Sayı 2 Editörden TÜBİTAK 1000 Mersin Üniversitesi Araştırma Proje Potansiyelinin Geliştirilmesi ve Sürdürülebilirliği Projesi, Fikir sizden destek bizden sloganı ile bir yılı aşkın süredir; eğitimler, toplantılar ve medya içerikleri vasıtasıyla proje kültürünün yaygınlaşması adına çeşitli faaliyetlerde bulunmaktadır. Bu e-bülten de, hedef kitlede farkındalık yaratmak ve başarı hikayelerinin paylaşılması amacıyla hazırlandı. Her bir sayı 2015 Ocak - 15 Haziran tarihleri arasında başvurusu yapılan ve olumlu sonuçlanan TÜBİTAK projelerinin yürütücüleri ile yapılan röportajları kapsamaktadır. Bu sayımızın konuğu Mersin Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Eczacılık Meslek Bilimleri Bölümü Farmasötik Kimya Ana Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Öztekin Algül. Önümüzdeki sayıda ise Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu Kimya Teknolojileri Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Orhan Altan ın 3001 projesi hakkındaki röportajımız yer alacak. Bu sayımızdaki röportaj görüşmeleri için vakit ayırma nezaketinde bulunan Algül e, proje ekibi adına teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca e-bültenin sizlere ulaşmasına aracılık eden gazetecilik bölümü öğrencilerim, Murat Ataş a (Röportaj), Mazlum Aritürk e, Bahtiyar Yılmaz a (Fotoğraf) ve Gencay Olcan a (Tasarım) da verdikleri emekten ötürü teşekkür ederim. Genç araştırmacıların çalışmalarına ışık tutması dileğiyle. Saygılarımla Yrd. Doç. Dr. Erhan ARSLAN
Prof. Dr. Öztekin Algül Amacımız kansere karşı yeni bir ilaç geliştirmek Kanser diğer hastalıklardan farklı olarak dışarıdan değil organizmanın kendi içerisinde oluşan bir hastalık bu nedenle kansere karşı tedavi sürecinde; yapılan her uygulama organizmanın diğer hücrelerine de zarar verebilmekte. Dolayısıyla tedavisi çok daha zor ve çok daha dikkatli bir şekil de yapılmak durumunda. Bu hastalıkla ilgili moleküler düzeyde araştırmalarına devam etmekte olan Mersin Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Eczacılık Meslek Bilimleri Bölümü Farmasötik Kimya Ana Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Öztekin Algül ile projesi hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik. Prof. Dr. Algül ün, şu an yürütmekte olduğu TÜBİTAK 1001 projesi kansere karşı yeni bir ilaç geliştirmeyi amaçlamakta. Prof. Dr. Algül, proje fikrinin nasıl ortaya çıktığı, projenin hedefleri, kapsamı ve önemi ile ilgili sorularımızı yanıtladı. Sizi önce tanıyabilir miyiz? 1991 yılında Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesinden mezun oldum. 1994 Yılında Yüksek Lisans ve 2000 yılında Doktora eğitimimi Farmasötik Kimya alanında tamamladım. Doktora çalışmaları dönemimde Amerika Birleşik Devletleri, Iowa Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi Farmasötik Kimya Bölümünde bilimsel araştırmalar yaptım. 2002 Yılında, Mersin Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Eczacılık Meslek Bilimleri Bölümü Farmasötik Kimya Ana Bilim Dalına kurucu öğretim üyesi olarak atandım. 2003 Yılında DAAD Bursu ile 2004 ve 2005 yıllarında ise davetli araştırmacı olarak Almanya Saarland Üniversitesi Farmasötik ve Medisinal Kimya Bölümünde Prof. Dr. Rolf W. Hartmann ve ekibiyle çalıştım. 2005 yılından sonra Almanya da Prof. Dr. Joachim Jose ile Heinrich Heine Üniversitesinde çeşitli konularda ortak bilimsel çalışmalar ve projeler yürüttüm. 2007 Yılında, Mersin Üniversitesi Mersin Meslek Yüksek Okulu Uzaktan Eğitim Birimi Sağlık Programları kuruculuğunu üstlendim. 2008 Yılında Farmasötik Kimya alanında Doçent oldum. 2
