Prof. Dr. Leyla Zileli ile Psikanaliz, Psikoterapi, Ýçgörü Geliþtirme Üzerine



Benzer belgeler
Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

ünite1 Sosyal Bilgiler

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3


İletişim ve İnsan İlişkileri Kitle İletişim Araçları Atatürk ve İletişim

m3/saat AISI

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

Örgütsel Davranýþýn Tanýmý, Tarihsel Geliþimi ve Kapsamý

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

Söyleþi Prof. Dr. Orhan Öztürk ile Týp ve Psikiyatri Eðitimi Üzerine

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

l. ÜNÝTE PSÝKOLOJiYE GÝRÝÞ

Açıklama Araştırmacı:----- Danışman: Konuşmacı:


Iletisim ve Lisan Enstitusu


DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Türkiye de Mezuniyet Öncesi ve/veya Sonrasý Psikiyatri Eðitimi ve Hizmeti Veren Kurumlarýn Özellikleri

düþürücü kullanmamak c-duruma uygun ilaç kullanmamak Ateþ Durumunda Mutlaka Hekime Götürülmesi Gereken Haller:

ACADEMY FRANCHISE AKADEMÝSÝ FRANCHISE ALIRKEN VERÝRKEN ÝÞLETÝRKEN. bilgi kaynaðýnýz. iþbirliði ile

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

FORUM: Monitorizasyon Sorumluluðu


ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ UZMANLIK EĞİTİMİ PROGRAMLARINI DEĞERLENDİRME ANKETİ

BAÐCILAR BELEDÝYESÝ KÜLTÜR YAYINLARI DÝZÝSÝ NO: 108

öðrenci danýþmanlýðý temel süreçlerin tanýmlanmasý çalýþma gruplarýna teþekkür internet çaðýnda veli olmak... etkinlik izlencesi

BAÐCILAR BELEDÝYESÝ KÜLTÜR YAYINLARI DÝZÝSÝ NO:95

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Alcatel OmniPCX Office

Çocuklar Nasýl Büyüyor?

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

Süleyman Demirel Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Deðerlendirme Anketi


1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

Kanguru Matematik Türkiye 2017

COPYRIGHT EBD YAYINCILIK LTD. ŞTİ.

Süleyman Demirel Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Deðerlendirme Anketi

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Mantýk Kümeler I. MANTIK. rnek rnek rnek rnek rnek... 5 A. TANIM B. ÖNERME. 9. Sýnýf / Sayý.. 01

ÝÇÝNDEKÝLER. 1. TEMA Her Ýnsan Deðerlidir. 2. TEMA Demokrasi Kültürü BÖLÜM 1 : BEN ÝNSANIM... 9 BÖLÜM 2 : HER BÝREY ÖZELDÝR... 11

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

4. 5. x x = 200!

TABURCUYUZ, YA SONRASI?

3AH Vakum Devre-Kesicileri: Uygun Çözümler

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Çeþitli yayýnlar ve aktiviteler aracýlýðý ile Fakülte Öðrencileri arasýnda iletiþimi. Eczacýlýk öðrencileri için yurt dýþý staj programlarý düzenlemek

PERFORMANS TOPLANTILARI-2

SENDÝKAMIZDAN HABERLER


Kanguru Matematik Türkiye 2018


A teması 1. bölüm. Okul Heyecaným. Hayat Bilgisi. 3. Ders programı yanındadır. Ödevlerini kendi yapar. Okul çantasını akşamdan hazırlar.

RUH SAĞLIĞI ALANINDA ÇALIŞAN MESLEKLER

1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý


BAÐCILAR BELEDÝYESÝ KÜLTÜR YAYINLARI DÝZÝSÝ NO: Hanımlar. Şûrâsı

Asistanlıkta Psikoterapi Eğitimi Neden Önemlidir? Doğan Şahin İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri AD Sosyal Psikiyatri Servisi

Yüz Nakli Doktorları Birbirine Düşürdü

y e r e l y ö n e t i m s e ç i m l e r i Avni Arbaþ Kasým 2003 Saygýyla Anýyoruz

BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Aile Hekimliðinde Genogram

Týp Fakültesi öðrencilerinin Anatomi dersi sýnavlarýndaki sistemlere göre baþarý düzeylerinin deðerlendirilmesi

3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? AA BÖLÜM

ÝÇÝNDEKÝLER 1. ÜNÝTE 2. ÜNÝTE BÖLÜM 1 BÖLÜM 2 BÖLÜM 3 BÖLÜM 1 BÖLÜM 2 BÖLÜM 3 KENDÝMÝ TANIYORUM... 9

Sýnýr Kiþilik Bozukluðunda Psikanalitik Yönelimli Psikoterapi Ýlkelerinin Bir Olgu Eþliðinde Tartýþýlmasý

Depresyon, Pratisyen Hekimler ve Depresyon Eðitimi

Larson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi,

Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek

HUKUK, DEMOKRASÝ ve SÝVÝL TOPLUM

DENEME Bu testte 40 soru bulunmaktadýr. 2. Bu testteki sorular matematiksel iliþkilerden yararlanma gücünü ölçmeye yöneliktir.

