2. İktisadi hayat ve İbni Haldun

Benzer belgeler
AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

KIRŞEHİR MÜFTÜLÜĞÜ 2018 YILI RAMAZAN AYI ÖZEL VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI

Ahi Teşkilatı XIII.y.y. nın ilk yarısından XIX.y.y. ın ikinci yarısına dek Anadolu da, Balkanlar da ve Kırım da yaşamış olan Türk halkının, sanat ve

İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ ADAY ÖĞRENCİLER TANITIM KATALOĞU

2.SINIF (2013 Müfredatlar) 3. YARIYIL 4. YARIYIL

Ahlâk ve Etikle İlgili Temel Kavramlar

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ İSLÂMÎ İLİMLER FAKÜLTESİ LİSANS PROGRAMI 1. Yıl / I. Dönem Ders. Kur'an Okuma ve Tecvid I

HAKKARİ ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ İLAHİYAT LİSANS MÜFREDAT PROGRAMI

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim Öğretim Yılı 1.ve 2.Öğretim (2010 ve Sonrası) Eğitim Planları HAZIRLIK SINIFI (YILLIK)

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu.

Kapalı olanlar lı (Kimseye kötü gözle bakmamalı, kimsenin ayıbını araştırmamalıdır.),

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim-Öğretim Yılı 1.ve 2. Öğretim Eğitim Planları

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Merkez / Bitlis Temel İslam Bilimleri /Tasavvuf Ana Bilim Dalı.

BAYRAM DALKILIÇ, HÜSAMETTİN ERDEM,

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Güzel Ahlâkı Kazanmak

Hafta boyunca gerçekleştirilecek etkinliklerle Ahi felsefesinin ve Ahi Evran kurallarının topluma tanıtılması hedeflenmektedir.

T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ İSLAMİ İLİMLER FAKÜLTESİ İSLAMİ İLİMLER BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM PROGRAMI

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

AKADEMİK YILI

Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi Journal of Book Notices, Reviews and Translations. Doğan Mert DEMİR

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ

TÜRK MİSAFİRPERVERLİĞİ

İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ

1-Anlatım 2-Soru ve Cevap 3-Sunum 4-Tartışma

Hatta Kant'ın felsefesinin ismine "asif philosopy/mış gibi felsefe" deniyor. Genel ahlak kuralları yok ancak onlar var"mış gibi" hareket edeceksin.

İŞLETME N.Ö. Ders Adı

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

ODUNPAZARI MÜFTÜLÜĞÜ AİLE VE DİNİ REHBERLİK BÜROSU 40 HADİS EZBERE OKUMA YARIŞMASI

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

Geçmişten geleceğe İbn Haldun: Vefatının 600. yılında İbn Haldun u yeniden okumak. Uluslararası Sempozyum 3-4 Haziran 2006

T.C. RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ENSTİTÜ KURULU TOPLANTI TUTANAĞI

Nasıl? Fark etmez! Ne kadar? Sonsuza kadar! Niçin? Çünkü böyle mutlu olabilirsin!

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN IKUMA VE TECVİD II İLH

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar

İktisat Tarihi I. 18 Ekim 2017

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH

T.C. RECEP TAYYĠP ERDOĞAN ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ TEMEL ĠSLAM BĠLĠMLERĠ ANABĠLĠM DALI YÜKSEK LĠSANS DERSLERĠ DERSĠN KODU VE ADI

GEREDE MÜFTÜLÜĞÜ 2014 YILI IV. ÜNCÜ DÖNEM (EKİM-KASIM-ARALIK AYLARI) VAAZ PROGRAMI

ŞUHUT MÜFTÜLÜĞÜ 2014 YILI II. DÖNEM (NİSAN-MAYIS-HAZİRAN) VA'Z VE İRŞAD PROGRAMI

TEMEL İSLAM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS DERSLERİ DERSİN KODU VE ADI TEZ 5000 Yüksek Lisans Tezi TİB 5010 Seminer UAD 8000 Uzmanlık Alan

İktisat Nedir? En genel haliyle İktisat bir tercihler bilimidir.

