Çevresel Kirleticilerden Kaynaklanan Zehirlenme Olguları

Benzer belgeler
Kalıcı Organik Kirleticiler ve Stockholm (KOK) Sözleşmesi

Hava Kirliliğinin Sucul Ekosistemlere Etkileri

BİYOKONSANTRASYON, BİYOAKÜMÜLASYON, BİYOMAGNİFİKASYON

Çevre İçin Tehlikeler

DİOKSİNLER VE BUNLARIN İNSAN SAĞLIĞI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

TARIM VE TARIM DIŞI ALANLARDA KULLANILAN PESTİSİTLERİN İNSAN SAĞLIĞI, ÇEVRE VE BİYOÇEŞİTLİLİĞE ETKİLERİ

KOCAELİ İLİ YOL TOZLARINDA POLİKLORLU BİFENİL SEVİYELERİNİN BELİRLENMESİ. Demet ARSLANBAŞ* Mihriban CİVAN

Deniz Ortamında Organik Kirleticilerin Bulunuşu ve Ekosistem Etkileşimi

Dioksinler & PCB'lere ilişkin kaygılar

DETERJAN VE DEZENFEKTANLAR. Fırat ÖZEL, Gıda Mühendisi 2006

SANAYİ TESİSLERİNDE KASITSIZ ÜRETİM SONUCU OLUŞAN KOK LARIN ATMOSFERE VERİLMESİNİN KONTROLÜNE İLİŞKİN MEVZUAT VE ÇALIŞMALAR

Stockholm Sözleşmesi ve Sözleşme Kapsamında Yasaklanan/Kısıtlanan Kimyasalların Türkiye deki Durumu. Yrd. Doç. Dr. Perihan Binnur Kurt-Karakuş

ÖLÇÜM VE /VEYA ANALİZ İLE İLGİLİ; Kapsam Parametre Metot Adı Metot Numarası ph Elektrometrik metot TS EN ISO 10523

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ KAMU YÖNETİMİ LİSANS PROGRAMI TÜRKİYE'DE ÇEVRE SORUNLARI DOÇ. DR.

MALZEME GÜVENLİK BİLGİ FORMU

LOGO. Doç. Dr. Esin SUZER. Prof. Dr. Aynur KONTAŞ. Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Deniz Kimyası Bölümü

Toz Aktif Karbon Püskürtme İle Dioksin-Furan Giderimi

ANTİSEPTİK VE DEZENFEKTANLAR. Prof. Dr. Ayhan Filazi Ankara Üni. Veteriner Fak. Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇED, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü ÇEVRE ÖLÇÜM VE ANALİZLERİ YETERLİK BELGESİ EK LİSTE-1/7

EVSEL ATIKLAR VE TEHLİKELERİ. Mustafa Cüneyt Gezen, DGSA, CIH

1. ÜRÜN VE FİRMA TANITIMI KİMYASAL ADI SODYUM HİPOKLORİT KAPALI FORMULÜ NaOCl TİCARİ ADI HYPO

ÇEV 455 Tehlikeli Atık Yönetimi

SU KALİTE ÖZELLİKLERİ

MANİSA CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ KİMYA BÖLÜMÜ KİMYASAL ATIK YÖNETİMİ VE KİMYASAL ATIKLARIN DEPOLANMASI

MESS Entegre Geri Kazanım ve Enerji San. ve Tic. A.Ş.

YÜZEYSEL SULARDAKİ KİMYASAL KİRLİLİK VE SAĞLIK ÜZERİNE ETKİSİ

ÇEV416 ENDÜSTRİYEL ATIKSULARIN ARITILMASI

BÖLÜM 4. TOPRAK KİRLİLİĞİ ve KONTROLU

Öncelikli Kimyasallar Yönetimi Şube Müdürlüğü Faaliyetler ve KOK Projesi

İŞ HİJYENİ ÖLÇÜMLERİ... Fiziksel Parametreler Aydınlatma Şiddeti Ölçümü Termal Konfor Ölçümü Gürültü Ölçümü Titreşim Ölçümü

MSDS (Malzeme Güvenlik Bilgi Formu)

Akvaryum veya küçük havuzlarda amonyağın daha az zehirli olan nitrit ve nitrata dönüştürülmesi için gerekli olan bakteri populasyonunu (nitrifikasyon

MSDS (Malzeme Güvenlik Bilgi Formu)

KALICI ORGANİK KİRLETİCİLERE İLİŞKİN YÖNETMELİK TASLAĞI. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Dayanak

MALZEME GÜVENLİK FORMU MSDS. ÜRETİCİ FİRMA Bilge Kimyevi Laboratuar Ürünleri İmalat Danışmanlık ve Analiz Hizmetleri Sanayi Ticaret Ltd. Şti.

Katı Atık Yönetiminde Arıtma Çamuru. Enes KELEŞ Kasım / 2014

ÖLÇÜM VE /VEYA ANALİZ İLE İLGİLİ;

Dünya nüfusunun hızla artması sonucu ortaya çıkan dünyanın artan besin ihtiyacını karşılamak ve birim alandan daha fazla ürün almak amacı ile

Prof.Dr. Mustafa ODABAŞI

ECZACILIK FAKÜLTESİ TOKSİKOLOJİ. Dersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K

Ekosistem ve Özellikleri

KALICI ORGANİK KİRLETİCİLER HAKKINDA YÖNETMELİK TASLAĞI. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Dayanak

ÖLÇÜM VE /VEYA ANALİZ İLE İLGİLİ;

Öğretim Üyeleri İçin Ön Söz Öğrenciler İçin Ön Söz Teşekkürler Yazar Hakkında Çevirenler Çeviri Editöründen

ÖLÇÜM VE /VEYA ANALİZ İLE İLGİLİ; Kapsam Parametre Metot adı Metot Numarası

Doç. Dr. Cengiz ÇETİN, BEK153 Organik Eserlerde Önleyici Koruma Ders Notu DERS 6 4. ÇÖZÜCÜLER. Resim 1. Ciriş bitkisi.

Hedefe Spesifik Beslenme Katkıları

ÇEV 455 Tehlikeli Atık Yönetimi. Tehlikeli Kabul Edilen Atıkların Özellikleri Atık Yönetimi Yönetmeliği EK-III A

(91/155/EEC ve Güvenlik Bilgi Formu Hazırlama Usul ve Esasları Tebliğine ( tarih, RG No:24692 ) göre hazırlanmıştır.

Madde/Müstahzar Adı: SUMA TOZ Hazırlama Tarihi: Yeni Düzenleme Tarihi: Versiyon: 3 Form No: MSDS0770 Sayfa No: 1 / 6

Kimyasal Risk Etmenleri

(91/155/EEC ve Güvenlik Bilgi Formu Hazırlama Usul ve Esasları Tebliğine ( tarih, RG No:24692 ) göre hazırlanmıştır.