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor


Simge Özer Pýnarbaþý

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7

Psikoterapide Empati - Nesnellik Ýkilemi


HER ÝNSAN BÝRBÝRÝ ÝLE AYNI MIDIR?

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

SENDÝKAMIZDAN HABERLER


Kanguru Matematik Türkiye 2017

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

Ön Hazýrlýk Geometrik Þekiller

BÝR OLGU ÖRNEÐÝ ÜZERÝNDEN BEBEK GÖZLEMÝ SEMÝNERLERÝNÝN PSÝKANALÝZ VE PSÝKOTERAPÝ EÐÝTÝMÝNDEKÝ YERÝ VE ÖNEMÝ

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim:

17 ÞUBAT kontrol

KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için

Atlantis IMPERATOR. Kullanim Kilavuzu. Metal Dedektörü

17 ÞUBAT kontrol

Transkript:

Söyleþi Prof. Dr. Leyla Zileli ile Psikanaliz, Psikoterapi, Ýçgörü Geliþtirme Üzerine Prof. Dr. Leyla Zileli 1943 yýlýnda "Notre Dame de Sion" Fransýz Kýz Lisesi'nden mezun olmuþ, týp fakültesi eðitimini Ýstanbul Týp Fakültesi'nde yapmýþ, 1950 yýlýnda mezun olmuþtur. Bir süre Fransýz Ruh ve Sinir Hastalýklarý Hastanesi'nde uzman olarak çalýþan Prof. Dr. Leyla Zileli 1957 yýlýnda ABD'ye gitmiþtir. Yaklaþýk iki yýl süre ile (1957-1959) Kansas City, Missouri Psychiatric Receiving Center'da asistanlýk yapmýþtýr. Prof. Zileli 1959 yýlýnda Postgraduate Center for Psychotherapy'e "fellow" olarak katýlmýþ, 1962 yýlýnda "Psikanalitik Eðitim ve Psikanalist Diplomasý"ný almaya hak kazanmýþtýr. 1964 yýlýnda Hacettepe Týp Fakültesi'nde uzman olarak çalýþmaya baþlamýþ, 1970 yýlýnda doçent, 1974 yýlýnda da profesör olmuþtur. Prof. Zileli 6 yýl süre ile Hacettepe Týp Fakültesi, Psikiyatri Anabilim Dalý Baþkanlýðý görevini yürütmüþ, emekli olmasýnýn ardýndan 5 yýl süre ile Ankara Üniversitesi Týp Fakültesi, Gazi Üniversitesi Týp Fakültesi, Hacettepe Üniversitesi Týp Fakültesi, Numune Hastanesi ve Sosyal Sigortalar (SSK) Hastanesi'nde çalýþan psikiyatri asistan ve uzmanlarýna mezuniyet sonrasý eðitim vermiþtir. 1998 yýlýnda Baþkent Üniversitesi Hastanesi Psikiyatri Anabilim Dalý Baþkaný olmuþtur. Halen bu görevdedir. Onun öðrencisi olduðum için kendimi mutlu hissettiðimi belirtmeliyim. Bu duygularým nedeni ile bu söyleþiyi yapmak istedim. Onun asistaný olduðum dönemi hep mutlulukla anýmsarým. Denetim saatlerini tüm asistanlar iple çekerdik. Poliklinikten izlediðimiz te-rapi hastalarý için özel olarak ayýrdýðý denetim saatleri eðitimimizde müstesna bir yer tutmuþtur. Onun her vizitinden deðiþmiþ olarak çýkardýk. Hastalarýmla görüþürken güçlük çektiðimde spontan olarak hocamýn sözlerini ve hasta örneklerini mutlulukla anýmsarým. Kendi kendime "Leyla Haným böyle derdi." diyerek denetim ortamýný yeniden yaþarým. Kendimi kötü hissettiðimde onun güven ve rahatlýk veren denetim saatlerini ararým. Ülkemizde onun tarzýnda eðitim veren insanlarýn sayýsýnýn giderek artmasýný diliyorum. Prof. Dr. Nevzat YÜKSEL 219

