Çağdaş değerlere sevdalı bir Beşiktaş kentlisi: Türkan Saylan

Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Çağdaş değerlere sevdalı Bir Beşiktaş kentlisi: Türkan Saylan

TED İN AYDINLIK MEŞALESİNİ 50 YILDIR BÜYÜK BİR GURURLA TAŞIYAN OKULLARIMIZDA EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞLADI

''Hepimiz Atatürk'üz''

Yaşam Boyu Öğrenme, Araştırma ve Uygulama Merkezi nin ilk şubesi Bodrum da

KİTABININ GELİRİNİ, İHTİYACI OLAN KIZ ÇOCUKLARINA VERECEK

ÖMER GÜNEY CHP MENEMEN BELEDİYE BAŞKAN A.ADAYI

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti

Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Kulübü Başkanı Metin Baykal: Halkla ilişkilerci girişken olmazsa çok şeyi kaybeder..

Böylesine anlamlı ve sevinçli bir günde sizlerle birlikte olmaktan mutluluk duyuyorum. Türkiye İş Bankası adına sizleri kutluyorum.

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

KURUCULARIMIZDAN SAYIN CEMİL PARMAN ANISINA

Page 1 of 6. Öncelikle, Edirne de yaşanan sel felaketi için çok üzgünüz. Tüm Edirne halkına, şahsım ve üniversitem adına geçmiş olsun demek istiyorum.

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Çocuklara sahip çıkmak geleceğe sahip çıkmaktır

Bodrum aşığı yabancıların buluşması

TED AİLESİ, ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLAMASI VE PLAKET TÖRENİ İÇİN DÜZENLENEN YEMEKTE BİR ARAYA GELDİ


İTÜ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU, İLKOKULU VE ORTAOKULU EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 35.VELİ BÜLTENİ

Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu adına hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI BEYLERBEYİ YERLEŞKESİ OKULLARI EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 8. VELİ BÜLTENİ

GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK EBEDİYETE İNTİKALİNİN 78. YIL DÖNÜMÜNDE TÖRENLERLE ANILDI

ORGANLARI 5 KİŞİYE HAYAT VERDİ

Karaman Ticaret ve Sanayi Odası Bülteni

Beykoz Yerel Basını: Yılın Öğretmen Çifti, Adife& Bayram YILDIZ - Özgün Haber

CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY

Güneş (Kıbrıs)

Belmin Dumlu SAVAŞKAN,

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Radyo. Bayram teklifi. MUSTAFA Kemal Atattürk 16 Mayıs ta annesiyle vedalaşıp Bandırma Vapuru

Ece Ayhan. Kardeşim Akif. Akif Kurtuluş'a Mektuplar. Hazırlayan Eren Barış. "dipnot

MÜSİAD Başarılı Öğrenciler Ödül Töreni KARADENİZ EREĞLİ 7 HAZİRAN 2018 Sayın Kaymakamım, Sayın Milletvekilim, Sn Rektörüm, Belediye Başkanlarım,

Derece Alan Üniversite Yıl. Sanatlar Fakültesi Y. Lisans Fotoğraf Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora

100. Yılında Çanakkale ye Develi den güzel bir ziyaret gerçekleştirildi. Fethinin 562. Yılı olması münasebetiyle gezinin ilk yarısı İstanbul a

LGS birincileri bir bir belli olmaya başladı #lgs2018

Süleyman Demirel Hayatını Kaybetti


Beşiktaş Gazetesi. Bilişim denince Beşiktaş GÜNLÜK INTERNET GAZETENİZ... KENT

Günlük Kent Gazetesi

HÜRRİYET İLKOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA PROGRAMI


EMRE KÖROĞLU BAŞKANLIK İÇİN ADAYLIĞINI AÇIKLADI

ALİAĞA TARİHSEL SEMBOLLERİNİ ÖNE ÇIKARIYOR!

Günlük Kent Gazetesi

Beşiktaş Gazetesi. Gençlere anlatacaklar

Günlük Kent Gazetesi etmeden hırsızlık olayını gerçekleştirmeleri ise dikkat çekti. Polis şüphelilerin

Mehmet Haberal. Yani havaalanları ve ameliyathane. Prof. Dr. Atatürk Cumhuriyeti ve İnsanlığa Adanmış Bir Yaşam;

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

Beşiktaş Gazetesi. Ustalarının izinden!..

Benimle Evlenir misin?

Şerif Kocadon için mevlit

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

DİDİM. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 78. yılında Didim de anıldı

Birgi; Aydınoğlu Beyliğine başkentlik yapmış, anıtsal yapıları, geleneksel sivil mimarisiyle tarihin her döneminde önemini korumuş, yerli ve yabancı

Bodrum, aydınlanma savaşçısı Bahriye Üçok u unutmadı.

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA

ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI

Türkiye nin köklü şirketlerinden PET HOLDİNG 40 yaşında

Vergide son gün yarın

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

Başbakan Yıldırım, Piri Reis Ortaokulu nda karne dağıtım törenine katıldı

Beşiktaş Gazetesi. Her Cuma yeni bir film

ÇANTA VE KIRTASİYELER ONİKİŞUBAT TAN

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

ÇOK AMAÇLI SALONUMUZA KAVUŞTUK OKUL MÜDÜRÜMÜZ TURGAY YOLCU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILINI DEĞERLENDİRDİ. Hazırlayan: MÜCAHİT KARAKUŞ Sayfa: 1

Bölge Uzmanı Nihai Form

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 8. SINIF TÜRKİYE CUMHURİYETİ İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

KASIM 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Defne Öztürk: Atatürk ün herkes mutlu ve özgür olsun diye hediye ettiği bayramdır.

1.KİTAP ATATÜRK ANLATIYOR, ÇOCUKLUĞUM

Beşiktaş Belediyesi. Beşiktaş Gazetesi. Özgürlüğe olta attılar GÜNLÜK INTERNET GAZETENİZ... KENT

Karaman Ticaret ve Sanayi Odası. Kasım Ayı Bülteni

EGE ÜNİVERSİTESİ Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi. Kuvâ-yı Milliye nin Örgütlenişinin 90. Yıldönümüne Armağan

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

EĞİTİM SAATİ PROGRAMINA KONUK OLDUK

Eğitim Öğretim Yılı Kütüphane Bülteni. Sayı:1 Nisan 2015

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar nerelerde görev aldınız?

Başkan Kocadon, personelinin yeni yılını kutladı

STRES ATMAYA GELDİLER, DENİZ TEMİZLİĞİ YAPTILAR

Bodrum a gönül veren ünlüler Trafo da buluştu

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

Eylül 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın. Dizeleriyle başladı.

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL OKULLARI ÇEKMEKÖY ANAOKULU TAVŞANLAR SINIFI MAYIS AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

Beşiktaş Gazetesi. Günlük web Gazetesi Salkım Söğüt Saç

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı

Bölge Uzmanı Nihai Form

Gelin, Yarışın; Fikriniz Saklı Kalmasın...

Nasrettin Hoca ya sormuşlar: - Kimsin? - Hiç demiş Hoca, Hiç kimseyim. Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: - Sen kimsin?

Atatürk ve Yurt İçi Anıtları

MUĞLA GAZETECİLER CEMİYETİNDE GÖREV GENÇLERİN

OKULLAR ENERJİ VERİMLİLİĞİ İÇİN YARIŞTI, EN İYİLER ÖDÜLLERİNİ VİKO DAN ALDI

CHP DE GENÇLİK KOLLARI KONGRESİNDE İKİ ADAY

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER YILLIK PLANI

Transkript:

Sayı: Yaz 09 / 6 Çağdaş değerlere sevdalı bir kentlisi: Türkan Saylan Atatürk ün anlamlı mesajı: Güle Güle Çocuklar... Kent, Başkanı na sahip çıktı!... İş, aile, arkadaşlık... Vahide-Altan Gördüm Değerlerimize sahip çıkmak adına; Tarihi Kentler Birliği Kuruçeşme: Mavinin yeşille buluştuğu yer