2010 Yılında Amerika Birleşik Devletleri Connecticut Üniversitesinde Yeni İlaç Geliştirilme Yöntemleri konusu kapsamında TÜBİTAK 2219 Doktora Sonrası Araştırma Bursu desteği ile çalışmalar yaptım. 2014 Yılında profesörlüğe atandım. Ulusal ve uluslararası bilimsel dergiler ve bilimsel toplantılarda sunulmuş çok sayıda makalem ve bildirim bulunmakta. Halen Mersin Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Kimya Ana Bilim Dalı Başkanlığı, Mersin Meslek Yüksekokulu Kimya ve Kimyasal İşleme Teknolojileri Bölümü ve Tıbbi Hizmetler ve Teknikler Bölüm Başkanlıkları görevleri ile birlikte Eczacılıkta Uzmanlık Kurulu (EUK) Üyeliği görevlerini sürdürmekteyim. Geriye dönüp baktığımda yaşadığım her akademik ve idari tecrübenin beni daha iyi bir araştırmacı ve proje yöneticisi olmama katkı sağladığını düşünüyorum. Şairin dediği gibi ağır ağır çıkıyoruz bu merdivenleri. Projeyi kısaca tanıtır mısınız? Bilindiği gibi son yıllarda kanser tedavisi alanında büyük gelişmeler olmasına rağmen, kanser dünyada mortalite oranı en yüksek hastalıklar arasında yer almaktadır ve bu oran giderek artmaktadır. Kanser tedavisinde henüz istenilen noktaya ulaşılamadığından, günümüzde daha selektif, daha az toksik ve daha aktif yeni antikanser ilaçların geliştirilmesine ihtiyaç vardır ve bu konuda da tüm dünyada yoğun çalışmalar sürdürülmektedir. Projemiz kansere karşı yeni ilaç geliştirmeyi amaçlamaktadır. Çalışma grubumuz daha etkin ve ilaç olmaya aday olabilecek yeni, antikanser aktiviteye sahip bileşikler geliştirmeyi ve bu konudaki yeni ilaç geliştirme çalışmalarına katkı sağlamayı hedefleyen bir proje hazırladı. Bu projemiz TÜBİTAK 1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projeleri Destekleme Programı tarafından desteklendi. Proje çalışma grubumuzda üç ayrı üniversiteden araştırmacılar yer almaktadır. Proje yürütücülüğünü üstelendiğim bu çalışmada Mersin Üniversitesi, Mustafa Kemal Üniversitesi ve Sütçü İmam Üniversitesi nden araştırmacılar bulunmaktadır. Projemiz Antikanser Etkili Olabilecek Yeni Bis Türevi Yapıların Sentezi, Yapı-Etki İlişkileri ve Moleküler Etki Mekanizmalarının Apoptoz Yoluyla Araştırılması başlığını taşımaktadır. Böyle bir fikir nasıl ortaya çıktı? Aslında uzun yıllardır grubumuz benzimidazol, benzotiyazol ve benzoksazol olarak isimlendirilen kimyasal halka sistemleri üzerinde çalışmalar yapmaktadır. Bu halka sistemleri ile ilgili literatürde önemli oranda makalenin yer aldığını görüyoruz ve bugün tedavide bu halka sistemlerini taşıyan çok sayıda ilaç olduğu da bilinmektedir. Dolayısıyla bu halka sistemlerinin tedavide kullanılabilecek yeni ilaçların geliştirilmesinde öncü olabileceğini gösteren çok sayıda veri bulunmaktadır. Bu veriler grubumuz tarafından değerlendirilerek Mersin Üniversitesi BAP-SBE FK (AK) 2008-3 YL, BAP-ECZ F EMB (ÖA) 2009-2 B ve BAP-SBE FKB (RHE) 2014-1 YL projeleri sunulmuştur. 3
BAP projeleri kapsamında gerçekleştirilen çalışmalar bu proje önerisinin hazırlanması için önemli başlangıç noktasını oluşturmuştur. BAP projelerimizde elde ettiğimiz sonuçlar ışığında, grubumuz araştırmacıları tarafından sentez edilen bazı bileşikler ve özellikle RHE-50 kodlu bileşiğin hepatosellüler karsinom başta olmak üzere diğer kanser hücrelerine karşı oldukça etkili bir bileşik olduğu belirlenmiştir. Bu sonuçlar daha selektif ve daha potent yeni bileşiklerin geliştirilmesinde bis yapısı taşıyan RHE-50 bileşik grubunun öncü bileşik olarak kullanılabileceği fikrini doğurmuştur. Projenizi bir zemine oturtmak, sunulabilir hale getirmek ne kadar vaktinizi aldı? Bu projenin temelini 2008 lerde oluşturmaya başladık ve o günden bu güne araştırmalarımıza devam etmekteyiz. Her çalışma daha önceki çalışmalarda elde edilen sonuçlar üzerine kurularak ilerletildi. Çalışmalarımızda özellikle 2013-2014 yıllarında elde ettiğimiz sonuçlar bizleri bu projenin hazırlanması için daha da çok umutlandırdı. 