OBEZİTE ÇOCUK SAHİBİ OLMA ORANINI AZALTIYOR! AKŞAM GAZETESİ İnfertilite (Kısırlık); döl oluşturma yeteneğinin azalması ya da yokluğu ile karakterize edilen tıbbi bir durumdur. Hem erkeklerde, hem de kadınlarda risk faktörlerinin en yaygın olanlarından biri de obezitedir. Çok sayıda bilimsel çalışma, fazla kilolu ya da obez olan kadınların, hamile kalmada normal kadınlardan daha fazla güçlük çektiklerini bildirmektedir. Obezite, aşırı insülin direnci ve polikistik over sendromu (PCOS) olarak bilinen kısırlık oluşumu arasında bir bağlantı bulunmaktadır. PCOS düzensiz adet dönemleri, anovülasyon (azalmış ya da durmuş yumurtlama), obezite ve yüksek erkeklik hormonu düzeyleri ile ilişkili spesifik bir tıbbi durumdur. Obezite, yalnızca kadınların doğurganlığını etkilememektedir. Yakın zamanlarda Amerika Ulusal Çevresel Sağlık Bilimleri Enstitüsü nce (AUCSE) yürütülen çalışmalar, artmış vücut kitle indeksi bulunan erkeklerin kısır olma olasılıkları, normal kilodaki erkeklerden önemli ölçüde daha fazla olduğunu doğrulamaktadır. AUCSE verileri, bir erkeğin kilosundaki yaklaşık 10 kg lık artışın, kısırlık olasılığını %10 kadar artırabileceğini öne sürmektedir. Eşlerden birinde ya da her ikisinde kısırlık sorunu bulunuyorsa, obezite veya hormonal dengesizliklere bağlı olsun ya da olmasın eşler, sıklıkla gebeliğe yardımcı olması için yapay ortamda döllenmeye (tüp bebek) başvurmaktadır. Araştırmacılar; doktorların hastalarını, yapay döllenme girişiminden önce sağlıklı bir kiloya ulaşmaları için cesaretlendirmelerini önermektedir.
Son yıllarda kısırlık sorunu olan ve diyet, egzersiz ve tıbbi tedaviye rağmen kilo veremeyen obez bireyler özellikle de kadınlar, zayıflamalarına yardımcı olmak ve kilodan uzak durmak için kilo kaybı ameliyatı (obezite cerrahisi) seçeneklerine yönelmektedir ve elde dilen sonuçlar son derece yüz güldürücüdür. Bununla birlikte obezite sorunları için cerrahi müdahaleyi düşünen kadınların ameliyatı izleyen en az 18 ay boyunca gebe kalmamaları tavsiye edilmektedir. Veriler, ameliyat sonrası dönemden hemen sonra gelişen gebeliklerin de aynı zamanda uygun önlemler, izleme ve beslenme bakımı sağlandığında ne anneyi, ne de gelişmekte olan bebeği aşırı derecede tehlikeye atmadığını göstermektedir. Sonuç olarak çalışmalar kilo kaybının bu tür hastaların tedavisinde son derece değerli olduğunu, doğurganlığı artırdığını ve başarılı normal seyrinde gebeliklere yol açabildiğini göstermektedir. Doç. Dr. Halil Coşkun (Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı) info@halilcoskun.com 25/12/2014 Akşam Gazetesi Makalesidir. www.aksam.com.tr/saglik/obezite-cocuk-sahibi-olma-oranini-azal tiyor/haber-366491 YILDA YARIM MİLYON KANSER VAKASININ SEBEBİ ŞİŞMANLIK! AKŞAM GAZETESİ Dünya Sağlık Örgütü nün (WHO) kanser araştırma kuruluşu dünyada yılda en az yarım milyon kanser vakasına obezitenin
sebep olduğunu ifade etti. Artmış Vücut Kitle İndeksi (VKİ) 2012 yılında %3.6 ile 481.000 yeni kanser vakasıyla önemli bir risk faktörü haline geldi. Özellikle kadınların daha fazla risk altında olduğunu belirtilen araştırma, WHO Uluslararası Kanser Araştırma Kuruluşunun (IARC) çalışmasını Lancet Onkoloji günlüğünde yayınladı. Araştırmacılar, ölçüt olarak VKİ yı aldılar. VKİ kişinin kilo değerinin (kg), boy uzunluğunun (metre) karesine bölünerek elde edilmektedir. VKİ 18-25 kg/m2 normal değer olarak kabul edilirken, 25-30 kg/m2 fazla kilolu, 30 kg/m2 nin üzeri ise obez olarak kabul edilmektedir. Çalışmaya göre, kişinin gelişebilecek kanser türlerinden korunmak için formda olması ve sağlıklı bir kiloyu sürdürmesi hayati önem taşıyor. IARC nin araştırma sonucuna göre Obezite ve aşırı kilo ile bağlantılı olan kanser vakalarında, bütün dünyada ekonomide gelişme ile birlikte artış beklenmektedir. Günümüzde görülen nüfusun kilo alma eğiliminin sürmesi gelecekte kanser yükünün de giderek artacağı anlamına gelmektedir dolayısıyla tüm dünyada mutlaka