Biz karanlık ve iftiracı güçlere inat, Prof. Dr. Türkan Saylan ın anısını yaşatmak için en anlamlı adımı atan kurum olduk. Onun yıllarca yaşadığı Arnavutköy e inen Sekbanlar Yokuşu ndaki Neşe Parkı na heykelini dikmeye karar verdik. Değerli yontucu Prof. Ferit Özşen ile işbirliği yaparak çalışmaları hemen başlattık. Değerli bir bilim ve mücadele insanına, saygıdeğer bir kentlisine sevgi ve bağlılığımızı göstermek için bu heykeli en kısa sürede dikmeyi bir borç biliyorum. Mayıs ayında ise Belediyesi olarak oldukça büyük, ama bir o kadar anlamlı üç etkinlik gerçekleştirdik. İlk olarak hazırlattığımız Mustafa Kemal Atatürk ün taki günlerini, yaşamını konu alan bir albüm-kitabı kamuoyu ve kültür çevreleri ile paylaştık. Güle Güle Çocuklar adını taşıyan kitabımız Atatürk ün bir kentle - la- bütünleşen yaşamını konu alan ilk yayın sayılır. Böylesi özel bir çalışmayı kültür hayatımıza kazandırmaktan elbette gururluyuz. Bu çalışmalar sırasında, yazılı kaynaklardan bir kez daha ortaya çıktı ki, ulusal Kurtuluş Savaşı na giden yol tan geçiyor; ulusal bağımsızlığa atılan ilk adım ta atılıyor, bağımsızlık için ilk ateş ta yakılıyor. Başarmak boynumuzun borcu... Son sayımızdan bu yana geçen üç ayda hem ülke genelinde, hem de ilçesinde oldukça yoğun ve hareketli günlere tanık olduk. İlk olarak kış mevsiminin sonlarına doğru oldukça heyecanlı geçen bir yerel seçim süreci yaşadık. halkının seçim sandıklarına yansıyan demokratik iradesi oldukça anlamlı ve çarpıcıydı. kentlisi hem sandık başına giderek sağladıkları oy kullanma oranı ile, hem de bana ve ekibime verdikleri güvenoyu ile yeni bir rekora imza attı. Başta bizi yeniden görevlendiren halkı olmak üzere bu yarışta emeği olan tüm kişi ve kurumlara teşekkürü bir borç bilirim. Yeri gelmişken belirteyim ki; 29 Mart yerel seçimlerinin bizim açımızdan özeti şudur: kentlisi bize sadece yaklaşık yüzde 70 gibi yüksek oranda oyunu vermemiş, aynı anda bizi a yüzde 100 borçlandırmıştır. Bu nedenle partili kimliğimizi kalbimize gömerek daha çok çalışmak ve birlikte başarmak bir kez daha boynumuzun borcu olmuştur. Seçimlerin ardından Türkiye sevdalısı değerli bir bilim insanını yitirmenin üzüntüsünü yaşadık. Örnek bir Cumhuriyet aydını olan Prof. Dr. Türkan Saylan Hocamız, yalnızca bilim insanı olarak değil, bir eylem ve akıl öncüsü olarak da değerli bir kentlimizdi. Laik ve ilerici tavrı, çağdaş yaşamdan ve eğitimden yana olan örgütlü ısrarı onu örnek Cumhuriyet kadınlarından ve aydınlarından biri yapıyor. Son günlerinde uğradığı haksız saldırılara rağmen büyük bir sevgi seli ile ebediyete uğurladığımız Prof. Dr. Türkan Saylan ın yarattığı birikimleri, demokratik güçler olarak aynı kararlılık ve yaygınlıkta yaşatmayı sürdürmeliyiz. Bu oluşumların dönüm noktası olarak 16 Mayıs 1919 tarihi karşımıza çıkıyor. Bu tarihte Mustafa Kemal, Akaretler de oturan annesinin elini öperek ailesi ile vedalaşır ve arkadaşları ile iskelesinden bir asker taşıma teknesine binerek Bandırma Vapuru na geçer. 16 Mayıs 1919 tarihi bir ulusun kaderinin döndüğü ve yeni baştan onurlu ve özgür bir gelecek yaratmanın ilk adımıdır bize göre. Bu nedenle Belediyesi olarak bundan sonra 16-19 Mayıs tarihlerini Bağımsızlık İçin İlk Ateş etkinlikleri olarak kutlamaya karar verdik. 2010 yılından başlayarak da bu etkinlikler, emperyalizme, sömürgeciliğe karşı bağımsızlık savaşı vermiş ulusların gençlerinin de katılımı ile uluslararası bir Bağımsızlık Şenliği olarak kutlanacak! Bu etkinliklerin teri soğumadan Tarihi Kentler Birliği Buluşması na ev sahipliği yaptık. Yaklaşık beş yüz tarih ve kültür dostu konuğumuzu 21-24 Mayıs 2009 tarihleri arasında ta ağırladık. Belediye Başkanı sıfatıyla, Tarihi Kentler Birliği Encümeni ne meclis kararı ile yeniden seçildik. Bu güvene de teşekkür borçluyuz. Bu buluşma; Belediyesi olarak ev sahipliği yaptığımız ve düzenlediğimiz ikinci Tarihi Kentler Buluşması Kentlilerimiz anımsayacaklardır ilki uluslararası nitelikte, 2-4 Aralık 2005 tarihlerinde düzenlenmişti. Bu kez Tarihi Kentler Birliği nin yerel seçimlerden sonra yaklaşık yüzde 60 oranında değişen yerel yönetim kadrosunun da katılımı ile yapılan bir buluşma oldu. Bir anlamda yeni tanışmalar gerçekleşti, bir anlamda da eski kadroların bugüne kadar oluşmuş birikimleri, deneylerimleri paylaşıldı. Belediyesi ve halkı olarak başarılı bir organizasyon yaptığımıza ve geleneksel konukseverliğimizi gösterdiğimize inanıyorum. Emeği geçen çalışanlarıma, sevgisiyle bize destek veren kurum ve kişilere teşekkür ederim. Bir diğer önemli gelişme de ilçemizin sembol spor kulübü BJK nin çift şampiyonluğa ulaşması oldu. Özellikle Süper Lig şampiyonluğu bütün Türkiye de olduğu gibi ta da büyük bir coşkuyla kutlandı. Meydanı na kurduğumuz dev ekrandan sonucu öğrenen lı taraftarların coşkusunu ve haklı gururunu sonuna kadar paylaştık. Şampiyonlukların gerek BJK camiasına, gerekse Türk sporuna güzel gelişmeler için bir ivme olmasını yürekten diliyorum. Seçimlerin hemen ardından yoğunlaşan kültür ve sanat etkinlikleri süreci kesintisiz devam ediyor. Önümüzdeki günlerde yaz etkinlikleri ile ın dört bir yerinde sizlerle birlikte olmayı sürdüreceğiz. Akıl ortaklığı ve elbirliği ile oluşturduğumuz ın canlı kültür, bilim ve sanat hayatı güçlenerek devam edecek. Çünkü kentlisi ile oluşturduğumuz güven ve sevgi çemberi başarıyı boynumuzun borcu kılıyor. Hem de sonuna kadar! Esen kalın... İsmail ÜNAL Belediye Başkanı

Yıl 1938. Cumhuriyet in 15. yılı, Yaşasın Gazi bandını takan ve fotoğrafçıya koşan çocuklardan yalnızca biri. Cengiz Kahraman arşivi B+ YAZ 03

24 İlkeli birliktelik Vahide-Altan Gördüm ve Tolga Örnek le hayata dair... BEŞİKTAŞ KENTLİSİ NİN DERGİSİ Yaz 09 / 6 İMTİYAZ SAHİBİ Belediyesi adına Belediye Başkanı İsmail Ünal YÖNETİM YERİ Belediyesi Nisbetiye Mahallesi Aytar Caddesi Başlık Sokak No: 1 34340 Levent, İstanbul www.besiktas.bel.tr - 444 44 55 EDİTÖR Melih Nedimoğlu YAYIN KURULU Hasan Özgen, Yüksel Türkili, Füsun Türkvan, Görkem Kızılkayak YAYIN TÜRÜ Dergi/Yaygın GENEL YAYIN YÖNETMENİ Gülçin Tahiroğlu Kapak: Prof. Dr. Türkan Saylan 03 Başkan ın lılara mesajı 06 Türkan Saylan ı yitirdik Demokrasi sevdalısı, bilim ve eğitim gönüllüsü Türkan Saylan ın heykeli Arnavutköy e dikilecek. 06 24 30 Semt: Kuruçeşme Tarihi milattan öncesine uzanan, erguvan renklerinin sarmaladığı yaşanası bir semt. 38 Albüm: Fatih Pınar Fatih Pınar objektifini B+ için İskelesi ne ve çevresindeki gündelik hayata çevirdi. 46 Kupaların Kartalı Lig birincisi, Türkiye Kupası sahibi. GENEL KOORDİNATÖR Görkem Kızılkayak SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Çağlar Dal YAZI İŞLERİ Nilüfer Oktay, Gül Budak, Çağlar Dal, Memetcan Biber GÖRSEL YÖNETİM Nadir Mutluer SAYFA YAPIM Engin Ak 10 Güle Güle Çocuklar Atatürk ün ta geçirdiği günlerinin anlatıldığı Güle Güle Çocuklar kitabının yazarı Necdet Sakaoğlu ve fotoğraf editörü Cengiz Kahraman la söyleşi. 46 50 Tarihi Kentler Birliği Tarihi Kentler Birliği nin meclis toplantısı Belediyesi nin ev sahipliğinde, 22-24 Mayıs 2009 tarihleri arasında gerçekleşti. KATKIDA BULUNANLAR Şirin Sıngın Yılmaz, Serda Aydın FOTOĞRAFLAR Nurcan Volkan, Şenol Kaşıkçı, Erdem Aydın, Hakan Çağlav YAPIMCI Rekta Halkla İlişkiler Ltd. Şti. Dr. Cemil Bengü Cad. No: 2 Kat: 5 Çağlayan, İstanbul REKLAM SATIŞ PAZARLAMA Rekta PR 0212 291 12 12 EDİTÖRYEL HİZMET VE GRAFİK HAZIRLIK NDR Tasarım 0212 321 11 12 10 18 16-19 Mayıs Etkinlikleri Atatürk Kurtuluş Savaşı nı başlatmak için tan yola çıktı. Bu tarihi gerçek, bu yıl etkinliklerle kutlandı. 50 56 Bir yaşam ustası: Aydın Boysan Cumhuriyet in ilanından 4 yıl sonra, Atatürk ün ilk İstanbul ziyaretinin tanığı Aydın Boysan la, geçmiş ve gelecek üzerine sohbet. BASKI UNIPRINT 0212 798 28 40 Baskı Tarihi: HAZİRAN 2009 18 56 04 B+ YAZ