YÜKSEL N. Prof. Dr. Nevzat Yüksel (NY): Hocam siz Türk psikiyatrisine yaklaþýk kýrk yýla yakýn bir süre hizmet verdiniz. Sizin aldýðýnýz psikanaliz eðitimini bizim içimizde alan olmadý ya da alanlar bir elin parmaklarýndan daha az. Size bir sorum olacak tabii arkadan diðer sorularým gelecek: Psikanalizin çaðdaþ tedavide yeri nedir? Prof. Dr. Leyla Zileli (LZ): Son senelerde sanýyorum bilhassa Birleþik Devletler'de psikanaliz bir iniþ yaptýktan sonra, gene bir çýkýþa doðru yöneldi. Ýniþ yapmasýnýn sebeplerinden bir tanesi Mason adýndaki bir yazarýn, psikanalizi küçümsemesi, beklediði neticeleri þahsen almayýþý ve Freud'un arþivlerinde kapalý olan eserle-rine girip de bazý sakladýðý bilgileri ortaya çýkarmasýydý. 19. asýrda tabi ki Freud gördüðü vakalarý ismen tanýtmamasýna raðmen herkes Viyana gibi küçük bir muhit içinde hangi vakalarýn ne olduðunu gayet iyi biliyordu. Onun için bazý bilgilerin bence saklý kalmasý çok normaldi. Þimdi Avrupa ve Birleþik Devletler'de deðiþik birçok psikanaliz ekolü vardýr. Klasik psikanaliz ekolünde, internasyonel olan ekolde baþlangýçta eðitime yalnýz týp doktorlarý alýnýyordu. Benim yetiþtiðim enstitüde ben Wolberg ile yetiþtim. O buna itiraz ediyordu. Bu klikleþmeye neden oluyor diye düþündüðü için ayrý bir enstitü açmýþtý. Psikologlarý da camiyaya almýþtý. Psikalizin yeri diye soruyorsunuz, son senelerde tekrar bir canlanma oldu diye düþünü-yorum. Çünkü, 3-4 sene önce psikanaliz akademisi diye bir akademi kuruldu Amerika'da. Bu akademi deðiþik ekolleri kendi çatýsý altýnda almayý düþünüyor. Belki bunun da bölünmeyi engellemek gibi bir rolü olabilir. Bütün klasik ve biraz radikal olan ekollerde daima baþkasýna karþý tepkiler oluyor. Bu akademinin gayesi ise bu tepkileri, küçümsemeleri ortadan kaldýrýp birleþtirmektir. Kanaatimce þimdi gene psikanalitik tedaviler gene revaçta olmaya baþladý. Avrupa'da zannediyorum zaten devam ediyor; nitekim memleketimizde Fransa'da yetiþen, Almanya'da yetiþen bazý arkadaþlarýmýz var. NY: Ýkinci sorum araþtýrýcý psikoterapi nedir? Çaðdaþ psikiyatride yeri nedir? LZ: Araþtýrýcý psikoterapiye son yýllarda meyil son derece artmýþtýr. Psikoterapi alanýnda araþtýrma yapmak çok güç. Son senelerde Kendall 1989'da psikote-rapinin ve psikanalizin beyinde kalýcý nörotransmitter deðiþimle-rine ve yapýsal deðiþikliklere yol açtýðýný göstermiþtir. 1962'de rahmetli hocamýz Necmettin Polvan benim analitik eðitimden geçtiðimi iþittiði zaman H. Jackson gibi bir regresyon saðlýyorsunuz ve sonra yeniden bir yapýlanma yapýyorsunuz derdi. O zaman tabi bu çok ileri bir görüþtü. Araþtýrma bu yönlerde þimdi yapýlmaya çalýþýlýyor tabi beyin görüntüleme teknikleriyle. Yoksa sýrf gözlemle araþtýrma yapmak çok zor psikoterapide kanaatimce. Yalnýzca bilimsel gözleme dayanarak bir yere varmak hemen hemen imkansýz. NY: Bu psikanalizde tekrar uygulamada artma ve tekrardan çýkýþa geçmesinin ayný anda araþtýrýcý psikoterapi içinde geçerli olduðunu söyleyebilirmiyiz? LZ: Evet. NY: Peki ben üçüncü olarak genel olarak psikoterapinin çaðdaþ psikiyatrideki yeri konusundaki düþüncelerinizi öðrenmek istiyorum efendim. LZ: Sanýyorum ki her vaka ile psikoterapötik bir yaklaþým lazýmdýr. Hastalarýn buna daima ihtiyacý vardýr. Ben bir kýsa makalede bir psikiyatrýn söylediði sözleri hala hatýrlarým. Þöyle diyordu: Bizim asistanlarýmýz þimdi otobüsteki veya uçakta yanlarýndaki yolcunun hayatýný kendi hastalarýnýn hayatýndan daha iyi bili-yorlar. Çünkü artýk psikiyatr ilaç vermekle yetiniyor, hastayý hiç tanýmýyor veya çok az tanýyor, hastanýn kendini ifade etmesine imkan vermiyor. Oysa benim kanaatimce en aðýr psikozlardan karakter bozukluklarýna varýncaya kadar ve bilhassa karakter bozukluklarýnda analitik psikoterapinin son derece önemi vardýr. Ama maalesef bizde Batý'ya uyarak þimdi bazý üniversitelerde bu eðitimin ortadan kalktýðýný görüyoruz. Hatta küçümseniyor diye düþünüyorum. NY: Hocam özel denetim saatlerinizde içgörü geliþtirmeye hep özel önem verdiniz. Sizden içgörünün tanýmýný alabilirmiyim. LZ: Ýçgörü bir insanda çok erkenden yani bize müracaat etmeden önce mevcut olan bir kabiliyet diyeceðim, bir yetenek oluyor. Kendini düþünebilmek, egoist manada deðil tabi; nedenleri, niçini, neden yaptýðýný anlamaya çalýþmak iliþkiler üzerinde biraz durmaya çalýþmak diyebiliriz. Bazý insanlarda doðuþtan olabiliyor. Biz tedavide bunu elde etmek için bilinçli veya mantýki bir þekilde hastaya göstermeye çalýþmýyoruz; sorularýmýzla onun daha derin düþünmesini saðlamaya çalýþýyoruz. Zaten insan bundan hep kaçýyor: Belki içgörüyü savunma mekanizmalarý daha olgun olan insanlarda görüyoruz. Duygusallýktan çok kaçan ve endiþe eden insanlarda içgörü eksikliðini tanýyabili-yoruz ve hastalarýmýz karþýmýza geldiði 220

