çýkartarak, ulusal-sýnýfsal kurtuluþun tek geçerli yol olduðunu ilan etmiþti. Kürdistan proletaryasý baþta olmak üzere, Kürt halký içinde etkin bir rol oynamaya baþlamýþtý. Ne var ki, 90 lý yýllarýn baþý, sosyalizmin dünya çapýnda geçici bir süre geri çekildiði yýllar oldu. Sosyalist bloðun daðýlmasýyla, dünya proletaryasý üzerinde moral bozukluðu, ideolojik ve örgütsel bir güvensizliði getirdi. Ýþte, böylesi politik bir iklimde UKH, Kürdistan da proleter hareketin tüm etkinliðini kýrarak, onu kendi peþinden sürükledi. Oysa, Kürdistan proletaryasý kendi baðýmsýz politik konumunda ýsrar etseydi, UKH ne daha fazla yardým etmiþ olur, onu burjuvaziye karþý daha kararlý politikalara doðru arkadan itebilirdi. Tersi oldu. Küçük-burjuva önderlik, Kürdistan proletaryasý da dahil, tüm emekçi Kürt halkýný, 1993 den itibaren adým adým burjuvaziyle uzlaþma zeminine çekmeye çalýþtý. Bu çizginin 1999 da geldiði noktayý hepimiz gördük. Silahlý savaþýmdan ve devrim hedeflerinden vazgeçmek ve sistem içinde bir yer arayýþlarý, bu tarihte zirveye çýktý. Ancak 2002 de, bu girilen yeni yolun çýkýþsýzlýðýnýn ilk belirtileri görüldü. Demokratik cumhuriyet ve barýþçýl mücadeleyle ilgili tartýþmalar, bu yýl içinde UKH de tartýþýlmaya baþlandý. Tartýþmalarýn 3 Kasým 2002 seçimlerinden sonra daha da alevlendiðini, kendilerinden öðreniyoruz. Fakat, bu tartýþmalarýn ö- nü, ABD nin Irak ý iþgal giriþimiyle kesildi. Bu iþgalin (UKH nýn ýsrarlý söylemiyle, müdahale nin) bölgedeki tüm gerici statükolarý sarsacaðý, ABD nin bu sayede Ortadoðu ya demokrasi getireceði ve Kürt halkýnýn da müdahale den karlý çýkacaðý beklentisi yayýldý. Bilmezlikten daha çok, ilke yoksunluðunun belirlediði bu boþ beklenti, 2003 yýlýnda kurulan 6 Günter Verheugen ve Leyla Zana Kongre-Gel in programýna þu þekilde yansýyordu; Küreselleþen kapitalist sistem kendisini yenileyerek varlýðýný sürdürme çabasýna girmiþtir. Klasik ve yeni-sömürgecilik biçimleriyle bunalýmýný aþamayacaðýný gören emperyalizm, bilimsel-teknolojik devrimin sonuçlarý temelinde, egemenliðini demokratik normlara büründürerek, kapitalizmi reformasyon yoluyla demokratik uygarlýða doðru evrime yöneltmektedir. Tarihte ilk defa hegemonik sistemle karþýtlarý arasýnda insan haklarý, demokrasi ve ekoloji konularýnda geniþ bir konsensüs oluþmuþ bulunmaktadýr. ABD hegemonik sistemi nin, Irak taki karþýtlarýna uyguladýðý Ebu Gureyb konsensüsü ortalýða saçýlýnca, UKH nin bir program düzeyinde ele alýnacak kadar inanç gösterdiði demokratik uygarlýða evrimle söylemi, halk arasýnda daha ne kadar karþýlýk bulabilirdi?! ABD nin sadece Irak ta deðil, tüm dünyada kurduðu iþkencehanelerdeki demokratik normlarý, esasýnda emperyalizme yaslanmakla, proletaryaya yüzünü dönmek arasýnda sýkýþýp kalmýþ tüm küçük-burjuva uzlaþmacýlarýn politik iflasýný ilan ediyordu. UKH nin program düzeyine yükselttiði emperyalizmle konsensüs arayýþlarýnýn, çatýrdamalara yol açacak bir bunalýma evrilmesi, artýk kaçýnýlmazdý. Sinek Ýkili den Koz Olur mu? ABD, UKH nýn ana gövdesinden kopardýðý Osman Öcalan aracýlýðýyla, kendisine tam hizmet edebilecek unsurlarý toparlamaya giriþti. Osman Öcalan ýn yeni bir partiyle ortaya çýkýþý, i- deolojik bir kopuþ deðil. Onun söyledikleriyle, Kongra-Gel in programýnda yazýlanlar arasýnda hiçbir fark yok. Ulusal sorunun çözümünde emperyalizme baðlanan umutlarýn tutarlý ifadesi, Kongra-Gel in programýnýn pratiðe geçiriliþi, Osman Öcalan tarafýndan yapýlýyor. UKH den bu tarz ayrýlýþlar, Kürt halký için her zaman iyi olmuþtur. Bu sayede Kürt halký, kendi kamburlarýndan kurtuluyor. Kürt halký bütün kamburlarýndan kurtulduðunda, mücadelesi daha kararlý ve sonuç alýcý olacaktýr. Çünkü bu, özünde sýnýfsal bir ayrýþmadýr. Osman Öcalan, emperyalizmin tam hizmetine girerek, burjuva saflarýný tercih etti. Ama, K.Kürdistan da bu ayrýþmaya öncülük edecek bir burjuva sýnýf yok. Onlar, ulusal kurtuluþ alanýný terk edeli on yýllar oluyor. Bu nedenle ABD, Osman Öcalan ý Talabani-Barzani burjuvalarýnýn kuyruðuna baðladý. Osman Öcalan, bu pokerde as deðil, ancak sinek ikili olabilir. Öte yandan, bir baþka emperyalist güç AB, kendi alternatifini yaratmaya giriþti. AB, gözünü Leyla Zana ve Osman Baydemir e dikmiþ durumda. Þovenizmin linç giriþimlerinin hemen ertesinde, Verheugen in Diyarbakýr ý ziyaret edip Osman Baydemir ile basýn karþýsýna geçmesi boþuna deðil. Osman Baydemir ve ekibi Verheugen e özel karþýlama yaptý. Uygulamalarda-

ki eksikliklerden ve seçim barajlarýndan yakýndý. UKH adýna Mustafa Karasu, Osman Baydemir in bu tavrýný yeterli bulmamakta ve üstü kapalý eleþtirmektedir. Kürt dili ve kültürü üzerinde yasaklar devam etmektedir. Kürt halký özgürlüðe kavuþmamýþtýr. Ýnkarcýlýk ve asimilasyon politikasý sürdürülmektedir. demektedir. AB emperyalizmi, burada dile gelen Kürt halkýnýn en temel sorunlarýnýn etrafýndan dolaþarak, bunlarý görmezden gelerek, verilen kýrýntýlarla yetinilmesini istiyor. Bu politikasýna Kürt halký içinde destek bulabilmek için, Osman Baydemir ve Leyla Zana ya kol kanat geriyor. Onlarý bu yolla UKH nýn ana gövdesinden ayýrmaya giriþiyor. Henüz bu konuda tam baþarý elde edebilmiþ deðil. Ama niyetler açýða çýkmýþtýr. Týpký ABD gibi, UKH ný muhatap almama, ama hizmetine alacaðý þöhretli isimler aracýlýðýyla hareketi bölüp, kendi iþbirlikçi politikasýna temel bulma, þu an AB nin attýðý adýmlarý belirleyen hedeftir. Uzlaþma Hayalleri Yok Oluyor Kýsaca toparlayalým. UKH, demokratik uygarlýk adýný verdiði burjuvaziyle uzlaþma yolunu, üç temel ayak üzerine kurmuþtu. Birincisi; ateþkes ve silahlý mücadelenin terk edilmesiyle Türkiye nin demokratik adýmlar atacaðýna olan güven; ikincisi, AB üyelik sürecinin bu demokratik açýlýmlarýn garantisi olacaðýna güven; üçüncüsü, ABD nin Ortadoðu ya müdahale siyle sarsýlan dengelerin, Türkiye yi Kürt halkýný tanýma konusunda zorlayacaðýna olan güven. Peki bunlardan geriye, þimdi ne kaldý? Hiçbir þey! Ateþkes ve silahlý mücadeleyi býrakmanýn demokratikleþme getirmediði, kýsa sürede anlaþýldý. Ne ateþkes kaldý artýk, ne de barýþçýl mücadele; burjuvaziye güvenin birinci ayaðý böyle yýkýldý. Ýkincisi; ABD, UKH ni terör listesine soktu, ayrýca üyelik sürecinde Türkiye nin attýðý kýrýntý düzeyindeki adýmlarý yeterli saydý. Ýnkar ve asimilasyon politikalarýný AB güvencesi ve etiketi altýna almaya giriþti. Ýkinci ayak böyle çözüldü. Ve üçüncüsü, ABD Osman Öcalan aracýlýðýyla UKH ne alternatif bir güç oluþumuna girdi. Üçüncü ve son ayak da yýkýlmýþ oldu. Abdullah Öcalan ýn baþta aktarýlan sözlerine, iþte bu süreçlerden ilerlenerek gelindi. Bu, artýk reddedilemez olgulardan öðrenerek ileri atýlmak mýdýr, yoksa yalnýzca içinde bulunan çýkmazýn itirafý mý? Remzi Kartal ve baþkalarýnýn her fýrsatta dile getirdiði, Kürt sorununun çözümü için ABD ve AB yi doðru yola davet etme söylemlerine bakýlýrsa, emperyalizme duyulan güvenin tümüyle yokolmadýðý rahatlýkla söylenebilir. Fakat kesin olan bir þey var; UKH ile emperyalizm arasýna kara kediler girdi, uzlaþma hayalleri büyük ölçüde kýrýldý. 17 Aralýk ta AB nin Türkiye nin üyeliðine iliþkin alacaðý karar, umalým ki bu uzlaþma umutlarýný tümüyle yoketsin. Bu son durum, Kürdistan proletaryasýnýn ve onun ulusal-sýnýfsal mücadele anlayýþýnýn, halk hareketi içerisinde etkin rol oynayacaðý uygun zeminler yarattý. Kürdistan proletaryasý, ya bu uygun momenti deðerlendirmek için cesaretle ileri atýlýr, ya da Kürt halký bu tarihi dönüþümü, büyük acýlarla tecrübe edilen zikzaklarla yaþamaya devam eder. Kürdistan da ulusal-sýnýfsal mücadele ve toplumsal devrim güç kazanma evresinde ve bu gidiþi artýk hiçbir þey geri döndüremez.r Bizi Ancak Olasý Bir Devrim Kurtarýr Gittiðimiz emekçi semtlerde karþýlaþtýðýmýz, ev arayan, ancak bulamayan bir ana ile sohbet ettik. Size bu sohbeti aktarmak istiyorum. Eþim izolasyon çalýþaný. Ýþ olduðunda, en fazla 300 milyon alýyor. Sadece sezonluk iþler alýyor. Þu an kömürlükte kalýyorum. Dört çocuðum var. Biri bugün okula baþladý, çok sevinçliyim, ama kýzýma hiçbir okul eþyasý alamadým. Durmadan ev bakýyorum, yarý yýkýk gecekondular buluyorum ama orada oturmak hiç de saðlýklý deðil. Burjuva gazete ve televizyonlarý aradým, mektup yazdým ama hiçbir cevap gelmedi. Biz Kürt halkýnýn yoksul insanlarýyýz. Bize kim sahip çýkacak. Yani bizim sesimizi kim duyuracak. Ben yaz aylarýnda kiramý ödeyebiliyorum, ama kýþ geldi mi, eþim çalýþmadýðý için kirayý aksatýyorum. O yüzden kirasý 50 milyonu aþan hiçbir eve girmek istemiyorum. Ki 50 milyona ev de yok. Ancak bulursam, belki barakada otururum. Bizim geleceðimiz ne olacak, nereye sürükleniyoruz. Yakýnda hepimiz açlýktan ölmeye baþlayacaðýz. Þimdi maddi durumum bu hale gelmez deyip bizim yaþadýklarýmýza sýrt çeviren insanlarýn hayatýna uzak deðildir açlýk, yoksulluk. Kafam çok karýþýk. Ne yapacaðýmý hiç bilmiyorum. Ama þu kesin ki, bizim artýk devrimci Kürtler olarak örgütlenmemiz gerekiyor. Eþim cahil bir insan, benim çalýþmama izin vermiyor. Ýzin verse de çocuklarýma bakabilecek hiç kimse yok. O da bakamýyor. Eþimin hastalýðý var, kýþýn farklý bir iþte çalýþamýyor. Ellerinde derin yaralar oluþuyor. Sonumuz ne olacak. Bizi ancak olasý bir devrim kurtarýr. Ben evden kaçarak geldim Ýstanbul a, annem beni zorla korucuya verecekti. Ama ben bir hainle birlikte o- lamazdým elbette. Biz bu kadar kayýp verirken, çocuklarýmýz, aðabeylerimiz katledilirken Belki barýþ diyoruz þimdi, ama savaþ çok yakýndýr. Savaþýn ortasýndayýz þimdi. Y.E. Mücadele Birliði Okuru 7