60 Kazanım: Sporcular Parkı Kentin merkezinde bir yaşam alanı... Spor tarihimize ışık tutan bir alanda spor yapmanın keyfi. 64 Karşıtların Birlikteliği... Sanatçı Kerem Görsev, iş kadını eşi Pınar Kapralı ve kızları Nisan. Artı Değerlerimize sahip çıkalım! 64 68 Çocuk ve Teknoloji 23 Nisan etkinlikleri kapsamında Çocuk ve Teknoloji temalı bir resim yarışması düzenlendi. 68 74 Kadın Girişimci: Çiğdem Atalan Seymen in girişimci yanı Bebek Kahve nin duruşuna da yansımış. 76 Yaşam Evleri lıların bir arada olmaktan mutluluk duydukları mekânlar. 80 Yerel seçimlerin ardından kentlisi, başkanına sahip çıktı. Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yunus Sözen, 29 Mart yerel seçimlerini değerlendirdi. 80 86 Haberler ta gerçekleşen etkinliklerden özetler... 92 Rehber / 24 saat Şairin dediği gibi; İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar. Ya tüm yaşamı boyunca hayallerini gerçeğe dönüştürmeyi başarmışsa n olur? Ölümsüzlüğün kapısı aralanmaz mı? Çağdaş değerlerin sevdalısı, eğitim ve bilimin öncüsü Prof. Dr. Türkan Saylan ı bu duygularla uğurladık. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ın sözleriyle: Onu Acı, üzüntü, inanç, umut ve kızgınlık duygularımızın karmaşası içinde selamlıyoruz. O çok sevdiği ülkesinin çocuklarında, gençlerinde ve yol arkadaşlarının yüreğinde hayalleri, düşünceleri, değerleri ve ilkeleriyle yaşayacak. Yaşamını cüzzamla mücadeleye, ardından da özellikle kız çocuklarının eğitimine adayan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan, hayallerin her zaman gerçeğe dönüşebileceğinin de bir kanıtıydı bizim için. Türkiye de cüzzam hastalığının kökü kazındı. Bugüne kadar ilköğretim ve lisede 36 bin kıza, 29 bin üniversiteliye eğitim yaşamları boyunca burs olanağı sağlandı. Saylan ın son sözleri Bana düşen bütün görevleri yerine getirdim, ölüme hazırım oldu. Türkan Saylan, Ata nın izinden yürüyen milyonlarca insandan biriydi. Çağdaş ve örnek yaşamıyla gençlerin yolunu aydınlatmaya devam edecek. Bir lı olan Prof. Dr. Türkan Saylan lıların çağdaş yaşama olan inancının da bir sembolüydü. Belediye Başkanı İsmail Ünal bu inançla 19 Mayıs 2009 da toprağa verilen Prof. Dr. Türkan Saylan ın heykelinin Arnavutköy e dikileceğini açıkladı. Bu, Türkan Saylan ın onurla teslim ettiği bayrağı lıların daha da ileriye götüreceğinin bir işaretiydi. Çağdaş yaşam hakkı aynı zamanda bir insanlık hakkı. Tıpkı, çevre nin bir insan hakkı olarak ortaya çıkması gibi Bu yaklaşımın önemi Belediyesi nin tarihe sahip çıkmak adına, ÇEKÜL Vakfı yla birlikte öncülüğünü yaptığı Tarihi Kentler Birliği nin Birikimleri ve Yeni Dönem Hedefleriyle Tarihi Kentler Birliği konulu toplantısında dile getirildi. Akatlar Kültür Merkezi ndeki toplantıda konuşan Prof. Dr. Ülkü Azrak önemli bir konuya açıklık getirdi: Çevre koruması toplumu ileri götürecek kültürel bir Kuvayı Milliye dir. Ama ne yazık ki, anayasamızda temel hak ve özgürlükler kapsamında yer almamaktadır. Tarihi Kentler Birliği bu topraklarda üretilen bütün tarihsel değerlerin Türkiye Cumhuriyeti ne ait olduğu gerçeğini topluma ve dünyaya yayma misyonunu da üstlenmiş durumda. TKB Danışma Kurulu ve ÇEKÜL Vakfı Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen in dediği gibi; Böylesi sorumlulukların bilinciyle belirlenen hedeflere ancak kamu-yerel-sivil-özel işbirliğiyle ulaşmak mümkün. Prof. Dr. Sözen, Kişilerin, kurumların olduğu kadar toplumların, kentlerin de özel anları olduğunu söylüyor. Onun anlatımıyla; Eğer 21. yüzyıl bir başlangıç, bir dönüm noktasıysa, Tarihi Kentler Birliği, uzun zaman dilimi içinde özenle geliştirdiğimiz kavramları yaşama geçirmeyi, bir büyük birlikteliği, bir büyük yürüyüşü başarmış; doğanın ve kültürün birbirinden kopmaz bir parça olduğunu bir kez daha kanıtlamış görünüyor. Bu yıl Belediyesi nin ev sahipliğinde gerçekleşen Tarihi Kentler Birliği etkinlikleri kimlikli kentlerde yaşamamız adına önemli bir misyonu yerine getirmeye devam edecek. Bu sayıda da sizlere sizler için sizlere özel bir dergi hazırladık... Keyifle okumanız dileğiyle besiktasarti@besiktas.bel.tr Düzeltme: 5. sayımızda Cavit Orhan Tütengil in adı, Orhan Cavit Tütengil olarak yazılmıştır. Düzeltir, özür dileriz. B+ YAZ 05

Kapak Ayd nl ğ n yüzü: Türkan Saylan Yazı: GÜLÇİN TAHİROĞLU Çağdaş değerlerin sevdalısı, bilim ve eğitim öncüsü Türkan Saylan için yaşamak şakaya gelmezdi... 19 yıl kanserle mücadele etti. Binlerce gence yaşam boyu burs sağladı. Zamana meydan okuyan kadın yavaşça yerinden doğruldu ve bilgisayarın başına geçti. Yüzlerce gencin mesajlarına tek tek cevap verilmesi gerekiyordu. Gözlerindeki ışık, kalbindeki sevgi tüm vücudunu sarmıştı. Yorgun bedeni onu durdurmaya yetmiyordu. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan hayata gözlerini yumduğu ana kadar çocuklarıyla ilgisini kesmedi. Onlara verdiği umut ışığı hasta bedenine ilaç gibi geldi 19 yıl süren kanserle mücadelesinde onu hayata bağlayan en önemli şeylerden biri de çocuklarından gelen mektuplardı. Prof. Dr. Türkan Saylan onca yıl, Atatürk ün çizdiği Cumhuriyet yolunda yolcu oldu, ama asla seyirci olmadı. Hissettiği gibi yaşadı. Hayata gözlerini yumduğu ana kadar da sürdü bu yolculuk Duygularını akıl süzgecinden geçirmeyi daha çok küçük yaşlarda öğrenmişti. Mücadeleci kişiliğinin yapı taşları da o yıllarda atıldı. Her koşulda karşılaştığı sorunlara bir çözüm getirmeyi görev bildi. Yılmadı ama yıldırdı. Savaşlar, terör olayları, kapitalizmin acımasızlığı karşısında küçüldüğümüz şu acı dünyada, yıkıcı güçlere karşı savaşan, alternatif arayışlar içinde olan onca insandan biri oldu. Ne yazık ki, kendi dönemine ışık tutan nice insan geçmişin karanlığı içinde kaybolup gitti. Bu noktada akademisyen-yazar Zehra İpşiroğlu nun Türkan Saylan Yapıcılığın Gücü kitabında söylediği gibi işte bu açıdan tarihin yeniden yazılması gerekirdi. 20. yılına ulaşan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği nin kurucu başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan, insanda tarihin yeniden yazılmasını isteyecek duygular yaratan ender sayıda insanımızdan biriydi. Prof. Dr. Türkan Saylan ın Cumhuriyet e, Atatürk ün devrimlerine olan inancı asla değişmedi. Kendi gibi inançlı nesillerin yetişmesi için çabaladı. Şairin; Yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın sözleri onun da yaşam felsefesi oldu. Onun için de yaşamak şakaya gelmezdi. Büyük bir ciddiyetle yaşamak lazımdı. Hayata gözlerini yumduğu ana kadar da öyle yaşayacaktı. Çünkü o, yılmaz bir Cumhuriyet savaşçısıydı. Heykeli dikilecek kadın Ve yine Türkiye de az sayıda insana nasip olan heykeli dikilmek onuruna çok yakında Türkan Hoca da sahip olacak. Belediye Başkanı İsmail Ünal, Ölümsüzlüğü yakalamış Prof. Dr. Türkan Saylan ın heykelinin yapılması için çalışmaları başlattı. Türkan Saylan ın heykelini Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü öğretim üyesi Prof. Ferit Özşen gerçekleştirecek. Prof. Özşen, akademi ile Belediyesi nin Demokrasi Kahramanları projesinin gerçekleşmesinde büyük emeği geç- O6 B+ YAZ

