1 ) GERÇEK KİŞİLER KİŞİLER HUKUKU Kişilik, sağ ve tam doğum ile başlar. Sağ doğum, çocuğun ana rahmini terk ettikten sonra bir an olsun nefes alması halidir. Tam doğum ise, çocuğun ana rahmini tamamen terk etmesi durumudur. Doğum 1 ay içinde nüfus memuruna bildirilir. Ölüm 10 gün içinde bildirilir. Hak Ehliyeti: Hak sahibi olabilme ve borç altına girebilme yeteneğine denir. Bir kişinin hak sahibi olabilmesi veya borç altına girebilmesi için herhangi bir eylemde bulunmasına gerek yoktur. Örnek: Akıl hastası bir kişi dahi hak ehliyetine sahiptir. Bu nedenle, miras yolu ile borç altına girer veya hak sahibi olabilir. Çocuk sağ doğmak şartıyla ana rahmine düştüğü andan itibaren medeni haklar istifade eder. Her insanın hak ehliyeti vardır. Bütün insanlar haklara ve borçlara ehil olmada eşittir. Fiili Ehliyet: Bir kimsenin kendi fiil ve hareketleriyle kendi isteği ile hak kazanma etmesi ve bu hakları değiştirmesi veya ortadan kaldırması, borç altına girmesi, onları değiştirmesi veya ortadan kaldırması. Fiil Ehliyetinin Koşulları: Erginlik: Kanuni Erginlik:18 yaşının doldurulmasıyla başlar. Evlenme İle Kazanılan Erginlik: Evliliğin daha sonra yokluk yaptırımı dışında herhangi bir nedenle sona ermesi kazanılan erginliği etkilemez. Evlenme yaşı; cinsiyet ayrımı gözetmeksizin; olağan hallerde 17 yaşın doldurulmasıdır. Ancak hakim olağanüstü durumlarda 16 yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir. 15 yaşını dolduran küçük, kendi isteği ile ve velisinin rızası ile mahkemece ergin kılınabilir. Ayırt Etme Gücü: Yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes bu kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir. Ayırt Etme Gücünü Etkileyen Faktörler: Yaş - Akıl Hastalığı ve Akıl Zayıflığı - Sarhoşluk Kısıtlı Olmamak: Bir kişinin, kendi menfaatlerini bizzat kendisinin koruyamayacağı veya üçüncü kişi veya kişilerin menfaatlerine zara verme tehlikesi bulunduğu hallerde, fiil ehliyetine sınır getirilmesi. Kısıtlanma Nedenleri: Akıl Hastalığı veya Akıl Zayıflığı: Hakimin akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedeniyle kısıtlanmaya kara verebilmesi için bu kişi için alınmış resmi sağlık kurulu raporu olması gerekir. Savurganlık, Alkol veya Uyuşturucu Madde Bağımlılığı, Kötü Yaşama Tarzı, Kötü Yönetim İstek Üzerine: Yaşlılığı veya ağır hastalık sebebiyle işlerini gereği gibi yönetemeyenler. Özgürlüğü Bağlayıcı Ceza: Bir yıldan veya uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkum olana her ergin kısıtlanır. Ceza 5 yıldan fazla ise kısıtlama için dava açmaya gerek yoktur. Kısıtlama kararı için yetkili mahkeme, kısıtlanacak kişinin yerleşim yeri mahkemesi, görevli mahkeme ise sulh hukuk mahkemesidir. Kısıtlanma kararı, kesinleşince hemen kısıtlının yerleşim yeri ile nüfusa kayıtlı olduğu yerde