YÖNETMELİK. Kastamonu Üniversitesinden: KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ MUHAMMED İHSAN OĞUZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

HLM ye göre İÇ HUZURU

2014 YILI KUTLU DOĞUM HAFTASI SEMPOZYUMU HZ. PEYGAMBER VE İNSAN YETİŞTİRME DÜZENİMİZ

DEÜ İLAHİYAT FAKÜLTESİ ÖĞRETİM YILI BAHAR YARIYILI İLAHİYAT BÖLÜMÜ I. SINIF I. & II. ÖĞRETİM BÜTÜNLEME SINAV TAKVİMİ

Ders Adı : DİN PSİKOLOJİSİ Ders No : Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 4. Ders Bilgileri. Ön Koşul Dersleri

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ

Eğitim Tarihi. Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi

Meslekî yetiştirme dereceleri, Ahîlik kurumunda bilgi ve becerinin düzeyini ortaya koyan önemli ögelerden biridir.

1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır:

BĠYOLOJĠ EĞĠTĠMĠ LĠSANSÜSTÜ ÖĞRENCĠLERĠNĠN LĠSANSÜSTÜ YETERLĠKLERĠNE ĠLĠġKĠN GÖRÜġLERĠ

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK

İSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ,

Soykut, R. (1980). İnsanlık Bilimi Ahilik. Ankara: Afsaroğlu Matb..

İktisat Tarihi I. 27 Ekim 2017

İSLAM FELSEFESİ: Tarih ve Problemler Editör: M. Cüneyt Kaya. ISBN sayfa, 45 TL.

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ

Kadir CANATAN, Beden Sosyolojisi, Açılım Yayınları, 2011, 720 s. İstanbul.

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DİNLER TARİHİ I İLH Yüz Yüze / Zorunlu / Seçmeli

PT/Mo SA/Tu ÇA/We PE/Th CU/Fr CT/Sa PA/Su

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

İlköğretim Fen ve Teknoloji Öğretim Programı. Fen ve Teknoloji Program ve Planlama Dersi

dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

Eğitimin Ekonomik Temelleri

KATILIM BANKALARI Tespitler, Tenkitler, Teklifler

Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI

dinkulturuahlakbilgisi.com

Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi Journal of Book Notices, Reviews and Translations

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

10/7/13. Isletme Bilimlerine Giris. Insan Ihtiyaclari. Maslow un ihtiyaclar dizisi. Insanlari harekete geciren temel faktor ihtiyactir.

Bayburt Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Tıbbi Hizmetler ve Teknikler Bölümü İlk ve Acil Yardım İlk ve Acil Yardım (Bologna)

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS ÇAĞDAŞ DİNİ AKIMLAR İLH

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

4)Yukarıdaki 3 temel varsayım altında ekonomi daima tam istihdamdadır ve fiyatlar genel seviyesi istikrarlıdır.

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

İLAHİYAT FAKÜLTESİ I. VE II. ÖĞRETİM HAZIRLIKSIZ İLAHİYAT MÜFREDATI

İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar)

İktisadi Düşünceler Tarihi (ECON 316) Ders Detayları

İnsanların tek başına yeteneği, gücü, zamanı ve çabası kendi istek ve ihtiyaçlarını karşılama konusunda yetersiz kalmaktadır.

T.C. RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ENSTİTÜ KURULU TOPLANTI TUTANAĞI

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

Bayburt Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Tıbbi Hizmetler ve Teknikler Bölümü İlk ve Acil Yardım İlk ve Acil Yardım (Bologna 2)

Transkript:

