T.C. KÜLTÜR ve TURİZM BAKANLIĞI KÜLTÜR VARLIKLARI VE MÜZELER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ANKARA RÖLÖVE VE ANITLAR MÜDÜRLÜĞÜ



Benzer belgeler
İlke Kararı- Karar No: 660 / Karar Tarihi:

YAPILARDA HASAR SYON - RESTORASYON PROJE DÜZENLEME ESASLARI. Yapılarda Hasar Tespiti-I Ögr. Grv. Mustafa KAVAL AKÜ.Afyon MYO.Đnşaat Prog.

Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının Yapı Esasları ve Denetimine Dair Yönetmelik

C. KORUMA AMAÇLI İMAR PLANI UYGULAMA KOŞULLARI

Yönetmelik. Koruma, Uygulama ve Denetim Büroları, Proje Büroları ile Eğitim Birimlerinin Kuruluş, İzin, Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI TARİHİ BAHÇELERDE RÖLÖVE VE RESTORASYON


Koruma, Uygulama ve Denetim Büroları, Proje Büroları İle Eğitim Birimlerinin Kuruluş, İzin, Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik

TARİHİ BAHÇELERDE RÖLÖVE ve RESTORASYON DERSİ. Restitüsyon Rölöve Restorasyon Rehabilitasyon Renovasyon

TAŞINMAZ KÜLTÜR VARLIKLARININ VE SİT ALANLARININ KORUNMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ İÇİN GEREKLİ PROJELER VE PLANLAR NELERDİR?

Taşıyıcı Sistem İlkeleri. Dr. Haluk Sesigür İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi Yapı ve Deprem Mühendisliği Çalışma Grubu

GELENEKSEL YAPILARIN RESTORASYONUNDA MALZEME, TEKNOLOJİ VE TEKNİKLERİN ARAŞTIRILMASI GELİŞTİRİLMESİ

YAPILARIN ONARIM VE GÜÇLENDİRİLMESİ DERS NOTU

STRÜKTÜR ÇÖZÜMLEME. Doç. Dr. ALİ KOÇAK

4. HAFTA TEMELLER, DUVARLAR, KEMERLER, TONOZLAR VE KUBBELER

Yapı Sağlığı İzleme Sistemlerinin Farklı Taşıyıcı Sistemli Uzun Açıklıklı Tarihi Köprülere Uygulanması

Koruma, Uygulama ve Denetim Büroları, Proje Büroları İle Eğitim Birimlerinin Kuruluş, İzin, Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik

YIĞMA YAPI MÜHENDİSLİĞİNİN GELİŞİM TARİHİ DEPREME DAYANIKLI YAPI TASARIMLARI

Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarının Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik

BÖLÜM 6 - TEMEL ZEMİNİ VE TEMELLER İÇİN DEPREME DAYANIKLI TASARIM KURALLARI 6.1. KAPSAM

PERŞEMBE PAZARI YENİLEME ALANI PROJESİ

İTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü Yapı ve Deprem Mühendisliği Çalışma Grubu BETONARME YAPILAR MIM 232. Döşemeler

İNŞAAT MALZEME BİLGİSİ

İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞI PLANLAMA ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI Konya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu

ÇANAKKALE İLİ, AYVACIK İLÇESİ SAHİL KÖYÜ, ÇAYMAHALLESİ MEVKİ ADA:164, PARSEL: 25 1/1000 ÖLÇEKLİ UYGULAMA İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU

DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ GÜZ YARIYILI

ESTETİK VE SANAT KURULU YÖNETMELİĞİ SAKARYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAKARYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAKARYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ

YIĞMA YAPILARDA HASAR TESPİTİ DENEY VE ÖLÇÜM YÖNTEMLERİ. Dr.Fevziye AKÖZ

ÇATI KONSTRÜKSİYONLARINDA GAZBETON UYGULAMALARI Doç.Dr.Oğuz Cem Çelik İTÜ Mimarlık Fakültesi Yapı Statiği ve Betonarme Birimi

TESCİLLİ KÜLTÜR VARLIĞI OLARAK İLLER BANKASI DURUM RAPORU

KOCAELİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ MESKUN VE GELİŞME KIRSAL KONUT ALAN YERLEŞİMLERİ TASARIM REHBERİ

KORUMA UYGULAMA VE DENETİM BÜROLARI (KUDEB)

YAPI MALZEMELERİ DERS NOTLARI

TEMELLER. Celal Bayar Üniversitesi Turgutlu Meslek Yüksekokulu İnşaat Bölümü. Öğretim Görevlisi Tekin TEZCAN İnşaat Yüksek Mühendisi

Taşıyıcı Sistem İlkeleri

10 - BETONARME TEMELLER ( TS 500)

YAPININ TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI

İNŞAAT TEKNOLOJİSİ PROĞRAMI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL. AİT101 Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1 (2+0) AKTS- 2

Temeller. Onur ONAT Munzur Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü, Tunceli

AYDIN KUŞADASI 1. NOLU TURİZM MERKEZİ 1/1000 ÖLÇEKLİ UYGULAMA İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ PLAN AÇIKLAMA RAPORU

TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI

BİTİRME PROJELERİ KATALOĞU

YAPI ELEMANLARI DERS SUNUMLARI 5. HAFTA

6.12 Örnekler PROBLEMLER

Çizelge...: Peyzaj Mimarlığı Uygulamalarında Kullanılan Bazı Yapı malzemelerinin Kırılma Direnci ve Hesap Gerilmeleri. Kırılma Direnci (kg/cm²)

Yığma Yapıların Deprem Güvenliğinin Arttırılması Çalıştayı. 17 Şubat 2005, ODTÜ. SGM Sunumu

Yapıblok İle Akustik Duvar Uygulamaları: Digiturk & TV8

AD: HEDEF AYMAK NUMARA: G KONU: İNŞAAT ÇELİKLERİ

Gemlik-Armutlu Karayolu nun bitişiğinden güneye doğru uzanmaktadır.

PARK-BAHÇE VE PEYZAJ MİMARİSİ

13. HAFTA YAPI BİLGİSİ UYGULAMALARI

Betonarme Çatı Çerçeve ve Kemerler

5/8/2018. Windsor Probe Penetrasyon Deneyi:

İZMİR İLİ BUCA İLÇESİ 8071 ADA 7 PARSEL RİSKLİ BİNA İNCELEME RAPORU

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MADEN MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MADEN İŞLETME LABORATUVARI. ( Bahar Dönemi) BÖHME AŞINMA DENEYİ

2419 ADA 45 PARSEL MİMARİ PROJE RAPORLARI

YAPILARIN SINIFLANDIRILMASI

KVK101 KORUMA-ONARIM KAVRAM VE İLKELERİ

Kirişli Döşemeli Betonarme Yapılarda Döşeme Boşluklarının Kat Deplasmanlarına Etkisi. Giriş

ÇANAKKALE İLİ, AYVACIK İLÇESİ SAHİL KÖYÜ, ÇAYMAHALLESİ MEVKİ ADA:164 1/5000 ÖLÇEKLİ NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU

İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI NA. SUÇ DUYURUSUNDA : Mimarlar Odası Başkanlığı (İstanbul Büyükkent Şubesi) Kemankeş Cad. No: No:31 Beyoğlu-İSTANBUL

Kültür ve Turizm Bakanlığından: BURSA KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU KARAR

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI MUĞLA KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU K A R A R

TEKNİK RESİM 6. HAFTA

Malzeme yavaşça artan yükler altında denendiği zaman, belirli bir sınır gerilmede dayanımı sona erip kopmaktadır.

HASAR TÜRLERİ, MÜDAHALEDE GÜVENLİK VE ÖNCELİKLER

BOMONTİ TURİZM MERKEZİ

ANKARA 1 NUMARALI KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU MÜDÜRLÜĞÜ KAMU HİZMET STANDARTLARI TABLOSU

T.C KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI NEVŞEHİR KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU KARAR

HABER BÜLTENİ DOSYA. JEOLOJİ VE JEOTEKNİK ETÜT RAPORU VE EKLERİ İLE İLGİLİ ESASLAR'a göre yapılması genelgede

Üst yapı yüklerinin bir bölümü ya da tümünü zemin yüzünden daha derinlerdeki tabakalara aktaran

KÜLTÜR VARLIKLARI, ANITSAL YAPILAR, SİTLER vb. ÇEVRE VE PEYZAJ TASARIMI

Yığma yapı elemanları ve bu elemanlardan temel taşıyıcı olan yığma duvarlar ve malzeme karakteristiklerinin araştırılması

T.C. İZMİR KONAK BELEDİYE BAŞKANLIĞI Yapı Kontrol Müdürlüğü ÖRGÜTLENME, GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

YIĞMA YAPI TASARIMI DEPREM BÖLGELERİNDE YAPILACAK BİNALAR HAKKINDA YÖNETMELİK

BÖLÜM 3 YAPI MEKANİĞİ ANABİLİM DALI

AKADEMİK BİLİŞİM Şubat 2010 Muğla Üniversitesi GEOTEKNİK RAPORDA BULUNAN HESAPLARIN SPREADSHEET (MS EXCEL) İLE YAPILMASI

ÇELİK YAPILAR 7 ÇELİK İSKELETTE DÖŞEMELER DÖŞEMELER DÖŞEMELER DÖŞEMELER. DÖŞEMELER Yerinde Dökme Betonarme Döşemeler

ÖLÇÜLENDİRME. Ölçülendirme

1. Temel zemini olarak. 2. İnşaat malzemesi olarak. Zeminlerin İnşaat Mühendisliğinde Kullanımı


T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI Kars Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu KARAR

CE498 PROJE DERS NOTU

MİM310 Rölöve-Restorasyon Stüdyosu

RÜZGAR ETKİLERİ (YÜKLERİ) (W)

TEMELLER VE TEMELLERİN SINIFLANDIRILMASI. Yrd.Doç.Dr. Altan YILMAZ

VI.ETAP ÇARŞI CADDESİ

Dersin Amaçları Dersin İçeriği. Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Hafta Konu Ön Hazırlık Öğretme Metodu

Toplantı Tarihi ve No : / 149 Karar Tarihi ve No : / 1310-I İSTANBUL

ATIKLARIN DÜZENLİ DEPOLANMASINA DAİR YÖNETMELİK

DEPREME DAYANIKLI YAPI TASARIMI

MUKAVEMET DERSİ. (Temel Kavramlar) Prof. Dr. Berna KENDİRLİ

Ahşap. İnsanlığın ilk yapı malzemelerinden. olan ahşap, canlı bir organizma olan. ağaçtan elde edilen lifli, heterojen

19 Eylül 2014 CUMA Resmî Gazete Sayı: TEBLİĞ

Yeni Deprem Yönetmeliği ve İstinat Yapıları Hesaplarındaki Değişiklikler

Kültür ve Turizm Bakanlığından: İZMİR 2 NUMARALI KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU KARAR 45.13/97 Toplantı Tarihi ve No :

YAPILARDA HASAR. V.Bölüm BETONARME YAPILARDA. Prefabrik Yapılar-I Ögr. Grv. Mustafa KAVAL AKÜ.Afyon MYO.Đnşaat Prog.