Nasýl ki, ulusal sorunun temelinde ezen-ezilen ulus iliþkisi yatýyor, bu iliþkiyi kabul etmeksizin ulusal sorundan bahsetmek bir anlam ifade etmiyorsa; u- lusal sorunun çözümü de, uluslarýn kendi kaderlerini tayin hakkýnýn kabulünde yatar ve bu hak kabul edilmeksizin ulusal sorunun çözümünden bahsetmek hiçbir anlam ifade etmez. Komünist partiler tarafýndan sorunun ve çözümün bu tek doðru ortaya konuluþu, komünizmin etkisinde kalan tüm siyasi akýmlar tarafýndan zamanla benimsendi. Ama bu benimseme, diðer konularda olduðu gibi, biçimsel olmanýn ö- tesine geçmedi. Her tarafýndan týrtýklanarak deforme edildi ve tanýnmaz hale getirildi. Küçük-burjuva hareketlerin uluslarýn kendi kaderini tayin hakkýný ele alýþlarýyla, bu ilkeyi formüle eden komünistlerin ele alýþlarý arasýnda hiçbir ortak yan kalmadý. Uluslarýn kendi kaderini tayin hakký ilkesine yönelik saldýrýlardan biri ve nihai olaný da, kendi kaderini tayin hakkýnýn, ezilen ulusun doðrudan kullanýmýna ait bir hak olduðu gerçeðinin ortadan kaldýrýlmasý çabasýdýr. Formülasyonun kendisinde dahi, açýkça, ulusun kendi kaderini tayin etmesinden bahsedilmesine karþýn; her þeyin kendilerinden ibaret olduðunu sanan küçük-burjuva siyasi anlayýþ, iþi, kendilerini ulusun yerine de koyarak, bu hakký ulusun elinden gasp etmeye vardýrdý. Ezilen ulusun kendisine ait 8 Uluslarýn Kendi Kaderini Tayin Hakký Devredilemez Bir Haktýr olan bu hak, hiçbir siyasi oluþum tarafýndan ulus adýna kullanýlamaz. Ne ulusal hareket, ne de komünist hareket, ezilen ulusun bu hakkýný kendi tasarrufuna geçiremez. Böyle yapýlmasý, Uluslarýn Kendi Kaderini Tayin Hakký nýn inkarýdýr. Yaþadýðýmýz topraklarda, ezen ulusun küçük-burjuva devrimcileri, uzun zamandýr çeþitli biçimlerde uluslarýn kendi kaderini tayin hakkýný yadsýmaktadýr zaten. Ezilen ulusun bu hakkýný hangi yönde kullanmasý gerektiðine dair ajitasyon-propaganda yapmakta; kendi kaderini tayin hakkýný salt birleþme hakký biçiminde görmekte ya da bunlarýn da i- lerisine giderek, ezilen ulus adýna konuþmaktadýr. Kürt ulusunun özlemini duyduðu ve bilincine vardýðý kendi kaderini tayin hakký ilkesini, komünist parti, kararlýlýkla savunmaya devam ediyor. Ulusal kurtuluþ hareketinin dahi, kendi varlýk nedeni olan en temel sorunu kararlýlýkla sahiplenememesine raðmen, devrimci komünist partinin ortaya koyduðu kararlý ve tutarlý tavýr, onun, tarihin birikmiþ sorunlarýný da çözerek insanlýðý ileriye taþýyacak çaðýmýzýn en ileri hareketi olduðunun kanýtýdýr. Ezilen ulusun küçük-burjuva devrimcileri de, tersten benzer konumdadýr. Kendi kaderini tayin hakkýný salt ayrýlma hakký biçiminde görmüþ ve bunu ezilen ulusun iradesi olarak ifade etmiþlerdir. Buna raðmen, bu hakkýn, u- lusun kendisi tarafýndan kullanýlmasý gerektiðini de savunagelmiþlerdir. Bu, ilkesel bir bakýþýn ürünü olmayýp, devleti zorlamanýn ve bir ulus olduklarýný ifade etmenin bir yolu olarak görülmüþtür. Böyle olmasýna karþýn nesnel o- larak, uluslarýn kendi kaderini tayin hakkýnýn dil ucuyla dillendirilmiþ olmasý dahi, devrimci bir rol oynamýþtýr. Þovenizmi ve sosyal-þovenizmi baský altýna almýþtýr. Dil ucuyla dahi olsa dillendirilmesinin bu denli etkin bir sonuç vermesi, uluslarýn kendi kaderini tayin hakký ilkesinin, ulusal sorunun köklü çözümü saðlayacak denli devrimci bir içeriðe sahip olmasýndandýr. Fakat, ulusal kurtuluþ hareketi, devrimci konumundan uzaklaþmaya baþlamasýyla birlikte, uluslarýn kendi kaderini tayin hakkýnýn ulusun kendi kullanýmýna ait olduðu söylemini de terk etti. Bu terk ediþ, onun devrimci konumundan uzaklaþmasýný hýzlandýrmanýn ötesinde, ulusal kurtuluþçu olma kimliðini de kaybetmesine neden olacaktýr. Ulusal kurtuluþ hareketinin açýkça bu ilkeden uzaklaþmasýyla birlikte, ezen ve ezilen ulusun küçükburjuva devrimcileri arasýnda, u- luslarýn kendi kaderini tayin hakkýný, ulusun kullanýmýndan gasp etme yönünde geniþ bir konsensüs oluþtu. Bu ciddi bir saldýrý olmasýna karþýn, ezilen Kürt ulusu, bu saldýrýyla geriletilemeyecek bir bilince ulaþmýþtýr. Bunu her fýrsatta gösteriyorlar. Kürt ulusu, ulaþtýðý bilinç düzeyiyle, tüm küçük-burjuva hareketlerden daha ileri düzeydedir. Bugüne kadar ulusal kurtuluþ hareketinin kendi adýna konuþmasýný kabullenmesi, kendi kaderini tayin etmenin olanaðýnýn yaratýlmasý için mücadele etmesindendi. Bu, ezilen ulusun özlemiyle uyuþuyordu. Ve bu nedenle, bu temel kazanýmý elde etmenin ha-

GEB DEN EYLEM týrýna, ulusal kurtuluþ hareketinin kendi adýna konuþmasýna i- zin veriyordu. Ulusal kurtuluþ hareketi de, ulusun desteðini almak için, bu hakký dil ucuyla dillendirerek, bu bilincin daha da kökleþmesini saðladý. Ama, artýk durum deðiþmiþtir. Ulusal kurtuluþ hareketi, uluslarýn kendi kaderini tayin hakkýný yadsýmaktadýr. Ve geçmiþten aldýðý güçle, bunu Kürt ulusunun iradesi olarak göstermeye çalýþýyor. Ulusal kurtuluþ hareketinin bu durumunu fýrsat bilen ezen ulusun küçük burjuva devrimcileri de, Ulusal kurtuluþ hareketinin reformizmini mahkum etme adýna, kendi iradelerini ezilen ulusun iradesi olarak daha cesaretle ileri sürüyorlar. Ama hepsinin unuttuðu þey, Kürt ulusunun politikleþme düzeyidir. Yýllardýr süren iç savaþýn, kitlelerde yarattýðý bilinç geliþimini küçük-burjuva devrimcileri hiç anlayamadý. Kitleleri istedikleri yöne sürükleyebileceklerini sanýyorlar. Oysa, pratikte tam tersi oluyor. Kitlelerin devrimci ayaklanmalarýnýn ya etkisinde kalýp sürükleniyorlar ya da onlarla çatýþmaya girip daha da gericileþiyorlar. Ezilen ulusun kendi kaderini tayin hakkýný elinden gasp etme yönündeki çabalarýnda da aynýsý o- luyor. Kürt ulusunun özlemini duyduðu ve bilincine vardýðý kendi kaderini tayin hakký ilkesini, komünist parti, kararlýlýkla savunmaya devam ediyor. Ulusal kurtuluþ hareketinin dahi, kendi varlýk nedeni olan en temel sorunu kararlýlýkla sahiplenememesine raðmen, devrimci komünist partinin ortaya koyduðu kararlý ve tutarlý tavýr, onun, tarihin birikmiþ sorunlarýný da çözerek insanlýðý ileriye taþýyacak çaðýmýzýn en ileri hareketi olduðunun kanýtýdýr. Küçük-burjuva hareketin, ezilen ulusun kendi kaderini tayin hakkýný gasp etme temelinde hareket etmesi; çaðýmýzýn en ileri politik hareketi ile geliþkin bir bilince sahip olan bir halkýn kaynaþmasýný engellemek için oluþturulmuþ tüm önyargýlarýn yýkýlmasýnýn zeminlerini yaratmýþtýr. Bundan sonrasý, esas olarak, komünistlerin göstereceði çabaya baðlýdýr. Komünistlerin, sýnýfsal kurtuluþ ile ulusal kurtuluþun iç içe geçmiþliðine dayanan mücadele perspektifi, ulaþýlan her yerde büyük bir ilgiyle karþýlanacak ve destek verilecektir. Sadece bu perspektif, Kürt ulusunun hem kendi kaderini kendisinin tayin etme isteðini tutarlýlýkla savunmakta, hem de bu isteðe derinden baðlý olan ezilen ulusun proletaryasýnýn ve emekçi sýnýflarýnýn ekonomik kurtuluþunun yolunu göstermektedir r Üzerinde yaþadýðýmýz topraklarda iþçi hareketinin geniþ kitlelerle buluþtuðu dönemler vardýr. Bu devrimci eylemlilik süreçleri, özellikle 68 lerde baþlayýp günümüze kadar etkilerini hissettirmektedir. Devrimci geliþmeler, özellikle 68 lerde Denizlerin baþlatmýþ olduðu ve sonrasýnda yoluna düzenle baðlarýný tamamen kopararak devam ettikleri illegal temelde örgütlendikleri bir geliþme seyri izledi. Bu geliþmeler, karþý-devrim tarafýndan bir çok kez engellenmek istendi. 72 de Deniz Gezmiþ, Yusuf Aslan ve Hüseyin Ýnan ýn idam edilmeleri bunun açýk göstergesi oldu. Ama karþýdevrim bununla amacýna ulaþamadý. Devrimci süreç, daha sonrasýnda 80 lere kadar artarak devam etti ve karþý devrimin faþist yüzü bir kez daha görüldü. 12 Eylül 1980 günü, faþizmin yönetime el koymasýyla birlikte geniþ kapsamlý bir imha etme hareketi baþlamýþ oldu. O dönemde yaklaþýk 650 bin kiþi gözaltýna alýndý ve 90 güne varan sürelerde iþkence gördü, 4 bin kiþi vatandaþlýktan çýkarýldý, 171 kiþi iþkencelerde öldürüldü, 25 bine yakýn dernek kapatýldý, Bilim ve Sosyalizm Yayýnlarý ndan çýkan 135 bin kitap yakýldý. Ve faþizmin en aþaðýlýk yüzü, 48 kiþinin idam edilmesiyle tekrar görüldü. Aralarýnda 17 yaþýnda o- lan Erdal Eren, yaþý büyültülerek idam edildi. Türkiye tarihinde ilk kez üç sosyalist iþçi idam ediliyordu. Ýbrahim Ethem Coþkun, Necati Vardar, Seyit Konuk 12 Eylül faþizmi tarafýndan 13 Mart 1982 de Ýzmir de idam edildiler. Ama faþizm onlarý yok edemedi. Daha sonra onlar, 13 Mart Savaþçýlarý olarak anýldýlar ve günümüzde de adlarý hala yaþatýlýyor.13 Mart Savaþçýlarý mücadeleye baþladýklarý dönemlerde, Genç Emekçiler Birliði (GEB) üyesiydiler. GEB, 1980 öncesinde özellikle Ýzmir de gençliðin örgütlenmesinde büyük rol oynamýþtý. Bizler de günümüzde 12 Eylül faþizminin depolitize ettiði gençliði, geleceði için mücadele etmeye, her türlü sömürünün ortadan kalktýðý özgür toplumu yaratma yolunda birlikte çalýþmaya çaðýrmak için GEB i yeniden kurduk. 