11 ila 14. yüzyıl arasında İslam medeniyeti, ilim ve fende oldukça ilerideydi. O dönemde sayısız bilim adamı fen, matematik ve sosyal bilimlerde yetiştirilmiştir. Yine o dönemlerde yazılan eserler modern bilimin temellerini oluşturmuştur. Şu an günümüzde var olan bilim dallarının çoğu bu temeller üzerinde kurulmuştur. Birçok bilime dair teorik bilgi, bu döneme sırtını dayamaktadır. Hatta o dönemde test ve analiz edilme şartlarına haiz değilken dahi günümüz iktisat anlayışıyla büyük ölçüde örtüşen iktisat biliminin temelleri de bu dönemde atılmıştır. İbni Haldun un Mukaddime adlı eseri bu alanda verilebilecek en iyi örnektir. Tabi bahsi geçen dönemde ele alınan eserler din ve ahlakı çoğunlukla merkeze alan eserlerdir. Bugünkü bilimin temelleri bilimsel, dini ve ahlak çerçevesinde o dönemde ele alınmış ve yorumlanmıştır. Pozitivist bilimin bugün aldığı ise normatif (ne olmalı, din, ahlak ve diğer değerler) değerleri içermeyen mekanik bir yaklaşımdır. Mekanize edilen bu kavramlar 18. yüzyıldan günümüze, batıda pozitivist etkiler ışığında süzgeçlenerek tekrar yeni bilgiler ve teoriler şeklinde sunulmaktadır. Bunun iki örneği iktisat ve ahiliktir. İktisat tanımı aslında teorik bir şekilde günümüzden 7. yüzyıl kadar önce ortaya konmuştur. Bugün tartışılan en önemli konulardan biri de iktisat bilimine dair pozitivist yaklaşımların ne kadar uygun olduğudur. Bir diğer kavram ise ahiliktir. AB sürecinde tüm kamu kuruluşlarında zorunlu olarak uygulanan etik ilkeleri yönetmeliği mevcuttur. Yolsuzlukla ve görevi kötüye kullanmaya karşı uygulanan bu yönetmeliğe dair eğitimler de verilmektedir. Verilen bu eğitimlerde etik değerlere sahip kamu personeli ve tüccar yetiştirme fikri yatmaktadır. Oysaki hayatın çoğunlukla siyah beyaz olmadığı gri alanlarda, vicdanı ön plana çıkartan etik kavramına teorik ve kapsamlı bir biçimde Ahilik teşkilatımızda rastlamak mümkündür. Nitekim Ahiliğe dair yapılan bir tanım da Ahi vicdanının kendi üzerine gözcü koyan adamdır. Bir diğer tanımda, helalinden kazanan, yerinde ve yeterince harcayan, ölçü tartı ehli olan, yararlı şeyleri üreten ve yardım edendir şeklinde tarif edilmektedir. 2. İktisadi hayat ve İbni Haldun İktisat nedir? Sorusunu mevcut bilgiler çerçevesinde 18. yüzyıl öncesi dönemi dikkate almayarak cevaplandırdığımızda son 3 yüzyıldır mekanik, değerlerden soyut bir tanımla karşılaşıyoruz. Bu dönemde, klasik anlamda iktisat tanımı ilk kez 18. Yüzyılda yapılmaya çalışılmıştır ve modern anlamda iktisat kavramı bu dönemden sonra yorumlanmaya başlanmıştır. Oluşan algı, 18. yüzyıla kadar bilimsel olarak günümüze ait iktisat bilimine dair tasnif yapılmamış olması yönündeydi. İktisat bilimi diğer birçok bilim dalı gibi 18. yüzyıldan önce tek başına bir bilim olarak ele alınmamaktaydı. Fakat iktisata dair birçok bilgiyi 14. yüzyılda teorik olarak bulmak mümkündür. Çünkü günümüzde var olan bilim dalları 18. yüzyıla kadar daha çok kendini din, felsefe, tıp ve 1 / 6