Bilime sevdalı, her zaman gerçeğin peşinden koşan bir kadın. ti. Başkan İsmail Ünal ın projeden ilk söz ettiği kişilerden biriydi. Abbasağa Parkı nda yer alan Uğur Mumcu ve Muammer Aksoy heykelleri Prof. Ferit Özşen e ait. Saylan ın heykeli yıllarca yaşadığı Arnavutköy deki Neşe Parkı na dikilecek. Prof. Dr. Türkan Saylan ve çocukları Prof. Dr. Türkan Saylan, çalışmalarının meyvesini yaşarken gören şanslı insanlardan biriydi de aslında. Hemen hemen her mücadelenin onun hayatında bir mutlu son la noktalandığını görüyoruz. İlk aklıma gelenler Türkiye deki cüzzam hastalığı ile olan mücadelesi. Bugün cüzzamın kökü kazınmışsa eğer, Türkiye halkı bunu Prof. Dr. Türkan Saylan a borçludur. Anadolu da yüzlerce kız henüz çocuk yaşında kocaya değil okula gönderiliyorsa bunda Türkan Hoca ve arkadaşlarının tartışılmaz başarısı vardır. Ona yaşamı boyunca gelen milyonlarca mektup içinden alıntı yapmak da öyle Mektuplardan biri, Prof. Dr. Türkan Saylan ın Çok Sevgili Çağdaş Yaşam Gençleri sözleriyle başlıyor ve şu sözlerle sürüyor: Bildiğiniz gibi ÇYDD; Atatürk ilke ve devrimlerini korumak, geliştirmek, çağdaş eğitim yoluyla, çağdaş insana ve çağdaş topluma ulaşmak amacıyla 1989 da sizlerin önünü açmak ve laik, uygar, demokratik, hukukun egemen olduğu bir Türkiye yi gerçekleştirmek için kurulmuş bir Sivil Toplum Örgütü dür. Prof. Dr. Türkan Saylan ın ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği nin el uzattığı yüzlerce, binlerce gençten gelen mektuplar bu başarıyı tartışmasız kılmaya yetiyor da artıyor bile Türkan Hoca onlardan gelen mektupları, e-postaları yanıtlamaya her zaman ayrı bir özen gösterdi. Onlarla kendisi arasında sevgi köprüsü kurmaya ve bu köprüyü de yıkılmaz taşlardan oluşturmaya önem verdi. Binlerce çocuğa gözyaşı döktü Ergenekon Davası nedeniyle sorgulandığı günlerde bile uğradığı haksızlığa değil, bilgisayar kayıtlarına el konulduğu için o ay paralarını alamayacak binlerce çocuğuna üzülüyordu. O çocuklarının Kar ı delecek bir iradeye kavuşmaları için mücadele verdi. ÇYDD nin en önemli projelerinden birinin adı bildiğiniz gibi Kardelen. Ama, dediğinizi duyar gibiyim, kardelen karda yetişen bir çiçek. Evet ben de biliyorum ama kardelen adını ilk duyduğum anda yaptığım yorumu paylaştım sizlerle. Gerçekten de toprağın soğukla buluştuğu bir noktada doğanın bir mucizesi olarak gökyüzüne başını kaldırmıyor mu kardelenler? Şimdi sizleri onlarla yalnız bırakarak yazıya nokta koymayı yeğleyelim. Zira Prof. Dr. Türkan Saylan ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ni anlatmak iki-üç sayfada olacak iş değil. B+ YAZ 07

Prof. Dr. Türkan Saylan, enerjisi son ana kadar bitmek tükenmek bilmeyen demokrasi savaşçıydı. Prof. Dr. Türkan Saylan ın üniversiteli gençlere açıkladığı ÇYDD nin amaç ve hedefleri için 20 yıldır binlerce gönüllü, ülkemizin dört bir yanında özveriyle çalışıyor. Türkan Hoca nın o bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi onları da sarmış. Çünkü her biri çok iyi biliyor ki; ancak iyi, gerçekçi, çağa uygun, ufuk açıcı şekilde eğitilmiş insan toplulukları, uygarlık akımını, bilimi, teknolojiyi, eşitliği, insan hakları ve çevre bilincini, barışçıl ve dürüst olmanın erdemlerini kavrayıp içselleştirebilir, yaşama geçirebilirler. Türkan Hoca bunun formülünü şöyle açıklamıştı: Hem tek tek bireylerin, hem de ulusun tümünün fırsat eşitliğinden yararlanarak, yeteneklerinin, zekâsının ve beklentilerinin kendisini götüreceği en son noktaya varabilmesi gerekir. Ancak altyapısını çağdaş şekilde geliştirmiş olan insanlar bilgi ve becerilerini kardeşçe, farklılıkları zenginlik sayarak birleştirip, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının bize emanet ettiği bu güzeller güzeli ülkeyi hak ettiği uygarlık düzeyine getirebilirler. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği nin kurucu başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan yüzbinlerce genci kanatları altına alarak önemli bir misyonu yerine getirdi. Çağdaşlaşma yolunda sorunlara çözüm getiren çok önemli görüşlerini onlarla paylaştı. Bilgi cimrisi olmadı; ne bildiyse toplumla paylaşmayı seçti. Bu yönüyle de Ölümsüzlüğü yakaladı. Onu asla ne gönüllerden, ne de akıllardan hiçbir güç söküp alamayacak. B+ O8 B+ YAZ

Çocuklarından Türkan Hoca ya gelen milyonlarca sevgi mektubundan sadece birkaçı... Hocam, gönderdiğiniz bu çok anlamlı mesaj için çok teşekkür ediyorum. Şüpheniz olmasın ki, benimle beraber yetişen gençlerle beraber ülkemizi daha da çağdaşlaştırıp bu güzel vatanımızı en üst düzeye çıkartmak için elimizden geleni yapacağız. Ayrıca çağdaş yaşamı destekleme derneğine de benim gibi maddi sıkıntı çeken öğrencilere verdiği destekten dolayı minnettarım. Saygılarımı sunuyorum. İTÜ İnşaat Mühendisliği Hazırlık Sınıfı Sayın Hocam Türkan Saylan, Merhabalar, Mektubunuzu okudum. Çok güzel ve anlamlı bir mektuptu. Üç yıldır çağdaş yaşamlıyım ve çağdaş yaşamlı olmak beni hep gururlandırmıştır.çünkü biliyor ve inanıyorum ki; ayakta kalabilmek, hedeflediğimiz çağdaş Türkiye seviyesine ulaşabilmek için bolca okumalı, araştırmalı ve bilimsel düşünmeyi başarmalıyız. Bunun için de doğru yerde olduğumu bilmek, doğru adımlar atmak ve dahası ve en önemlisi doğru insanların desteğini arkamda hissetmektir duyduğum haklı gurur Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya 3.sınıf Ben Kozluk a yakın bir köyde oturuyorum. Geçimimizi hayvancılıkla sağlıyoruz. Benim okuma olanağım yoktu. Ama sizlerin sayesinde artık hem okula bambaşka ve bir umutla devam edeceğim hem de kardeşlerime hayatı daha güzel yönleriyle anlatmaya çalışacağım. Sizlerin böyle halkınıza yardımlar sunmanız ve özellikle kız çocuklarına sahip çıkmanız, benim kalbimde sizlere derin bir sevgi hissettirdi. Onun için sizlere ve okulda ilgilenen öğretmenlerime nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum. Sonsuz sevgilerimle. Bir YİBO öğrencisi Ben Harranlıyım. Burada herkes kızların değil de erkeklerin okumasını istiyor. Bizlerin yani Harranlıların huyu budur. Ve galiba bu mezara kadar sürecek. Ama kızlar kafalarını dik tutarsa bence sorun kesin hallolur. Aslında babalarımız ve annelerimiz bizim notlarımızı iyi görünce de seviniyorlar. Okumak neden ayıp olsun ki; yani okumak değil okumamak ayıptır bana göre. Bıraksınlar biz de çok çalışıp ülkemize, Ata mıza layık insanlar olalım. Harran dan bir kız öğrenci. B+ YAZ 09