ELEKTRONİK ATIKLARDAN BAZI METALLERİN GERİ KAZANIMI

İşyerlerinde çalışanlarımızın sağlığını olumsuz yönde tehdit eden, üretimi etkileyen ve İşletmeye zarar veren toz, gaz, duman, buhar, sis, gürültü,

İ Ç İ NDEKİ LER. Çevre Mühendisliği ve Bilimi İçin Kimyanın Temel Kavramları 1. Fiziksel Kimya ile İlgili Temel Kavramlar 52.

maddelere saf maddeler denir

Doğal ve Doğal Olmayanı Ayırma Teknikleri. Prof. Dr. Hulusi Barlas

GIDALARDA İLAÇ KALINTILARI

MALZEME GÜVENLİK BİLGİ FORMU

ÇİMENTO FABRİKALARINDA ALTERNATİF YAKIT OLARAK KULLANILACAK ATIK KODLARI

(91/155/EEC ve Güvenlik Bilgi Formu Hazırlama Usul ve Esasları Tebliğine ( tarih, RG No:24692 ) göre hazırlanmıştır.

HİDROJEN PEROKSİT, SAÇ BOYALARI ve KANSER

TEHLİKELİ MADDE ENVANTER LİSTESİ. Döküman No Yayın Tarihi Revizyon No Revizyon Tarihi Sayfa No MC.LS

İÇİNDEKiLER. Önsöz...,... v BÖLÜM I. TOKSiKOLOJi'YE GiRiŞ

Madde/Müstahzar Adı : POLIROAD SU BAZLI YOL ÇİZGİ BOYASI Hazırlama Tarihi : Yeni Düzenleme Tarihi : - Kaçıncı Düzenleme Olduğu : 00

MALZEME GÜVENLİK FORMU MSDS

Evimizdeki Tehlikeli Atıklar

Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/6) Akreditasyon Kapsamı

TÜRKİYEDE KİMYA ENDÜSTRİSİ

TEHLİKELİ ATIK ÖN İŞLEM TESİSLERİ

ATIK YAĞLARDAN KAYNAKLANAN ÇEVRE SORUNLARI

Ölçüm/Analiz Kapsamı Parametre Metot Metodun Adı

Hava Kirliliği ve Sağlık Etkileri

TOPRAK Yeryüzünün yüzeyini kaplayan, kayaların ve organik maddelerin çeşitli ayrışma ürünlerinin karışımından meydana gelen,içerisinde canlıları

Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/6) Akreditasyon Kapsamı

+ PCBlerin. Yönetimi ve Mevzuat Eğitimi. Prof.Dr. İpek İmamoğlu Çevre Mühendisliği Bölümü Orta Doğu Teknik Üniversitesi

GEF Project ID: 4601, UNIDO SAP ID: Prof. Dr. Ülkü YETİŞ

AKREDİTE ANALİZ LİSTESİ SU VE ATIK SU

OTO-SANAYİ ATIKLARININ YAKILMASI İLE OLUŞAN TEHLİKELİ HAVA KİRLETİCİLER

Yıkanabilir tüm yüzeylerin ve nesnelerin günlük temizliğinde kullanılır.

3 )Peroksitlerle deney yapılırken aşağıdakilerden hangisi yapılmamalıdır?

Çevre Biyolojisi

SÜRDÜRÜLEBİLİR KİMYA VE TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ İÇİN UL ÇEVRE KORUMA HİZMETLERİ

Hazırlanma Tarihi : Yeni Düzenlenme ve Yayın Tarihi:

GÜVENLĐK BĐLGĐ FORMU. 1 Madde/Müstahzar ve Şirket/Đş Sahibinin Tanıtımı

KADIKÖY BELEDİYESİ ÇEVRE KORUMA MÜDÜRLÜĞÜ

ULUSAL GIDA REFERANS LABORATUVARI

(91/155/EEC ve Güvenlik Bilgi Formu Hazırlama Usul ve Esasları Tebliğine ( tarih, RG No:24692 ) göre hazırlanmıştır.

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇED, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü

7. Sınıf Fen ve Teknoloji

1/10 PR _P-Hidrokarbon. PROSENSE P SERİSİ (P-XX25 ve P-XX23) HİDROKARBON (PATLAYICI) GAZ DEDEKTÖRLERİ UYGULAMA ALANLARI TEKNİK ÖZELLİKLER

BİYOİNORGANİK KİMYA 5. HAFTA

Bölüm 1. Kimyasal / Malzeme ve Kurum / İş Sahibinin Tanıtımı

BİYOİNORGANİK KİMYA 9. HAFTA

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇED, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü ÇEVRE ÖLÇÜM VE ANALİZLERİ YETERLİK BELGESİ EK LİSTE-1/12

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Alanında Kapasitesinin Güçlendirilmesi için Teknik Yardım Projesi

ÜRÜN GÜVENLİK BİLGİ FORMU

Madde/Müstahzar Adı: SUMA CHLOR D4.4 Hazırlama Tarihi: Yeni Düzenleme Tarihi: Versiyon: 4 Form No: MSDS3350 Sayfa No: 1 / 7

MALZEME GÜVENLİK BİLGİ FORMU. Bölüm 1 : Ürün ve Tedarikçi Kimlik Kartı Ürün Adı: İzober Taşyünü Levha, Şilte ve Prefabrik Boru

TEHLİKELİ MADDE SINIFLANDIRMALARINDA TEHLİKE İŞARET VE LEVHALARININ ÖZELLİKLERİ

Transkript:

DERLEME Çevresel Kirleticilerden Kaynaklanan Zehirlenme Olguları Ayhan FİLAZİ, a Begüm YURDAKÖK DİKMEN, a Özgür KUZUKIRAN a a Farmakoloji ve Toksikoloji AD, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi, Ankara Yazışma Adresi/Correspondence: Ayhan FİLAZİ Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi, Farmakoloji ve Toksikoloji AD, Ankara, TÜRKİYE filazi@veterinary.ankara.edu.tr ÖZET Çevrenin fiziksel, kimyasal ve biyolojik kalitesindeki bozulmaya çevre kirliliği adı verilir. Çevre kirliliğine neden olan maddeler çevrede kalıcılıklarına göre biyolojik olarak parçalanabilen ve parçalanmayan olmak üzere 2 sınıfa ayrılırlar. Biyolojik olarak parçalanabilen kirleticiler, çevrede kolayca dekompoze olurlar ve yalnızca geçici sorunlara neden olurlar. Metaller, plastikler, bazı pestisitler, deterjanlar ile radyoetkin izotoplar gibi çevrede biyolojik olarak parçalanmayan maddeler ise uzun süreli ve kalıcı olumsuzluklara neden olurlar. Bunların çoğunluğu petrol rafinerileri, organik kimya ve sentetik kimya endüstrileri, demir-çelik ile madencilik, tekstil ve kâğıt endüstrilerinden kaynaklanır. Bu nedenle bu derlemede insan, hayvan ve bitki sağlığını sürekli tehdit eden ve biyolojik olarak parçalanmayan kirleticiler ve toksisiteleri üzerinde durulmuştur. Sonuç olarak sanayi tesislerinde kurulması zorunlu olan atık arıtma tesislerine rağmen, özellikle gelişmekte olan ülkelerde çevrede bulunan önemli miktarda kirletici olumsuzluklara neden olabilir. İnsan/hayvan ve çevre sağlığının bu türden kirleticilerin olumsuz etkilerinden korunabilmesi için sıkı kurallar konulması ve bunlara uyulmasının sürekli denetlenmesi gerekir. Anah tar Ke li me ler: Çevre kirleticileri; zehirlenme ABS TRACT Contamination of the physical, chemical and biological conditions and alter the quality of the environment is referred as environmental pollution. According to their stability in the environment, these contaminants are divided into as degredable and non degredable pollutants. Biologically degredable contaminants are decomposed easily in the environment and cause only temporary problems. Among biologically nondegredable substances; metals, plasticizers, some pesticides, detergents and radioactive isotopes stay in the environment for a long time and cause adverse effects. Most of these pollutants derive from petroleum rafineries, organic/synthetic chemical production industries, mining industries including iron-steel production, textile and paper industries. This manuscript reviews about these nondegredable pollutants and their effects on human, animal and plant health along with their toxic effects. To sum up, eventhough sewage systems are sited in the industrial plants as obligatory, still their treatening effects on the environment is possible especially in the developing countries. In order to protect human/animal health as well as the environmental biota from these pollutants, strict rules should be introduced and monitored regularly. Key Words: Environmental pollutants; poisoning :45-52 Copyright 2015 by Türkiye Klinikleri evre kirliliği, çevrenin fiziksel, kimyasal ve biyolojik kalitesindeki bozulmayı ifade etmek için kullanılan bir terimdir. 1 Farklı kirleticilerin daha çok insan eliyle yüksek konsantrasyonlarda ve yaygın boyutlarda çevreye yayılabildiği ve bunların doğrudan veya dolaylı olarak insan ve hayvan sağlığını etkileyebileceği bilinmektedir. 2 45