fen ilimleri içinde göstermekteydi. Bu bilim dallarının temeli de İslam medeniyeti tarafından atılmıştır. Gerçekte günümüzde var olan bilim dallarının temelinin İslam toplumları tarafından ilk kez ele alındığı gerçeği ise batı toplumlarının bilgisi dâhilindedir. Dolayısıyla modern bir bilim olarak iktisat bilim dalının da bu gerçeği ele alarak yeniden dillendirilmesi yerinde olacaktır. Nitekim piyasa ekonomisi gibi bugünün temel iktisadi kavramları belli ölçüde ilk kez 14. Yüzyılda İbni Haldun1 tarafından ele alınmıştır. Oysaki iktisat bilimin temeli, öğrenildiği ve öğretildiği gibi 18. Yüzyıla Adam Smith e götürülür. Diğer bir önemli nokta ise iktisat kavramının tanımlanması ve yorumlanmasıdır. Sekuler bir şekilde yapılan pozitivist yorumlamalar günümüzde artık sorgulanmaktadır. Bir kavramın yorumlaması ona nereden, nasıl, hangi ideoloji, kültür ve inançlar birlikteliği ile baktığınıza bağlıdır. İktisat kavramını bu bağlamda ele almak ve tekrar yorumlamak yerinde olacaktır. En genel anlamıyla pozitivist yaklaşıma göre iktisat, sınırsız insan ihtiyaçlarının kıt kaynaklardan karşılanmasıdır. Bu anlayışa göre, insanlar ister fakir olsun ister zengin daima daha fazla mal ve hizmet isterler. Yani insan ihtiyaçları sonsuzdur. Dolayısıyla, bu anlayışa göre rasyonel (akılcı) insan o dur ki kıt kaynaklar içerisinde kendi tatmin düzeyini en etkin bir şekilde seçer. Tamamıyla mekanik olan bu iktisat tanımı benlik ve çıkar üzerine tüm iktisadi sistemi bina etmektedir. Tercih edilen bu iktisadi sistem günümüzde hem öğrenilmekte hem de öğretilmektedir. Değerler ışığında baktığımızda nasıl bir iktisat anlayışı ile karşılaşacağız? İktisat ile ilgili hususları daha çok ahlaka ve davranışlara dair hadislerde bulunmaktadır. İslam, iktisadı ahlak kavramı içerisinde ele almakta ve iktisadın gerektirdiği üretimi emretmektedir. Zira bir hadiste, Kimin bir arazisi varsa, onu ya ekip diksin veya bir kardeşine ekmesi için versin 2 buyrulmuştur. Yapılan işin de en iyi şekilde yapılmasını emretmiştir. Nitekim bir hadisi şerifte de Allah ihsanı (işi en güzel şekilde yapmayı) her işte takdir etmiştir 3 Peki, iktisat nedir? Gerçekten insan ihtiyaçları sınırsız mıdır? Sınırsız olan ihtiyaçlar nefse mi ait? Bu noktadan hareketle orta yol anlamındaki iktisat, hem inançta ve ibadette hem de sosyal hayatta son derece önemli bir prensip ve duruş olarak karşımıza çıkar. Kaldı ki iktisat sözcüğü, mu tedil olma, dengeli olup her türlü aşırılıklardan sakınma ve nihayet, israfın zıddı olarak, gerek klasik dönemde gerekse de modern dönemde İslâmî literatürde kullanılmaktadır. Diğer bir anlamıyla bakıldığında iktisat kavramı, insan yaşamının en verimli şekilde değerlendirilmesi diye tanımlanabilir. Başka bir değişle, insanın; dünya, çevre ve zamanla ilişkisini dengeli olarak kurabilmesidir.4 İktisat kavramını değerler ışığında ele alırken dikkat edilmesi gereken diğer bir husus da iktisat ve kanaat ilişkisidir. Bu iki kavram eş anlamlı gibi görülmektedir. İktisat aynı zamanda mutedil olma, dengeli olup her türlü dengesizlikten kaçınmaktır. Böylelikle ölçülü, itidalli bir iktisadi davranışla tasarruf özendirilip zekât müessesi ile toplumdaki ekonomik dengesizlikleri ve aşırılıklar önlenmektedir. Diğer bir önemli nokta ise insan ihtiyaçlarının sınırsızlığıdır. İslam iktisadında dillendirildiği gibi iktisat, itidal üzerinedir. Çıkar ve sınırsız insan ihtiyaçlarını önceleyen modern pozitivist iktisadın aksine aşırılık ve haddi aşma İslam ahlakında yasaklanmıştır. Nitekim Kuran daki,...kalbini, bizi anmaktan alıkoyup nefsinin arzusuna uyan ve işi hep aşırılık olan kişiye itaat etme 5 ayeti, buyrulmaktadır. İktisada dair günümüzde halen güncelliğini koruyan teorik bilgilere ise yoğun olarak modern iktisadın 2 / 6