obezite tedavisine yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Çalışma kanser ile şişmanlık arkasındaki ilginç bir coğrafyayı da ortaya koydu. Bu durum sadece ekonomiye bağlı olmakla kalmıyordu, aynı zamanda insanın gelişme endeksine de karşılık geliyordu. Günümüzde kilo ile ilgili kanser sorununda Kuzey Amerika en üst sırada, başka bir deyişle, 2012 yılında kanser vakalarının dörtte biri obezite ile ilişkilendirildi ve 111.000 obezite ile ilgili kanser teşhis edildi. Bu kanser türleri arasında yemek borusu (özefagus), kolon, rektum, böbrek, pankreas, safra kesesi, meme, yumurtalık ve rahim (endometrium) kanserleri de var. Avrupa da her yıl yeni kanserlerin oranı %6.5 i ile 65.000 vakaya ulaşmış bulunuyor. Çoğu Asya ülkesinde kilo ile ilgili
kanserler çok daha düşük oranlarda görülüyor. Bununla birlikte, kalabalık nüfuslarda çok küçük bir oran bile binlerce vaka anlamına geliyor. Erkeklerde aşırı kilo 136.000 yeni kanserden %1.9 una sebep olurken kadınlarda yeni görülen 345.000 vakadan %5.4 ünün sebebi aşırı kiloydu. Sonuç olarak çalışmayı yöneten araştırmacılar Yetişkinlerde obezite 1980 yılına kıyasla küresel olarak iki misline çıkmış bulunduğunu ve devam edecek olursa, kanser yükünün hiç kuşkusuz özellikle son 30 yılda en fazla obezite oranlarının görüldüğü bölgelerde artacağını vurguladı. Doç. Dr. Halil Coşkun info@halilcoskun.com 18/12/2014 Akşam Gazetesi makalesinden alıntıdır. http://www.aksam.com.tr/yasam/saglik/yilda-yarim-milyon-kanser -vakasinin-sebebi-sismanlik-c2/haber-364256 OBEZİTE TERÖRÜ VE MÜCADELESİ! AKŞAM GAZETESİ Araştırmalara göre, obezitenin dünya çapında maliyeti, sigara içmenin veya terörle mücadele maliyetine yakın. Ayrıca son araştırmalara göre hem alkolizm hem de iklim değişikliğinden daha fazla çözüm maliyeti gerektiriyor. McKinsey Global Enstitüsü tarafından 2014 yılında yapılan ve obezitenin ekonomi üzerine etkisini inceleyen araştırmada çok çarpıcı ve kritik sonuçların ortaya çıktığı görülmekte. Araştırmacılar, dünya nüfusunun %30 unun yani 2.1 milyar
kişinin aşırı kilolu veya obez olduğunu ve sorunu ele almak için, daha az bireysel sorumluluğa dayanan önlemlerin kullanılması gerektiğini belirttiler. Raporda durumun yüksek bir maliyet bedeli olduğunu ve 2030 yılına kadar mevcut obezite oranının dünya nüfusunun yarısına çıkarabileceği ifade ediyor. Obezitenin maliyeti hem sağlık hizmetleri açsından hem de ekonomide giderek artıyor. Hastalık ve maliyetinin yanı sıra, sosyal olarak obezite; çalışılan günlerin azalmasına ve üretim kaybına sebep oluyor. Konuyla ilgili çözüm sürecinin toplumsal bir dizi iddialı politika ve çalışma olduğunu öne süren araştırmacılar, alınacak önlemlerle global sağlık hizmetlerinde çok ciddi rakamlar tasarruf edilebileceğini belirttiler. Örneğin; sırf obeziteyle mücadele önlemleriyle İngiltere nin Ulusal Sağlık Hizmetlerinde uzun vadede 760 milyon sterlin tasarruf edilebilir. Obezitede artışın kalp ve akciğer hastalıklarına, diyabete ve yaşam tarzı ile ilgili kanserlerin artmasına sebep olduğu belirtiliyor. Dolayısıyla rapordaki önlem değerlendirmelerinde bazı ambalajlı satılan yiyeceklerin porsiyon kontrolü ve hazır veya işlenen yiyeceklerini hazırlanma formüllerinin değiştirilmesi önerilmekte. Obezite günümüzde kriz boyutlarına ulaştığı için çeşitli kilo yönetimi programları ve ev/ofis/iş yeri fitness programları da önlem olarak düşünülmüş. Obeziteyle mücadelenin ilk adımı olan obeziteyi engelleme ve sağlıklı beslenme eğitimi artık tüm dünyada okullarda ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarıyla halka aşılanmalı, paketlenmiş gıdaların etiketlerinin okunması ve alışveriş bilinci topluma öğretilmelidir. Özetle; artık tüm dünyanın aynı oranda mücadele etmesi gereken obezitenin öncelikle global bir sorun olduğunun kabul edilmesi, konuyla ilgili işbirliği içerisinde çözüm süreçleri geliştirilmesi ve uygulanabilir programlar yürütülmesi gerekmektedir.
