KAMUOYUNA 15 YIL SONRA 17 AĞUSTOS 1999 KOCAELİ DEPREMİNE BİR BAKIŞ

Benzer belgeler
YILDIZ TEKNİK DOĞA BİLİMLERİ ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANI PROF. ERSOY, milliyet için İNC. ELEDİ- 1 / Serhat Oğuz

80. YILINDA 1935 MARMARA

KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN TÜRKİYE DEKİ GELİŞİMİ

Bursa Yakın Çevresi Deprem Tehlikesi ve Kentsel Dönüşüm

Afet Sonrası İyileştirme Planı

AR&GE BÜLTEN 2010 ġubat SEKTÖREL DEPREM GERÇEĞĠ

Doğal Afetler ve Kent Planlama

İnşaat Sektörünün 2008 Yılı Sayısal Performansı 2009 Yılı İçin Umut Vermiyor

İL BAZINDA DAĞILIM İSTANBUL 136 ANKARA 36 İZMİR 23 ANTALYA 12 KOCAELİ 10 GAZİANTEP 9

'Marmara Depremi'nin 10.Yılında...

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar:

DOĞAL AFETLER VE BURSA

Harita 12 - Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası

Yeni Büyükşehir Yasası ve Arazi Yönetimi

TOPLUM LİDERLERİNİ TEŞKİLATLANDIRMA PROJESİ AFET ZARARLARINI AZALTMA PROGRAMI DEPREM VE KORUNMA BİLİNCİ

RİSKLİ YAPI TESPİTİ. Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü. Riskli Yapılar Dairesi

TÜRKİYE DEPREM VAKFI TANITIM & DEPREM ZİRVESİ SPONSORLUK DOSYASI

Şebinkarahisar lı bir baba ve Rumeli göçmeni bir annenin oğlu, İlk, orta ve lise öğrenimini Özel Tarhan Koleji'nde tamamladı,

KENTLI, YOĞUN, HIZLA YAŞLANAN BIR NÜFUS

27 KASIM 2013 MARMARA DENİZİ DEPREMİ

Türkiye de Son Dönem Bölgesel Gelişme Politikalarının Değerlendirilmesi ve Gelecek Gündemi. Bölgesel Gelişme ve Yapısal uyum Genel Müdürlüğü

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

YEREL ÇEVRESEL PLANLAMA

TÜRKİYE DE DEPREM GERÇEĞİ

Afet Risk Yönetimi. Risk Azaltma ve Yerel Yönetimler

KENTSEL POLİTİKALAR II. Bölüm

Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü

HABER BÜLTENİ DOSYA. JEOLOJİ VE JEOTEKNİK ETÜT RAPORU VE EKLERİ İLE İLGİLİ ESASLAR'a göre yapılması genelgede

Çözüm Kentsel Dönüşümdedir ve Zaman Kentsel Dönüşüm Zamanıdır

DSÖ SAĞLIKLI ŞEHİRLER PROJESİ 5. FAZ HAZIRLIK ÇALIŞMALARI JÜLİDE ALAN SAĞLIKLI KENTLER BİRLİĞİ BAŞKANLIĞI YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ NİSAN 2008

T.C. BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ Department of Civil Engineering. Betonarme Binaların Göçme! Riskini tayine yarayan. P25 Metodu. ve Âfet Riski Yasası

AFET KOORDİNASYON MERKEZİNİ (AKOM)KURDUK

Değerli meslektaşlarım,

Yaşanabilir Bir Şehir için İzmir Bölge Planı Hedefleri. H.İ.Murat ÇELİK, PMP Birim Başkanı

BURSA ĠLĠ ĠÇĠN ZEMĠN SINIFLAMASI VE SĠSMĠK TEHLĠKE DEĞERLENDĠRMESĠ PROJESĠ

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ 21 TEMMUZ 2017 GÖKOVA KÖRFEZİ - AKDENİZ DEPREMİ

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ 21 TEMMUZ 2017 GÖKOVA KÖRFEZİ- AKDENİZ DEPREMİ

Değerli meslektaşlarım,

Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Şube Müdürlüğü

Konu: Askıdaki Plana İtiraz Tarih:

DEÜ DESEM - Alsancak / İZMİR (75.Yıl Konferans Salonu)

Gemlik-Armutlu Karayolu nun bitişiğinden güneye doğru uzanmaktadır.