ortaya çıkışından tam 4 yüz yıl önce İbni Haldun un Mukaddime adli eserinde bulmak mümkündür. İktisat biliminin tanımı ilk kez 14. yüzyılda İbni Haldun tarafında dile getirilmiştir. Günümüz iktisadi yaklaşımlarına dair birçok önem arz eden bilgi modern iktisadın doğuşundan tam 400 yıl önce İbni Haldun tarafından dillendirilmiştir. İbni Haldun, üretim, işbölümü ve üretkenlik konularını daha geniş bir çerçevede ise iktisadî ilişkilerin toplumsal bağlamını tartışırken, 18. ve 19. yüzyılın sosyolog ve ekonomi politikçileri kadar, 20. ve 21. yüzyıl iktisat ve işletme gurularına parmak ısırtacak bir kavrayış derinliği göstermektedir. Petty, Smith, Malthus, Saint Simon ve Marx ın dile getirdiği sayısız fikrin sadece tohumlarını değil; bizzat olgun hallerini İbni Haldun da bulabiliriz. İbni Haldun a göre insanın görevi, üretim yapmaktır. İbni Haldun a göre Her şey Allah C.C dan gelir. İnsan kendine mahsus olan birtakım hususiyetlerle bütün hayvanlardan ayrılmaktadır. Bütün hayvanlardan ayrıldığı ve bütün mahlûklar arasında onunla şeref kazandığı fikir ve düşüncenin mahsulü olan ilimler ve sanayidir. 6 Dolayısıyla İbni Haldun ilim ve sanayi üzerine düşünmenin zorunluluğunun altını çizmektedir. Şu halde, Allah (C.C) insanı yaratmış, gıdasız yaşaması ve hayatını devam ettirmesi mümkün olmayacak sürede ve biçime koymuş, fıtratı ile gıdasını aramaya ve kendisine tevdi edilen kudret ile bunu elde etmeyi ona belletmiştir. 7 Ayrıca iktisadi faaliyetlerde bulunmak Allah ın emridir. Çünkü kendi başına ihtiyaç duyduğu mal ve hizmetleri karşılayamaz. Cemiyet halinde üretmek ile ancak ihtiyaç duyulan mal ve hizmetlere ulaşmak mümkündür. İbni Haldun a göre kazancın yegâne sebebi emektir. Cemiyette yardımlaşma ile üretim sürecine katılanlar emeklerinin karşılığını fazlasıyla alır kat ve kat üretim miktarına erişirler. Böylelikle uzmanlaşma meydana gelir ve toplumlar şehirler belli alanlarda uzmanlaşarak diğer ülke ve toplumlar ile ticareti artırarak toplam refah düzeyini artırırlar. Bahsi geçen teori günümüz uluslararası iktisat disiplininde halen kullanılmaktadır. Ayrıca devletin iktisadi ve sosyal hayattaki rolünü tanımlamakta ve devletin denetleyici ve düzenleyici olmadığı kamu harcamalarının az olduğu bir ülkeyi akarsu havzasından uzak, cılız bir bitki örtüsüne benzetmektedir. Bunun dışında devletin piyasada bir tüccar gibi rol almasını eleştirmiştir. Çünkü devletin haiz olduğu yetki, devlet lehine rekabet üstünlüğü sağlayacak ve tüccarların böylece o ülkeyi terk edeceğini söylemektedir. Düşük vergi politikasını desteklemekte ve böylelikle üretimin, ticaretin ve dolayısıyla vergi gelirlerinin artacağını savunmaktadır. Vergilerden ve diğer kalemlerden elde edilen vergilerin hazinede tutulmasına karşı çıkmaktadır. Hazinede bulunan paranın korunmaya muhtaç kesimlerin korunmasında, halkın refah ve mutluluğunun artırılmasında kullanılmasını ifade etmektedir. İbni Haldun un tüm bu iktisadi görüşlerinin altında dini ve ahlaki değerler öne çıkmaktadır. Yani din ve ahlak temelli bu anlayış günümüz iktisadi akımların birçoğunun kaynağı olmuştur. Fakat pozitivist yaklaşımla, son iki asır boyunca yeniden yorumlanan sekuler iktisadi yaklaşım değerlerden uzak bir tanım içermektedir. 2. Ahilik ve Ahlak 3 / 6