Kirişsiz Döşemelerin Uygulamada Tasarım ve Detaylandırılması

Transkript:

T.C. KÜLTÜR ve TURİZM BAKANLIĞI KÜLTÜR VARLIKLARI VE MÜZELER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ANKARA RÖLÖVE VE ANITLAR MÜDÜRLÜĞÜ TARİHİ YAPILARDA STATİK GÜÇLENDİRME TEKNİKLERİ UZMANLIK TEZİ Uğur Can YAVUZ Mart-2012 ANKARA

T.C. KÜLTÜR ve TURİZM BAKANLIĞI KÜLTÜR VARLIKLARI VE MÜZELER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ANKARA RÖLÖVE VE ANITLAR MÜDÜRLÜĞÜ TARİHİ YAPILARDA STATİK GÜÇLENDİRME TEKNİKLERİ UZMANLIK TEZİ Uğur Can YAVUZ Tez Danışmanı İnşaat Mühendisi Çağlayan YAMAN Mart-2012 ANKARA

Uğur Can YAVUZ tarafından hazırlanan TARİHİ YAPILARDA STATİK GÜÇLENDİRME TEKNİKLERİ adlı bu tezin Uzmanlık Tezi olarak uygun olduğunu onaylarım. Çağlayan YAMAN (Danışman) Bu çalışma, jürimiz tarafından oy birliği / oy çokluğu ile Kültür ve Turizm Uzmanı Tezi olarak kabul edilmiştir. Adı ve Soyadı İmzası Başkan :.. Üye :. Üye :. Üye :. Üye :. Tarih :.../. / Bu tez, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür ve Turizm Uzman Yardımcılarının Uzmanlık Tezlerini Hazırlarken Uyacakları Yazım Kuralları Yönergesiyle belirlenen tez yazım kurallarına uygundur.

KÜLTÜR VE TURİZM UZMANLIK TEZİNİN ÇOĞALTILMASI VE YAYIMI İÇİN İZİN BELGESİ Tezi Hazırlayanın Adı Soyadı : Uğur Can YAVUZ Tez Konusu : Tarihi Yapılarda Statik Güçlendirme Teknikleri Tez Danışmanı : Çağlayan YAMAN Kültür ve Turizm Uzmanlık Tez çalışmamın, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yayımlanarak Milli Kütüphane ve İhtisas Kütüphanesinde her türlü elektronik formatta arşivlenmesini ve kullanıma sunulmasını kabul ediyorum. / /2012

SINAV YETERLİK KOMİSYONUNA BEYAN Bu belge ile bu uzmanlık tezindeki bütün bilgilerin akademik kurallara ve etik davranış ilkelerine uygun olarak toplayıp sunduğumu; ayrıca, bu kural ve ilkelerin gereği olarak, çalışmada bana ait olmayan tüm veri, düşünce ve sonuçları andığımı ve kaynağını gösterdiğimi beyan ederim../.../2012 Uğur Can YAVUZ Uzman Yrd. İnşaat Müh.

ÖNSÖZ Çalışma hayatım ve tez hazırlama sürecim boyunca benden bilgi ve yardımlarını esirgemeyen Ankara Rölöve ve Anıtlar Müdürü Ahmet İMAMOĞLU na, Ankara Rölöve ve Anıtlar Müdür Yardımcısı H. Serkan OĞUZ a, tez danışmanım Çağlayan YAMAN a, tüm çalışma arkadaşlarıma ve son olarak çok kıymetli aileme gönülden teşekkür ederim. i

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... i İÇİNDEKİLER ii SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ... v TABLOLAR, RESİMLER ve ŞEKİLLER DİZİNİ..vi GİRİŞ 1 BİRİNCİ BÖLÜM KORUMA KAVRAMI 1. KORUMA. 2 1.1 Koruma anlayışının gelişim süreci.. 2 1.2 Türkiye de koruma anlayışının gelişim süreci...... 4 İKİNCİ BÖLÜM TAŞINIR / TAŞINMAZ KÜLTÜR VARLIKLARI 2. KÜLTÜR VARLIKLARI.... 7 2.1. Taşınır kültür varlıkları... 7 2.2. Taşınmaz kültür varlıkları 7 2.2.1 Taşınmaz kültür varlıklarının değerlendirilmesi.8 ii

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM TARİHİ YAPILARI OLUŞTURAN İNŞAAT ELEMANLARI 3. TARİHİ YAPILARDA STRÜKTÜREL ELEMANLAR..18 3.1. Temeller...18 3.2. Düşey taşıyıcılar.18 3.3. Yatay taşıyıcılar.19 3.4. Örtü elemanları...19 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM TARİHİ YAPILARA OLUMSUZ ETKİ EDEN UNSURLAR 4. TARİHİ YAPILARA ETKİ EDEN ETMENLER...23 4.1. Temeller...23 4.2. Düşey taşıyıcılar 23 BEŞİNCİ BÖLÜM TARİHİ YAPILARDA YAPISAL DURUMUN SAPTANMASI 5. YAPISAL DURUM SAPTAMA....24 5.1. Zemin problemlerinin saptanması..25 5.1.1 Yerinde Yapılan araştırmalar 25 5.1.2. Laboratuar araştırmaları...26 5.2. Üst yapı problemlerinin saptanması 27 5.2.1 Yapı üzerinde yapılan mekanik deneyler...27 5.2.2 Yapı ile ilgili yapılan araştırmalar...28 5.2.3 Yapı malzemesinin laboratuar ortamında araştırılması.31 iii

ALTINCI BÖLÜM GÜÇLENDİRME KAVRAMI 6. GÜÇLENDİRME....32 6.1. Güçlendirme yönteminin belirlenmesi...33 YEDİNCİ BÖLÜM TARİHİ YAPILARDA GÜÇLENDİRME TEKNİKLERİ, UYGULAMALARI 7. GÜÇLENDİRME TEKNİKLERİ VE ÖRNEKLERİ...36 7.1. Yapı elemanlarının ayrı ayrı ele alınmasıyla yapılan güçlendirme 36 7.1.1. Duvarların onarımı 36 7.1.2. Taşıyıcı kagir duvarların güçlendirilmesi.40 7.1.3. Serbest kolon ve minarelerin onarımı...44 7.1.4. Örtü elemanlarının onarımı...46 7.1.5. Karbon esaslı lif takviyeli polimerlerle (frp) güçlendirme 47 7.1.6. Ahşap yapı elemanlarının güçlendirilmesi 49 7.1.7. Temellerin güçlendirilmesi...50 7.1.8. Taş malzemenin güçlendirilmesi ve eksik taşların tamamlanması 53 DEĞERLENDİRME VE SONUÇ 55 KAYNAKÇA 56 EKLER. 89 ÖZET 58 ABSTRACT.. 58 ÖZGEÇMİŞ 59 iv

SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ UNESCO ICOMOS GEEAYK Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü International Council on Monuments and Sites Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu v

RESİMLER ve ŞEKİLLER DİZİNİ Resim 3.1. Uçhisar Kalesi kemer örneği.... 20 Resim 3.2. Sultan Ahmet Camii tonoz örneği... 21 Resim 3.3. Molla Gürani Camii kubbe örneği 22 Resim 4.1. Ekim-2011 de Edirne de gerçekleşen tarihi konak yangını. 23 Resim 5.1. Çatlak monitörü....29 Şekil 7.1. Bağ plakası....37 Şekil 7.2. Söküm sonrası uygulama... 37 Resim 7.1. Enjeksiyon örneği-1...39 Resim 7.2. Enjeksiyon örneği-2...39 Şekil 7.3. Enjeksiyon uçları... 40 Şekil 7.4. Gergi demirlerle güçlendirme.... 40 Şekil 7.5. 1/3 oranlı gergi yerleştirme 41 Resim 7.1. Insburck Kalesi örneği-1... 42 Resim 7.2. Insburck Kalesi örneği-2 42 Şekil 7.6. Levhalarla çatlak onarımı... 43 Şekil 7.7. Eski duvara ek duvar yapılması.. 44 Şekil 7.8. Dikiş yöntemi.. 45 Resim 7.3. Çember ile destekleme.. 46 Şekil 7.9. Karbon esaslı lif örgüleri (frp) 47 Resim 7.4. Karbon fiber lifli güçlendirme örneği.48 Resim 7.5. Eski Tekel Binası temel güçlendirmesi-1...51 Resim 7.6. Eski Tekel Binası temel güçlendirmesi-2...51 vi