SÖYLEÞÝ zaman onlara gerek rüya vasýtasýyla ki hep duygu çýkarma çabasýyla iç görüyü elde etmeye çalýþýyoruz. Bazen de maalesef baþarýlý olamýyoruz. NY: Hocam içgörünün tanýmýyla ilgili pratik bilgiler verdiniz. Ýçgörü eðitimi hasta iliþkisinde hekime ne saðlar. LZ: Daha iyi insan olmasýný saðlar: Çok özetlersem kendisini tanýma, iliþkilerini tanýma, daha hoþgörülü olmaya daha sertliklerden katýlýklardan uzaklaþmaya ön yargýlardan uzaklaþmaya yarar diye düþünüyorum. Onun için keþke yalnýzca psikiyatrlar deðil her hekim bu eðitimden geçebilse; nitekim hiç psikiyatriyle ilgisi olmayan bazý hekimlerin bu yeteneði doðuþtan olabiliyor ve hastalarýna daha insani bir þekilde, ön yargýsýz ve kabullenerek yaklaþtýklarýný biliyoruz. Bence iç görüyü saðlayabilmek ve bu eðitimden geçmek keþke her hekime ama bilhassa da uygulamalý olarak psikiyatrlara verilmesi lazým. NY: Ýçgörü hasta hekim iliþkileri dýþýnda normal hayatta insan iliþkilerine ne katar? LZ: Toleranslý olmayý katar gibi geliyor bana yani herkesi tahlil ederek yahut analizden geçirerek neden ve niçini anlamak için deðil. Sürekli yorumlarsak o zaman çok suni bir dünyada yaþamýþ oluyoruz. Bilhassa asistanlarýmýza her zaman vurguladýðýmýz bir þey bir özellik vardýr. Yorumun dört duvarýn dýþýna çýkmamasý lazým; yani gördüðünüz ve tanýdýðýnýz insanlarý normal hayatýnýzda yorumlamadan kaçýnýn. Yorumlama hasta hekim iliþkisinde de özel iliþkilerimizde de tecavüzdür. Ýçgörü genel iliþkilerimizde de tolerans sahibi olmamýzý saðlýyabiliyor. Belki tarif etmektense böyle söylemek daha kolaydýr. Burada vurgulamak istenen genç psiki-yatrlardan bazýlarýnýn maalesef bazý bizim gibi bazý yaþlýlarýn da herkesi yorumlama gibi bir yanlýþ eðilimleri vardýr. Ben yapmamaya çok çalýþmýþýmdýr. Bir insaný tanýmaya ve hareketlerini anlamaya hakkýmýz var kendimizce; fakat bunu karþýdaki insana söylemeye hakkýmýz yok. Çünkü o insan kendini bilmiyorsa bizim söylememiz haksýzlýk olur. Kendi biliyor veyahutta belli etmek istemiyorsa gene bence bu bir tecavüzdür, saldýrganlýktýr. Onun için dinleyen taraftan anlayýþ tolerans çok önemli ama karþýya yorum daima çok sakýncalýdýr. Hele bilhassa gençlere çok vurgulamak istiyorum. NY: Hocam eðitimimiz sýrasýnda sizden denetim saatlerinizde özellikle yorumlama konusunda defalarca uyarý almýþýzdýr ve bunun bir tecavüz anlamýna geldiðini sürekli olarak söylemiþsinizdir. Ben psikoterapi sahasýnda psikoterapi yaptýðýnýz sýrada yorumlamalarýn hastaya ne kaybettirdiðini yada iliþkiye ne kaybettirdiðini sormak istiyorum. LZ: Hastada ayný kayýplara sebep olur ama bence en önemlisi hasta ile iliþkinin entellektüel bir diyalog haline gelmesini, maalesef saðlar. Hasta þunu þu nedenle yaptým, onu bu nedenle yaptým gibi matematiksel bir þekilde kendini yorumlar; sözde yorumlar ve duygusal hiçbir katkýsý olmaz hayatýnda. NY: Aslýnda þunu söylemiþ oldunuz, psikoterapi bir entellektüel diyalogdan farklýdýr. LZ: Çok farklýdýr. NY: Neleri farklý hocam bunlarý bize söyleyebilir misiniz, bunu insanlar okuyacak ben onun için özellikle bunu açmanýzý istiyorum. LZ: Söylemeye çalýþacaðým. Aklýmýzla pek çok þeyin nedenini niçinini bilip deðiþtirmeyebiliyoruz. Halbuki çok içten anladýðýmýz zaman iç görünün saðladýðý noktada bu içten ve duygusal olarak anladýðýmýz zaman bu entellektüel bir düello yahutta bir oyun þeklinden çýký-yor. Nitekim hastayla karþý karþýya olduðumuz zaman bir yorumlama yerine hastanýn yorumlamasýný ve anlamasýný saðlamaya çalýþýyoruz. Hasta anladýðý zaman çok enteresan bir tabloyla karþýlaþýyoruz; hasta duraklýyor, sessizleþiyor ve duygu dolu bir an yaþadýðý farkýna varýyoruz. Þüphesiz bu deðiþimi de kolaylaþtýrýyor. NY: Entellektüel tartýþma hastaya da birþey katmýyor. LZ: Evet, hiçbir þey katmýyor. Matematiksel bir tartýþma þeklinde yapýlan bir konuþmada hastaya onun nedeni þu, þundan dolayý oluyor gibi konuþmalara dönüyor. Fakat bu tür bir diyalog hastanýn hayatýnda ne bir deðiþime ne iliþkilerinde bir deðiþime ne kendine bir katkýsý oluyor. Birçok hastada biz bunu görüyoruz. NY: Bu eðilimi, yani yorumlama ve matematiksel bir tartýþmaya döndürme eðilimini ben bazen hastalarda gözlüyorum. Ben aldýðým eðitimin etkisi ile bunu düzeltmeye çalýþýyorum. Bu eðilimi desteklemek tedaviyi nasýl etkiler? LZ: Þüphesiz olumsuz olarak etkiler. Þöyle bir örnek verebilirim size; annem babam beni sevmediði için bende böyle bir insan oldum. Daha saldýrgan oldum, tabi bu kadar basit bir yorum hiçbir zaman bir insanýn hayatýný deðiþtirmez, anlamasýna yardým etmez. Annem babam beni sevmedi bu durum pop psikoloji dediðimiz bir yöntemde gazetelerden mecmualardan veyahutta tedaviden geçen insanlarýn hemencecik bir 221