Diğer bir kayıp değerimiz ise Ahilik teşkilatımızdır. Ahiliğin günümüz deki karşılığı esnaf ve sanatkârlar birliğidir. Ahilik kurumunun görevleri ise; esnaf ve sanatkâr kuruluşlarına eleman yetiştirme, işleyiş ve kontrollerini düzenleyen kurumlardır. Ahiliğin kökeni, fütüvvet teşkilatlarına dayanmaktadır. Fütüvetnamaler ise Ahi tören ve törelerini, teşkilata girişlerini düzenleyen, yani esnaf ve sanatkâr kurumlarını içine alan el yazmalarıdır. Ahilik, din ve Ahlaki temel alan bir teşkilattır. Çünkü terim olarak ahiliğin temelini oluşturan futüvvetten bahsedenler aynı zamanda birer süfıdirler. Bu nedenle ahilik ve tasavvuf arasındaki ilgi ve çizgi önemlidir. Süfilerce fütüvvet, tasavvuf yaşantının önemli mertebelerinden birisi olarak kabul edilmekteydi.8 Onlara göre, fütüvvet, iyi davranışların toplamından ibaret olan bir yaşam tarzıydı. Bu yaşam tarzı, Peygamberlerin ve İslam büyüklerinin yüksek vasıflarıyla belirginleşmişti.9 Nitekim Cuneydi Bağdadi, fütüvveti, kulun kendi nefsini başkasınınkinden üstün ve değerli görmesidir şeklinde tanımlar. Ali Tirmizi ye göre ise fütüvvet, kulun, Allah için kendi nefsine düşman olmasıdır. Ömer Osman el.mekkiye göre ise fütüvvet iyi huyluluktur. Muaviye bin Ebu Süfyan a göre fütüvvet bir kimsenin kendi malına kardeşinin elinin uzanmasından kat i suretle rahatsız olmamasıdır.10 Bir dönem erdemli, ahlaki ve dindar vasıflı kurum olan ahilik teşkilatı Osmanlı dönemde sosyal, ekonomik ve ahlaki yönden oldukça önemli görevler üstlenmiştir. Osmanlının son döneminde ise etkisini kaybetmiştir. Sağlıklı toplum için gerekli olan teşkilatlanma her dönem ve her toplum için her daim gereklidir. İnsan sosyal bir varlıktır. Cemiyet ile birlikte yaşama zorunluluğu vardır. Cemiyetin sıhhati ise ahlaklı ve dindar tüccar ve zanaatkarın yetişmesine yetiştirilmesine bağlıdır. Ahilik teşkilatı asırlar boyu bu görevi üstlenmiştir. Günümüzde, kaybettiğimiz bu Ahilik teşkilatımızın yerini ithal bir kavram olan etik kavramı almıştır. Maalesef bu kavramın yerleşmesi ve kamu kurum ve kuruluşlarında uygulanması ise AB standartlarına uyma adıyla yapılmaktadır. Oysa modern toplumun yozlaşmasına, yolsuzluk, görevi kötüye kullanma, sahip olunan makamı çıkar için kullanma ve iş verimliğini artırmaya yönelik uygulanan etik kavramının tam ve daha fazla karşılığı olan kavram ahiliktir. Etik ilkeleri, iş hayatında siyah beyaz bölgeler dışında kalan gri tonlara dair düzenlemeleri içermektedir. Yani kişilerin kendi vicdanlarını iş hayatında daha etkin kullanma arayışı vardır. Hayatın bu gri tonlarını daha etkin ve verimli kullanmak amacıyla oluşturulan etik ilkeleri uygulaması birçok kamu kurum ve kuruluşunda uygulanmaktadır. Aslında sahibi olduğumuz ve yüzyıllarca Anadolu dan Kırım a ahlaklı, erdemli insan yetiştiren ahilik teşkilatı günümüzdeki etik kavramını içine almaktadır. Bu kurum çok ahlak ve erdem sahibi kişi yanı sıra iyi bir tüccar yetiştirmekteydi. Din ve ahlak temelli bu teşkilat uzun yıllar Anadolu da birçok ahlaklı ve nitelikli zanaatkârın yetişmesine vesile olmuştur. Modern etik ilkelerinin temelini oluşturan hatta çok daha fazlasını topluma yükleyen Ahilik teşkilatı aynı zamanda tasavvufi bir kurumdur. Toplumda ileri gelen insanlar ile çırak ve yamakları bir araya getiren ahilik teşkilatı, bu yönüyle tabandan itibaren ahlaklı ve nitelikli insanlar yetiştirmektedir. Devlet adamlarının bulunduğu zaviyelerde bir araya gelen esnaf ve zanaatkârlar ahilik eğitimden geçerlerdi. Bu zaviyeler meslekte yeterli ahlaklı bireyler yetiştirirlerdi. Ahilik, insanın dünyevi ve uhrevi hayatını düzenlerken İnsanı kâmil diyebileceğimiz bir ideal tip ortaya koymaktadır. Ahi, kalbi Allah a, kapısı yetmiş iki millete açık olan, mürüvvet ve merhamet üzere olup cömertliği esas alan, ahlaki ana sermaye edinip akıl yolunda yürüyen, ilim isteyen ve ilmiyle amel edip yararlı çalışmayı elden bırakmayan kişidir. Ahi aynı zamanda kendi nefsini bir başkasına tercih edendir. Bitmek bilmeyen bir hırsla kazan. 4 / 6