2014 yılının büyük bir bölümünü bu proje hazırlıkları ile geçirdik ve 2015 yılının başında hazır hale getirdiğimiz projemizi Mart ayında TÜBİTAK a sunduk. Projeyi hazırlama sürecinde yardım aldığınız birileri oldu mu? Proje hazırlık aşamasında, proje grubumuzda yer alan araştırmacılar dışında direkt olarak herhangi bir destek almadık. Fakat şunu ifade etmek isterim ki, farklı alanlarda çalışan araştırmacıların projemizin hazırlanmasında yer alması ve projeye mutlak katkı sağlamasına özellikle özen gösterdik. Bunun nedeni, farklı alanlarda çalışan araştırmacıların her birinin bilgi birikiminin, konsantrasyonun birbirinden farklı olmasına bağlı olarak projeye farklı bir bakış açısı ve eleştirisel katkı sağlamasıdır. Bu yaklaşımın projemize önemli katkısını olduğunu düşünüyorum. Şöyle de ifade edebilirim ki, bir projeyi ne kadar farklı göz incelerse başarılı olma oranı buna bağlı olarak artmaktadır. Yani farklılıklarımız bizim zayıf değil güçlü yanımız. 4
KANSERE KARŞI ARAŞTIRMACILAR VİZYONLARINI PAYLAŞMALIDIR Peki bu projenin toplumsal ve bilimsel çıktısı ne olacaktır? Projemizin topluma olan katkısını iki ayrı noktada toplayabiliriz. Birincisi; projemiz bizlerinde içinde yer aldığı, bilimsel araştırma yapan akademik topluma örnek olmak açısından bir fayda sağlayabilecek niteliktedir. Multidisipliner ve çok merkezli çalışmaların yapılması ve projelerin oluşturulması özellikle ülkemizin temel bilimsel eksikliklerinin başında gelmektedir. Projemiz farklı merkezlerdeki ve farklı alanlardaki araştırmacıların birlikteliğini sağlayan bir proje olması bakımından bilimsel ve ekonomik katkı oluşturabilecek niteliktedir. Projenin planlandığı şekilde sonuçlanması, ülkemizde ve uluslararası alanda daha ileri çalışmaların yapılmasına ve ortak projeler oluşturulmasına katkıda bulunabilecektir. İkincisi ise; yeni ilaç adayı keşif çalışmaları niteliğinde olan bu proje çalışmasının patent alınabilecek özel bir moleküle ulaşabilme olasılığıdır. Patentlenmiş orijinal ilaç adayı veya ilaç geliştirme alanındaki orijinal molekülün önemli ekonomik getirisine ülkemiz henüz ulaşabilmiş değildir. Ülkemizde bu konuda yapılan çalışmalar daha çok üniversiteler bünyesinde yürütülmekte olup, molekül sentezlenmesinin ardından, biyolojik aktiviteleri hakkında sınırlı bilgiye sahip olduğumuz moleküler keşif basamağında kalmaktadır. Dolayısıyla, patentlenebilir orijinal ilaç adayı bileşiklerin geliştirildiği çalışma örneklerine ihtiyaç vardır. Bu projemizin sonuçları, orijinal ilaç adayı geliştirilmesinin yanı sıra ülke ekonomisine de katkı sağlama potansiyelindedir. Benim üzerinde durduğum, belki de en önemli nokta, genç araştırmacılara uygun bir araştırma ve bilimsel çalışma iklimi sunabilmek. Bunu hissettiğimde kendimi gerçekten ülkeme hizmet etmiş hissediyorum. Bu projeyi hazırlarken ne gibi zorluklarla karşılaştınız? Ve buna benzer projeler yürüten kimselere ne gibi tavsiyelerde bulunabilirsiniz? TÜBİTAK projesi hazırlamak öncelikle ciddi bir ön hazırlık sürecine ihtiyaç duymaktadır. Projenin oluşturulması, konu ile ilgili bu güne kadar yapılmış olan çalışmaların incelenmesi, projenin temelde bir eksikliği karşılaması