Çevre kirliliğine neden olan maddeler çevrede kalıcılıklarına göre genellikle biyolojik olarak parçalanabilen ve parçalanmayan olmak üzere 2 sınıfa ayrılırlar. Biyolojik olarak parçalanabilen kirleticiler, normal koşullarda kolayca dekompoze olabilen organik atıklar, fosfatlar ve inorganik tuzlar gibi maddelerdir. Örneğin, kirletici eğer organik karakterdeyse canlı bir organizma tarafından enerji elde etmek için kullanılabilir. Bu nedenle biyolojik olarak parçalanabilen kirleticiler zararsız bileşiklere dönüştürülebildikleri veya nötralize edilebildikleri için yalnızca geçici sorunlara yol açarlar. Bununla beraber küçük alanlara fazla miktarda döküldüklerinde çevrenin asimilasyon kapasitesini aşarak ciddi sorunlara yol açabilirler. Biyolojik olarak parçalanmayan maddeler ise organizmalar tarafından parçalanmayan ve bu nedenle doğada uzun süre kalan maddelerdir. Bunlar metaller, plastikler, bazı pestisitler, deterjanlar ile radyoetkin izotoplardır. 3 Kirleticilerin çoğunluğu genellikle petrol rafinerileri, organik kimya ve sentetik kimya, demir-çelik ile madencilik, tekstil ve kâğıt endüstrilerinden kaynaklanır. 4,5 Bunun yanında sprey tarzında kullanılan aerosoller, pestisitler ve gübrelerin kullanımıyla da insanlar tarafından doğrudan çevreye bırakılırlar. 2 Atıksu arıtma tesislerinden kaynaklanan atıklar ile çöplerin kontrolsüz bir şekilde döküldüğü atık bölgeler de çevreyi kontamine eden diğer yollardır. 6 Yapılan çalışmalar çevresel bozulmalar arasında su kirliliğinin en önemli sorunlardan biri olduğunu ve özellikle sularda bulunan en önemli zehirlerin biyolojik olarak parçalanmayan bileşiklerden oluştuğunu ve bunların kronik zehirlenmelere daha çok neden olduğunu göstermektedir. 3 Bu nedenle bu makalede insan, hayvan ve bitki sağlığını sürekli tehdit eden ve biyolojik olarak parçalanmayan kirleticiler üzerinde durulacaktır. METALLER VE TOKSİSİTELERİ Metallerin kullanımı insan uygarlığının ilerlemesi ve gelişmesi için kritik öneme sahip olup, metaller kullanılmadan gelişmiş bir toplum olmanın mümkün olamayacağı ifade edilir. Zehirli metallerin çoğu doğal olarak oluştuklarından insan ve hayvanların çevresinde oldukça yaygın bir şekilde bulunurlar. Bu nedenle endüstriyel proseslerde veya tüketici ürünlerinde ne kadar güvenli kullanılırsa kullanılsınlar insan ve hayvanlara bazı düzeylerde bulaşmaları kaçınılmaz görünmektedir. Gerçekte birçok metal, biyolojik sistemler için esansiyel bir öneme sahiptir. Bununla birlikte metaller, esansiyel önemleri olsa bile belli bir miktarın üzerinde maruz kalındığında zehirli hale gelirler. Bu nedenle metal kirliliği, endüstriyel olarak gelişmiş ülkelerde sıkça rastlanan bir sorun olup bu tür gelişmiş ülkelerde çevrede yüksek düzeyde metal konsantrasyonlarına rastlanması oldukça normal olarak karşılanmaktadır. 7,8 Yapılan araştırmalarda Amerika Birleşik Devleri (ABD) inde çevre kirliliğinin %37 sinin metallerle birlikte pestisitlerden kaynaklandığı bildirilmiştir. 3 Benzer çalışmalar Hindistan dan da bildirilmiştir. 5,9 Metallerin genellikle ya çevrede yeniden dağılıma uğramaları sırasında (biyojeokimyasal döngünün bozulması) veya kimyasal şekillerinde değişiklik oluştuğunda zehirlenmeye neden oldukları bildirilmiştir. Normalde biyolojik sistemler tarafından kullanılabilir olmayan toksik elementlerin hayvan ve insanlarda toksik olmaları, ancak metallerin çevrede yeniden dağılımı ile açıklanabilir. 10 Madencilik gibi endüstriyel etkinlikler, metal içeren toz veya atıkların hava, yem ve suları kirletmesine yol açarlar. Böylece insan ve hayvanlar bunlara su, yem, gıda veya solunumla maruz kalırlar. Kentsel atıklarda çevrede en çok endişeye neden olan metallerin kadmiyum (Cd), bakır (Cu), molibden (Mo), nikel (Ni) ve çinko (Zn) olduğu ifade edilmektedir. Bunun yanında enerji üretiminde kullanılan kömürün yanması da çevrede metallerin yeniden dağılımının kaynaklarından biridir. Kömürün yanmasıyla Cd, civa (Hg) ve arsenik (As) önemli miktarlarda çevreyi kirletebilir. Ayrıca kurşun (Pb), selenyum (Se), kalay (Sn), As, Cd, Hg, Zn ve Cu gibi metallerin pestisit, ilaç, boya ve otomotiv sektöründe yaygın olarak kullanılmaları da evcil hayvanlara doğrudan ulaşmasını sağlar. 11,12 Metallerin zehirlenmeye neden olan diğer özelliği kimyasal şekillerinde oluşan değişikliklerdir. Metaller, genellikle oksidasyon-redüksiyon reaksiyonlarına uğrayabildiklerinden değerlilikleri kolayca değişebilir. Değerliliklerindeki bu değişiklikler metabolizmalarını, zehirliliklerini veya atılmalarını etkileyebilir. Örneğin elementer Hg, iki değerlikli Hg dan yaklaşık 10 kez daha hızlı metabolize edilirken, iki değerlikli Hg doku proteinlerine daha fazla bağlanarak elementer Hg dan daha zehirli olur. Üç değerli krom (Cr +3 ), yaşam ve sağlık için esansiyel bir elementtir, hâlbuki Cr +6 vücutta kullanılamaz, ama zehirlidir. As, çevrede genellikle zehirli olmayan pentavalan As şeklinde bulunur. O nedenle geçmişte pestisit olarak kullanılan ticari ürünlerinde daha zehirli olan trivalan şekli kullanılmıştır. 13,14 Metallerin organik ve inorganik şekilleri de zehirliliklerini etkileyen önemli bir özelliktir. Organik metal bileşikleri genellikle merkezi sinir sistemiyle ilgili klinik 46