Mal ve harcama arzusunda olan değildir. Nitekim bir müşteri bir dükkâna gider ve mal almak ister esnaf ise kusura bakma efendim Allah (C.C) bereketini vere, ben bu sabah siftah yaptım. Senin istediğin mal karşı dükkânda var O daha siftah etmedi siz oradan alın der. 1524 yılında Bursa kadısı tarafından yazılmış el- yazması fütüvvetname; Fütüvvet erbabından olmak vasfını kaybetmemek için haramdan son derece sakınmak gerekir. Çünkü haram yiyen kişide fütüvvet vasıfları kalmaz. Fütüvvet vasıflarını elinde toplayan kişinin esnaflık yada sanatı, buna muhtaç Allah kulları için yaptığı fikrini benimsemiş olması gerekir. O onların ihtiyaçlarını görüp hizmetlerini yerine getireyim ve yaptığım bu hizmet karşılığında helalından kazanacağım ve paraların bir kısmını kendi geçimim için bir kısmını da fukara için harcayacağım görüşünde olmalıdır. Çünkü kişinin kendi el emeğiyle kazandığı lokmadan daha helal bir lokma yoktur. Sonuç Çıkar ve ben üzerine oluşan ve insanın her daim kendi çıkarını düşünerek iktisadi faaliyetlerde bulunacağını söyleyen pozitivist iktisat biliminin tersine İslam toplumu sahip olduğu değerler ışığında iktisadi ve içtimai hayat tarzına yön vermelidir. Değerler ışığında yaşanan ve yaşatılan iktisadi ve içtimai hayat tarzına sahip olan İslam toplumu ilim ve fennide öncüsü olmuştur yüzyıllar boyu. Çalışmak, işini iyi yapmak ve helal dairesinde durarak çoluk çocuğuna infak yapmayı sadaka sayan bir anlayış ışığında toplumları tekrar oluşturmak boynumuzun borcudur. Yine Bursa da bir yapılan bir esnaf duasında Rabbim bugün işimi bereketli eyle ki kazanayım çoluk çocuğumun iaşesini sağlayayım kalanını ise infak edeyim. Ahlakı tamamen eriten iktisat anlayışı değil de insanı ve ahlakı kapsayan iktisadi hayatın ürünü toplum için çok daha faydalı olacaktır. Toplumlar insanlardan oluşur. Ne kadar nitelikli ve ahlaklı insan yetiştirilebilirse o toplum iktisadi, sosyal ve ahlaki anlamda yüksek niteliklere sahip olacaktır. Nitelikli ve ahlaklı işini iyi yapan insan yetiştirme amacı dünyevi ve uhrevi açıdan önemlidir. Nüfusu hızla aratan İslam ülkeleri nitelikli ve ahlaklı nesiller ile ancak bir zamanlar kaybettiği üstünlüğü tekrar elde etmesi mümkündür. Acı olan şudur ki sahibi olduğumuz birçok değeri sanki bizde hiç olmamış gibi tekrar ithal ediyoruz. Bu bağlamda yeterince çalışmalar ile var olan değerlerimizin yeniden güncel olarak yorumlanıp uygulanması gerekliliği önem arz etmektedir. Kaynak Abdülbaki Gölpmarlı, İslam ve Türk İllerinde Fütüvvet Teşkilatı, İ.Ü.İ.F.M. İstanbul, 1949 1950, 5 / 6

