Atatürk ün Dünyası Cengiz Önal 85 Köy Enstitüleri, 17 Nisan 1940 tarihinde 3803 sayı ile çıkarılan yasaya göre ve Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün 28 Aralık 1938 de Milli Eğitim Bakanlığı na getirdiği Hasan Ali Yücel le birlikte İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç a verdikleri destek ve güvence ile kurulmuştur. İsmet Paşa nın, Köy Enstitüleri nin gerek yasasının çıkması ve kurulması ve gerekse bu sistemin yaygınlaşması konusunda büyük desteği ve katkısı olmuştur. 1940 lı yıllarda hızla yaygınlaşarak ülkenin eğitimine olduğu kadar kalkınmasına da büyük hizmetler veren bu Enstitülerin, Türkiye de ulusal eğitimin gelişmesine paralel, hatta Ulusal Kurtuluş ve Bağımsızlık Savaşı günlerine uzanan ve her aşamasında İsmet Paşa tarafından da desteklenen bir hazırlık dönemi olmuştur. Ancak Köy Enstitüleri Sistemi nin ve eğitimde böylesi bir Köy Enstitüleri (17 Nisan 1940 27 Ocak 1954) Köy Enstitüleri Sistemi nin ve eğitimde böylesi bir yöntemin asıl fikir babası Mustafa Kemal dir. İsmet İnönü (1941) yöntemin asıl fikir babası Mustafa Kemal dir. Atatürk ve Başbakan İsmet Paşa nın talimatlarıyla, Reşit Galip in Milli Eğitim Bakanlığı sırasında, hükümet, ulaşılması zor köyler ve köylülere eğitim götürebilmek için olağanüstü çabalar sarf etti. Hatta bakanlıkta köylere ivedilikle öğretmen yetiştirmenin yöntemle- 41
rini araştırmak üzere bir Köy İşleri Komisyonu dahi kuruldu. Bu komisyon tarafından hazırlanan raporda Öyle bir köy öğretmen tipi yaratmalıyız ki, o yalnız İsmet İnönü CHP'nin 6. Kurultay konuşması sırasında (8.5.1943) köylünün eğitimini sağlamak ve toplumsal kurumlarını etkilemekle kalmasın. Köyün yüzünü ve ekonomik hayatını değiştirsin sözlerine yer verilerek büyük bir özlem dile getirilmişti. Bunlar aynı zamanda Köy Enstitüleri nin ön hazırlığı anlamına da gelebilecek ve alt yapıyı oluşturan düşüncelerdi. Öte yandan, köylerde açılmış eğitmen kursları, sadece okuma yazma öğretmekle yetinmeyip, daha nitelikli kimseler yetiştirilebilmek için bir süre sonra Köy Öğretmen Okulları'na dönüştürülürken, bir anlamda, Köy Enstitüleri nin de temeli atılmış oldu. İsmail Hakkı Tonguç'un projelendirdiği Köy Enstitüleri nin çıkış noktası, ilköğretimin yurt çapında 42 yaygınlaştırılması için köyden seçilecek çocukların kısa zamanda yetiştirilip köy koşullarına uyumlu eğitmenler olarak yine köylerde görevlendirilmeleriydi. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü de bunu oldukça önemsiyordu. Cumhuriyet Halk Partisi'nin 5. Büyük Kurultayı nda parti başkanı olarak yaptığı konuşmasında; Önümüzdeki yıllarda nüfusumuzun çoğunluğunu oluşturan köylümüzün, gerek eğitim, gerekse geçim düzeyini yükseltmeyi başlıca hedefimiz olarak görüyoruz. Bu konuda alacağımız sonuçlara çok önem ve değer veriyoruz. Kesin olarak inanıyoruz ki köylümüzün eğitimini ve geçimini daha yüksek düzeye vardırdığımız gün, ulusumuzun her alandaki gücü bugün hayal edilemeyecek kadar yüksek ve heybetli olacaktır diyerek köylerde yaşayan vatandaşlarımızın eğitiminden beklentilerini tekrarladı. Dolaysıyla da Köy Enstitüleri ni, her yönüyle destekledi. Kuruluş yıldönümleri etkinliklerinde Köy Enstitüleri ni ziyaret etti, onların her zaman yanlarında olduğu mesajını vererek yüreklendirdi. Köy Enstitüleri yasasının çıkmasının ardından öncelikle; Eskişehir / Çifteler, İzmir / Kızılçullu, Kırklareli / Lüleburgaz Kepirtepe ve Kastamonu Gölköy de faaliyetlerini sürdüren dört köy öğretmen okulu Köy Enstitüsü ne dönüştürüldü. 1940 yılında bu okullara; Adana