YÜKSEL N. yorum yapmasý insana kolay gelen fakat birþeyi halletmeyen bir yoldur. Örnek vereceðim bir hasta bir defa birisinden bahsederken iki renkli bir ayakkabý giydiði için (yani siyah ve beyazlý) homoseksüel eðilimi olduðunu söylemiþti. Erkekler çünkü iki renkli ayakkabý giymezler diye öðrenmiþti. Böyle bir davranýþ homoseksel bir eðilimi iþaret eder gibi saçma sapan bir yorum dinlemiþimdir hastadan. Bunu maalesef öðreniyorlar, öküz altýnda buzaðý aramak gibi bir þey ve hastaya hiçbir katkýsý olmuyor. Neden oldu yerine nasýl oldu diyerek araþtýrmak gerekir. Ýnsan kendisini anlarsa ve duyarlý olarak bazý yanlýþlarýný görürse kendini deðiþtirmeye çalýþýr. NY: Neden deðil, nasýl? LZ: Maalesef çok defa psikoterapi bu þekilde anlaþýlýyor yani neden niçini yerine belki hepsinden daha önemlisi nasýl olduðunu anlamak gerekli. Neden niçin hep sebep netice þeklinde anlaþýlýrsa çok kuru bir þey oluyor. Zaten hiçbir bir insan hayatýnda o kadar da basit bir sebepten bir netice çýkmaz. Çoðu faktörler yetiþme tarzý çevrenin, etrafýmýzda sosyal desteklerin olmamasý, çalýþtýðýmýz alan her birimizin üzerinde kültürümüz etkili oluyor. Bundan dolayý þu oldu demek çok basite indirgemek oluyor. NY: Hocam hasta hekim iliþkisinde bizim eðitimimiz de zaten terapötik ortamda oluyor. Bizim o ortamý geliþtirmek kontrol edebilmek için bize bazý beceriler geliþtirmemize yardýmcý oluyor. Eðitim ortamý için de benzer þeyler söylebilirmiyiz, yani eðitimden sorumlu olan insanlarýn iliþkilerinde bir eðitim ortamý oluþturduðunu, bunun eðitim gören insanlarý etkilediðini söyleyebilirmiyiz. Eðer buna evet derseniz nasýl bir ortam ve bunu nasýl kontrol edebiliriz nasýl saðlayabiliriz ve bu ortamýn hangi niteliklere sahip olmasý gerek? LZ: Ýnsan arasýndaki iliþkilerden bahsediyorsunuz tabi hekim deðil. Öyle mi? NY: Eðitim veren insanlar, eðitim veren insanlar yani hasta hekim iliþkisinde bir terapötik ortam var. Biz onu çeþitli yöntemlerle kontrol etmeye çalýþýyoruz. Eðitim ortamýndan bahsedebilirmiyiz? LZ: Evet zannediyorum, bahsetmemiz çok uygun olur. Hastamýz olsun yahut öðrencimiz olsun saygýlý bir iliþkide karþý taraf sonunda saygýyý öðreniyor gibi geliyor bana. Bizim davranýþýmýmýzdan (yani yaþlýlarýn) dolayý maalesef çevremizde þimdi bu saygýnýn çok azaldýðýný görüyoruz. Öðrenci ve öðretmen arasýnda ilkokuldan itibaren karþýlýklý saygý ve seviye dayanan bir iliþki olmalý. NY: Türkiye'de üniversitelerin psikoterapi eðitimi konusunda yeterli olduðunu düþünüyor musunuz ya da asgari düzeyde bir þey saðlamak gerekiyorsa bu açýdan yeterli olduðunu düþünüyor musunuz. Bunun için önerileriniz ne? LZ: Asgari þekilde kesinlikle yok. Nitekim bahar senpozyumunda dinlediðimiz bazý arkadaþlar Freud'un adý söylendiði zaman dahi boykot edildiklerini anlatan genç arkadaþlarýmýz vardý tabi. Freud'dan bahsetmek çok önemli deðil; psikoterapi illa da psikanaliz demek deðildir. Psikanalitik yönelimli eðitim veren fakülteler olabilir. Tersine biyolojik yönelimli fakülteler olabilir. Fakat birinin diðerini tamamen ortadan kaldýrmasý veya saymamasý bence çok sakýncalý. Asgari düzeyde de olsa bir eðitim lazým. Hastaya hitap etme becerisi hastaya sýk sýk ilaç vermek deðil. Hastanýn hayat ortamýný biraz anlamak ve hastayý biraz dinleyebilme bence çok önemli. Eðitimde de önemli olan faktör hastayý dinlemeyi öðretebilmektir. Hasta yükü yoðun olan yerlerde, beþ dakikada hasta deðerlendirilmesi icap eden polikliniklerde bu tamamen imkansýz oluyor. NY: Hocam psikanaliz bazý gruplarda çok ciddi bir þekilde eleþtiriliyor ve eleþtirilmesinin önemli bir sebebi olarak ta her türlü davranýþýn psikanalizde seks ile açýklanmaya çalýþýlmasý gösteriliyor. Biz sizden aldýðýmýz derslerde, denetim saatlerimizde, özel psikoterapi kurslarýnda bunun böyle olmadýðýný gördük. Bu konuda neler söyleyeceksiniz? LZ: Tabi çünkü maalesef erotizmden seksüalite anlaþýldý. Bu hem hekimler hem de halk arasýnda böyle oldu. Libidinal haz bölgelerinden de cinsel organlar anlaþýlmýþtý. Oysa gerçek bu deðil. Hastayý anlamak ve tanýmak önemli. Nitekim ben hatýrlarým 60 yaþýndaki bir haným beni görmeye gelmiþti. Ve oturdu "psikanaliz yaptýðýnýza göre herhalde cinsel hayatýmý anlamak istersiniz" dedi. "Hayýr hanýmefendi cinsel hayatýnýzý anlamak istemem sizi tanýmak isterim" demiþtim. NY: Bazý gruplarda her þey tek bir nedene baðlanmaya çalýþýlmakla eleþtirildi ve psikoterapiye bu nedenle karþý çýkýldý. Ben bunun haksýzlýk olduðunu düþünüyorum ve sizin de öyle düþündüðünüzü biliyorum ve eðitimiz sýrasýnda bunun olmadýðýný gördük. LZ: Sanýyorum kelime daðarcýðýmýzýn azalmasýyla baþlýyor bu Freud'un seksüalite dediði puberteden önce pregenital safhada haz bölgelerinden kaynaklanan haz 222