GİRİŞ Ülkemiz, yüzyıllar boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış olan topraklar üzerinde yer almaktadır. Bu sebeple çok farklı sayıda ve çeşitte, taşınır veya taşınmaz sayısız kültür varlığını barındırmaktadır. Bizlere miras kalmış olan bu kültür varlıkları çeşitli çevresel tehditlere maruz kalmakta ve gün geçtikçe gücünü, dayanımını, sağlamlığını yitirmektedir. Bilinçli ve sorumluluk sahibi her bireyin, bizlere miras kalan ve yaşamımızın birer parçası olagelmiş tüm kültür varlıklarının korunmasında ve yaşatılmasında hassasiyet göstermesi gerekmektedir. Tarihi çevreyi oluşturan kültür değerlerini yaşatmak ve özgün nitelikleriyle gelecek nesillere aktarmak günümüzün en önemli sorunlarından biridir. Amaç eski eserlerin olduğundan daha fazla bozulmasını önlemek, sağlıklı bir durumda bizden sonraki nesillere aktarılmasını sağlamaktır. Çeşitli medeniyetlerin izlerini taşıyan ülkemizde, günümüze kadar ulaşmış zengin mimari mirasın korunması ve onarımı büyük önem taşımaktadır. Bu konuda uygulanan teknikler ve mimari müdahalelerin tümü restorasyon etkinliğini oluşturur. Restorasyon bilimi, tek tek yapı elemanları ile ilgili olduğu gibi, yapı bütünü ve strüktürü ile de doğrudan ilgilidir. Geleneksel yapılarda strüktür (taşıyıcı sistem), biçimi ayakta tutan bir sistemdir. Taş, ahşap ve her ikisinin birlikte kullanıldığı kısmen çelik elemanlar da barındıran karma yapılarda taşıyıcı sistemi, düşey, yatay ve örtü elemanları oluşturmaktadır. Zaman içerisinde bu yapıda kullanılan malzemelerde ve strüktürde çeşitli etkiler sonucunda bazı sorunlar ortaya çıkmaktadır. Bu sebeple, yapılarda onarım ve güçlendirme faaliyetleri çerçevesinde tehdit altındaki tarihi kültür varlıklarının korunması ve ileriki nesillere aktarılması önem kazanmaktadır. 1

BİRİNCİ BÖLÜM KORUMA KAVRAMI 1. KORUMA 1.1. Koruma anlayışının gelişim süreci Koruma fikri ve bununla birlikte eski eser hukuku batıda doğmuştur. Avrupa ülkelerinde, özellikle anıtsal nitelik taşıyan tarihi eserlerin korunması için ilk tedbirler 18.yüzyıl sonlarında başlamış, 19. yüzyıla gelinceye dek tarihi yapılar estetik, işlevsel ve simgesel değerleriyle korunmuştur. 19. yüzyılda tüm dünya büyük bir değişime sahne olmuş, Sanayi Devrimi başlamış ve bunun sonucunda endüstrileşmenin etkisiyle tarihi bölgelerde oluşan köhneleşmeyi önlemenin yolu olarak tarihi dokunun ortadan kaldırılması uygun bulunmuştur.(gülhan, Kayasü, 2005) 1904 yılında Madrid'de toplanan 6. Uluslararası Mimarlar Kongresi'nde Mimari anıtların korunması ve onarımı için kararlar alınmıştır. Bu kararlar sonucu, anıtlar geçmiş uygarlıklara ait "ölü anıtlar" ile ilk yapım amaçlarına uygun olarak hizmetlerine devam eden "yaşayan anıtlar" olarak gruplandırılmıştır. Ölü anıtlar yok olmaları engellenecek şekilde sağlamlaştırılarak korunacak, yasayan anıtlar ise mimari bütünlüğü ve stili bozulmayacak şekilde onarılacaktır.( Rüstemoğlu, 1998) 1931 yılında Atina konferansında ve aynı yıl İtalya da çıkartılan Carte Del Restaura da koruma ile ilgili benzerlik gösteren kararlar alınmıştır. Buna göre; Anıtlar onarılırken mimari bir bütünlük içinde ele alınmalı, anıtın çevresinin görünümünün korunması, bozulmasına neden olacak düzenlemelerden kaçınılması gerekir. Yıpranan anıtların korunmasında farklı disiplinlerin (fizik, kimya) ve diğer bilim dallarının da görüşleri alınacak, bir işbirliğine gidilecektir. 2

Sağlamlaştırmada ise eski yöntemlerin yeterli olmadığı durumlarda yeni tekniklerden faydalanacaktır. Ancak bu müdahaleler son derece sade ve az olmalıdır. 1957 Paris kongresinde, 1972 Dünya Mirası Antlaşması ile sonuçlanan büyük anıtların korunması ve kültür mirasının bütün insanlığa ait olduğu ilkesidir. 1964 yılında Venedik Tüzüğü çıkartılmıştır. Anayasa niteliğini taşıyan Venedik Tüzüğü, özellikle 1.maddesiyle korunması gerekli anıt kavramını, anıt ve çevresinden çok daha geniş bir boyuta taşımıştır. "Tarihi anıt kavramı sadece bir mimari eseri içine almaz, bunun yanında belli bir uygarlığın, önemli bir gelişmenin, tarihi bir olayın tanıklığını yapan kentsel ya da kırsal bir yerleşmeyi de kapsar. Bu kavram yalnız bir sanat eserlerini değil, ayrıca zamanın geçmesiyle kültürel anlam kazanmış daha basit eserleri de içine alır" demektedir. Venedik Tüzüğü nün restorasyon başlığı altında sıralanan ilkeleri kısaca şöyle özetlenebilir: Restorasyon ile ilgili tüm işlemler ayrıntılı bir arkeolojik ve tarih araştırmasını izlemelidir. Yapının tarihi ile ilgili çalışmalarda yapının hangi tarihlerde inşaa edildiği, yapım sürecinde kesinti olup olmadığı, yapının ömründe uğradığı hasarların şeması ve mertebesi, yapıda gerçekleştirilen onarım ve güçlendirmelerin neler olduğu, yapının ve çevresinin kullanımında değişiklik olup olmadığı gibi sorulara yanıt aranmalıdır. Yapının onarım ve güçlendirilmesinde geleneksel yöntemlerin yetersiz kalması durumunda yeterliliği bilimsel bilgiler ve deneylerle gösterilmiş çağdaş yöntemler kullanılabilir. Restorasyonda uygunluğu tam olarak gösterilmemiş bir yöntemin kullanılması durumunda yapılacak işlemin geriye dönüştürülebilecek ya da gerektiğinde sökülüp düzeltilebilecek şekilde olması önerilmektedir. Restorasyonda her zaman özgün yapım yöntemlerinin ve malzeme özelliklerinin kullanılması tercih edilmelidir. Yapıda değişik periyotlara ait katkılar korunmalıdır. Restorasyonun amacı, tarzının ilk yapıldığı andaki şekline dönüştürülmesi değildir. 3

Eksik parçalar ve bölümler, yapıya, yanlış anlamaya neden olmayacak ve özgün yapıdan farklı anlaşılacak şekilde birleştirilebilir. Restorasyon işlemi sırasında yapılan tüm işlemler ve uygulanan teknikler ayrıntılı biçimde belgelenmelidir. Bu tüzüğün ardından 1965 yılında kurulan Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi (ICOMOS) da, koruma konusunda alınan kararların takipçisi olan en önemli uluslar arası örgüttür. Kuruluşunda 15 üyenin yer aldığı ICOMOS, bugün içinde Türkiye nin de bulunduğu (1974 den bu yana ) uluslararası görüş alış verişlerinin yapıldığı bir ortam hazırlamaktadır. 1973 yılında alınan kararla, 1975 mimari miras yılı kutlamaları ve Amsterdam kongresi, Venedik tüzüğünü yerine geçmek üzere hazırlanmış bir çalışmadır. Burada Venedik tüzüğünden farklı olarak tek yapı yerine tarihi çevre ele alınmakta, ekonomik koşulların ve toplumsal yapının bütünlüğü gündeme getirilmiştir. ICOMOS un uluslararası girişimlerinin yanında Unesco da, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü olarak konuyla ilgili önemli çabalarda bulunmaktadır.(dalkılıç, 2004) 1.2. Türkiye de koruma anlayışının gelişim süreci 1924 yılında hükümet, 1917 yılında oluşturulan Asar-ı Antika Encümen-i Daimisi tüzüğünü, İstanbul'da Müteşekkil Muhafaza-i Asar-ı Atika Encümeninin Teşkilat ve Vazifelerine Dair Talimatname olarak değiştirerek 1. İstanbul Eski Eserler Encümeni ni onaylar.( Rüstemoğlu, 1998) 194O'lı yıllarda kurulan II. İstanbul Eski Eserler Encümeni'nin, kuruluşunun bir yasaya dayanmaması nedeniyle ortaya çıkan güçlükler zaman içinde yasal bir 4