/Düziçi, İzmit / Arifiye, Antalya /Aksu, Balıkesir / Savaştepe, Isparta / Gönen, Kars / Cılavuz, Malatya / Akçadağ, Kayseri / Pazarören, Samsun / Lâdik Akpınar, Trabzon / Beşikdüzü ve 1941 yılında; Ankara Hasanoğlan ile Konya İvriz Köy Enstitüleri eklendi. 1942 yılında; Sivas / Yıldızeli, Erzurum / Pulur, 1944 yılında; Aydın / Ortaklar ve Diyarbakır / Ergani Dicle de kurulanlarla beraber bu okullarda okuyan öğrencilerin sayısı l6.000 e yükseldi. O yıl Köy Enstitüleri'ni bitiren 1996 öğrenci, 1750 köy okulunda görevlendirildi. 1948 yılında kurulan Van /Erciş le birlikte sayıları 21 e ulaşan Köy Enstitüleri, sayılan merkezler ve civarın da eklenmesiyle tüm Türkiye yi kapsayacak bir yaygınlıkta olmak üzere planlandı. Enstitülerin yüksek kısmı ise 1943 te Ankara Hasanoğlan da açıldı. Cumhurbaşkanı nın ülkenin tüm yönetim mekanizmasını seferber ederek bizzat üzerinde durduğu bu enstitülerin birçok sıkıntılarını aşmada devletten vergi desteği verdi ve enstitüleri vergiden muaf tuttu. Ancak ne var ki; her dönemde olabildiği gibi o dönemde de bir kısım geri ve çağdışı zihniyete sahip ve dini her türlü çıkarı için kullanmaktan çekinmeyen dar kafalılar Eğitimde çağdaş modellerin uygulanmasıyla Köy Enstitüleri'nde öğrenciler birçok alanda kendilerini geliştiriyordu vardı. Bu zavallılar, böylesi bir eğitim projesine, okullarda komünizm propagandası yapıldığı, sınıf ayrımı yaratacağı, çabucak yetiştirilen öğretmenlerin yetersiz yarı aydınlar olacağı ve kız ve erkek öğrencilerin birlikte karma eğitim görmelerinin sakıncalar doğuracağı vb gibi daha birçok anlamsız gerekçelerle karşı çıkıp, önce yasanın çıkmasını engellemeye çalıştılar. 43
İsmet İnönü, kendi partisi içinden yapılanlarla birlikte bütün eleştirileri büyük bir sorumlulukla cevaplayarak, özellikle enstitülerdeki karma eğitime gelen yoğun eleştiriler karşısında bir yandan kız çocuklarını okutmamadaki büyük yanılgıya işaret ederken, bir yandan da ilköğretim sorununun kısa vadede çözümlenemeyeceğini belirtti. Meclis teki hararetli tartışmaların ateşi bir türlü düşmüyordu. İlk denemelerinde başarısız olan bu garabet yuvası mensuplarının Meclis teki sayıları da azımsanmayacak derecede çoktu. Köylerin kalkınmasından ürken, köylünün bilinçlenmesi durumunda ona egemen konumlarını yitirme kaygısı içinde olanlar, bir süre sonra, türlü asılsız iftiralarla suçladıkları bu güzel oluşumların sonunu getirmek üzere seferber oldular. Ne yazık ki, Türk Devrimleri nin yenilikleri henüz özümsenmeden, Köy Enstitüleri nin kuruluş aşamasıyla da eş zamanlı patlak veren II. Dünya Savaşı'nın getirdiği bunalım, CHP ve yaptırımlarına mal edildi ve bunun ilk faturası Köy Enstitüleri'ne çıkarıldı. İktidarı ve Halk Partisi ile özdeşleştirilen devrim hareketlerini desteklemeyenler bir araya gelerek enstitüler aleyhine bilinen eleştirileri tekrarlayan bir akım oluşturdular. Siyasiler kadar kimi çevrelerce aydın sayılanların ve her türlü halk kesimlerinin de katıldığı bu akımla insanlar öylesine bölündü ki, bir yazar, duyguları- 44 nı, Köy Enstitüleri hakkında ne düşündüğünü söyle kim olduğunu söyleyeyim! sözleriyle yansıttı. Daha sonra CHP den ayrılacak olan milletvekillerini