SÖYLEÞÝ duygusuyla ilgili cinsiyettir. Maalesef tercümelerde erotik ile seksüel kavramlarý karýþtýrýlmýþtýr. Nitekim ödipal problemlerden bahsettiðiniz zaman üç yaþýndaki bir çocuðun annesiyle fiilen sekse, seksüel iliþkiye girmesi sözkonusu deðil. Burada çocuðun anneyi paylaþmak istememesinden, yakýnlaþmasýndan bahsediyoruz. Yanlýþ anlamalarýn baþýnda bu nokta geliyordu. Mason'un eleþtirilerinde Freud'un bir çok vakasýnda aile tarafýndan çocuðun taciz edildiðini, yakýnlarý tarafýndan taciz edildiði iddialari önemli bir yer tutuyordu. Fakat 19. asýrda Viyana gibi herkesin herkesi tanýdýðý bir ortam içinde tabi ki bunlarý saptamak pek de mümkün deðildi. Daha sonra bu konu insanlarýn Freud'un aleyhine tavýr almalarýný saðlamýþtýr. Demin örnek veriyordum. Halk arasýnda da bu daha çok böyle oldu. Biraz önceki örnekte 60 yaþýndaki hanýmýn kafa-sýnda psikanaliz ile cinsel hayatýn anlatýlmasý ayný anlama geliyordu. Bana herhalde cinsel hayatýmý öðrenmek istiyorsunuz dedi. Bende hayýr hanýmefendi sizi tanýmak istiyorum diye cevap vermiþtim kendisine. Freud'dan beri zaten psikanaliz kavramý fevkalade deðiþmiþtir. Daha sonra anne çocuk iliþkisi, nesne iliþkileri, Margaret Mahler'in ayrýþma bireyleþme üzerindeki yazýlarý, Melanie Klein ve Winnicott psikanaliz kavramlarýný son derece deðiþtirmiþtir. Þimdi çok daha fazla kiþilik organizasyonunda bozukluklar görüyoruz. Bunlarý da Kohut'un, Kernberg'in katkýsýyla oluyor. Bu hastalarý zaten klasik psikanalitik teknikle tedavi etmek imkansýzdýr. Freud çok yanlýþ anlaþýlmýþ ve çok yanlýþ kullanýlmýþtýr, kullanýlýyor hala sanýyorum memleketimizde. NY: Ego psikologlarýnýn araþtýrýcý psikoterapiye somut katkýlarý neler olmuþtur? LZ: Bir grup psikolog tabi direkt egodan bahsetmeye baþlamýþ, egonun rolünü vurgulamaya baþlamýþlardýr. Psikanaliz ise baþlangýçta bilinç dýþýný ortaya çýkarma, ve savunma mekanizmalarý vs. vurgulamýþtýr. Hoffman, Erikson ve Rapaport insanýn sýrf dürtülerle yaþamadýðýný toplum içinde yaþadýðý ve toplumun etkileri ile deðiþik safhalardan geçtiklerini belirtmiþlerdir ve tabi çok büyük bir katký olmuþtur. Bugün klasik psikanalizden geçen bir bireyde hiçbir zaman dürtülerin üzerine konuþulmaz egosu üzerinde çalýþýlýr. Ego zaaflarýnýn ve savunmalarýnýn üzerine çalýþýlýr. NY: Hocam psikanaliz eðitiminin ilk yýllarýnda psikanaliz yapacak kiþilerin analiz olma zorunluluðu vardý. Hatta benim hatýrladýðým