kurulun doğmasına neden olmuş, 1951 yılında 5805 sayılı yasa ile Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu'nu doğurmuştur. Bu kurulun bünyesinde arkeolog, sanat tarihçisi, tarihçi, mimar ve Müzeler Genel Müdürü ile Vakıflar Genel Müdürü yer almıştır. Bu kurulun bünyesinde henüz şehirciler yoktur. 5805 sayılı Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu'nun (GEEAYK) oluşturulmasına dair yasanın çıktığı döneme kadar sadece eski eser tespiti yapılmaktadır. Bu tarihten sonra tespit ve tescil işlemleri artmıştır. 1960 lı yıllar dünyada koruma anlayışının önemli değişimlere uğradığı yıllara denk düşerken, Türkiye de ise 1960 lı yıllar ülke yönetiminde de yeni bir dönemin başladığı yıllardır ve bu dönemin koruma konusunda en önemli olayı 1961 Anayasa sıdır. Anayasanın 50. Maddesine göre Devlet, tarih ve kültür değeri olan eser ve anıtları korumakla yükümlüdür.(restoratürk.com, 08.11.2011) 25.04.1973 ve 1710 sayılı Eski Eserler yasası ile tarihi eserlerin korunmasına ciddi ilk adım atılmıştır. Bu kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte, kültürel miras ve kültürel çevremizin korunması ile ilgili çalışmalar 5805 ve 1710 sayılı yasalar kapsamında sürdürülmüştür. Bu kanunla, taşınır ve taşınmaz eski eserlerin ayrıca, anıt, külliye, tarihi sit, arkeolojik sit, tabii sit kavramlarının ilk defa ayrıntılı tanımları ve kapsamları belirtilmiştir. (restoratürk.com, 08.11.2011) 1710 sayılı Eski Eserler Kanunu, 21 Temmuz 1983 yılında yürürlükten kaldırılmış, yerine 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu yürürlüğe girmiştir. Bu kanunla korunması gerekli taşınmaz kültür ve doğa varlıkları yeniden saptanmış ve GEEAYK kaldırılmıştır. 1987 yılında ise bu yasanın bazı maddelerindeki değişikliğe ilişkin 3386 sayılı yasa yürürlüğe girmiştir. 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu nda "Anıt" kavramı değiştirilerek "Kültür Varlıkları" tanımlaması yapılmıştır. Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa bağlı 1989 yılında Resmi Gazetede yayımlanan yönetmeliğin 1. Maddesi ile değişik adı Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarının Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelikte şu tanımlar getirilmiştir. 5

Taşınmaz kültür varlıkları: tarih öncesi ve tarihi devirlere ait bilim, kültür, din ve güzel sanatlarla ilgili bulunan yer üstünde, yer altında veya su altındaki korunması gerekli taşınmaz varlıkları, Taşınmaz tabiat varlıkları: jeolojik devirlerle, tarih öncesi ve tarihi devirlere ait olup, ender bulunmaları veya özellikleri ve güzellikleri bakımından korunması gerekli yer üstünde, yer altında veya su altında bulunan taşınmazları ifade eder. Özetlenecek olursa; günümüzde kullanılmakta olan 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa ek ve değişiklik getiren mevzuat şöyledir: - 3386 sayılı kanun, 24.06.1987 tarihinde yürürlüğe girmiştir. - 4629 sayılı kanun, 03.03.2001 tarihinde yürürlüğe girmiştir. - 5177 sayı ve 05.06.2004 tarihli kanun ile 7 ve 53. maddeler değişmiştir. - 5226 sayı ve 27.07.2004 tarihli kanun ile 3, 6, 9, 10, 11, 12, 15, 17, 18, 55, 57, 58, 61, 65, 75, Ek Maddeler 1, 2, 3, Geçici Madde 3 değişmiştir. - 5571 sayı ve 13.01.2007 tarihli kanun ile 12. Madde değişmiştir. - 5663 sayı ve 30.05.2007 tarihli kanun ile Madde 11 ve Geçici Madde 8 değişmiştir. - 5728 sayı ve 08.02.2008 tarihli kanun ile 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 73, 74, 75. Maddeler değişmiştir. - 5835 sayı ve 11.02.2009 tarihli kanun ile 12, 55, 57. Maddeler ile Geçici Madde 8 değişmiştir. - 5917 sayı ve 10.07.2009 tarihli kanun ile 15. Madde değişmiştir. - 648 sayı ve 17.08.2011 tarihli KHK ile 3, 17, 18, 48, 51, 53, 55, 57, 58, 61, Ek Madde 4, Geçici Madde 9, Geçici Madde 10 değişmiştir. - 653 sayı ve 17.09.2011 tarihli KHK ile Ek Madde 4 değişmiştir. - 662 sayı ve 02.11.2011 tarihli KHK ile Ek Madde 4 yine değişmiştir. (mevzuat.gov.tr, 24.11.2011) 6

BÖLÜM 2 TAŞINIR / TAŞINMAZ KÜLTÜR VARLIKLARI 2. KÜLTÜR VARLIKLARI 2.1. Taşınır kültür varlıkları Resim, heykel, ikona, seramik kaplar, çini, cam, metal, deri eşya, halı, kilim, mücevher, sikke, el yazması kitap gibi taşınabilmesi mümkün olan tüm eski eserlere taşınır kültür varlıkları denilmektedir. Bu eserler müzelerde veya özel koleksiyonlarda saklanır. Bakım ve onarımları, konservatörler tarafından yürütülür. Yıkılan bir konağın kapısı, kafesleri, tavanları, yok olan bir hamamın kurnaları, havuzu da bu anlamda taşınır kültür varlığı olabilir. Yapı yıkılmasa da hava kirliliği, vandalizm gibi zararlı etkilere açık olarak yerinde korunamayacak olan değerli yapı bileşenleri, Venedik Tüzüğü nün 8. maddesinde belirtildiği gibi müze ortamına taşınabilir. Örneğin Atina Akropolü nde kirli havadan zarar gören karyatidller Akropol Müzesi nin denetimli ortamına taşınmışlardır. ( Ahunbay, 2011) 2.2. Taşınmaz kültür varlıkları Konak, han, hamam, anıt, saat kulesi, cami, kilise, kale, sur duvarı, sarnıç, şadırvan vb. gibi taşınması mümkün olmayan, tarihi değere sahip, korunması gerekli tüm eserlere taşınmaz kültür varlıkları denilmektedir. 7

2.2.1. Taşınmaz kültür varlıklarının değerlendirilmesi Taşınmaz kültür varlıklarının tespit ve tescili, Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarının Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik uyarınca yapılmaktadır. Tespitlerde değerlendirme kıstasları ikinci bölüm, madde 4 ile şu şekilde sıralanmıştır: a) Korunması gerekli tabiat varlıkları ile, 19 uncu yüzyıl sonuna kadar yapılmış taşınmazlardan olması, b) 19 uncu yüzyıl sonundan sonra yapılmış olmasına rağmen önem ve özellikleri bakımından korunmasına gerek görülmesi, c) Taşınmazın sit alanı içinde bulunması, d) Taşınmazın milli tarihimizdeki önemleri sebebiyle zaman unsuru ve tescil söz konusu olmaksızın Milli Mücadele ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda büyük tarihi olaylara sahne olmuş binalar ve tespit edilecek alanlar ile Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından kullanılmış evlerden olması, e) Taşınmaz tabiat varlıklarının ender bulunan değişik özelliklere sahip olması, f) Tek yapılar için; taşınmazın sanat değeri, mimari, tarihi, estetik, mahalli, arkeolojik değerler kapsamı içinde; strüktürel, dekoratif, yapısal durum, malzeme, yapım teknolojisi, şekil bakımından özellik arz etmesi, g) Kentsel sit'ler için; korunması gerekli kültür varlığı özelliği gösteren tek yapıların yoğunluk, mimari, tarihi bütünlük göstermesi, h) Arkeolojik sit'ler için; yazılı bilgi, sathi kalıntılar, bilimsel araştırmalar, çevresel gözlemler, ekolojik gözlemler, bilimsel tahmin ve topografik yapı yönlerinden niteliklere sahip olması, i) Tabii sit'ler için; bilimsel araştırma, jeolojik yapı, çevresel gözlemler, ekolojik gözlemler ve topografik yapı hususlarında özellikleri bulunması, j) Tarihi sit'ler için; yazılı bilgi ve tarihi araştırmalar sonucunda önemli tarihi olayların cereyan ettiği hususunun sabit olması. 8

Ayrıca; Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu nun 05.11.1999 tarih ve 660 sayılı ilke kararı gereği taşınmaz kültür varlıklarının gruplandırılması, bakım ve onarımları şu şekildedir: Taşınmaz Kültür Varlıklarının Gruplandırılması, Bakımı, Onarımları ve Onarımların Denetlenmesine ilişkin, Danıştay 6. Dairesinin 11.11.1997 gün ve 1996 /3 313 Esas, 1997 / 4875 sayılı kararı, 11.11.1997 gün ve 1996 / 3312 Esas, 1997 / 4877 sayılı kararı, 19.4.1996 gün ve 437 sayılı, 14.7.1998 gün ve 598 sayılı, 14.7.1998 gün ve 599 sayılı, 3.12.1998 gün ve 634 sayılı, 3.12.1998 gün ve 640 sayılı, 12.3.1999 gün ve 642 sayılı ilke kararları, uygulamada çıkan sorunlar, mevzuatla çelişen hususlar göz önüne alınarak aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir. Taşınmaz kültür varlıklarının korunmasında en önemli sorun, yapılacak müdahalenin niteliğidir. Her yapının kendine özgü sorunları olduğu için tüm yapıları kapsayacak ve müdahale biçimini belirleyecek genel sınıflandırmaların uygulamada yanlış sonuçlar verdiği saptanmıştır. Bu nedenle kurul kararlarına temel olacak ilkeler ve müdahale biçimlerine daha uygun olduğu kabul edilen aşağıdaki tanımlar yapılmıştır. Yapı Grupları Yapılar, kendi başlarına bir tarihi ve estetik değer taşımaları ya da kentlerin tarihi kimliğini oluşturan kentsel sitler, sokaklar ve siluetlerin öğeleri olarak iki gruba ayrılmıştır: 1. Grup Yapılar Toplumun maddi tarihini oluşturan kültür verileri içinde tarihsel, simgesel, anı ve estetik nitelikleriyle korunması zorunlu yapılardır. 9