belirti ve lezyonlara neden olurken, inorganik Hg bileşikleri akut gastroenterit ve böbrek hasarına yol açarlar. Metaller sindirim kanalından genellikle düşük düzeylerde emilirler (%10 dan daha az) ve sülfatlar, okzalatlar, fitatlar veya diğer doğal maddeler gibi diyette bulunan şelatörlerle çözünmeyen kompleksler oluşturabilirler. Pb gibi zehirli metaller, taşıt proteinleri için kalsiyumla yarışırlar. Düşük molekül ağırlıklı organik asitler ve amino asitler, asetik asitin ve kurşunun yüksek çözünürlüklü kurşun asetatı şekillendirmesinde olduğu gibi, metallerle çözünebilir kompleksler oluşturabilirler. 15 Geçmişte evcil hayvanlarda rastlanan akut metal zehirlenmelerine, veteriner hekimler tarafından konuya oldukça dikkat çekilmesiyle günümüzde daha az rastlanmaktadır. Ancak son zamanlarda metallerle ilgili asıl endişe konusu bunların düşük düzeylerde birikimi ve doğum defektleri, karsinojenezis ve bağışıklık sisteminin baskılanması gibi zor farkedilen etkilerine yönelik olanıdır. Burada gıda zincirinde metal kalıntılarının birikimine neden olan gıda değeri olan hayvanların rolü sorgulanmaktadır. Kronik olarak subtoksik miktarlarda Pb ve Cd a maruz kalan evcil hayvanlar (süt sığırları, domuz ve kanatlılar) genellikle süt, et veya yumurtalarında bunları farkedilebilir miktarlarda biriktirmezler. Ama en çok birikim bunların karaciğer ve böbreklerinde olmaktadır. O nedenle hayvanların metallerden korunması önem taşır. Ayrıca gıdaların metal kalıntıları yönünden izlenmesi ve kabul edilebilir yasal tolerans değerlerinin üstünde kalıntı içeren hayvansal gıdaların insanların tüketimine sunulmaması gereklidir. 10,11 KALICI ORGANİK KİRLETİCİLER VE ZEHİRLİLİKLERİ Kalıcı Organik Kirletici (KOK) maddeler kimyasal, biyolojik ve ışıkta bozulmaya dirençli olmaları nedeniyle çevrede oldukça uzun zaman ayrışmadan kalan, insan, hayvan, bitki ve çevreye yönelik zararlı etkileri olan doğal veya sentetik organik maddelere verilen genel bir isimdir. İnsan sağlığını ve çevreyi KOK lardan korumak amacıyla Birleşmiş Milletler Çevre Programının (UNEP) girişimiyle 2001 yılında imzalanan ve 17 Mayıs 2004 tarihinde uygulanmaya başlanan Uluslar arası Stockholm sözleşmesinde (Türkiye 23.05.2001 yılında bu anlaşmayı imzalayan ilk ülkelerden biridir) başlangıçta ele alınan 12 adet KOK madde bulunmaktadır. Kirli düzine (dirty dozen) olarak da adlandırılan ve hepsi klorlu bileşikler olan bu maddelere 2009 da 9, 2010 da 1 olmak üzere bromlu ve florlu 10 yeni KOK madde daha eklenerek toplam 22 maddeye çıkarılmıştır (Tablo 1). Türkiye için Stockholm Sözleşmesi 12.01.2010 tarihi itibariyle resmen yürürlüğe girmiştir. 16 KOK maddelerin ortak özellikleri suda az ama yağda iyi çözünmeleri, düşük buhar basıncına sahip olmaları ve çevredeki yarı ömürlerinin uzun olmasıdır. Bu özellikleri nedeniyle insan dahil canlı organizmaların yağ dokularında birikirler. Böylece insan, yaban hayvanları ve diğer organizmalar KOK lara nesiller boyunca maruz kalmakta, sonuç olarak hem akut, hem de kronik toksik etkiler meydana gelmektedir. KOK lar ayrıca insanlara gıda zinciri aracılığıyla da geçmekte olup, anneden çocuğa aktarılmakta ve bağışıklık, sinir ve üreme sistemi üzerinde önemli etkilerde bulunmaktadırlar. KOK lar, sanayi ve tarımın pek çok sektöründe kullanılmak üzere imal edilebildikleri gibi, endüstriyel işlemlerin ve yakma işlemlerinin sonucunda yan ürün olarak da ortaya çıkabilmektedir. 17,18 Stockholm Sözleşmesinde bulunan KOK lardan kullanımı ve üretilmesi tamamen yasaklanan kimyasal maddeler sözleşmenin eklerinden Ek A da, üretimi ve kullanımı kabul edilebilir amaçlarla ve özel şartlarla kısıtlanmış olan kimyasal maddeler Ek B de, endüstriyel proseslerle istenmeden yan ürün olarak ortaya çıkan ve çevreye salınımının azaltılması zorunluluğu olan kimyasal maddeler Ek C de listelenmiştir) (Tablo 1). 16 Pestisitler, modern tarımda en fazla kullanılan bileşiklerdir. Bunlardan bazıları insan ve hayvanlardaki parazitlerin eradike edilmesi için de kullanılırlar. Dünya nüfusunun artışına paralel olarak insanların beslenmesi için yapılan modern tarımsal uygulamalar, çevredeki sentetik pestisitlerin yaygın kirliliğine neden olmuştur. Bu nedenle bu bileşiklerin kalıntıları uygulanma yerinden yayılarak genellikle yüzey ve yer altı sularını kontamine ederler. 19 Pestisitlerin rastgele kullanılması hedef olmayan organizmaları olumsuz yönde etkilediği gibi ekolojik dengeyi bozma, yararlı bitkileri yok etme, gıda zincirine geçme gibi gerek insan ve gerekse hayvanlarda istenmeyen etkilerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Günümüzde gerek tatlı su ve gerekse deniz sularının bu maddelerle oldukca kirlenmiş olduklarına dair bildirimler mevcuttur. 20 Geçmişte tarımsal amaçla oldukça yoğun bir şekilde kullanılmaları ve kalıcılıkları nedeniyle çevresel kirliliğe en çok neden olan pestisitlerin organik klorlu bileşikler olduğu bildirilmiştir. 9,21 Örneğin Lindan (γ HCH) 1976 da yasaklanmasına rağmen geçmişte oldukça yoğun kullanılması nedeniyle günümüzde bile Hindistan, Çin 47