kadarýyla Freud bunun beþ yýlda bir tekrarlanmasý gerektiðini de söylemiþtir. Tabi þimdi psikanaliz yapan pek yok, eðitim alan insan da yok veya çok az. Psikoterapi yapacak asistanlarýn asgari eðitimi ne olmalý, ne düzeyde eðitim almalýlar, analizden geçmeleri gerekiyor mu? LZ: Kanaatimce geçmesi gerekmiyor. Psikanalizden geçmek çok farklý bir ikinci eðitim düzeyi veya bir uzmanlýktan sonra ikinci bir ihtisas. Ama psikoterapi yapmak için iyi denetim þarttýr. Ýyi denetim almýþ her genç arkadaþ hastasýna çok daha güzel yaklaþabilir ve hastasýný analitik psikoterapiden de geçirebilir eðer denetimi sýký yapýlýyorsa. Nitekim biz burada asistanlarýmýza ilk seneden itibaren vaka verdik. Kendilerine bu açýdan yoðun denetim uyguladýk. Kiþiliklerinde önemli deðiþmeler gördük. NY: Hocam siz asistanlarýn bu alanda eðitim alma motivasyonlarýnda son yýllarda bir deðiþiklik görüyor musunuz. Ülkemizde insan iliþkileriyle insanlarýn davranýþ biçimlerinde olan deðiþiklikler asistanlara yansýyor mu? LZ: Kanaatimce yansýdý. Ben çok üzülerek belirteyim, çok yaþlandýðým için eskisi gibi denetim veremiyorum. Hacettepe'den emekli olduktan sonra birkaç sene deðiþik fakültelerin ve hastanelerin asistanlarý ve bazý uzmanlarý da denetim için geliyorlardý. Haftada iki üç defa buluþuyorduk. Maalesef bunu kesmek mecburiyetinde kaldým. Þimdi burada kendi asistanlarýmýza iyi bir denetim vermeye çalýþýyoruz. Psikanalizin þart olmadýðýný, iyi bir hekim olmak iyi bir statü elde etmek için þart olmadýðýna ait bazý örnekler de verebilirim. Kiþinin deðiþmesi mesela iznini almadan belki bir asistanýmýzdan bahsedeceðim: Hastasýna karþý inaçsýzlýðý nedeni ile hastanýn kendisine çok fazla baðlamasýndan, bunalýmýný teker teker dile getiriyor vb. bunun gibi bir çok konudan þikayet ediyordu. Hastaya inan-mamasý vardý. Bütün bunlarý bir görüþmede aktarmýþtý. Tabii sorununu çözebilmiþ ancak denetimde çözmüþtü. NY: Tabii burada denetim almanýn önemi ortaya çýkýyor. LZ: Denetim yaptýðýnýz zaman ona da çok saygýlý olmamýz icap ediyor. Kiþinin mesela asistanýmýzýn yani genç arkadaþlarýmýzýn özel hayatlarýna gene yorum yapmadan denetim yapmak bence çok önemlidir. Çok saldýrgan denetim yapan kiþi de biliyorum. Sen þusun, þöylesin, onun için öyle davranýyorsun demeye hiçbir zaman hakkýmýz yok. NY: Bazý psikiyatristler diyor ki ben psikoterapistim biyolojik psikiyatriye karþýyým. Veya tersi bir þekilde 223