25 Aðustos ta kuruluþunu resmi olarak duyurduðumuz GEB in ilk etkinliði, 12 Eylül 2004 Pazar günü oldu. 12 Eylül 04 tarihinde Konak eski Sümerbank önünde bir basýn açýklamasý yapmaya karar verdik ve üzerinde Ýdamlar Bizi Yýldýramaz yazýlý, GEB imzalý pankartýmýzý, 13 Mart Savaþçýlarýnýn ve Denizlerin resimleri olan dövizlerimizi hazýrladýk ve eylem yerine gittik. Eylem alanýna gittiðimizde çevrede pek kimse yoktu. Biraz bekledik ve arkadaþlarýmýzýn tamamý gelince pankartýmýzý açtýk. Ýlk sloganýmýzý atar atmaz ortalýk birden bire kalabalýklaþtý. Öncesinde çevrede sadece 3-5 polis memuru bulunan alan birden bire doldu. Bu bizi biraz þaþýrttý. Sonra sloganlarýmýzý atmaya devam ettik. Çevremiz birden bire polislerle, basýn mensuplarýyla ve yoldan geçen insanlarýn durup bizi dinlemeye baþlamasýyla doldu. Eylemde Gençlik Gelecek, Gelecek Sosyalizm! Faþizmi Döktüðü Kanda Boðacaðýz! Ýdamlar Bizi Yýldýramaz!, 13 Mart Savaþçýlarý Onurumuzdur!, Deniz, Yusuf, Ýnan Savaþa Devam! ve Yaþasýn Genç Emekçiler Birliði sloganlarýný attýktan sonra arkadaþýmýz basýn açýklamasýný okudu. Sonra daha önce hazýrladýðýmýz sembolik daraðacýný ateþe verip tekrar sloganlarýmýzý attýk. Eylemimiz olaysýz bir þekilde sona erdi ve pankartýmýzý toplayýp daðýldýk. ÝDAMLAR BÝZÝ YILDIRAMAZ! FAÞÝZMÝ DÖKTÜÐÜ KANDA BOÐACAÐIZ! 13 MART SAVAÞÇILARI YAÞIYOR, SAVAÞIYOR! Genç Emekçiler Birliði (GEB)ÝZMÝR 9

elbette sýk sýk aþýrýlýklara düþecek. Yöntemler ve araçlar üzerine kuru nutuklar atacak yerde, söz konusu savaþýn bir halkýn savaþý olduðunu ve her gerçek halk savaþýnýn da onu yürüten halkýn uygarlýk düzeyine ve ÝÞGALÝN SONU askeri-teknik donanýmýna baðlý olduðunu hatýrlatmak gerek. Kaldý ki, uygar dünya nýn Irak ta sergilediði vahþet, her tür iþkence, tecavüz, soykýrým, talan göz önüne alýnacak olursa ve ayný uygar dünya nýn diðer YAKINDIR üyelerinin de bu vahþete seyirci kaldýðý düþünülürse, I- rak direniþindeki bu aþýrýlýklarýn sebebi, daha iyi anlaþýlacaktýr. Proleter önderlikli merkezi bir kurmaylýk, ancak böyle bir kurmaylýk, böylesi aþýrýlýklarý en az seviyeye indirebilir ve direniþi, gerçekten yüksek bir uygarlýðýn yönetiminde geliþtirebilir. Irak ta çatýþmalar her geçen gün þiddetleniyor. ABD saldýrganlýðý vahþileþiyor. Þimdiye dek 15 bin sivilin öldüðü a- çýklandý. Bu sayýya her gün yenileri ekleniyor. Ýþgalcilerin bu vahþi saldýrýlarý karþýsýnda askeri, ekonomik ve siyasi hedeflere gittikçe daha isabetli ve güçlü darbeler indiren bir direniþ var. Direniþ, henüz dikey olarak yeterli örgütlülüðe ulaþmaktan u- zak. Daha çok yatay bir geniþleme gösteriyor. Merkezi kurmaylýktan þimdilik yoksun. Ama halk içerisinde her adýmda kök salýyor. Halkýn Savaþý Direniþ çeþitli sýnýf ve katmanlarý içine almýþ durumda. Ýþgal kuvvetlerinin vahþeti, her gün yeni kesimleri direniþ saflarýna katýlmaya zorluyor. Dünya kamuoyuna sýk sýk yansýyan vahþet, halkta çok büyük bir öfke birikmesine yol açýyor. Ve halk, bu öfkeyle, e- lindeki tüm araçlarý seferber etmeye koyuluyor. Son dönemde Irak ta asýl kayýplarý veren, doðrudan iþgal birlikleri deðil, iþbirlikçiler oluyor. Kukla Allavi hükümetinin polisi, bakanlarý, bürokratlarý namlunun ucunda. Bunun yanýnda Irak a mal taþýyan nakliye þirketleri, bunlarýn þoförleri, çeþitli firma çalýþanlarý sýk sýk kaçýrýlýyor, rehin alýnýyor. Ýstekler yerine getirilmezse, söz konusu firmalar Irak tan çekileceðini açýklamazsa, rehineler öldürülüyor. Direniþin, zaman zaman aþýrýya kaçan bu eylemlerine horgörüyle yaklaþan, aþaðýlayan aydýnca yaklaþýmlara sýk sýk tanýk oluyoruz. Ýþgalden yana olan insanlýk düþmanlarýný, medyanýn prensleri ni bir kenara býrakacak olursak, söz konusu aydýnca yaklaþým, yaþanan gerçekliði hiç mi hiç anlamamanýn ifadesinden baþka bir þey deðil. Merkezi bir kurmaylýktan ve soylu-büyük bir ideolojik yapýlanmadan uzak bir direniþ savaþý; tek kelimeyle halkýn savaþý, 10 Vietnam dan Beter Clinton döneminin gözde diplomatlarýndan R.Holbrooke, I- rak taki durumu iþte bu sözlerle ifade ediyor. Vietnam Savaþý sýrasýnda iþgal askerleri sokaklarda güven içinde dolaþabiliyordu ona göre, oysa Irak ta hangi köþe baþýnda bir bomba patlayacaðý, hangi binadan roketli bir saldýrý geleceði, nerde bir intihar saldýrýsý veya suikast olacaðý belli deðil. Bu durum, kökten deðiþik iki ülke direniþinin askeri-teknik ö- zetidir aslýnda. Vietnam balta girmemiþ ormanlar ülkesiydi. Birkaç kentin dýþýnda bu ormanlar içine gizlenmiþ, baðýmsýz köylerden o- luþuyordu. Ve Vietnam Halk Savaþý, bu gerçekliðe uygun geliþmiþti. Oysa Irak, bir kent uygarlýðýdýr. Kuzeyinde, Kürdistan ýn daðlýk kesimlerini saymazsak -ki o bölge, Kürtlerin egemenliðindedir ve direniþ yok denecek kadar azdýr-, ülke, dümdüz bir coðrafyaya sahiptir. Batýsý çöl, doðusu bataklýk. Düz coðrafyaya kurulu kentler vardýr. Doðal olarak direniþ bu kentleri temel alacak ve iþgal askerleri için sokaklar tam bir kapan olacaktýr. Vietnam ormanlarý napalmlarla yakýlýyor, agent-orange gibi kimyasal silahlarla yapraklarý dökülüyordu. Bir kentte bunlarýn hiç biri iþe yaramaz. Eðer direniþçiler bu kent ormanýnda kök salmýþsa, hiçbir silah onlarý oradan söküp atamaz. Tabii o kenti haritadan silmezseniz. ABD, ilk baþlarda kentleri ele geçirmeye kalktý. Felluce, Necef, Romadi, Baðdat, (Ýngilizlerin bölgesindeki) Basra sýrayla bu tip saldýrýlara maruz kaldý. Yüksek hava gücü, M1 Abrams gibi güçlü aðýr zýrhlýlar, baþlangýçta epey iþe yaradý da. Ama iþgal askerleri kentlerin labirentlerine daldýðý andan itibaren hava gücü iþe yaramaz, güçlü zýrhlýlar kolay avlanabilir araçlar haline geldi. Dýþ sokaklardan içerilere sokulduðu her aþamada, aðýr kayýplar verdi. Bunun üzerine tekrar kent dýþýna çekilen birlikler, þehri kuþatma altýna alarak aðýr bombardýmana giriþti. Sýfýr kayýp la savaþmak, ancak böyle mümkün deðil miydi? R.Holbrooke, sokaklarda güvenli dolaþamadýklarýný söylerken haklýydý, ama unuttuðu bir þey vardý. Irak ýn sokaklarý Vietnam ýn ormanlarýnýn yerini almýþtý. Ve iþgalciler Vietnam ormanlarýnda nasýl avlanýyorlarsa, Irak kentlerinde de öyle avlanacaktý. ABD, þu sýralar Samarra kentini kuþatma altýna aldý. Sürekli bombalýyorlar. Ama bu umutsuz bir durum. Ýþgal birliklerinin kentlerde denetim saðlamasý ve direniþi yoketmesi mümkün görünmüyor. Pentagon da bunun farkýnda. Rumsfeld, kukla baþbakan Allavi ile yaptýðý görüþmenin ardýndan bu gerçeði itiraf etmek zorunda kaldý. Irak hiçbir zaman tam güvenliðe kavuþmamýþtý, hiçbir zaman da kavuþamayacak. Askerlerimizi çekmek için tam güvenliðin saðlanmasýný beklemeyeceðiz. Görünen o ki, iþgalciler a- par topar kaçacaklarý günün yaklaþtýðýný anlýyorlar.r

DERGÝ DAÐITIMINDAN... Merhaba Mücadele Birliði Okurlarý, Sizlerle, Bayramtepe semtinde dergi daðýtýmý yaptýðýmýz sýrada karþýlaþtýðýmýz ilginç olaylarý anlatmak, bunlarýn bazýlarýný paylaþmak istedik. Dergi daðýttýðýmýz sýrada girdiðimiz bir evde þöyle bir olay yaþadýk; kapýyý bir ana açtý ve derginin tanýtýmýný dinledikten sonra almayacaðýný, kendilerinin okuduðu bir dergi olduðunu söyledi. Ancak biz ýsrar edince kýzý geldi, dergiye bakýnca bize çok sýcak davrandý ve eve davet etti. Annesine de, aldýðýmýz derginin adýný nasýl unuttun, bu bizim aldýðýmýz dergi diye epey bir süre söylendi. Daha sonra sohbetimizi anayla sürdürdük. Bir yandan onun iþine yardým ettik, bir yandan dergimizi, mücadeleyi konuþtuk. Gene bir ev daðýtýmýnda, dergiyi tanýttýðýmýz genç bir bayan bizi içeri davet etti, biz de girdik. Annesi Türkçe bilmediði için biraz sorun yaþadýk. Sonra babasý gelince dergideki orak çekici görünce, sarýldý, bizi hemen baðrýna bastý. Kýzýna da þunlarý söyledi: Hep yanlýþ insanlarla konuþuyor ve eve alýyorsun, ama bu sefer doðru insanlarý eve almýþsýn dedi. Ýlerleyen sohbette, baðlý bulunulan örgütün adýný sordu baba, biz de kapakta yazýlý olduðunu söyledik. Sonra bize yaþamýþ olduðu bir olayý anlattý. Ýçeride siyasi suçtan yatýp çýkmýþ olan bir arkadaþýyla duvara yapýlmýþ olan bir yazýlamaya bakmýþlar (yazýlama orak-çekiç i- miþ) Arkadaþý bunun ne anlama geldiðini, devrimcilerin devleti bu aletlerle mi yýkacaklarýný sormuþ. Ve bizim amca da þöyle cevap vermiþ: Bir yýl boþuna yatmýþsýn i- çeride, cahil kalmýþsýn, ben bile senden iyi biliyorum. Bu, iþçi-emekçilerin hakkýný a- rayanlarýn bayraðý, hani geçen gün biri anlatmýþtý ya diye cevap vermiþ. Bunlarý anlatýrken öyle bir gurur ve samimiyetle anlatýyordu ki, gözbebekleri gülüyordu. Tabi bizimkiler de. Bir inþaatta çalýþan iþçiye dergimizi tanýttýk. O da hemen ilgilendi ve dergiyi alýp parasýný verdi, sanki her