c. 11, s. 208. Anadol Cemal, Ahîlik Kültürü ve Fütüvvetnameler, KBY., Ankara. İbn-i Haldûn. (2004, b). Mukaddime, C. I-II, (Trc. Halil Kendir ). İstanbul: Yeni Şafak Kültür Armağanı, KOCATÜRK, Saadettin, Fütüvvet ve Ahilik, XX. Ahilik Bayramı Kongresi Tebliğleri ve Esnaf ve Sanatkarların Sosyo-Ekonomik Meselelerinin Tartışıldığı Panel Tebliğleri, Kırşehir 1984. Vahit Göktaş, 2014, Tsavvuf Yazıları ISBN. 978-605-5932-75-6, s. 372 1. Ebu Zeyd Abdurrahman bin Muhammed bin Haldun el Hadramî (Arapça: Abu Zayd Abdu r-rahman bin Muhammad bin Khaldan Al-hadrami; 27 Mayıs 1332 / Hicrî: 732, Tunus- 17 Mart 1406 / Hicrî: 808, Kahire) veya tanınan kısa adıyla İbn-i Haldun, modern historiyografinin, sosyolojinin ve iktisatın öncülerinden kabul edilen 14. yüzyıl düşünürü, devlet adamı ve tarihçisi. Köklü bir aileden geldiği için iyi bir eğitim aldı..eğitimine küçük yaşlarda başlayan İbn Haldun ilk önce Kuranı ezberleyerek 17 yaşında ilk çalışmasını hukuk üzerine yaptı.yirmi yaşına gelinceye dek bir çok alimden matematik, edebiyat, mantık, tefsir,hadis ve gramer dersleri aldı. Tunus ve Fas ta devlet görevlerinde bulunduktan sonra Gırnata ve Mısırda çalıştı. Siyasal yaşamdan çekildiği dönemlerde adını tarihe geçiren 7 ciltlik dünya tarihi Kitâbu l-iber ve onun giriş kitabı olarak düşündüğü Mukaddime yi yazdı. Eseri, Arap dünyasında etki yaratmasa da Osmanlı tarih anlayışını derinden etkiledi. Başta Katip Çelebi, Naima ve Ahmet Cevdet Paşa olmak üzere Osmanlı tarihçileri Osmanlı Devleti nin yükseliş ve çöküşünü pek çok defa onun teorileriyle analiz etti. 2. Buhârî, Hars, 18; Müslim, Büyû, 87, 88. 3. Ebû Dâvûd, Edâhî, 12; Tirmizî, Diyât, 14; Nesâî, Dahâyâ, 22, 26, 27; İbn Mâce, Zebâih, 3 4. Sabri Ülgener, Zihniyet ve Din: İslam, Tasavvuf ve Çözülme Devri İktisat Ahlakı, İstanbul 1981, s. 11-19. 5. Birinci olarak zikredilen âyet için bk. Tâ hâ, 20/45. İkinci âyet için ise bk. el-kehf, 18/28. 6. İbn-i Haldûn. (2004, b). Mukaddime, C. I-II, (Trc. Halil Kendir ). İstanbul: Yeni Şafak Kültür Armağanı, s.97 7. İbn-i Haldûn. (2004, b). Mukaddime, C. I-II, (Trc. Halil Kendir ). İstanbul: Yeni Şafak Kültür Armağanı,s.213 8. Vahit Göktaş, 2014, Tsavvuf Yazıları ISBN. 978-605-5932-75-6, s. 372 9. Abdülbaki Gölpmarlı, İslam ve Türk İllerinde Fütüvvet Teşkilatı, İ.Ü.İ.F.M. İstanbul, 1949-1950, c. 11, s. 208. 10. Kocatürk, Saadettin, Fütüvvet ve Ahilik, XX. Ahilik Bayramı Kongresi Tebliğleri ve Esnaf ve Sanatkarların Sosyo-Ekonomik Meselelerinin Tartışıldığı Panel Tebliğleri, Kırşehir 1984.s.19 11. Anadol Cemal, Ahîlik Kültürü ve Fütüvvetnameler, KBY., Ankara., 2001.85-86 6 / 6