UYAP VİZYONU SEMİNERİ KATILIMCI PROFİLİ

Kentsel Dönüşüm ve Yapı Denetim İzmir Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü

haber TMMOB ESKÝÞEHÝR KENT SEMPOZYUMU GERÇEKLEÞTÝRÝLDÝ Türk Mühendis ve Mimar Odalarý Birliði Eskiþehir Ýl

ALANSAL UYGULAMALAR sayılıafet RİSKİALTINDAKİALANLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ HAKKINDA KANUN ve UYGULAMA YÖNETMELİĞİ

Zorunlu Deprem Sigortasına Dair Kanun Hükmünde Kararname (6305 sayılı Afet Sigortaları Kanunu ile tarihinden yürürlükten kalkacaktır.

HATAY İLİ NİN JEOLOJİSİ ve DEPREMSELLİĞİ KONFERANSI

AFET KOORDİNASYON MERKEZİNİ (AKOM)KURDUK

25 NİSAN 2015 NEPAL-KATMANDU DEPREMİ (M=7.8)

ZEMİN ETÜTLERİ "Bayındırlık ve Iskan Bakanlığı'na Odamızca yeni çıkarılması Programlanan yönetmelikte değerlendirmek üzere sunduğumuz görüşümüz"

Yerel yönetimler, Kamu ve Sivil toplum kurum/kuruluşları, İşletmeler, Üniversiteler, Kooperatifler, birlikler

İMAR PLANINA ESAS JEOLOJİK-JEOTEKNİK ETÜT RAPORU

Entegre Acil Durum Yönetimi Sistemine Giriş

Planlama Kademelenmesi II

TÜRKİYE DE İLKYARDIMIN SAĞLIK VE AFET ORGANİZASYONUNA ENTEGRASYONU. Dr. Yavuz Üçkuyu Konya İl Ambulans Servisi

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ 21 TEMMUZ 2017 GÖKOVA KÖRFEZİ- AKDENİZ DEPREMİ

II. DOĞAL AFETLER (NATURAL DISASTERS)

İZMİR İN EN BÜYÜK SORUNU İŞSİZLİK RAKAMLARININ ANALİZİ

20. Dönem Çalışma Raporu İçindekiler Dönem Çalışma Programı Çalışma Döneminde Örgütsel Durum ve İşleyiş...

TÜRKİYE DEKİ KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN AKTÖRLERİ VE ÖRNEKLER. Ayaz ZAMANOV İrem BAHÇELİOĞLU

DOĞU KARADENĠZ BÖLGESĠNDE HEYELAN

ŞEHİR YÖNETİMİ Şubat 2018

DÜNYA YI ARAŞTIRMAYA HOŞGELDİNİZ

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ 20 ŞUBAT 2019 TARTIŞIK-AYVACIK-ÇANAKKALE DEPREMİ

T.C. Bayındırlık ve Đskan Bakanlığı. Afet Đşleri Genel Müdürlüğü SAYI : B.09.0.AĐŞ /12297

KONUT PİYASASINDAKİ GELİŞMELERİN SATIŞ İSTATİSTİKLERİNE YANSIMALARI

Dokuz Eylül Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü.

Meslekiçi Eğitim Çalışmaları

Harita Mühendisliği iş alanında iş kazaları

Türkiye Sigorta ve Emeklilik Sektörü

MARMARA BÖLGESi. IRMAK CANSEVEN SOSYAL BiLGiLER ÖDEVi 5/L 1132

TOPLU KONUT İDARESİ BAŞKANLIĞI

T.C. BAŞBAKANLIK HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI

ÇANAKKALE NİN GELİŞME ALANLARINDA EKOLOJİK YAKLAŞIMLAR. İsmail ERTEN

Başa Dön ZORUNLU DEPREM SİGORTASI (DASK)

SUNU BAŞLIKLARI: 1.RİSKLİ YAPININ TARİFİ 2.RİSKLİ YAPI TESPİT MÜRACAATLARI 3.RİSKLİ YAPI TESPİTİ 4

T.C. ESKİŞEHİR TEPEBAŞI BELEDİYESİ İMAR VE ŞEHİRCİLİK MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK

GEBZE BELEDİYESİ KENTSEL TASARIM MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

FİRMA TANITIMI KENTSEL DÖNÜŞÜM SÜRECİ GÜVENLİ GELECEĞE DÖNÜŞÜM

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ 25 MART 2019 YAĞCA-HEKİMHAN MALATYA DEPREMİ BASIN BÜLTENİ

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ 12 HAZİRAN 2017 KARABURUN AÇIKLARI- EGE DENİZİ DEPREMİ

TÜRKMMMB-TÜRK MÜŞAVİR MÜHENDİSLER VE MİMARLAR BİRLİĞİ 12. TEKNİK MÜŞAVİRLİK KONGRESİ; KONU: AFETLER VE TÜRKİYE İLHAN ADİLOĞLU

Neden Kentsel Dönüşüm?