sayý alýp okuyormuþ gibi. Sonra hangi partiye baðlý olduðumuzu sorunca, iþler bozuldu. Amcanýn okuma-yazma bilmediði ortaya çýktý. Ama eskiden bu orak-çekiç-yýldýzý tanýtan iyi birilerinin olduðunu söyledi ve okumasý için hemen çocuðuna verdi. Esnafa dergi daðýtýrken, ikinci defa dergimizi alan genç bir bayan, bize þunlarý söyledi: niye derginizde kapitülasyonlarýn açýklamasýný, anlamýný vermediniz? dedi. Biz de þaþýrdýk önce, ve sonra anladýk ki, ilk verdiðimiz dergiyi okumuþ ve kapitülasyon diye sorduðu þey, kapitalizm miþ. Sonra bize, bu dergiyi buradaki halkýn nasýl anlayabildiðini sordu, kendisinin okumasýna raðmen dergiyi anlayamadýðýný söyledi. Gene Bayramtepe de, sokak baþlarýnda oturan kadýnlar þöyle dedikodu yapýyorlardý: Ya bu kýz gene Mücadele Birliði daðýtýyor, valla iyi çalýþýyor, diye fýsýldaþýyorlardý. Yanlarýna gittik ve dergiyi uzun uzun anlattýk onlara. Gençlerle konuþurken yanýmýza iki kiþi geldi ve ben hemen onlarla da konuþmaya çalýþtým. Arkadaþýn biri beni hemen kenara çekip þunu söyledi, onlar bizden deðil, fazla ilgilenme. Ben de daha ikinci defa konuþuyordum onlarla. Ona biz kimiz, diye sordum, Biz, Mücadele Birliði yiz dedi hemen. Gençlerin bizleri böyle sahiplenmesi, orak-çekiçin anlamýný sormasý, bizi çok sevindirdi. Gecekondularýn olduðu bir sokakta, okuldan gelen bir 10-11 yaþlarýnda kýz çocuðu, ne daðýtýyorsun abla dedi. Ben de Mücadele Birliði ni gösterdim. Aaa Bu bizim dergimiz. Biz bunu tutuyoruz dedi, sonra dergiyi inceledi. Biz bu hafta almadýk dedi. Ve benden dergiyi alýp koþa koþa. Ben de büyük bir sevinçle oradan ayrýldým. Bayramtepe de elimde kalan son dergiyi verirken bir ana dergiye baktý. Bu bizim dergi dedi. Ama ne okuma yazmasý vardý, ne de ücretini ödeyecek parasý. Bunu söylemedi. Sonra biraz sohbet edince parasý olmadýðýný, o yüzden alamadýðýný söyledi. Ben dergiyi ona ücretsiz verdim. O da bu devrimci yapýyý sahiplenmek istediðini ve bunun göstergesi olarak elime kýna yakmak istediðini söyledi. Ve elime kýna yaktý. Ve Ýkitelli bölgesinde dergi daðýtýmýnda yaþadýðýmýz birkaç olay anlatacaðým. Daha önce de dergi sattýðýmýz bir esnafa, dergide anlamadýðý yerleri sorabileceðini, tartýþabileceðimizi söyledik. Biraz da onun dergiyi okuyup okumadýðýný anlamak istedik. Dergideki yazýlarý okuyup hepsini kabul ettiðini ve bunlarda tartýþacak hiç bir þeyi olmadýðýný söyledi. Gene esnafa yaptýðýmýz dergi daðýtýmýnda genç bir arkadaþ, belli ki 22. sayýmýzý okumuþ ve bizi dört gözle beklemiþ. Biz gelir gelmez sordu sorularýný: Nasýl olur da, kapitalizmin çürümüþ olduðunu, onun yýkýlmaya mahkum olduðunu vb. yazabiliyoruz. Yani þu kapitalizm, öyle basit, yýkýlmak üzere olan bir þey ise niye biz onu hemen yýkmýyoruz ya da yýkamýyoruz? Biz de ona bu sorularýnýn cevabýný onu ikna e- derek verdik ve oradan çok mutlu bir þekilde ayrýldýk. Bayramtepe ve Ýkitelli arasýnda gelirken, Tokatlý bir þoförle sohbetimiz geliþti. Ve þoför arkadaþ, bu bahsettiðimiz yaþamýn hangi yollarla gerçekleþeceðini sordu. Biz hemen cevap vermedik ama politikalarýmýzý onun anlayabileceði bir þekilde anlattýk ve tam inecekken ona dergiyi gösterdik. O da hemen aldý ve þöyle dedi: Biz sizinle ayný görüþteyiz. Beni mutlaka bulun dedi ve adresini verip ayrýldý. Mücadele Birliði Okurlarý/ ÝSTANBUL 11

Avrupa da Bir Hayalet Dolaþýyor: KOMÜNÝZM HAYALETÝ Tüm kýtalarý içine çeken, dünyayý sürekli dolaþan anti-kapitalist hareketin dalgalarý, son zamanlarda Avrupa kýyýlarýný dövmekte. Almanya da, sosyal kazanýmlarý budamak isteyen reform giriþimine karþý iþçiler ayaklandý. Hartz 4 olarak adlandýrýlan bu yasa tasarýsý karþýsýnda Alman iþçi sýnýfý, geçmiþin görkemli anýlarýný tazelemek istercesine harekete geçti. Pazartesi Eylemleri olarak bilinen ve Almanya nýn 223 kentine yayýlan bu harekete milyonlarca iþçi katýlýyor. Hareket sürekli geniþliyor. En sonu, ülkenin dört bir yanýndan gelen iþçi temsilcileri, birleþik bir hareket yaratmanýn yollarýný aramaya baþladý. Pazartesi Eylemleri, köklü bir iþçi sýnýfý hareketi için bir start oldu adeta. Bunu, Ýngiliz iþçi sýnýfýnýn havayolu grevleri izledi. Ardýndan Hollanda daki gösteriler ve diðer Avrupa ülkelerine sirayet eden kýpýrdanýþ Seattle dan, hatta 94 baþlarýndaki Zapatist hareketten bu yana sürekli derinleþme ve geliþme eðiliminde olan bir sýnýf hareketi var. Süreklilik kazanmýþ bir anti-kapitalist ayaklanma var. Artýk hareket, her türlü yerel sýnýrlarý kolayca aþýyor ve kapitalizmin köklerine yöneliyor. Anahtar Kavram: SINIF SAVAÞIMI Yaþam, her tarihsel dönemde, a- deta Marx ýn dahiyane öngörülerini doðrulamak için örnekler yaratýyor. Ýyi bilinir. Marx, insanlýðýn, elde ettiði kazanýmlardan kavgasýz dövüþsüz vazgeçmeyeceðini; ulaþmýþ olduðu düzeyden öyle kolay geri 12 düþmeyeceðini önemle vurgular. Her kýsmi yenilgi karþýsýnda bu temel meseleyi unutarak karamsarlýða düþen, iþçi sýnýfýna ve e- mekçi halklara duyduðu güveni bir çýrpýda yitiren oportünizm, sýnýflar savaþýmýndan zerre kadar bir þey anlamadýðýný itiraf etmiþ olur. Ýlkel toplum dýþýnda bugüne kadarki tarihin sýnýflar savaþýmý tarihi olduðunu herkes bilir, ama bunun önemi bir türlü kavranamaz. Nesnelliðe kölece bir boyun eðiþtir söz konusu olan. Kadercilik, kendiliðindenciliktir. Lenin, Emperyalizm adlý çalýþmasýnda, olgulara salt ekonomik açýdan bakmak isteyen Kautsky ile haklý olarak dalga geçmiþti. Siyasetten ve toplumsal yaþamdan ayrý, soyut bir salt ekonomi olsa olsa boþ beyinlerin uzay boþluðunda baþýboþ dolaþmaya u- ðurladýðý bir saçmalýktan baþka bir þey olamaz. Ýktisadi kategoriler, doðrudan doðruya toplumsal iliþkilerin ifadeleridir. Siyaset ve toplumsal iliþkilerin geliþim seyrinden etkilenir. Bu yüzden iktisadi yasalar, mutlak doða yasalarý deðil, eðilimlerdir. Ve toplumsal yaþamda e- ðilim ve karþý eðilimler vardýr. Ýktisat yasalarý, iþte bu karþýt eðilimlerin çarpýþmasýndan sonra bir gerçekliðe kavuþur. Tek sözle, bu kar-

þýt eðilimlerin çatýþmasýndan, yani, sýnýflar savaþýmýnýn prizmasýndan geçtikten sonra gerçekleþir. Anahtar sözcük, sýnýflar savaþýmýdýr. Sermayeyi kadr-i mutlak olarak gören, onun ihtiyaçlarýný (eðilimsel iktisadi yasalar) mutlak ve geri döndürülmez olarak düþünen bir bakýþ açýsý, çaðýmýzýn deðiþim dinamiðini asla göremez. Emekçi Sýnýflarýn Savaþý Ýktisadi evrim, sermaye sýnýfýnýn var olma mücadelesinden doðan saldýrýlar, emekçi sýnýflarý da bir varlýk-yokluk savaþýnýn içine çekiyor. Bu yüzdendir ki, daha düne kadar sýnýrlý bir mücadelenin i- çinde yitip giden Avrupa proletaryasý, Amerikan proletaryasý ile birlikte öne fýrlýyor. Tarihsel kazanýmlarýna sýký sýkýya sarýlan, sermayenin saldýrý paketlerine karþý-saldýrýyla karþýlýk veren Avrupa ve A- merikan proleterleri, her türlü iradeden baðýmsýz olarak, sermaye e- gemenliðinin köklerine yöneliyor. Ve hepsinden önemlisi, söz konusu proleter hareket, tüm dünyada ayaða kalkmýþ olan baðýmlý ülke proleter ve emekçi halklarýnýn hareketiyle zamandaþ bir þekilde geliþiyor. Ekonomik yasalar, küresel ölçekte sermaye ile emek arasýndaki bu savaþýn prizmasýndan geçerek, gerçekliðe dönüþüyor. Ve bu arenada, son söz, güç tarafýndan söyleniyor. Avrupa proletaryasýnýn iktisadi temelli istemleri, büyük siyasal sonuçlar yaratmaya aday görünüyor. Savaþ Sertleþiyor Sermaye ile emek arasýndaki savaþ sertleþiyor. Tüm dünyayý kana bulayan emperyalist saldýrganlýk, artýk dýþ savaþlardan ziyade, iç savaþlara hazýrlýk yapýyor. Emperyalistler arasý çeliþki, dünya genelinde irili ufaklý kanlý çarpýþmalara sebep olurken, sermaye ayný zamanda kendi iç düþmanýna, emekçi sýnýflara karþý önlem almayý da ihmal etmiyor. Son 15 yýlda çýkarýlan yasalarý, özellikle 11 Eylül 2001 sonrasýnda yapýlan giriþimleri þöyle bir gözden geçirmek, sýnýflar savaþýnýn küresel ölçekte sertleþtiðini kanýtlamak için yeter de artar bile. Avrupa birliði ülkelerinin son olarak devreye sokmaya çalýþtýðý Avrupa jandarmasý projesi bile, bu gerçekliði kanýtlamaya yeter. Sermaye, doðrudan doðruya kendi ülkesindeki zorlu iç savaþlara hazýrlýk yapýyor. Çünkü Avrupa da bir hayalet dolaþýyor. Marx ýn söylediði gibi, bu, komünizmin hayaleti. Gizli veya açýk bir bilince çýkarmayla emekçiler, bu hayalete a- dým adým yaklaþýyorlar. Tarihsel i- nisiyatifini çoktan yitiren, pratik i- nisiyatifini de yitirme tehlikesiyle karþý karþýya olan kapitalizm, son kanlý kavgaya hazýrlanmaktan baþka bir þey yapamýyor. Alman burjuvazisinin tetiklediði sosyal yýkým giriþimleri, daha þimdiden þiddetli bir iþçi eylemiyle karþýlandý. Avrupa proletaryasý, her geçen gün daha geniþ kesimleri de hareketin içine çekerek yenilmez bir güç olmaya doðru emin a- dýmlarla ilerliyor. Hareket, bir daha bu aþýlmýþ yollara geri dönmeyecektir. Bu, kesinlikle geçici bir hareket deðil. Tarihsel gerekçesini, kapitalizmin çöküþ dinamiðinde buluyor. Ayný dinamik, sermayeyi þuursuz bir saldýrganlýða yöneltiyor. Toplumlar hýzla kutuplara çekiliyor. Gerilim yeter derecede arttýðýnda, aradaki ipler kopacaktýr. Görünürde masumane gerekçelerle yol almaya baþlayan hareket, bu toplumsal-siyasal koþullarda köklü hesaplaþmalara girmekten geri duramayacaktýr. Piyasa yasalarý nýn diktatörlüðü buraya kadar. Bu türden yasalar asla son sözü tek baþlarýna söyleyemediler ve söyleyemeyecekler. Ýnsanlýk, kendisini yok o- luþa sürükleyen bu yasalara, sermayenin bu buyruklarýna karþý ayaða kalkýyor. Saflar netleþiyor. Sonucu tayin edecek olan, bu saflarýn kýran kýrana tutuþacaðý savaþlar olacaktýr.r Sermaye ile emek arasýndaki savaþ sertleþiyor. Tüm dünyayý kana bulayan emperyalist saldýrganlýk, artýk dýþ savaþlardan ziyade, iç savaþlara hazýrlýk yapýyor. Emperyalistler arasý çeliþki, dünya genelinde irili u- faklý kanlý çarpýþmalara sebep olurken, sermaye ayný zamanda kendi iç düþmanýna, emekçi sýnýflara karþý önlem almayý da ihmal etmiyor. Son 15 yýlda çýkarýlan yasalarý, özellikle 11 Eylül 2001 sonrasýnda yapýlan giriþimleri þöyle bir gözden geçirmek, sýnýflar savaþýnýn küresel ölçekte sertleþtiðini kanýtlamak için yeter de artar bile. 13