TABLO 1: Stockholm sözleşmesinde yer alan kalıcı organik kirleticiler. Kimyasal madde Çeşidi İstisnalar (Sözleşmede yer aldığı liste) Aldrin Pestisit Üretim ve kullanımı yasak (Ek A) Dieldrin Pestisit Üretim ve kullanımı yasak (Ek A) Endrin Pestisit Üretim ve kullanımı yasak (Ek A) Heptaklor Pestisit Üretim ve kullanımı yasak (Ek A) Klordan Pestisit Üretim ve kullanımı yasak (Ek A) Mireks Pestisit Üretim ve kullanımı yasak (Ek A) Toksafen Pestisit Üretim ve kullanımı yasak (Ek A) DDT Pestisit Üretim ve kullanımı özel şartlarla kısıtlı (Ek B) Klordekon Pestisit Üretim ve kullanımı yasak (Ek A) Lindan Pestisit Üretimi yasak ve kullanımı ikinci tedavi seçeneği olarak bit ve uyuzun kontrolü için insan sağlığı farmasötik (Ek A) Teknik Endosülfan ve izomerleri Pestisit Üretim ve kullanımı yasak (Ek A) Alfa hekzaklorosiklohekzan (Alfa-HCH) Pestisit ve yan ürün Üretim ve kullanımı yasak (Ek A) Beta hekzaklorosiklohekzan (Beta-HCH) Pestisit ve yan ürün Üretim ve kullanımı yasak (Ek A) Pentaklorobenzen Pestisit, sanayi kimyasalı ve yan ürün Üretim ve kullanımı yasak (Ek A ve C) Hekzaklorobenzen (HCB) Pestisit, Sanayi kimyasalı ve yan ürün Üretim ve kullanımı yasak (Ek A ve C) Hekzabromodifenil eter ve heptabromodifenil eter Sanayi kimyasalı Üretimi yasak, kullanımı özel şartlarla (ticari ürün oktabromodifenil eter) kısıtlı (Ek A) Hekzabromobifenil Sanayi kimyasalı Üretim ve kullanımı yasak (Ek A) Perfluorooktan sülfonik asit (PFOS), tuzları ve Sanayi kimyasalı Kabul edilebilir amaçlar ve özel şartlarla perflorooktan sülfonil florür (PFOS-F) kısıtlı (Ek B) Tetrabromodifenil eter ve pentabromodifenil eter Sanayi kimyasalı Üretimi yasak, kullanımı özel şartlarla (ticari ürünü pentabromodifenil eter) kısıtlı (Ek A) PCB ler Sanayi kimyasalı Üretim ve kullanımı yasak (Ek A ve C) Poliklorlu dibenzo-p-dioksinler (PCDD) Yan ürün Çevreye salınımının azaltılması (Ek C) Poliklorlu dibenzofuranlar (PCDF) Yan ürün Çevreye salınımının azaltılması (Ek C) ve Japonya gibi ülkeler bu pestisit yönünden en kirli ülkelerdir. 22 Gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerdeki araştırmalar, KOK maddelerin döküldüğü yerlerin etrafında yaşayan insanlarda görülen olumsuz etkilerin bu tür maddelerden ileri geldiğini göstermektedir. Ülkeler ayrıca yer altı suları haznelerinin ve tüm akarsu sistemlerinin bu eski atıklarla kirlendiğini daha yeni keşfetmeye başlamışlardır. 23 Perfluorooktan sülfonik asit (PFOS) ve bileşikleri geçmişte sentetik halı üretimi, tekstil, kir tutmayan mobilya ve emprenye kağıt üretimi gibi ürünlerde kullanılmıştır. KOK ların geçmişte kullanımı ve salınımı genellikle endüstriyel uygulamalar ve endüstri artıklarıyla olurken, günümüzde bunların önemli kısmının evlerde kullanılan ürünlerden kaynaklandığı ortaya konulmuştur. Sonuçta belediyelerin katı atık havuzlarındaki KOK miktarı sürekli bir artış eğilimindedir. 24 KOK ların su ve topraktaki yarı-ömürleri haftalaryıllar olmasına rağmen atık bölgelerindeki ve gömme alanlarındaki kalıcılıkları daha da uzayabilir. Örneğin 19. Yüzyıldaki klor üretiminden gelen PCDD/PCDF ler, son 150 yıldır ölçülebilir nitelikte bir parçalanmaya uğramamışlardır. Seramik killerde bulunan PCDD/PCDF lerle ilgili hala bazı yazarların tartışmalı tahminlerine rağmen, bunların döküntülerinin milyonlarca yıl önce şekillendiği bildirilmektedir. Bu da böyle döküntülerin kalıcı olduklarını ve muhtemelen zamanla jeolojik olarak oluşabileceği anlamına gelmektedir. Perfluorlu organik maddeler (özellikle asitler ve sülfonatlar) klorlu ve bromlu KOK lardan daha çok kalıcılığa sahiptirler ve normal çevresel şartlar altında parçalanmadıklarından ölümsüz kimyasallar olarak tanımlanırlar. 25 48