Gayri Safi Katma Değer

JEOLOJİK-JEOTEKNİK BİLGİ SİSTEMİNE BİR ÖRNEK: AKSARAY İL MERKEZİ

MARMARA DENİZİ VE İSTANBUL RAPORU Marmara Bölgesi nde 40 ile 41 enlem boylam arasında 4.0 ve üstü büyüklükte 16 yılda 50 deprem meydana

SAMSUN DA YAŞANAN AFETE İLİŞKİN RAPOR

SİGORTA BRANŞLARINA İLİŞKİN TEBLİĞ TEBLİĞ NO: (2007/1) 11 Temmuz 2007 ÇARŞAMBA Resmî Gazete Sayı : Tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.

SON EKONOMİK GELİŞMELERDEN SONRA ESNAF VE SANATKARLARIN DURUMU

Afetlerde Acil Müdahale Ekiplerinin Koordinasyonu AFŞİN EMRE KAYIPMAZ BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI

EKONOMİ DEKİ SON GELİŞMELER Y M M O D A S I P R O F. D R. M U S T A F A A. A Y S A N

TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI

MEVZİİ İMAR PLANINA ESAS JEOLOJİK-JEOTEKNİK ETÜT RAPORU

Hayat Sigortalarının Gelişimi İçin Öneriler. Hayat Sigortası İnceleme ve Araştırma Komitesi

24 MAYIS 2014 GÖKÇEADA AÇIKLARI - EGE DENİZİ DEPREMİ BASIN BÜLTENİ

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Sayılı Belediye Kanunu na Ek Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi ve gerekçesi ekte sunulmuştur.

ULUSAL HAVZA YÖNETİM STRATEJİSİ

BİNA VE BİNA TÜRÜ YAPILAR (KATEGORİ 2 ve 3) İÇİN PARSEL BAZINDA DÜZENLENECEK ZEMİN VE TEMEL ETÜDÜ (GEOTEKNİK) DEĞERLENDİRME RAPORU FORMATI

Transkript:

KAMUOYUNA 15 YIL SONRA 17 AĞUSTOS 1999 KOCAELİ DEPREMİNE BİR BAKIŞ 17 Ağustos 1999 Kocaeli ve ardından 3 ay sonra gelen 12 Kasım 1999 depremleri Marmara Bölgesinde büyük can kaybına ve maddi hasarlara yol açmış, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri üzerinde yer alan ülkemizin depreme hazırlıksız yakalandığını bize açık bir biçimde göstermiştir Binlerce kişinin hayatını, yakınlarını, evini, mutlu yaşamını enkaz altında bırakan sarsıntıdan tam 15 yıl geçti. Bu kadar zaman sonra depreme olan bakış açısı değişti mi? Bu geçen zamanda deprem korkusunu ne kadar yendik? Neler yaptık? Bizler adına karar verenler bizim için neler yaptı? Kısacası depreme hazır mıyız? Gelecek Marmara depremi giderek yaklaşıyor. Sadece İstanbul da Türkiye nin yüzde 25 i olan 15 milyondan fazla insan yaşıyor. Buna Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Yalova, Bursa, Balıkesir, Çanakkale, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli gibi çevre illeri de kattığımızda bu oran yüzde 40 lara varmaktadır. Türkiye ekonomisine yüzde 40 dan fazla katkısı olan bu bölgedeki bir büyük deprem sadece can ve mal kayıplarına yol açmakla kalmaz, aynı zamanda ülkemizin milli güvenliğini tehlikeye sokar. Bu bakımdan Deprem Tehlikesi Bir Milli Güvenlik Sorunudur. Marmara Denizinin içinden geçen Kuzey Anadolu Fay kolunun üzerinde, 1912 Şarkköy- Mürefte depremi ile 1999 Kocaeli depreminden sonra gerilim giderek artmaktadır. Zaman zaman meydana gelen küçük depremler gelecek büyük depremin birer habercisidir. Marmara denizinde oluşacak olan gelecek depremlerden söz ederken tsunami tehlikesini de birlikte anmak gerekir. Çünkü tsunami, hem Türkiye kıyılarının, hem de Marmara denizinin önemli bir tehlikesidir. Geçmiş dönemde Marmara kıyılarında tsunami yaşandığına ilişkin bilimsel olarak kuşku yoktur, kesindir. Tsunami dalgasının yüksekliği konusunda pek çok spekülasyon yapılsa da suyun insanı öldürme derinliği 1 metre olduğu unutulmamalıdır! Bu bakımdan tsunami konusunda bilinçlenmeli ve kıyılarımızı buna göre planlamalıyız. Yapıların üzerine konuşlandığı zeminin jeolojik yapısı hep ihmal edilen bir konu olmuştur. Depremler ise yapılar kadar binaların altındaki toprağın da unutulmaması gerektiğini bize hep afetlerle hatırlatmıştır. Biz unutmuşuz, o hep hatırlatmıştır. Doğanın mesaj gayet açık Toprağı unutursan, girersin kara toprağın altına!. İstanbul un merkezi kısmının dörtte üçü Türkiye nin en sağlam kayaçları üzerinde yer almaktadır. İstanbul un tarihsel dönemdeki az miktardaki nüfusu bu sözünü ettiğimiz sağlam zeminin yerleşim alanı kurmuştur. Buna rağmen o dönemin yapı stoku 1894, 1876, 1509 gibi büyük depremlerden etkilenmiş, önemli can ve mal kayıpları yaşanmıştır. Bu kayıpları göz ardı edemeyiz. Şimdi ne değişmiştir? Günümüzde betonarme yapıların standartları oldukça