Söyleşi Güle Güle Çocuklar Yazı: GÜL BUDAK Fotoğraflar: NURCAN VOLKAN Yazar Necdet Sakaoğlu, Atatürk'ün vefatından 12 gün önce verdiği, anlamlı ve derin mesajı "Güle Güle Çocuklar" kitabında anlatıyor. Konu Atatürk ve onun günleri... Konuklar şimdiye dek önemli çalışmalara imza atan değerli tarih araştırmacısı, yazar Necdet Sakaoğlu ve fotoğraf editörü Cengiz Kahraman. Onlarla 19 Mayıs 2009 öncesi yine tarihi bir günde, 23 Nisan da buluştuk. Necdet Sakaoğlu ve Cengiz Kahraman, Belediyesi nin yayımladığı çalışmalarını B+ ile paylaştı. Güle Güle Çocuklar Belediye Başkanı İsmail Ünal ın, kitabın önsözünde yazdığı gibi; kentlisinin, izinden ayrılmayı asla düşünmediği Atatürk e olan sevgisinin bir ifadesi tanımlamasını hak etmiş bir albüm-kitap. 2008 yılında basılan kitabın fotoğraf editörü Cengiz Kahraman. Fotoğraflar için Belediyesi, Dolmabahçe Sarayı Müzesi, Yapı Kredi Bankası Selahattin Giz ve Cengiz Kahraman arşivlerinden yararlanılmış. Hasan Özgen ve Görkem Kızılkayak ın yayına hazırladığı kitabın tasarımı ise NDR Tasarım a ait. Söyleşiye başlamadan önce şunu belirtmekte yarar var. Bu eser, için, lılar için bir gurur kaynağı niteliğinde. Çünkü Mustafa Kemal in Milli Mücadele yi başlatmak için yola çıktığı nokta. Atatürk, yazarın deyimiyle kısacık ömrü nün 48 ayını, yani 4 yılını İstanbul da, çoğunlukla da ta geçirdi. Tarihe geçen kararlarını ta aldı, son nefesini burada verdi. Büyük liderin günleriyle ilgili yapılan ilk özel araştırmayı gerçekleştiren Necdet Sakaoğlu, Atatürk le ilgili bilinmeyenlerin de yer aldığı ilginç, keyifle okunan bir eser ortaya çıkardı. Necdet Sakaoğlu nun kitabı yıllar yılı Atatürk ün Samsun a ayak bastığı 19 Mayıs ta başlatılan Kurtuluş Savaşı nın aslında 16 Mayıs ta ta başlatıldığının bir kanıtı. Sakaoğlu bu tarihi olayın her yıl 16 Mayıs ta ta yapılan etkinliklerle kutlanmasını istiyor. Sakaoğlu nun isteği Belediyesi nin de sahip çıktığı duyguları ifade ediyor. Şimdi sıra Necdet Sakaoğlu ve Cengiz Kahraman la yaptığımız söyleşiye geldi. Sakaoğlu ve Kahraman B+ nın sorularını yanıtladı. İlk sorum şu: Neden tarih? Necdet Sakaoğlu: Sivas Divriği de doğdum. Tarih kokar oralar. Binaları anıtsaldır. Öğretmen okulu binamız da öyleydi. Atmosfer bu. Bir de tarih öğretmenim Kâzım Dilcimen. Emeği büyüktür. Dilcimen tarihi öyküleştirirdi, biz onun anlattıklarını hikâye olarak, zevkle dinlerdik. Her üç dört bilgi aktarımının arasında mutlaka bir fıkra anlatırdı. Şimdi anlıyorum ki, merhum bize tarihi sevdiriyormuş. Okullarda alternatif tarih okutulmuyor. Biz tarihi hep klişeleşmiş şekliyle okuduk. Bu doğru ve yeterli mi? N.S: Liselerde okutulan tarih kitaplarındaki yavanlık öğrenciyi ilgiye değil, ilgisizliğe götürür. Doğru da değildir, yeterli de. Bu durumu nasıl tersine çevirebiliriz? N.S: İki yolu var. Bir, yerel tarihe önem verilmelidir. İki, tarih-edebiyat ilişkisi kurulmalıdır. Yeni bir bakış gerekli bize. Yerel tarihe, sözlü ve popüler tarih ağırlıklı bakacağız. O zaman sanırım Anadolu nun bugüne dek yazılmayan tarihi, pek çok yeni uçlar verecektir. Neden bu kitap peki? N.S: Atatürk kronolojisi var elimizde. Ama ne yazık ki onun hayatıyla, yaşadıklarıyla ilgili o kadar az veri var ki. Aslında Atatürk ün Yalova günleri de başlı başına bir konudur, Ankara günleri de. Kaldığı konakladığı yerlerde geçirdiği zamanlar birer cümle, ama yetersiz bu bilgiler. Artık hiç kimse Atatürk ün Selanik ten İstanbul a nasıl geldiğini, ilk gece nerede kaldığını, okula nasıl gittiğini bilmiyor. Bir yakını var mıydı yanında, bunu artık kimse çözemeyecek. Acı bir şey bu. Yusuf Akçura, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Fuat Köprülü, Ahmet Rasim, hatta Ziya Gökalp gibi aydınlar Atatürk ün hep çevresinde. Bunlardan hiçbiri -Falih Rıfkı hariç- Atatürk ile ilgili anılarını paylaşmamış. Falih Rıfkı nın paylaştıkları da sadece Atatürk ün Çankaya yaşantısıyla ilgili bazı bilgiler veriyor. Bunun dışında kapalı bir kutu. Üzülüyorum. Atatürk ün la bir yazgı çakışması olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden yazmak istedim. Atatürk- İstanbul- ilişkilerini irdelemek isteyen okuyucular bu kitapta tarihin es geçtiği onlarca yaşam sahnesini yakalayabilir. Katkım olsun istedim. Peki, Güle Güle Çocuklar kısmı... Bir mesaj mı vermek istediniz? N.S: Doğru, kitabın bir adı daha var. Atatürk ün söylevleri, demeçleri ciltler dolusudur. Ama bilinçli olarak verdiği son mesajını verdiği yer ilginçtir, yine. Tarih: 29 Ekim 1938. Ölümünden 12 gün önce yani. Cumhuriyet Bayramı akşamı bütün İstanbul, adeta buldukları her vasıtayla a gelmiş. Boğaz da herkes. Takalarla, çatanalarla, vapurlarla sarayın etrafını kuşatmışlar. Büyük bir endişe de var durumuyla ilgili. Merak ediyorlar, çün- 10 B+ YAZ

Kurtuluş Savaşı 16 Mayıs 1919 da ta başladı. B+ YAZ 11

kü öldüğüne ilişkin dedikodular da almış, yürümüş. Israrla Atatürk ü görmek istiyorlar. Marşlar söyleniyor, trampetler çalınıyor. Hasta yatağındaki Atatürk e Bir fedakârlıkta bulunabilir misiniz efendim? diyor yanındakiler. Özellikle gençlik, askeri liseliler geldiler, sizi görmek istiyorlar. Elbette oluyor yanıtı. Onu bir koltuğa oturtuyorlar. Taşıyarak pencerenin önüne getiriyorlar. Orada elini sallıyor gelenlere. Bu hareketi büyük bir coşkuyla karşılanıyor. Öyle ki, vapurlar batacak hale gelmiş. İşte orada Güle güle çocuklar, bu bayramlar, yarınlar sizindir diyor. Bu, çok anlamlı, çok derin bir mesajdır. Kitabın sayfalarını çeviriyoruz şimdi. Atatürk ün en uzun ikamet ettiği yerler nereler, diyerek başlayalım mı? N.S: Altmış yılı bile bulmayan bir yaşam. 1880-1899 arasındaki çocuklukgençlik çağı Selânik ve Manastır da geçmiş. 1899-1905 yıllarında İstanbul da öğrenci. 1905-1919 subaylık evresi. 1915-1938 son evrede resmi ve sürekli ikametgâh Ankara. Ama 1899 da Harbiye Mektebi ne gelişinden ölümüne dek İstanbul da kalış süresi, aralıklarla 10 yıla yakın. Demek ki bu üç yer sırasıyla Selânik, Ankara ve İstanbul dur. Konuyu Cumhuriyet dönemiyle ve ikametgâh, yani cumhurbaşkanlığı konutuyla sınırlı tutarsak, birinci sırayı Ankara Çankaya Köşkü, ikinci sırayı İstanbul taki Dolmabahçe Sarayı alıyor. Neden, neden Dolmabahçe? N.S: Dolmabahçe, Halife Abdülmecid in 5 Mart 1924 te ayrılışından beri boş. Sarayın bulunduğu, II. Mahmud ve ardından gelen altı padişah ve bir halifenin, başkent içinde başkent gibi gözettikleri ayrıcalıklı bir semt. 19. yüzyılda hayli gelişmiş, kentsel sorunlarının çözümüne öncelik verilmiş. Çırağan, Yıldız sarayları, bunlara bağlı köşk, kasır, ve sahilsaraylar, devlet ricalinin, zenginlerin konak ve yalıları, başta kışlalar olmak üzere bir- 12 B+ YAZ

çok kamusal kurum, Robert Koleji ve diğer yabancı okullar ta yapılanmış. İstanbul un pek çok yeri o zamanlar virane. Doğru bir görüntü vermiyor. eski Türk uygarlığını iyi resmeden bir yer en azından. Gelen konuk devlet adamları için iyi referanslar bunlar. Bir de ulaşım sorunu var tabii. Motorlu taşıt ve uçak ulaşımı daha yaygınlaşmamış. Ankara ile bağlantı Haydarpaşa Garı ndan trenle sağlanıyor. rıhtımına gelelim: Haydarpaşa, Derince, Yalova, Mudanya, Karadeniz bağlantılarına elverişli. Bunlar dikkate alındığında, kıyıdaki Dolmabahçe Sarayı nın alternatifi olmayan tek cumhurbaşkanlığı konutu olduğu görülür zaten. Bir yanda saray yaşamı diğer yanda ise sadeliğe olan yatkınlığı bilinen Atatürk. Bir çelişki değil mi bu? N.S: İleri sürülen gerçekler bunlar olunca, Dolmabahçe de oturmayı kabullenen Atatürk e, sarayın en sade dairesi ayrılmış. Bu daire sarayın üst katında. Pencereleri Boğaziçi ne bakan iki salon, bir yatak ve bir çalışma odasından oluşuyor. Çalışma odası da oldukça küçük. Şunu da hemen belirteyim: Atatürk ün en sevdiği yer neresidir, bilir misiniz? Ankara da Atatürk Orman Çiftliği nin bir köşesinde, önünde sundurması olan küçük kulübe. İçinde bir somyası var. Fotoğrafı da vardır o sundurmada sandalyede otururken, köpeğiyle. Atatürk ve saray yaşamı. Bunlar ona göre değil. Saraydadır ama saraylı olmamıştır. Peki, çalışma masasının karşısına çerçevelettirip koyduğu makbuz? N.S: Evet, Halife Abdülmecid Efendi nin otomobilini durdurmuşlar işgal polisleri ve trafik cezası kesmişler. İşte bu makbuzu, sırf Osmanlı hanedanının düştüğü durumu belgelediği için sürekli görebileceği bir yere koydurtmuş. İbret olsun diye yani. Arada bir yakından bakarmış. Yıkılan, kaldırılan hane- B+ YAZ 13