SANAYİ KİMYASALI OLAN VE İSTENMEDEN ÜRETİLEN KALICI ORGANİK KİRLETİCİLER Poliklorlu dibenzodioksinler ve dibenzofuranlar (PCDD/PCDF ler), hekzaklorobenzen (HCB), pentaklorobenzen (PeCB) ve alfa ve beta HCH, Stockholm sözleşmesinde istenmeden üretilen KOK lar olarak (Ek C) listelenmiştir. Bunlar bazı organik klorlu kimyasalların ve diğer endüstriyel proseslerin yan ürünleri olarak ortaya çıkarlar. Suda oldukça düşük çözünürlüğe sahip olmalarına rağmen bulundukları bölgelerden çevreye yayılmaları süzülerek, organik kalıntılar yardımıyla veya kolloidal taşınmayla gerçekleşir. Süzülme oranı surfaktantlardan (kayganlaştırıcılardan) ve geçişi hızlandıran benzeri maddelerden oldukça etkilenir. 26 Alev geciktirici olarak kullanılan ve KOK lara ait özelliklere sahip olmaları nedeniyle Stockholm Sözleşmesine dahil edilen bromlu bileşikler hekzabromobifenil (HBB), pentabromodifenileter (PentaBDE) ve oktabromodifenileter (OktaBDE) gibi polibromlu difenileterler (PBDE ler) dir. HBB, 1970 lerde alev geciktirici olarak kullanılmaya başlanmış, bifenil çekirdeğindeki brom atomuna hidrojenin eklenmesiyle geliştirilmiş bromlu hidrokarbondur. Çevrede oldukça kalıcı özelliğe sahip olup, biyolojik birikimi yüksek ve çevreye yayılma potansiyeli yüksek bir bileşiktir. Muhtemel insan kanserojeni olarak sınıflandırılmıştır. Kronik nitelikte zehirlenmelere neden olur. Seçeneklerinin ucuz ve kolay bulunabilir olması nedeniyle kullanımı ve üretimi kolayca yasaklanmıştır. PentaBDE in ticari karışımı çevrede oldukça kalıcı, biyolojik birikimi olan ve uzun mesafelere taşınabilen bir üründür. Dünyanın her bölgesinden insanın dokularında kalıntısına rastlandığı bildirilmiştir. 24 Memelilerin de içinde bulunduğu yaban hayatına yönelik toksik etkileri vardır. Tetra, penta, hekza ve hepta izomerlerini içeren PBDE ler organik materyallerdeki yanmayı önlerler ve bunun için de alev geciktirici olarak kullanılırlar. Tetra ve penta BDE nin üretimine bazı ülkelerde son verilirken, hekza ve heptabde lerin tamamen terk edildiği ve bunlara alternatif olarak kullanılan maddelerin de insan sağlığı ve çevreye olumsuz etkileri olabileceği, ayrıca atıklarının bertaraf edilmesinin önemli bir sorun olarak değerlendirildiği bildirilmiştir. 18 Bromlu bileşiklerden hekzabromosiklododekan (HBCD) da Stockholm sözleşmesine KOK olarak önerilmiş ve KOK değerlendirme komitesi tarafından halen değerlendirilme aşamasındadır. HBCD ile tetrabromobisfenol A (TBBPA) yaklaşık 40 yıldır kullanılan başlıca bromlu alev geciktirici maddelerdir. Bromlu alev geciktiricilerinin toplam kullanımı yıllık 311,000 ton olarak tahmin edilmektedir. Bunların yaklaşık yarısı da TBBPA dır. PBDE lerin (dekabromodifenileter dahil) geçmişteki kullanımı 1,4 milyon ton olarak tahmin edilmekte ve yaklaşık alev geciktirici atıkların %80 inin atık gömme alanlarında depolandığı sanılmaktadır. 26 Bromlu alev geciktiriciler, alevlenme direncini artırmak için çok sayıda ürüne katılırlar. Kullanım alanları içinde plastikler ve elektronik eşyalardaki (bilgisayar, televizyon, ütü, tost makinesi, kahve makinesi, saç kurutucu gibi) ana işlem kartlarında, mobilyacılıkta poliüretan köpüklerde, taşıtlarda, bina yalıtımlarındaki polistirenlerde ve tekstilde kullanılırlar. Alev geciktiricilerin bu tür ürünlere katılma oranı %2 ile %30 oranında değişir. Endüstrileşmiş ülkelerde bile alev geciktirici atıkların oldukça önemli bir oranı başlıca belediyelerin atık bölgelerinde (tehlikeli olmayan atıklarla karışmış bir şekilde) bulunur. 17,27 Perflorooktan sülfonik asit (PFOS), tuzları ve perflorooktan sülfonil florür (PFOS-F) ise genel olarak polifluoroalkil bileşikler (PFC ler) olarak sınıflandırılırlar. Bunlar çevrede oldukça kalıcı olup bazıları da zehirlidir. PFOS, oldukça kalıcı ve biyolojik birikime sahiptir, ancak yağ dokusuna yayılması açısından diğer klasik KOK lara benzemez, onun yerine kandaki ve karaciğerdeki proteinlere bağlanır. Çevreye yayılma yeteneği yüksektir. Elekrik ve elektronik eşyalar, yangın söndürme köpükleri, fotoğraf görüntüleme, hidrolik sıvılar ve tekstil gibi çok geniş bir alanda kullanıldığı rapor edilmiştir. Bazı alanlarda alternatifi olsa da halen birçok ülkede üretilmektedir. Fotoğraf görüntüleme, yarıgeçirgenlik ve uçaklardaki hidrolik sıvısı gibi bazı kullanımları kabul edilebilir amaçlardır. Çünkü bu alanda PFOS a teknik olarak uygun bir seçenek günümüze kadar geliştirilememiştir. PFC ler, özgün kimyasal özellikleri nedeniyle (özellikle olağanüstü yüzey gerilimine neden olmaları ve kalıcılıkları) kayganlaştırıcı, koruyucu, yangın söndürücü ve günlük olarak kullanılan birçok üründe kimyasal madde olarak kullanılmışlardır. Avrupa daki PFC kullanımının yaklaşık %50 sinin sentetik halı, tekstil ve deri ürünlerinde, %33 ünün kağıt ve kaplamacılıkta; %15 inin krom kaplama ve koruyucular gibi endüstriyel kayganlaştırıcı katkılarda ve %3 ünün sıvı yangın söndürme köpüklerinde kullanıldığı tahmin edilmektedir. Bromlu alev geciktiricilerde olduğu gibi PFC lerin de günlük kullanılan eşyalara yoğun bir şekilde katıldığı ve bu nedenle evsel atık alanlarında geniş bir şekilde bulunabileceği bildirilmiştir. Perfluorlu asitler suda iyi çözünebildiğinden evdeki atık sularla da ta- 49