Zindanlarý Yýkacak, ZAFERÝ BÝZ KAZANACAÐIZ! Remzi Aydýn Ölüm Orucu Eyleminin 462. Gününde 14 Remzi Aydýn ýn 5 Haziran 2004 Tarihinde Bir Yoldaþýna Yazdýðý Mektubundan Alýntý: YARINLAR BiZiM Merhaba Sevgili Yoldaþým; ( ) Çalýþmalarýnýzý duyuyorum, izliyorum, çok iyi olduðunuzu biliyoruz yoldaþ. Devrim, bizim olduðumuz her alanda ete kemiðe bürünüyor. Çok güçlüyüz. Gücümüz politikalarýmýzdan, politikalarý hayata geçirmedeki kararlýlýðýmýzdan kaynaklanýyor. Ýkitelli de neler yaptýðýnýzý, çalýþmalarýnýzý buraya gelen bir arkadaþtan dinledim. Ýnan ki, gururla doldum yoldaþým. Tüm canlarýmýzýn bu performansý ve kararlýlýðý, devrimimizin en büyük garantisi. Ölüm Orucu eylemimizin beslendiði damar da burasý. Tüm canlarýmýzla birlikte, geliþen kolektifin büyümesi, yerlerimizin boþ kalmayacaðýný bilmenin coþkusu Ayýþýðýmýz, Sibelimiz, Muratýmýz þimdi onlarca genç yürekte yaþýyorlar. Onlardan miras kalan kavgaya onlarca el birden uzanýyor. Ýþte yürüyüþümüzün bütün gücü burada.(abç) Caným yoldaþým, sana daha ne diyeyim. Senin aracýlýðýnla, Ýkitelli nin tüm emekçilerine yüreðimi, sevgilerimi ve selamlarýmý yolluyorum. Þunu bilsinler, yarýnlar bizim. Seni çok seviyorum. Sevgi özlem ve baðlýlýkla. Sýmsýký kucaklýyorum. Daima!... Remzi Merhaba çocuk ben daha on yaþlarýnda çobandým. ve geceleri sürünün yanýnda çoban ateþlerinde ýsýnýp defalarca izledim daðlarýn üzerinden yükselen güneþin doðuþunu Daðlarý bilir misin çocuk ben de ülkemin bütün çocuklarý gibi daha on yaþýnda daðlara sevdalandým. Ama o daðlar bile kýþa boyun eðer beyaza esir düþerdi soðuða, zemheriye Sen bu zemheride nasýl dayandýn çocuk Ondört yaþýmda çeliði iþlemeye baþladým daðlardan çok uzak bu þehirde demiri çelik eyledim çeliði býçak Yalnýz hiçbir çelik ateþe dayanamaz ateþten doðan çeliðin ölümü de ateþten olur Sen bu cehennem ateþine dörtyüz gün nasýl dayandýn çocuk! Biliyor musun en hýrçýn nehir bile Yine bir nehirde ya da bir gölde ille de bir yerde biter sen böyle nasýl aktýn okyanusa varýp okyanusta tükenmeden. En büyük dað kýþa yenildi en iyi çelik ateþe en gür nehir denize Ama sen Sen çocuk Zemheride yeþil dað Ateþte tükenmeyen çelik Okyanusta gürül gürül akan bir nehir oldun 31 Temmuz 2004 Þu an Kandýra F Tipi Cezaevi nde bulunan Ölüm Orucu eyleminde kýsmi hafýza kaybýna uðrayan TKEP/L davasý tutsaðý Ergül Çiçekler in, Remzi AYDIN için yazmýþ olduðu þiir

Remzi Gibi Devrimcilere Sahip Çýkmalý, Onlarýn Gözü, Kulaðý, Sesi Olmalýyýz Ölüm Orucu eyleminin 462. gününde Remzi Aydýn Ölüm O- rucunun eyleminin þanlý savaþçýsý Remzi Aydýn Ezilen ve sömürülen yoksul halklarýn onuru, savaþçýsý Remzi Aydýn Tayibe Aydýn Bir ana. Sýradan bir ana deðil ama. Oðlunun gün gün eridiðini, oðlunun bedenini halký için ölüme yatýrdýðýný bilen bir ana. Hangi ana dayanabilir bir evladýnýn gözü önünde her geçen saat erimesine? Hangi ana dayanabilir bebeklerin geceleri aç yatmasýna? Tayibe Ana, her hafta Bayrampaþa Özel Tip Zindanýndaki Remzi Aydýn ý görebilmek için uzun bir yol kat edip, zindandaki gardiyanlarla, güvenlik görevlileriyle ve bir sürü iti çakalýyla sorunlar yaþayarak, tartýþarak Remzi Aydýn ý görebilmeye çalýþýyor. Bu sorunlara iliþkin Tayibe Ana 21 Eylül günü ÝHD Ýstanbul Þubesi nde bir basýn a- çýklamasý yaptý. 21 Eylül günü ÝHD Ýstanbul Þubesi ne kim bilir kaçýncý geliþiydi Tayibe Ananýn. Zindanda oðlunun gösterilmemesi i- çin elinden geleni yapan Cezaevi Müdürlüðü, geçtiðimiz günlerde Tayibe Ananýn ziyarete geldiði esnada Remzi Aydýn ýn hastaneye kaldýrýldýðýný söylemiþlerdi. Hastanedeki oðlunu görebilmek için bir çok zorlukla karþýlaþan Tayibe Anaya en sonunda bir takým evraklarý hazýrlayýp getirmesi gerektiðini söylediler. Evraklarý toparlamak amacýyla yine il dýþýna çýkan Merhaba; Benim adým Tayibe Aydýn. Beni ve ailemi tanýmazsýnýz. Vesile olmadý tanýþmadýk. Ben bir anayým. Remzi Aydýn ýn anasý. 54 yaþýndayým. Milas lýyým. Ege nin kýyý þehrinden. Ýki oðlum var. Biri devrimci adý Remzi Aydýn Remzi; devrimci sorumluluðuyla davranýp kendisini insanlýðýn yüksek çýkarlarýna adadý. O kiþisel mutluluðunu toplumsal mutluluða baðladý. Mücadeleye atýldý. Ve yolu zindana düþtü. Remzi Aydýn Ezilen, sömürülen ve yaþamdan kovulan halklarýn gözü, kulaðý, sesi, soluðu oldu. Devrimci sorumluluðu onu buraya taþýdý. O, insanlýðýn baþ belasý, bütün kötülüklerin kaynaðý kapitalizme emperyalizme karþý savaþtý. Sayýn: Oðlum 6 yýldýr tutuklu. 434 gündür Ölüm Orucu ndadýr. Ölüm Orucu baþ vurabileceði tek direnme silahý. Silahý bedeni yani O, þimdi 8 metrekarelik F tipi hücrede bedenini bir silah haline getirerek savaþýyor. Tüm kötülüklerin kaynaðý kapitalizme-emperyalizme karþý bedenini hücre hücre eriterek savaþýyor. Barýþ için, özgürlük için, gerçek bir demokrasi ve insan haklarý için... O, bütün bunlarýn devrimle kazanýlacaðýný bildiði için devrimci... Ölüm Orucu Eyleminin 462. gününde olan TKEP/LENÝNÝST Tutsaðý Remzi Aydýn-Bayrampaþa Özel Tip Cezaevi Ölüm Orucu Eyleminin 62. gününde olan Sevgi Erdoðan Ölüm Orucu Ekibi DHKP-C Tutsaklarý Fehim Horasan-Sincan F Tipi Vedat Çelik-Tekirdað F Tipi M. Kemal Eren-Kandýra F Tipi M. Ýnan Iþýk-Kýrýklar F Tipi H. Sergül Albayrak-Uþak E Tipi Remzi AYDIN ýn Annesi Tayyibe AYDIN dan Açýk Mektup Tayibe Ana, birkaç gün sonra evraklarý eksiksiz bir þekilde getirdiðinde bu sefer Remzi Aydýn ýn hücresine geri götürüldüðü haberiyle karþýlaþtý. Tayibe Ana ÝHD de yapmýþ olduðu basýn açýklamasýnda þunlarý söyledi; Devrimci tutsaklarla devrimin canlý baðýný koparmak, devrimci tutsaklarý birbirlerinden ve ailelerinden tamamen kopartarak robotlaþtýrmak, insanlýklarýndan çýkarmak istiyorlar. Buna karþý içeride ve dýþarýda mücadele sürüyor. Kendisine insaným diyen herkes bu mücadeleye sesini ve tüm gücünü katmalýdýr. Zindanlardaki bütün baskýlara karþý, Ölüm Orucu eylemi sürüyor. Remzi ve Ölüm O- rucunda olan diðer çocuklar, canlarý pahasýna direniyor, büyük bir savaþým veriyorlar. Onlar eylemleriyle, daha büyük saldýrýlarýn önünü kesiyor, tüm saldýrýlarý püskürtüyor ve onurlu bir yaþamýn, uðruna ölünecek kadar güzel olduðunu tüm dünyaya gösteriyorlar Savaþ sürüyor. Devrimci tutsaklarý yalnýz býrakmayalým. Devrimci tutsaklar ve Ölüm Orucunda bulunan tüm tutsaklar onurumuzdur.r O, kararlý. Bütün devrimciler gibi. Benim yaþamým devrim diyor ve 434 gündür normal insanlar gibi yemiyor. Tamamen gönüllü ve özgür bir þekilde, yemesi için yapýlan tüm teþviklere, tehditlere raðmen... O, ana burada yaþanmaz ölünür diyor ve her gün hücre hücre ölüyor... O yaþamayý seviyor herkes gibi... Ama o ölüyor, ölen 117 devrimci gibi... ve tarihe bir çentik atýyorlar: DEVRÝM SAVAÞÇILARI ÖLÜM- SÜZDÜR! Sayýn. Oðlum Remzi Aydýn yemiyor, insanlar yiyebilsin diye. Oðlum savaþýyor insanlýk barýþa kavuþsun diye, oðlum ölüyor insanlar yaþasýn diye. Biz devletten, düzenden çoktan umut kestik, çünkü o ABD ve Koç lar, Sabancýlar, Eczacýbaþýlarýn çýkarlarý için var. Bizler ya çocuklarýmýza sahip çýkacak onurlu özgür bir yaþama kavuþacaðýz, yada insanlýðýmýzý yitirip soysuzlaþacaðýz... Sayýn. Oðlum, oðullarým, kýzlarým soylu bir davranýþ içindeler onlarý soysuzlaþtýrýp boyun bükmeye, teslim almaya çalýþýyorlar. Biliyorlar ki onlarý teslim alýrlarsa tüm halklarý teslim alacaklar. Onlarsa direniyorlar haklarý, halklarý için. Onurlu kalmak, erdemli yaþamak için. Biliyorsunuz þimdi Yeni Ceza Ýnfaz Yasasý hazýrlanýyor. Tek Tip Elbise (TTE) Ýle çocuklarýmýzý uðruna bedel ödedikleri, iþkencelere ölümlere gittikleri tüm deðerlerinden soyundurmaya, o- nurlarýný çiðnemeye kimliksiz, kiþiliksiz yaþamaya zorluyorlar, zora baþvuruyorlar. Yeter artýk... Bitsin bu iþkence. Kaldýrýn F Tiplerini! Sayýn... Artýk saflar netleþti her þey görülüyor, biliniyor. Ya emperyalistlere avuçlarýný açýp týrnak muayenesi yaptýran uþaklardan, iþbirlikçi tekelci kapitalistlerden yada emperyalizme-iþbirlikçi tekelci kapitalizme karþý savaþan soylu insan davranýþýndan yanasýnýz. Biz analar hiç kimseye yalvarmayacaðýz ilenmeyeðiz, boyun bükmeyeceðiz. Ve diyeceðiz ki: Sýkacaðýz diþimizi dayanacaðýz ey insanlýðýn düþmaný! Kanýmýzýn son damlasýna dek soylu davranacaðýz ve soyumuza sahip çýkacaðýz anlýyor musun ey güneþin düþmaný!.. Sayýn Bu bir çaðrýdýr. Onurlu, özgür bir yaþam çaðrýsý... Bu bir insanlýk, özgürlük sorunudur. Artýk bu; iþin ortasý kalmadý. Safýnýzý belirleyin... Unutmayýnýz ki susmak onaylamaktýr. Onurlu, özgür ve mutlu günler dilerim. Tayibe Aydýn,1 Eylül 04 15