1938 yazında, Atatürk ü iyileşir umuduyla Boğaz sularında 55 gün gezdiren Savarona yatı. danın ne kadar yetkisiz hale düştüğünü gösteren bir belge olarak koymuş. Şimdi orada değil, başka bir yere koymuşlar. Biz belediye başkanı sayesinde gördük yeniden, gün ışığına çıkarttırdık. Özel izinle kitaba koydurttuk. -Atatürk bağını kuran başka hangi nedenler var? N.S: Evet, Balkan Savaşı yıllarında, yani 1912-1913 arası dönemde Selanik teki yüzlerce Türk ailesi gibi, annesi Zübeyde, kız kardeşi Makbule Hanım ve himayelerindeki Fikriye ve Abdürrahim den oluşan Mustafa Kemal Bey ailesi de İstanbul a göçerek Akaretler deki 76 no lu saray lojmanına yerleşmişler. Aile, 1918-1919 da birkaç ay Şişli deki evde kalmışlar. Ama taki ikametleri 1922 ye dek, on yıldan az değil. Demek oluyor ki, Selanikli aile, 1912 den sonra lı olmuş. Sarayda, 36. Osmanlı padişahı Vahdettin in kızı Sabiha Sultan la evlenmiş bir Mustafa Kemal nasıl olurdu sizce? N.S: İki ihtimal vardı. Birincisi, kayınpederi olan padişaha bağlılık ve uyum gösterecekti. Bu, Atatürk ün mizacına tamamen ters zaten. İkincisi de, evlenecekti ama kısa süre sonra boşanacaktı. Nitekim Vahdettin in diğer kızı, -Tevfik Paşa nın oğlu ile evli olan kızı- boşanmıştır. Padişah kızlarıyla anlaşmak zordur. Türkiye nin hali ne olurdu peki? N.S: Kim bilir yazgı ne tür sürprizler sergileyecekti? Olmamış şeyleri olsaydı diye düşünmek felsefecilerin işidir. Tarihçilerin değil. Öyle ilginç anekdotlar var ki kitabınızda: Bir kaçış hikâyesi mesela. Tanıklık eden de! N.S: Saraydayken bir gün Atatürk erkenden odasına çekiliyor. Herkesin uyuduğundan emin olunca da gelişigüzel bir kıyafet giyiyor, başına da bir kasket takıyor. Otomobiline atladığı gibi kaçıyor. Gittiği yer yine ta bir sabahçı kahvesi. Çoğunluğu Rum balıkçılarla sohbet ediyor, Kasabis oynuyor. Sonra onları da alıyor. Birlikte Kireçburnu na gidiyorlar. Gazino sahibi uyandırılıyor, masalar kuruluyor, sohbetler ediliyor. Sonra kendisini İstanbul kazan, onlar kepçe arayan vali ve beraberindekiler de geliyorlar ve saraya yeniden dönüş. Halkın arasında bir Atatürk. da en yakın tanık. İlginç olan ne biliyor musunuz? Bu kaçışın, Selim Cavid Yazman a göre 1930 ların başındaki Türkiye-Yunanistan ve Yugoslavya yakınlaşma girişimleri sırasında yaşanmasının siyasal bir amacı da var. 1919 da İstanbul a veda eden Atatürk ün, 1927 ye dek dönmeyişinde Osmanlı hanedanının yurt dışına oradan çıkarılmasının rolü var mı? Yoksa esas neden Milli Mücadele ye yeterince destek verilmediği için küskünlük mü? N.S: Her ikisi de. Yani İstanbullu vatanseverlerin ve işgüderlerin umutsuz, kararsız ve isteksiz oldukları kanısına vardığı, bu nedenle de ayrılırken geride, destek verecek niyette kadroların bulunmadığı yönünde yorumlar da var. Diğer yandan 29 Ekim 1923 te Cumhuriyet ilan edilip Atatürk de reisicumhur seçildikten sonra ortaya iki başlı bir durum çıkmış: Ankara da devlet başkanı, İstanbul da İslâm âleminin sözde dini başkanı. Buna son vermenin yolu, bir yasadan geçiyor. 3 Mart 1924 yasalarından. Hilafetin İlgasına ve Çıkartılmasına Dair Kanun TBMM de kabul edilince, 3-4 Mart 1924 gecesi Dolmabahçe Sarayı ndan alınan Abdülmecid Efendi, Çatalca da bekleyen trene bindirilerek Türkiye den çıkartılıyor. 5 Mart 1924 günü de Osmanlı hanedanının bütün mensupları yurt dışına gönderiliyorlar. 14 B+ YAZ

Çok hassas olduğunuz bir konu var. Gözden kaçırılan önemli bir gerçek dediğiniz. Şu, ilk adım meselesi... N.S: Bunu kitabımda önemle vurguladım. Evet, tan atılan bu ilk adım, 16 Mayıs 1919 da tan atılmıştır. Oysa buna hiç değinilmemiştir. Ve ben özellikle a nasip olmuş bu onurun, her yıl 16 Mayıs 1919 da törenlerle taçlandırılması taraftarıyım. Bu konudaki isteğimi belirttim. Belediyesi de gerekli girişimleri yaptı. Yüzyıldır sarayda sultanlara Latince öğretiliyormuş. 130 yıl sonra Dolmabahçe de Latin harflere geçiş süreci başlıyor. N.S: Hatice Sultan ın kişisel hevesi burada söz konusu olan. Tek kişilik bir heves yani. Melling çok etkilemiş onu. Belki de aralarında duygusal bir bağ vardı. Bir yandan iş ilişkileri de var. Çünkü sarayın mimari ve dekorasyon işleriyle Melling ilgileniyor. Hatice Sultan da ona Arap harflerini öğretmiş. Atatürk ün yaptığı farklı. İddia ediyorum, Harf Devrimi olmasaydı, halen biz eski yazıyla okuyor, yazıyor olsaydık, Avrupa Birliği süreci düşünülemezdi bile. Arap ülkelerinin Batı ya entegre olamamalarının en büyük nedeni bana göre Arap alfabesini bırakamamalarıdır. Diğer yanda, bizi Batı yla görüştüren, buluşturan, anlaştıran, kaynaştıran, uzlaştıran tek manifesto, Atatürk ün bize kazandırdığı en büyük devrimdir Harf Devrimi. Bu arada belirteyim, bu öyle aniden alınmış bir karar da değildir. Altyapısında büyük bir çalışma ve bilgi birikimi vardır. Harf Devrimi Ankara da TBMM nin kabul ettiği yasayla Türk kültür hayatına girmiş olsa da buna ilişkin asıl karar, İstanbul da ta alınmıştır ve Atatürk İstanbul dan aldığı izlenimlerle Karadeniz den başlayarak Anadolu kentlerinde yeni harfleri tanıtan dersler vermiştir. Yeni bir Anadolu hareketi, başlangıç noktası yine. Neden peki? N.S: bir kültür merkezi de ondan. Yazı ve yazın yaşamının kalbi. Eski harflerle okuma-yazmanın en yoğun yaşandığı yer. Dolayısıyla her zamanki gibi akıllıca, düşünülerek alınmış bir karar burayı seçmek. Bu işin okulu da Dolmabahçe. Yazı tahtası orada kullanılmış, Türkiye nin ilk figüratif Gazi heykelinden söz etmişsiniz kitabınızda... N.S: Atatürk Milli Mücadele için yola çıktığında a inmiş önce, sonra Sarayburnun da demirli gemiye geçmiş. Bu yüzden Sarayburnu seçilmiş. Eser Avusturyalı heykeltıraş Krippel e ait. Neden Krippel peki? Türk heykeltraş yok mu o dönemde? N.S: Öncelikle dünyaca ünlü bir heykeltıraş Krippel. Bu yüzden özellikle seçilmiş. Atatürk e Bak, biz heykelini dünyaca ünlü bir heykeltıraşa yaptırdık mesajı var. İkincisi, o dönemde böylesine büyük boyutlarda ve bu derece estetik bir heykel yapacak imkânlar yok. Size bu heykelin bir özelliğinden de söz edeyim. Heykelde Atatürk, o ünlü ilk adımının hareket noktasına, a bakmaktadır. 1927 yazı. Atatürk İstanbul a geliyor. N.S: Bakın; bu geliş, Cumhuriyet tarihinin önemli olaylarındandır. Önemlidir, çünkü altı yüz yıllık bir imparatorluğu ve saltanatı kapatıp yeni bir devlet kuran önder, artık bir cumhuriyet kenti olan eski bir payitahta (başkent) gelmektedir. Üstelik de askerlikten emekli olurken İstiklal Madalyası dışında tüm nişan ve madalyalarını bırakmış, sivil kimlikli bir reisicumhur olarak. Peki, geldiğinde Dolmabahçe Sarayı Muayede Salonu nda yaptığı konuşma neden tarihte bir ilk? N.S: Çünkü bu konuşma, aynı zamanda bütün Türk ve İslâm dünyasında seçimle işbaşına gelmiş bir devlet başkanının, on beş asır imparatorlara, sultanlara başkentlik yapmış bir kentte, kendisini onlar gibi Tanrı nın gölgesi gören değil, bir vatandaş ve kentin konuğu sayan uygar bir önderin içten söylevidir. Bu da, tarihte bir ilktir. Atatürk, kendisine Gazi Mustafa Kemal ya da Ata denmesini istemezmiş. Atatürk diye hitap edilsin istermiş. Neden? N.S: Doğru. Diğer hitaplar Atatürk ü hep rahatsız etmiş. Atatürk, aşama aşama getirdiği her yeniliğin izinde olmuş. Kendi de unvanlarını ona uydurmuş. Bir ara Reisicumhur Gazi Hazretleri imiş, 1927 nin başında askerlikten emekliye ayrıldığı tarihe dek çeşitli unvanlar takılmış ona. Askerlikten emekli olduğu zaman Reisicumhur Mim Kemal olmuş. Subaylığıyla ilgili tüm unvanları bırakmış yani. Son aldığı soyadı, Atatürk. Vatandaşlara örnek olsun istemiş, herkes soyadıyla anılsın istemiş. Sonuçta soyadı, aile bütünlüğünü anlatır. Çankaya anılarında Falih Rıfkı anlatır, kendisinin Atatürk dışındaki hitaplardan son derece rahatsız olduğu bilinen bir gerçek yani. Daha ilginç bir şey söyleyeyim, yaşamı boyunca ve öldükten sonra adının önüne sayın sözü getirilmeyen tek kişidir Atatürk. Gerek de yoktur. O yeterince sayın dır çünkü. B+ YAZ 15

