KURUMLAR VERGİSİ MÜKELLEFLERİNİN MAHKEME KARARIYLA KAZANDIKLARI TAZMİNATLARIN VERGİLENDİRİLMESİ Eyyup İNCE 28 ÖZ Kurumlar vergisi mükelleflerinin mahkeme kararlarıyla kazandıkları tazminatlar kurumlar vergisine tabi iken KDV ile Veraset ve İntikal Vergisine çeşitli nedenlerden dolayı tabi değildir. Kazanılan tazminatların vergilendirilmesinde bazı farklı hususlar bulunmaktadır. Anahtar Sözcükler: Kurumlar Vergisi Mükellefleri, Tazminat, Kurumlar Vergisi, KDV, Veraset ve İntikal Vergisi. 1. GİRİŞ Kurumlar vergisi mükellefleri ortaya çıkan anlaşmazlıklar dolayısıyla hukuk davalarına taraf olabilmekte ve sonuçta maddi ve manevi tazminat kazanabilmektedirler. Söz konusu tazminatların vergilendirilmesinde kurumlar vergisi mükellefleri açısından önem arz eden bazı durumlar bulunmaktadır. Mahkeme kararlarına istinaden elde edilen tazminatların ilgili kanunlar açısından değerlendirilmesi çalışmamızın konusunu oluşturmaktadır. 2. TAZMİNATLARIN KURUMLAR VERGİSİ AÇISINDAN DE- ĞERLENDİRİLMESİ 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6. maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Bununla birlikte, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 38. maddesinin birinci fıkrasında; Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce; 1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir; 2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur. 28 * Vergi Müfettişi, E. Gelirler Kontrolörü * Makale Geliş Tarihi: 16.08.2016 Yayın Kurulu Kabul Tarihi: 26.10.2016 237
Ticari kazancın bu suretle tesbit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41. maddeleri hükümlerine uyulur. hükmüne yer verilmiştir. Yukarıdaki madde düzenlemesine göre; kurumlar vergisi açısından safi kazancın belirlenmesinde temel ölçü, dönem sonu ve dönem başı öz sermaye kıyaslamasıdır. 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 192. Maddesinde ise; öz sermaye, bilançoda aktif ve borçlar arasındaki pozitif fark olarak tanımlanmıştır. Dolayısıyla kurumlar vergisi mükelleflerinin öz sermayesini artıran bütün gelirlerin kurumlar vergisine tabi olması gerekmektedir. Bu bağlamda mahkeme kararına istinaden maddi veya manevi tazminatlar, ilgili kurumun öz sermayesini artırdığı için kurumlar vergisi matrahına dahil edilmesi gerekmektedir. Verilen bir özelgeye göre; İnsan Hakları Avrupa Mahkemesinin olumlu kararına istinaden alınan tazminatların kurumlar vergisi matrahına dahil olacağı belirtilmiştir.( Sivas Defterdalığı, 67630374-125[2015/8]-1 Sayı ve 07/03/2016 ) Bununla birlikte tazminat davalarında kararı alan ilk derece mahkemelerin kararları, üst mahkemelerde temyize veya itiraza konu olabilecektir. İlk derece mahkemesinin kararıyla üst mahkemenin kararının tarihleri farklı yıllarda olursa kazanılan tazminat hangi yılda kurumlar vergisi matrahına dahil olacaktır? Safi kurum kazancının tespitinde geçerli olan iki temel ilke dönemsellik ve tahakkuk esası ilkeleridir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar veya mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin eksiksiz tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Ticari kazancın elde edilmesi, tahakkuk esasına bağlanmış bulunduğundan; bir gelir unsurunun özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Dönemsellik ilkesi ise bu gelir veya giderin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanmasıdır. Hukukta genel olarak ilgili kanunlarda özel bir belirleme söz konusu değilse ilk derece mahkeme kararlarının uygulanması için üst mahkemelerin kararlarının beklenmesi söz konusu değildir. Bundan dolayı ilk derece mahkemesi kararı, kesinleşmeden icra edilebilecek yani kararın verilmesiyle tahsil edilebilecek bir karar olduğundan, kararın kurumlar vergisi mükellefine tebliğ edildiği tarih itibariyle tazminat alacağı tahsil edilebileceği için kararın tebliğ tarihi itibariyle 238 EYLÜL - EKİM