şınabilirler. Suda iyonik şekillerde ve buharlaşmadan kalabilirler. Diğer bazı PFC sınıfında bulunan bileşikler uçucudur ve atmosfere taşınarak rezervuar olarak suyla perfluorlu karboksiasitlere oksitlenirler. Bu nedenle oldukça geniş alanları kontamine ederler. 2,3,17,18 POLİKLORLU BİFENİLLER (PCB LER) VE YAN ÜRÜNLERİ (DİOKSİNLER, FURANLAR) PCB ler, aromatik maddelerin klorlandırılmasıyla hazırlanan, katı veya sıvı, renksiz veya hafif sarı renkte olan, çevre ve insan sağlığına olumsuz etkilerinden dolayı kullanımına yasak getirilen bir grup KOK maddelerdir. Endüstri kaynaklı kimyasallar olup doğada kendiliğinden oluşmazlar. Isı (kaynama noktaları 280-415 C), ışık gibi çevre şartlarına son derece dayanıklıdırlar; ayrıca, yanıcı, parlayıcı, patlayıcı değillerdir ve elektriği geçirmezler. Ticari olarak daha ziyade Araclor 1254, Phenoclor gibi isimlerle bilinirler. Teorik olarak 209 bileşiği vardır, ancak ticari kimyasal formüllerde, karışıma bağlı olarak değişmekle birlikte yaklaşık 130 bileşiği bulunmaktadır. 2,3 Ticari olarak kullanılmaya başlandığı 1929 dan 1993 e kadar yaklaşık 1,3-2 milyon ton civarında PCB üretildiği ve bu miktarın neredeyse yarısının ABD deki Monsanto firması, %38 inin ise Almanya, Sovyetler Birliği, Fransa ve İngiltere de üretildiği ve bu miktarın %30 dan fazlasının bu zamana kadar çevreye sızdığı bildirilmiştir. PCB ler yüksek orandaki izolasyon kapasitesileri ile aşırı ısınma ve ateşe karşı dayanıklı yapıları nedeniyle özellikle elektrik üretim/iletiminde transformatör ve kapasitör gibi ekipmanlar içerisinde, eski floresan ampuller, elektriksel devreler, televizyon, radyo, çamaşır yıkama ve kurutma makineleri, fırın, mikrodalga fırın, klima ve buzdolaplarında kullanılmışlardır. Ancak yaygın çevre ve gıda kirliliğine neden oldukları için ABD de üretimleri 1977 yılında durdurulmuştur. 17 PCB lerin Türkiye de hiç üretilmediği, ancak pek çok sanayi uygulamalarında kullanılmak üzere ithal edildiği bildirilmiştir. Türkiye de PCB kullanımının 1995 yılında yasaklanmasına karşın 2000 li yıllara kadar PCB içeren ürünlerinin ithalatının devam ettiği sanılmaktadır. 28 PCB lerin dünya üzerinde ülkelere göre değişmekle beraber düşük bir miktarının işlem gördüğü veya yıkımlandığı, %12,9-16,5 unun hala PCB transformatörlerinde ve kapasitörlerinde kullanılmakta olduğu, geri kalan çoğunluğunun ise atık bölgelerinde bulunarak çevreyi kirletmekte olduğu rapor edilmiştir. 18 PCB ler, doğrudan üretilebildikleri gibi, PVC üretimi veya atık yakma gibi işlemlerin yan ürünleri olarak da ortaya çıkabilirler. Bu maddeler uygun olmayan koşullarda yakıldıklarında, tam yanma ürünleri oluşmamakta, günümüze değin insan ve çevre sağlığı için bilinen en toksik kimyasallar olan dioksin (PCDD) ve furanlar (PCDF) ortaya çıkmaktadır. Araştırmalara göre, uygun olmayan koşullardaki yakma işlemlerinin sonucunda salınan düşük seviyelerdeki PCB ve gazların deri, solunum, sindirim ve sinir sistemlerini etkilediği bildirilmektedir. Bu bileşikler, canlıların üreme yetisi üzerine olumsuz etkilerinin yanı sıra genler üzerine etki ederek mutasyonlara neden olabilirler. İnsan sağlığının ve çevrenin korunması PCB lerin ve PCB içeren ekipmanların çevreye zarar vermeyecek şekilde bertaraf edilmelerini, ayrıca PCB lerle kirlenmiş olan bölgelerin belirlenerek ıslahını gerektirir. PCB lerin çevre açısından etkin yönetimindeki ilk adım, kaynaklarının ve kirlenmiş bölgelerin belirlenmesi ve çevreye yayılmalarının azaltılması veya ortadan kaldırılması için gerekli stratejilerin geliştirilmesidir. 17 Ticari PCB lerin büyük bir kısmı kendiliğinden parçalanabilir özellikte olmalarına rağmen az bir kısmı, daha kararlı ve biyolojik bozunmaya ve metabolizmaya dayanıklı ve çok daha toksik olan dioksin benzeri PCB olmaya eğilimlidir. Doğru olmayan atık uygulamaları, kazalar ve sanayi tesislerinden kaynaklanan sızıntılar bunların çevreye salınmasını artırmaktadır. Suda bulunan PCB ler buharlaşarak atmosfere karışabilir ve buradan çok uzun mesafelere taşınarak kuru veya yaş çökelmeye uğrayarak yeniden dağılıma uğrayabilirler. Sucul ortamlarda bulunan PCB ler hidrofobik özellikleri dolayısıyla atmosfere kaçma veya katılar üzerinde tutulma eğilimindedirler. Nehir, göl ve/veya deniz sedimentlerine tutunan PCB ler sedimentlerin hareketlenmesi sonucu (örneğin nehirde taşınım veya denizde canlılar/akıntılar sebebiyle) yeniden suya karışabilmekte ve uzun süreli kirlilik kaynağı olabilmektedirler. 23 YENİ GELİŞTİRİLEN KALICI KONTAMİNANTLAR Bilimsel kaynaklara göre günümüzde üretilen 800 den fazla bileşiğin KOK ların sınıflandırma kriterlerini karşıladığı bildirilmiştir. Bu kimyasallardan en az 120 sinin yoğun bir şekilde üretildiği (yılda 1000 ton) de belirtilmiştir. Özetle çevre kirliliğine neden olan ve gerek insan ve gerekse hayvan sağlığına olumsuz etki yapan ve insanların daha çok kişisel bakım ürünlerinde kullandığı bazı diğer maddeler Tablo 2 de verilmiştir. 18,24,28-30 Buna göre gelecekte Stockholm Sözleşmesine yeni birçok bileşiğin daha katılması sürpriz olmayacaktır. 50

SONUÇ Bütün endüstrilerde kurulması zorunlu olan atık arıtma tesislerine rağmen, özellikle gelişmekte olan ülkelerde ulaşılabilen raporlarda açıkça görüldüğü gibi önemli miktarda zehir potansiyeli bulunan maddeler çevrede bulunabilir. Bu nedenle çevre yönetimi için ancak sıkı kurallar konulmasıyla insanoğlunun bu tür ksenobiyotiklerin toksikolojik etkilerinden korunabileceği ileri sürülmektedir. TABLO 2: Çevre kirliliğine neden olan çeşitli kimyasallar ve zehirlilikleri. Kimyasalın adı Hangi üründe bulunduğu Zehirlenme belirtileri Potansiyel uzun süreli etkileri Amonyum persülfat Saç beyazlatıcı Göz, deri ve burun irkiltisi, Astım, dermatit öksürük, solunum güçlüğü Aseton Tırnak boyası çözücüsü, saç spreyi Göz, deri ve boğaz irkiltisi, Göz, deri ve boğaz irkiltisi, baş dönmesi baş dönmesi Asetonitril Tırnak yapıştırıcısı çözücüsü Göz, deri ve boğaz irkiltisi, yüzde Zayıflık, halsizlik yanma, göğüs sıkışması, iştahsızlık Butil asetat, etil asetat veya Tırnak boyası ve çözücüsü, Göz, deri ve boğaz irkiltisi, Göz, deri ve boğaz irkiltişi, izopropil asetat postiş bağlayıcı baş ağrısı, baş dönmesi dermatitis 2-Butoksietanol veya etilen Dezenfektan, temizleyici Başağrısı, göz ve burun irkiltisi Üreme toksini glikol monobutil eter Dibutil fitalat Tırnak boyası Bulantı, baş dönmesi, göz ve Üremeyi etkiler, cilt irkiltisi doğum defektleri 1,4 Dioksan Postiş yapıştırıcısı Göz ve burun irkiltisi Kanser, karaciğer ve böbrek hasarı Etil metakrilat Yapay tırnak Göz ve deri irkiltiş, göz kapağı, yüz ve Astım boyunda döküntüler, konsantrasyonda zorluk, öksürük, solunum güçlüğü p-fenilendiamin Saç boyası, siyah kına dövmesi Cilt irkiltisi Dermatitis Formaldehid veya metilen glikol Tırnak sertleştirici, tırnak boyası, Solunuma ilişkin sorunlar, öksürük, Kanser ve dermatitis keratin saç güçlendiricisi hırıltılı solunum, deride döküntü, göz, burun ve boğaz irkiltisi Gliseril tiyoglikolat Permalı saç çözeltisi Deri irkiltisi Dermatitis Kuaterner amonyum bileşikleri veya Dezenfektan, temizleyici Deri, göz ve boğaz irkiltisi Astım dimetil benzil amonyum klorür Metakrilik asit Tırnak ve kirpik yapıştırıcısı Deri yanıkları, göz, burun Böbrek hasarı, dermatitis, ve boğaz irkiltisi üreme toksini Metil metakrilat Yapay tırnaklarda Solunum sorunları, göğüs sıkışması, Koku almada kayıp, göz, burun ve boğaz irkiltişi, konfüzyon üreme toksini, astım Siklopentasiloksan veya Ütü spreyi, ısı koruma spreyi Siklopentasiloksan, ütünün ısısından Formaldehid maruziyeti siklometikon formaldehid üretir. Formaldehit solunuma, kanser ve dermatitise ilişkin sorunlar, öksürük, hırıltılı solunum, neden olabilir deri döküntüleri ile göz, burun ve boğaz irkiltisine neden olur. Stiren Postiş yapıştırıcısı Görme sorunları, konsantrasyon, Kanser yorgunluk zorluğu Toluen Tırnak boyası, tırnak yapıştırıcısı, Baş dönmesi, başağrısı, ciltte Karaciğer ve böbrek hasarı, saç boyası, saç yapıştırıcısı/ döküntü, göz, burun ve boğaz irkiltisi doğum defekti, gebelik kaybı postiş bağlayıcı Trikloretilen Postiş yapıştırıcısı Başdönmesi, başağrısı, konfüzyon, Karaciğer ve böbrek hasarı, iştahsızlık, göz ve deri irkiltisi dermatitis, çift görme 51