ilan edilir. FİİL EHLİYETİ AÇISINDAN KİŞİLERİN SINIFLANDIRILMASI TAM EHLİYETLİLER: Ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan der ergin kişinin fiil ehliyeti vardır. TAM EHLİYETSİZ: Ayırt etme gücü bulunmayan kişiler tam ehliyetsiz olarak nitelendirilir. Ayrıca hayatının belli bir döneminde ayırt etme gücünü kaybeden kişiler (sarhoşluk, cinnet, bilinç kaybı gibi) tam ehliyetsizdir. Hukuki işlem yapıldığı andan itibaren mevcuttur. Hukuki işlem yasal temsilcinin muvafakat vermesi hukuki işlemi geçerli hale getirmez. İstisnalar: Evlenme= Tam Ehliyetsizlerin evlenmesi mutlak butlan nedenidir. Mutlak butlanın evlenme işlemindeki bu istisna durumu karşısında tam ehliyetsizlerin evlenmesi hakim kararına kadar geçerli bir evliliğin tüm sonuçlarını doğuracaktır. Ölüme Bağlı Tasarruflar= Ölen kişinin son arzuları mümkün mertebe ayakta tutulmaya çalışılır. Hukuki İşlemin Butlanını İleri Sürmek Hakkının Sınırlanması= Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde tam ehliyetsiz bir kişi ile işlem yapılır ve tam ehliyetsizin kendi edimini gereği gibi yerine getirmesinden sonra karşı taraf kendi edimini ifade edeceği zaman geçersizliği ileri sürer ise bu durum hakkın kötüye kullanımı olarak nitelendirilir. Hamiline Yazılı Senetler= Bu tür bir senedi tam ehliyetsizden aldınız ve başka bir kişiye teslim ettiniz. Bu zincir içinde tam ehliyetsizin olması zincirin kopmasına yol açmaz. **Bağış tek tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Tam ehliyetsizin kabul etme bir gücü olamayacağından tam ehliyetsize bağış yapılamaz. SINIRLI EHLİYETSİZLER: Ayırt etme gücüne sahip olmakla birlikte fiil ehliyetinin diğer iki koşulundan yalnızca birine sahip olan kimseler sınırlı ehliyetsiz olarak nitelendirilir. **Yasal temsilcinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremezler. Sınırlı ehliyetsiz kişinin yaptığı işlemler üzerinde tek taraflı bağlamazlık söz konusudur. Kanuni Temsilcilerin İzni Olmadan Tek Başlarına Yapacağı İşlemler Karşılıksız Kazanımlar: Bağış kabul etme - Alacağı için rehin veya kefalet sözleşmesi yapma Ayni hakkı zamanaşımı ile kazanma İrade Açıklamaları: Örnek: 15 yaşını tamamlamış olan kişilerin vasiyet yapabilme iktidarı vardır. İhbar etme külfeti - Ayıplı malın ayıpsız benzeri ile değiştirilmesi Sözleşmenin feshi - Ayıp oranında bedel indirimi - Ücretsiz onarım Kişiye Sıkı Sıkıya Bağlı Haklar: Sadece hak sahibi tarafından kullanılabilen haklardır. **Nişanlanma, evlenme, ve tanıma da kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır. Ancak bu hakların kullanılması esnasında hak sahibinin sınırlı ehliyetsiz olması halinde yasal temsilcinin bu duruma rızası gerekmektedir. Bu nedenle bu haklar sınırlı ehliyetsizin tek başına yapamayacağı haklardır. **Sınırlı Ehliyetsizler, kendi başlarına yapabilecekleri hukuki işlemler ve haksız fiilleriyle ilgili olmak üzere dava ehliyetine sahiptir.