tazminat geliri tahakkuk edecektir.( Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı, 38418978-125[6-13 /30]-533 Sayı ve 30/05/2014) Sonuç olarak ilk derece mahkemesinin tazminatın kazanıldığını içeren kararının kurumlar vergisi mükellefine tebliğ edildiği tarih itibariyle kurum kazancına eklenmesi gerekmektedir. Bilindiği üzere vergi istisnası, vergiye tabi olmakla birlikte kanun vasıtasıyla vergiye tabi olmaktan çıkarılmış konulardır. Kurumlar vergisi açısından KVK 5. maddesiyle başka kanunlarda belirlenmiş kazançlar vergiden istisna tutulmuştur. Tazminatların bu kazançlara ilişkin olması halinde tazminatlar kurumlar vergisinden istisnasına tabi olacak mıdır? Kurumlar vergisinden istisna edilmiş kazançlarda yalnızca belirlenmiş bu kazançlar kurumlar vergisinden istisna tutulduğu için bu kazançlara ilişkin tazminatlar kurumlar vergisinden istisna olmayacaktır.( İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı, 62030549-125[5-2015/56]-78088 Sayı ve 01/09/2015) Kazanılan tazminatların ortaklara dağıtılmasında ise; tazminatlar kurumlar vergisine tabi kazanca ilave edildiği için kar payı üzerinden yapılacak stopaja ilişkin vergi mevzuatına göre stopaj yapılacaktır.( İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı, B.07.1.GİB.4.34.16.01-KVK 4-159 Sayı ve 08/06/2010) 3. TAZMİNATLARIN KDV AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ KDV nin konusuna giren işlemler, 3065 sayılı Kanunun 1. maddesinde sayılmış olup, mal teslimi veya hizmet ifalarının verginin konusuna girebilmesi için, Türkiye de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılmış olmaları veya aynı maddede belirtildiği üzere, diğer faaliyetler kapsamında yapılmaları gerekir. KDV nin konusuna giren işlemler KDV den istisna değilse KDV ye tabi olacaktır. Kural olarak herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığı olarak ortaya çıkmayan tazminat ve benzeri ödemeler KDV nin konusuna girmemektedir.( Gelir İdaresi Başkanlığı, 60 Sayılı KDV Sirküleri) Dolayısıyla herhangi bir teslim veya hizmet ifasına dayanmaya mahkeme kararlarına istinaden ortaya çıkan tazminatlar üzerinden KDV hesaplanmayacaktır. 4. TAZMİNATLARIN VERASET VE İNTİKAL VERGİSİ AÇI- SINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 1. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti uyruğunda bulunan şahıslara ait mallar ile Türkiye de bulunan 239
malların veraset yoluyla veya herhangi bir suretle olursa olsun ivazsız bir şekilde bir şahıstan diğer şahsa intikalinin veraset ve intikal vergisine tabi olduğu, aynı Kanunun 2. maddesinin parantez içi hükmüne göre de, maddi ve manevi bir zarar mukabili verilen tazminatların ivazsız sayılmayacağı hükme bağlanmıştır. İvazsız intikal olarak kabul edilmemesi nedeniyle, maddi ve manevi bir zarar karşılığı ödenen paraların veraset ve intikal vergisine tabi tutulması mümkün değildir. Dolayısıyla bu kapsamdaki mahkeme kararlarına istinaden elde edilen maddi ve manevi tazminatlar üzerinden Veraset ve İntikal Vergisi ödenmeyecektir. 5. SONUÇ Kurumlar vergisi mükelleflerinin mahkeme kararı vasıtasıyla elde ettikleri tazminatlar kurumlar vergisi matrahına tabidir. İlk derece mahkemesinin tazminatın kazanıldığını içeren kararının kurumlar vergisi mükellefine tebliğ edildiği tarih itibariyle kurum kazancına eklenmesi gerekmekte olup üst mahkemelerin kararlarının beklenmesine gerek yoktur. Kurumlar vergisinden istisna edilmiş kazançlara ilişkin tazminatlar kurumlar vergisinden istisna olmayacaktır. Kazanılan tazminatların ortaklara dağıtılmasında halinde; tazminatlar kurumlar vergisine tabi kazanca ilave edildiği için kar payı üzerinden yapılacak stopaja ilişkin vergi mevzuatına göre stopaj yapılacaktır. Bununla birlikte herhangi bir teslim veya hizmet ifasına dayanmaya mahkeme kararlarına istinaden ortaya çıkan tazminatlar üzerinden KDV hesaplanmayacaktır. İvazsız intikal olarak kabul edilmemesi nedeniyle, maddi ve manevi tazminatların veraset ve intikal vergisine tabi tutulması mümkün değildir. KAYNAKÇA Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı (30.05.2014). 38418978-125[6-13 /30]- 533 Sayılı özelge. 12.06.2016 tarihinde http://www.gib.gov.tr/gibmevzuat adresinden erişildi. Gelir İdaresi Başkanlığı. 60 Sayılı KDV Sirküleri, 12.06.2016 tarihinde http://www.gib.gov.tr/gibmevzuat adresinden erişildi. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı (08.06.2010). B.07.1.Gİ- B.4.34.16.01-KVK 4-159 Sayılı Özelge, 12.06.2016 tarihinde http://www. gib.gov.tr/gibmevzuat adresinden erişildi. 240 EYLÜL - EKİM
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı(01.09.2015). 62030549-125[5-2015/56]- 78088 Sayılı Özelge12.06.2016 tarihinde http://www.gib.gov.tr/gibmevzuat adresinden erişildi. Sivas Defterdalığı(07.03.2016). 67630374-125[2015/8]-1 Sayılı Özelge, 12.06.2016 tarihinde http://www.gib.gov.tr/gib mevzuat adresinden erişildi. 241