1. Moschella PS, Laane RPWM, Bäck S, Behrendt H, Bendoricchio G, Georgiou S, et al. Group report: Methodologies to support implementation of the water framework directive. Managing European Coasts Environmental Science Springer Berlin Heidelberg 2005. p.137-52. 2. Richards DJ, Shieh WK. Biological fate of organic priority pollutants in the aquatic environment. Water Res 1986;20(9):1077-90. 3. Wasi S, Tabrez S, Ahmad M. Toxicological effects of outh environmental pollutants: an overviev. Environ Monit Assess 2013;185(3): 2585-93. 4. Gupta AK, Ahmad M. Assessment of cytotoxic and genotoxic potential of refinery waste effluent using plant, animal and bacterial systems. J Hazard Mater 2012;201-202:92-9. 5. Tabrez S, Ahmad M. Oxidative stress mediated genotoxicity of wastewaters collected from two different stations in northern India. Mutat Res 2011;726(1):15-20. 6. Aboulhassan MA, Souabi S, Yaacoubi A, Baudu M. Removal of surfactant from industrial wastewaters by coagulation flocculation process. Int J Environ Sci Technol 2006; 3(4):327-32. 7. Mena S, Ortega A, Estrela JM. Oxidative stress in environmental-induced carcinogenesis. Mutat Res 2009;674(1-2):36-44. 8. Tyagi P, Budhi D, Choudhary R, Sawheny RL. Degradation of ground water quality due to heavy metals in industrial areas of India. IJEP 2000;20(3):174-81. 9. Fatima RA, Ahmad M. Genotoxicity of industrial wastewaters obtained from two different pollution sources in northern India: a comparison of three bioassays. Mutat Res 2006; 609(1):81-91. 10. Filazi A, Baskaya R, Kum C, Hismiogullari SE. Metal concentrations in tissues of the Black Sea fish Mugil auratus from Sinop-Icliman, Turkey. Hum Exp Toxicol 2003;22(2):85-7. KAYNAKLAR 11. Kurnaz E, Filazi A. Determination of metal levels in the muscle tissue and livers of chickens. Fresen Environ Bull 2011;20(11):2896-901. 12. Yavuz H, Filazi A. Ankara Mogan Gölünden sağlanan su, çökelti ve balık örneklerinde ağır metal düzeyleri. Vet Hek Der Derg 1995;66:1-7. 13. Myburgh JG. Veterinary geology. In: Gupta RC, ed. Veterinary Toxicology. Elsevier Inc; 2012. p.827-30. 14. Rattner BA. History of wildlife toxicology. Ecotoxicology 2009;18(7):773-83. 15. Sireli UT, Iplikcioglu-Çil G, Yurdakok-Dikmen B, Filazi A, Ulker H. Detection of metals in different honey brands. Kafkas Univ Vet Fak Derg 2015, DOI: 10.9775/kvfd.2015.13554. 16. Resmi Gazete. 2009/15272 sayılı Kalıcı Organik Kirleticilere İlişkin Stokholm Sözleşmesi nin Onaylanması Hakkında Karar. 30.07.2009 tarih ve 27304 sayılı Resmi Gazete. 17. Bayat S, Geiser F, Kristiansen P, Wilson SC. Organic contaminants in bats: trends and new issues. Environ Int 2014;63:40-52. 18. Farrington JW, Takada H. Persistent organic pollutants (POPs), polycyclic aromatic hydrocarbons (PAHs), and plastics: Examples of the status, trend, and cycling of organic chemicals of environmental concern in the ocean. Oceanography 2014;27(1):196-213. 19. Thomas KV, Hurst MR, Matthiessen P, Sheahan D, Williams RJ. Toxicity characterisation of organic contaminants in storm waters from an agricultural headwater stream in South East England. Water Res 2001;35(10):2411-6. 20. Phillips PJ, Bode RW. Pesticides in surface water runoff in south eastern New York State USA, seasonal and stormflow effects on concentrations. Pest Manag Sci 2004;60(6):531-43. 21. Pazou EYA, Boko M, van Gestel CAM, Ahissou H, Lalèyè P, Akpona S, et al. Organochlorine and organophosphorous pesticide residues in the Ouémé river catchment in the republic of Bénin. Environ Int 2006; 32(5):616-23. 22. Ergüder TH, Güven E, Demirer GN. The inhibitory effects of lindane in batch and upflow anaerobic sludge blanket reactors. Chemosphere 2003;50(1):165-9. 23. Weber R, Watson A, Forter M, Oliaei F. Persistent organic pollutants and landfills a review of past experiences and future challenges. Waste Manag Res 2011;29(1): 107-21. 24. Nabi G, Muhammad H, Khan A, Ali S. Environmental pollutants can cause precocious puberty [a review]. World J Zool 2015;10(2): 130-5. 25. Landrigan PJ, Schechter CB, Lipton JM, Fahs MC,Schwartz J. Environmental pollutants and disease in american children: estimates of morbidity, mortality, and costs for lead poisoning, asthma, cancer, and developmental disabilities. Environ Health Perspect 2002; 110(7):721-8. 26. Iughetti L, Lucaccioni L, Predieri B. Childhood obesity and environmental pollutants: a dual relationship. Acta Biomed 2015;86(1): 5-16. 27. Dangi-Garimella S. Environmental pollutants: a risk factor for obesity and diabetes. Am J Manag Care 2014;20(10 Spec No):E8. 28. Yurdakok B, Tekin K, Daskin A, Filazi A. Effects of polychlorinated biphenyls 28, 30 and 118 on bovine spermatozoa in vitro. Reprod Domest Anim 2015;50(1):41-7. 29. Yurdakök B, Aydin FG. Sentetik Misk Kalıntıları. Fırat Üniv Sağ Bil Veteriner Derg 2013; 27(3):173-6. 30. Yurdakok Dikmen B, Alpay M, Kismali G, Filazi A, Kuzukiran O, Sireli UT. In vitro effects of phthalate mixtures on colorectal adenocarcinoma cell lines. J Environ Pathol Toxicol Oncol 2015;34(2):115-23. 52