Doç. Dr. HAlil COŞKUN (Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı) info@halilcoskun.com 04/12/2014 AKŞAM Gazetesi makalesidir. http://www.aksam.com.tr/yasam/saglik/obezite-teroru/haber-3599 92 OBEZİTEYE BAĞLI UYKU APNESİNE ÇÖZÜM CERRAHİ! AKŞAM GAZETESİ Obstrüktif Uyku Apne Sendromu (OSAS) çok bileşenli etiyolojisi olan, horlama, uykuda tekrarlayan nefes durmaları ve buna bağlı olarak gelişen oksijen düşüklüğü ve gündüz uyku hali ile karakterize oldukça sık görülen bir hastalıktır. Tanıda gece uykusunun izlenmesinden oluşan polisomnografi kullanılmaktadır. Bu sendroma neden olan büyük faktörlerden biri de obezitedir. Obezitenin yaygınlığı son yıllarda tüm dünyada artış göstermektedir. OSAS hastaların yaşam kalitesinde ve süresinde de ciddi bir azalmaya sebep olmaktadır. Hastalığa neden, en büyük faktör olan obezitenin cerrahi yöntemle tedavisine gidildiğinde, hastaların uyku apnesi sendromu kadar diğer uyku sorunlarının da dramatik biçimde iyileşme gösterdiği gözlenmiştir. OSAS ın morbid obez (Vücut Kitle İndeksi, VKİ>40 kg/m2) hastalarda görülme sıklığı yaklaşık %80 dir. VKİ>28 kg/m² üzerindeki obez hastalar ise risk grubundadırlar. Ülkemizde
nüfusun 1/3 nün fazla kilolu, 1/3 nün obez ve sadece 1/3 nün normal kiloda olduğu düşünüldüğünde toplumumuz için durumun ciddiyeti ortadadır. OSAS tedavisinde değişik tedavi alternatifleri olmakla birlikte obezite tedavisinde uygulanan cerrahi teknikler (tüp mide ve gastrik bypass ameliyatları) oldukça etkili sonuçlar vermektedir. Obezite cerrahisinde hastanın diyet alışkanlıkları, yandaş hastalıkları, yaşam tarzı gibi birçok faktör göz önünde bulundurularak hastaya en uygun cerrahi tedavi seçeneği uygulanmalıdır. Cerrahi tedavi kalıcı kilo kaybını sağlayan, yandaş hastalıkların düzelmesine neden olan ve yaşam süresini uzatan efektif bir tedavi şeklidir. Kişinin kilosundaki %10 luk artışın dahi Apne-Hipopne Indeksi (AHI) de yaklaşık %32 lik bir artışa sebep olduğu saptanmıştır. Şiddetli apnesi olan hastaların değerlendirildiği bir çalışmada obezite ameliyatından 6 ay sonra AHI nin 88.8 den 11.8 olay/saat e düştüğü bulunmuştur. Diğer bir çalışmada ise obezite cerrahisinden 17 ay sonra fazla kiloda %65 lik azalma, AHI de 61.6 ten 13.4 olay/saate bir düşüş, ek olarak uyku kalitesinde, diurnal uyuklama ve yaşam kalitesinde büyük bir iyileşme tespit edilmiştir. Diyet ile kilo vermede başarılı olan hastalardan yalnızca %5-10 u birkaç yıl boyunca kilolarını korudukları düşünüldüğünde obezite cerrahisi uzun dönemde uyku apnesi tedavisi için de son derece etkili bir yöntemdir. Obezite cerrahisi, kilonun çok daha düşük seviyelere düşürülmesinde, uzun vadede kilo kaybının sürdürülmesinde ve aralarında OSAS ında bulunduğu yandaş hastalıkların düzeltilmesinde iyi sonuçların alındığı etkili bir tedavi seçeneğidir.