2. Grup Yapılar Kent ve çevre kimliğine katkıda bulunan kültür varlığı niteliğindeki yöresel yaşam biçimini yansıtan yapılardır. I-MÜDAHALE BİÇİMLERİ Korunacak yapılara müdahaleler, her yapının kendine özgü koşullarına göre saptanacaktır. 1) Bakım Sadece yapının yaşamını sürdürmeyi amaçlayan, tasarımda, malzemede, strüktürde, mimari ögelerde değişiklik gerektirmeyen müdahalelerdir. (Çatı aktarımı, oluk onarımı, boya-badana vb.) Bakım izin ve denetiminde, varsa koruma bölge kurulu müdürlüğü yoksa müze müdürlüğünün yetkili olduğuna, bakım öncesi ve sonrası durumun rapor ve fotoğraflarla saptanarak ilgili koruma kuruluna sunulması, uygun görülmeyen bakım uygulamalarının yenilenmesi veya değiştirilmesi gerektiğine, 2) Onarım Yapının yaşamını sürdürmeyi amaçlayan, tasarımda, malzemede, strüktürde ve mimari ögelerde değişiklik gerektiren müdahalelerdir. a) Basit Onarım Yapıların; ahşap, madeni, pişmiş toprak, taş vb. çürüyen yada bozularak eksilen mimari ögelerinin, özgün biçimlerine uygun olarak aynı malzeme ile değiştirilmesi, bozulan iç ve dış sıvaların, kaplamaların, renk ve malzeme uyumu sağlanarak, özgün biçimlerine uygun olarak yenilenmesi bu kapsamda tanımlanmıştır. Basit onarım uygulaması, koruma kurulu kararı doğrultusunda; belediyelerce ve/veya varsa koruma kurulu müdürlüğünce yoksa ilgili müze müdürlüğünce denetlenerek yapılanmasına, uygulama bitince ona ilişkin rapor ve fotografik belgelerin koruma kuruluna iletilmesine, uygun görülmeyen basit onarım uygulamalarının yenilenmesine, 10

b) Esaslı Onarım (Restorasyon) Yapının rölöveye dayanan restitüsyon ve / veya restorasyon projeleri ile diğer ilgili belgelerin içerikleri ve ölçekleri koruma kurulunca belirlenen müdahalelerdir. [Sağlamlaştırma (Konsolidasyon), Temizleme (Liberasyon), Bütünleme (Reintegrasyon), Yenileme (Renovasyon), Yeniden Yapma (Rekonstrüksiyon), Taşıma (Moving)]. Projelerin bu ilke kararı ekinde verilen "Rölöve - Restitüsyon - Restorasyon - Proje Hazırlama Esasları" na göre hazırlanmasına, ilan edilmiş turizm alanları ve merkezlerinde yer alan tescilli yapıların, turizm amacıyla kullanılması halinde projelerin, Turizm Bakanlığından görüş alınarak koruma kurulunca karara bağlanmasına, 3) Yeniden Yapma (Rekonstrüksiyon) Korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilen ve tescil edilmesine ilişkin gerekli özellikleri taşımasına rağmen elde olmayan sebeplerle tescili yapılmamış ve / veya herhangi bir nedenle yitirilmiş olan yapının, gerek kültür varlığı niteliği, gerekse kültürel çevreye olan tarihsel katkıları açısından, eldeki mevcut belgelerden (yapı kalıntısı, rölöve, fotoğraf, her türlü özgün yazılı - sözlü, görsel arşiv belgesi vb.) yararlanmak suretiyle kendi parsellerinde daha önce bulunduğu yapı oturum alanında, eski cephe özelliğinde, aynı kitle ve gabaride, özgün plan şeması, malzeme ve yapım tekniği kullanılarak, kapsamlı restitüsyon etüdüne dayalı rekonstrüksiyon uygulamasının koşulsuz sağlanmasına, Ancak uygulama gerçekleşinceye kadar parsellerde her türlü inşai ve fiziki müdahalenin yasaklanmasına, (otopark, fuar, sergileme vb.) yeni bir işlev ile kullanma ve aynı parselde tescilli yapı yerinde veya diğer boş alanlarda başka bir yeni yapılaşmaya izin verilmeyeceğine Tüm bu uygulamalar için koruma kurulu kararının alınması gerektiğine, 11

II. ESASLI ONARIM İLKELERİ a) Yapının günümüze ulaşmış sosyo-kültürel ve tarihi kimliğini oluşturan mekansal, biçimsel ve yapısal özellikleri ve çevre içindeki özgün konumu korunacaktır. Bu işlemlerde yapının mevcut fiziksel durumuna göre müdahalenin biçimi ve niteliklerinin koruma kurulunca saptanacağına, b) Yapıların yıkılmadan korunmaları esastır. Yıkılma tehlikesi arzettiği (mail-i inhidam) malsahipleri ya da belediyelerce ileri sürülen yapıların yıkılma kararlarının ancak koruma kurulunca alınabileceğine, Yıkılacak şekilde tehlike yaratan (mail-i inhidam) korunması gerekli taşınmaz kültür varlıkları belediyeler veya valilikler tarafından boşaltılır. Gerekli fiziki ve güvenlik önlemlerinin ilgili valilik ve belediyesince alındıktan sonra, konunun koruma kuruluna iletilerek alınacak karara göre işlem yapılacağına, c) Yapıların tarihsel ve sosyo - kültürel değer taşıyan eklerinin korunacağına, ç) Yeni işlev verilecek yapılarda yapılacak eklerin, niteliği ve korunması gerekli kültür varlığıyla bütünleşmesi, tasarımı yapan mimar tarafından gerektiğinde avan proje niteliğinde hazırlanarak, koruma kurulunun görüşüne sunulacağına, d) Restorasyon projesine temel olacak restitüsyon çalışmasının sıva raspası, kısmi söküm, sondaj, belgeler üzerinde çalışma ve karşılaştırmalı araştırmalar sonucuna dayalı olarak hazırlanmasına, onarıma başlamadan önce bu çalışmanın yapılması olanaksız ise onarım projesinin onaylanmasından sonra ortaya çıkan yeni veriler ışığında, restorasyon projesi üzerinde tadilat yapılarak yeniden koruma kurulunun onayına sunulmasına, e) 3386 sayılı Yasa ile değişik 2863 sayılı Yasanın 10. maddesinde belirtilen kamu kurum ve kuruluşlarının mülkiyeti veya idaresinde bulunan tescilli taşınmaz kültür varlıklarının, basit ve esaslı onarım uygulamalarının, koruma kurulu kararı doğrultusunda, kendi sorumluluklarında gerçekleştirilmesine, uygulama sonucuna ilişkin rapor, fotoğraf vb. belgelerin ilgili koruma kuruluna iletilmesine, kurulca uygun görülmeyen basit onarım ve esaslı onarım uygulamalarının yenilenmesine, 12

f) Kültür Bakanlığınca gerçekleştirilen korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarının onarımları ile kazı alanlarında yapılan onarımlarda uygulamaya başlamadan önce, hazırlanacak rölöve ve restorasyon projeleri için koruma kurulu kararı alınmasına, III. UYGULAMANIN DENETLENMESİ (Değişik: koruma yüksek kurulunun 22/03/2001 tarih ve 680 sayılı ilke kararı ile) Koruma Kurullarınca onaylanan her ölçek ve nitelikteki plan ve projelerin uygulamada uzmanlarınca denetlenmesi gerektiğine, bu anlamda, imar ve koruma mevzuatında, belediyelere ve valiliklere verilen denetim yükümlülüğünün yanı sıra, uygulamanın müellif mimar tarafından denetiminin de yasal ve mesleki bir sorumluluk olduğuna, Uygulamanın kurulu kararlarına uygun olması için gerekli mesleki denetim sorumluluğu, aynı şekilde serbest mesleki hizmet yetki ve koşulları taşıdığı mimarlar odasınca belirlenen müellif mimar tarafından üstlenilmesine, söz konusu mesleki denetim sorumluluğunun, müellif mimarın isteği ile aynı koşulları taşıyan bir başka mimara devredilebileceğine, iskan izni için denetimden sorumlu mimarın, uygulamanın kurul kararına uygun olarak sonuçlandığına dair raporun koruma kuruluna iletilmesi gerektiğine, Uygulama bittikten sonra müellif mimarın isminin yazıldığı bir tabelanın, yapının uygun bir yerine asılması gerektiğine IV. YOK OLAN TESCİLLİ YAPILARA İLİŞKİN İŞLEMLER Korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilen yapıların herhangi bir şekilde (yıkılmaları, yanmaları, koruma kurulundan izin alınmadan yıktırılmaları vb.) yok olmalarına sebep olanlar hakkında ceza mahkemelerinde yasal soruşturma açılmasına, 13

Bu soruşturma sonucu, yargı organlarınca verilen kararlar, kişisel yükümlülüklerle ilgili olduğundan, taşınmaz kültür varlığının korunmasına yönelik işlemlerin devamlılığını etkilemeyeceğine, bu nedenle soruşturma nedeni olan eyleme konu taşınmaz kültür varlığıyla ilgili alınmış koruma kurulu kararlarının geçerli olduğuna, ayrıca ilgili Yasaların hükümlerine göre işlem yapılmasına, Korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen ve tescil edilmesi gerekli olmasına rağmen, tescil aşamasından önce herhangi bir nedenle yok olan yapılar için; bu ilke kararındaki "I - Müdahale Biçimleri"nin 3. Maddesindeki Yeniden Yapma koşullarının geçerli olduğuna, Bu ilke kararının yürürlüğe girmesi ile Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun 19.4.1996 gün ve 437 sayılı, 14.7.1998 gün ve 598 sayılı, 14.7.1998 gün ve 599 sayılı, 3.12.1998 gün ve 634 sayılı, 12.3.1999 gün ve 640 sayılı, 12.3.1999 gün ve 642 sayılı ilke kararlarının iptaline, karar verildi. RÖLÖVE-RESTİTÜSYON-RESTORASYON PROJESİ HAZIRLAMA ESASLARI I. GENEL HUSUSLAR Rölöve - Restitüsyon - Restorasyon projeleri, yapının mevcut durumunun belgelenmesinin yanı sıra, sorunlarının saptanması, potansiyel ve yeni kullanım olanaklarının araştırılması, onarıma yönelik temel yaklaşım ve müdahale biçimlerinin belirlenmesi ile yeni kullanımın gerektirdiği müdahalelerin anlatımını sağlamalıdır. Bu amaçla hazırlanacak belgeler çizimsel, yazılı ve fotoğraflı olarak yeterli ölçek ve ayrıntıları içerecektir 14