Başkasının Temsilcisi Olarak İşlem Yapma: YASAK İŞLEMLER: Kefil olmak: Vakıf Kurmak: Sınırlı ehliyetsiz eğer koşullarını sağlıyorsa vasiyet yolu ile vakıf kurabilir. Önemli Bağışlarda Bulunmak: Kendisi ve ailesi için önemsiz sayılabilecek bağışları yapabilecektir. Rekabet Yasağı: SINIRLI EHLİYETLİLER: Aslında tam ehliyetli oldukları halde bazı sebeplerden dolayı ehliyetleri belli konularda sınırlandırılmış bulunan kişilerdir. Yasal Danışmanın Görüşü Alınacak İşler Dava açma ve sulh olma Taşınmazların alımı, satımı, rehnedilmesi ve bunlar üzerinde başka bir ayni hak kurulması Kıymetli evrakın alımı, satımı, rehnedilmesi Olağan yönetim dışında kalan yapı işleri - Kefil Olma Ödünç verme ve alma - Ana parayı alma - Bağışlama - Kambiyo taahhüdü altına girme 2 ) HISIMLIK Kan Hısımlığı: Biri diğerinin soyundan veya ortak bir soydan gelen kişiler arasındaki bağa denir. Kan hısımlığının derecesi birbirine bağlayan doğum sayısıyla belli olur. Kardeş hukuki açıdan ikinci derece kan hısmıdır.amca, dayı, hala ve teyze ise üçüncü derece hısımlardır. Üstsoy (Usul) - Altsoy (Füru) Hısımlığı Biri diğerinden gelen kişiler arasında üstsoy altsoy hısımlığı vardır Yansoy (Civar) Hısımlığı Biri diğerinden gelmeyip de ortak bir kökten gelen kişiler arasında yansoy hısımlığı vardır. Kayın Hısımlığı: Evlenme ile olur. Kayın hısımlığı, kendisini meydana getiren evliliğim sona ermesiyle ortadan kalkmaz. Bir kişi herhangi bir derece sınırlaması olmaksızın altsoy - üstsoy kan/kayın hısımları ile evlenemez. Bunun yanı sıra, üçüncü dereceye kadar yansoy kan hısımları ile evlenemez Bir kişi yardım etmediği taktirde yoksulluğa düşecek olan altsoyuna ve kardeşlerine yardım etmekle yükümlüdür. 3 ) YERLEŞİM YERİ Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Bir kişinin aynı anda birden fazla yerleşim yeri olamaz. Bu ilkenin istisnası; ticari ve sınai kuruluşlar. Herkesin bir yerleşim yeri olmak zorundandır. Önceki yerleşim yeri belli olmayan veya yabancı ülkedeki yerleşim yerini bıraktığı halde Türkiye'de henüz bir yerleşim yeri edinmemiş olan kimsenin halen oturduğu yer, yerleşim yeri sayılır. Velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri ana ve babasının, ana ve babanın ortak yerleşim yeri yoksa, çocuğun kendisine bırakıldığı ana veya babanın yerleşim yeridir. Vesayet altındaki kişilerin yerleşim yeri, bağlı oldukları vesayet makamının bulunduğu yerdir. Kısıtlının yerleşim yeri vasinin veya denetim makamının bulunduğu yer değil vesayet makamının bulunduğu yerdir.
4 ) KİŞİLİK HAKLARI Bir kişinin doğuştan sahip olduğu, devredilemeyen, haczedilemeyen, miras yolu ile intikal etmeyen, para ile ölçülmesi mümkün olmayan haklar kişilik hakları olarak nitelendirilir. Kimse, hak ve fiil ehliyetlerinden kısmen de olsa vazgeçemez. Kişilik hakları mutlak haklardandır. Kişilik Haklarının İhlalinde Hukuka Uygunluk Nedenleri Zarar Görenin Rızası: Zarar görenin zarara rıza göstermesi fiilin hukuka aykırılığını ortadan kaldırır. Üstün Nitelikte Bir Özel Menfaatin Varlığı: Örnek: İki arkadaş bir trafik kazası sonucu hastaneye getirildiğinde, birinin durumu iyi ancak şuuru kapalı diğerinin ağır yaralı olması halinde ve arkadaşların kanlarının birbirlerine uyumlu olması halinde ve başka bir imkan da yoksa şuuru kapalı olan kişinin kanı alınarak diğerine verilebilir. Üstün Nitelikte Bir Kamu Menfaatinin Varlığı: Kanunun Verdiği Yetkiye Dayanılması: Kanundan doğan bir yetkiye dayanılarak kişilik haklarına yapılan