Obezite cerrahisi deneyimli cerrahlarca yapıldığında güvenli, ancak uyku apnesi yüksek riskler içeren bir hastalıktır. Doç. Dr. Halil COŞKUN (Obezite ve metabolik cerrahi uzmanı) info@halilcoskun.com 27/11/2014 AKŞAM Gazetesi makalesidir. http://www.aksam.com.tr/yasam/saglik/obeziteye-bagli-uyku-apne sine-cozum-cerrahi/haber-357669 %10 LUK KİLO KAYBI ÖLÜM RİSKİNİ %20 AZALTIYOR! AKŞAM GAZETESİ Son 33 yılda bütün dünyada hem obez ve aşırı kilolu yetişkinlerin (%28 artış) hem de çocukların oranında (%47 e kadar) şaşırtıcı bir artış görüldü. Dünya oranlarındaki bu artış da obezite tedavisine yönelmek kadar, obeziteyi önlemenin de ne kadar önemli olduğunu göstermiş oldu. Beynimize yıllardır yerlemiş diyet yapma kalıbını, yaşam kalitemizi düşürmeden ve kısıtlamadan sağlıklı beslenme ile pekala değiştirebiliriz! Yediğiniz gıdalar, sağlığınız için gerekli besinleri içermelidir ancak, bunun şekline siz de karar verebilirsiniz. Çeşitlilik ve değişikliğe özen göstererek zevkinize göre iyi bir beslenme planı uygulayabilirsiniz.
Genelde yenilen miktarın azaltılmasına yardımcı olacak birkaç öneri; - Küçük porsiyonları tercih edin. - Küçük bir tabak kullanın. - Daha yavaş yemek yiyin. - Yemeğin servis kabını masaya koymayın. - Yemek için küçük, salata için büyük tabak kullanın. - Daha az miktarda yemek yapın. - Her öğün bol miktarda su için. Zaman zaman hepimizin düştüğü yanlıştır açken ve listesiz alışverişe çıkmak. Bu hem daha fazla, hem daha kalorili, hem de ihtiyacımız olmayan çok miktarda mutfak alışverişi yapmamıza sebep olur. Kalorili bir besini tüketmemenin en iyi yolu onu evinize sokmamaktır. Yapacağımız alışveriş listesi ve alışverişe tok çıkmak bu duruma alabileceğimiz en güzel önlemdir. Kızartma yerine buharda/fırında/yağsız ızgarada pişirdiğiniz öğününüz hem vitaminini muhafaza eder, hem de daha az kalorili besinler almanızı sağlar. Evde yahut dışarda tercih ettiğiniz yemeklerinizde ise yemeklerin sularından, yağlarından kaçınıp sos/krema tercih etmek yerine yoğurtla yapabileceğiniz/ısmarlayabileceğiniz az kalorili soslar hem
damak tadınıza hitap edecek, hem de hafif beslenmenizi sağlayacaktır. Meyve ve Sebzeler ile barışın. Meyve, öğün aralarında yemek için ideal ve sağlıklı bir besindir. Evde bol miktarda bulundurmakta ve hatta seyahate çıkarken yanınıza bir miktar almanızda fayda vardır. Ayrıca güzel bir meyve salatası hem ara öğünlerinize doyurucu, hem de tatlı alternatifi olarak tercih edildiğinde ölçülü bir kalori almanızı sağlar. Yeme alışkanlıklarımızı değiştirmek ilk bakışta korkutucu gelse de yaşam kalitenizi düşürmeden, günlük hayatınızda yapacağınız ufak değişiklikler sağlıklı beslenme adına harikalar yaratabilir. Doç. Dr. HALİL COŞKUN (Obezite ve Metabolik Cerrrahi Uzmanı) un 20/11/2014 AKŞAM Gazetesinde yer almış makalesidir. info@halilcoskun.com DOÇ. DR. HALİL COŞKUN HABERTÜRK GÜN ORTASI DOĞAN MEMİŞ