gelişmiş olmasına rağmen zemin, nüfus ve yapı stoku bir sorun olarak karşımızda dağ gibi durmaktadır. Çünkü, günümüzde artan nüfusun ihtiyacı olan konut sorunu nedeniyle İstanbul yapı stoku sağlam zeminlerden sorunlu zeminlere doğru kaymıştır. Bu gelecek depremlerin İstanbul u daha fazla etkileyeceğini gösteren açık delillerden biridir. Çünkü İstanbul un çevresi, özellikle Marmara denizine bitişik Avrupa kıyıları göreceli olarak diğer bölgelere kıyasla daha hassas zemin üzerinde bulunmaktadır. Dolayısıyla üzerindeki yapılar, zeminin deprem karşısında daha çok sarsılmasıyla hasar görebilecektir. Bu hassas bölgelerde yapıların inşası sırasında yerin jeolojik yapısı mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Çünkü bu zemin deprem dalgalarını şiddetinin artmasını sağlayan bir yapıya sahiptir. Diğer sağlam kayaçların bulunduğu İstanbul un merkezi kısmında da bazı sorunlar vardır. Sağlam denilen kayaçların üzerinde iyice ayrışmış, sert kaya özelliklerini kaybetmiş gevşek kıvamlı bir kısım bulunmaktadır. Birçok teknik insan, mühendis, müteahhit, karar verici ve yönetici bu durumun farkında değildir. Bilerek ya da bilmeyerek pek çok zemin etüdünde yapının temelinin oturacağı bu kısım ihmal edilmekte tüm zemin sağlam kayaç gibi gösterilmekte ve gelecek afetlere davetiye çıkarılmaktadır. Ayrışmış bu kısım artık kayaç değildir. İstanbul un bu kısımları Türkiye nin en sağlam değil, en çürük zemini haline gelmiştir. Kentsel Dönüşüm Yasasının çıkmasının ardından onlarca bilinmezle beraber 5 Ekim 2012 de Başbakanın katılımıyla başta İstanbul olmak üzere Türkiye nin pek çok yerinde riskli yapılar yıkılarak yasa resmen uygulanmaya başladı. Bu yasa Cumhuriyet tarihinin en önemli girişimlerinden biridir. Uygulanabilirse asrın projesi olacaktır. Gerekli biçimde uygulanamazsa asrın rezaleti haline dönüşecektir. Kim ne derse desin, bu yasa tüm çevreler tarafından (vatandaştan politikacıya, mühendisten müteahhitte) içten içe rantsal dönüşüm ya da kentsel bölüşüm yasası olarak görülmektedir. Unutulmamalıdır ki afetleri insanlığın bir sonu olarak değil de insanların ölmeyeceği yapıları inşa etmek için bir fırsat olarak görmeliyiz. Bu fırsat temiz eller ve akıllı kafalar tarafından en uygun bir biçimde kullanılmalıdır. Belediyeler Kentsel Dönüşüm yasasının önemli uygulama, teknik denetim ve gözetim ayaklarıdır. Yasalar yetkiler bir yana, belediyeler kentsel dönüşüm ve zemin etütleri konusunda son derece önemli sorumluluklara sahiptir. Yapı sektöründe Belediyelerin sık sık rantsal kaygılara sahne olduğu dedikoduları buralardaki teknik yetersizlik ve sistemin oturmayışından kaynaklanmaktadır. Belediyelerin yetki ve sorumluluklarını tam anlamıyla yerine getirebilmesi için teknik olarak daha da güçlendirilmeye gereksinimleri vardır. Özellikle imar örgütlenmesinde zemin müdürlüklerine ihtiyaç vardır. Daha çok sayıda jeoloji mühendisliklerine ihtiyaç vardır. Bu teknik kadro jeofizik mühendisleriyle güçlendirilmelidir. Bu bir istihdam sorunundan çok teknik bir sorundur Türkiye Nüfus 75 milyonu aşmaktadır. Türkiye de kentlerde yaşayanların nüfusu toplam nüfusun % 68 idir. Bu yoğunlaşma sosyoekonomik baskıyla kaynak sorunu ve çarpık kentleşme sorunlarını beraberinde getirmektedir. Kısa adı TOKİ olan ve Başbakanlığa bağlı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı halka ucuz konut vaadiyle kurulmuştur. TOKİ nin, Hazine, Belediye, Özel İdare ve Vakıflar İdaresi nin arazileri üzerinde tasarrufları bulunmaktadır. İnşaat alanına ait projeyi belediyeye verir. Fakat 15 günde ruhsat verilmezse, TOKİ ruhsat verilmiş sayılmaktadır. TOKİ elbette büyük bir kurumdur ve büyük projelere imza atmıştır. Ama TOKİ nin yer seçimleri konusundaki kararları, deprem bölgelerindeki uygulamaları, bazı bölgelerdeki yapı standartları ve ticarileşme konusunda kamuoyunda kaygıları giderilmelidir.