müdahaleler hukuka uygun nitelik taşırlar. Kişilik Haklarını Koruyan Davalar Önleme Davası: İleride meydana gelmesi mümkün görülen bir saldırının gerçekleşmesini önlemeyi sağlayan davadır. Saldırıya Son Verme Davası (Tecavüzü Men'i Davası): Başlamış ve devam etmekte olan bir saldırıya son verilmesi için açılan davadır. Tespit Davası: Sona ermiş olsa bile etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespitine yönelik bir davadır. Tecavüz bittikten sonra açılır. Maddi Tazminat Davası: Manevi Tazminat Davası: VEKALETSIZ İŞ GÖRME DAVASI: Kişilik hakları haksız saldırıya uğrayan kişiye, saldırganın haksız olarak elde ettiği kazancı talep edebilmesi imkanı tanıyan davaya denir. Sadece zararını alabilir. Kişiliği Sona Erdiren Haller Ölüm: Ölüm Karinesi: Ölümüne kesin gözle bakılacak bir halde kaybolan ve cesedi bulunamayan bir kimse ölmüş sayılır. O yerin en büyük mülki amirinin emri ile kütüğe ölüm kaydı düşülür. Ölüm karinesinde herhangi bir sürenin geçmesine gerek yoktur. Birlikte ölüm Karinesi=birden fazla kişiden hangisinin önce veya sonra öldüğü ispat edilemezse hepsi aynı anda ölmüş sayılır. Ölüm karinesi ile birlikte ölüm karinesi adi karinedir. Gaiplik: Ölümüne muhtemel gözle bakılacak bir OLAY içerisinde kayıp olmadan itibaren 1 yıl veya kendisinden uzun süreden beri HABER ALINAMAMA halinde son haber tarihinden başlayarak 5 yıl geçtikten sonra ilgililer dava açabilir. Gaiplik davasının açılacağı yetkili mahkeme, kişinin Türkiye'deki son yerleşim yeri, eğer Türkiye'de hiç yerleşmemişse nüfus sicilinde kayıtlı olduğu yer; böyle bir kayıt da yoksa anasının veya babasının kayıtlı bulunduğu yer. Gaiplik davasında görevli mahkeme ise Asliye Hukuk Mahkemesidir. Açılan bu dava üzerine hakim durumu 2 kez ilan eder ve iki ilan arasında en az 6 ay süre verir Gaiplik, geçmişe etkili hüküm ve sonuçlar doğuran bir müessesedir. Gaiplik kararı ölüm tehlikesinin gerçekleştiği veya son haberin alındığı günden başlayarak hüküm doğurur. Gaiplik halinde ölüm olayında olduğu gibi, evlilik kendiliğinden sonra ermez. Eşin, evliliğin feshi için nüfus memurluğuna müracaat etmesi veya daha sonradan dava açması gerekir. Gaip olan kişinin durumu, tam bir netliğe kavuşmadığı için malları mirasçılara belli bir
güvence karşılığında bırakılır. Mirasçılar Terekeye Kanunda Tayin Edilen Süre İçinde Geçici Zilyet Olurlar Ölümüne muhtemel gözle bakılacak OLAYDA kaybolma halinde, TEREKE MALLARININ TESLİMİNDEN itibaren 5yıl Uzun zamandan beri HABER ALAMAMA için SON HABER TARİHİNDEN başlayarak 15 yıl teminat süreleridir. 5 ) TÜZEL KİŞİLER Tüzel kişilerin malvarlığı, kanunda veya kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça ya da yetkili organı başka türlü kara vermedikçe, en yakın amacı güden kamu kurum veya kuruluşa geçer. Hukuka veya ahlaka aykırı amaç güttüğü için kişiliği mahkeme kararıyla sona eren tüzel kişinin malvarlığı her halde ilgili kamu kuruluşuma geçer. 6)DERNEKLER En az 7 gerçek veya tüzel kişinin kazanç paylaşma dışında belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip KİŞİ TOPLULUKLARIDIR. Fiil ehliyetine sahip herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir.18 yaşından küçük kişiler de dernek kurucusu (üyesi) olabilir. Dernekler, kuruluş bildirimlerini, dernek tüzüğünü ve gerekli belgeleri yerleşim yerinin bulunduğu yerin en büyük mülki amirine verdikleri anda tüzel kişilik kazanırlar.