REMZÝ AYDIN YALNIZ DEÐÝLDÝR! Hatay a baðlý Harbiye Beldesi nde 19 Aðustos Perþembe günü, Ö- lüm Orucu eylemini sürdüren Remzi AYDIN yoldaþýmýz için hazýrladýðýmýz kuþlamalar yapýlmýþtýr. Ya Devrim Ya Ölüm, Faþizme Karþý Silah Baþýna, Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük, Zindanlarý Yýkacak Zafer Biz Kazanacaðýz, Devrim Yolunda Leninist Saflara, Remzi Aydýn Yalnýz Deðildir, Remzi Aydýn Ölüm Orucunun 400 lü Günlerinde, kuþlamalarý bir anda Hatay ýn sokaklarýný kapladý. Remzi AYDIN yoldaþýmýzý sahiplenmek, devrimci mücadelesine sahip çýkmak, sesine ses katmak onurlu her insanýn görevidir. Yok olmanýn korkusuyla yaþayan et yýðýnlarý unutmasýnlar ki, biz gücümüzü, hayatýný devrime adayanlardan ve devrime olan inancýmýzdan alýyoruz. Ayrýca; bir devrimciyi dört duvar arasýna hapsedebilirler; ama onun düþüncelerini ve devrimi asla hapsedemeyecekler. Çünkü devrim her yerdedir. Hatay dan Leninistler Tarih Bu Onurlu Destana Tanýklýk Etmeye Devam Ediyor Yeni bir insan ve yeni bir toplumun simgesi olan devrimcileri, hiçbir engel devrim yolundaki yürüyüþlerinden alýkoyamaz. Bu ne tür bir engel olursa olsun. Tarih bunun en iyi tanýðýdýr. Kapitalist sistem için zindanlar büyük önem taþýmaktadýr. Geçmiþten bugüne zindanlar kapitalizm için devrimci tutsaklarý kapatabilmenin tek aracý oldu. Devrim ve devrimin neferleri, sermaye sýnýfýnýn en büyük korkulu rüyasý olduðundan, devrimcileri susturabilme amaçlý her yolu, yöntemi denediler. Türkiye ve Kürdistan topraklarý üzerinde devrimin kavurucu sýcaklýðý kapitalist sistemi derinden sarsýyor. Tekelci kapitalist sistem, içinde bu bunalým sonucu iþçilere, öðrencilere, köylülere ve son süreçte kamu emekçilerine saldýrýyor. Zindanlardaki devrimci tutsaklar ve dýþarýdaki kitle hareketleri birbirinden baðýmsýz olmadýðýndan tutsaklara da yoðun bir saldýrý söz konusu. Özellikle devrimci tutsaklara yapýlan saldýrýlarýn ardý arkasý kesilmiyor. Her saldýrýda devrimci tutsaklar katlediliyor, sakat býrakýlýyorlar. 19 Aralýk 2000 de 4 gün boyunca süren bir savaþ sonucu TC nin tarihinin en büyük zindan katliamý oldu. Katliam öncesi baþlayan ve hala devam eden Ölüm Oruçlarý ise TC nin saldýrýlarýna karþý tarihi bir eylem oldu. Bugüne dek Ölüm Orucu eyleminde 117 insan ölümsüzleþti. 117 can 117 yürek 117 ler güneþe uðurlandýlar. Ve þimdi tarih bu onurlu destana tanýklýk etmeye devam ediyor. Ölüm Orucu Sürüyor Remzi Aydýn yolaþýmýz ve diðer Ölüm Orucu savaþçýlarý, bu þanlý eylemin bayraðýný en yukarda dalgalandýrýyorlar. Þan olsun büyük Ö- lüm Orucu eylemine. Þan olsun devrimci tutsaklarýn her aný savaþ olan eylemlerine. Ýstanbul dan Bir Leninist ÝZMÝR DE 12 EYLÜL, GEB TARAFINDAN PROTESTO EDÝLDÝ 12 Eylül darbesinin yýl dönümü, her yerde olduðu gibi Ýzmir de de protesto edildi. Genç Emekçiler Birliði tarafýndan gerçekleþtirilen eylem, Konak Eski Sümerbank ýn ö- nünde baþladý. Eylem saat 13:00 da gerçekleþti. Üzerinde Ýdamlar Bizi Yýldýramaz, GEB yazýlý olan pankartýn açýldýðý, kýzýl bayraklarýn, Deniz Gezmiþ in ve 13 Mart Savaþçýlarý nýn resimlerinin taþýndýðý eylemde, Yaþasýn Genç Emekçiledr Birliði, Gençlik Gelecek, Gelecek Sosyalizm, Devrim Savaþçýlarý Ölümsüzdür, Ýdamlar Bizi Yýldýramaz, Faþizmi Döktüðü Kanda Boðacaðýz, Deniz, Yusuf, Ýnan Savaþa Devam, 13 Mart Savaþçýlarý Onurumuzdur, Zafer Savaþan Emekçinin Olacak sloganlarý atýldý. Sloganlarýn ardýndan basýn açýklamasý metni okunmaya baþlandý. Metinde; 12 Eylül, iþçi ve emekçi halklarýmýzýn, uzun yýllar boyu çok aðýr bedeller ödeyerek kazandýðý haklarýn bir gecede gasp edildiði, onbinlerce devrimci-demokrat insanýn en aðýr iþkencelerden geçirildiði, kaybedildiði, katledildiði, Türkiye tekelci kapitalizminin en vahþi, en kanlý günlerinin adýdýr denildi. Ve GEB in amaçlarýndan söz edildi. Metnin okunmasýnýn ardýndan getirilen daraðacý maketi tutuþturuldu ve sloganlar atýlmaya baþlandý. Bu anda herkes büyük bir coþku duydu. Eylem atýlan sloganlarýn ardýndan sona erdi. 16 13 MART GENÇ KOMÜNÝSTLER BÝRLÝÐÝ NDEN PANKART P ASMA EYLEMÝ Adýný 13 Mart 1982 de asýlarak idam edilen 3 komünist iþçiden alan 13 Mart GKB; kurulduðu andan itibaren ideolojik olarak baðlý olduðu TKEP/Leninist in can damarý olmuþtur. 13 Mart GKB, yaptýðý eylemlerle halkýn sempatisini kazanmýþ, partisine güç katmýþ, düþmana korku salmýþtýr. Komsomol gençlik örgütlenmesinde partinin bir okuludur. TKEP/Leninist in 15. savaþ yýlýný 13 Mart GKB, bir pankart asma eylemiyle selamlamýþtýr. Aksaray otobüs duraðýnda bulunan üst geçide 25 Eylül Cumartesi günü sabah 07.30 da üzerinde TKEP/L 15. Savaþ Yýlýnda, 13 Mart GKB yazýlý bir pankart asýlmýþtýr. 13 Mart GKB, partisine ve devrime güç kattýðý gibi, düþmanýn beyninde de bir bomba gibi patlamaya devam edecektir. YAÞASIN 13 MART GENÇ KOMÜNÝSTLER BÝRLÝÐÝ! YAÞASIN PARTÝMÝZ TKEP/LENÝNÝST! NOT: Elimize posta yoluyla ulaþan bu haberi yayýnlýyoruz.

PARTÝMÝZLE 15.YILINDA SAVAÞA DEVAM.* Adana da 13 Mart GKB tarafýndan, 23 Eylül 2004 te dev boyutta Biji Kürdistan, 15.Yýlýnda TKEP/Leninist Saflarýna, Biji 13 Mart GKB, Ölüm Orucu Sürüyor, Yaþasýn Partimiz TKEP/Leninist yazýlamalarý yapýlmýþtýr. Yazýlama kitlesel bir þekilde yapýlmýþ ve mahalle aralarýna atýlan sloganlarla son bulmuþtur. YAÞASIN PARTÝMÝZ TKEP/LENÝNÝST Emekçi Semtlerinden Bir Duvar Yazýlamasý PANKART ASMA EYLEMÝ * Kapitalizm çürüyüp etrafa pis kokular yayarken, proletaryanýn devrimci partisi TKEP/Leninist, coþkun sesiyle gürlüyor. Onun gür sesini bütün iþçi-emekçilere duyurmak ve Türkiye nin her yanýnda yankýlanmasýný saðlamak için, 20 Eylül Pazartesi günü, sabah saat 04:30 sularýnda pankartýmýzla seslendik dünyaya. Özellikle yoksul Kürt halkýnýn yoðun olarak yaþadýðý Bayramtepe semti Bayramtepe Meydaný nda bulunan basketbol sahasýnýn tellerine TKEP/Leninist 15. Savaþ Yýlýnda yazýlý bir pankart asýldý. Partimizin sesini ve politikalarýný tüm dünyaya duyurmak, halklarý bu politikalar etrafýnda örgütlemek için biz gençlik, heyecan ve enerjimizle Partimizin sesini her yerde, duvar yazýlarýyla, pankartlarla, kuþlarla duyurmaya devam edeceðiz. Ýstanbul dan Genç Leninistler * Haber niteliðinden dolayý internetten alarak yayýnladýðýmýz bir yazýdýr *Elimize posta yoluyla ulaþan yazýyý haber niteliðinden dolayý yayýmlýyoruz. Patronlarýn Dünyasýný Yýkalým Merhaba, Ben 24 yaþýnda bir iþçiyim. Yaklaþýk 3 senedir 1 Mayýs Mahallesi nde oturmaktayým. 1 Mayýs ýn konumu, beni çok güzel bir yaþama soktu. Kardeþim Mücadele Birliði yle benden önce tanýþtýðý için, her þeyi gelir bana anlatýrdý. Ben ise vurdum duymazdým. Ama sonralarý yaþadýðým günlük sorunlar, Mücadele Birliði nde anlatýlmak istenenlerle ayný çýktýðýndan, yaþamý yavaþ yavaþ anlamaya baþladým. Size çalýþtýðým bir tekstil atölyesinden bahsetmek istiyorum. Yaklaþýk 900 kiþinin çalýþtýðý atölye, tam bir zindan gibi. Sabah bir dakika geç geldiðinde akþam bir dakika erken çýkýldýðýnda paramýz kesilirdi. Ayda 26 defadan fazla tuvalete gidildiðinde, aylýðýmýzýn %10 u kesilirdi. Her maaþ günü özel vergi, önlük vergisi, girdi-çýktý vergisi bahanesiyle 400 milyon alan bir iþçinin neredeyse 100-150 milyonu kesilirdi. Yani hiçbir aybaþý maaþýmýzý tam alamazdýk. Gelen iþçiler iki gün sonra kaçarlardý. Ýþyerinin yaklaþýk 30 tane özel güvenlik görevlisi vardý. Patron, Sinoplu faþistlerden yani kendi köylülerinden topladýðý gericileri özellikle güvenlik görevlisi olarak yetiþtirtmiþti. Gaz maskesi, biber gazý, jop vs. kullanan bu faþist güvenlik görevlileri, en ufak olaylara müdahale ederlerdi. Atölyenin içi ses dinleyicileri ve kameralarla çeviriliydi. Bir gün iki kiþi iþyerinin önünde bildiri daðýtýyorlardý. Özel güvenlikler bildiri daðýtanlarý özel bir odaya çekip, joplarla saldýrmýþlardý. Odaya baktýðýmýzda her taraf kandý. Bildiri daðýtanlar sonraki günlerde 5 kiþi gelmiþlerdi. Bu sefer de güvenlik görevlileri saldýrdý. Üçüncü gün bildiri daðýtan kiþiler bir otobüs dolusu gelmiþlerdi. Atölyenin içine molotoflar fýrlatmýþlardý. Ufak derecede yangýn çýkmýþtý. Patron ise çoktan kaçmýþtý. Biz de iþçiler olarak patronun bu kadar baskýsýna ve sömürüsüne karþý 50 kiþi iþten çýktýk. Ýþi býrakýnca hayatýmda bir þey deðiþmediðinin farkýna vardým. Eðer biz iþçiler olarak örgütlenseydik, bir þeyleri deðiþtirebilirdik. Buradan bütün iþçilere, emekçilere sesleniyorum. Birleþelim, mücadele edelim. Patronlarýn dünyasýný yýkalým. Y.E. Mücadele Birliði Okuru 1 Mayýs tan Bir Ýþçi 17