II. PROJE HİZMETLERİ II.1. Mevcut durumun belgelenmesi; Mutlak Hazırlanması Gereken Belgeler III. 1. 1. Rölöve Çizimleri: a) 1 / 500-1 / 200 vaziyet planı (Parselde yer alan yapı, müştemilatlar, kuyu, ağaç, bahçe duvarı, döşeme malzemesi vb. her türlü öge ve komşu parsellerde yer alan yapılar işlenecektir.) Rölövesi çizilen yapının cephe verdiği sokak veya caddeye sağında ve solunda yer alan en az iki yapıyı içeren 1 / 200 ölçekli silueti, b) Kat Planları, 1 / 50 c) Döşeme Planları, 1 / 50 d) Tavan Planları, 1 / 50 e) Çatı Planı, 1 / 50 f) Görünen tüm cepheler, 1 / 50 g) Birbirine dik olarak geçirilecek en az iki kesit 1 / 50 (Koruma Kurulunun gerekli görmesi halinde 2'den fazla kesit alınabilir.) Fotoğraf albümü 15

Koruma Kurullarının Gerekli Görmesi Durumunda Hazırlanması Gereken Belgeler II. 1. 1. Rölöve Çizimleri a) Yapısal sistem ile malzemeyi tanıtmayı amaçlayan yeteri kadar sistem detayı, - Cephe, 1 / 20 - Plan, 1 / 20 - Kesit, 1 / 20 b) Pencere, kapı, tavan eteği, ocak, dolap, niş, saçak, taşıyıcı sistem, süsleme elemanları vb. yapı ögelerinden tipik olanlarına ilişkin detaylar, (Yapının gerektirdiği kadar) - Ölçekler 1 / 10, 1 / 5 ve 1 / 1 dir. II.1. 2. Yapım Tekniği ve Malzeme Kullanımı - Yatay ve düşey taşıyıcı elemanlar, dolgu elemanları, - Yatay ve düşey kaplama elemanları, örtü malzemeleri ve tekniği, süsleme elemanlarının durumu. II. 1. 3. Fiziksel Durumun Değerlendirilmesi - Yapısal bozulma ve deformasyonlar, - Melzemeye yönelik bozulma ve deformasyonlar (Örneğin, taşıyıcı sistem, dolgu malzemeleri, kaplama ve örtü malzemelerinin temel sorunları)(bu sorunlar yazılı olarak verilecek, gereken hallerde rölöve çizimleri üzerinde belirlenecektir.) 16

II. 1. 4. Yapının Analizi - Yapıya çeşitli dönemlerde yapılan müdahalelerin ayrıştırılması, - Yapıda bugün olmayan mekan ve / veya elemanlara ilişkin bilgi ve izler. II. 2. Restitüsyon Projesi Yapının analizi (Bölüm II. 1. 4), benzer yapılarla karşılaştırılması ve bulunabiliyorsa çeşitli belgelerden gelen bilgiler ışığında, özgün ya da belli bir dönemine ilişkin bilgileri içerecektir. Bu amaçla hazırlanacak projeler için, II. 1. 1. Bölümündeki belgeler esas alınacaktır. II. 3. Restorasyon ve Yeni Kullanım Projesi Yapının onarımı ve yeni kullanımı için getirilen müdahalelere ilişkin ana yaklaşım ve bu ana yaklaşım çerçevesinde yapılacak müdahalelerin anlatımını içerecektir. Bu anlatımda şu hususlar yer alacaktır: - Yapının özgün şema, eleman, strüktür ve malzemesine ilişkin müdahaleler, - Yeni kullanımın gerektirdiği mekansal ve eleman ölçeğindeki müdahaleler, - Uygulamaya yönelik öneriler, - Yapının yeni kullanımı için gerekli ısıtma, aydınlatma, temiz ve pis su sistemlerine ilişkin ana ilkeler. Restorasyon projelerinin hazırlanmasında, II. 1.1. bölümündeki belgeler esas alınacak, yeni müdahalelerin anlatımı için yeteri kadar detay verilecektir. Ayrıca, projeyi açıklayıcı bir rapor hazırlanacak, bu raporda, restorasyon ve yeni kullanım için benimsenen temel yaklaşımlar verilecektir. 17

BÖLÜM 3 TARİHİ YAPILARI OLUŞTURAN İNŞAAT ELEMANLARI 3. TARİHİ YAPILARDA STRÜKTÜREL ELEMANLAR 3.1. Temeller Tarihi yapılarda temeller yapının en önemli kısmıdır. Geleneksel yapı temelleri genelde iki şekilde yapılmıştır. Yüzeysel temeller ( sığ temeller): Genellikle sağlam zeminlerde yapılmış olan bu temel türleri, ayrık ve sürekli olabilmektedir. Ayrık temeller, ayak ve kolon altındaki bölümlerde kullanılmış, duvarların altında ise sürekli temeller tercih edilmiştir. Derin Temeller: Dolgu, yumuşak veya sulu zeminlerde, zemine çakılan kazıkların oluşturduğu bir temel sistemidir. Bazı örneklerde kazıklar ahşap bir ızgara ile birbirine bağlanmıştır. (Bahtiyar, 1998) 3.2. Düşey taşıyıcılar Düşey taşıyıcılar; iki gruptan oluşurlar. Bunlar, sürekli ve tekil taşıyıcılardır. Bu elemanlar, üst örtüden gelen yükleri temellere aktarırlar. Sürekli Taşıyıcı Elemanlar ( Duvarlar): Yüklerin temellere aktarılmasında aracı görevinde bulunan duvarların, öncelikle yeterli dayanıklılığa sahip olması gerekmektedir. Duvarın kesitini belirleyen faktörler, mekan örtüsünden gelen eğik ve yanal deprem yükleridir. Bu nedenle, geleneksel yapılarda duvar genişliği arttırılmıştır. 18

Sütun ve Ayaklar: Mekan örtü yüklerinin tekil noktalardan iletilmesi halinde, düşey taşıyıcılar ayak ve sütunlardan oluşur. Bu elemanlar, biçimlerine göre ayak veya sütun (kolon) olarak adlandırılmaktadır. Sütun (kolonlar), genellikle tek parçalıdır. Ayak ise, en kesiti daha büyük olan ve duvar gibi örülerek yapılan bir düşey taşıyıcıdır. 3.3. Yatay taşıyıcılar Yapılarda katları birbirinden ayıran ve üzerinde yürünen kısımdır. Taş yapılarda döşeme oluşturma amacı ile genellikle tonozlar kullanılmıştır. Tuğla veya taştan yapılmış olan tonozların üzeri dolgu malzemesi ile doldurulup üstüne de kaplama getirilerek oluşturulmuştur. Taş yapılarda kullanılmış olan diğer bir döşeme türü ise, ahşap kirişli döşemelerdir. Bunlar belirli aralıklarla enine ve boyuna atılmış olan ahşap kirişlerden oluşmaktadırlar. Bu kirişlerin üzeri yine ahşap ile kaplanmaktadır. (Bahtiyar, 1998) 3.4. Örtü elemanları Kemer: İki sütun veya iki ayak arasındaki bir açıklığın üstünü örtmek için, uçları bu sütun veya ayaklara oturmak üzere yay şeklinde yapılan; ahşap, maden ya da kagir yapı elemanıdır. Mesnetlerinde gergi çekme çubukları olabildiği gibi gergi elemansız da yapılabilmektedir. Gergi çubuksuz yapılanların mutlaka güçlü duvarlara oturtulmuş olmaları şarttır veya ayak kısımlarında ağırlık kuleleri gerekmektedir. Tarihi yapılarda hep uygulanan dış yüzeyi tas kaplamalı tuğla duvar kemerler, deprem bölgelerinde mutlaka takviye edilmelidir. (Bahtiyar, 1998) (Resim 3.1) 19

Resim 3. 1. Uçhisar Kalesi kemer örneği Tonoz: Bir kemerin kendi düzleminde, dik doğrultuda ötelenmesi sonucu meydana gelen bir mekan örtü sistemidir. Yapısı ve yapımı aynen kemerler gibidir. Geleneksel yapılarda tonozlar, genellikle dikdörtgen planlı mekanların örtülmesinde kullanılmıştır. Tonozların mesnet noktalarında ise yük aktarma elemanı olarak sürekli taşıyıcılar (duvarlar) kullanılmıştır. (Resim 3.2.) 20

Resim 3.2. Sultan Ahmet Camii tonoz örneği Kubbe: Bir kemerin yayının, tepe noktasından inen dik eksenin çevresinde dönmesi ile meydana gelir. Kubbeler mesnetlerinde, sürekli taşıyıcı elemana gerek duyar. Bu nedenle, dairesel bir mesnede oturması gerekir. Dairesel mesnedin dış çemberi boyunca çekme kuvveti mevcuttur. Kubbenin basıklığı kubbe yüksekliğinin kubbe çapına oranıdır. Basıklık arttıkça yatay yük vektörel düzlenmekte, yük değeri artmaktadır. Kubbenin bu yapısal özelliğini bilip, oluşturduğu kuvvetleri iyi mesnetlendirmek gerekmektedir. Kubbe, yapıların en ağır kütleleridir. Oturdukları yapı sisteminin her iki yönde simetrik oluşması gerekmektedir. Sistemin tam simetrik olmadığı kubbeli yapılarda, büyük burulmalar oluşur. (Bahtiyar, 1998) (Resim 3.3.) 21