(normatif Sistem) Türkiye genelinde faaliyet gösterecek bir dernek için ise içişleri Bakanlığından izin alınır. Kuruluş bildirimi ve belgelerin doğruluğu ile dernek tüzüğü, en büyük mülki amir tarafından 60 gün içinde dosya üzerinden incelenir. Bu incelemenin sonucunda 3 sonuç ortaya çıkar: Her şey tamam ve hukuka uygun ise 6 ay içinde ilk genel kurul toplamalı Bir kanuna aykırılık veya tamamlanabilir noksanlık tespit edilmesi. Bu durumda kuruculara bildirilir ve kuruculara 30 günlük süre verilir Tamamlanamayacak noksanlığın veya düzenlenemeyecek bir hukuka aykırılığın tespit edilmesi. Burada da 30 gün süre verilir. Eğer 30 günlük süre içinde eksiklikler düzeltilemezse en büyük mülki amir, yetkili asliye hukuk mahkemesinde derneğin feshi konusunda dava açması için durumu Cumhuriyet Savcılığına bildirir. Dernekler, yazılı bildirimi izleyen 6 ay içinde ilk genel kurul toplantılarını yapmak ve bu toplantıda da zorunlu organlarını oluşturmakla yükümlüdürler. Dernek üyeleri eşit haklara sahiptirler. Dernekten çıkan veya çıkarılan üyenin, dernek malvarlığından hak iddia etmesi mümkün değildir. Her üyenin genel kurulda bir oy hakkı vardır. Onursal üyelerin oy kullanma hakkına sahip değildir. Dernek Üyeliği 3 Şekilde Sona Erer: Kendiliğinden - Çıkma - Çıkarılma Derneğin, Genel Kurul, Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu olmak üzere 3 tane ZORUNLU organı vardır. GENEL KURUL En yetkili karar organı. Derneğe kayıtlı üyelerin tamamının katılımından meydana gelir.
Yönetim Kurulu, en az 15 gün önceden genel kurulu toplantıya çağırır. Genel Kurul toplantıları dernek merkezinin bulunduğu yerde yapılır. Genel Kurul, katılma hakkı bulunan üyelerin salt çoğunluğunun, tüzük değişikliği ve derneğin feshi hallerinde üçte ikisinin katılımıyla toplanır. Çoğunlukların sağlanamaması halinde ikinci toplantıda çoğunluk aranmaz. Ancak, bu toplantıya katılan üye sayısı, yönetim ve denetim kurulları üye tamsayısının iki katından az olamaz. Genel kurul toplantısı, bir defadan fazla geri bırakılamaz. Örnek: Üye sayısı 10000, YK sayısı 5, Denetim Kurulu sayısı 4 olsun. İlk toplantıda çoğunluk sağlanamamış olsun. Birinci toplantıda 5001 kişi olması gerekiyor. Gelen kişi sayısı bu rakamın altında kalırsa ikinci toplantıda en az 18 kişinin gelmesi gerekir. Toplantıda hazır bulunan üyelerin en az onda biri tarafından görüşülmesi yazılı olarak istenen konuların gündeme alınması zorunludur. Toplantı Çeşitleri Olağan Toplantı: En geç 3 yılda bir yapılır. Olağanüstü Toplantı: Yönetim veya denetim kurulunun gerekli gördüğü hallerde veya dernek üyelerinden beşte birinin yazılı başvurusu üzerine. YÖNETİM KURULU tarafından olağanüstü toplantıya çağrılır. Görevleri: Üyeliğe kabul ve üyelikten çıkarma hakkında son kararı verme - Dernek Organlarını seçme - Derneğin diğer organlarını denetleme YÖNETİM KURULU 5 asıl + 5 yedek üyeden az olmamak üzere dernek tüzüğünde belirtilen sayıda oluşan yönetim kurulu derneğin yürütme ve temsil organıdır. Temsil görevi üyelerden birine veya üçüncü kişiye verilebilir. Yönetim kurulu genel kuruldan aldığı yetki doğrultusunda, taşınmaz mal satın alabilir veya taşınmaz malları satabilir. DENETİM KURULU 3 asıl + 3 yedek üyeden az olmamak üzere dernek tüzüğünde belirtilen sayıda oluşan denetim kurulu yönetim kurulunu denetlemekle yükümlüdür. Derneklerde Devlet adına denetim Temmuz 2003 den sonra İçişleri Bakanlığı tarafından yapılmaya başlanmıştır. FEDERASYON VE KONFEDERASYONLAR: Kuruluş amaçları aynı olan en az 5 derneğin, amaçlarını geçekleştirmek üzere üye