19 Aralýk Katliamý ÇANAKKALE MAHKEMESÝ 21 Eylül günü, Çanakkale Asliye Ceza Mahkemesi nde, 19 Aralýk Katliamý ile ilgili davaya devam edildi. Davada, devrimci tutsaklarýn operasyona katýlan güvenlik güçleri aleyhine açtýklarý davanýn dosyasý ile; devrimci tutsaklar aleyhine, içlerinde 1 askerin de bulunduðu dört kiþinin öldürülmesine sebebiyet verdikleri, cezaevi idaresine karþý isyana kalkýþtýklarý suçlamasýyla açýlan kamu davasýnýn dosyalarýnýn birleþtirilmiþ olduðu görüldü. Duruþmaya, olay tarihinde TKEP/Leninist davasýndan Çanakkale Cezaevi nde hükümlü olarak bulunan Vefa SERDAR ilk defa katýldý. 19 Aralýk katliamýnda atýlan tüfek bombalarýndan biriyle sað kolu dirsekten yaralanan ve daha sonra kesilen Vefa SERDAR, bu davada hem katliamýn canlý bir tanýðý, hem devrimci tutsaklara a- leyhine açýlan isyan davasýnýn bir sanýðý, hem de operasyonu gerçekleþtiren güvenlik güçleri aleyhine açýlan davanýn davacýsý olarak bulunduðunu, bundan sonraki duruþmalara katýlmak için müdahil olmak istediðini söyledi. Kolunun kesilmesine neden o- lan tüfek bombasýný atan güvenlik güçleri hakkýnda daha önce suç duyurusunda bulunduðunu söyleyen Vefa SERDAR, hazýrladýðý 1,5 sayfalýk ön savunmayý mahkemede okumak istedi; ancak mahkeme heyeti bu istemi kabul etmedi. Yazýlý savunmayý mahkeme heyetine sunan ve ön savunmada yazýlanlarý sözlü olarak özetleyen Vefa SERDAR, 19 Aralýk ýn önceden planlarý hazýrlanmýþ bir katliam olduðunu, devletin bu operasyonu 10 insanýn katledildiði Ulucanlar katliamý sýrasýnda yapmayý düþündüðünü, ama daha sonra bilinmeyen nedenlerle vazgeçtiklerini en yetkili aðýzlardan itiraf ettiðini söyledi. Vefa SERDAR, mahkeme heyetinin kýþkýrtýcý sorularýna sakinlikle cevap verdi. Fidan KALÞEN adlý tutsaðýn kendi arkadaþlarý tarafýndan elleri baðlanarak yakýldýðý iddialarýnýn doðru olmadýðýný söyleyen Vefa SERDAR, Fidan ýn operasyon baþladýðý anda askerlere bir konuþma yaparak, operasyonun durmamasý halinde, kendisini yakarak feda edeceðini söylediðini, operasyon devam edince de, üzerine yanýcý bir madde dökerek kendisini tutuþturduðunu ve feda eylemi yaptýðýný söyledi. Duruþma sonrasý basýnýn ve televizyonlarýn sorularýyla karþýlaþan Vefa SER- DAR, sað kolunun protez olduðunu söyledi. Resimlerinin vb çekilmesinden sonra, Temel Haklar ve Özgürlükler Derneði nin mahkeme önünde yaptýðý basýn açýklamasýna destek veren Vefa SERDAR, onlarla birlikte Çanakkale den ayrýldý. Duruþma 19 Ekim 2004 tarihine ertelendi.r GEB, Altýnbaþak Un Fabrikasý ndaki Direniþçi Ýþçileri Ziyaret Etti Altýnbaþak Un Fabrikasý ndan atýlan 30 iþçi, direniþlerini sürdürüyor. 70 gündür süren direniþe destek olabilmek amacýyla 10 Eylül günü Genç Emekçiler Birliði (GEB), mücadele veren iþçileri ziyaret etti. Mücadelelerini kararlýlýkla sürdüren iþçilere saldýrýlar, direniþ ilerledikçe artýyor. En son olarak 7 ve 8 Eylül tarihlerinde, polisin direniþ çadýrlarýný kaldýrmaya çalýþtýðýný söyleyen iþçiler, her türlü baskýya karþý direniþlerini sürdüreceklerini belirttiler. Ziyaret boyunca GEB lilerle konuþan bir iþçi; Biz iþten çýkarýldýktan sonra yerimize yeni iþçiler alýndý. Burada bir savaþ var. Kendileri cephe olarak karþýmýza çýkýyorlar. Ýþçiyi iþçiye kýrdýracaklar yani. Patronun oyununa geliyorlar. Burasý boþalmýþ, yerine biz girelim de onlarýn yerini dolduralým, düþüncesiyle giriyorlar ama kendi açýlarýndan çok kötü sonuçlar meydana gelecek. Kendi çocuklarýnýn geleceðini karartýyorlar yani diyerek, Altýnbaþak Un Fabrikasý nda çalýþan iþçilerin direniþlerine destek olmalarý gerektiðini belirtti. Genç Emekçiler Birliði üyeleri de, maddi, manevi her türlü desteðimizi sunacaðýz, diyerek sýnýf dayanýþmasýnýn ö- nemine deðindiler. Yeni Evrede Mücadele Birliði/ Ýzmir 18 KOLEKTÝF BAÐLILIK VE KOLEKTÝF ÖRGÜTLENME Mücadele Birliði Emekçilerine; Kapitalizmin kokuþmuþluðunu, iðrençliðini, yaþadýðýmýz ve çalýþtýðýmýz her ortamda görmemiz mümkün. Ama bize sunulan bu hayata razý olmamak, bu kapitalist sistemi yok etmek, onu tarihin çöplüðüne atmak tarihsel görevimizdir. Üniversite sýnavýna girdikten sonra yaz tatilinde gazinoda komi o- larak çalýþýyordum. Gazinoda benimle beraber 8 komi daha çalýþýyordu. Çalýþma koþullarýndan ve oradaki yoz iliþkilerden memnun olmadýðýmýzý, hakkýmýzý alamadýðýmýzý patrona belirttik. Patron bize, beðenmeyen çekip gitsin, dedi. Biz de, ortak hareket ederek düðün günü iþ býraktýk. Patron gelmediðimizi görünce, kudurmuþ köpeðe döndü. Gazinoya yakýn bir yerde toplandýk. Patron yanýmýza gelerek, vereceðim her sözü yerine getireceðim diyerek çekip gitti. Gitmesinin sebebi, onunla uzlaþmamamýz ve tavrýmýzýn net oluþudur. Eðer biz 1 ya da 2 kiþi iþ býraksaydýk, umurunda olmayacaktý. Ama beraber iþ býraktýðýmýz için istediðimiz her þeyi yapma sözü veriyor. Sonra bakkal çýraðýndan berber çýraðýna kadar, gazinoda çalýþacak iþçi aramaya baþladý ve rezil oldu. Çünkü bu olay servisin aksamasýna ve diðer gazinolarda çalýþanlarýn örnek almasýna neden oldu. Ýþte kolektif örgütlenmenin, kolektif baðlýlýðýn ve pratiðin yarattýðý somut sonuçlar. Beraber çalýþtýðým arkadaþlarým sýradan iþçilerdi. Ama bu deneyimi yaþadýktan sonra, bir sýnýf olarak davranmanýn farkýna vardýlar. Lenin in dediði gibi, Bir devrim deneyimi yaþamak, o konuda yazýlmýþ binlerce programdan daha iyidir. Þimdi her zamankinden daha fazla örgütlenmenin zamanýdýr. Leninistler görev baþýna, ÝLERÝ! YAÞASIN ÝÞÇÝLERÝN MÜCADELE BÝRLÝÐÝ! Y.E.Mücadele Birliði Okuru /HATAY

Burada Bir Kiþinin Evi Yýkýlýrsa Herkes Ayaklanýr Taþoluk a baðlý Adnan Menderes Mahallesi nde 2 Eylül günü, 22 eve gelen yýkým kararýyla þaþkýnlýða uðrayan mahalle sakinleri harekete geçmiþlerdi. Orman Müdürlüðü ne yürüyüþe geçen halk, tamamýyla bir oldu bittiyle karþý karþýya kalmýþlardý. Þimdi sözü, yýllar öncesinden diþiyle týrnaðýyla evini yapan Bulgaristan göçmeni Ali dayýya býrakýyoruz: Ali dayý: Topraklarýmýzýn orman arazisi üzerinde olduðu gerekçesi ile Orman Müdürlüðü tarafýndan dava açýlmýþ ama bundan bizim hiçbir haberimiz yoktu. Bunun için mahkemeye kimse gitmemiþti. Daha sonra haberimiz olduðunda çok þaþýrmýþtýk. Çünkü buradaki en eski insanlarýn 1949 dan bu yana tapularý var. Ben 1990 senesinde buraya geldim. Yemedim, içmedim bu evi yaptým. Biz tapularýmýza güvenerek avukat tutmadýk. 2 Eylül de yýkým kararý alýndý. Hiçbir avukat davayý almak istemedi. Karar öncesi AKP li Belediye Baþkaný Müfit Aþkýn mahalleye gelerek bir konuþma yaptý. Konuþmasýnda; Nasýl yýkarlar burayý, yýktýrmam burayý ya. Dozerin altýna yatarým yine de kimse bir þey yapamaz demiþti. Aradan kýsa bir süre sonra Benden size çare gelmez, baþýnýzýn çaresine bakýn diyip çekti gitti. Karardan sonra hiçbir avukat bulamamýþtýk. Ama sonra sað olsun bir bayan avukat bizim davamýzla ilgileneceðini söyledi ve ilgilendi de. Onun sayesinde yýkým kararý durduruldu. Daha sonra biz Orman Müdürlüðü nü mahkemeye verdik. Yýkým gerekçesi çok komik. Bizim ne önümüzde ne arkamýzda ne saðýmýzda ne de solumuzda orman var. Ayrýca hem evlerimizi yýkacaklar hem de yýkým masraflarýný bizden alacaklar. Kimisinden 1milyar, kimisinden 800 milyon istiyorlar. Ben, eðer burayý yýkmaya çalýþýrlarsa, onlara karþý bütün silahlarýmýzý kullanalým, önerisini getirdim. Ama insanlar, devlete karþý gelinmez, diye önerimi geri çevirdiler. Ya buralarý yýkarlarsa ne yapacak bu çocuklar, nasýl okullarýna gidecekler. Kýþ da geliyor. Ali dayýnýn sözleri, aslýnda sürecin emekçilere o- lan saldýrýsýný ve saldýrý durumunda ne yapmalarý gerektiðini ifade ediyor. Yani diþiyle týrnaðýyla, aç-tok bir þekilde evlerini yapan insanlar yýkým ekiplerine ya da devlete karþý, Ali dayý gibi insanlar her türlü silahla karþý koyacaklar. Sohbetimiz Nalburcu olan genç bir arkadaþla devam ediyor. Nalburcu: 12-13 senedir burada oturuyoruz. Biz Eylül ün 2 sinde Biz Ýþgalci Deðiliz yürüyüþünü yaptýk. Yürüyüþe yaklaþýk 400 kiþi katýldý. Belediye Baþkanýmýz mahallenin ileri gelenleriyle birlikte Ankara ya gidecekti. Ama Baþkan, iki kez insanlarý bekletti, gelmedi. Bizim mahallenin gençleri de Belediye Baþkanlýðý ný bastý. Buranýn % 60 ý doðulu, hep beraberlerdir. Burada bir kiþinin evi yýkýlsa herkes ayaklanýr. r Örgütlenme Hem Evlerimiz Hem De Devrim Ýçin Olmalý Örgütlenme Hem Evlerimiz Hem De Devrim Ýçin Olmalý Ýstanbul a geldik periþan olduk. Çocuklarýmýz periþan, onlarý okutamýyoruz, doyuramýyoruz. Ýþ de bulamýyoruz, pembe hayallerle geldiðimiz þu Ýstanbul da. Evimiz yýkýk bir gecekondu. Kürt halký olarak buna karþý çýkmalýyýz. Komþularýmýzla birleþip karþý gelmeliyiz. Zenginlerin evi var, bizim evimiz yok. Varolan kiralýk ve yýkýk gecekondularýmýzý da alamazlar elimizden. Benim düþüncem, buradaki halkýn örgütlenip birleþmesi gerekiyor. Bunu devrimciler yapmalý, yani bu örgütlenme hem evlerimiz hem de devrim için olmalý. Devrimcilerin gelip buradaki halký uyarmasý gerekiyor. Herkes televizyona i- nanýyor. Ben devrimci gençlerin kötü bir þey yapmadýðýný