Resim 3.3. Molla Gürani Camii kubbe örneği 22

BÖLÜM 4 TARİHİ YAPILARA OLUMSUZ ETKİ EDEN UNSURLAR 4. TARİHİ YAPILARA ETKİ EDEN ETMENLER 4.1. Doğal etmenler Kar, yağmur, dolu, don, yüksek sıcaklık, asit yağmurları gibi yapıda mekanik yoruluma sebep olan tüm meteorolojik koşullar. Depremler, toprak kaymaları Hava kirliliği 4.2. Yapay (kullanım kaynaklı etmenler) Yapıya kaldırabileceğinden fazla ağır eşya Yapıya izinsiz uygulama Yakın çevre inşaatlarının temel kazıları İhmal sebepli yangınlar (Resim 4.1) Resim4.1. Ekim-2011 de Edirne de gerçekleşen tarihi konak yangını 23

BÖLÜM 5 TARİHİ YAPILARDA YAPISAL DURUMUN SAPTANMASI 5. YAPISAL DURUM SAPTAMA Tarihi yapıların onarımı ve/veya güçlendirilmesi en çok geçmişteki deprem durumlarına ve gelecekte meydana gelmesi sıkça öngörülen yer hareketlerine, yapısal deformasyon ve çatlaklarına ve onlar kadar da yapıda kullanılan malzemelere ve yapım metotlarına bağlıdır. Güçlendirme işleminden önce, mevcut sistemin tespiti ve varsa oluşan hasarların ve zamana bağlı bozulmanın belirlenmesi gerekir. Tarihi yapıların olası hasar nedenlerinin bilinmesi ve güçlendirilmesi için yapılacak müdahaleden önce; yapının geçmişinin, varsa çatlak ve deformasyonlarının, taşıyıcı elemanların yük taşıma mekanizmasının, malzeme karakteristiklerinin ve mukavemetlerinin, yük dağılımlarının, temel, zemin ve geoteknik özelliklerinin, yapım tekniklerinin bağlayıcı elemanlarının strüktürel açıdan aksaklıkları, yapı malzemesindeki sorunlar gibi faktörlerin belirlenmesi gerekir. Bu durumun belirlenmesi, hasar nedenlerinin teşhis edilip araştırılması ve analizlerin yapılması için, uzmanlar arası bir çalışma olmalıdır. Örneğin, taşıyıcı sistem ile ilgili farklı oturma, dönme, ezilme, kayma çatlama, malzemedeki bozulmalar ve yanlış onarımların neden olduğu hasarların teşhis ve çözümü için, zemin ve strüktür mühendisleri, yapı fiziği uzmanları, kimya mühendisleri gibi disiplinlerden yardım alınmalıdır. Yapıda meydana gelen strüktürel sorunların olduğunun en büyük göstergeleri kagir duvarlarda oluşmuş çatlaklardır. Çatlakların boyutları, hareket edip etmedikleri bize yapıda hareketlerin devam edip etmediğine dair ip uçları vermektedir. Kagir duvarlarda oluşmuş bu çatlaklar üzerinde çeşitli yöntemler ile yapılacak araştırmalar sonunda gerekli bilgilerin edinilmesi mümkün olmaktadır. ( Düşüt, 2003) 24

5.1. Zemin problemlerinin saptanması Zaman içerisinde çeşitli sebeplerle yapı temellerinde bozulmalar oluşabilir. Yapı temelindeki bu sorunların nedenleri genellikle; Yeraltı su seviyesinin değişmesi, Ahşap kazık temellerinin çürümesi, yapıya ek yüklerin gelmesi veya mevcut taşıyıcı elemanlarda yapılan değişiklikler, taşıyıcı öğelerde oluşan çatlaklar, yapı çevresinde veya altında yapılan kazı çalışmaları, deprem etkisi, yeraltı ve kara trafiğinin yarattığı titreşimler gibi faktörlerin etkisi sonucunda oluşmaktadır. Temellerde hasar nedenlerinin tespiti iki şekilde yapılmaktadır: a) Yerinde yapılacak araştırmalar - foraj ve sondajlar, b) Laboratuar araştırmaları - örnekler üzerinde yapılan araştırmalar (Bahtiyar,1998) 5.1.1. Yerinde Yapılan araştırmalar Zeminin durumunu incelemek için sondaj ve foraj yöntemleri kullanılmaktadır. Bu bilgiler ışığında yapıda oluşmuş hasar (çatlak) nedenleri ve oluşabilecek hasar türleri tespit edilir. Zemin Katmanlarının Saptanması: Zemin katmanları foraj ve sondaj çalışmaları sonucunda elde edilen veriler doğrultusunda saptanmaktadır. Bu numuneler üzerinde laboratuar ortamında yapılan araştırmalarla zeminin fiziksel ve mekanik özellikleri saptanmaktadır. Zemin Direncinin Saptanması: Zemin direncinin saptanmasında üç yöntem kullanılmaktadır. Bunlar, penetrasyon deneyi, özel sondaj ve statik sondaj yöntemleridir. 25

Temel Derinliklerinin Belirlenmesi: Temel derinliklerinin belirlenmesinde, eğik sondaj ve kontrol kuyuları açılması yöntemleri kullanılır. Eğik Sondaj ile Temel Derinliğin Belirlenmesi: Eğik sondaj geleneksel yapılarda mevcut temel derinliğini belirlemek amacıyla kullanılır. Sondaj aleti 45 o eğilimli olarak yapıya belirli uzaklıkta yerleştirilir ve matematiksel formüller aracılığı ile temel derinliği hesaplanır. Kontrol Kuyuları Açılarak Temel Derinliğinin Belirlenmesi: Yapı kenarlarında açılan kontrol kuyuları ile yüzeysel temellerin biçimi ve derinliği hakkında bilgi edinilebilir. Aynı zamanda, ahşap kazıklı temellerin baslık kotu ve yeraltı suyunun başladığı kot belirlenebilir. (Bahtiyar, 1998) 5.1.2. Laboratuar araştırmaları Laboratuar çalışmaları alınan numuneler üzerinde zemin mekaniği uzmanları tarafından yapılmaktadır. Numuneler üzerinde yapılan bu çalışmalar sonucunda; zemin türleri, zeminlerin doluluğu ve boşluğu, zemindeki su miktarı, zeminlerin kayma direnci, zemin sıkışması, zemin içindeki dengeler gibi zemin özellikleri hakkında bilgi edinmek mümkün olmaktadır. 26

5.2. Üst yapı problemlerinin saptanması Tarihi yapının taşıyıcı sistem sağlamlığının belirlenmesi üç şekilde yapılır: 1) Yapı üzerinde yapılan mekanik deneyler, 2) Yapı ile ilgili yapılan araştırmalar, 3) Yapı malzemesinin laboratuar ortamında araştırılması 5.2.1. Yapı üzerinde yapılan mekanik deneyler Yükleme Deneyleri: Taşıyıcı sistemin zaman süreci içinde gösterdiği davranışlar farklıdır. Bu amaçla yapı üzerinde değişik yüklemelerle bunların karşısındaki yapı davranışları incelenir. Bu yüklemeler statik, dinamik ve yükün zaman süreci içindeki etkisi şekilde olabilmektedir. Statik yüklemelerde; üst yapıya kısa fakat sürekli mekanik etkiler, dinamik yüklemelerde ise oluşan titreşimler ve onların yapı üzerindeki etkileri incelenebilmektedir. Güvenlik Kontrolü Deneyleri: Yapıların, yanal deprem yükleri etkisi ile oluşabilecek hasar ve deformasyonları araştırılmaktadır. Bu amaçla doğal titreşim frekansları çevresel titreşim deneyleri ile belirlenebilmektedir. Yapının belli bölgelerine yerleştirilen hassas sistometreler ile alınan çevresel titreşim kayıtlarından yararlanılarak yapısal sistem ve temel titreşim frekansları saptanabilmekte, sistometrelerin yönleri değiştirilerek ölçümler tekrarlanmaktadır. Doğal titreşim sonucunda elde edilen yanal ötelenme ve burulma modlarına ve bunlara karsı gelen doğal titreşim frekansları hesaplanabilmekte, kayıt altına alınabilmektedir. 27

5.2.2. Yapı ile ilgili yapılan araştırmalar Yapı elemanlarının ve strüktürün mevcut durumlarının tespit edilmesi ne kadar önemliyse, strüktürün zaman içerisinde ki yapısal davranışının güçlenmesi de önemlidir. Yapılar üzerindeki taşıyıcı sisteme ilişkin bozulmaların en önemli belirtisi çatlakların oluşumudur. Çatlakların, zaman içindeki hareketleri özellikle alt yapıya ilişkin ipuçları vermektedir. Çatlakların, hareketli olup olmadıkları veya hareket miktarları değişik yöntemler ile ölçülebilmektedir. Bunlar: Çatlakların alçı ile sıvanması: Bu yöntemde çatlakların bulunduğu bölümler alçı ile sıvanmaktadır. Çatlak üzerinde bulunan yeni alçının kırılması yapıdaki hareketlerin devam ettiğini göstermektedir. Cam levhalar kullanılarak (Tell-Tales): Çatlak üzerine yerleştirilen cam levha iki tarafından alçı ile duvara yapıştırılır. Zaman içinde cam levhanın kırılması çatlağın hareketliliğini, zemindeki oturmaların devam ettiğini gösterir. Kayan Yüzeyler Arasındaki Skala Yöntemi: Çok düz duvarlarda uygulanması mümkün olan bu yöntemde; iki cam arasına yerleştirilmiş ölçülü bir skala hareketin ölçüsünü ve yönünü tespit etme imkanı vermektedir. Fiber Optik Sensörler: Bu görüntüleme sistemleri, belli noktalara yerleştirilmiş fiber optik sensörlerden oluşan bir ağdır. 28