Atatürk ün halkı etkileyen en büyük mesajı Nutuk. Size göre Nutuk son halini nerede aldı? N.S: 15-20 Ekim 1927 tarihlerinde yapılacak Cumhuriyet Halk Fırkası II. Büyük Kurultayı nda, toplam 36.5 saatte okuyacağı ünlü Nutuk u tamamlamıştı. Bir başka deyişle Nutuk son biçimini, ın huzurlu ortamında almıştır. Sonrasında 1929 yılından başlayarak 1930-1936 ya kadar gelişlerini ve burada yaşadıklarını o kadar bilinmeyen yönleriyle anlatmışsınız ki, hayran olmamak elde değil. N.S: Bu geliş gidişler olağanlaştıkça İstanbullular, özellikle de lılar onu, kentin ve semtin yerlisi, saygıyla ve sevecenlikle kendilerinden biri gibi görmeye alışmışlar. Çarşısı özellikle. Atatürk, nereye giderse gitsin her gün evine döner gibi Dolmabahçe Sarayı ndaki mütevazı dairesine gelen bir İstanbullu, hatta lı olmuş artık., Atatürk için hep güzel atılımların yapıldığı bir yer olmuş. Onu buradan Milli Mücadele ye uğurladık. Ama hiç keşke buradan ebediyete uğurlamasaydık dediğiniz oldu mu? N.S: Hayır. Tam tersi, bana göre ta ölmesi de bir onurdur. Çünkü bu, ecelle gelen bir ölümdü. Ama sözgelimi Atatürk ta bir suikaste kurban gitseydi, bu kötü olurdu. Üstelik kendisi iyi olabilir miyim? umuduyla buraya geliyor. Boğaz havası iyi gelir diye yani. Aslında Ben yurt dışında tedavi olmak istiyorum diyebilirdi. Gereği de yapılırdı kuşkusuz. Ama istememiştir. Cumhurbaşkanlığı zamanında bir gün bile yurt dışına çıkmamıştır Atatürk. Sizinle bir gezisi yapsak, en çok nereler size Atatürk ü yoğun yaşatır? N.S: Herhalde Dolmabahçe Sarayı nın rıhtımı. Atatürk ün saraya geliş gidişleri çoklukla denizden. Gelen konuklarını orada karşılamış, oradan uğurlamış. Denize karşı özel bir tutkusu da vardı sanırım. Bir de Muayede Salonu beni hep çok duygulandırır. Daha önce önemli toplantılara, kongrelere tanıklık etmiş bu salona katafalkı konmuş Atatürk ün. Cenaze namazı orada kılınmış. Bu arada hemen belirteyim, Türkiye de cenaze namazı Türkçe kılınan tek kişi Atatürk tür. la gönül bağınız desem N.S: lı değilim. Ama severim ı. Gidince ayrı bir ferahlık duyarım. Çünkü öyle bir yer. Havası hâlâ çok güzel. ın bir farklılığı var. Sultanların Topkapı dan sonra saraylarını gidip orada yaptırmalarında da bu havanın, cazibenin etkisi var. İstanbul un birçok semti var. Ama, dediğim gibi bir başka. Peki, sizin ta kendinizi rahat hissetmenizin Atatürk ün buradaki anılarıyla bir ilgisi olabilir mi? Yani, yaşanmışlıklar sizi etkiliyor olabilir mi? N.S: Olabilir tabii. Tarihçinin gözü farklıdır. Mesela Dolmabahçe Sarayı nın merasim kapısına bakarken, Atatürk ün o kapıyı kullanıp kullanmadığını merak ederim. Sarayda o kadar kalmıştır da, acaba merak edip muvakkithaneye girmiş midir diye düşünürüm. Veya saat kulesinin saatçisiyle oradan gelip geçerken bir ara durup sohbet etmiş midir derim. Daha da eskilere giderim hatta. Yine aynı kapıdan bu kez hangi padişahların Cuma Selamlığı için gelip geçtikleri aklıma gelir. Tarihçi merakı farklıdır kısaca. Bu kitabınızı Belediyesi yayımladı. Başkan İsmail Ünal ın böylesi güzel projelere karşı duyarlı olduğu biliniyor. Siz bu konuda neler söyleyeceksiniz? N.S: Sağolsun. Atatürk ü hemşehri olarak kazanmak; için, dolayısıyla Belediye Başkanı sayın İsmail Ünal için son derece onur verici bir durumdur. Bu esere olan katkılarından dolayı kendisine bir kez daha teşekkürlerimi iletiyorum. Atatürk, yetişmesinde özen gösterdiği Ülkü ile zaman geçirmeyi çok severdi. Dolmabahçe Sarayı-Atatürk ilintisinde bilinenlerde neler eksik? N.S: Çocuklar ve gençler şunu bilmeli: Türkiye Cumhuriyeti nin siyaset, dış politika, kültür ve sanat atılımlarında bu sarayın ayrı bir konumu var. Türk aydınlanmasının temeli Harf Devrimi ile ilgili çalışmalar, kurultaylar, çağdaş sanat ve kültür etkinlikleri burada yapılmıştır. Yani belleklerdeki 1938 de bu sarayda öldüğünü bilmekten ibaret olmamalı. Bu ilinti, Mehmetçik in nöbet tuttuğu loş bir oda, herkesin üzüntüyle baktığı, öldüğü, al bayrak örtülü bir yatakla sınırlandırılmamalı. Gelelim o son güne... N.S: Atatürk ün bilinçli olarak son demecinin Bu bayramlar ve yarınlar sizindir olduğunu söylemiştik daha önce. Bundan sonra 12 günlük bir süreç ve onu kaybedişimiz. Saat tam dokuzu beş geçe Dolmabahçe deki Saat Kulesi nde ve tüm Türkiye de zaman durdu. Ölümü tan İstanbul a duyuruldu. İstanbullular içten ağlayışlarla akın akın a gelerek son saygı duruşunu Muayede Salonu nda yaptılar. Son olarak neler söyleyeceksiniz? N.S: Atatürk ün ulusal kurtuluş düşüncesiyle yola çıktığı a olan yakınlığı ve burada ölmesi ilginç bir yazgıdır. Durum böyleyken, bu özel bağı konu edinen esaslı çalışma ve yayınlar yapılmamıştır. Biz bu albüm-kitapta, başta Özel Şahingiray ın Atatürk ün Nöbet Defteri ve Prof. Dr. Utkan Kocatürk ün Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Kronolojisi ile kaynakçamızda belirttiğimiz diğer yapıtlardan, ayrıca derlenebilen fotoğraflardan da yararlanarak, Cumhuriyetimizin kurucusunun ta geçirdiği günleri ve ayları öne çıkarmaya çalıştık. Yazdıklarımızın ve fotoğrafların da Atatürk ve üzerine yapılacak daha kapsamlı araştırmalar için bir fikir vereceğini tahmin ediyorum. B+ 16 B+ YAZ