Zorunlu deprem sigortalarının yapıldığı ve deprem nedeniyle zarar gören sigortalıya tazminat ödeme gibi bir hizmeti verebilecek kaynak bir havuz kuruluşu olan DASK (Doğal Afet Sigortalar Kurumu) dünyanın örnek aldığı bir kuruluştur. Sigortalama sistemi medyadaki Kamu spotlarıyla daha özendirici olmaya başlamıştır. Eğitim ve bilgilendirme çalışmalarına hız verilmeli, sigorta poliçe sayısı artırılmalıdır. Okullar ve hastaneler başta olmak üzere tüm kamu binaları güçlendirilmelidir. Nüfusumuzun yarısından fazlasını çocuklarımız oluşturmaktadır. Çocuklarımız depremde en kolay zarar görebilecek ve yaşayacağı travmaları uzun yıllar taşıyabilecek olan hassas varlıklarımızdır. Onlarsız hayat düşünemeyiz. Okullar onların sadece eğitim, öğretim ve sosyal aktivitelerini sürdürdükleri yerler değildir. Okullar aynı zamanda bizlerin bir acil durumlarda sığınabileceğimiz güvenli yerlerdir. Deprem okullarımız güçlendirilmyi beklemeyebilir. Ailelerinden uzakta güvensiz yapılarda okuyan öğrenciler afetler ne kadar hazırdır? Unutmayalım Güçlü Okullar, Güçlü Beyinler demektir. Bu bakımdan geleceğimizi depremlere kurban etmeyelim. Büyük bir dayanışma kültürüne sahip olan vatandaşlarımızın deprem ve afet kültürünü zenginleştirecek girişimlere devam edilmelidir. Deprem gibi jeolojik olaylar doğada gerçekleşir ve doğaldır. Ama afetler doğal değildir. Çünkü insanoğlunun geliştirdiği doğayı alt etmeye çalışan yanlış planlar ben merkezlidir ve her defasında da yenik düşerek zarar görmektedir. Doğayla savaş yerine barışma stratejisini özümsemeliyiz. Bu bakımdan Doğal Afet Yoktur! Doğa olayı vardır. İnsanlar bunu afete dönüştürmektedir. Türkiye, başta deprem olmak üzere pek çok afet tehlikesine açık bir ülkedir. Son zamanlarda, ikimdeki dalgalanmalara bağlı olarak meydana gelen ani yağışlar, seller, fırtınalar, hortumlar ve heyelanlar bu afet çeşitliliğinin birer göstergesidir. Rüzgâra esme, Sulara taşma, Toprağa sallanma diyemeyeceğimize göre afetlere her an hazır olmalıyız? Afetlerin giderek şiddetlendiği ve artığı son yıllarda hem can kaybı, hem de ekonomik kayıpların önlemesi ya da azaltılması adına ülkemiz ve hatta tüm ülkeler birleşik olarak ortak bir akıl geliştirmelidir. Afetlere karşı işbirliği sadece hükümetlerin sorunu değil, aynı zaman özel sektörün bir sorunudur. Çünkü ülke yatırımlarının çoğunu (% 65-75 kadarını) özel sektör yapmaktadır. Bu anlamda sermaye kaybı yoksullaşma ve işsizlik demektir. Afetlere karşı kamu ve özel sektör el ele çalışmalıdır. Jeoloji, Jeofizik ve İnşaat mühendisleri, mimarlar, planlamacılar, yapı denetim firmaları, müteahhitler, yatırımcılar, bina ve konut sahipleri, karar vericiler, hükümetler, belediyeler, yöneticiler, politikacılar, vatandaş, basın, devlet ve meslek örgütleri, sivil toplum örgütleri, üniversiteler, Türk Silahlı Kuvvetleri, Kızılay, Dask, Afad, Akom gibi kuruluşlar depremin en önemli ilgilileridir. Tüm bu bileşenler, ülke ve insan sevgisi temelinde, rantlardan ve mesleki çıkarlardan uzak bir şekilde, çözümün bir parçası olmak adına elbirliği ile ortak akıl ve çözüm geliştirmelidir. Sonuç olarak, Ülkemizin deprem Afet Riski nin daha iyi yönetilmeye ihtiyacı vardır. Yoğun nüfusun ve yapı stokunun olduğu şehirler görebilecekleri zarar nedeniyle milli güvenlik sorunu yaratabilir.