veya yenilikçi bir yaklaşım içermesi gerekmektedir. Aldığım farmasötik kimya nosyonunun yenilikçilik adına bana çok şey kattığını düşünüyorum, kendimi şanslı addediyorum ve değerli hocalarımı saygıyla anıyorum. Devam edecek olursak, özellikle yeni bir konuda proje sunulacaksa, literatür bilgisinin çok iyi edinilmesi gerektiğini düşünüyorum. Hazırlanan her proje kabul edilmeyebilir, hatta gelen raporlarda yapılan öneriler/eleştiriler araştırmacı tarafından kabul edilebilir nitelikte olmayabilir. Bu gibi durumlarda en çok karşılaştığımız tepki araştırmacının yeniden proje sunmama yolunu tercih etmesidir. Ben ise tam aksini düşünüyorum. Önemli olan olayın üzerine gitmek ve gelen eleştirileri de irdeleyerek daha iyisini yapmaya çalışmaktır. Yani vazgeçmemektir. Sanırım başarının sırrı da burada yatıyor. Grubumuzun daha önce sunduğu projeler iki kez üst üste TÜBİTAK tarafından desteklenmedi. Ancak vazgeçmedik ve çalışmaya devam ettik. Bunu takiben iki projemiz 2014 ve 2015 yıllarında peş peşe desteklendi. Her işte olduğu gibi proje sunumunda karşılaşılan sorunlar olacaktır, ancak çalışmaya devam etmek ve ısrarcı olmak en uygun yoldur. 5
PROJE HAZIRLAMAK, İYİ BİR ÖN HAZIRLIK, UYGUN EKİP VE İSTİKRAR GEREKTİRMEKTEDİR. Bu proje ilk TÜBİTAK projeniz mi? Daha öncesinde deneyiminiz oldu mu? Bu proje ilk TÜBİTAK projem değil. Bu proje dışında biri tamamlanan biri devam eden iki ayrı TÜBİTAK projemiz daha bulunmaktadır. Daha önce yürütücülüğünü yaptığım Almanya-Türkiye ortaklı TÜBİTAK destekli bir projemiz de oldu. Bu projeyi 2005-2008 yılları arasında tamamladık. Diğer TÜBİTAK projemiz ise 2014 yılından bu yana devam etmektedir. Bu projemiz ise TÜBİTAK tarafından en yüksek bütçe ile desteklenen projemizdir. Tüm projelerimizin ortak yanı ise yeni, daha selektif ve daha potent antikanser etkili ilaç adayı geliştirilmesidir. Bu proje kapsamında ne kadarlık bir destek alacaksınız? Projemiz 36 ay süreli ve toplam 580.500 TL ödenekle desteklenmiş bir TÜBİTAK projesidir. Projemizde daha öncede belirttiğim gibi üç farklı üniversiteden farklı alanlarda yürütücü dahil toplam altı araştırmacı ve 2 doktora 1 yüksek lisans olmak üzere üç bursiyer yer almaktadır. Son olarak eklemek istediğiniz bir bilgi var mı? İstemek, çok çalışmak ve başarmak! Akademisyenliğin çok zor bir meslek olduğunu düşünüyorum. Ülkeme ve arkamdan gelen genç araştırmacılarımıza hizmet verdikçe bu zorlukları unutarak huzurla çalışmak tek isteğim. Sonsöz Prof. Dr. Öztekin Algül le kansere karşı etkili ilaç geliştirilme safhasındaki ilacı çalışmalarını ele aldık. Kanser dünyada mortalite oranı en yüksek hastalıklardan biri ve bu yüzden birçok araştırmacının üzerinde ciddi çalışmalar yaptığı ve ciddi yatırımların yapıldığı bir alan. Türkiye kanser hastalığına yönelik henüz bir ilaç geliştirebilmiş değil. Geliştirilme aşamasındaki bu ilaç adayı bileşikler ile dışa bağımlılığın azalması ve hatta ülke ekonomisine ciddi katkıda bulunulabileceği öngörülüyor. TÜBİTAK 1000 Mersin Üniversitesi Araştırma Proje Potansiyelinin Geliştirilmesi ve Sürdürülebilirliği Projesi Kapsamında, hedef kitlede farkındalık yaratmak amacıyla çıkartılan bu bültenin editörlüğüne Yrd. Doç. Dr. Erhan Arslan, sayfa tasarımına Gencay Olcan, röportaja Murat Ataş, röportaj fotoğraflarına Mazlum Aritürk destek vermiştir. İletişim: Mersin Üniversitesi İleri Teknoloji Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi ARDEB Ofisi Çİftlikköy Kampüsü Tel: 0(324) 361 00 01 Fax: 0(324) 361 00 15 Email: meuarge@gmail.com Web: http://arge.mersin.edu.tr 6