özellikle bazı projelerde çalışırken kullanabileceğimiz fotoğraflarda problemler oluyor. Bu büyük bir handikap. Belli dönem tercihleriniz var mı? C.K: Erken Cumhuriyet ve sonrası dönem tercihim. Atatürk ün ölümüne dek olan süreç. Çünkü o dönem fotoğraflarına baktığım zaman, insanların gözlerinde, yüzlerinde geleceğe inanma duygusunu, hayattan keyif alma duygusunu görüyorum. Yokluk var. Ama umut da var. Kitabın Vizörü: Cengiz Kahraman Arşivci olarak tanımlanmaktan hoşlanmayan Cengiz Kahraman, yaptığı işi fotoğraf toplayıcılığı ve fotoğraf editörlüğü olarak görüyor. Çalışmalarında erken Cumhuriyet ve sonrası döneme ayrı bir önem veriyor. Kahraman, Güle Güle Çocuklar kitabında kendi arşivi ile birlikte kitaba değer katacak farklı fotoğrafları da bir araya getirmiş. Atatürk ü karizmatik ve fotojenik olarak tanımlıyor. Fotoğraf toplama işi nasıl başladı? C.K: Tümüyle sevmekle ve merakla ilgili. Hoşunuza giden şeyler topladığınızda, ilgi alanlarınız oluşuyor. Çalıştığım projeler için yapıyorum. Türkiye de Fotoğraf toplamak kadar, fotoğraf çekmeyi de sevdiğinizi biliyoruz. Atatürk ün bir fotoğrafını çekecek olsaydınız, mekânın neresi olmasını tercih ederdiniz? C.K: Öncelikle, fotoğrafını çekeceğim kişiyle belli bir zaman dilimini paylaşmalıyım diye düşünüyorum. Önce Atatürk ün çok yakınında olmak isterdim, onun dostu olmak isterdim ki, istediğim resmi çekebileyim. Çağrılı fotoğrafçı olmak istemezdim yani. Özel şeyler olmalı çektiklerim. Mekâna gelince, Dolmabahçe de kendisine özel bir deniz hamamı yapıldığını biliyorum. Orada denize girdiği anı yakalamak güzel olurdu. Atatürk ü bir fotoğrafçı gözüyle karizmatik ve fotojenik bulduğumu da söylemek istiyorum. Sizi bu kitapta en çok hangi fotoğraf etkiledi? C.K: Kitabın 78-79. sayfalarındaki fotoğraflar beni çok etkiledi örneğin. Atatürk ün Yalova da bir sandaldaki fotoğrafı. Bir de bu kitabın kapak fotoğrafı. Fotoğrafçının bakışı, arka fon çok güzel. la bağınız peki? C.K: Yıldız da Tarih Vakfı nın yayın bölümünde İstanbul Ansiklopedisi yayınlandığı zaman çalıştım. Çok güzel bulurum ı. İşimle ilintili olarak düşünürsek, belediyelerin yayıncılık anlayışını pek beğenmiyorum. Özellikle Büyükşehir Belediyesi nin mesela. Kaynaklarını israf ediyorlar. Belediyesi nin ise şu an ürettiği işlerde başarılı olduğunu düşünüyorum. Kimdir? Necdet Sakaoğlu 20 Eylül 1939 Sivas, Divriği doğumlu. Hasan Âli Yücel döneminde yapılmış Divriği Atatürk İlkokulu nu (1951), Nuri Demirağ Ortaokulu nu (1954), İttihatçı Sivas Valisi Muammer Bey in öğretmen okulunu (1957) ve en son olarak da İstanbul Çapa daki Eğitim Enstitüsü nü bitirdi. 1957 yılında Harran yakınlarındaki Parapara da başöğretmen olarak göreve başladı. Bu deneyimden sonra Çapa Eğitim Enstitüsü nü kazanan Sakaoğlu, 1961 de buradan mezun oldu, Trabzon Öğretmen Okulu na edebiyat öğretmeni olarak atandı. Daha sonra sırasıyla Amasra da ortaokul-lise öğretmenliği ve müdürlüğü, Bakanlık müfettişliği ve Talim Terbiye Kurulu üyeliği görevlerinde bulundu ve 38 yıllık meslek yaşamının ardından 18 Ocak 1998 de de emekliye ayrıldı. Yerel tarih, kent tarihi, Selçuklu, Osmanlı ve eğitim tarihi konularında çalışmaları olan Sakaoğlu nun yayımlanmış birçok eseri bulunuyor. Cengiz Kahraman Cengiz Kahraman 1965 yılında İstanbul da doğdu. Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı tarafından Kültür Bakanlığı nın desteğiyle hazırlanan Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi nde fotoğraf editörü olarak çalıştı. Çeşitli kitap, ansiklopedi ve sergi projelerinde çalıştı. 2007 yılında Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayınlanan, 1929 Kışı Bir Şehir Efsanesi isimli bir kitap hazırladı. B+ YAZ 17

Tarihe not düşelim Kurtuluş Savaşı na uzanan yol... Yazı: GÜL BUDAK Fotoğraflar: ŞENOL KAŞIKÇI - CENGİZ KAHRAMAN ARŞİVİ Kurtuluş hareketi 16 Mayıs 1919 da yılında ta alevlendi. Belediyesi bu yıl ilk kez düzenlediği Bağımsızlık İçin İlk Ateş etkinlikleriyle tarihe ışık tutmayı hedefliyor. Mustafa Kemal in annesi Zübeyde, kız kardeşi Makbule hanımların, 1912 ve izleyen yıllarda oturdukları Akaretler deki sıra evler. 18 B+ YAZ

Mustafa Kemal 16 Mayıs 1919 da tan Samsun a doğru yola çıkarken henüz 38 yaşındaydı. O genç yaşında ulusunun bağımsızlık ateşini içinde hisseden Atatürk, tarihe yazılacak Kurtuluş Destanı na ilk adımı ta atmıştı. İşte bu tarihi gerçek Belediyesi ne de büyük bir sorumluluk yüklüyor. Belediyesi bu sorumluluğun bilincinde hareket etmeyi bir görev sayıyor. Bu nedenle de her yıl düzenlenecek uluslararası bir etkinliğe ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Hedef; kurtuluş savaşı veren ulusların katılacağı dünya çapında bir Kurtuluş Etkinlikleri Şenliği ni hayata geçirmek. Çalışmaların 2010 yılında bitirilmesi öngörülüyor. Tarihi gerçeğin ışığında bu uluslararası etkinliğin başlangıç tarihi 16 Mayıs a denk getirilecek ve 19 Mayıs ı da içine alarak üç gün boyunca sürecek. Bu yıl ilk adımı atılan, önümüzdeki yıl uluslararası düzeyde gerçekleştirilecek etkinliklere kurtuluş savaşı veren tüm mazlum ulusların destek vermesi bekleniyor. Yavuz ve Hamidiye zırhlıları gibi hurdaya çıkartılıp satılan Bandırma Vapuru nun maketi. Belediyesi nin 16-19 Mayıs 2009 tarihleri arasında süren etkinliklerinin ilk günü Atatürk ün evininin önünde yapılan törenle başladı. Belediyesi ile yazar Necdet Sakaoğlu nun örnek çalışması olan Güle Güle Çocuklar kitabı törende Kaymakam Vekili Saadettin Yücel e verildi. Güle Güle Çocuklar, Belediyesi nin, kentin mücadele ruhuna bir vefa borcu olarak nitelendirdiği ve beş yıldan beri bu yolda yürüttüğü çalışmaların temel taşlarından biri oldu. Bundan böyle her yıl 16-19 Mayıs tarihleri arasında Bağımsızlık İçin İlk Ateş etkinliklerinin yapılması kararı alındı. Bu yılki ilk etkinlikler, Belediye Başkanı İsmail Ünal ın açıklarında demirleyen işgal donanması. 1900 lü yılların başında Beylerbeyi nden Dolmabahçe Sarayı ve semti. Arka planda kışlalar. B+ YAZ 19

da katıldığı bir basın toplantısıyla başladı. Başkan, etkinlikler hakkında bilgi verdi. Ardından Atatürk ün Akaretler deki evine bir plaket çakıldı. Plaketin üstünde şunlar yazılıydı: Büyük önder Mustafa Kemal 16 Mayıs 1919 da, bu evde yaşayan annesi Zübeyde Hanım ın elini öperek Kurtuluş Savaşı nı başlatmak üzere Samsun a hareket etti. kentlileri Bağımsızlık İçin İlk Ateş i tutuşturan Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarına şükranlarını sunar. devam edeceğiz. Kutlamalarımızla, küresel sömürgeciler tarafından üzerine şal örtülen bağımsızlık fikrini tartışacağız, yaşatacağız. Dünya uluslarına, mazlum uluslara örnek olmuş bağımsızlık savaşımızdan günümüze yeni heyecanlar, fikirler üretmeye çalışacağız. ın bu öncü rolüne layık bir sorumlulukla üç temel girişim başlattık. Başkan Ünal ın açıklamalarının ışığında sırasıyla üç temel girişim şöyle: 1-Bu yıl Ulusal Bağımsızlık Meşalesi anıtı için uluslararası bir yarışma açılacak. Sürekli yanacak bu anıtın ilgili kurumlarla işbirliği yapılarak denizden de görülecek şekilde Vapur İskelesi nin yanına yapılması hedefleniyor. 2-Bundan böyle her yıl 16-19 Mayıs ta Bağımsızlık İçin İlk Ateş Sempozyumu düzenlenecek. taki üniversitelerle işbirliği yapılarak düzenlenecek 2010 yılındaki ilk sempozyumun başlığı Ulusal bağımsızlık: Tarihi bir miras mı? Yoksa vazgeçilmez bir gerçeklik mi? olacak. 3-Bilindiği gibi, ulusal Kurtuluş Savaşımıza ait görsel-işitsel çalışmalar oldukça sınırlı, Kurtuluş Savaşı mıza ait doyurucu bir belgesel yok. Bu boşluğu doldurmak ve genç kuşaklara bağımsızlık mirasını daha iyi anlatabilmek için bir belgesel dizi hazırlatmayı planladık. Bu, hem kentlisine, hem de tarihe karşı önemli bir sorumluluktur. Belgelerden yola çıkarak a, unutulmuş tarihsel rolünü ve kuşkusuz kentsel onurunu- yeniden kazandırmak istiyoruz. ta demokrasi ve bilim tarihimizde görülen birçok öncü atılımların gerçekleştiğine dikkat çeken Başkan törende yaptığı konuşmasında özetle şunları söyledi: gerek Mustafa Kemal Atatürk ün yaşamında, gerekse ulusal Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet tarihimizde önemli dönüşümlerin, karar ve davranışların var edildiği bir kent olma özelliğine de sahiptir. Tarihi geçmişiyle gurur duyulan kentlerde, kentleri yönetenlerin de bu tarihi koruma adına yaptıkları ve yapacakları olmalıdır. İşte biz bunu yapıyoruz ve yapmaya da Tören sırasında görüştüğümüz tarihçi-yazar, Güle Güle Çocuklar kitabının yazarı Necdet Sakaoğlu: Bu ev Atatürk e Miralay iken subay lojmanı olarak tahsis edilmişti. Atatürk ün annesi Zübeyde Hanım ve ailesi 10 yıla yakın süreyle burada konakladılar. Çok duyguluyum dedi. B+ Yayın Kurulu Başkanı Hasan Özgen de yaptığı konuşmada bu yılki kutlamaların oldukça mütevazı sayılması gerektiğinden söz etti ve gelecek yıllarda törenlerin uluslararası, daha da kapsamlı bir şenlik haline geleceğini belirtti. Mustafa Kemal i İzmit ten a getiren Ertuğrul Yatı ile Nil muşu ve onu karşılamak için tekneleri dolduran İstanbullular. 20 B+ YAZ