de içeren bu akımın sesi, hele Demokrat Parti'nin kurulmasından sonra Büyük Millet Meclisi nde de duyuldu. Türkiye de laik, ezbercilikten uzak, bilimsel eğitimi, öğrencilerin de yönetime katıldığı demokratik sistemiyle iyice yaygınlaştıran enstitüler, çok partili rejime geçiş aşamasında muhalefet tarafından ulusal eğitimin bir parçası değil, iktidar partisinin bir organıymışçasına eleştirildi. Bir kısım milletvekillerinin de katılımıyla ve özellikle Meclis içinden gelen yoğun eleştiriler; dışarıdan da, her ne pahasına olursa olsun, CHP'yi yıpratmak isteyenlerden beklenmeyen ölçüde katılım gördü. Sonuçta; birçok batı ülkesinde faşizan yönetimlerin egemen olduğu o günlerde en büyük kaygısı rejimi korumak olan İsmet İnönü nün, 1945 te çok partili sistemin de getirilmesiyle iyice yerleşmekte olan demokrasinin örselenmesini engellemek için yeğlediği sıkıntılı sessizliği, Meclis te ve hükümette bunalımları tırmandırdı. İyiden iyiye boy hedefi yapılan Köy Enstitüleri ni korumak adına sistemden ilk ödünler verilmeye başlandı. Enstitülerde kültür dersleriyle uygulamalı teknik derslerin özenle saptanmış oranları değiştirildi. 1946 seçimlerinden sonra kurulan Recep Peker Hükümeti nde Hasan Ali Yücel in
Milli Eğitim Bakanı görevine son verildi. Yerine Reşat Şemsettin Sirer atandı. Köy Enstitüleri hakkında çok ağır bir dil kullanan bu bakanın, ilk icraatlarından birisi de İsmail Hakkı Tonguç u ağır suçlamalarla görevinden alması oldu. Demokrat Parti iktidarının ilk yılında Milli Eğitim Bakanı olan Tevfik İleri, enstitülerle mücadelenin komünizmle mücadele sorunu olduğunu bile dile getirdi. Sonunda, 27 Ocak 1954 tarihinde 6234 sayılı yasa ile enstitüler, öğretmen okullarına dönüştürüldü. Köy Enstitüleri nin kurulmasını sağlamış olan İsmet İnönü nün, çok değer verdiği, ülke için nice umutlar beslediği bu okulların acıklı sonunu önleyememekten ve bunun ülkeye maliyetinden kuşkusuz çok üzüntü duyduğu bilinmektedir. Onun 27 Mayıs 1960 devriminden sonra başbakanlığını yaptığı 1962 koalisyon hükümetinin programında Türk milli eğitim sisteminin toptan gözden geçirilmesi gerektiğini belirterek ilköğretim çağındaki bütün çocukların 1970 yılına kadar okul içine alınması dileğine yer vermesi, kuşkusuz bunun en büyük göstergelerindendir. İsmet İnönü, bir süre sonra, 1966 yılının 17 Nisan ında Köy Enstitüleri nin kuruluşu anılırken; Köy Enstitüleri ile kapalı olan köylü hazinesi keşfolunmuştur. Bunun mütehassısları cesaretle bunun içine girdiler. Başarıyı, ilk önce burada değerlendirmek lazımdır. Köy Enstitülerinde çalışanları, Hasan Ali Yücel i, İsmail Hasan Ali Yücel, Köy Enstitüsü öğrencileriyle birlikte Hakkı Tonguç u rahmetle anmak isterim. Ben Devletin başındaydım. Köy Enstitüleri nin asıl zahmetini çekenler, bu eserin mimarları ve onun tutunması için çalışanlardır. Eser onlarındır! diyerek Enstitülerin kendine göre bir bilânçosunu yaptı. Mustafa Kemal in ilk düşüncelerini oluşturduğu ve uygulama olanağı bulamaması itibariyle ileriki yıllara ertelenen ve İsmet Paşa ile yaşam bulduğuna inanılan ve eğitim tarihimizin altın sayfasında hak ettiği yeri alan Köy Enstitüleri, zaman içinde, tıpkı İsmet Paşa gibi, çok övülmüş, çok özlenmiş ve fakat çok yerilmiştir. Ancak hep gündemde kalmıştır. cengizonalbd@gmail.com (Gelecek Ay: Yüksek Öğretim ve İlk Özerk Üniversitenin Kurulması) 45