Güncel çabalar umut verici, fakat yetersizdir. Çünkü risk hızla artmaktadır. Depremler devletin yatırım planlarını altüst edebilecek bir olgudur. Bu bakımdan başta deprem olmak üzere tüm afetler kalkınma planları içinde yer almalıdır. Özel Sektör, afetlerde çözümün bir parçası olmalıdır. Çünkü büyük yatırımlar büyük risk demektir. Ulusal Sermayenin eriyerek yok olmaması için kamu ve özel sektör kol kola olmalıdır Bu problemi göğüsleyecek kapasitedeki tüm örgüt ve organizasyonlar güçlendirilmelidir. Özellikle Belediyeler deprem ve zemin konusunda teknik ve kadro olarak daha da iyileştirilmelidir. Mevcut kaynakların daha verimli kullanılması adına popüler çözümlerden çok, doğru yönlendirilmiş planlara yönlendirilmelidir. Halkın içinde olmadığı deprem hazırlık planları verimli uygulanamaz. Her plandan, her uygulanmadan ve her hazırlıktan halkın haberi olmalı ve bir paydaş olarak hazırlık planlarına dâhil edilmelidir Afetler yoksulluğu sever! Bütüncül çözüm açısından ülkemizdeki gelir dağılımı eşitsizliği konusunda ekonomik çabalar harcanmalıdır. Böylelikle İstanbul da, Adana da, Ankara da, Hakkari de, Van da ve Erzurum da yaşayan bütün okul çocukları eşit deprem riskine sahip olabilsin. Afetsiz Günleri Diliyoruz. Prof Dr Şükrü ERSOY Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı sersoy@yildiz.edu.tr 0532 431 45 41

YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ DOĞA BİLİMLERİ ARAŞTIRMA MERKEZİ 2001 yılında, 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kurumu nun izniyle kurulan ve resmi gazetede yayınlanan yönetmeliği çerçevesinde faaliyet gösteren Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Yıldız Teknik Üniveristesi Rektörlüğü ne bağlı olarak çalışmalarını yürütmektedir.