söylüyorum; bana inanýyorlar. Onlar cahil, ama onlara ulaþmalýyýz. Burada birkaç sokak dýþýnda diðer evlerde yaþayan insanlar bize güveniyor ve devrimcilere kapýsýný açýyor. Polis gelip evlerinizi boþaltýn demeden önce biz þimdiden barikatlarýmýzý kurmalýyýz. Eskiden jandarma köyümüze geldiðinde, evlerimize saklanýrdýk. Ama þimdi anladýk ki, onlar da bizim gibi ölümlü insanlar. Yani bizim zaten kaybedecek hiçbir þeyimiz yok. O yüzden þimdi bizler halkla bir araya gelmeli, onlara bunu anlatmalýyýz. Sadece evlerimize deðil, bu saldýrýlarý, bütün hayatýmýza. Çocuklarýmýzý okutamýyor, tedavi ettiremiyoruz. Halký sadece gecekondu yýkýmlarýna karþý deðil, devrime yönlendirmeliyiz. Çünkü polis insanlýðýmýza saldýrmaya baþladý. Þimdiden harekete geçmeli, örgütlenip onlarýn üzerine yürümeliyiz; onlarý bu Bayramtepe Meydaný na bile sokmamalýyýz. Bayramtepe Emekçi Halkýndan Bizde Bu Kararlýlýk ve Ýnat Var Merhaba arkadaþlar Kapitalizmin gözünün iyiden iyiye döndüðü þu günlerde, saldýrýlar güç artýrarak devam ediyor. Öyle ki, sermaye iþçi ve emekçi sýnýflarýn boðazýndan çekip aldýðý lokmasýyla yetinmeyip, onlarýn tüm deðerlerini çiðneyip geçiyor. Ben Ýstanbul un en yoksul kesimlerinin bulunduðu Maltepe-Gülsuyu mahallesinde oturuyorum. Genç bir iþçiyim. Yaklaþýk 2 hafta önce, mahallemizin bir çok kahvesinde, mahalledeki bir çok evin yýkýlýp yerine yeþil alan yapýlacaðýna dair afiþler gördüm. Bunlar bana hiç yabancý gelmiyordu. Çünkü daha önceki yýllarda faþist TC nin böyle giriþimleriyle karþýlaþmýþtýk. Ama bu, onlarýn yenilgisiyle son bulmuþtu. Tabii ki böyle bir giriþimde bulunmalarý gene onlarýn yenilgisiyle sonuçlanacak. Deðiþik önerilerle mahalle halkýný kandýrmaya çalýþýyorlar. Ama mahalle halký, bu konuda bilinçli. Evlerinin yerine yeþil alanlar deðil, villalar yapýlacak. Halk, sermayenin iþçi ve emekçilerin emeðini sömürmekle yetinmeyip, evlerine göz diktiklerinin bilincinde. TC, tapulu tapusuz bir çok evin yýkýlacaðýna dair muhtarlýklara bilgi vermiþ. Tek amaçlarý bizim gecekondularýmýzýn, yuvalarýmýzýn yerine deðeri yüzmilyarlarý aþan villalar yapmak. Servetlerine servet katmak. Ama biz Gülsuyu nda oturan emekçiler olarak, evlerimize ve mahallemize sahip çýkmak konusunda kararlýyýz. Geçmiþte olduðu gibi, bugün de karþý koyup onlarýn planlarýný alt üst edeceðiz. Biz kendimize ve devrimci deðerlerimize güveniyoruz. Tabi sermayenin bu politikasý sadece bizim oturduðumuz bölge için geçerli deðil. Bir çok e- mekçi semti için hazýrlýyor bu politikalarý. Eminim ki, diðer semtlerde de ayný kararlýlýk olacaktýr. Sermayenin evlerimize kadar uzattýðý o elleri kýracaðýz. Bundan sonra bir daha o ellerin üzerimize kalkmasýna fýrsat vermeyeceðiz. Bizde bu kararlýlýk ve inat var. Tüm iþçi ve emekçileri onurlarýný korumaya ve ayaklanmaya çaðýrýyorum. Çözüm Devrimde! YA DEVRÝM YA ÖLÜM! Gülsuyu ndan Leninistler 19

ÝZMÝR GÜNDEMÝ Toplu sözleþme görüþmelerinin baþlamasý, sendika ve çeþitli demokratik kitle örgütlerinin (DKÖ) devlet tarafýndan kapatýlmak istenmesi, devletin meclisin yeni çalýþma dönemine girmesiyle birlikte yürürlüðe koymaya hazýrladýðý yasa tasarýlarý, bunlarýn hepsi þu ya da bu þekilde iþçi sýnýfý ve emekçileri harekete geçmeye zorluyor. Biz de Ýzmir de yaþanan süreci kronolojik bir tarzda vermek istedik. 15 Eylül 2004: KESK Ýzmir Þubeler Platformu tarafýndan Konak ta eski Sümerbank önünde saat 12:00 civarýnda bir basýn açýklamasý düzenlendi. Emekçilerin vizite alarak eyleme çýktýklarý gün, ülke genelinde ortak basýn açýklamalarý yapýlmasý ve Eðitim- Sen in kapatýlmasýyla ilgili mahkemenin ayný güne denk gelmesi, katýlýmcýlarý coþkulandýrdý. Eðitim-Sen Kapatýlamaz, KESK Ýzmir Þubeler Platformu yazýlý pankartýn taþýndýðý eylem Yaþasýn Demokrasi Mücadelemiz, Eðitim-Sen Kapatýlamaz, Yaþasýn Örgütlü Mücadelemiz vb. sloganlarýn atýlmasýyla baþladý. Yapýlan basýn açýklamasýnda; Bugün toplu sözleþme çaðrýmýzý buradan yapýyoruz. Kamu emekçileri olarak taleplerimizin takipçisi olacaðýz ve KESK in kararlaþtýrdýðý program dahilinde önümüzdeki günlerde mücadelemizi sürdüreceðiz denildi. Basýn açýklamasý sürerken, Ankara dan Eðitim-Sen in beraat ettiði haberi geldi. Bunun üzerine; Yaþasýn Örgütlü Mücadelemiz, Direne Direne Kazanacaðýz sloganlarý atýldý ve kitle coþkusunu ýslýklar ve alkýþlarla ortaya koydu. Basýn açýklamasýnýn okunmasýnýn ardýndan eylem sona erdi. 16 Eylül 2004: DÝSK Bölge Temsilcilikleri saat 11:00 da Basmane de bulunan Genel-Ýþ Þube binasýnýn önünde toplanmaya baþladýlar. 11:30 civarýnda yürüyüþe baþlayan iþçilerin yürüyüþüne Eðitim-Sen, Halkevleri ve Mücadele Birliði Platformu da katýldý. Yürüyüþ esnasýnda iþçiler, üzerinde Devrimci Ýþçi Sendikalarý Konfederasyonu ve 12 Eylül Zincirini Kýralým yazýlý pankartlar açtýlar. Sýk sýk Baskýlar Bizi yýldýramaz, 20 Tazminata Uzanan Eller Kýrýlsýn, Yaþasýn DÝSK, Yaþasýn Ýþçilerin Birliði sloganlarý eþliðinde yürüyüþ kolu Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakanlýðý Bölge Çalýþma Müdürlüklerinin önüne kadar geldi. Burada toplanan yaklaþýk 500 kiþilik grup, bir süre daha slogan atmaya devam etti. Sloganlarýn ardýndan DÝSK Genel Ýþ Bölge Baþkaný Muharrem Kurt basýn açýklamasýný okumaya baþladý. Basýn açýklamasýnda; Demokrasi ve özgürlükler, örgütlü bir toplumun varlýðýyla hayat bulur ve geliþir. Demokrasinin, özgürlüklerin, barýþýn önündeki engelleri süpürüp atmaya kararlýyýz denildi. Altýnbaþak Un Fabrikasý ndaki direniþçi iþçilerin de katýldýðý yürüyüþte, Altýnbaþak Ýþçisi Yalnýz Deðildir sloganlarý atýldý. Basýn açýklamasýnýn okunmasýnýn ardýndan, DÝSK in aldýðý karar gereðince, saat 13:00 a kadar oturuldu. Saat 13:00 dan sonra kitle sloganlar eþliðinde daðýldý. 18 Eylül 2004: Grup Yorum, Ýzmir Fuar Açýkhava sahnesinde bir konser düzenledi. Düzenlenen konsere, Mücadele Birliði Platformu da katýlým saðladý. Halen sürmekte olan Ölüm Orucu Eylemini konsere katýlan herkesin gündemine sokmak için sýk sýk; Yaþasýn Ölüm Orucu Eylemimiz, Zindanlar Yýkýlsýn, Tutsaklara Özgürlük ve Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Her Þey Emeðin O- lacak sloganlarý atýldý. Saat 21:00 da baþlayan konser boyunca DETAK lýlar da devrimci tutsaklarla dayanýþma amaçlý DETAK kartlarý sattýlar. Ve herkese zindanlarda Ö- lüm Orucu Eyleminin sürdüðünü anlattýlar. 19 Eylül 2004 KESK Þubeler Platformu olarak, bölge yürüyüþleri yapma kararý alýnmasýndan kaynaklý saat 13:00 da Basmane Meydaný nda yürüyüþe bölgelerden katýlacak e- mekçilerin karþýlanmasý için toplanýldý. 13:30 civarýnda kitle Konak a doðru yürüyüþe geçti. Tam bu an polis emekçilerin ö- nünü kesti. Emekçilerin Baskýlar Bizi Yýldýramaz, Yürüyüþ Hakkýmýz Engellenemez, Direne Direne Kazanacaðýz sloganlarý atarak kararlý bir tutum sergilemesi polise geri adým attýrdý. Yürüyüþe dövizleriyle katýlan GEB (Genç Emekçiler Birliði), kortejde Fabrikalar, Tarlalar, Siyasi Ýktidar, Herþey Emeðin Olacak!, Zafer Savaþan Emekçinin Olacak sloganlarýný attý. GEB lilerin bulunduðu bölümde yürüyen bir emekçiye hakaret edip iten Güvenlik Þube Müdürü Celil Taþkýn, GEB lilerin sert tutumu karþýsýnda geri çekildi. Yürüyüþ kolunda sýk sýk; Sözleþmeli Köle Olmayacaðýz, Ýnsanca Bir Yaþam Ýstiyoruz, Toplu Sözleþme Hakkýmýz, Grev Silahýmýz sloganlarý atýldý. Konak ta eski Sümerbank ýn önünde Yapýlan basýn açýklamasýnýn ardýndan eylem sona erdi. Kültür-Sanat: Ayýþýðý Sanat Merkezi; Küba Ýle Dayanýþma Ayý etkinlikleri çerçevesinde, 19 Eylül 04 Pazar günü saat 16:00 civarýnda Küba yý anlatan bir program sundu. Ayýþýðý Sanat Merkezi çalýþaný Hamdan Oflazoðlu nun okuduðu metinde Küba Devrimi nin teorik olarak kazandýrdýklarýna deðinilirken, Küba Devrimi bir halk devrimidir. Küba halký, devrimden sonra bütün emekçi halklarý desteklemeye çalýþmýþtýr. Angola ya anti-emperyalist hareketi güçlendirmek için askeri destek göndermiþtir denilerek, Küba Devrimi nin enternasyonalist mücadeleye kattýklarýna vurgu yapýldý. Yaklaþýk bir buçuk saat süren program, karþýlýklý sohbetle sona erdi. 21 Eylül 2004 Ýzmir Tecrit Karþýtý Birlik, saat 12:30 da Buca, Diyarbakýr ve Ulucanlar Zindanlarýndaki katliamlarla ilgili, Buca Cezaevi önünde bir basýn açýklamasý yaptý. Basýn a- çýklamasýnda bu üç katliamda yaþananlar anlatýlýrken, ölümsüzleþenlerin isimleri a- nýldý. Yapýlan basýn açýklamasý atýlan sloganlarýn ardýndan sona erdi. 22 Eylül 2004: Atýlým Gazetesi Ýzmir çalýþanlarý, Ankara da tutuklanan Atýlým muhabiri Metin Külekçi nin mahkemesinin olmasý nedeniyle bir basýn açýklamasý düzenledi. Basýn a- çýklamasýna Mücadele Birliði Dergisi, Devrimci Demokrasi Dergisi ve Kýzýl Bayrak dergisi destek verdiler. Mücadele Birliði dergisinin Yaþasýn Basýn Emekçilerinin Mücadele Birliði yazýlý dövizle ve bayraklarýyla geldiði basýn açýklamasý, saat 12:00 da baþladý. Basýn açýklamasýnda sýk sýk; Sosyalist Basýn Susturulamaz, Metin Külekçi ye Özgürlük Yaþasýn Devrim, Yaþasýn Sosyalizm vb. sloganlar atýldý. Y.E. Mücadele Birliði/ ÝZMÝR