YÜKSEL N. psikoterapiye karþýyým. Oysa biz sizlerden bunlarýn birbiri ile çeliþmediðini, ikisinin ayný olayýn farklý bir dille anlatýmý olduðunu bir çok kez duyduk. Bu konuda eðitim veren insanlara ne söylemek istersiniz. LZ: Radikal olmamaya çalýþmalarýný öneririm. Bir insan bunlardan birine diðerine göre daha yatkýn olabilir. Psikoterapiyi veya biyolojik yönelimi tercih edebilir. Diðerini küçümsemesine hiç lüzum yoktur. Biyolojik psikiyatri çok önemli bir branþtýr. Çok daha süratli ilerleyen, yeni yöntemleri hýzla geliþtiren bir gidiþi var. Ama hiçbir zaman da psikoterapiyi aþaðýlama diye öngörmemesi lazýmdýr kanaatimce. NY: Asistanlar bunlardan birine mi yönelmeleri gerekir. LZ: Hayýr. Ýyi yetiþmiþ bir asistanýn hem biyolojik psikiyatriyi tanýmasý hem de psikoterapötik yaklaþýmý bilmesi þarttýr kanaatimce. NY: Herþeyi bilmek olanaklý deðil. Ama asgari düzeyde bilmek önemli. LZ: Tabii. Seneler önce yurt dýþýnda bir nöroloji kongresine gitmiþtim. Eðitim üzerine bir seminer vardý, ona katýlmýþtým. Eðitim seminerinde o zaman eðitimin deðiþmesini düþünüyorladý. Nörolog ve psikiyatr ayýrýmý çok barizdi. Þimdi daha ziyade psikiyatrlarýn da görüntüleme metodlarýna ilgi duymalarý, bu yöntemin psikiyatrik hastalýklarda önemli bilgiler sunmasý nedeni ile nöropsikiyatrinin yeniden ortaya atýlmasýný tavsiye ediyorlardý. Þimdi herþeyde mükemmel olmak imkansýz. Ama biraz bilebilmek, baþka branþlarý anlayabilmek için ortak alanlarda asgari düzeyde bilgi sahibi olmak, literatürü takibedebilmek, mesela görüntüleme metodlarýný ana hatlarýyla bilmek bence çok önemli ve gerekiyor tabi. 224