Çatlak monitörü (Monıtorıng Systems): Isısal genleşmeler, dinamik etkiler gibi nedenlerden kaynaklanan kütlesel hareketlerin ve deformasyon değişimlerinin bir sistem vasıtası ile gözlenip kayıt altına alınmasına dayanır. Bu cihazlar sürekli ya da periyodik olarak, deformasyon, yer değistirme eğilimi ve mukavemet gibi fiziksel parametreleri ölçerler. Zaman içerisindeki gerçekleşen değişimler ise çeşitli cihazlarla görüntülenir.(resim 5.1.) Resim 5.1. Çatlak monitörü Mikrometre ile ölçüm: Çatlağın iki tarafına iki lama tespit edilir ve aralarındaki uzaklığın mikrometre yardımı ile sürekli ölçülmesi sonucu çatlaklardaki hareketler belirlenmektedir. Ölçümler 1/1000 mm. duyarlılıkla yapılmaktadır. Endoskopi testi (Endoscopics Tests): Duvar düzlemine dik 30-40 mm çapında açılacak deliklere endoskopi cihazları yerleştirilir. 29

Endoskopun delik içine sokulması ile elde edilen görüntüler, monitörlerle izlenebilir. Bu yöntemle alınan veriler çok anlamlı ve kayda değerdir. Bu sayede; Duvar kalınlığı boyunca, malzeme ve bünyevi değişiklikler, Duvar yüzeyi ile dolgusunun ayrışmış olması yada süreklilik durumu, Kullanılan harcın kalınlığı, Kullanılan harcın durumu, Duvar iç bünyesinde ki çatlakların durumu ve yönleri, Daha önce yapılan müdahaleleri görmek mümkündür. Yük dağılım analizi: Bu analiz ile yapının yük dağılımı hakkında bilgi edinmek mümkün olmaktadır. Bu amaçla bilgisayar programı kullanılmaktadır. Bu analizler ile deprem şiddetine göre muhtemel çatlamalar veya hasarlar tahmin edilmektedir. Taşıyıcı elemanların analizi: Genellikle araştırmaların, yapıya zarar vermeyen yöntemler ile yapılmasına dikkat edilmelidir. Duvar içindeki boşluklar ile malzeme özellik ve farklılıklarını belirlemek amacıyla radar, mekanik darbe ile yaratılan ses ve ultrasondan yararlanılmaktadır. Gama ışınları ise, duvar örgüsündeki tas blokları ya da sütun başlıkları gibi mimari bileşenleri birleştirmek için kullanılan metal bağlayıcıların (kenet ve miller) yerlerini ve ne durumda olduklarını belirlemek için kullanılır.( Ultrason, ses dalgalarının farklı kütlesel yapıda katmanlara çarpan ultra ses dalgalarının görüntülü bir hale getirilmesi ile kullanılan bir sistemdir) Kompresyon Testi (Compression Tests): Bu deneyde, yığma duvarlarda oluşan basınç ve burkulma miktarları ölçülür. Duvar Harçlarının Performans Testi (Penetration Test on Mortar): Bu deneyde duvar iç bünyesinde ki bağlayıcı harçların direnç seviyeleri ölçülür. 30

5.2.3. Yapı malzemesinin laboratuar ortamında araştırılması Deneylerle amaçlanan, malzemenin kimyasal bileşimi, fiziksel ve mekanik özelliklerini belirlemek, kullanılmış olan malzemenin niteliğini önerilen yönetmelik değerleri ile karşılaştırarak malzeme hakkında bilgi edinmektir 31

BÖLÜM 6 GÜÇLENDİRME KAVRAMI 6. GÜÇLENDİRME Yurdumuzdaki tarihi yapıların büyük bir kısmı yığma, ahşap veya bunların karışımı seklindedir. Ancak, nispeten yakın dönemlerde yapıların büyük çoğunluğundaki egemen strüktür türü, harçlı taş ve tuğla yapı elemanlarından oluşmuştur. Bu yapılar, genelde bugünkü mühendislik bilgisine göre gerekenden daha iri kesitli, daha masif elemanlara sahiptir. Genel dayanım yönünden deformasyonların ve kaçınılmaz çatlakların küçük kalıp, yapının davranışını bozmayacak oluşuyla bir avantajdır. Ancak, zamanla yorulan malzemeye gelecek çeşitli etkenler çatlamalara hatta deformasyonlara yol açarsa, kitlesel karkasın bünyesindeki statik ve dinamik dağılım mekanizması aniden karmaşıklaşabilir. ( Koçak, 1999).Bu durumda güçlendirme prosesine ihtiyaç duyulur. Yapıda restorasyon çalışmalarına başlamadan önce, yapıdaki bozulmalar dikkatli bir şekilde incelenip saptanmalıdır. Yapıda meydana gelen strüktürel bozulmaların saptanabilmesi için; yapının strüktürel ve teknik analizi yapılmalı, oturduğu zemin, temel türü kullanılan yapım sistemi, yapım sistemi detayları irdelenmelidir. Kısacası yapı, temelden çatıya kadar çevresel koşullar da dikkate alınarak incelenmelidir.(düşüt, 2003) Tarihi yapılarla ilgili yapılan çalışmalarda birbirini tamamlayan iki konu ortaya çıkmaktadır. - Bu binaların tarihi ve estetik görüntülerinin nasıl ve nereye kadar korunacağı, - Tarihi binaların yapısal takviyesinin nasıl olacağıdır. 32

Bu konuların her ikisi de proje çalışmalarında öncellikle dikkate alınmalıdır. Konulardan birincisi yapının görüntüsü ile ilgili olduğundan buraya mimarlar, arkeologlar, sanat tarihçileri, doğa koruyucuları vb. disiplinler girmekte, ikinci konu tamir ve takviye olduğundan buraya mühendislik disiplini girmektedir. Tarihi anıtlar üzerindeki çalışmalar sadece mimari çalışma olmayıp, restorasyon ve koruma çalışmaları yapan diğer bilimleri ve teknikleri yani diğer mesleki disiplinleri de kapsamaktadır. Amaç yöntemin belirlenmesi olsa da esas olan, bu tarihi yapıtların emniyeti ile kültürel ve sembolik değerleri arasındaki dengenin nasıl korunacağıdır. (Koçak, 1999) Güçlendirme işleminde taşıyıcılık güvenliğinin sağlanması kadar, yapının tarihi özelliğinin korunması da önemlidir. Tarihi yapıların güçlendirilmesinde yapının özüne dokunulmadan, gerek taşıyıcı sisteminde ve gerekse süslemesinde mümkünse herhangi bir değişiklik yapmadan veya minimum değişiklik yaparak onarılması ve güçlendirilmesi gerekir. Çünkü tarihi yapıların değeri sadece yapı elemanlarının görünüşünde olmayıp, yapının zamanını ve yapım teknolojisini yansıtan bütünlüğünün de yapının değerini yansıttığı unutulmamalıdır. (Dalkılıç, 2004) 6.1. Güçlendirme yönteminin belirlenmesi Mevcut durumu tespit edilen yapının hangi yöntemler kullanılarak güçlendirileceği bir takım faktörlere bağlıdır. Bu faktörleri dört ana grupta toplayabiliriz: Birinci faktör, depremden dolayı beklenen yer hareketidir. Ancak burada depremin büyüklüğü kadar sıklığı ve yer hareketlerinin başlangıç noktasının yapıya mesafesi de önemlidir. İkinci etkin faktör ise, yapının dinamik özellikleridir ki (frekansları, mod şekilleri ve sünüm oranlan), bunlar dinamik tepki analizi ve matematik modellerin uygun formülasyonu ile hesaplanabilmektedir. 33

Üçüncü faktör, yapının deformasyon ve gerilme karakteristikleri, temel yapı elemanları ve düktilitenin nasıl arttırılacağıdır. Bu faktör yapının tepkisine, tamirat metotlarına ve uygulanan kuvvetlendirmeye bağlıdır. Dördüncü faktör, yapı-zemin etkileşimidir. Bu faktör yumuşak zeminler üzerine kurulan tarihi yapılara etkisi oldukça önemlidir. (Koçak, 1999) Tarihi binaların restorasyonu ve korunması sırasında kullanılan kuvvetlendirme teknikleri ve metotlarının belirlenmesinde yukarıda bahsedilen faktörler ve alternatif çözümlerin ekonomik etkileri de göz önüne alınmalıdır. Farklı hasar nedenleri farklı iyileştirme-güçlendirme metotlarının uygulanmasını gerektirir. Bunun dışında benimsenen ortak ilkeler de vardır. Bu ortak nedenlere kısaca aşağıda değinilmiştir: Yapı Ağırlığının Azaltılması: Herhangi bir taşıyıcı elemanda çatlamanın olma nedenlerinden biri de aşırı yüklenmiş olmasıdır. Yük azaltılması ile çatlamanın ilerlemesi önlenebilir. Ayrıca yapı yükünün azaltılması deprem yüklerinin de azalmasına neden olur. Yapı Düktilitesinin Arttırılması: Bir yapının düktilitesi (sünekliliği), o yapının enerji yutma kapasitesidir. Mafsallaşan birleşim noktaları bu enerjiyi yutarlar. Yapının Tasıma Gücünün Arttırılması: Bir yapı taşıyıcı sisteminin mukavemeti az ise, yapıda hasarlar oluşabilir. Bir taşıyıcı elemanın mukavemeti yeterli düzeye eriştirilirse, o taşıyıcı sistemde bir hasar gözlenmez. Bu nedenle bir elemanın taşıma gücü yetersiz ise, mukavemetinin arttırılması gerekir. 34