sıfatıyla bir araya gelmeleri ile kurulan tüzel kişiye federasyon; aynı şekilde en az 3 federasyonun bir araya gelmesi ile oluşan tüzel kişiye ise konfederasyon denir. Federasyonların üye sayısının beşten ve konfederasyonların üye sayısının üçten aşağı düştüğü ve bu durum 3 ay içinde giderilmediği takdirde haklarında kendiliğinden sona erme hükümleri uygulanır DERNEK ÇEŞİTLERİ Çocuk Dernekleri:15 yaşını bitiren ayırt etme gücüne sahip küçükler, yasal temsilcilerinin yazılı izni ile çocuk dernekleri kurabilir veya kurulmuş çocuk derneklerine üye olarak katılabilirler. 12 yaşını bitiren küçükler ise yasal temsilcilerinin izni ile çocuk derneklerine üye olabilirler ancak yönetim ve denetim kurullarında görev alamazlar. Bir üyenin 18 yaşını doldurması halinde üyeliği kendiliğinden düşer. *** Kamu Yararına Çalışan Dernekler:
Şartları: En az 1 yıldan beri faaliyette bulunması - Derneğin faaliyetleri topluma yaralı sonuçlar verecek nitelik ve ölçüde olması - İlgili bakanlıkların ve Maliye Bakanlığının görüşü üzerine, İçişleri Bakanlığının teklifi ve Bakanlar Kurulu kararı Malları kamu malı değildir. Kamu yararına çalışan dernekler en az 2 yılda bir denetlenir. Ayrıcalıkları: Vergi Muafiyeti Miras hukukunda tenkiste son sırada yer alam Mallarına karşı suç işleyenler Devlet malına karşı suç işlemiş gibi cezalandırılır. Yabancı bir derneğin Türkiye'de faaliyete bulunabilmesi için Dışişleri Bakanlığının görüşü ve İçişleri Bakanlığının izni gerekir. Yurt dışında faaliyette bulunabilmek için ise her hangi bir izin koşulu aranmadığı gibi karşılık esası da yoktur. ***** Dernekler, kendiliğinden, genel kurul kararı ve mahkeme kararı olmak üzere 3 şekilde sona erer. Kendiliğinden: Amacın gerçekleşmesi, gerçekleşmesinin imkansız hale gelmesi - Sürenin sona ermesi - İlk genel kurul toplantısının kanunda öngörülen sürede yapılmamış ve zorunlu organların oluşturulmamış olması - Borç ödemede acze düşmüş olması - Tüzük gereğince yönetim kurulunun oluşturulmasının olanaksız hale gelmesi - Olağan genel kurul toplantısının iki defa üst üste yapılamaması Genel Kurul Kararı İle: Mahkeme Kararı İle: Kanuna veya ahlaka aykırı hale gelirse; Cumhuriyet savcısının veya bir ilgilinin istemi üzerine mahkeme derneğin feshine karar verir. Görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. 7 ) VAKIFLAR Gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle tüzel kişiliğe sahip mal topluluklarına vakıf denir. (Vakıflarda üyelik olur.) Dernekler tek amaç güdebildiği halde vakıflar birden fazla amaç güdebilir. Vakıf, vakfeden kişinin yerleşim yerinde bulunan Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde tutulan sicile tescil ile tüzel kişilik kazanır. Vakıflar 2 şekilde kurulur. Resmi Senet ve Ölüme Bağlı Tasarruf ile. Vakıflarda bir tane zorunlu organ vardır ve bu Yönetim Organıdır. Vakıflar, kendileri tarafından oluşturulacak ihtiyari denetim organının yanı sıra Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından da denetlenirler. Vakıfların malları, tapuya kayıtlı olsun veya olmasın zilyetlik yolu ile iktisap olunamazlar. Kamuya Yararlı Vakıflar: Bir vakfın kamuya yaralı vakıf statüsünü kazanabilmesi için; Kurulduğu tarihi takip eden yılbaşından itibaren 2 tam yıl ( eğitim ve sağlık konularında faaliyette bulunan vakıflar için 1 yıl) faaliyette bulunmuş olması Yurt çapında faaliyette bulunması Faaliyetlerinde kamu yararı niteliğinin ağır basması Bakanlar kurulunun bu yönde karar vermesi gerekir.